Parkinson Hastalığı ve Tedavisi | Prof. Dr. Serdar Dağ

Parkinson Hastalığı ve Tedavisi | Prof. Dr. Serdar Dağ

Parkinson Hastalığı ve Tedavisi

Parkinson hastalığında, beyinde dopamin denen maddeyi içeren hücreler yok olur. Hastalığın başlangıcındaki ilk belirti, hareketlerde olan yavaşlamadır.Yürüme küçük adımlarla olur, göz kırpma azalır, düğme ilikleme, çatal tutma vs. gibi hareketler ve beceriler azalır. Hareketteki bu zorluk günlük aktiviteye yansır.

Ellerdeki titreme diğer bir belirtidir. Başlangıçta bu titreme sadece istirahat halindeyken olur. Eller hareket halindeyken ve uykuda titreme kayıp olur.

Bu iki bariz belirti dışında kaslarda oluşan sertlik ve hareket zorluğu, monoton konuşma, ağızda salya birikimi, cinsel fonksiyon bozukluğu, el yazısında bozulma ve ağrı diğer belirtilerdir.

Parkinson hastalığının sebebi genellikle belli değildir. Fakat beynin kan akımını sağlayan damarların yıpranması, aşırı üzüntü, hormon dengesizliği, başa alınan darbeler ve bazı enfeksiyon hastalıklarının da parkinson hastalığı belirtilerine sebep olduğu bilinmektedir.

Bu hastalık ilerleyici ve tedavisi zor bir hastalıktır. Şeker ve tansiyon hastalığı gibi tam şifası yoktur. İlaçlarla kontrol altına alınabilir. Hasta ilacını ömür boyu kullanmak zorundadır.Tedavi süreci ilerledikçe bazı hastalarda ilaçlara karşı direnç gelişebilir. Bu durum hastayı ve doktoru zor duruma sokar. Hastaya göre uygun ilaç seçimi ve yakın takip tedavide başarı şansını arttırır.

Tedavinin ana amacı, beyinde eksik olan dopamin maddesinin tekrardan yerine konmasıdır.Bu amaçla en sık kullanılan ilaçlar, levadopa denen beyinde eksik olan dopaminin ön maddesidir. İkinci grup ilaçlar ise, dopamine benzer etki gösteren dopamin agonistleridir. Bunlar dışında, beyinde dopamin miktarını arttırmaya yönelik, dopamine benzer etki gösteren birçok ilaç tedavide denenmiş ve halen günümüzde denenmeye çalışılmaktadır.

Bir hastalıkta çok ilaç denenmesinin sebebi, hastalıkta tedavinin tam başarı kazanmamış olmasıdır. Ancak son yıllarda bazı ilaç denemeleri parkinson için yüz güldürücü olmuştur. Uygulanan hastalarda semptomlar büyük ölçüde azalmıştır.

Tedavide Başarıyı Arttıran Hususlar Öncelikle deneyimli bir hekim tarafından doğru tanı konmalı ve uygun ilaç seçilmelidir. Bazı ilaçlar, kimyasal maddeler ve hastalıklar, parkinson hastalığına benzer belirtiler gösterirler. Hastalığın ağırlık derecesine göre ilk tercih edilecek ilaç grubuna dikkat etmek gerekir. Dopaminin ön maddesi olan levadopayı uzun süre kullanmak, istemsiz hareketler ve hastalık belirtilerinde dalgalanmalar yapar. Bazen istemsiz hareketler kalıcı olabilir. Parkinson hastalığında cerrahi tedavi daha çok ilaçla kontrol altına alınamayan titremeye yöneliktir. Cerrahiden sonra da hastalar ilaçlardan kurtulamazlar. Kısaca cerrahi, ilaçla kontrol altına alınamayan belirtileri kontrol altına almaya çalışan bir metottur. Yalnızca titremesi olan hastalarda başarı sağlanabilir. Hastanın kendi kendine ilaç dozunu değiştirmediğinden emin olmak gerekir. Çünkü ilaç doz ayarının bozulması, ilaca bağlı yan etkileri ortaya çıkarır ve bazen bu yan etkilerin sona erdirilmesi imkansız hale gelir. Hekimin gerek hasta gerekse hasta yakını ile iyi bir iletişim sağlaması çok önemlidir. "
Parkinson Nedir? Belirtileri, Tedavi - Prof. Dr. Yavuz Aras Resmi Web Sitesi

Parkinson Nedir? Belirtileri, Tedavi - Prof. Dr. Yavuz Aras Resmi Web Sitesi

Parkinson Nedir? Belirtileri, Tanı ve Tedavi

Parkinson ileri yaşlarda görülen nörolojik bir hastalıktır. Yürüme güçlüğü, titreme ve adele sertliği gibi semptomlarla kendini gösterir ve kişinin yaşam kalitesini ciddi manada düşürür. Parkinson hastalığının nedeni beyindeki dopamin adı verilen kimyasal maddenin yaşlanmayla birlikte azalmasıdır. Dopamin vücudun hareket mekanizmasına katkı sağlayan bir maddedir. Dolayısıyla vücut dopamin üretemedikçe vücudun hareket sisteminde de bozulmalar görülür. Bu haliyle Parkinson nörodejeneratif bir hastalıktır. Hatta en sık görülenlerinden biridir.

