Anksiyete Kaygı Bozukluğu, Belirtiler ve Tedavisi | Mevam Psikoloji

Anksiyete Kaygı Bozukluğu, Belirtiler ve Tedavisi | Mevam Psikoloji

Anksiyete Kaygı Bozukluğu

Anksiyete bozukluğu ya da halk arasında bilinen adıyla kaygı bozukluğu sıkça karşılaştığımız durumlardan biridir ve ağırlaşması halinde psikoloğa danışılması gerekmektedir. Bildiğiniz üzere kaygı yaşamımızda olması gereken bir duygu birikimidir. Kaygılı olmak bizi her zaman en iyi ve en kötü senaryolara hazırlar. Ancak, yaygın anksiyete bozukluğunda yani kaygı bozukluğunda aşırı kaygılanmak bu hastalığın asıl nedenidir. Olur olmaz her şeyden kaygılanmak ve aşırı endişe duymak bu hastalığın başlangıcı olarak sayılabilir. Sürekli kaygı halinde bulunmak kişinin yaşamını engeller ve rutin olarak yapılması gereken şeyleri yaptıramaz bir seviyeye getirir. Bu durumda kaygı bozukluğu yaşayan kişilerin profesyonel olarak kişiye özel terapi uygulanması gerekmektedir.

Anksiyete(Kaygı) Bozukluğu Sebepleri Nelerdir?

Yaygın kaygı bozukluğunun sebepleri tam olarak bilinmese de pek çok farklı fikirler ortaya atılmıştır. Bunlar,

Çevresel Faktörler

Yaygın kaygı bozukluğu hastalığa sebep olan hususlardan bir tanesi çevresel faktörlerdir. Bu faktörlerde bireyin sevdiği bir insanı kaybetmesi, eşinden boşanma süreci, mecburiyetten dolayı yaşadığı şehri, okulunu veya işini değiştirmesi gibi pek çok husus çevresel faktörler arasında yer almaktadır.

Biyolojik Faktörler

Yaygın kaygı bozukluğu hastalığına sebep olan hususlardan bir diğeri ve en çok görülen faktörler arasında bulunan biyolojik faktörler, aile bireylerinden herhangi bir kişide daha önceden bu hastalığın olduğu görülmüşse, gelecekte de diğer bireylerde görülme ihtimalleri bulundurmaktadır.

Bilişsel Faktörler

Bu hastalığa neden olan diğer faktör ise bilişsel faktörlerdir. Bu faktöre göre yaygın kaygı bozukluğu hastalığı bulunan bireylerde belirsiz olan şeylere dayanamama durumu bulunmaktadır. Sonuç olarak bir iş başvurusu yaptığında bir birey geri dönüş sağlanacak dendiği halde geri dönüş sürecinde dayanamama durumu oluşmaktadır.

Anksiyete(Kaygı) Bozukluğunda Tanı Nasıl Konmaktadır?

Yaygın kaygı bozukluğu hastalığında tanı konması için öncelikle yukarıda belirtilen belirtilere sahip olması gerekmektedir. İlk olarak birey bu belirtilerden emin olduktan sonra bir doktora başvuru yaparak muayene süreci başlamaktadır. Doktor bu hastalığı taşıdğını düşündüğü bireye testler yapma ihtimali bulunmakla birlikte önemli bir süreci de göstermektedir. İkincisi bu süreçte hastaya pek çok soru sorabilir, birtakım araçlardan faydalanabilir veya testler uygulayabilir. Bu değerlendirme süreçlerinden sonra doktorunuz eğer kaygı bozukluğu hastalığını taşıyorsanız hangi aşamada olduğunuzu belirterek teşhisini koyma eğilimine geçecektir.

Anksiyete(Kaygı) Bozukluğu Tedavi Süreci

Yaygın kaygı bozukluğu hastalığı bulunan hastalarda öncelikle belirtilerin olup olmadığı süreci bulunmaktadır. Birtakım değerlendirmeler ve testler yapılmaktadır. Daha sonra ise psikoljik terapi ve yaygın kaygı bozukluğu tedavisi yapılma süreci başlamaktadır.

Yaygın kaygı bozukluğu bulunan bir bireyde psikiyatri uzmanının değerlendirmeleri sonucunda ilaç tedavisi olarak depresyon ilaçları kullandırılmaktadır. İlaç tedavisinde istenilen husus hastanın kaygı ve her daim olan gerginliğini azaltmaktır. Bu tedavide kullanılan ilaçların ise ciddi ölçüde yan etkileri bulunmamakla birlikte, bağımlı yapma niteliği de yoktur.

Psikolojik Terapi

Yaygın kaygı bozukluğunda en çok tercih edilen tedavilerden bir tanesi psikolojik terapi yöntemidir. Bu nedenle tedavi sürecinde konuşma terapisi yapılarak hastanın zihninde var olan olumsuz düşünceleri azaltmak ve zamanla yok etmek için dolayısıyla da yerine olumlu düşünceler kazandırmak için uygulanan bir tedavi yöntemidir. Yaygın kaygı bozukluğu bulunan hastalarda kullanılan yöntem hastanın olumsuz ve karamsar düşüncelere neden olan hususlara detaylı bir şekilde inerek problemi çözebilmesini yöneltmektir.

Sizde bu problemleri yaşıyorsanız ve kurtulmak istiyorsanız pandemi koşullarına uygun olarak titiz bir şekilde hijyenik hale getirilen Mevam Beylikdüzü Psikoloji Kliniği ofisinde sizleri ağırlamak isteriz.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir?

Yayın Anksiyete Kaygı Bozukluğu olarak bilinen hastalık, insanın iyi olan durumlar dahil her şeye karşı tedirgin ve kötü bir şey olacakmış hissiyatı ile yaklaşmasına sebep olur.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete hastalığının en büyük belirtileri, endişe ve kaygı hali, halsizlik, yorgunlu, isteksizliktir.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Tedavisi?

Yayın Anksiyete(Kaygı) Bozukluğu rahatsızlığı yaşıyorsanız bir Uzman Klinik Psikolog’an destek alabilirsiniz.

"
Yaygın anksiyete (kaygı) bozukluğu

Yaygın anksiyete (kaygı) bozukluğu

Yaygın anksiyete (kaygı) bozukluğu

Kaygının varlığı her insanın işlevselliğini sürdürmesinde önemli bir yer tutar. Kişinin mesleki ve sosyal yaşantısını sürdürmesi için bazı durumlarda kaygı duyması olağan bir durumdur.

Ancak kişinin durumlar karşısında yaşadığı kaygı, kimilerinde şiddet ve sıklık açısından ''aşırı'' bir hale gelebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde sürekli, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe hali mevcuttur.

Yaygın Anksiyete (Kaygı) Bozukluğunun Belirtileri Yaygın anksiyete bozukluğunun (YAB) tanı kriterleri DSM-5'te şu şekilde tanımlanmıştır,

En az altı aylık bir sürenin çoğu gününde bir takım olaylar ya da etkinliklerle (işte ya da okulda başarı gösterebilme gibi) ilgili olarak, aşırı bir kaygı vardır.

Kişi, endişeli düşüncelerini denetim altına almakta güçlük çeker. Bu kaygıya ve endişeli düşüncelere aşağıdaki altı belirtiden en az üçü eşlik eder, Gergin ya da sürekli diken üzerinde olma. Kolay yorulma Odaklanmada güçlük çekme Kolay kızma Kas gerginliği Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta veya uykuyu sürdürmekte güçlük çekme)

Bu belirtiler toplumsal, işle ilgili alanlarda ya da önemli diğer işlevsellik alanlarında işlevsellikte düşmeye neden olur

Hekim anksiyete bozukluğu tanısı koyarken ise psikiyatrik özgeçmiş, olası tetikleyici etmenler, psikiyatrik muayenenin yanı sıra kan tahlillerine de gereksinim duyar. Tiroid hormon bozuklukları gibi metabolik hastalıklar, bazı ilaçların yan etkileri, kafein içeren besinler gibi uyarıcıların kullanımı benzeri sebepler tanı koyulurken göz önünde bulundurulur.

Kaygı ne zaman kaygı bozukluğunu düşündürür?

Çoğu psikiyatrik hastalıkta olduğu gibi YAB tanısında kaygı belirtilerinin ''normal dışı'' ve kişinin işlevselliğini bozuyor olması gerekmektedir.

YAB tanılı hastalarda sorunlarla baş etmede yetersizlikler görülebilir. Kaygı düzeyine katlanamayan kişi yapması gereken görevleri yapmakta güçlük çeker. Kaygılı olan fakat YAB tanısı kriterlerini karşılamayan insanlarda kaygı, genellikle bir görevi yerine getirmesinde pekiştirici bir etkenken (kaygı duyduğu için mülakata daha iyi hazırlanmak gibi) YAB tanısı olanlarda görevi yapmakta zorluklar oluşturur.

YAB olan kişide kaygı yaratan durumdan kaçınma, kaygı yaratacak bir işi erteleme, sorun çözme becerilerinde zayıflık görülebilir.

Örneğin, yirmi beş yaşındaki bir erkek ilk kez iş görüşmesine gidiyor. Önceki günlerde zihindeki ''başaramayacağım'', ''beni seçmeyecekler'' gibi düşüncelerle, iş görüşmesi ile ilgili kaygılar oluşuyor. Son günlerde uyumakta güçlük çekiyor, zaman zaman çarpıntısı oluyor. Ancak bunun dışındaki yaşam alanlarında belirgin kaygı problemi olmayan kişinin sonraki iş görüşmelerinde de bu belirtiler giderek azalıyor.

Bu kişide kaygı belirtilerinden söz edebiliriz ancak bu tabloyu bir kaygı bozukluğu olarak nitelendirmek mümkün değildir. Bu durum çoğu insanda az ya da çok kaygı yaratabilir. Kaygı bozukluğundan söz etmemiz için ise olayın ağırlığının üzerinde, sürekli ve uygunsuz bir kaygı düzeyi gerekmektedir. Bu tek bir duruma (sadece iş görüşmeleri gibi) özgü olmamalıdır.

YAB olan hastalar genellikle kaygıya neden olan düşünceleri abartılı bulurlar ancak bunu engelleyemezler

Başka bir örnekte ise , otuz üç yaşında kadın çevresi tarafından evhamlı biri olarak tanımlanmakta ancak daha önce bu bir sorun olarak görülmemiş ve yaşam kalitesini bozacak nitelikte değilmiş. Son bir yıldır ise çocuğu doğduktan sonra sorumluluklarının artmasıyla da bir çok durumda yaşadığı kaygı yaşam kalitesini ve işlevselliğini azaltmaya başlamış .

Son bir yıldır sık sık ''acaba araba çarpar mı?'' ''ya bir şey olursa'' ''çocuğum düşer mi'' ''sol kolum uyuştu ya bir şey olursa'' ''eşime ulaşamadım ya başına bir şey geldiyse'' gibi düşüncelere maruz kalmakta ve bu düşünceler yoğun kaygı yaratmakta. Aslında bu düşüncelerin abartılı olduğunun farkında ancak düşünceler aklına geldiği zaman bunları aklından çıkaramamakta. Son aylarda uykuya dalmakta güçlük çekmeye başlamış, yaygın vücut ağrıları da deneyimlemekte. Son bir kaç haftada ise ani öfkelenmeleri oluyor, iştahında azalma ve kilo kaybı tarifliyor.

Bu hastada mevcut kaygı durumu, ''normalin'' üzerinde, işlevselliğinin azalmasına ve bazı fiziksel yakınmalara neden olmaktadır. Aylardır süreğen olarak devam etmektedir. Bu nedenlerle hastada YAB tanısından söz edilebilir.

Bu örnekte olduğu gibi herkeste az düzeyde kaygı yaratacak bir durum, YAB hastalarında çok daha fazla kaygı yaratabilir. Hastalarda, tehlike yaratan bir durum olmadan da ''bir şey olacakmış hissi'' gibi bir duygu ile iç sıkıntısının eşlik ettiği anlamsız bir kaygı da görülebilir. Hasta bunun anlamsız olduğunu bilmesine rağmen endişeyi yenemez.

"
Anksiyete Bozuklukları - Online Terapi

Anksiyete Bozuklukları - Online Terapi

Anksiyete Bozuklukları

Anksiyete Bozuklukları hemen her bireyin yaşamı sırasında ara sıra karşılaşabileceği bir durum olmakla birlikte, aşırı bir şekilde yaşanıyor olması tıbbi bir hastalık yaşandığına dair önemli bir belirtidir. Diğer adıyla kaygı bozukluğu olarak adlandırılan bu durum, psikolojik bir rahatsızlıktır. Genellikle nedeni açıklanamayan ve gerçek bir sebebe bağlı olmadan kendisi veya yakınlarına bir zarar geleceği endişesi anksiyete bozukluğu belirtileri arasında yer almaktadır. Bunun yanı sıra anksiyete bozukluğu yaşayan kişide,

Sürekli gerginlik ve korku hali Dikkat dağınıklığı, Olaylar karşısında aşırı heyecanlı olma hali, Unutkanlık, Huzursuzluk gibi zihinsel belirtiler görülür.

Zihinsel bozuklukların yanı sıra fiziksel olarak da bazı belirtiler gösteren anksiyete bozukluğu, iştahsızlık, baş dönmesi, halsizlik, terleme, nefes darlığı, iştahsızlık, kol ve bacaklarda uyuşma, yutkunmada zorluk çekme ve panik atak gibi belirtiler de gösterebilir.

Yukarıda sözü geçen belirtilerin sıklıkla yaşanıyor olması bireyin günlük yaşam aktivitelerini olağan seyrinde sürdürmesini olanaksız kılacağı gibi, yaşam konforunu da olumsuz şekilde etkiler. Bazı kişilerde çocukluk dönemlerinde başlayan ve yetişkinlik dönemlerine kadar devam edebilen anskiyete bozukluğu, tedavi edildiği takdirde azalmakta ve tamamen giderilebilmektedir.

Anksiyete Bozukluğu Nedenleri ve Tanı Yöntemleri

Nedenleri kesin olarak belirlenememekle birlikte yaşanan travmatik olaylar, genetik faktörler ve sağlık soruları, anksiyete bozukluğunu tetikleyen faktörler arasında görülmektedir. Anksiyete bozukluğundan mustarip bir ebeveyn veya yakın akraba, bu tür bir rahatsızlığın yaşanmasında önemli bir risk faktörü olarak ele alınmaktadır.

Şeker hastalığı, kalp rahatsızlıkları, tiroit bozukluğu ve akciğer hastalıkları da bireylerin anksiyete bozukluğu yaşamasına temel teşkil edebilmektedir. Tüm bunların yanı sıra çocukluk döneminde yaşanan travmalar, cinsel istismar vakaları veya çok sevilen birinin ölümü de nedenler arasında yer almaktadır.

Anksiyete tedavisi mümkün olan bir rahatsızlık olup, farklı yöntemlerle teşhis edilebilmektedir. Yapılacak olan fiziki muayene ve tıbbi testler sonrasında konusunda uzman bir psikiyatrist veya psikolog tarafından yapılacak çalışmalar, anksiyete teşhisi konulmasını mümkün kılacaktır. Özellikle uzman bir psikoterapist eşliğinde gerçekleştirilen tedavi seansları sonrasında olumlu gelişmelerin elde edildiği görülmektedir.

Anksiyete Bozuklukları Tedavi Yöntemleri

Diğer tüm fiziksel ve psikolojik rahatsızlıklarda olduğu gibi anksiyete rahatsızlığının tedavi edilmesinde de erken tanı ve uygun tedavi yöntemlerinin kullanılması oldukça önemlidir. Anksiyete tedavisi konusunda öne çıkan yöntemler arasında psikoterapi uygulamaları ve antidepresan ilaç tedavisi ilk sıralarda yer almakta olup, bireyin kısa süre içerisinde sosyal aktivitelerini normal bir şekilde sürdürebilmesine katkı sağlamaktadır.

Psikoterapi Bilişsel davranış terapisi İlaç tedavisi anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılan yöntemlerdir.

Psikoterapi uygulamaları kapsamında sürdürülen bilişsel davranış terapisi ve konuşma terapisi en etkili tedavi yöntemleri arasında yer almaktadır. Uzman psikiyatrist hekimler tarafından uygulanan bilişsel davranışçı terapi, bireyde anksiyete rahatsızlığına yol açan etkenleri derinlemesine inceleyerek, bireyin farklı davranış alışkanlıkları kazanmasına olanak sağlayan bir yöntemdir.

Süregelen panik atak, aşırı heyecan ve korku gibi davranışların önüne geçilmesinde oldukça etkili olan bilişsel davranış terapisi uygulamaları ile tedavi, diğer tedavi yöntemlerine göre daha kısa sürede tamamlanmakta ve daha etkili sonuçlar alınmasını mümkün kılmaktadır.

Psikoterapi, anksiyete bozukluğu tedavisinde bilişsel davranış terapisine oranla daha uzun sürmekle birlikte, sonuçları açısından son derece etkili bir tedavi yöntemidir. Tedavi süreci sonucunda elde edilmek istenen sonuç, anksiyete bozukluğundan mustarip bireyin duygularını kendi başına yönetebilmesini sağlamak ve sosyal yaşamını daha sağlıklı bir şekilde sürdürebilmesini mümkün kılmaktır. Tedavi sırasında hekim tarafından verilen antidepresan ve sakinleştiriciler de hekim tavsiyesi doğrultusunda kullanıldığında hastanın günlük yaşamını sorunsuz bir şekilde sürdürmesine katkı sağlamaktadır.

Anksiyete Bozuklukları - Tanı ve Tedavi Rehberi

Anksiyete Bozuklukları - Tanı ve Tedavi Rehberi

Anksiyete Bozuklukları

Anksiyete bozuklukları, günümüzde yaygın bir psikolojik rahatsızlık türüdür ve birçok kişiyi etkileyebilir. Anksiyete bozuklukları, sürekli endişe, korku ve gerginlik durumları ile karakterize edilen durumları içerir. Bu rahatsızlıklar, insanların günlük yaşamlarını etkileyebilir, işlevselliği azaltabilir ve yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir. Farklı türleri bulunsa da, genel anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi temel kategorilere ayrılabilirler. Her türün kendine özgü belirtileri ve tetikleyicileri vardır.

Anksiyete Bozuklukları Nelerdir?

Anksiyete bozuklukları, psikolojik rahatsızlıkların genel bir kategorisidir ve insanların yaşamlarını etkileyen yaygın durumları içerir. Bu bozukluklar, yoğun endişe, korku ve sürekli bir gerginlik durumu ile karakterize edilir. Anksiyete bozukluklarının tanımları ve semptomları, farklı alt türlerine göre değişebilir. İşte anksiyete bozukluklarının bazı temel türleri:

Genel Anksiyete Bozukluğu (GAB)

Genel anksiyete bozukluğu, bir kişinin sürekli olarak belirsiz bir tehlike veya felaket hissi taşıdığı bir durumu ifade eder. GAB semptomları, kronik endişe, huzursuzluk, kas gerginliği ve uyku problemlerini içerebilir. Genellikle günlük yaşamın birçok yönünü olumsuz etkiler.

