Migren Nedir? Migren Belirtileri Nelerdir? Migrene Ne İyi Gelir?
Migren Nedir? Migren Belirtileri Nelerdir? Migrene Ne İyi Gelir?
Migren, toplumda oldukça yaygın olarak görülen bir baş ağrısı çeşididir. Migren asıl olarak "primer baş ağrıları" grubunda yer alır. Daha açık bir şekilde ifade edecek olursak, kişinin yaşadığı herhangi başka bir hastalık yüzünden ortaya çıkmaz. Kendisini ataklar halinde gösteren ve yaş cinsiyet ayırt etmeksizin ortaya çıkabilen bir baş ağrısı türüdür. Migren ağrısı her insanda görülebilse dahi, kimi yaş veya cinsiyet gruplarında görülmesi daha yaygındır. Kadınlarda migren %20 gibi çok yüksek bir oranda görülmektedir. Erkeklerde ise bu oran %6 civarında görülmektedir.
Bunların yanında hastaneye gitmeyen ve tanısı konulmamış migreni olan çok fazla insan bulunmaktadır. Günümüzde toplanan bilgiler ışığında, migrenin çoğunlukla ergenlik çağında başladığı tespit edilmiştir. Ancak zaman zaman çocukluk döneminde ortaya çıkan migrenler de görülebilmektedir. Migren atakları hastaların 5'te 4'ünde 30'lu yaşlardan önce başlar. 30'lu yaşların ortasından itibaren yaş ilerledikçe kişide migren ağrısının ortaya çıkma ihtimali gittikçe azalır.
Migren Çeşitleri Nelerdir?
Migren ağrıları, genellikle auralı migren ve aurasız migren olmak üzere iki farklı şekilde sınıflandırılır. Bu iki tür arasından en sık görülen migren çeşidi %90'lık oranıyla aurasız migrendir. İki migren türünün de birbirinden şiddet olarak çok bir farkları yoktur. Ancak kişide ortaya çıkardığı belirtiler bazı yönleriyle farklılık göstermektedir. Diğer yandan kronik migren de bu çeşitler arasında sayılabilir.
Auralı Migren Nedir?
Auralı migren belirtileri, kimi zaman migren atağından önce ortaya çıkabilir ve kişinin bir migren atağı yaşayacağına dair uyarı niteliğinde olabilir. Kimi zaman ise baş ağrısının gelişimi sırasında ortaya çıkar. Migren hastalarının önemli bir bölümü auralı migren belirtilerini hissederler. Aura belirtilerinin yaşandığı aşama genellikle çok uzun sürmez. 30-60 dakikalık bir süre zarfında ortadan kaybolur. Auraların fiziksel, görsel ve dilsel bozukluk yaratan çeşitli türleri vardır.
Görsel aura yaşayan kişilerin görüşlerinde bir bozulma meydana gelir. Kişi baktığı yerde renkli lekeler, yıldızımsı şekiller ve görüş alanında çeşitli kör bölgeler ortaya çıkabilir, gözünü kapatsa bile düzelmeyen renkli zikzak şeklinde ışıklar görebilir. Auralı migrenin görüldüğü bazı ileri seviye vakalarda geçici körlük gibi ileri belirtiler de tespit edilmiştir. Bu belirtiler kişi gözünü kapattığında da devam eder ve kişi kendisini ışıksız bir ortama atmak ister.
Auralı migren kimi zaman da fiziksel belirtiler gösterir. Bu belirtiler arasında karıncalanma, dokunma duyusunda eksiklik, baş dönmesi ve uyuşma gibi belirtiler oldukça yaygındır. Aynı zamanda kişinin konuşmasında da çeşitli bozulmalar meydana gelebilir. Kişi konuşmaya çalışırken kekeleyebilir ve ağzından doğru kelimeyi çıkartmak için büyük efor harcar.
Aurasız Migren Nedir?
En sık görülen migren çeşidi aurasız migren, 4-72 saatlik tekrarlayan baş ağrısı ataklarıyla karakterizedir. Aurasız migren tipik olarak tek tarafta lokalizedir ve orta ile ciddi arasında değişkenlik gösteren bir ağrı düzeyine sahiptir. Işığa ve sese karşı hassasiyetin yanı sıra, fiziksel aktivite ile tetiklenen baş ağrısı da aurasız migren belirtileri arasında sayılabilir.