Parkinson Nedir?

Parkinson, genellikle 60 yaş üzeri bireylerde görülen titreme ve yürüme güçlüğü ile kendini gösteren nörodejeneratif bir hastalıktır. Hafif semptomlarla başlayıp zaman içinde ilerleme eğilimindedir. Parkinson ölümcül bir hastalık değildir. Ancak yaşamı önemli ölçüde zorlaştırır. Kişi rahat bir şekilde hareket edemez, yürüyemez, titreme nedeniyle ellerini dilediği gibi kullanamaz. Parkinson hastalığı kişinin yaşam kalitesine doğrudan zarar verir. Ayrıca hastalığın dolaylı olarak da kişinin yaşam süresini kısaltacağı düşünülebilir. Parkinson’un etkileri hastalığın şiddetine göre değişir.

Ortalama insan ömrünün uzamasıyla birlikte Parkinson’un görülme sıklığı tüm dünyada artmaktadır. Bugün için 7-10 milyon arası bireyin parkinson hastası olduğu öngörülüyor. The Lancet Neurology’de çıkan bir çalışma bu sayının 2040’da 12,9 milyona ulaşacağını bildiriyor. European Parkinson’s Disease Association ise parkinson’dan muzdarip hasta sayısının 13,1 milyonu geçeceğini iletiyor.

Parkinson Neden Olur?

Parkinson hastalığı neden ortaya çıkar sorusunun cevabını vücuttaki dopamin hücreleri neden azalır ve bozulurda aramak gerekiyor. Parkinson hastalığının kesin bir nedeni olmamakla birlikte bazı risk faktörleri söz konusudur.

İleri yaş Kafaya alınan darbeler: Ünlü boksör Muhammed Ali Parkinson hastalığıyla özdeşleşmiş bir figürdür. Yaşamının son 32 yılını bu hastalıkla mücadele ederek geçirdi. Belki Muhammed Ali’nin de etkisiyle kafaya alınan darbelerin Parkinson’a neden olup olmayacağı üzerine araştırmalar yapıldı. 2013 yılında yayınlanan ve 403 kişi üzerinde yapılan Head Injuries and Parkinson’s Disease in a Case-Control Study adlı araştırmada beyin sarsıntısına neden olan ve şuur kaybına neden olacak ciddi kafa travmaları ile Parkinson arasında bir ilişki olduğu belirtildi. Genetik yatkınlık: Parkinson hastalarının yaklaşık yüzde 10’unun aile geçmişinde Parkinson’lu başka bir hasta vardır. (Muhammed Ali’nin doktorlarından biri olan Dr. Michael Okun hastasının genetik olarak da Parkinson’a yatkın olduğunu, kafasına aldığı darbelerin hastalığın ortaya çıkışını hızlandırdığını ve şiddetini artırdığını belirtiyor.) Zirai ilaçlar gibi bazı kimyasallar maddelere maruz kalma Kuyu suyu kullanımı Kafa içi enfeksiyonlar Damar sertliğini(ateroskleroz) Demir ve manganezin gibi minerallerin yoğun tüketimi Belirtiler

Parkinson hastalığının en önemli iki belirtisi hareketlerde yavaşlama ve titremedir. Kaslarda katılaşma ve reflekslerde azalma diğer en sık görülen semptomlardır. Parkinson’un belirtileri şöyledir:


Hareketlerde yavaşlama Yürüme güçlüğü ve küçük adımlarla yürüme Yüz mimiklerinin azalması ya da yok olması Ellerde titreme Ayak, çene ve dudaklarda titreme Harekete başlamada zorluk Unutkanlık, uyku bozukluğu Psikiyatrik hastalıklar (Dopamin hücrelerinin bozulması depresyonun da nedenlerinden biridir.) Tanı

Hasta öyküsü ve nörolojik muayene ile hastalığın tanısı rahatlıkla konulabilir. Farklı hastalıklardan şüphe duyulursa kan testlerine ve MR görüntülemesine başvurulabilir.

