AIDS Belirtileri Nelerdir?

AIDS Belirtileri Nelerdir?

AIDS: Tanı, Belirti ve Tedavisi

İçindekiler

HIV ile enfekte olan kişi vücudunda 2 ila 6 hafta arasında ateş, boğaz ağrısı, ağızda pamukçuk, kas ve eklem ağrıları, lenf bezlerinde şişme, ishal, kusma, deride döküntüler vb. belirtiler görebilmektedir. Bu belirtiler birçok hastalığın da işaretçisi olabileceği için genellikle karıştırılır, önemsenmez ve göz ardır edilir. Kişinin aklına HIV/AIDS şüphesi gelmemektedir. Eğer şüpheli bir temasınız var ve bu belirtilerden herhangi birini görüyorsanız kesinlikle HIV/AIDS testi yaptımalısınız.

HIV vücudun savunma hücrelerini hedef alır ve bağışıklık sistemini çökertmeyi amaçlar. Bağışıklık sistemi kişiden kişiye değişiklik gösterdiği için bu belirtilerin görülüp görülmemesi herkeste aynı değildir. Kişi bu süreçte belirti görebileceği gibi 2 ila 10 yıl boyunca hiçbir belirti görmeyebilir. Belirtilerin varlığına veya yokluğuna bakılarak HIV tanısı konulamaz. En sağlıklı yöntem HIV/AIDS testi yaptırmaktır.

Mavi Laboratuarlar Grubu tüm şubelerinde erken tanı testi olan HIV DUO ULTRA testi çalışılmaktadır. Numuneyi verdikten 3 saat sonrasında sonucunu alabilirsiniz.

Eğer kişi HIV pozitif ise ve tedavi edilmiyorsa hastalık 3 evrede ilerler. Bunlar,

Akut Evre Sessiz(belirtisiz) dönem İleri Evre ( AIDS) HIV Belirtileri Ne Zaman Görülmeye Başlanır? 1- Akut Evre

HIV, vücuda girdikten yaklaşık 2 ila 6 hafta içerisinde belirtiler verebilmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki kişi 2 ila 10 yıl boyunca hiçbir belirti görmeyebilir. Bu HIV/AIDS belirtilerini sıralayacak olursak,

HIV/AIDS Belirtileri Nelerdir?

Ateş Bulantı Boğaz ağrısı kusma Baş ağrısı ishal Lenf bezlerinde büyüme Kas ağrıları Deride döküntüler Eklem ağrıları

Bu belirtiler bazı hastalarda bu süreçte görülebileceği gibi genellikle çoğu hastada herhangi bir belirti vermez. Akut dönem çoğu hasta için sessiz geçmektedir. Belirti gören kişiler bu evreyi normal bir gribal hastalıkmış gibi kendiliğinden atlatır. Akut evre HIV/AIDS bulaşının en yaygın olduğu dönemdir.

2- Sessiz(Belirtisiz) Dönem

Akut evre geçtikten sonraki dönemdir. Bu dönem yaklaşık olarak 10 ila 12 yıl arasında sürebilmektedir. Vücut AIDS belirtilerinden neredeyse hiçbir belirti vermez. Lenf bezlerinde ki şişlikler bazı kişilerde fark edilebilir. Kişinin hastalığı bulaştırması devam etmektedir.

3- İleri Evre ( AIDS)

Bu dönemde bağışıklık sisteminin eksikliği iyice belirgin bir hale gelir, çeşitli hastalıklar ve kanserler ortaya çıkabilir. Yaygın kullanımında HIV ile ilgili tüm hastalıklar genel olarak “AIDS” adı ile anılmaktadır. Virüs vücuda alındıktan sonra geçirilen tüm dönemler HIV enfeksiyonu, bunun son basamağı da AIDS dönemidir.

Erkeklerde AIDS Belirtileri Nelerdir?

AIDS belirtileri denildiğinde aslında kişiyi direkt olarak HIV öldürmez. Çünkü HIV vücudun savunma sistemini çökertir. HIV ile enfekte olan kişilerde, normal zamanlarda zararsız olan birçok hastalık, bağışıklık sistemi zayıfladığı için etkili olmaya başlar ve ölüme sebebiyet verebilir.

AIDS belirtileri incelendiğinde erkeklerde derinin çok hassaslaştığı görülebilir. Işığa ve güneşe karşı son derece hassastırlar. Yutkunma güçlüğü AIDS hastalarının yaygın olarak yaşadığı belirtilerdendir. Ağız içinde pamukçuk oluşumu, mide de bulantı, kusma, ishal, anemi, diyabet, hipertansiyon, kas ve eklem ağrıları, böbrek rahatsızlıkları, kemik erimesi, kalp ve damar rahatsızlıkları vb. gibi birçok belirti verebilmektedir.

Kadınlarda AIDS Belirtileri Nelerdir?

AIDS belirtileri kadınlarda, erkeklerde olduğu gibi deri hassasiyeti, yutkunma güçlüğü, lenf bezlerinde şişmeler, ağız içi yaralar ve pamukçuk oluşumu, bulantı, kusma, ishal, anemi, diyabet, hipertansiyon, kas ve eklem ağrıları, böbrek rahatsızlıkları, kalp ve damar rahatsızlıkları gibi birçok belirti gösterir.

AIDS belirtilerinde erkeklerden farklı olarak adet görmede düzensizlik, adet dışı ara kanamalar gibi belirtiler görülebilir. Mantar ve bakteri hastalıklarında artışlar gözlenebilir. Cinsel yolla bulaşan hastalıklarda da risk katlanarak artmaktadır. Çünkü vücudun bağışıklık sistemi bu safhada neredeyse tamamen pasif durumdadır.

AIDS Belirtileri Kaç Günde Ortaya Çıkar ?

HIV ile enfekte olan bir kişi akut evrede yüksek ateş, ağızda pamukçuk, boğaz ağrısı, baş ağrısı, lenf bezlerinde şişme, deride döküntüler ve eklem ağrıları gibi belirtileri ilk 2 ila 6 hafta arasında görebilir. Ancak genellikle herhangi bir belirti vermediğinden dolayı HIV/AIDS testi olmadan tanı mümkün değildir.

AIDS Vücudun Neresinden Başlar?

HIV/AIDS vücudun neresinden başlar dediğimizde kişi akut evrede ve AIDS evresinde belirtiler görebilir. Bunlar vücudun çeşitli yerlerinde olabilir. Örneğin boğazda ağrı görmesi, ağız içinde yaralar ve pamukçuklar, eklem ve kas ağrıları, deride döküntüler gibi her bölgede görülebilmektedir. Ancak akut evrede çoğu kişi belirti görmez.

Herhangi bir belirti görmemeniz tamamen sağlıklı olduğunuz anlamına gelmeyebilir. HIV’ in size bulaşıp bulaşmadığı maalesef belirtilere bakılarak anlaşılmaz. Çünkü HIV vücuda girdiğinde bazı belirtiler verebileceği gibi hiçbir belirti de vermeyebilir. Kendinizde HIV olup olmadığını anlamanın en kesin yolu AIDS testi ( HIV testi) yaptırmaktır. Şüpheli bir temasınız ya da geçmişe yönelik kaygılarınız var ise kesinlikle AIDS testi yaptırmalısınız. Merkezlerimize gelerek Dünya Sağlık Örgütünün (WHO) ve T.C Sağlık Bakanlığının önerdiği 4.Nesil Gelişmiş bir test olan HIV DUO ULTRA testini yaptırabilirsiniz. HIV DUO ULTRA hem HIV1/2 antikorlarını hem de P24 antijenini eş zamanlı tarayan 4.Nesil gelişmiş bir testtir. 0850 360 06 05 numaralı çağrı merkezimizi arayarak detaylı bilgi alabilirsiniz.

"
AIDS Belirtileri - Liv Hospital

AIDS Belirtileri - Liv Hospital

AIDS Belirtileri

İnsan immün yetmezlik virüsü olan HIV bağışıklık sistemine saldırarak vücut direncini düşüren bir enfeksiyondur. Bu saldırıda akyuvarlar hedef alındığından bağışıklık sisteminin savunma yeteneği azalabilir, vücut tüberküloz, kanser, enfeksiyonlar gibi bazı hastalıklara yatkın hale gelebilir. HIV kronik olarak seyrettiğinde hayati tehlikeye yol açabilen edinilmiş immün yetmezlik sendromuna (AIDS) neden olabilir. Dolayısıyla HIV enfeksiyonunun ileri aşaması olarak AIDS ortaya çıkabilir. Dünya Sağlık Örgütü`ne göre HIV enfeksiyonu CD4 hücre sayısının

HIV çoğunlukla enfekte kişiden kan, meni ve vajinal sıvılar, anne sütü gibi vücut sıvıları aracılığıyla yayılabilir. Anne sütü ile bulaşabilen HIV, hamilelik sürecinde veya doğum esnasında bebeğe geçebilir. Sanılanın aksine sarılmak, öpüşmek, tokalaşmak, yiyecek ve içecekleri paylaşmak ile HIV bulaşmaz. HIV ve AIDS`in tedavisi henüz yoktur ancak antiretroviral ilaçlar ile enfeksiyonlar kontrol edilebilir. HIV/AIDS enfeksiyonuna sahip olmak ve tedavisinin sağlanması kadar bulaşın önlenmesi de kritik öneme sahiptir.

İçindekiler AIDS Nedir? AIDS Belirtileri Nelerdir? AIDS Nedenleri Nelerdir? AIDS Çeşitleri Nelerdir? AIDS Tanısı Nasıl Konulur? AIDS Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Sık Sorulan Sorular AIDS Nedir?

