Beyaz şeker ve un kansere davetiye çıkarır mı? NTV Haber

Beyaz şeker ve un kansere davetiye çıkarır mı? NTV Haber

Beyaz şeker ve un kansere davetiye çıkarır mı? Son yıllarda sağlıklı beslenme ve besinlerin etkileri konusunda daha fazla bilinçleniyoruz. Bu bağlamda, beyaz şeker ve beyaz un gibi rafine edilmiş ürünlerin sağlığımıza olan etkileri de merak konusu oldu. Bazı araştırmalar, bu rafine edilmiş ürünlerin kanser riskini artırabileceğini göstermektedir, ancak kesin bir bağlantı henüz kanıtlanmamıştır.

Beyaz şeker, besleyici değeri çok düşük olan bir karbonhidrat kaynağıdır. Yüksek glisemik indeksi nedeniyle hızlı bir şekilde kan şekeri seviyesini yükseltebilir. Diyabet ve obezite gibi sağlık sorunlarıyla ilişkilendirilir ve bunlar da kanser riskini artırabilir. Ancak, beyaz şekerin kanser oluşumuna doğrudan neden olduğunu gösteren kesin bir kanıt bulunmamaktadır.

Benzer şekilde, beyaz un da rafine edilmiş bir tahıl ürünüdür ve lif, vitamin ve mineral gibi besleyici bileşenleri büyük ölçüde kaybeder. Yüksek miktarda beyaz undan oluşan bir diyet, besleyici bir diyet olmadığı için kansere neden olabilir. Özellikle obezite ve bağırsak kanseri arasında bir ilişki olduğu düşünülmektedir. Bununla birlikte, beyaz unun kanser oluşumuna direkt olarak yol açtığına dair kesin kanıtlar mevcut değildir.

Sağlıklı bir beslenme için tam buğday unu, kepekli ekmek, lifli gıdalar, taze meyve ve sebzeler gibi daha besleyici seçenekleri tercih etmek daha iyidir. Ayrıca, şeker tüketimini azaltmak ve rafine edilmiş karbonhidratlardan mümkün olduğunca kaçınmak da önemlidir.

Sonuç olarak, beyaz şeker ve beyaz unun sağlığımız üzerinde olumsuz etkileri olduğu ve kanser riskini artırabileceği düşünülmektedir. Ancak, kesin bir bağlantı henüz kanıtlanmamıştır. Sağlıklı bir beslenme programı, çeşitli ve dengeli besinlerden oluşmalı ve üraünlerin etiketlerini dikkatli bir şekilde okuyarak seçim yapmalıyız. Kaliteli proteinler, sağlıklı yağlar ve tam tahıl ürünlerinin tüketilmesi önerilmektedir. Kanser riskini azaltmak için tütün kullanımından kaçınmak, alkol tüketimini sınırlamak ve aktif bir yaşam tarzı benimsemek de önemlidir.

"
Alzheimer ın 10 Belirtisi ve Tedavi Yöntemleri

Alzheimer ın 10 Belirtisi ve Tedavi Yöntemleri

Alzheimer’ın 10 Belirtisi ve Tedavi Yöntemleri

Edindiğiniz yeni bilgileri aklınızda tutmakta güçlük mü çekiyorsunuz? Konuşurken doğru kelimeyi bulmakta zorlanıyor musunuz? Sık sık eşyalarınızı kaybetmeye mtedavi i başladınız? Özetle, zihninizin eskisi kadar açık olmadığından şikayetçi iseniz, dikkatli olun. Çünkü bazen “iş yoğunluğundan’ veya ‘stresten’ olduğu düşünülerek önemsenmeyen basit unutkanlıklar, Alzheimer hastalığının sinyali olabiliyor!

Basit unutkanlıklar günümüzde özellikle çalışan kesimde “aşırı yoğunluktandır “ veya “strestendir” düşüncesiyle çoğu zaman dikkat alınmıyor. Ancak unutkanlıkları hafife almamak çok önemli. Çünkü önemsenmeyen unutkanlıklar hastanın günlük işlevlerini bile yerine getiremeyecek duruma gelmesine, hatta zamanla yatağa bağımlı kalmasına yol açabilen Alzheimer hastalığının belirtileri olabiliyor. Alzheimer, tüm demansların (bunama) yüzde 60-80’ini oluşturan ve günümüzde en sık görülen demans çeşidini oluşturuyor.

Görülme sıklığı ise yaşam süresinin uzamasıyla birlikte artıyor. Öyle ki ABD’de yapılan çalışmalarda, daha önce ölüm nedenleri arasında 6. sırada olan Alzheimler hastalığının son yıllarda 3. sıraya yükseldiği tahmin ediliyor. Ülkemizde 300 – 400 000 Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Çağımızın sorunu olan Alzheimer hastalığının maalesef günümüzde kesin tedavisi olmasa da, erken tanı sayesinde ilaç tedavisi ve yaşam alışkanlıklarında değişikler ile hastalığın ilerleme süreci yavaşlatılabiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya bu nedenle erken tanı için hastalığın belirtilerini bilmenin ve zaman kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurmanın büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor.

ALZHEİMER’IN 10 UYARICI SİNYALİ

Aşağıda yer alan belirtilerden biri bile sizde ya da yakınlarınızda varsa, zaman kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurmayı ihmal etmeyin.

Günlük yaşantıyı etkileyen unutkanlıklar : Yeni bilgileri öğrenememek, tekrar tekrar aynı soruları sormak, özellikle yakın zamana ait olayları hatırlayamamak.

Konuşurken veya yazarken kelime bulmakta güçlük çekmek: Konuşurken aniden durarak kelimeyi hatırlayamamak, yanlış kelime kullanmak.

Basit işleri yaparken zorlanmak: Ev ve işyerinde daha önce rahatlıkla yapılabilen basit işlerde sorun yaşamak. Örneğin yemek pişirememek, TV programı kayıt etmekte zorlanmak, evde fırını, iş yerinde faks makinesini kullanmakta zorlanmak.

Pratik düşünme ya da planlama becerisinin azalması, rakamlarla ilişkininin bozulması:

Alışveriş yaparken yemek için gerekli malzemeleri yanlış almak, fatura ödemekte güçlük çekmek, hesapları veya yemek tariflerin takip edememek, hava durumuna uygun giyinememek.

Zaman ve yer bilgilerini karıştırmak:

Mevsimleri karıştırmak, haftanın hangi günü olduğunu, hangi ayda olduğunu bilememek, farklı bir semt veya şehre gittiğinde eskiden yaşadığı yerde olduğunu düşünerek ona göre hareket etmek (köşedeki fırından ekmek almaya gitmek gibi)

Sık sık eşyaların yerlerini kaybetmek veya eşyaları yanlış yere koymak. Örneğin gözlüğünü buzdolabında bulmak ve oraya nasıl geldiğini hiç hatırlayamamak (kayıp eşyaları bulmak için geriye dönüp iz sürememek).

Uygunsuz bir şekilde fazla para harcamak ve banyo yapmaktan kaçınmak gibi kendi bakımını ihmal etmek.

Görsel algılamada zorluk çekmek:

Ayna yanından geçerken kendi görüntüsünü başka bir insan olarak algılamak.

Sosyal yaşamda içe kapanmak:

Daha önce gittiği sosyal etkinlikleri bırakmak, arkadaşlarla görüşmeyi kesmek.

Kişilik ve ruh hali değişiklikleri yaşamak:

Depresif, huzursuz, gergin olmak, kolayca sinirlenebilmek veya ağlayabilmek. Çevresindeki insanlardan kuşkulanmak ve onları aldatma veya hırsızlık gibi olaylarla suçlamak.

Hastalığın kesin sebebi bilinmiyor

Alzheimer hastalığının kesin sebebi bilinmiyor. Bu hastalıkta beyinde anormal proteinlerin birikmesi sonucunda hasar gören hücreler normal işlevlerini yerine getiremiyor ve bunun sonucunda da günlük yaşantıyı etkileyecek şekilde ilerleyici hafıza kaybı gibi zihinsel fonksiyonlarda bozulma gelişiyor. Güncel yaklaşım, bu hastalığın genetik zeminde, kafa travması, diyabet, fazla kilo, hipertansiyon gibi çevresel faktörler ile fiziksel aktivitenin az olması gibi yaşam tarzlarının etkileşimi sonucunda ortaya çıktığı şeklinde. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, erken, bir başka deyişle 65 yaşından önce başlayan Alzheimer hastalarında ise genetik etkenlerin ön planda olduğunu belirtiyor. Her ne kadar Alzheimer hastalığının insandan insana temas yoluyla bulaşmadığı bilinse de, son yapılan çalışmalar acaba cerrahi işlem ile bulaşıcılık olabilir mi ? sorusunu gündeme getirdi. Bu sorunun cevabını vermek için ise daha çok çalışmaya ihtiyaç var.

Alzheimer 3 aşamada ilerliyor

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya Alzheimer hastalığında ilk belirtilerin genellikle 60’lı yaşlarda başladığını ifade ederek hastalığın ilerleme sürecini şöyle anlatıyor:

“Başlangıç evresinde hastalar unutkanlıklar, basit işleri yaparken zorlanma gibi sorunlar yaşasalar da, ev içerisinde bağımsızlıklarını koruyabiliyorlar. Orta evreye gelindiğinde hafıza kaybı belirginleşirken konuşma değişiklikleri, alışık olmadık durumlarda panikleme, şaşkınlık ve ev içerisinde komplike işlerde zorlanma (kıyafet seçimlerinde uygunsuzluk-yemek yapma becerilerinde bozulma) görülebiliyor. İleri dönemde ise iletişim güçlükleri de tabloya ekleniyor ve hastalar tamamen başkalarına bağımlı hale geliyor.”

Tedavi ile hastalık süreci yavaşlatılabiliyor

Günümüzde ilaç tedavisi ile yaşam alışkanlıklarındaki değişiklikler ile hastalık süreci yavaşlatılabiliyor. Bir yandan da ilaç ve aşı tedavileri ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, “Aslında daha önemli olan tanının doğru konulması” diyor. Çünkü Alzheimer hastalığı olarak değerlendirilen pek çok hastanın şikayetlerinin altından kolay tedavi şansı olan depresyon, tiroid hastalıkları, vitamin eksikleri vb. hastalıklar çıkabiliyor.

Alzheimer’den korunmak için…

Sağlığınıza dikkat edin

Aktif yaşayın, spor yapın

Uyku düzeninize dikkat edin

Alkol tüketimini kısıtlayın

Sosyal ilişkilerinizi güçlü tutun

"
Kadınlarda İdrar Kaçırma Nedenleri ve Bulkamid Tedavisi - Intra Medical

Kadınlarda İdrar Kaçırma Nedenleri ve Bulkamid Tedavisi - Intra Medical

Kadınlarda İdrar Kaçırma Nedenleri ve Bulkamid Tedavisi

Erkek ve kadın her yaştan yetişkinde görülebilen idrar kaçırma rahatsızlığı özellikle ilerleyen yaşlarda sık rastlanan bir olgudur. Çocuklarda da gözlemlenen bu problemden en çok kadılar mustariptir. Mutlaka tedavi edilmesi gereken idrar kaçırma her iki kadından birinin hayatları boyunca en az bir kere yaşadığı bir sorundur.

Kadınlarda oldukça yaygın olarak görülen idrar kaçırma problemi farklı nedenlere bağlı biçimde ortaya çıkabilir. Kadınların sosyal yaşamlarını etkileyen ve kadınlar üzerinde olumsuz psikolojik etkileri bulunan bu sorunun tedavisi mümkündür. Kadınlarda idrar kaçırma sorununun ne olduğu ve hangi nedenlerle gerçekleştiği hakkında bilgi sahibi olmak ise tedavi yöntemini belirlemek ve bu sorundan kurtulmak için gereklidir.

Stres inkontinansı, idrar kaçırma sorununa neden olan yaygın bir durumdur, özellikle kadınlarda sık görülür. Bu durum, idrar torbasını destekleyen kasların ve idrar yolunun zayıflaması veya hasar görmesiyle ilişkilidir. Stres idrar kaçırma, ani öksürme, hapşırma, gülmek gibi aktiviteler sırasında veya fiziksel aktiviteye maruz kalındığında meydana gelebilir.

Stres idrar kaçırmanın nedenleri arasında doğum, yaşlanma, hormonal değişiklikler ve obezite yer alabilir. Gebelik ve doğum süreci, pelvik taban kaslarını zorlar ve zayıflatabilir. Yaşlanma sürecinde ise kaslar ve bağ dokuları zayıflayabilir, bu da idrar kaçırma riskini artırır.

Tedavi seçenekleri arasında pelvik taban kaslarını güçlendiren egzersizler, davranış terapisi, kilo kontrolü ve yaşam tarzı değişiklikleri yer alır. Bazı durumlarda ilaçlar veya cerrahi müdahale de düşünülebilir. Ancak, her durum için uygun tedavi yöntemini belirlemek için bir sağlık uzmanına danışmak önemlidir.

Unutmayın ki stres idrar kaçırma, tıbbi olarak tedavi edilebilen bir durumdur ve utanılacak bir şey değildir. Uzman yardımıyla bu sorunu ele almak, yaşam kalitenizi artırabilir ve günlük aktivitelerinizi etkilemeden hayatınıza devam etmenize olanak tanır. Bu anlamda Bulkamid tedavisi ihtiyaç duyduğunuz tedavi yöntemi olabilir.

Kadınlarda İdrar Kaçırma Nedir?

Tıbbi adı üriner inkontinans olan idrar kaçırma ya da bir diğer adıyla idrar inkontinansı istemsiz şekilde idrar tutamama, yani idrar çıkışını kontrol edememe durumudur. Boşaltım sisteminin önemli bir parçası olan mesane böbreklerden gelen idrarın biriktiği bölgedir. Omurilikten geçen sinir sistemi mesanenin kontrol edilmesini sağlar. Sağlıklı bir boşaltım sistemine sahip bireylerde mesanede biriken idrarın sızıntı ya da akıntı yaptığı gözlenmez.

