Anksiyete Nedir? Kaygı Bozukluğu Tanı ve Tedavisi

Anksiyete Nedir? Kaygı Bozukluğu Tanı ve Tedavisi

Anksiyete Nedir? Kaygı Bozukluğu Tanı ve Tedavisi

Anksiyete veya bir diğer adıyla kaygı bozukluğu, psikolojik bir rahatsızlık olarak karşımıza çıkmaktadır. Günlük yaşamda kişilerin bazı durumlarda anksiyete yaşaması son derece olağan bir durumdur. Çünkü kişinin karşı karşıya kaldığı olaylardan dolayı endişe yaşaması veya kaygılarının olması gayet doğaldır.

Kaygı duygusu her ne kadar normal olsa da aşırılık mevcutsa bu duruma yönelik uzman desteği almak gerekecektir. Kaygı ve endişelerin artış göstermesi halinde kişinin yaşamı olumsuz bir şekilde etkilenebilecektir. Bu doğrultuda yaşamdan zevk alamama, özel hayatta ve iş hayatında başarılı olamama gibi durumlar oluşabilecektir. Kaygı bozukluğu tanısı ile birlikte bu durumun tedavisi gerçekleştirilebilir. Kaygı bozukluğu tedavisi ile anksiyete iyileştirilebilir. Psikolog randevusu almak için Online Psikolog sayfasını ziyaret edebilirsiniz.

Anksiyete bozukluğu görülen kişilerde yoğun ve sürekli devam eden bir endişe hali mevcuttur. Günlük hayatta rastlanılan durumlara karşı aşırı korku hissine sahip olurlar. Panik atak krizleriyle de bu durum kendisini şiddetli halde gösterebilir. Kontrol edilememesi ve yönetilmesinin güç olması halinde kişi, farklı psikolojik rahatsızlıklar da yaşayabilecektir.

Anksiyete belirtileri, çocukluk, gençlik yıllarında başlamaktadır. Yetişkinliğe kadar devam edebilen bu durumun mutlaka zamanında tedavi ile iyileştirilmesi hedeflenmelidir.

Anksiyete bozuklukları kendi içerisinde, sosyal anksiyete bozukluğu, ayrılık anksiyetesi, spesifik fobiler, genelleştirilmiş anksiyete gibi sınıflandırılmaktadır. Bu durumdan da anlaşılacağı gibi kaygı bozukluğu konusunda endişeleri olan bir kişinin farklı anksiyete çeşitlerinden dolayı muzdarip olabileceği de muhtemeldir.

Anksiyete Nedir?

Kaygılar, günlük hayatta karşı karşıya kaldığımız problemler ile baş edebilmemiz için bizleri hazırlar. Daha hızlı ve doğru bir şekilde karar verebilmemize çoğu zaman yardımcı olur. Kaygı, aslında beynimizin strese tepki vermesi durumudur. Bizi ileride oluşabilecek potansiyel tehlikelere karşı uyarmaktadır.

Anksiyete ile baş eden bir kişi, her zaman en kötü senaryoyu düşünmektedir. Bu düşünceler, kontrol dahilinde gerçekleşmediği için kişinin yaşamı olumsuz bir şekilde etkilenir. Sürekli olarak kaygı ve endişe duyguları ile boğuşan kişinin sosyal hayatı dahi sekteye uğrayabilecektir. Bu yüzden kaygı bozukluğu olan kişinin hayat kalitesi düşmektedir. Bu bağlamda kaygı bozukluğu tedavisi ile iyileşme hedeflenmelidir.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete, hafif, orta ve şiddetli olarak yaşanabilecek çeşitli belirtiler gösterebilir. Anksiyete belirtileri şu şekildedir:

Gergin, huzursuz ve endişeli hissetmek Kalp çarpıntısı ve hızlı nefes alma Soğuk terleme Midede karıncalanma hissi Konsantre olamama Karamsarlık duygusu Uyku problemleri yaşama Yaklaşan bir tehlike ve panik duygusuna bağlı korku içinde hissetmek Mide bulantısı Bir durum üzerine uzun uzun düşünmek Kaygı Bozukluğunun Fizyolojik Belirtileri

Kaygı bozukluğunun fizyolojik belirtileri şu şekildedir:

Ağız kuruluğu Kas gerginliği Çarpıntı Nefes almada güçlük çekme Ellerde ve ayaklarda titreme Aşırı terleme Mide ağrıları Kaygı Bozukluğunun Psikolojik Belirtileri

Kaygı bozukluğunun psikolojik belirtileri kişiden kişiye değişkenlik gösterir. Bu belirtiler şu şekilde görülebilir:

Sıkıntı Heyecan Dikkat ve hafıza problemleri Endişeli düşüncelerle boğuşma Kalp krizi geçirme ve ölüm korkusu Yabancılaşma hissi Çok kötü bir şey olacakmış duygusu ve korkusu Anksiyetenin Risk Faktörleri Nelerdir?

Anksiyetenin risk faktörleri şu şekilde ifade edilebilir:

Öfkeye ve bağımlılığa yatkınlık Çocukluk döneminde yaşanılan travmalar Stresli yaşam alanları Sorunlu bağlanma şekilleri Dağılma anksiyetesine yatkınlık Anksiyete Nedenleri Nelerdir?

Araştırmalara bakıldığı zaman anksiyetenin genel olarak çocukluk döneminde ortaya çıktığı görülmektedir. Bu durumun oluşmasında hem genetik hem de çevresel faktörlerin rol oynadığı söylenmektedir.

Anksiyete nedenleri ise kişiden kişiye değişkenlik gösterebilir. Fakat genel anlamda anksiyete bozukluklarının oluşumunda, kalıtımsal faktörler, sosyal ortamlardaki sorunlar, ilişki problemleri, çocukluk döneminde yaşanan olumsuz deneyimler, kontrolcü ebeveynler, utangaç ve çekingen kişilik özelliklerine sahip olmak gibi durumlar etkili olabilmektedir.

Ev içi çatışma ve uyumsuzluk, cinsel, fiziksel veya duygusal istismar, erken yaşta ebeveyn kaybı gibi durumlar da anksiyete nedenleri arasında sayılabilir. Ayrıca sürekli stres halinde olmak ve endişeli hissetmek de ilerleyen süreçlerde kişide anksiyete gelişmesine neden olabilmektedir.

Anksiyete Çeşitleri Nelerdir?

Anksiyete çeşitleri, oldukça fazladır. Her türde görülen belirtiler veya anksiyete atağına sebep olan durumlar değişkenlik göstermektedir. Fakat genel olan problem, ortada endişe ve bunaltı hissine sebep olan bir durum yokken, kişinin bu hisleri en doruk noktalarda hissetmesidir. Bazı durumlarda da normalde kaygıya yol açabilecek bir olay karşısında kişinin normalden çok daha fazla endişeye kapılabileceği görülmektedir.

Sık görülen anksiyete çeşitleri şu şekilde ifade edilebilir:

Yaygın anksiyete bozukluğu: Rutin ve sıradan olan olaylara karşı dahi aşırı kaygılı ve endişe dolu hissedilen bir rahatsızlıktır. Panik bozukluğu: Kısa süre içerisinde başlayan korku, endişe ve dehşet duygularının yaşandığı panik ataklar ile karakterize olan bir rahatsızlıktır. Panik ataklar, belirli aralıklarla tekrar edebilmektedir. Sosyal fobi: Toplum önündeyken aşırı bunaltı ve utanma hisleriyle karakterize bir rahatsızlıktır. Kişinin özellikle de iş hayatında başarıya ulaşmasını güçleştirebilir. Ayrılık anksiyetesi bozukluğu: Genellikle çocukluk döneminde görülebilen bir rahatsızlıktır. Çocukta yakın ilişkiler kurduğu kişilerden ayrılacağına dair oluşan kaygı durumudur. Kaygı Bozukluğu Kimlerde Daha Sık Görülür?

Kaygı bozukluğu, kadınlarda erkeklere oranla daha sık görülen bir rahatsızlıktır. Aşırı korumacı ebeveynler tarafından büyütülmüş olan çocuklarda, çevresinden hep olumsuz tepkiler alan kişilerde anksiyete durumuna daha sık rastlanılır.

Çocukluk döneminde yaşanılan olumsuz durumlar, travmalar ve mutsuzluklar arttıkça anksiyete riski de artış gösterecektir. Ailede veya akrabalarda anskiyete görülmesi de bu riski arttırabilen bir durumdur. Çünkü kaygı bozukluğunda genetik geçiş önemli bir faktördür.

Anksiyete Çocukları Nasıl Etkiler?

Çocukların belirli durumlarda endişe ya da korku duygularını hissetmesi gayet doğaldır. Örneğin, bir çocuk fırtınadan ya da havlayan bir köpekten korkarak endişe duyabilir. Bir genç, gireceği sınavdan ya da yapacağı sunumdan dolayı endişe duygusunu hissedebilir. Fakat bazen çocuklarda bu durum şiddetli bir hal alabilir.

Kaygı bozukluğunun görüldüğü çocuklar, normal durumlara dahi çok büyük bir korkuyla yaklaşırlar. Çocuklar, genel olarak endişelerine takılıp kalırlar ve bu durumu yalnız başlarına yönetemezler. İlerleyen zamanlarda okula gitmek, oyun oynamak veya uykuya dalmak gibi günlük aktivitelerini dahi yapmakta güçlük çekebilirler.

Anksiyete , çocukları olumsuz yönde etkilemektedir. Bu yüzden ebeveynlerin son derece dikkatli olması gerekir. Anksiyete belirtilerine dair şüpheleri bulunan ebeveynler, çocuklarının iyileşmesi adına mutlaka bir uzmana başvurmalıdır.

Kaygı Bozukluğu Tanısı

Kaygı bozukluğu belirtileri konusunda şüpheleriniz varsa uzmana başvurmanız önem teşkil edecektir. Kaygı bozukluğu tanısı, kişinin tedavi sürecinden kısa süre içerisinde olumlu sonuçlar elde edebilmesine yardımcı olacaktır.

Kaygı bozukluğu tanısı için laboratuvar testleri ya da taramalar mevcut değildir. Fakat doktorunuz, semptomlara sebep olabilecek fiziksel koşulları belirlemek adına çeşitli yöntemlerden faydalanabilir. Uzman, kişide kaygı bozukluğu olup olmadığını anlamak için özel olarak tasarlanan görüşme ve değerlendirme araçlarından faydalanabilir.

Anksiyete rahatsızlığında doğru bir tanı için şu durumlar göz önünde bulundurulur:

Semptomların ne kadar süredir devam ettiği ve şiddeti Anksiyete belirtilerinin günlük yaşamı nasıl etkilediği Tutum ve davranışlara dair gözlem Kaygı Bozukluğu Tedavisi

Psikolojik terapi ve ilaç ile kaygı bozukluğu tedavisi gerçekleştirmek mümkündür. Bu noktada yapılması gereken ilk şey, bir uzmana başvurmak olacaktır. Tedaviye başlamadan önce kapsamlı bir değerlendirmenin gerçekleştirilmesi gereklidir. Anksiyete belirtilerinin fiziksel hastalıklardan dolayı oluşup oluşmadığını anlamak için de çeşitli testler ve incelemeler yapılması önemlidir.

İlaç tedavisi, anksiyete semptomlarının giderilmesi için tercih edilebilir. Psikoterapi ya da konuşma terapisi de kaygı bozukluğu tedavisi noktasında son derece başarılı sonuçlar elde edilmesini sağlayabilir.

Psikoterapi ya da konuşma terapisi, davranışlarınızın etki düzeyini öğrenmenize yardımcı olacaktır. Yaygın bir psikoterapi yöntemi olan bilişsel davranışçı terapi ile olumsuz veya paniğe sebep olan düşünce ve davranışları olumluya yöneltmek de öğrenilir.

Anksiyete tedavisi için uzmanlar tarafından bu yöntemlerden biri veya ikisi bir arada kullanılabilir. Kişiye hangi tedavinin daha uygun olabileceğinin anlaşılması için doktor ve danışanın birlikte karar vermesi son derece önemlidir. Çünkü her birey için, aynı anksiyete tedavisi uygunluk göstermeyebilir.

Anksiyete Atağı Nedir?

Kişinin ortada bir neden yokken birden yaşadığı korku ve panik hissi olan panik atak, bir çeşit anksiyete atağıdır. Nefes darlığı, göğüste ağrı, vücutta karıncalanma gibi belirlilerle ortaya çıkan panik atak sürekli tekrarlayan bir rahatsızlığa da dönüşebilir. Panik atak ile ilgili daha detaylı bilgi sahibi olmak isterseniz Panik Atak Nedir? Belirtileri ve Tedavisi adlı yazımızı da okumanızı öneririz.

Özet

Anksiyete, endişe, kaygı ve bunaltı hislerinin yoğun bir şekilde yaşandığı durumlar için kullanılan bir kavramdır. Günlük yaşamda sınava girerken, yeni bir işe başlarken veya ortam değişikliği yaparken anksiyete hissetmek mümkündür. Bunlar her insanda görülebilecek durumlar olup çoğu zaman endişe yaratmamaktadır. Normal bir kişinin hissettiği endişe ve bunaltı, zamanla azalır ve kişi yaşamına normal bir şekilde devam edebilir.

Anksiyete bozukluğu olan kişilerde kaygı, bunalma gibi duygular, günlük yaşamı sekteye uğratabilecek şekilde ciddiyet kazanmaktadır. Bu kişiler, hissettikleri endişe duygusundan dolayı normal yaşamlarına devam edemez hale bile gelebilecektir. Sağlıklı bireylerde anksiyete geçici bir durumken, anksiyete bozukluğu olan kişilerde bu durum çok farklıdır. 6 aydan uzun süre yaşanan anksiyete bozukluğu, çeşitli riskleri beraberinde getirecektir. Anksiyete belirtilerinden şüpheleniyorsanız eğer vakit kaybetmeden bu yönde bir uzmana başvurmanız doğru olacaktır.

Sık Sorulan Sorular Anksiyete Nasıl Anlaşılır?

Kas ağrıları, mide bulantıları, baş dönmesi veya baş ağrısı anksiyete belirtileri arasında bulunur. Bu tür durumlar sıklıkla yaşanıyorsa, anksiyete bozukluğu tanısı için bir uzmana başvurmak gerekir.

Anksiyete ve Panik Atak Arasındaki Fark Nedir?

Anksiyete genel olarak bir strese, endişeye ya da korkuya karşı tetiklenerek kişiyi etkiler. Panik atak ise aniden ve beklenmedik bir anda oluşur. Genellikle panik atak bir kaç dakika sürmektedir. Panik atak yaşayan kişilerde baş dönmesi, göğüs ağrısı, ateş basması, üşüme gibi belirtiler de görülmektedir.

Anksiyete Anında Nasıl Hissedilir?

Anksiyete anında kontrolü kaybetme, kalp çarpıntısı, bayılacakmış gibi hissetme, nefes darlığı ve boğulma hissi yaşanabilir.

"
Anksiyete (Kaygı) Nedir? Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete (Kaygı) Nedir? Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete (Kaygı) Nedir?

Günümüzün hızla değişen dünyasında, birçok insanın karşılaştığı yaygın bir sorun olan anksiyete, kişinin günlük yaşamını ciddi şekilde etkileyebilen bir duygusal durumdur. Anksiyete, geleceğe dair endişeler, korkular ve kaygılarla karakterize edilir. Ancak, anksiyete sadece zihinsel bir durum değil, aynı zamanda fiziksel semptomlara da yol açabilir. Bu yazıda, anksiyetenin ne olduğunu, belirtilerini, türlerini ve tedavi seçeneklerini daha yakından inceleyeceğiz.

Anksiyete Nedir? Anksiyete Belirtileri Nedir? Anksiyete Tipleri Nelerdir? Anksiyete ve Panik Atak Arasındaki Fark Nedir? Anksiyete Testleri Nelerdir? Anksiyete Nasıl Tedavi Edilir?  Anksiyete Belirtileri

Anksiyete belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve hafif ila şiddetli arasında değişebilir. Aşağıda yaygın anksiyete belirtilerinden bazıları verilmiştir:

1.Sürekli Endişe ve Gerginlik: Anksiyete bozukluğu olan kişiler, genellikle sürekli olarak belirsizlik, tehlike veya felaket düşünceleriyle dolu hissederler.

2. Fiziksel Semptomlar : Anksiyete, çeşitli fiziksel semptomlara neden olabilir. Bu semptomlar arasında kalp çarpıntısı, nefes darlığı, titreme, terleme, baş ağrısı, mide problemleri ve kas gerginliği bulunur.

3. Uykusuzluk: Anksiyetesi olan kişiler genellikle uykusuzluk yaşarlar veya uykuları sık sık kesilir. Gece boyunca zorlukla uyumak veya uykuya dalamamak gibi problemler görülebilir.

4. Odaklanma Güçlüğü: Anksiyete, kişinin odaklanma yeteneğini olumsuz etkileyebilir. Bu, işte, okulda veya günlük aktivitelerde dikkat eksikliğine neden olabilir.

5. Sinirlilik ve Huzursuzluk : Anksiyetesi olan kişiler sık sık sinirli, huzursuz veya gergin hissederler. Küçük sorunlar büyük bir endişe kaynağı haline gelebilir.

6. Kas Gerginliği: Anksiyete, kaslarda gerilim ve gerginlik hissine yol açabilir. Bu boyun, omuz ve sırt ağrılarına neden olabilir.

7. Kaçınma Davranışları: Anksiyetesi olan kişiler, kaygılarından kaçınmak veya rahatlamak için belirli davranışlar geliştirebilirler. Örneğin, belirli sosyal etkinliklerden kaçınmak veya evden uzaklaşmamak için çeşitli yollar bulmak gibi.

8. Mental Belirtiler: Bu semptomlar şunları içerebilir: sürekli endişe düşünceleri, kötü senaryoların sürekli hayal edilmesi, gelecek hakkında aşırı endişe duyma.

9. Sosyal İzolasyon : Anksiyetesi olan kişiler, endişeleri nedeniyle sosyal etkinliklerden veya ilişkilerden uzaklaşabilirler.

Bu belirtiler, bir kişinin anksiyete bozukluğuna sahip olabileceğini göstermektedir. Ancak, sadece bir uzman tanı koyabilir. Anksiyete bozukluğu tedavi edilebilir ve tedavi, terapi, ilaçlar veya her ikisinin bir kombinasyonunu içerebilir. Bu nedenle, anksiyete belirtileri yaşayan kişilere bir sağlık profesyoneli ile görüşmeleri önerilir.

Anksiyete Tipleri

Anksiyete, farklı tiplere ayrılabilir:

Genelleşmiş Anksiyete Bozukluğu (GAB): Kişinin sürekli ve aşırı endişeli hissettiği, genellikle belirli bir nedeni olmayan bir tür anksiyete.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Sosyal etkileşimler sırasında yoğun endişe ve utanç yaşama durumu.

Panik Bozukluğu: Aniden ve yoğun panik ataklarının görüldüğü bir anksiyete türü.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): Tekrarlayan düşünceler (obsesyonlar) ve buna karşı yapılan tekrarlayıcı davranışlar (kompulsiyonlar) ile karakterizedir.

Anksiyete ve Panik Atak Arasındaki Fark Nedir?

Anksiyete ve panik atak, her ikisi de anksiyete bozukluklarına ait olabilen farklı duygusal durumlar veya ataklardır. İşte bu iki durum arasındaki temel farklar:

1. Süre ve Şiddet

Anksiyete: Anksiyete, genellikle uzun süreli bir durumdur. Kişi, belirli bir durum, nesne veya düşünce ile sürekli olarak endişeli hisseder. Bu endişe daha düşük yoğunluktadır, ancak uzun süre devam edebilir. Anksiyete, günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir, ancak belirli bir panik atakla sonuçlanmaz.

Panik Atak: Panik ataklar ise ani ve yoğun bir şekilde ortaya çıkar. Şiddetli korku veya endişe hissi ile karakterizedir. Bir panik atak sırasında, kişi fiziksel semptomlar (örneğin, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, terleme) ve şiddetli duygusal belirtiler (korku, ölüm korkusu) yaşar. Panik ataklar, kısa sürer, genellikle 20-30 dakika içinde geçer.

2. Tetikleyiciler:

Anksiyete: Anksiyete, genellikle belirli bir tetikleyici olaya dayanabilir. Örneğin, bir iş mülakatı öncesinde endişeli hissetmek gibi.

Panik Atak: Panik ataklar ise genellikle beklenmedik ve aniden ortaya çıkar. Belirli bir tetikleyiciye ihtiyaç duymazlar ve kişi bir panik atak geçirebilirken rahat bir durumda bile olabilir.

3. Semptomlar:

Anksiyete: Anksiyete semptomları daha çeşitlidir ve kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Genellikle sürekli endişe, gerginlik, uykusuzluk, odaklanma güçlüğü gibi belirtileri içerir.

Panik Atak: Panik atakların semptomları daha belirgindir ve genellikle benzerdir. Nefes darlığı, göğüs ağrısı, bayılma korkusu, terleme ve titreme gibi fiziksel semptomlar ile karakterizedir.

4. Süreklilik:

Anksiyete: Anksiyete, belirli bir durum veya tetikleyici etkisi devam ettiği sürece sürer. Ancak anksiyete atağı olarak aniden başlamaz.

Panik Atak: Panik ataklar ani başlar ve belirli bir süre içinde sona erer. Kişi daha sonra normale döner.

Her iki durum da profesyonel bir sağlık uzmanının müdahalesini gerektirebilir. Anksiyete ve panik ataklar, tedavi edilebilir ve semptomların hafifletilmesine yardımcı olacak terapiler ve ilaçlar mevcuttur. Kişinin yaşadığı belirtiler hafifse veya endişe düzeyi yönetilebilirse, kendi kendine yardım stratejileri de kullanılabilir. Ancak her iki durumda da bir uzmandan destek almak önemlidir.

Anksiyete Testleri

Anksiyeteyi teşhis etmek için birçok öz değerlendirme aracı bulunmaktadır. Bu testler, kişinin anksiyete düzeyini değerlendirmesine yardımcı olabilir. Beck Anksiyete Envanteri, Hamilton Anksiyete Derecelendirme Ölçeği ve GAD-7 gibi testler yaygın olarak kullanılır.

Anksiyete Nasıl Tedavi Edilir?

Anksiyete tedavisi, bir dizi farklı yaklaşımı içerebilir ve kişinin durumuna ve ihtiyacına göre özelleştirilebilir. Anksiyete tedavisi aşağıdaki yöntemlerden bir veya birkaçının bir kombinasyonunu içerebilir:

1.Psikoterapi (Konuşma Terapisi): Terapi, anksiyete tedavisinde yaygın olarak kullanılan bir yöntemdir. Kognitif-davranışçı terapi (KDT) ve kabul ve taahhüt terapisi (ACT) gibi terapi türleri, anksiyete belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Bu terapiler, anksiyeteye neden olan düşünce kalıplarını tanımlamayı, anlamayı ve değiştirmeyi hedefler.

