Parkinson Hastalığı Tedavisi Doktoru Ankara - Ankara Nöroloji Profesörü

Parkinson Hastalığı Tedavisi Doktoru Ankara - Ankara Nöroloji Profesörü

Parkinson Hastalığı Tedavisi Doktoru Ankara

Parkinson, beynin bir bölgesini etkileyen ve kronik bir hastalıktır, genellikle 65 yaş üzerinde görülen parkinson, beyinde dopamin isimli bir molekülü üreten nöronların kaybıyla izleniyor. Belirtileri arasında hareketlerde yavaşlama, kaslarda sertlik ve gerginlik, kolların yürürken görülen serbest hareketlerinde azalma ve titreme olan hastalıkta yaş ilerledikçe görülme sıklığı da artıyor.

Ankara Parkinson hastalığı tedavisinde ana prensibin hastanın toplum içinde kendini iyi hissetmesi ve günlük yaşam aktivitelerini yardıma ihtiyaç duymadan ve zorlanmadan gerçekleştirebilmesi ve hasta ilaç tedavisinin yanı sıra egzersiz programlarını da aksatmamalıdır. Egzersiz programlarıyla hastalık sürecinde sık görülen mesane bağırsak problemleri önlenebilir.

Kadın ve erkekleri eşit oranda etkilemekle birlikte erkeklerde görülme sıklığı biraz daha fazladır. Nadiren 50 yaş altındakilerde de gözlenebilir. Parkinson genellikle genetik geçişli değildir, herkesi etkileyebilir. Ancak 50 yaşından önce bu hastalığın ortaya çıktığı kişilerin küçük bir kısmında genetik faktörler önemli olabilir.

Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?

Parkinson hastalığında hareketlerde yavaşlama, kaslarda sertlik ve gerginlik, kolların yürürken görülen serbest hareketlerinde azalma ve titreme görülür. Bu yakınmalar zaman içinde yavaşça artar. Yakınmaların artışı birçok hastalıkta olduğu gibi kişiden kişiye değişir. Günlük yaşamını etkileyecek düzeyde kötüleşme uzun yıllar sürebilir. Hastalığın başlangıç döneminde vücudun bir yarısı daha belirgin olarak etkilenir.

ÇALIŞMA SAATLERİ Pazartesi-Perşembe14:00 – 19:00Cuma-Cumartesi-PazarKapalı +90 (312) 441 55 11 +90 (552) 445 55 11 MUAYENEHANE

Cinnah Caddesi No:55/11 Çankaya / Ankara

Parkinson hastalığının belirtileri beyinde tutulan bölgeye göre farklılık gösterebilir:

Yüzde ifadede azalma, göz kırpmada azalma görülür. İnce hareketlerde bozulma, özellikle ayakkabı bağlamakta veya düğme iliklemekte güçlük olabilir. Dengesizlik ve sık sık düşmeler olmaya başlar. Konuşma yavaş ve tekdüze hale gelir. Yutma güçlüğü zorlaşır ve ağız kenarından salya akmaya başlar. Ayrıca bazı hastalarda zaman ilerledikçe kabızlık, idrar kaçırma, hayal görme, aşırı terleme, cinsel sorunlar, koku alma bozukluğu, uyku bozukluğu, kilo kaybı, ağrı, depresif ve kaygılı ruh hali gelişebilir. Zaman zaman bazı hastalarda davranış bozuklukları görülmeye başlar, aşırı kumar oynama isteği, aşırı yemek yeme gibi. Ankara Parkinson hastalığı tedavisi nasıl yapılıyor?

Parkinson hastalığının uzun süreli, yavaş ilerleyici bir hastalık olması nedeniyle tedavisinde hastanın ve ailesinin hekimle uzun yıllar işbirliği yapması gerekir. Beraber gösterilecek çaba hem hastanın kendisini rahatsız eden belirtilerin kontrolünü hem de hastanın daha iyi bir yaşam düzeyine kavuşmasını sağlayacaktır. İlk dönemlerde kullanılacak ilaç, hastanın klinik özelliklerine bağlı olarak tespit edilir.

Hastalığın ilerlemesi durumunda birkaç ilaç tedavi amacı ile bir arada kullanılabilir. Ayrıca bu konuda deneyimli hemşireler, fizyoterapistler, uğraşı tedavisi uygulayıcıları, konuşma terapistleri, diyetisyenler ve psikologlar tedavi sürecine katkı sağlar. Tedaviye dirençli tremor veya kasılmalar varsa derin beyin uyarımı adı altında anılan pil ile periyodik uyarım sağlanarak veya cerrahi tedavi söz konusu olabilir.

Egzersizle depresyonun önüne geçilebiliyor.

Egzersizin faydaları saymakla bitmiyor. Hastalığın seyrinde sıklıkla görülen mesane bağırsak problemleri yani kabızlık egzersiz ile giderilebilir. Yine egzersizle vücudun doğal olarak sahip olduğu endorfin dediğimiz hormon düzeyleri artırılarak, hastalıkta gördüğümüz depresyon, iç sıkıntısı, hayattan kopma gibi hal ve durumlar da düzeltilebilir. Hastalarda kuvvet kaybı kaçınılmaz olduğu için bu hastalara mutlaka kuvvetlendirme egzersizleri verilmelidir.

Parkinson Hastalığı Nasıl Seyreder?

Parkinson hastalığı, beyin ve sinir dokularında bulunan dopamin üretimi azalması sonucu oluşan kronik bir sağlık durumudur. Bu durum, vücutta hareketleri kontrol eden sinir hücrelerinin ölümüne neden olur ve bu da hareketlerde güçlük, yavaşlık ve titreme gibi belirtilerin ortaya çıkmasına neden olur. Parkinson hastalığı genellikle yaşlılık döneminde görülür, ancak herhangi bir yaşta ortaya çıkabilir.

Parkinson Hastalığı Durdurulabilir Mi?

Parkinson hastalığı tamamen durdurulamamaktadır. Parkinson hastalığının seyrini yavaşlatmak ve belirtilerin azaltılması mümkündür, ancak bu hastalık kalıcı bir durumdur ve ilerleyen zamanda belirtiler tekrar ortaya çıkabilir.

Ankara Parkinson hastalığının tedavi seçenekleri arasında ilaçlar, fizik tedavi ve cerrahi gibi yöntemler bulunur. Bu yöntemler, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya ve yaşam kalitesini iyileştirmeye yardımcı olur.

Parkinson Hastası Araba Sürebilir Mi?

Genel olarak, Parkinson hastası bir kişinin araba sürebilmesi için aşağıdaki koşulların sağlanması gerekir:

Hastanın Parkinson hastalığının belirtileri kontrol altında tutulmalıdır. Özellikle, titreme ve hareketlerde yavaşlık gibi belirtilerin etkisi azaltılmalıdır. Hastanın Parkinson hastalığının belirtilerine göre araba sürebilme yetisi değerlendirilmelidir. Örneğin, hastanın araba sürebilme yetisi hareketsiz kalınırken daha az olabilir. "
Parkinson Hastalığında Premotor ve Öncül Belirtiler | Makale | Türkiye Klinikleri

Parkinson Hastalığında Premotor ve Öncül Belirtiler | Makale | Türkiye Klinikleri

Parkinson Hastalığı


Bu eser Creative Commons Atıf-GayriTicari-Türetilemez 4.0 Uluslararası Lisansı ile lisanslanmıştır.

Parkinson Hastalığında Premotor ve Öncül Belirtiler Premotor and Prodromal Symptoms in Parkinson's Disease

Ahmet ACARER a , Şükrü Hakan KALEAĞASI b
a Ege Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji ABD, İzmir, TÜRKİYE
b Mersin Üniversitesi Tıp Fakültesi, Nöroloji ABD, Mersin, TÜRKİYE

Acaerer A, Kaleağası ŞH. Parkinson hastalığında premotor ve öncül belirtiler. Özer FF, editör. Parkinson Hastalığı. 1. Baskı. Ankara: Türkiye Klinikleri, 2021. p.15-7.

Makale Dili: TR

Ücretsiz Erişim

ÖZET
Parkinson hastalığı (PH) ikinci en sık görülen nörodejeneratif hastalıktır. Tanı konulduğunda hastaların substantia nigradaki dopaminerjik nöronlarının %50-60'ını kaybettikleri patoloji çalışmaları ile gösterilmiştir. Braak'ın çalışması PH patogenezinin periferik otonom sinir sisteminden başladığı, kaudorostral bir yayılım ile santral sinir sisteminde yayıldığını göstermiştir. LRRK2 gen taşıyıcısı hasta adaylarının hastalık bulgularını geliştirmeden önce bazı non-motor belirtiler gösterdikleri saptanmıştır. Bu verilere dayanarak Movement Disorder Society (MDS) tarafından prodromal PH araştırma kriterleri geliştirilmiştir. Hiposmi, konstipasyon, REM uykusu davranış bozukluğu (RDB), gündüz aşırı uykululuk (GAU), depresyon/anksiyete, global bilişsel defisit (GBD), ortostatik hipotansiyon (OH), erektil disfonksiyon (ED), üriner disfonksiyon (ÜD) kabul görmüş öncül bulgulardır. İleriki yıllarda elimizde PH'nı önleyici ve/veya yavaşlatıcı tedaviler kullanılabilir olduğunda bu evredeki hastaları tanıyabilmek önem kazanacaktır. Yine hastalığın seyrini değiştirebilecek ilaçlarla ilgili çalışmalar için hasta bulmak ve klinik tanı öncesinde hastalığın patogenezini anlamak açısından bu evreyi tanımak önem taşımaktadır.

Anahtar Kelimeler: Parkinson hastalığı, öncül belirtiler, tanı

ABSTRACT
Parkinson's disease (PD) is the second most common neurodegenerative disease. Pathology studies have shown that patients lose 50-60% of their dopaminergic neurons in the substantia nigra when the disease is diagnosed. Braak's study has shown that the pathogenesis of PH begins in the peripheral autonomic nervous system and spreads to the central nervous system with a caudo-rostral spread. It has been determined that LRRK2 gene carrier patient candidates show some non-motor symptoms before developing disease symptoms. Based on these data, the Movement Disorder Society (MDS) developed the search criteria for prodromal PH. Hyposmia, constipation, REM sleep behavior disorder (RBD), excessive daytime sleepiness (GAU), depression/anxiety, global cognitive deficit (GBD), orthostatic hypotension (OH), erectile dysfunction (ED), urinary dysfunction (UD) are the recognized precursor findings. In the next years, when preventive and/or slowing treatments for PH will be available, it will be important to be able to recognize patients at this stage. Again, it is important to recognize this stage in order to find patients for drug studies that can change the course of the disease and to understand the pathogenesis of the disease before clinical diagnosis.

Keywords: Parkinson's disease, prodromal symptoms, diagnosis

.: Güncel .: İşlem Listesi İletişim Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. .: Adres

Türkocağı Caddesi No:30 06520 Balgat / ANKARA
Telefon: +90 312 286 56 56
Faks: +90 312 220 04 70
E-posta: info@turkiyeklinikleri.com

.: Yazı İşleri Servisi Telefon: +90 312 286 56 56/ 2
E-posta: yaziisleri@turkiyeklinikleri.com .: İngilizce Dil Redaksiyonu Telefon: +90 312 286 56 56/ 145
E-posta: tkyayindestek@turkiyeklinikleri.com .: Reklam Servisi Telefon: +90 312 286 56 56/ 142
E-posta: reklam@turkiyeklinikleri.com .: Abone ve Halkla İlişkiler Servisi Telefon: +90 312 286 56 56/ 118
E-posta: abone@turkiyeklinikleri.com .: Müşteri Hizmetleri Telefon: +90 312 286 56 56/ 118
E-posta: satisdestek@turkiyeklinikleri.com

1. KULLANIM KOŞULLARI

1.1. http://www.turkiyeklinikleri.com alan adından veya bu alan adına bağlı alt alan adlarından ulaşılan internet sayfalarını (Hepsi birden kısaca "SİTE" olarak anılacaktır) kullanmak için lütfen aşağıda yazılı koşulları okuyunuz. Bu koşulları kabul etmediğiniz takdirde "SİTE"yi kullanmaktan vazgeçiniz. "SİTE" sahibi bu "SİTE"de yer alan veya alacak olan bilgileri, formları, içeriği, "SİTE"'yi, "SİTE" kullanma koşullarını dilediği zaman değiştirme hakkını saklı tutmaktadır.

1.2. Bu "SİTE"'nin sahibi Türkocağı cad. No:30, 06520 Balgat Ankara adresinde ikamet eden Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'dir (bundan böyle kısaca "Türkiye Klinikleri" olarak anılacaktır). "SİTE"'de sunulan hizmetler "Türkiye Klinikleri" tarafından sağlanmaktadır.

1.3. Bu "SİTE"'de sunulan hizmetlerden belirli bir bedel ödeyerek ya da bedelsiz olarak yararlananlar veya herhangi bir şekilde "SİTE"ye erişim sağlayan her gerçek ve tüzel kişi aşağıdaki kullanım koşullarını kabul etmiş sayılmaktadır. İşbu sözleşme içinde belirtilen koşulları "Türkiye Klinikleri" dilediği zaman değiştirebilir. Bu değişiklikler periyodik olarak "SİTE"'da yayınlanacak ve yayınlandığı tarihte geçerli olacaktır. "Türkiye Klinikleri" tarafından işbu sözleşme hükümlerinde yapılan her değişikliği "SİTE" hizmetlerinden yararlanan ve "SİTE"ye erişim sağlayan her gerçek ve tüzel kişi önceden kabul etmiş sayılmaktadır.

1.4. İşbu "SİTE Kullanım Koşulları" 30.03.2014 tarihinde en son değişiklik yapılarak ve web sitesi üzerinden yayınlanarak, "SİTE"yi kullanan her kişi tarafından erişimi mümkün kılınıp yürürlülüğe konmuştur. İşbu "SİTE Kullanım Koşulları" ayrıca, "Türkiye Klinikleri" hizmetlerinden belli bir bedel ödeyerek veya ödemeden yararlanacak olan kullanıcılarla yapılmış ve/veya yapılacak olan her türlü "KULLANICI Sözleşmesi"nin de ayrılmaz bir parçasıdır.

2.1. "SİTE" : "Türkiye Klinikleri" tarafından belirlenen çerçeve içerisinde çeşitli hizmetlerin ve içeriklerin sunulduğu çevrimiçi (on-line) ortamdan http://www.turkiyeklinikleri.com alan adından ve/veya bu alan adına bağlı alt alan adlarından erişimi mümkün olan web sitesi.

2.2. KULLANICI : "SİTE"ye çevrimiçi (on-line) ortamdan erişen her gerçek ve tüzel kişi.

2.3. LİNK : "SİTE" üzerinden bir başka web sitesine, dosyalara, içeriğe veya başka bir web sitesinden "SİTE"ye, dosyalara ve içeriğe erişimi mümkün kılan bağlantı.

2.4. İÇERİK : "Türkiye Klinikleri" "SİTE"yi ve /veya herhangi bir web sitesinden yayınlanan veya erişimi mümkün olan her türlü bilgi, dosya, resim, rakam, fiyat v.b görsel, yazınsal ve işitsel imgeler.

2.5. "KULLANICI SÖZLEŞMESİ" : "Türkiye Klinikleri"nin sunacağı özel nitelikteki hizmetlerden yararlanacak olan gerçek ve/veya tüzel kişilerle "Türkiye Klinikleri" arasında elektronik ortamda akdedilen sözleşme.

3. HİZMETLERİN KAPSAMI

3.1. "Türkiye Klinikleri", "SİTE" üzerinden sunacağı hizmetlerin kapsamını ve niteliğini belirlemekte tamamen serbesttir.

3.2. "Türkiye Klinikleri" "SİTE" bünyesinde sunulacak servislerden yararlanabilmek için, "KULLANICI"nın "Türkiye Klinikleri" tarafından belirlenecek özellikleri taşıması gereklidir. "Türkiye Klinikleri", bu gerekliliği tek taraflı olarak dilediği zaman değiştirebilir.

3.3. "Türkiye Klinikleri"nin "SİTE" üzerinden belirli bir ücret karşılığı veya ücretsiz olarak vereceği hizmetler sınırlı sayıda olmamak üzere,

- Sağlık sektörüne yönelik bilimsel makaleler, kitaplar ve bilgilendirici yayınları sağlamak.

- - Bilimsel dergilere yönelik makale hazırlama aşamasında biçimsel, istatistikî ve editöryal destek sağlamak.

4. GENEL HÜKÜMLER

4.1. "Türkiye Klinikleri", "SİTE" dâhilinde erişime açtığı hizmetler ve içeriklerden hangisinin ücrete tabi olacağını belirlemekte tamamen serbesttir.

4.2. " Türkiye Klinikleri"'nin sunduğu hizmetlerden yararlananlar ve siteyi kullananlar, yalnızca hukuka uygun ve şahsi amaçlarla "SİTE" üzerinde işlem yapabilirler. Kullanıcıların, "SİTE" dâhilinde yaptığı her işlem ve eylemdeki hukuki ve cezai sorumluluk kendilerine aittir. Her KULLANICI, "Türkiye Klinikleri"nin ve/veya başka bir üçüncü şahsın haklarına tecavüz teşkil edecek nitelikteki herhangi bir iş ve eylemde bulunmayacağını, yazılı, görsel ve işitsel bilgileri açıklamayacağını, "Türkiye Klinikleri"ne açıkladığı ve/veya "SİTE"ye gönderdiği her türlü yazılı, görsel ve işitsel bilginin "Türkiye Klinikleri"ne açıkladığı ve/veya "SİTE"ye gönderdiği sırada her türlü biçimde kullanılması, işlenmesi, saklanması, açıklanması ve üçüncü kişilere karşı ifşa edilmesi konusunda münhasır hak sahibi olduğunu kabul, beyan ve taahhüt eder. "KULLANICI" "SİTE" dâhilinde bulunan resimleri, metinleri, görsel ve işitsel imgeleri, video klipleri, dosyaları, veritabanları, katalogları ve listeleri çoğaltmayacağı, kopyalamayacağı, dağıtmayacağı, işlemeyeceğini, gerek bu eylemleri ile gerekse de başka yollarla "Türkiye Klinikleri" ile doğrudan ve/veya dolaylı olarak rekabete girmeyeceğini kabul ve taahhüt etmektedir.