Panik Bozukluğu

Panik bozukluğu, aniden ortaya çıkan ve şiddetli fiziksel semptomlara yol açan panik ataklarla karakterizedir. Bu ataklar, göğüs sıkışması, terleme, titreme ve ölüm korkusu gibi belirtilerle birlikte gelir. Panik bozukluğu olan kişiler bu atakların ne zaman geleceğini tahmin edemezler, bu nedenle yaşamlarında ciddi bir belirsizlik kaynağıdır.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu

Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal etkileşimler sırasında yoğun korkularla karakterizedir. Bu bozukluğu olan kişiler, başkalarının önünde konuşma, topluluk önünde performans sergileme veya başkalarıyla etkileşime girme konusunda büyük endişeler yaşarlar. Sosyal anksiyete, kişilerin sosyal yaşamlarını olumsuz etkileyebilir ve izolasyona yol açabilir.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)

Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), kişinin tekrarlayan düşünceleri (obsesyonlar) ve bu düşünceleri engellemek için yaptığı tekrarlayan davranışları (kompulsiyonlar) içerir. Bu davranışlar, kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir ve zaman zaman mantıklı olmayan ritüelleri içerebilir.

Her bir anksiyete bozukluğu türü, belirgin semptomları ve belirtileri ile kendine özgüdür. Anksiyete bozukluğu tanısı, bir kişinin yaşadığı belirtilere, şiddetine ve süresine bağlı olarak konulur. Bu farklı türler hakkında daha fazla bilgi edinerek, anksiyete bozukluklarını daha iyi anlayabilir ve tanı koyma ve tedavi seçeneklerini değerlendirme sürecinde daha hazırlıklı olabilirsiniz.

Anksiyete Bozukluğu Belirtileri

Anksiyete bozukluğu belirtileri, kişinin duygusal, fiziksel ve zihinsel sağlığını olumsuz etkileyebilir. İşte anksiyete bozukluğunun belirtileri hakkında daha fazla bilgi:

Sürekli Endişe: Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler, sürekli olarak gelecekle ilgili olumsuz senaryoları düşünme eğilimindedirler. Bu düşünceler, kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir ve normal işlevselliği zorlaştırabilir. Fiziksel Semptomlar: Anksiyete, çeşitli fiziksel semptomlara yol açabilir. Bu semptomlar arasında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, baş ağrısı, mide bulantısı ve kas gerginliği bulunur. Panik Ataklar: Bazı anksiyete bozuklukları panik ataklarla ilişkilidir. Bu ataklar aniden başlar ve kişiyi korkutucu fiziksel ve duygusal semptomlarla karşı karşıya bırakabilir. Uyku Problemleri: Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler sıklıkla uykusuzluk veya uyku düzensizlikleri yaşarlar. Gece uykuları sık sık kesilir ve kişi dinlenmiş hissetmez. Obsesyon ve Kompulsiyonlar: Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), tekrarlayan düşünceleri (obsesyonlar) ve bu düşünceleri önlemek için yapılan tekrarlayan davranışları (kompulsiyonlar) içerir. Örneğin, kişi sürekli el yıkama ritüellerine saplanabilir. Sosyal İzolasyon: Sosyal anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler, sosyal etkileşimlerden kaçınma eğilimindedirler ve izole hissedebilirler. Bu, kişinin sosyal yaşamını olumsuz etkileyebilir. Yoğun Korkular ve Fobiler: Anksiyete bozuklukları, özel korkular veya fobiler geliştirmeye yol açabilir. Bu fobiler, kişinin belirli nesnelerden veya durumlardan kaçınmasına neden olabilir. Konsantrasyon Problemleri: Anksiyete, konsantrasyon sorunlarına neden olabilir. Kişi, iş veya okul performansında düşüş yaşayabilir. Fiziksel Rahatsızlıklar: Kronik anksiyete, uzun vadede fiziksel sağlığı da olumsuz etkileyebilir ve örneğin sindirim sorunlarına, baş ağrılarına ve kas ağrılarına yol açabilir.

Bu belirtiler, anksiyete bozukluğu yaşayan kişilerin günlük yaşamlarını olumsuz etkileyebilir ve profesyonel yardım gerektirebilir. Tanı ve tedavi, belirtilerin türüne ve şiddetine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, anksiyete belirtilerini tanımak ve bir uzmana danışmak önemlidir.

Kaç Çeşit Anksiyete Bozukluğu Vardır?

Anksiyete bozuklukları, farklı türlerde ortaya çıkabilir ve her birinin kendine özgü belirtileri, tetikleyicileri ve tedavi yaklaşımları vardır. İşte bazı temel anksiyete bozukluğu türleri:

Genel Anksiyete Bozukluğu (GAB)

Genel anksiyete bozukluğu, kişinin sürekli olarak belirsiz bir tehlike veya felaket hissi taşıdığı bir durumu ifade eder. Bu tür anksiyete, belirsizlik ve endişenin hüküm sürdüğü bir zihinsel durumu içerir. Genellikle kişinin günlük işlevselliğini ve yaşam kalitesini olumsuz etkiler.

Panik Bozukluğu

Panik bozukluğu, kişinin aniden ve beklenmedik bir şekilde şiddetli panik ataklar yaşadığı bir tür anksiyete bozukluğudur. Bu ataklar, kalp çarpıntısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı ve terleme gibi şiddetli fiziksel semptomlarla birlikte gelir. Kişi bu atakların ne zaman geleceğini tahmin edemez, bu nedenle büyük bir belirsizlik kaynağıdır.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu

Sosyal anksiyete bozukluğu, sosyal etkileşimler sırasında yoğun korkularla karakterizedir. Bu tür anksiyete, başkalarının önünde konuşma, topluluk önünde performans sergileme veya başkalarıyla etkileşime girmek konusunda büyük endişeleri içerebilir. Sosyal anksiyete, kişilerin sosyal yaşamlarını olumsuz etkileyebilir ve sosyal izolasyona yol açabilir.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB)

Obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), kişinin tekrarlayan düşünceleri (obsesyonlar) ve bu düşünceleri engellemek için yapılan tekrarlayan davranışları (kompulsiyonlar) içerir. Bu davranışlar, kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilir ve zaman zaman mantıklı olmayan ritüelleri içerebilir. Bu tür anksiyete, tekrarlayan düşüncelerin kişinin zihinsel durumunu kontrol etmesiyle karakterizedir.

Her bir anksiyete bozukluğu türü, belirgin semptomları ve belirtileri ile kendine özgüdür. Tanı ve tedavi, kişinin yaşadığı belirtilere ve bu belirtilerin şiddetine bağlı olarak değişebilir. Bu nedenle, her tür hakkında daha fazla bilgi edinmek ve bir uzmana danışmak, anksiyete bozukluğunu daha iyi anlamak ve tedavi seçeneklerini değerlendirmek için önemlidir.

Anksiyete Bozukluğu Nasıl Hissettirir?

Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler, günlük yaşamlarını nasıl etkiler? İşte anksiyete bozukluğunun nasıl hissettirebileceği bazı durumlar:

Sürekli Endişe: Anksiyete bozukluğu, kişinin sürekli olarak gelecekle ilgili endişeler taşımasına neden olabilir. Bu, bir kişinin günlük işlevselliğini bozabilir ve normal aktivitelerde odaklanmayı zorlaştırabilir. Fiziksel Belirtiler: Anksiyete, bir dizi fiziksel semptomu tetikleyebilir. Bu semptomlar arasında kalp çarpıntısı, terleme, titreme, mide rahatsızlığı ve baş ağrısı bulunur. Uykusuzluk: Anksiyete, uykusuzluk veya uyku problemlerine yol açabilir. Kişi, gece boyunca uykusuzlukla mücadele edebilir ve bu durum enerji düzeyini düşürebilir. Sosyal İzolasyon: Sosyal anksiyete bozukluğu yaşayanlar, sosyal etkileşimlerden kaçınma eğiliminde olabilirler. Bu, kişinin izole hissetmesine ve arkadaşlık ilişkilerinde sorun yaşamasına yol açabilir. Zor Kararlar Alma: Anksiyete, kararlar alma sürecini zorlaştırabilir. Kişi, en basit günlük kararları bile büyük bir endişe ve tereddüt içinde yapabilir. Anksiyete Krizi Anında Ne Olur?

Anksiyete krizi anlarında kişi ne yaşayabilir? İşte anksiyete krizi anında görülen bazı belirtiler:

Panik Atak: Anksiyete krizleri sırasında kişi panik ataklar yaşayabilir. Bu, aniden başlayan ve genellikle şiddetli fiziksel semptomlarla birlikte gelen ani bir yoğun kaygı durumudur. Nefes Darlığı: Nefes darlığı, anksiyete krizi sırasında sıkça görülen bir semptomdur. Kişi, rahat nefes almakta güçlük çekebilir. Kalp Çarpıntısı: Anksiyete krizi anında kalp hızı artabilir ve kişi kendini kalp çarpıntısıyla sık sık karşı karşıya bulabilir. Terleme ve Titreme: Anksiyete krizi sırasında terleme ve titreme semptomları yaygındır. Kişi sık sık soğuk terler dökebilir ve vücudu titreyebilir. Ölüm Korkusu: Anksiyete krizi sırasında kişi, ölüm veya felaketle ilgili ciddi korkular yaşayabilir.

Anksiyete krizi anında kişi, bu semptomları deneyimlerken kontrol kaybına uğradığını hissedebilir. Bu nedenle, anksiyete krizi anlarında kişiye destek ve rahatlama teknikleri sağlamak önemlidir. Ayrıca, kişinin anksiyete bozukluğu tedavisi ve yönetimi için uzman bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmesi gerekebilir.

Anksiyete Bozukluğu İlerlerse Ne Olur?

Anksiyete bozukluğu, tedavi edilmezse veya göz ardı edilirse ciddi sonuçlara yol açabilir. İlerlemesi durumunda ne tür sonuçlar görülebilir? İşte bazı olası etkiler:

Fiziksel Sağlık Sorunları

Anksiyete, uzun vadede fiziksel sağlığı olumsuz etkileyebilir. Kronik stres ve gerginlik, mide problemleri, baş ağrıları, kas gerginliği ve diğer fiziksel rahatsızlıklara yol açabilir. Ayrıca, uyku problemleri ve yorgunluk, kişinin enerji seviyelerini azaltabilir.

İş ve Sosyal İşlevsellik Sorunları

Anksiyete bozukluğu, iş ve sosyal işlevselliği de olumsuz etkileyebilir. Sosyal anksiyete, kişinin sosyal etkileşimlerden kaçınmasına neden olabilir ve bu da arkadaşlık ilişkilerini olumsuz etkileyebilir. İş yerinde anksiyete, konsantrasyon sorunlarına, iş verimliliğinin azalmasına ve iş yerindeki stresle ilgili sorunlara yol açabilir.

Depresyon Riski

Anksiyete bozukluğu, depresyon riskini artırabilir. Anksiyete ve depresyon sık sık bir arada görülür ve birinin diğerini tetiklemesi yaygındır. Tedavi edilmediğinde, bu iki durum birbirini kötüleştirebilir.

Sosyal İzolasyon

Anksiyete bozukluğu, kişinin sosyal izolasyon yaşamasına yol açabilir. Kişi, başkalarıyla etkileşime girmekten kaçınabilir ve bu, yalnızlık hissine neden olabilir.

Anksiyete Bozukluğu Kimlerde Görülür?

Anksiyete bozukluğu, her yaşta ve her cinsiyette görülebilir. Kimler anksiyete bozukluğu riski altındadır ve hangi faktörler etkili olabilir? İşte bazı önemli bilgiler:

Genetik Yatkınlık

Genetik faktörler, anksiyete bozukluğu riskini artırabilir. Aile geçmişi, aile üyelerinde anksiyete bozukluğu öyküsü olan kişilerde riski artırabilir.

Çevresel Faktörler

Çevresel faktörler de anksiyete bozukluğu riskini etkileyebilir. Travmatik yaşam olayları, çocukluk dönemindeki stres, travma veya kayıplar anksiyete bozukluğunun ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir.

Bireysel Faktörler

Bireysel özellikler de etkili olabilir. Kişinin kişilik yapısı, başa çıkma mekanizmaları ve yaşam deneyimleri anksiyete riskini etkileyebilir.

Diğer Sağlık Sorunları

Diğer sağlık sorunları, özellikle kronik fiziksel sağlık sorunları, anksiyete bozukluğu riskini artırabilir. Bu, sağlık sorunlarıyla başa çıkma sürecinde yaşanan stresle ilişkilendirilebilir.

Herkes anksiyete bozukluğu riski altında olabilir, ancak bu risk faktörleri bireyden bireye değişebilir. Anksiyete bozukluğu teşhisi konulmuş veya bu rahatsızlığı yaşayan kişilere, tedavi ve destek seçenekleri hakkında daha fazla bilgi edinmek ve uzman bir sağlık profesyoneli ile iletişime geçmek önemlidir.

Anksiyete Kaç Yıl Sürer?

Anksiyete bozukluğunun süresi kişiden kişiye değişebilir ve birçok faktöre bağlıdır. Anksiyete bozukluğunun süresini etkileyen bazı faktörler şunlar olabilir:

Tür ve Şiddet: Anksiyete bozukluğunun türü ve şiddeti, süresini etkileyebilir. Genel anksiyete bozukluğu gibi bazı türler, uzun vadeli ve kronik olabilirken, diğerleri daha kısa süreli olabilir. Tedaviye Erişim: Erken teşhis ve etkili tedaviye erişim, anksiyete bozukluğunun süresini kısaltabilir. Tedavi, semptomların kontrol altına alınmasına yardımcı olabilir. Kişisel Faktörler: Kişinin kişisel özellikleri, başa çıkma becerileri ve destek sistemleri de süreyi etkileyebilir. Kendini yönetme becerilerini geliştirmek ve destek almak, iyileşmeyi hızlandırabilir. Stres Seviyesi: Stres seviyeleri, anksiyete bozukluğunun süresini etkileyebilir. Yüksek düzeyde sürekli stres, anksiyete bozukluğunu uzun vadede daha kötüleştirebilir. Anksiyete Bozukluğu İyileşir Mi?

Anksiyete bozukluğu, uygun tedavi ve destekle iyileşebilir. İyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir, ancak birçok kişi anksiyete bozukluğunu başarıyla yönetebilir. İşte anksiyete bozukluğunun iyileşmesiyle ilgili bazı önemli bilgiler:

Profesyonel Yardım: Anksiyete bozukluğu olan kişiler, uzman bir sağlık profesyonelinden yardım almalıdır. Psikoterapi (konuşma terapisi), ilaç tedavisi veya bu iki yaklaşımın bir kombinasyonu, anksiyete bozukluğunun tedavisinde etkili olabilir. Destek Sistemleri: Aile ve arkadaşlar gibi destek sistemleri, iyileşme sürecinde önemli bir rol oynayabilir. Destek almak, kişinin anksiyete ile başa çıkma becerilerini geliştirmesine yardımcı olabilir. Başa Çıkma Becerileri: Anksiyete ile başa çıkma becerileri, kişinin iyileşme sürecini hızlandırabilir. Kişinin stres yönetimi, gevşeme teknikleri ve pozitif düşünce geliştirme gibi becerileri öğrenmesi yardımcı olabilir. Erken Müdahale: Erken teşhis ve tedavi, anksiyete bozukluğunun seyrini olumlu etkileyebilir. Semptomlar daha erken dönemde tanınır ve tedavi edilirse, iyileşme olasılığı artar.

Anksiyete bozukluğu tedavi edilebilir bir durumdur ve birçok kişi tedavi ile semptomlarını kontrol altına alır. İyileşme süreci zaman alabilir, ancak doğru tedavi ve destekle birçok kişi sağlıklı bir şekilde yaşamına devam edebilir.

Psikomental Psikoloji Uzman Ekibi

Psikomental Psikoloji, anksiyete bozukluğu ve diğer psikolojik rahatsızlıkların tedavisi konusunda uzmanlaşmış bir ekip ile sizlere terapi imkanı sunmaktadır.. Uzmanlarımız, anksiyete ile ilgili farklı türlerin tanısını koyma ve tedavi etme konusunda deneyime sahiptir. Her bir uzmanımız, bireysel terapi, çift terapisi, çocuk ve ergen terapisi, ve yetişkin zeka testleri gibi farklı alanlarda çalışarak anksiyete bozukluklarının çeşitli yönleriyle ilgilenir.

Psikomental Psikoloji Uzman Terapistler

Bakırköy Psikolog Merkezi’nde çalışan uzmanlarımız, anksiyete bozukluklarında sizlere terapi hzimeti sunmaktadır. Bakırköy bölgesinde bulunan merkezimiz, anksiyete ile başa çıkmak isteyen kişilere destek sağlamak için uzmanlık düzeyinde hizmet verir. Her bir uzmanımız, anksiyete bozukluğunun farklı yönlerini ele alarak kişiselleştirilmiş tedavi yaklaşımları sunar.

Psikomental Psikoloji Bakırköy Uzman Psikolog

Bakırköy Psikolog Merkezi’nin uzman psikologları, anksiyete bozuklukları ve diğer psikolojik sorunlar konusunda uzmanlaşmıştır. Uzmanlarımız, bilimsel olarak kanıtlanmış terapi yaklaşımlarını kullanarak danışanların anksiyete semptomlarını azaltmalarına yardımcı olur. Bakırköy bölgesindeki merkezimizde, anksiyete ile başa çıkmak isteyen herkese profesyonel destek sunmak için hazırız.

Sıkça Sorulan Sorular 1. Anksiyete bozuklukları nelerdir?

Anksiyete bozuklukları, sürekli endişe, korku ve kaygının baskın olduğu psikolojik rahatsızlıklardır. Genel anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu ve obsesif-kompulsif bozukluk gibi farklı türleri vardır.

2. Anksiyete bozukluğu belirtileri nelerdir?

Anksiyete bozukluğunun belirtileri arasında sürekli endişe, fiziksel semptomlar (kalp çarpıntısı, terleme, titreme), uyku problemleri, konsantrasyon sorunları ve panik ataklar yer alabilir.

3. Kaç çeşit anksiyete bozukluğu vardır?

Anksiyete bozukluklarının birkaç farklı türü bulunmaktadır, bunlar arasında genel anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu ve obsesif-kompulsif bozukluk yer alır.

4. Anksiyete bozukluğu nasıl hissettirir?

Anksiyete bozukluğu yaşayan kişiler, sürekli endişe, korku ve kaygı hissederler. Fiziksel semptomlar, ruhsal gerginlik ve uyku problemleri sıkça hissedilen şikayetler arasındadır.

5. Anksiyete krizi anında ne olur?

Anksiyete krizi anında kişi panik ataklar yaşayabilir. Nefes darlığı, kalp çarpıntısı, terleme, titreme gibi şiddetli fiziksel semptomlar görülebilir.

6. Anksiyete bozukluğu ilerlerse ne olur?

Anksiyete bozukluğu tedavi edilmezse, fiziksel sağlık sorunları, iş ve sosyal işlevsellik sorunları, depresyon riski ve sosyal izolasyon gibi ciddi sonuçlara yol açabilir.

7. Anksiyete bozukluğu kimlerde görülür?

Anksiyete bozukluğu her yaşta ve cinsiyette görülebilir. Genetik yatkınlık, çevresel faktörler, bireysel özellikler ve diğer sağlık sorunları anksiyete riskini etkileyebilir.

8. Anksiyete kaç yıl sürer?

Anksiyete bozukluğunun süresi kişiden kişiye değişir ve türü, tedaviye erişim, kişisel faktörler ve stres seviyeleri gibi faktörlere bağlıdır.

