Parkinson Nedir? Belirtileri, Nedenleri, Tedavisi - DRCem

Parkinson Nedir? Belirtileri, Nedenleri, Tedavisi - DRCem

Parkinson

Parkinson hastalığı belirtilerinin şekli, sayısı, şiddeti ve ilerlemesi büyük ölçüde değişebilir. Her insan farklı şekilde etkilenir. Bütün belirtileri farklı kişilerde farklı şekillerde görülebilir.

Hangi Bölüm 2022-12-09 00:46:24 Güncellenme Tarihi Parkinson nedir?

Parkinson hastalığı, kişinin vücut hareketlerini kontrol etmesini etkileyen ilerleyici, dejeneratif (hücresel hasar) nörolojik bir hastalıktır.

Hastalığın belirtileri beynin orta bölgesindeki (substantia nigra) sinir hücrelerinin ilerleyici hasarından (dejeneratif) kaynaklanır. Hücrelerde görülen bu hasar, düzgün, kontrollü hareketler için gerekli olan kimyasal bir haberci (nörotransmiter) olan dopamin eksikliğine neden olur.

Dopamin üreten hücrelerin yaklaşık% 70'i normal çalışmayı bıraktığında, hastalığın belirtileri ortaya çıkar. Parkinson hastalığı tamamen iyileştirilemez. Ancak hastalığın gösterdiği belirtiler azaltılabilir.

Parkison Nedenleri?

Parkinson hastalığının tam olarak nedeni bilinmemektedir. Bazı faktörlerin tetikleyebileceği düşünülmektedir:

Çevresel tetikleyiciler, pestisitler, toksinler, kimyasallar Genetik faktörler Kafa travması. Parkinson Belirtileri?

Parkinson hastalığı belirtilerinin şekli, sayısı, şiddeti ve ilerlemesi büyük ölçüde değişebilir. Her insan farklı şekilde etkilenir. Bütün belirtileri farklı kişilerde farklı şekillerde görülebilir.

Yaygın görülen parkinson belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Dinlenme sırasında vücudun belirli bir bölgesinde titreme Kaslarda sertlik Bradikinezi (hareketlerde donma) Ani hareketlerde durma Farklı aşamalara sahip görevleri yapmada zorluk Ses kaybı Yürüyüş bozukluğu Mikrografi (küçük el yazısı) Yorgunluk Uyku bozukluğu Koku duyusu kaybı Depresyon Kabızlık.

Parkinson hastalığı ile bir süre yaşayan kişiler, halüsinasyonlar (normalde olmayan şeyleri duymayı veya görme), paranoya (birinin size zarar vermek istediği gibi duygular) ve sanrılar (garip inançlara sahip olmak) gibi şizofreni belirtileri gösterebilir.

Parkinson Tedavi

Parkinson hastalığının kalıcı kesin tedavisi yoktur. Hastalığın ortaya çıkardığı belirtileri hafifletmek ve yaşam kalitesini artırmak tedavinin ana amacıdır. Parkinson tedavileri şu şekilde ki tedavileri içerebilir:

Destekleyici tedaviler İlaç tedavisi, gösterdiğiniz belirtileri hafifletebilir Ameliyat, çok ciddi boyutta şikayetleri olan kişilerde doktor tarafından tavsiye edilebilir.

Parkinson hastalığının erken evrelerinde, hastalık belirtileri hafif seyirli olduğundan tedaviye ihtiyaç duyulmayabilir. Ancak düzenli doktor kontrolleri ile hastanın mevcut durumu takip edilmeli. Hastalığın gösterdiği belirtilerde ilerleme durumunda ek tedaviler düşünülmelidir.

Destekleyici tedaviler

Parkinson hastalığıyla yaşamayı kolaylaştırabilecek ve günlük olarak belirtileriniz ile başa çıkmanıza yardımcı olabilecek çeşitli terapi yöntemleri vardır. Bu yöntemler:

Dil ve Konuşma terapisi, yutma güçlüğü ve konuşma sorunları yaşayan kişilerde Duruş bozukluğu ile ilgili terapiler Psikiyatri uzmanı tarafından hastalığın getirdiği sorunlara karşı destek almak Ergoterapi, kişinin toplum içerisine rahatlıkla katılmasını sağlamak veya ev içerisinde ki günlük aktivitelerin yapılmasını engelleyen faktörleri ortadan kaldırmayı amaçlar. Fizyoterapi

Fizyoterapist, hareket ve egzersiz yoluyla kas sertliğini ve eklem ağrısını hafifletmek için çeşitli teknikler ile size müdahale edebilir. Fizyoterapist, hareket etmeyi kolaylaştırmayı, yürüyüşünüzü ve beden esnekliğini yeterli düzeyde geliştirmeye çalışır. Fizik tedavi doktorunuzdan daha ayrıntılı bilgi alabilirsiniz.

Diyet tavsiyesi

Parkinson hastalığı kişiler için diyet değişiklikleri yapmak bazı belirtileri iyileştirmeye yardımcı olabilir. Bu diyet değişiklikleri :

Diyetinizdeki lif miktarını artırmak ve kabızlığı azaltmak için yeterince sıvı tüketmek Hızlı ayağa kalktığınızda baş dönmesi gibi düşük tansiyon sorunlarından korunmak için yemeklerinizde ki tuz miktarını artırmak ve küçük porsiyon, sık ara öğünler ile yemek Kilo kaybını önlemek için diyetinizde değişiklikler yapmak

Doktorunuz diyetinizi değiştirmekten fayda görebileceğinizi düşünürse, diyet tavsiyesi vermek üzere sizi bir diyetisyene yönlendirebilir.

Belirti Denetleyici Belirtilerinizi kontrol etmek istermisiniz ? Esansiyel Tremor

Esansiyel tremor Parkinson hastalığı ile karıştırılabilir. Ancak her ikisi farklı hastalıklardır. Her yaşta ortaya çıkabilmekle birlikte 45 yaşından sonra başlaması spesifiktir.

Depresyonun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Psikolojik, sosyal, genetik ve biyolojik faktörlerin etkileşimi ile depresyonun oluştuğu düşünülmektedir. Bazı kişiler, genleri, biyolojileri veya kişilik tiplerinden dolayı daha yüksek riske sahiptir.

Neden DrCem?

Elde ettiği bilgiler ışığında tanı koymayan, ancak olası tanıyı koymaya fayda sağlayan sistemi ile hem hastaların hem de doktorların faydalandığı kişisel bir web sitedir. Bir hastalığa teşhis ve tedaviyi sadece ünvanı doktor olan kişiler koyabilir.

Nasıl Çalışır ?

Hastalık belirtilerini arama bölümüne girmeniz ve verdiğiniz cevaplara göre belirli yüzdelerle hangi hastalıkların görülebileceği ile ilgili bilgi vermektir. Kesin bir tanıyı, alanında uzman olan hekimler koyabilir.

Hakkımızda Nasıl Çalışır ? Sorumluluk Reddi ! Gizlilik Politikası Site Map İletisim "
Parkinson Hastalığı

Parkinson Hastalığı

Parkinson Hastalığı

Parkinson hastalığı nedir? Parkinson hastalığı, beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden (nörodejeneratif) ve genellikle yavaş ilerleyen bir beyin hastalığıdır. Titreme ve hareket bozukluğu ile başlayabilir. Hastalık zamanla ilerler ve öğrenme-hafıza gibi diğer beyin fonksiyonlarını da olumsuz etkileyebilir. Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir? Parkinson hastalığı genellikle hafif belirtilerle başlar. Zaman içerisinde belirtiler artmaya başlar ve kişinin çalışma hayatını veya günlük aktivitelerini yapma yeteneğini etkileyebilir. Belirtiler daha da şiddetlendiğinde hastalığı olan kişiler bazen kendilerine bakmak için yardıma ihtiyaç duyabilirler. Parkinson hastalığına işaret edebilen belirti ve bulgular nelerdir? -Titreme (ellerde, çenede, başta) -Hareketlerde yavaşlama -Kaslarda katılık-donukluk -Denge ve yürüme bozukluğu Ayrıca bazı insanlarda şu belirti ve bulgular da hastalığın seyrinde ortaya çıkabilir: -Dikkat bozukluğu -Görsel halüsinasyonlar (kişinin sadece kendisinin görebildiği gerçek olmayan duyular) -Depresif duygudurum (depresyon) -Uyku bozuklukları (uykusuzluk, gün içinde uyuklama, uykuda hareket etme-konuşma) -Ortostatik hipotansiyon (genellikle ayağa kalkıldığında kan basıncında düşme) -Yorgunluk -Koku alma yetisinde azalma

Parkinson hastalığı olan kişilerde kabızlık, terleme, idrar yapmakta güçlük, yutmada güçlük, cinsel işlev bozukluklarının da sıklığı artmıştır.