Tedavisi

Parkinson hastalığının tanısı nöroloji hekimleri tarafından konur ve hastaya ilk olarak ilaç tedavisi başlanır. Ağızdan alınan bu ilaçlar ile beyindeki eksilmiş dopamin maddesi tekrar oluşturulmaya çalışılır. Böylece hastalığın semptomları azaltılır ve kişinin yaşam kalitesi yükseltilir. Ancak belirttiğimiz gibi Parkinson ilerleyen bir hastalıktır. Zaman içinde semptomlar tekrardan artabilir. Hasta ilaçlardan fayda göremeyebilir. İlaçların yan etkileri (istem dışı yapılan fiziksel hareketler ve ruhsal bozukluklar) ortaya çıkabilir. Bu noktada beyin cerrahları tarafından yapılan beyin pili ameliyatı değerlendirilebilir.

Beyin Pili Ameliyatı

Beyin pili ya da DBS (derin beyin stimulasyonu) olarak adlandırdığımız yöntemdir. Cerrahi bir müdahaledir. Bu yöntemle beyindeki bozulmuş elektriksel aktivitenin düzenlenmesi amaçlanır. Beyin pili ameliyatıyla Parkinson’a neden olan dopamini yerine koymak mümkün değildir. Ancak bu maddenin eksikliği nedeniyle aşırı aktif hale gelmiş ve semptomları ortaya çıkarmış beyin bölgelerine elektrik akımı ile müdahale edebiliriz. Nihayetinde hastanın aşırı titremeleri, yürüme güçlüğü, yüz donukluğu ve diğer semptomları kaybolur ya da önemli ölçüde geriye gider. Kişinin yeniden sosyal hayata dönmesi mümkün olur.

Beyin pili ameliyatında, beyindeki dopamin hücrelerine oldukça ince ve hassas kablolar yerleştirilir. Bu kabloların güç aldığı pil ise köprücük kemiğinin üst kısmında konumlandırılır. Bu pil beyne devamlı elektriksel uyarılar gönderir. Böylece elektriksel aktivitesi bozulmuş olan sinir hücreleri düzene girer ve hastalığın belirtileri kaybolur.

Beyin Pili Ameliyatı Hakkında Daha Fazla Bilgi Alın

"
Parkinson Hastalığı Nedir? | Beyin Cerrahisi İstanbul

Parkinson Hastalığı Nedir? | Beyin Cerrahisi İstanbul

Parkinson Hastalığı Nedir?

Parkinson hastalığı, beyin dokusunda bulunan dopamin üreten hücrelerin ölmesi sonucu oluşan nörolojik bir hastalıktır. Bu hücreler beynin hareketleri düzenleyen bir kimyasal olan dopamin üretirler ve Parkinson hastalığında bu hücrelerin ölmesi sonucu dopamin seviyesi azalır ve bu da hareketlerde azalma, yavaşlama ve düzensizlik gibi belirtilere yol açar. Parkinson hastalığı genellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerde görülür ve ilerleyen yıllar içinde hareketlerdeki azalma ve koordinasyon bozuklukları daha da artar. Hastalık genellikle ilaçlar ve fizik tedaviyle tedavi edilebilir, ancak bazı durumlarda cerrahi de gerekebilir.

Parkinson Hastalığı Risk Faktörleri Nelerdir?

Parkinson hastalığının tam olarak nedenleri bilinmemekle birlikte, bazı risk faktörleri vardır:

Yaş: Parkinson hastalığı genellikle 50 yaşın üzerindeki kişilerde görülür. Cinsiyet: Erkeklerde Parkinson hastalığı daha sık görülür. Ailede Parkinson hastalığı öyküsü: Parkinson hastalığının bazı formları genetiktir ve ailede bu hastalığa sahip birisi olması riskini artırır. Sigara ve alkol kullanımı: Sigara ve alkol kullanımı Parkinson hastalığı riskini artırabilir. Trafik kazaları: Trafik kazaları geçirme riski Parkinson hastalığı riskini artırabilir. İç organ hasarı: Özellikle beyin ve omurilikte meydana gelen hasarlar Parkinson hastalığı riskini artırabilir. İş kazaları: İş kazaları geçirme riski Parkinson hastalığı riskini artırabilir. İlaçlar: Bazı ilaçlar Parkinson hastalığı riskini artırabilir.

Ancak bu risk faktörlerinin hepsi her zaman Parkinson hastalığına yol açmayabilir ve bazı kişilerde Parkinson hastalığı olmasına rağmen bu risk faktörlerinin hiçbiri yoktur.

Parkinson Belirtileri Nelerdir?