4.3. "SİTE" dâhilinde üçüncü kişiler tarafından sağlanan hizmetlerden ve yayınlanan içeriklerden dolayı "Türkiye Klinikleri"nin, işbirliği içinde bulunduğu kurumların, "Türkiye Klinikleri" çalışanlarının ve yöneticilerinin, "Türkiye Klinikleri" yetkili satıcılarının sorumluluğu bulunmamaktadır. Herhangi bir üçüncü kişi tarafından sağlanan ve yayınlanan bilgilerin, içeriklerin, görsel ve işitsel imgelerin doğruluğu ve hukuka uygunluğunun taahhüdü bütünüyle bu eylemleri gerçekleştiren üçüncü kişilerin sorumluluğundadır. "Türkiye Klinikleri", üçüncü kişiler tarafından sağlanan hizmetlerin ve içeriklerin güvenliğini, doğruluğunu ve hukuka uygunluğunu taahhüt ve garanti etmemektedir.

4.4. "KULLANICI"lar, "SİTE"yi kullanarak, "Türkiye Klinikleri"nin, diğer "KULLANICI"ların ve üçüncü kişilerin aleyhine hiçbir faaliyette bulunamazlar. "KULLANICI"ların işbu "SİTE Kullanım Koşulları" hükümlerine ve hukuka aykırı olarak gerçekleştirdikleri "SİTE" üzerindeki faaliyetler nedeniyle üçüncü kişilerin uğradıkları veya uğrayabilecekleri zararlardan dolayı "Türkiye Klinikleri"nin doğrudan ve/veya dolaylı hiçbir sorumluluğu yoktur.

4.5. "KULLANICI"lar, "SİTE" dâhilinde kendileri tarafından sağlanan bilgilerin ve içeriklerin doğru ve hukuka uygun olduğunu kabul ve taahhüt etmektedirler. "Türkiye Klinikleri", "KULLANICI"lar tarafından "Türkiye Klinikleri"ne iletilen veya "SİTE" üzerinden kendileri tarafından yüklenen, değiştirilen ve sağlanan bilgilerin ve içeriklerin doğruluğunu araştırma, bu bilgi ve içeriklerin güvenli, doğru ve hukuka uygun olduğunu taahhüt ve garanti etmekle yükümlü ve sorumlu değildir.

4.6. "KULLANICI"lar, "SİTE" dâhilinde Türk Ticaret Kanunu hükümleri uyarınca haksız rekabete yol açacak faaliyetlerde bulunmayacağını, "Türkiye Klinikleri"nin ve üçüncü kişilerin şahsi ve ticari itibarı sarsacak, kişilik haklarına tecavüz ve taarruz edecek fiilleri gerçekleştirmeyeceğini kabul ve taahhüt etmektedir.

4.7. "Türkiye Klinikleri", "SİTE" dâhilinde sunulan hizmetleri ve içerikleri her zaman değiştirebilme hakkını saklı tutmaktadır. "Türkiye Klinikleri", bu hakkını hiçbir bildirimde bulunmadan ve önel vermeden kullanabilir. "KULLANICI"lar, "Türkiye Klinikleri"nin talep ettiği değişiklik ve/veya düzeltmeleri ivedi olarak yerine getirmek zorundadırlar. "Türkiye Klinikleri" tarafından talep edilen değişiklik ve/veya düzeltme istekleri gerekli görüldüğü takdirde "Türkiye Klinikleri" tarafından yapılabilir. "Türkiye Klinikleri" tarafından talep edilen değişiklik ve/veya düzeltme taleplerinin, "KULLANICI"lar tarafından zamanında yerine getirilmemesi sebebiyle doğan veya doğabilecek zararlar, hukuki ve cezai sorumluluklar tamamen kullanıcılara aittir.

4.8. "SİTE" üzerinden, "Türkiye Klinikleri"nin kendi kontrolünde olmayan ve başkaca üçüncü kişilerin sahip olduğu ve işlettiği başka web sitelerine ve/veya "İÇERİK"lere ve/veya dosyalara link verebilir. Bu link'ler sadece referans kolaylığı nedeniyle sağlanmış olup ilgili web sitesini veya işleten kişiyi desteklemek amacıyla veya web sitesi veya içerdiği bilgilere yönelik herhangi bir türde bir beyan veya garanti niteliği taşımamaktadır. "SİTE" üzerindeki linkler vasıtasıyla erişilen web siteleri, dosyalar ve içerikler, bu linkler vasıtasıyla erişilen web sitelerinden sunulan hizmetler veya ürünler veya bunların içeriği hakkında "Türkiye Klinikleri"nin herhangi bir sorumluluğu yoktur.

4.9. "Türkiye Klinikleri", "SİTE" üzerinden "KULLANICILAR" tarafından kendisine iletilen bilgileri "Gizlilik Politikası" ve "KULLANICI Sözleşmesi" hükümleri doğrultusunda kullanabilir. Bu bilgileri işleyebilir, bir veritabanı üzerinde tasnif edip muhafaza edebilir. "Türkiye Klinikleri" aynı zamanda, KULLANICI veya ziyaret edenin kimliği, adresi, elektronik posta adresi, telefonu, IP adresi, "SİTE"nin hangi bölümlerini ziyaret ettiği, domain tipi, tarayıcı (browser) tipi, tarih ve saat gibi bilgileri de istatistiki değerlendirme ve kişiye yönelik hizmetler sunma gibi amaçlarla kullanabilir.

5. FİKRİ MÜLKİYET HAKLARI

5.1. Bu "SİTE" dâhilinde erişilen veya hukuka uygun olarak kullanıcılar tarafından sağlanan bilgiler ve bu "SİTE"nin (sınırlı olmamak kaydıyla tasarım, metin, imge, html kodu ve diğer kodlar) tüm elemanları (Hepsi birden "Türkiye Klinikleri"nin telif haklarına tabi çalışmaları olarak anılacaktır) "Türkiye Klinikleri"ne aittir. Kullanıcılar, "Türkiye Klinikleri" hizmetlerini, "Türkiye Klinikleri" bilgilerini ve "Türkiye Klinikleri"nin telif haklarına tabi çalışmalarını yeniden satmak, işlemek, paylaşmak, dağıtmak, sergilemek veya başkasının "Türkiye Klinikleri"nin hizmetlerine erişmesi veya kullanmasına izin vermek hakkına sahip değildirler. İşbu "SİTE Kullanım Koşulları" dâhilinde "Türkiye Klinikleri" tarafından sarahaten izin verilen durumlar haricinde "Türkiye Klinikleri"nin telif haklarına tabi çalışmalarını çoğaltamaz, işleyemez, dağıtamaz veya bunlardan türemiş çalışmalar yapamaz veya hazırlayamaz.

5.2. İşbu "SİTE Kullanım Koşulları" dâhilinde "Türkiye Klinikleri" tarafından sarahaten yetki verilmediği hallerde "Türkiye Klinikleri", "Türkiye Klinikleri" hizmetleri, "Türkiye Klinikleri" bilgileri , "Türkiye Klinikleri" telif haklarına tabi çalışmaları, "Türkiye Klinikleri" ticari markaları, "Türkiye Klinikleri" ticari görünümü veya bu SİTE vasıtasıyla sağladığı başkaca varlık ve bilgilere yönelik tüm haklarını saklı tutmaktadır.

6. SİTE KULLANIM KOŞULLARINDA DEĞİŞİKLİKLER

"Türkiye Klinikleri", tamamen kendi takdirine bağlı olarak işbu "SİTE Kullanım Koşulları"nı herhangi bir zamanda "SİTE"'da ilan ederek değiştirebilir. İşbu "SİTE Kullanım Koşulları"nın değişen hükümleri, ilan edildikleri tarihte geçerlilik kazanacaktır. İşbu "SİTE Kullanım Koşulları" kullanıcının tek taraflı beyanları ile değiştirilemez.

7. MUCBİR SEBEPLER

Hukuken mücbir sebep sayılan tüm durumlarda, "Türkiye Klinikleri" işbu "SİTE Kullanım Koşulları", gizlilik politikası ve "KULLANICI Sözleşmesi"nden herhangi birini geç ifa etme veya ifa etmeme nedeniyle yükümlü değildir. Bu ve bunun gibi durumlar, "Türkiye Klinikleri" açısından, gecikme veya ifa etmeme veya temerrüt addedilmeyecek veya bu durumlar için "Türkiye Klinikleri"nin herhangi bir tazminat yükümlülüğü doğmayacaktır. "Mücbir sebep" terimi, ilgili tarafın makul kontrolü haricinde ve "Türkiye Klinikleri"nin gerekli özeni göstermesine rağmen önleyemediği olaylar olarak yorumlanacaktır. Bunu yanında sınırlı olmamak koşuluyla, doğal afet, isyan, savaş, grev, iletişim sorunları, altyapı ve internet arızaları, elektrik kesintisi ve kötü hava koşulları gibi durumlar mücbir sebep olaylarına dâhildir.

8. UYGULANACAK HUKUK VE YETKİ

İşbu "SİTE Kullanım Koşulları" uygulanmasında, yorumlanmasında ve bu "SİTE Kullanım Koşulları" dâhilinde doğan hukuki ilişkilerin yönetiminde yabancılık unsuru bulunması durumunda Türk kanunlar ihtilafı kuralları hariç olmak üzere Türk Hukuku uygulanacaktır. İşbu sözleşmeden dolayı doğan veya doğabilecek her türlü ihtilafın hallinde Ankara Mahkemeleri ve İcra Daireleri yetkilidir.

9. YÜRÜRLÜLÜK VE KABUL

İşbu "SİTE Kullanım Koşulları" "Türkiye Klinikleri" tarafından "SİTE" içersinde ilan edildiği tarihte yürürlülük kazanır. Kullanıcılar, işbu sözleşme hükümlerini "SİTE"yi kullanmakla kabul etmiş olmaktadırlar. "Türkiye Klinikleri", dilediği zaman iş bu sözleşme hükümlerinde değişikliğe gidebilir ve değişiklikler sürüm numarası ve değişiklik tarihi belirtilerek "SİTE" üzerinde yayınlandığı tarihte yürürlülüğe girer.

Gizlilik Bildirimi

→ Sitemizi ziyaret etmeden önce aşağıda yazılı kullanım ilkelerini mutlaka okumanızı öneririz. Bu şartları kabul etmeniz halinde sitemizden faydalanırken kurallarımıza uymanız yararınıza olacaktır. Lütfen Kullanım İlkelerimizin tamamını okuyunuz.

→ www.turkiyeklinikleri.com Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'ye ait hekimleri sağlık alanında bilgilendirmeye yönelik hazırlanmış bir web sitesidir.

→ www.turkiyeklinikleri.com kullanıcılarının kimliklerine, adreslerine, hizmet sağlayıcılarına ve benzeri bilgilerine erişemez. Bu bilgileri kullanıcılar isterse formlar yoluyla siteye gönderebilirler. Ancak, www.turkiyeklinikleri.com donanım ve yazılım bilgilerinizi toplayabilir. Bu bilgiler arasında şunlar yer alır: IP adresiniz, tarayıcı türü, işletim sistemi, etki alan adı, erişim süreleri ve ilgili web adresleri. www.turkiyeklinikleri.com kullanıcılardan aldığı kişisel bilgileri (isminiz, elektronik posta adresiniz, ev ve iş adresiniz, telefon numaranız, vb.) üçüncü bir kuruma satamaz, kamuoyuna yayınlayamaz, site içinde tutamaz. Alınan bilgiler sitenin ziyaretçi profili, raporlama ve hizmetlerin tanıtımına kaynak olması için yönlendirici özellik taşır.

→ www.turkiyeklinikleri.com sizden aldığı bilgileri şu amaçlar için kullanır:

-Web sitesini iyileştirmek,geliştirmek ve kaliteyi korumak,

-Ziyaretçi profili ve genel istatistik veriler oluşturmak,

-Ziyaretçilerin sitemizi nasıl kullandığı ile ilgili eğilimlerini belirlemek,

-Asılı yayınlar/yazışmalar göndermek,

-Elektronik posta yoluyla basın bültenleri veya bildirimler göndermek,

-Etkinlik ya da yarışma için liste oluşturmak.

-Herhangi bir kullanıcının yasal ve ahlaki olmayan davranışlarından Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.'nin sorumlu tutulamayacağını,

-Kullanım ilkelerinin zaman zaman değiştirebileceğini,

-Diğer bağlantı sağladığı ama denetleyemediği sitelerin içeriklerinden veya bilgisayarınıza verecek zararlardan sorumlu olmadığını kabul etmiş sayılırsınız.

→ Aşağıda belirtilen durumlarda Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. sitesini kullanıcılara kapatabilir:

-Yanlış, eksik, yanıltıcı ve genel ahlak kurallarına uygun olmayan ifadeleri içeren bilgilerin siteye kaydedilmesi durumunda,

-İstenilen bilgilerin içine ilan, reklam, duyuru, özel veya tüzel kişiliklere hakaret içeren ifadeler kullanıldığında,

-Çeşitli yollarla siteye yapılan saldırılar sırasında

-Virüs nedeniyle sitenin yapısının bozulması durumunda.

→ Kod ve yazılım da dahil, sitede yer alan yazılı, görüntülü ve sesli fikir ürünleri Telif Hakları ile ilgili yasal mevzuat uyarınca güvence altındadır.

→ Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.in yazılı izni olmadığı sürece sitede yer alan bilgiler, başka bir bilgisayara yüklenemez, değiştirilemez, çoğaltılamaz, kopyalanamaz, yeniden yayınlanamaz, postalanamaz, dağıtılamaz.

→ Sitede bulunan yazılım ve tasarımların her hakkı Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş.’ye aittir.

→ Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. kullanım ilkelerimizle ilgili yorumlarınızı almaktan memnuniyet duyacaktır. Sitemizi zenginleştirebileceğini düşündüğünüz konuları ya da sitemizle ilgili yaşadığınız bir problem olursa lütfen bizimle paylaşın.

Yasal uyarı:Bu sitede yayınlanan resim, yazı ve diğer uygulamaların her hakkı Ortadoğu Reklam Tanıtım Yayıncılık Turizm Eğitim İnşaat Sanayi ve Ticaret A.Ş. 'ye aittir. Kaynak gösterilmeden kullanılamaz. Bu site hekimleri sağlık alanında bilgilendirmeye yönelik hazırlanmıştır. Sitede yer alan bilgiler tanı ve tedavi amaçlı kullanıldığında sorumluluk tamamen kullanıcıya aittir. Siteye girmekle bu şartları okumuş, anlamış ve kabul etmiş sayılırsınız.

"
Parkinson Hakkında Bilmedikleriniz

Parkinson Hakkında Bilmedikleriniz

Parkinson Hakkında Bilmedikleriniz

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji uzmanları, Dr. Öğr. Üyesi Tülay Alışkan Oral ve Uzm. Dr. Hakan Çavuş, parkinson ile ilgili tüm merak edilenleri anlattı.

Hastalığın evreleri nelerdir?

Parkinson hastalığını 5 evreye ayırabiliriz. Birinci evrede kişi genellikle günlük aktivitelere engel olmayan hafif semptomlara sahiptir. Titreme ve diğer hareket semptomları vücudun yalnızca bir tarafında görülür. Duruş, yürüme ve yüz ifadelerinde değişiklikler meydana gelir. İkinci evrede belirtiler kötüleşmeye başlar. Titreme, katılık ve diğer hareket semptomları vücudun her iki tarafını da etkiler. Yürüme sorunları ve duruş bozukluğu belirgin olabilir. Kişi yine de yalnız yaşayabilir ancak günlük işleri yapmak daha zorlaşmıştır. Üçüncü evre orta aşama olarak kabul edilir, denge kaybı ve hareketlerin yavaşlığı ayırt edici özelliklerdir. Düşmeler daha yaygındır. Kişi hala tamamen bağımsızdır, ancak semptomlar giyinme ve yemek yeme gibi aktiviteleri önemli ölçüde bozar. Dördüncü evrede semptomlar şiddetli ve sınırlayıcıdır. Yardımsız ayakta durmak mümkündür, ancak hareket için bir yürüteç gerekebilir. Kişi günlük yaşam aktivitelerinde yardıma ihtiyaç duyar ve tek başına yaşayamaz. Beşinci ve son evrede bacaklardaki sertlik, ayakta durmayı veya yürümeyi imkânsız hale getirebilir. Kişi tekerlekli sandalyeye ihtiyaç duyar veya yatalaktır. Tüm faaliyetler için 24 saat bakım gereklidir. Kişi halüsinasyonlar ve sanrılar yaşayabilir.

Parkinson hastalığının tedavileri nelerdir?