Parkinson hastalığı tanısı nasıl konulur? Özel bir tanısal testi yoktur. Hekimin hastanın şikayetleri ve öyküsü doğrultusunda yapacağı fizik muayene ve bazı ölçeklerle kişi tanı alır. Beyin görüntülemesi (MR & nükleer tıp görüntülemeleri) çeşitli hastalıklarla Parkinson hastalığı arasında ayrım yapmada faydalı olabilmektedir.

Parkinson hastalığının tedavisi nedir? Parkinson hastalığının tedavisinde tam düzelme (şifa) sağlayan bir ilaç henüz yoktur. Tedavide esas olan hastalığın belirtilerini gidererek kişinin yaşam kalitesini arttırmak, olumsuz sonuçlardan korumak ve ilerleyici nitelikte olan hastalığın seyrini yavaşlatmaktır (yani hastalıktan etkilenmekte olan beyin hücrelerini olabildiğince korumaktır).

Tedaviye değinmişken şuna vurgu yapmak gerekir: tedavide kullanılmakta olan ilaçların hekimin önerisine göre eksiksiz ve zamanında alınması tedavi başarısı ve yan etkilerin azaltılması için önem arz etmektedir.

İlaçlara yeterli yanıt alınamadığı durumlarda, hastalık belirtilerinin azaltılmasında Beyin Pili olarak duyageldiğimiz “Derin Beyin Stimülasyonu” seçeneği de hasta özelinde değerlendirilebilmektedir. Parkinson hastalığı tanısı alan kişilerin bu tedavilerin yanı sıra kendileri için şu adımları atmasını öneriyoruz: -Tıbbi takip ve tedavilerinizi aksatmayınız. -Parkinson hastalığı veya hareket bozuklukları ekseninde kurulan hasta dernek ve kulüplerine katılarak kendinize sosyal destek sağlayın. -Aktif olun – aktif kalın: Yapacağınız düzenli egzersizler ve dahil olacağınız fizyoterapi programları hareket kabiliyetinizi ve dengenizi korumada size yardımcı olacaktır. Düzenli yürüyüşün yanı sıra yüzme, yoga, dans, Tai Chi gibi aktiviteler de faydalı olabilir. Bu aktivitelere başlamadan önce sizi takip eden hekiminizden kendinize özel olarak görüş almanız uygun olacaktır. -Sağlıklı beslenin. Kondisyonunuzu korumak için iyi bir beslenme planı önemlidir. Yeterli sıvı alımı, lifli beslenme de ortostatik hipotansiyon ve kabızlık kaynaklı şikayetlerinizi azaltmaya yardımcı olacaktır. -Evinizde düşme riskinizi azaltacak değişimleri yapınız. -Araba kullanıyorsanız, sürüş güvenliği açısından hekiminizden görüş alınız.

"
PARKİNSON GÜNÜ

PARKİNSON GÜNÜ

Lösante Blog

Parkinson Hastalığı yavaş ilerleyen , beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden bir beyin hastalığıdır. İnsan beyninde substansiya nigra denilen bölgede dopamin üreten hücreler bulunur. Dopamin ,substansiya nigra bölgesi ile vücut hareketlerini kontrol eden diğer beyin bölgeleri arasında mesajlar ileten bir kimyasal maddedir. Dopamin üreten bu hücrelerde kayıp olursa dopamin üretilemez ve Parkinson Hastalığının belirtileri ortaya çıkmaya başlar.

Parkinson hastalığında titreme, hareketlerde yavaşlama, kaslarda kasılma, kamburluk, yürüyüş bozukluğu, denge ve koordinasyon bozukluğu, uyku bozukluğu, koku duyusunda kayıp, depresyon, cinsel işlev bozukluğu gibi semptomlar olur. Titreme genellikle tek elde ve istirahhatte ortaya çıkar . Hastalık belirtileri ve seyri kişiden kişiye değişiklik gösterir. Semptomlar genellikle vücudun bir tarafında başlar. Parkinson Hastalığında, yüz ifadesinde değişme olur, mimiklerde kayıp, gözleri daha az kırpma, sabit bakma, kambur duruş, yürüyüş sırasında kolları sallamama, seste değişme, içten titreme hissi olur.

Hastalarda titreme, hareketlerde yavaşlama gibi belirtiler ortaya çıkmadan yıllar öncesinde koku almada azalma veya koku duyusu kaybı, kabızlık, uyku bozukluğu gibi yakınmalar başlayabilir. Parkinson Hastalığı herhangi bir yaşta başlayabilir ancak ortaya çıkma yaşı ortalama 60 yaştır. Genç yaşta ortaya çıkan hastalıkta genetik nedenler ön plandadır.

Parkinson hastalığının tanısında en önemli yöntem nörolojik muayenedir. Diğer laboratuvar ve görüntüleme yöntemleri benzer bulgulara neden olabilecek başka hastalıkların ayırt edilmesi için kullanılır.

Parkinson hastalığı ilerleyici bir hastalıktır, zaman ilerledikçe hastalık semptomları kötüleşebilir. Hastalığın teşhisi ne kadar erken konursa ve tedavi ne kadar erken başlanırsa hastalığın seyri de o ölçüde yavaşlatılmış olur. Parkinson hastalığında kullanılan ilaçlar, belirtilerin şiddetini azaltmak ve hastanın yaşam kalitesini artırmaya yöneliktir.

Bilgi ve Randevu için,

Parkinson Hastalığının Erken Belirtileri Genel Sağlık Kontrollerinde Tespit Edilebilir Mi?

Parkinson Hastalığının Erken Belirtileri Genel Sağlık Kontrollerinde Tespit Edilebilir Mi?

Parkinson Hastalığının Erken Belirtileri Genel Sağlık Kontrollerinde Tespit Edilebilir Mi?

Japonya'daki Nagoya Üniversitesi liderliğindeki bir araştırma ekibi, Parkinson hastalığı olan hastalarda kan basıncının, hematokritin (kandaki kırmızı kan hücrelerinin yüzdesi) ve serum kolesterol düzeylerinin motor semptomların başlamasından çok önce değiştiğini bulmuştur. Bilim insanları, son olarak Scientic Reports'ta online olarak yayınlanan bu bulgunun, hastalığın erken teşhis ve tedavisine zemin hazırlayabileceğini belirtmişlerdir. Alzheimer hastalığından sonra sinir sistemini etkileyen en yaygın ikinci hastalık olan Parkinson hastalığına, dopamin adı verilen bir nörotransmiterdeki hassasiyet neden olmaktadır. Tüm dopaminerjik nöronların yarısından fazlasının, Parkinson hastalığı olan hastalarda titreme, sertlik ve hareket yavaşlığı gibi motor semptomları deneyimledikleri aşamada zaten kaybedildiği bilinmektedir. Ek olarak, önceki çalışmalar, Parkinson hastalığı olan hastalarda, motor semptomların başlamasından 10 ila 20 yıl önce kabızlık, hızlı göz hareketi uyku davranış bozukluğu, koku alma duyusunda bozulma ve depresyon gibi motor dışı semptomların ortaya çıktığını göstermiştir. Bu sonuçlar, Parkinson hastalığının motor semptomların başlamasından on yıl önce geliştiğini göstermektedir.