Parkinson hastalığı belirtileri genellikle yavaş yavaş ortaya çıkar ve ilk olarak hareketlerde azalma ve yavaşlama görülür. Bu belirtiler arasında şunlar sayılabilir:

Hareketlerde azalma ve yavaşlama: Parkinson hastalığı olan kişilerde hareketler yavaşlar ve hareketler arasındaki geçişler bozulur. Titreme: Parkinson hastalığı olan kişilerde titreme sıklıkla görülür, ancak bu titreme sadece hareketsiz durumlarda değil, aynı zamanda hareket ederken de olabilir. Dengesizlik: Parkinson hastalığı olan kişilerde dengesizlik ve yürürken düşme riski artar. Ses kısıklığı ve yüz ifadesinde değişiklik: Parkinson hastalığı olan kişilerde ses kısıklığı görülebilir ve yüz ifadesinde değişiklik olur. Ellerde sıkışma ve el yapımında zorluk: Parkinson hastalığı olan kişilerde el yapımında zorluk ve ellerde sıkışma görülebilir. İşitme kaybı: Parkinson hastalığı olan kişilerde işitme kaybı görülebilir. Depresyon ve anksiyete: Parkinson hastalığı olan kişilerde depresyon ve anksiyete gibi duygusal problemler de ortaya çıkabilir.

Bu belirtilerin hepsi her zaman olmayabilir ve Parkinson hastalığı olan kişilerde farklı belirtiler de ortaya çıkabilir. Parkinson hastalığı belirtilerinin seyrini etkileyen birçok faktör vardır ve hastalık ilerledikçe belirtiler daha da ağırlaşabilir.

Parkinson Hastalığının Evreleri Nelerdir?

Parkinson hastalığı evreleri genellikle aşağıdaki gibi sıralanır:

Önbelirtiler: Bu evrede belirtiler çok hafif olabilir ve kişi hareketlerinde azalma ve yavaşlama gibi belirtileri fark etmeyebilir. Başlangıç evresi: Bu evrede belirtiler daha belirgin hale gelir ve kişi hareketlerinde azalma ve yavaşlama gibi belirtileri fark edebilir. Bu evrede titreme ve el yapımında zorluk gibi belirtiler de ortaya çıkabilir. İlerleyen evre: Bu evrede belirtiler daha da ağırlaşır ve hareketlerde daha fazla azalma ve yavaşlama görülebilir. Bu evrede dengesizlik ve yürürken düşme riski de artar. İleri evre: Bu evrede belirtiler en ağır hale gelir ve hareketlerde ciddi azalma ve yavaşlama görülür. Bu evrede kişi hareket ederken yardım almaya ihtiyaç duyabilir ve bazı durumlarda yatakta bile hareket edemeyebilir.

Bu evreler genellikle birbirine doğru sıralanır ancak Parkinson hastalığı olan kişilerde evreler arasında farklılıklar olabilir ve bazı kişilerde belirtiler daha az ağır seyredebilir. Ayrıca, Parkinson hastalığının seyrini etkileyen birçok faktör vardır ve hastalık ilerledikçe belirtiler daha da ağırlaşabilir.

Parkinson Hastalığının Teşhis Yöntemleri Nelerdir?

Parkinson hastalığının teşhisi genellikle bir nöroloğun yaptığı bir süreçtir ve bu süreçte aşağıdaki yöntemler kullanılabilir:

Fizik muayene: Nörolog kişinin hareketlerini, titremesini, el yapımını ve dengesini inceleyerek Parkinson hastalığının belirtilerini tespit etmeye çalışır. Röntgen ve MRI görüntüleme: Bu yöntemler beynin iç yapısını gösterir ve Parkinson hastalığının belirtilerine neden olabilecek olası anormallikleri ortaya çıkarabilir. Dopamin üreten hücrelerin sayısını belirleme testleri: Bu testler beynin dopamin üreten hücrelerinin sayısını belirleyerek Parkinson hastalığının olup olmadığını tespit etmeye yardımcı olabilir. Dopamin seviyesi ölçümü: Bu testler beynin dopamin seviyesini ölçerek Parkinson hastalığının olup olmadığını tespit etmeye yardımcı olabilir. Genetik testler: Bu testler Parkinson hastalığının genetik nedenlerini araştırmak ve bu hastalığın ailede varlığını tespit etmek için kullanılabilir.

Bu yöntemlerin hepsi birlikte kullanılarak Parkinson hastalığının teşhisi yapılır ve bu yöntemlerin hepsine ihtiyaç duyulmaz. Teşhis sırasında nörolog kişinin belirtilerini, aile öyküsünü ve diğer risk faktörlerini de dikkate alarak karar verir.