2. İlaç Tedavisi: Bazı durumlarda, ilaçlar anksiyete tedavisinin bir parçası olarak kullanılabilir. Antidepresanlar ve anksiyolitik ilaçlar, belirli anksiyete türlerini tedavi etmek için kullanılabilir. Ancak, bu ilaçların kullanımı bir uzman tarafından yönlendirilmelidir.

3. Stres Yönetimi: Stres yönetimi teknikleri, anksiyete düzeylerini azaltmaya yardımcı olabilir. Bu teknikler arasında derin nefes alma, meditasyon, yoga ve ilaçsız rahatlama yöntemleri bulunur.

4. Yaşam Tarzı Değişiklikleri: Sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları, anksiyete belirtilerini hafifletmeye yardımcı olabilir. Düzenli fiziksel aktivite, dengeli beslenme, yeterli uyku ve uyuşturucu maddelerden kaçınma, anksiyete yönetiminde önemlidir.

5. Sosyal Destek: Aile, arkadaşlar veya destek gruplarından gelen sosyal destek, anksiyete ile başa çıkmada yardımcı olabilir. Paylaşma ve destek alma, anksiyete tedavisinin bir parçası olabilir.

6. Anksiyete Eğitimi: Anksiyete belirtileri ve anksiyete ile nasıl başa çıkılacağı hakkında bilgi sahibi olmak, anksiyete tedavisinde önemlidir. Bireyler, anksiyete ile nasıl başa çıkacaklarını öğrenmek için profesyonel bir rehberden veya kaynaklardan yararlanabilirler.

Anksiyete tedavisi, kişinin durumuna ve anksiyetenin türüne bağlı olarak farklılık gösterebilir. Tedavi süreci, bir uzmanın gözetiminde olmalıdır, bu nedenle anksiyete belirtileri yaşayan kişilere bir sağlık profesyoneli ile görüşmeleri ve uygun bir tedavi planı geliştirmeleri önerilir.

Anksiyete Nedir? Özel Sada Hastanesi

Anksiyete Nedir? Özel Sada Hastanesi

Anksiyete Nedir?

Anksiyete nedir sorusuna en kısa haliyle bir cevap verecek olursak, bir kişinin aşırı endişe, korku ve huzursuzluk hissetmesi ile karakterize bir zihinsel rahatsızlıktır. Anksiyete, normalde günlük hayatta karşılaşılan zorluklara veya stresli durumlara verilen bir tepki olabilir. Ancak, anksiyete bozukluğu olarak kabul edilir ve tedavi edilmelidir, çünkü ciddi semptomlara ve işlev bozukluğuna neden olabilir.

Anksiyete bozukluğu, birçok faktörden kaynaklanabilir. Genetik yatkınlık, çevresel faktörler, beyin kimyasalları dengesizliği ve yaşam olayları gibi faktörler anksiyete bozukluğuna katkıda bulunabilir. Anksiyete bozukluğu semptomları arasında kalp çarpıntısı, terleme, titreme, nefes darlığı, mide bulantısı ve uykusuzluk gibi belirtiler yer alabilir.

Anksiyete bozukluğu tedavisi, birçok farklı yaklaşım içerir. Psikoterapi, ilaç tedavisi, yaşam tarzı değişiklikleri, yoga, meditasyon gibi teknikler anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılan yöntemlerdir. Tedaviye başlamadan önce, bir psikiyatrist veya psikologla danışarak, anksiyete belirtilerinin nedenini belirlemek ve en uygun tedavi yöntemini belirlemek önemlidir.

Anksiyete bozukluğu birçok insanı etkileyebilir ve tedavi edilebilir. İnsanlar anksiyete belirtileri gösterdiklerinde, destekleyici bir çevre ve uygun tedavi ile semptomlarını yönetebilir ve sağlıklı bir yaşam sürdürebilirler.


Anksiyete bozukluğu nedir?

Anksiyete bozukluğu, tekrarlayan ve aşırı kaygı, endişe ve korkunun belirgin bir şekilde var olduğu bir zihinsel rahatsızlıktır. Anksiyete bozukluğu, günlük yaşamı ciddi şekilde etkileyebilir ve iş, okul ve sosyal ilişkileri olumsuz yönde etkileyebilir.

Anksiyete bozukluğu, belirli durumlarda veya nesnelerde ortaya çıkan ve farklı sebeplere dayanan farklı türleri olan bir bozukluktur. Bu türler arasında genelleşmiş anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk (OKB), travma sonrası stres bozukluğu (TSSB) ve fobiler yer alır.

Genelleşmiş anksiyete bozukluğu, sürekli ve aşırı endişe durumudur. Kişi, yaşadığı günlük olaylarla ilgili kaygı duyar ve bu kaygılarının gerçekçi olup olmadığından emin değildir. Panik bozukluğunda, beklenmedik ve yoğun panik atakları yaşanır. Sosyal anksiyete bozukluğunda, sosyal durumlarda kaygılanılır ve kişilerle etkileşim kurmakta zorluk çekilir. OKB, kişinin tekrarlayan düşünceleri (obsesyonlar) ve bunları kontrol etmek için yaptığı tekrarlayan davranışları (kompulsiyonlar) içeren bir durumdur. TSSB, travmatik bir olay sonrası tekrarlayan hatıralar, kabuslar ve aşırı uyarılma durumudur. Fobiler, belirli durumlar veya nesnelere karşı yoğun ve aşırı bir korku ve kaçınma tepkisi ile karakterizedir.

Anksiyete bozukluğu tedavisi, semptomların şiddetine ve türüne bağlı olarak değişebilir. Psikoterapi, ilaç tedavisi veya her ikisinin bir kombinasyonu gibi yöntemler kullanılabilir. Doğru tedavi ile anksiyete bozukluğu kontrol altına alınabilir ve yaşam kalitesi artırılabilir.

Anksiyete belirtileri nelerdir?

Anksiyete, bir kişinin yaşadığı günlük stres ve kaygı düzeyinin normalden daha yüksek olduğu bir duygudur. Bazen anksiyete normal bir tepki olabilirken, bazı durumlarda anksiyete bozukluğu olarak adlandırılan bir durumda olabilir. Anksiyete bozukluğu, uzun süreli, tekrarlayan ve kontrol edilemeyen anksiyete hissi ile karakterizedir. Anksiyete bozukluğu olan bir kişi, günlük işlevlerini yapmakta zorlanabilir ve hayat kalitesinde düşüş yaşayabilir.

Anksiyete belirtileri kişiden kişiye değişebilir. Bazı insanlar fiziksel semptomlar yaşarken, diğerleri duygusal semptomlar yaşayabilirler. Ancak genel olarak, anksiyete belirtileri şunları içerebilir:

Sürekli endişe ve kaygı duymak
Sürekli gerginlik veya sinirlilik hissi
Zorlanarak uyuyabilme veya uykuda kalma zorluğu
Yoğun korku ve panik ataklarının yaşanması
Fiziksel semptomlar, örneğin kalp çarpıntısı, terleme, titreme, baş dönmesi veya nefes darlığı gibi semptomlar.
Bu belirtiler, anksiyete bozukluğu olan birçok insan için günlük işlevlerini yerine getirmelerini zorlaştırır. Bu nedenle, anksiyete bozukluğu olan bir kişi tedavi edilmelidir.


Anksiyete nasıl tedavi edilir?

Anksiyete, insanların hayatlarında zaman zaman karşılaştığı bir durum olsa da, bazı insanlar için bu durum günlük hayatlarını etkileyecek kadar şiddetli olabilir. Anksiyete bozukluğu, bu belirtilerin sürekli olarak var olması ve yaşam kalitesini etkileyecek seviyede olmasıdır. Anksiyete bozukluğunun tedavisi mümkündür ve birçok farklı tedavi seçeneği mevcuttur.

Psikoterapi, anksiyete bozukluğunun tedavisinde en sık kullanılan yöntemlerden biridir. Terapi seansları sırasında, kişi anksiyete belirtilerini ve nedenlerini anlamak için terapistle birlikte çalışır. Terapi sırasında öğrenilen teknikler, kişinin kendine güvenini arttırarak anksiyete seviyelerini azaltabilir.

İlaç tedavisi, anksiyete bozukluğunu tedavi etmek için kullanılan bir diğer yöntemdir. Antidepresanlar, anksiyete bozukluğunu tedavi etmek için sıklıkla reçete edilen ilaçlardır. Antidepresanlar, beyinde kimyasal dengesizlikleri düzenleyerek anksiyete semptomlarını hafifletirler. Anksiyolitikler ise daha kısa süreli anksiyete atakları için kullanılır.

Yaşam tarzı değişiklikleri, anksiyete bozukluğu tedavisine yardımcı olabilir. Düzenli egzersiz, iyi bir uyku düzeni ve sağlıklı beslenme alışkanlıkları, stresle başa çıkmak ve anksiyete semptomlarını hafifletmek için önemlidir.

Son olarak, alternatif terapiler de anksiyete bozukluğunun tedavisinde kullanılabilir. Yoga, meditasyon ve akupunktur gibi teknikler, anksiyete semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Anksiyete bozukluğu tedavisi kişinin semptomlarına ve yaşam tarzına bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu nedenle, tedavi yaklaşımı genellikle bir uzman tarafından belirlenir. Anksiyete semptomları hafif ya da şiddetli olsun, tedavi edilebilir bir durumdur ve tedavi edilmediği takdirde yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir.


Anksiyete hangi hastalıklarla birlikte görülür?

Anksiyete bozukluğu, birçok farklı sağlık sorunu ile birlikte görülebilen bir durumdur. Bazı hastalıkların belirtileri, anksiyete bozukluğuna benzerlik gösterir ve bu nedenle anksiyete bozukluğu teşhisi koymak bazen zor olabilir.

Anksiyete bozukluğu, depresyon, obsesif kompulsif bozukluk, panik bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, travma sonrası stres bozukluğu gibi diğer psikiyatrik rahatsızlıklarla birlikte görülebilir. Bunun yanı sıra, anksiyete bozukluğu ile birlikte endişe edilen bir sağlık sorunu varsa, bu sorun da anksiyeteye katkıda bulunabilir. Örneğin, anksiyete bozukluğu olan bir kişi, kalp hastalığı veya kanser gibi ciddi bir hastalığa sahip olma endişesiyle başa çıkabilir.

Bununla birlikte, anksiyete bozukluğu, fiziksel bir hastalığın belirtisi olabileceği gibi, diğer sağlık sorunlarının da tetikleyicisi olabilir. Örneğin, tiroid bezindeki bozukluklar, hipoglisemi, hipertansiyon, kafein veya alkol kullanımı, anksiyete belirtilerini tetikleyebilir veya kötüleştirebilir.

Sonuç olarak, anksiyete bozukluğu, diğer psikiyatrik rahatsızlıklar veya fiziksel hastalıklarla birlikte görülebilen bir durumdur. Doğru teşhis ve tedavi için bir sağlık uzmanına başvurmak önemlidir.


Anksiyete atakları nedir?

Anksiyete atakları, aniden ortaya çıkan şiddetli kaygı veya korku duyguları ile karakterize olan anksiyete bozukluğu belirtilerinden biridir. Bu ataklar, genellikle fiziksel semptomlarla birlikte gelir ve kişinin kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme, titreme, mide bulantısı ve baş dönmesi gibi belirtiler yaşamasına neden olur.

Anksiyete atakları birçok faktöre bağlı olarak tetiklenebilir. Stres, yorgunluk, ilaç yan etkileri, yüksek tansiyon, kalp hastalığı, diyabet, sigara içmek gibi bazı faktörler anksiyete ataklarını tetikleyebilir. Ayrıca kişinin yaşadığı travmatik olaylar veya yoğun stresli durumlar da anksiyete ataklarının ortaya çıkmasına neden olabilir.

Anksiyete ataklarının tedavisi, atakların sıklığı, şiddeti ve tetikleyici faktörlere bağlıdır. Tedavi genellikle ilaçlar, psikoterapi ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi yöntemlerin bir kombinasyonunu içerir. İlaç tedavisi, antidepresanlar ve anksiyolitikler gibi çeşitli ilaçları içerebilir. Psikoterapi, bireysel veya grup terapisi olarak uygulanabilir. Yaşam tarzı değişiklikleri arasında egzersiz yapmak, düzenli uyku almak, sağlıklı beslenmek, stresten kaçınmak ve alkol ve uyarıcıların tüketimini azaltmak gibi yöntemler yer alır.

Anksiyete atakları, kişinin yaşam kalitesini olumsuz etkileyebilir ve günlük yaşam aktivitelerini sınırlayabilir. Ancak tedavi edilebilir bir durumdur ve uygun tedavi yöntemleriyle semptomlar kontrol altına alınabilir. Bu nedenle, anksiyete atakları yaşayan kişilerin bir sağlık uzmanına başvurması ve uygun tedavi seçenekleri hakkında bilgi alması önerilir.


Anksiyete hangi yaşlarda başlar?

Anksiyete, her yaşta başlayabilen bir durumdur. Ancak, özellikle ergenlik ve genç yetişkinlik dönemlerinde daha sık görülür. Bunun nedeni, bu yaş dönemlerindeki insanların pek çok değişiklikle karşı karşıya kalması, gelecek kaygıları, sosyal baskılar ve akademik/stresli iş ortamları gibi nedenlerdir.

Çocuklarda da anksiyete görülebilir ve bu, özellikle okul öncesi dönemlerde ayrılık kaygısı, yabancılarla karşılaşma, uyku problemleri ve fiziksel semptomlar gibi şekillerde ortaya çıkabilir. Çocukluk dönemi anksiyete bozuklukları, ileriki yaşlarda devam edebilir veya farklı bir anksiyete bozukluğuna dönüşebilir.

Yaşlı yetişkinlerde de anksiyete görülebilir ve genellikle sağlık sorunları, kayıplar, sosyal izolasyon ve yaşlanma sürecindeki diğer zorluklarla ilgilidir. Ancak, yaşlılarda anksiyetenin depresyon, alkol kullanımı ve fiziksel sağlık sorunları gibi diğer sorunlarla birlikte ortaya çıkması da yaygındır.

Özetle, anksiyete her yaşta görülebilen bir durumdur ve hayatın herhangi bir aşamasında başlayabilir. Ancak, erken tanı ve tedavi ile semptomlar yönetilebilir ve yaşam kalitesi arttırılabilir.


Anksiyete nasıl teşhis edilir?

Anksiyete bozukluğu, birçok farklı belirti ve semptomla kendini gösterebilir ve bu nedenle teşhisi bazen zor olabilir. Ancak, belirtilerle ilgili doğru bir değerlendirme yapmak için bir psikiyatrist veya psikologdan yardım almak önemlidir.

Anksiyete bozukluğu teşhisi koymak için genellikle birkaç adım atılır. İlk olarak, hastanın belirtileri ve semptomları hakkında detaylı bir tıbbi ve psikiyatrik öykü alınır. Bu öyküde hastanın ailesinde anksiyete bozukluğu olup olmadığı, yaşam stresi, travma, ilaç kullanımı ve diğer sağlık sorunları hakkında bilgi alınır.

Daha sonra, fiziksel bir muayene ve laboratuvar testleri yapılabilir. Bu testler, diğer hastalıkların neden olabileceği benzer semptomları ortadan kaldırmaya yardımcı olabilir.

Son olarak, psikiyatrik değerlendirme yapılması gerekir. Bu değerlendirme sırasında, psikiyatrist veya psikolog hastanın semptomlarını ve yaşamındaki diğer faktörleri değerlendirir. Bu değerlendirme sırasında, anksiyete bozukluğu teşhisi konulup konulmadığına karar verilir.

Anksiyete bozukluğu teşhisi konulduktan sonra, uygun tedavi yöntemleri belirlenebilir. Bu tedavi yöntemleri arasında ilaçlar, terapi ve yaşam tarzı değişiklikleri bulunabilir. Ancak, teşhis ve tedavi sürecinde bir uzman desteği almak her zaman önemlidir.


Anksiyete neden olur?

Anksiyete, belirli bir durum veya nesne ile karşılaşma nedeniyle ortaya çıkan normal bir duygudur. Ancak bazı kişilerde anksiyete duyguları aşırı ve kontrol edilemez hale gelir ve günlük yaşamlarını etkiler. Bu durumda anksiyete bozukluğu denir.

Anksiyete bozukluğunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, genetik, çevresel, nörokimyasal ve psikolojik faktörlerin birleşimi etkili olabilir. Anksiyete bozukluğuna neden olabilecek bazı faktörler şunlardır:

Genetik yatkınlık: Aile öyküsünde anksiyete bozukluğu olan kişilerde, anksiyete bozukluğu gelişme riski daha yüksektir.

Stresli yaşam olayları: Özellikle çocuklukta yaşanan kötü olaylar, travmatik deneyimler, iş veya okul stresi gibi yaşam olayları anksiyete bozukluğuna neden olabilir.

Kimyasal dengesizlikler: Beyindeki kimyasal maddelerin dengesi, anksiyete bozukluğu gelişiminde etkili olabilir.

Diğer sağlık sorunları: Tiroid problemleri, kalp hastalıkları, solunum problemleri gibi diğer sağlık sorunları anksiyete bozukluğuna neden olabilir veya anksiyete bozukluğu ile birlikte görülebilir.

İlaç kullanımı: Bazı ilaçlar, özellikle uyarıcılar ve antidepresanlar, anksiyete bozukluğuna neden olabilir.

Anksiyete bozukluğunun nedeni ne olursa olsun, tedavi edilebilir bir durumdur. Terapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi yöntemler kullanılarak anksiyete bozukluğu kontrol altına alınabilir.


Anksiyete öldürür mü?

Anksiyete, tedavi edilmezse hayat kalitesini düşürebilen bir rahatsızlıktır. Ancak genellikle ölümcül bir hastalık değildir. Anksiyetenin en şiddetli şekli olan panik ataklar, kalp krizi veya inme gibi ciddi sağlık sorunlarına neden olabilir, ancak bu durumlar nadirdir.

Anksiyete genellikle psikolojik faktörlerden kaynaklanır ve tedavi edilebilir bir durumdur. Terapi, ilaçlar ve yaşam tarzı değişiklikleri gibi yöntemlerle tedavi edilebilir. Anksiyete ile başa çıkmak için destek aramak önemlidir.

Anksiyete, insanların hayatında normal bir duygu olarak ortaya çıkabilir ve genellikle öldürücü bir durum değildir. Ancak, anksiyete semptomları ciddi bir şekilde hayat kalitesini etkileyebilir ve tedavi edilmezse daha ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, anksiyete semptomları yaşayan kişilerin sağlık uzmanlarına başvurması önemlidir.


Sıkça Sorulan Sorular

Anksiyete nedir?

Anksiyete, aşırı endişe, korku veya kaygı durumudur. Vücutta gerilim ve stres yaratarak birçok semptoma yol açabilir.

Anksiyete bozukluğu nedir?

Anksiyete bozukluğu, aşırı anksiyeteye neden olan bir zihinsel rahatsızlıktır. Gündelik yaşamı engelleyen semptomlara yol açabilir.

Anksiyete belirtileri nelerdir?

Anksiyete belirtileri arasında kalp çarpıntısı, terleme, titreme, mide bulantısı, nefes darlığı, konsantrasyon güçlüğü, uykusuzluk, sinirlilik ve huzursuzluk yer alabilir.

Anksiyete nasıl tedavi edilir?

Anksiyete tedavisi ilaçlar, psikoterapi veya her ikisi ile yapılabilir. Doktorunuz size en uygun tedaviyi önerecektir.

Anksiyete hangi hastalıklarla birlikte görülür?

Anksiyete genellikle depresyon, panik atak, obsesif-kompulsif bozukluk, travma sonrası stres bozukluğu ve sosyal fobi gibi diğer zihinsel rahatsızlıklarla birlikte görülür.

Anksiyete atakları nedir?

Anksiyete atakları, beklenmedik bir şekilde ortaya çıkan yoğun kaygı veya korku hissidir. Kalp çarpıntısı, nefes darlığı, terleme ve titreme gibi semptomlara yol açabilir.

Anksiyete hangi yaşlarda başlar?

Anksiyete genellikle erken yetişkinlik veya ergenlik döneminde başlar. Ancak her yaşta ortaya çıkabilir.

Anksiyete nasıl teşhis edilir?

Anksiyete teşhisi bir psikiyatrist veya psikolog tarafından konulur. Belirtilerin süresi ve şiddeti, tıbbi geçmiş ve diğer faktörler göz önüne alınarak bir teşhis yapılır.

Anksiyete neden olur?

Anksiyete, birçok faktörün bir araya gelmesi sonucu ortaya çıkabilir. Stresli bir yaşam, genetik yatkınlık, hormon dengesizlikleri ve beyin kimyasında değişiklikler gibi faktörler arasında yer alabilir.

Anksiyete hangi türlerde olur?

Anksiyete bozuklukları arasında genel anksiyete bozukluğu, sosyal fobi, panik bozukluğu, ayrılık kaygısı bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi çeşitli türler bulunmaktadır.

İçindekiler İçindekiler Anksiyete nedir? Anksiyete bozukluğu nedir? Anksiyete belirtileri nelerdir? Anksiyete nasıl tedavi edilir? Anksiyete hangi hastalıklarla birlikte görülür? Anksiyete atakları nedir? Anksiyete hangi yaşlarda başlar? Anksiyete nasıl teşhis edilir? Anksiyete neden olur? Anksiyete öldürür mü? Sıkça Sorulan Sorular "
Anksiyete Nedir? Tedavisi Nasıl Olur?

Anksiyete Nedir? Tedavisi Nasıl Olur?

Anksiyete

Anksiyete ya da diğer adıyla kaygı bozukluğu psikolojik bir rahatsızlık türüdür. Günlük hayatta ara ara yaşanan kaygı bozuklukları normal karşılanmaktadır. Anksiyete, gergin ve huzursuz hissetmeye, terlemeye ve kalp atışlarının hızlanmasına neden olabilmektedir. Kaygı yani anksiyete gerçekte normal karşılanan bir duygu durumu olmakla beraber süreklilik arz ettiği durumlarda önemli bir rahatsızlık halini de alabilir.

Herkesin zaman zaman yaşayabileceği bir duygu durumu olan anksiyete, bazılarında sebepsiz yere ortaya çıkabilir ve sürekli hale gelebilir. Bu duruma anksiyete, kaygı bozukluğu denilmektedir. Temel olarak anksiyete bozukluğu, başına kötü bir şey geleceğini düşünme, komik duruma düşmekten veya rezil olmaktan korkma gibi düşünsel ancak çoğu zaman nedeni belirsiz olan genel bir gergin olmak durumudur.

İçindekiler Anksiyete Nedir?

Genellikle hoş olmayan bir iç çatışma durumu ile belirtilen ve de sıklıkla sinirsel davranışların eşlik ettiği duyguya anksiyete ya da kaygı bozukluğu denilmektedir. Anksiyete belirli sınırlar ve olaylar içerisinde kaldığında normal olarak görülen bir duygudur. Anksiyeteye genellikle, yorgunluk, huzursuzluk, kas gerginliği ve konsantrasyon bozukluğu gibi duygular eşlik etmektedir.