Nagoya Üniversitesi Tıp Fakültesi'nden Profesör Masahisa Katsuno, hastaların vücutlarındaki biyolojik değişiklikleri motor semptomların başlamasından çok önce tespit edebilirlerse, tıbbi tedavilere erken bir aşamada başlayabileceklerini belirtmiştir. Bu açıdan, Nagoya Üniversitesi'nin başyazarı ve lisansüstü öğrencisi Prof.Katsuno ve Katsunori Yokoi liderliğindeki araştırma ekibi, Japonya'da her yıl bireyler arasında gerçekleştirilen genel sağlık kontrollerinin sonuçlarına odaklandıklarını bildirmişlerdir. Ekip, motor semptomların başlamasından önce kontrol sonuçları bulunan Parkinson hastalığı olan 22 erkek ve 23 kadın hastanın kontrollerinden elde edilen birkaç yıllık verileri analiz etmişlerdir. Ekip ayrıca karşılaştırma için en az dört yıl boyunca sağlık kontrolü yaptıran 60 erkek ve 60 kadın sağlıklı bireyin muayenelerinden elde edilen verileri kullandıklarını belirtmişlerdir.

Motor semptomların başlamasından önce Parkinson hastalığının potansiyel biyobelirteçleri

Araştırmacılar öncelikle Parkinson hastalığı olan hastalar ile sağlıklı bireyler arasındaki her bir kontrol maddesinin temel değerlerini cinsiyete göre ayrı ayrı karşılaştırmışlardır. Çalışmada erkek hastalarda ağırlık, vücut kitle indeksi, hematokrit, toplam ve düşük yoğunluklu kolesterol seviyeleri ve serum kreatinin seviyelerinin sağlıklı erkek bireylere göre daha düşük olduğu gözlemlenmiştir. Ayrıca kadın hastalarda kan basıncı düzeyleri ve aspartat aminotransferaz adı verilen enzim daha yüksek iken, diğer maddelerin değerlerinin sağlıklı kadınlara göre daha düşük olduğu bildirilmiştir. Daha sonra araştırmacılar, Parkinson hastalığı olan hastalarda motor semptomların başlamasından önce kontrol maddelerindeki uzunlamasına değişiklikleri incelemişlerdir. Sonuç olarak, preotor evrede kadın hastalarda kan basıncı düzeylerinin arttığını, erkek hastalarda ise total ve düşük yoğunluklu kolesterol düzeylerinin ve hematokritin azaldığını bulmuşlardır. Diğer kontrol maddeleri ile ilgili olarak, önemli bir değişiklik gözlenmemiştir. Prof. Katsuno, bu çalışmada, kan basıncı, hematokrit ve serum kolesterol düzeylerinin, motor semptomları ortaya çıkmadan önce Parkinson hastalığının potansiyel biyobelirteçleri olduğunu bulduklarını belirtmiştir. Prof. Katsuno, bu bulgunun, genel sağlık kontrollerinin Parkinson hastalığının gelişiminin erken belirtilerini tespit etmeye yardımcı olabileceğini göstermekte olduğunu ifade etmiştir. Prof. Katsuno, bu bağlamda, ekibin şu anda kontrol muayenelerine dayalı olarak hastalıkta yüksek risk altında olan kişileri belirlemek için çalışmalar yürüttüğünü belirtmiştir. Son olarak Prof. Katsuno, kontrol verilerine göre Parkinson için yüksek risk altında olduğu düşünülen bireylerde hastalığın gelişmesini önlemek amacıyla klinik ilaç denemeleri de yaptıklarını sözlerine eklemiştir.

Referanslar

Masahisa Katsuno, General health checkups may detect early signs of Parkinson's disease, Science Codex, January 19, 2021

"
Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir? Parkinson Hastalığı Nedenleri Ve Tedavisi - Sağlık Haberleri

Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir? Parkinson Hastalığı Nedenleri Ve Tedavisi - Sağlık Haberleri

Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir? Parkinson Hastalığı Nedenleri Ve Tedavisi Parkinson hastalığı halk arasında yaşlı hastalığı olarak bilinmektedir. Özellikle belirli yaştan itibaren parkinson hastalığı riski artmaktadır. Parkinson hastalığı erkeklerde kadınlara göre daha fazla görülmektedir. Parkinson hastalığı önemli hastalıklardan birisidir. Kişinin gündelik yaşamını önemli ölçüde etkilemektedir. Peki, parkinson hastalığının belirtileri nelerdir? Parkinson hastalığı nedenleri nelerdir? İşte parkinson hastalığı ile ilgili her şey.

Parkinson hastalığı beyin hücrelerinin kaybı olarak bilinir. Beyin hücrelerinde başlayan bu kayıp geri dönülemez bir şekilde olmaktadır. Bundan dolayı parkinson hastalığı ölümcül hastalıklardan biri olarak değerlendirilir. Parkinson hastalığı bir hareket bozukluğu olarak da değerlendirilebilir. Parkinson hastalığının evreleri bulunmaktadır. Hastalığı hangi evrede teşhis edildiği son derecede önemlidir.

Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

1) Yutma Güçlüğü

Yutkunmada güçlük çekmek parkinson hastalığının bir belirtisi olabilir. Özellikle yutkunma güçlüğü yemeklerde ortaya çıkmaktadır. Kişi de yutkunma güçlüğü her geçen gün daha da artar. Dolayısıyla yemek yemede ve su içmede bir takım problemler yaşanabilmektedir. Eğer belirli bir yaştan itibaren yutma güçlüğü yaşıyorsanız mutlaka parkinson hastalığı için bir uzmana görünmelisiniz.

2) Titreme

Titreme parkinson hastalığı için önemli bir tanı kriteridir. Özellikle yaşlılarda bu titreme el ve ayaklarda ortaya çıkmaktadır. Titreme bazen o kadar şiddetli olmaktadır ki bu durum kişinin gündelik yaşam kalitesini önemli ölçüde etkiler. Kişi su içerken dahi suyu dökebilir. İlerlemiş parkinson hastalığı evrelerinde titreme daha da yoğun olmaktadır. Titreme ister efor esnasında isterse de dinlenme halinde ortaya çıkabilmektedir.

3) Hareketlerde Yavaşlık

Yavaş yavaş hareketlerde yavaşlama başlar. Kişi gündelik hayatta yapmış olduğu egzersizlerde yavaşlama yaşamaktadırlar. Hareketlerde yavaşlık özellikle yürümede meydana gelmektedir. Yürürken ya da koşarken bu hareketler oldukça yavaş olur. Kimi zaman ise baston yardımı ile yürünür.

4) Depresyon

Parkinson hastalarında depresyon ortaya çıkmaktadır. Bundan dolayı depresyon bu hastalığın psikolojik belirtileri olarak da değerlendirilmektedir. Depresyon yaşanması durumunda ve diğer belirtileri yaşıyorsanız parkinson hastalığından şüphelenebilirsiniz.

5) Görme Kaybı

Görme kaybı da bu hastalarda ortaya çıkabilir. Parkinsonun bir belirtisi olarak ortaya çıkan görme kaybı hastalarda önemli ölçüde kendisini gösterir. Bundan dolayı bu hastalarda mutlaka ameliyat tedavisi gerekmektedir.

Parkinson Hastalığı Nedenleri Nelerdir?

Parkinson hastalığını tetikleyen pek çok neden vardır. Beyinde depomin üreten bir bölge bulunmaktadır. Bu bölgede hücre azlığından ötürü ve hücrelerin eksilmesi ile birlikte parkinson hastalığı ortaya çıkmaktadır. Bu hücre kaybında ise bir takım kimyasal ilaçlar verilmektedir. Bazı atipik parkinson hastalığında ise parkinson hastalığı gibi yorumlanabilir. Bundan dolayı parkinson hastalığının teşhisi yalnızca uzman hekimler tarafından yapılır.

