Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir? Özel Ortadoğu Hastaneleri

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir? Özel Ortadoğu Hastaneleri

Osteoporoz: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Blog Image

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir?

Genellikle yaşlılık hastalığı olarak algılanan osteoporoz, halk arasında kemik erimesi olarak bilinir ve her yaş ve cinsiyetten insanı etkileyebilir. Yaş ortalamasının yükselmesiyle toplumda osteoporoz görülme sıklığı da artmaktadır. Kamburluk, boy kısalığı ve ağrı gibi belirtilerle kendini gösteren bu hastalık, kemiklerin kırılganlaşmasına yol açar.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir?
Osteoporoz (Kemik Erimesi) Belirtileri Nelerdir?
Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedenleri Nelerdir?
Osteoporoz (Kemik Erimesi) Teşhisi Nasıl Yapılır?
Osteoporoz (Kemik Erimesi) Tedavisi Nasıl Yapılır?
Osteoporoz (Kemik erimesi) hakkında sık sorulan sorular

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir?

Osteoporoz, kemiklerdeki kütlenin azalması ve sonucunda kemik kalitesi ile gücünün düşmesi anlamına gelir. Bu durum, kemiklerin daha kolay kırılmasına ve bu kırıklarla ilişkili sağlık sorunlarının ortaya çıkmasına neden olur. Toplumun yaşlanmasıyla birlikte osteoporoz, önemli bir halk sağlığı sorunu haline gelmiştir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Belirtileri Nelerdir?

Osteoporoz, kemiklerin ‘sessiz hırsızı’ olarak adlandırılır. Çoğu zaman kırıkların ardında osteoporoz yatar, ancak bu genellikle ilk etapta akla gelmez. Osteoporoz, boyda belirgin kısalma, kamburluk ve yaygın ağrı gibi belirtilerle kendini gösterebilir. Özellikle, gençlik dönemine göre 3 cm veya daha fazla boy kısalığı osteoporozun bir işareti olabilir. Kamburluk arttığında, karın bölgesi sıkışabilir ve bağırsaklarda şişkinlik ve yan ağrılarına yol açabilir. Ancak, bu belirtiler genellikle osteoporozun ileri safhalarında görülür. Hastalarda ani ve şiddetli bel veya sırt ağrısı ortaya çıktığında, kırık ihtimali göz önünde bulundurulmalı ve hemen bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedenleri Nelerdir?

Osteoporozun nedenleri yaş ve cinsiyet bağlamında değişkenlik gösterir. İleri yaş osteoporozun en önemli sebeplerinden biri olup, cinsiyet de risk faktörünü yükseltir. Kadınlar, erkeklere kıyasla osteoporoz açısından daha yüksek risk altındadır. Özellikle 50 yaş üstü ve menopoz sonrası kadınlarda bu risk artar. En yaygın sebep, kadınlarda menopoz sonrası östrojen seviyelerinin düşmesidir (postmenopozal osteoporoz). Bu yaş grubundaki kadınlar, erkeklerden 5 kat daha yüksek osteoporoz riski taşır. 70 yaş üstü bireylerde ise yaşlanmanın etkisiyle kemik gücü azalır ve osteoporoz riski her iki cins için de artar. Romatoid artrit gibi iltihaplı eklem hastalıkları, kronik karaciğer ve akciğer hastalıkları, diyabet ve insülin kullanımı, son dönem böbrek yetmezliği, hemodiyaliz ve böbrek nakli geçirenler osteoporoz için risk faktörleridir. Ayrıca, organ nakli sonrası kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar da osteoporoz riskini artırabilir. Paratiroid ve tiroid bezlerinin aşırı çalışması sonucu ortaya çıkan hastalıklar osteoporoz nedenleri arasındadır. Kanser türleri olan lösemi, lenfoma ve multiple myelom da osteoporoz riskini yükseltebilir. Obezite ameliyatları sonrası veya bağırsak hastalıklarına bağlı malabsorpsiyon da osteoporoz nedeni olabilir. Bunlara ek olarak, D vitamini eksikliği, aşırı alkol ve sigara kullanımı, hareketsiz yaşam tarzı ve düzenli egzersiz yapılmaması önemli risk faktörleridir. Kortizon, kan sulandırıcılar, antidepresanlar, mide koruyucular, epilepsi ilaçları, bağışıklık baskılayıcı ilaçlar, bazı kanser tedavileri ve tiroid hormon ilaçları da osteoporoz riskini artırabilir. Irklar arasında da risk farklılıkları bulunur, örneğin, beyaz ve Asyalı bireylerde, siyah ırka göre daha yüksek risk mevcuttur. Genetik faktörler önemli bir risk unsuru olarak kabul edilir. Beslenme bozuklukları ve düşük vücut kitle indeksi de osteoporoz riskini artırır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Teşhisi Nasıl Yapılır?