Anksiyete herkesin zaman zaman yaşayabileceği bir duygu olarak karşımıza çıkmaktadır. Ancak anksiyete bozukluğu olan kişilerin bunalım, kaygı gibi duyguları günlük hayatı ciddi biçimde sekteye uğratacak düzeyde olmaktadır. Bu kişilerin hissettikleri endişe ve kaygı duyguları nedeniyle günlük hayatları normal biçimde sürdürülemez ölçüde etkilenir. Genellikle bu olumsuz duyguları çok yoğun ve de uzun süredir yaşıyor olmak anksiyete bozukluğunun habercisi olabilmektedir.

Toplumumuzda oldukça yaygın olarak görülebilen kaygı bozukluğu, her yaştan bireyi etkileyebilmektedir. Anksiyete bozukluğunun çeşitli türleri bulunmaktadır. Her tür için kaygı duygularına neden olan altta yatan temel unsur farklı olabilmektedir. Anksiyete bozukluğuna spesifik olarak neyin neden olduğu henüz tam olarak anlaşılamamıştır.

Ansiyeteye neden olabilecek unsurlar arasında, genetik, çevresel stres, madde kullanımı, beyin kimyası ve çeşitli hastalıklar gibi nedenler belirtilebilir. Her yaşta görülebileceği gibi sık olarak 35-60 yaş aralığındaki kişilerde daha çok görülebilmektedir. Anksiyetenin belirtileri günlük hayatta sık sık karşılaşılabilen durumlar olabilmektedir. Örneğin rutin olayları bile kaygı verici olarak yorumlayarak olumsuz duygulara kapılmak anksiyete bozukluğunun en yaygın belirtisi olarak bilinmektedir.

Anksiyete teşhisi genellikle uzman hekim muayenesinin ardından yapılabilmektedir. Zihinsel değerlendirmeler, fiziki muayene ve çeşitli psikolojik anketler teşhis adına yararlanılan yöntemlerdir. Anksiyete tedavisi ise günümüzde genellikle çeşitli ilaçlarla yapılmaktadır. Anksiyetenin ne zaman ve ne şekilde hayatımıza dahil olacağını bilmek maalesef mümkün olmamaktadır. Ancak kaygı, stres ve endişeyi azaltmaya yardımcı bazı yöntemler anksiyete ile mücadelede işe yarayabilir.

Anksiyete Nedenleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğunun tam olarak neden meydana geldiği henüz belirlenememiştir. Travmatik olaylar, genetik faktörler, çeşitli hastalıklar gibi unsurların anksiyete bozukluğuna neden olabileceği düşünülmektedir. Bununla birlikte, beyin kimyasında meydana gelen birtakım değişikliklerin, genetik unsurların, stres, kronik hastalıklar, çeşitli ilaçlar, uyuşturucu gibi zararlı alışkanlıkların ve çevresel faktörlerinde anksiyeteye zemin hazırlayabileceği bilinmektedir.

Anksiyete bozukluğuna neden olabilecek bazı önemli unsurlara şu şekilde değinebiliriz,

Genetik unsurlar. Ailesinde anksiyete bozukluğu öyküsü bulunan kişilerde görülme ihtimali daha yüksek olmaktadır. Çevresel stres. Özellikle günlük yaşamda yaşanılan stres verici olaylar anksiyete bozukluğuna neden olabilir. Beyin kimyası. Anksiyete bozukluğunun ortaya çıkmasında beyinde endişe ve korku duygularının kontrol edilmesinde görev alan kimyasal dengenin bozulmasının etkili olabileceği tahmin edilmektedir. Zararlı alışkanlıklar. Alkol ve uyuşturucu madde kullanımı da anksiyete bozukluğunu tetikleyebilmektedir. Çeşitli hastalıklar. Tiroit, akciğer, kalp ve benzeri rahatsızlıklar kaygı bozukluğunu tetikleyebilmektedir. Anksiyete Türleri Nelerdir?

Çeşitli anksiyete türleri bulunmaktadır. Bunlar genel olarak, panik atak, obsesif kompulsif bozukluk, travma sonrası stres, agorafobi, sosyal fobi ve genelleştirilmiş kaygı bozuklukları olarak belirtilebilir. Bazı önemli anksiyete bozukluğu türlerine şu şekilde değinmek mümkündür,

Panik Atak: Çok kısa süre içerisinde başlayan ve yoğun biçimde yaşanan kaygı ve bunaltı hissi olarak tanımlanabilir. Bu duyguların birden ortaya çıkmasında belirgin birtakım tetikleyiciler rol alabilir. Panik atakların süresi birkaç dakikadan bir saate kadar değişebilmektedir. Kadınlarda daha sık görülebilen panik atağın toplumda görülme oranı %2-4 arasındadır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Sıradan, günlük olaylar karşısında bile kaygı hissinin yoğun olarak yaşandığı durumu ifade etmektedir. Genellikle kişinin rutin olaylar karşısındaki tepkisi aşırıya kaçmaktadır. Bununla birlikte, yoğun endişe hissi, kalp atış hızında artış ve aşırı terleme gibi fiziksel tepkilere de yol açabilmektedir.

Sosyal Kaygı Bozukluğu, Sosyal fobi olarak da bilinen bu durum, kişilerin gündelik olaylara karşı yoğun ve aşırı endişeye kapılmaları olarak tanımlanabilmektedir. Bu durum görülen kişilerde yaygın olarak, yargılanma korkusu, utanç verici bir olay yaşama korkusu gibi duygular hakimdir. Bu gibi kaygıların altı aydan fazla sürmesi sosyal fobi kaygı bozukluğu tanısı konulmasında etkendir.

Bunlarla birlikte, çeşitli fobiler, ayrılma anksiyetesi, çeşitli ilaçlara bağlı olarak gelişebilen anksiyete, diğer duygu durum bozukluklarına bağlı olarak gelişebilen anksiyete, travma sonrası stres gibi türlerde anksiyete bozukluğu türleri arasında gösterilebilmektedir.

Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğuna neden olabilecek çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır. Çevresel faktörler, genetik faktörler, nörobiyolojik faktörler ve bazı deneyimler bu risk faktörleri arasında gösterilebilir. Bununla birlikte, çocukluk döneminde yaşanan kronik stres anksiyeteyi tetikleyici risk faktörleri arasında önemli görülmektedir.

Bazı önemli anksiyete bozukluğu risk faktörlerine şu şekilde değinebiliriz,

Çocukluk döneminde özellikle cinsel istismar veya ihmal edilme gibi deneyimler anksiyete görülme oranını ciddi anlamda artırabilmektedir. Travmatik olaylara maruz kalmak Depresyonda olmak Özgüven eksikliği ve yargılanma ile ilgili olumsuz düşüncelere sahip olmak Belirli kişilik tiplerine sahip kişilerde anksiyete bozukluğuma yatkınlık görülebilmektedir. Madde bağımlılığı anksiyete riskini artırmaktadır. Ayrılma olaylarına karşı aşırı duyarlı olma Sorunlu bağlanma biçimleri Öfkeye veya bağımlılığa yatkın olmak Stresli yaşam alanları Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Belirli olaylara karşı geçici olarak duyulan kaygı durumu genellikle olağan ve normal kabul edilmektedir. Bu kaygı duygusunun bir rahatsızlık halini alması için uzun süre kişide baskın duygu olması gerekmektedir. Anksiyetenin belirtileri kişiden kişiye değişebilmektedir.

Bazı önemli anksiyete belirtilerine şu şekilde değinebiliriz,

Panik, huzursuzluk, korku ve artan endişe hali Terleme, ellerde ve ayaklarda üşüme hissi Kalp çarpıntısı ve hızlı nefes alıp verme Midede duyulan karıncalanma hissi Karamsarlık duygusunun hakim olması Uyku sorunları yaşıyor olmak Konsantre olmakta güçlük çekilmesi Mide ve sindirim sistemi rahatsızlıklarının ortaya çıkması Mide bulantısı Aşırı ve tekrar tekrar düşünme hali Rutin olayları dahi kaygı verici olarak algılamak İşleri olağan akışına bırakamamak Rahat hissedememek Olaylar karşısında en kötü senaryoyu düşünmek ve buna göre hazırlık yapmak Anksiyete Nasıl Teşhis Edilir?

Anksiyete teşhisi uzman hekim tarafından yapılacak, fiziki muayene, zihinsel değerlendirmeler ve de çeşitli psikolojik testlerin uygulanması ile yapılabilmektedir. Anksiyete bozukluğu tanısı koyabilmek zor olduğundan uzman hekim tarafından yapılacak değerlendirmede samimi cevaplar vermek önem teşkil etmektedir.

Anksiyete teşhisi konulmasında önemli görülen 2 nokta, belirtilerin ne zamandır görüldüğü ve de ne kadar yoğun olduklarıdır. Kaygı durumunuz günlük hayat aktivitelerinizi ve hayattan aldığınız tatmini önemli ölçüde etkiliyorsa bu üstünde durulması gereken bir veri olarak ele alınmalıdır.

Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluğunun tedavisinde yararlanılan çeşitli yöntemler mevcuttur. Tedavinin işe yararlılığı açısından kaygı bozukluğunun ortaya çıkış biçimi ve tetikleyicisi doğru biçimde tespit edilmelidir. Anksiyete daha çok psikoterapi, davranışsal terapi ve ilaç tedavisi gibi yöntemlerle tedavi edilmektedir. Ancak bu üç yöntemin yaygın olarak bir arada kullanılmaktadır.

Anksiyete tedavisinde kullanılan bazı önemli tedavi yöntemlerine şu şekilde değinebiliriz,

Psikoterapi: Psikoterapi daha çok uzun erimli uygulanan bir tedavi yöntemi olarak karşımıza çıkmaktadır. Davranışların ardında yatan değerlendirme sisteminin anlaşılmasına yardımcı olan konuşma terapisi olarak da bilinmektedir. Kaygı semptomlarını azaltabilmek adına daha çok bir terapist ile beraber konuşma seansları yapılmaktadır.

Bilişsel Davranış Terapisi: Psikoterapiye göre daha kısa dönemli uygulanan bir tedavi türüdür. Kanıta dayalı tedavi yöntemlerinden biri olarak karşımıza çıkmaktadır. Negatif ve gerçekle uyumsuz olan düşünce kalıplarının değiştirilmeleri amaçlanmaktadır. Duygu yönetimi ile ilgili daha gerçekçi ve de uygulanabilir beceriler kazandırmak amaçlanmaktadır.

İlaç Tedavisi: Anksiyete tedavisinde tercih edilen bir diğer yöntem olan ilaç tedavisinde, antidepresanlar ve birtakım sakinleştirici ilaçlar kullanılmaktadır. Bu ilaçlar genellikle kısa süreli rahatlama sağlamaktadır. Anksiyete tedavisi amaçlı ilaç kullanımında tercih edilecek ilaçlar mutlaka hekim tarafından kişiye özel olarak belirlenmelidir.

Bu tedavi yöntemleri ile birlikte pratik çeşitli tedavi yöntemleri de tercih edilebilmektedir. Anksiyete tedavisinde genellikle bu yöntemlerden biri veya ikisi beraber kullanılır. Kişiye hangi tedavinin daha uygun olduğuna ilgili hekim karar vermelidir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir, Belirtileri ve Terapi Yöntemleri

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir, Belirtileri ve Terapi Yöntemleri

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir, Belirtileri ve Terapi Yöntemleri

Kişinin ortada belirli olan herhangi bir durum yokken sürekli olarak endişelenmesi ve başına gelebilecek olaylarda hep en kötü senaryoyu yaşayacağına inanması ve bundan dolayı tedirginlik duyması, kaygılanmasıdır.

Ortada kaygılanmayı gerektirecek hiçbir durum yokken normalinden daha fazla kaygı hissedilir.

Aşırı endişe, kişinin günlük yaşamını olumsuz yönde etkiler ve hatta olağan yaşam etkinliklerini sürdürmesini engeller. Bu kişiler her durumda olası en kötü sonucu düşünürler, her şey kendi denetimlerinin dışındadır, iyi bir olasılık ya da geriye dönüş mümkün değildir.

En az altı ay boyunca, hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ya da faaliyet hakkında aşırı anksiyete ve endişe halidir. Kişi, endişesini kontrol etmekte güçlük çekmektedir.

Depresif belirtiler sıklıkla eşlik eder. Diğer anksiyete bozuklukları, major depresyon, alkol/madde kullanım bozuklukları, irritabl barsak sendromu ve baş ağrısı gibi somatik bozukluklarla çok sık birliktelik gösterir.

Kaygı Hissi Normal Midir?

Kaygı, insanların yaşamlarında zaman zaman karşılaştıkları bir duygudur ve normal olarak kabul edilir. Hayatımızdaki değişimler, belirsizlikler, stresli durumlar ve riskler kaygıya neden olabilir. Bu yüzden kaygı, her insanın hayatında zaman zaman hissettiği doğal bir tepkidir. Ancak bazı insanlarda kaygı düzeyi diğerlerine göre daha yüksek olabilir. Eğer kaygınız günlük aktivitelerinizi aksatıyorsa veya yaşam kalitenizi olumsuz etkiliyorsa, bir uzman ile konuşmanız faydalı olabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Görülme Sıklığı Nedir?

DSM-III-R kriterlerine göre Yaygın Anksiyete Bozukluğunun yıllık prevalansı %3,1 yaşam boyu prevalansı %5,1 bulunmuştur. Ancak 45 yaş üstü kadınlarda yaşam boyu sıklık % 10,3‘e kadar çıkabilmektedir. Kadınlarda yaşam boyu sıklık erkeklere göre 2 kat fazladır.

Dünya Sağlık Örgütü’ne göre, dünya genelinde her yüz kişiden altısı yaygın anksiyete bozukluğu yaşamaktadır.

Başlangıç belirtileri genellikle kademeli olarak artış ve şiddetlenme gösterir. Başlangıç yaşı ortalama 20 yaş öncesidir. Ancak her yaşta ortaya çıkabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, en belirgin belirtisi ile önüne geçilemez şekilde aşırı kaygı olarak kendisini göstermektedir. Diğer belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Sürekli endişeli hissetme Uykusuzluk veya yorgun hissetme Konsantrasyon güçlüğü yaşama Huzursuzluk veya sinirlilik Vücut ağrısı İrritabilite veya huysuzluk Mide bulantısı veya baş dönmesi Terleme veya titreme Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedenleri Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğunun nedenleri tam olarak bilinmemektedir. Ancak, uzmanlar genetik, çevresel faktörler ve beyindeki kimyasal dengesizliklerin bu bozukluğun ortaya çıkmasına katkıda bulunduğunu düşünmektedir.

Aile geçmişi, stresli yaşam olayları, travmalar, çocuklukta kötü deneyimler veya ihmal, ciddi bir hastalık veya yaralanma, madde kullanımı gibi çevresel faktörler anksiyete bozukluğuna neden olabilir veya riskini artırabilir.

Ayrıca, stresli yaşam olayları gibi çevresel faktörler de yaygın anksiyete bozukluğunun gelişmesinde etkili olabilir.

Psikolojik faktörler arasında düşük özgüven, mükemmeliyetçilik, kontrol ihtiyacı ve olumsuz düşünce kalıpları yer alabilir. Bu tür zihinsel faktörler, bir kişinin stresli durumlara nasıl tepki verdiğini etkileyebilir ve bu da yaygın anksiyete bozukluğu riskini artırabilir.

Beyindeki kimyasal dengesizlikler de anksiyete bozukluğuna neden olabilir. Serotonin, dopamin gibi beyindeki kimyasal maddelerin dengesi sağlanmadığında anksiyete belirtileri ortaya çıkabilir.

Sosyal faktörler arasında ise iş veya okul gibi stresli yaşam olayları, aile sorunları, parasal sıkıntılar ve toplumsal baskılar sayılabilir. Bu gibi faktörler, bir kişinin duygusal sağlığı üzerinde olumsuz etkiler yaratabilir ve yaygın anksiyete bozukluğunun oluşması için katkıda bulunabilir.

Ancak, anksiyete bozukluğunun kesin nedenleri hala tam olarak anlaşılamamıştır ve her bireyde farklı olabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Güncel Tanı Kriterleri Nelerdir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, sürekli endişe, huzursuzluk ve gerginlik gibi semptomlarla kendisini gösteren bir anksiyete bozukluğudur. Güncel tanı kriterleri DSM-5 tarafından belirlenmiştir.

DSM-5’e göre, bir kişinin yaygın anksiyete bozukluğu tanısı alabilmesi için en az altı ay boyunca neredeyse her gün aşırı endişe ve kaygı hissetmesi gerekmektedir. Bu endişelerin konusu genellikle iş, okul, sağlık, sosyal durumlar veya diğer günlük aktivitelerle ilgilidir.

Ayrıca, bu endişelerin en az üçünün aşağıdaki belirtilerle birlikte olması gerekmektedir:

Huzursuzluk, sinirlilik veya gerginlik hissi Kolayca yorulma veya enerji eksikliği Konsantrasyon zorluğu veya dikkat dağınıklığı Kas ağrısı Uykusuzluk veya uyku bozuklukları

Bu belirtilerin hayat kalitesini düşürmesi ve günlük yaşam faaliyetlerini engellemesi de gerekir.

Yaygın Kaygı Bozukluğu Tanısı Nasıl Konur?

Yaygın kaygı bozukluğu, sürekli ve aşırı endişe, gerginlik ve stres hissi ile kendisini gösteren bir kaygı bozukluğudur. Bu bozukluğun tanısı, belirtilerin şiddeti ve süresi göz önünde bulundurularak bir uzman tarafından konulur.

Tanı koymak için bir psikolog, hastanın belirtilerin ayrıntılı bir şekilde değerlendirir. Bu değerlendirme sırasında, hastanın yaşamındaki stres faktörleri, semptomların ne zaman ve nasıl başladığı, semptomların sıklığı ve şiddeti gibi konular ele alınır.

Ayrıca, yaygın kaygı bozukluğu teşhisi koymak için, belirtilerin diğer psikolojik sorunlar, fiziksel hastalıklar veya ilaç yan etkileri kaynaklı olmadığından emin olmak adına bazı testler yapılabilir.

Yaygın kaygı bozukluğu tanısı koymak için kriterler DSM-5 gibi tanısal kılavuzlarda belirlenmiştir ve bu kriterler doğrultusunda yapılan değerlendirmeler sonucunda tanı konulur.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Ergenlik Dönemine Etkisi Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, ergenlik döneminde oldukça yaygın bir rahatsızlıktır ve genellikle 13-18 yaş arasındaki ergenleri etkiler. Bu durum, sürekli endişe, kaygı ve korkularla ilişkilidir. Ergenlerde yaygın anksiyete bozukluğu, okul performansını olumsuz yönde etkileyebilir, sosyal ilişki kurmada zorluklar yaratabilir ve genel olarak günlük hayatın işleyişini engelleyebilir.

Ergenlerde yaygın anksiyete bozukluğu genellikle aile içi sorunlar, okulda stres, arkadaşlarla sorunlar veya maddi sıkıntılar gibi faktörlerden kaynaklanabilir. Gençlerin kendilerini kabul ettikleri ve bir düzenin parçası oldukları hissine sahip olmaları önemlidir.

Ebeveynlerin, öğretmenlerin ve bir uzman desteğiyle, ergenler genellikle yaygın anksiyete bozukluğu ile başa çıkabilirler. Terapi, ilaç tedavisi ve stres azaltıcı uygulamalar gibi tedaviler de ergenlerin anksiyetelerini yönetmelerine yardımcı olabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Kendisini Tekrarlar Mı?

Evet, yaygın anksiyete bozukluğu kendisini tekrarlayabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu olan kişilerde endişe ve kaygı belirtileri genellikle günler, haftalar veya aylar boyunca sürebilir ve daha sonra bir süreliğine azalabilir.

Birçok insan için, yaygın anksiyete bozukluğu yaşamlarının bir döneminde baş gösterebilir ve daha sonra iyileşebilirler. Ancak bazı insanlar için, anksiyete belirtileri kronik olabilir ve zaman zaman tekrarlayabilirler. Bu durumda, hayat tarzı değişiklikleri, terapi, ilaç tedavisi veya diğer terapi yöntemleri gibi destekleyici önlemler gerekebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu ile başa çıkmak için en iyi yöntemlerden biri, tetikleyici faktörleri tanımak ve bunların önüne geçebilmek adına hareket etmektir. Ayrıca, stresi azaltmak, düzenli egzersiz yapmak, yeterli uyku almak ve sağlıklı bir diyet uygulamak gibi yaşam tarzı değişiklikleri de yardımcı olabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Diğer Hangi Psikolojik Rahatsızlıklarla Beraber Görülür?

Yaygın anksiyete bozukluğu, diğer psikiyatrik rahatsızlıklarla beraber görülebilir. Sıklıkla depresyon, panik bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk ve sosyal fobi gibi diğer anksiyete bozuklukları ile birlikte görülür. Bazı durumlarda, yaygın anksiyete bozukluğu tıbbi koşullar veya ilaç yan etkileri ile de bağlantılı olabilir. Tedavi sürecinde bu faktörlerin tespit edilmesi ve uygun şekilde yönetilmesi önemlidir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavi Edilmezse Ne Olur?

Yaygın anksiyete bozukluğu tedavi edilmezse, bu durumun yaşam kalitesi üzerinde olumsuz etkileri olabilir. Anksiyete bozukluğu olan kişilerin günlük işlevselliği azalabilir, okul veya iş yerinde başarı düzeyi düşebilir ve sosyal hayatları etkilenebilir.

Ayrıca, anksiyete bozukluğu tedavi edilmediğinde depresyon, panik atak, uyku problemleri ve diğer sağlık sorunları gibi diğer psikolojik sorunların gelişme riski de artar.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu İçin Kendim Ne Yapabilirim?

Yaygın anksiyete bozukluğu belirtileri olan kişiler, kendilerine yardımcı olmak için birkaç şey yapabilirler:

Fiziksel aktivite: Düzenli egzersiz, stresi azaltmaya ve vücudun fizyolojik tepkisini düzeltmeye yardımcı olabilir.

Derin nefes alıp verme: Yavaş, derin nefesler almak, stresli durumlarda rahatlama sağlayabilir.

Meditasyon veya yoga: Bu teknikler, zihni sakinleştirmeye ve anksiyete semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Stres yönetimi için teknikler: Yapabileceğiniz basit şeyler, örneğin günlük aktiviteleri planlamak, bir günlük tutmak veya hobiler edinmek, stresli durumlarla başa çıkmanıza yardımcı olabilir.

Uyku düzeni: Yeterli uyku almaya çalışmak ve düzenli bir uyku programına uymak, ruh halinizi iyileştirebilir ve anksiyete belirtilerini hafifletebilir.

Bunlar, kendinize yardımcı olmanın bazı yollarıdır, ancak, yaygın anksiyete bozukluğu varsa, bu belirtilerin tedavisi için bir uzman ile görüşmeniz önemlidir.

Anksiyete Bozukluğuna İyi Gelen Nefes Egzersizleri Nelerdir?

Anksiyete ile başa çıkmak için nefes egzersizleri oldukça faydalıdır. İşte anksiyeteye iyi gelen 4 nefes egzersizi:

Derin Nefes Alma: Yavaşça burnunuzdan nefes alın ve karın bölgenizi şişirin. Ardından yavaşça ağızdan nefesi verin ve karın bölgesini içeri doğru çekin.

