Depresyon nasıl tedavi edilir? | Dr. Ayça Can Uz | Psikiyatrist,Kadıköy

Depresyon: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Depresyon ciddi, fakat tedavi edilebilir bir hastalıktır. Depresyon için göreceğiniz tedavinin düzenlenmesi durumunuzun günlük hayatınızı ne kadar etkilediğine, hastalığın ilk defa ortaya çıkıp çıkmadığına, depresyonun ağırlığına, ortaya çıkan belirtiler kümesinin özelliklerine, tekrarlayıp tekrarlamadığına, mevsimsel ilişkisi olup olmadığına, intihar düşüncesi olup olmadığına ve başka bir çok özelliğe bağlıdır.

Depresyonunuz hafifse, doktorunuz konuşma terapisi olan psikoterapiyi önerebilir. Sorunlar kronikleşmeden başvurulduğunda hafif derecede bir depresyonu, ilaç tedavisi olmadan sadece psikoterapi ile çözmek mümkün olabilir. Araştırmalar tedavi sonlandıktan uzun süre sonra bile kişilerin halen psikoterapide kazandıklarından fayda görmeye devam ettiklerini gösteriyor.

Ancak orta ve ağır şiddette depresyonda, kişinin problem çözme yeteneği bloklanıp terapiye verdiği yanıtı yavaşlatabiliyor, Orta ve ağır depresyonda terapinin etkin ilerleyebilmesi ve işe yarayabilmesi için antidepresan kullanımı gerekmektedir. Bu durumda psikoterapi ile birlikte doktorunuz muhtemelen sizin yaşam tarzınıza uyan bir tedavi için antidepresan reçetesi yazacaktır. Ancak sadece ilaçlara güvenmemek ve bir daha tekrarlamaması için depresyonunuzun nedenini anlamak, hazırlayıcı kişilik özellikleriniz veya şemalarınız var ise bunları saptamak ve değiştirmek için çalışma, yaşam olayları ve stresle başa çıkabilmek için problem çözme yetenekleriyle donanmak amacıyla bir yanda terapiye devam etmek önemlidir.

Doktorunuzun sizin için hangisinin daha iyi olacağını anlaması için farklı ilaçları farklı dozlarda denemesi gerekebilir. Hazırlanan tedavi hastaya uygun olduğu takdirde, ilaçların ilk etkileri kullanılmaya başlandıktan 20 gün sonra ortaya çıkar. Ancak depresyon birkaç hafta veya ay içerisinde yavaş yavaş düzelir. Depresyon haftalar veya aylar süren bir gelişmenin sonucu olarak ortaya çıktığından, tedavisi de elbette zaman ister. Bazen antidepresanın etkisini arttırmak için hekim uygun gördüğü bir süre (3-6 hafta) devam ettikten sonra yanına yeni ilaç(lar) ekleyebilir. Bazen de başladığı ilacı değiştirebilir.

Yan etkiler ise hemen başlar. Bu durumda tedavinin ilk günlerinde, hastalar, iyileşmek bir yana kendilerini daha da kötü hissedebilirler. Yan etkiler tahammül edilemeyecek düzeyde olmadıkça sabırla ilaca devam etmek gerekir.

Tedaviden yararlanan hastalarda ilaca en az 6 ay, hatta ideal olarak iyilik hali sağlandıktan sonra 6 ay devam etmek gerekir. Sağlanan iyilik haline güvenerek ilacı erken kesmek yanlıştır. Antidepresanlar antibiyotikler gibi çalışmaz. Depresyonda etkilenen düzeneğin yeniden sağlıklı çalışır hale gelmesi için zaman gerekir. İlacın erken kesilmesi halinde depresyonun tekrarlaması olasılığı çok kuvvetlidir.