Kemik erimesinin anlaşılması için kemik yoğunluğu ölçümü yapılır. Bu ölçümlerde elde edilen değerler, genç yetişkinlerin değerleriyle karşılaştırılır ve bu karşılaştırmadan elde edilen T skoru, normal sınırlardan sapmaları gösterir. Dünya Sağlık Örgütü’nün sınıflandırmasına göre, T skoru -2,5 ve altında ise osteoporoz teşhisi konur. -1 ile -2,5 arasında ise tam olarak osteoporoz değil, ancak kemik erimesinin başlangıcı olan osteopeni tanımı kullanılır. T skoru -1’in üzerindeyse, osteoporoz riski normal kabul edilir.

Menopoza giren tüm kadınların kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmaları tavsiye edilir. Ayrıca, risk faktörlerine sahip gençler ve erkekler için de bu ölçüm yapılmalıdır. Düşük kemik yoğunluğuna sahip kişilerde ve tedavi görenlerde, ölçüm yılda bir yenilenmelidir. Ancak, risk faktörü bulunmayan ve normal değerlerde kemik yoğunluğu olan kişiler için bu ölçüm 2-3 yılda bir tekrarlanabilir.

Osteoporozun diğer nedenlerini ve ilgili sağlık durumlarını belirlemek için kan ve idrar tahlilleri yapılır. Kan ve idrarda, kemik yapımı ve yıkımını gösteren belirteçler değerlendirilebilir. Osteoporoz teşhisi için genellikle istenen laboratuvar testleri şunlardır: Tam kan ve idrar analizi, serum biyokimyası (ALP, Ca, P, total protein/albümin, BUN, kreatinin, KCFT), 25 OH kolekalsiferol, paratiroid hormonu (PTH), serum protein elektroforezi, tiroid fonksiyon testleri, 24 saatlik idrarda kalsiyum ekskresyonu, serum veya idrarda NTX gibi kemik yıkım belirteçleri.

Ek olarak, ayırıcı tanı için gerektiğinde röntgen gibi farklı radyolojik tetkikler de yapılabilmektedir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Tedavisi Nasıl Yapılır?

Osteoporoz tedavisinin temel amacı, kemik kalitesini yükseltmek ve kemikleri güçlendirerek kırıkların oluşumunu önlemektir. Bu tedavide, kemik yıkımını azaltıcı ve kemik yapımını artırıcı ilaçlar kullanılabilir. Tedavi, kan ve idrar testleri ile değerlendirilen ve uygun görülen hastalara başlatılır ve en az bir yıl sürdürülmelidir. Daha sonrasında yıllık kontrollerle tedavinin devamı değerlendirilir. Ancak, her osteoporoz ilacı her hastaya uygun olmayabilir ve tedavi seçimi doktorun yapacağı tetkiklere göre belirlenir. Ayrıca, osteoporoz tedavisinde kalsiyum ve D vitamini gibi destekleyici tedavilerin de kullanılması gereklidir. Günlük kalsiyum ihtiyacı yaşa göre değişmekle birlikte genellikle 1000-1500 mg arasındadır. D vitamini seviyesi ise 30-60 ng/ml arasında tutulmalıdır ve bu miktar kişiden kişiye D vitamini seviyesine göre ayarlanmalıdır.

Fiziksel aktivite ve egzersiz, osteoporoz tedavisinin önemli bir parçasıdır. Yürüyüş, hafif koşu gibi ağırlık taşıyan egzersizler ve kas güçlendirici egzersizler, kemik kütlesinin yenilenmesi için önemlidir ve haftada en az 3 kez 20-30 dakika süren hızlı yürüyüş, kemik sağlığı için faydalıdır. Osteoporoz tedavisinde yoga, vücut esnekliğini artırma, duruşu iyileştirme, kamburluğun önlenmesi ve omurga kontrolünü destekleme açısından önerilen bir aktivitedir. Dans ise yerçekimine karşı ritmik hareketleri içerdiği için kemikler için faydalıdır ve grup çalışmaları, motivasyonu artırırken sosyal katılımı sağlar ve yaşam kalitesini olumlu yönde etkiler. Bu fiziksel aktivitelerin doktor önerisi ve kontrolünde yapılması önemlidir. İleri yaş veya duruş bozuklukları ve kas yıkımına bağlı dengesizlikler nedeniyle bu hastaların düşme riskleri yüksektir. Düşme riskini azaltmak için çeşitli koruyucu cihazlar kullanılarak hastaların yaşam kaliteleri artırılabilir.