Parkinson Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Parkinson hastalığı genellikle ilaçlar ve fizik tedaviyle tedavi edilir. Aşağıdaki tedavi yöntemleri kullanılabilir:

İlaçlar: Parkinson hastalığının tedavisinde kullanılan ilaçlar dopamin üreten hücrelerin ölmesini yavaşlatır veya beyinde dopamin seviyesini yükseltir. Bu ilaçlar genellikle hareketlerde azalma ve yavaşlama gibi belirtileri azaltır ve bu ilaçların etkisi zamanla azalabilir. Fizik tedavi: Parkinson hastalığı olan kişilerde hareketlerde azalma ve yavaşlama gibi belirtileri azaltmak için fizik tedavi kullanılabilir. Bu tedavi ile kişinin hareketleri düzenlenir ve hareketler arasındaki geçişler düzgün hale getirilir. Cerrahi: Bazı durumlarda ilaçlar ve fizik tedavinin yetersiz kalması durumunda cerrahi de düşünülebilir. Bu cerrahinin amacı beyinde dopamin üreten hücrelerin ölmesini yavaşlatmak veya beyinde dopamin seviyesini yükseltmektir.

Parkinson hastalığının tedavisinde ilaçlar ve fizik tedavi genellikle bir arada kullanılır ve bu tedavinin etkisi zamanla azalabilir. Bu nedenle, Parkinson hastalığı olan kişilerin tedavisinde tedavi planı genellikle sık sık gözden geçirilir ve gerekli olduğunda değiştirilir.

Parkinson Nedir ve Neden Gelişir?

Parkinson, nörodejeneratif bir hastalıktır. Bu hastalık, beyinde bulunan dopamin salgılayan hücrelerin yıkımına neden olur ve bu da vücudun hareketlerini kontrol eden sistemlerde bozulmalara yol açar. Parkinson, genellikle orta yaş ve üstü kişilerde görülür ve genellikle ilerleyici bir hastalıktır.

Parkinson hastalığının nedeni tam olarak bilinmemektedir ancak bazı faktörlerin bu hastalığın oluşma riskini artırdığı bilinmektedir. Bunlar arasında şunlar yer alır:

Yaş: Parkinson hastalığı genellikle orta yaş ve üstü kişilerde görülür. Cinsiyet: Erkeklerde Parkinson hastalığı daha sık görülür. Genetik faktörler: Parkinson hastalığının gelişme riski, bazı genetik faktörlerin varlığında daha yüksektir. İç çevre faktörleri: Sigara içimi, radyasyon ve bazı kimyasalların maruz kalınması Parkinson hastalığının oluşma riskini artırabilir. Başka bir nörolojik hastalık: Önceden bir nörolojik hastalık geçirilmesi Parkinson hastalığının oluşma riskini artırabilir.

Parkinson hastalığı, belirtileri ortaya çıktıktan sonra tedavi edilebilir ancak tamamen iyileştirilemez. Bu hastalıkta tedavi, hastalığın belirtilerini azaltmayı ve hastanın yaşam kalitesini arttırmayı amaçlar. Tedavi, ilaçlar, fizik tedavi ve cerrahi gibi farklı yöntemlerle yapılabilir.

Parkinson hastalığının oluşma riskini artıran faktörler şunlardır:

Yaş: Parkinson hastalığı genellikle orta yaş ve üstü kişilerde görülür. Cinsiyet: Erkeklerde Parkinson hastalığı daha sık görülür. Genetik faktörler: Parkinson hastalığının gelişme riski, bazı genetik faktörlerin varlığında daha yüksektir. Bu faktörler, aile hikayesi ve genetik mutasyonlar olabilir. İç çevre faktörleri: Sigara içimi, radyasyon ve bazı kimyasalların maruz kalınması Parkinson hastalığının oluşma riskini artırabilir. Başka bir nörolojik hastalık: Önceden bir nörolojik hastalık geçirilmesi Parkinson hastalığının oluşma riskini artırabilir.

Bu faktörlerin hepsi Parkinson hastalığının oluşma riskini artırır ancak bu hastalığın nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle, Parkinson hastalığının oluşma riskini azaltmak için bu faktörlerin etkisi azaltılmaya çalışılır. Bu, sigara içmemeyi, radyasyon ve kimyasalların maruz kalınmasını azaltmayı, uygun bir diyet ve egzersiz programı izlemeyi ve zararlı maddelerden uzak durmayı içerebilir.