Depresyon, zaten doğası gereği tekrarlama eğilimi olan bir hastalıktır. Hayatında ilk defa depresyon geçiren kişilerin ikincisi için riskleri %50, iki kere depresyon geçiren kişilerin üçüncüsü için riskleri %70 ve üç kere depresyon geçiren kişilerin dördüncü için riskleri %90 civarındadır. Yani yaşanan her depresyon atağı kişiyi bir sonraki için daha yatkın hale getirmektedir. Bu nedenle depresyonun iyi bir şekilde tedavi edilmesi çok önemlidir. Tedaviye ne kadar erken başlanır ise o kadar erken cevap alınır.

Depresyon tedavi edilmezse ne olur?

Öncelikle, kronikleşme dediğimiz depresyon halinin kalıcı olması görülebilir. Kronikleşen depresyonlar tedaviye direnç kazanır, cevap alınsa bile tedaviyi normalden daha uzun tutmak gerekir. Bazı kişilerde ömür boyu kullanım bile gerekli olabilir. Depresyonlu hastalar, tedavi edilmediklerinde bağışıklık sistemi zayıflar ve bu hastalar kanser ve enfeksiyonlar başta olmak üzere her türlü hastalığa yatkın hale gelirler. Depresyon tedavi edilmediği takdirde en az 6 ila 24 ayda kendiliğinden düzelir. Hastaların % 5-10'unda ise iki yıldan fazla sürer. Ancak bu süre 6 ay için bile yaşayan kişi için çok zor ve uzun bir süredir. Bu süre içinde kişinin hayatı ve çevresindeki insanlar ile olan ilişkileri olumsuz etkilenir. Bu durumun işini bırakma, boşanma, okulda başarısızlık gibi daha olumsuz sonuçları ortaya çıkabilir. Tedavi ile bu süre birkaç hafta ile birkaç aya indirilebilmektedir.

Depresyon, zaten doğası gereği tekrarlama eğilimi olan bir hastalıktır. Hayatında ilk defa depresyon geçiren kişilerin ikincisi için riskleri %50, iki kere depresyon geçiren kişilerin üçüncüsü için riskleri %70 ve üç kere depresyon geçiren kişilerin dördüncü için riskleri %90 civarındadır. Yani yaşanan her depresyon atağı kişiyi bir sonraki için daha yatkın hale getirmektedir. Bu nedenle depresyonun iyi bir şekilde tedavi edilmesi çok önemlidir. Tedaviye ne kadar erken başlanır ise o kadar erken cevap alınır.

Tekrarlama dışındaki en önemli sorun etkin tedavi edilmeyen depresyondaki hastaların % 15’inin intiharla ölmesidir. Tüm intiharların % 70’i depresyon olgularıdır.

Antidepresanlar beyinde nasıl çalışıyor, ne şekilde etkiler yaratıyor?

Beyindeki belli anatomik bölgelerdeki sinir hücreleri arasında bilgi akışı ve haberleşmede postacılık vazifesi yapan nörotransmitter sistemleri (glutamaterjik, GABA, asetil-kolin, dopamin, nöradrenalin, serotonin vs) görev yapar. Beynin her yerinde nörotransmitterler farklı yoğunlukta bulunurlar. Herhangi bir uyarı sinir hücresine geldiğinde, bazı değişikliklere neden olur. Bu değişikliğin bir sonraki sinir hücresine iletilmesinde nörotransmitterler görev alırlar. Nöronlar arası bölge (sinaptik aralık) iki sinir hücresinin ortak haberleşme alanıdır. Uyarı geldiğinde sinir hücresinde nörotransmitter sentezi için protein sentezi başlatılır . Sentezlenen nörotransmitter önce hücrede depolanır, uygun uyarı geldiğinde sinaptik aralığa salınır ve komşu bölgede bir sonraki sinirin onu tanıyan algaçlarına bağlanır. Nörotranmitterin sinir hücresindeki algaç ile tanınmasının ardından ikinci hücre de uyarılmış olur ve aynı süreç ikinci hücre için başlar. Organizmanın işleyişi hemen daima tasarrufa yönelik olduğundan algaçla işi biten nörotransmitter yeniden kullanılmak üzere salındığı sinir hücresinden özel bir pompa ile geri alınır.