Parkinson Hastalığı Tedavisi

Parkinson hastalığı hastalığında ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Özellikle beyne direkt etki eden bu kimyasal ilaçlar depomin üreten bölgeye etki eder. Bu şekilde parkinson hastalığı tedavisi uygulanmış olur. İyice ilerlemiş olan parkinson evresinde de cerrahi müdahale gerekir.

Cerrahi müdahelede beyne bir pil takılır. Böylece beyinde hücre kaybı önlenmesi amaçlanır. Parkinson hastalığı son derecede ciddi ve bu hastalıkta erken tanı oldukça önemlidir. Bu cerrahi müdahale ile birlikte parkinson hastalığı önemli ölçüde belirtileri azalmaktadır. Özellikle parkinsona bağlı olarak ortaya çıkan görme kaybı da bu ameliyat sonucunda düzelmektedir.

Parkinson hastalığı tedavisinde hastanın yaşı son derecede önemlidir. Hastaların yaşına göre tedavi seçenekleri uygulanmaktadır. Bazı hastalara sadece ilaç tedavisi gerekirken bazı hastalara ise yalnızca cerrahi müdahale gerekebilir. Beyin pili bu hastalığın tedavisinde kullanılan en etkili tedavi seçeneklerinden birisidir. Bundan dolayı parkinson hastalığı için beyin pili ameliyatı uygulanarak belirtiler önemli ölçüde azalır.

"
Parkinson Hastalığının Belirtileri | Kadıköy Lifemed Tıp Merkezi

Parkinson Hastalığının Belirtileri | Kadıköy Lifemed Tıp Merkezi

Parkinson Hastalığının Belirtileri

Parkinson hastalığının gözlemlenen belirtileri öncelikli olarak dört unsurdan oluşur :

1-Titremeler (Tremor)

Parkinson'un en bilindik bulgusu olan titremeler, tek bir parmakta olabileceği gibi vücudun başka yerlerinde de görülebilir. Titreme uyku halinde gözlemlenmezken sinirlilik, stres veya hareket halinde artabilir. Hastalar kimi zaman fark edilmesi güç çok hafif titremelerin bile farkına varabilir. Her titreme Parkinson hastalığının habercisi olmayabilir. Stres, korku ve benzeri etmenler, tiroid bezini hızlı çalıştıran diğer hastalıklar da titremelere neden olabilir.

2- Hareketlerde yavaşlama (Bradikinezi)

Hareketlerde yavaşlama günlük işlerde aksamaya yol açabilirken, temel hareketlerde de hastaların zorluk çekmesine neden olarak yaşamlarını olumsuz etkilemektedir. Kasların gücünde bir zayıflık olmamasına rağmen yorgunluk ve art arda yapılan hareketlerde zorluk yaşanması gözlemlenir.

3- Kaslarda Sertlik (Rijidite)

Kaslarda sertlik daha çok kollarda veya bacaklarda hissedilir ve hastaların çoğu bu belirtilerin farkına varmadıklarından, muayene esnasında hekim tarafından saptanır. Kaslarda sertleşme en sık el, ayak bileği, dirsek veya diz eklemi muayenesi esnasında gözlemlenir.

4- Denge Bozukluğu (Postural İnstabilite)

Denge bozukluğu zamanla ilerleyen bir bulgudur. Duruş, denge ve yürüyüşte bozulmalar meydana gelir ve hastaların dik duramadığı gözlemlenir. Duruş bozukluklarından kaynaklı bel ve sırt ağrıları oluşur.

Bu bulgular dışında Parkinson hastalığında başka belirtiler de görülebilir. Tansiyon düşüklüğü, konuşma bozukluğu, yutmada zorluk, ağızda salya birikmesi, ayaklarda şişme, cinsel işlevde bozukluklar, kabızlık ve idrar yapamama, aşırı terleme nedeniyle ciltte yağlanmanın artması, ağrılar, görme bozuklukları gibi bedensel şikayetler ile depresyon, anksiyete gibi psikiyatrik belirtiler meydana gelebilir.

Parkinson Hastalığı Nedir?

Parkinson hastalığı, beyinde hücre dejenerasyonu ile başlayıp bu hücrelerin dopamin isimli hormonu üreten nöronların kaybı ile gerçekleşen tedavi edilmez ise günlük yaşam aktivitesini bozan nörolojik bir hastalıktır. Nöron kayıplarının belirli bir oranda çoğalması hastalığın ilerlemesi ile doğru orantıdadır ve hastalarda yaşam kalitesini olumsuz yönde etkiler.

Parkinson hastalığının görülme oranı, ilerleyen yaşlarda daha da artmaktadır. Erkeklerin Parkinson hastalığına yakalanma sıklığının, kadınlara göre iki kat daha sık olduğu gözlenmektedir. Türkiye'de 60.000 civarında Parkinson hastası olduğu tahmin edilmektedir. Genç yaşta Parkinson hastalığına tutulan bireylerde kalıtımsal olarak hastalığın oluştuğuna dair moleküler ve genetik çalışmalar mevcuttur. Hastaların yaklaşık yüzde 25'inin en az birinci dereceden Parkinson hastası olan yakınının olduğu görülmektedir. Hastalık ortalama 45-70 yaşları arasında, sıklıkla 60 yaş üzerinde başlar.

Parkinson Hastalığının Tedavi Planlaması

Parkinson hastalığını tamamen durduracak bir tedavi yoktur ancak mevcut bulguların tedavisi sayesinde hastalar yaşam kalitesini belirli bir seviyede tutarak tedavi edilebilirler. Hastalığın yavaş ilerlemesi nedeniyle hastaların hekim ve gerektiğinde fizyoterapist ile işbirliği yapmaları çok önemlidir.

Hastalığa etkili tedavi yalnızca ilaçlarla sınırlı kalmamalıdır. Bu dönemde psikolojik ve sosyal desteğin hastaya verilmesi de tedavide oldukça önemli bir unsur olarak görülmektedir. Doğru tanının konulması durumunda hastaların tedavilerine %90 oranında olumlu yanıt verdiği görülmektedir. Bu tedaviler nörolog rehberliğinde ilaç tedavisi, cerrahi tedavi ve destek tedavisi olarak üçe ayrılır. Uygun tedavinin belirlenmesinde hastanın yaşı, mevcut bulgulardan hangisinin baskın olduğu, yaşam temposu ve diğer hastalıkların varlığı en önemli unsurlardır. Bazı hastaların ilaç tedavisinde olumlu sonuç alınamaması durumunda cerrahi tedavi yapılması uygun görülebilir. Destek tedavisinde en önemli unsur rehabilitasyondur. Hastalara düzenli egzersizler yaptırarak Parkinson hastalığı sonucu oluşan motor dışı belirtilerinin düzelmesine yönelik uygulanmaktadır.


Detaylı bilgi için randevu alabilir veya 444 54 33 çağrı merkezimiz ile iletişime geçebilirsiniz.

Parkinson Hastalığı | Aktif International Hospital

Parkinson Hastalığı | Aktif International Hospital

Parkinson Hastalığı

Son yıllarda, Parkinson hastalığının genetik, moleküler biyoloji, fizyoloji, biyokimya ve nörogörüntüleme alanlarında kaydedilen ilerleme, hastalığın daha iyi anlaşılmasını sağlamış ve hastalardan daha iyi teşhis ve tedaviye olanak sağlamıştır.

Parkinson hastalarında yürütülen klinikopatolojik çalışmalarla bağlantılı olarak, yürütülen klinik ve epidemiyolojik çalışmalarda tanısal kesinliği artırmak ve hatalardan mümkün olduğunca kaçınmak amacıyla çeşitli klinik kriterler önerilmiştir.

Son olarak, yeni ilaçların geliştirilmesi ve fonksiyonel beyin cerrahisinin uygulanması, L-DOPA ile kronik tedavinin neden olduğu semptom ve komplikasyonların tedavisinde önemli bir iyileşmeye yol açmıştır.

Parkinson Hastalığının Başlangıcı

Hastalığın başlangıcı yavaş ilerler ve spesifik olmayan semptomların prodromları ile birliktedir.