9. Anksiyete bozukluğu iyileşir mi?

Anksiyete bozukluğu tedavi edilebilir bir durumdur. Profesyonel yardım, destek sistemleri, başa çıkma becerileri ve erken müdahale, iyileşmeyi hızlandırabilir. İyileşme süreci kişiden kişiye değişebilir.

"
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir? Prof. Dr. Özgür Öner - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir? Prof. Dr. Özgür Öner - Çocuk ve Ergen Psikiyatristi

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğunun ana özelliği sürekli, kalıcı ve kontrol edilemez endişe halidir. Ne kadar önemsiz olurlarsa olsunlar hatalar, şanssızlıklar, kazalar önlenmelidir. Kaygıya kas gerginliği, odaklanamama, uyku sorunları, huzursuzluk ve yorgunluk eşlik eder.

Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişiler evhamlıdır, birçok durumla ilgili sürekli kaygılanırlar. Özellikle belirsizlikten çok olumsuz etkilenirler. Devamlı etraflarında güvenli olduklarına dair sinyaller ararlar. Bunun için planlar yapar, internette araştırır, arkadaş ve aile üyelerine devamlı ve tekrarlayıcı sorular sorarlar. Ancak aldıkları yanıtlar genelde onları tatmin etmez çünkü kötü olayların olma olasılığını ve sonuçlarını abartırlar.

Tabii ki her anksiyete patolojik değildir. Patolojik anksiyetede birey olası tehditlere normalden daha hızlı bir şekilde dikkat eder ve uzun süre bunlara odaklanır, normalde tehdit içermeyen uyaranları tehdit olarak algılar. Kişi kendisini kaygılandıran olaylardaki riski olduğundan daha yüksek olarak görür, yani kaygı aşırı ve durumla orantısızdır. Patolojik anksiyetede kaygı uzun sürer ve sık sık tekrarlar, çoğu zaman kaygıya yol açacak bir şey yoktur. Patolojik kaygıda kişi olumsuz sonuçlardan kurtulmak için bazı ortam ve durumlardan kaçar. Anksiyeteye huzursuzluk, odaklanma güçlüğü, uyku sorunları eşlik eder. Belirtiler ve kaçınma bireyde işlev bozukluğuna yol açar.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu toplumda oldukça sık görülür. Toplumun yaklaşık %14’ü hayatlarının bir döneminde YAB belirtileri gösterir. Kadınlarda 2 kat daha sıktır. Belirtiler genelde çocuklukta başlar ama ileri yaşlarda da devam eder. Kronik bir seyir izler ve nadiren kendiliğinden düzelir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ciddi bir sorundur. Olguların yaklaşık beşte üçünde depresyon eşlik eder. Yaygın anksiyete bozukluğu, anksiyete bozuklukları içinde tedavi başarısı en düşük olandır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nasıl Ortaya Çıkar?

Yaygın anksiyete bozukluğu olanlarda “kaygılı kavrama” adı verilen bir süreç görülür. Bireyin doğuştan gelen kaygıya yatkınlığı vardır. Bilinçli veya bilinç dışı olaylar kaygıyı tetikler. Beyinde meydana gelen uyarılmayı kişi olumsuz ve kontrol edilemez bir durum olarak yorumlar. Kişinin dikkati kendisine odaklanır. Bu odaklanma ile bireyin olaylara yönelik yorumları çarpıklaşır ve olası tehditlere yönelik dikkati artar. Kişi, başa çıkma yöntemi olarak kaçınmayı kullanır.

Yaygın anksiyete bozukluğunda kaygıyı uyandıran durum genelde sadece kişinin zihninde yer alan, gelecekte olabilecek kötü olaylardır, halihazırda böyle bir durum yoktur. Bu kötü olaylara ilişkin görüntüler kişinin zihnine doluşur. Birey bir taraftan beklenen bu kötü olaya bir çözüm ararken diğer taraftan da kafasındaki olumsuz görüntü, duygu ve düşüncelerden kurtulmaya çalışır. Yapılan planlarla dünya daha az belirsiz, daha öngörülebilir hale getirilmeye çalışılır. Bu planların ve kaygılı olmanın işe yaradığı düşüncesi kaygıyı daha da pekiştirir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu olan kişiler mizaçları gereği güvende olmayı ödül elde etmekten daha önemli görürler. Rahatsız edici duygular ve çatışmalarla başa çıkmakta zorlanırlar. Bu nedenle kaygıları, kendilerine yönelik acımasız eleştirileri geviş getirir gibi zihinlerinde döndürüp dururlar. Yeni ve ödüllendirici durumlardan uzak durmaları öğrenmelerini zorlaştırır ve onları depresyona yatkın hale getirir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Yaygın anksiyete bozukluğu hem psikoterapiyle hem de ilaçlarla başarılı bir şekilde tedavi edilebilir. Tekrarlayıcı transkraniyal manyetik stimülasyon (rTMS) da etkin bir tedavi seçeneğidir.

Yaygın anksiyete bozukluğunda etkin olan ana psikoterapi şekli Bilişsel Davranışçı Terapidir. BDT psikoeğitim, belirsizlikle başa çıkma, endişenin faydalı olduğuna dair inançların azaltılması, sorun çözme becerilerinin arttırılması, korkulan durumlarla yüzleşme ve bozukluğun tekrarının önlenmesi gibi bileşenleri içerir.

Yaygın anksiyete bozukluğunda en sık kullanılan ilaçlar seçici serotonin geri alım inhibitörleri (fluoksetin, sitalopram, essitalopram, sertralin gibi) ve serotonin-nörepinefrin geri alım inhibitörleridir (venlafaksin, duloksetin gibi).

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilmezse genelde kendiliğinden düzelmez. Kronikleşir ve zamanla bireyde depresyon gelişir. Bu durumda tedavisi daha da zorlaşır.

Kaygı Bozukluğu ile İlgili Yazımızı İncelebilirsiniz. Kaygı Bozuklukları (Anksiyete) – Prof. Dr. Özgür Öner

Noema Aile Sağlık Platformu

Vişnezade Mah. Süleyman Seba Cad. Derya Apt. No:74/24 Beşiktaş, İstanbul

Telefon

E-posta

Web

Noema Bilimsel Araştırmalar ve Danışmanlık

Teşvikiye Mah. Hasan Cevdet Paşa Sok. Engin Konak Apt. No:2/6 Nişantaşı, Şişli, İstanbul

Telefon

E-posta

"
Sosyal Fobi Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavileri Nelerdir?

Sosyal Fobi Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavileri Nelerdir?

Sosyal Fobi (Sosyal Anksiyete) Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavileri

Bazı sosyal durumlarda endişeli hissetmek normaldir. Örneğin, bir randevuya çıkmak veya bir sunum yapmak karın bölgenizde kelebeklerin uçuşmasına neden olabilir. Ancak sosyal anksiyete bozukluğunda, aynı zamanda sosyal fobi olarak da adlandırılır, günlük etkileşimler başkaları tarafından yakından inceleneceğiniz veya olumsuz bir şekilde yargılanacağınız korkusu nedeniyle önemli ölçüde anksiyete, öz-sansür ve utanç yaşatır.

Sosyal anksiyete bozukluğunda, korku ve anksiyete kaçınmaya yol açar, bu da hayatınızı olumsuz etkileyebilir. Ciddi stres ilişkilerinizi, günlük rutinlerinizi, işinizi, okulu veya diğer etkinlikleri etkileyebilir.

Sosyal anksiyete bozukluğu kronik bir mental sağlık durumu olabilir, ancak psikoterapide başa çıkma becerileri öğrenmek ve ilaç kullanmak size özgüven kazandırabilir ve başkalarıyla etkileşim kurma yeteneğinizi geliştirebilir.

Bu makalede, Sosyal fobi'nin (sosyal anksiyete nedir) ne olduğu, tanımı, belirtileri, teşhisi ve tedavi yöntemleri hakkında kapsamlı bir rehber sunmayı amaçlıyoruz.

Sosyal fobi nedir?

Sosyal Fobi (Sosyal Anksiyete), toplumsal durumlarla ilgili belirgin kaygıya neden olan bir anksiyete bozukluğudur. Bu kaygı, diğer insanlar tarafından olumsuz değerlendirilme veya küçümseme korkusuyla ilişkilidir. Ayrıca 'sosyal anksiyete bozukluğu' olarak da bilinen bu durum, toplumda yaygın bir sorundur.

Sosyal fobi belirtileri nelerdir?

Bazı durumlarda çekingenlik veya rahatsızlık hissetmek, özellikle çocuklarda, sosyal fobi belirtileri olması anlamına gelmez. Sosyal durumlarda hissedilen rahatlık seviyeleri, kişilik özellikleri ve yaşam deneyimlerine bağlı olarak değişebilir. Bazı insanlar doğal olarak içine kapanıkken, diğerleri daha dışa dönüktür.

Günlük endişeden farklı olarak, sosyal fobi belirtileri ilişkileri, günlük rutinleri, işi, okulu veya diğer etkinlikleri etkileyen korku, anksiyete ve kaçınmayı içerir. Sosyal fobi genellikle erken veya orta ergenlik döneminde başlar, ancak bazen daha küçük çocuklarda veya yetişkinlerde de başlayabilir.

Duygusal ve davranışsal belirtiler

Sosyal fobi belirtileri ve işaretleri şunları içerebilir:

Negatif olarak yargılanabileceğiniz durumlardan korkma Kendinizi utandırabileceğiniz veya küçük düşürebileceğiniz konusunda endişe Yabancılarla etkileşim kurma veya konuşma konusundaki yoğun korku Başkalarının sizin endişeli göründüğünüzü fark etmesinden korkma Yüzünüzün kızarması, terleme, titreme veya titrek bir ses gibi sizi utandırabilecek fiziksel belirtilerden korkma Utandırıcı durumlarla ilgili korkudan dolayı bazı şeyleri yapmaktan veya insanlarla konuşmaktan kaçınma Dikkatin odağı olabileceğiniz durumlardan kaçınma Korkulan bir etkinlik veya olay öncesinde anksiyete Sosyal durumlar sırasında yoğun korku veya anksiyete Sosyal bir durumdan sonra performansınızın analizi ve etkileşimlerinizdeki kusurların belirlenmesi Sosyal bir durum sırasında negatif bir deneyimden en kötü olası sonuçları bekleme

Çocuklarda, yetişkinlerle veya akranlarla etkileşim konusundaki kaygı, ağlama, öfkeli nöbetler geçirme, ebeveynlere yapışma veya sosyal durumlarda konuşmayı reddetme şeklinde gösterilebilir.

Performans türü sosyal fobi bozukluğu, kamusal konuşma veya performans sırasında yoğun korku ve anksiyete yaşadığınız, ancak daha genel sosyal durumlarda değil.

Fiziksel belirtiler

Fiziksel işaretler ve belirtiler bazen sosyal fobi bozukluğuyla birlikte görülebilir ve şunları içerebilir:

Yüzün kızarması Hızlı kalp atışı Titreme Terleme Mide rahatsızlığı veya bulantı Nefes almakta güçlük çekme Baş dönmesi veya başınızın dönmesi Zihninizin boşaldığı hissi Kas gerginliği Yaygın sosyal durumlardan kaçınma

Sosyal fobi bozukluğunuz olduğunda, günlük hayatta karşılaşılan yaygın deneyimler zor olabilir, bunlar arasında:

Bilmediğiniz insanlar veya yabancılarla etkileşim Partilere veya sosyal toplantılara katılma İşe veya okula gitme Konuşmaları başlatma Göz teması kurma Randevu İnsanların zaten oturduğu bir odaya giriş yapma Bir dükkana eşyaları iade etme Başkalarının önünde yemek yeme Umumi bir tuvaleti kullanma

Sosyal fobi belirtileri zaman içinde değişebilir. Hayatınızda birçok değişiklik, stres veya taleplerle karşılaşıyorsanız, belirtiler yeniden ortaya çıkabilir. Kaygıya neden olan durumlardan kaçınmak kısa vadeli olarak size daha iyi hissettirebilir, ancak tedavi almazsanız uzun vadede kaygınız devam edebilir.

Bir doktora ne zaman başvurmalısınız

Eğer utanç, endişe veya panik yaşattığı için normal sosyal durumlardan korkuyor ve kaçınıyorsanız, doktorunuzu veya bir ruh sağlığı uzmanınızı görmelisiniz.

Sosyal Anksiyete Neden Olur?

Diğer pek çok zihinsel sağlık durumu gibi, sosyal fobi bozukluğunun da biyolojik ve çevresel faktörlerin karmaşık etkileşiminden kaynaklandığı düşünülmektedir. Olası nedenler şunları içerebilir:

Kalıtsal özellikler. Anksiyete bozuklukları genellikle ailelerde görülür. Ancak bunun ne kadarının genetik nedenlere, ne kadarının öğrenilmiş davranışlara bağlı olduğu tam olarak net değildir. Beyin yapısı. Beyinde bulunan amigdala adlı bir yapı, korku tepkisini kontrol etmede rol oynayabilir. Amigdalası aşırı aktif olan kişiler, sosyal durumlarda artan kaygıya neden olan yükselmiş bir korku tepkisine sahip olabilir. Çevre. Sosyal fobi bozukluğu öğrenilmiş bir davranış olabilir, bazı kişiler hoş olmayan veya utanç verici bir sosyal durumdan sonra önemli düzeyde anksiyete geliştirebilir. Ayrıca, sosyal fobi bozukluğu ile ya sosyal durumlarda anksiyete davranışı sergileyen ebeveynler arasında bir ilişki olabilir veya çocuklarına karşı daha fazla kontrolcü veya aşırı koruyucu olan ebeveynler arasında bir ilişki olabilir. Sosyal Fobi Risk faktörleri

Çeşitli faktörler sosyal fobi bozukluğu geliştirme riskini artırabilir, bunlar arasında:

Aile geçmişi. Biyolojik anne-babanızın veya kardeşlerinizin bu duruma sahip olması durumunda sosyal fobi bozukluğu geliştirme olasılığınız daha yüksektir. Olumsuz deneyimler. Sosyal anksiyete bozukluğuna daha yatkın olabilirler. Ayrıca, aile içi çatışma, travma veya istismar gibi diğer olumsuz olaylar da bu bozuklukla ilişkilendirilebilir. Mizaç. Yeni durumlar veya insanlarla karşılaştığında çekingen, utangaç, çekingen veya sınırlı olan çocuklar daha büyük risk altında olabilirler. Yeni sosyal veya iş gereksinimleri. Sosyal anksiyete bozukluğu belirtileri genellikle ergenlik döneminde başlar, ancak yeni insanlarla tanışmak, halka açık bir konuşma yapmak veya önemli bir iş sunumu yapmak belirtileri ilk kez tetikleyebilir. Dikkati çeken bir görünüşe veya duruma sahip olma. Örneğin, yüz deformitesi, kekemelik veya Parkinson hastalığına bağlı titremeler, bazı insanlarda öz-sansızlık hissini artırabilir ve sosyal fobi bozukluğunu tetikleyebilir. Sosyal fobi belirtilerini tetkikleyen durumlar nelerdir?

Sosyal fobi yaşayan bireyler genellikle aşağıdaki durumlarla karşılaştıklarında önemli zorluklar yaşayabilirler:

Bir topluluk içinde tanıtılma anıyla karşılaşmak, Topluluk içinde kendileri hakkında konuşulması veya eleştirilmesi durumu, İnsanların dikkatini çekmek, Bir şeyler yerken veya faaliyet yaparken gözetlenme hissi, Resmi bir ortamda konuşma gerekliliği ile yüzleşmek, Üst düzey biriyle buluşma anı, İnsanlarla göz teması kurma deneyimi, Kalabalık önünde konuşma, sunum veya seminer verme görevi, Sonradan katıldıkları kalabalık bir ortama uyum sağlama, Kamu içinde telefon görüşmesi yapma durumu, Toplum içinde yemek yeme anı, Genel tuvaletleri kullanma.

Sosyal kaygı durumu olan insanların sıkça karşılaştığı bu zorluklar, onların günlük yaşantılarını etkileyebilir.

Sosyal Fobi Komplikasyonları

Tedavi edilmezse, sosyal fobi bozukluğu hayatınızı kontrol altına alabilir. Kaygılar, iş, okul, ilişkiler veya yaşamın tadını çıkarma konusunda engel olabilir. Bu bozukluk şunlara neden olabilir:

Düşük özsaygı Kendini ifade etmekte zorluk Olumsuz öz konuşma Eleştirilere karşı aşırı hassasiyet Zayıf sosyal beceriler İzolasyon ve zor sosyal ilişkiler Düşük akademik ve iş başarısı Alkol gibi madde kötüye kullanımı İntihar veya intihar girişimleri

Diğer anksiyete bozuklukları ve bazı diğer zihinsel sağlık sorunları, özellikle büyük depresif bozukluk ve madde kötüye kullanım sorunları, genellikle sosyal fobi bozukluğu ile birlikte görülür.

Sosyal Fobi Önleme

Birinin bir anksiyete bozukluğu geliştirmesine neyin neden olacağını tahmin etmenin bir yolu yoktur, ancak endişeliyseniz semptomların etkisini azaltmak için adımlar atabilirsiniz:

Erken yardım alın. Birçok diğer zihinsel sağlık durumu gibi anksiyete de, beklerseniz tedavi edilmesi daha zor olabilir. Günlük tutun. Kişisel yaşamınızı takip etmek, sizi stres altında tutan nedenleri ve daha iyi hissetmenize yardımcı olan şeyleri sizin ve zihinsel sağlık uzmanınızın belirlemesine yardımcı olabilir. Hayatınızdaki öncelikleri belirleyin. Zamanınızı ve enerjinizi dikkatli bir şekilde yöneterek anksiyeteyi azaltabilirsiniz. Keyif aldığınız şeylere zaman ayırdığınızdan emin olun. Sağlıksız madde kullanımından kaçının. Alkol ve madde kullanımı ve hatta kafein veya nikotin kullanımı anksiyete yaratabilir veya kötüleştirebilir. Bu maddelerden herhangi birine bağımlıysanız, bırakmak sizi endişelendirebilir. Kendi başınıza bırakamıyorsanız, sağlık hizmeti sağlayıcınıza başvurun veya sizi desteklemek için bir tedavi programı veya destek grubu bulun. Sosyal Fobi Tanısı Nasıl Konur?

Sağlık profesyoneliniz, anksiyetenizi tetikleyebilecek başka koşulların olup olmadığını veya sosyal anksiyete bozukluğunun başka bir fiziksel veya zihinsel sağlık bozukluğuyla bir arada olup olmadığını belirlemek isteyecektir.

Sağlık profesyoneliniz, tanıyı aşağıdaki temellere dayanarak belirleyebilir:

Anksiyete semptomlarınızı tetikleyebilecek herhangi bir tıbbi durum veya ilaç olup olmadığını değerlendirmek için yapılan fiziksel muayene Semptomlarınızın ne sıklıkla ortaya çıktığı ve hangi durumlarda olduğu hakkında konuşma Sizi endişelendiren durumların bir listesini incelemek Sosyal anksiyete semptomları hakkında öz bildirim formları Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5)'te listelenen kriterler

DSM-5'e göre sosyal anksiyete bozukluğu kriterleri şunları içerir:

Negatif olarak yargılanabileceğinizi, utanç verici veya küçük düşürücü durumlar hakkında sürekli, yoğun korku veya endişe Anksiyete yaratan sosyal durumlardan kaçınma veya yoğun korku veya endişe ile bu durumları tolere etme Duruma orantısız şekilde fazla anksiyete Günlük yaşamınıza müdahale eden anksiyete veya sıkıntı Korku veya anksiyetenin tıbbi bir durum, ilaç veya madde kötüye kullanımıyla daha iyi açıklanamaması Sosyal Fobi Tedavileri Sosyal fobi nasıl tedavi edilir?