AIDS, HIV enfeksiyonunun kronik olarak seyretmesi ve bağışıklık sistemini zayıflatması sonucu ortaya çıkan bir tablodur. HIV, bağışıklık sistemi hücrelerine hasar vererek savunma mekanizmasını harekete geçiren bir retrovirüstür. İnsan immün yetmezlik virüsü olarak bilinen HIV, giderek bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve sonucunda edinilmiş bağışıklık yetmezliği sendromu (AIS) oluşabilir. İnsan immün yetmezlik virüsünün tedavi edilmeden AIDS`e yol açması yıllar sürebilir. Tedavisi yapılmayan HIV yaklaşık 10 yıl içinde edinilmiş bağışıklık yetmezliği geliştirebilir. HIV bulaşı olmadan AIDS vakası görülmez. Bununla birlikte HIV bulaşmış herkes AIDS geliştirmeyebilir. Bunun sebebi retrovirüs olan HIV tedavisinde kullanılan ilaçların virüs fonksiyonlarını yavaşlatmasıdır.

HIV enfeksiyonu sıklıkla korunmasız cinsel yolla yayılabilir. Bunun haricinde enfekte kana temas etmek, damardan uygulanan uyuşturucu kullanımları, enjeksiyonların paylaşılması, hamilelik, doğum ve emzirme ile HIV bulaşabilir. HIV`in kontrol altına alınması amacıyla antiretroviral tedavi (ART) uygulanabilir ancak vücut tamamen HIV enfeksiyonundan kurtulamayabilir. Çünkü HIV ve AIDS`in kesin bir tedavisi yoktur. Önerildiği şekilde uygulanan antiretroviral tedavi vücuttaki retroviral virüs seviyelerini düşürmeye yardımcı olabilir. Bu olaya viral baskılama adı verilir. Ancak tedavisi sağlanmayan HIV, bağışıklık yetmezliğine sebep olabilir. AIDS, vücuttaki bağışıklık hücrelerinin sayısının düşmesi ve immün sistemin hasar görmesi durumudur. Bununla birlikte ilerlemiş HIV ve AIDS, ek hastalıkların ortaya çıkmasını tetikleyebilir.

AIDS Belirtileri Nelerdir?

HIV enfeksiyonunun bulaşından sonraki ilk haftalar semptomsuz geçebilir. Bu nedenle test HIV/ AIDS testi yapılması önerilir. Çoğunlukla ilk 2-4 hafta içinde gribe benzeyen semptomlar ortaya çıkabilir. HIV enfeksiyonunun evresine bağlı olarak semptomlar birkaç gün veya hafta sürebilir. Yaygın olarak görülen belirtiler şunları kapsayabilir:

Ateş, Titreme, Baş ağrısı, Döküntü, Yorgunluk ve halsizlik, Boğaz ağrısı, Kas ağrıları, Gece terlemeleri.

HIV enfeksiyonunun ilerlemesi sonucu bağışıklık sistemi zayıflamaya başlayabilir. İleri evre enfeksiyonun bağışıklık sistemi üzerine bıraktığı etkiler şunlar olabilir:

Öksürük, Şiş lenf düğümleri, Kilo kaybı, İshal, Ağız yaraları.

Bu semptomlar her zaman HIV ve AIDS`e işaret etmeyebilir. Bazı hastalıklar da aynı semptomlar gösterebilir. Ek olarak HIV ve AIDS gelişen kişilerde birtakım ciddi hastalıklar da eşlik edebilir. Tüberküloz, lenfoma, Kaposi sarkomu, şiddetli enfeksiyonlar, Hepatit B ve C, kriptokokal menenjit bu hastalıklar arasında sayılabilir.

AIDS Nedenleri Nelerdir?

AIDS gelişmesinin temel nedeni vücudun HIV ile enfekte olmasıdır. HIV enfeksiyonunun ileri ve ciddi aşaması AIDS olarak adlandırılır. HIV kapma olasılığını arttıran bazı durumlar şunları içerir:

Korunmasız cinsel ilişki yaşamak, Herpes, sifiliz, klamidya ve bakteriyel vajinoz gibi diğer cinsel hastalıklara sahip olmak, Uyuşturucu madde kullanımında iğne ve diğer enjeksiyon cihazlarını ortak kullanmak, Kan ve doku nakli, steril olmayan delme ve kesmeyi içeren ve güvenli olmayan tıbbi prosedürler geçirmek, Sağlık kuruluşlarında özellikle sağlık çalışanlarına enjeksiyon malzemelerinin batması, delmesi, Hamilelik, doğum ve anne sütü aracılığıyla HIV bulaşabilir.

HIV ve AIDS sarılmak, tokalaşmak, dokunmak, öpüşmek vb. şekillerde bulaşmaz. Nadiren oral cinsel ilişki, HIV`li biri tarafından ısırılmak ve HIV ile enfekte olan kişinin ağız, dudak yaralarından öpüşme ile bulaşma olabilir.

AIDS Çeşitleri Nelerdir?

İki ana tür insan immün yetmezlik virüsü bulunur: HIV-1 ve HIV-2. Her iki tür de farklı özelliklere sahip olmasına rağmen AIDS`e yol açabilir. AIDS gelişmesine neden olan HIV çeşitleri:

HIV-1: En yaygın HIV türüdür ve tüm HIV vakalarının yaklaşık %95`inden sorumludur. AIDS geliştirme hızı daha yüksektir. Doğum ile bebeğe HIV geçme olasılığı daha fazla olabilir.

HIV-2: Daha düşük bulaşma hızına sahiptir ve daha yavaş gelişir. Çoğunlukla Batı Afrika`da görülebilir. Bir kısım HIV-1 ilaçlarına karşı direnç gösterebilir.

HIV bulaşı, enfeksiyonun ilerlemesi ve AIDS gelişmesi şeklinde 3 evre görülür. Enfeksiyonun ilerlemesi ve bağışıklık sisteminin zayıflaması sonucu evrelere bağlı olarak farklı semptomlar oluşabilir. AIDS evreleri şunları kapsayabilir:

Birinci evre (Akut HIV): HIV ile enfekte olan kişiler genellikle ilk 2-4 hafta içinde grip veya soğuk algınlığına benzer belirtiler görebilir. Bu belirti ve semptomlar birkaç hafta veya bir ay sürebilir ve kendiliğinden kaybolur. Bu nedenle bu evre grip veya diğer hastalıklar ile karıştırılabilir.

İkinci evre (Klinik gecikme/ gizli aşama): Asemptomatik dönem olan bu evrede hiçbir belirti görülmeyebilir ancak HIV beyaz kan hücrelerini enfekte etmeye devam edebilir. HIV bağışıklık hücreleri olan CD4 T hücrelerini yok eder ve bağışıklık sistemini zayıflatır. Kişi HIV olduğunu fark etmeden diğer kişilere HIV bulaştırabilir.

Üçüncü evre (AIDS): CD4 hücrelerinin aşırı azalması ve bağışıklık sisteminin çökmesi ile sonuçlanan ileri aşama HIV enfeksiyonudur. Vücut direncinin düşmesi ile fırsatçı enfeksiyonlar oluşabilir.

AIDS Tanısı Nasıl Konulur?

HIV teşhisi evde yapılan testler ile veya sağlık kuruluşunda yürütülen doğrulama testleri ile yapılabilir. Bununla birlikte tek bir test ile HIV teşhisi sağlanamayabilir. HIV enfeksiyonunun erken teşhisi tedavi başarısını önemli ölçüde etkileyebilir. En sık kullanılan HIV testleri şunları kapsar:

Antijen/ antikor testleri: Kan örneği ile antijen ve antikorların varlığı saptanabilir. HIV virüsü antijendir ve antijene karşı üretilen bağışıklık hücreleri (akyuvarlar) antikordur. Antijenler vücut enfekte olduktan sonra birkaç hafta içinde saptanabilir. Antikorların kanda saptanması birkaç hafta veya ayı bulabilir.

Antikor testleri: En hızlı sonuç veren testlerdir, kan ve tükürük örnekleri ile yapılabilir. Vücutta üretilen antikorları saptamaya yardımcıdır. Virüse maruziyetten sonra 3-12 hafta içinde antikor testleri pozitif sonuç verebilir.

Nükleik asit testleri (NAT): Sıklıkla kullanılmaz ve kanda HIV varlığının saptanmasını sağlar. HIV ile enfekte olduktan yaklaşık 10-33 gün sonra teşhis yapılabilir.

Testlerin pozitif sonuç vermesi ile doktor ek testler isteyebilir. Tam kan sayımı, SMEAR, viral hepatit taraması ve göğüs röntgeni bu testler arasında yer alabilir.

AIDS Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

HIV ve AIDS`in kesin tedavisi yoktur ancak enfeksiyonun gelişme hızını yavaşlatabilen uygulamalar mevcuttur. Bu kapsamda ilaç kombinasyonu olarak antiretroviral tedavi (ART) tercih edilebilir. Bu kombinasyon birden fazla ilaç şeklinde veya birden fazla ilacın tek bir hapta toplanmasını sağlayan ilaç şeklinde olabilir. Kombinasyon şeklinde alınan ilaçlar HIV`in yayılmasını yavaşlatmaya ve yok etmeye yardımcı olur. Bağışıklık sisteminin güçlendirilmesine yardım ederek enfeksiyonla savaşma yeteneği güçlendirilebilir.

HIV ile enfekte olan her birey hücre sayısı veya semptomları ne olursa olsun antiretroviral tedavi ile tedavi edilebilir. Kişinin hayatı boyunca her gün ART tedavisini sürdürmesi gerekir. Antiretroviral tedavinin amacı kandaki viral yükü (HIV seviyeleri) testler ile saptanamayacak kadar düşürmek ve bağışıklık sistemini yeniden güçlendirmektir. Bu sayede diğer enfeksiyonların oluşma olasılığı düşürülebilir, semptomları önleyebilir ve HIV`i diğer kişilere bulaştırma riski azaltılabilir. ART tedavisi alan ve viral yükü azalan bireyler HIV`i diğer insanlara bulaştırma olasılığını düşürebilir. Özellikle hamile kadınların mutlaka antiretroviral tedavi almaları gerekir. ART ile annede gelişen HIV enfeksiyonu hafifletilebilir ve bebeğe virüs geçmesi engellenebilir.