İdrara çıkmanın ertelenmesinin ideal şekilde gerçekleştirme ya da idrarı tutabilme durumuna kontinans adı verilir. İdrarı tutma yetisinin kaybedilmesi yani, istemsiz idrar kaçırma ise tıpta inkontinans olarak isimlendirilir.

İleri yaştaki kadınlarda daha sık görülmekle birlikte, değişen nedenlere bağlı şekilde her yaştan kadında idrar kaçırma sorunu görülebilir. İdrar kaçırmanın bir hastalık olarak görülmesi ise sürekliliğine ve sıklığına bağlıdır. Erkeklerde de görülebilen idrar inkontinansı daha çok kadınlar arasında yaygındır.

İdrar Kaçırma Nedenleri Nelerdir?

İdrar kaçırma ya da tıbbi adıyla üriner inkontinans ya da diğer bir adıyla idrar sızıntısı sorunu bazı nedenlere bağlıdır. Bu nedenler şunlardır:

İleri yaş Menopoz Zorlu doğumlar ile doğum sayısının fazla olması İdrar yolu enfeksiyonları Vajinal enfeksiyonlar Mesane iltihapları Sistit Pelvik kasların zayıf olması Böbrek taşları Kabızlık Diyabet (Şeker hastalığı) Obezite (Aşırı Kilo) Hormonlarda görülen eksiklik ya da değişimler Genetik faktörler Demans ve Alzheimer hastalıkları Sinir sistemi rahatsızlıkları İdrar söktürücü, tansiyon ilaçları ve kas gevşeticiler ile sakinleştirici ilaç kullanımı.

Kadınlarda istemsiz idrar kaçırma sorununda en önemli etken ileri yaş olmaktadır. Özellikle 55 yaş üstü kadınlar riskli grupta kabul edilir. Yaş unsurunu yanı sıra aşırı kilo yani, obezite de idrar kaçırmanın önemli nedenlerin biridir. Vücut kitle endeksi 30’un üzerinde olan kadınlarda idrar sızıntısı görülme ihtimali yükselir.

Ayrıca hamilelik ve doğum da idrar inkontinansının öncelikli sebepleri arasında yer alır. Özellikle zorlu doğumlar ya da annenin hamilelik boyunca aşırı kilo alması ile bebeğin fazla kilolu olması da idrarı tutmayı sağlayan kaslara ve sinirlere zarar verebilir. Bu da idrarı tutamama ile sonuçlanır.

İdrar Kaçırma Belirtileri

İdrar kaçırma sorununda belirtiler idrar kaçırma çeşitlerine göre değişiklik gösterir. Ama genel olarak üriner inkontinans problemi olan kadınlar,

Ağır eşyaları kaldırdıklarında ve fiziksel olarak zorlayıcı işler yaptıklarında, Gülme, öksürme ya da hapşırma gibi mesaneye baskı yapan davranışlarda bulunduklarında, Yatar ya da oturur pozisyondayken aniden ayağa kalktıklarında, İdrar yapma ihtiyacı hissettikleri zaman tuvalete yetişemediklerinde Tuvalete gittiklerinde tüm idrarı boşaltamadıklarını hissettiklerinde idrar kaçırma sorununun belirtilerine rastlanıyor demektir.

Üriner inkontinansın daha belirgin işaretleri ise şunlardır,

İdrar yapamamak, Sık tekrarlanan mesane enfeksiyonları yaşamak, Ağrılı şekilde idrar yapmak, Sık sık idrara çıkma isteği hissetmek, Damla damla ya da çamaşırı ciddi şekilde ıslatacak biçimde idrar sızıntısının gözlemlenmesi,

Bu belirtilerin tamamını ya da bir kısmını yaşayan kadınlar idrar kaçırma hastalığından muzdarip olabilirler.

İdrar Kaçırma Nasıl Teşhis Edilir? (İdrar Kaçırma Tanı Yöntemleri)

İdrar kaçırma şikâyeti ile uzmana başvuran kadınların ilk muayenelerinde hastalıklarının detaylı öyküsü alınır ve hastadan idrar kaçırma sıklığı ile şekli öğrenilir. Ayrıca kadının kilosu, doğum yapma sayısı, kronik hastalıkları, ağır bir işte çalışıp çalışmadığı, sigara kullanımı sorulur. Fiziksel muayene de yapıldıktan sonra aşağıdaki tanı yöntemleri uygulanabilir.

Sistometri: Mesanedeki basıncı ölçmek için kullanılan bu yöntem sistometrogram olarak da adlandırılır. Bu yöntemde hastanın belirli hareketleri yapması istenir ve mesaneye su verilir. EMG Testi: EMG testi ile idrar tutmayı sağlayan kasların gerektiği konumda olup olmadığına ve bu kasları destekleyen sinirlere bakılır. Pelvik Ultrason: Ses dalgaları ile yapılan bu radyolojik incelemede pelvis bölgesindeki organlara bakılır. Post-Void Rezidüel Çalışma: Bu tanı yönteminde idrar yaptıktan sonra mesanede hangi miktarda idrar kaldığı tespit edilir. İdrar Tahlili: Hastaya idrar tahlili yapılarak idrar kaçırma ile benzer belirtilere sahip olan idrar yolu enfeksiyonlarına bakılır. Sistoskopi: Üretra ve mesanenin iç yapıları incelenir. Kadınlardaki İdrar Kaçırmanın Çeşitleri

İdrar kaçırmanın temel nedenlerine ve kadın hastanın yaşına göre değişecek şekilde idrar inkomtinansının tipleri bulunmaktadır. Bunlar stres tipi idrar kaçırma, sıkışma tipi idrar kaçırma, taşıma tipi idrar kaçırma ve hem stres tipi hem de sıkışma tipi idrar kaçırmanın bir arada görüldüğü karma yani, miks idrar kaçırma tipleridir.

Stres Tipi İdrar Kaçırma

Halk arasında normal doğum olarak bilinen vajinal doğum yapmış kadınlarda sıkça görülen stres tipi idrar inkontinansı hapşırma, ıkınma, zıplama, koşma, aniden yerinden kalkma, öksürme ve ağır kaldırma gibi karın içi basıncını artıran durumlar sonucu meydana gelir. Stres inkontinansı sorunu yaşayan hasta bu aktivitelerden birini yaptığında idrar tutamaz ve istemsiz şekilde idrar sızıntısı yaşar. Buradaki “stres” sözcüğü psikolojik anlamda kullanılmaz.

Stres tipi idrar kaçırma her yaştan kadın arasında çok yaygındır ve yaşlandıkça artar. Yaşlanmanın yanı sıra, diğer faktörler arasında doğum, obezite veya bir tür pelvik taban bozukluğu yer alır.

Stres üriner inkontinans, pelvik tabanınızdaki bir zayıflıktan kaynaklanır ve idrar yolunuzun (idrarın çıktığı tüp) mesanenize ani bir basınç uygulandığında tamamen kapanmasını engeller. Bu da öksürürken, gülürken, yürürken veya egzersiz yaparken normal günlük aktiviteler sırasında idrarın dışarı sızmasına neden olur.

Sıkışma Tipi İdrar Kaçırma

Urge inkontinans da denilen sıkışma tipi idrar kaçırma, şiddetli biçimde ve istemsiz olarak idrarı tutamama durumunu anlatır. Bu tip inkontinansta mesane gereğinden daha aktiftir ve hasta bir sıkışma hissi yaşar. Bu sıkışma hasta tarafından mesanede aniden duyumsanan kasılmalar halinde kendini gösterir ve hasta kontrolsüz biçimde idrarını kaçırır.

Urge inkontinansın en büyük nedeni mesane kaslarıyla sinirsel uyarı arasındaki koordinasyonsuzluktur. Şeker yani diyabet ve Parkinson hastalıkları gibi sinir uyarı sistemini bozan hastalıklar bu tip idrar kaçırmalara yol açabilir.

Miks Tip İdrar Kaçırma

Karma yani miks tip idrar kaçırma hem stres tipi hem de sıkışma tipi idrar kaçırma şikayetlerinin bir arada görüldüğü idrar tutamama durumudur.

Taşma Tipi İdrar Kaçırma

Taşma tipi idrar kaçırmada idrar kesesi depolama kapasitesini aşacak şekilde dolar ve kesedeki idrar rezervi taşar. Bu durumda hasta idrara çıkma ihtiyacı hissetmediği halde idrar kaçırma durumu yaşar. Yani hasta mesanesinin dolu olduğunun farkına varamaz. Bu idrar kaçırma tipinde özellikle gece idrar kaçırma sorunu sıkça görülür ve mesanenin gerilmesine bağlı olarak damla damla ya da sızıntı şeklinde idrar kaçırılması söz konusudur.

Bu dört idrar kaçırma tipi dışında da başka hastalıklar nedeniyle kadınların idrar tutamadıkları görülür. Örneğin felç gibi sinir sistemi hastalıkları nedeniyle idrar kaçırma durumları, söz edilen inkontinans tipleri dışında kalır. Enfeksiyonlara ya da ilaç kullanıma bağlı idrar kaçırma ise geçici bir durumdur ve enfeksiyonun tedavi edilmesi ve ilaç değişikliği ile ilaç tedavisinin tamamlanması neticesinde son bulur.

Kadınlardaki İdrar Kaçırma Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Bir tür fonksiyon bozukluğu olan kadınlarda idrar kaçırma probleminin tedavisi mümkündür. Bu tedaviler cerrahi yöntemlerle yapılabildiği gibi cerrahi olmayan yöntemlerde de olumlu sonuç alınabilir.

Tedavi yöntemini seçmek için idrar kaçırmanın hangi türde olduğunu belirlemek gerekir. Örneğin sıkışma tipi idrar kaçırma sorunu ilaçlar ile tedavi edilebilir. İlaç tedavisinin yanında cerrahi olmayan yöntemlerden bir diğeri egzersizdir. Yaşam şeklinin değiştirilmesi ise yine cerrahi operasyonlara gerek duyulmadan bu rahatsızlığın çözümü olabilir.

Cerrahi Olmayan Tedavi Yöntemleri

İdrar kaçırma ya da tıbbi adıyla üriner inkontinans sorununun hastada hangi tipi olduğu belirlendikten sonra ilk çözüm cerrahi yöntemlere başvurmak olmamalıdır. Öncelikle cerrahi olmayan tedavi yöntemlerine başvurulmalı ve bu yöntemler kullanılarak sorunun ortadan kalkabileceği ya da en aza indirilebileceği hastaya iletilmelidir. Cerrahi olmayan yöntemler denendikten sonra hastanın rahatsızlığı devam ediyorsa cerrahi tedavi yöntemlerine geçilmelidir.

İlaç Tedavisi

Tıpta Urge inkontinans adı verilen sıkışma tipi idrar kaçırmada ilaçlar kullanılarak hasta tedavi edilebilmektedir. Burada ilaç tedavisi normalden çok daha fazla aktif durumda olan kasların aktivitesi azaltılmalı ve bunu sağlayacak ilaçlar kullanılmalıdır. Fakat stres idrar kaçırmada ilaç tedavisi sonuçsuz kalmaktadır. Aynı zamanda idrar kaçırmaya neden olan kan şekeri yüksekliği, idrar yolu enfeksiyonu gibi rahatsızlıklar için de yapılan ilaç tedavisi bu tedaviyi destekler niteliktedir.

Egzersiz Yöntemleri (Kegel Egzersizi- Pelvik Taban Kasları Egzersizi)

İdrar kaçırma sorunu kadınlarda obezite, diyabet, zorlu doğumlar, menepoz ve ileri yaş gibi nedenlere bağlı olarak ortaya çıkar. Kadınlarda idrar kaçırma nedenleri içinde yer alan bir diğer unsur da pelvik kaslarının zayıflığıdır.

Pelvik kasların kuvvetlendirilmesini sağlayacak egzersizlerin idrar kaçırma tedavisi dahilinde ciddi olumlu sonuçları olduğu bilinmektedir. Kegel egzersizleri pelvik kaslarını güçlendirirken vajen dokusunu da sıkılaştırır. Böylece genital organların sarkması önlenir ve idrar daha iyi derecede tutulabilir. Kegel adı verilen kadınlarda idrar kaçırma egzersizleri uygulandığında ilaç tedavisine bile gerek kalmadığı vakalara rastlanmıştır.

Yaşam Tarzı Değişikliği

İdrar kaçırma hastalığı teşhisi koyulduktan sonra hastadan yaşam tarzını değiştirmesi istendiğinde de özellikle sıkışma tarzı idrar kaçırma durumu hafifletilebilir, hatta ortadan kalkabilir. Bunun için öncelikli olarak kilo kontrolünün sağlanması, sigara kullanımının kesilmesi, egzersiz yapılması ve beslenme düzenin yeniden planlaması gibi hayat rutinlerinin ve alışkanlıkların kazanılması tedavinin bir ayağını oluşturur.

Ayrıca günlük tüketilen sıvı miktarının azaltılması da idrar kaçırma durumunu yavaşlatır. Fakat sıvı tüketiminin azaltılması su miktarı üzerinden yapılmamalı, hastaların kahve, çay ve meşrubat gibi günlük olarak tükettikleri sıvılardan uzak tutulması sağlanmalıdır. Hasta yaşam stilini değiştirdiği halde hastalıkta bir gerileme gözlenmiyorsa diğer tedavi yöntemleri denenmelidir.

Cerrahi Tedavi Yöntemleri

Bütün tanı ve değerlendirme aşamaları sonlandığında hastanın cerrahi tedavi yöntemlerine ihtiyaç duyduğuna karar verildiğinde hastanın yaşam kalitesini düşürmeyecek ve sorunu çözecek bir yöntem uygulanmalıdır. Büyük kesikler olmadan yapılması gereken bu müdahale sonucunda hasta hızlı şekilde iyileşmeli hayat kalitesi korunmalıdır. Bu doğrultuda özellikle cerrahi tedavi yöntemi uygulanması gereken stres tipi idrar kaçırma hastaları başta olmak üzere idrar kaçırma sorunu yaşayan diğer kadınlar Bulkamid yani mesane boynuna enjekte tedavisi olabilirler.