Öncelikle ilaç tedavileri ile başlanır. Uygun ve ileri evre hastalarda cerrahi tedaviler de mümkün olabilir. Diğer tedaviler, daha fazla istirahat ve egzersiz yapmak gibi yaşam tarzı değişikliklerini içerir. Parkinson semptomlarını tedavi etmek için kullanılabilecek birçok ilaç vardır, ancak henüz hiçbiri hastalığın etkilerini tersine çeviremez. İlaçları düzenli ve belli bir program çerçevesinde kullanmak son derece önemlidir.

Parkinson hastalığının günlük yaşam üzerindeki etkisi nedir?

Parkinson hastalığında evre ve dejeneratif süreç ilerledikçe günlük yaşam aktivitelerinin kısıtlanması söz konusu olur.

Hastalık hakkında araştırmalar devam ediyor mu? Genç yaşta da görülür mü?

Parkinson hastalığını daha çok 50 yaş ve sonrasında görmeye başlarız. Sıklığının 40 yaş ve üstü genel popülasyonda yüzde 0,3 olduğu tahmin edilmektedir. Gençlerde görülmesi nadirdir. Bununla beraber tedavi ve erken tanı açısından klinik çalışmalar devam etmektedir.

Parkinson hastalığı kadınlara oranla erkeklerde daha mı sık görülür?

Epidemiyolojik çalışmaların hepsinde olmasa da pek çoğunda parkinson hastalığının görülmesinde erkek üstünlüğü gözlenmiştir. Bu da erkeklerin Parkinson geliştirme riskinin kadınlardan daha yüksek olduğunu düşündürmektedir.

Parkinson hastalığı nedir?

Parkinson hastalığı, beyindeki nöronların işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan, kronik ve ilerleyici giden, hareket bozukluğuna neden olan bir hastalıktır.

Parkinson hastalığından kimler etkilenir?

Çok nadir olarak genç yaş gruplarında görülse de daha çok 60 yaş üzeri kişilerde görülür.

Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?

Çoğunlukla vücudun bir tarafında hareketlerin ileri derecede yavaşlaması, genellikle istirahat halindeyken ellerde görülen sürekli ve ritmik titreme, kasların düzensiz kasılması sonucu oluşan vücutta sertlik hissi ve duruş bozukluklarıyla ortaya çıkan Parkinson hastalığı, vücudun bir tarafında başlar ve bulgular yıllar içinde artarak vücudun diğer tarafına da geçer.

Parkinson hastalığı için risk faktörleri nelerdir?

Birçok farklı nörolojik hastalıkta olduğu gibi, Parkinson hastalığının da kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Doğrudan genetik geçişli olmasa da küçük bir kısmında hastalığa yol açabilecek çeşitli genetik özellikler keşfedilmiştir. Belirli toksinlere veya çevresel faktörlere erken maruz kalmanın da Parkinson hastalığının gelişme şansını artırabilmesi olasıdır.

Parkinson tanısı nasıl konulur?

Parkinson hastalığı ayırıcı tanısı için beyin MR görüntülemesi veya kan tahlili yapılabilir, ancak bu tetkikler Parkinson hastalığına benzeyen hastalıkları dışlamak amacı ile yapılır. Tanı, hastanın klinik hikayesi ve nörolojik muayene ile konulmaktadır.

Benzer Yazılar

İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Nöroloji bölümünden Dr. Öğr. Üyesi Hakan Çavuş, Alzheimer ile ilgili soruları yanıtladı.

Dikkat dağınıklığı şehir hayatının vazgeçilmez bir parçası oldu. Herkes unutkanlıktan yakınarak “alzheimer oldum!” endişesi ile nörologlara koşuyor.

İskelet kaslarında çeşitli seviyelerde zayıflamalara sebep olan hastalığa, myastenia gravis adı verilir. Bu hastalık kronik ve otoimmün bir sinir kas hastalığıdır. Sinir uyarılarını bilinçli bir şekilde kontrol ettiğimiz kaslara iletilmesindeki bir bozukluktan kaynaklanan myastenia gravis, doğuştan gelen ya da bulaşan bir hastalık değildir.

Nörolojik rehabilitasyon uygulamaları, çeşitli nörolojik rahatsızlıkları bulunan yetişkinler ve çocuklar için uygulanan tedavi yöntemlerini içerir.

Küme tipi baş ağrısı, birkaç haftalık kümeler olarak hissedilir ve gece uykudan uyandıracak kadar şiddetlidir. Çoğu zaman tek yanlıdır ve göz çevresinde oyucu bir ağrı olur.

Kaliteli bir uyku sağlıklı bir yaşam sürmek için olmazsa olmazlardandır.

Yüz mimik kaslarının beyinden gelen uyaran fasiyal sinir lifinin birçok nedenden dolayı hasar görmesi ile yüzde oluşan hareket kaybına yüz felci denilmektedir.

Baş ağrılarının nedenini migren veya sinüzit olduğu birçok kişi tarafından düşünülmektedir

Sinir sıkışması, vücudumuzdaki kıkırdak, kas vb. dokulardan kaynaklanan fazla baskı

Lafora hastalığı, progresif miyoklonik epilepsiler içindeki ağır seyreden kalıtsal bir hastalıktır. Epileptik nöbetler geç çocukluk döneminde ya da ergenlikte gözlemlenir.

"
Parkinson ve Hareket Bozuklukları – Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi

Parkinson ve Hareket Bozuklukları – Parkinson Hastalığı ve Hareket Bozuklukları Merkezi

Parkinson ve Hareket Bozuklukları

Parkinson hastalığının tanısı hastanın yakınmalarını dinledikten sonra yapılan bir nörolojik muayene ile konur. Hastada titreme, tutukluk, hareketlerde yavaşlama, yürümede bozulma, salya artışı, yazıda küçülme, omuz ağrısı gibi yakınmaların olması bizi hastalıktan şüphelendirir. Muayene esnasında kaslarda rijidite dediğimiz katılık, hareketin amplitüdünde ve sıklığında azalma ve parkinsona özgü titreme bizi tanıya götürür. Parkinsonu taklit edebilecek diğer hastalıklar açısından beyin MR’ı, kan ve idrar tetkikleri istenebilir. Lakin esas tanı muayene ile konur.

Her El Titremesi Parkinson Hastalığının Habercisi Midir?

Titremenin birçok sebebi olabilir. Parkinson hastalığının kendine özgü bir titremesi vardır. Özelikle istirahat halinde tek tarafta daha belirgin, para sayma tarzında bir titremedir, aktivite esnasında kaybolur. Yazı yazma, yemek yeme, bardak tutma gibi bir aktivite sırasında ortaya çıkan titremeler sıklıkla Esansiyel Tremor dediğimiz bir hastalığın belirtisidir. Esansiyal Tremor denilen bu iyi huylu titreme toplumda Parkinson hastalığından çok daha sık gözükmektedir. Ayrıca MS, inme gibi hastalıklara bağlı farklı titreme çeşitleri mevcuttur. Titreme bazen fizyolojik de olabilir. Stres, uykusuzluk, kas yorgunluğu, aşırı kafein alımı gibi nedenler ellerde ince bir titremeyi tetikleyebilir.

İleri Evre Parkinson Tedavi Edilebilir Mi?

Hastalık belirtileri ilerlemiş ve ağızdan alınan ilaçlara yanıtı azalmış hastalarda farklı tedavi seçenekleri mümkündür. Doğru seçilmiş hastalarda Beyin Pili takılması hastaların yaşam kalitesini belirgin ölçüde artırır ve ilaçlara duyulan ihtiyacı azaltır. İntestinal Levodopa dediğimiz, Parkinson hastalığının temel tedavisi olan ilacın, ağızdan değil de bağırsaktan direkt olarak verilmesi yöntemi de hastalığın ileri aşamalarında oldukça etkili bir metoddur. Yine hastanın durumunu dakikalar içinde düzelten cilt altı enjeksiyonu ile uygulanan ilaçlar mevcuttur. İleri evrede hastaların hayattan kopmamaları için birçok tedavi seçeneği bulunmaktadır.

Parkinson Hastalığında Egzersiz ve Beslenmenin Önemi Nedir?

Parkinson hastalarının her gün en az 30 dakika süreyle kalp hızını 120 civarına çıkaracak kardiyo egzersizlerini yapmalarının, hastalık ilerlemesini yavaşlatmakta etkili olduğu bilimsel çalışmalar ile ispatlanmış durumdadır. Bu nedenle hastalarımıza öncelikle yüzme, tempolu yürüme ve koşma gibi kardiyo egzersizlerini, yoga ve pilates gibi egzersizleri öneriyoruz. Bunlar mümkün değil ise evde basit fiziksel egzersizler yapmalarını öneriyoruz. Beslenme konusuna gelirsek, birçok hastalıkta olduğu gibi Parkinson hastalığında da Akdeniz tipi beslenmeyi öneriyoruz. Katı yağlardan uzak, sebze, meyve ve lif açısından zengin, karbonhidrattan fakir, protein içeriği dengeli bir diyet uygulamalarını istiyoruz. Parkinson ilaçlarının önemli bir kısmının besinler ile etkileşmesi nedeni ile yemek ve ilaç saatlerinin dikkatli bir şekilde ayarlanması gerekir. Sık sorulan bakla konusuna gelirsek, bakla gerçekten de dopamin içeren bir besin. Ancak yemek veya suyunu içerek tüketilen baklanın Parkinson ilaçları olmadan beyne geçmesi mümkün değil. Her bakla tanesinde kaç miligram dopamin olduğu öngörülemediği için, Parkinson ilacı kullanan hastalarda tüketilmesinin, ciddi zehirlenmeye hatta komaya sokabileceği bilinmektedir. Bu nedenle Parkinson hastalarımıza bilinçsiz bakla tüketimini yasaklamaktayız.

Hareket Bozuklukları Hastalıklarında Tanı İçin Hangi Tetkikler Yapılmalı?

Ayırıcı tanı için kan ve idrar testleri yapılmalıdır. Mutlaka bir beyin MR görüntülemesi yapılmalıdır. Lüzumsuz tetkik yapılmamalıdır. Hastalığın sebebini saptamaya yönelik tetkikler yapılmalıdır. Ailesinde hareket bozukluğu hastalıkları olanlar ve genç hastalar mutlaka genetik tanı merkezine yönlendirilmelidir. Yakın gelecekte özellikle Parkinson hastalığında genetik alt tiplere bakılarak yapılabilecek tedaviler gündeme gelecek. Genetik tanı basit bir kan verme işlemi ile yapılabilecek bir testtir. İhmal edilmemelidir.

Distoni Tedavi Edilebilir Mi?

Distonide hastalığın şiddetini azaltacak ağızdan ilaç tedavileri mümkün. Yine sıklıkla estetik amaçlı kullanımı ile bilinen Botulinum Toksini (BOTOX) uygulaması distoni tedavisinde oldukça etkili bir tedavi yöntemidir. Distonin etkilediği vücut parçasına göre uygunsuz kasılan kaslara EMG rehberliğinde botox uygulandığında oldukça yüz güldürücü sonuçlar elde edilmektedir. Ağızdan ilaçlarla veya botox ile tedaviye yanıt vermeyen hastalarda Beyin pili oldukça iyi bir tedavi seçeneğidir.

Uzm. Dr. Başak Bolluk Kılıç
Nöroloji Uzmanı
Parkinson ve Hareket Bozuklukları Mükemmeliyet Merkezi PARMER
25 Haziran 2020

İzmir Parkinson Hastalığı Tedavisi - Egepol Hastaneleri

İzmir Parkinson Hastalığı Tedavisi - Egepol Hastaneleri

Parkinson Hastalığı Tedavisi

Parkinson hastalığı titrek felç olarak ilk kez 1817 yılında tanımlanmıştır. Beyin hücrelerinde kayıp ile ilerleyen, erkeklerde daha sık görülen ve yavaş ilerleyen bir hareket bozukluğu olarak tanımlanmaktadır. En sık 40 ile 70 yaşları arasında görülmektedir. %5’lik bir oranla 20 ile 40 yaşlarında ortaya çıkabilmektedir.

Parkinson Hastalığı Nedir?

Beyinde dopamin adı verilen, beyin hücrelerinin birbiri ile haberleşmesini sağlayacak olan maddeyi üreten hücrelerin bozulması sonucunda Parkinson hastalığı ortaya çıkmaktadır. Beyinde dopamini üreten hücreler hareketin kontrolünden, uyumundan ve akıcılığından sorumlu olmaktadır.

Kişilerin hareketlerinde yavaşlama, dinlenme durumunda iken titreme, psikiyatrik rahatsızlıklar ile kendini belli eden Parkinson hastalığı genellikle 60 yaşındaki kişilerde görülen bir rahatsızlıktır. Bazı genetik sebeplerle 40 yaşlarında da görülme olasılığı bulunmaktadır. Tedavide ilk olarak ilaç tedavisi uygulanır. Bazı kişilerde ilaç yetersiz kalmaktadır. Bu kişilerde beyin pili yöntemi tercih edilir.

Parkinson Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Her hastalıkta olduğu gibi Parkinson hastalığında belirli semptomlar bulunmaktadır. Beyin sapında dopamin üreten bölgedeki hücre kaybı sebebi ile bu maddenin az salınımı sonucu Parkinson hastalığı oluşmaktadır. Hastaların hareketlerinde belirli azalmalar görülür. Bunun yanında başka belirtiler de vermektedir. Parkinson hastalığı belirtileri şunlardır,

Yorgunluk Bilişsel fonksiyonlarda azalma Anksiyete ve depresyon gibi rahatsızlıklar Davranış bozuklukları Görme ile ilgili bozukluklar yaşanması Kilo kaybı yaşanması Uyku anormallikleri ve ağrılar

Bunlarla beraber Parkinson hastalıklarda titreme, katılık, hareketlerde yavaşlama, ayakta duruş bozuklukları gibi klasik bulgular da gözlemlenmektedir. Bu hastalık genellikle yavaş bir şekilde ortaya çıkar. Vücuttaki bulgular ile sıklıkla asimetrik olmaktadır. Kademeli olarak hastalığın durumuna göre hastalık ilerleyebilir.

Parkinson Hastaları Ne Yemeli Ne Yememeli?

Parkinson hastalığı, beyinde dopamin üreten hücrelerin kaybı sonucu ortaya çıkan bir nörolojik hastalıktır. Bu hastalığın beslenme ile ilgisi olduğu düşünülmektedir. Parkinson hastaları, uygun beslenme planı ile yaşam kalitelerini arttırabilirler.

Parkinson hastalarının yememesi gereken gıdalar arasında, proteinler öne çıkar. Proteinler, levodopa adı verilen Parkinson ilacının etkisini azaltabilir. Bu nedenle, hastaların ilaçlarını almadan önce protein ağırlıklı gıdalar tüketmemeleri önerilir. Ayrıca, sodyum tüketimi de sınırlandırılmalıdır, çünkü fazla tuz, ilaçların etkisini azaltabilir.

Parkinson hastalarının tüketmesi gereken gıdalar arasında, antioksidanlar öne çıkar. Antioksidanlar, beyindeki hücrelerin oksidatif stresle mücadelesine yardımcı olur ve hastalığın ilerlemesini yavaşlatır. Bu nedenle, meyve, sebze ve baharatlar gibi antioksidanlar açısından zengin gıdaların tüketilmesi önerilir. Ayrıca, lifli gıdalar da sindirim sistemi sağlığına yardımcı olur ve kabızlık gibi sorunların önlenmesine yardımcı olabilir.

Sonuç olarak, Parkinson hastaları, protein ağırlıklı gıdalardan kaçınmalı ve antioksidanlar açısından zengin gıdalar tüketmelidir. Bu sayede, hastalığın ilerlemesini yavaşlatabilir ve yaşam kalitelerini arttırabilirler. Ancak, her hasta farklı olduğundan, beslenme planı uzman bir diyetisyen tarafından belirlenmelidir.

Parkinson Hastalığı Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Parkinson tedavisinde ilk uygulanan yöntem ilaçla tedavidir. İlaç tedavisinde amaç, beyindeki dopamin maddesinin üretim açığının kapatılmasıdır. İlaçlar var olan şikayetlerin azalmasını sağlar. Fakat hastalığın ilerlemesini önlememektedir. Bu sebeple günümüzde Parkinson hastalığının kesin bir tedavisi bulunmamaktadır.

Eğer hastalık ilerliyor ve düzelmiyorsa cerrahi tedavi uygulamalarına da başvurulabilir. Cerrahi tedavide beyin pili ve beyne lezyon cerrahisi olmak üzere iki farklı seçenek bulunmaktadır. Beyin pili yöntemi ile etkiler önemli ölçüde azalmaktadır. Bu sayede kişinin günlük hayatı da düzene girmektedir.

Parkinson hastalığında erken teşhis çok önemlidir. Uygun ve doğru ilaç seçimi, fizyoterapi ve egzersiz bu hastalık için çok önemlidir. Egzersiz sayesinde yürüyüş, denge ve duruşlar düzeltilebilmektedir. Depresyon, durgunluk ve kabızlık gibi başka şikayetler de var ise psikolojik ve fizyolojik tepkileri de egzersiz yapmak olumlu etkilemektedir.

Beyin Pili Tedavisi Nasıl Uygulanır?

Bu tedavide ilk olarak hastanın MRI çekimi gerçekleştirilmektedir. Hastanın kendi bulgularına göre belirlenecek olan beyin pilinin konulacağı hedef MR üzerinde belirlenmektedir. Ameliyat sabahı lokal anestezi ile hastanın kafasına çerçeve yerleştirilmektedir. Hastanın beyin tomografisi çekilerek MR görüntüsü birleştirilir ve hedef koordinatlar düzenlenir. Daha sonra ile hasta ameliyata alınmakta ve iki aşamalı operasyon başlamaktadır.