Tedavi, günlük yaşamınızdaki işlevselliğinize ne kadar etki ettiğine bağlıdır. Sosyal fobi bozukluğunun en yaygın tedavisi, psikoterapi (aynı zamanda psikolojik danışma veya konuşma terapisi olarak da adlandırılır) veya ilaçlar veya her ikisini içerebilir.

Psikoterapi

Psikoterapi, sosyal fobi bozukluğu olan çoğu insanın semptomlarını düzeltir. Terapide, kendiniz hakkındaki olumsuz düşünceleri tanımak ve değiştirmeyi öğrenir, ayrıca sosyal durumlarda kendinize güven kazanmanıza yardımcı olacak beceriler geliştirirsiniz.

Bilişsel davranış terapisi (BDT), anksiyete için en etkili psikoterapi türüdür ve bireysel veya gruplar halinde yürütüldüğünde eşit derecede etkili olabilir.

Maruz bırakma temelli BDT'de, en çok korktuğunuz durumlarla yüzleşmeye giderek çözümleme yaparsınız. Bu, başa çıkma becerilerinizi geliştirebilir ve anksiyete yaratan durumlarla başa çıkmak için güven kazanmanıza yardımcı olabilir. Ayrıca sosyal becerilerinizi pratik yapmak ve diğer insanlarla ilişki kurma konusunda rahatlık ve özgüven kazanmak için beceri eğitimi veya rol yapma da yapabilirsiniz. Sosyal durumlara maruz kalmayı pratiğe geçirmek, endişelerinizi sorgulamak için özellikle yardımcı olur.

İlaçlarda İlk Seçenekler

Farklı türde ilaçlar mevcut olsa da, seçici serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI'lar) sıkça kalıcı sosyal fobi semptomları için denenen ilk ilaç türüdür. Sağlık hizmeti sağlayıcınız, paroksetin (Paxil) veya sertralin (Zoloft) reçete edebilir.

Serotonin ve norepinefrin geri alım inhibitörü (SNRI) venlafaksin (Effexor XR) aynı zamanda sosyal fobi bozukluğu için bir seçenek olabilir.

Yan etki riskini azaltmak için sağlık hizmeti sağlayıcınız size düşük dozda ilaç başlatabilir ve reçetenizi yavaşça tam doza çıkartabilir. Semptomlarınızın fark edilir şekilde düzelmesi için tedavinin birkaç hafta ila birkaç ay sürmesi gerekebilir.

Diğer İlaçlar

Sağlık hizmeti sağlayıcınız, sosyal anksiyete semptomları için diğer ilaçlar da reçete edebilir:

Diğer antidepresanlar. Etkinliği en yüksek ve en az yan etkiye sahip olanı bulmak için çeşitli antidepresanları denemeniz gerekebilir. Anksiyete önleyici ilaçlar. Benzodiazepinler anksiyete seviyenizi azaltabilir. Genellikle hızlı bir şekilde etki göstermelerine rağmen, bağımlılık yapıcı ve yatıştırıcı olabilirler, bu nedenle genellikle sadece kısa süreli kullanım için reçete edilirler. Beta blokerler. Bu ilaçlar, epinefrinin (adrenalin) uyarıcı etkisini engelleyerek çalışırlar. Kalp hızını, kan basıncını, kalp atışını ve titreyen sesi ve uzuvları azaltabilirler. Bu nedenle, özellikle konuşma yapma gibi belirli bir durumda semptomları kontrol etmek için seyrek kullanıldığında en iyi sonucu verebilirler. Sosyal anksiyete bozukluğunun genel tedavisi için önerilmezler. Devam Edin

Tedavi hızla işe yaramazsa pes etmeyin. Birkaç hafta veya ay boyunca psikoterapi ile ilerlemeye devam edebilirsiniz. Anksiyeteyi yönetmeye yardımcı olacak yeni beceriler öğrenmek zaman alır. Ve durumunuza uygun doğru ilacı bulmak biraz deneme yanılma gerektirebilir.

Bazı insanlar için sosyal anksiyete bozukluğunun semptomları zamanla azalabilir ve ilaç kesilebilir. Diğerleri nüksü önlemek için yıllarca ilaç kullanabilir.

Tedavinin en üst düzeyde fayda sağlaması için tıbbi veya terapi randevularınıza devam edin, size anksiyete yaratan sosyal durumlarla yüzleşmeyi amaçlayan hedefler belirleyerek kendinizi zorlayın, ilaçları yönergeler doğrultusunda alın ve durumunuzdaki herhangi bir değişikliği sağlık hizmeti sağlayıcınızla konuşun.

Alternatif Tıp

Birçok bitkisel çözüm anksiyete tedavisi olarak incelenmiş olsa da, sonuçlar karışıktır. Herhangi bir bitkisel çözüm veya takviye almadan önce, güvenli olduklarından ve aldığınız herhangi bir ilaçla etkileşime girmeyeceklerinden emin olmak için sağlık ekibinizle konuşun.

Evde Uygulanabilecek Tedaviler

Sosyal anksiyete bozukluğu genellikle tıbbi bir uzmandan veya nitelikli bir psikoterapistten yardım gerektirse de, semptomları tetikleyebilecek durumlarla başa çıkmak için aşağıdaki tekniklerden bazılarını deneyebilirsiniz:

Stres azaltma becerileri öğrenin. Düzenli olarak fiziksel egzersiz yapın veya fiziksel olarak aktif olun. Yeterli uyku alın. Sağlıklı ve dengeli bir diyet tüketin. Alkol tüketiminden kaçının. Kahve tüketimini sınırlayın veya kaçının. Kendinizi rahat hissettiğiniz insanlara ulaşarak sosyal durumlara katılın. Küçük Adımlarla Pratik Yapın

Öncelikle, en fazla anksiyete yaratan durumları belirlemek için korkularınızı göz önünde bulundurun. Sonra bu aktiviteleri daha az anksiyete yaratacak şekilde yavaşça pratiğe dökün. Günlük veya haftalık hedefler belirleyerek küçük adımlarla başlayın. Ne kadar çok pratik yaparsanız, o kadar az anksiyete hissedeceksiniz.

Bu durumları pratiğe almayı düşünün:

Bir akraba, arkadaş veya tanıdıkla halka açık bir ortamda yemek yemek. Başkalarının göz teması kurmasına kasıtlı olarak karşılık vermek veya ilk merhaba"yı söylemek. Birine iltifat etmek. Bir mağaza görevlisine bir ürünü bulmada yardım istemek. Bir yabancıdan yol tarifi almak. Diğer insanlara ilgi göstermek - örneğin evleri, çocukları, torunları, hobileri veya seyahatleri hakkında sorular sormak. Bir arkadaşı arayarak plan yapmak. Sosyal Durumlar İçin Hazırlık Yapın

Başlangıçta, anksiyete hissettiğinizde sosyal olmak zor olabilir. Başlangıçta ne kadar zor veya acı verici olursa olsun, semptomlarını tetikleyen durumlardan kaçınmayın. Bu tür durumlarla düzenli olarak yüzleşerek başa çıkma becerilerinizi sürekli olarak geliştirir ve pekiştirirsiniz.

Sizi gergin hissettiren durumlarla başa çıkmaya başlamanıza yardımcı olabilecek stratejiler:

Konuşmaya hazırlanın, örneğin, konuşabileceğiniz ilginç hikayeleri belirlemek için güncel olaylar hakkında okuma yapın. Kendinizde beğendiğiniz kişisel özelliklere odaklanın. Rahatlama egzersizleri yapmayı pratiğe alın. Stres yönetimi teknikleri öğrenin. Gerçekçi sosyal hedefler belirleyin. Utandırıcı durumların aslında ne sıklıkta gerçekleştiğine dikkat edin. Korktuğunuz senaryoların genellikle gerçekleşmediğini fark edebilirsiniz. Utandırıcı durumlar gerçekleştiğinde, hislerinizin geçeceğini ve geçene kadar onları başa çıkarabileceğinizi hatırlayın. Etrafınızdaki çoğu insan ya fark etmez ya da düşündüğünüz kadar umursamaz ya da sizin tahmin ettiğinizden daha hoşgörülüdür.

Sinirlerinizi yatıştırmak için alkol kullanmaktan kaçının. Geçici olarak yardımcı oluyormuş gibi görünebilir, ancak uzun vadede daha fazla anksiyete hissetmenize neden olabilir.

Başa Çıkma ve Destek

Bu başa çıkma yöntemleri anksiyetenizi hafifletmeye yardımcı olabilir:

Düzenli olarak arkadaşlarınıza ve aile üyelerinize başvurun. Yerel veya saygın bir internet tabanlı destek grubuna katılın. Konuşma ve halka açık konuşma becerilerinizi geliştirme fırsatları sunan bir gruba katılın, örneğin Toastmasters International gibi. Anksiyete hissettiğinizde hobiler gibi keyifli veya rahatlatıcı aktiviteler yapın.

Zaman içinde bu başa çıkma yöntemleri semptomlarınızı kontrol etmenize ve nüksü önlemenize yardımcı olabilir. Kendinize hatırlatın ki anksiyete anlarını atlatabilirsiniz, anksiyetenizin kısa ömürlü olduğunu ve endişelendiğiniz negatif sonuçların genellikle gerçekleşmediğini unutmayın.

Sosyal Anksiyete Tesi

Sosyal fobinin seviyesini değerlendirmek için kullanılan ölçümlerdir. Bu amaçla en yaygın olarak kullanılan test, Liebowitz Sosyal Kaygı Ölçeği'dir. Bu test, sosyal fobinin kişinin yaşamında oynadığı rolü çeşitli durumlarda değerlendirir. Toplamda 24 sorudan oluşan bu test, bireyden bu soruları yanıtlamasını isteyerek kaygı seviyesini belirlemeye yardımcı olur.

Doktor Randevunuzu Hazırlama

Birinci basamak sağlık hizmeti sağlayıcınızı görebilirsiniz, veya sağlık hizmeti sağlayıcınız sizi bir ruh sağlığı uzmanına yönlendirebilir. Randevunuz için hazırlık yapmanıza yardımcı olacak bazı bilgiler aşağıda yer almaktadır.

Yapabileceğinizler

Randevunuzdan önce şunları içeren bir liste yapın:

Özellikle işlevinize önemli olan durumları, özellikle de kaçındığınız durumları listeleyin. Deneyimlediğiniz semptomlar ve ne kadar süredir deneyimlediğiniz hakkında bilgi verin, randevu nedeninizle ilgisi olmayan semptomları da içeren. Özellikle semptomlarınız ortaya çıkmadan hemen önceki yaşamınızda önemli olaylar veya değişiklikler de dahil olmak üzere kişisel bilgiler. Tanısı konulmuş diğer fiziksel veya zihinsel sağlık durumları da dahil olmak üzere tıbbi bilgiler. Kullandığınız ilaçlar, vitaminler, bitkiler veya diğer takviyeler ve bunların dozajları. Sağlık hizmeti sağlayıcınıza veya bir ruh sağlığı uzmanına sormak istediğiniz sorular.

Eğer mümkünse, anahtar bilgileri hatırlamanıza yardımcı olmak için güvendiğiniz bir aile üyesi veya arkadaşınızın da randevunuza gitmesini isteyebilirsiniz.

Sağlık hizmeti sağlayıcınıza sorabileceğiniz bazı sorular şunlar olabilir:

Semptomlarımı neyin tetiklediğine inanıyorsunuz? Başka olası nedenler var mı? Teşhisi nasıl belirleyeceksiniz? Bir ruh sağlığı uzmanını görmeli miyim? Durumum muhtemelen geçici mi yoksa kronik mi? Bu durum için etkili tedaviler mevcut mu? Tedavi ile şu anda beni çok anksiyete hissettiren durumlar karşısında sonunda rahat olabilir miyim? Diğer zihinsel sağlık sorunlarına karşı artan bir riskim var mı?

Randevunuz sırasında başka sorular sormaktan çekinmeyin.

Doktorunuzdan Ne Bekleyebilirsiniz

Sağlık hizmeti sağlayıcınız veya bir ruh sağlığı uzmanı muhtemelen size bir dizi soru soracaktır. Odaklanmak istediğiniz noktaları ele almak için soruları yanıtlamaya hazır olun. Sağlık hizmeti sağlayıcınızın sorması muhtemel sorular şunlar olabilir:

Utanç hissi sizi belirli aktiviteleri yapmaktan veya insanlarla konuşmaktan kaçınmaya mı yönlendiriyor? Kendinizin dikkat odağı olduğu aktiviteleri mi kaçınıyorsunuz? Utanç içinde olmak veya aptal görünmek en büyük korkularınız arasında mı? Bu semptomları ilk ne zaman fark ettiniz? Semptomlarınız en sık ne zaman ortaya çıkıyor? Semptomlarınızı daha iyi veya daha kötü hissettiren herhangi bir şey var mı? Semptomlarınız iş ve kişisel ilişkiler dahil olmak üzere hayatınızı nasıl etkiliyor? Diğer insanlar tarafından gözlemlenmiyorken semptomlarınız oluyor mu? Yakın akrabalarınızdan herhangi birinin benzer semptomları oldu mu? Herhangi bir tıbbi durumunuz teşhis edildi mi? Daha önce zihinsel sağlık semptomları veya zihinsel hastalık için tedavi gördünüz mü? Eğer evetse, hangi tür terapinin en faydalı olduğunu düşünüyorsunuz? Kendinize veya başkalarına zarar verme düşüncesi hiç aklınıza geldi mi? Alkol içiyor veya rekreasyonel ilaç kullanıyor musunuz? Öyleyse, ne sıklıkla? Doktorify'dan Bir Not

Yapılan araştırmalara göre, sosyal ortamlarda kaygı bozukluğunun en yaygın türlerinden biri olan sosyal fobi, bireylerin günlük yaşamlarını etkileyen ciddi bir psikolojik rahatsızlıktır. Sosyal fobisi olan kişiler, sosyal etkileşimlerde ve topluluk önünde olma durumlarında aşırı kaygı, endişe ve rahatsızlık duyarlar. Bu durum, genellikle olumsuz değerlendirme veya mahcup olma korkusuyla ilişkilendirilir. Sosyal fobi, kişilerin sosyal etkileşimlerden kaçınmalarına yol açabilir, iş ve sosyal ilişkiler gibi önemli alanlarda zorluklar yaratabilir. Ancak, davranışçı terapi gibi etkili tedavi yöntemleri, bu durumun üstesinden gelmelerine yardımcı olabilir.

Davranışçı terapi, sosyal fobisi olan kişilere yoğun bir şekilde sosyal durumlarla başa çıkma becerileri kazandırmak için kullanılan bir yaklaşımdır. Bu terapi, kişinin kendini olumsuz düşüncelerden arındırması, rahatlatma tekniklerini öğrenmesi ve korkulan durumlarla yavaşça maruz kalması gibi stratejileri içerir. Böylece, bireyler kaygılarını daha etkili bir şekilde yönetmeyi öğrenirler, sosyal etkileşimlerini daha rahat ve güvenli bir şekilde deneyimlemeye başlarlar. Sosyal fobinin tedavisinde bu tür yöntemlerin kullanılması, kişilerin kendilerine olan güvenlerini artırabilir, sosyal ilişkilerini geliştirmelerine ve daha tatmin edici bir yaşam sürmelerine yardımcı olabilir.

Okuyucu Paylaşımı

Bu bölüm, konuyla ilgili gerçek yaşam deneyimlerine dair hikayelere ayrılmıştır. Eğer sizin de bu konuda paylaşmak istediğiniz bir hikayeniz varsa, lütfen bizimle iletişime geçerek hikayenizi paylaşın. Bu, içeriğimize zenginlik katar ve daha fazla insanın hikayenizi okumasına olanak tanır.

"Sosyal fobi, yaşamımızı derinden etkileyen bir durum olabilir. Bu sağlık sorununu daha yakından incelemek ve sizlere kendi deneyimlerimden bahsetmek istiyorum. Sosyal fobi, sosyal etkileşimlerin ve toplumsal aktivitelerin korkusu olarak tanımlanabilir.

Sosyal fobiye olan deneyimim, gençlik yıllarımda başladı. İlk başta, kalabalık yerlerde ve topluluk önünde konuşmam gerektiğinde hafif bir endişe hissi olarak başladı. Ancak zamanla, bu endişe giderek daha büyük bir soruna dönüştü.

Bu süreç boyunca yaşadığım duygusal ve fiziksel etkiler büyük oldu. Sosyal fobi, sosyal etkileşimlerden kaçınmama neden oldu ve bu da izolasyon hissi yarattı. Herhangi bir toplumsal etkinliğe katılmak veya yeni insanlarla tanışmak neredeyse imkansız hale geldi.

Sosyal fobi teşhisi konulduğunda, karışık duygular içinde bulundum. Bir yandan rahatlamıştım çünkü bu durumun bir ismi vardı, ancak bir yandan da bu zorlu yolculuğun başladığını bilmek endişemi artırdı.

Sosyal fobiyle başa çıkmak için bir dizi tedavi ve terapi yöntemi denedim. Kognitif davranış terapisi (KDT) benim için en etkili tedavi seçeneği oldu. Ayrıca, destek sistemim - ailem ve yakın arkadaşlarım - bu süreçte büyük bir rol oynadı. Onların desteği olmadan bu zorluğun üstesinden gelmek daha da zor olurdu.

Bu süreçte, sosyal fobi hakkında daha fazla bilgi edinmemi sağlayan kaynaklar buldum. Kitaplar, internet siteleri ve sosyal destek grupları, benim gibi bu sorunla başa çıkmaya çalışanlar için çok faydalı olabilir.

Sosyal fobiyle mücadelede edindiğim en büyük ders, korkularımızın üstesinden gelebilmek için cesaret ve destek gerektiğidir. Bu deneyim, korkularımızı anlama ve kabul etme yolculuğumda beni büyüttü. Unutmayın, destek sistemimiz ve doğru tedaviyle, sosyal fobi aşılabilecek bir engeldir.

Sosyal fobi, birçok insanın yaşadığı bir zorluktur ve kişisel deneyimimle bu konuda daha fazla bilgi paylaşmak istedim. Kendi deneyimim, bu zorluğun üstesinden gelebilmek için cesaretin ve doğru destek sisteminin ne kadar önemli olduğunu gösterdi. Sosyal fobi ile mücadele etmek kolay olmayabilir, ancak mümkündür ve insanlar bu konuda yardımcı olabilir. Unutmayın, siz yeterince güçlüsünüz!" – Ali Sabouri

Sıkça Sorulan Sorular Sosyal anksiyete, genel anksiyete bozukluğuyla aynı mıdır?

Hayır, sosyal anksiyete, genel anksiyete bozukluğundan farklı ve daha özgül bir tür anksiyete bozukluğudur. Genel anksiyete bozukluğu, hayatın çeşitli yönleriyle ilgili aşırı endişe ve kaygı içerir.

Sosyal anksiyete tamamen iyileştirilebilir mi?

Sosyal anksiyete tamamen "iyileştirilemese" de, terapi, ilaç ve başa çıkma stratejileri ile etkili bir şekilde yönetilebilir. Birçok birey semptomlarında önemli düzelme gözlemleyebilir.

Sosyal anksiyete hakkında daha fazla bilgi edinmek için çevrimiçi kaynaklar var mı?