Kronik Migren
Kişinin sahip olduğu migreni kronik migren olarak tanımlayabilmek için, kişinin yaklaşık 3 aylık bir süre boyunca her ayın en az 15 gününün baş ağrılı bir şekilde geçmesi ve bu 15 günün en az 8'inde de migren kriterlerini kapsaması gerekmektedir. Kronik migren, klasik migrene kıyasla yaşam kalitesini çok daha kötü etkileyen bir hastalıktır. Kronik migreni olan kişiler neredeyse sürekli yoğun bir baş ağrısı hissederler ve sık sık hastaneye başvururlar. Düzenli olarak ilaç almak zorundadırlar. Bunun yanında kronik migreni olan kişilerin iş veya eğitim hayatlarındaki verimlilikleri oldukça düşer. Kronik migren aynı zamanda kişinin sosyal ilişkilerine de zarar verir. Kronik migren ortaya çıktığı andan itibaren zaman kaybetmeden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır.
Migren Neden Olur?
Genetik faktör etkisinin migren oluşumunda kimi durumlarda çok belirleyici olduğu bilinmektedir. Ancak yine de migrenin kalıtsal bir hastalık olduğunu söylemek doğru olmaz. Bu rahatsızlık çevresel, fiziksel ve genetik sebeplerin birleşiminden ortaya çıkabilir. Kişide migren ataklarının başlamasının birçok farklı nedeni olabilir ve bu nedenler kişiden kişiye farklılık gösterir. Migrenin oluşumunda rol oynayabilecek çeşitli faktörleri şu şekilde sıralayabiliriz,
- Peynir, kuru fasulye, incir, muz, avokado, kuru üzüm, sakatat, bakla, mercimek ve çikolata gibi yiyecekler,
- Yetersiz su tüketimi,
- Düzensiz beslenmek,
- Bozuk uyku düzeni,
- Aşırı yoğun egzersiz yapmak,
- Sık sık uzun yolculuk yapmak,
- Çok fazla parlak ışığın olduğu ortamlarda bulunmak,
- Hormonsal bozukluklar veya değişimler.
Bu etkenler, tabii ki direkt olarak migren oluşumuna sebebiyet vermez. Ancak bu faktörler genetik ve çevresel faktörler gibi çeşitli farklı sebeplerle birleştiğinde, kişide migren oluşumu tetiklenebilir.
Migren Ağrısı Nasıl Olur?
Migreni olan kişiler, yaşadıkları atak esnasında kendilerini oldukça kötü hissederler ve herhangi bir şey yapacak enerjiyi kendilerinde bulamazlar. Migren atağı yaşayan kişilerde genel olarak yoğun ve dayanılmaz bir baş ağrısı ile baş bölgesinde zonklama belirtileri görülür. Bu baş ağrısı genellikle kişi hareket ettiğinde daha da kötüleşir ve ağrı başın belirli bir bölgesinde yaşanır. Baş ağrısı o an birçok değişik faktöre bağlı olarak ense, göz çevresi veya şakak gibi bölgelerden başlar.
Kişinin genel sağlık durumuna ve migrenin çeşidine göre kişideki yoğun baş ağrısını mide bulantısı, kusma ve ışığa-sese karşı aşırı duyar gibi şikâyetler takip edebilir. Sıradan bir baş ağrısına kıyasla çok daha şiddetli olan migren ataklarının yaşanma sıklığı kişiden kişiye değişiklik gösterir. Kimi hastalarda yılda 2-3 kez migren atağı görülürken kimi hastalarda ise bu ataklar ayda 2-3 kere görülebilmektedir.
Kişinin yaşadığı bu yoğun ağrı genellikle belirli bir istirahat ve uyku döneminden sonra düzelir. Bu yoğun baş ağrısının devam ettiği süre kimi zaman 3-4 saat civarında olabilirken, kimi zaman ise 2-3 gün boyunca devam edebilmektedir. Ancak kişi, bu süreç içerisinde eğer önemli bir işi varsa, yaşadığı ağrı yüzünden işlerine konsantre olma konusunda büyük zorluk yaşayabilir.
Migren Belirtileri Nelerdir?