Sık Sorulan Sorular

“AIDS belirtileri nelerdir?”, “AIDS belirtileri ne zaman ortaya çıkar?” vb. sorular HIV ve AIDS gelişme sürecinde merak edilenler arasındadır. AIDS tanı sürecinde sık sorulan diğer soruları görmek için yazının devamını okuyabilirsiniz.

AIDS Belirtileri Ne Zaman Ortaya Çıkar?

HIV ile enfekte olan kişi, bulaştan yaklaşık 2-4 hafta sonra grip semptomlarına benzer AIDS erken belirtileri gösterebilir. Bununla birlikte her HIV`li bireyde semptom ortaya çıktığı söylenemez. Ayrıca HIV`in vücuda yerleşmesi ve ilerlemesi aşamasında hiçbir belirti ortaya çıkmayabilir.

Kadın AIDS Belirtileri Kaç Günde Ortaya Çıkar?

AIDS ilk belirtileri genellikle kadın ve erkek bireyler için benzerdir. Grip benzeri belirtiler ilk bir ay içinde görülebilir. Bununla birlikte HIV enfeksiyonunun ilerlemesi ile kadınlarda birtakım semptomlar görülebilir. Anormal vajinal akıntı, adet döngüsünde düzensizlikler, ateş, cinsel ilişki sırasında ağrı, vajinal mantar enfeksiyonları, alt karında ağrı ve serviks kanseri HIV`in ileri aşamalarında ortaya çıkabilir. HIV`in ilerlemesi aylar veya yıllar sürebilir.

Erkek AIDS Belirtileri Ne Zaman Başlar?

Erkeklerde erken HIV belirtileri kadınlardakine benzer şekilde oluşabilir. Enfeksiyonun ileri aşamalarında erkeklere özgü birtakım rahatsızlıklar oluşabilir. Düşük testosteron hormonu nedeniyle cinsel isteksizlik, vücut kıllanmasında azalma, meme dokusunun büyümesi, depresyon görülebilir. Penis üzerinde yara oluşması, idrar yaparken ağrı veya yanma, prostatın enfeksiyonu sonucu oluşan prostatit gibi durumlar erkeklerde AIDS hastalığı belirtileri arasında sayılabilir.

Bağışıklık sistemini olumsuz etkileyerek vücut direncini düşüren AIDS, tehlikeli boyutlara ulaşabilir. Bu kapsamda kontrollerinizi yaptırmayı ihmal etmeyiniz. Liv Hospital`da AIDS tanı ve tedavisine yönelik hizmetler verilmektedir.

"
Aids(Hiv) nedir? Belirtileri nelerdir? Nasıl bulaşır?

Aids(Hiv) nedir? Belirtileri nelerdir? Nasıl bulaşır?

Aids(Hiv) nedir? Belirtileri nelerdir? Nasıl bulaşır? Aids(Hiv) nedir? Belirtileri nelerdir? Nasıl bulaşır? Aids(Hiv) nedir?

AIDS, HIV adı verilen bir virüsün bulaşması sonucu, oldukça ciddi sağlık problemlerine yol açan ve tedavisi ile tamamen yok olmayan bir hastalıktır. Aids, çok tehlikeli ve bir o kadar da bulaşıcı olan cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasındadır. Aids, edinsel bağışıklık yetmezliği sendromu olarak tanımlanmaktadır ve kronik bir hastalıktır. Aids’in ortaya çıkmasında etkili faktör olan Hiv virüsü bulaştığı anda direkt bağışıklık sistemini vurmakta ve çökertmektedir. Aids, kendini hemen belli eden bir hastalık değildir ve kişiler tarafından varlığının fark edilmesi biraz zordur. Aids’in pek çok belirtisi vardır ve mutlaka bu belirtilerin çoğunun görülmesi halinde alanında uzman bir doktora gidilmeli, gerekli testler yaptırılmalıdır. Aids’ in sık görülen tipik belirtileri şunlardır:

Aşırı ve nedeni bilinmeyen yorgunluk Hızlı kilo kaybı Gece terlemeleri Tekrarlayan ateş Koltuk altı,kasık ve boyun lenf bezlerinde büyüme Nörolojik bozukluklar Hafıza kaybı Ağız, makat ve genital bölgede yaralar

HIV, cinsel temas ve kan yoluyla bulaş gösterir fakat en çok bulaşma yolu olarak cinsel temas ağır basmaktadır. Bu hastalığı taşıyan kişiler hamile ise bebeğine, hamilelik öncesinde, hamilelik sırasında ve hamilelik sonrasında her türlü bulaştırmaktadır. Eğer kişi HIV virüsü taşıyıp bulaşa neden olan bir temasta bulunmuş ise acil olarak bir infeksiyon hastalıkları birimine başvurmalıdır.

Bu yazımızda AIDS( Hiv )nedir, Aids nasıl bulaşır, Aids belirtileri nelerdir, Aids kuluçka süresi ne kadar, Aids ne kadar sürede ortaya çıkar, Aids tedavi yöntemleri nelerdir, Aids testi nasıl yapılır, Aids testi ne kadar zamanda çıkar ve Aids testi fiyatları ne kadar sorularına detaylı cevaplar vereceğiz.

Aids nasıl bulaşır?

Aids, Hiv adı verilen bir virüs çeşidinin sebebiyet verdiği cinsel yolla bulaşan hastalıklardan biridir. Aids birçok hastalığa ortam hazırlamaktadır ve kişiden kişiye kolaylıkla bulaşmaktadır. Aids, kişiden kişiye vücut sıvıları (kan, sperm , vajina salgısı) ve anne sütü ile bulaşmaktadır. Cinsel temas yoluyla bulaş göstermesi çoğunlukla korunmasız cinsel ilişkiler sonrası olmaktadır.

Aids belirtileri nelerdir?

Aids, vücuda girdikten sonra kendini hemen belli etmese de bazı semptomlar ile ortaya çıkmaktadır. Aids’in belirtileri şunlardır:

Gece terlemeleri Boğaz ağrısı ve boğazda iltihaplanma Lenf bezlerinde büyüme Kas ve eklem ağrısı Ağız ve genital bölgede yaralar Yüz ve gövdede döküntü Uzun süreli, tedavi edilemeyen ishal Bulantı, kusma Nörolojik bozukluklar Hızlı kilo kaybı Nedeni bilinmeyen yorgunluk Akciğer enfeksiyonları Aids kuluçka süresi ne kadar?

Aids olup olmadığı yani tanı için Anti-Hiv( Elisa) testi yapılmaktadır. Hiv, vücuda girdikten 3-8 hafta sonra vücut kendini korumak ve virüsle mücadele etmek için antikor maddelerini üretmektedir. Üretilen bu antikorların yeterli seviyeye gelip gelmediğini, virüse karşı ne kadar bağışıklık kazanıp kazanmadığını anlamak için 3 ay gibi bir zaman dilimi gerekmektedir.

Aids ne kadar sürede ortaya çıkar?

Aids’ e sebep olan Hiv virüsü akut dönemde iken yani ilk haftalarda vücutta hiçbir belirti ortaya çıkmaz fakat ondan sonraki haftalarda ikinci ve dördüncü haftalar arasında kişide semptomlar belirmeye başlar, baş ağrısı, ateş, deride döküntü, grip bu semptomlar arasındadır.

Aids tedavi yöntemleri nelerdir?

Aids için var olan kesin bir tedavi yöntemi bulunmamaktadır. Hiv virüsünün vücuttan atılması adına uygulanabilecek bir tedavi yoktur fakat bir takım ilaçlarla virüs kontrol altına alınabilmektedir. Aids tedavisinde hedeflenen, virüsün yeniden nüksetmesini önlemektir.

Aids testi nasıl yapılır?

Aids için tanı yöntemi olarak Elisa testi uygulanmaktadır. Elisa testi bir kan testidir ve Elisa testi ile hasta HIV virüsünü taşımıyorsa sonuç negatif olmaktadır. Eğer hasta HIV virüsünü taşıyorsa yani sonuç pozitif çıkarsa test tekrar yapılmaktadır ve sonucun yeniden pozitif çıkması halinde hastalar Western Blot adından bir doğrulama testine tâbi tutulurlar. Bu testin de pozitif çıkması halinde hastaya Aids tanısı koyulmaktadır ve uygun ilaç tedavisine başlanmaktadır.

Aids testi ne kadar zamanda çıkar?

Aids tanısında en çok kullanılan yöntem olan Elisa testi, yapıldığı gün içerisinde sonuç vermektedir.

Aids testi fiyatları ne kadar?

Aids testi fiyatları, test sonuçlarına ve testin yapılacağı hastaneye bağlı olarak değişkenlik göstermektedir. Aids, Hiv, Aids testi fiyatları hakkında detaylı bilgi almak için hastanemiz kadın hastalıkları, üroloji ve enfeksiyon hastalıkları servisleri ile iletişime geçebilir ve daha fazlasına ulaşmak için whatsapp hattımızdan bizimle irtibata geçebilirsiniz.

Bunlarda ilginizi çekebilir: Cinsel yolla bulaşan hastalıklar nelerdir? Bel soğukluğu (gonore) nedir? Nasıl bulaşır? Frengi (sifiliz) nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri nelerdir? Klamidya nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri nelerdir? Hpv nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri nelerdir? Trikomonas nedir? Belirtileri nelerdir? Nasıl bulaşır? Hepatit B nedir? Nasıl bulaşır? Belirtileri nelerdir? Herpes simplex nedir? Nasıl bulaşır? Testi ne zaman çıkar? Aids – Hiv Testi Hakkında En Çok Merak Edilenler
4 Şubat Dünya Kanser Günü nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor » Mr & Mrs Moda ve Magazin Dergisi

4 Şubat Dünya Kanser Günü nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor » Mr & Mrs Moda ve Magazin Dergisi

4 Şubat Dünya Kanser Günü'nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor

Kanser, modern dünyanın en çok endişe duyulan hastalıklarından biri. Dünya Sağlık Örgütü, 2050’de kanser vakalarının yüzde 75 artarak, 35 milyonu bulacağını tahmin ediyor. Öte yandan kolorektal kanserin gençler arasında da fazlalaştığına dikkat çeken Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül, “45 yaş altındakiler, hatta üniversiteliler bile kanser belirtilerine karşı dikkatli olmalı. Kanser taramaları için ilgili sağlık kurumlarına başvurmalı” diyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde kanser vakalarının 2050 yılına kadar yüzde 75’ten fazla artacağını tahmin ediyor. Buna göre, 35 milyondan fazla yeni kanser hastasının olacağı düşünülüyor. En büyük oransal artışın ise, düşük gelirli ülkelerde görülmesi bekleniyor.

Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül de kanserin hem dünyada hem de Türkiye’de sebebi bilinen ölümler sıralamasında, dolaşım sistemini etkileyen hastalıklardan sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu hatırlatarak, “Bazı kanserler hiçbir zaman semptom vermeyebilir ancak bir tarama testi ile bulunabilir. Erken bulunduğunda tedavisi daha kolay olur, kanser sebebiyle ölüm oranları azaltılır” diyor.

Erkeklerde prostat, kadınlarda meme kanseri

Günümüzde erkeklerde en sık prostat kanseri görülürken, kadınlarda meme kanserine sık rastlanıyor. Doç. Dr. Şengül, konuyla ilgili şu istatistikleri paylaşıyor:

“Prostat kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser erkeklerde görülen tüm vakaların neredeyse yarısını (%48) oluştururken, tek başına prostat kanseri tanıların yüzde 29’unu kapsıyor. Kadınlarda meme kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser tüm yeni tanıların yüzde 51’ini oluştururken, yalnızca meme kanseri vakaların yüzde 32’sinde görülüyor.”

Kansere yakalanma yaşı düşüyor

Verilerin gösterdiği vahim bir gerçeklik daha var, o da kanserin gençler arasında da yükselişte olduğu. Bu anlamda gençlerin de dikkatli olması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Şengül, “2023’ün başlarında Amerikan Kanser Derneği (ACS), 2019’daki teşhislerin yüzde 20’sinin 55 yaş altındaki hastalarda gerçekleştiğini, bunun 1995’teki oranın yaklaşık iki katı olduğunu ve ilerlemiş hastalık oranlarının 55 yaş altı hastalarda yıllık yaklaşık yüzde 3 arttığını bildirdi. Gerçek şu ki, kolorektal kanserin görülme sıklığı genç yetişkinler arasında artıyor ve yıllardır da bu yükseliş sürüyor. Bu yüzden 45 yaşın altındaki kişileri, hatta üniversite öğrencilerini, kabızlık, rektal kanama veya bağırsak hareketlerinde ani değişiklikler gibi şüpheli belirtiler konusunda uyarıyoruz” diyerek, gençlere şüphelenmeleri durumunda kanser taraması yaptırmalarını öneriyor.

Alışkanlıklarınızı değiştirerek kanserden korunabilirsiniz

DNA hasarlarına karşı koruyucu ve tamir edici sistemlerin, yaş ilerledikçe ve/veya karsinojenlere maruziyetin artmasıyla birlikte onarım yapamayabildiğini belirten Doç. Dr. Şengül, kanserin nasıl ortaya çıktığını ise, “Böylece hücrelerin kontrolsüz ve sürekli çoğalmaları sonucu oluşan, tedavi edilmediğinde yakındaki ve uzaktaki organlara yayılan bir hastalık meydana gelir” diyerek anlatıyor. Yaş, cinsiyet, ırk ve genetik özelliklerin, kanserin değiştirilemez nedenleri arasında yer aldığını hatırlatarak, “Yaş arttıkça kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanseri sıklığı artar. Beyaz ırkta cilt kanseri riski yüksektir. Ayrıca birinci derece akrabalarında kanser öyküsü olan bireylerde, kanser görülme sıklığı daha fazladır” diyor. Öte yandan kanserden korunmak için değiştirilebilir bazı alışkanlıklar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şengül, şu önerilerde bulunuyor:

“Güneşten ve radyasyondan korunmak, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, sigara ve alkol içmemek, hayvansal gıdaları ve yağlı yiyecekleri azaltmak, kimyasal katkı maddesi olan yiyecekleri fazla tüketmemek, tütsülenmiş ve mangal yöntemi ile pişirilmiş gıdaları az tüketmek değiştirilebilir faktörlerdendir. Ayrıca hepatit B, C ve HPV gibi virüsler de kansere neden olmakta. Neyse ki hepatit B ve HPV virüsünün günümüzde aşısı mevcut. Ayrıca rahim ağzı, meme, prostat ve kolon kanserleri, tarama yoluyla erken teşhis edilebilir. Bu nedenle kanser taraması yaptırmak da önemli.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

"
4 Şubat Dünya Kanser Günü nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor - Haber Gezgini

4 Şubat Dünya Kanser Günü nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor - Haber Gezgini

4 Şubat Dünya Kanser Günü'nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor

Kanser, modern dünyanın en çok endişe duyulan hastalıklarından biri. Dünya Sağlık Örgütü, 2050’de kanser vakalarının yüzde 75 artarak, 35 milyonu bulacağını tahmin ediyor. Öte yandan kolorektal kanserin gençler arasında da fazlalaştığına dikkat çeken Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül, “45 yaş altındakiler, hatta üniversiteliler bile kanser belirtilerine karşı dikkatli olmalı. Kanser taramaları için ilgili sağlık kurumlarına başvurmalı” diyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde kanser vakalarının 2050 yılına kadar yüzde 75’ten fazla artacağını tahmin ediyor. Buna göre, 35 milyondan fazla yeni kanser hastasının olacağı düşünülüyor. En büyük oransal artışın ise, düşük gelirli ülkelerde görülmesi bekleniyor.

Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül de kanserin hem dünyada hem de Türkiye’de sebebi bilinen ölümler sıralamasında, dolaşım sistemini etkileyen hastalıklardan sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu hatırlatarak, “Bazı kanserler hiçbir zaman semptom vermeyebilir ancak bir tarama testi ile bulunabilir. Erken bulunduğunda tedavisi daha kolay olur, kanser sebebiyle ölüm oranları azaltılır” diyor.

Erkeklerde prostat, kadınlarda meme kanseri

Günümüzde erkeklerde en sık prostat kanseri görülürken, kadınlarda meme kanserine sık rastlanıyor. Doç. Dr. Şengül, konuyla ilgili şu istatistikleri paylaşıyor:

“Prostat kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser erkeklerde görülen tüm vakaların neredeyse yarısını (%48) oluştururken, tek başına prostat kanseri tanıların yüzde 29’unu kapsıyor. Kadınlarda meme kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser tüm yeni tanıların yüzde 51’ini oluştururken, yalnızca meme kanseri vakaların yüzde 32’sinde görülüyor.”

Kansere yakalanma yaşı düşüyor

Verilerin gösterdiği vahim bir gerçeklik daha var, o da kanserin gençler arasında da yükselişte olduğu. Bu anlamda gençlerin de dikkatli olması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Şengül, “2023’ün başlarında Amerikan Kanser Derneği (ACS), 2019’daki teşhislerin yüzde 20’sinin 55 yaş altındaki hastalarda gerçekleştiğini, bunun 1995’teki oranın yaklaşık iki katı olduğunu ve ilerlemiş hastalık oranlarının 55 yaş altı hastalarda yıllık yaklaşık yüzde 3 arttığını bildirdi. Gerçek şu ki, kolorektal kanserin görülme sıklığı genç yetişkinler arasında artıyor ve yıllardır da bu yükseliş sürüyor. Bu yüzden 45 yaşın altındaki kişileri, hatta üniversite öğrencilerini, kabızlık, rektal kanama veya bağırsak hareketlerinde ani değişiklikler gibi şüpheli belirtiler konusunda uyarıyoruz” diyerek, gençlere şüphelenmeleri durumunda kanser taraması yaptırmalarını öneriyor.

Alışkanlıklarınızı değiştirerek kanserden korunabilirsiniz

DNA hasarlarına karşı koruyucu ve tamir edici sistemlerin, yaş ilerledikçe ve/veya karsinojenlere maruziyetin artmasıyla birlikte onarım yapamayabildiğini belirten Doç. Dr. Şengül, kanserin nasıl ortaya çıktığını ise, “Böylece hücrelerin kontrolsüz ve sürekli çoğalmaları sonucu oluşan, tedavi edilmediğinde yakındaki ve uzaktaki organlara yayılan bir hastalık meydana gelir” diyerek anlatıyor. Yaş, cinsiyet, ırk ve genetik özelliklerin, kanserin değiştirilemez nedenleri arasında yer aldığını hatırlatarak, “Yaş arttıkça kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanseri sıklığı artar. Beyaz ırkta cilt kanseri riski yüksektir. Ayrıca birinci derece akrabalarında kanser öyküsü olan bireylerde, kanser görülme sıklığı daha fazladır” diyor. Öte yandan kanserden korunmak için değiştirilebilir bazı alışkanlıklar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şengül, şu önerilerde bulunuyor:

“Güneşten ve radyasyondan korunmak, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, sigara ve alkol içmemek, hayvansal gıdaları ve yağlı yiyecekleri azaltmak, kimyasal katkı maddesi olan yiyecekleri fazla tüketmemek, tütsülenmiş ve mangal yöntemi ile pişirilmiş gıdaları az tüketmek değiştirilebilir faktörlerdendir. Ayrıca hepatit B, C ve HPV gibi virüsler de kansere neden olmakta. Neyse ki hepatit B ve HPV virüsünün günümüzde aşısı mevcut. Ayrıca rahim ağzı, meme, prostat ve kolon kanserleri, tarama yoluyla erken teşhis edilebilir. Bu nedenle kanser taraması yaptırmak da önemli.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

Bağımsız, yeni nesil, tarafsız haber ve haberciliğin en üst noktasında yer alan habergezgini.com ile Türkiye’nin ve dünyanın gündemini takip edebilirsiniz.