Evet, sosyal anksiyete ile başa çıkmak isteyen bireyler için birçok güvenilir web sitesi, makale ve forum bulunmaktadır.

Çocuklar sosyal anksiyete geliştirebilir mi?

Evet, zorlayıcı sosyal deneyimler veya kaygı eğilimleri nedeniyle çocuklarda sosyal anksiyete gelişebilir. Erken müdahale ve destek, çocukların kaygılarını yönetmelerine yardımcı olmada önemlidir.

Sosyal anksiyete yaşayan birini nasıl destekleyebilirim?

Destekleyici arkadaşlar ve aile üyeleri, bireylerin profesyonel yardım aramasını teşvik edebilir, anlayışlı ve sabırlı olabilir, açık iletişim için güvenli bir ortam oluşturabilir.

Video / Podcast

Sağlıkla ilgili herhangi bir sorunuz var mı? Sağlıkla ilgili sorularınızı 7/24 hizmet veren yapay zeka destekli sağlık asistanına sorabilir veya topluluk forumunda paylaşabilirsiniz.

Bu sayfa faydalı oldu mu? Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi): http://dsm.psychiatryonline.org Gabbard GO, ed. Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi): http://psychiatryonline.org/doi/book Anksiyete Klinik Yönetiminde Doğal İlaçlar: https://naturalmedicines.therapeuticresearch.com Valerian. Doğal İlaçlar. https://naturalmedicines.therapeuticresearch.com Sosyal Anksiyete (Sosyal Fobi): https://www.nhs.uk/mental-health/conditions/social-anxiety/ Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Sadece Utangaçlık Değil: https://www.nimh.nih.gov/health Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi): https://my.clevelandclinic.org Sosyal Anksiyete Bozukluğu: https://adaa.org/understanding-anxiety/social-anxiety-disorder "
Türkiye Hastanesi Özel Türkiye Gazetesi Hastanesi

Türkiye Hastanesi Özel Türkiye Gazetesi Hastanesi

Anksiyete Nedir?

Anksiyete diğer bir deyişle ‘kaygı, endişe, bunaltı’ oldukça sık hissettiğimiz bir duygudur. Kişinin korku verici veya tehdit edici bir duruma karşı vermiş olduğu ruhsal ve bedensel tepkilerdir. Normal ve genellikle sağlıklı bir duygudur. Belli düzeyde yaşanan kaygı bizi potansiyel tehlikelere, olumsuz ihtimallere karşı uyarıp stres tepkimizi düzenleyerek, o duruma karşı uyum sürecimizi destekler. Bununla birlikte, bir kişi sürekli olarak orantısız düzeyde anksiyete hissettiğinde, günlük işlevselliği etkilendiğinde, tıbbi bir bozukluk haline gelebilir.

Sürekli yaşanan kaygı hissi sonucunda duygusal, davranışsal ve fiziksel belirtiler görülür. Sıklıkla gergin, huzursuz, panik halinde, korkulu, keyifsiz hissetme buna bağlı yerinde duramama, acele etme ya da kaçınma davranışları görülür. En sık görülen fiziksel tepkiler, çarpıntı, terleme, titreme, nefes alamama, kas gerginliği, ağız kuruluğu ve uyku sorunlarıdır. Bu süreçte daha gergin ilişkiler görülür özellikle yakın çevreyle çatışmalar sık yaşanır ve sosyal ilişkiler bozulabilir. Bu süreçte bazen kaygının çok yoğun yaşandığı ‘panik atak’ hali görülebilir. Bu bazen bir sebebe bağlı olmadan aniden başlayıp kısa süre içinde artan yoğun endişe, korku hali ve çarpıntı, terleme, nefes darlığı, bayılacak, ölecek gibi hissetme halidir. Kaygıya bağlı bir çok psikiyatrik hastalık görülmektedir. Bunlar yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, agorofobi, özgül fobilerilerdir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Kişinin hayatında belirgin bir neden yokken, yaşadığı her durumun olumsuz yanlarını düşünmesi ve başına kötü bir şey geleceğini düşünerek sürekli endişeli hissetmesi halidir. Bu kaygılar normalin üstündedir ve kişi bunu bilse de engel olamaz. Genelde yaşanan kaygılar sağlık, aile-ilişki sorunları, maddi sorunlar gibi günlük hayat sorunlarıdır. Kişi günlük zihinsel süreçlerinin çoğunu kaygılı düşüncelerle geçirdiği için işlevselliği bozulur. Yorgunluk, dikkat sorunları, uykusuzluk, kas ağrıları, mide-bağırsak problemleri sıklıkla eşlik eder. Her yaşta ve cinsiyette sık görülen bir bozukluktur.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu

Bu durumda herhangi bir sosyal ortamda yoğun endişe ya da korku hali vardır. Başkasının bizi değerlendireceği durumlarda bir hata yapacağı, eleştirileceği, alay edileceği ya da küçük düşeceği yönünde düşünceleri yoğundur. Özellikle yeni bir ortama girerken, yeni birisiyle tanışırken, bir topluluk önünde konuşurken, önemli toplantılara katılırken yaşanır. O anlarda çarpıntı, terleme, titreme, kızarma , ağız kuruluğu gibi yakınmalar eşlik edebilir. Kişi bu süreçte aslında katılmak isterken yoğun kaygıları nedeniyle birçok sosyal ortamdan kaçınır ve günlük hayatı etkilenir.

Anksiyete Bozukluklarının Tanısı nasıl konulur

Kaygı bozukluklarında birçok fiziksel belirti görüldüğü için tanı sürecinde öncelikle ayrıntılı fiziksel muayene gerekirse tiroit fonksiyon testleri ve kardiolojik değerlendirmeler gibi ayrıntılı incelemeler yapılması önemlidir. Ayrıntılı psikiyatrik değerlendirmede hangi kaygı bozukluğu olduğu, durumun şiddeti, ortaya çıkış biçimi ve tetikleyiciler gibi özellikler saptanır. Panik atak ve agorofobi gibi yakınmaların olması tedaviyi etkilemektedir.

Tedavide Neler Yapılır?

Anksiyete bozuklukları günümüzde etkin tedavisi yapılabilen psikiyatrik hastalıklardandır. Günümüzde bu bozukluklar için etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış iki tedavi yöntemi vardır. Bunlar, ilaç tedavisi ve psikoterapidir.

Anksiyete bozukluklarının tedavisinde birçok farklı ilaç grubu kullanılmaktadır. Bu ilaçlar hastalık nedeniyle bozulan beyin sinir hücrelerindeki döngüyü tekrar düzenlemektedir. Kişinin semptomlarına göre uygun ilaçlar seçilir ve uygun sürede kullanılmalıdır. Farklı ilaç türleri farklı sürelerde kullanılır. Antidepresan grubundaki ilaçlar uzun sürekli kullanılırken, anksiyolitik ilaçlar semptomlara göre kısa süreli eklenir. Ortalama tedavi süresi 1 yıldır ancak genelde semptomları gerileyen hastalar kendi kendilerine ilaçları bırakmakta ve kişilerde çekilme belirtileri ve sık hastalık tekrarları görülmektedir. Bu yüzden tüm tedavi sürecinde hastaların düzenli psikiyatrik takiplerinin yapılması, tedavinin uygun zamanda sonlandırılması önemlidir.

Birçok farklı terapi ekolü bu hastalıklar için kullanılabilmektedir ancak en etkin görüleni ‘Bilişsel Davranışçı Terapi’dir. Bu terapide temel olarak kişi düşüncelerinin duygularını ve davranışlarını nasıl etkilediğini anlar ve bu süreç kişinin kaygıyla ve ataklarla ilgili yanlış bilgi ve inanışlarının düzenlenmesinde, başa çıkma yollarının güçlendirilmesinde ve kaçınma belirtilerinin düzeltilmesinde etkin rol oynar. Panik bozukluk, fobiler, yaygın anksiyete bozukluğu ve sosyal anksiyete bozukluğunda oldukça etkindir.

EMDR olarak bilinen göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme terapisi özellikle travma ile ilişkili bozukluklarda etkindir. Kişinin travmatik anılarını farklı bir şekilde ele almasına ve yoğun duygusal yanıtın azalmasını sağlar. Yapılan çalışmalarda en etkin bulunan tedavi yöntemi, ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapinin birlikte uygulanması olduğu saptanmıştır.

Ayrıca kaygıyla ve gündelik hayatta yaşadığımız stresörlerle baş etmek için kişinin kendisinin de yapacağı bazı uygulamalar vardır. Bunlar, stresi azaltmak için yürüyüş, spor gibi düzenli fiziksel egzersizler, meditasyon, nefes-gevşeme egzersizlerini öğrenip uygulamak, atakları arttırabileceği için şekerli yiyecek, kafein ve sigaradan kaçınmaktır. Zaman ve duygu yönetimi tekniklerini öğrenmek, uygulamak, yaşadığı sorunları yakın çevresi ile paylaşmak, gerekirse destek almak, olabildiğince sosyalleşme ve günlük rutin aktivitelerine devam etmesi stresle başa çıkmasında yardımcı olmaktadır. Herhangi bir doktor önermediği sürece kaygıyı azaltmak için kalp, çarpıntı ilaçları, sakinleştirici ilaç ya da vitamin kullanılmamalıdır.

"
Kaygı Bozukluğu nedir? Kaygı belirtileri nelerdir? | Merkez Sağlık Grubu

Kaygı Bozukluğu nedir? Kaygı belirtileri nelerdir? | Merkez Sağlık Grubu

Kaygı Bozukluğu nedir? Kaygı belirtileri nelerdir?

Anksiyete günlük dilimizdeki adı ile kaygı yaşamın normal bir parçasıdır. Herkes günlük yaşamında değişik konularla ya da durumlar ile ilgili kaygı duyabilir ve bir ölçüde bizim günlük sorunlarımızla baş edebilmemiz için hazırlıklı olmamızı, bir tehlike durumunda da hızlı karar verip durum ile başetmemizi sağlar. Normalde günlük hayat içindeki bu tip kaygılar hafiftir ve baş edilebilir düzeydedir.

Anksiyete (kaygı) bozukluğu ise kaygı duygusunun bir tehlike yokken kendini göstermesi, uzun süre devam etmesi ve çok güçlü hissedilmesidir, kişi tarafından kontrol edilemeyen ve kendiliğinden geçmeyen bu durum kişiyi fazlasıyla rahatsız edebilmekte ve günlük hayatına devam etmesini zorlaştırabilmektedir. Kaygı bozukluğu yaşayan kişinin, sosyal yaşamında başka kişilerle olan ilişkileri de olumsuz etkilenebilmektedir.

Kaygı (anksiyete) belirtileri nelerdir? Panik, korku, telaş huzursuzluk duyguları Sakin kalamamak Uyku problemi Ellerde ve ayaklarda uyuşma, karıncalanma, terleme Nefes darlığı Ağız kuruması Kalp çarpıntısı Mide bulantısı Baş dönmesini Gerginlik ve kas ağrıları gibi bedensel belirtiler Bellek ve konsantrasyon güçlükleri olabilir

Anksiyete belirtilerinin zihinsel bir sağlık problemi olduğu durumları şu şekilde sıralayabiliriz:

Kaygı halleri çok güçlü hissediliyorsa ya da uzun sürüyorsa Duyulan korku veya endişe, ilgili durumla orantılı değilse Endişe hissetmeye neden olabilecek durumlardan kaçınma varsa Endişeler kontrol edilmesi zor durumlara neden oluyorsa Panik atak tarzında anksiyete belirtileri düzenli olarak ortaya çıkıyorsa Günlük hayata dâhil olmak ya da zevk alınan şeyleri yapmak zor geliyorsa, bu durum zihinsel bir rahatsızlık boyutundadır.

Kaygı bozukluğu olan kişiler çoğu zaman endişeyi yoğun bir şekilde hissettiklerinin farkındadır. Ancak kendilerini kontrol edemez ve sakinleşemez. Durum bu seviyeye ulaştığında kişilerin sağlıklı bir hayat sürebilmesi için tedavi olması gerekmektedir.

Kaygı (anksiyete) hangi hastalıkları kapsar?

Kaygı bozuklukları üzerine yapılan bilimsel araştırmalarda bu hastalık grubunun yaşam boyunca %15-30 oranında görülebildiği bildirilmiştir .

Kaygı duygusunun önplanda olduğu bu bozukluklar geniş bir hastalık grubunu kapsar. Bu hastalıklar şunlardır:

1)Yaygın anksiyete bozukluğu: Süregen, aşırı ve durumla uygun olmayan bir endişe hali temel belirtidir.

2) Panik bozukluk: Aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, ölüm korkusunun da eşlik edebildiği , çarpıntı, nefes darlığı ve terleme gibi fiziksel belirtiler ve yoğun sıkıntı ya da korku nöbetleri temel belirtilerdir.

3) Sosyal fobi: Toplulukta konuşma, sosyal ortamlarda kendini ifade edebilme gibi konularda çekingenlik temel belirtilerdir.

4) Özgül fobiler: Bazı durumlar, canlılar veya nesnelerden (uçak korkusu,yükseklik korkusu,hayvan korkusu vb) duyulan mantıksız/aşırı korku temel belirtidir.

5) Travma sonrası stres bozukluğu: Kişiyi aşırı korkutan, dehşet içinde bırakan, çaresizlik yaratan, genellikle olağandışı ve beklenmedik yaşam olaylarının (doğal afet, savaş, fiziksel ya da cinsel saldırı, işkence vb.) yol açtığı psikolojik etkilerdir.

6) Obsesif kompulsif bozukluk (Saplantı zorlantı bozukluğu): Takıntılı düşünce, fikir ve dürtüler (kirlenme, emin olamama vb) ile bunları yatıştırmak için yapılan yineleyici davranışlar (aşırı temizlik yapma, simetri, sayı sayma vb) ve zihinsel eylemler temel belirtilerdir.

Kaygı (anksiyete) tanısı nasıl konulur?

Polikiniğimize daha öncesinde tanı almış hastaların yanı sıra kendisinde bu hastalıklara benzer belirtiler olduğunu düşünen hastalarımız da başvurabilirler.

Anksiyete bozukluğu tanısı alanında uzman psikiyatri hekimi tarafından yapılan psikiyatrik değerlendirme ve muayene sonrasında konulmaktadır.

Anksiyete belirtilerinin fiziksel hastalıklar yüzünden oluşup oluşmadığını anlamak için çeşitli tetkik ve incelemelerin yapılması gerekebilir.

Kaygı (anksiyete) tedavisi nasıldır?

Anksiyete bozuklukları tedavi edilebilir hastalıklardır, hastaların çoğunluğu tedaviden yarar görür. Psikoterapi ya da ilaç tedavilerinden oluşan yöntemlerden birinin ya da birlikte uygulanmasının etkin olduğu gösterilmiştir. Hangi tür tedavinin size uygun olabileceğine doktorunuzla birlikte karar vermek gerekir. Bir kişi için uygun olan bir tedavi, diğeri için uygun olmayabilir.

Psikiyatri Kaygı Bozukluğu nedir? Kaygı belirtileri nelerdir? Cinsel İşlev Bozuklukları ve Tedavisi "
Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu

Hepimiz zaman zaman kaygı yaşar ve neden kaygı yaşadığımızı biliriz. kaygıya neden olan şeyi tanımlayabiliriz. Kaygıya sebep olan konu hallolduğunda rahatlarız. Kaygı yerini rahatlamaya bırakır.

Örneğin bir kalabalık önünde sunum yapmamız gerektiğinde, bir çok kişi heyecan yaşar. Biraz kaygılanabilir. Bu kaygı dikkat ve konsantrasyonun artması için gerekli bir süreçtir. Sunum biter ve kişi eski rahatlık durumuna geri döner.

Ancak bazı kişiler sunumdan aylar önce kaygılanmaya başlar. Sunumu yapmamak için bin bir bahane bulur. Fiziksel olarak hastalanacak düzeyde gerilim yaşar. Bu Anksiyete Bozukluğudur.

Anksiyete Bozukluklarında, nedeni belirsiz kaygı hali veya endişe, fiziksel belirtilerlile birlikte, kişinin toplumsal, kişisel ve mesleki işlevselliğini bozar.

Kişi normal bir sorun yaşadığında, sorun çözüldükten sonra rahatlar. Anksiyete Bozukluklarından birine sahip kişi, kolay kolay rahatlayamaz. Kaygısı daha yoğundur. Sorun bitse de stres yaşamaya devam eder. O yoğun uyarılmışlık duygusuna bir daha maruz kalmamak için önlemler almaya başlar. (kaçınma davranışı)

Anksiyete Bozuklukları, birçok psikolojik sıkıntıyı içeren genel bir kategorinin ismidir.

DSM- IV tanı ölçütlerine göre bozukluk bir maddenin (madde kötüye kullanımı, ilaç ) gibi, genel tıbbi durumun (hipertiroidi gibi) doğrudan etkisine bağlı değildir.

Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları Çatısı Altında aşağıdaki hastalıklar mevcuttur:

Panik Bozukluğu Agorafobi Özgül Fobiler Sosyal Fobi Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Bozukluğu) Travma Sonrası Stres Bozukluğu Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Panik Bozukluk, sosyal ve iş yaşantısındaki işlevsellikte ciddi hasara sebep olur. Sık seyirli bir hastalıktır. Nefes alma güçlüğü, çarpıntı, baş dönmesi gibi fiziksel belirtiler mevcuttur. Yineler ve belirsiz zamanlarda ortaya çıkabilir. Panik Atak en fazla 10 dakika sürer ve bu süre içinde kişiye çok şiddetle korku yaşatır. Genellikle kadınlarda erkeklerden fazla görülür.

Agorafobi, kişi bir daha ki panik atak ne zaman geleceğini bilemediği için, müdahale edemeyeceği, atağın gelme olasılığı yüksek ortamlara girmekten kaçınır. Bunlar genellikle açık, insanların yoğun bulunduğu, alanlardır. Bu tür alanlara girmekten kaçındığı için artık Agorafobi gelişmiştir.

Özgül Fobiler,Nesnelerden duyulan aşırı ve mantıksız korkudur. En yaygın fobi türüdür. Hayvan korkusu, yükseklik korkusu, kan korkusu, fırtına ve gürültü korkusu, uçak korkusu, yalnızlık korkusu, kapalı ve basık yerlerde duyulan korku(klastrofobi), yutma korkusu gibi… kadınlarda iki buçuk kat daha fazla görülür.

Sosyal Fobi, bireyin sosyal ortamlarda veya kalabalık önünde performans göstermesi gereken durumlarda, diğerleri tarafından beğenilmeyeceği yada dalga geçileceğine ilişkin korkudur.

Obsesif Kompulsif Bozukluk (Takıntı Bozukluğu), kişinin kaygısını azaltmak için yaptığı tekrar eden düşünce ve davranışlardır. Obsesyon ve kompulsiyonlar oldukça zorlayıcıdır. Yapmadığı takdirde büyük sıkıntı yaşar. Birey yaptıklarının saçma olduğunu bilir ancak yapamadan edemez. Çünkü anksiyete çok yoğundur. Örneğin işleri ters gitmesin diye tahtaya üç kere vurma, ona kadar sayıp sekizin uğursuzluk getirdiğine inanıp, onu atlama…

Travma sonrası stres bozukluğu, travmatik bir olayın ardından (deprem, savaş sırasında çatışmada kalma, cinsel taciz gibi olaylar) özgün bir takım belirtilerin gelişmesiyle seyreden bir hastalıktır. Gösterilen belirtiler çaresizlik, dehşete düşme, aşırı korkudur. Korku veren uyaran ortaya çıktığında zihin-beden kilitlenir. Yaşanan duygu yoğun kaygıdır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu, anksiyete yaygın halde her durumda düşünsel, fiziksel, zihinsel belirtilerle birlikte ortaya çıkıyorsa bu ismi alır.