İlk olarak hasta uyutulmadan lokal anestezi ile belirlenen koordinatlara göre uzun çubuklar hedefe yönlendirilmektedir. Bu aşama hasta ile konuşulmaktadır. Beyin hücrelerinin sesleri kayıt edilerek takip edilir ve hedefin doğru olduğu teyit edilmektedir.

Bulgularda düzelme görüldüğü alana kalıcı olarak 2 tane elektrot çubuk yerleştirilir. Daha sonra hastanın kafasına çerçeve çıkarılır. Daha sonra hasta tamamen uyutulur ve ameliyatın 2. aşamasına geçilmektedir. Yerleştirilen çubuklar cilt altından köprücük kemiğinin alt kısmında yerleştirilmiş pil ile uzatma kablosu ile birleştirilmektedir.

Parkinson Hastalığı ve 5 Temel Belirtisi - İstanbul Rehabilitasyon Akademisi

Parkinson Hastalığı ve 5 Temel Belirtisi - İstanbul Rehabilitasyon Akademisi

Parkinson Hastalığı ve 5 Temel Belirtisi

Parkinson hastalığı dünya çapında milyonlarca insanı etkileyen nörodejeneratif bir hastalıktır. Hastalık her bireyde farklı şekilde ortaya çıksa da bazı temel semptomlar Parkinson a davetiye çıkarabilir. Bu semptomları tanımak, erken teşhis ve erken müdahale yöntemleri için oldukça önemlidir.

1-Titreme (Tremor)

Parkinson hastalığının en belirgin semptomlarından biri ellerin, parmakların veya vücudun diğer kısımlarının istemsiz titreme hali almasıdır. Titremeler tipik olarak etkilenen vücut kısmı dinlenme halindeyken ortaya çıkar ve amaçlı hareket esnasında azalabilir veya kaybolabilir. Bu titremelerin ritmik ve kalıcı doğası, önemli bir endişe nedeni olabilir ve çoğu zaman bireylerin tıbbi yardım almasına neden olur.

2-Bradikinezi (Hareketlerin Yavaşlaması)

Bradikinezi, istemli hareketlerin kademeli olarak yavaşlamasını, zayıflamasını ifade eder. Parkinson hastalığı olan kişilerde hareketleri başlatma ve tamamlama yeteneğinde azalma yaşanabilir ve bu da genel bir yavaşlık hissine yol açabilir.

Gömleğin düğmelerini iliklemek veya sandalyeden kalkmak gibi basit günlük görevler giderek zorlaşmaktadır. Bradikinezi, yürürken kol salınımının azalmasıyla da kendini gösterebilir, bu da yürüme esnasında hastanın kendine özgü ayağını sürüyerek yürümesine sebep olur.

3-Kaslarda Geginlik veya Sertlik

Kaslardaki sertlik veya gerginlik, Parkinson hastalığının bir başka önemli belirtisidir. Bu sertlik vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilir ve sıklıkla rahatsızlık veya ağrıya yol açar. Bir uzvu hareket ettirmeye çalışırken karşılaşılan direnç, fonksiyonların kısıtlanmasına sebep olur. Kas sertliği esnekliği engelleyebilir ve rutin aktiviteleri daha da zorlaşarak hastanın günlük yaşam kalitesini de olumsuz olarak etkilemektedir.

4-Duruş İnstabilitesi

Dengeyi ve stabiliteyi korumak, Parkinson hastalığı olan bireyler için giderek artan bir zorluk haline geliyor. Postüral dengesizlik, özellikle oturmadan ayağa kalkmaya geçişte veya yürüme sırasında düşme riskinin artmasına sebep olabilir. Bu belirti, günlük aktiviteleri önemli ölçüde etkileyerek bireyin hareket kabiliyetine olan güvenini azaltabilir, günlük yaşam esnasında fonksiyon kısıtlılığından dolayı zorlanma yaşanabilir.

5-Denge ve Yürüme Bozukluğu

Parkinson hastalığı sıklıkla koordinasyonu ve dengeyi bozarak yürüyüşün değişmesine, bozulmasına sebep olur. Bireyler daha küçük adımlarla bozuk bir yürüyüş geliştirebilir, bu da dengeyi korumayı zorlaştırır. Yürüyüşteki bu değişiklik düşme riskinin artmasına katkıda bulunabilir ve buna sıklıkla vücudun kambur bir duruş oluşturmasıda eşlik eder.

Bu beş semptom genellikle Parkinson hastalığıyla ilişkilendirilse de, bunların ciddiyetinin ve ilerlemesinin bireyler arasında değişebileceğini unutmamak önemlidir. Ayrıca hastalığa uyku bozuklukları, bilişsel değişiklikler gibi diğer motor dışı semptomlar da eşlik edebilir.

Bu semptomlardan herhangi biri sizde veya yakın çevrenizde gözlemlenirse, erken ve doğru tanı ile uygun tedavinin başlatılması için derhal tıbbi desteğin alınması oldukça önemlidir. Erken müdahale ve kapsamlı bir rehabilitasyon planı, Parkinson hastalığıyla yaşayan bireylerin yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilir.

Bu makale İstanbul Rehabilitasyon Akademisi Tıbbi Yayın Kurulu tarafından hazırlanmış ve onaylanmıştır.

"
Parkinson Hastalığı ve Parkinsonizm - The Journal of Turkish Family Physician

Parkinson Hastalığı ve Parkinsonizm - The Journal of Turkish Family Physician

Parkinson Hastalığı ve Parkinsonizm

Online Yayın Tarihi: 30 Aralık 2022 · Kabul Tarihi: 25 Haziran 2022 · Geliş Tarihi: 11 Haziran 2022
Doi: 10.15511/tjtfp.22.00482
Alıntı Kodu: The Journal of Turkish Family Physician 2022,13(4):182-192
Yazarlar: Tuba Erdoğan Soyukibar, 1 · Dilaver Kaya 2 1 Acıbadem Üniversitesi, Tıp Fakültesi, Nöroloji Anabilim Dalı, Ar. Gör. Dr., İstanbul. ORCID ID: 0000-0001-7094-1939
2 Acıbadem Üniversitesi Tıp Fakültesi Nöroloji Anabilim Dalı, Yard. Doç. Dr., İstanbul / ORCID ID:0000-0002-7364-171X

Alıntı Kodu: Erdoğan Soyukibar T. ve Kaya D. Parkinson Hastalığı ve Parkinsonizm. Jour Turk Fam Phy 2022, 13 (4): 182-192. Doi: 10.15511/tjtfp.22.00482.

30 Aralık 2022 -->

Parkinson hastalığı paralizi ajitans olarak da bilinen sık görülen nörodejeneratif ve heterojen bir hastalıktır. Semptomlar arasında bradikinezi, rijidite ve tremor vardır. Hastalığın karakteristik patolojik özelliği, substansiya nigrada dopaminerjik nöronal kayıp olmasıdır. Tedavide hem farmakolojik hem de farmakolojik olmayan yöntemler bulunmaktadır.

Tam Metin Giriş:

Parkinson hastalığı (PH) Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen ikinci nörodejeneratif hastalıktır. (1) İlk kez 1817 yılında James Parkinson tarafından ‘An Essay on the Shaking Palsy’ makalesinde sadece 6 vakalık küçük bir seri ile spesifik bir sendrom olarak tanımlanmıştır. (2) Parkinson Hastalığı, motor ve nonmotor bulgularla ortaya çıkan progresif bir hastalıktır. Motor bulguları bradikinezi, rijidite, tremor ve postural instabilitedir. (3) Tanı, bradikinezi, istirahat tremoru ve/veya rijidite varlığı ile birlikte anamnez veya muayenede diğer Parkinsonizm nedenlerinin dışlanması ile konur. (4) Kesin tanı için bradikinezi en önemli semptomdur.

Parkinson hastalığı prevelansının sanayileşmiş ülkelerde % 0.03 olduğu tahmin edilmektedir. Kırk yaş altında nadiren görülürken, 60 yaş üzerinde % 1, 80 yaş üzerinde ise % 4’e yükselmekte, insidans yaşlanma ile artmaktadır. Erkeklerde daha sık görülen (E/K oranı, 1.4/1.0) bu hastalık, 50 yaşın altında sık görülmez ve prevalansı yaşla birlikte artar, 85 ile 89 yaşları arasında pik yapar. (5) Dünya çapında özürlülük nedenlerinin başında gelen nörolojik hastalıktır ve yaşlanan dünya popülasyonunda PH insidansı artmaktadır.

Küresel Hastalık Yükü Çalışması’nda PH olgularının 2015’te yaklaşık 7 milyondan 2040’ta yaklaşık 13 milyona çıkacağı ve potansiyel bir ‘PH Pandemisi’ olacağı tahmin edilmektedir. (6,7) Çoğu Parkinson olgusunda hastalık idiyopatiktir, ancak genetik ve çevresel risk faktörlerinin de katkısı vardır. (6) Yaş PH için en önemli risk faktörüdür. Epidemiyolojik çalışmalarda, pestisit, ağır metal maruziyeti, kırsal yaşam, çiftçilik risk faktörleri arasında sıralanırken, sigara kullanımı ve kafein tüketimi koruyucu olarak bulunmuştur. (8) Bugüne kadar tanımlanan genetik faktörler arasında, otozomal dominant (SCNA, LRRK2 ve VPS32) veya otozomal resesif (PRKN, PINK1 ve DJ-1) kalıtılan PARK genlerindeki mutasyonlar, alfa sinüklein geni olan SNCA mutasyonu, LRRK2 mutasyonu, gluko serebrozidaz (GBA1) mutasyonları, HLA-DQB1 mutasyonu ve tau proteinini kodlayan MAPT geni mutasyonları sayılabilir. (9)

Klinik Bulgular:

Parkinson hastalığı motor ve nonmotor bulgularla ortaya çıkar. Klasik motor bulguları, istirahat tremoru, bradikinezi, rijidite, postural instabilitedir. Sıklıkla ilk semptom asimetrik başlangıçlı tek taraflı istirahat tremorudur. En sık ellerde, daha az yaygın olarak da baş, çene ve dilde görülebilmektedir. Esansiyel tremorda frekans 5-10 Hz iken PH’da tremor frekansı 4-6 Hz’dir. Parkinson hastalığında tremor, hareketle baskılanır. (3)

Bradikinezi hareketlerde yavaşlama, amplitüd veya hızında azalma olarak tanımlanırken akinezi ise hareketin hiç yapılamamasıdır. Bradikinezi belirtilerine örnek olarak bozulmuş yutma nedeniyle siyalore, monotonik ve hipofonik dizartri, yüz ifadesi kaybı (hipomimi), göz kırpmada azalma, yürürken kol salınımında azalma sayılabilir. (3,4) Bradikinezi, parmak vurma, el hareketleri, pronasyon supinasyon hareketleri, ayak vurma ile değerlendirilebilir.

Rijidite, ‘‘dişli çark’’ fenomeninin de eşlik edebileceği, ekstremitelerin pasif hareketinde (fleksiyon, ekstansiyon, rotasyon) ortaya çıkan artmış direnç olarak tanımlanabilir. Bununla birlikte PH’nın en sık görülen başlangıç bulgularından olan ‘‘ağrılı omuz’’a neden olabilir. Postural instabilite, PH ileri evrelerinde görülür ve postural refleks kaybına bağlı oluşur. Denge bozukluğu nedeniyle düşmelere ve kalça fraktürüne neden olabilir. (3)

Non-motor bulgular çoğu hastada motor semptomlardan önce (premotor evre) görülebileceği gibi zamanla motor semptomlar kadar hastaların günlük yaşamını etkileyebilir. Premotor evrede hiposmi, aşırı gündüz uykululuğu, REM uykusu davranış bozukluğu, depresyon, kabızlık gibi non-motor bulgular görülebilir. (10)

Hiposmi-Anosmi (koku duyusu kaybı) hastaların %90’ından fazlasında, motor semptomlar başlamadan görülebilir. (11) Hastalığın seyri sırasında, fizyolojik uyku döngüsünde yer alan anatomik yapılar ve nörotransmitterler etkilenmektedir. (12) Aşırı gündüz uykululuğunun hastaların yaklaşık %50’sini etkilediği tahmin edilmektedir ve kısmen dopaminerjik ilaçlar tarafından indüklenebilir. REM uyku davranış bozukluğunun PH’de sıklığı %27-32 olarak bildirilmiştir. (13,14)

Parkinson hastalarının yaklaşık üçte birinde depresyon ve anksiyete görülür. (15) Depresyon ilerleyen hastalık şiddeti, düşmelerin başlaması gibi çeşitli faktörlerle ilişkili olabilir. (16) Anksiyete, depresyon ile birlikte görülebileceği gibi, depresyondan bağımsız olarak da görülebilir. (17) Hastaların yaklaşık % 80’inde gastrointestinal sistemde yavaşlama ve rektal sfinkter disfonksiyonu ile ilişkili olarak kabızlık görülebilmektedir. (18) Bu hastalıkta ortostatik hipotansiyon yaygındır ve yaşam kalitesini düşürür, ciddi düşmelere neden olabilir. (19)

Patoloji

Parkinson hastalığının en önemli patolojik özelliği, Substantia Nigra pars kompakta içindeki dopaminerjik nöronların kaybıdır. (20) Lewy cisimciklerinin görülmesi ve reaktif mikrogliozisin varlığı hastalık progresyonuna katkıda bulunabilecek özelliklerdir. (21) Alfa sinnüklein içeren inklüzyon cisimcikleri patolojik olarak kabul edilir ve beyin yaşlanması ile açıklanamaz. (22) Patolojisinde, nöronal kayba neden olabilecek teoriler arasında mitokondriyal disfonksiyon, inflamasyon, protein kul lanım anormallikleri ve oksidatif stres bulunmaktadır. (21)

Tanı

Parkinsonizm (bradikinezinin varlığına ek olarak rijidite ve/veya tremor) saptandığında, Parkinson hastalığı kesin tanısı için, kesin dışlama kriterlerinin olmaması, en az iki destekleyici kriterin varlığı ve kırmızı bayrakların olmaması gerekir (4) ( Tablo-1 ). Yaşamları boyunca PH tanısı konan hastaların yaklaşık beşte birinin otopside alternatif bir tanıya sahip olduğu gösterilmiştir. (23) Bununla birlikte hastalığın erken evrelerinde veya daha yaşlı hastalarda tanı koymak zorlayıcı olabilir. En yaygın taklitçiler arasında nörodejeneratif hastalıklar, Parkinson artı sendromları bulunur. Bu sendromların genel özelliklerini ise şöyle sıralayabiliriz, PH ile bazı ortak özellikleri olmasına karşın PH ile genellikle görülmeyen klinik belirtilere sahip olma (kırmızı bayraklar), PH ile kıyaslandığında daha hızlı progresyon, genellikle on yıl içinde ölüm.

Görüntüleme ve Laboratuvar

Parkinson hastalığı tanısı, klinik verilere dayalı olsa da ayırıcı tanıda görüntüleme yöntemleri yardımcı olabilir. Magnetik rezonans görüntüleme (MRG) etyolojide görülebilecek iskemik, inflamatuar, infeksiyöz ve neoplastik nedenlerin dışlanmasında faydalıdır. Bilgisayarlı tomografi (BT) ve MRG gibi görüntüleme yöntemleri Parkinson tanısı için ek bilgi sağlamaz Parkinsonizmde kullanılan moleküler görüntüleme çalışmaları, dopaminerjik değişikliklere, serebral kan akışı ve serebral metabolizmaya dayalı yöntemlerdir.