4-7-8 Nefes Egzersizi: Nefes alışınıza sayarak başlayın. Dört saniye boyunca burun yoluyla nefes alın, sonra yedi saniye boyunca nefesinizi tutun ve sekiz saniye boyunca ağzınızdan nefes verin.

Alternatif Nefes: Sağ burun deliğinizi parmağınızla tıkayın ve sol burun deliğinizden nefes alın. Sonra sol burun deliğinizi de parmağınızla tıkayın ve sağ burun deliğinizden nefes verin. Bu işlemi birkaç kez tekrarlayın.

Diyafram Nefesi: Sırtınızı düz tutun ve ellerinizi belinizin üstüne koyun. Yavaşça burnunuzdan nefes alın, karın bölgenizi şişirerek diyaframınızı kullanın. Ağızdan nefes verin ve karın bölgenizin içeri doğru çekildiğini hissedin.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun Tedavisi Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, üretkenliğin azalması, işe gidilemeyen günler ve sağlık sisteminin kullanımının artması nedeniyle birey ve toplum üzerinde önemli yük oluşturmaktadır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğunun tedavisi için gereken ilaçların seçimi ve tedavinin yöntemi önemlidir.

Birincisi, psikoterapi veya konuşma terapisi tedavisi kullanılabilir. Bu tür terapiler, hastaların kaygı seviyelerini azaltmaya ve daha sağlıklı düşünme becerileri geliştirmeye yardımcı olabilir.

İkinci olarak, ilaç tedavisi yaygın olarak kullanılmaktadır. Antidepresanlar, anksiyete semptomlarını kontrol etmek için reçete edilebilir.

Son olarak, yaşam tarzı değişiklikleri de tedavinin bir parçası olabilir. Örneğin, düzenli egzersiz yapmak, stres yönetimi için rahatlatıcı teknikleri öğrenmek anksiyete semptomlarını hafifletmeye yardımcı olabilir.

Bilişsel davranışsal terapi: Bilişsel yapılanma, psikolojik eğitim, gevşeme, nefes kontrolünü sağlama, yüzleşme, pratik ayrıştırma, yol gösterici benlik eğitimini içermektedir. Bilişsel terapi, bilişsel bozuklukların yarattığı endişeleri daha gerçekçi olarak görmeyi sağlamakta ve bu şekilde daha iyi planlama yapılarak anksiyeteyi kontrol etmenin yollarını göstermektedir. Hastalar aynı zamanda “endişe için endişelenmenin” anksiyeteyi beslediğini, ertelemenin ve göz ardı etmenin problemleri çözmek için işe yarar yollar olmadığını da anlarlar.

Ancak, her hasta farklıdır ve uzmanların tedavi planını bireysel olarak ayarlaması doğrudur.

Psikolog Enes Dinçer, Eskişehir’de kendi özel psikoterapi merkezinde danışanları için özel terapi hizmeti vermektedir.

Kaynakça

Konkan, Ramazan, et al. “Yaygın Anksiyete Bozukluğu-7 (YAB-7) Testi Türkçe Uyarlaması, Geçerlik ve Güvenirliği.” Archives of Neuropsychiatry/Noropsikiatri Arsivi 50.1 (2013).

Saatçioğlu, Ömer. “Yaygın anksiyete bozukluğunun tedavisi ve yeni yaklaşımlar.” Klinik Psikofarmakoloji Bülteni 11.1 (2001): 60-77.

BALCIOĞLU, İbrahim, and Barış ÜNSALVER. “Yaygın anksiyete bozukluğu: epidemiyoloji, prognoz ve farmakolojik olmayan tedaviler.” Cerrahpaşa Tıp Dergisi 37.3 (2006): 115-120.

"
Anksiyete Nedir? Kaygının Sebepleri, Belirtileri, Türleri ve Daha Fazlası | Hiwell

Anksiyete Nedir? Kaygının Sebepleri, Belirtileri, Türleri ve Daha Fazlası | Hiwell

Anksiyete Nedir? Kaygının Sebepleri, Belirtileri, Türleri ve Daha Fazlası

Siz de 300 bin mutlu danışanımız gibi hayatınızın kontrolünü elinize alın.

İÇİNDEKİLER Anksiyete Nedir? Anksiyete Bozukluğu (Kaygı Bozukluğu) Nedir? Anksiyete Neden Olur? Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir? Anksiyete Tanı ve Terapi Süreci Anksiyete Nedir?

Anksiyete ya da günlük dilde kullanımıyla kaygı, bir tehlike veya tehdidin olası olduğunu düşündüğümüzde yaşadığımız olumsuz duygudur. Dehşet, panik, korku gibi duygularla benzeşen anksiyete (kaygı) bir duygu iken endişe ise bu duygunun düşünce karşılığıdır. Bu nedenle kaygı ve endişe sıklıkla birbirinin yerine kullanılır.

Anksiyete olası tehditlere karşı tetikte olmamızı ve günlük hayatta karşılaştığımız zorluklarla başa çıkabilmemizi sağlar. Ancak aşırıya kaçtığında günlük işleyişimize ve sağlığımıza zarar veren bir noktaya da varabilir. Anksiyete, psikolojik sorunlar arasından en yaygın olanıdır.

Amerikan Psikologlar Birliği'nin tanımına göre kaygı, karakteristik özellikleri gergin hissetmek, endişe veren düşüncelere sahip olmak ve kan basıncının yükselmesi gibi fiziksel belirtiler göstermek olan bir duygudur. İş görüşmesine gitmek, sınava girmek, yeni bir yere taşınmak, topluluk önünde konuşmak gibi durumlar herkes için kaygıya sebep olabilecek durumlardır.

Anksiyete Bozukluğu (Kaygı Bozukluğu) Nedir?

Bazen hissedilen kaygı, aslında kaygı yaratan durumun sebep olabileceğinden daha yoğun ve uzun süreli bir hale gelebilir. Kan basıncının yükselmesi veya mide ağrısı gibi fiziksel belirtiler gelişebilir. Bu tür belirtiler, anksiyeteye değil anksiyete bozukluğuna sahip olduğunuzun göstergesi olabilir. Anksiyete bir bozukluk halini aldığında günlük hayatı zorlaştırmaya başlar.

Anksiyete Bozukluğu Kimlerde Görülür?

Anksiyete bozukluğu ruh sağlığı bozuklukları arasında en yaygın olanlardan biridir ve her yaştan insanda görülebilir. Türkiye'de yaşam boyu görülme sıklığı %5-6 olarak bilinmektedir. Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB), çocuklukta veya genç yetişkinlikte ortaya çıkar ve genellikle yaş ilerledikçe hissedilen kaygı düzeyi artar. Yaşamında yoğun stres yaratan durumlar bulunan kişilerde görülme olasılığı yüksektir.

Anksiyete Neden Olur?

Anksiyete Bozukluğunun beynin yapısı, genetik faktörler, yetiştirilme tarzı ve çevresel etkiler anksiyete bozukluğunun ortaya çıkmasında birlikte rol oynar.

Anksiyete bozukluğunun ortaya çıkma ihtimalini artırabilecek risk faktörleri şunlardır:

Bağımlılığa yatkınlık Çocukluk travmaları Stresli bir yaşama sahip olma Ayrılık korkusu yaşama Güvensiz bağlanma stillerine sahip olma Anksiyete Bozukluğu Türleri Nelerdir?

Anksiyetenin merkezde olduğu pek çok bozukluk vardır. Bu bozukluklar şunlardır:

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: En belirgin özelliği çok sık bir şekilde aşırı endişeli ve gergin hissetmek olan anksiyete bozukluğudur. Ortada sürekli kaygıya sebepolabilecek hiçbir durum yokken de hissedilir.

Panik Bozukluk: İstenmeyen ve tekrar eden yoğun korkular ve bu korkulara eşlik eden fiziksel belirtiler görülür.

Obsesif Kompulsif Bozukluk: Kişinin kontrolü dışında sık sık ortaya çıkan istenmeyen düşünceler (obsesyonlar) ve bu düşünceleri kontrol altında tutmak için yapılan el yıkamak, temizlik yapmak, sayı saymak gibi tekrar eden davranışlar (kompulsiyonlar) içeren anksiyete bozukluğudur.

Spesifik Fobiler: Belirgin bir duruma, olaya, nesneye karşı duyulan yoğun ve kontrol edilemeyen korkudur.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu (Sosyal Fobi): İnsanlarla konuşmak, başkalarıyla yemek yemek gibi günlük sosyal durumlarda yargılanma korkusu ile ortaya çıkan yoğun anksiyete içeren bozukluktur.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu:Fiziksel olarak zarar görülen veya tehdit içeren yıpratıcı olaylar sonrasında ortaya çıkan bozukluktur.

Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete Bozukluğu belirtileri, kişilere göre değişiklik gösterir. Yalnızca midede kelebekler uçuşuyor gibi hissetmek gibi yoğun kas ağrıları yaşamak da anksiyete bozukluğunu deneyimleme şekliniz olabilir.

Kişiler genel olarak endişeli ve korkulu hissedebilir veya sadece spesifik bir yerle, durumla ilgili olarak sürekli kaygı duyabilir. Anksiyete yaşayanlar genellikle beden ile zihin arasındaki kontrolü kaybetmiş hissederler, kabuslar görüyor ve panik ataklar yaşıyor olabilirler.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu belirtilerinin bazıları şunlardır:

Gergin hissetmek Dinlenememiş hissetmek Uykuya dalmakta zorluk Odaklanma problemleri Takıntılı düşünceler Kaygı yaratan durumdan kaçma isteği

Anksiyete Bozukluğu fiziksel belirtileri de bulunan bir durumdur. Çoğu insanda yoğun ve sürekli kaygı kontrol edilmesi güç bedensel belirtilere de sebep olur.

Anksiyete Bozukluğu fiziksel belirtileri şunlardır:

Kalp ritminde artış Kas ağrıları Aşırı terlemek Mideyle ilgili sorunlar Hızlı nefes alıp vermek Titreme Kolayca yorulmak

Anksiyete birçok bilişsel süreç üzerinde etkiye sahipken depresyon, stress gibi birçok psikolojik sorunla da bağlantılıdır.

Anksiyete ve Depresyon

Anksiyete ve depresyon aslında birbirinden farklı olsa da benzer özellikler taşır ve farklı ruh sağlığı bozukluklarının bir arada görülmesi sık karşılaşılan bir durumdur. İki durumun da belirtileriyle baş etmek için benzer yöntemler gereklidir:

Yaşam şeklinde yapılacak değişiklikler Psikoterapi İlaç Tedavisi

Anksiyete, klinik depresyonun belirtilerinden biri olabilir veya depresyon belirtilerinin kötüleşmesi anksiyete bozukluğunu tetikleyebilir.

Anksiyete ve Stres

Stres ve anksiyete, birbirine çok benzerdir. Stres, endişe yaratan bir olay ve durum sebebiyle oluşur. Anksiyete de aynı şekilde duyulan korku ve gerginlik halidir. Anksiyete ve stres benzer mental ve fiziksel belirtilere sebep olur. Anksiyete bozukluğu, bir stres kaynağı sebebiyle oluşabileceği gibi hiçbir sebep yokken de ortaya çıkabilir.

Aslında biraz kaygı ve stres, karşılaşacağımız zorluklara karşı tetikte olmamıza fayda sağlar. Ancak bu kaygı ve stres kalıcı bir hal alıyorsa bir uzmandan destek almak yaşam kalitesini yükseltmek için önemlidir.

Anksiyete ve Bilişsel Süreçler

Bilişsel kontrol, kişinin bilişsel süreçlerini belirli bir amaca yönlendirme ve hedefe yönelik davranışları başarıyla izleme yeteneğidir. Birçok bilimsel çalışma bilişsel kontrol ve anksiyeteyi yakından ilişkili olarak bulmuştur. Yüksek anksiyete bilişsel kontrol ve süreçlerin çarpıklaşmasıyla ilişkilendirilir.

Anksiyeteden etkilenen bilişsel süreçlerin altı ana kategorisi şöyledir:

Bellek ve öğrenme Karmaşık dikkat Dil ve dil işleme Yürütücü işlevler Sosyal biliş Algısal ve motor işlevler

Yüksek kaygı seviyeleriyle tetiklenen hormonlar bizi çevredeki uyaranları uyaranları tehdit edici algılamaya meyiller. Bu gelişmiş tehdit işleme mekanizması, çevrenin gözlemlenmesinden ona yanıt verilmesine kadar çeşitli bilişsel süreçleri aksatır.

Anksiyetenin ayrıca kısa ve uzun süreli hafıza üzerinde de etkileri olduğu gösterilmiştir. Anksiyetenin düzgün işleyen bellek performansını azalttığı ve çalışma belleğine olumsuz bilginin girme olasılığını artırmaktadır.

ABD’de yaşayan ve depresyon tanısı olmayan yetişkinlerle yapılan bir araştırma sonucunda anksiyeteyle çalışan belleğin performansı arasında olumsuz bir ilişki olduğu ortaya konmuştur. Davranış değiştirme için gerekli olan bilişsel kontrol kaynaklarında, anksiyeteden kaynaklı bir azalma olabileceği gösterilmiştir.

Anksiyete Tanı ve Terapi Süreci

Sürekli kaygılı hissetmek, günlük hayatı ve insan ilişkilerini olumsuz etkilemeye başladığında destek almak gerekir. Genellikle anksiyete bozukluğuna sahip kişiler kaygılarının çok fazla ve kontrol edilemez olduğunun farkındadır. Ancak bazı durumlarda bu kişiler yalnızca kas ağrıları, kalp ritminde artış gibi fiziksel belirtilere odaklanırlar.

Terapi süreci için kaygı sorunlarıyla çalışma uzmanlığı olan yetkin bir klinik psikoloğa başvurmak gerekir. Anksiyete bozukluklarının tedavisinde sadece psikoterapi veya psikoterapiyle birlikte ilaç tedavisi uygulanabilir. Sizin için en uygun olanın hangisi olacağına bir uzmanla birlikte karar vermelisiniz.

Anksiyete bozuklukları tedavi edilebilir bozukluklardır. Psikoterapi, ilaç tedavisi veya bu ikisinin kombinasyonu sayesinde başarılı sonuçlar alınır. Uygun olanın hangisi olacağı bir uzman görüşüyle belirlenmelidir. Ancak anksiyetenin kendi kendine yok olup gitmeyeceğinin farkında olarak başlamak gerekir. Anksiyete sorunları konusunda uzman online psikologlarımızdan randevu alarak daha iyi hissetmeye bugün başlayabilirsiniz. Unutmayın ki kaygılarınızda yalnız değilsiniz, Hiwell yanınızda.

Bilişsel Davranışçı Terapi, Şema Terapi veya Psikodinamik Terapi anksiyete bozukluklarını yenmede kullanılan kanıta dayalı terapi ekollerindendir. Yaşam şeklinizde yapacağınız değişikler, anksiyete bozukluğu belirtileriyle baş etmenizi ve bu belirtilerin hayatınız üzerindeki negatif etkilerini ortadan kaldırmanızı ve daha huzurlu bir hayat yaşamanızı sağlayacaktır.

Ne kadar kaygılı olduğunuzu merak ediyor musunuz? Anksiyete testimizi çözerek bu soruya cevap bulabilirsiniz!

Kaynakça Grant, D. M., & White, E. J. (2016). Influence of Anxiety on Cognitive Control Processes. Oxford Research Encyclopedia of Psychology, February, 1–26. https://doi.org/10.1093/acrefore/9780190236557.013.74 Lukasik, K. M., Waris, O., Soveri, A., Lehtonen, M., & Laine, M. (2019). The relationship of anxiety and stress with working memory performance in a large non-depressed sample. Frontiers in Psychology, 10(JAN), 1–9. https://doi.org/10.3389/fpsyg.2019.00004 Urban, S., & Raś, P. (1998). Treatment of anxiety disorders. Wiadomości Lekarskie (Warsaw, Poland : 1960), 51(1–2), 82–89. https://doi.org/10.4135/9781452229546.n28 Bandelow, B., Michaelis, S., & Wedekind, D. (2017). Treatment of anxiety disorders. www.dialogues-cns.org

*Sitemizde bulunan yazılar tıbbi tavsiye içermez ve yalnızca farkındalık yaratmak amaçlıdır. Yazılardan yola çıkarak bir hastalık tanısı konulamaz. Hastalık tanısını yalnızca psikiyatri hekimleri koyabilir.

"
Anksiyete nedir? Anksiyete belirtileri nelerdir?

Anksiyete nedir? Anksiyete belirtileri nelerdir?

Anksiyete nedir? Anksiyete belirtileri nelerdir?

Anksiyete, genellikle endişe, korku ve gerginlik gibi duygusal tepkileri içeren bir durumdur. Birçok insan zaman zaman anksiyete yaşayabilir ancak anksiyete bozukluğu, bu duyguların sürekli ve kontrol edilemez bir şekilde ortaya çıkmasıdır.

Anksiyete belirtileri nelerdir?

Anksiyete belirtileri kişiden kişiye değişebilir. En yaygın belirtileri ise şu şekildedir:

Sürekli endişe ve gerginlik hali, Huzursuzluk ve sinirlilik, Yorgunluk ve enerji eksikliği, Konsantre olmada zorluk, Kas gerginliği ve vücut ağrıları, Uykusuzluk ya da aşırı uyuma, Karın ağrısı, bulanı, kusma ya da hazımsızlık hissi, Terleme, titreme veya ürperme, Kalp atışlarında hızlanma ya da düzensiz kalp atışları, Nefes almada zorlanma ya da hızlı nefes alma, Baş ağrısı, Huzursuz bağırsak sendromu (İBS) gibi bağırsak sorunları.


Bu belirtiler genellikle strese bağlı olarak ortaya çıkar ve anksiyete durumlarında vücut savaş veya kaç" tepkisi verir.

Anksiyetenin nedenleri nelerdir?

Anksiyetenin nedenleri karmaşık ve çok çeşitlidir. Birçok faktör, anksiyete bozukluklarına yol açabilir.

Genetik faktörler: Ailede anksiyete bozuklukları öyküsü olması, bireyin genetik yatkınlığını artırabilir. Beyin kimyası: Kimyasal dengesizlikler veya nörotransmiter eksiklikleri, anksiyete bozukluklarını etkileyebilir. Çevresel faktörler: Travmatik olaylar, stresli yaşam olayları veya çocukluk dönemindeki olumsuz deneyimler anksiyetenin oluşmasına neden olabilir. Bilişsel faktörler:Negatif düşünce kalıpları, anksiyeteyi artırabilir. Olumsuz düşünce alışkanlıklarıyla baş etme becerilerini de etkileyebilir. Kişilik faktörleri: Mükemmeliyetçilik, düşük özsaygı veya kontrol kaygısı gibi kişilik özellikleri anksiyeteye eğilim yaratabilir. Fiziksel sağlık sorunları: Kronik hastalıklar veya hormonal değişiklikler gibi fiziksel sağlık sorunları da anksiyeteye neden olabilir. Nörolojik faktörler:Beyin yapısı veya işlevindeki anormallikler, anksiyete bozukluklarını etkileyebilir.
Sosyal anksiyete nedir?

Sosyal anksiyete bozukluğu (SAB), sosyal durumlarda olası olumsuz değerlendirmeler veya eleştirilerle başa çıkma konusunda aşırı endişe duyulması durumudur. Bu bozukluk, sosyal etkileşimlerden veya performanslardan kaynaklanan korku ve kaygıyla karakterizedir. Sosyal anksiyete, sosyal etkileşimlere katılmaktan kaçınma, sosyal durumları önceden planlama ve sürekli endişe gibi örüntülere yol açabilir. Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler genellikle diğer insanlarla olan ilişkilerinde zorlanabilir ve günlük yaşam aktivitelerinden kaçınabilirler.

Sosyal anksiyete belirtileri arasında genellikle kalp çarpıntısı, titreme, terleme, kızarma, konuşma veya yazma sırasında zorlanma, göz temasından kaçınma gibi fiziksel ve davranışsal belirtiler yer alabilir.

Sosyal anksiyete bozukluğu, terapi ve ilaç tedavisi gibi çeşitli tedavi seçenekleri ile yönetilebilir.

Yaygın anksiyete bozukluğu nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğu (YAB), genelde günlük yaşam stresiyle aşırı endişe ve kaygı duyulan bir anksiyete bozukluğudur. Bu durumu yaşayan kişiler, genellikle gerçekçi olmayan veya orantısız endişelerle başa çıkmakta zorlanırlar. Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri genelde altı aydan daha uzun süren sürekli endişe ve gerginlik durumunu içerir.

Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri şu şekildedir:

Sürekli endişe ve gerginlik hali, Kontrol kaybı hissi, Kas gerginliği ve huzursuzluk, Zorlanmış konsantrasyon, Yorgunluk ve halsizlik, Uykusuzluk veya düzensiz uyku.
Anksiyete nasıl tedavi edilir?

Anksiyete tedavisi, bireyin belirtilerine, şiddetine ve nedenlerine bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Terapi, ilaç ve yaşam tarzı değişiklikleri anksiyete tedavisinde başvurulan yöntemlerdir. Anksiyete tedavisi genellikle bireysel ihtiyaçlara ve semptomlara göre farklılık göstermektedir. Bu nedenle kendisinde anksiyete belirtileri gözlemleyen kişilerin zaman kaybetmeden psikiyatri uzmanına başvurmaları oldukça önemlidir.

"
Anksiyete, Kaygı Bozuklukları – Psikiyatri – Psikoloji – Psikoterapi – Prof. Dr Selçuk Aslan – Ankara

Anksiyete, Kaygı Bozuklukları – Psikiyatri – Psikoloji – Psikoterapi – Prof. Dr Selçuk Aslan – Ankara

Blog

Anksiyete bozuklukları aşağıdaki başlıklarda incelenebilir:

Panik Bozukluğu Özgül Fobi Sosyal Fobi Obsesif-kompulsif Bozukluk Travma Sonrası Stres Bozukluğu Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Buradaki bilgiler özgün olup Psikoloji ve psikiyatri öğrencilerine verdiğim ders notlarımdan aktarılmıştır.

ANKSİYETE BOZUKLUKLARI

Genel tanımlama:

Anksiyete, organizma için tehlike içeren tanımlanabilir ya da tanımlanamaz bir durum karşısında yaşanan, endişe duygusu ve birlikte eşlik eden bedensel uyarılma belirtileri ile karakterizedir. Çarpıntı, titreme, terleme, kas gerilimi gibi belirtiler yaşanır, anksiyete sonucunda kaçınma, saldırma vb. duygu ve birlikte felaket düşüncelerine yol açar. En önemli özelliği, büyük bir sıkıntıya neden olması ve kişi tarafından hoşa gitmeyen bir yaşantı olarak tanımlanmasıdır.

Anksiyetenin bir “ruhsal bozukluk” belirtisi olması şart değildir. Normal insanda da büyümeye, değişmeye, yeni ve denenmemiş şeyleri denemeye ve bireyin kendi kimliğinin ve hayatın anlamını bulmasına eşlik edebilir. Gün boyunca, normal bir insanda da çeşitli olaylar veya düşünceler karşısında anksiyete gözlenebilir (örneğin, sınava girmeden önce, karşı cinsten hoşlandığı biriyle konuşurken vs). Anksiyete kişiyi içsel ve dışsal tehditlere karşı uyarırı, bu açıdan bakıldığında hayat kurtarıcı bir niteliği vardır. Tehditten korunmak ya da sonuçlarını azaltmak için kişiyi gereken adımları atması için hazırlar.