Osteoporoz (Kemik erimesi) hakkında sık sorulan sorular

Osteoporozdan Korunmak Mümkün mü?

Her yaşta, özellikle 30 yaşına kadar, yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alımı, düzenli fiziksel aktivite ve spor yapma, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklardan kaçınma, riskli ilaçların kullanımından sakınma, kronik hastalıkların önlenmesi ve tedavisi ile osteoporoz riskini minimize etmek mümkündür.

Osteoporoz (Kemik erimesi) Dereceleri Nelerdir?

Kemik yoğunluğu, genç erişkinlerin değerleriyle karşılaştırılarak değerlendirilir ve normalden sapmalar T skoru olarak ifade edilir. Dünya Sağlık Örgütü bu değerlere göre osteoporozu derecelendirir. T skoru -2,5’un altında ise osteoporoz, -1 ile -2,5 arasında ise osteopeni olarak tanımlanır. T skoru -1’in üzerindeyse, değer normal kabul edilir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Tedavi Edilebilir mi?

Osteoporoz, yani kemik erimesi, tedavi edilebilen bir hastalıktır. Tedavinin amacı, kemik kalitesini artırarak ve kemikleri güçlendirerek kırıkların oluşumunu önlemektir. Tedavi yöntemleri arasında kemik yıkımını azaltan ve yapımını artıran ilaçlar, kalsiyum ve D vitamini gibi destek tedavileri, fiziksel aktivite ve egzersizler, düşme riskini önleyici önlemler bulunmaktadır.

Osteoporoz (Kemik erimesi) Ne zaman Başlar?

İleri yaş, osteoporoz için önemli bir risk faktörüdür. Kadınlarda bu durum genellikle menopoz sonrasında başlarken, erkeklerde 50 yaşından sonra başlayabilir. Ancak en yaygın olarak 70 yaş ve üzerindeki bireylerde görülen osteoporoz, yaşlılık osteoporozu olarak adlandırılır. Bu, normal şartlar altında meydana gelen bir durumdur. Fakat osteoporoza yol açabilecek hastalıklar veya ilaç kullanımı gibi ek risk faktörleri varsa, osteoporoz daha genç yaşlarda da görülebilir. Genetik faktörlerin etkili olduğu ve bazen sebebi tam olarak anlaşılamayan genç erişkin çağında başlayan osteoporoz vakaları da mevcuttur. Gebelik osteoporozu ve emziren annelerde görülen erken osteoporoz da nadir durumlar arasında yer alır, ancak bunlar genellikle kendiliğinden düzelir.

Genç Yaşta Kemik Erimesi Yaşanır mı?

Osteoporoz, bazı hastalıklar veya ilaç kullanımı gibi risk faktörleri varsa, genç yaşlarda da ortaya çıkabilir. Genetik etkilerin rol oynadığı ve bazen nedeni tam olarak anlaşılamayan, genç yetişkinlik döneminde başlayan osteoporoz vakaları da gözlemlenebilir. Gebelik sırasında veya emzirme döneminde bazı kadınlarda görülen gebelik osteoporozu ve erken osteoporoz durumları da mevcuttur, ancak bu durumlar genellikle zamanla düzelir.

Erkeklerde Osteoporoz Sık Görülür mü?

Osteoporoz, erkeklerde de sıklıkla rastlanan bir durumdur. 50 yaş üzeri her iki kadından birinde osteoporoz görülürken, aynı yaş grubundaki her beş erkekten birinde de osteoporoz bulgularına rastlanabilir. Eğer kortizon kullanımı, organ nakli, bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, diyabet, tiroid hastalıkları, hormonal dengesizliklere yol açan endokrin bozukluklar, kanser tedavileri gibi risk faktörleri mevcutsa, 50 yaş altındaki erkeklerde de osteoporoz görülme olasılığı artar. Ayrıca, genetik faktörlerin etkili olduğu ve nedeni tam olarak bilinmeyen, idiopatik osteoporoz, erkeklerde genç yaşlarda da görülebilir.

Erkeklerde Osteoporoz (Kemik Erimesi) Belirtileri Farklılık Gösterir mi?