Migren belirtileri genellikle gençlik yaşlarında başlar. Ergenliğin son dönemlerinden itibaren görülme ihtimali artar ve 35 yaşlarından itibaren ise bu ihtimal azalır. Migreni olan kişilerde bilindiği üzere en sık ve en ağır şekilde görülen belirti baş ağrısıdır. Bu baş ağrısı kimi zaman kişiyi yatağa düşürecek kadar şiddetli olabilir. Migren ataklarının en sık görüldüğü bölgeler başın arka kısmı, kulak arkası ve alın bölgesidir. Migrenin diğer fiziksel belirtileri ise aşırı su içme isteği, iştahta artış, duruma göre değişen ishal veya kabızlık, karında şişlik gibi belirtilerdir. Migren atağı yaşayan kişilerde bu fiziksel belirtilerin yanında duygusal olarak da çeşitli belirtiler görülür. Depresif ruh hali, aşırı neşelenme, aşırı durgunluk, konsantrasyon bozuklukları, koku duyarlılığı, dikkat eksiklikleri, aşırı duyarlı olma ve yoğun bir uyku isteği gibi belirtiler görülebilir.
Migren Evreleri Nelerdir?
Migren atakları için dört farklı evre bulunmaktadır. Bu evreler kimi zaman birbirlerini takip edebilirken kimi zaman da sadece 1 tanesi ortaya çıkar. Yani her migren atağı aynı özelliği göstermeyebilir. Bu evreler prodrom, aura, atak ve atak sonrası (postdrome) şeklinde isimlendirilir.
Prodrom Evresi (Prodromal Dönem)
Prodrom evresi olarak isimlendirilen ilk evrede daha çok migren atağının habercisi olan belirtiler görülür. Bu evre migren hastalarının birçoğunda görülmektedir. Bu belirtiler sayesinde hasta, bir migren atağının yaklaşmakta olduğunu anlayabilir. Kişide depresif bir ruh hali görülebilir, ruh halinde çalkantılar olur, sık sık esneyebilir, kabızlık, aşırı yemek yeme isteği ve ışık ile sese karşı hassasiyet duyabilir. Bu belirtiler duruma göre migren atağından birkaç gün veya birkaç saat önce ortaya çıkabilir.
Aura Evresi
İkinci evre ise aura evresi olarak isimlendirilmektedir. Bu evre genellikle kısa sürelidir ve ortalama 20-25 dakika civarı sürmektedir. Aura evresinin görülme oranı diğer evrelere kıyasla düşüktür ancak yine de %20-30 civarı bir yaygınlığa sahip olduğu için göz ardı edilmemelidir.
Aura evresinde kişi çeşitli nörolojik bozukluklar yaşayabilir ve bu bozukluklar migren atağı son bulana kadar devam eder. Aynı zamanda bu evrenin en karakteristik özelliği ise görüşte ortaya çıkan bozukluktur. Aynı zamanda yüzün bir kısmında uyuşma, konuşma bozukluğu, karıncalanma, uyuşma ve dokunurken hissizlik gibi belirtiler ortaya çıkabilir.
Atak Evresi
Üçüncü evre ise atak evresidir. Bu evrede kişi yoğun bir baş ağrısı yaşar. Hissedilen yoğun baş ağrısı ense, şakaklar, göz çevresi ve genel olarak baş bölgesindeki herhangi bir yerde ortaya çıkabilir. Genellikle bu ağrı tek bölümlüdür. Kişi baş ağrısıyla birlikte başında bir zonklama da hisseder. Migren atağı sırasında bulanık görme, baygınlık, kusma, mide bulantısı, ışığa ve sese karşı hassasiyet, görüş bozuklukları ve baş dönmesi gibi birçok farklı belirti yaşanabilmektedir.
Diğer çoğu hastalığın aksine, migren atağı yaşayan kişilerde fiziksel aktivitenin artışıyla birlikte baş ağrısı da artar. Kişi genellikle bu esnada kendisini karanlık bir odaya kapatıp uyumak ister. Böylelikle yaşam kalitesi oldukça düşer ve kendisine ayırdığı vakit önemli ölçüde azalır. Ataklar kimi zaman 4 saat sürerken kimi zaman da 72 saate kadar uzayabilmektedir. Baş ağrısı hissinin yanında sık sık boyun ağrısı da görülmektedir.