Anksiyetenin bir ruhsal hastalık belirtisi olması için verilen uyarıya şiddet ya da süre olarak uygunsuz bir yanıt olması, sık tekrarlaması ve kişinin mesleki veya sosyal açıdan işlevselliğini bozuyor olması gerekmektedir.

Anksiyete belirtileri iki temel küme altında toplanabilir:

Bedensel belirtiler: Otonom sinir sistemi hiperaktivasyonuna bağlıdır.

çarpıntı titreme terleme, yüzde kızarma, ateş basması nefes darlığı bulantı yada karın ağrısı baş dönmesi, sersemlik hissi, düşecekmiş veya bayılacakmış gibi hissetme

Ruhsal belirtiler:

unutkanlık aklın sisli, bulanık olması aşırı uyanıklık hali (hipervijilans) depresonalizasyon derealizasyon dikkati toplayamama önemli olayları hatırlayamama düşünce duraklamaları, bloklar objektif düşünme güçlüğü nedenselleştirme güçlüğü kontrolünü yitirme korkusu başa çıkamama korkusu fiziksel zarar görme ya da ölüm korkusu aklını yitirme korkusu başkaları tarafından yanlış değerlendirme korkusu

Tüm anksiyete bozukluklarında bu belirtilerin bir kısmı veya tamamı görülebilir.

Anksiyete bozukluklarının etiyolojisinde başta noradrenalin olmak üzere, serotonin ve GABA temel nörotransmitter sistemleridir.

Ayrıca, özellikle panik bozukluğu olmak üzere, bu kişilerin sempatik sinir sisteminin dış uyaranlara aşırı tepki verdiği düşünülmektedir.

Bilişsel modele göre, anksiyete bozukluğu olan kişiler karşılaşılan bir durumun tehlike derecesini ve zarar görme ihtimallerini büyütme, kendilerinin tehdit ile baş etme yetilerini ise küçük görme eğilimindedir.

Psikodinamik kuramlara göre, anksiyete bozuklukları, normal büyüme ve gelişme evrelerinde yaşanan ve kişinin bir üst basamağa geçmesi için gerekli olan anksiyetelerin yeterince çözümlenmemesi sonucu ortaya çıkar ve devam eden kalıntılardır.

Anksiyete bozuklukları başlığı altında şu hastalıklar toplanmaktadır: Panik Bozukluğu Özgül Fobi Sosyal Fobi Obsesif-kompulsif Bozukluk Travma Sonrası Stres Bozukluğu Yaygın Anksiyete Bozukluğu Panik Bozukluğu

Belirli bir uyaran olmadan, kendiliğinden gelişen panik ataklarla karakterizedir. Panik atak, yukarıda bahsedilen anksiyete belirtilerinin bir kısmı veya tamamının eşlik ettiği, genellikle 1 saatten kısa süren, şiddetli anksiyete ataklarıdır. Panik bozukluğu tanısı için panik atakların tekrarlayıcı biçimde yaşanması, kendiliğinden ortaya çıkması, tabloya tekrar panik atak geçirme endişesinin (beklenti anksiyetesi) eşlik etmesi gerekmektedir.

Panik bozukluğuna, özellikle hastalığın ileri evrelerinde olmak üzere, sıklıkla agorofobi eşlik eder.

Agorofobi, panik atak geldiğinde yardım sağlanamayacağı veya kaçmanın zor olacağı yerlerde ve durumlarda bulunmaktan korkma ve kaçınma olarak tanımlanabilir.

Bu yerler ve durumlar tek başına evin dışında olma, kalabalık bir ortamda bulunma ya da sırada bekleme, köprü üzerinde olma ve otobüs, tren ya da otomobile binme şeklinde, özellikle kişi panik atak geçirdiğinde hızla uzaklaşmasının zor olduğu yerlerdir.

Panik atak tek başına yaşam boyu görülme yaygınlığı çok sıktır. Panik nöbet tekrarlamadığı sürece, beklenti anksiyetesi yani panik nöbetleri tekrar geçirme korkusu eşlik etmiyorsa ve panik nöbetler kendiliğinden ortaya çıkmıyorsa yani bir ortama bağlı gelişiyorsa panik bozukluğu tanısı konmaz. Diğer anksiyete bozukluklarında da, özellikle korkulan uyaranla karşılaşıldığında panik atak gözlenebilir, fakat panik bozukluğu tanısı için en azından ilk atağın kendiliğinden ortaya çıkması gerekmektedir. Panik bozukluğun genel toplumda yaygınlığı %1.5-3’dür. Agorofobi, panik bozukluğuna eşlik edebildiği gibi, tek başına da görülebilir ve genel toplumdaki yaygınlığı %1’dir.

Panik bozukluğu ilaç tedavisine oldukça iyi cevap verir. Fakat yeterli dozda ve sürede kullanılan ilaçlara rağmen, ilaç kesiminden sonra yaşam boyu tekrarlama riski %50 kadardır.

İlaç tedavilerinde serotonin düzeyini artıran geri alım engelleyicileri ilk basamakta kullanılır. (SSRI’lar). Doz yarı dozla başlanarak 3-4 gün içinde tedricen artırılır ve yaklaşık 6 ay süren tedavi sonunda tedricen azaltılarak kesilir. Yanıt vermeyen ya da çok şiddetli nöbetler geçiren olgularda ise alprazolam (Xanax 0.5 mg), lorazepam (Ativan 1 mg-2mg), dizapeam (Nervium 5mg) gibi benzodiazepinler ek olarak 2-3 hafta kullanılabilir. Benzodiazepinler bağımlılık yapma potansiyelleri olduğu için sınırlı sürede kullanılıp kesilmelidirler.

Özgül (Basit fobi) Fobi:

Fobi, korkulan nesne, eylem ya da durumdan bilinçli kaçınma ile sonuçlanan kişinin mantıksız olduğunu bildiği bir korkudur. Fobik nesnenin varlığı ya da beklentisi kişide yoğun anksiyeteye neden olur. Etkilenen kişi reaksiyonunun aşırı olduğunun farkındadır. Yine de fobik tepki kişinin işlevselliğini belirgin ölçüde etkiler.

En sık rastlanan ruhsal bozukluklardır, toplumun %5-10’unda görülürler. Kadınlarda en sık, erkeklerde alkol ve madde bağımlılığından sonra en sık görülen ruhsal bozukluklardır. 5 temel grup altında sınıflandırılırlar:

Hayvan (en sık) (tüylü hayvan, böcek v.b.) Doğal çevre (örneğin, fırtına) Kan – Enjeksiyon – Yara Durumsal (örneğin, yükseklik, kapalı alan, toplu taşıma aracı, asansör, uçak) Diğer (örneğin, soluğun kesilmesi, kusmak, çocuğun film kahramanlarından korkması)

Fobiler sıklıkla çocukluk veya ergenlik çağlarında başlarlar, tedavi edilmezlerse süregen veya dalgalanmalar halinde seyir gösterirler ve erişkinlik döneminde çoğunlukla kendiliğinden azalır veya kaybolurlar.

Sosyal Fobi (Sosyal Anksiyete Bozukluğu):

Temel belirtileri, başkalarınca eleştirilme, onların yanında rezil olma, utanç duyulacak durumlara düşecek davranışlar yapma endişesiyle sosyal ortamlara girmekten çekinme ya da insanlarla iletişim kurma konusunda korku yaşamadır. Üç klinik alt tipi tanımlanmıştır:

Özgül tip: (sınırlı tip) Sadece özel bazı durumlarda (örneğin kitle önünde konuşma) anksiyete belirtileri yaşanır.

Yaygın tip: Çok sayıda sosyal ortamda anksiyete belirtileri yaşanır. Bunlar, toplum önünde konuşma, umumi tuvaletleri kullanma (“shy bladder”), toplu yemek yenen yerlerde yemek yiyememe, bir arkadaş grubunda sohbete katılma, karşı cinsten biriyle sohbet etme, başkalarının önünde soyunma gibi ortamlardır. Kişi, böyle ortamlara girince sanki herkes kendisine bakıyor, kendisini izliyor, ankisyete belirtilerini fark ettikleri için kendisiyle alay ediyorlar gibi hisseder.

Performans anksiyetesi: Sadece kişinin bir performans göstermesi gerektiği ortamlarda (örneğin, sınava girme, sahneye çıkma gibi) durumlarda anksiyete ortaya çıkar.

Sosyal fobi belirtileri genelde çocukluk-ergenlik döneminde başlar, tedaviye başvurma sıklıkla 18-30 yaş arasındadır. Kadınlarda bir miktar daha fazla görülür. Çocukken “utangaç” olarak tanımlanan çocukların büyük bir kısmı erişkin yaşamda sosyal fobik davranışlar göstermezler. Normal utangaçlıktan farklı olarak, sosyal fobiklerin işlevselliği belirgin ölçüde etkilenmiştir.

Genellikle uzun yıllar devam eden bir hastalıktır. İşlevsellik klinik tablonun derinliğine göre değişik düzeylerde etkilenir. Zamanla alkol ve madde bağımlılığı, depresyon gibi diğer psikiyatrik hastalıklar tabloya eklenebilir.

Tedavisinde SSRI antidepresan ilaçlar kullanılmaktadır. İlaçlarla birlikte ya da sınırlı tipte tek başına psikoterapi etkindir. Özellikle bilişsel davranışçı psikoterapi ve (exposure) kaçınılan ve kaygı duyulan ortamlara maruz bırakma tedavisi oldukça etkindir.

Obsesif-Kompulsif Bozukluk

Obsesyon, kişinin saçma olduğunu bildiği halde, zihnine tekrarlayıcı ve zorlayıcı bir şekilde gelen, bilinçli çaba ile zihninden uzaklaştıramadığı düşüncelerdir. Kompulsiyon, obsesyonların yarattığı anksiyeteyi azaltmak için kişinin istemli bir şekilde yinelediği davranış veya düşüncelerdir. 4 alt tipi vardır:

Kontaminasyon (bulaşma): Kişi bedenine bir pislik veya mikrop bulaştığı düşüncesiyle (obsesyon) sürekli ellerini yıkama, banyo yapma (kompulsiyon) ihtiyacı hisseder. En sık görülen alt tiptir.

Şüphe: Bir işi yaptığından (örneğin, ocağı söndürme, kapıyı kilitleme) emin olamadığı için, bunu sürekli kontrol etme ihtiyacı duyar.

Simetri: Etraftaki nesnelerin simetrik veya düzenli bir şekilde durmaması kişide aşırı anksiyete doğurur ve sürekli bunları düzeltme ihtiyacı duyar.
Dini, Cinsellik veya saldırganlık: dini konularda isteği dışında ters şeyler söyleme, cinsel konularda yakınlarına karşı cinsel duygular besleme, eşcinsel olma, ya da konuşurken insanların cinsel organına bakma şeklinde obsesyonlar ve istemeden veya farkında olmadan birisine saldırma-zarar verme obsesyonu tabloya hakimdir. Bunlara ikincil olarak kaçınma davranışı gelişebilir (örneğin, evden dışarı çıkmama).

Yaşam boyu yaygınlığı %2-3 kadardır. Olguların %10’unda obsesyon ve kompulsiyonlar kişiye saçma gelmez, bunlara “iç görüsü az olan tip” adı verilir. Bu tipin prognozu diğerlerine göre daha kötüdür. OKB’nin seyrinde, %20-30 hasta önemli ölçüde düzelir, %40-50 hastada orta derecede düzelme görülür, %20-40 hasta, hasta olarak kalır veya belirtileri daha kötüleşir.

Tedavisinde özellikle orta ve ağır formlarında mutlaka ilaç tedavisi ve birlikte bilişsel davranışçı psikoterapi uygulanmaktadır. (Exposure) kaçınılan ve kaygı duyulan ortamlara maruz bırakma tedavisi oldukça etkindir. İlaç antidepresan ilaçlar arasında SSRI’lar ve TCA’lar yüksek dozlarda etkilidir. İlaç tedavisinin yanıtı degerlendirmek icin en az 12 hafta yüksek dozda sürdürülmesi önerilmektedir. sonrasında uzun yıllar tedavi sürdürülebilir.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu

Bu tanı için, hemen herkes için travmatik olacak kadar büyük bir stres (örneğin, doğal afetler, cinsel veya fiziksel saldırı, ağır yaralanmalar, savaş) yaşamış olmak gereklidir. Bu ağır travmadan sonra hastalarda üç belirti kümesi görülür:

Düşlerde ve uyanıkken travmanın tekrar tekrar yaşantılanması (flash-back’ler) Travmayı hatırlatan durum ve ortamlardan sürekli kaçınma Uyarılmışlık düzeyinde aşırı artma (örneğin, çabuk sinirlenme, öfke nöbetleri) Emosyonel izolasyon çevre ile iletişim azalması, duygularını ifade edememe

Yaşam boyu yaygınlığı %1-3 kadardır. Yukarıdaki tanı ölçütlerini karşılamayacak kadar hafif formları ise genel toplumun %5-15 kadarında görülür. Eğer bu belirtiler travmadan sonraki ilk 1 ayda görülüp geçiyorsa akut stres bozukluğu denir. Travmadan 6 ay sonra belirtiler başlarsa gecikmiş başlangıç denir.

Hastaların %30’u tamamen iyileşir. %10’u değişmeden kalır veya belirtiler gittikçe kötüleşir.

Eğer belirtiler bir ay içinde gelişip sonlanıyor ve tamamen düzeliyorsa bu durum akut stres tepkisi olarak adlandırılır.

Tedavisinde özellikle orta ve ağır formlarında mutlaka ilaç tedavisi ve birlikte bilişsel davranışçı psikoterapi uygulanmaktadır. Travma durumuna yeniden (Exposure) bu kez tehlike yaratmayacak biçimde kaçınılan ve kaygı duyulan ortamlara maruz bırakma tedavisi oldukça etkindir. İmajinasyon ile ya da gerçek yaşamda kaçınılan duruma ve ortama kontrollü ve güvenli biçimde tekrar maruz bırakma tedavisi ile iyi sonuçlar alınmaktadır.

İlaç antidepresan ilaçlar arasında SSRI’lar etkilidir. Ek olarak lorazepam ve klonazepam gibi benzodiazepinler eklenebilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Sosyal ya da mesleki işlevsellikte önemli ölçüde bozulmaya neden olan, en az 6 aydır devam eden, süregen anksiyete ile karakterize bir bozukluktur. Otonomik hiperaktiviteden dolayı sıklıkla somatik şikayetler tabloya eşlik eder ve bu yüzden, psikiyatristten daha çok diğer tıp branşlarındaki hekimlere başvururlar. Yaklaşık %50 hastada depresyon, alkol ve madde bağımlılığı gibi ikincil bir psikiyatrik tanı da zamanla tabloya eklenir.

Genel toplumdaki oranı %3-8’dir. Kadınlarda daha sık görülür. Yaşla birlikte sıklığında bir artış olur. Süregen seyirli bir hastalık olması ve diğer anksiyete bozukluklarına göre ilaç tedavisine daha kötü cevap veriyor olmasından dolayı, prognozu diğer anksiyete bozukluklarına göre daha kötüdür.

Anksiyete bozukluklarında tedavi:

Anksiyete bozuklukları ilaç tedavisine genelde iyi cevap verir. Tedavide ilk tercih olan ilaçlar antidepresanlardır. Seçici serotonin geri alım inhibitörler (SSRI) ve serotonin-noradrenalin geri alım inhibitörleri (SNRI) tedavide ilk seçenek olan antidepresanlardır. Bu ilaçların etkinliğinin başlaması için 2-3 haftalık bir zaman geçmesi gerekmektedir. Üstelik bu süre içinde genellikle yan etkiler görülür.

En sık görülen yan etkileri bulantı, midede rahatsızlık hissi ishal gibi GIS belirtileri, uykusuzluk veya aşırı uyuma, kabus görme, nadiren anksiyete düzeyinde artışlar. Bu yüzden, hastalara bu ilaçları başlarken bu yan etkilerin görülebileceği fakat geçici yan etkiler olduğunu, iyileştirici etkinin ise daha geç başladığını anlatmak, ilacı düşük doz başlayıp (ilk hafta yarım tablet gibi) dozunu yavaş artırmak gereklidir. İlacın etkili olmadığına dair karar vermeden önce yeterli doza çıkıldıktan sonra 4-6 hafta beklemek gerekir. Bu ilaçlar bağımlılık yapmaz, uzun süreli kullanımlarının ciddi bir yan etki oluşturmadığı bilinmektedir. Hastanın tüm şikayetleri geçmiş olsa da, 9 ay-1 yıl gibi bir süre ilaca devam etmek önerilmektedir. Çünkü bu süreden önce ilaç kesilirse, hastalığın sıklıkla tekrar ettiği gözlenmiştir. İlacı keserken de dozu yavaş azaltılmalıdır, aksi takdirde ilaç kesilme belirtileri (huzursuzluk, bulantı, uyku düzeninde bozulma, kolda uyuşmalar, karıncalanmalar, elektrik çarpması gibi hisler, baş dönmesi, yerin ayağının altında kayması hissi vb) ortaya çıkacaktır.

Anksiyete düzeyi aşırı derecede yüksek olan bazı hastalarda, özellikle antidepresan ilaçların etkisi geç çıktığından dolayı, tedavinin ilk 2-3 haftası bir benzodiazepin ilaç tedaviye eklenebilir. Bu ilaçların etkisi çabuk başlar ve anksiyete düzeyini azaltmakta belirgin etkileri vardır. Fakat bu ilaçların en büyük dezavantajı bağımlılık yapmalarıdır. Bu yüzden bu ilaçları sadece antidepresanların etkisinin başlamasını bekleyemeyecek düzeyde anksiyete yaşayan seçilmiş hastalara başlamak ve tedavi süresini 4-6 haftadan uzun tutmamak önemlidir.

Performans anksiyetesi için sürekli bir ilaç kullanımı gerekmez. genis etkili bir beta-blokör bir ajanı, performanstan ½-1 saat önce çeyrek-yarım tablet vermek yeterli olacaktır. Bu ilaçlar anksiyetenin otonom sinir sistemi hiperaktivasyonuna bağlı bedensel belirtilerinin (terleme, titreme, çarpıntı, yüzde kızarma) ortaya çıkmasını engelleyerek işe yararlar. Obsesif-kompulsif bozuklukta antidepresan ilaçları yüksek dozda ve daha uzun süreli kullanmak gerekir.

Özellikle panik bozukluk obsesif-kompulsif bozukluk, özgül fobi ve sosyal fobide bilişsel davranışçı psikoterapi yöntemleri de tedavide kullanılabilir. Bilişsel davranışçı psikoterapi yöntemleri içinde bozukluk modelini aktarma, olgu formulasyonu, olay- düşünce ve tepki basamaklarını öğretme, düşünce stillerini tanımlama, otomatik düşünceleri ve düşünce çarpıtmalarını bulmak, sonrasında alternatif düşünce biçimlerini geliştirme ve uygulama ödevleri oluşturma ve gerçek yaşama öğrenilenleri aktarma fırsatları yaratma basamakları vardır.

Prof. Dr. Selçuk Aslan | Psikiyatrist ve Psikoterapist

Kaynaklar:

Ertuğrul Köroğlu Psikiyatri Temel Kitabı 2005

Nevzat Yüksel Ruhsal Hastalıklar 2010

Orhan Öztürk. Ruhsal Bozukluklar 2001

24 Ağustos 2017

15 Comments Soner SELÇUK 13 Nisan 2017 at 00:03 Cevapla Anksiyete bozukluğu olan hasta gece vardiyasında çalışabilirmi

Merhaba selçuk bey ben üç yil önce agir bir olay yasadim ve panik atakla tanıştım önceleri basedemedim ilac kullandım evden dışarı çıkamadım kurumsal bir firmada yönetici asistanıydım işimi kaybettim ama sonra telkinle ataktan kurtuldum fakat 2 yıldır renkleri soluk görüyorum dünyayı bulanık görüyorum uyumak icin bile gözümü kapattigimda siyah bile o bildigim siyah degil ve bi atak sırasında olmuyor hep var 7/24.ayrica cevreden uzaklaşma yaşıyorum herkesi sanki yukarıdan izliyorum butun testler yapildi goz testleri nöroloji ve kardiyoloji de ki tüm testler.. cok saglikliyim fakat bulaniklik hic geçmiyor nasil düzelir düzelir mi?cevap.verirseniz cok.sevinirim

Prof. Dr. Selçuk Aslan 26 Ağustos 2019 at 11:58 Cevapla

Panik atak sırasında gerçekliğin değişme hisleri, aşırı kendi bedenine ve şimdiye aşırı odaklanma sonucu yabancılaşma hissi olabilir. gözlerde küçük kaslarda strese bağlı kasılmaların geçici görme bulanıklığı yapabildiği gözlenmektedir. gevşeme ve nefes yavaşlatma ve dikkatini yönetme ile bu sorunlar azalabilir. Videolarımda ayrıntılar var. saygılar.

cok basarılı bir inceleme

Merhablar. Yaklasik 2 sene once sulinex redavisine basladim. 37.5 la. Sonrasinda arttirildi 37.5 + 75 ile devam ettik. Faydasini gordum. Simdi azaltiyorum doktor kontrolunde ama sanki eski ataklarim tekrarliyor gibi. Ozellikle gis barsak bozuklugu- bas agrisi, basimda bozluk hissi. Doktorum dideral ihtiyaca gore yarim kullanmami istedi ama ben baslamadim. Baslasam mi. Ya da azaltmaya gitmesem mi bilemedim. Yardimci olursaniz sevinirim.

Prof. Dr. Selçuk Aslan 26 Ağustos 2019 at 11:49 Cevapla ilaç konusunda buradan online öneride bulunmamız uygun olmuyor. saygılarımla.