İleri yaşta görülen osteoporoz, erkeklerde kadınlardaki gibi belirtilere sahip olabilir. Ancak osteoporoz genellikle belirtisiz ilerler, yani kırık gibi bir komplikasyon olmadıkça kendini göstermez. Erkeklerde gonadal hormon eksiklikleri varsa, bu durum impotans gibi belirtilere yol açabilir.

Kadınlarda Osteoporozun Daha Fazla Görülmesinin Nedeni Nedir?

Kadınlarda osteoporozun, yani kemik erimesinin daha sık görülmesinin başlıca sebebi östrojen hormonudur. Menopoz döneminde östrojen seviyesinin hızlı azalması, kemik erimesini artıran önemli bir faktördür. Ayrıca, kadınların kemik yapısı genellikle erkeklere kıyasla daha ince ve kas kitlesi daha azdır, bu da kemik kalitesi ve gücünü etkileyen faktörlerdendir.

İdiopatik Osteoporoz Nedir?

İdiopatik osteoporoz, sebebi bilinmeyen osteoporoz türüdür. Gençlerde sıklıkla idiopatik osteoporoz görülür. Eğer eşlik eden başka bir hastalık yoksa veya osteoporozu tetikleyebilecek herhangi bir risk faktörü bulunmuyorsa ve osteoporoz teşhisi konmuşsa, bu durum idiopatik osteoporoz olarak adlandırılır.

Benekli Osteoporoz Nedir?

Sudeck atrofisi, refleks sempatik distrofi veya algonörodistrofi olarak da bilinen bir klinik sendromun sonucu olarak gelişen ve kemiklerde osteopeniye, yani kemik erimesine yol açan bir durumdur. Bu durum, özellikle bölgesel olarak görülür ve kemikte noktasal alanlarda erime olduğundan benekli osteoporoz olarak adlandırılır. Genellikle, kırık sonrasında uzun süre alçıda kalmaktan kaynaklanan ve aşırı sempatik aktivitenin tetiklediği bir sendromdur. Etkilenen bölgede renk değişimi, şiddetli ağrı, ödem ve hareket kısıtlılığı gibi belirtilerle kendini gösterir. Bu kompleks durum sadece kırık sonrası değil, sinir hasarı gibi çeşitli durumlarda da ortaya çıkabilir.

Postmenopozal Osteoporoz Nedir?

Menopoz sonrası kadınlarda, östrojen hormonunun ani azalması ile başlayan ve özellikle ilk beş yıl içinde hızla ilerleyen kemik erimesi durumuna postmenopozal osteoporoz denir.

Senil Osteoporoz Nedir?

Yaşlanma ile ilişkili osteoporoz türü, 70 yaş üstündeki erkek ve kadınlarda görülen senil osteoporozdur. Bu yaş grubunda, kadın ve erkek arasındaki görülme oranı yaklaşık 2/1’dir.

Transient Osteoporoz Nedir?

Kalça kemiğinde görülen geçici osteoporoz, oldukça nadir bir durum olup, kemik iliği ödemiyle başlar ve ağırlık bindirildiğinde ağrıya neden olur, yürümeyi zorlaştırabilir. Bu durum genellikle kendiliğinden iyileşir ve özellikle 40-50 yaş aralığındaki erkekler ile hamile kadınları daha fazla etkiler. Sebepleri tam olarak anlaşılamamış olmakla birlikte, daha önce yaşanmış travmalar, artrit, damarsal bozukluklar (avasküler nekroz), enfeksiyonlar, yoğun alkol ve sigara kullanımı, hipotiroidizm (tiroid bezinin az çalışması), düşük testosteron seviyeleri, D vitamini eksikliği, gebelik ve emzirme dönemi gibi faktörler, kalçada geçici osteoporoza neden olabilir.

Sekonder Osteoporoz Nedir?

Menopoz sonrası kadınlarda, yaşlılık osteoporozu ve gençlerde sebebi bilinmeyen osteoporoz dışında, bazı hastalıklar ve ilaçlar da osteoporoz gelişimine yol açabilir. Bu tür osteoporoz vakalarına sekonder osteoporoz denir. Bu hastalıklar arasında iltihaplı eklem romatizmaları (romatoid artrit gibi), kronik karaciğer ve akciğer hastalıkları (KOAH), diyabet ve insülin kullanımı, son dönem böbrek yetmezliği, hemodiyaliz ve böbrek nakli geçiren hastalar yer alır. Ayrıca, organ nakli sonrası kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar, paratiroid bezinin aşırı çalışmasından kaynaklanan hiperparatiroidizm, tiroid bezinin aşırı çalışması sonucu gelişen hipertiroidizm, lösemi, lenfoma, multiple myelom gibi kanser türleri ve obezite ameliyatları sonrası veya bağırsak hastalıklarına bağlı malabsorpsiyon durumları da osteoporoza neden olabilir.