Serotonin ve noradrenalin, depresyon belirtileriyle ilişkisi bulunmuş bir nörotransmitterlerdir. Beyinle birlikte vücuttaki birçok organda da bulunabilirler. Serotonin, uyku regülasyonu, normal davranış kalıbının sürdürülmesi, sıcaklık ve kan basıncının düzenlenmesi, beslenme davranışının düzenlenmesi, hormonal düzenleme, ağrı duyusunun iletimi, Obsesif Kompulsif Bozukluk, Panik Bozukluk ve migren patogenezinde rol oynamaktadır. Noradrenalin ise ilgi azalması, konsantrasyon eksikliği, unutkanlık, deprese duygudurum, psikomotor retardasyon, yorgunluk ve halsizlik semptomları ile ilişkili bulunmuştur.

Bu iki nörotransmitterin düzeylerinin beyinde eşik değerin altına düşmesi nedeniyle kişide depresyon geliştiği düşünülmektedir. Vücuttaki serotonin miktarını arttırmanın yollarından birisi, şeker ve karbonhidrat açısından zengin yiyecekler yemektir. Bu şekilde beyin kimyamızı değiştirme çabamız ne yazık ki kısa ömürlü olacaktır. Antidepresan ilaçlar pompa ile geri alınım gibi aşaması üzerine etki ederek bu nörotransmitterlerin düzeylerini kalıcı olarak düzenlerler. Depresyonun mekanizmasında dopamin ve melatonin gibi diğer nörotransmitterlerin de etkili olduğu düşünülmektedir. Bunların düzeylerini düzenleyen yeni tip antidepresanlar da bir süredir tedavide kullanılmaktadır.

Antidepresan etkinin hissedilmesi ne kadar sürer?

Antidepresan etkinin ortaya çıkabilmesi 4-6 haftalık kullanım süresi gerektirir. Antidepresan etkisi sanki gripten kurtulma gibidir, gün be gün olan değişikliği anlatmak zordur fakat giderek normale dönülür. İlacın etkisi tam olarak ortaya çıkana kadar, depresyona bağlı var olan şikayetlerin, tedavinin ilk birkaç haftası boyunca devam etmesi mümkündür. Antidepresan ilaçların enerjiyi arttıran ve yorgunluğu azaltan etkileri, depresif içerikli düşünceler ve moral üzerine pozitif etkilerinden daha erken gözlenir. İlk önce uykuda veya iştahta bir düzelme hissedebilirsiniz. Bunun arkasından enerjide yavaş bir artış ve ilgi duyduğunuz şeylerin artması gelir. Bu etkiler yavaş ve parça parça olabilir. Üzüntü, umutsuzluk, suçluluk ve intihar düşüncelerinin yok olması gibi ruh halindeki iyileşme daha sonra ortaya çıkar. Ancak yan etkiler tedavinin ilk başından itibaren ortaya çıkar. Bunlar genellikle hafiftir ve ilk 2 hafta içinde ortadan kaybolur fakat tolere edilemez bir haldeyse tedaviyi sürdüren uzman doktorla görüşmenizde yarar vardır.

Antidepresanların kısa ya da uzun süreli kullanımda vücuda zararları var mı?

Yan etkileri ise son derece azdır ve tehlikeli değildir. Kolaylıkla önlenebilecek ya da geçici olabilecek yan etkiler yüzünden hastalar ve aileler ilaca tepkili olup bazen ilacı bırakabilirler. Halbuki bu yan etkiler genellikle hafiftir ve ilk 2 hafta içinde ortadan kaybolur fakat tolere edilemez bir haldeyse tedaviyi sürdüren uzman doktorla görüşmenizde fayda vardır.

Antidepresanları çok uzun süreli kullanan insanlar bulunmaktadır. Yapılan çalışmalarda uzun süreli kullanımın herhangi bir kalıcı zararı gösterilmemiştir.