Yorgunluk, belirsiz bir halsizlik hissi veya ruh hali değişiklikleri, ilk motor semptomlardan yıllar önce ortaya çıkabilir.

Motor belirtiler şunlardır:

güçte azalma hissi, koordinasyon bozukluğu veya yazma güçlüğü yaygın bir başlangıç ​​semptomudur.

Titiz bir nörolojik muayene, subklinik parkinsonizmin erken belirtilerini ortaya çıkarabilir (örneğin, bir veya daha fazla parmağın aralıklı titremesi, üst ekstremite kas tonusunda asimetri).

Parkinson Belirtileri Motor işaretleri

Sallanma/Titreme

Titreme hareket sırasında kaybolur, ancak uzuv titreme olmadan kısa bir süre sonra dinlenmeye döndüğünde yeniden ortaya çıkar. Klasik titreme, genellikle titreme ilerleyip kola yayıldığında kaybolur. İlerlemiş hastalıkta titreme iki taraflı olmasına rağmen, genellikle hastalık seyri boyunca asimetrik kalır.

Ellerin titremesi genellikle yürüme ile artar, bu nedenle hastanın yürüyüşü incelendiğinde görülebilir. Parkinson belirtisi uyku sırasında kaybolur ve yorgunluk, stres ve kaygı ile kötüleşir.

Sertlik

Sertlik, bir eklemin pasif hareketine karşı artan direnç olarak kendini gösterir. Hastada bu direnç hareket boyunca hissedilir. Titreme gibi, rijidite de hastalığın seyri boyunca genellikle asimetriktir, ancak ileri evrelerde hemen hemen her zaman iki taraflıdır.

İlk başta sadece distal kasları etkiler (mikrograf), ancak zamanla tüm kas grupları etkilenir ve günlük yaşam aktivitelerinde çoklu zorluklara neden olur. Başparmak ve işaret parmağının tekrar eden karşıtlığı gibi hızlı tekrarlayan hareketlerin incelenmesinde hareketin genliğinde ve sıklığında azalma gözlenir. Hastalar genellikle bu durumu sandalyeden kalkamama, yatakta hareket etme ve genel olarak tüm hareketlerde zorluk olarak ifade eder.

Yürüyüş Bozukluğu

Parkinsonun ilk belirtilerinden biri, yürürken kol hareketinde azalmadır. Daha sonra, hastanın gönüllü olarak duramadığı, giderek daha hızlı ve daha kısa adımlarla karakterize edilen bir yürüyüş ortaya çıkar. Yürüyüş bozukluğu ile birlikte postural instabilite, normalde parkinsonun son ana semptomudur. Duruş reflekslerinin kaybı, değişen yoğunluktaki bir itme karşısında dengeyi hızla düzeltmedeki zorlukla karakterizedir.

Orofaringeal Değişiklikler

Parkinson hastalarında hipokinetik, monoton ve hipofonik konuşma vardır. Hastalık ilerledikçe, dil anlaşılmaz hale gelebilir. Diğer bir semptom, erken ve sık olmasına rağmen genellikle hasta tarafından fark edilmeyen koku alma fonksiyonundaki azalmadır.

Motor Olmayan Belirtiler Kognitif Bozukluk

Hastalığın ilk evrelerinde görsel-uzaysal işlevi, dikkati, yürütücü işlevleri ve sözel akıcılığı etkileyen hafif veya orta düzeyde bilişsel bozukluklar bulunmuştur. Hastalar yavaş düşünebilir ve yavaş ama uygun şekilde yanıt verebilir. Demans belirtileri, hastalığın erken döneminde mevcutsa, Alzheimer hastalığı, yaygın Lewy hastalığı gibi diğer olası hastalıkları düşündürür. Demans, Parkinsonda ciddi bir sorundur ve geriatrik kurumlara hasta kabulünün sık bir nedenidir.

Psikiyatrik ve Uyku Bozuklukları

Depresyon, bu hastalıkta en sık görülen duygudurum bozukluğudur ve hastaların %50’sini etkiler ve vakaların %50’sinde ilk bulgu olabilir. Ancak hastaların sadece %2-7’si majör depresyon için kriterlere sahiptir. Geleneksel antidepresanlar tedaviye yanıt verir.

Anksiyete tedaviden sonra panik ataklar şeklinde yaygındır. Uyku bozuklukları da yaygındır.

Disotonomi

Disautonomik belirti ve semptomların erken sunumu atipik parkinsonun bir göstergesidir. Üriner rahatsızlıklar arasında acil idrara çıkma, daha ileri aşamalarda her türlü idrar tutma şikayeti yer alır.

Erkeklerde libido azalması ve iktidarsızlık ile birlikte cinsel işlevdeki değişiklikler yaygın bir şikayettir.

Ağrı ve Duyusal Semptomlar

Hastalar ağrı ve duyusal rahatsızlıktan şikayet ederler. Bazı durumlarda bunlar motor belirtilerin başlamasından önce de olabilir. Çoğu zaman bu semptomlar, antiparkinson ilacının ayarlanmasıyla düzelebilir.

Parkinson Hastalığının Nadir Görülen Belirtileri

Hastanın klinik öyküsü belirleyicidir, semptomların başlangıcının kesin zaman sırası araştırılmalıdır. Olağan olanlardan farklı semptom veya bulgular varsa veya hastalığın seyri ve ilerlemesi atipik ise, parkinsonizmin diğer nedenleri ekarte edilmelidir.

Gençlik Başlangıcı

Hastalık 40 yaşından önce başladığında “erken başlangıçlı Parkinson” olarak tanımlanır ve daha yaşlı hastalardaki ile aynı özellikleri gösterir. “Juvenil başlangıçlı” hastalık (20 yaşından önce), ailede Parkinson öyküsünün daha yüksek sıklığı gözlemlenmiştir.

40 yaşın altındaki hastalarda PD tanısı koymak için parkinsonizmin diğer ikincil nedenleri ekarte edilmelidir. Ailesel nörolojik hastalık varsa, juvenil parkinsonizm ile ortaya çıkabilen Huntington hastalığı veya Machado-Joseph hastalığı ekarte edilmelidir.

Postürel Dengesizlik

Postural instabilite hastalığın temel belirtilerinden biri olmasına rağmen, hastalığın erken evrelerinde ciddi denge bozukluğu nadiren görülür. Başlangıçta şiddetli bir yürüme bozukluğunun baskın olduğu durumlarda, parkinsonizmin diğer nedenleri ekarte edilmelidir.

Hastalığın ilk belirtilerden biri sık düşmelerdir.

Belirgin postural instabiliteye sahip Parkinson, idrar kaçırma ve subkortikal tip demansın eşlik edebileceği normal basınçlı hidrosefalinin bir belirtisi olabilir.

Parkinson Hastalığının Teşhisi

Nörogörüntüleme teknikleri gelecekte Parkinson teşhisi için faydalı bir araç olsa da, halen klinik öykü, nörolojik muayene ve hasta takibi yoluyla uygulanmaktadır. Bu klinik belirtilerin kombinasyonuna dayanan şu anda en yaygın olarak kullanılan kriterler, Birleşik Krallık Parkinson Hastalığı Derneği Beyin Bankası tarafından önerilenler veya Gelb tarafından tanı kesinliğini artıran daha yakın tarihli kriterlerdir.

Parkinson tanısındaki karışıklık, hastalığın birçok özelliğinin bulunmadığı hastalığın erken evrelerinde daha fazladır. Parkinsonun Nedenleri

Parkinsonun nedeni şu anda bilinmemektedir, ancak son yıllarda çevresel ve genetik faktörlerin hastalık üzerindeki etkisi konusunda önemli ilerlemeler kaydedilmiştir.