Geçici Osteoporoz Nedir?

Kalça kemiğinde görülen ve geçici osteoporoz olarak adlandırılan bu durum, nadiren rastlanan bir sağlık sorunudur. Kemik iliğinde ödem başlangıcıyla karakterize olup, üzerine basıldığında ağrıya ve yürüme zorluğuna neden olabilir. Genellikle kendiliğinden iyileşen bir durum olup, 40-50 yaş aralığındaki erkekleri veya hamile kadınları daha fazla etkiler. Sebepleri tam olarak anlaşılamamış olsa da, geçmişte yaşanan travmalar, artrit, damarsal bozukluklar (avasküler nekroz), enfeksiyonlar, yoğun alkol ve sigara tüketimi, hipotiroidizm (tiroid bezinin az çalışması), düşük testosteron düzeyleri, D vitamini eksikliği, gebelik ve emzirme gibi faktörler kalçada geçici osteoporozun oluşumuna katkıda bulunabilir.

Juvenil Osteoporoz Nedir?

Çocukluk çağında ortaya çıkan ve herhangi bir belirgin sebebe bağlı olmayan osteoporoz, juvenil osteoporoz olarak bilinir. Bu durum, özellikle 1-13 yaş arası çocuklarda, yani ergenlik öncesi dönemde görülür. Osteoporozun olası sebepleri çocuk endokrinolojisi uzmanı tarafından detaylı bir şekilde araştırılmalıdır. Juvenil osteoporozun ilk belirtileri arasında bel, kalça ve ayak ağrıları yer alabilir ve kırıklar bu duruma eşlik edebilir. Spesifik bir ilaç tedavisi bulunmamakla birlikte, bu dönemde çocukların kemiksel deformitelerden korunması ve kas gücünün artırılması önceliklidir. Fizyoterapi ve egzersiz tedavisi, gerekirse baston veya korse kullanımı önemlidir. Ayrıca, kalsiyum ve D vitamini desteğiyle kemiklerin güçlendirilmesi son derece önemlidir. Çocuklarda görülen kemik erimesi genellikle kendiliğinden iyileşen bir durumdur.

Osteoporoz T Skoru Nedir?

Kemik yoğunluğu ölçümlerinde elde edilen değerler, genç yetişkinlerin değerleriyle karşılaştırılır ve bu karşılaştırmadan elde edilen normalden sapmalar, T skoru olarak adlandırılır. Dünya Sağlık Örgütü, bu verilere dayanarak osteoporozu derecelendirmiştir.

Osteoporoz Yani Kemik Erimesine Ne İyi Gelir?

Osteoporoz riski, D vitamin eksikliği, yetersiz kalsiyum alımı, aşırı protein, fazla sodyum, çok fazla kafein tüketimi, yüksek fosfat alımı, aşırı alkol ve sigara tüketimi gibi faktörlerle artar. Bu yüzden, bu tür aşırı tüketimlerden kaçınılmalı ve yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alınmalıdır. Günlük kalsiyum ihtiyacı yaşa bağlı olarak değişir: 9-18 yaş arası için 1300 mg, 19-50 yaş arası için 1000 mg, menopoz sonrası kadınlar için 1000-1500 mg ve 65 yaş üstü erkekler için 1500 mg önerilir. Günlük D vitamini ihtiyacımız ise 800-1000 ünite civarındadır. Doğal D vitamini kaynağı güneştir, yaz aylarında günde yaklaşık 15 dakika, 11:00-15:00 saatleri arasında eller, yüz, kollar ve bacakların güneşlenmesi günlük D vitamini ihtiyacını karşılayabilir. Ancak, cilt kanseri riskine dikkat edilmeli ve güneş koruyucu krem kullanılmalıdır. İleri yaşta, cildin güneş ışığına tepkisindeki yetersizlikler nedeniyle, yeterli D vitamini sentezlenemeyebilir. Normal D vitamini değerleri 30-60 ng/ml arasında olup, bu seviyeyi korumak için gerektiğinde takviyeler alınabilir.

Osteoporoz (Kemik erimesi) Sonucu Ne Olur?