Öncelikle herkese cok geçmiş olsun diyerek konuya ve bizzat şahsen yaşadıklarıma yani bu içinde bulunduğumuz durumun anksiyete panik atak ve bunlara eşlik eden dünyanın belki de en kötü hislerinden ve yaşanılacak acıların en kötülerinden biri olduğunu düşünürüz..
Şahsen ben hep öyle düşündüm hep öyle yaşadım halen de öyle yaşıyorum..
Burada bunları insanlarla paylaşmamin amacına gelince belki birazda olsa onların acılarina ortak olur bunları yaşayan herkese elimden geldiği kadar destek olurum..
Nereden nasıl başlayacağımı gerçekten bilmiyorum çünkü başlanacak o kadar çok yer var ki hepsinin acısı birbirinden ağır..
Yıl 2006 askerdeyim gece uyuyorum ne mi oldu aniden yataktan fırladım ve ranzadan aşağıya kendimi attım koridora doğru yürüyorum ki birileri bana yardım etsin yanımda olsun bişeyler yapsın kurtarın ne olur neyse oradan revire yani hastaneye bütün cihazlar takıldı tabi ben baş dönmesi kusma sanki içimde patlama olacak sonrası mı hiç birşeyim yok bütün herşey dört dörtlük evet aynen söylenen bu kelimeler en büyük şükrettiğim şey askerliğin son bir haftası olması sonrasında ailemi aradım geldiler beni almaya eve gideceğiz tabi insan mutlu olmaz mı heeeeyy yaşasın bitti demezdi nerdeeeeee..
Dedim anne ben ölüyorum hiç iyi değilim bende bişey var yerimde duramıyorum ayaklarımı sallamalar bi oraya bi buraya gitmeler oturmak yok bi hafta içinde belki uyuduğum değil gözümü kapattığım zamanlar sayılıdır..
Çok şükür sonunda eve geldik tabi ben Dr Dr geziyorum ama herşey normal taki birilerinin bana panik atak demesine kadar “panik atak ” mı olamaz böyle bu kadar ciddi bir rahatsızlık sadece panik atak olamaz kesin başka bişey,ne olduğunu bulsunlar hemde çabuk bulsunlar ama yok hiç birşey yok..
Onlar tahlil yapmaktan bıktı bense onların boş laflarindan,bi süre sonra artık bu duygulara alışmıyorsun aslında ama onlarla yaşıyorsun başka bi yolun yok hayat çekilmez yaşanmaz bir hal alıyor hem duygusal hem fiziksel yani kısacası seni senden tamamıyla koparıyor..
İlaç aldık kullandık bıraktık tekrar başladık tekrar kullanıyoruz ne mi oluyor biraz daha rahatlıyorsun belki de..
Karar verdim yurt dışına gideceğim çok korktum uçağa binemiyorum ama binmek zorundayim neyse bindim yanımda eşim vardı o zamanlar,durdurun uçağı ben inmek istiyorum hayır olamaz olmaz yapamam derken bi şekilde yolculuk bitti geldim Londra ya sonuç mu :(( herşey aynı “panic attack and anxiety” 😩😩 bir şekilde bu hastalıkla bi şekilde iç içe olduk oraya bakmaları onları bunları araştırmalar hepsi aynı şey aynı olmayan tekbişey var EVET öldürmüyor ama süründürüyor taki doğru yolu ve tedaviyi bulana kadar tam geçmiyor belkide ama insanın yaşam kalitesini artirdikca yavaştan güzel günlerin tadını almaya başlıyor. .
Panik atak ve anksiyete ikisi de kesinlikle farklı bir hastalık “panik atak gelip geçici olan birşeyken anksiyete ise devamlı olarak bizimle beraber dalgalı bir şekilde yaşar. .
Panik atak aniden kalbin yerinden çıkacak gibi olması, yerinde duramamak, ter basması ,ateş basması, denge kaybı ,bayılacak gibi olma hatta bayılma, hemen hastaneye koşma telaşı kendine sorular sorma aman Allahım neler olur demek gibi, yanında birinin elini tutması gibi,bişeylere konsantre olamama yitirisi, boyunda ,ense kısmında, göğüste ağrı ,ellerde ayaklarda terleme ama geçince de ohhh dedirten bir yakınma gibiydi..
Anksiyete ise böyle gelip gitmez, devamlı sizinle hep beyni meşgul eder durduk yere vücudu ateş başar ,ellerde ve ayaklarda yanma veya terleme yüzde ellerde ayaklarda yanma hissi ,baş ağrısı sanki beynin sünger gibi olması, dışarı çıkamamak bir işe gidememek ,hayattan kopmak bazen çok sinirli olmak hiç birşeyden mutlu olamamak, devamlı kötüyü düşünmek çalışamamak ,yemek yememek uyku zaten olmaz uzanır başını koyarsın beyin kendi kendine düşünür engel olamazsın ,bi konudan öbür konuya geçer düşüncelerine engel olamaz git gide kötüyü düşünür hemen uzandığın yerden kalkarsın, çaresizlik diz boyu ,telefonda araştırmalar sorgu sormalar, en küçük ağrıda bile İnternette nedenlerini araştırma ,yemek falan yemezsin ama bol bol çay sigara içersin birşey konsantre olamazsın, gülmezsin, bazen bulunduğun ortamdan hemen kaçmak konuşmak istemezsin dışarıya çıkıp alışverişe gidemezsin ,hep gergin hep huzursuz hep korkuyorsun devamlı başka hastalıkları düşünüp kendinde ne olduğunu bulmaya çalışıyorsun, neden ben böyleyim gibi sorular sorma bunun neden bi çaresi yok belki de daha kötü bişey ama bulamıyorlar ben hep mi böyle mi yaşayacağım şu ilacı kullansam mı ,vücuda şöyle bir ağrı var bu ağrı kesin beni öldürecek bunların olması normal mi ,simdi bişeyden korkmuyorum ama neden böyle sıkıntılar içindeyim neden bunlar geçmiyor, bazen biraz rahatlar sonra birden bire tekrar aynı belirtiler içine girersiniz insanlardan uzak olma,sağlıklı düşünmekte zorluk sinirli olmak ,beyin devamlı meşgul sabahlara kadar uyuyamamak ,korku filmleri izleyememek ,devamlı vücudunu incelemek en küçük bişeyde terleme sıcak basması baş ağrısı yerinde duramamak ,ellerde ayaklarda soğuk terleme veya vücutta yanma hissi bir türlü normal olmadığını düşünmek hep negatif ama hiç pozitif düşünmemek vücuttaki ağrıları sorgulamak diye sonlandırmak istiyorum gün geçerken..
Havadaki bulutların birbirleriyle carpismasiyla oluşan şimşek ve yıldırım panik atak,yağan yağmur tolu ve kar ise anksiyete diye bir cümle kursam belki kendimce yerinde bir cümle olur..
Bütün bu yaşadıklarımızın her birinin bir birini tetiklediğini düşünüyorum zaten de öyle kendimce..
Hiç bir zaman yaşadıklarımızdan daha kötüsünü yasayamayacagiz çünkü en kötüsünü yaşadığımız için zaten bu durumdayız daha kötü birşey de olmayacak sadece zaman ve sabır isteyen birşey buna inanmaliyiz..
İyi oluyoruz kötü oluyoruz ama ölmüyoruz..
Bazen 10 üzerinden 8 iyi gibi oluyoruz bazen 10 üzerinden 1 işte esas o zaman sıkıntıları atesliyoruz neden boyleyim diye ama iyiyken sıkıntı yaşamıyoruz o yüzden kötü haldeyken o iyi günlerin daha önce geldiğini,bu içinde bulunduğumuz durumunda bi şekilde geçip o 10 üzerinden 8 olduğumuz veya 10 üzerinden 10 olacağımızı da unutmayalım..
İlaç konusunu da gelince bu tür ilaçlar bir anda ağrı kesici gibi etki göstermez zaman sabır güç kuvvet ister zaten ucunu bir yakaladın mı sende inanacaksın ki hayat yaşamaya değer..
Bu tür ilaçların insan bünyesine oturması ve başarı göstermesi bi hayli zaman alabilir her verilen ilacına iyi gelecek diye bir garantisi yok o yüzden size uygun ilaca ulaşmakta biraz fazla zaman alabilir bazıları ise önce kötü yapar ama zamanla düzene girer bunun mutlaka bir psikolog uzman tarafından yapılması gerektiğini düşünüyorum ama gerçekten işini severek benimseyerek yapan uzmanlardan bahsediyorum..
Sizi beni bizi bizleri en iyi ,bu hastalığı yaşayan anlar onun için boşuna dememişler “yaşayan bilir”diye..
Umarım bu yazdıklarım bir çok kişiye ulaşır ,onlara birazcıkta olsa yardımcı olabildimse ne mutlu bana..
Bütün herkese kucak dolusu sevgiler ve sizi sizleri en kısa zamanda o eski siz olarak bekleyen o günlere kavuşmak dileğiyle Allah’a emanet olun..
SAYGILARIMLA..
[email protected]

Prof. Dr. Selçuk Aslan 26 Ağustos 2019 at 11:53 Cevapla

panik ataklar, yogun kaygı ataklarıdır, genellikle kişi yaşadığı bedensel belirtilere odaklanır ve felaket yorumlamalar yapar. sonuçta dakikalar içinde panik atak şiddetlenir, kişi kendisi ile iligli güçsüzi dayanıksız, baş edemez bu nöbet hiç geçmez gibi yorumlar yaparsa durum daha da kötüleşebilir. panik atakla baş edebilmek için öncelikle duurmun geçici olacagını ve bunun bir kaygı dalgası olduğunu ve dakikalar içinde kendiliğinde azalacagını ve buna tahammül edebileceğini ifade etmesi iyi bir yoldur, kendi korkusunu yükseltmemesi ve nefesini sakinlestirmesi, dikkatini panik ve felaket düşünceleri konularında farklı bir ala taşımayı denemesi iyi bir yol olabilir. detayları videolarımdan izleyebilirsiniz.

Merhaba selçuk bey ben yaklaşk bir yıldır farklı olan şeyler var hayatımda çok erkn sinirleniyorum konuşurken gerginlik oluyo bazen eşimi çok üzyorum etrafımdaki herkesi çok üzüyorum içim daralıyo kendimi anlatamıyomuşum kimse beni anlamıyomuş gibi hissedyrm uykusuzluk yorgunluk ve aşırı derecede unutkanlık oluyo alkol alıyorum çok sık deil ama sanki çözüm oymuş gibi geliyo rahatlamk için bi nebze rahatlatıyo sanki bişeye odaklanamıyorum kendi içimde sürekli bir yerlere varamama hissi kollarımda ve ayaklarımda uyuşma meydana geliyo genelde sakin sessiz ortamları tercih ediyorum fazla kişilerle iletişim halinde olamıyorum kafam kaldırmıyo çünkü erken sıkılıyorum kendimi iyi hissetmiyorum daha önce gittim doktora ama bir sonuşç alamadım daha dogrusu gitmek istemedim ilaç verdi kullandım ama malesef pek ciddiye almadım lütven yardımcı olurmusunuz ne yapmam gerekiyo nerden başlamam gerekiyo

Prof. Dr. Selçuk Aslan 26 Ağustos 2019 at 11:38 Cevapla

sinirlilik tahammülsüzlük, insan zor dönemler yaşadığında artar, kafanız kendi geleceğiniz ve kendi durumunuz konusunda tedirginlik içindeyse insana daha sinirli olur, eğer kendini insan hedeflerine uzak ve yorulmuş hissediyorsa arar, yani bu kova damlaya damlaya doldu ise ve artık tasıyamıyorsa insan o zaman daha tahammülsüz olur. öfklendiğimizi konuların kaynaklarını nedenlerini ve bizde oluşturduğu bendensel ipuçlarını öncü belirtilerini tanımak ve kendimizi öfke içinde olduğumuzu farkettiğimiz anda dikkatimizi başka konulara taşımak, ortamdan uzaklaşmak iyi bir yol olabilir. Kırıcı karşı tarafa hakaret eden ve şiddet içeren söz ve davranışlardan uzak durmalı. öfke dalgası yatıştığında konuyu gündeme alıp karşı taraf ile konuşmak önerilir. alkol ile ilaçlar yatıştırmak geçici cözümler ve alkol uzun vadede bağımlılığa yol açarak daha büyük sorunlara yol açabilir. sorunların kaynaklarını bulup ilerlemeler sağlamak en iyisidir.

Arkadaşlar anksiyete bozukluğu yaşamış ve çok şükr atlatmış biri olarak size tavsiyem,
Düşünceye sadece düşünce gözüyle bakın her gece yatmadan pozitif şeyler düşünün ve dileyin, kontrolünüzü asla kaybetmiyeceginizin farkında olun düşünceler kötü olsada kararlar her zaman bireyin kendine aittir bunun algısını zamanla oturtmaya çalışın, doktorunuzun verdigi antidepresanları zamanında kullanın ve hastalık geçti diye bırakmayın doktorunuz bırakın diyince bırakın, en önemliside her organınız gibi beyninizinde hastalanabilcegini ve bunu aşabilceginizin farkında olun.

Anksiyete Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Anksiyete Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Anksiyete Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Geçici anksiyete yaşamın normal bir parçasıdır. Ancak anksiyete bozukluğu (kaygı bozukluğu) olan kişiler sıkça günlük yaşam durumlarına yönelik yoğun, aşırı ve sürekli endişe ve korku hissederler. Sıklıkla, anksiyete bozuklukları ani yoğun anksiyete ve korku veya dehşet hislerinin tepe noktaya ulaştığı anlar (panik ataklar) şeklinde tekrarlayan nöbetleri içerir.

Bu anksiyete ve panik hisleri günlük aktiviteleri engeller, kontrol edilmesi zordur, gerçek tehlikeye göre orantısızdır ve uzun sürebilir. Bu hislerden kaçınmak için yerlere veya durumlara girebilirsiniz. Semptomlar çocukluk veya ergenlik yıllarında başlayabilir ve yetişkinliğe kadar devam edebilir.

Anksiyete bozukluklarının örnekleri arasında yaygın kaygı bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu (sosyal fobi), belirli fobiler ve ayrılık kaygı bozukluğu bulunur. Birden fazla anksiyete bozukluğunuz olabilir. Bazen kaygı bozukluğu, tedavi gerektiren tıbbi bir durumun sonucu olabilir.

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, bireyin aşırı ve kontrol edilemez tepkilerle endişe, kaygı ve korku gibi duygulara yanıt verdiği yaygın bir psikolojik rahatsızlıktır. Bu durum, zihinsel sağlık alanında sıkça karşılaşılan bir durumdur.

Anksiyete Türkiye'de Ne kadar Yaygındır?

Kaygı bozukluğu Türkiye'de oldukça yaygın görülen bir rahatsızlıktır. Aslında, Anksiyete bozukluğu, günlük yaşamın zorluklarıyla başa çıkma çabaları sırasında ortaya çıkmasına ve kişinin içsel denge ve mutluluğunu etkileyebilecek yaygın bir reaksiyondur.

Türkiye Ruh Sağlığı Profili çalışmasına göre Türkiye genelinde anksiyete bozukluklarının yaygınlığı %5,1 olarak bulunmuştur. Bu oran dünya geneline kıyasla daha yüksektir.

Anksiyete bozuklukları kadınlarda erkeklere göre daha sık görülmektedir. Türkiye'de kaygı bozukluğu yaşayan kadınların oranı %6,4 iken, erkeklerde bu oran %3,8'dir.

Yaş gruplarına göre bakıldığında, anksiyete bozuklukları en çok 15-24 yaş grubunda görülmektedir. Bu yaş grubundaki gençlerin yaklaşık %7'si kaygı bozukluğu tanısı almaktadır.

Bu makalede, size kaygı bozukluğunun ne olduğu, anksiyete bozukluğunun belirtileri, tanısı ve tedavi yöntemleri hakkında tüm bilgiyi sunmayı amaçlıyoruz.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Yaygın anksiyete bozukluğunun belirtileri ve semptomları şunları içerebilir:

Sinirli, huzursuz veya gergin hissetme Yaklaşan tehlike, panik veya kaderin bir hissi olma Artmış kalp atış hızına sahip olma Hızla nefes alma (hiperventilasyon) Terleme Titreme Zayıf veya yorgun hissetme Konsantre olmakta güçlük çekme veya mevcut endişeden başka bir şeyi düşünme Uyumakta zorluk çekme Gastrointestinal (GI) sorunlar yaşama Endişeyi kontrol etmekte zorlanma Anksiyeteyi tetikleyen şeylerden kaçma dürtüsüne sahip olma Anksiyete Türleri Nelerdir? Agorafobi, sizi panik yapabilecek ve sıkışmış, çaresiz veya utanmış hissettirebilecek yerlere veya durumlara karşı korku duyduğunuz ve genellikle kaçındığınız bir kaygı bozukluğu türüdür. Tıbbi bir duruma bağlı anksiyete bozukluğu, fiziksel bir sağlık sorunu tarafından doğrudan tetiklenen yoğun anksiyete veya panik belirtilerini içerir. Yaygın anksiyete bozukluğu, sürekli ve aşırı bir şekilde günlük aktiviteler veya olaylar hakkında endişe duymayı içerir hatta sıradan rutin konuları bile. Endişe, gerçek duruma orantısızdır, kontrol etmesi zordur ve fiziksel olarak nasıl hissettiğinizi etkiler. Sıkça diğer anksiyete bozuklukları veya depresyonla birlikte görülür. Panikbozukluğu, ani yoğun anksiyete ve korku veya dehşet hislerinin tepe noktaya ulaştığı anlar (panik atakları) şeklinde tekrarlayan nöbetleri içerir. Yaklaşan korku hisleri, nefes darlığı, göğüs ağrısı veya hızlı, çırpınan veya çarpan bir kalp atışı (kalp çarpıntıları) olabilir. Bu panik atakları, tekrar yaşanma endişesi yaratabilir veya bu atakların meydana geldiği durumlardan kaçınmaya neden olabilir. Seçici mutizm, çocukların belirli durumlarda, okul gibi, hatta diğer durumlarda, yakın aile üyeleriyle evde konuşabilecekleri halde konuşmamalarını içeren sürekli bir durumdur. Bu durum okul, iş ve sosyal işlevselliği etkileyebilir. Ayrılık anksiyete bozukluğu, çocuğun gelişimsel seviyesine göre aşırı olan ve ebeveynlerden veya ebeveyn rolü olan diğer kişilerden ayrılmayla ilgili anksiyete ile karakterize edilen bir çocukluk bozukluğudur. Sosyal anksiyete bozukluğu (sosyal fobi), utanma, öz bilinç ve diğerlerinin tarafından yargılanma veya olumsuz görülme endişesi nedeniyle sosyal durumların yüksek seviyede anksiyete, korku ve kaçınma içermesi durumudur. Belirli fobiler, belirli bir nesne veya duruma maruz kaldığınızda büyük anksiyete duyduğunuz ve ondan kaçınma isteğini içeren durumlardır. Fobiler bazı insanlarda panik ataklarına neden olabilir. Maddeye bağlı anksiyete bozukluğu, ilaç yanlış kullanımı, ilaç kullanımı, toksik bir maddeye maruz kalma veya ilaçların kesilmesi sonucunda doğrudan oluşan yoğun anksiyete veya panik belirtilerini içerir. Diğer belirtilmiş anksiyete bozukluğu ve belirtilmemiş anksiyete bozukluğu, diğer anksiyete bozukluklarının kesin kriterlerini karşılamayan ancak rahatsız edici ve kesintiye uğramış olan anksiyete veya fobiler için terimlerdir. Anksiyete Nedenleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluklarının nedenleri tam olarak anlaşılmış değildir. Travmatik olaylar gibi yaşam deneyimleri, zaten anksiyeteye yatkın olan insanlarda anksiyete bozukluklarını tetiklemek gibi görünmektedir. Kalıtsal özellikler de bir faktör olabilir.

Tıbbi nedenler

Bazı insanlar için anksiyete, temelde bir sağlık sorunuyla ilişkilendirilebilir. Bazı durumlarda, anksiyete belirtileri, bir tıbbi hastalığın ilk belirleyicileri olabilir. Eğer doktorunuz anksiyetenizin bir tıbbi nedeni olabileceğini düşünüyorsa, sorun işaretlerini aramak için testler isteyebilir.

Anksiyeteye bağlı olabilecek tıbbi sorunlara örnekler şunlar olabilir:

Kalp hastalığı Diyabet Tiroid problemleri, örneğin hipertiroidizm Solunum bozuklukları, kronik obstrüktif akciğer hastalığı (KOAH) ve astım gibi Madde kötüye kullanımı veya yoksunluk belirtileri Alkol, anksiyete ilaçları (benzodiazepinler) veya diğer ilaçların yoksunluğu Kronik ağrı veya irritabl bağırsak sendromu Belirli savaş ya da kaç tepkisi hormonlarını üreten nadir tümörler

Bazen anksiyete, belirli ilaçların yan etkisi olarak ortaya çıkabilir.

Anksiyetenizin altında yatan bir tıbbi durum olabilir eğer:

kaygı bozukluğu olan kan bağınızda (anne veya kardeş gibi) hiç kimse yoksa Çocukken anksiyete bozukluğunuz olmadıysa Anksiyete nedeniyle belirli şeylerden veya durumlardan kaçınmıyorsanız Anksiyeteye dair önceki bir geçmişiniz yoksa ve yaşam olaylarıyla ilişkisiz görünen aniden ortaya çıkan bir anksiyeteniz varsa Risk Faktörleri

Bu faktörler anksiyete bozukluğu geliştirme riskinizi artırabilir:

Travma. İstismar veya travma yaşayan veya travmatik olaylara tanık olan çocuklar, hayatlarının bir noktasında kaygı bozukluğu geliştirme riski altındadır. Travmatik bir olay yaşayan yetişkinler de kaygı bozukluğu geliştirebilir. Hastalığa bağlı stres. Bir sağlık durumuna veya ciddi bir hastalığa sahip olmak, tedaviniz ve geleceğiniz gibi konularda ciddi endişelere neden olabilir. Stres birikimi. Büyük bir olay veya daha küçük stresli yaşam durumlarının birikimi aşırı anksiyeteye neden olabilir, örneğin aile içi bir ölüm, iş stresi veya sürekli finansal endişeler. Kişilik. Bazı kişilik tiplerine sahip insanlar diğerlerine göre daha fazla kaygı bozukluğuna yatkın olabilir. Diğer zihinsel sağlık bozuklukları.Depresyon gibi diğer zihinsel sağlık bozukluklarına sahip kişiler genellikle anksiyete bozukluğuna da sahiptir. Anksiyete bozukluğu olan akrabalar. Anksiyete bozuklukları ailelerde görülebilir. İlaçlar veya alkol. İlaç veya alkol kullanımı, kötüye kullanımı veya yoksunluğu anksiyeteye neden olabilir veya anksiyeteyi kötüleştirebilir. Anksiyete ve Alkol Bağımlılığı

Alkol, merkezi sinir sistemini baskılayarak geçici bir rahatlama sağlar. Ancak bu etki kısa sürelidir. Anksiyete sorunu yaşayanlar, içini rahatlatmak ya da sosyal ortamlarda kendini kaybetmemek için alkole yönelebilir. Fakat anksiyete kronik bir rahatsızlıktır ve alkol çözüm olamaz. Düzenli alkol kullanımı bağımlılığa neden olur. Anksiyete tedavisine alkol bağımlılığının üstesinden gelinmeden başlanmamalıdır.

Anksiyete ve Depresyon İlişkisi

Araştırmalar anksiyete ile depresyon arasında güçlü bir ilişki olduğunu göstermektedir. Kaygı bozukluğu çoğunlukla depresyona yol açar. Aynı şekilde ağırlaşan depresyon da anksiyete belirtilerini tetikleyebilir. Her iki durum da uzman desteği, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişiklikleriyle kontrol altına alınabilir. Erken teşhis ve tedavi her iki rahatsızlığın etkilerini en aza indirir.