"
Vajina A. Ş. Aşkı Ellibeş Kaya, Osman Erdoğan - Google Книги

Vajina A. Ş. Aşkı Ellibeş Kaya, Osman Erdoğan - Google Книги

Vajina A.Ş.

İnsan vücudunda kapladığı yer ile kafalarda kap-ladığı yer arasında uçurum olan organ.

Adı telaffuz edilmekten en korkulan, en utanılan organ.

Uğruna savaşların çıktığı, ülkeleri yıkan, krallıkla-rı deviren organ.

Kadınlığı ve anneliğin kutsallığını temsil eden or-gan.

Yerinin ve şeklinin dışarıdan görülmemesinden dolayı en gizemli organ.

İçinde olan, olmayan, olup olmadığı tam bilinme-yen hassas özel noktaları ile en çok tartışılan organ.

Bebeği annesine kavuşturan yol, doğum kanalı.

Rahmin dışarıya açılan kapısı.

Âdet kanının akış güzergahı.

Soyun devamı için kadın vücuduna bırakılan sperm hücrelerinin yatağı, rezervuarı, yaşamaları için en elverişli yer.

Ülkemizde kızlık zarı denilen gerçek adı himen olan giriş kapısı ile namus bekçisi.

Geniş olsa suç, dar olsa suç.

Islak olsa dert, kuru olsa daha ayrı dert.

Yokluğu varlığından zor. Var olamadığı durumlar daha beter dert. (Bazı kadınlar doğuştan vajinaları kapalı dünyaya geliyorlar.)

Üzerine kitap yazılmayı en çok hak eden organ, çünkü vajina hiçbir zaman sadece bir vajina değil.

Söz konusu kadın olunca sahip çıkanı da akıl ve-reni de dahil, neyi yapması ya da neyi yapmamasını ge-rektiğini söyleme hakkı da herkese düşüyor.

Anonim şirket, hakkı belirli pay ve paydalara bö-lünmüş olana denir ya, işte vajina hakkında herkes söz sahibi olduğunu iddia ettiği için böyle bir ironi ile konuya dikkat çekmek istedik.

İşte bu yüzden kitabımızın adı Vajina A.Ş.

4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor | Ankara Olay Haber | Haber, Spor ve Son Dakika Haberleri

4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor | Ankara Olay Haber | Haber, Spor ve Son Dakika Haberleri

4 Şubat Dünya Kanser Günü’nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor

Kanser, çağdaş dünyanın en çok telaş duyulan hastalıklarından biri. Dünya Sıhhat Örgütü, 2050’de kanser hadiselerinin yüzde 75 artarak, 35 milyonu bulacağını varsayım ediyor.

Yayınlama: 04.02.2024


Kanser, çağdaş dünyanın en çok kaygı duyulan hastalıklarından biri. Dünya Sıhhat Örgütü, 2050’de kanser hadiselerinin yüzde 75 artarak, 35 milyonu bulacağını kestirim ediyor. Öte yandan kolorektal kanserin gençler ortasında da fazlalaştığına dikkat çeken Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül, “45 yaş altındakiler, hatta üniversiteliler bile kanser belirtilerine karşı dikkatli olmalı. Kanser taramaları için ilgili sıhhat kurumlarına başvurmalı” diyor.

Dünya Sıhhat Örgütü (DSÖ), dünya genelinde kanser olaylarının 2050 yılına kadar yüzde 75’ten fazla artacağını iddia ediyor. Buna nazaran, 35 milyondan fazla yeni kanser hastasının olacağı düşünülüyor. En büyük oransal artışın ise, düşük gelirli ülkelerde görülmesi bekleniyor.

Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül de kanserin hem dünyada hem de Türkiye’de sebebi bilinen vefatlar sıralamasında, sirkülasyon sistemini etkileyen hastalıklardan sonra ikinci vefat nedeni olduğunu hatırlatarak, “Bazı kanserler hiçbir vakit semptom vermeyebilir lakin bir tarama testi ile bulunabilir. Erken bulunduğunda tedavisi daha kolay olur, kanser sebebiyle vefat oranları azaltılır” diyor.

Erkeklerde prostat, bayanlarda göğüs kanseri

Günümüzde erkeklerde en sık prostat kanseri görülürken, bayanlarda göğüs kanserine sık rastlanıyor. Doç. Dr. Şengül, mevzuyla ilgili şu istatistikleri paylaşıyor:

“Prostat kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser erkeklerde görülen tüm olayların neredeyse yarısını (%48) oluştururken, tek başına prostat kanseri teşhislerin yüzde 29’unu kapsıyor. Bayanlarda göğüs kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser tüm yeni teşhislerin yüzde 51’ini oluştururken, sırf göğüs kanseri hadiselerin yüzde 32’sinde görülüyor.”

Kansere yakalanma yaşı düşüyor

Verilerin gösterdiği vahim bir gerçeklik daha var, o da kanserin gençler ortasında da yükselişte olduğu. Bu manada gençlerin de dikkatli olması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Şengül, “2023’ün başlarında Amerikan Kanser Derneği (ACS), 2019’daki teşhislerin yüzde 20’sinin 55 yaş altındaki hastalarda gerçekleştiğini, bunun 1995’teki oranın yaklaşık iki katı olduğunu ve ilerlemiş hastalık oranlarının 55 yaş altı hastalarda yıllık yaklaşık yüzde 3 arttığını bildirdi. Gerçek şu ki, kolorektal kanserin görülme sıklığı genç yetişkinler ortasında artıyor ve yıllardır da bu yükseliş sürüyor. Bu yüzden 45 yaşın altındaki bireyleri, hatta üniversite öğrencilerini, kabızlık, rektal kanama yahut bağırsak hareketlerinde ani değişiklikler üzere kuşkulu belirtiler konusunda uyarıyoruz” diyerek, gençlere şüphelenmeleri durumunda kanser taraması yaptırmalarını öneriyor.

Alışkanlıklarınızı değiştirerek kanserden korunabilirsiniz

DNA hasarlarına karşı kollayıcı ve tamir edici sistemlerin, yaş ilerledikçe ve/veya karsinojenlere maruziyetin artmasıyla birlikte tamir yapamayabildiğini belirten Doç. Dr. Şengül, kanserin nasıl ortaya çıktığını ise, “Böylece hücrelerin denetimsiz ve daima çoğalmaları sonucu oluşan, tedavi edilmediğinde yakındaki ve uzaktaki organlara yayılan bir hastalık meydana gelir” diyerek anlatıyor. Yaş, cinsiyet, ırk ve genetik özelliklerin, kanserin değiştirilemez nedenleri ortasında yer aldığını hatırlatarak, “Yaş arttıkça bayanlarda göğüs, erkeklerde prostat kanseri sıklığı artar. Beyaz ırkta cilt kanseri riski yüksektir. Ayrıyeten birinci derece akrabalarında kanser hikayesi olan bireylerde, kanser görülme sıklığı daha fazladır” diyor. Öte yandan kanserden korunmak için değiştirilebilir kimi alışkanlıklar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şengül, şu tekliflerde bulunuyor:

“Güneşten ve radyasyondan korunmak, ziyanlı alışkanlıklardan uzak durmak, sigara ve alkol içmemek, hayvansal besinleri ve yağlı yiyecekleri azaltmak, kimyasal katkı unsuru olan yiyecekleri fazla tüketmemek, tütsülenmiş ve mangal yolu ile pişirilmiş besinleri az tüketmek değiştirilebilir faktörlerdendir. Ayrıyeten hepatit B, C ve HPV üzere virüsler de kansere neden olmakta. Neyse ki hepatit B ve HPV virüsünün günümüzde aşısı mevcut. Ayrıyeten rahim ağzı, göğüs, prostat ve kolon kanserleri, tarama yoluyla erken teşhis edilebilir. Bu nedenle kanser taraması yaptırmak da kıymetli.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

"
Kolorektal Hastalıklar ve Proktoloji: Güncel tanı ve tedavi - Prof. Dr. Korhan Taviloğlu - Google Книги

Kolorektal Hastalıklar ve Proktoloji: Güncel tanı ve tedavi - Prof. Dr. Korhan Taviloğlu - Google Книги

Kolorektal Hastalıklar ve Proktoloji : Güncel tanı ve tedavi

Dr. Korhan Taviloğlu | 1962, İstanbul doğumlu, evli ve bir çocukludur. Orta ve lise eğitimini Robert Kolej’de (1980), lisans eğimini İstanbul Tıp Fakültesi’nde (1986), uzmanlık eğimini ise İstanbul Tıp Fakültesi Genel Cerrahi Anabilim Dalı’nda (1991) tamamlamıştır. İstanbul Tıp Fakültesi’nde devam ettiği akademik kariyerinde 1996 yılında Doçentlik ve 2002 yılında ise Profesörlük unvanını almıştır. Kendisinin 6 adet kitap editörlüğü, 50’ye yakın kitap bölüm yazarlığı, 55’i uluslararası olmak üzere 150 civarında bilimsel makalesi bulunmaktadır. Toplamda 20’nin üzerinde tıbbi derneğin üyesi olup, bu kuruluşların bazılarında geçmiş yıllarda, Genel Sekreterlik, Başkan Yardımcılığı ve Başkanlık şeklinde çeşitli kademelerde görevler üstlenmiştir. 2009 yılı itibari ile, özel sektörde sadece kolorektal hastalıklar ve proktoloji alanında çalışmaya başlamış ve 2012 yılından beri ise kurucusu olduğu Taviloğlu Proktoloji Merkezi’nde hastalarına hizmet vermektedir.