Antidepresan etkinlik açısından ilaçlar arasında belirgin bir farklılık olmasa da bireysel farklar nedeniyle bir hasta bir ilaca diğerinden daha fazla yanıt verebilir ya da bir ilaçla daha çok istenmeyen etki yaşayabilir. Bu nedenle antidepresanların hekim tarafından reçete edilerek kullanılması, kullanım sırasında doktor takibinde olunması ve ilaç sonlandırılırken de yine doktora danışılması gerekmektedir. Antidepresan ilaçlara bağlı sıkıntıların birçoğu kullanım hatalarına bağlıdır.

Antidepresanların yan etkileri nelerdir?

Antidepresanların bir alt grubu olan SSRİ’lerin (seçici serotonin geri alım inhibitörleri) yan etkileri arasında mide bulantısı, baş ağrısı, anksiyete ve uyku problemleri sayılabilir. Trisiklik antidepresanlar (TCA’lar) zaman zaman depresyon tedavisinde kullanılır. TCA’ların yaygın görülen yan etkileri arasında ağız kurluğu, kabızlık, terleme, bulanık görme, idrara çıkmayla ilgili sorunlar ve baş dönmesi sayılabilir. Gerek SSRİ’lerin gerekse TCA’ların yan etkileri zaman içinde geçme eğilimindedir.

Geridönüşümsüz (irreversible) Monamin oksidaz inhibitörleri (MAOI’ler) olarak bilinen antidepresanlardan kullanıyorsanız, tiramin isimli kimyasalı içeren yiyecek ve içecekleri tüketmekten kaçınmalısınız. Ülkemizde satılan MAOI’leri geridönüşümlü (reversible) oldularından gıda kısıtlamasına gerek kalmasa da mümkün oldukça bu gıdaları az miktarlarda tüketmek akıllıca olacaktır.

Ayrıca alkolden de uzak durmanız ve doktorunuza danışmadan başka ilaç kullanmamanız gerekir. Nadir olgularda, MAOI’ler tansiyonun yükselmesine neden olabilir. Boyun tutulması, şiddetli baş ağrısı, göğüs ağrısı, bulantı, kusma veya çarpıntınız varsa, derhal en yakın acil sağlık birimine gitmeniz ya da 112’yi arayarak tıbbi yardım istemeniz gerekir.

Antidepresanlar ne kadar süreyle kullanılmalıdır?

Depresyon ve depresyon dışı diğer kullanım alanları uzun süreli tedavi gerektirmektedir. Tedavinin etkin olabilmesi için etkin dozda yaklaşık altı ay-bir yıllık kullanım gereklidir. Depresyonun tedavisini grip ya da boğaz enfeksiyonu gibi ilaç kullanım süresi ile şikayetlerin geçmesi eş zamanda gerçekleşen diğer hastalıklarla karıştırmamak gerekir. Kişi kendini iyileşmiş hissetse bile tedaviye belirlenen sürede devam etmelidir. Vaktinden önce ilacın kesilmesi yinelemelere neden olmaktadır. Sık tekrarlayan depresyonlarda bir yıldan daha uzun sürelerde de tedaviye devam edilebilir.