Her ne kadar tüm kaygı bozuklukları tek çatı altında buluşuyor olsa da tedavileri farklılaşır. Bu yüzden doğru tanıyı koymak önemlidir. Bazen altta yatan başka bir ruhsal hastalık da olabilir. Örneğin ileri düzeyde Panik Bozukluk yaşayan hastada aynı zamanda ileri düzeyde Depresyon da mevcut olabilir. Bu durumda birinci tanı Depresyon olabilir.

Ayrıntılı görüşme ve uygulanacak testler ile konan tanı doğru tedaviyi getirir.

Bazen de önemli bir konu, ne tür bir kaygı bozukluğu olduğunun doğru anlaşılmasıdır. Örneğin Panik Bozukluğunun tedavisi, Yaygın Anksiyete Bozukluğundan farklıdır.

Hastalık kişisel, toplumsal, mesleki, işlevselliği önemli düzeyde bozuyorsa psikiyatri uzmanı tarafından başlanacak ilaç tedavisi, tedavinin başarısını arttıracaktır.

Ancak tedavide psikoterapi mutlaka destekleyici olmalıdır. Kişinin kaçınma davranışları tespit edilmeli, buna yönelik yöntemlerle kaçınmalar ortadan kaldırılmalıdır. Bu sayede ilaç tedavisi kesildiğinde hastalığın tekrar etmesi engellenmiş olur.

Terapi sırasında kullanılan terapiler Bilişsel- Davranışçı Terapiler, EMDR(Göz Hareketleriyle Duyarsızlaştırma ve Yeniden Yapılandırma), Gevşeme Egzersizleri, Nefes Kontrolü Teknikleri olabilir gibi yöntemlerdir. Bu danışanın durumuna göre terapist tarafından karar verilir.

Tanı konulduktan sonra kişiye ve aileye hastalık ile ilgili psikoeğitim mutlaka verilmelidir.

Kaygı bozuklukları kişinin kendi kendine iyileştireceği türden hastalıklar değildir. Ertelendiğinde, kaygı uyandıran ortamlara girilmediğinde, hastalık büyür, hatta ek olarak başka ruhsal sıkıntılar da eklenebilir.

Bu ve buna benzer ruhsal zorluklar yaşadığınızda, en kısa sürede, çevrenizdeki klinik psikolog veya psikiyatri uzmanı gibi ruh sağlığı uzmanlarına başvurunuz.

Aile Nasıl Davranmalı?

Aile, kişinin yaşadığı sıkıntıları dikkate alarak, onun yanında olmalıdır. “Senin birşeyin yok, sen bununla baş edebilirsin” demek,danışanın anlaşılmasını sağlamıyor. Sıkıntılara yeni bir sıkıntı daha eklenir. Ailem bana inanmıyor. Daha kızgınlaşır ve çaresizleşir. Bu durum içe kapanmasına ve hastalığa ek başka hastalıklar geliştirmesine de sebep olabilir.

Aile bu hastalıkların erken tanı konduğunda tedavisi daha kolay olacağını bilmeli ve hastanın yanında yer almalıdır.

Hastalıkla ilgili psikoeğitimi aynı zamanda almalıdır.

Depresyon Sınav Kaygısı Nedir? Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Çocukluk Korkuları ve Kaygı Bozukluğu
Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Tedavisi - Özel Moodist Hastanesi

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Tedavisi - Özel Moodist Hastanesi

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Özel Moodist Hastanesinde Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Özel Moodist Hastanesi, ruh ve beyin sağlığıyla ilintili hastalıklarda, bilim ve teknolojinin gerektirdiği koşulları sağlayan en gelişmiş tedavi imkanlarıyla ve uzman psikiyatrist, psikolog kadrosuyla, kişinin öznel psikolojik ihtiyaçlarına uygun bir tedavi planlaması yapar. Bu tedavi planı içerisinde ilaç tedavisi ve psikoterapi yöntemleri ile birlikte uygun görüldüğünde diğer tedavi yöntemlerine de başvurulabilir. Anksiyete yani Kaygı Bozukluğu tedavi edilebilir bir sağlık sorunudur. Tedaviye erken başlanması ve düzenli aralıklarla takibinin sağlanması tedaviden alınan verimi artırır.

Moodist’te kullanılan anksiyete bozukluğu tedavi yöntemleri ve destekleyici yaklaşımlar şunları kapsar:

İlaç Tedavisi Psikometrik Testler Psikoterapiler (BDT, EMDR, Psikodinamik Psikoterapi, Mindfulness temelli terapiler, Hipnoterapi, Psikodrama, Şema Terapi, Aile Terapisi, Grup Terapisi) Ergoterapi (Müzik, Resim, Ebru, Seramik, El Sanatları, Beden ve Hareket Terapisi, Spor, Mutfak Atölyesi) Psikoeğitim Somatik Tedaviler (EKT, TMS) Rehabilitasyon Programları Yataklı Tedavi Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Anksiyete bozukluğunun tedavi edilmemesi halinde, yaşanılan sorunlar gittikçe şiddetlenebilir, şikayetleri tetikleyen olay, mekân ve kişilerden kaçınmaya başlanılabilir, depresyon gelişme riski girme riski artar ve yaşanılan sorunları gidermek amacıyla alkol veya madde kullanımı ortaya çıkabilir. Tüm bunların yanı sıra, iş, okul, kişilerarası ilişkilerinde bozulmalar meydana gelebilir. Dolayısıyla anksiyete bozukluğunun tedavi edilmesinde yarar vardır.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu ile Başa Çıkmak İçin Ne Yapılabilir?

Kişinin süregiden yaşam tarzında birtakım değişiklikler yapması gerekir. Bu değişimler kişinin anksiyete bozukluğunun tedavisinde olumlu gelişmeler yaşamasına neden olacaktır. Anksiyete belirtilerinin azaltılmasına yönelik ne gibi değişiklikler önerilir?

Düzenli uyku, sabah erken kalkıp gece erken yatmak Kaygılı durumlarda faydalanmak üzere nefes egzersizleri yapmak Düzenli ve sağlıklı beslenmek Spor yapmak Alkol ve kahve tüketimini sınırlandırmak Tütün tüketimini sonlandırmak Bu tür değişiklikler anksiyete belirtilerinin azaltmaya yardımcı olacaktır. Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu olan Yakınıma Nasıl Yardımcı Olabilirim?

Öncelikle anksiyete bozukluğu olan bir yakınınız var ise, bu kişiye oldukça empatik ve sabırlı yaklaşmaya çalışın. Durumun ne olduğunu anlamaya çalışın. Anksiyete belirtilerine karşılıksız destek vermeye çalışın. Anksiyete belirtileri olan kişiyi asla yargılamayın. Anksiyete bozukluğu olan kişiyi bir uzmandan, anksiyete bozukluğu tedavisi almaya yönelik profesyonel destek alması için teşvik edin.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir?

Kaygı bozukluğu olarak da bilinen anksiyete bozukluğu psikolojik bir rahatsızlıktır. Gündelik hayatımızda zaman zaman anksiyete yaşamak olağandır. Hayat koşuşturmasının içinde birtakım zorluklar baş gösterebilir ve bu gibi durumlar kişide kaygıya sebep olabilir. Gündelik hayatımız içerisinde kaygı yaşamak normal sayılan bir durum olsa da kaygı seviyesinin düzeyi anksiyete bozukluğu teşhisi konulabilmesi için önemlidir.

Kaygı seviyesi aşırı düzeyde ise kişide tıbbi bir rahatsızlık olduğu söylenebilir. Bu hissi sık ve yoğun olarak yaşamak kişinin günlük işlevini olumsuz yönde etkileyebilir. Pek çok insan kendisi veya çevresindeki sevdikleri için endişelenebilir. Şu gibi düşünceler belirebilir, “Acaba patronum bana kızacak mı?”, “Çocuğum gideceği yere vardı mı?”, “İşleri vaktinde bitirebilecek miyim?”. Bu gibi durumlar gerçekleşme ihtimali olan durumlardır elbette. Fakat kişi gününün çoğunu bu düşüncelerle uğraşarak geçiriyorsa ve bu riskleri zihninde çok abartmaya başladıysa kaygı seviyesi ciddi oranda artar.

Eğer bu durum günlük işlevi ciddi anlamda etkiliyorsa, ruhsal sağlığı bozuyorsa, kişilerarası ilişkileri bozuyorsa veya işteki verimi düşürüyorsa anksiyete bozukluğu meydana gelmiştir diyebiliriz. Anksiyete bozukluğu başlığı altında Yaygın anksiyete bozukluğu, Panik bozukluk, Sosyal anksiyete bozukluğu, Travma sonrası stres bozukluğu gibi hastalıklar bulunmaktadır. Anksiyete bozukluklarının genel nüfusun %5 ila %7’sini etkilediği ve insanların % 29’unun yaşamları içinde bir kez anksiyete bozukluğu yaşadıkları tahmin edilmektedir.

Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Kimlerde Daha Sık Görülmektedir?

Yapılan araştırmalar anksiyete bozukluklarının, kadınlarda erkeklere göre daha sık görüldüğünü gösterir. Ortalama olarak başlangıç yaşı 30’lu yaşlardır. Orta yaş grubu, bu hastalığın en sık görüldüğü yaş grubudur, sonraki yaşlarda risk giderek azalır. Yanı sıra bu hastalıkta genetik aktarım mümkündür. Aile bireylerinden birinde anksiyete bozukluğu görülmesi, kişinin de bu hastalığı yaşama riskini artırır. Bir diğer yönden, ebeveynleri tarafından aşırı korumacı tutumla büyütülmüş çocuklarda, hep eleştiriye maruz kalan bireylerde anksiyete belirtilerinin görülme ihtimali artar. Aynı zamanda erken dönem yaşantılarındaki olumsuzluklar ve travmatik olaylar da anksiyete riskini eş zamanlı olarak artırır.

Anksiyete (Kaygı) Bozuklukları Nelerdir? Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Ortada somut bir sebep olmadan kişinin her konuya karşı duyduğu aşırı endişe ve gerginlik halidir. Yaygın anksiyete bozukluğuna sahip bir kişi rutin etkinlik ve aktivitelerinde bile orantısız bir kaygı yaşar. Belirtileri arasında çabuk yorulma, kas gerginliği, hipervijilans (aşırı uyarılmışlık hali), dikkat sorunları ve uyku sorunları görülebilir. Panik Bozukluk: Panik atağı aniden ortaya çıkan ve zaman zaman tekrarlayan, insanı yoğun bir dehşete sürükleyen sıkıntı ya da korku nöbetleridir. Her 10 kişiden biri hayatında bir kez panik atağı yaşar ama bazılarında tekrarlar. Tekrarladığı zaman kişinin hayat kalitesini ve işlevselliğini bozar. Birdenbire başlar ve şiddeti giderek artar. Göğüste sıkışma, terleme, kalp çarpıntısı, boğulma hissi, titreme, ölüm korkusu vb. belirtilerle kendini gösterir. Anksiyete belirtileri ile panik atağı belirtileri birbirine benzese de farklı sorunlardır. Anksiyete belirtilerinde sıklıkla devam eden bir tedirginlik vardır ve bu sürekli kendini hissettirir. Panik atağı belirtilerinde ise kişi kendini tehlikede hisseder ve kalbi hızlı atmaya başlar, baş dönmesi, sersemlik, uyuşma, kontrolü kaybetme, çıldırma korkusu, üşüme, ürperme, ateş basması, nefesi kesiliyormuş gibi hisseder veya kişi bayılacağını sanabilir. Atakların seyri genelde 10-30 dakika arası sürer ve pik yaptıktan sonra şiddeti azalır. Panik atağı iki şekilde olur. Duruma bağlı panik atağı (örneğin özgül fobilerde) ve beklenmedik zamanlarda ortaya çıkan panik atağı. Panik bozukluğu, tekrarlayıcı beklenmedik panik atakları ve ataklar arasındaki zamanlarda başka panik atakları geçirme ihtimali üzerine oluşan beklenti anksiyetesi ile karakterizedir. Diğer anksiyete bozukluklarının aksine buradaki kaygı panik atağının olacağına dair bir kaygıdır. Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Diğer insanlarla etkileşim gerektiren toplumsal durumlarda ortaya çıkan anksiyete bozukluğu türüdür. Diğer insanlar tarafından alay edilme, küçük görülme, rezil olma vb. korkularını taşımaktan kaynaklanır. Bu kişiler kalabalıkta yüksek sesle konuşmaktan, yemeklere veya davetlere katılmaktan kaçınırlar. Diğer bir taraftan, performans gerektiren durumlarda, otorite figürleriyle konuşma gibi durumlarda da ortaya çıkabilir. En sık görülen anksiyete bozukluklarından biridir ancak tedavi başvuruları düşüktür. Bu nedenle tedaviye geç başvurma işlevsellikte ve yaşam kalitesinde bozulmaya neden olmakla birlikte depresyon gibi ek psikiyatrik hastalıklar da tabloya eklenebilir. Travma sonrası stres bozukluğu (TSSB): TSSB, travma sonrası gösterilen tepkilerin türüne veya karışımına verilen addır. Yaşanılan travmatik olayın ardından baş gösteren belirtiler bir ay ya da daha uzun süredir sürüyorsa, bu tepkiler Travma Sonrası Stres Bozukluğu adı altında değerlendirilebilir. Belirtilerin sayısı, tipi ve şiddetine göre kısmi veya tamamıyla travma sonrası stres bozukluğu tanısı konulabilir. Belirtilerinde, flashback (olayla ilgili anıların bir anda zihinde canlanması), olayla ilgili tekrarlayıcı düşünceler, uykusuzluk, kolay irkilme, kabuslar görme, çabuk sinirlenme, yabancılaşma, gelecekle ilgili planlar yapamama ve olayı hatırlatan durumlarda kaçınma ve huzursuz olma görülür. Özgül Fobiler: Kişinin spesifik bir canlıya, nesneye veya duruma karşı duyulan kaygı ve korku halidir. Bu korku ve kaygılar çoğunlukla özgül fobisi olan kişilerde kaçınma davranışına sebep olabilir. Örneğin, yükseklik korkusu, uçağa binme korkusu, hayvan korkusu, kan, enjeksiyon, hastalık korkusu vb. Agorafobi: Alan korkusu olarak tanımlanır. Bu korku türünde kişi kendini bir alana sıkışacakmış, utanılacak bir duruma düşecekmiş ve bulunduğu ortamdan kaçamayacakmış gibi hissedebilir. Agorafobisi olan kişilerde, muhtaç olma, kapana kısılma, utanma gibi duygular görülebilir. Yanı sıra panik atağı da görülebilir. Ayrılık Kaygısı: Bireyin sevdiği bir kişiden ayrıldığını veya ondan uzaklaştığını düşündüğünde gelen endişe ve korku halidir. Ayrılık anksiyetesi yaşayan kişilerde kaygı yaratan durum yalnızca sevilen figürden uzaklaşmak değil aynı zamanda o kişiye zarar geleceğine yönelik endişe yaratan düşünceler de görülebilir. Ayrılık anksiyetesi belirtilerinin içinde bu konu ile ilgili kabuslar görme ve düşüncelerden fiziksel olarak da etkilenme görülebilir. Seçici Dilsizlik: Bazı çocuklarda görülebilen bir anksiyete bozukluğudur. Çocuk evde aile bireyleri ile iletişim kurup konuşabilirken, toplum içerisinde, okul gibi sosyal ortamlarda kendini ifade edemez. Bu durum gelecekte çocuğun eğitim ve iş hayatını olumsuz yönde etkileyeceği için dikkatli olunmalı ve profesyonel destek alınmalıdır. Anksiyete (Kaygı) Bozukluklarının Nedenleri Nelerdir?

Anksiyete bozuklarının kesin ve net bir nedeni belirtilmemiştir. Sağlık sorunları, kalıtsal faktörler, travmatik yaşantılar ve birtakım yaşam olayları anksiyete bozukluklarını tetikleyebilir.

Genetik faktörler önemli bir neden olduğu bildirilmiştir. Aile bireylerinde anksiyete bozukluğu var ise kişinin kendisi de risk altında olabilir. Çevresel faktörler (travmatik yaşantılar) anksiyete bozukluğu için bir neden olabilir. Tiroid bezi hastalıkları, şeker hastalığı, kalp ve akciğer sorunları da anksiyete bozukluğuna neden olabilir. Eğer ilaç kullanımı varsa, bu ilaçların kullanımlarının bir yan etkisi olarak anksiyete bozukluğu görülebilir. Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Risk Faktörleri Nelerdir?

Bazı faktörler anksiyete bozukluğu gelişme riskini artırabilir. Nedir bu faktörler?

Travmatik yaşantıları olan kişilerin anksiyete bozukluğu yaşama ihtimali fazladır. İletişim kurmaktan kaçınan, çekinik, çocuklukta başkalarından kendini geri çeken kişilerde anksiyete bozukluğu belirtileri yaşama riski daha fazladır. Madde veya alkol kullanımı olan kişilerde anksiyete bozukluğu belirtileri görülme riski fazladır. Özgüven eksikliğine eşlik eden olumsuz algılar anksiyete bozukluğuna yol açabilir. Depresyon anksiyete bozukluğu riskini artırır. Erken dönemde yaşanılan ihmal, cinsel istismar gibi travmatik yaşantıları olan bireylerde anksiyete sorunu yaşama riski artar. Belirli kişilik tipleri anksiyete bozukluğu yaşamaya daha yatkındır. Sağlık ile ilişkili konulardan doğan stres ve endişe hali de anksiyete bozuklukları doğurabilir. Anksiyete (Kaygı) Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğunun birtakım belirtileri mevcuttur.

Kötü bir şey olacakmış hissi ile doğan endişeli hal Gergin, huzursuz ve panik halinde hissetmek Titreme Terleme Odaklanma problemleri Mide-bağırsak sorunları Nefes darlığı Ağız kuruluğu Kalp atışlarının hızlanması Kaygı duymasına sebep olan etkinliklerden vazgeçme Uyku problemleri Başlıca anksiyete bozukluğu belirtilerinden sayılabilir. Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Tanısı Nasıl Konulur?

Anksiyete bozukluğuna tanı konabilmesi için kişinin öncelikle bu soruna sebep olan, altta yatan bir sağlık sorunu olup olmadığı araştırılmalıdır. Bu nedenle tiroid bezi fonksiyonları, tam kan sayımı testleri ve idrarın kimyasal açıdan değerlendirilmesine ihtiyaç duyulabilir. Kaygı seviyesinin şiddeti ve varsa eşlik eden başka psikolojik rahatsızlıklar bir psikiyatri uzmanı tarafından değerlendirilmelidir. Hekim bu sırada DSM tanı kriterlerine göre anksiyete bozukluğu kriterlerinin karşılanıp karşılanmadığına bakarak kaygı bozukluğunun varlığını ortaya çıkarabilir. Yaygın anksiyete bozukluğuna tanı koymak kolay olmadığından uzman kişinin soracağı birtakım sorulara açık ve net cevaplar vermek önem arz eder.

Bu sayfadaki bilgiler Özel Moodist Hastanesi Medikal Ekibi tarafından hazırlanmıştır.