Cinsel Sağlık - Google Книги

Cinsel Sağlık - Google Книги

Cinsel Sağlık

Dünya Sağlık Örgütü’ne (DSÖ,2006) göre cinsellik, “fiziksel, duygusal, entelektüel ve sosyal yönlerin kişiliği, iletişimi ve aşkı zenginleştirici etkilerinin bileşiminden oluşur. Cinsel bir varlık olarak insanın sadece bedensel değil, duygusal, düşünsel ve toplumsal bütünlüğü sağlayan, kişilik gelişimi, iletişim ve sevginin paylaşımını olumlu yönde zenginleştiren ve arttıran sağlıklılık halidir” . Tanımdan da anlaşılacağı üzere biyo psiko sosyal ve kültürel olmak üzere pek çok boyutu olan cinsellik, intra uterin dönemden ölüme kadar ki süreçte yaşam boyu insan sağlığının ve temel yaşam gereksinimlerinin vazgeçilmez bir unsurudur. Bu yönüyle cinsellik cinsel hazzı ve iki insanın armoni/uyum içindeki beraberliğini içeren, sosyal kurallar ve değer yargıları ile belirlenmiş, biyolojik, psikolojik, sosyal yönleri olan özel bir yaşantı olarak tanımlanmaktadır.

4 Şubat Dünya Kanser Günü nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor - Basın Bildirisi

4 Şubat Dünya Kanser Günü nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor - Basın Bildirisi

4 Şubat Dünya Kanser Günü'nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor

Kanser, modern dünyanın en çok endişe duyulan hastalıklarından biri. Dünya Sağlık Örgütü, 2050’de kanser vakalarının yüzde 75 artarak, 35 milyonu bulacağını tahmin ediyor. Öte yandan kolorektal kanserin gençler arasında da fazlalaştığına dikkat çeken Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül, “45 yaş altındakiler, hatta üniversiteliler bile kanser belirtilerine karşı dikkatli olmalı. Kanser taramaları için ilgili sağlık kurumlarına başvurmalı” diyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde kanser vakalarının 2050 yılına kadar yüzde 75’ten fazla artacağını tahmin ediyor. Buna göre, 35 milyondan fazla yeni kanser hastasının olacağı düşünülüyor. En büyük oransal artışın ise, düşük gelirli ülkelerde görülmesi bekleniyor.

Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül de kanserin hem dünyada hem de Türkiye’de sebebi bilinen ölümler sıralamasında, dolaşım sistemini etkileyen hastalıklardan sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu hatırlatarak, “Bazı kanserler hiçbir zaman semptom vermeyebilir ancak bir tarama testi ile bulunabilir. Erken bulunduğunda tedavisi daha kolay olur, kanser sebebiyle ölüm oranları azaltılır” diyor.

Erkeklerde prostat, kadınlarda meme kanseri

Günümüzde erkeklerde en sık prostat kanseri görülürken, kadınlarda meme kanserine sık rastlanıyor. Doç. Dr. Şengül, konuyla ilgili şu istatistikleri paylaşıyor:

“Prostat kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser erkeklerde görülen tüm vakaların neredeyse yarısını (%48) oluştururken, tek başına prostat kanseri tanıların yüzde 29’unu kapsıyor. Kadınlarda meme kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser tüm yeni tanıların yüzde 51’ini oluştururken, yalnızca meme kanseri vakaların yüzde 32’sinde görülüyor.”

Kansere yakalanma yaşı düşüyor

Verilerin gösterdiği vahim bir gerçeklik daha var, o da kanserin gençler arasında da yükselişte olduğu. Bu anlamda gençlerin de dikkatli olması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Şengül, “2023’ün başlarında Amerikan Kanser Derneği (ACS), 2019’daki teşhislerin yüzde 20’sinin 55 yaş altındaki hastalarda gerçekleştiğini, bunun 1995’teki oranın yaklaşık iki katı olduğunu ve ilerlemiş hastalık oranlarının 55 yaş altı hastalarda yıllık yaklaşık yüzde 3 arttığını bildirdi. Gerçek şu ki, kolorektal kanserin görülme sıklığı genç yetişkinler arasında artıyor ve yıllardır da bu yükseliş sürüyor. Bu yüzden 45 yaşın altındaki kişileri, hatta üniversite öğrencilerini, kabızlık, rektal kanama veya bağırsak hareketlerinde ani değişiklikler gibi şüpheli belirtiler konusunda uyarıyoruz” diyerek, gençlere şüphelenmeleri durumunda kanser taraması yaptırmalarını öneriyor.

Alışkanlıklarınızı değiştirerek kanserden korunabilirsiniz

DNA hasarlarına karşı koruyucu ve tamir edici sistemlerin, yaş ilerledikçe ve/veya karsinojenlere maruziyetin artmasıyla birlikte onarım yapamayabildiğini belirten Doç. Dr. Şengül, kanserin nasıl ortaya çıktığını ise, “Böylece hücrelerin kontrolsüz ve sürekli çoğalmaları sonucu oluşan, tedavi edilmediğinde yakındaki ve uzaktaki organlara yayılan bir hastalık meydana gelir” diyerek anlatıyor. Yaş, cinsiyet, ırk ve genetik özelliklerin, kanserin değiştirilemez nedenleri arasında yer aldığını hatırlatarak, “Yaş arttıkça kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanseri sıklığı artar. Beyaz ırkta cilt kanseri riski yüksektir. Ayrıca birinci derece akrabalarında kanser öyküsü olan bireylerde, kanser görülme sıklığı daha fazladır” diyor. Öte yandan kanserden korunmak için değiştirilebilir bazı alışkanlıklar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şengül, şu önerilerde bulunuyor:

“Güneşten ve radyasyondan korunmak, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, sigara ve alkol içmemek, hayvansal gıdaları ve yağlı yiyecekleri azaltmak, kimyasal katkı maddesi olan yiyecekleri fazla tüketmemek, tütsülenmiş ve mangal yöntemi ile pişirilmiş gıdaları az tüketmek değiştirilebilir faktörlerdendir. Ayrıca hepatit B, C ve HPV gibi virüsler de kansere neden olmakta. Neyse ki hepatit B ve HPV virüsünün günümüzde aşısı mevcut. Ayrıca rahim ağzı, meme, prostat ve kolon kanserleri, tarama yoluyla erken teşhis edilebilir. Bu nedenle kanser taraması yaptırmak da önemli.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

"
Hepatit C: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Hepatit C: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Oral seks, boğazda bulunan Chlamydia ve Gonorrhea

2017 — CYBE ilgili bir başka efsane, oral veya anal seks yaparsanız bunları alamayacağınızdır. Bu yolla bulaşa dair iki bildirim yapılmıştır. … Değildir, olağan bir cinsel eylemdir. Ayrıca anal seks, oral seks veya ten tene temas yoluyla da geçebilirler. Dünya Sağlık Örgütü (WHO ), küresel olarak bir …1 sept. Riskli cinsel davranışlar: (Unsafe Sex) Lateks kondom kullanmadan …… oral seks Erkeklerde cinsel yolla bulaşan hastalıkların belirtileri. Cinsel Yolla Bulaşan … hastalık (STD), oral seks ile Semptomlar ortaya çıktığında ise boğaz ağrısı …Hayır korumaz, AİDS dahil birçok cinsel yolla bulaşan hastalık oral seksle de bulaşır. HSV-2, …… hastalıklar (CYBH) olarak da adlandırılır, bir bireyden diğerine vajinal, anal ya da oral seks esnasında geçme potansiyali olan enfeksiyonlardır. 2019 — 1970’li yıllarda yapılan bir çalışmada kendi kendine oral seks yapan bir erkek şempazenin bu bakteriyi burun ve boğazından penisine bulaştırdığı …PornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPornoPorno

. 2017 — Dünya Sağlık Örgütü (WHO), oral seksin tehlikeli bir bulaşıcı hastalık olan “bel soğukluğuna” (gonore) neden olduğu ve prezervatif …Oral seks yapılırsa boğaza da bulaşabilir. Bazı cinsel … Cinsel Yolla bulaşan hastalıklar, tedavi edilmediği veya geciktiği …26 mai 2017 — Hem kadın hem de erkeklerde görülen bu hastalık, genital ve idrar yolu enfeksiyonlarına neden olur. Prezarvatif tam koruma …… seks ve oral seksin yaygınlaşması durumunda bu hastalığın artışı gözlemlenmiştir. · Sifiliz (Frengi) ve HIV gibi belirli infeksiyonlar, …Oral Sex İle Hastalık Bulaşır Mı. Kolayca tedavi …12 iul. 2018 — Cinsel yolla bulaşan hastalıklar arasında yer alan bel … Faranjit gibi boğaz enfeksiyonları genellikle oral seks yapan kişilerde görülüyor.Yani sonuçta oral seks de aslında masum değil. Bu hastalık anal ve oral seks ile de bulaşması gözlemlenebilir. 2022 — Cinsel yolla geçen hastalıklar (seksüel yolla geçen hastalıklar, sexual … Oral herpes: 2-12 gün, Sifiliz: 3 hafta-20 yıl, Trichomonas vaginalis …aids human papilloma virus(siğil) neisseria gonore nin sebeb olduğu … abd’deki gırtlak kanseri vakalarının %78’i oral seks yoluyla geçen hpv’den kaynaklanıyor.Ancak oral seks esnasında temasla bulaşabilir. 2017 — Dünya Sağlık Örgütü (WHO), oral seksin tehlikeli bir bulaşıcı hastalık olan “bel soğukluğuna” (gonore) neden olduğu ve prezervatif …Anahtar Kelimeler: Cinsel bulaşan hastalıklar … Although sexually transmission by oral-anal intercourse is theoretically possible, HAV is usually not …CHBH olan kişilerler vajinal, anal veya oral yolla korunmasız cinsel ilişkiye girmekle enfeksiyon kapılabilir. Genital bölgede siğil …5 feb. Gonore: Neisseria gonorrhoeae bakterisinin neden olduğu cinsel yolla bulaşan bir enfeksiyondur. Sadece …Doğrudan temas (frengi, uçuk, siğil, bit) ile bulaşabilir. I Türkiye’nin en güvenilir HIV bilgisi sağlayıcısı kirmirzikurdele.org.Cinsel hastalıklar, enfeksiyon yapan çok sayıda bakteri, virüs, mantar ve parazitler sebebiyle ortaya çıkan ve temel olarak insana vajinal, anal, oral seks …Bu enfeksiyonlar genellikle kişiden kişiye vajinal ilişki yoluyla geçer. 2015 — Bu kişi ile cinsel ilişkiye giren – seks yapan … Lezyonlar dil ve ağız içinde de bulunabildiğinden hastalık oral yolla da bulaşabilmektedir.İlaca dirençli bu hastalık tüm dünyada oral seksle yayılıyor. … seks tercihleri, Alkol, damariçi illegal ilaç …Enfeksiyondan kaçınmanın en güvenilir yolu anal, vajinal veya oral seks olmamalıdır. Direk temas olunca elbette hastalık bulaşma olasılığı vardır. Hamilelik döneminde ve doğum sırasında bebeğe de geçebilir …8 iul. Her türlü cinsel ilişki ile (vajinal, anal, oral) geçiş riski taşırlar. Klamidya boğaz, cinsel organlar, idrar yolu …Belsoğukluğu akıntılarda bulunur ve oral seks dahil her türlü seks esnasına bulaşabilir. Tanıyıp güvenmediğiniz kişilerle oral seks yaparken de korunmanız gerekir. korunmalı cinsel ilişkide bu oradan yüzbindeli rakamlara HIV kolay bulaşır mı, b eşittir b, aids …Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH), cinsel ilişki (vajinal, anal veya oral yolla seks) veya cinsel temas sonucu partnere bulaşan hastalıklar olarak …12 mai 2019 — Kolay gelsin oral seks sonrası spermleri yutma sonucu herhangi bir bulaşıcı hastalık geçer mi ağız içinde çok küçük yara vardı daha doğrusu …12 dec. Diye sorsaydınız katılırdım ama hastalık …30 mar. Çalışmalarda, HİV (AİDS) bulaşması vajinal ilişkiye göre oral sekste çok …7 iul. 2020 — Genital bölgeden genital bölgeye veya genital bölgeden oral seks ile ağıza bulaşma olabilir. 2023 — Bu hastalıklar genellikle cinsel temas sırasında bulaşır ve korunmasız cinsel ilişki, oral seks, anal seks gibi etkinliklerle yayılabilir. 2019 — Oral seks genellikle eşinizin cinsel organlarını veya anüsünü emmeyi veya yalamayı içerdiğinden, genital sıvılar veya dışkı ile temas etme …Başlıca bulaşma şekli vajinal, anal, oral seks de dâhil olmak üzere cinsel ilişkidir. 2022 — Cinsel ilişkiye vajinal, anal veya oral seks dahildir. Meningokok olarak da bilinen Neisseria menenjiti beynin ve omurganın …Oral sekste HIV AIDS riski var mı. 2022 — Oral seks bir hastalık mıdır. Genital herpes: Herpes virüs tip 2 tarafından yapılır.Ancak oral sex ile de bazı cinsel hastalıklar bulaştığı için dikkatli olunmalıdır. Klamidya enfeksiyonu antibiyotiklerle tedavi edilebilir. Oral seks özellikle HIV, sifiliz, herpes gibi …21 iun. 2023 — Vajinal veya anal seks ile bulaşabilir. 2021 — Gonore olarak da bilinen hastalık vajinal, oral ve anal seks sırasında zevk suyu, döl ve vajinal sıvılar yoluyla bulaşır. … (AIDS) ve HPV hastalıkları için ise etkin …24 aug. Bu nedenle bu şekilde bulaşabilen hastalıklar da cinsel ilişki ile …23 oct. Hastalık genellikle belirti vermez veya hafif semptomlarla ortaya çıkar, bu nedenle birçok kişi farkında …Oral seks ile hastalık bulaşır mı. 2023 — … oral seks yoluyla bulaşabilir. Bazı cinsel hastalıklar … Klamidya enfeksiyonu bulunan birisi ile vajinal, anal veya oral seks …3 iun. Ayrıca anüs, vajina ve ağızda doğal olarak bulunan bakteriler (flora) …Bazı hastalıklar yayılımı oral seks ile daha çok. 2022 — Sadece vajinal ya da anal seks yoluyla değil, aynı zamanda oral seks yoluyla da aktarımı mümkündür. Klamidya, bel soğukluğu, frengi, herpes, human papilloma virüsü ( hpv), trikomonal vajinit ( parazit sebebiyle …Oral sex sonrası boğaz ağrıması – Aids / Hiv Rehberi. Gonore … Hastalik oral yolla da bulasabilmektedir. Yani iğrenç bir eylem değil mi. Özellikte anüste çok çeşit …… (seks) ile bulaşma riski yüksek olan hastalıklardır. … HASTALIK HALLERİNDE YETERLİ …Ayrıca hastalık oral seks sonrası boğaz bölgesine de yerleşebilmektedir. Bulaşma …10 ian. CYBE’lara neden olan virüsler veya bakteriler …7 ian. Dokunma, öpüşme, tükürük, şırınga, traş bıçağı ve kan yolu gibi yollar ile bulaşmaz. 30 küsür …Hastalık etkeni bulunduran biriyle girilen cinsel ilişki sonucu vajina, penis veya anüsten vajinal, oral ya da anal ilişki ile bulaşan mikroplar ya da …27 apr. N … Pelvik İltihabi Hastalık : Pelvik iltihabi hastalık kadınlarda kısırlık nedenidir.Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar (CYBH), enfeksiyon yapan bazı özel mini canlılar tarafından oluşturulan ve temel olarak insana vajinal, anal, oral seks ve cilt …Bulaşma. · Sfiliz: · HIV: · Genital herpes: · Gonore: · Klamidya: · Hepatit B ve C: · HPV (Genital siğil yapan virüs) · Korunma: …Oral seks yoluyla bir cinsel yolla bulaşan hastalık kapmak veya iletmek de mümkündür. Seks …… oral seks yapmıştır ve korunmasız oral seks Klamidya Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri. Görülme sıklığı nedir. Cinsel … AIDS’in belirtileri, başlangıçta Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar ve Belirtiler …3 aug. Cinsel yolla bulaşan …4 iun. Penis, vagina veya anüste akıntı ve …Cinsel yolla bulaşan hastalıklar korunmasız vajinal, anal ya da oral seks yoluyla bulaşabilir. · Oral seks: Daha az riskli olabilir …HSV, oral seks sırasında ağızdan cinsel organlara geçebilir. Yutulan spermler ile cinsel yolla bulaşan çeşitli hastalıklar ve …HPV en sık vajinal veya anal seks yoluyla bulaşır. CYBH …Oral seks sırasında ağızdaki ufak yaralardan kan yoluyla hastalık bulaşma olasılığı vardır. Özellikle immün (bağışıklık) sistemi zayıf olan …Korunmasız seks: Prezervatif kullanılmadan gerçekleşen vajinal veya anal penetrasyon CYBE riskini önemli ölçüde artırır. 2017 — DUVAR – Dünya Sağlık Örgütü (WHO), oral seksin tehlikeli bir bulaşıcı hastalık olan “bel soğukluğuna” (gonore) neden olduğu ve prezervatif …5 feb. Klamidyaya cinsel ilişki, anal seks veya oral seks yoluyla yakalanmak mümkündür … AIDS, frengi …Genel olarak, cinsel hastalığa yakalanma riskinin en fazla olduğu durumların korunmasız vajinal ya da anal seks yapılması sonrası olduğu söylenebilir. 2019 — Sifiliz, dış genital bölgede, ağızda, vajina veya rektumda görünebilen sifiliz yaralarıyla doğrudan temas yoluyla bulaşır yani oral seks yoluyla …11 mai 2022 — Erkeklerde Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar · Lenfogranüloma Yenerum (LGV) · Molluscum Contagiosum · Uyuz · Kasık Mantarı (Tinea cruris) · Kasık Biti …Vajinal, anal ve oral seks gibi cinsel temas yoluyla yayılmış 25’den fazla cinsel yolla bulaşan hastalık vardır . Bu nedenle gerektiğinde oral seks yaparken de prezervatif takılmasında fayda var.” dedi. 2018 — Oral seks yoluyla kaç insanın HİV ile enfekte olduğu bilinmemektedir. Vücutta kan yoluyla dagildigindan …24 ian. 2013 — … oral seksle hastalık bulaşma riski vardır. Oral, …… oral cinsel ilişki ve oral seks kondomlarını (dental dam) kullanan kadınla oral ilişki. Cinsel Temasla Bulaşan Hastalıklartags Cinsel …Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) enfeksiyon yapıcı bir mikrop tarafından yol açılan ve temel olarak insana vajinal, anal, oral seks de dahil olmak …Bu durum özellikle oral sex yapan kisilerde sorun ortaya çikmaktadir. Cinsel yolla bulaşan bu bakteriyel enfeksiyon …23 ian. Virüs, kişide … Hamile bir kadının tedavi edilmemiş sifilisi varsa, hastalık bebek için tehlikeli …Korunmasız yapılan cinsel ilişkilerde vajinal, anal, oral seks yoluyla kişiden kişiye geçen vücut salgıları ile cinsel hastalıklar oluşmaktadır. Özellikle son yıllarda cinsel yönelimlerin değişmesi ile her iki cins için …21 mar. 2019 — Oral seks ölümcül Neisseria menenjitinin bulaşmasına neden olabiliyor. Boğaz Ağrısı: Oral seks yoluyla bulaşan CYBH’lar boğaz ağrısına neden …11 iul. Herpes Tip 2 ise genital bölgede bulunan aktif enfeksiyon seks ile temastan sonra genital bölgede önce …Bu durum özellikle oral sex yapan kişilerde sorun ortaya çıkmaktadır. 2012 — Bu nedenle prezervatife rağmen, öpüşmek ve oral seks de cinsel yolla bulaşan hastalıklar için risk oluşturur. Birinde kadından kadına, diğerinde ise kadından erkeğe HIV …Bu hastalık vajinal, anal ve oral yolla cinsel temas sonucunda bulaşabilir. 2020 — Etken, vajinal seks, oral seks ve anal seks sırasında, kişiden … Sunum için lütfen tıklayın. 2023 — Sakso yani oral seks ile cinsel yolla bulaşan mikropların bulaşmayacağı düşünülüyor. Bu enfeksiyon genital bölgeden oral yollarla …… oral seks de dahil olmak üzere cinsel temasla yayılır. İdrar yolu enfeksiyonu eğer … Bu hastalık tedavi edilmediği …Bulaşma riski vajinal veya anal sekse göre daha az olmasına karşın gonore, sifiliz, herpes enfeksiyonları ve HIV enfeksiyonu oral seksle de bulaşabilir. … hastalık olduğundan kendisinden kaçınmanın yegâne yöntemi korunarak seks yapmaktır …Oral seks ile ağza bulaşabildiği gibi anal seks ile makata etrafına veya içine de kondilom genital siğil lozyonları çıkabilmektedir. Gonore ile enfekte hamile kadın doğum sırasında bebeğe hastalığı …Genital Siğiller: HPV (Human Papillomavirus) enfeksiyonu genital siğillere yol açabilir. Klamidya, ABD ‘de en sık görülen cinsel yolla bulaşan …4 apr. Cinsel yolla bulaşan hastalıkların diğer adı zührevi …… hastalıklar cinsel temas dışında yollarla da bulaşabilirler. Evet. … Allerjik hastalıklar, mantar …20 ian. Bel Soğukluğu ( Gonore ). Şüpheli ilişkilerde oral sexden kaçınılmalıdır. 2019 — Özellikle AIDS hastalığı için bu tür sorular çok geliyor. Bazen hiçbir belirti vermezken, bulaşmadan 2?10 gün içinde şikâyet vermeye başlar. Başka bir deyişle, cinsel yolla bulaşan hastalıklar bir kişinin cinsel …Oral seks yoluyla geçirilebilir, ancak enfeksiyonun anal veya vajinal seks yoluyla bulaşma olasılığı daha yüksektir. Ancak …Genital bölgenin ‘uçuğuna’ neden olan virüs farklı olsa da (HSV tip 2), ağız bölgesinin uçuğu da (HSV tip 1) genital bölgeye bulaşabilir (özellikle oral seks …26 feb. Cinsel yolla …Vaginal, oral ve anal seks ile bulaşır. 2023 — Bel soğukluğu cinsel temasta anal, oral veya vajinal seks ile semen ve vajinal sıvılar yoluyla bulaşmaktadır.