Mesane Boynuna Enjekte Tedavisi (Bulkamid)

Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) tarafından onaylanan Bulkamid öksürmek, ağır kaldırmak, gülmek, yürümek, egzersiz yapmak ya da hapşırmak gibi günlük aktiviteler esnasında idrarın istemsiz idrar kaçırma problemini önler ve üretranın doğal kapanma basıncını geri kazanmasını sağlar. Genel ya da lokal anestezi ile yapılabilen bu tedavi ağrısız, hızlı ve çabuk iyileşme ile sonuçlanan kesin bir çözüm sunar.

Bulkamid Nedir?

Kadınlarda idrar kaçırma tedavisi için kullanılan Bulkamid, mesane boynuna enjekte edilen ve kalıcı olan bir dolgu maddesidir. Dolgu maddesi olması özelliği ile eşi bulunmayan Bulkamid’in içeriğinde %97,5 su ile %2,5 poliakrilamid bulunur. Poliakrilamid vücutla tamamen uyumlu bir materyaldir. Materyalin insan vücudu ile uyumlu ve doğal olması tedavi sırasında ve sonrasında hastada herhangi bir yan etki ya da komplikasyon görülmemesini sağlar.

Bulkamid hydrogel tedavisi hastaya genel ya da lokal anestezi verilmesi ile üretal duvar üzerinde üç ila dört yere bezelye büyüklüğünde bir dizi enjeksiyonla yapılmasından ibarettir. Yaklaşık 5 ila 10 dakikalık bir zaman diliminde, kesik yapılmadan gerçekleştirilen bu tedavi kadınlarda idrar kaçırma problemini kalıcı şekilde ortadan kaldırır.

Bulkamid’in Özellikleri Nelerdir? Bulkamid henüz rakibi olmayan, tek ve en kalıcı idrar kaçırma tedavisi yöntemidir. Bu dolgu yöntemi Amerikan Gıda ve İlaç Dairesi (FDA) onaylıdır. Tüm operasyon 10 dakikada tamamladır. Bu tedavi yöntemi uygulanan hasta aynı gün taburcu olur. Yan etki ve komplikasyon yoktur. Başarı oranı çok yüksektir. Genel anestezi ile uygulanabildiği gibi lokal anestezi yapılarak da gerçekleştirilebilir. Tedavi sonrasında iyileşme hemen gerçekleşir. Uygulama bir dizi küçük enjeksiyondan ibarettir. Kesik yapılmadığı için operasyon sonunda tende herhangi bir iz kalmaz. Bulkamid’in içeriği vücut ile uyumlu ve doğaldır. Neden İdrar Kaçırma Tedavisinde Bulkamid Tercih Edilmelidir?

Bulkamid doğal malzemeler içermesi, kısa süren bir tedavi olması, aynı gün taburcu olma imkânı sunması ve en önemlisi kadınlarda idrar kaçırma sorununa kalıcı çözüm getirmesi nedeniyle birçok kadın tarafından tercih ediliyor. Uygulama sonunda yan etki ve komplikasyona rastlanmayan bu yöntem genel anestezinin yanında lokal anestezi ile de gerçekleştirilebildiği için hastanın iyileşmesi zaman almıyor ve hasta ağrılı bir operasyondan uzak kalmış oluyor.

Tüm olumlu özellikleri sayesinde sayısız kadının faydalanabileceği Bulkamid enjeksiyon tedavisinin kesin çözüm sunduğu biliniyor. Zira tedavi gerçekleştirilen her 4 kadından 3’ü idrar kaçırma hastalığından kurtulduğunu söylüyor. Bu rahatsızlığın kalıcı şekilde bittiğini belirten 70 binden fazla hasta bulunuyor.

Doğal içeriği sayesinde hastalar herhangi bir yan etki ya da komplikasyon görmediklerini bildiriyorlar. Siz de idrar kaçırma probleminden tamamen kurtulmak için Bulkamid enjeksiyon tedavisi yöntemini tereddüt etmeden seçebilirsiniz.

4 kadından 3’ü

Bulkamid ile tedaviden sonra iyileştiğini bildirmiştir.

Uzun süreli rahatlama
Stres tipi idrar kaçırma semptomları artık geride kalacak.

70.000’den fazla hasta
Tedavi edilerek idrar kaçırma şikayetlerinden kalıcı olarak kurtuldu.

Bildirilen uzun süreli komplikasyonlara rastlanmamıştır.
Doğal içeriği sayesinde sıfır komplikasyon.

"
Alzheimer: belirtileri, nedenleri ve tedavisi | Acil Durum Canlı

Alzheimer: belirtileri, nedenleri ve tedavisi | Acil Durum Canlı

Alzheimer hastalığı, bunamanın en yaygın şeklidir, yani zihinsel yetilerdeki gerilemedir: Resmi tahminlere göre, bunama vakalarının %50-80'ini oluşturur ve yalnızca İtalya'da 600 bin kişiyi etkiler.

Bu ani bir hastalık değil, ilerleyici bir hastalıktır: hafıza, muhakeme ve düşünme yeteneklerinde yavaş bir düşüşe neden olur.

Etkilenenler, tamamen başkalarına bağımlı hale gelene kadar yavaş yavaş kendi kendine yeterliliklerini kaybederler.

Bu hastalığın yaşlanmadaki sakatlığın ana nedeni olarak görülmesi tesadüf değildir.

Alzheimer hastalığı, nedir

Alzheimer, beyin kapasitelerinin ve işlevlerinin ilerleyici kaybından oluşur: hafıza, bilişsel ve işlevsel olanlar.

Hastalığın erken başlayan (hatta 45 yaşında) formları olsa da, insanların büyük çoğunluğu 65 yaşından sonra ilk belirtileri gösterir.

Hastalığın görülme sıklığı ilerleyen yaşla birlikte artmaktadır.

Erken formlarda kadınlar erkeklerden biraz daha az hastalanırken, geç başlangıçlı formlarda biraz daha fazla etkilenirler.

Belli bir yaştan sonra hastalığın daha yaygın olması, yaşlıların hepsinin hastalanacağı anlamına gelmez.

Yaşlanmayla birlikte bazı hafıza sorunlarına ve düşüncede yavaşlamaya maruz kalmak normaldir, ancak Alzheimer bambaşka bir şeydir: nüfusun sadece bir bölümünü etkileyen gerçek bir hastalıktır.

Alzheimer hastalığı neden olur

Bugüne kadar, Alzheimer hastalığının nedenleri tam olarak bilinmemektedir.

Ancak uzmanlar, hastalığın başlamasına yol açan bazı mekanizma ve süreçleri tanımlamıştır.

Her şeyden önce, demanstan etkilenen beynin 'atrofiye' uğradığı gözlemlenmiştir: yani, ' deki çok sayıda nöronun (sinir hücresi) erken ölümü nedeniyle hacim olarak küçülür (yaklaşık %20 oranında). hafıza devrelerini kontrol eden hipokampus ve şakak lobu gibi kritik beyin bölgeleri, ön lob, özellikle dili kontrol eden sol lob, ve nesnelerin kullanımından sorumlu olan parietal lob.

İkincisi, araştırmalar, Alzheimer hastalığının varlığında beyinde aşırı 'toksik' madde birikintilerinin biriktiğini göstermiştir.

Ayrıntılı olarak, beta amiloid adı verilen bir proteinin parçaları sinir hücreleri arasındaki boşluklarda birikerek plaklar oluşturur.

Hücrelerin içinde ise tau adı verilen başka bir proteinin bükülmüş lifleri birikir. Ek olarak, nöronların bileşenleri olan nörofibriller, bir sinir hücresi ile diğeri arasında uygun 'diyaloğu' önleyen düğümler oluşturur.

Ayrıca, Alzheimer durumunda, bir kişinin davranışını düzenleyen ve anıların, duyguların, duyumların, bilgilerin beyinde yaratılmasına ve depolanmasına izin veren sinir hücreleri (sinapslar) arasındaki temaslar giderek azalır.

Bu, hem az önce listelenen nedenlerden hem de sinir iletiminin altında yatan kimyasallar olan nöromediatörlerin, özellikle asetilkolinin azalması nedeniyle olur.

Son olarak, sinir hücrelerinin aşırı aktif hale gelmesine neden olan ve erken bir aşamada dejenerasyona yol açan glutamat gibi maddeler.

Hazırlayıcı faktörler

Alzheimer gelişimine yol açan mekanizmaların arkasındaki nedenler henüz bilinmemektedir.

Doğuştan gelen temel bir genetik yatkınlık var gibi görünmektedir, ancak bunu gerçek klinik tabloya dönüştüren nedenler bilinmemektedir.

Bazı faktörlerin hastalıkla belirli bir ilişkisi olduğu da görülmüştür.

İşte ana olanları:

yaşam boyunca şiddetli kafa travması (koma durumu veya en azından uzun süreli amnezi ile), belirli genetik değişikliklerin varlığıyla ilişkili ailede demans öyküsü (ebeveynler, büyükanne ve büyükbabalar, amcalar vb. arasında), dolaşım bozuklukları ve kalp hastalığı: beyin sağlığının kalp ve kan damarlarının sağlığı ile yakından ilişkili olduğu görülmektedir, düşük eğitim (kişinin beyin fonksiyonlarını yetersiz 'kullanması' anlamında). alzheimer hastalığı belirtileri

Alzheimer, başlangıçta varlığının belirli bir belirtisini göstermeyen, sinsi ve sinsi bir hastalıktır.

Hastalar ve yakınları, erken aşamalarda bir şeylerin ters gittiğini neredeyse hiç fark etmezler. İlk belirtiler neredeyse her zaman hafif bir hafıza kaybı ve yeni kavramları veya teknikleri öğrenememe ilerleyici bir yetersizliktir.

Kendini ifade etme ve başkalarını anlama zorluğu da sıklıkla mevcuttur.

Zamanla, etkilenen kişi

görsel-uzaysal algısal yeteneklerde azalma, zaman ve mekanın karıştırılması, ruh halini, karakteri ve kişiliği değiştirmek, karar vermede sorun yaşamak, belirli bir mantık gerektiren matematiksel hesaplamaları ve muhakemeleri yapamama, psikiyatrik kaygı, depresyon, sinirlilik, sosyal geri çekilme, ilgisizlik gibi belirtiler de sıklıkla mevcuttur.

Ayrıca uyku/uyanıklık döngüsünün tersine dönmesi ve 'dolaşma' (yani belirli bir amaç olmadan evden çıkmak ve bütün gün sebepsiz yere dolaşmak) ve kafese kapatılmış bir kaplan gibi çevrede sürekli hareket etme eğilimi de olabilir.

ileri aşamalar

Hastalık ilerledikçe zorluklar da artar: Normal aktiviteleri gerçekleştirmek giderek daha problemli hale gelir, giyinmek veya ellerini yıkamak gibi sıradan hareketleri yapmak bile çok zor olabilir.

Demans Hastalığı ve Alzheimer Hastalığı Nedir - DoktorElit

Demans Hastalığı ve Alzheimer Hastalığı Nedir - DoktorElit

Demans Hastalığı ve Alzheimer Hastalığı Nedir - DoktorElit

Bireylerde düşüncelerin ve zihinsel yeteneklerin etkilenmesi sonucu oluşan demans hastalığı , sıklıkla yaşlı bireylerde görülür. Demans, aynı zamanda halk içerisinde bunama hastalığı olarak bilinir. Demans ve Alzheimer içerik olarak unutmak kavramını oluşturduğu için sıklıkla karıştırılır. Ancak Alzheimer hastalığı , daha farklı bir hastalık olarak karşımıza çıkar. Bu yazıda, Alzheimer hastalığı nedir, alzheimer hastalığı belirtileri nelerdir, demans belirtileri nelerdir gibi cevapları çok karıştırılan soruların cevap olmasını sağlayacağız.

Demans Hastalığı Nedir?

Demans hastalığı, yaşlı bireylerin yaşam kalitesini etkileyen önemli bilişsel işlevlerin bozulması olayına denir. Demans tanısı konulması için çeşitli belirtiler gerekmektedir. Bilişsel işlevde bozukluk, bireylerin günlük aktivitelerini kısıtlar. Özellikle 65 yaş üzeri kişilerin öğrenmesi yavaşlayabilir, düşünceleri daha çok değişir ve belleği eskisi kadar taze kalmayabilir.

Demans hastalığı , zaman etkisinde ilerleyen bir durumdur ve zaman geçtikçe görülme sıklığı da artabilir. Demans tamamen yaşlılığa bağlı değildir. Demans, mesleki performans için kötü yönde bir etki sağlayabilir, bireylerin hobilerini yapamama durumunda rol alabilir, kişilerin öz bakım aktivitelerini yapmayı zorlaştırabilir. Erken dönem hastalıklar için bu gibi belirtiler tespit edilirse demans hastalığı akla gelmelidir.

Demans Hastalığı ve Alzheimer Hastalığı Nedir - DoktorElit Demans Belirtileri Nelerdir?

Demans belirtileri arasında en belirgin olarak gözüken özellik, hafızada belirli bozulmalar yaşanmasıdır. Bu tür bozulmalar sonucu kişi, yaptığı konuşmaları hatırlamaz, aynı şeyleri tekrar eder veya aynı şeyleri sorar.

Demansın ileri safhalarında yeni öğrenilen bilgilerin yanı sıra, eskiden öğrenilen bazı bilgiler de unutulur. Kişilerin düşünürken kelimeleri ayırt etmede zorlanması ve bu kelimeler yerine başka kelimeler kullanması görülebilir. Üstelik koyduğu yeni kelimelerin anlamı bulunmayabilir. Bu eylem, demansta tipik olarak görülen bir özelliktir.

Demans belirtileri içerisinde hastada yargılama, soyutlama, neden sonuç ilişkisi gibi yetenekler kaybolmuştur. Hastaların gündelik hayatta rutin olarak yaptığı bazı hareketleri yapamaması ile devam eder. (Bunlara, saç tarama, diş fırçalama, yüz yıkama gibi aktiviteler dahildir.)

Demans hastalığı gösteren bir kişide aynı zamanda mesleki işlevlerde bozukluklar görülür ve bunlar demansın bulgularındandır. Kişilerin huy ve davranışlarında değişiklik olması mümkündür.