Pozitron emisyon tomografi (PET) ve tek foton emisyonlu bilgisayar tomografi (SPECT) presinaptik sinir uçlarında dopamin taşıyıcılarını (DAT) görüntüleme imkanı ile nigrostriatal yolakta nörodejenerasyonu tespit eder. DAT SPECT erken dönemde nörodejenerasyonu saptayarak nörodejeneratif Parkinsonizmi diğer Parkinsonizm türlerinden ayırmak için kullanılabilir fakat PH, multisistem atrofi (MSA), progresif supranükleer palsi (PSP) ve kortikobazal dejenerasyon (KBD) ayrımı için kullanılamaz. Diğer bir yöntem olarak florodeoksiglukoz-PET (FDG-PET), Parkinson semptomları ile başvuran hastalarda PH, MSA, PSP ve KBD tanıları arasında ayırıcı tanıda yardımcı olabilir. (24)

Parkinson hastalığı laboratuar verileri tanı için gerekli olmasa da hastalık prognozu ve erken tanıda kullanılmak amacıyla beyin omurilik sıvısı (BOS) ve kan örneklerinden çalışılmaktadır. Parkinson vakalarında, BOS toplam alfa sinnüklein seviyesi, sağlıklı kontrollere kıyasla daha düşüktür, fakat kan ile kontaminasyon riski olduğundan tek başına yararlı bir parametre değildir. BOS lizozomal enzim aktivitesinde azalma diğer biyobelirteçlerle birlikte tanısal doğruluğu artırabilir. BOS ve kan nöroflament hafif zinciri, PH ile atipik Parkinsonizmlerden PSP, MSA, KBD vakalarını ayırt etmede faydalı biyobelirteçlerdir. PH olgularındaki patojenik mekanizmaları yansıtan çoklu biyobelirteçlerin kombinasyonu erken tanı sağlayabilir. (25)

Tedavi

Parkinson hastalığında tedavi başlama kararı, hasta ile iş birliği içerisinde değerlendirilmelidir ve tedavi stratejisi her hasta için bireysel düzenlenir. Tedavisi semptomatiktir ve henüz hastalık modifiye edici tedavisi yoktur. Tedavi yaklaşımları arasında nonfarmakolojik, farmakolojik, cihaz destekli tedaviler mevcuttur, hastalığın evresi, bireysel ihtiyaçlar ve uygunluğa göre seçimler yapılır ( Şekil-1 ). Nonfarmakolojik yaklaşım olarak rehabilitasyon tedavileri, başlangıç dahil hastalığın tüm evrelerinde tedaviye eklenmelidir. Rehabilitasyon tedavileri, denge ve yürüyüşün hem korunmasını sağlar hem de iyileştirilmesine yardımcı olabilir, hipofoni ve disfajiyi iyileştirmek için de yararlıdır. (26,27)

LEAP çalışmasında Levodopa tedavisine erken başlama veya 9 aylık plasebo sonrası başlama karşılaştırılmış, sonuç olarak levodopa erken başlanan grupta motor bulguların daha az görüldüğü ve yaşam kalitesinin daha iyi olduğu gösterilmiştir. Hayat kalitesini bozan motor semptom varlığında levodopa tedavisinin başlatılmasını ertelememek gerekir. (28,29)

Gözlemsel gerçek yaşam verilerini değerlendiren bir diğer çalışmada ise başlangıç tedavisinde levodopa, dopamin reseptör agonisti ve monoamin oksidaz tip B (MAO-B) inhibitörlerinin faydalı olduğu, motor bulgular için levodopanın daha etkili olduğu fakat dapamin agonistlerine göre daha fazla diskineziye neden olduğu gösterilmiştir. (30)

Levodopanın santral sinir sisteminde yararlanımını artırmak, periferik metabolizma ve yan etkilerini azaltmak amacıyla karbidopa/benserazid ile birlikte kullanılır. Bunun dışında periferik metabolizmada rol oynayan entakapone/tolkapone gibi katekol-o-metil transferaz (KOMT) inhibitörü ilaçlar da levodopa biyoyararlanımını artırarak motor dalgalanmalarda etkilidir.

Sinaptik aralıkta dopamin metabolizmasında rol oynayan monoamin oksidaz tip B (MAO-B) enzimini rasajilin ve selejilin geri dönüşümsüz olarak, safinamid ise geri dönüşümlü olarak inhibe eder. Bu ilaçlar levodopa etki süresini uzatarak motor dalgalanmaları olan hastalarda etkilidir ve levodopa yan etkilerini (bulantı, halüsinasyon, diskinezi) artırabilir. Diskinezi ise doz kısıtlayıcı bulgudur ve bu nedenle başka tedaviler, cerrahi tedavi seçenekleri düşünülebilir.

Dopamin agonistleri (pramipeksol, ropinirol, rotigotin) santral sinir sisteminde dopaminerjik reseptörleri uyararak PH semptomlarını azaltır. Levodopa ile kıyaslandığında daha az potenttirler, yarı ömürleri daha uzundur. Halüsinasyon, hipotansiyon, somnolans, dürtü kontrol bozukluğu yan etkileri açısından dikkatli olmak gerekir. Subkutan olarak kullanılan dopamin agonisti olan apomorfin ise levodopa kullanımına bağlı ortaya çıkan motor dalgalanmalar ve diskinezilerde etkilidir. Antikolinerjikler, daha genç hastalar için motor bulgulardan özellikle tremora etkili olduğundan kullanılabilirler. Nöropsikiyatrik yan etkileri nedeniyle öncelikle genç hastalarda tercih edilmeli ve özellikle yaşlılarda dikkatli kullanılmalıdır. (10,27)

Optimal oral tedaviye rağmen motor fluktuasyonların devam etmesi, levodopaya bağlı diskinezi gelişmesi, hastanın hayat kalitesinde düşme olması durumunda sürekli dopaminerjik stimulasyon sağlamak için cihaz destekli tedavileri düşünmek gerekir. Bu yöntemler bazal ganglionları hedef alan beyin cerrahisi uygulaması olan derin beyin stimulasyonu (DBS), levodopa-karbidopa intestinal jel infüzyonu ve sürekli subkutan apomorfin infüzyonu tedavileridir. Cihaz destekli tedaviler aksiyal motor semptomlara etkisizdir fakat nonmotor bulgularda faydalı olabilirler. DBS bilişsel fonksiyonları normal olan hastalarda uygulanabilirken, levodopa-karbidopa intestinal jel infüzyonu kognitif bozukluk ve daha az diskinezi olan olgularda tercih edilebilir. DBS hastaların gün içerisinde diskinezisiz ‘on’ dönemlerini artırır. (31)

Levodopa-karbidopa intestinal jel infüzyonu uygulanan hastalarda uzun dönem etkileri araştıran bir çalışmada ‘off’ zamanında azalma ve diskinezisiz ‘on’ zamanında artış olduğu gösterilmiştir. (32) DBS ve levodopa-karbidopa intestinal jel infüzyonu en iyi medikal tedaviye göre daha etkili olsa da yüksek maliyetli tedavilerdir. (33) Apomorfin infüzyonu tedavisi ise ‘off’ dönemlerini azaltmada etkilidir. (34)

Parkinsonizm

Parkinsonizm ifadesi, bradikinezi, tremor, rijidite ve postural insitabilite gibi motor semptomların oluşturduğu sendroma verilen genel bir isimdir. Dolayısı ile Parkinsonizm vakalarının % 80’ini gerçek Parkinson h a staları oluştururken, geri kalanları, Parkinson hastalığı ile kolayca karıştırılabilecek benzer semptomlara yol açan başka nedenler oluşturur. Bunlar, normal basınçlı hidrosefali, Parkinson plus sendromları olarak da bilinen nörodejeneratif hastalıklar, spesifik beyin lezyonları, kafa travmaları, ilaç yan etkileri, metabolik nedenler ve toksinlerdir. Yukarda bahsedildiği gibi Parkinsonism etiyolojisindeki en büyük grup, asimetrik başlangıçlı olan ve tipik olarak levodopa tedavisine olumlu yanıt veren Parkinson hastalığıdır. Diğer nedenlere bağlı gelişen Parkinsonizm tablosunda levodopa tedavisine yanıt alınamaz.

A. Normal Basınçlı Hidrosefali

Normal basınçlı hidrosefalinin klasik triadı, dengesizlik, unutkanlık ve idrar inkontinansıdır. Ancak bazı vakalarda Parkinsonizm tablosu da eklenmektedir.

B. Nörodejeneratif Hastalıklar:

Multisistem Atrofi (MSA)

Multisistem atrofi (MSA) nadir görülen, sporadik, progresif nörodejenatif bir hastalıktır. Ekstrapiramidal sistem, serebellum ve otonomik sinir sistemi etkilenir. MSA alt tipleri ise klinik olarak baskın semptomlara göre, ekstrapiramidal semptomların baskın olduğu MSA-P (MSA-Parkinsonizm) ve serebellar bulguların baskın olduğu MSA-C (MSA-Serebellar) olarak sınıflandırılır. (35) Ekstrapiramidal semptomların baskın olduğu MSA-P, striatonigral dejenerasyon, klinik olarak rijidite, bradikinezi, erken dönemde postural instabilite ve yürüme bozukluğu, düşmeye eğilim, levodopaya kötü yanıt bulguları ile karakterizedir.

Serebellar bulguların baskın olduğu MSA-C, olivoponto serebellar atrofi, kliniğinde ise ataksik yürüyüş, ekstremitelerde ataksi, patlayıcı tarzda konuşma, bakışla uyarılan nistagmus ve hipometrik sakkadlar gibi serebellar okulomotor bozukluklar görülebilir. (36) Karakteristik nöropatoloji bulgusu oligodendrositlerde yanlış katlanmış alfa-sinüklein inklüzyonlarıdır. (37) Kranial MRG bulguları tanıda yardımcı olabilir. Pontoserebelar liflerin atrofisi sonucunda ponsta ‘haç şeklinde çörek-hot cross bun’ belirtisi, putamen atrofisine bağlı dorsolateralinde ‘putaminal yarık-putaminal slit’ şeklinde adlandırılan görüntü oluşur fakat bu görüntüler MSA’da görülebilmesine rağmen patognomonik değildir. (38)

Progresif Supranükleer Palsi (PSP)

Progresif supranükleer palsi (PSP) progresif nörodejeneratif bir hastalıktır. PH alfa sinükleinopati iken PSP beyinde patolojik tau bikimi ile karakterizedir. (39) PSP’de karakteristik klinik bulgular supranükleer bakış felci, bradikinezi, rijidite, yürüyüş bozukluğu, postural instabilite, subkortikal demanstır.

Klasik PSP fenotipi olan Richardson sendromu genellikle hastalığın ilk yılında ortaya çıkan düşmeler ve supranükleer bakış felci ile birlikte, levodopa’ya yanıtsız, aksiyal rijiditenin eşlik ettiği simetrik bir Parkinsonizm ile karakterizedir. PSP-Parkinsonizm (PSP-P) alt tipi ise geç başlangıçlı düşmeler, levodopaya kısmi yanıtlı istirahat tremorunun olduğu asimetrik Parkinsonizm ile karakterizedir. Bu nedenle hastalığın ilk yıllarında yanlışlıkla PH tanısı alabilir. (40)

PSP-pür akinezi varyantı ise yürümede donma, festinasyon, mikrografi, hipofoni, konuşma bozukluğu bulguları ile karakterizedir. (39) PSP-kortikobazal sendromu varyantındaki bulgular levodopaya yanıtsız asimetrik parkinsonizm, apraksi, distoni, miyoklonus ve kortikal duyu kaybıdır. PSP-frontotemporal demansın davranışsal varyantı (bvFTD), PSP-primer lateral skleoz, PSP-serebellar ataksi, PSP-progresif tutuk afazi veya konuşma apraksisi gibi alt tipler de mevcuttur. (39,41) Tanıya yardımcı olarak kranial MRG kullanılabilir. Orta-üst beyin sapı atrofisi nedeniyle sagital kesitte ‘sinek kuşu-hummingbird’ bulgusu görülebilir. (42)

Kortikobazal Dejenerasyon

Kortiko bazal dejenerasyon nadir görülen, progresif nörodejeneratif bir hastalıktır. Atipik Parkinsonizm tablolarından biri olan kortikobazal dejenerasyon PH ile benzer şekilde asimetrik başlangıçlıdır. PSP ile benzer şekilde beyinde patolojik tau bikiminin olduğu tau patilerdendir. (43) Kortikobazal dejenerasyon, levodopa’ya kötü yanıtlı akinetik-rijit parkinsonizm, akinezi, distoni, miyoklonus gibi asimetrik motor bulgular ve apraksi, agnozi, kortikal duyu kaybı, yabancı uzuv fenomeni gibi non-motor bulguların varlığı ile karakterizedir. (44) Nöro görüntüleme bulgularında ise kranial MRG’de asimetrik fronto paryetal atrofi, SPECT incelemesinde ise fronto paryetal bölgede asimetrik hipometabolizma bulunur. (45)

C. Vasküler Parkinsonizm

Önceden aterosklerotik Parkinsonizm olarak da isimlendirilen bu tabloda çoğunlukla altta yatan vasküler bozukluklar bulunmaktadır. Hipertansiyona bağlı gelişen subkortikal iskemik değişiklikler, beyaz cevher hasarı, bazal gangliada multipl küçük damar hastalığına yol açmaktadır. Yaygın iki taraflı beyaz cevher hasarı talamokortikal yollarda hasara yol açarak motor koordinasyon üzerinde olumsuz etkiye yol açmaktadır. Görüntüleme yöntemleri ile özellikle bazal ganglia bölgesindeki iskemik hasarın yaygınlığı kolayca ayırt edilebilmektedir.

D. İlaçlara ve toksinlere bağlı Parkinsonizm

İlaçlara bağlı gelişen Parkinsonizm prevalansı % 2.7’dir. (46) Dopamin reseptör blokörleri kullanımı ile özellikle de D2 reseptör blokajı üzerinden ekstrapiramidal sistem üzerinde, ilaçlara bağlı gelişen istenmeyen etkiler, sekonder Parkinsonizm tablosunu oluşturabilir. Çoğunlukla klasik nöroleptiklerin (haloperidol, klorpromazin, tioridazin) önemli bir yan etkisidir. Yeni çıkan atipik nöroleptiklerde (risperidon, ziprasidon, olanzapin) bu yan etki daha az görülmektedir. Bu yan etkinin en az görüldüğü atipik nöroleptikler ise ketiapin ve klozapindir. Antiemetik ajanlar da enterik D2 reseptör blokajına neden olarak esktrapiramidal bulgulara yani sekonder Parkinsonizme neden olabilirler. Bu ilaçlar metaklopramid, domperidon, levosulpirid ve proklorperazindir. Endüstriel toksinler ve ağır metallere maruz kalınması da sekonder parkinsonizme yol açabilir.

E. Beyin Tümörleri

Bir çok beyin tümörü (meningioma, astrositoma ve metastazlar) Parkinsonizm tablosu gelişimine neden olabilirler. Özellikle bazal ganglia ve supratentoryal yerleşimli tümörler, sifenoid kanat meningiomaları Parkinsonizme neden olabilirler.