Genetik Etmenler

Parkinson hastalığının oluşma riskini artıran bazı genetik faktörler vardır. Bu faktörler arasında şunlar yer alır:

Aile hikayesi: Parkinson hastalığı, bir aile üyesinin hastalığı olması durumunda oluşma riskini artırabilir. Bu, genetik bir yatkınlık gösterir. Genetik mutasyonlar: Parkinson hastalığının oluşma riskini artıran bazı genetik mutasyonlar vardır. Bu mutasyonlar, beyinde dopamin üreten hücreleri etkileyebilir ve Parkinson hastalığının oluşma riskini artırabilir. İç çevre faktörleri: Parkinson hastalığının oluşma riskini artıran bazı iç çevre faktörleri de vardır. Örneğin, aşırı alkol tüketimi, uyku eksikliği ve stres gibi faktörler Parkinson hastalığının oluşma riskini artırabilir.

Ancak bu faktörlerin hepsi Parkinson hastalığının oluşma riskini artırmaz ve Parkinson hastalığının nedeni tam olarak bilinmemektedir. Bu nedenle, Parkinson hastalığının oluşma riskini azaltmak için bu faktörlerin etkisi azaltılmaya çalışılır. Bu, sigara içmemeyi, radyasyon ve kimyasalların maruz kalınmasını azaltmayı, uygun bir diyet ve egzersiz programı izlemeyi ve zararlı maddelerden uzak durmayı içerebilir.

Beyin Pili ile Parkinson Tedavisi

Beyin pili, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yönelik bir cerrahi yöntemidir. Bu yöntem, beyin pili adı verilen bir cihazın beyinde yerleştirilmesini içerir. Bu cihaz, elektrik impulslarını beyne göndererek, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yardımcı olur.

Beyin pili tedavisi, Parkinson hastalığının ilerleyici bir hastalık olduğu ve ilaçların belirtileri gideremediği durumlarda kullanılır. Bu yöntem, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yardımcı olur ancak tamamen iyileştirmez ve tedavi süresi boyunca cihazın çalıştırılması gerekir.

Beyin pili tedavisinin avantajları arasında, belirtilerin azaltılması ve hastanın yaşam kalitesinin artırılması sayılabilir. Ancak bu yöntem, cerrahi gerektirdiğinden, cerrahi ile ilgili riskleri de beraberinde getirir. Bu riskler arasında, enfeksiyon, kanama ve beyin hasarı gibi riskler yer alır. Bu nedenle, beyin pili tedavisi, doktor tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmeli ve gerektiğinde uygulanmalıdır.

Hangi Parkinson Hastaları Beyin Pili Ameliyatına Uygundur?

Beyin pili tedavisi, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yönelik bir cerrahi yöntemdir ve genellikle ilaçların belirtileri giderememiş olan hastalarda kullanılır. Bu yöntem, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yardımcı olur ancak tamamen iyileştirmez ve tedavi süresi boyunca cihazın çalıştırılması gerekir.

Beyin pili tedavisine uygun olan hastalar, şu şartları taşımalıdır:

İlaçların belirtileri giderememiş olmalıdır: Beyin pili tedavisi, ilaçların belirtileri giderememiş olan hastalarda kullanılır. Parkinson hastalığının ilerleyici bir hastalık olduğu bilinmelidir: Beyin pili tedavisi, Parkinson hastalığının ilerleyici bir hastalık olduğu bilinen hastalarda kullanılır. Sağlıklı bir beyin dokusuna sahip olmalıdır: Beyin pili tedavisine uygun olan hastaların, sağlıklı bir beyin dokusuna sahip olması gerekir. İleri yaşta olmayı tercih eden hastalar olmalıdır: Beyin pili tedavisine uygun olan hastalar, ileri yaşta olmayı tercih eden hastalardır.

Bu şartları taşımayan hastalar için beyin pili tedavisine uygun olmayabilir ve bu yöntem uygulanmayabilir. Bu nedenle, beyin pili tedavisine uygun olup olmadığı konusunda doktorunuzdan tavsiye alınmalıdır.

Beyin Pili Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Beyin pili ameliyatı, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yönelik bir cerrahi yöntemdir ve aşağıdaki adımları içerir:

Anestezi verilir: Ameliyat öncesinde anestezi verilir ve hasta uykuya dalar. İlk adım: Doktor, kafa derisinin bir kısmını açar ve beyine ulaşılır. İkinci adım: Doktor, beyin pili adı verilen cihazı beyne yerleştirir. Bu cihaz, elektrik impulslarını beyne göndererek, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yardımcı olur. Üçüncü adım: Doktor, kafa derisinin açılan kısmını iyileştirir ve ameliyat sona erer.

Beyin pili ameliyatı, cerrahi gerektirdiğinden, cerrahi ile ilgili riskleri de beraberinde getirir. Bu riskler arasında, enfeksiyon, kanama ve beyin hasarı gibi riskler yer alır. Bu nedenle, beyin pili ameliyatı, doktor tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmeli ve gerektiğinde uygulanmalıdır.

Parkinson Beyin Pili ile Tedavi Edilebilir mi?