Osteoporozun en önemli riski, kemiklerin zayıflamasına bağlı olarak kırıkların meydana gelmesidir. En yaygın olarak omurga kırıkları görülür ve bu tür kırıklar, kadınlarda erkeklere kıyasla yedi kat daha sık rastlanır. İkinci en sık rastlanan kırık türü ise kalça kırıklarıdır. Osteoporoz kaynaklı kalça kırıkları, kadınlarda erkeklere oranla iki kat daha fazla görülmektedir. Özellikle 70 yaş ve üzerindeki kişilerde kalça kırıkları daha sık meydana gelir. Kalça kırığının sonucunda ilk bir yıl içinde ölüm riski %12 ile %40 arasında değişebilir, bu oldukça yüksek bir orandır. Bu nedenle, kırığın hızla tedavi edilerek hastanın mümkün olan en kısa sürede harekete geçirilmesi büyük önem taşır. Üçüncü en sık rastlanan kırık bölgesi el bilekleridir ve bu tür kırıklar da kadınlarda erkeklere göre beş kat daha fazladır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Öldürür mü?

Kemik erimesinin kendisi doğrudan tehlikeli olmasa da, özellikle çoklu ve şiddetli omurga kırıkları ile kalça kırıklarının yol açtığı ölüm oranlarında artış görülmektedir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Daha Çok Nerelerde Görülür?

Kemik erimesi, en sık omurga, kalça ve el bilek kemiklerinde görülür. Bu sebeple kemik yoğunluğu ölçümü yapılırken genellikle bu bölgeler tercih edilir. Kemik erimesi diğer kemiklerde de görülebilir ancak bu daha nadir bir durumdur.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Beslenme Nasıl Olmalıdır?

Sağlıklı bir beslenme düzeninde en önemli faktörler, yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alımını sağlamaktır. Günlük kalsiyum ihtiyacı, yaşa ve cinsiyete bağlı olarak değişiklik göstermekle birlikte, ortalama olarak günde 1200-1500 mg alımı yeterlidir. Kalsiyum bakımından zengin besinler şunları içerir: 1 kâse yoğurt yaklaşık 450 mg, 1 bardak süt yaklaşık 300 mg, 1 kibrit kutusu büyüklüğünde peynir yaklaşık 75 mg kalsiyum sağlar. Somon gibi balıklar da kalsiyum açısından zengindir, 1 porsiyon somon balığı yaklaşık 200 mg kalsiyum içerir.

Günlük D vitamini ihtiyacımız yaklaşık 800-1000 ünite kadardır. Günlük beslenmemizle yeterli D vitamini alımı genellikle mümkün olmayabilir. Yumurta sarısı ve somon balığı gibi besinler D vitamini bakımından zengin olsa da, her gün tüketilmeleri bile ihtiyacı karşılamayabilir. En önemli D vitamini kaynağı güneştir, ancak güneşten de yeterince yararlanılamayabilir. Bu durumda, besinsel D vitamini takviyesi almak gerekebilir. Bu takviyeler damla veya tablet formunda olabilir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Diyeti Var mıdır?

Diyet yoluyla yeterli miktarda kalsiyum ve D vitamini alımı, osteoporozun önlenmesi ve yönetilmesi için oldukça önemlidir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Bitkisel Tedavisi Var mıdır?

Osteoporoz için kanıta dayalı tıpta herhangi bir bitkisel tedavi yöntemi bulunmamaktadır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Brokoli İyi Gelir mi?

Brokoli, kalsiyum bakımından zengin bir sebze olup, 100 mg brokolide yaklaşık 100 mg kalsiyum bulunur. Brokoli ve diğer sebzeler, vitaminler açısından faydalı olsalar da, kemik erimesine karşı tek başına etkili bir çözüm sunmazlar. Günlük kalsiyum ihtiyacımız yaklaşık 1200 mg civarında olduğundan, eğer sadece brokoli yoluyla kalsiyum alınmaya çalışılırsa, günde yaklaşık yarım kilogram brokoli tüketmek gerekir. Ancak, sağlıklı bir beslenme düzeni için dengeli ve çeşitli besinler tüketmek önemlidir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) İçin Yumurta Kabuğu İyi Gelir mi?

Yumurtanın sarısı D vitamini açısından zengin olduğundan, yumurtanın tüketilmesi özellikle kemik sağlığı açısından faydalıdır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Yoğurt Nane İyi Gelir mi?

Osteoporozla mücadelede yoğurt gibi süt ve süt ürünlerinin diyet içerisindeki yeri oldukça önemlidir. Yaklaşık olarak bir kase yoğurttaki kalsiyum miktarı 450 mg civarındadır, bu da günlük kalsiyum ihtiyacının yaklaşık üçte birini karşılar. Nane de kalsiyum açısından zengindir, 100 gram nane, yaklaşık 200 mg kalsiyum içerir. Bu nedenle, yoğurt ile birlikte nane tüketmek, alınan kalsiyum miktarını artırabilir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Süt İyi Gelir mi?