Referanslar Hirtz D, Thurman DJ, Gwinn-Hardy K, Mohamed M, Chaudhuri AR, Zalutsky R. How common are the “common” neurologic disorders? Neurology 2007,68(5):326-37. doi:10.1212/01.wnl.0000252807.38124.a3 Obeso JA, Stamelou M, Goetz CG, et al. Past, present, and future of Parkinson’s disease: A special essay on the 200th Anniversary of the Shaking Palsy. Mov Disord 2017,32(9):1264-310. doi:10.1002/mds.27115 Jankovic J. Parkinson’s disease: Clinical features and diagnosis. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2008,79(4):368-76. doi:10.1136/jnnp.2007.131045 Postuma RB, Berg D, Stern M, et al. MDS clinical diagnostic criteria for Parkinson’s disease. Mov Disord 2015,30(12):1591-601. doi:10.1002/mds.26424 Dextera DT, Jenner P. Parkinson disease: From pathology to molecular disease mechanisms. Free Radic Biol Med 2013,62:132-44. doi:10.1016/j.freeradbiomed.2013.01.018 Ray Dorsey E, Elbaz A, et al. Global, regional, and national burden of Parkinson’s disease, 1990–2016: a systematic analysis for the Global Burden of Disease Study 2016. Lancet Neurol 2018,17(11):939-53. doi:10.1016/S1474-4422(18)30295-3 Dorsey ER, Bloem BR. The Parkinson pandemic – A call to action. JAMA Neurol 2018,75(1):9-10. doi:10.1001/jamaneurol.2017.3299 Jankovic J, Tan EK. Parkinson’s disease: Etiopathogenesis and treatment. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2020,91(8):795-808. doi:10.1136/jnnp-2019-322338 Kouli A, Torsney KM, Kuan WL. Parkinson’s Disease: Etiology, Neuropathology, and Pathogenesis. https://www.ncbi.nlm.nih.gov/books/NBK536722/ adresinden 22.05.2022 tarihinde erişilmiştir. doi:10.15586/codonpublications.parkinsonsdisease.2018.ch1 Poewe W, Seppi K, Tanner CM, et al. Parkinson disease. Nat Rev Dis Prim 2017,3:1-21. doi:10.1038/nrdp.2017.13 Haehner A, Boesveldt S, Berendse HW, et al. Prevalence of smell loss in Parkinson’s disease – A multicenter study. Park Relat Disord 2009,15(7):490-4. doi:10.1016/j.parkreldis.2008.12.005 Larsen JP, Tandberg E. Sleep disorders in patients with Parkinson’s disease: Epidemiology and management. CNS Drugs 2001,15(4):267-75. doi:10.2165/00023210-200115040-00002 Knie B, Mitra MT, Logishetty K, Chaudhuri KR. Excessive daytime sleepiness in patients with parkinsons disease. CNS Drugs 2011,25(3):203-12. doi:10.2165/11539720-000000000-00000 Monderer R, Thorpy M. Sleep disorders and daytime sleepiness in Parkinson’s disease. Curr Neurol Neurosci Rep 2009,9(2):173-80. doi:10.1007/s11910-009-0026-5 Reijnders JSAM, Ehrt U, Weber WEJ, Aarsland D, Leentjens AFG. A systematic review of prevalence studies of depression in Parkinson’s disease. Mov Disord 2008,23(2):183-9. doi:10.1002/mds.21803 Schrag A, Jahanshahi M, Quinn NP. What contributes to depression in Parkinson’s disease? Psychol Med 2001,31(1):65-73. doi:10.1017/S0033291799003141 Brown RG, Landau S, Hindle J V, et al. Depression and anxiety related subtypes in Parkinson’s disease. J Neurol Neurosurg Psychiatry 2011,82(7):803-9. doi:10.1136/jnnp.2010.213652 Pfeiffer RF. Gastrointestinal Dysfunction in Parkinson’s Disease. Curr Treat Options Neurol 2018,20(12):54. doi:10.1007/s11940-018-0539-9 Jost WH, Augustis S. Severity of orthostatic hypotension in the course of Parkinson’s disease: No correlation with the duration of the disease. Park Relat Disord 2015,21(3):314-6. doi:10.1016/j.parkreldis.2014.12.016 Dickson DW, Braak H, Duda JE, et al. Neuropathological assessment of Parkinson’s disease: refining the diagnostic criteria. Lancet Neurol 2009,8(12):1150-7. doi:10.1016/S1474-4422(09)70238-8 Schapira AH, Jenner P. Etiology and pathogenesis of Parkinson’s disease. Mov Disord 2011,26(6):1049-55. doi:10.1002/mds.23732 Braak H, Del Tredici K, Rüb U, De Vos RAI, Jansen Steur ENH, Braak E. Staging of brain pathology related to sporadic Parkinson’s disease. Neurobiol Aging 2003,24(2):197-211. doi:10.1016/S0197-4580(02)00065-9 Rizzo G, Copetti M, Arcuti S, Martino D, Fontana A, Logroscino G. Accuracy of clinical diagnosis of Parkinson disease: A systematic review and meta-analysis. Neurology 2016,86(6):566-76. doi:10.1212/WNL.0000000000002350 Brajkovic L, Kostic V, Sobic-Saranovic D, et al. The utility of FDG-PET in the differential diagnosis of Parkinsonism. Neurol Res 2017,39(8):675-84. doi:10.1080/01616412.2017.1312211 Parnetti L, Gaetani L, Eusebi P, et al.CSF and blood biomarkers for Parkinson’s disease. Lancet Neurol 2019,18(6):573-86. doi:10.1016/S1474-4422(19)30024-9 Mak MK, Wong-Yu IS, Shen X, Chung CL.Long-term effects of exercise and physical therapy in people with Parkinson disease. Nat Rev Neurol 2017,13(11):689-703. doi:10.1038/NRNEUROL.2017.128 Fox SH, Katzenschlager R, Lim SY, et al. International Parkinson and movement disorder society evidence-based medicine review: Update on treatments for the motor symptoms of Parkinson’s disease. Mov Disord 2018,33(8):1248-66. doi:10.1002/mds.27372 Verschuur CVM, Suwijn SR, Boel JA, et al. Randomized Delayed-Start Trial of Levodopa in Parkinson’s Disease. N Engl J Med 2019,380(4):315-24. doi:10.1056/nejmoa1809983 de Bie RMA, Clarke CE, Espay AJ, Fox SH, Lang AE. Initiation of pharmacological therapy in Parkinson’s disease: when, why, and how. Lancet Neurol 2020,19(5):452-61. doi:10.1016/S1474-4422(20)30036-3 Gray R, Ives N, Rick C, et al. Long-term effectiveness of dopamine agonists and monoamine oxidase B inhibitors compared with levodopa as initial treatment for Parkinson’s disease (PD MED): A large, open-label, pragmatic randomised trial. Lancet 2014,384(9949):1196-205. doi:10.1016/S0140-6736(14)60683-8 Mitchell KT, Ostrem JL. Surgical Treatment of Parkinson Disease. Neurol Clin 2020,38(2):293-307. doi:10.1016/J.NCL.2020.01.001 Fernandez HH, Boyd JT, Fung VSC, et al. Long-term safety and efficacy of levodopa-carbidopa intestinal gel in advanced Parkinson’s disease. Mov Disord 2018,33(6):928-36. doi:10.1002/MDS.27338 Marsili L, Bologna M, Miyasaki JM, Colosimo C. Parkinson’s disease advanced therapies – A systematic review: More unanswered questions than guidance. Parkinsonism RelatDisord 2021,83:132-9. doi:10.1016/j.parkreldis.2020.10.042 Katzenschlager R, Poewe W, Rascol O, et al. Apomorphine subcutaneous infusion in patients with Parkinson’s disease with persistent motor fluctuations (TOLEDO): a multicentre, double-blind, randomised, placebo-controlled trial. Lancet Neurol 2018,17(9):749-59. doi:10.1016/S1474-4422(18)30239-4 Gilman S, Wenning GK, Low PA, et al. Second consensus statement on the diagnosis of multiplesystem atrophy. Neurology 2008,71(9):670-6. doi:10.1212/01.WNL.0000324625.00404.15 Krismer F, Wenning GK. Multiple system atrophy: insights into a rare and debilitating movement disorder. Nat Rev Neurol 2017,13(4):232-43. doi:10.1038/NRNEUROL.2017.26 Trojanowski JQ, Revesz T, Neuropathology Working Group on MSA. Proposed neuropathological criteria for the post mortem diagnosis of multiple system atrophy. Neuropathol Appl Neurobiol 2007,33(6):615-20. doi:10.1111/J.1365-2990.2007.00907.X Palma JA, Norcliffe-Kaufmann L, Kaufmann H. Diagnosis of multiple systematrophy. AutonNeurosci 2018,211:15-25. doi:10.1016/j.autneu.2017.10.007 Dickson DW, Ahmed Z, Algom AA, Tsuboi Y, Josephs KA. Neuropathology of variants of progressive supranuclear palsy. Curr Opin Neurol 2010,23(4):394-400. doi:10.1097/WCO.0B013E32833BE924 Williams DR, Lees AJ. Progressive supranuclear palsy: clinicopathological concepts and diagnostic challenges. Lancet Neurol 2009,8(3):270-279. doi:10.1016/S1474-4422(09)70042-0 Höglinger GU, Respondek G, Stamelou M, et al. Clinical diagnosis of progressive supranuclear palsy: The movement disorder society criteria. Mov Disord 2017,32(6):853-64. doi:10.1002/MDS.26987 Sakurai K, Tokumaru AM, Shimoji K, et al. Beyond the midbrain atrophy: wide spectrum of structural MRI finding in cases of pathologically proven progressive supranuclear palsy. Neuroradiology 2017,59(5):431-43. doi:10.1007/S00234-017-1812-4 Kouri N, Whitwell JL, Josephs KA, Rademakers R, Dickson DW. Corticobasal degeneration: a pathologically distinct 4R tauopathy. Nat Rev Neurol 2011,7(5):263-72. doi:10.1038/nrneurol.2011.43 Armstrong MJ, Litvan I, Lang AE, et al. Criteria for the diagnosis of corticobasal degeneration. Neurology 2013,80(5):496. doi:10.1212/WNL.0B013E31827F0FD1 Koyama M, Yagishita A, Nakata Y, Hayashi M, Bandoh M, Mizutani T. Imaging of corticobasal degeneration syndrome. Neuroradiology 2007,49(11):905-12. doi:10.1007/S00234-007-0265-6 Shin HW, Chung SJ. Drug-induced parkinsonism. J Clin Neurol 2012,8(1):15-21. doi:10.3988/JCN.2012.8.1.15. "
PROF. DR. RAİF ÇAKMUR: PARKINSON HASTALIĞINDA EN ÖNEMLİ SORUN DOPAMİN EKSİKLİĞİ - Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi

PROF. DR. RAİF ÇAKMUR: PARKINSON HASTALIĞINDA EN ÖNEMLİ SORUN DOPAMİN EKSİKLİĞİ - Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi

PROF. DR. RAİF ÇAKMUR: PARKINSON HASTALIĞINDA EN ÖNEMLİ SORUN DOPAMİN EKSİKLİĞİ

Parkinson hastalığının motor bulguları beyinde hareketlerimizden sorumlu olan hücrelerin ufak bir bölümünün hasara uğraması ve eksilmesi (dejenerasyon) sonucu ortaya çıkar. Bu hücreler bilgileri bir sinir hücresinden diğerine gönderen dopamin adı verilen kimyasal bir madde salgılar. Beyinde yeterli dopamin yapılamazsa hareket ve duruş işlevleri etkilenerek Parkinson hastalığı belirtileri ortaya çıkar. Dopamin eksikliğinin temel belirtileri hareketlerde yavaşlama, hareket yeteneğinin azalması ve titremedir. Hastalık yavaş bir şekilde ilerler. Hastadan hastaya belirtilerin varlığı, şiddeti ve hastalığın ilerleme hızı farklıdır.

Parkinson hastalığı, yavaş ilerleyici beyin hücrelerinde kayıp ile seyreden bir beyin hastalığıdır. Bu tür hücre kaybı ile giden, sinsi başlayan ve yavaş seyreden hastalıklara nörodejeneratif hastalıklar denilmektedir. Parkinson hastalığı, Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen nörodejeneratif hastalıktır. Parkinson hastalığının en erken belirtileri enterik sinir sistemi, alt beyin sapı ve koku yollarında ortaya çıkmaktadır. Koku duyusu kaybı veya azalması, uyku bozuklukları ve kabızlık, sonraki aşamada ise titreme ve hareketlerde yavaşlama gibi motor belirtiler görülmektedir. Hastalık genellikle motor semptomlarla tanı almaktadır.
Parkinson hastalığı tipik olarak orta ve ileri yaşın hastalığı olup, ortalama 60 yaş civarında başlar. Hastalık genç yaşlarda da başlayabilmektedir. Ancak yaşlanma ile görülme sıklığı artmaktadır. Yapılan çalışmalar, Parkinson hastalığının erkeklerde kadınlara göre biraz daha sık görüldüğünü göstermektedir.
Hastalığın asıl belirtileri hareket ile ilgili (motor) belirtiler olsa da son yıllarda hastalığın hareket etkilenmesinden önce koku alma sorunu, kabızlık, depresyon, uyku problemleri ve omuz ağrısı gibi sorunlarla başlayabildiği saptanmıştır. Parkinsonizmin temel görüntüsü hareketlerde yavaşlama ve hareket miktarının azalmasıdır. Titreme, Parkinson hastalarının yaklaşık olarak %50 ile %75 kadarında başlangıç bulgusudur. Hastaların bir bölümünde titreme hiç görülmeyebilir. Bazen erken bulgular çok silik olabilir, öyle ki aylarca fark edilmeyebilir. Başlangıçta sıklıkla bir beden yarısında veya yalnızca bir kol veya bacakta ortaya çıkan belirtiler zaman içinde tipik olarak bir beden yarısında belirgin olmak üzere iki yanlı tutulmaya yol açar.

Başlıca belirti ve bulgular şunlardır: Titreme, hareketlerde yavaşlama, bir veya daha fazla uzuvda (kol veya bacak) kasılma, yürürken kolları sallamama, konuşurken mimikler ve jestler gibi hareketlerin kaybı, yavaş, ufak adımlı veya ayak sürüyerek yürüme, vücut duruşunun öne eğik şekil alması, yumuşak ve alçak sesle, monoton konuşma, el yazısında küçülme, okunaksız olması, ağızdan salya sızması, yutkunma güçlüğü, halsizlik, yorgunluk, ruh hali değişiklikleri, ruhsal çöküntü hali (depresyon), nedensiz sıkıntılar, kabızlık, aşırı terleme, tansiyon düşmesi, ağrı, kas spazmları.
Titreme genellikle ellerde dinlenme halinde iken ortaya çıkar, stresle artar. Ellerin dışında ayaklar, çene ve dudakta da titreme olabilir. Hareketlerdeki yavaşlık çok belirgin olduğu zaman hastalar en basit günlük işlerinde bile yakınlarının yardımına gereksinim gösterebilir. Parkinson hastalığının şu andaki tedavileri semptomlara yönelik tedavilerdir. Bu konuda çok etkili farmakolojik ajanlarımız mevcut. Parkinson hastalığı bu konuda diğer nörodejeneratif hastalıklara öncülük yaptığı gibi halen onlara göre daha başarılı tedavi edilebilir olma avantajını koruyor.
Parkinson hastalığının tedavisine tanıyı takiben ağızdan verilen ilaçlar ile başlanır. Bu amaçla kullanılan çok sayıda ilaç seçeneği bulunmaktadır. Hangi ilaç grubunun seçileceğine, hastanın yaşı, belirtilerinin ağırlığı ve niteliği (titreme veya yavaşlıktan hangisinin ön planda olduğu), tanı alana kadar geçen sürenin uzunluğu, belirtilerin ne kadar işlevsel veya sosyal sorun oluşturduğu ve nihayet hastanın eşlik eden genel sağlık sorunları gibi faktörlerin hepsi bir arada dikkate alınarak karar verilir.

Tüm bu ilaçların, hasta ve yakınlarınca ismen ve dozları bilinerek tanınması, mutlaka uzman hekimce önerilen doz ve saatlerde alınması, Beklenen etki ve olası yan etkilerinin bilinerek yakından takibi, düzenli doktor kontrolleri ile dozların gözden geçirilmesi, gerekirse ayarlanması, yan etkilere karşı etkin tedbirlerin zamanında devreye konulması gereklidir.
Parkinson hastalığı ilerledikçe ağızdan alınan ilaçlar giderek yetersiz kalabilir, daha sık veya daha yüksek dozlarda alınmaları gerekebilir, bu da yan etkilerin artmasına yol açabilir. Eğer tüm ayarlamalara karşın hastanın yavaş/donuk olduğu dönemler günde toplam 4-5 saatten daha fazlaya ulaşır, iyilik dönemleri de istemsiz hareketler gibi yan etkilerden dolayı yeterince iyi geçmezse cerrahi yöntemler düşünülür.
Cerrahi öncesi veya cerrahiye uygun olmayan hastalarda kullanılabilecek iki yöntem daha vardır. Bu yöntemlerden birinde ilaç cilt altına konulan küçük bir iğne ve buna bağlı bir pompa aracılığıyla sürekli verilirken, diğer yöntemde karından açılan küçük bir delikten bağırsağa uzatılan küçük bir hortum ve bir pompa aracılığıyla ilacın sürekli uygulanması gerçekleştirilir.
Parkinson hastalığının ameliyat ile tedavisi, uygun hastalarda yararlı olabilir. Yakma (ablasyon) ve beyin pili (derin beyin stimülasyonu) olarak bilinen bu yöntemler her hasta için uygun değildir. Ameliyat kararı için önce Parkinson hastalığı tedavisinde deneyimli bir nöroloji uzmanı tarafından doğru tanı konulduğundan ve en uygun ilaç tedavisinin uygulandığından emin olunmalıdır.
Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan hiç bir cerrahi yöntem hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz. Hastaların hemen hepsi ameliyattan sonra da Parkinson hastalığı için ilaçları kullanmaya devam ederler. Yapılan bilimsel çalışmalar, cerrahi tedavi sonrasında hastalık belirtilerinin %50 ve ilaç gereksiniminin %80 oranında azalabildiğini göstermiştir. Bu oranlar her hasta için bireysel değişkenlik gösterir.
Parkinson hastalığında araştırılan yeni tedavi yöntemleri ise kök hücre araştırmaları, hücre nakli yöntemleri, gen tedavileri ve büyüme faktörü yöntemleri ile aşı araştırmaları olarak özetlenebilir. Şu an için klinik kullanıma bu tedavilerin hiçbiri yansımamıştır. Yeni bir tedavi yönteminin hastaların kullanımına girmesi süreci yıllar süren kapsamlı araştırmaları gerektirmektedir. Yukarıdaki yöntemlerin biri ya da birkaçı olumlu sonuçlandığı takdirde önümüzdeki dönemde Parkinson hastalığının tedavisinde önemli gelişmeler söz konusu olacaktır.
Bugün için Dünyada 10 milyon, ülkemizde 150.000 civarında Parkinson hastası olduğunu tahmin etmekteyiz. Parkinson hastalığının gelişimi için en önemli risk faktörü, yaşlanma olarak tanımlanmıştır. Toplumlar yaşlandıkça görülme oranındaki artış aslında aciliyet göstermektedir. Dünyanın en kalabalık ülkelerinde, 2030 yılına kadar Parkinson hastalarının nerdeyse 2 katına çıkarak 30 milyona ulaşacağını düşünmek korkutucudur. Eğer hepimiz 100 yaşın üzerine kadar yaşayacak olursak büyük olasılıkla bu hastalıkla karşı karşıya kalacağız.

Prof. Dr. Raif Çakmur’un Yönetim Kurulu Başkanlığını yürüttüğü Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği (TPHD), Parkinson hastalığının toplumda bilinirliğini artırmayı, doğru tanınmasını sağlamayı ve bu hastalık ile ilgili bilgiyi hekimlere ve topluma aktarmayı amaçlamaktadır. TPHD, toplumda Parkinson hastalığına karşı farkındalığı artırmak amacıyla zaman zaman yerel toplantılar düzenlemekte, son yıllarda daha düzenli olmak üzere her yıl Nisan ayında özellikle “11 Nisan Parkinson Hastalığı Günü” haftasında yazılı-görsel medya üzerinden tanıtıcı çalışmalar yapmaktadır. Derneğin bir diğer amacı da Parkinson ve benzeri hastalıklarda eğitim ve araştırmalara öncülük ederek hastaların yaşam kalitesini artırmaktır. Bu amaçla yaklaşık 20 yıldır Parkinson hastalığı ve hareket bozukluklarında nöroloji uzmanlarına yönelik, her yıl dönüşümlü olarak kongre (Ulusal PH ve Hareket Bozuklukları Kongresi) ya da sempozyum (Parkinson Hastalığı derneği Sempozyumu) düzenlemektedir.

Prof. Dr. Raif Çakmur
Nöroloji Ana Bilim Dalı Öğretim Üyesi
Türkiye Parkinson Hastalığı Derneği Yönetim Kurulu Başkanı

Beyin Piliyle (DBS) Parkinson Tedavisi Nasıl Yapılır? | Doç. Dr. Ali Zırh

Beyin Piliyle (DBS) Parkinson Tedavisi Nasıl Yapılır? | Doç. Dr. Ali Zırh

Merhaba,
Doç. Dr. Ali Zırh’a hemen ulaşmak için buraya tıklayın.

Sorularınız ve diğer iletişim seçenekleri için aşağıdaki İletişim ve Destek bağlantısına tıklayabilirsiniz.

Sorularınız ve diğer iletişim seçenekleri için üst menüdeki İletişim ve Destek bağlantısına tıklayabilirsiniz.