  • Antidepresanlar başka hangi hastalıklarda kullanılır?
  • Antidepresanlar bağımlılık yapar mı?
  • İlaç kesilme reaksiyonu nedir?
  • Antidepresanlar intihara neden olur mu?
  • Antidepresanlar ile tüketilmemesi gereken besinler nelerdir?
  • SSRI grubu antidepresanlar hangileridir?
  • SSRI grubu antidepresanları kimler kullanmamalı veya dikkatli kullanmalıdır?
  • SSRI grubu antidepresanlar ile etkileşilen ilaçlar nelerdir?
  • SSRI grubu antidepresanların yan etkileri nelerdir?
  • Trisiklik antidepresanlar (TCA) hangileridir?
  • TCA'ları kimler kullanmamalı veya dikkatli kullanmalıdır?
  • TCA'lar ile etkileşilen ilaçlar nelerdir?
  • TCA'ların yan etkileri nelerdir?
  • SSRI ve TCA dışındaki yeni grup diğer antidepresanlar nelerdir?
Depresyondaki kişiye nasıl davranmalıyım?
  • Ne sorunun var?" yerine “Son zamanlarda iyi görünmüyorsun, yeterli uyumuyorsun , iyi misin ?” şeklinde yavaş yavaş konuya girin.
  • Öncellikle yakınınızın kendi durumuna karşı farkındalığını, belirgin davranış değişikliklerinden ya da bedensel belirtilerinden bahsederek arttırın.
  • İyi bir dinleyici olun. Sorunlarını konuşması için onu destekleyin. Size sorunlarını anlattığı zaman “Kafana takma” diyerek rahatlatmaya çalışmayın. Çünkü sorununu ciddiye almadığınızı düşünebilir. Daha çok içine kapanabilir.
  • Onu anlamaya çalışmak, sabırlı olmak, ilgi göstermek, duygusal destek vermenin parçalarıdır. Onun dışavurduğu duyguları olduğu gibi kabul edin.
  • “Herşey senin elinde, çabalarsan geçer” sakın demeyin. Kimse depresyona girmeyi ya da düzelememeyi kendisi seçmez. Depresyon bir irade sorunu değildir, nöroendokrin dizgede bozulmayı da içeren bir beyin hastalığıdır.
  • Hastaya bir şey telkin etmeden onu nötr bir şekilde anlamaya çalışın. Yapılması gerekenleri o da biliyor ama davranışı başlatamıyor. Ufak planları onun için yapabilir, başlangıç için ona eşlik edebilirsiniz. Yapamayacak gibi hissediyorsa aşırı ısrarcı olmayın. Israrcı olunması, başarısızlık duygularının artmasına neden olabilir.
  • Hasta numarası yapıyor veya tembel diye suçlamayın. Zaten depresyonda olan kişi kendine haksız birçok etiket yapıştırır. Bu şekilde söylemler kişinin kendine güvenini daha da sarsar.
  • “Birçok insan senden daha kötü durumda, şükretmen lazım” gibi cümleler suçluluk hissini ağırlaştırabilir. Bunun yerine eskiden baş edebildiği olumsuz olayları ve sahip olduğu gücü hatırlatın. Eskisi gibi olabileceği konusunda umut verin.
  • Depresyondaki kişiye değer verdiğinizi gösterin. Bu dönem için karşılıksız sevgi ve şefkat gösterin. Bunu kredi gibi düşünün, şu anda ödeme yapamayacak durumda.
  • Yardım etmek istiyorsanız yapabileceğiniz en önemli şey, yakınınızın doğru teşhis almasını ve tedavi edilmesini sağlamaktır. Depresyonu geçer diye bekleyip, sorunu ertelemeyin.
  • Eğer tedavi görmüyorsa, bir uzmandan yardım alması için cesaret verin. Kendi almıyorsa psikiyatri uzmanından, onun adına randevu alabilir ve oraya kadar ona eşlik edebilirsiniz.
  • Ama eğer psikiyatra gitmeyi kabul etmezse güvendiği aile doktorunuzu veya sıradan bir check-up önerebilirsiniz. Böylece şikayetlerinin depresyondan kaynaklandığını doktordan duyabilir ve kabul etmesi daha kolay olabilir.