"
Anksiyete Nedir? Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete Nedir? Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete Nedir? Belirtileri, Risk Faktörleri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Hem psikologlar hem de gerekli durumlarda psikiyatrlar tarafından tedavi edilen duygu durum bozuklukları arasında en sık rastlananlardan biri de anksiyete (kaygı bozukluğu) problemleridir. Anksiyete problemi, hastanın gündelik yaşamını idame ettirecek zihinsel ve davranışsal fonksiyonlarını yitirmesine, çeşitli obsesyon ve kompulsüyonlar sebebiyle sosyal hayattan kendini izole etmesine ya da sosyal sorumlulukları yerine getirememesine sebep olabilir. İçeriğin devamında anksiyete bozukluğu türlerini de detaylı olarak inceleme şansı bulacaksınız.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğu deneyimleyip deneyimlemediğinizden emin değilseniz, aşağıdaki belirtileri inceleyebilirsiniz. Şüpheleriniz varsa psikiyatri ya da psikoloji servisinden randevu oluşturabilirsiniz.

Sürekli bir endişe hali Endişe ve anksiyete bozukluğına bağlı olarak elde titreme, hareketlerin kesik hale gelmesi Odaklanma ve uyku problemleri Bazı durumlarda insonmia ya da kabusların sıklaşması ile birlikte gün içinde sürekli uykusuzluk deneyimi, Sindirim sistemi ile ilgili problemler, Hızlı kalp atışı, Yüksek oranlı terleme, Sürekli tetikte olma hali, Kişinin kaygının giderilmesini sağlayacak durumlardan kaçınması ve kaygıyı haklı bulması hali Kişinin kaygısından dolayı oluşan obsesyonlarını bastırabilmek için sürekli olarak gerçekleştirdiği ritüellerin oluşması (Her evden çıktığında yaklaşık 5 6 kere kapının kilitli olup olmadığını kontrol eden bir bireyi düşünün) Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir?

Bazı bireyler çeşitli sebeplerle anksiyete (kaygı bozukluğu) hastalığına daha yatkın olabilir. Bu sebepler tıp dünyasında risk faktörleri olarak isimlendirilmektedir. Anksiyete ya da kaygı bozukluğunda risk faktörleri aşağıdaki gibi sıralanabilir:

Anksiyete bozukluğu depresyonu sıklıkla deneyimleyen bir bireyde gerçekleşmesi daha muhtemel bir sağlık problemidir. Madde bağımlılığı gibi durumlar söz konusu maddeye erişim gibi kaygılardan oluşan ve hormonal aktiviteyi dengesizliğe sokan çok sayıda durum, anksiyete bozukluğu için risk faktörü olarak değerlendirilmektedir. Çocukluk döneminde yaşanmış olan istismar durumları kişinin odak noktasını belirli bir nesne ya da duruma obsesif şekilde sabitlemesine neden olduğundan dolayı risk faktörü olarak kabul edilir. Çocukluk yaşantısındaki sosyal travmalar kişinin anksiyete düzeyinde fobiler geliştirmesine sebep olabilir. Belirli bir düzeyde genetik yatkınlık da psikolog ve psikiyatrlar tarafından tartışılan bir faktördür. Bireyler anksiyete bozukluğu deneyimleme ihtimallerini arttıran risk faktörlerini öğrenmek için ailelerinde bu tür bir deneyim yaşayan kişilere bakabilirler.

Not: Risk faktörleri, ‘’bu faktörlere sahip olan kişiler doğrudan anksiyete bozukluğu yaşar’’ anlamına gelmez. Risk faktörleri, ‘’diğer tüm koşullar birbiri ile eşitken bu deneyimlere sahip bireylerin anksiyete geliştirme ihtimalleri daha yüksek olur’’ demektir.

Anksiyete Türleri Nelerdir?

Anksiyetenin deneyimlenme biçimi ya da söz konusu kaygının hangi nesne ya da durum çerçevesinde geliştirildiğine bağlı olarak farklı anksiyete türleri sınıflandırılmıştır. Psikolog ve psikiyatrlar tarafından her bir kaygı bozukluğu durumunu tedavi etmek için farklı psikoterapi yöntemleri kullanılabilir. Kimi durumlarda danışan psikoloji servisinden psikiyatri servisine yönlendirilir ve ilaçla desteklenen bir tedavi süreci devam eder.

Sosyal anksiyete bozukluğu : Genellikle toplu bir alanda oturmak, topluluk önünde konuşmak, arkadaş edinmek, yeni biriyle tanışmak ya da tanınmadığı bir yerde bulunmak ile ilgili duyulan yoğun ve işlevselliği yitirtecek ölçekteki bozukluklar sosyal anksiyete bozukluğu olarak nitelendirilmektedir. Ayrılık Anksiyetesi : Erken çocukluk dönemi yaşantılarından süre gelen ve genellikle hem modern psikolojide hem de Fredien psikolojide ebeveynle olan ilişkiler çerçevesinde ayrılık anksiyetesinin kökü aranır. Birinin kişiyi terk edeceği, insanların kişiye ihanet edeceği ile ilgili sosyal ilişkilerin tamamen önüne geçecek ya da birine ya da bir gruba sağlıksız derecede bağlanılmasına sebep olacak bu bozukluk, önüne geçilmesi gereken ciddi bir problemdir. Spesifik fobiler : Belirli nesne ya da durumlara karşı duyulan işlev bozucu yoğun korkular fobi olarak adlandırılır. Gerçek fobi sahibi olan bir birey, söz konusu durumu düşünmek, ifade etmek, söz konusu durumun resmedildiği bir görsele bakmak konusunda bile tahammülsüzdür ve yanlış tedaviler fobinin daha da körüklenmesine sebep olabilir. Genelleşmiş anksiyete : Kişinin kendi yaşamına, hayatın akışına, geleceğe ve şimdiye dair normal oranların üzerinde sürekli kaygı beslemesi dolayısıyla yaşamını devam ettirebilecek fonksiyonellikten uzaklaşması durumudur. Panik atak : Ani bir şekilde gelişen ve çoğu zaman kalp krizi ile karıştırılan panik atak problemi, herhangi bir fiziksel uyaran olmadığında bile yoğun psikolojik uyaranlar dolayısıyla gerçekleşebilir. Çocuğu ile vakit geçiremediğinden dolayı yoğun suçluluk duyan bir hasta, çocuğu ile ilgili ipuçlarının bulunduğu ortamlarda bilinçdışında tetiklenen duyguya bağlı olarak panik atak geçirebilir. Bu tür durumlar, teşhis ve tedavi sürecinin profesyonel şekilde yürütülerek ipuçlarının yakalanmasını gerektirir. Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Özel Denizli Cerrahi hastanesinin ilgili bölümlerinde tamamen modern bir yaklaşım ile psikoterapi, bilişsel davranışçı terapi ve ilaç tedavisi uygulanmaktadır. Bu yöntemler bir arada yürütülebileceği gibi kademe kademe de psikiyatr tarafından ilerletilebilir. Süren psikoterapi seanslarının sonuç vermesi ilaç tedavisine gerek duyulmadan sürece devam edilmesini mümkün kılar. Gerekli durumlarda hastanın gündelik fonksiyon kaybını önlemek amacıyla ilaç desteği de tavsiye edilir.

Doktorunuzun anksiyete ve kaygı bozukluğunun fiziksel semptomlarını minimize etmek amacıyla ilaç tedavisi ile psikoterapiyi birlikte yürütmek istemesi muhtemeldir. Böyle bir durumda kafanızda olan tüm soruları doktorunuz ile paylaşmaktan ve süreci en şeffaf şekilde ilerletmekten çekinmeyin.

Bizimle İletişime Geçin Bölüm Hekimlerimiz

Uzm. Dr. Hasan ÇAMURLU Psikiyatri

Uzm. Dr. Taner DEĞİRMENCİ Psikiyatri

Uzman Klinik Psikolog Gülşah ÖZCAN

Uzman Klinik Psikolog Ecrin ZEYBEK NALBANT İlgili İçerikler

Hamilelikte Bel Boyun Ağrısı

Penisilin Alerjisi Nedir? Neden Olur?

Kalça Protezi Nedir?

Minimal İnvaziv (Küçük Kesi) İle Kalp Ameliyatı

Hidrosefali Nedir? Tedavi Edilebilir Mi?

Mikrosefali Nedir?

Geçmeyen Öksürük Nedir? Nedenleri Nelerdir?

Bel ve Boyun Fıtığı için Ozon Tedavisi

Çocuklarda Öksürüğe Ne İyi Gelir?

Aort Anevrizması Nedir?

Çocuklarda İshal ve Tedavisi

Kelebek Hastalığı (Lupus) Nedir?

Beyin Anevrizması Nedir? Beyin Anevrizması Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Pirola Varyantı Nedir?

Beyin Anjiyosu (BeyinAnjiyografi) Nedir? Beyin Anjiyosu Nasıl Yapılır?

Sıcak Havalar Astımı Nasıl Etkiler?

Hipertermi (Sıcak Çarpması) Nedir?

Erken Doğum (Prematüre) Nedir?

El Titremesi Nedir?

El Bileğinden Anjiyo (Radial Anjiyo) Nedir?

Kalp Romatizması (Kardiyak Romatizma) Nedir?

Menopoz Döneminde Kalp Krizi Riski

Nasır Nedir? Nasır Tedavisi Nasıl Olur?

Histerektomi nedir? Neden yapılır ?

Nadir Hastalık Nedir ?

Uyuz Hastalığı Nedir? Uyuz Belirtileri ve Tedavisi

Mide Yanması Neden Olur, Nasıl Geçer?

Mide Bulantısı Neden Olur, Nasıl Geçer?

Maymun Çiçeği Virüsü Nedir?

Gastrointestinal Enfeksiyon ( Gastroenterit ) Nedir ?

Yağsız Vücut Kitlesi (FFMI) Hesaplama

İdeal Kilo Hesaplama

Vücut Yağ Oranı Hesaplama

Bazal Metabolizma Hızı Hesaplama

Vücut Kitle İndeksi Hesaplama - Boy Kilo Endeksi

Peter Pan Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Hipokondriyazis (Hastalık Hastalığı) Nedir?

Diyabet (Şeker Hastalığı) Nedir?

Kemik İliği Kanseri Nedir? Belirti ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kalça Ağrısı Neden Olur? Kalça Ağrısı Nasıl Geçer?

Bebeklerde Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?

Bamya Tohumu Faydaları Nelerdir? Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Mutluluk Çubuğu (Penis Protezi) Nedir?

Palyatif Bakım Nedir, Nasıl Alınır, Şartları Nelerdir?

Annelik Estetiği (Mommy Makeover) Nedir?

Kolera Nedir? Nasıl Bulaşır?

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Hakkında Her Şey

Serotonin (Mutluluk Hormonu) Nedir? Ne İşe Yarar?

Kalp Sağlığı ve Beslenme

Kahvenin Faydaları ve Zararları Nelerdir?

Göz Yorgunluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Kabak Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir?

İdrar Kaçırma (Üriner İnkontinans) Nedir?

Huzursuz (İrritabl) Bağırsak Sendromu Nedir?

Potasyum Nedir? Potasyum Yüksekliği ve Düşüklüğü

Bağışıklık Güçlendirici Besinler ve Takviyeler

Gebelik ve Doğum Öncesi Bakım

Doğum Öncesi ve Sonrası Beslenme

Çölyak Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Uçuk Nedir? Neden Çıkar ve Nasıl Geçer?

Böbrek Yetmezliği Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Menopoz Nedir? Menopoz Belirtileri Nelerdir?

Burun Estetiği (Rinoplasti) Nedir?

Pankreas Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Sinüzit Nedir? Sinüzit Belirtileri Nelerdir?

Hamilelik (Gebelik) Belirtileri Nelerdir?

Kalp Yetmezliği Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Akılcı İlaç Nedir ?

B12 Vitamini Nedir? B12 Vitamini Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Keten Tohumunun Faydaları Nelerdir?

Ailevi Akdeniz Ateşi Hastalığı (FMF) Nedir?

Papatya Çayının Faydaları Nelerdir?

Kantaron Yağı Faydaları Nelerdir? Nasıl Kullanılır?

Kekik Çayı Nasıl Yapılır, Faydaları Nelerdir?

Histeroskopi Ameliyatı

Bypass Nedir? Bypass Ameliyatı

Varis Nedir?

Laparoskopi Nedir? Laparoskopi Neden Yapılır?

Andropoz Nedir? Andropoz Belirtileri Nelerdir?

Balgam Nedir? Balgam Nasıl Atılır?

Aft Nedir ve Nasıl Geçer?

AIDS (HIV) Nedir? HIV Belirtileri ve Tedavisi

Vajinal Akıntı Neden Olur? Vajinal Akıntı Nasıl Geçer?

Mide Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Güneş Yanığına Ne İyi Gelir? Güneş Yanıkları Nasıl Geçer?

Down Sendromu Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Astigmat Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Diş Ağrısına Ne İyi Gelir? Diş Ağrısı Nasıl Geçer?

Zatürre (Pnömoni) Nedir? Zatürre Belirtileri Nelerdir?

Vajinismus Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir?

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Konjoktivit Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Nedir?

MS Hastalığı (Multipl Skleroz) Nedir?

Cilt (Deri) Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Öksürüğe Ne İyi Gelir? Öksürük Nasıl Geçer?

Boğaz Ağrısı Neden Olur? Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer?

Mide Ağrısına Ne İyi Gelir? Mide Ağrısı Nasıl Geçer?

Guatr Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Lösemi Nedir? Lösemi Belirtileri ve Tedavisi

Spina Bifida Nedir? Bebeklerde Spina Bifida

Lenf Kanseri (Lenfoma) Nedir?

Gut Hastalığı Nedir? Gut Hastalığına Ne İyi Gelir?

Demir Eksikliği Belirtileri Nelerdir? Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir?

Sınav Kaygısı Nedir? Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmanın Yolları

Yeşil Çayın Faydaları Nelerdir? Yeşil Çay Ödem Atar Mı?

Afazi Nedir? Afazi Tipleri ve Tedavisi

Bebeğin Gazı Nasıl Çıkarılır?

Çocuklarda İdrar Kaçırma ve İşeme Problemleri

Bebeklerde Kusma Neden Olur? Bebek Kusmasına Ne İyi Gelir?

Çocuklarda Alerjik Hastalıklar

Kalp Hastaları Oruç Tutabilir Mi?

Ramazan Ayında Beslenme

HPV Nedir? Belirtileri Nelerdir? HPV Aşısı Nedir?

Diz Kireçlenmesi ve Dizde Kireçlenme Belirtileri

Akciğer Kanseri Nedir? Akciğer Kanseri Belirtileri

Ağrılı Cinsel İlişki (Disparoni) Nedir? Nedenleri ve Tedavisi

Hepatit B Nedir? Belirtileri Nelerdir? Hepatit B Nasıl Bulaşır?

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Nelerdir? Belirtileri ve Tedavileri

Gebelik Hesaplama

Karaciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Hepatit C Nedir? Nasıl Bulaşır? Belirtileri Nelerdir?

Endoskopik Boyun Fıtığı Ameliyatı Nedir?

Cevizin Faydaları Nelerdir? Hindistan Cevizi Yağı Faydaları

Kefir Nedir? Kefirin Faydaları Nelerdir?

Bağırsak İltihabı (Kolit) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Baker Kist (Diz Arkası Ağrısı) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Ağız Kuruluğu (Kserostomi) Nedir? Ağız Kuruluğu Neden Olur?

Omega 3 Nedir? Omega 3’ün Faydaları Nelerdir?

Yüz Estetiğinde Altın Oran Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Beyin Damar Tıkanıklığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Muzun Faydaları Nelerdir? Muz Kabuğu Faydaları Nelerdir?

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir? Klostrofobi Belirtileri

Romatoid Artrit (İltihaplı Romatizma) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Yumurtalık (Over) Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Menenjit Nedir? Belirtileri Nelerdir? Menenjit Aşısı

Siroz Nedir, Siroz Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Çocuklarda Dijital Bağımlılık Nasıl Oluşur ?

Sepsis (Kan Zehirlenmesi) Nedir? Sepsis Belirtileri ve Tedavisi

Sağlık Raporu Nedir ? Sağlık Raporu Neden Alınır ?

SMA Hastalığı Nedir? Neden Olur? Belirtileri ve Tedavisi

Meyve Suyu Çocuklar İçin Zararlı Mıdır?

Hamilelik Reflüsü Nedir? Hamilelik Reflüsü Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda Ateş Neden Olur? Evde Ateş Nasıl Düşürülür?

Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Hipertansiyon Nedir? Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir?

Anemi (Kansızlık) Nedir? Kansızlık Belirtileri Nelerdir?

Kulak Çınlaması (Tinnitus) Neden Olur? Nasıl Geçer?

Gebelikte Şeker Yüklemesi Nedir? Ne Zaman ve Nasıl Yapılır?

Gebelikte Ayrıntılı Ultrason Şart Mı? Kaçıncı Haftada Yapılır?

Burun Akıntısı Nasıl Geçer? Burun Akıntısı Covid Belirtisi Mi?

Omicron Varyantı Nedir? Omicron Belirtileri Nelerdir?

İnfluenza (Grip) Nedir? İnfluenza Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Gastrit Nedir? Gastrit Belirtileri Nelerdir?

Kolon ve Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Panik Atak Nedir? Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Larenjit (Gırtlak İltihabı) Nedir? Larenjit Belirtileri ve Tedavisi

Gül Hastalığı (Rozasea) Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Kurdeşen (Ürtiker) Nedir? Neden Olur? Kurdeşene Ne İyi Gelir?

Perinatoloji ve Yüksek Riskli Gebelikler

Soğuk Algınlığı Belirtileri Nelerdir? Soğuk Algınlığına Ne İyi Gelir?

Behçet Hastalığı Nedir? Behçet Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Gebelikte Tarama Testleri Nelerdir? Ne Zaman Yapılır?

Geniz Akıntısı Nedir? Neden Olur? Nasıl Geçer?

Lazer Epilasyon Nedir? Nasıl Yapılır? Hangi Bölgelere Yapılır?

Hıçkırık Neden Olur? Hıçkırık Nasıl Geçer?

Çocuklarda İşitme Kaybı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Halluks Valgus Nedir? Halluks Valgus Ameliyatı

Halluks Rigidus (Sert Ayak Başparmağı) Nedir?

Entübe Nedir? Entübasyon Nasıl Yapılır?

Propolis Nedir? Nasıl Kullanılır? Propolis Faydaları Nelerdir?

Myastenia Gravis Nedir? Myastenia Gravis Belirtileri ve Tedavisi

Nöropatik Ağrı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nöropatik Ağrı Tedavisi

Chia Tohumu Nedir? Chia Tohumu Faydaları Nelerdir?

Saç Dökülmesi Neden Olur? Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?

Ataksi Nedir? Ataksi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Nefes Darlığı Neden Olur? Nefes Darlığına Ne İyi Gelir?

Kalp Pili Nedir? Kalp Pili Nasıl Takılır?

Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Gıdı Estetiği Nedir? Nasıl Yapılır? Ameliyatsız Gıdı Estetiği

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

PCR Testi Nedir? Nasıl Yapılır? PCR Sonucu Ne Zaman Çıkar?

Bruksizm (Diş Sıkma) Nedir? Bruksizm Belirtileri ve Tedavisi

Beyin Ölümü Nedir? Beyin Ölümü Hangi Durumlarda Görülür?