Hakkında Beyin Pili Videolar Basında İletişim ve Destek E-bültenimize kayıt olduğunuz için teşekkür ederiz Bir hata oluştu. Lütfen bir süre sonra tekrar deneyiniz.

Ana Sayfa

Parkinson Hastalığı Nedir? Parkinson Hastalığı Nedir?

Parkinson hastalığı beyinde dopamin adı verilen bir maddenin eksilmesiyle ortaya çıkan ve genelde ileri yaşlarda görülen kronik nörolojik bir hastalıktır.


Parkinson Hastalığı, Beyin bu hücrelerin yüzde 60 ila 80’ini kaybettiğinde hastalık bulguları ortaya çıkmaya başlar. Parkinson Tedavisi Nasıl Yapılır?

Vücudun bir tarafında daha ön planda olmak üzere ellerde “para sayar” tarzda titreme, hareketlerde yavaşlama, kolların vücut salınımına iştirak etmemesi ve vücuda yapışık olarak yürünmesi, bakışlarda donuklaşma ve yüz mimiklerinde azalma ile birlikte “maske yüz” diye ifade edilebilen yüz hali, küçük adımlarla ve öne eğilerek yürüme gibi belirtileri bulunmaktadır. Parkinson hastaları başlangıçta ilaç tedavisine olumlu cevap vermekte olup, hastalığın ilerlemesi ile birlikte ilaç tedavisine olumlu yanıt vermeyen ya da şiddetli ilaç yan etkileri yaşayan hastalar için beyin pili tedavisi yüz güldürücü sonuçlar vermektedir.

‍Doktora sorun sayfamız üzerinden merak ettiklerinizi Doç. Dr. Ali ZIRH ile paylaşabilir, tüm sorularınızın yanıtlarını birinci ağızdan öğrenebilirsiniz.

Parkinson Tanısı Nasıl Koyulur?

Parkinson hastalığının tanısı, klinik muayene bulguları yardımıyla konulmaktadır. Hastalarda ortaya çıkan katılık, ağırlık, yavaşlık, titreme, hareket etme güçlüğü gibi bulgular, onları muayene eden nöroloji hekimlerinin elde edebildikleri verilerle ve hastalığın öyküsüyle ile ilgili bilgilerle birleştirildiğinde Parkinson hastalığının tanısı netleştirilmektedir. Parkinson hastalığının tanısında kullanılan görüntüleme yöntemleri veya bazı diğer nöroradyolojik değerlendirme yöntemleri ancak bilimsel deneysel çalışmalarda, yapılan çalışmaların sonuçlarını birbiriyle mukayese etme amacıyla akademik olarak kullanılmaktadır. Günlük klinik tanı uygulamasında kullanılmamaktadır.

Parkinson Kimlerde Daha Sık Görülür?

Parkinson hastalığı bir ileri yaş hastalığı olup, genellikle 60 yaş üzeri kişilerde görülmektedir. Hastaların % 5 ila 10’unda ise hastalık başlangıç yaşı 20 ile 50 arasındadır. Genç hastalarda mutlaka genetik nedenler araştırılmalıdır. Ailede bir ebeveyn veya kardeşte Parkinson hastalığı varlığı, o kişide hastalık gelişme riskini arttırmaktadır.

Beyin Pili Teknolojisiyle Parkinson Tedavisi

Medikal tedaviye yeterli cevap vermeyen veya şiddetli ilaç yan etkileri yaşayan Parkinson hastalarında beyin pili tedavisi gündeme gelmektedir. Beyin pilleri insan beyni içerisinde herhangi bir noktaya elektrik akımı verebilmeyi, böylelikle elektrik akımı verilen bölgedeki beyin hücrelerindeki elektriksel aktiviteyi uyarmayı ya da baskılayabilmeyi sağlayan cihazlardır. On yıllık bir Parkinson hastası beyin pili tedavisi uygulaması ile hastalığının ilk yıllarına geri döndürebilmektedir. Hastalık ortadan kaldırılmaz ama hastalığın motor bulguları önemli ölçüde düzeltilmiş olur. Bu tedavi sayesinde bağımsız yaşayamayan, sosyal hayattan kopan kişiler yeniden bağımsız yaşama şansı bulabiliyor, önemli bir kısmı ise mesleklerini tekrar icra edebilirler.

ÇÖZÜM MERKEZİ

Size tedavi öncesi ve sonrası tüm konularda destek olmaya çalışan uluslararası ekibimize aklınıza takılan tüm soruları sorabilir, ayrıca hastalarımızın tecrübelerinden de faydalanabilirsiniz.
Sizi Arayalım kısmından iletişim bilgilerinizi bırakabilir ve ekibimizin sizinle en kısa sürede iletişime geçmesini sağlayabilirsiniz. Dilerseniz +90 533 273 40 41 numaralı çözüm merkezimizden bize ulaşabilirsiniz.

"
Parkinson Hastalığı

Parkinson Hastalığı

Parkinson Hastalığı

Parkinson hastalığı hareket sistemini etkileyen ilerleyici bir santral sinir sistemi hastalığıdır.

Şikayetler genellikle çok yavaş ve sinsi başlayan, tek elde hafif istirahat titremesi, hareketlerde yavaşlık, katılık, yüz mimiklerinde azalma gibi uzun süre göz ardı edilebilecek şikayetler olarak başlar. Zaman içinde dikkate alınacak hale gelirler.

Hastalığın erken dönemlerinde azalmış yüz mimikleri nedeniyle ifadesiz yüz, yürürken kollarını sallamadan donuklaşmış ve küçük adımlarla yürüme, konuşurken ses tonunda yumuşama ve titreme, dilde sürçme şeklinde farklılaşma görülebiliyor. Şikayetler kişiden kişiye değişmekle beraber yıllar içinde ilerlemektedir.

Parkinson hastalığı tedavisi olmayan bir hastalık olmaktan çıkamamıştır. Sadece şikayetleri baskılamak üzerine geliştirilen tedavi yöntemleri ve ilaçlar kullanılmaktadır.

Parkinson Hastalığının Semptomları Nelerdir?

Parkinson Hastalığı semptom ve bulguları kişiden kişiye değişim gösterir. Erken bulgular çoğu hasta tarafından fark edilmeyebilecek kadar hafif olabilir. Başlangıçta semptomlar tek taraflı veya bir tarafta daha hafif olabilir. Ancak yıllar içinde iki taraflı hale gelebilir.

Parkinson Hastalığının Bulgu ve Belirtileri Nelerdir?

Titreme: Başlangıçta genellikle tek el başparmağı ve işaret parmağının istirahatı sırasında istemsiz şekilde titreme olmakla beraber hap yuvarlama, para sayma gibi tarif edilen ileri geri hareketler şeklinde ince titreme de olabilir. İstirahat halindeyken olup eline istemli bir görev verdiğinde azalan titreme karakteristiktir.

Hareketlerde Yavaşlama (Bradikinezi): Zamanla istemli hareketlerin yavaşladığı, hareketi başlatmanın zorlaştığı katılık gözlenir. Örneğin, sandalyeden kalkarken zorlanma ve yavaşlama gibi.

Kaslarda Katılaşma (Rijidite): Belirli veya yaygın kaslarda hareket etmeyi zorlaştıracak kasılma, gevşeyememe hali gelişir.

Postür ve Denge Bozukluğu: Ayakta durma ve yürüme sırasındaki denge bozulup ‘otomatik hareketlerde azalma’ diye tabir edilen bozulmalar görülebilir. Ayrıca göz kırpma, gülümseme, yürürken kolları sallama gibi otomatik hareketlerde de azalma gözlenir.

Konuşmada Değişiklik: Daha yumuşak, peltek ve çekingen bir şekilde konuşma, monoton bir ses tonu, dil hareketlerindeki otomatizmanın bozulmasına bağlı dil sürçmesi gibi konuşmada zorlanmalar belirmeye başlar.

Ayrıca yazı yazmada bozulma, daha küçük yazma ya da yazamama gelişebilir.

Parkinson Hastalığının Nedenleri Nelerdir?

Beyinde, vücut kaslarının hareketlerinin kontrolünde orkestra şefi konumunda çalışan bölüm olan bazal ganglion hücrelerinde başlamaktadır. İlerleyen yıkım dejenerasyonunun oluştuğu buna bağlı bazı maddelerin (dopamin - asetilkolin) salgısının azaldığı veya bu maddelerin reseptörlerinde etkileşimin düştüğü gözlenmektedir.

Parkinson hastalığında, titreme ve katılık, bazal gangliondan salgılanan dopamin azalması ve buna karşılık asetilkolinin göreceli miktarda fazla kalması ortaya çıkan iki klinik bulgudur.

İncelendiğinde kas hareketlerinin ahenkli olabilmesi için tüm kaslar birbirine ters çalışan kas grupları halinde görevlendirilmişlerdir. Yani bir kas grubu gevşerken diğer kas grubunun kasılması gerekmektedir. Birbiriyle ters etkili çalışan kas gruplarının otomatik olarak eş zamanlı kasılma ve gevşemelerinin kontrolü bazal ganglion denilen bölgede gerçekleşmektedir. Orkestra şefi konumundaki hücrelerde başlayan dejenerasyon sonucu asetilkolin ve dopamin adı verilen nörotransmitter maddelerin salgılanması ve/veya reseptörlerde etkisi değişmektedir.

Sonuç olarak, azalmış dopamin nedeniyle hareketlerde katılık yani bir kas grubunun kasılması sırasında ters çalışan diğer kas grubunun gevşemeyip eş zamanlı kasılması sonucu hareketlerde yavaşlık ortaya çıkar.

Azalmış dopamine bağlı katılık çıkarken, dopamin azaldığı için asetilkolin denilen başka bir salgı maddesinin dopamine göre miktarı artmış konumda kaldığından ‘titreme komponenti’ ortaya çıkar. Bazı hastalarda titreme katılıktan önce veya daha ön planda ortaya çıkabilmektedir.

Azalmış dopamine bağlı hareketlerde yavaşlama sonucu eş zamanlı iki kas grubunun da kasılmasıyla hasta kaskatı kalmaktadır. Rigidite dediğimiz bu katılık sonucu ilk zamanlar sadece el, kol, bacak ve bazı kas grupları etkilenirken zamanla yaygınlaşabilir.

Parkinson hastalığının nedenleri tam bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin rol oynayabileceği düşünülmektedir. Örneğin,

1-Genetik faktörler

2-Çevresel faktörler: Bazı toksinlerin ve çevresel faktörlerin Parkinson Hastalığı oluşum riskini artırabileceği düşünülmektedir.

Yapılan araştırmalarda bu hastaların beyin dokularında protein yapısı bozulmuş birikinti (Lewy Cisimciği adı verilen yapısı bozulmuş protein) kalıntılarından oluşan hücre içi materyal gözlenmekte ve bu hücrelerin diğer hücrelere göre erken yıkımının oluştuğu tespit edilmiştir. Hatta aynı birikintilere Alzheimer hastalığında erken yıkılan beyin hücrelerinde de rastlandığı bildirilmektedir. Bu konudaki araştırmalar devam etmektedir. Muhtemel hücre hasar mekanizmalarını açıklamaya çalışan çok sayıda araştırma süregelmektedir.

Klinik Bulgular ve Yakınmalar

1-Kognitif problemler, unutkanlık ve zihinsel fonksiyonlarda yavaşlama gözlenebilir: Genellikle hastalığın çok ileri devrelerinde olabileceği bildirilmektedir. Hastalığa yönelik tedaviden (dopamin) fayda görmeyen, hasta gruplarında, yaygın beyin hücre yıkımı sonrası gelişebildiği bildirilmektedir. (Demans-Parkinson bulguları birlikteliği)

2-Depresyon ve duygusal değişiklikler: Bazı hastalarda duygu durum değişiklikleri ve depresyona yatkınlık belirtilerinin çok erken dönemlerde başlayabildiği, kaygı ve depresyonla ilgili destek alınması gerektiği bildirilmektedir.

3-Yutma problemleri: Parkinson hastalığı, tek tip olmayan, her hastada farklı klinik belirti, bulgu ve ilerleme hızıyla seyrettiği bilinen hareket bozukluğu hastalıkları arasında ele alınan bir hastalıktır. Kaybolmuş kas otomatik kontrolü nedeniyle yutma güçlüğü de gelişmektedir.

Parkinson hastalığında şikayetler iki ana grupta toplanmaktadır. Birisi istirahat halinde olan titreme, diğeri ise hareketlerde yavaşlık ve katılık olarak gruplanabilir. Parkinson hastalığında, bazal ganglion dediğimiz hareketlerin otomatik kontrolünü sağlayan çekirdekte başlayan ilerleyici yıkımın yıllar içinde çok yavaş ve sinsi başlayan belirti ve bulgulara neden olduğu bilinmektedir.

İlaç ile tedavide bu iki nörotransmitter (asetilkolin, dopamin) üzerinden ilaç çalışmaları uygulanmaktadır.

Sayfa içeriği sadece bilgilendirme amaçlıdır, tanı ve tedavi için mutlaka doktorunuza başvurunuz.

Uzm. Dr. Hülya KARATEPE Arayın Randevu Al Detaylı Bilgi

Benzer Yazılar

29/12/2023 Op. Dr. Mehmet ÖZTÜRKMEN tag çekilecek --> Miyom Nedir?

Devamını Oku

13/12/2023 Op. Dr. Süleyman Yetkin TURGUT tag çekilecek --> Artroskopik Cerrahi

Devamını Oku

13/12/2023 Uzm. Dr. Onur KÜÇÜKÖZER tag çekilecek --> Çocuklarda İnfluenza (Grip)

Devamını Oku

Kurumsal Kuruluşumuz Kalite Politikamız Misyonumuz, Vizyonumuz ve Değerlerimiz Bilgi Toplumu Hizmetleri Çevre Politikamız Anlaşmalı Kurumlar Sosyal Sorumluluk Projeleri İnsan Kaynakları Yatırımcı İlişkileri Hasta/Hasta Yakını ve Çalışan Öneri, Şikayet ve Memnuniyeti Hasta Hakları ve SorumluluklarıBu Test Nerede Yapılır? Gizlilik Ve KVKK Mesafeli Satış Sözleşmesi Hasta Aydınlatma Metni Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Aydınlatma Metni Özel Nitelikli Kişisel Verilere İlişkin Politika Kapalı Devre Kamera Sistemleri Aydınlatma Metni Çalışan Adayı Aydınlatma Metni Personel Aydınlatma Metni Çerez Politikası

© 2005 - 2024 Tüm hakları saklıdır. | yasamhastaneleri.com | Şirinyalı Mahallesi, 1487 Sokak, No:4 Muratpaşa / ANTALYA | 444 77 44 | [email protected]

Sitemizden en iyi şekilde faydalanabilmeniz için çerezler kullanılmaktadır. Bu siteye giriş yaparak çerez kullanımını kabul etmiş sayılıyorsunuz. Daha fazla bilgi edinin.

Whatsapp Destek var Tawk_API=Tawk_API||<>, Tawk_LoadStart=new Date(), (function()< var s1=document.createElement("script"),s0=document.getElementsByTagName("script")[0], s1.async=true, s1.src='https://embed.tawk.to/618d36c46885f60a50bb5ee5/1fk7prsa1', s1.charset='UTF-8', s1.setAttribute('crossorigin','*'), s0.parentNode.insertBefore(s1,s0), >)(),

"
Parkinson Hastalığı | Prof. Dr. Selçuk Peker

Parkinson Hastalığı | Prof. Dr. Selçuk Peker

Ki̇şi̇sel Veri̇leri̇n İşlenmesi̇ Aydınlatma Metni̇

Prof. Dr. Selçuk Peker tarafından sizlere sunulmakta olan sağlık hizmeti sürecinde tarafımıza sağlamış olduğunuz kişisel verilerinize ilişkin olarak, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’nun (“KVKK”) 10. maddesi uyarınca sizi bilgilendirmek ve aydınlatmak isteriz. Bize sağladığınız tüm kişisel verilerin gizliliği ve güvenliği konusunda azami hassasiyet gösterdiğimizi ve bu verilerin korunması için gerekli tüm teknik ve idari güvenlik önlemlerinin alındığını belirtiriz.

VERİ SORUMLUSU ve TEMSİLCİSİ

Peker Sağlık Hizmetleri ve Ticaret Ltd.Şti. (Prof. Dr. Selçuk Peker) olarak veri sorumlusu sıfatıyla, kişisel verilerinizi aşağıda açıklanan amaçlar kapsamında, hukuka ve dürüstlük kurallarına uygun bir şekilde işleyebilecek, kaydedebilecek, saklayabilecek, sınıflandırabilecek, güncelleyebilecek ve mevzuatın izin verdiği hallerde ve/veya işlendikleri amaçla sınırlı olarak 3. kişilere açıklayabilecek/aktarabileceğiz.

İŞLENECEK KİŞİSEL VERİLERİNİZ

Kimlik Bilgileriniz (Adınız, soyadınız) İletişim Bilgileriniz (Telefon numaranız, elektronik posta adresiniz) Sağlık Bilgileriniz ( İletişim formu üzerinden veya elektronik posta ile tarafımıza iletmiş olduğunuz muayene verileriniz, tanı ve operasyon bilgileriniz, tıbbi özgeçmişinize ait veriler, tıbbi soy geçmişinize ait veriler, laboratuvar sonuçlarınız, tıbbi görüntüleme sonuçlarınız, test sonuçlarınız, muayene randevu bilgileriniz, reçete bilgileriniz, kullandığınız ilaç bilgileri, aşı ve ilaç kullanım bilgileriniz, muayene öncesi danışma, teşhis, tedavi ve takip sürecinde dijital ortamda yapılan tüm görüşme ve yazışmalar gibi özel nitelikli kişisel verileriniz) Görsel ve İşitsel Kayıtlarınız (Tıbbi işlem öncesinde, tıbbi işlem sırasında ve/veya tıbbi işlem sonrasında alınan fotoğraf ve/ veya videolarınız gibi), Web sitesi gezinme bilgileri, IP adresi, tarayıcı bilgileri ve kendi rızanız ile ilettiğiniz tıbbi belgeler, anketler, form bilgileri.