Hastalığın kesin belirtileri ortaya çıktığında doktor kontrolünde tedavi evresi önemli bir yer almaktadır.

Bunama Hastalığı Nedir?

Bunama hastalığı, demansın bir diğer ismidir. Bunama, demans kelimesine göre daha yaygın şekilde bilinmektedir. Bunama hastalığı ilerleyen bir hastalıktır ve en ileri safhalarında ölümcül şekilde karşımıza çıkabilmektedir.

Hafızada yaşanan bozukluklar, kişilerin günlük aktivitelerinde zorlanma, birçok psikiyatrik semptom belirtisi ve davranış bozuklukları ile karakterize olur. Alzheimer hastalığı ve benzer beyin semptomlarını etkileyen hastalıklar, bunama hastalığına yol açar. Kişisel verilerin hatırlanmaması durumu söz konusu olabilir.

Demans ve Alzheimer

Özellikle 65 yaş üzerindeki bireylerde görülen ve sinir sisteminde olduğu gibi diğer organlarda da bazı fonksiyonel kayıplar yaşanan bir durumdur. Kişinin fizyolojik ve sosyal yaşamı bozulmayabilir. Demans, işlev düzeyine göre kötüleşme ile adlandırılan bir sendromdur.

Davranışta yaşanan bozukluklar kişilerin hem mesleki anlamda hem de diğer aktiviteleri yerine getirmeme anlamında kişilerin hayatını etkilemektedir. Kognitif olarak tanımlanan fonksiyonlar: oryantasyon, belle, algı, dikkat, muhakeme etme, gerçeği analiz etme yetisidir.

Genellemelere bakıldığında demans hastalığı ve alzheimer hastalığının aynı şey olduğu düşünülür. Ancak bu yanlış bir algıdır. Bunun nedeni demansın çeşitli nedenlerinin olmasıdır. Alzheimer ise bu nedenlerden yalnızca biri olarak karşımıza çıkar.

Demas, yukarıda da bahsettiğimiz şekilde bunama hastalığına yol açan bütün hastalıkların genel adıdır.

"
Alzheimer Nedir? Alzheimer Belirtileri Nelerdir?ZGHolistic Clinic

Alzheimer Nedir? Alzheimer Belirtileri Nelerdir?ZGHolistic Clinic

Alzheimer Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Alzheimer, beyin hücrelerinin zaman içerisinde yok olmasına neden olan ve yaygın görülen bir demans türü olarak bilinir. Bir nevi nörolojik hastalık olan Alzheimer, aynı zamanda ilerleyicidir. Bilinen Alzheimer belirtileri, genellikle hafıza, düşünce ve davranış fonksiyonlarının azalması ile başlar. Yaşın ilerlemesi ile birlikte yaygınlaşan bu rahatsızlık, pek çok konuda kendini gösterebilir. Bunun yanı sıra, bu rahatsızlığın ilerlemesi uzun bir sürece de yayılır. Özellikle son yaşanan olayların unutulması belirgin Alzheimer belirtileri arasında yer alır.

Alzheimer Nedir?

Alzheimer, bireylerin birkaç yıl içerisinde gündelik ya da bireysel aktivitelerini tek başına yapmasına engel olan nörolojik bir rahatsızlıktır. Bu rahatsızlık, sosyal davranış ve becerilerin zaman içerisinde olumsuz etkilenmesine de neden olur. Bu nörolojik hastalık nedeniyle bireyler, ikili ilişkileri ve dış dünyayla olan fiziksel ya da duygusal bağlantıları minimum seviyeye indirir.

Genellikle 65 yaş ve üzeri kişileri etkileyen bu hastalık, zaman zaman daha genç yaş grubu insanlarda da görülebilir. Bu nedenle sadece bir yaşlılık dönemi rahatsızlığı olarak nitelendirilmesi doğru olmaz.

Alzheimer Nedenleri Nelerdir?

Bir çeşit nörolojik rahatsızlık olarak değerlendirilen Alzheimer, ileri yaştaki kişilerde sıkça görülen bir durumdur. Kişilerin bu hastalıkla karşılaşmalarına neden olan etkenler, ailede benzeri bir hastalığın bulunması, ileri yaş, çeşitli kafa travmaları, Down sendromu, yetersiz fiziksel aktivite, uyku durumu bozuklukları, ya da yetersiz beslenmek şeklinde sıralanabilir. Alzheimer nedenleri bunlarla sınırlı olmasa da temelde bu şekilde gerçekleşir.

Mevcut rahatsızlığın kadın ve erkeklerde görülme sıklığına bakıldığında, kadınların erkeklere oranla daha sık karşılaştığı bilinir. Bu durum genellikle kadınların erkeklere göre daha uzun bir yaşam süresine sahip olmasına da bağlanabilir. Alzheimer belirtileri 65 yaş üstü kişilerde sıklıkla görülüyor olsa da genç yaştaki kişilerde yine kafa travması ya da benzeri durumlar yaşadığında benzer belirtiler baş gösterebilir.

Alzheimer Başlangıcı Nasıl Anlaşılır?

Alzheimer hastalığının ileri seviyeye taşınması, uzun yıllar içerisinde gerçekleşebilen bir durumdur. Bu nedenle zamanında ve doğru teşhislerin yapılması, başlangıcın anlaşılması, hastalar için hayati önem taşır. Alzheimer belirtileri hastalığın ilk dönemlerinde baskın bir şekilde gözlemlenemese de düzenli kontroller yapıldığı sürece anlaşılabilir.

Alzheimer başlangıcı belirtileri kapsamında, hastalığın anlaşılabilmesinin en doğru yöntemlerinden biri, uzman bir doktor ile görüşerek detaylı muayene olmaktır. Doktorların tedavi sürecinde kişilere yönelttikleri, kullanılan ilaçlar, sağlık geçmişi, davranışsal değişimler ya da günlük aktivitelerdeki değişimler gibi sorular Alzheimer başlangıcını teşhis etmek için oldukça önemlidir.

Doktorlar genellikle bu konuda, elektroansefalografi (EEG), pozitron yayınlayıcı (tomografi) ya da manyetik rezonans görüntüleme (MRI) gibi tıbbi taramalar gerçekleştirerek, sorunun temel nedenine iner. Bütün bu test ve taramalar sonucunda halen daha Alzheimer belirtileri ve şüphesi devam ediyorsa, bilişsel fonksiyonların çözümlenmesine dair testler sonucunda Alzheimer teşhisi yapılır. Bu bir nevi Alzheimer testi olarak da bilinir.

Alzheimer Belirtileri Nelerdir? Mevcut rahatsızlığın kendini göstermeye başladığı bazı durumlar söz konusudur. Bunlar genellikle, Bilinç bulanıklığı, Kişilerin bulundukları ortama eskiye oranla daha az adapte olması, Kişilerin normal şartlarda çok iyi bildikleri yerlerde kaybolmaları, Konuşma problemlerinin yaşanması, Olağan dışı sinir hali ve saldırganlık, Anormal taleplerde bulunma, Çevreye karşı şüphelerde bulunma, Sanrı ve halüsinasyonlar, Özgüven ve motivasyon eksikliği, Günlük hayatta yardım almadan fiziksel aktivitelerde bulunamama, Depresyon ve kaygı bozukluğu şeklinde sıralanabilir.

Alzheimer belirtileri çoğu kişi tarafından hastalığın ilk zamanlarında ayırt edilemiyor olsa dahi, belirli bir süre sonra ciddi anlamda değişimlerin yaşanması, rahatsızlığın boyutunun artmasına neden olabilir. Alzheimer hastalığı kapsamında belirtilerin gözle görülür bir hale gelmeden önceki evreleri oldukça önemlidir.

Yukarıda yer alan belirtiler, genellikle hastalığın teşhis evresinde sıkça görülen durumlardır. Zaman içerisinde etkisinin artması ile kişiler, aile bireylerini tanımakta, yakın geçmişini hatırlamakta ve kendini bile tanımakta büyük oranda zorluk yaşar. Bu durum daha ileri boyut için geçerli olsa da kişilerin fiziksel olarak desteğe ihtiyaç duymasına sebep olur. Alzheimer evreleri, başlangıç, orta ve son evre olarak gruplandırılır.

Alzheimer Başlangıç Belirtileri

Alzheimer erken belirtileri, kişilerin genellikle bazı duygu durum bozukluklarıyla karşı karşıya kalmasıyla başlar. Hafif erken dönem olarak nitelendirilen başlangıç aşaması, hafif unutkanlık ile başlar. Aynı zamanda konsantrasyon ile ilgili de sorunların yaşanması mümkündür. Bu evrede kişiler, halen daha bağımsız bir yaşam sürdürebilir.

Fakat kişilerde zaman içerisinde gelişen, soyut düşüncelerde sorun yaşama, aynı soruları sorma, aşırı sinirlilik hali, ilgisizlik, konuşma esnasında yaşanan aksamalar ve unutkanlıklar, Alzheimer’ın başlangıç belirtileri arasında yer alır.

Alzheimer Orta Dönem Belirtileri

Alzheimer hastalığı ilerlerken, bireylerin bu durumun farkına varması sonucunda bir depresyon hali söz konusu olur. Hastanın sosyal çevresinde bulunan insanlar tarafından bazı olumsuzlukların fark edilmesi, hastalığın orta evrede olduğunun bir göstergesidir.

Bu evrede, önceki belirtilere ek olarak, ilaçların unutulması, çeşitli eşyaların kullanımında sorunlar yaşama, iletişimde problemlerin yaşanması, toplumsal kurallara karşı uyumsuzluk, giderek artan huzursuzluk hali, içe kapanma, öfke sorunları, sıkça karşılaşılan belirtilerdir. Bu evrede kişiler kısmen de olsa hala bağımsız yaşamaya devam edebilir.

Alzheimer Son Evre Belirtileri

Alzheimer son evre belirtileri, artık kişilerin bireysel olarak hareket edemediği belirtileri kapsar. Bunlar genel olarak,

Ciddi konuşma kaybı, Uzun ve kısa süreli hafıza kaybı, Hareket etme güçlüğü, Normalin dışında kilo kaybı (yemek yeme alışkanlığının unutulmasından kaynaklı da olabilir), İdrar kaçırmak, İkinci veya üçüncü bir kişiden yardım almadan hareket edememek şeklinde sıralanabilir.

Alzheimer Evreleri Nelerdir?

Alzheimer evreleri, başlangıç, orta ve ileri düzeyden oluşur. Bu evreler, hastaların zaman içerisinde psikolojik ve fiziksel olarak kayıplar yaşamasını betimleyen evrelerdir.

İlk evrede kısa süreli yaşanan aksaklıklar, ikinci ve üçüncü evrede giderek şiddetlenir. Alzheimer son evre belirtileri, ilk evrelere göre çok daha fazladır. Zaman içerisinde kontrol edilemez bir duruma ulaşması sonucunda da tıbbi olarak tedavi sürecine başlanır.

Burada asıl önemli olan başlangıç seviyesinin saptanabilmesidir. Doğru ve zamanında teşhis yapmak, hastalar için kritik bir öneme sahiptir. Bu nedenle belli bir yaş aralığındaki kişilerin, düzenli olarak uzman bir doktorla görüşerek, genel muayeneye girmelerinde ve Alzheimer hastalığı konusunda bilinçlenmelerinde fayda vardır. Bu durum hastalığın kısa sürede teşhis edilmesine ve kişilerin buna hazırlanmasına da yardımcı olur.

Alzheimer Hastalığı Tanısı Nasıl Konur?

Özellikle yaşlanma sürecinin bir parçası olarak nitelendirilen bu hastalıkta, doğru tedavi süreci için zamanında teşhis oldukça önemlidir. Teşhis için tek bir testten yararlanılmadığından dolayı Alzheimer belirtileri taşıdığını düşünen bireylerin uzun bir teşhis sürecine girmelerinde fayda vardır.

Hastalığın tedavisi ve tanısı için pek çok tıbbi yöntem kullanılır. İlk etapta nöroloji kliniğine başvurmak gerekir. Bundan sonraki süreçte, uzman doktorlar tarafından yapılan detaylı inceleme ve testler sonucunda teşhis konulabilir.

Alzheimer Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Alzheimer hastalığı tedavisi büyük oranda sağlanamaz çünkü tedavisi olmayan bir rahatsızlıktır. Hastalığın evrelerine göre uygulanan ilaç tedavisi ile hastaların anlama ve kavrama yetenekleri, davranışsal yetenekleri konusunda yaşanan sorunlar en aza indirilebilir.

Uzmanlar tarafından kesin olarak Alzheimer teşhisi konulduktan sonra tedavi sürecine başlanır. Bu süreç genellikle, kişiye, yaşa ve hastalığın boyutuna göre değişiklik gösterebilir. Alzheimer hastalığının neden olduğu çeşitli semptomların yatıştırılması için kullanılan bazı ilaçlar ve uygulamalar bulunur.

Bu uygulamaların bazıları, hastaların mümkün olduğu kadar dış etkenlerden bağımsız yaşamalarını kolaylaştıran, notlar bırakmak, gerekmedikçe mekân değiştirmemek ve hatıraları canlandıracak etkinlikler yapmak şeklinde sıralanabilir.

Alzheimer Hastalığında Kullanılabilecek Önleyici Yöntemler Nelerdir?

Bu tarz ciddi kayıpların yaşanmasına neden olan hastalıklarda beslenme ve spor büyük önem taşır. Bu yöntemler bir nevi önleyici yöntem olarak da bilinir. Örneğin, sık sık meyve, sebze, bitki çaylarının, deniz ürünlerinin, et ve süt ürünlerinin tüketilmesi, sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıkların sonlandırılması, düzenli olarak spor yapılması, fiziksel aktivitelerin sıklığının arttırılması gibi ek önlemler, kişilerin bilinçli olarak sağlıklarını korumasına yardımcı olur.

