Depresyon Nedir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Elite Hospital
Depresyon Nedir? Tedavi Yöntemleri Nelerdir?
Depresyon, dünyada 300 milyondan fazla insanı etkilemekte, Dünya Sağlık Örgütü verilerine göre işlevselliği etkileyen ilk üç hastalıktan biridir. Major depresif bozukluklar bütün psikiyatrik hastalıklar içinde en yüksek yaşam boyu yaygınlığa sahiptir. Major depresyonun yaşam boyu yaygınlığı %5 ila 17’dir. Major depresif bozukluğu, kadınlarda erkeklerden iki kat daha yaygındır, hormonal farklılıklar, çocuk doğurmanın etkileri, farklı psikososyal stresörler önemli rol oynar. Uygun ve yeterli tedavi uygulanmadığında yineleme riski oldukça yüksektir.
Major depresif bozukluk , hastaların yüzde ellisinde 20 ile 50 yaş arasında başlar. Yakın kişisel ilişkileri olmayan ve boşanmış kişilerde daha sık gözlenir.
Eş kaybı ve işsizlik depresif dönemin başlamasında önemli rol oynar. Çalışmayan kişilerde, çalışanlara göre üç kat fazla majör depresyon belirtileri gözlenmektedir. Uygun tedavi ile hastalar, kısa sürede hastalık öncesi işlevsellik düzeyine ulaşmakta, yaşam kalitesi artmakta, intihar riski azalmakla birlikte, maddi ve manevi kayıplar önlenmektedir.
Biyolojik, psikolojik, sosyal, kültürel faktörler, depresyonu başlatan, hızlandıran, devam ettiren ve hastalıktan koruyan faktörlerdir. Genetik faktörlerin toplumsal destek, egzersiz, diyetin rolü, kişinin olayları baş etme becerileri, stresli durumlar, ek tanılar, hastalık şiddeti, aile öyküsü, kişilik özellikleri tedavi planının düzenlenesinde önemli rol oynar. Doktor ile hasta arasındaki iş birliğinin, tedaviye yanıtı artırdığı göz ardı edilmemelidir.
Depresyonun şiddeti, seçilecek tedavi yöntemini belirleyen temel faktörlerden birisidir. Antidepresanlar ve psikoterapiler ilk basmakta kullanılan tedavi yöntemleridir. Hafif ve orta şiddette depresyonun tedavisinde psikoterapinin antidepresan kadar etkili olduğu bildirilmektedir.
Depresyon oldukça sık karşılaşılan bir durum olmakla birlikte, iyileşme mümkündür. Birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır. Major depresyon, duygu, düşünce, davranış ve bedensel işlevlerde bozulmanın gözlendiği bir beyin hastalığıdır.
Majör depresif dönem en az iki hafta sürmeli ve majör depresif dönem tanısı konan kişide, iştah ve kilo değişiklikleri, uyku ve aktivite değişiklikleri, enerji azlığı, suçluluk duyguları, düşünme ve karar alma güçlükleri ve yineleyen ölüm ve intihar düşüncelerini içeren belirtilerden en az dördü yer almaktadır.
Hastalar hüzünlü, umutsuz, kederli veya değersiz hisettiklerini belirtebilirler. Hasta için depresif dönem, normal üzüntü veya kederden farklıdır. Hastalar depresif belirtiyi genellikle acı veren duygusal bir durum olarak tanımlar. Depresif hastaların yaklaşık üçte ikisi intihar düşüncesi olur, %10 ila 15’i ise intihar eder. Hemen hemen bütün depresif hastalar enerji azlığından yakınır, işleri bitirmekte güçlük çeker, iş ve okul performansları bozulmuştur, yeni projelere başlama konusunda isteksizdirler. Odaklanma güçlüğü ve düşünme bozuklukları gözlenebilmektedir. Hareketlerde yavaşlama, depresyonun en yaygın belirtisidir. Ellerini sıkma, saç koparma , eğik duruş, üzgün , dalgın bakma gözlenmektedir. Hastaların yaklaşık %50’si depresif belirtileri inkar ederler. Sosyal içe çekilme olur. Konuşma hızı ve tonu azalmıştır. Sorulara tek sözcüklerle ve gecikmeyle yanıt verir. Depresif hastalar, dünya ve kendileriyle ilgili olumsuz görüşe sahiptirler. Kayıp, suçluluk, ölümle ilgili düşünceleri vardır. Konsantrasyon güçlüğü, unutkanlıktan yakınırlar.
Hastaların %80’i uyku bozukluğundan, özellikle sabah erken uyanmaktan ve gece boyu uykuda bölünmelerden, gece sorunları hakkında tekrar tekrar düşünüp durma nedeniyle uyku sorunu yaşarlar. Birçok hastada iştah ve kilo kaybı gözlenir, atipik depresyonu olan hastalarda iştah artışı, kilo alımı ve normalden fazla uyuma gözlenir.
Kaygı (anksiyete), depresyonun sık belirtisi olup, tüm depresif hastaların yaklaşık %90’nında gözlenir. Gıda alımı ve istirahatle ilgili değişiklikler diyabet, hipertansiyon, kronik obstrüktif akciğer hastalığı ve kalp hastalığı gibi eşlik eden tıbbi hastalıkları tetikleyebilir. Kanama düzensizlikleri, cinsel isteksizlik gözlenebilir. Hastaların yaklaşık %50’si belirtilerde sabahleyin artma ve akşamları ise azalma tarifler.
Depresyonun sık karşılaşılan hastalık olduğu, iyileşmenin mümkün olduğu ve birçok tedavi seçeneği bulunduğu unutulmamalıdır.
Dr. Gözde Ataöv
Psikiyatrist ve Psikoterapist
Randevu İçin Bize Ulaşın:
"