KİŞİSEL VERİLERİN İŞLENME AMACI

Kişisel verileriniz açık rızanıza ve/veya tabi olduğumuz yasal mevzuat başta olmak üzere KVKK 5. ve 6. maddeleri ile GDPR 6. ve 9. maddelerinde belirtilen Kişisel Veri İşleme Şartları kapsamında yer alan şartlar ve amaçlar doğrultusunda işlenmektedir. Prof. Dr. Selçuk Peker’in verdiği hizmetler dikkate alındığında, kişisel verileriniz,

Sunmakta olduğumuz hizmetlere dair işlemlerin gereklerinin yerine getirilebilmesi ve hizmetin ifası kapsamında sunulan hizmetlerden ilgili kişilerin faydalanmasını sağlamak, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik, Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Sağlanması Hakkında Yönetmelik ve ilgili diğer düzenlemelerde yer alan hukuki yükümlülüklerimizi yerine getirme, Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi, Almış olduğunuz sağlık hizmetlerine ilişkin her türlü soru ve şikâyetinize cevap verilmesi, Hasta memnuniyetinin ölçülmesi, arttırılması, araştırılması. Almakta olduğunuz hizmetler, tamamlayıcı hizmetler ve yeni hizmetler hakkında bilgi verilmesi Randevu almanız halinde, randevu hakkında haberdar edilme, İlgili mevzuat gereğince talep edilmesi halinde Kamu Kurum ve bütün otoritelerce öngörülen bilgi paylaşımı, raporlama, bilgilendirme yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, Yasal mevzuattan kaynaklanan bilgi ve belge saklama yükümlülüklerinin yerine getirilmesi, Açık rızanız doğrultusunda diğer hastaların ve kamuoyunun eğitimi ve bilgilendirilmesi, tanıtım, hacim arttırma, bilimsel araştırma ve eğitim amacıyla, Ve bunlarla sınırlı olmaksızın 6698 sayılı Kanun’un 5. ve 6. maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve amaçları dahilinde işlenecektir.

KİŞİSEL VERİLERİN TOPLANMA YÖNTEMİ VE HUKUKİ SEBEP

Kişisel verileriniz tarafımızca, yukarıda sıralanan amaçlar kapsamında ve her türlü sözlü, yazılı ya da elektronik ortamda (web sitesi, e-posta, sosyal medya hesaplarında direkt mesaj göndermeniz ve/veya gönderilerine yorum yapmanız vasıtasıyla) toplanacaktır.

Yukarıdaki yöntemler doğrultusunda topladığımız kişisel verilerinizi Açık rızanızın bulunması veya Aşağıda yer alan hallerden en az birinin bulunması durumunda Açık Rıza’nızın bulunmadığı durumlarda da işlenmesi mümkün olacaktır.

Türkiye Cumhuriyeti’nde yürürlükte olan kanun ve yönetmelik hükümlerinin işlemeyi gerekli kılması (Borçlar Kanunu, Ticaret Kanunu, İş Kanunu, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Ayakta Teşhis Ve Tedavi Yapılan Özel Sağlık Kuruluşları Hakkında Yönetmelik, Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Sağlanması Hakkında Yönetmelik vs.) Fiili imkânsızlık nedeniyle rızanızı açıklayamayacak durumdayken şahsınızın veya bir başkasının yaşamı veya vücut bütünlüğünün korunması için zorunlu olması, Tarafınız ile akdetmiş olduğumuz sözleşmenin ifası için gerekli olması (Tıbbi teşhis ve tedavi süreçleri sonrasında kontrollerinizi gerçekleştirebilmek, sizinle birebir iletişime geçebilmek, randevu süreçlerini yönetebilmek amacıyla) Hukuksal yükümlülüklerimizin yerine getirilmesi amacıyla kişisel verilerinizin işlenmesinin gerekli olması, Kişisel verinizin tarafınızca alenileştirilmiş olması, Yasal veya sözleşmesel haklarımızın kullanılması veya korunması için gerekli olması, Temel hak ve özgürlüklerinize zarar vermemek kaydıyla kişisel verilerinizin işlenmesinin meşru menfaatimiz için gerekli olması (Hasta memnuniyeti ve talep yönetiminin gerçekleştirilebilmesi amacıyla)

Özel nitelikli kişisel verileriniz ise aşağıdaki hukuka uygunluk sebeplerine dayanılarak toplanmakta, saklanmakta ve işlenmektedir,

Açık rızanızın bulunması, Sağlık ve cinsel hayat dışındaki özel nitelikli kişisel veriler, kanunlarda öngörülen hallerde açık rıza aranmaksızın. Sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel verileriniz ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, size ait tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, aldığınız sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, Dr. Selçuk Peker tarafından Açık Rıza’nız aranmaksızın işlenebilecektir.

İŞLENEN KİŞİSEL VERİLERİN AKTARILDIĞI TARAFLAR VE AKTARIM AMACI

Kişisel verileriniz , Sağlık Bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, özel sigorta şirketleri, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, ameliyat gerektiren operasyonlarda anlaşmalı olduğumuz özel hastaneler ile ve bilişim teknolojileri desteği (sunucu, hosting, yazılım, bulut bilişim vb.) aldığımız hizmet sağlayıcılarımız ile 6698 sayılı Kanun’un 8. ve 9. Maddelerinde belirtilen kişisel veri işleme şartları ve yukarda belirtilen amaçlar çerçevesinde paylaşılabilecektir.

Kişisel verileriniz, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu ve ilgili mevzuat çerçevesinde mesleki sır olarak korunup, gizliliği sağlanacak, kanuni zorunluluk hali dışında 3. Kişilerce/kurumlarca/kuruluşlarca paylaşılmayacaktır.

Fotoğraf ve video verileriniz, açık rızanıza bağlı olarak sosyal medyada ve web sitesinde yayınlanabilecektir.

KİŞİSEL VERİSİ İŞLENEN İLGİLİ KİŞİNİN HAKLARI

Kişisel veri sahibi olarak Kanun’un 11. maddesi uyarınca aşağıdaki haklara sahip olduğunuzu bildiririz:

Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme, Kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme, Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme, Kişisel verilerin düzeltilmesi, silinmesi ya da yok edilmesi halinde bu işlemlerin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme, İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme, Kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğraması hâlinde zararın giderilmesini talep etme.

Topladığımız ve işlediğimiz kişisel verilerinizin 6698 sayılı Kişisel Verilerin İşlenmesi Kanunu 4. Maddesi gereğince doğru ve gerektiğinde güncel olması gerekmektedir. Bu nedenle, kişisel verilerinizde herhangi bir değişiklik meydana gelmesi halinde, güncel ve doğru kişisel bilgilerinizi aşağıda belirtilen yöntemlerle bildirebilirsiniz.

TALEPLERİNİZ İÇİN BİZİMLE İLETİŞİME GEÇMEK İSTERSENİZ

Yazılı olarak talepte bulunulması halinde,

https://www.selcukpeker.com/ İnternet sitemizde yer alan “KVKK Başvuru Formu” nun ıslak imzalı bir nüshasını, kimliğinizi tespit edici bir belge ile şahsen veya 11. Madde kapsamında sayılan haklara ilişkin başvuru yapmaya yetkili olduğunuzu gösterir ve noter tasdikli bir vekâletname ile vekaleten teslim edebilir ya da noter aracılığıyla “İstinye Mahallesi, Şehit Halil İbrahim Cad. No:25/2 Sarıyer / İstanbul” adresine gönderebilirsiniz.

Elektronik olarak talepte bulunulması halinde,

“Veri Sorumlusuna Başvuru Usul ve Esasları Hakkına Tebliğ”in 5. maddesi uyarıca, güvenli elektronik imza, mobil imza ya da tarafımıza daha önce bildirdiğiniz ve sistemlerimizde kayıtlı bulunan elektronik posta adresini kullanmak suretiyle form@selcukpeker.com e-posta adresine iletebilirsiniz.

Tarafımıza ilettiğiniz talepleriniz, talebinizin niteliğine göre en kısa sürede ve en geç otuz gün içerisinde, yazılı olarak veya elektronik ortamda cevaplandırılacaktır.

Ek : Başvuru Formu

Dünya Parkinson Günü – Çankırı Özel Karatekin Hastanesi

Dünya Parkinson Günü – Çankırı Özel Karatekin Hastanesi

Dünya Parkinson Günü


Çankırı Özel Karatekin Hastanesi Hekimlerinden Nöroloji / Beyin ve Sinir Hastalıkları Uzmanı Dr. Önder ÖZSOY “11 Nisan Dünya Parkinson Günü” nedeniyle bilgilendirmede bulundu.

PARKİNSON HASTALIĞI NEDİR?

İlk kez İngiliz Doktor James Parkinson tarafından 1817 yılında titrek felç olarak tanımlanmıştır. Beynimizde hareketlerimizi kontrol eden ve bundan sorumlu olan hücreler bulunur. Bu hücrelerden kimyasal maddeler salgılanır. Bunlardan birisi de dopamindir. Dopamin beyine gelen bilgileri bir sinir hücresinden diğerine aktarır. Böylece vücut dengesi sağlanmış olur. Fakat bu hücrelerin bir kısmı hasar gördüğünde ya da azaldığında dopamin salgılanamaz. İşte azalmış dopamin sonucu vücutta titreme, yavaş hareket etme gibi vücudun dengesinin bozulmasıyla ortaya çıkan hastalığa parkinson hastalığı denilmektedir.

Parkinson, yavaş ve sinsi seyreden bir hastalıktır. Hastalık on yıl gibi bir süre boyunca sürekli ilerler. Ne ölümcül bir hastalıktır ne de felce neden olur. Başlangıcında tek taraflı belirtiler görülürken daha sonra bu bütün vücuda yayılır. Belirtilerin şiddeti her hastada farklıdır. Hastalık genelde 40 yaşından sonra görülür ve erkeklerde görülme sıklığı biraz daha fazladır.

PARKİNSON HASTALIĞI NASIL ORTAYA ÇIKAR?

Parkinson hastalığının, beyinde dopamin salgılayan hücrelerin hasarı sonucu ortaya çıktığını söylemiştik. Fakat bu hasarın neden ortaya çıktığı henüz bilinmemektedir. Genetik yatkınlık ve çevresel faktörlerin birlikte bu hastalıkta rol oynadığı düşünülmektedir. Örneğin eroin kullanan bazı kişilerde parkinson belirtileri görülmeye başlanmış, bunun da eroinde bulunan bir maddenin beyindeki hücreleri öldürdüğü için oluştuğu açıklanmıştır. Fakat bu konuda çalışmalar hala sürmekte ve henüz kesin bir kanıt yoktur. Aileden gelen (kalıtsal) faktörlere bağlı parkinson hastalığı daha çok genç yaşlarda ortaya çıkmıştır. Fakat bu sadece yüzde 5’lik bir dilimdir. Ayrıca bulaşıcı bir hastalık da değildir.

HASTALIĞIN BELİRTİLERİ NELERDİR?

Sinsi ve yavaş seyreden bir hastalık olduğu için uzun süre fark edilmeyebilir. Genelde ilk belirti elde veya bir vücut yarımında titremedir. Hastanın daha önceki yılları incelendiğinde öne eğik durma ya da yürürken kolunu sallamama görülebilir. Temel olarak hastada titreme görülür. Parkinson hastalarının çoğunda bu vardır. İstirahat halinde bile titreme devam eder. Tabi ki her titreme parkinson belirtisi değildir. Günlük aktivite sırasında, heyecan, sinir gibi durumlarda titreme olur. Bu normaldir. Bir diğer belirti hareketlerde yavaşlama olmasıdır. Hasta günlük işlerini yaparken zorlanır. Yemek yerken, bir tarafa dönerken, yavaşlama söz konusudur ve bunlar güçlükle yapılır.

Hasta hekim tarafından muayene edildiğinde, hekim kas sertliği ile karşılaşır. Zaten hasta da bunun farkındadır. Normalde kişi gevşemiş haldeyken kasların da gevşemesi gerekir fakat parkinson hastalarında kas gergindir.

Diğer belirtiler ise şunlardır:

Kişinin yazdıklarının okunaksız olması, küçük yazmaya başlamak, Yavaş yürümek, yürürken ayakları yere sürmek, Vücudun öne doğru eğik bir şekilde durması, Depresyon, sıkıntılı ruh hali, Kas ağrıları, Konuşma bozukluğu, kısık sesle ve donuk konuşmak, Yürürken kolların sallanmaması, Terleme, hipotansiyon (tansiyon düşüklüğü), Yutma zorluğu.

PARKİNSON HASTALIĞI TANISI

Parkinson hastalığına tanı koymak için özel bir yöntem yoktur. Laboratuar ya da röntgen tetkikleri sonucu da bunun anlaşılması mümkün değildir. Fakat uzman bir nörologun hastadan ve hastanın yakınlarından aldığı bilgiler, ayrıca yaptığı muayene sonucu tanı koyabilir.

Parkinson hastalığına çok benzeyen ve parkinsonizm altında toplanan rahatsızlıklarla çok benzer olduğu için tanı koyarken dikkat edilmelidir. Beyindeki bir tümör, kullanılan bazı ilaçlar, damar hastalıkları da benzer sorunlara yol açabilir. Bu diğer nedenlerin ayrımını yapmak gerekir.

PARKİNSON HASTALIĞI TEDAVİSİ NASIL OLUR?

Parkinson hastalığının tedavisinin amacı hastayı aktif, bağımsız, kendi başına işini yapabilen hale gelmesini sağlamaktır. Yapılan tedavi sonucu hastanın her şeyi düzelecek diye bir şey yoktur. Zaten parkinson hastalığında kullanılan sınırlı sayıda ilaç çeşidi vardır. Bu ilaçlar ya eksik dopamini sağlar, ya onun gibi etki yapar ya da dopaminin parçalanmasını engelleyerek kullanımını arttırır. Tedavi sırasında bu ilaçların oluşabilecek yan etkilerini belirleyip ortadan kaldırmak önemlidir. Fakat her ne olursa olsun ilacın yan etkisi görüldü diye ilacı bırakmak ya da doktor değiştirmek yanlıştır. İlacı bırakmak yanlıştır çünkü hastalık belirtileri tekrar ortaya çıkar. Doktor değiştirmek yanlıştır çünkü tedavisi uzun süren bir hastalık olduğu için doktorun tekrar hastalığın seyri ve gelişimi hakkkında bilgi sahibi olması zaman gerektirir. Bu da vakit kaybıdır. İlaç tedavisiyle kas sertliği, titreme, hareketlerdeki yavaşlığın düzelme ihtimali yüksektir. Tamamen düzelmese de azalmasını sağlayacaktır. Bunun yanında konuşma bozukluğu, donuk yüz ifadesi, yazma bozukluğu, terleme gibi sorunlar da düzelebilir.

Tedavi de bir diğer önemli nokta psikolojik olarak hastanın kaybettiklerini tekrar hastaya kazandırmaktır. Parkinson tedavisinde aile ve hekimin bir arada çaba göstermesi hastanın kendisini daha iyi hissetmesini sağlar ve hastanın yaşam standartını arttırır. Aileden gelen desteğin katkısı fazla olacaktır.

Diyetin parkinson hastalığını düzeltmesi söz konusu değildir. Ama dengeli beslenme sağlık açısından faydalıdır. Herhangi bir vitamin tedavisi de bu hastalığa çare değildir.

Cerrahi tedavi ilk tercih yolu değildir. Ama hastalık düzeltilemiyorsa, ilaç kullanımı işe yaramıyorsa uygulanabilir. İki tip tedavi söz konusudur. Hastaya önce anestezi yapılır. Sonra kafatasından bir delik açılır ve gereken bölgedeki hücrelerde hasar yapılır. İkincisinde gereken yere bir elektrod takılır fakat bu sefer hasar yapmadan gerçekleştirilir. Köprücük kemiğinin altına yerleştirilen uyarıcıyla bu elektrod kontrol edilir. Hasta bu aleti mıknatısla açıp kapatabilir. Açtığında hastalığın belirtileri görülmez, kapattığında ise tekrar oluşur.

Bu tedaviler uygulanırken bazı şeylere dikkat edilmelidir. Çünkü her hastaya aynı tedavi uygulanmaz. Hastanın yaşına, hastalığın hangi döneminde olduğuna, maddi gücün verdiği imkâna, hastada görülen belirtiye göre farklı tedavi uygulanır. Uygulanacak ilaç dozu yaşa göre değişir.

Bu hastalıkla nasıl yaşayacağım diye düşünmeyin. Her hastalıkla yaşayabileceğiniz gibi buna da alışırsınız. Ancak kendi işinizi kendiniz yapmaya dikkat edin. Bu hastalığı atlatabileceğinizi düşünün. Kendinize olan güveninizin arttığını göreceksiniz.

Uzm.Dr. Önder ÖZSOY

Nöroloji Uzmanı (Beyin ve Sinir Hast.)

ÇANKIRI ÖZEL KARATEKİN HASTANESİ

0376 213 30 10

"