Uzun vadede sağlıklı bir yaşam sürdürmenin en temel yöntemi, kişilerin kendi vücut fonksiyonlarını dikkate alarak uygulamaları gereken yöntemlerdir. Fiziksel önleyici yöntemler dışında, duygusal olarak da dikkatli davranmaları önemlidir. Ani duygu durumu değişimleri, aşırı sinirlilik halleri ve stres de aynı zamanda pek çok hastalığın tetikleyicisi olabilir. Alzheimer belirtileri, bazen yanlış anlaşılmalara neden olabileceği için bu tarz durumlarda uzman bir doktorla görüşmek daha doğru olur.

Alzheimer Hastalarının Bakımı ve Beslenmesi

Alzheimer evrelerine göre beslenme ve bakım şekli değişiklik gösterebilir. Alzheimer hastalarının hem dengeli hem de sağlıklı beslenmesi oldukça önemli bir durumdur. Bu nedenle de uzman doktorlar tarafından önerilen diyet listelerine uymaları önemlidir. Hasta bakımında ise dikkat edilmesi gereken en temel durum, hastaya karşı olabildiğince sevecen ve şefkatli davranmaktır.

İletişim kurmaya devam etmek de oldukça önemlidir. Alzheimer hastalığı ilk evrede olan hastalar kendi fiziksel aktivitelerini yönetmekte sıkıntı çekmez. Fakat son evrede bu anlamda ciddi sorunlar yaşanabilir. Bu nedenle düzenli olarak kişisel bakımının yapılması gerekir. Hastaların tek başına yemek yemeleri, banyo yapmaları, yürümeleri mümkün olmayacağı için destek alması şarttır. Bu kapsamda pek çok bakım evi, bu işlemleri gerçekleştirir.

Alzheimer Hastalığı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Alzheimer Kan Tahlilinde Çıkar Mı?

Alzheimer hastalığının kan tahlilinde çıkıp çıkmadığı, şu an için kesin olarak tespit edilemeyen bir durumdur. Zaman içinde teknoloji ve tıp alanında yaşanan gelişmeler sayesinde bu mümkün olabilir.

Alzheimer Hastalığı Nasıl Teşhis Edilir?

Hastalığın kesin bir şekilde teşhis edilebilmesi, uzun bir sürece yayılan bir durumdur. Bazı belirtilerin saptanması durumunda çeşitli testlerin yapılması ve bunların uzman bir doktor tarafından kontrol edilmesi gerekir. Aynı zamanda, bu konuyla alakalı düzenli olarak muayene olmanın da önemi büyüktür.

Alzheimer Tedavisi Var Mı?

Alzheimer hastalığının günümüzde bilinen kesin bir tedavisi yoktur. Bazı destekleyici ilaçlar ile hastalık süreci yavaşlatılabilir fakat bu tamamen iyileşme için yeterli değildir. Zamanla yaşanan fiziksel ve duygusal kayıplar, bu ilaçlar sayesinde minimum seviyeye indirilebilir. Uzun vadede bir tedavi yöntemi şu an için bulunmuyor.

Alzheimer Genetik Mi?

Pek çok hastalık gibi Alzheimer hastalığının da bazı kişilerde genetik nedenlerden kaynaklandığı doğrudur. Fakat bu hastalık tamamen genetik etkenlere bağlı olarak gerçekleşmez. Yakın çevresinde hiç Alzheimer hastası bulunmayan insanların da hastalanma ihtimalleri yüksektir. Genel olarak tamamen genetik bir hastalık olmamakla birlikte, farklı şekillerde ve farklı nedenlerden dolayı da ortaya çıkabilir. Bunun en önemli örneklerinden biri de sonradan yaşanan kafa travmaları olabilir.

Alzheimer Öldürür Mü?

Alzheimer hastalığının organlara zarar vererek kişilerin ölümüne neden olduğu tam anlamıyla doğru bir sonuç değildir. Bu durum genellikle hastadan hastaya göre değişiklik gösterir. Bazı insanların bu hastalıkla uzun süre yaşadıkları halde yaşamlarının normal yollarla son bulması da mümkündür. Bazı hastaların da hastalıktan kaynaklanan negatiflikler sonucu hayatını kaybetmesi mümkündür. Bu nedenle bu konuda kesin bir yargıya varmak mümkün değildir.

"
Alzheimer ın 10 belirtisi ve tedavi yöntemleri

Alzheimer ın 10 belirtisi ve tedavi yöntemleri

Alzheimer'ın 10 belirtisi ve tedavi yöntemleri Basit unutkanlıklar, Alzheimer hastalığının sinyali olabiliyor 23.09.2015 10:25 Güncelleme: 23.09.2015 10:25

Fahrettin Yiğit Editör

Edindiğiniz yeni bilgileri aklınızda tutmakta güçlük mü çekiyorsunuz? Konuşurken doğru kelimeyi bulmakta zorlanıyor musunuz? Sık sık eşyalarınızı kaybetmeye mi başladınız? Özetle, zihninizin eskisi kadar açık olmadığından şikayetçi iseniz, dikkatli olun. Bazen “iş yoğunluğundan" veya ‘stresten’ olduğu düşünülerek önemsenmeyen basit unutkanlıklar, Alzheimer hastalığının sinyali olabiliyor.

Basit unutkanlıklar günümüzde özellikle çalışan kesimde “aşırı yoğunluktandır “ veya “strestendir” düşüncesiyle çoğu zaman dikkat alınmıyor. Ancak unutkanlıkları hafife almamak çok önemli. Çünkü önemsenmeyen unutkanlıklar hastanın günlük işlevlerini bile yerine getiremeyecek duruma gelmesine, hatta zamanla yatağa bağımlı kalmasına yol açabilen Alzheimer hastalığının belirtileri olabiliyor. Alzheimer, tüm demansların (bunama) yüzde 60-80'ini oluşturan ve günümüzde en sık görülen demans çeşidini oluşturuyor.

Radikal'de yer alan habere göre, görülme sıklığı ise yaşam süresinin uzamasıyla birlikte artıyor. Öyle ki ABD’de yapılan çalışmalarda, daha önce ölüm nedenleri arasında 6. sırada olan Alzheimler hastalığının son yıllarda 3. sıraya yükseldiği tahmin ediliyor. Ülkemizde 300 - 400 000 Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Çağımızın sorunu olan Alzheimer hastalığının maalesef günümüzde kesin tedavisi olmasa da, erken tanı sayesinde ilaç tedavisi ve yaşam alışkanlıklarında değişikler ile hastalığın ilerleme süreci yavaşlatılabiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya bu nedenle erken tanı için hastalığın belirtilerini bilmenin ve zaman kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurmanın büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor.

Alzheimer'ın 10 uyarıcı sinyali

Günlük yaşantıyı etkileyen unutkanlıklar: Yeni bilgileri öğrenememek, tekrar tekrar aynı soruları sormak, özellikle yakın zamana ait olayları hatırlayamamak.

Konuşurken veya yazarken kelime bulmakta güçlük çekmek:Konuşurken aniden durarak kelimeyi hatırlayamamak, yanlış kelime kullanmak.

Basit işleri yaparken zorlanmak: Ev ve işyerinde daha önce rahatlıkla yapılabilen basit işlerde sorun yaşamak. Örneğin yemek pişirememek, TV programı kayıt etmekte zorlanmak, evde fırını, iş yerinde faks makinesini kullanmakta zorlanmak.

Pratik düşünme ya da planlama becerisinin azalması, rakamlarla ilişkininin bozulması: Alışveriş yaparken yemek için gerekli malzemeleri yanlış almak, fatura ödemekte güçlük çekmek, hesapları veya yemek tariflerin takip edememek, hava durumuna uygun giyinememek.

Zaman ve yer bilgilerini karıştırmak: Mevsimleri karıştırmak, haftanın hangi günü olduğunu, hangi ayda olduğunu bilememek, farklı bir semt veya şehre gittiğinde eskiden yaşadığı yerde olduğunu düşünerek ona göre hareket etmek (köşedeki fırından ekmek almaya gitmek gibi)

Eşyaların yerini kaybetmek: Sık sık eşyaların yerlerini kaybetmek veya eşyaları yanlış yere koymak. Örneğin gözlüğünü buzdolabında bulmak ve oraya nasıl geldiğini hiç hatırlayamamak (kayıp eşyaları bulmak için geriye dönüp iz sürememek).

Sağduyu bozukluğu: Uygunsuz bir şekilde fazla para harcamak ve banyo yapmaktan kaçınmak gibi kendi bakımını ihmal etmek.

Görsel algılamada zorluk çekmek: Ayna yanından geçerken kendi görüntüsünü başka bir insan olarak algılamak.

Sosyal yaşamda içe kapanmak: Daha önce gittiği sosyal etkinlikleri bırakmak, arkadaşlarla görüşmeyi kesmek.

Kişilik ve ruh hali değişiklikleri yaşamak: Depresif, huzursuz, gergin olmak, kolayca sinirlenebilmek veya ağlayabilmek. Çevresindeki insanlardan kuşkulanmak ve onları aldatma veya hırsızlık gibi olaylarla suçlamak.

Hastalığın kesin sebebi bilinmiyor

Alzheimer hastalığının kesin sebebi bilinmiyor. Bu hastalıkta beyinde anormal proteinlerin birikmesi sonucunda hasar gören hücreler normal işlevlerini yerine getiremiyor ve bunun sonucunda da günlük yaşantıyı etkileyecek şekilde ilerleyici hafıza kaybı gibi zihinsel fonksiyonlarda bozulma gelişiyor. Güncel yaklaşım, bu hastalığın genetik zeminde, kafa travması, diyabet, fazla kilo, hipertansiyon gibi çevresel faktörler ile fiziksel aktivitenin az olması gibi yaşam tarzlarının etkileşimi sonucunda ortaya çıktığı şeklinde. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, erken, bir başka deyişle 65 yaşından önce başlayan Alzheimer hastalarında ise genetik etkenlerin ön planda olduğunu belirtiyor. Her ne kadar Alzheimer hastalığının insandan insana temas yoluyla bulaşmadığı bilinse de, son yapılan çalışmalar acaba cerrahi işlem ile bulaşıcılık olabilir mi ? sorusunu gündeme getirdi. Bu sorunun cevabını vermek için ise daha çok çalışmaya ihtiyaç var.

Alzheimer 3 aşamada ilerliyor

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya Alzheimer hastalığında ilk belirtilerin genellikle 60’lı yaşlarda başladığını ifade ederek hastalığın ilerleme sürecini şöyle anlatıyor:

“Başlangıç evresinde hastalar unutkanlıklar, basit işleri yaparken zorlanma gibi sorunlar yaşasalar da, ev içerisinde bağımsızlıklarını koruyabiliyorlar. Orta evreye gelindiğinde hafıza kaybı belirginleşirken konuşma değişiklikleri, alışık olmadık durumlarda panikleme, şaşkınlık ve ev içerisinde komplike işlerde zorlanma (kıyafet seçimlerinde uygunsuzluk-yemek yapma becerilerinde bozulma) görülebiliyor. İleri dönemde ise iletişim güçlükleri de tabloya ekleniyor ve hastalar tamamen başkalarına bağımlı hale geliyor.”

Tedavi ile hastalık süreci yavaşlatılabiliyor

Günümüzde ilaç tedavisi ile yaşam alışkanlıklarındaki değişiklikler ile hastalık süreci yavaşlatılabiliyor. Bir yandan da ilaç ve aşı tedavileri ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, “Aslında daha önemli olan tanının doğru konulması” diyor. Çünkü Alzheimer hastalığı olarak değerlendirilen pek çok hastanın şikayetlerinin altından kolay tedavi şansı olan depresyon, tiroid hastalıkları, vitamin eksikleri vb. hastalıklar çıkabiliyor.

"
ALZHEİMER HASTALIĞININ NEDENLERİ NELERDİR | Özel Başarı Hastanesi

ALZHEİMER HASTALIĞININ NEDENLERİ NELERDİR | Özel Başarı Hastanesi

ALZHEİMER HASTALIĞININ NEDENLERİ NELERDİR

BEYNİN HAFIZAYLA İLGİLİ ALANLARINDAN HİPOKAMPUS HÜCRELERİNDE NÖROFİBRİLER YUMAKLAR DENİLEN KÖTÜ BİRİKİMLER VE HÜCRELER ARASINDA BETA AMİLOİD DENEN KÖTÜ PROTEİNİN BİRİKİMİ SONUCU BEYİN HÜCRELERİNDE İLETİŞİM BOZULARAK BEYİNDE KÜÇÜLMEYE NEDEN OLARAK BILIŞSEL FONKTION KAYBI OLMAKTADIR.

HASTALARIN %25 İNDE GENETİK VE AİLEVİ TUTULUŞ OLUR.BU GENETİK BOZUKLUK 19. KROMOZUMUN HATALI KODLAMASI İLE APOE4 BİRİKİMİ İLE HASTALIK TAŞIYICILIĞI GÖSTERİLEBİLİR.

ALZHEIMER HASTALIĞININ RİSKİNİN ARTTIĞI DURUMLAR,

65 YAŞ ÜSTÜ/KADIN CİNSİYET

BEYİN DAMAR HASTALIKLARI (GEÇİRİLMİŞ FELÇ)

1.DERECEDEN AKRABADA ALZHEİMER HASTALIĞI

APOE4 GEN TAŞIYICIĞI

TANI: KAN TAHLİLLERİNDE TİROID HORMONU, B12, FOLİK ASİT, ŞEKER TAM KAN SAYIMI SEDİMİTASYAN, ÜRE, KARACİĞER FONKSİYON TESTLERİ. BAZI KRONIK İNFEKSİYONLARIN DIŞLANMASI İÇİN HIV, SİFİLİZ VE APOE4 ÖLÇÜM AYRICA BİYOBELİRTEÇLERDE ALZHEİMER HASTALINDA ERKEN TANISI İÇİN BEL SUYUNDAN YAPILAN TOTAL TAU VE FOSFORİLE TAU, ABETA42 ,ABETA40, BETASEKRETAZ ENZİMİ BAKILARAK HASTALIK 20 30 YIL ÖNCESİNDEN TANI DESTEĞİ ALINMAKTADIR.

EEG(ELELKTROENSEFALOGRAfi) KRANIAL MR, KRANIAL BT , AMİLOİD PET .