  • Doktora gittiyseniz ilaç tedavisi verilmiş olabilir. Kişiye ilaç alma saatlerini hatırlatmak ve önerilen değişiklikler için ortam yaratmak ona yardımcı olacaktır. Mümkünse başlangıçta ona eşlik etmeniz faydalı olabilir.
  • Hobiler, spor, yürüyüş, dini ritüeller veya kültürel/ sosyal etkinlikler gibi daha önceden kişinin zevk aldığı aktivelere katılması için onu teşvik edin ama ısrarcı olmayın. Yapamadığı faaliyetlerle ilgili terapisti ile konuşması için teşvik edin.
  • Depresyon tedavisi uzun soluklu bir tedavidir. Depresyondaki kişi iyi hissetmeye başlasa bile doktorunun önerdiği süre boyunca ilaçlarını düzenli kullanması için destekleyin. İlaç kullanımını yarım bırakan ve sonrasında şikayetleri tekrarlayan birçok insan yakınlarından “Bu ilaçları daha ne kadar kullanacaksın?” sorusunu duyar. Gereğinden uzun kullandığını düşünüyorsanız bu soru yerine doktoruna düzenli gitmesi ve doktor kontrolünde ilaç kullanması konusunda yardımcı olun.
  • Olumsuz herhangi bir davranışını gördüğünüzde iyi niyetli bile olsa "Bugün ilacını aldın mı" şeklinde sormayın. Hastalığı ile onu etiketlemeyin.
  • Uyku düzeninin depresyon tedavisinde çok önemli olduğundan, erken kalkmasına ve günlük hayatını programlamasına yardımcı olun. Yardımı olacaksa bir süreliğine siz de aynı rutine göre yaşayın.
  • İlaç kullanmayı yan etkileri nedeniyle red edebilir. Herhangi bir yan etki yaşadığında doktoruyla iletişim kurması için destekleyin. Gerekirse siz iletişim kurmaktan çekinmeyin. Zamanla azalarak geçebilecek korkulmaması gereken olağan yan etkiler olabilir, bunları danışarak hastanızı rahatlatın. Gerekirse doktorunuz doz ayarlamasını veya yan etki gidermek için ilaçların yeniden düzenlenmesini düşünebilir.
  • İntihara ilişkin işaretlere dikkat edin. Ölümle sonuçlanan intihar girişimlerinin %80’inde açık ön belirtiler bulunmaktadır ve yine %80’i daha önce bu düşüncelerinden bahsetmiştir. İntihar ile ilgili konuşmalar oluyorsa ciddiye alın ve doktoruyla mutlaka görüşün. Vasiyet yazma, vedalaşma, borçlarını kapatma gibi ölüme hazırlık denilebilecek davranışlarda dikkatli olun.
Yeniden hastalanmamak için ne yapılmalıdır?
  • Doktorunuzun önerilerine uyun. Yineleyen depresyonlarda en önemli neden gerek ilacın dozu gerekse tedavi süresi açısından yetersiz tedavidir. Doz ve tedavi süresine uymak depresyondan yüksek oranda korunmayı sağlar.
  • Çevresel nedenlerin belirgin olduğu durumlarda stres etkenlerini azaltacak veya kontrol edecek önlemler depresyonun yinelemesini azaltır. Stres kontrolü ve relaksasyon yöntemlerini öğrenin. Problem çözme becerilerinizi geliştirin. Bu konularda yardım almak için kendine yardım kitaplarını kullanabilirsiniz. Daha profesyonel bir yardım için terapiye gidin.
  • Aile içi iletişim sorunlarının belirgin olduğu durumlarda aile veya bireysel psikoterapi yarar sağlayabilir.
  • Bağımlılık yapıcı maddeler ve alkolden uzak durun. Kullanıyor iseniz bırakmak için psikiyatrınızdan yardım isteyin.
  • Fiziksel ve sosyal olarak aktif kalmaya gayret edin. Haftada en 3 kere en az 30 dk süreyle maksimum %70 kalp hızında spor yapın. Her türlü aktivite hem duygudurumunuzu hem de fiziksel enerjinizi yükseltir, kaygınızı azaltır.
"

Download books «Depresyon nasıl tedavi edilir? | Dr. Ayça Can Uz | Psikiyatrist,Kadıköy» fb2

Коментарии