Çevresel Faktörler

Çeşitli araştırmalar, hastalık ile kırsal bir ortamda yaşamak, kuyu suyu tüketimi, pestisitlere ve ahşap koruyuculara maruz kalma gibi belirli çevresel faktörler arasında bir ilişki bulmuştur. Bakır ve manganeze uzun süreli maruz kalma veya kurşun, bakır ve demire birlikte maruz kalma, hastalığı geliştirme riskinin artmasıyla ilişkilendirilmiştir.

Genetik Faktörler

İleri yaşa ek olarak, ailede Parkinson öyküsü veya esansiyel tremor varlığı hastalık için ana risk faktörlerini oluşturur. Son yıllarda, belirli genlerdeki mutasyonlar veya polimorfizm çalışmaları, genetik faktörlerin hastalığı etkilediğini düşündürmektedir.

Ailede Parkinson Hastalığının Varlığı

Ailesel Parkinson varlığı, hastaların %13 ile %33’ünde tanımlanmıştır.

Parkinson Tedavisinde Yeni İlaçlar L-DOPA (Levodopa) Tedavisi

L-DOPA (Levodopa) ile tedavi, parkinson hastalarının klinik semptomlarını ve yaşam kalitesini önemli ölçüde iyileştirir. Ancak kronik olarak uygulanan L-DOPA, birçok hastada motor dalgalanmalara ve diskinezilere neden olur. Levoterapinin motor komplikasyonlarının önlenmesi ve tedavisi için yeni etkili ilaçlar kullanılmaktadır.

Katekol-O-Metiltransferaz (COMT) İnhibitörleri

Katekol-O-metil transferaz (COMT), dopamin, norepinefrin, epinefrin gibi katekolaminlerin ve bunların l-DOPA gibi metabolitlerinin metabolizmasına müdahale eden bir enzimdir. COMT inhibitörleri (ICOMT), esas olarak L-DOPA’nın yarı ömrünü artırarak etki eder. Bu nedenle, motor dalgalanmaları olan hastalarda, COMT inhibisyonu, aşırı derecede artan diskineziler veya diğer yan etkiler olmaksızın L-DOPA yanıtını uzatır.

Parkinson için denenen yeni tedaviler arasında,

Yeni dopaminerjik agonistler, glutamat antagonistleri, yeni monoamin oksidaz (MAO) inhibitörleri, atipik antipsikotiklerde bulunmaktadır. Parkinson Hastalığının Cerrahi Tedavisi

Şu anda, hastalık için iki tür cerrahi tedavi vardır:

fonksiyonel cerrahi nöral “restorasyon” teknikleri.

Fonksiyonel nöroşirürji, beyin çekirdeklerinin ablasyonu veya uyarılmasından oluşur. Nöronal “restorasyon” teknikleri, dopaminerjik hücreler ekleyerek veya kalan hücrelerin hayatta kalmasını teşvik ederek, Parkinsonun ilk biyokimyasal kusurunu, dopamin kaybını düzeltmeye çalışır. Bu grup, dopaminerjik hücre nakli ve büyüme veya nörotrofik faktörlerin intratekal infüzyonu gibi prosedürleri içerir.

"
Parkinson Tedavisi İçin Yeni Araştırmalar Yapılıyor

Parkinson Tedavisi İçin Yeni Araştırmalar Yapılıyor

Parkinson Tedavisi İçin Yeni Araştırmalar Yapılıyor

Parkinson hastalığına çare bulmak amacıyla yapılan yeni bir araştırma, hastalardaki biyolojik izlere dayanarak hastalığın belirtileri başlamadan önce tedavi edilmesi üzerinde yoğunlaşıyor. Araştırmanın en büyük destekçisi, genç yaşta bu hastalığa yakalanan aktör Michael J Fox. Fox, Parkinson’a çare bulunması için 40 milyon dolar bağışta bulunacağını açıkladı.

Parkinson’un şu anki klinik teşhisi gözle görülür titreme ve kasların sertleşmesi olarak bilinir. Ancak araştırmacılar daha kapsamlı bir tanı gerektiği konusunda görüş birliği içinde. Georgetown Üniversitesi Hastanesi’nden Doktor Fernando Pagan, Ulusal Parkinson Vakfı’nın da başkanı. Pagan, “Sadece 1817’den beri bilinen motor semptomları değil, gözle görülmeyen semptomları da anlamaya çalışıyoruz,” diyor.

Doktor Pagan ve diğer araştırmacılar çevresel ve genetik faktörlerin teşhis ve tedavi için ip ucu verebileceği görüşünde. Araştırmacılar birçok Parkinson hastasında bulunan bir biyolojik iz ya da gen arıyor. Dr. Pagan şöyle konuşuyor: “Bulduğumuz en önemli gen LRKK2 geni. Bu geni çözebilirsek bir tedavi yöntemi bulmamız mümkün olabilir.

Doktor Pagan, kuzey Afrika ve Arap ülkelerinden Parkinson hastalarının yaklaşık yüzde 40’ında bu genin bulunduğunu söylüyor. Aynı gen musevi kökenli hastaların yüzde 14’ünde de var. Doktor Pagan LRKK2 geninin erken teşhiste işe yarayabileceğini, ancak bunun tam bir tedavi anlamına gelmediğini söylüyor. Çünkü Parkinson hastalığının birçok çeşidi var.

Şu anda doktorların yapabileceği tek şey sürekli kötüleşen semptomları tedavi etmek. Tedavi yöntemleriyle ilgili bir çok klinik deney gerçekleştiren Doktor Pagan, “Tüm deneyler tedavinin, hiç tedavi uygulanmamasından daha iyi olduğunu gösterdi. Erken tedaviye başlayan hastalarda hastalığın ilerlemesi yavaş oluyor. Parkinson’u erken tedavi etmeye başlamak hastalığın şiddetini azaltıyor,” diye konuşuyor.

Araştırmacılara göre, Parkinson hastalığı Alzheimer’den sonra ikinci en yaygın dejeneratif nörolojik hastalık. Dünyada yaklaşık 10 milyon Parkinson hastası bulunuyor.

"
Parkinson: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Parkinson: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Parkinson: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Parkinson Nedir? Tedavisi Nasıl Gerçekleşir?

Parkinson hastalığı, beyindeki dopaminerjik nöronların kaybı sonucu ortaya çıkan bir nörolojik hastalıktır. Hastalık genellikle ilerleyici nitelikte olup, sıklıkla titreme, hareket zorluğu, dengesizlik ve yürüme bozukluğu gibi belirtilerle kendini gösterir.

Parkinson hastalığının belirtileri şunlardır:

Titreme: Parkinson hastalarının yaklaşık yüzde 70'i ellerinde, kollarında, bacaklarında veya çenesinde titreme yaşar.

Hareket zorluğu: Parkinson hastaları yavaşça hareket ederler ve hareketleri tamamlamak için daha fazla zaman harcarlar.

Denge kaybı: Parkinson hastalarının birçoğu dengesizlik sorunu yaşarlar ve düşme riski artar.

Yürüme bozukluğu: Parkinson hastalarının yürüme tarzları değişir ve adımları kısa ve titrek olur.

Depresyon: Parkinson hastalarının yaklaşık yüzde 50'si depresyon belirtileri gösterir.

Parkinson hastalığının nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik faktörlerin yanı sıra çevresel faktörler de etkili olabilir.

Tedavi yöntemleri arasında ilaç tedavisi, derin beyin stimülasyonu, fizik tedavi ve konuşma terapisi yer alır. İlaç tedavisi, dopamin seviyelerini artırmaya veya dopamin benzeri bileşikleri kullanarak beyindeki sinir hücrelerinin dopamin işlevini artırmaya yöneliktir. Derin beyin stimülasyonu (beyin pili) beyine elektriksel uyarılar göndererek belirtileri azaltmayı amaçlar.

Fizik tedavi ve konuşma terapisi, hastaların güçlü ve esnek bir kas sistemi ve daha iyi iletişim becerileri geliştirmelerine yardımcı olur. Parkinson hastalığı için en iyi tedavi, hastalığın erken teşhisi ve tedaviye hemen başlanmasıdır. Parkinson hastalığı olan kişilerin yaşam kalitesini artırmak için erken teşhis ve tedavi çok önemlidir.