Evet, Parkinson hastalığı beyin pili ile tedavi edilebilir. Beyin pili, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yönelik bir cerrahi yöntemdir ve beyin pili adı verilen bir cihazın beyinde yerleştirilmesini içerir. Bu cihaz, elektrik impulslarını beyne göndererek, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yardımcı olur.

Beyin pili tedavisi, Parkinson hastalığının ilerleyici bir hastalık olduğu ve ilaçların belirtileri giderememiş olan hastalarda kullanılır. Bu yöntem, Parkinson hastalığının belirtilerini azaltmaya yardımcı olur ancak tamamen iyileştirmez ve tedavi süresi boyunca cihazın çalıştırılması gerekir.

Beyin pili tedavisinin avantajları arasında, belirtilerin azaltılması ve hastanın yaşam kalitesinin artırılması sayılabilir. Ancak bu yöntem, cerrahi gerektirdiğinden, cerrahi ile ilgili riskleri de beraberinde getirir. Bu riskler arasında, enfeksiyon, kanama ve beyin hasarı gibi riskler yer alır. Bu nedenle, beyin pili tedavisi, doktor tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilmeli ve gerektiğinde uygulanmalıdır.

Parkinson Beyin Pili Ameliyatı Ücreti Nedir?

Parkinson beyin pili ameliyatı ücreti, birçok faktöre göre değişebilir. Bu faktörler arasında, ameliyatı gerçekleştirecek olan doktorun deneyimi, ameliyatın yapılacağı ülke, hastanenin yerleşimi ve ameliyatın yapılacağı ülkedeki genel sağlık sistemi gibi faktörler yer alabilir.

Bu nedenle, Parkinson beyin pili ameliyatı ücretinin ne kadar olacağı konusunda doğru bilgi vermek zor. Bu konuda en doğru bilgiyi, ameliyatı gerçekleştirecek olan doktorunuzdan veya ameliyatın yapılacağı hastaneden alabilirsiniz. Ayrıca, sağlık sigortanızın hangi ameliyatları kapsadığını da öğrenmelisiniz, bu da ücretle ilgili bilgilerinize yardımcı olabilir.

Parkinson Hastalığının Erken Dönem Belirtileri Nelerdir?

Parkinson hastalığının erken dönem belirtileri arasında şunlar sayılabilir:

Titreme: Titreme, Parkinson hastalığının en sık görülen belirtisi olup, genelde uyku sırasında azalır veya yok olur. Başlangıçta, sadece bir elinizde veya ayağınızda görülebilir, ancak zamanla diğer vücut bölgelerine de yayılabilir. Yavaş hareketler: Parkinson hastalığının belirtilerinden bir diğeri de hareketlerin yavaşlamasıdır. Günlük aktivitelerinizi yaparken zorluk çekmenize neden olabilir, örneğin giyinirken, tuvalete gitmenizde veya yemek yemenizde güçlük çekmeniz gibi. Sertleşme: Parkinson hastalığının bir diğer belirtisi de kasların sertleşmesidir. Vücudun belirli bölgelerinde hareketlerin zorlaşmasına neden olur ve bu bölgelerde ağrı veya gerginlik hissi olabilir. Dengesizlik: Parkinson hastalığı aynı zamanda dengesizliğe de neden olabilir. Bu, yürürken dengesiz kalmanıza, yürüyüşte kaymaya veya düşme riskine neden olabilir.

Bu belirtilerin herhangi birini yaşıyorsanız veya bu belirtilerden herhangi birini fark ediyorsanız, lütfen doktora başvurun. Parkinson hastalığının belirtileri ilerledikçe daha açık hale gelebilir ve bu nedenle erken tanı, tedavi edilmesi daha kolay olabilir.

Parkinson Hastalığından Korunmak İçin Nelere Dikkat Edilmelidir?

Parkinson hastalığının kesin nedenleri tam olarak bilinmemekle birlikte, bazı faktörlerin bu hastalığın riskini artırabileceği bilinmektedir. Bu faktörler arasında şunlar sayılabilir:

Yaş: Parkinson hastalığı genellikle 50 yaş ve üzerinde görülür. Cinsiyet: Erkeklerde Parkinson hastalığı daha sık görülür. Genetik yatkınlık: Parkinson hastalığının gelişme riski, bazı ailelerde daha yüksektir. Eğer bir aile üyesiniz Parkinson hastalığı geçirmişse, kendinizde de bu hastalığın belirtilerinin ortaya çıkma riskiniz daha yüksek olabilir. Çevresel faktörler: Bazı çalışmalar, Parkinson hastalığının bazı çevresel faktörlerle ilişkili olduğunu göstermiştir. Örneğin, bazı ilaçların ve kimyasalların Parkinson hastalığı riskini artırabileceği düşünülmektedir. Ayrıca, sigara içmenin de Parkinson hastalığı riskini artırabileceği bazı çalışmalar tarafından gösterilmiştir.