HASTALIK ORATALAMA 8 YIL SÜRER BAZI HASTALARDA ÇOK YAVAŞ İLERLERKEN BAZILARINDA KISMEN HIZLI İLERLEMEKTEDİR. HASTALIK 3 EVREYE AYRILIR , ERKEN, ORTA , İLERİ EVRE.

HASTALIĞIN BULGULARI 3 ANA KATAGORİDE SINIFLANDIRILABİLİR.BİLİŞSEL, DAVRANIŞSAL VE İŞLEVSELDİR. BUNLARI MOTOR BOZUKLUKLAR ,OTONOMİK BOZUKLUKLAR VE UYKU BOZUKLUKLARI İZLEMEKTEDİR.

BELLEK: YAKIN VE UZAK BELLEK BOZUKLUKLARI OLUP EN ÖNEMLİ BULGUSU UNUTKANLIK ANAHTARINI KAYBETME ,İSİMLERİ UNUTMA ,PARA ÜSTÜ ALMAMA, EVİN YOLUNU BULAMAMA, EŞYALARI YANLIŞ YERE KOYMA

DİKKAT: DİKKATDE DALGALANMA, KONSANTRASYON BOZUKLUĞU, ÇELİNEBİLİRLİK

DİL: KELİME BULMADA ZORLUK , İFADE ETME, ANLAMA ,OKUMA YAZMA GÜÇLÜKLERİ.

GÖRSEL MEKANSAL İŞLEVLER: EVİNİN YOLUNU BULAMA, KAYBOLMA, ODALARI KARIŞTIRMA.

YÜRÜTÜCÜ İŞLEVLER: PROBLEM ÇÖZME MUHAKEME BOZUKLUKLARI VE KARAR VERMEDE GÜÇLÜK YAŞARLAR YİYECEKLERİNİ GİYECEKLERİNİ SEÇMEDE VE KARAR VERMEDE BOZULMA OLUR

PRAXSİS: ALET KULLANMA BECERİSİNDE BOZULMA.

GNOSİZ: NESNELERİ TANIMA AYIRT ETMEDE BOZUKLUK.

RUH HALLERİ NEDENSİZ ŞEKİLDE ANİ DEĞİŞMELER GÖSTEREBİLİR ÇABUK AĞLAYABİLİR NEDENSİZ SİNİRLENİP UYUMAYIP SÜREKLİ AMAÇSIZ DOLAŞAN HAYAL GÖREN AYNALARLA TELEVİZYONDAKİ KİŞİLERLE KONUŞUR HİÇ DURMADAN YEMEK YİYİP BAZEN HİÇ YEMEYİP ŞÜPHECİLİK YAPAN EŞYALARINI SAKLAYAN DAHA SONRA BULAMAYIP YAKINLARINI SUÇLAR HALE GELİRLER.

DUYGU DURUM BOZUKLUĞU( YERİNDE DURUMAMA, SİNİRLİLİK ,UYGUNSUZ NEŞE, EŞİNİN YAKININDAN AYRILMAMA )

ALGI BOZUKLUKLARI( GÖRSEL VE DİĞER HALÜSİNASYONLAR)EVDE OLMAYAN KİŞİLERİN VARLIĞINDAN BAHSEDER.SAADAKAT HEZEYANLARI EŞİNE VE KIZINA KARŞI OLUR.

DÜŞÜNCE BOZUKLUKLARI ( SAADAKATSİZLİK HEZEYANLARI )

GÜNLÜK YAŞAM BOZUKLUKLAR:I İŞ YAŞAMI, MALİ İŞLER, SOSYAL İŞLERDE BOZULMALAR

EVDE GÜNLÜK YAŞAM BOZUKLUKLARI( HOBİLER ,YEMEK PİŞİRME KÜÇÜK TAMİRATLARI BECEREMEME GAZETE TV İLGİSİNDE AZALMA)

KENDİNE BAKIMDA YEMEK YEMEDE , YIKANMADA, GİYİNME, MAKYAJ , TIRAŞ OLMA, VE İDRARINI TUTAMAMA GİBİ BULGULARLA KENDİNİ GÖSTERİR.

ZİHİNSEL VE FİZİKSEL OLARAK AKTİF KALMAK

TANSİYON VE ŞEKERİ NORMAL DÜZEYDE TUTMAK

SEBZE,MEYVE,BALIK (AKDENİZ DİYET)

KAFA TRAVMASINDAN KORUNMA(DÜŞME,EMNİYET KEMERİ KASK)

ALKOL VE SİGARAYI BIRAKMA.

GERİ DÖNÜŞÜ OLMAYAN BU HASTALIK HASTANIN ZİHİNSEL KAPASİTESİNİ DÜZELTMEK VE GÜNLÜK YAŞAM AKTİVİTELERİNİ TOPLARLAMAK İÇİN BEYİNDE EKSİLEN ASETİLKOLİNİ,YERİNE KOYAN İLAÇLARLA VE İLTİHAP VE DEJENERASYONU GÖSTEREN GLUTEMAT YÜKSEKLİĞİNİ DÜŞÜREN İLAÇLA TEDAVİYE BAŞLIYORUZ. EGZERSİZ, BELLEK ÇALIŞMALARI, MÜZİK VE DUYU TEDAVİSİ, AROMA TERAPİ, EVCİL HAYVANLARLA TERAPİ VE PSİKOLOJİK TEDAVİ DESTEĞİ İLE SÜRDÜRÜYORUZ.

"
Alzheimer ın 10 belirtisi ve tedavi yöntemleri

Alzheimer ın 10 belirtisi ve tedavi yöntemleri

Alzheimer'ın 10 belirtisi ve tedavi yöntemleri Basit unutkanlıklar, Alzheimer hastalığının sinyali olabiliyor

22 Eylül 2015 12:44

Edindiğiniz yeni bilgileri aklınızda tutmakta güçlük mü çekiyorsunuz? Konuşurken doğru kelimeyi bulmakta zorlanıyor musunuz? Sık sık eşyalarınızı kaybetmeye mi başladınız? Özetle, zihninizin eskisi kadar açık olmadığından şikayetçi iseniz, dikkatli olun. Bazen “iş yoğunluğundan veya ‘stresten’ olduğu düşünülerek önemsenmeyen basit unutkanlıklar, Alzheimer hastalığının sinyali olabiliyor.

Basit unutkanlıklar günümüzde özellikle çalışan kesimde “aşırı yoğunluktandır “ veya “strestendir” düşüncesiyle çoğu zaman dikkat alınmıyor. Ancak unutkanlıkları hafife almamak çok önemli. Çünkü önemsenmeyen unutkanlıklar hastanın günlük işlevlerini bile yerine getiremeyecek duruma gelmesine, hatta zamanla yatağa bağımlı kalmasına yol açabilen Alzheimer hastalığının belirtileri olabiliyor. Alzheimer, tüm demansların (bunama) yüzde 60-80'ini oluşturan ve günümüzde en sık görülen demans çeşidini oluşturuyor.

Radikal'de yer alan habere göre, görülme sıklığı ise yaşam süresinin uzamasıyla birlikte artıyor. Öyle ki ABD’de yapılan çalışmalarda, daha önce ölüm nedenleri arasında 6. sırada olan Alzheimler hastalığının son yıllarda 3. sıraya yükseldiği tahmin ediliyor. Ülkemizde 300 - 400 000 Alzheimer hastası olduğu tahmin ediliyor. Çağımızın sorunu olan Alzheimer hastalığının maalesef günümüzde kesin tedavisi olmasa da, erken tanı sayesinde ilaç tedavisi ve yaşam alışkanlıklarında değişikler ile hastalığın ilerleme süreci yavaşlatılabiliyor. Acıbadem Fulya Hastanesi Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya bu nedenle erken tanı için hastalığın belirtilerini bilmenin ve zaman kaybetmeden bir nöroloji uzmanına başvurmanın büyük önem taşıdığına dikkat çekiyor.

Alzheimer'ın 10 uyarıcı sinyali

Günlük yaşantıyı etkileyen unutkanlıklar: Yeni bilgileri öğrenememek, tekrar tekrar aynı soruları sormak, özellikle yakın zamana ait olayları hatırlayamamak.

Konuşurken veya yazarken kelime bulmakta güçlük çekmek: Konuşurken aniden durarak kelimeyi hatırlayamamak, yanlış kelime kullanmak.

Basit işleri yaparken zorlanmak: Ev ve işyerinde daha önce rahatlıkla yapılabilen basit işlerde sorun yaşamak. Örneğin yemek pişirememek, TV programı kayıt etmekte zorlanmak, evde fırını, iş yerinde faks makinesini kullanmakta zorlanmak.

Pratik düşünme ya da planlama becerisinin azalması, rakamlarla ilişkininin bozulması: Alışveriş yaparken yemek için gerekli malzemeleri yanlış almak, fatura ödemekte güçlük çekmek, hesapları veya yemek tariflerin takip edememek, hava durumuna uygun giyinememek.

Zaman ve yer bilgilerini karıştırmak: Mevsimleri karıştırmak, haftanın hangi günü olduğunu, hangi ayda olduğunu bilememek, farklı bir semt veya şehre gittiğinde eskiden yaşadığı yerde olduğunu düşünerek ona göre hareket etmek (köşedeki fırından ekmek almaya gitmek gibi)

Eşyaların yerini kaybetmek: Sık sık eşyaların yerlerini kaybetmek veya eşyaları yanlış yere koymak. Örneğin gözlüğünü buzdolabında bulmak ve oraya nasıl geldiğini hiç hatırlayamamak (kayıp eşyaları bulmak için geriye dönüp iz sürememek).

Sağduyu bozukluğu: Uygunsuz bir şekilde fazla para harcamak ve banyo yapmaktan kaçınmak gibi kendi bakımını ihmal etmek.

Görsel algılamada zorluk çekmek: Ayna yanından geçerken kendi görüntüsünü başka bir insan olarak algılamak.

Sosyal yaşamda içe kapanmak: Daha önce gittiği sosyal etkinlikleri bırakmak, arkadaşlarla görüşmeyi kesmek.

Kişilik ve ruh hali değişiklikleri yaşamak: Depresif, huzursuz, gergin olmak, kolayca sinirlenebilmek veya ağlayabilmek. Çevresindeki insanlardan kuşkulanmak ve onları aldatma veya hırsızlık gibi olaylarla suçlamak.

Hastalığın kesin sebebi bilinmiyor

Alzheimer hastalığının kesin sebebi bilinmiyor. Bu hastalıkta beyinde anormal proteinlerin birikmesi sonucunda hasar gören hücreler normal işlevlerini yerine getiremiyor ve bunun sonucunda da günlük yaşantıyı etkileyecek şekilde ilerleyici hafıza kaybı gibi zihinsel fonksiyonlarda bozulma gelişiyor. Güncel yaklaşım, bu hastalığın genetik zeminde, kafa travması, diyabet, fazla kilo, hipertansiyon gibi çevresel faktörler ile fiziksel aktivitenin az olması gibi yaşam tarzlarının etkileşimi sonucunda ortaya çıktığı şeklinde. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, erken, bir başka deyişle 65 yaşından önce başlayan Alzheimer hastalarında ise genetik etkenlerin ön planda olduğunu belirtiyor. Her ne kadar Alzheimer hastalığının insandan insana temas yoluyla bulaşmadığı bilinse de, son yapılan çalışmalar acaba cerrahi işlem ile bulaşıcılık olabilir mi ? sorusunu gündeme getirdi. Bu sorunun cevabını vermek için ise daha çok çalışmaya ihtiyaç var.

Alzheimer 3 aşamada ilerliyor

Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya Alzheimer hastalığında ilk belirtilerin genellikle 60’lı yaşlarda başladığını ifade ederek hastalığın ilerleme sürecini şöyle anlatıyor:

“Başlangıç evresinde hastalar unutkanlıklar, basit işleri yaparken zorlanma gibi sorunlar yaşasalar da, ev içerisinde bağımsızlıklarını koruyabiliyorlar. Orta evreye gelindiğinde hafıza kaybı belirginleşirken konuşma değişiklikleri, alışık olmadık durumlarda panikleme, şaşkınlık ve ev içerisinde komplike işlerde zorlanma (kıyafet seçimlerinde uygunsuzluk-yemek yapma becerilerinde bozulma) görülebiliyor. İleri dönemde ise iletişim güçlükleri de tabloya ekleniyor ve hastalar tamamen başkalarına bağımlı hale geliyor.”

Tedavi ile hastalık süreci yavaşlatılabiliyor

Günümüzde ilaç tedavisi ile yaşam alışkanlıklarındaki değişiklikler ile hastalık süreci yavaşlatılabiliyor. Bir yandan da ilaç ve aşı tedavileri ile ilgili çalışmalar devam ediyor. Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Geysu Karlıkaya, “Aslında daha önemli olan tanının doğru konulması” diyor. Çünkü Alzheimer hastalığı olarak değerlendirilen pek çok hastanın şikayetlerinin altından kolay tedavi şansı olan depresyon, tiroid hastalıkları, vitamin eksikleri vb. hastalıklar çıkabiliyor.

"
Alzheimer Hastalığı | Psikolog Merkezi

Alzheimer Hastalığı | Psikolog Merkezi

Alzheimer Hastalığı

Beyin hücrelerinin zamanla ölümünün gerçekleşmesiyle gelişim gösteren Alzheimer, ilk olarak 1906 yılında Alman nörolog Alois Alzheimer tarafından tanımlanmıştır. Beyin dokusunda geri döndürülemeyen bozulmaların keşfedildiği bu rahatsızlık, unutkanlık hastalığı olarak da isimlendirilir.

Alzheimer Hastalığı Alzheimer Hastalığı Nedir? Alzheimer Hastalığı Nasıl Gerçekleşir? Alzheimer Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Alzheimer Hastalığı Nedenleri Nelerdir? Alzheimer Hastalığı Kimlerde Görülür? Alzheimer Hastalığı Nasıl Önlenir? Alzheimer Hastalığı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS) Alzheimer Hastalığı

Beyin hücrelerinin zamanla ölümünün gerçekleşmesiyle gelişim gösteren Alzheimer, ilk olarak 1906 yılında Alman nörolog Alois Alzheimer tarafından tanımlanmıştır. Beyin dokusunda geri döndürülemeyen bozulmaların keşfedildiği bu rahatsızlık, unutkanlık hastalığı olarak da isimlendirilir. Alzheimer hastalığı sebeplere bağlı olarak durağan, ilerleyici ya da hafifleyen şekilde seyredebilir. Yavaş biçimde yıllar içinde gelişim gösteren, önemli nörolojik bir hastalıktır.