Düzenli Egzersiz Parkinson Riskini Önemli Oranda Azaltıyor - Hisar Hospital Intercontinental

Düzenli Egzersiz Parkinson Riskini Önemli Oranda Azaltıyor - Hisar Hospital Intercontinental

Düzenli Egzersiz Parkinson Riskini Önemli Oranda Azaltıyor

Türkiye’de yaklaşık 100 bin kişide görülen ve nedeni tam olarak bilinmeyen Parkinson hastalığı, yavaş ve sincice hareket edebiliyor. Kişide özellikle, yürüme ve konuşma bozukluğu, ellerde titreme, denge kaybı ile birlikte hareket kısıtlılığı oluşturabilen hastalık, önlemi alınmadığı takdirde, kişinin günlük yaşamını ileri boyutlarla etkileyebiliyor.

11 Nisan Dünya Parkinson Günü’nde Hisar Intercontinental Hospital Nöroloji Bölümü uzmanları, Parkinson hastalığının oluşturduğu riskler ve tedavisinde uygulanan yöntemler hakkında bilgi verdi.

Parkinson hastalığında aile öyküsü önem taşıyor

Beyinde dopamin eksikliğinden kaynaklanan Parkinson hastalığının, kesin olarak nedeni bilinmese de, aile öyküsü ve çevresel faktörlere maruz kalma durumu hastalığı tetikleyebilmektedir. Özellikle 45 – 70 yaşları arasında, sıklıkla da 60 yaş üstü bireylerde görülebilen hastalık, erken yaşta ailesel faktörlerin etkisiyle de ortaya çıkabilmektedir. Çevresel risk faktörlerinde, kuyu suyu, pestitiler ve kimyasal maddelere uzun süreli maruziyet Parkinson hastalığının geliştirme riskini artırmaktadır.

Her titreme Parkinson belirtisi değil!

Parkinson hastalığı genel olarak yavaş ve sinsice başlar. Fakat hastalık ilerleyip, asıl belirtiler ortaya çıktığında el, kol ve bacaklarda titreme veya tremor, hareketlerde yavaşlama, kol ve bacaklarda katılık, yürürüken kolları sallayamama, ayakların yere yapışması öne eğik yürüme ve konuşma bozukluğu gibi belirtilerle kendini göstermektedir. Genel olarak hastalığın asıl şikayetleri, elde, çenede, dudakta başta oluşan titremelerdir. Her titreme Parkinson hastalığının belirtisi olmayacağı gibi, aşırı stres ve korku durumları ile ailesel geçişli iyi huylu ailesel tremor ve tiroid bezini hızlı çalıştıran hastalıklar da titreme yapabilmektedir.

İleri evrede hareket kısıtlılığı yaratıyor

Hareketlerde yavaşlamayla başlayan Parkinson hastalığı, zamanla kişinin günlük hayat rutinini de etkilemeye başlamaktadır. Kişi, hastalık ilerledikçe yemek yeme, ayakkabı bağlama, yazı yazma gibi hareket ve güç gerektiren işleri yapamaz hale gelirken, temel hareketleri de kısıtlanmaya başlar. Hastalığın ileri seviyesinde kişi ayağa kalkmada zorlanmaya başlarken, zamanla adım dahi atamaz hale gelebilmektedir.

Mutlaka bir nöroloğa muayene olun

Günümüzde Parkinson hastalığının kesin tanısı için özel olarak uygulanan herhangi bir test bulunmamaktadır. Fakat gidilecek olan bir nörolog tarafından muayene ile belirtiler saptanıp, beyin görüntüleme tetkikleri BT/MR ile ayırıcı tanı yapılır. Pet gibi tarama testleri ve dopamin sistemini ve metabolizmasını ölçen bazı ileri tetkikler ile tanılar doğrulanır.

Tedavi yöntemi hastalığın durumuna göre belirleniyor

Parkinson hastalığı tedavi ile tamamen düzelebilen bir hastalık değildir. İlaç kullanımı ile hastalığın belirtileri önemli oranda azaltılabilirken, kullanılan ilaçlar kişinin hareket, koordinasyon ve davranış ile ilişkili bir beyin kimyasal maddesi olan dopamini etkileyerek yarar gösterirken, ilaçların ömür boyu düzenli kullanımı hastalığın seyri açısından önem taşımaktadır. Parkinson hastalığının tedavisi hastalığın seviyesi ve kişide gösterdiği etkilere göre değişebilmektedir. Tedavi tümüyle hastanın yaşam kalitesini artırmak için planlanmalıdır. İlaç tedavisi dışında çok şiddetli titreme, hastalığın iyileşme-kötüleşme dalgalanmaları, ilaçlara bağlı yan etki gibi durumlarda Parkinson hastalığında cerrahi tedavi olarak beyin pili ameliyatları yapılabilmektedir.

Düzenli yapılan spor beyinde dopamin seviyesini yükseltiyor

Parkinson hastalığında, kişilerin ileri evrelerde oluşabilecek hareket bozukluklarına karşı mutlaka fiziksel ve mental olarak bir fizyoterapistten düzenli yardım alması gerekir. Zamanla ilerleyen hastalıkta, düzenli ve disiplinli yapılan egzersiz ile beyinde kan akışını hızlanarak dopamin seviyesi artabiliyor. Bu sayede kişi günlük yaşam aktivitelerini daha rahat yapabiliyor.

"
Uyku Bozukluğu ve Kabızlık Parkinson Habercisi Olabilir

Uyku Bozukluğu ve Kabızlık Parkinson Habercisi Olabilir

Uyku Bozukluğu ve Kabızlık Parkinson Habercisi Olabilir

Tüm dünyada 10 milyon Parkinson hastası olduğu tahmin ediliyor. Türkiye'de ise bu rakam 100-130 bin arasında. Ülkemizde her yıl yaklaşık 10 bin kişiye Parkinson teşhisi konulmakta olup 2030 yılında hasta sayısının iki katına çıkması bekleniyor. Bu hızlı artışa karşın, maalesef hastaların sadece yarısı tedavi görüyor. Parkinson hastalığının 65 yaş üstü bireylerde görülme sıklığı yüzde 1 iken, 80 yaş üzerinde yüzde 5’e çıkıyor. Yaşlılık hastalığı olarak bilinmesine karşın çok genç yaşlarda da görülebiliyor.

Parkinson nedir?

Beynin substansiya nigra isimli bölgesinde bulunan hücreler dopamin adlı kimyasal madde üretirler. Dopamin, vücutta hareketin kontrolünde önemli rol oynar. Dopamin üreten hücreler, çeşitli etkilenmeler ve kayıplar sonucu belli bir oranda azaldığında hastalarda Parkinson ile ilgili bulgu ve belirtiler görülmeye başlar. Parkinson hastalığı, hareketlerin yavaşlaması, istirahat halinde ortaya çıkan kol ve bacaklarda titremeler, kaslarda katılık ve sertlik, postür reflekslerinde azalma gibi ana bulgularla seyreden, ancak bunların yanında birçok diğer sistem bulgusunun da olabildiği yavaş ilerleyici bir beyin hastalığıdır. Hastalarda bulgular büyük oranda tek taraflı başlar ve yıllar içinde vücudun diğer tarafına da geçebilir.

Parkinson belirtileri nelerdir?

Belirtilerden en önemlisi hareketlerin yavaşlamasıdır. Bununla ilişkili olarak hastanın yürümesi de etkilenir, hastalığın ağır olduğu taraftaki kolu sallamada azlık, yavaş ve küçük adımlı yürüme görülür. Aynı bulgular yüzde olduğunda mimik hareketlerin ve ifadelerin azaldığı donuk yüz (maske yüz) görünümü ortaya çıkar. Titremeler özellikle hasta istirahat durumundayken ortaya çıkar, en sık ellerde, daha az oranlarda ise ayaklarda, çene ve dudaklarda görülür.