Atak Sonrası (Postdrome) Evre
Atak sonrası evre yani postdrome olarak adlandırılan son evrede ise migren atağı geçirmiş olan kişi kendisini oldukça halsiz ve bitkin hisseder. Ancak yoğun baş ağrısı azaldığı için de rahatlamıştır. Ağrı kesilmiş olsa bile ataktan sonraki ilk gün baş dönmesi, çalkantılı ruh hali ve ışık-ses hassasiyeti gibi belirtiler devam edebilmektedir. Bunun yanında güçsüzlük, iştahsızlık, konsantrasyon eksikliği ve sinirli bir ruh hali de oldukça yaygın postdrome belirtilerindendir. Bu evre bir nevi düzelme evresi olduğundan dolayı yukarıda bahsedilen semptomlar çok ağır şekilde hissedilmez, şiddetleri düşüktür.
Migrene Ne İyi Gelir? Migren Ağrısı Nasıl Geçer?
Migren riskinin düşürülmesi için öncelikle düzenli bir beslenme ve uyku düzenine sahip olmak çok büyük önem taşır. Bununla birlikte B2, folik asit ve magnezyum gibi vitamin ve mineraller migrenin yaşattığı tahribatı hafifletmeye yardımcı olacaktır. İçerdiği çeşitli besin öğeleriyle kırmızı et, karaciğer, maydanoz, brokoli ve balık gibi gıdalar da migren tedavisi için önemli bir rol oynayabilir.
Aynı zamanda kafein içeren bazı baş ağrısı ilaçlarının da migrene iyi geldiği tespit edilmiştir. Ancak kafein içermelerine rağmen kahve, çay ve çikolata gibi gıdalar migren hastalarına tavsiye edilmez. Bunlara ek olarak hafif koşu, yüzme ve aerobik gibi egzersizler yapmak da migren oluşum sıklığını ve atakların şiddetini azaltmaya yardımcı olabilir.
Migren Tedavisi Nasıl Yapılır?
Migreni tam olarak yok eden kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Migren tedavisinde asıl amaç, hastaların yaşadığı atakların sayısını ve sıklığını azaltmak ve bununla birlikte yaşanan atakların şiddetini azaltmaktır. Bu amaçla da hastaya çeşitli migren ilaçları tavsiye edilebilir ve ek olarak ilaçsız tedavi yöntemleri de uygulanabilir. Tedavide kullanılan ilaçlar sayesinde baş ağrısının şiddeti azalır ve eğer kişide baş ağrısını takip eden mide bulantısı gibi belirtiler varsa bunlar ortadan kaldırılmaya çalışılır.
Migren hastalığında uygulanan ilaç tedavisi akut atak ve profilaktik tedavi olarak ikiye ayrılmaktadır. Akut atak tedavisinde amaçlanan, migren ataklarını tekrarlamadan tedavi etmek, baş ağrısının şiddetini azaltıp ortadan kaldırmak, atağın yaşandığı süreyi kısaltmak ve genel olarak yaşanan migren atağının şiddetini azaltmaktır. Bu tedavi yönteminde migren ilaçları olarak anti-inflamatuvar ilaçlar, triptanlar, ergotlar, opioidler ve nöroleptikler gibi ilaç türleri kullanılabilir. Bu tedavi yöntemine ek olarak profilaktik tedavi yani önleyici tedavi yöntemi de sıklıkla uygulanmaktadır.
Migrenin ilaçsız tedavisi kişinin yaşam kalitesini artırmasıyla mümkün olabilir. Ancak yine de bir doktora danışıp tedaviye başlamak en garanti ve en zahmetsiz yol olacaktır. Ayrıca ilaçsız tedavi yöntemleri ilaçlı tedavi yöntemleriyle birleştirilerek uygulandığında, hasta tedaviye çok daha iyi şekilde cevap verir. İlaçsız tedavi yöntemleri arasında düzenli egzersiz, meditasyon gibi rahatlama teknikleri, iyi bir uyku ve yemek düzeni, alkol ve sigaradan uzak durulan bir yaşam tarzına yönelmek gibi seçenekler mevcuttur.
Bizimle İletişime Geçin Bölüm Hekimlerimiz