Oral seks, boğazda bulunan Chlamydia ve Gonorrhea infeksiyonlarının bulaşmasını kolaylaştırabilmektedir. CYBH’ …5 mai 2021 — HSV-1 oral cinsel ilişki sırasında bir kişinin ağzından diğer kişinin genital bölgesine geçerek genital uçuk oluşumuna neden olabilir. … O bölgeleri nasıl koruyacaksınız. Hangi Hastalıklar Cinsel Yolla …Ancak oral seks sırasında dişler penise acı veya zarar verebilir, ağızdaki enfeksiyonlar ve cinsel yolla bulaşan hastalıklar vajinaya veya penise bulaşabilir.Yakın vücut teması, oral seks, anal seks de cinsel ilişki kapsamına girmektedir. Gonore, enfeksiyonlu kişiyle vajinal, anal, oral yolla cinsel temas sonucu bulaşır. Bununla birlikte, oral seks ve genital-genital temas (penetrasyon olmaksızın) ile de iletilebilir.Klamidya en yaygın cinsel yolla bulaşan enfeksiyonlardan biridir. 2020 — Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH) vajinal, anal veya oral seks yoluyla insandan insana geçen ve tedavi edilmesi gereken ciddi …13 dec. Vajinal ve anal seks kadar eğer prezervatif kullanılmadığı zaman o kadar hastalık bulaşabilir hiçbir fark yok.Cinsel yolla bulaşan hastalıklar (CYBH), enfeksiyon yapıcı bir mikrop tarafından yol açılan ve temel olarak insana vajinal, anal, oral seks de dahil olmak …25 iun. Oral Seks Yoluyla Cinsel Hastalık Bulaşır mı. Dünya Sağlık Örgütü, “süper gonore” olarak da adlandırılan bu yeni türe karşı uyarılarda bulunuyor …Vajinal oral cinsel ilişkide de risk çok düşüktür. Bu bilgi halk arasında yaygın ama doğru değil.Hangi hastalıklar oral seks ile bulaşabilir. Oral seks …9 iul.

4 Şubat Dünya Kanser Günü nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor - Gazete Konya

4 Şubat Dünya Kanser Günü nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor - Gazete Konya

4 Şubat Dünya Kanser Günü'nde uzmanlar uyarıyor: Gençler dikkat, kanser riski sizin için de artıyor

Kanser, modern dünyanın en çok endişe duyulan hastalıklarından biri. Dünya Sağlık Örgütü, 2050’de kanser vakalarının yüzde 75 artarak, 35 milyonu bulacağını tahmin ediyor. Öte yandan kolorektal kanserin gençler arasında da fazlalaştığına dikkat çeken Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül, “45 yaş altındakiler, hatta üniversiteliler bile kanser belirtilerine karşı dikkatli olmalı. Kanser taramaları için ilgili sağlık kurumlarına başvurmalı” diyor.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ), dünya genelinde kanser vakalarının 2050 yılına kadar yüzde 75’ten fazla artacağını tahmin ediyor. Buna göre, 35 milyondan fazla yeni kanser hastasının olacağı düşünülüyor. En büyük oransal artışın ise, düşük gelirli ülkelerde görülmesi bekleniyor.

Medicana Ataköy Hastanesi Medikal Onkoloji Bölümü’nden Doç. Dr. Nilay Şengül de kanserin hem dünyada hem de Türkiye’de sebebi bilinen ölümler sıralamasında, dolaşım sistemini etkileyen hastalıklardan sonra ikinci ölüm nedeni olduğunu hatırlatarak, “Bazı kanserler hiçbir zaman semptom vermeyebilir ancak bir tarama testi ile bulunabilir. Erken bulunduğunda tedavisi daha kolay olur, kanser sebebiyle ölüm oranları azaltılır” diyor.

Erkeklerde prostat, kadınlarda meme kanseri

Günümüzde erkeklerde en sık prostat kanseri görülürken, kadınlarda meme kanserine sık rastlanıyor. Doç. Dr. Şengül, konuyla ilgili şu istatistikleri paylaşıyor:

“Prostat kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser erkeklerde görülen tüm vakaların neredeyse yarısını (%48) oluştururken, tek başına prostat kanseri tanıların yüzde 29’unu kapsıyor. Kadınlarda meme kanseri, akciğer kanseri ve kolorektal kanser tüm yeni tanıların yüzde 51’ini oluştururken, yalnızca meme kanseri vakaların yüzde 32’sinde görülüyor.”

Kansere yakalanma yaşı düşüyor

Verilerin gösterdiği vahim bir gerçeklik daha var, o da kanserin gençler arasında da yükselişte olduğu. Bu anlamda gençlerin de dikkatli olması gerektiğini söyleyen Doç. Dr. Şengül, “2023’ün başlarında Amerikan Kanser Derneği (ACS), 2019’daki teşhislerin yüzde 20’sinin 55 yaş altındaki hastalarda gerçekleştiğini, bunun 1995’teki oranın yaklaşık iki katı olduğunu ve ilerlemiş hastalık oranlarının 55 yaş altı hastalarda yıllık yaklaşık yüzde 3 arttığını bildirdi. Gerçek şu ki, kolorektal kanserin görülme sıklığı genç yetişkinler arasında artıyor ve yıllardır da bu yükseliş sürüyor. Bu yüzden 45 yaşın altındaki kişileri, hatta üniversite öğrencilerini, kabızlık, rektal kanama veya bağırsak hareketlerinde ani değişiklikler gibi şüpheli belirtiler konusunda uyarıyoruz” diyerek, gençlere şüphelenmeleri durumunda kanser taraması yaptırmalarını öneriyor.

Alışkanlıklarınızı değiştirerek kanserden korunabilirsiniz

DNA hasarlarına karşı koruyucu ve tamir edici sistemlerin, yaş ilerledikçe ve/veya karsinojenlere maruziyetin artmasıyla birlikte onarım yapamayabildiğini belirten Doç. Dr. Şengül, kanserin nasıl ortaya çıktığını ise, “Böylece hücrelerin kontrolsüz ve sürekli çoğalmaları sonucu oluşan, tedavi edilmediğinde yakındaki ve uzaktaki organlara yayılan bir hastalık meydana gelir” diyerek anlatıyor. Yaş, cinsiyet, ırk ve genetik özelliklerin, kanserin değiştirilemez nedenleri arasında yer aldığını hatırlatarak, “Yaş arttıkça kadınlarda meme, erkeklerde prostat kanseri sıklığı artar. Beyaz ırkta cilt kanseri riski yüksektir. Ayrıca birinci derece akrabalarında kanser öyküsü olan bireylerde, kanser görülme sıklığı daha fazladır” diyor. Öte yandan kanserden korunmak için değiştirilebilir bazı alışkanlıklar olduğunu vurgulayan Doç. Dr. Şengül, şu önerilerde bulunuyor:

“Güneşten ve radyasyondan korunmak, zararlı alışkanlıklardan uzak durmak, sigara ve alkol içmemek, hayvansal gıdaları ve yağlı yiyecekleri azaltmak, kimyasal katkı maddesi olan yiyecekleri fazla tüketmemek, tütsülenmiş ve mangal yöntemi ile pişirilmiş gıdaları az tüketmek değiştirilebilir faktörlerdendir. Ayrıca hepatit B, C ve HPV gibi virüsler de kansere neden olmakta. Neyse ki hepatit B ve HPV virüsünün günümüzde aşısı mevcut. Ayrıca rahim ağzı, meme, prostat ve kolon kanserleri, tarama yoluyla erken teşhis edilebilir. Bu nedenle kanser taraması yaptırmak da önemli.”

Kaynak: (BYZHA) Beyaz Haber Ajansı

"