Alzheimer Hastalığı Nedir?

Alzheimer hastalığı ne demek sorusunun cevabı, bu hastalığı araştıran birçok kişi tarafından merak edilen konular arasında yer almıştır. Bilişsel becerilerin kötüleştiği noktada işlev kaybının gözlenmesiyle ortaya çıkan Alzheimer, yaygın bir demans türüdür. Hafıza kaybı ve bilişsel işlevlerin kaybolması şeklinde semptomlarla giden Alzheimer, ilerleyen yaşa bağlı olarak gelişir. Yapılan araştırmalara göre Alzheimer belirtileri gözlenen bireylerin nörolojik yapılarındaki bozulmalar geri döndürülemez. Bununla birlikte birtakım uygulamalarla deformasyon hızı azaltılabilir. Dalgınlık, dikkat eksikliği, yeni bilgileri hatırlamada güçlük gibi belirtiler, Alzheimer hastalığının ana semptomları arasında yer alır. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte mevcut belirtilerde daha da ilerleme gözlenir. Demansın en yaygın türlerinden biri olan Alzheimer, günlük hayatta ciddi işlev bozukluklarına neden olur. Alzheimer hastalığında, beyinde birtakım tahribatların meydana gelmesiyle semptomlar gözlenmeye başlar. İşlevsel bozukluklar gelişmeden önce ortaya çıkan erken semptomlar, hafif bilişsel bozukluk olarak isimlendirilir.

Alzheimer Hastalığı Nasıl Gerçekleşir?

Yapılan araştırmalar Alzheimer tanısı almış bir bireyle sağlıklı bir bireyin bilgisayar ortamında elde edilen beyin görüntüleri arasında anlamlı farklılıklar olduğunu göstermiştir. Ciddi bir nörolojik hastalık olarak öne çıkan rahatsızlık, geri döndürülemez beyin hasarı ile karakterize edilir. Temelde nöron kaybının hızlı bir şekilde izlendiği hastalık, önemli işlev kaybına neden olması sebebiyle çeşitli araştırmaların ana konusu olmuştur. Sıklıkla “Alzheimer hastalığı nasıl başlar?” sorusu, bu araştırmaların temel konusunu belirler. Alzheimer hastalığına yakalanmış bireylerin beyninde yaşından beklenenden daha fazla plak ve nörofibriller yumak bulunur. Plaklar, özel bir PET taramasıyla gözlenebileceği gibi beyin-omurilik sıvısının ölçümüyle de saptanabilir. Tespit edilen yumakların yoğun olarak bulunduğu bölge ise beynin hipokampüs alanıdır. Hipokampüsün, bellek ile doğrudan bağlantılı olması Alzheimer hastalarının hatırlama noktasında yaşadığı zorluğu açıklar. Beyinde bulunan plak ve yumaklar zamanla bulundukları bölgelerde değişikliklere neden olur. Zaman içerisinde hastanın beyin hücreleri (nöronlar) da ölmeye başlar. Ölen nöronların geri getirilmesi imkansız olduğundan Alzheimer hastalığının kesin tedavisi yoktur. İlerleyen zamanla birlikte belirtilerde de ağırlşma kaydedilen Alzheimer Hastalığı, genel olarak 65 yaş ve üzerindeki bireylerde görülür. Belirtiler kimi zaman 65 yaştan önce de kendini belli edebilir.

Alzheimer Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Yaşlı hastalığı olarak da bilinen Alzheimer, belirgin semptomlara sahiptir. Bir kişinin Alzheimer olduğunu nasıl anlarız sorusu hastalığın araştırıldığı noktada bireylerin cevabını en çok merak ettiği başlıklar arasında yer alır. Alzheimer hastalığının en yaygın belirtisi, güncel olayları hatırlamamaktır. Alzheimer olan bireyler, bazı olayları hatırlayamaz ve günlük işlerini yarım bırakabilirler. Alzheimer ne kadar ileri seviyede ise tahribat da o derece fazladır. Örneğin ileri düzey Alzheimer tanısı almış bir birey çocuklarının, ebeveynlerinin, kardeşlerinin isimlerini hatırlamayabilir. Alzheimer hastaları çok konuşur mu sorusu da belirtileri araştıran bireyler tarafından sıklıkla sorulan konulardan bir tanesidir. Alzheimer hastaları, bazı durumlarda diğer insanlara göre daha çok konuşabilir. Yüksek seviyede unutkanlık yaşamaları sebebiyle ne konuştuklarını unutabilir ve bu da beraberinde tekrarlı söylemleri getirir. İlerleyen dönemlerde özbakımda düşüşler, yer-yön bilgilerinde kayıplar meydana gelir. Alzheimer olan bireyler çok tanıdık olan ortamlarda bile kaybolabilir. Dürtü kontrolü noktasında da ciddi problemler de gelişebilir. Sosyal iletişimin kısıtlanması, dil-konuşma becerilerinin azalması, apati, yani duygusuzluk gibi semptomlar Alzheimer hastalığında öne çıkan önemli belirtiler arasında yer alır. Bilinç bulanıklığı, adaptasyon zorluğu, ortamlarda kaybolma gibi semptomlar ileri Alzheimer süreçlerinde kendini belli eder. Alzheimer hastaları hayal görür mü sorusunun cevabı da bireyler tarafından sıklıkla merak edilen bir konu. Alzheimer hastaları, hastalığın ilerleme durumuna göre halüsinasyon ve sanrılar görebilir. Zaman zaman Alzheimer hastalığına, anksiyete ve depresyon tanıları da eklenebilir.

Alzheimer Hastalığı Nedenleri Nelerdir?

Büyük ölçüde bellek kaybı ile seyreden Alzheimer hastalığının başlangıcı tam olarak tespit edilemez. Zamana bağlı gelişen ve bir süreci kapsayan hastalık, ilerleyen yaşla birlikte semptomlarını artırır. “Alzheimer hastalığı neden olur diye merak eden birçok kimse, bu sorunun cevabını araştırır. Yapılan araştırmalar, Alzheimer hastalığının gözlenmesinde genetik faktörlerin %79 oranında etkili olduğunu ortaya koyar. Kalan %21’lik dilim ise çevresel faktörler olarak açıklanır. Alzheimer hastalığının öncelikli nedenleri arasında yaşlılık yer alır. Obezite, uyku bozukluğu, tansiyon hastalıkları, Down Sendromu gibi etkenler de Alzheimer gözlenme ihtimalini artırır. Hastalığın gelişimini etkileyen kesin bir unsur bulunmasa da bu faktörlerin Alzheimer üzerinde belirleyici etkiye sahip olduğu bilinir. Günümüze kadar gelen çalışmalarda hastalığın nedeni ve tedavisi noktasında bilimsel kanunlar elde edilmese de elde edilen veriler ilerideki çalışmalar için oldukça önemlidir.

Alzheimer Hastalığı Kimlerde Görülür?

Demans hastalığının en yaygın türlerinden biri olan Alzheimer’ın ailede Alzheimer öyküsü olan bireylerde görülme sıklığı daha fazladır. Kadınlarda erkeklere oranla daha sık olan Alzheimer, ortalama yaşam süresiyle de doğrudan ilgili olabilir. 65 yaş ve üzerindeki her birey, hastalık için risk faktörü taşır. Bu sebeple kişilerin mevcut belirtileri yakından takip etmesi, tespit için nöropsikolojik muayene talep etmesi önerilir. Alzheimer bazı durumlarda psikopatolojileri de beraberinde getirir. Bu noktalarda psikoterapi desteği almak, sürecin daha sağlıklı bir şekilde yönetilmesinde etkilidir. Alzheimer, dinamik bir hastalıktır. Seyri değişim halinde olan bu hastalığın takibinin iyi bir şekilde yapılması, sürecin sorunsuz bir şekilde atlatılmasını mümkün kılar. Birçok insan, “Alzheimer hastaları ne zaman ölür?” diye merak içerisindedir. Yapılan araştırmalarda ölümün, belirtiler ortaya çıktıktan sonraki 12 yıl içinde gerçekleştiği gözlenmiştir.

Alzheimer Hastalığı Nasıl Önlenir?

Yaşlı hastalığı olarak bilinen Alzheimer, birtakım bireysel önlemlerle ertelenebilir veya seyir hızı yavaşlatılabilir. “Alzheimer önlemek için ne yapmak gerek?” diye merak eden birçok kişi bu konu hakkında detaylı araştırma içerisine girer. “Alzheimer ne engeller?” sorusunun net bir cevabı olmasa da önleyici birtakım faaliyetler bulunur. Bilişsel faaliyetlerin aktif olarak gerçekleştirilmesi, Alzheimer görülme riskini düşürür. Bu bağlamda kitap okuma, belleği kullanmaya yönelik aktiviteler yapma, yeni bir dil öğrenmek önleyici uygulamalar arasında yer alır. Bunların yanı sıra, tansiyon, şeker, kolesterolün düzene konulması da olası Alzheimer riskini düşürür.

Alzheimer Hastalığı ve Tedavi Yöntemleri

Yapılan onlarca araştırma ve çalışmaya rağmen bu hastalığın kesin bir tedavisi henüz bulunamamıştır. Yalnızca geliştirilen birtakım ilaç, yöntem ve metotlar hastalığın ilerleme hızını düşürebilir. Kullanılan ilaçlar ve terapiler gözlenen bazı bilişsel deformasyonların engellenmesi sağlar, fakat kesin bir tedavi biçimi henüz söz konusu değil. Alzheimer hastalığının yıkıcı etkileriyle başa çıkmada destekleyici psikoterapi seansları başarılı olabilir. Hem aileye hem hastaya, hastalıkla mücadelede farkındalık ve içgörü kazandıran psikoterapiler, meydana gelebilecek yıkıcı tutumların düzenlenmesini sağlar.

Destekleyici terapilerin yanı sıra hastalığın seyrinin yavaşlatılmasında birtakım egzersiz ve faaliyetler de faydalı olabilir. Örneğin, grupça yapılan birtakım egzersiz ve faaliyetlerin, hafif-orta düzeyde bilişsel bozuklukların önlenmesinde etkili olduğu gözlemlenmiştir. Belleğe yardımcı olan birtakım faaliyetler de hatırlama noktasında Alzheimer hastalarına yardımcı olabilir. Alışveriş listeleri, telefon numaraları, bulmacalar, çeşitli şarkılar kısa ve uzun süreli belleğin daha verimli işlenmesine olanak tanır. Bireysel önlemlerin yanı sıra profesyonel müdahaleler de Alzheimer hastalığının yıkıcı etkilerini düşürmede öncü rol oynar. Bu sebeple Alzheimer hastalığının seyir hızının düşürülmesi ve erken müdahalede bulunulmasını isteyen bireylerin semptomları gözlediği anda profesyonel destek almaları önerilir.

Alzheimer Hastalığı Hakkında Sıkça Sorulan Sorular (SSS)

Alzheimer Hastalığı Hakkında uzmanlarımıza sıkça sorulan sorulara buradan ulaşabilirsiniz.

Alzheimer ve demans arasındaki fark nedir?

Demans unutkanlık hastalığının genel bir ismidir. Alzheimer hastalığı ise demansın alt başlıklarından biridir. Her Alzheimer hastası demansa sahiptir ama her demans hastası Alzheimer’a sahip değildir, önermesi sunulabilir. Özetle demans genel bir hastalık iken Alzheimer daha spesifik bir patolojidir.

Alzheimer hastalığının tedavisi nedir?

Alzheimer, tedavisi olmayan hastalıklar arasındadır. Bu hastalık, dinamik özellikler taşıdığından tedavisi olmamasına rağmen seyri kontrol altına alınabilir. Bu sebeple Alzheimer hastalarında erken tanı, ilerleme hızını kontrol altına alabilmek adına oldukça önemlidir.

Alzheimer hastalığına eşlik eden diğer psikopatolojiler nelerdir?

Alzheimer hastalığıyla birlikte en sık gözlenen psikopatolojilerin başında yaygın anksiyete bozukluğu ve depresyon gelir.

Alzheimer nedir? Alzheimer hastalığının belirtileri nelerdir? İLKHA İlke Haber Ajansı

Alzheimer nedir? Alzheimer hastalığının belirtileri nelerdir? İLKHA İlke Haber Ajansı

Alzheimer: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Beyin hücrelerinin zamanla ölümüne bağlı olarak hafıza kaybı, bunama (demans) ve genel anlamda bilişsel fonksiyonların azalması şeklinde gelişen tıbbi durum, Alzheimer hastalığı olarak adlandırılır.

Nörolojik bir hastalık olan Alzheimer aynı zamanda en yaygın görülen demans türüdür. Hastalığın bulunduğu kişilerde beyinde beta amiloid plaklarının görülmesi söz konusudur.

Başlangıç evresinde yalnızca basit unutkanlıklarla kendini belli eden hastalık, zaman geçtikçe hastanın yakın geçmişte yaşadığı olayları unutmasına ve aile fertleri ile yakın çevresini tanıyamamasına kadar ilerleyebilir. Hastalığın daha ileri evrelerinde ise hastalar temel ihtiyaçlarını karşılamakta zorlanarak bakıma muhtaç duruma gelir.

Alzheimer nedir?

Alzheimer, yaygın görülen bir demans türü olup beyin hücrelerinin yok olmasına neden olan ilerleyici bir nörolojik hastalıktır. Düşünce, hafıza ve davranış fonksiyonlarında azalmaya neden olan bu hastalıkta belirtiler yaşla birlikte yavaş yavaş ortaya çıkar. Hastalığın ileri evrelere gelmesi yıllar sürebilir.

İlerleyici bir hastalık olması nedeniyle Alzheimer'da erken belirtiler genellikle son yaşanan olayların unutulması şeklinde görülürken birkaç yıl içerisinde bireyler günlük aktivitelerini tek başlarına gerçekleştirmekte zorlanacak hale gelebilirler.