Organ Bağışı Nedir? Organ Bağışı Nasıl Yapılır?

Bel Soğukluğu (Gonore) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Ödem Nedir? Neden Olur? Ödem Nasıl Atılır?

Velashape Nedir? Velashape ile Bölgesel Zayıflama

Narsistik Kişilik Bozukluğu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Parkinson Nedir? Neden Olur? Parkinson Belirtileri ve Tedavisi

Delta Virüsü Belirtileri Nelerdir? Delta Plus Varyantı Nedir?

Yeme Bozukluğu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Folik Asit Nedir? Folik Asit Ne İşe Yarar? Folik Asit Eksikliği

Egzama Nedir? Egzama Neden Olur? Egzama Tedavisi

Doğum Lekesi Nedir? Neden Olur? Doğum Lekesi Nasıl Geçer?

İshal Neden Olur? İshale Ne İyi Gelir? İshal Nasıl Geçer?

Kıl Dönmesi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Kıl Dönmesi Ameliyatı

İnme (Felç) Nedir? İnme Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Genital Siğil Nedir? Belirtileri Nelerdir? Genital Siğil Tedavisi

Perianal Fistül ve Anal Apse Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

İşitme Kaybı Nedir? İşitme Kaybı Dereceleri ve Tedavisi

Kabakulak Nedir? Kabakulak Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Ferritin Nedir? Ferritin Düşüklüğü ve Ferritin Yüksekliği

Ayak Mantarı Nedir? Nasıl Geçer? Ayak Mantarına Ne İyi Gelir?

Polikistik Over Nedir? Polikistik Over Belirtileri ve Tedavisi

Mide Kanaması Nedir? Mide Kanaması Belirtileri Nelerdir?

İdrar Yolu Enfeksiyonu Nedir? İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri

Lipödem Nedir? Belirtileri Nelerdir? Lipödem Tedavisi

Kol Germe Estetiği (Brakioplasti) Nedir? Kol Germe Ameliyatı

Meme Estetiği (Meme Büyütme, Meme Küçültme ve Dikleştirme)

Doğum Kontrol Hapı Nedir? Ne İşe Yarar? Nasıl Kullanılır?

Adet Gecikmesi Nedir? Adet Gecikmesi Neden Olur?

Sünnet Nedir? Sünnet Neden ve Nasıl Yapılır?

Sezaryen Doğum Nedir? Normal Doğum ve Sezeryan Doğum

Böbrek Nedir? İşlevi Nedir? Böbrek Sağlığını Korumanın Yolları

Spiral Nedir? Spiral Ne Zaman ve Nasıl Takılır?

Covid-19 Kalp Hastalarını Nasıl Etkiler?

Anne Sütü ve Emzirmenin Faydaları

Mide Balonu Nedir? Mide Balonu ile Ne Kadar Zayıflanır?

Sinir Sıkışması Nedir? Sinir Sıkışması Belirtileri Nelerdir?

Sedef Hastalığı Nedir? Sedef Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi

Pap Smear Testi Nedir? Nasıl Yapılır?

Miyom Nedir? Miyom Belirtileri Nelerdir? Miyom Ameliyatı

Aşırı Terleme (Hiperhidroz) Nedir? Aşırı Terleme Neden Olur?

Tükenmişlik Sendromu Nedir? Evreleri, Belirtileri ve Tedavisi

Haşimato Hastalığı Nedir? Haşimato Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Göz Kapağı Estetiği Nedir? Göz Kapağı Estetiği Ameliyatı

Kepçe Kulak Nedir? Kepçe Kulak Ameliyatı

Zona Nedir? Zona Belirtileri Nelerdir? Zona Neden Olur?

Kabızlık Nedir? Kabızlığa Ne İyi Gelir? Kabızlık Nasıl Geçer?

Huzursuz Bacak Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Gıda Zehirlenmesi Nedir? Gıda Zehirlenmesi Belirtileri Nelerdir?

Endoskopi Nedir? Endoskopi Nasıl Yapılır? Endoskopi Sonrası

Akdeniz Anemisi Nedir? Akdeniz Anemisi Belirtileri ve Tedavisi

Kolonoskopi Nedir? Kolonoskopi Nasıl Yapılır?

Baş Ağrısı Neden Olur? Baş Ağrısı Nasıl Geçer?

Bipolar Bozukluk Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Hemoroid (Basur) Nedir? Lazerle Hemoroid Tedavisi

Migren Nedir? Migren Belirtileri Nelerdir? Migrene Ne İyi Gelir?

Kesi Yeri Fıtığı Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Göbek Fıtığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Göbek Fıtığı Ameliyatı

Mide Fıtığı Nedir? Mide Fıtığı Belirtileri ve Tedavisi

Alerji Testleri Nelerdir? Alerji Testleri Ne İşe Yarar?

D Vitamini Eksikliği: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Ses Teli Bozuklukları Nelerdir? Nodül ve Polipler

Kulak Hastalıkları Nelerdir? Nedenleri ve Belirtileri

Sırt Ağrısı Neden Olur? Sırt Ağrısı Nasıl Geçer?

Bel Kayması Nedir? Bel Kayması Belirtileri ve Tedavisi

Burun Tıkanıklığı Neden Olur? Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?

Omurilik Tümörü Belirtileri Nelerdir? Omurilik Tümörü Ameliyatı

Kemik Kanseri (Tümörü) Nedir? Kemik Kanseri Belirtileri

Faranjit Nedir? Faranjit Belirtileri ve Tedavisi

Koronavirüs (COVID-19) Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda COVID-19

Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları

İnsülin Direnci Nedir? İnsülin Direnci Belirtileri ve Tedavisi

Alzheimer Nedir? Alzheimer Belirtileri ve Tedavisi

Kalp Hastaları Nasıl Beslenmelidir? Kalp Ameliyatı Sonrası Beslenme

Ablasyon Nedir? Ablasyon Tedavisi ve Sonrası

Meme Kanseri Nasıl Anlaşılır? Meme Kanseri Belirtileri ve Tedavisi

Karpal Tünel Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Endoskopik Hipofiz Cerrahisi Nedir? Endoskopik Hipofiz Ameliyatı

Omuz Artroskopisi Nedir? Omuz Artroskopisi Sonrası İyileşme

Morbid Obezite Nedir? Kimlere Morbid Obez Denir?

COVID-19 Dönemi ve Sonrasında Beslenmenin Önemi

Anksiyete (Kaygı bozukluğu) - Ankara Magnet Hastanesi

Anksiyete (Kaygı bozukluğu) - Ankara Magnet Hastanesi

Anksiyete (Kaygı bozukluğu)

Anksiyete (Kaygı Bozukluğu), psikolojik bir hastalıktır. Günlük hayatımızda yaşadığımız stres ve karşılaştığımız olaylardan dolayı endişe duyabilir ve gelecek kaygısı maddi – manevi anlamda kaygılar nedeniyle ara sıra anksiyete yaşamamız mümkündür. Günlük hayatta kaygı duymak ne kadar normal olsa da, eğer bir aşırılık mevcutsa o zaman tıbbi bir rahatsızlık söz konusudur.

Anksiyete bozukluğu olan kişilerde, yoğun duygusal, süregelen bir endişe hali ve günlük hayatta karşılaşılan durumlara karşı korku ve bu yaşanılanlar sonucu Panik atak krizleriyle de kendini gösterir. Anksiyete bozukluğunda aşırı endişe, kaygı, panik durumu günlük yaşamı sürdürebilmesini zorlaştırır.Bu rahatsızlığın kontrol edilmesi ve yönetilmesi zor olduğu gibi, zaman kavramıda yoktur. Rahatsızlığın belirtileri çocukluk, gençlik yıllarında başlayıp yetişkinlik dönemine kadar süregelmektedir. Yetişkinlik döneminde ise yaşanılan sorun ve sıkıntılar azalma eğilimindedir.

Özel Ankara Magnet Hastanesi Psikiyatri ve Psikologlar eşliğinde yapılan görüşmeler sonucunda yaşanılan kaygı ve panik durumu tedavi edilerek çözüme ulaştırılır.

Anksiyete Nedir?

Psikologlar ve gerekli durumlarda psikiyatırlar tarafından tedavi edilmesi gereken duygu durum bozuklukları arasında sık rastlananlardan biri de anksiyete (kaygı bozukluğu) sorunlarıdır. Yaşadığımız kaygılar, günlük yaşamda önümüze çıkan sorunlar ile baş edebilmeniz için sizi hazırlayıp, daha hızlı karar verebilmenize zemin hazırlar. Kaygılar aslında beyninizin strese tepki vermesi ve sizi ileride yaşanılacak sorunlara karşı hazırlama konusunda uyarma yöntemidir.

Anksiyetesi olan bir kişi, her zaman sorunlar karşısında öncelikle en kötü senaryoyu düşünür ve bu düşünceleri ve davranışı kontrolü dahilinde gerçekleşmez.

Devamlı olarak kaygı,korku ve endişe yaşayan birinin sosyal hayatı sürekli engellerle karşılaşır, ruhsal sağlığı bozulabilir ve gündelik işlerde ki verimi düşebilir. Bu nedenle kaygı bozukluğu olan insanların hayat kalitesi ve enerjileri oldukça düşüktür.

Anksiyete Kimlerde Daha Sık Görülmektedir?

Yapılan araştırma ve istatistiklere göre, anksiyete bozuklukları kadınlarda erkeklere oranla daha çok yaşanmaktadır. Aşırı korumacı tavırla büyütülmüş çocuklarda, çevresinden hep olumsuz tepkiler alan ve sindirilmiş baskı ile büyümüş kişiliklere sahip kişilerde anksiyeteye daha çok rastlanılmaktadır.

Çocukluk döneminde yaşanılan olaylar, olumsuzluklar, travmalar ve mutsuz olma durumu arttıkça anksiyete riski yani kaygı bozukluğuda eş zamanlı olarak artar. Ailede ya da akrabalarda anksiyete görülmesi sonraki nesilde bu rahatsızlığın görülme riskini artırır. Çünkü genetik geçiş bu psikolojik rahatsızlıkda mümkündür.

Anksiyete Bozuklukları Nelerdir?

Genelleştirilmiş Anksiyete Bozukluğu: Ortada hiçbir sebep olmadan hissedilen aşırı endişe , kaygı ve gerginlik hissi.

Panik Atak: Ani ve yoğun korku hissi, beraberinde panik atakları ortaya çıkmasına sebep olur. Panik atak sırasında göğsünüzde yoğun ağrı ve sıkıntılanma hissi, vücudunuzda ter boşalması, kalp atışlarınızda hızlanma, hızlı nefes alış-verişi gibi tepkiler gözlemleyebilirsiniz. Kişi bazen yaşanılan olaylar karşısında boğulduğunu ya da kalp krizi geçirdiğini düşünmesine sebep olacak kadar ağır tepkiler verebilir.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Bireysel ilişkilerinizde, arkadaş çevrenizde başkalarının sizin yaptıklarınızı yargılaması, alay etmesi sırasında yaşanılan sıkıntı ya da o sırada duyulan endişe, stres halidir.

Spesifik (belirli )Fobiler: Yükseklik korkusu belirli nesne veya durumlara karşı kişinin yoğun korkular yaşaması şeklinde kendini gösterebilir. Yükseklik korkusuna sahip olan kişiler uçağa binmekte , çok katlı evlerde oturmaktan dolayı endişe ve kaygı duyarlar. Gerçek fobi sahibi olan bir kişi, söz konusu durumu düşünmek, ifade etmek, hatta resmedildiği bir görseli gördüğünde dahi tahammülsüzdür ve yapılan yanlış tedaviler fobinin ilerlemesine neden olabilir.

Agorafobi: Kalabalığın içinde, acil bir durum yaşandığında hareket etme kabiliyetiniz kısıtlandığı için yaşanılan kaygı, endişe ve korku yaşanabilir.

Ayrılık Kaygısı: Sevdiğiniz ve güven duyduğunuz kişiler yanınızdan ayrıldığında endişe duyuyor ve her an yanınızda olsun istiyorsanız bu ayrılık kaygısı sorunudur.

Seçici Dilsizlik: Bazı çocuklar ailesiyle konuşarak iletişim kurabilirken, toplum içinde konuşmakta sıkıntı yaşarlar. Buda sosyal kaygıda seçici dilsizlik denir.

Anksiyete Bozukluklarının Nedenleri

Anksiyete bozukluklarının nedenleri kesin olarak bilinememektedir. Fakat yaşanılan travmatik olaylar, sağlık sorunları, kalıtsal faktörler gibi bazı etmenlerin kaygı bozukluklarını tetiklediği gözlenmiştir.

Ailede ve akrabalarda varsa genetik sebeplerden kaynaklı anksiyete bozuklukları görülmektedir. Bu yüzden ailede ve akrabalarınız arasında bu rahatsızlığı olan varsa risk altındasınız demektir. Beyninizde ki korku,endişe gibi duyguları kontrol eden bölümlerin yanlış bağlanması kaygı bozukluklarına sebebiyet verebilir. Çocuklukta istismar edilme, çok sevdiğiniz birinin ölümü veya saldırıya uğraması,terk etmesi gibi çevresel yaşadığınız travmalardan dolayı anksiyete bozukluğu yaşanabilir. Kalp, akciğer, tiroid, şeker gibi bazı sağlık sorunları anksiyete bozukluklarına neden olabilir. Bazı kullanılan ilaçların yan etkisi de kaygı bozukluğuna sebep olabilir.

Eğer Aile ve akrabalarda arasında kaygı bozukluğu yaşayan yoksa, çocukken böyle sorun yok ve yeni yeni ortaya çıkıyorsa, altında başka bir tıbbi sorun yatıyor olabilir. Uzman bir hekim tarafından kontrol edilip ona göre tedavi çizelgesi oluşturulmalıdır.

Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir?

Bazı faktörler anksiyete bozukluğu yaşama riskinizi artırabilir.

Çocukluk döneminde yaşanılan fiziksel yada cinsel istismar kaygı bozukluğunu oldukça artırmaktadır. Travmatik olaylar yaşayan yada maruz kalan bireylerin anksiyete bozukluğu yaşama oranı yüksektir. Depresyonda anksiyete riskinizi artırır. Kendi sağlığınız ya da yakın çevrenizdeki kişilerin sağlığından hissedilen korku, endişe ve stres hali kaygı bozukluğunu artırabilir. Stresli yaşam alanları tetikler. Sorunlu bağlanma koşulları artırır. Madde bağımlılığı anksiyete riskini artırır. Çocuklukta yabancılardan çekinen, kendini geri çeken, iletişim kurmayan asosyal kişilerde risk yüksektir. Kişinin özgüven eksikliği, alay konusu olma gibi korkuları , düşünceler ianksiyete bozukluğuna neden olabilir. Belirli kişilik tiplerindeki şahıslar ( asosyal gibi örnek verebiliriz)anksiyete bozukluklarına yatkındır. Anksiyete Belirtileri

Anksiyete hastalığının bazı belirtileri aşağıdaki gibidir.

Kişinin kendini gergin, huzursuz, stres, korku, panik halinde hissetmesi Nefes darlığı, hızlı nefes alıp verme, ağız kuruluğu yaşamak, Kötü bir şey söz konusuymuş gibi davranışlar sergileme , endişeli olma hali sürekli tetikde olma Kalp atışlarında hızlanma, kalp çarpıntısı gibi Yoğun aşırı terleme Ellerdekontrolsüz titreme hali Bir nesneye, konuya odaklanma, konsantrasyonda sorun yaşama Sindirim sistemi ile ilgili problemler, hazımsızlık sıkıntıları Kaygı ve endişe duymayı artıracak konulardan , etkilerden kaçma hali ,yüzleşememe Uyku sorunu başlıca semptomlardandır. Kaygıya bağlı gelişenobsesif davranışlar Kas ağrısı olması Umutsuzluk hissi, çabuk gerilme Unutkanlık hatırlamakta zorlanma Tanı Yöntemleri Anksiyete Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Ankisiyete yaşadığınıza ve belirtilerin varlığından eminseniz, doktorunuz fiziki muayenenizi yapıp, ardından da tıbbi geçmişinize dair bilgilerle anamnez formunu dolduracaktır. Özel Ankara Magnet Hastanesi’nde uzman psikolog veya psikiyatri hekimlerimizce anamnez formu hasta ile yapılan karşılık konuşma sırasında doldurulur ve tedavi planı oluşturulur. Anamnez, hastanın hastalığını teşhis etmek veya durumunu tam olarak anlamak için onunla karşılıklı konuşarak soru cevap şeklinde bilgi edinmektir.

Anksiyeteyi tetikleyebilecek bazı sağlık koşullarını elemek adına doktorunuz bazı testler yapılmasını isteyebilir. Laboratuvar testlerinin hiçbiri anksiyeteyi teşhis edemez, bu nedenle yapılan testler, tıbbi geçmiş ve muayene aşamalarının tamamıhastalığın tanı ve teşhisi için önemlidir.

Doktorunuz yaptığı tetkik ve testler sonucu ihtiyaç dahilinde sizi bir psikiyatriste, psikoloğa veya başka bir akıl sağlığı uzmanına yönlendirebilir. Yönlendirilen uzmanlar, sizin anksiyete bozukluğunuz olup olmadığını tespit için çeşitli sorular sorabilir ya da bazı testler uygulayabilir.

Yapılan görüşmeyi değerlendirme aşamasında önemli bir nokta ise rahatsızlık semptomlarının ne kadar zamandır var olduğu ve ne kadar yoğun olarakyaşandığıdır. Kaygı ve endişenizin günlük yaşamdan keyif almanızı engelleyecek seviyede nekadar etkilediğini doktorlara bildirmeniz teşhis için oldukça önemlidir.

Tedavi Yöntemleri

Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğunun belirtilerini azaltmak ve rahatsızlığı yönetebilmek adına birçok tedavi alternatifi mevcuttur. Fakat en yaygın tedavi yöntemi psikoterapi ve ilaçlardır. Hastanın hangi tedavi yöntemine daha iyi cevap vereceği, deneme-yanılma yoluyla tespit edilebilir.

Psikoterapi: Psikolojik danışmanlık ya da konuşma terapisi olarak bilinen psikoterapi, kaygı semptomlarınızı azaltmak için bir terapistle beraber süreci kontrol altına almaktır. Psikoterapide, duygularınızın, davranışlarınızı nasıl etkilediğine görebilirsiniz. Psikoterapi, anksiyete bozukluğunuzu anlamanın ve nasıl yöneteğinizi öğrenmek açısından etkili bir tedavidir.

Bilişsel Davranışçı Terapi(BDT): Bu psikoterapi türü oluşan olumsuzduygu vepanik yaratan düşünceleri ve davranışları nasıl olumluya dönüştüreceğiniz kısmında kişiye yol gösterir. Kişideki oluşan korku ve kaygıya sebep olan durumlara karşı endişe duymadan yaklaşmanın ve bunları nasıl yönetileceği konuşunsa yardımcı olan etkili bir tedavi yöntemidir.

İlaç Tedavisi: Yapılan testler ve muayene sonrasında doktorun anksiyete semptomlarını hafifletmek için reçete ettiği çeşitli anti depresanlar, ilaçlar, yatıştırıcılar kullanılabilir. İlaçların asıl amacı kısa süreli rahatlama sağlamaktır, uzun süreli kullanılması düşünülmez. Kullanılan hangi ilacın size daha iyi geleceğine karar vermek ve olumlu olumsuz yanlarını konuşmak adına zaman zaman doktorunuzla bir araya gelmelisiniz.

"