Süt ve süt ürünleri, yüksek kalsiyum içerikleri nedeniyle osteoporozdan korunmada ve diyet takviyesi olarak tüketilmeleri açısından büyük önem taşır. Bir bardak süt, yaklaşık 300 mg kalsiyum içerir, bu da günlük kalsiyum ihtiyacının dörtte birine denk gelir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Süt ve Limon Karışımı İyi Gelir mi?

Süt ve ürünleri, yüksek kalsiyum içerikleri nedeniyle osteoporozdan korunmada ve diyet takviyesi olarak tüketilmesinde oldukça önemlidir. Bir bardak sütte yaklaşık 300 mg kalsiyum bulunur, bu da günlük kalsiyum ihtiyacının dörtte birine denk gelir. Limonda ise kalsiyum oranı daha düşüktür. Süt ve limon karışımı, geleneksel bir karışım olmasa da, tercih ediliyorsa tüketilebilir, ayrıca, her ikisi de ayrı ayrı tüketilebilir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) İçin Egzersizler Var mıdır?

Fiziksel aktivite ve egzersiz, kemikleri güçlendirir, vücuda denge, koordinasyon ve esneklik kazandırır ve düşme riskini azaltır. Egzersizler, kemik yapımını teşvik eder, kalsiyumun kemiklere yerleşmesini kolaylaştırır, kasları güçlendirir, duruşu düzeltir, vücut şeklinin bozulmasını ve kilo alımını önler. Osteoporoz için en etkili egzersizler, kişinin kendi vücut ağırlığına dayalı ve yerçekimine karşı yapılan egzersizlerdir. Haftada en az 3 kez yapılacak hızlı yürüyüşler kemik sağlığı için faydalıdır. Günde ya da haftada 3-4 kez, en az 15-20 dakika süren yürüyüşler önerilir. Yürüyüşler, 5 dakika ile başlayıp her gün bir dakika artırılarak ideal egzersiz seviyesine ulaşılabilir. Açık havada yürüyüş yapmak, güneş ışınlarının D vitamini oluşumuna katkıda bulunmasını sağlar. Yüzme, su içinde yapıldığı için kemik yoğunluğunu artırmada etkili olmamakla birlikte, kas koordinasyonu, duruş ve denge üzerinde olumlu etkileri nedeniyle önerilen bir aktivitedir. Yoga, vücudun esnekliğini artırma, duruşu iyileştirme, kamburluğu önleme ve omurga kontrolü sağlama açısından önerilir. Dans, yerçekimine karşı yapılan ritmik hareketleri içerdiğinden, kemik sağlığı için faydalıdır. Grup dansları motivasyonu artırır, sosyal katılımı sağlar ve yaşam kalitesine olumlu etkiler yapar. Osteoporozda kas gücünün artırılması, hem kemik yoğunluğunu artırma hem de düşmeleri önleme açısından çok önemlidir. Kas gücünü artırmak için çeşitli kas gruplarında ağırlıkla yapılan egzersizler önerilir. Osteoporoz tedavisinde sırt germe, gevşeme, duruş ve denge egzersizleri ile solunum egzersizleri de önerilmektedir. Tüm bu fiziksel aktivitelerin doktor önerisi ve kontrolünde yapılması gerektiği unutulmamalıdır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Risk Faktörleri Nelerdir?

Osteoporozun ana risk faktörleri kadın cinsiyeti, menopoz ve ileri yaş olarak sıralanabilir. Ayrıca, bazı hastalıklar ve kullanılan ilaçlar da osteoporoz gelişimine katkıda bulunabilir. Bu hastalıklar arasında iltihaplı eklem romatizmaları (romatoid artrit gibi), kronik karaciğer hastalıkları, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH), diyabet ve insülin kullanımı, son dönem böbrek yetmezliği, hemodiyaliz ve böbrek nakli geçiren hastalar bulunur. Organ nakli sonrası kullanılan bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar da osteoporoz riskini artırabilir. Ayrıca, paratiroid bezinin aşırı çalışması (hiperparatiroidizm) ve tiroid bezinin aşırı çalışması (hipertiroidizm) gibi durumlar da osteoporoz nedenleri arasındadır. Lösemi, lenfoma ve multiple myelom gibi kanser türleri de osteoporoz riskini artırabilir. Obezite ameliyatları sonrası veya bazı bağırsak hastalıklarına bağlı malabsorpsiyon da osteoporozun nedenleri arasındadır. Bunlara ek olarak, D vitamini eksikliği, aşırı alkol ve sigara tüketimi, hareketsiz yaşam tarzı, egzersiz eksikliği gibi faktörler de önemli risk faktörleridir. Kortizon, kan sulandırıcılar, antidepresanlar, mide koruyucu ilaçlar, epilepsi ilaçları, bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaçlar, bazı kanser tedavileri ve tiroid hormonu ilaçları da osteoporoz riskini artırabilir. Irklara göre osteoporoz görülme riskleri farklılık gösterebilir, örneğin, beyaz ve Asyalı bireylerde siyah ırka göre osteoporoz daha fazla görülebilir. Genetik faktörler, osteoporoz riskinin en önemli nedenlerindendir ve kemik kütlesi büyük ölçüde genetik mirasa bağlıdır.