Sosyal beceriler, davranışlar ve mantıklı düşünme yeteneği de zamanla olumsuz etkilenir. İleri evre Alzheimer hastaları çoğunlukla bir kişiyle karşılıklı olarak sohbet edebilme yeteneğini kaybeder, kendilerine yöneltilen sorulara ve çevrelerinde gelişen olaylara yanıt vermekte güçlük çekmeye başlar. Hastalık çoğunlukla 65 yaş ve üzerindeki bireyleri etkilese de daha genç başlangıçlı örneklerine de sıklıkla rastlanması nedeniyle bir yaşlılık dönemi hastalığı olarak nitelendirilemez.

Alzheimer belirtileri nelerdir?

Alzheimer hastaları, genellikle bilişsel ve davranışsal alanda performans düşüklüğü şikayetleriyle kliniklere başvurur. Hastalığın başlangıç evresine dair belirtiler daha hafif olmakla birlikte ileri evredeki hastalarda bulgular daha belirgindir.

Alzheimer başlangıcı belirtileri genellikle küçük çaplı hafıza sorunları olmakla birlikte son günlerdeki konuşmaların, yaşanan olayların unutulması, kişilerin, nesnelerin ve yerlerin isimlerinin hatırlanamaması gibi semptomları içerir. Hastalığın daha da ilerlemesi ile birlikte en yaygın şekilde görülen Alzheimer belirtileri şunlardır:

-Kişinin bulunduğu ortama adapte olmakta zorlanması

-Kişinin iyi bildiği yerlerde kaybolması

-Konuşma ve dil becerilerine ilişkin sorunlar

-Saldırganlık, aile ve arkadaşlarından olağan dışı taleplerde bulunma, çevreye karşı şüphe duyma gibi kişilik bozukluklarının gelişimi

-Halüsinasyon ve sanrılar

-Motivasyon ve öz saygı düşüklüğü

-Kişilerin günlük aktivitelerini yardımsız yapmakta zorluk çekmesi

-Kişinin hatırlayamadığı olayları inkâr etmesi

-Kaygı ve depresyon

Bu belirtiler, genellikle hastalığın ilk olarak teşhis edildiği dönemde sıklıkla görülen semptomlardır. Hastalığın ilerlemesiyle birlikte bu belirtiler şiddetini artırarak hastanın aile bireylerini tanıyamaması, yakın geçmişini tamamen unutması ve kendini dahi tanımakta güçlük çekmesi gibi çok daha ileri boyutlara ulaşır. Bu durumda hastalar genellikle günlük yaşamlarını devam ettirebilmeleri için bir bakıcıya muhtaç hale gelir.

Alzheimer nedenleri nelerdir?

Hastalığın gelişim nedeni henüz kesin olarak belirlenebilmiş değildir. Bununla birlikte hastalığın ortaya çıkışında risk faktörü olarak değerlendirilen olası nedenler şu şekildedir:

-Ailede Alzheimer öyküsünün bulunması

-Down sendromlu olmak

-Geçmişte yaşanan kafa travmaları

-Uyku düzeni bozuklukları

-Yetersiz fiziksel aktivite

-Sigara kullanmak veya sürekli olarak sigara dumanına maruz kalmak

-Yüksek tansiyon ve yüksek kolesterol

-Kötü kontrollü tip 2 diyabet hastalığına sahip olmak

-Yetersiz, dengesiz ve sağlıksız beslenmek

Alzheimer hastalığının iki farklı cinsiyetteki görülme sıklığını araştıran çalışmalara bakıldığında kadın cinsiyette Alzheimer hastalığının görülme sıklığının erkek cinsiyete oranla hafif düzeyde daha yüksek olduğu görülür.

Hastalığın gelişiminde risk faktörü olarak değerlendirilen yukarıdaki nedenlerin haricinde Alzheimer hastaları üzerinde yapılan beyin dokusu incelemelerinde ölen beyin hücrelerinin çevresinde görülen beta amiloid plaklarına rastlanır.

Alzheimer teşhisi nasıl konulur?

Alzheimer hastalığının teşhisine yönelik net olarak bilgi verebilen bir ayırıcı tanı testi bulunmaz. Dolayısıyla hastalığın teşhisinde pek çok tıbbi tanı testi bir arada değerlendirilir.

Hastalığa ilişkin belirtilerle sağlık kuruluşlarına başvuran hastalar nöroloji kliniklerine yönlendirilir. Nöroloji uzmanları tarafından öncelikli olarak hastanın detaylı şekilde öyküsü alınır. Bu aşamada hastanın yanı sıra ailesi veya yakın çevresine de bazı soruların yöneltilmesi gerekebilir.

Tıbbi öykünün alınmasından sonra hastalarda nörolojik işlevler, denge, duyu, davranış, hafıza ve refleksleri ölçen çeşitli taramalar yapılır. Tanının desteklenmesi ve benzer hastalıkların varlığına ilişkin olasılıkların ekarte edilmesine yönelik olarak kan testleri, ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntülemesi (MR) gibi uygulamalar ve depresyonun araştırılmasına yönelik kişilik taraması testleri de uygulanabilir.

Alzheimer hastalığı bazı genetik hastalıklarla benzer belirtiler gösterebildiğinden bu hastalıkların araştırılması amacıyla gen taramalarının da uygulanması gerekebilir.

Yapılan tüm bu tanı testlerinin sonucunda Alzheimer hastalığına yönelik şüpheleri artırıcı bulguların elde edilmesi durumunda Alzheimer testi olarak da bilinen bilişsel fonksiyonların değerlendirilmesine yönelik testler de yapıldıktan sonra hekim tarafından hastalığın kesin teşhisi konulabilir.

Alzheimer tedavisi nasıl yapılır?

Alzheimer hastalığını işaret eden yukarıdaki belirtileri yaşayan kişiler vakit kaybetmeksizin bir sağlık kuruluşuna başvurmalıdır.

Hekim tarafından yapılacak değerlendirmeler sonucunda Alzheimer teşhisi alan hastalarda tedavi süreci hastanın yaşı, hastalığın ilerlemişlik düzeyi ve eşlik eden diğer hastalıklar da göz önünde bulundurularak kişiye özgü olarak planlanır.

Alzheimer hastalığının bilinen kesin bir tedavi yöntemi yoktur. Fakat bazı uygulamalar ile hastalığın hastada oluşturduğu semptomların azaltılması veya ortadan kaldırılması ve hastalığın ilerleyişinin yavaşlatılması mümkündür.

Alzheimer hastalarının ev ortamında gerekli düzenlemeler yapılmalı ve özellikle de yalnız yaşamak zorunda olan hastalar için evde unutkanlığı önleyici ve hatırlamayı kolaylaştırıcı önlemler alınmalıdır. Bunlar evin belirli yerlerine asılacak notlar veya dikkat çekici işaretler olabilir.

Bilişsel stimülasyon terapileri gibi bireysel veya toplu olarak uygulanabilen psikiyatrik terapiler hafızanın güçlendirilmesine, problem çözme ve dil becerilerinin korunabilmesine katkıda bulunabilir. Hastalığa ilişkin semptomların azaltılması ve yaşam kalitesinin artırılması amacıyla hekim tarafından birtakım ilaçların kullanımı önerilebilir.

Bu ilaçlar direkt olarak hastalığa yönelik tedavi aracı olmayıp semptomatik tedavinin bir parçası olarak değerlendirilebilir.

Ailesinde Alzheimer öyküsü bulunan fakat henüz hastalığa ilişkin bir teşhis almamış bireylerde hastalığın kesin oluşum nedeni bilinemediğinden yalnızca risk faktörlerinin ortadan kaldırılmasına yönelik önlemler alınabilir. Bunlar sigara kullanımından kaçınmak, hareketli yaşam tarzını benimsemek ve sağlıklı beslenmek gibi önlemlerdir.

Ayrıca bu bireylerin Alzheimer hastalığına ve hastalığı işaret eden belirtilere ilişkin farkındalık sahibi olmaları sağlanmalıdır. (İLKHA)

YASAL UYARI: Yayınlanan yazılı haber, fotoğraf ve videonun tüm hakları İlke Haber Ajansı Basın Yayın San. Tic. A.Ş.'ye aittir. Hiçbir surette haber, fotoğraf ve videonun tamamı veya bir kısmı yazılı sözleşme yapılmadan veya abone olmadan kullanılamaz.

"
Alzheimer Hastalığının Kesin Tedavisi Var Mı? Uzm. Dr. Süreyya ATAUS

Alzheimer Hastalığının Kesin Tedavisi Var Mı? Uzm. Dr. Süreyya ATAUS

Alzheimer Hastalığının Kesin Tedavisi Var Mı?

Alzheimer hafıza ve düşünme becerisini etkileyen nörolojik bir hastalıktır. Alzheimer hastalığının şu anda kesin tedavisi olmasa da süreci yavaşlatan ve hastaların yaşam konforunu arttıran tedaviler bulunmaktadır.

İnsanın hafızasını çalan ve demans türlerinden biri olan alzheimer düşünmeyi, hareketleri etkilemektedir. Demans, hafızayı, hatırlamayı, net düşünmeyi, karar yetinizi duygularınızı kontrol etmeyi zorlaştıran beyin bozukluğunun adıdır. Alzheimer de bu gruptaki hastalıklardandır.

Alzheimer Tedavi Edilebilir mi?

Henüz kesin tedavisi olmamakla birlikte hastanın yaşam kalitesini arttırmak için bazı tedavi yöntemleri uygulanmaktadır. Farmakolojik ve farmakolojik olmayan yaklaşımlar şeklinde uygulanan tedavi yöntemleri vardır.

Farmakolojik tedavi, hastalık seyrini yavaşlatmaya yönelik tedavidir. İlaç tedavisi ile belirtileri azaltarak yaşam kalitesini arttırmaktır. (1)

Farmakolojik olmayan yaklaşımlar ise dans, masaj, müzik, sanat gibi etkinliklerle uygulanan tedavi yöntemidir. Egzersiz, düzenli yapılan yürüyüş, aerobik gibi sporlar bilişsel fonksiyonları geliştirmeye ve dengeyi desteklemeye yardımcı olmaktadır. (2)

Günümüzde en gelişmiş ve çağdaş tedavi yöntemi TPS Yöntemi ile Alzaymır tedavisidir. %100 tedavi edici bir yöntem değildir. Ancak kullanılan gelişmiş cihazlarla beyne sinyal gönderilerek hastalığın ilerlemesi durdurulur, hastalığın olumsuz etkilerinde gerileme görülür ve hastalar gündelik hayatını devam ettirme konusunda olumlu gelişmeler gösterir.

Alzheimer’den Korunmak İçin Ne Yapılmalı?

Kardiyovasküler hastalık riskini azaltarak alzheimer’dan da korunabilirsiniz. Bunun için ise sigarayı bırakmak, alkol tüketimini azaltmak veya hiç tüketmemek, dengeli ve sağlıklı beslenmek, egzersiz yapmak sizi bu hastalıklardan korunmaya yardımcı olacaktır.

Zihinsel ve sosyal aktiflik önemli, aktif bir yaşam, yeni bir dil öğrenme, düzenli kitap okuma, yeni aktiviteler hobiler edinme, müzik enstrümanları çalmak Alzheimer’dan korunmaya yardımcı olmaktadır.

Alzheimer Belirtileri Nedir?

Yaşlanma ile hastalığın görülme sıklığı artan, genetik faktörlerin de etkili olduğu belirtilmiştir. En önemli belirtileri arasında bellek bozukluğudur. Hastalık ilerledikçe yeni bilginin öğrenilmesinde güçlük, eşyaların yerini karıştırmak, unutmak gibi belirtilerde ortaya çıkmaktadır.

İlk evre, orta ve ileri evre olarak sınıflandırılmaktadır. İleri evrede hastalar gittikçe ağırlaşmaktadır. En basit günlük yaşam aktivitelerini dahi yapmakta zorlanmaktadırlar. Beslenmelerine kadar tamamen bağımlı hale gelinen bu dönemde zihinsel işlevlerde en alt seviyede olmaktadır. (3)

Alzheimer Nedenleri Nedir?

Alzheimer hastalığı uzun bir zaman sürecinde başlar ve sessiz bir şekilde ilerlemektedir. Beyin fonksiyonlarında değişiklikler örneğin unutkanlık, eşyaların yerini karıştırma gibi durumlar en önemlileri arasındadır.

Erken yaşta gelişen bir Alzheimer hastalığınız varsa genetik faktörlerin etkisi büyük oranda hissedilmektedir. Diğer bir neden ise yaşlanma ile ortaya çıkmaktadır. 65 yaş sonrasında hastalığın görülme sıklığı artmaktadır.

Önlenebilir nedenler arasında ise hareketsiz yaşam, kötü beslenme, sigara kullanımı sayılabilir.

Kaynakça:

1.Yüksel, N. (2000). Alzheimer hastalığının ilaçla tedavisi. Klinik Psikiyatri, 3, 137-141.

2.KELEŞ, E., & ÖZALEVLİ, S. (2018). Alzheimer hastalığı ve tedavi yaklaşımları. İzmir Kâtip Çelebi Üniversitesi Sağlık Bilimleri Fakültesi Dergisi, 3(2), 39-42.

3.YAZICI, T. G., & ŞAHİN, H. A. (2010). Alzheimer Hastalığı. Klinik Gelişim Dergisi, 23(1).

Mayeux, R., & Sano, M. (1999). Treatment of Alzheimer’s disease. New England Journal of Medicine, 341(22), 1670-1679.

1963 Yılında İstanbul’un Beykoz ilçesinde hayata merhaba diyen Uzm. Dr. Süreyya ATAUS, eğitimini 1980-1986 yıllarında İstanbul Üniversitesi Cerrahpaşa Tıp Fakültesinde tamamlamıştır. Nöroloji uzmanlık eğitimini ise Akdeniz Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji A.B.D’da 1999 yılında tamamlamıştır. Nöroloji doktoru Uzm. Dr. Süreyya ATAUS Kadıköy, Bağdat caddesinde hasta kabulüne devam etmektedir.

"