Komplikasyonlar

Bir anksiyete bozukluğuna sahip olmak sadece endişelenmenize neden olmaz. Aynı zamanda depresyona yol açabilir veya diğer zihinsel ve fiziksel durumları kötüleştirebilir, örneğin:

Depresyon (genellikle bir kaygı bozukluğu ile birlikte ortaya çıkar) veya diğer zihinsel sağlık bozuklukları Madde kötüye kullanımı Uyumakta zorluk (uykusuzluk) Sindirim veya bağırsak problemleri Baş ağrıları ve kronik ağrı Sosyal izolasyon Okulda veya işte fonksiyon bozuklukları Düşük yaşam kalitesi İntihar Anksiyeteyi Önlemek

Birisinin anksiyete bozukluğu geliştirmesine neyin neden olacağını kesin olarak tahmin etmek mümkün olmasa da, anksiyozsanız semptomların etkisini azaltmak için adımlar atabilirsiniz:

Erken yardım alın. Birçok diğer zihinsel sağlık koşulu gibi anksiyete de tedavi edilmesi zor olabilir eğer beklerseniz. Aktif kalmak. Kendinizi iyi hissettiren ve hoşlandığınız aktivitelere katılın. Sosyal etkileşimi ve bakım dolu ilişkileri deneyimleyerek endişelerinizi azaltabilirsiniz. Alkol veya madde kullanımından kaçının. Alkol ve madde kullanımı anksiyeteye neden olabilir veya anksiyeteyi kötüleştirebilir. Eğer bu maddelerden herhangi birine bağımlıysanız, bırakmak size anksiyete yapabilir. Kendi başınıza bırakamıyorsanız, doktorunuzu görün veya size yardımcı olacak bir destek grubu bulun. Teşhis

Anksiyetenizin fiziksel sağlığınızla ilgili olup olmadığını anlamak için öncelikle birinci basamak sağlık sağlayıcınıza başvurabilirsiniz. Altta yatan bir tıbbi durumun işaretlerini kontrol edebilirler ve gerekiyorsa tedaviye ihtiyaç duyan bir durum olup olmadığını görebilirler.

Ancak ciddi anksiyete yaşadığınızı düşünüyorsanız, bir zihinsel sağlık uzmanını görmeniz gerekebilir. Bir psikiyatrist, zihinsel sağlık durumlarını teşhis etme ve tedavi etme konusunda uzmanlaşmış bir tıp doktorudur. Bir psikolog ve belirli diğer zihinsel sağlık profesyonelleri anksiyeteyi teşhis edebilir ve danışmanlık (psikoterapi) sağlayabilir.

Bir kaygı bozukluğu teşhisine yardımcı olmak için zihinsel sağlık sağlayıcınız:

Psikolojik bir değerlendirme yapabilir. Bu, tanıyı belirlemeye ve ilişkili komplikasyonları kontrol etmeye yardımcı olmak için düşünceleriniz, duygularınız ve davranışlarınızı tartışmayı içerir. Anksiyete bozuklukları genellikle depresyon veya madde kötüye kullanımı gibi diğer zihinsel sağlık sorunları ile birlikte görülür - bu da teşhisi daha zor hale getirebilir. Semptomlarınızı DSM-5'teki kriterlere göre değerlendirebilir. Birçok doktor, bir anksiyete bozukluğunu teşhis etmek için Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan Ruh Sağlığı Bozukluklarının Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5) kriterlerini kullanır. Anksiyete Tedavisi Nasıldır?

Anksiyete bozuklukları için iki temel tedavi yöntemi psikoterapi ve ilaçlardır. İkisinin kombinasyonundan en çok fayda sağlayabilirsiniz. Hangi tedavilerin sizin için en iyi çalıştığını keşfetmek için bazı deneme yanılma gerekebilir.

Psikoterapi

Ayrıca konuşma terapisi veya psikolojik danışmanlık olarak da bilinen psikoterapi, anksiyete semptomlarınızı azaltmak için bir terapistle çalışmayı içerir. Anksiyete için etkili bir tedavi olabilir.

Bilişsel davranış terapisi (BDT), anksiyete bozuklukları için en etkili psikoterapi türüdür. Genellikle kısa süreli bir tedavi olan BDT, semptomlarınızı iyileştirmek ve anksiyete nedeniyle kaçındığınız aktivitelere yavaş yavaş geri dönmek için belirli beceriler öğretmeye odaklanır.

BDT, maruz bırakma terapisini içerir, burada anksiyete tetikleyen nesne veya durumla kademeli olarak karşılaşarak, durumu ve anksiyete semptomlarını yönetebileceğinize dair güveninizi artırırsınız.

İlaçlar

Semptomları hafifletmeye yardımcı olmak için, sahip olduğunuz anksiyete bozukluğunun türüne ve ayrıca diğer zihinsel veya fiziksel sağlık sorunlarına bağlı olarak birçok farklı türde ilaç kullanılır. Örneğin:

Belirli antidepresanlar aynı zamanda anksiyete bozukluklarını tedavi etmek için de kullanılır. Buspiron adlı bir anksiyete ilacı reçete edilebilir. Sınırlı durumlarda, doktorunuz sedatifler olarak da adlandırılan benzodiazepinler veya beta blokerler gibi diğer ilaç türlerini reçete edebilir. Bu ilaçlar, anksiyete semptomlarının kısa süreli rahatlatılması içindir ve uzun süreli kullanım amaçlanmaz.

İlaçların faydaları, riskleri ve olası yan etkileri hakkında doktorunuzla konuşun.

Yaşam tarzı ve Evde Uygulanan Yöntemler

Anksiyete bozuklukları olan çoğu insanın anksiyeteyi kontrol altına almak için psikoterapi veya ilaçlara ihtiyacı olsa da, yaşam tarzı değişiklikleri de fark yaratabilir. İşte yapabileceğiniz şeyler:

Fiziksel olarak aktif olun. Haftanın çoğu gününde fiziksel olarak aktif olacak bir rutin oluşturun. Egzersiz güçlü bir stres azaltıcıdır. Ruhsal durumunuzu iyileştirebilir ve sağlıklı kalmanıza yardımcı olabilir. Yavaşça başlayın ve etkinliklerinizin miktarını ve yoğunluğunu giderek artırın. Alkol ve rekreasyonel ilaçlardan kaçının. Bu maddeler anksiyeteye neden olabilir veya anksiyeteyi kötüleştirebilir. Kendi başınıza bırakamıyorsanız, doktorunuzu görün veya size yardımcı olacak bir destek grubu bulun. Sigarayı bırakın ve kafeinli içecek tüketimini azaltın veya bırakın. Hem nikotin hem de kafein anksiyeteyi kötüleştirebilir. Stres yönetimi ve gevşeme tekniklerini kullanın. Görselleştirme teknikleri, meditasyon ve yoga, anksiyeteyi hafifletebilecek gevşeme tekniklerine örnektir. Uykuyu öncelik haline getirin. Dinlenmiş hissetmek için yeterli uyku aldığınızdan emin olmak için yapabileceğinizi yapın. İyi uyumuyorsanız, doktorunuzu görün. Sağlıklı beslenin. Sağlıklı beslenme, sebzeler, meyveler, tam tahıllar ve balık gibi unsurlara odaklanma anksiyete azaltıldığına dair bir bağlantı kurulabilir, ancak daha fazla araştırma gereklidir. Alternatif Tıp

Birçok bitkisel çözüm anksiyete tedavisi için incelenmiştir, ancak risk ve faydaları anlamak için daha fazla araştırma yapılması gerekmektedir. Bitkisel ve diyet takviyeleri ilaçlar gibi Gıda ve İlaç İdaresi (FDA) tarafından aynı şekilde izlenmez. Ne aldığınızdan ve güvenli olup olmadığından her zaman emin olamazsınız. Bu takviyelerden bazıları reçete ilaçlarıyla etkileşime girebilir veya tehlikeli etkileşimlere neden olabilir.

Bitkisel çözümleri veya diyet takviyelerini almadan önce, almanız gereken ilaçlarla etkileşime girmeyeceğinden ve sizin için güvenli olduğundan emin olmak için doktorunuzla konuşun.

Başa çıkma ve Destek

Bir anksiyete bozukluğu ile başa çıkmak için yapabilecekleriniz:

Bozukluğunuz hakkında bilgi edinin. Doktorunuzla veya zihinsel sağlık sağlayıcınızla konuşun. Özel durumunuzu neyin tetikleyebileceğini ve sizin için en iyi tedavilerin neler olabileceğini öğrenin. Ailenizi ve arkadaşlarınızı dahil edin ve desteklerini isteyin. Tedavi planınıza sadık kalın. Talimatlar doğrultusunda ilaçlarınızı alın. Terapi randevularınızı sürdürün ve terapistinizin size verebileceği herhangi bir görevi tamamlayın. Özellikle ilaçlarınızı alırken tutarlılık büyük bir fark yaratabilir. Harekete geçin. Anksiyetenizi tetikleyen veya stres yapabilecek faktörleri öğrenin. Zihinsel sağlık sağlayıcınızla geliştirdiğiniz stratejileri uygulayarak, bu tür durumlarda anksiyete hisleriyle başa çıkmak için hazır olun. Bir günlük tutun. Kişisel yaşamınızı takip etmek, size ve zihinsel sağlık sağlayıcınıza neyin stres yaptığını ve size daha iyi hissettirdiğini belirlemeleri için yardımcı olabilir. Bir anksiyete destek grubuna katılın. Tek olmadığınızı unutmayın. Destek grupları, anlayış, anlayış ve paylaşılan deneyimler sunar. Ulusal Ruh Sağlığı İttifakı ve Anksiyete ve Depresyon Derneği, destek bulma konusunda bilgi sağlar. Zaman yönetimi teknikleri öğrenin. Zamanınızı ve enerjinizi dikkatli bir şekilde yönetmeyi öğrenerek anksiyeteyi azaltabilirsiniz. Sosyalleşin. Endişelerinizi sevdiklerinizden veya etkinliklerden izole etmesine izin vermeyin. Döngüyü kırın. Anksiyete hissettiğinizde, zihninizi endişelerinizden uzaklaştırmak için hızlı bir yürüyüşe çıkın veya bir hobiyle meşgul olun. Ne Zaman Doktora Başvurmalı?

Doktorunuzu görmelisiniz eğer:

Çok fazla endişelendiğinizi ve bu durumun iş, ilişkiler veya yaşamınızın diğer alanlarıyla müdahale ettiğini hissediyorsanız Korku, endişe veya anksiyete sizin için rahatsız edici ve kontrol etmesi zor ise Depresyondan muzdaripseniz, alkol veya madde kullanımında zorluk çekiyorsanız veya anksiyete ile birlikte diğer zihinsel sağlık sorunlarınız varsa Anksiyetenizin fiziksel bir sağlık sorunuyla ilişkili olabileceğini düşünüyorsanız İntihar düşünceleriniz veya davranışlarınız varsa bu durumda derhal acil tedavi arayışına girmelisiniz

Endişeleriniz kendi başına geçmeyebilir ve yardım aramazsanız zamanla daha da kötüleşebilir. Anksiyetenizin daha da kötüleşmeden önce doktorunuzu veya zihinsel sağlık sağlayıcınızı görün. Erken yardım alırsanız tedavisi daha kolay olur.

Randevunuz İçin Hazırlık Yapma

Birinci basamak sağlık sağlayıcınıza görünerek başlayabilirsiniz. Sizi bir zihinsel sağlık uzmanına yönlendirebilirler.

Yapabilecekleriniz

Randevunuzdan önce, şunları içeren bir liste yapın:

Anksiyete semptomlarınız. Ne zaman meydana geldiklerini, onları daha iyi veya daha kötü yapan herhangi bir faktör olup olmadığını ve günlük aktivitelerinizi ve etkileşimlerinizi ne kadar etkilediğini belirtin. Size stres yaratan şeyler. Son zamanlarda başa çıktığınız büyük yaşam değişikliklerini veya stresli olayları içerir. Ayrıca geçmişte veya çocukken yaşadığınız travmatik deneyimleri de belirtin. Aile geçmişinizdeki zihinsel sağlık sorunları. Ebeveynleriniz, büyükanne ve büyükbabalarınız, kardeşleriniz veya çocuklarınızın herhangi bir zihinsel sağlık sorunuyla mücadele etip etmediğini belirtin. Sahip olduğunuz diğer sağlık sorunları. Hem fiziksel durumları hem de zihinsel sağlık sorunlarını içerir. Kullandığınız tüm ilaçlar. Herhangi bir ilacı, vitaminleri, bitkileri veya diğer takviyeleri ve dozları belirtin.

Doktorunuza sorulabilecek bazı temel sorular şunlar olabilir:

Anksiyetemin en muhtemel nedeni nedir? Anksiyetemi neden olan veya kötüleştiren başka olası durumlar, psikolojik sorunlar veya fiziksel sağlık sorunları var mı? Herhangi bir test yapmam gerekiyor mu? Psikiyatrist, psikolog veya diğer zihinsel sağlık sağlayıcılarını görmeli miyim? Hangi tür terapi bana yardımcı olabilir? İlaç yardımcı olur mu? Eğer öyleyse, reçete ettiğiniz ilaçla aynı işe yarayan jenerik bir alternatif var mı? Tedavinin yanı sıra evde yapabileceğim yardımcı olabilecek adımlar var mı? Bana verilebilecek eğitim materyalleriniz var mı? Hangi web sitelerini önerirsiniz?

Randevunuz sırasında başka sorular sormaktan çekinmeyin.

Doktordan ne beklemeli

Doktorunuz muhtemelen size birkaç soru soracaktır, örneğin:

Semptomlarınız nelerdir ve ne kadar şiddetlidir? İşlevinizi nasıl etkiliyorlar? Daha önce panik atak geçirdiniz mi? Anksiyeteye neden olan belirli şeylerden veya durumlardan kaçınıyor musunuz? Anksiyete duygularınız zaman zaman mı yoksa sürekli mi? Anksiyete duygularınızı ilk ne zaman fark ettiniz? Anksiyetenizi tetikleyen veya kötüleştiren herhangi bir şey var mı? Anksiyete duygularınızı düzeltmeye yardımcı olan bir şey var mı? Son zamanlarda veya geçmişte yaşadığınız travmatik deneyimler nelerdir? Sahip olduğunuz herhangi bir fiziksel veya zihinsel sağlık durumu var mı? Herhangi bir reçeteli ilaç alıyor musunuz? Düzenli olarak alkol tüketiyor veya rekreasyonel ilaçlar kullanıyor musunuz? Anksiyete veya diğer zihinsel sağlık koşullarına sahip olan akrabalarınız var mı, örneğin depresyon?

Sorulara hazırlık yapmak ve önceden düşünmek, randevunuzdan en iyi şekilde yararlanmanıza yardımcı olacaktır.

Doktorify'dan Bir Not

Anksiyete bozukluğu, günlük yaşamınızı zorlaştırabilir. Anksiyete bozukluğu belirtileri arasında sinirlilik, panik ve korku hisleri bulunur. Ayrıca terleme ve hızlı kalp atışı gibi fiziksel belirtiler de yaşayabilirsiniz. Ancak böyle yaşamanıza gerek yok. Birçok etkili anksiyete bozukluğu tedavisi mevcuttur. Teşhisinizi ve en iyi tedavi planınızı belirlemek için sağlık hizmeti sağlayıcınızla konuşun. Genellikle tedavi, ilaçlar ve terapinin bir kombinasyonunu içerir. Anksiyete ilaçları ve antidepresanlar, BDT ile bir araya geldiğinde size en iyi hissettirmeye yardımcı olabilir.

Okuyucu Paylaşımı

Bu bölüm, konuyla ilgili gerçek yaşam deneyimlerine dair hikayelere ayrılmıştır. Eğer sizin de bu konuda paylaşmak istediğiniz bir hikayeniz varsa, lütfen bizimle iletişime geçerek hikayenizi paylaşın. Bu, içeriğimize zenginlik katar ve daha fazla insanın hikayenizi okumasına olanak tanır.

Anksiyete, hayatımın bir döneminde beni derinden etkileyen bir sorundu. Bu deneyimi sizinle paylaşarak, anksiyete konusundaki kişisel yolculuğumu ve bu sürecin benim üzerimdeki etkisini açıklamak istiyorum.

Anksiyete ile tanışmam, iş hayatındaki yoğun stres ve kişisel baskılarla başladı. Aniden ortaya çıkan endişe hissi, bedenimdeki gerginlik ve sürekli düşünce döngüleri beni sık sık zorladı. Anksiyetenin nasıl başladığını ve zamanla nasıl ilerlediğini anlatmak, benim için önemlidir.

Bu süre zarfında duygusal ve fiziksel olarak birçok zorlukla karşılaştım. Anksiyete, beni günlük yaşam aktivitelerimi sınırlamaya zorladı ve sosyal ilişkilerim üzerinde olumsuz bir etki yarattı. Bu, duygusal olarak tükenmiş hissetmeme yol açtı ve yaşam kalitemi düşürdü.

Anksiyetenin ne olduğunu anlamak ve teşhis almak için bir süreç gerekti. Bir sağlık uzmanının yardımıyla, yaşadığım bu zorluğun adını koyabildik. Teşhis almak, başlangıçta karışık duygulara neden oldu, ancak aynı zamanda çözüm yolu arayışımı başlattı.

Anksiyete ile başa çıkmak için bir dizi tedavi ve strateji denedim. Bu, terapiler, meditasyon, ve yaşam tarzı değişikliklerini içeriyordu. Hangi yöntemlerin işe yaradığını ve hangilerinin işe yaramadığını ve nedenini anlatmak, okuyuculara faydalı olabilir.

Ailem ve arkadaşlarım, anksiyete ile başa çıkmamda büyük bir destek sağladılar. Onların anlayışı ve yardımları, bu zorlu dönemi daha yönetilebilir hale getirdi. Ayrıca, bir terapist ile çalışmak da büyük bir destek sağladı.

Anksiyete ile ilgili daha fazla bilgi ve destek arayanlar için kaynakları paylaşmak istiyorum. Kendi yolculuğumda kitaplar, web siteleri ve destek grupları bana rehberlik etti ve bu kaynaklar başkalarına da yardımcı olabilir.

Anksiyete ile başa çıkmak, kendime dair birçok ders öğrenmeme neden oldu. Kendi sınırlarımı tanımak, stresle daha etkili bir şekilde başa çıkmak ve duygusal sağlığıma daha fazla dikkat etmek gibi değerli öğretilerle dolu bir deneyimdi." – Hakan Koç

Video / Podcast

"
Yaygın Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir? Nasıl Oluşur?

Yaygın Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir? Nasıl Oluşur?

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Tedavisi Yaygın Anksiyete (Kaygı) Bozukluğu Nedir?

Sıklığı, şiddeti, ve maruz kalınan sürenin uzunluğu bakımından hoşnut olunmayan sonuçlar yaratan kaygı duygusunun belirleyici olduğu psikolojik sorunların genel adıdır. En sık karşılaşılan kaygı bozuklukları, panik bozukluğu, sosyal fobi, obsesif-kompülsif bozukluk, özgül fobiler, travma sonrası stres bozukluğu ve yaygın anksiyete bozukluğudur.

Bu sorunlarda kişi, yaşadığı kaygı ve korkularını kontrol altında tutmakta güçlük çeker. Kaygılı durumun kendisi veya olacağı beklentisi, kişinin günlük yaşantısının önemli bir bölümünde zihnini meşgul eder. Bu nedenle ailevi, akademik veya mesleki yaşantısında güçlüklerle karşılaşır, gündelik işlevselliği sekteye uğrar, sosyal ilişkilerinde sorunlar yaşar.

Kaygı bozukluklarında tanı psikiyatri uzmanları tarafından konur. Kaygı bozuklukları, bozukluğun türüne, kişinin yaşamı üzerindeki etkisinin şiddetine ve kişinin diğer öznel durumlarına göre sadece psikoterapiyle tedavi edilebileceği gibi, psikoterapiye eşlik eden ilaçlar kullanılarak da tedavi edilebilir. Yaygın anksiyete - kaygı bozukluklarının çoğunun tedavisi için kullanılan en yaygın psikoterapi yaklaşımı bilişsel davranışçı psikoterapidir.

Anksiyete psikolojide kaygı duymak, kaygılanmak olarak bilinmektedir. Aslında kaygı, tehlikeli durumlarda, “vücuda, meydana gelecek olan bir olaya karşı hazır olması gerektiğini haber veren” sinyaldir. İnsanda doğal ve gerekli olan kaygı hissedilmeye başladığında, nefes alış verişi ve kalp atışı hızlanarak kaslara daha fazla oksijen gitmesi sağlanır.

İnsanın doğası gereği vücut, tehlikeli durumlara kendini hazırlamak maksadıyla tetikte olmaya başlar. Doğal anksiyete (kaygı) olan bu hisler sayesinde, hayatta karşılaşılacak herhangi bir tehlikeli durumda vücudumuz reaksiyon vermesine yardımcı olmaktadır.

Bozukluk ise kaygı duygusunun normal hayat sürecinde herhangi bir tehlike yokken kendini göstermesi, uzun müddet devam etmesi ve kaygının vücutta oluşturduğu etkilerin çok güçlü hissedilmesiyle ortaya çıkan durumdur. Vücutta bu tepkilerin uzun süre devam etmesi söz konusu ise tedavi gereklidir.

Problemin ileri derece olması, kişinin günlük yaşamanı olumsuz etkileyerek, kişilerin karşılaştıkları her konuda en kötü sonucu düşünerek hareket etmesine neden olur. Aşırı endişe ve kaygı kontrol edilemeyecek boyuttadır ve hemen hemen her gün vardır ve gün boyunca sürer.

Kaygı Bozukluğu Nasıl Oluşur?

Anksiyete hastalığının en önemli faktörü streslerdir. Anksiyetenin kalıtımsal faktörlerin yanı sıra çocukluk dönemi yaşam deneyimlerinin ve yaşanan olumsuz olayların etkisi ile ortaya çıktığı, kişilik özellikleri ve stresli bir yaşamın bozukluğunun da gelişiminde önemli rol oynadığı düşünülmektedir. Stresli bir yaşam hastalığı tetikler ve hasta daha kötüleşir.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

- Gergin, kaygılı, sıkıntılı olmak,
- Toplum içinde çekingen kalmak,
- Dikkat ve konsantrasyon güçlüğü,
- Sürekli kötü bir şeyler olacak düşüncesi,
- Uykuya dalamama ve sık sık uyanma,
- Yorgunluk,
- Baş ve kas ağrıları,
- Tahammülsüzlük,
- Bulantı,
- Odaklanmakta güçlük,
- Ellerde titreme,
- Panik duygusu,
- Terleme,
- Sıcak basması önemli belirtilerdir

Kaygı Bozukluğu Nasıl Tedavi Edilir?

Erdem Psikiyatri Merkezi'mize gelen hastalarımıza bir aile bütünlüğünde sorunlarının çözümü için tüm uzman psikiyatr ve psikologlarımızla (randevu için tıklayınız) birlikte hastalığın tanısının konması için gayret sarf etmekteyiz.

Kliniğimize başvuran hastalarımızın gerçekleştirilen muayeneler sonucunda hastalığının psikolojik mi, yoksa fizyolojik mi? olduğu teşhis edilmektedir. Erdem Psikiyatri Merkezimizde uzman psikologlarımız tarafından psikoterapi seansları ya da ilaç tedavileri uygulanabilir.