Beslenme bozukluğu ve düşük kilolu olma (Vücut kitle indeksi Osteoporoz (Kemik Erimesi) İğnesi Nedir?

Osteoporoz tedavisinde kullanılan bazı yöntemler, damardan veya deri altından uygulanan enjeksiyonlardır. Bu ilaçlar, kemik yıkımını baskılayan 3 ayda, 6 ayda veya yılda bir kez uygulanan iğneler ya da günlük olarak deri altından uygulanan kemik yapımını artırıcı tedaviler şeklinde olabilir. Doktor, hastanın durumuna göre en uygun tedavi yöntemini tercih edecektir.

Osteoporoz İğnesi Yan Etkileri Nelerdir?

Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlar, diğer tüm ilaçlar gibi çeşitli yan etkilere sahip olabilir ve bu yan etkiler ilacın içeriğine göre değişiklik gösterir. Bu ilaçların yan etkileri hakkında ayrıntılı ve doğru bilgi almak için doktora danışmak önemlidir.

Menopoz ve Osteoporoz (Östrojen osteoporoz) Arasında İlişki Var mıdır?

Kadınlarda osteoporozun en yaygın nedeni menopozdur. Menopoza girişle birlikte, özellikle ilk beş yıl içinde kemik yıkımında belirgin bir artış meydana gelir. Menopoz sonrası dönemde kadınlar, her yıl kemiklerinin yaklaşık %2’sini kaybederler.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Hangi Bölüm Bakar?

Osteoporoz yani kemik erimesi için hangi doktora başvurulmalıdır sorusu, sıkça sorulan konulardan biridir. Osteoporozun teşhisi ve tedavisi için ilk olarak fizik tedavi ve rehabilitasyon bölümlerine başvurulması önerilir. Bunun yanı sıra, osteoporozun neden olduğu diğer hastalıkların kontrolü için ilgili branşların görüşleri de alınabilir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Ağrı Yapar mı?

Osteoporoz genellikle belirti göstermeyen bir hastalıktır, ancak kemik erimesi ciddi boyutlarda ise, görünür bir kırık oluşmadan önce mikro kırıklar meydana gelebilir ve bu durum ağrıya sebep olabilir. Osteoporozda yaşanan sırt ağrılarının en yaygın nedeni, omurga kırıkları ve bu kırıkların yol açtığı şekil bozukluklarıdır.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Hangi Vitamin Eksikliğinde Görülür?

D vitamini eksikliği ile kemik gücü ve kalitesi arasındaki ilişki iyi bilinir. Uzun süreli D vitamini eksikliği, kemik erimesi için önemli bir risk faktörü oluşturur.

Osteoporoz ve Osteomalazi Arasındaki Fark Nedir?

Kemik, hem organik (matriks) hem de inorganik (mineral) bileşenlere sahip bir organdır. Organik bileşenleri arasında kolajen, proteoglikanlar, non-kollajenöz matriks proteinleri, sitokinler ve büyüme faktörleri bulunur. İnorganik bileşenlerin en önemlisi kalsiyum hidroksiapatit kristalleridir. Osteoporozda kemikteki mineral ve matriks oranı eşit şekilde azalırken, osteomalazide mineral oranı daha fazla azalır. Osteomalazi, yetişkinlerde ciddi D vitamini eksikliği sonucunda ortaya çıkar ve kemiklerde yumuşama meydana getirir. Bu durum ağrıya, kas gücünde kayba ve kemikte çatlak tarzı mikro kırıklara neden olabilir. Osteoporozda ise, kemikte yumuşama değil, güç kaybı ve kalite bozukluğu görülür.

"

Download books «Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir? Özel Ortadoğu Hastaneleri» fb2

Коментарии