Hastalık ilerledikçe fleksiyon postürü denilen vücudun öne ve yanlara doğru eğilmesi, donma diye isimlendirilen harekete başlamada zorluk, unutkanlık, psikiyatrik bulgular, kabızlık gibi sindirim sistemi bulguları, ürolojik belirtiler, uyku bozuklukları gibi diğer sistem etkilenmeleri de ortaya çıkar. Uyku bozuklukları hastaların çoğunda görülür. Hastalığın tanısı nörolojik muayene ile konulur. Hastalığa özel herhangi bir laboratuvar tetkik bulunmaz. Bazı tetkikler destekleyici ya da başka hastalıkları dışlayıcı olarak yapılabilir. Kimi başlangıç aşamasındaki hastada tanı belli bir süre izlem sonucunda konabilir.

Yüz mimiklerinde azalma Yürürken bir kolun sallanmaması Küçük adımlarla yürüme Vücut duruşunda bükülme (kambur duruş) Omuzda donma ve ağrı Bir bacağın aksaması veya sürüklenmesi İstirahat anında elde, bacaklarda ve çenede titreme Göz kırpma sayısında azalma Hareketin ve konuşma hızının yavaşlaması Yazının okunaksız ve küçük olması
Yıllar öncesinden belirti verebilir

Çok önemli bir belirti olmasına karşın Parkinson hastalarının hepsinde titreme görülmeyebilir. Hastalığın ana belirtileri titreme, yavaşlama ve kaslarda sertlik olmasına rağmen hastaların hayat kalitesini düşüren birçok başka belirtisi de olabilir. Hatta bunların birçoğu hastalığın başlamasından yıllar önce başlıyor. Örneğin, koku duyusunda azalma veya kayıp, kabızlık, uyku bozuklukları, omuz ağrısı, depresyon, ilgisizlik, kaygı, sık idrara çıkma ve cinsel sorunlar gibi birçok sorun yıllar öncesinde başlar ve daha sonra titreme ve yavaşlık eklenir. REM uykusu davranış bozukluğu diye adlandırılan canlı rüya görmeleri ve koku almada bozukluklar parkinson hastalığı başlamadan yıllar önce ortaya çıkmış olabilir. Bu belirtiler aynı zamanda hastalık süresince her hastada farklı şiddette olmak üzere ilerler, tıpkı hastalığın diğer belirtileri gibi.


Parkinson risk faktörleri Geçirilmiş beyin enfeksiyonları Bazı ilaçlar Arteroskleroz Ailevi sebepler Travma Zehirlenmeler Tümörler Kandaki kırmızı hücrelerin aşırı yükselmesi Esansiyal tremor Erkek cinsiyeti
Parkinson tedavisi

Parkinsonu iyileştirmek mümkün değil ancak parkinson belirtilerini hafifletme konusunda etkili olan çeşitli tedaviler mevcut. Bu nedenle, belirtiler ve erken tedavi hakkında bilinçlendirme büyük önem taşıyor. Erken tedavi ile hastalığın ilerlemesi yavaşladığından, hastalar iyi bir yaşam kalitesini daha uzun süre koruyabilir. Erken tedavi, ancak erken teşhis sayesinde mümkündür, bu nedenle, Parkinsonun ilk belirtilerinin farkında olmak ve mümkün olan en kısa sürede doktora başvurmak gerekiyor.

Tedavide hasta ile ailesi uyumlu olmalı

Parkinson hastalığı, yavaş seyirli ve kişiye göre farklılıklar gösterdiğinden tedavide en önemli faktör hekim ile hasta ve yakınlarının uyumudur. Uzun soluklu bir tedavi sürecidir. Hastalığın tedavisindeki amaç eksilen madde olan dopamini yerine koymaktır. Ancak bunu yaparken çeşitli moleküllerden faydalanır ve hastaya göre doğrusu hangisi ise o seçilir. Hastanın yaşı, hastalığın hastadaki seyri, hangi bulgunun ön planda olduğuna göre seçenekler belirlenir. Hastalık ilerledikçe tedavide değişiklikler gerekebilir. Buna yine hastanın durumuna göre karar verilir. Parkinson hastalığına eşlik eden diğer sorunlara da müdahalede bulunmak gerekir. Tanı konduktan sonraki amaç, tedavi ile yaşam kalitesini olabildiğinin en üstünde tutmaktır.

Aşılar umut veriyor

Halen Parkinsonun en bilinen tedavisi ilaçlarladır. Hastayı izleyen hekim tarafından hastaya özgü olarak belirlenmiş ilaçların aksatılmadan kullanılması çok büyük önem taşır. İlaç tedavisinin yeterli olmadığı durumlarda, beyin pili takılması ve cerrahi müdahaleler gerekebilir. Cerrahi tedavi genellikle ilaç tedavisi konusunda sıkıntı yaşanan ve bu konuda engeli bulunmayan hastalar için bir alternatif olabilir ama kesinlikle ilk seçenek değildir. Deneysel olarak sürdürülen kök hücre, hücre nakli, gen tedavileri ve aşı gibi çalışmalar geleceğe dair umutları artırıyor. Ancak kök hücre tedavisi, henüz hiçbir şekilde Parkinson için uygulanmıyor.

Parkinson Hastalığı

Parkinson Hastalığı

Parkinson: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Parkinson hastalığı, dopaminerjik nöronların harabiyetinden kaynaklanan yavaş ilerleyen nörolojik bir hastalıktır. Bir yaşlılık hastalığı olarak bilinse de günümüzde yaşın 30’lara kadar inmesi dikkat çekicidir. Kadınlara oranla erkeklerde biraz daha fazla görülmektedir. Parkinson hastalığının dört önemli bulgusu istem dışı titreme (tremor), kas sertliği (rijidite), hareketlerde yavaşlama ve denge kaybıdır.

Titreme Parkinson hastalığının en sık görülen belirtisi olup hastaların %70’inde bu belirtiye rastlanır. En yaygın başlangıç bulgusu asimetrik titreme olmakla birlikte hastaların yaklaşık beşte birinde ilk belirti bir elin kullanılmasında çekilen zorluktur.

Titreme tipik olarak tek taraflı olarak bir elde başlar ve dinlenme anında daha çok görülür. Kişi amaca dönük bir harekete başladığında veya dikkatini titreyen uzvuna verdiğinde titreme azalıp kaybolsa da yürürken tekrar belirginleşir. Zaman içinde titremenin şiddeti artarak karşı beden bölgesine de geçer.

Önemli belirtilerden biri de hareketlerde yavaşlamadır. Cansız bakış ve ifadesindeki donuklaşmayla yüzü “maske yüz” görünümünü alır. Ses kısılıp monotonlaşabilir. Düğme ilikleme, saç tarama gibi günlük işlerin yerine getirilmesi zorlaşabilir. El yazısı küçülür ve şekli bozulabilir. Vücut giderek öne doğru bükülür ve adımlar küçülür. Hasta çabuk yorulur, ayağını sürüyerek, küçük adımlarla yürür, kollarını sallayamaz.

Daha sonraki dönemlerde ağızdan salya akabilir ve yutmada zorluk çekebilir. Koku alma duyusunun kaybedilmesi nedeniyle tat alma değişebilir. Depresyon ve demans (bunama) olabilir. Sık idrara çıkma, terleme anormallikleri, uyku bozuklukları da gözlenebilir.

Hoehn ve Yahr skalasına göre hastalığın evrelemesi şu şekildedir:

Evre

Parkinson hastalığı ilerleyici bir hastalık olduğu için tedavi hastanın bulgularına ve fonksiyonel bozukluğunun derecesine bağlı olarak değişir. Tanı ve tedavideki gelişimlerle önceki dönemlere göre Parkinson hastalarının ölüm riski genel nüfusunkine yaklaşmış ve yaşam süresi beklentisi artmıştır. Doğru tedavi, sağlıklı beslenme, özgün fizyoterapi yöntemleri ve egzersizle Parkinson hastaları uzun sayılabilecek bir süre işlerinin başında kalabilirler.

"