Ankara Anksiyete Tedavi Kliniği

Anksiyete - Kaygı bozukluğu rahatsızlığı olan hastalar çoğu zaman endişeyi yoğun bir şekilde hissettiklerinin farkındadır. Fakat kendilerini kontrol edemez ve sakinleşemez. Erdem Ankara Psikiyatri ve Psikolog Merkezi'mize gelen hastalarımız, merkezimizde bulunan uzman psikiyatri ve psikologlarımız tarafından muayene edilerek, hastalarımızın tedavisi için gerekli teşhis konulmaktadır.

Aklınıza gelen sorular hakkında bilgi almak için erdempsikiyatri.com/iletisim sayfasından bize ulaşabilirsiniz.

"
Anksiyete nedir? Nasıl başa çıkılır?

Anksiyete nedir? Nasıl başa çıkılır?

Anksiyete Nedir?

Sınavdan önce neden titrediğinizi veya iş görüşmesinden önce neden avuçlarınızın terlediğini hiç merak ettiniz mi? Bu endişeli duygular, vücudun kendisini önemli bir olaya hazırlamasının doğal bir yoludur. Olay başladığında nasıl sakinleştiğinizi de fark eder, daha kolay nefes almaya başlarsınız ve kalbiniz hızla çarpmayı bırakır. Böyle bir kaygı aslında sizi daha uyanık kıldığı için daha iyi performans göstermenize yardımcı olur. Bununla birlikte, bazı insanlar geçerli ve net bir neden olmaksızın kaygı veya kaygı atakları yaşar. Siz de endişelerinizi kontrol etmekte zorlanıyorsanız ve tekrar eden bu endişe duyguları günlük aktivitelerinizi yapmanızı etkiliyorsa bu bir anksiyete bozukluğu olabilir. Peki, anksiyete nedir?

Anksiyete (Kaygı Bozukluğu) Nedir?

“Anksiyete bozukluğu nedir?” sorusu merak edenler için şu şekilde yanıtlanabilir:

Anksiyete bir diğer adıyla kaygı, korku ve huzursuzluk hissidir. Huzursuz olmaya, terlemeye ve kalp atışının hızlanmasına neden olabilir. Örneğin, iş hayatınızda zor bir sorunla karşı karşıya kaldığınızda ya da önemli bir karar verirken endişeli hissedebilirsiniz. Bu endişe sizde enerjinin artması ya da duruma daha fazla odaklanma gibi tepkiler yaratabilir. Ancak anksiyete de durum tam tersidir. Yani aşırı endişe yaratan durumlar karşısında ortaya çıkan korku geçmez ve bunaltıcıdır.

Sosyal Anksiyete Nedir?

“Sosyal anksiyete nedir?” merak edilen konu başlıklarından bir diğeridir. Sosyal kaygı, bireyin toplum içerisinde yaşadığı kaygı ve korku durumlarını tanımlar. Toplum içerisinde yaşadığınız korku ve kaygıyı ölçmek istiyorsanız sosyal anksiyete testi yaptırabilirsiniz.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

“Anksiyete krizi nedir?” sorusunun yanıtı bu durumun yarattığı belirtilerdedir. İşte anksiyete belirtileri:

Anksiyetede bedensel belirtiler:

Baş ağrıları Baş dönmesi Bayılma hissi Bulantı Karın ağrısı Çarpıntı Göğüs ağrısı Göğüste sıkıntı İrritabilite Karıncalanma Kaslarda gerginlik Kolay yorulma Nefes darlığı Sersemlik Titreme Uyuşukluk

Anksiyetede psikolojik belirtiler:

Çıldırma korkusu Endişe Kaygı ve huzursuzluk Gerginlik Rüyada gibi hissetme, Konsantrasyon güçlüğü Kontrolü kaybetme korkusu Ölme korkusu Panik hissi Uyku bozukluğu

Anksiyete Kimlerde Daha Sık Görülür?

“Anksiyete nedir belirtileri?” sorusu kadar kimlerde daha sık görüldüğü de merak konusudur. Yapılan istatistiklere göre bu durumun kadınlarda görülme oranı erkeklere göre daha yüksek. Bunun yanında çocukluğunda ebeveynlerinin aşırı korumacı tavırlarına maruz kalmış ya da olumsuz bir çevrede sindirilmiş bir şekilde büyüyen kişilerde daha sık görülür. Yani bu durum çocuklukla sıkı bir şekilde bağlantılıdır. Bireyin çocuklukta maruz kaldığı travmalar, olumsuzluk ve mutsuzluklar arttığında bu duygu durumunun yaşanma riski de aynı şekilde artar. Ek olarak ailede anksiyete olması da riski artırır çünkü bu kaygı bozukluğu genetik geçişli bir rahatsızlıktır.

Anksiyete Türleri Nelerdir?

“Anksiyete bozuklukları nedir?” diye merak ediyorsanız işte bu sorunun yanıtı:

Fobik bozukluklar (agorafobi, özgül fobiler, sosyal fobi) Obsesif kompulsif bozukluk Panik bozukluk Travma sonrası stres bozukluğu Yaygın anksiyete bozukluğu

Anksiyetede Çocukluk Döneminin Önemi

“Anksiyete nedir nasıl geçer?” sorusu kadar bu durumun çocukluk döneminde nasıl kazanıldığı da merak edilenler arasında. Bu dönemdeki anksiyete nedir kısaca, çocukluk döneminde yaşanan travmalar, beynin korku işleme mekanizmasının hassaslaşmasına yol açar ve bireyin strese neden olan unsurlar karşısında fazla duyarlı olmasını sağlar. Bu dönemde ortaya çıkan kaygı bozukluklarında hem genetik hem de çevre etkilidir. Bu nedenle çocukluk dönemi iyi gözlemlenmeli ve kaygı bozukluğu belirtisinde mutlaka bir uzmandan yardım alınmalı.

Anksiyete Neden Olur?

Anksiyete bozukluğu diğer pek çok ruhsal zorun gibi nedeni anlaşılamamış bir durumdur. Bu durum bazı bireylerde aşırı travmatik bir durum sonrasında gelişebilirken bazı bireylerde sebepsiz ortaya çıkabilir. Yaygın olarak görülen anksiyete, beyinde bulunan bazı kimyasalların (serotonin ve neropinefrin) dengesizleşmesi sonucunda görülür. Bu duruma ayrıca vücudun biyolojik süreci, genetik ve çevresel deneyimler de eşlik eder. Bu nedenle tüm bu faktörler anksiyete tedavisi sürecinde bir bütün olarak değerlendirilir.

Anksiyete Tanısı Nasıl Konur?

“Anksiyete ne demek?” sorusu kadar bu rahatsızlığın tanısının nasıl konulduğu da merak edilenler arasında. Kişinin sürekli olarak yaşadığı kaygılı düşünceler hem günlük hayatını hem de sosyal çevresini etkilemeye başladıysa alanında uzman biri tarafından anksiyete testleri uygulanmalı ve doğru tanı konulmalıdır. Ardından gerekli görüldüğünde anksiyete ilaçları verilmelidir.

Anksiyete Tedavisi Nasıl Yapılır?

“Anksiyete nasıl geçer?” diye merak ediyorsanız bu durumun ilaç ve terapi ile tedavi edilebildiğini bilmelisiniz. Bu nedenle anksiyete bozuklukları için mutlaka bir psikiyatri uzmanına başvurulmalıdır. Tedavide kullanılan anksiyete ilacı ile kaygı semptomlarının giderilmesi amaçlanır. Konuşma ve bilişsel davranışçı terapi ile de kişide olumlu düşünceler öğrenilir.

Anksiyete İle Başa Çıkma Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete belirti gösteren bir durumdur. Bu nedenle belirtilerle ortaya çıkan anksiyete krizi durumunda yapılabilecek bazı yöntemler bulunur. Anksiyete bozukluğu olanların yorumları ve uzman görüşlerinin sunduğu yöntemler:

3-3-3 kuralı: Kaygı krizi yaşandığı an 3-3-3 kuralı ile sakin kalınabilir. Bu kuralın uygulanması, etrafa bulunan üç şeyin ismini söyleme, duyulan üç sesi söyleme, parmaklar, bilekler ve kolu olacak şekilde vücudun üç bölümünü oynatmadır. Ayağa kalkma ve vücudu dik tutma: Korku hissedildiğinde vücut bilinçaltından gelen bir dürtüyle öne doğru eğilir. Bu durumun temelinde dürtüsel olarak akciğerleri ve kalbi korumak vardır. Bu nedenle aşırı kaygı ve korku yaratan durumlarda mutlaka ayağa kalkılmalı, dik durulmalı ve vücuda her şeyin normal olduğu mesajı verilmelidir. İçinde bulunulan ana konsantre olma: Gelecekte olacaklara odaklanmak yerine şimdiki zamana odaklanmadır. Kaygı randevusu: Kaygıya neden olan tüm detaylar bir yere not edilerek günün belli zamanları kaygıya ayrılabilir. Kendini meşgul etme Nefes egzersizleri Şekerden uzak durma: Fazla şeker tüketimi kaygıyı tetikler.

Düzenli Anksiyete ile Anksiyete Bozukluğu Arasındaki Fark Nedir?

Kaygınızın bir bozukluk olup olmadığını görmek için kullanabileceğiniz hızlı bir kontrol listesi:

Düzenli kaygı

Faturalar, iş görüşmeleri, testler veya diğer önemli olaylar hakkında endişelenmek. Halka açık bir gösteri veya büyük bir toplantı öncesi midenizde kelebekler uçuşuyor hissi. Tehlikeli bir nesne, yer veya durumdan korkma. Örneğin sokakta size havlayan bir sokak köpeği. Sevilen birinin kaybı gibi travmatik bir olaydan hemen sonra üzüntü veya endişe. Kişisel ve çevrenizde hijyen sağlama takıntısı.

Anksiyete bozukluğu

Belirgin bir sebep olmaksızın sürekli ve aşırı endişe duyma, günlük aktiviteleri gerçekleştirmede zorlanma. Başkaları tarafından olası incelemelere maruz kalabileceğiniz sosyal veya performansla ilgili durumlardan korkmak. Aşağılayıcı veya utanç verici şekilde davranmaktan korkma. Asansöre binme korkusu gibi kaçışın mümkün olmayacağına inanmak gibi, bir nesne veya yerden irrasyonel korku. Geçmişte aşırı derecede travmatik bir olaya maruz kaldıktan sonra tekrarlanan geri dönüşler, rüyalar. Aşırı ve tekrarlayan temizlik yapmak ve etrafınızdaki şeyleri ve nesneleri yeniden düzenlemek. Belirgin bir sebep olmadan “öleceğim” gibi sinirsel duygularla birlikte tekrarlayan panik ataklar ve sürekli başka bir atak geçirme korkusu. Anksiyete Testi Nasıl Yapılır?

“Anksiyete nedir psikoloji alanında nasıl test edilir?” sorusu da merak edilenler arasında. Kaygı durumu ile doktora başvuran kişiler hem mental hem de fiziksel olarak detaylı incelenir. Bu incelemede kişinin yaşadığı duruma neden olabilecek madde kullanımı ya da tıbbi bir rahatsızlık araştırılır. Ardından hasta ile düşünceleri, duyguları ve davranışları hakkında soru cevap şeklinde anksiyete testi yapılır. Bu teste verilen cevaplar neticesinde de tedavi süreci başlatılır.

"
Anksiyete Nedir? Liv Hospital

Anksiyete Nedir? Liv Hospital

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, bir diğer ismiyle kaygı, heyecan verici veya endişeli durumlarda ortaya çıkan ve çoğu insanın zaman zaman deneyimlediği tepkilerdir. Bir sınava girmek, yeni bir işe başlamak veya karanlık bir yolda yürümek gibi durumlarda heyecan ve stres gibi duyguların yaşanması normal kabul edilir. Ancak bu tepkilerin yoğun, abartılı ve sürekli yaşanması ise anksiyete bozukluğunu ifade edebilir. Anksiyete bozuklukları, kişilerin okul, iş, ilişkiler, sosyal hayat gibi günlük işlerini olumsuz etkileyebilir ve ruhsal, fiziksel rahatsızlıklara sebep olabilir.

İçindekiler Anksiyete Bozukluğu Nedir? Anksiyete Belirtileri Nelerdir? Anksiyete Neden Olur? Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir? Anksiyete Atağı Nedir? Sosyal Anksiyete Ne Demek? Fobik Anksiyete Nedir? Anksiyete Tedavisi Ne Kadar Sürer? Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Anksiyete bozukluğu günlük durumlar hakkında aşırı heyecan, endişe, stres, korku hissedilmesi ve bu duyguların sık sık, yoğun bir şekilde yaşanmasıdır. Yaşanılan bu duygular genellikle gerçeklikten uzaktır ve yersizdir. Kişiler hissettikleri bu duyguları, ellerinde olmadan olduğunu söylese de, bu duygulardan vazgeçemez. Anksiyete bozuklukları genelde dakikalar içinde doruk noktasına ulaşır ve panik atağa dönüşebilir. Anksiyete bozuklukları erkeklere oranla kadınlarda daha sık görülür ve çocukluk-gençlik dönemlerinde başlayıp yetişkinlikte de devam edebilir. Bu durum, nedenlere ve ortaya çıkan semptomlara göre kendi içinde farklı türlere ayrılabilir. Sık görülen anksiyete türlerinden bazıları ise yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu (sosyal fobi), fobik anksiyete ve ayrılma anksiyetesi olarak sayılabilir. Anksiyete bozuklukları günlük yaşamı olumsuz etkileyebilir ve kontrol etmekte güçlük yaşanabilir.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete belirtileri kişiden kişiye ve bu durumun nedenine bağlı olarak farklılık gösterebilir. Yaygın görülen belirtilerin başında ise günlük aktiviteleri sekteye uğratan aşırı endişe durumu gelebilir. Genel olarak ortaya çıkabilecek belirtilerden bazıları şu şeklide belirtilebilir:

Gerginlik ve huzursuzluk Korkulu ve endişeli bir hâl Konsantrasyon zorluğu ve dikkat eksikliği Terleme ve titreme Kalp çarpıntısı Hızlı nefes alma Yorgun ve güçsüz hissetme Mide bulantısı, kusma, karın ağrısı Baş ağrısı, baş dönmesi veya denge kaybı Endişeyi kontrol etmede zorluk Gelecekle ilgili olumsuz ve kötümser olma Bir doğal afet veya felaket olacakmış düşüncesi Sosyal çevreden uzaklaşma Günlük işleri yerine getirmede zorluk Uyku sorunları yaşama İştah azalması veya yeme problemleri

Yukarıda bahsedilen belirtiler anksiyete bozukluğunu işaret edebilir. Ancak anksiyete bozukluğundan bahsedebilmek için, bu belirtilerin uzun süre, sık sık ve yaşamı aksatan boyutta olması gerekir. Bu tarz ve benzeri semptomların yaşanması halinde ayırıcı tanı ve tedavi için bir ruh sağlığı uzmanına başvurmak gerekir.

Anksiyete Neden Olur?

Anksiyete, karmaşık ve çok yönlü faktörlerin etkisiyle ortaya çıkabilen psikolojik bir durumdur. Anksiyetenin nedenleri tam olarak belirlenemese de, bu duruma yaşanmış bazı travmatik olayların veya genetik yatkınlıkların rol oynayabileceği düşünülür. Anksiyete nedenlerinden bazıları aşağıdaki gibidir:

Aşırı veya çözümlenemeyen stres faktörleri Beyin kimyasında ve nörotransmitterlerdeki değişiklikler Ailede anksiyete durumu olan birinin olması Çocukluk döneminde yaşanmış travmalar (cinsel istismar, fiziksel veya psikolojik şiddet, anne-baba ayrılığı vb.) Kendisinin veya başkalarının yaşadığı travmatik olaylar (deprem, trafik kazası, suda boğulma, savaş vb.) Mükemmeliyetçi, aşırı titiz, veya özgüven eksikliği gibi kişilik sorunları Kadınların lohusalık, regl, menopoz dönemleri gibi hormonal değişiklikleri Alkolü kötüye kullanma veya madde kullanımı Maddi imkansızlıklar ve finansal sıkıntılar Evlenme, boşanma, sevilen birinin kaybı, işten ayrılma veya taşınma Kanser, kalp hastalıkları, diyabet, solunum sıkıntıları, tiroid, kronik ağrı gibi tıbbi durumlar

Anksiyete nedenleri fizyolojik, çevresel veya genetik faktörler olabileceği gibi, tüm bunların bir kombinasyonu olarak da ortaya çıkabilir. Anksiyete nedenlerinin doğru bir şekilde saptanması, bu durumun engellenmesi için önem taşır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Nedir?

Yaygın anksiyete bozukluğu, belirli bir sebep olmaksızın günlük yaşam hakkında sürekli endişe, korku ve kaygılar duyulmasıdır. Bu kaygıları yaşayan kişiler, iyimserlikten oldukça uzaktır ve sürekli kötü bir olay olacakmış gibi hisseder. Yaygın anksiyete bozukluğu, aile, para, okul, iş konularında gerçekçi olmayan endişeler duyulmasına sebep olabilir ve kişiler bu duyguları kolay kolay kontrol edemez. Hissedilen olumsuz duygular o kadar yoğun olur ki, rutin yapılan işlerin yerine getirilmesi imkânsız hale gelebilir. Bu durumun nedenleri ise yaygın olmayan anksiyete bozukluğuyla benzer faktörlerden kaynaklanabilir. Yaygın anksiyete bozukluğu belirtilerinden bazıları şunlardır:

Devamlı olan ve aşırıya kaçan endişe, gerginlik Sorunlara karşı gerçekçi olmayan bakış açısı Yoğun huzursuzluk, sinirlilik Ani başlayan mide bulantısı, baş dönmesi, solunum sıkıntıları, çarpıntı Kontrol edilemeyen düşünceler İntihar düşüncesi

Yaygın anksiyete bozukluğu, anksiyetede görülen semptomların çok daha yoğun yaşanmasıdır. Bu durum, hayat kalitesini düşürmenin yanında, yaşamı tehtit eden bir hâl alabilir ve mutlaka tedavi edilmesi gerekir.

Anksiyete Atağı Nedir?

Anksiyete atağı veya panik atak, anksiyeteye ait belirtilerin aniden başlaması ve çok şiddetli yaşanmasıdır. Ataklar, beklenmedik bir anda, çok yoğun şekilde başlayıp çeşitli fiziksel ve zihinsel bozukluklara sebep olabilir. Anksiyete atakları ilk başlarda tıbbi bir rahatsızlık gibi görünse de, kısa bir süre içinde öyle olmadığı anlaşılır. Genel olarak anksiyete atağı belirtileri şunları içerebilir:

Hızlı nabız ve kalp çarpıntısı Nefes darlığı Göğüs ağrısı veya göğüs sıkışması Baş dönmesi, sersemlik Üşüme, terleme, titreme Bulantı, kusma Gerçeklikten kopma Ölüm korkusu İntihar girişimi

Anksiyete atakları genel olarak birkaç dakika veya birkaç saat gibi kısa bir süre devam eder ve bu durum, kişileri oldukça zorlayıp korkutabilir. Anksiyete ataklarının acil müdahale edilmesi edilmesi gereken bir durum olduğu unutmamalıdır.

Sosyal Anksiyete Ne Demek?

Sosyal anksiyete, sosyal fobi olarak da tanımlanabilen ve kişinin sosyal bir ortam içinde aşırı heyecan, panik veya rahatsızlık hissetmesiyle karakterize bir tür anksiyete bozukluğudur. Bu durum genellikle bir düğün, toplantı, yeni biriyle tanışma veya konuşma yapılması gereken yerlerde ortaya çıkabilir. Kişiler, bu tarz yerlerde eleştirilme, yargılanma veya reddedilme korkuları yaşayıp utanç duygusu hissedebilir. Sosyal anksiyete, kişilerin bir topluluk içine girdiklerinde zorlanmalarına ve bu sebeple sosyal geri çekilmelere sebep olabilir. Bu durumdaki kişiler, normal bir heyecandan daha yoğun duygular hisseder ve okula, işe gitmek gibi rutin işlerde bile zorluklar yaşayabilir. Sosyal anksiyete durumu olan kişiler bu durumla başa çıkmak için toplum içine girmeyi reddedip içe kapanık yaşamayı tercih edebilir. Bu durum tedavisinde genellikle bilişsel davranışçı terapilere başvurulabilir.

Fobik Anksiyete Nedir?

Fobik anksiyete, anksiyete belirtilerinin belirli bir durum veya nesneye karşı ortaya çıkmasıdır. Bu tür anksiyete, korkulan ve endişe duyulan durumla karşılaşıldığı zaman meydana gelebilir. Örneğin, köpek, yılan gibi bir hayvan görmek, uçağa binmek, asansörde kalmak, yüksekte olmak veya karanlıkta kalmak gibi durumlarda yoğun korku hali yaşanabilir. Bu tarz durumlarda yaşanılan korku, normal bir korkunun ötesine geçer ve normal yaşama da yansıyabilir. Fobik anksiyete, kişilerin bu gibi durumlardan kaçınmak için özel bir çaba sarfetmelerine ve sosyal izolasyona girmelerine neden olabilir. Fobik anksiyete, bireysel terapiler, maruz bırakma terapileri veya ilaçlarla tedavi edilebilir.

Anksiyete Tedavisi Ne Kadar Sürer?

Anksiyete tedavisinin süresi, öncelikli olarak bu durumun nedeninin belirlenip buna uygun bir tedavi yönteminin uygulanmasına göre değişebilir. Anksiyete tedavisi, psikolojik tedavilerden önce bazı fizyolojik bozuklukların iyileştirilmesini kapsayabilir. Örneğin, tam kapsamlı bir kan tahlili yapılıp, hipertiroid, kan şekeri düşüklüğü, diğer endokrin eksiklikler veya kalp, tansiyon hastalıkları saptanabilir. Saptanan eksiklikler, tedavi edildikten sonra anksiyete belirtileri halâ devam ediyorsa psikolojik tedavilere başlanabilir. Bu tedaviler arasında ise ilaç tedavileri, psikoterapiler, maruz bırakma terapileri, grup terapileri ve aile terapileri yer alabilir. Anksiyete tedavi süresini belirleyen faktörlerden bazıları şunlardır:

Anksiyetenin türü ve şiddeti Tedaviye ne zaman başlandığı Tedaviye uyum sağlanıp sağlanmadı Kişinin sağlık durumu, stres seviyesi veya yaşam tarzı alışkanlıkları Hangi tedavi yönteminin uygulandığı

Genel olarak anksiyete tedavi süresi, bireysel olarak değiştiğinden net bir süre vermek doğru değildir. Bu durumun tedavisi bazı kişilerde birkaç hafta sürerken bazı kişilerde ise birkaç aydan daha uzun bir süreye yayılabilir. En doğru tedavi yöntemi ve süresi bir sağlık profesyoneli tarafından verilebilir.

Sizde, anksiyete belirtileri yaşadığınızı düşünüyorsanız bu durumun kesin tanısı ve tedavi seçenekleri için bir sağlık kuruluşuna başvurabilirsiniz. Liv Hospital’da psikolojik danışmanlık hizmeti verilmektedir.

"