Bu faktörleri dikkate alarak, Parkinson hastalığından korunmak için aşağıdaki önerilere dikkat edilebilir:

Sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyin: Sigara içmemek, düzenli olarak egzersiz yapmak ve sağlıklı bir diyet takip etmek, Parkinson hastalığı riskini azaltabilecek önleyici önlemler olabilir. Aile öykünüzü bilin: Eğer bir aile üyeniz Parkinson hastalığı geçirmişse, kendinizde de bu hastalığın belirtilerinin ortaya çıkma riskinin daha yüksek olabileceğini bilmelisiniz. Bu nedenle, aile öykünüzü bilmeniz ve bu bilgiye göre önleyici önlemler almanız önemlidir. Çevrenizde bulunan kimyasalları dikkate alın: Bazı kimyasalların Parkinson hastalığı riskini artırabileceği düşünülmektedir. Parkinson Safhaları Nelerdir?

Parkinson hastalığının seyrini etkileyen birçok faktör vardır ve bu nedenle, her hastanın deneyimleri birbirinden farklı olabilir. Ancak genellikle, Parkinson hastalığı üç aşamada ilerler:

İlk aşama (öncül aşama): Bu aşamada, belirtiler hafif olabilir ve sıklıkla tek taraflıdır (yani sadece bir el veya ayağa yönelik olabilir). Bu aşamada, Parkinson hastalığının belirtileri genellikle hareketlerin yavaşlaması, titreme ve sertleşme şeklindedir. Bu aşamada, hastalığın belirtileri yönetilebilir ve hastanın hayat kalitesi yüksek olabilir.

Orta aşama (orta evre): Bu aşamada, belirtiler daha belirgin hale gelir ve vücuttaki diğer bölgelere de yayılabilir. Bu aşamada, hareketlerin yavaşlaması, titreme ve sertleşme daha da belirgin hale gelebilir. Ayrıca, bu aşamada, dengesizlik ve yürüme güçlüğü de ortaya çıkabilir. Bu aşamada, hastalığın belirtileri daha az kontrol edilebilir ve hastanın hayat kalitesi düşebilir.

Son aşama (son evre): Bu aşamada, Parkinson hastalığının belirtileri en ağır hale gelir. Hareketler yavaşlar ve sertleşir, titreme artar ve dengesizlik ve yürüme güçlüğü daha da belirgin hale gelebilir. Bu aşamada, hasta genellikle yardıma ihtiyaç duyar ve hayat kalitesi düşebilir.

Bu aşamalar genel bir ön yargı ve kural olmayıp, her hasta için farklılık gösterebilir. Bu nedenle, Parkinson hastalığının seyrini tahmin etmek zordur ve hastanın ihtiyaçlarına göre özel bir tedavi planı oluşturulmalıdır.

Parkinson hastalığı ne eksikliğinden olur?

Parkinson hastalığı, beynin bir bölümünde bulunan dopamin hormonunun üretiminde veya dağılımında bozukluklar sonucu ortaya çıkan bir hastalıktır. Dopamin, beyin hücreleri arasında iletişimi sağlayan bir neurotransmitterdir ve bu nedenle, dopamin eksikliği, beyin hücreleri arasındaki iletişimi bozar. Parkinson hastalığının belirtileri, dopamin eksikliğinden kaynaklanır ve bu nedenle, hastalığın tedavisi genellikle dopamin üretimini veya dağılımını artırıcı ilaçlar veya cerrahi yöntemlerle yapılır.

Parkinson Tanı ve Tedavisi

Parkinson hastalığının tanısı, hastanın belirtileri ve öyküsü doktor tarafından değerlendirilerek konulur. Bu değerlendirme sırasında, doktor aşağıdaki testleri yapabilir:

Fizik muayene: Doktor, hastanın hareketlerini, reflekslerini, dengesini ve titremesini inceleyerek, Parkinson hastalığının belirtilerini tespit etmeye çalışır. Nörolojik testler: Bu testler, sinir sistemini değerlendiren ve belirli sinirlerin çalışmasını inceleyen yöntemlerdir. Örneğin, doktor hastanın elini tutarak, hareketlerinin yavaşlığını ve sertliğini değerlendirebilir. Göz hareketleri: Bu test, hastanın göz hareketlerini izleyerek, Parkinson hastalığının belirtilerini tespit etmeye yardımcı olabilir. Beyin görüntüleme testleri: Bu testler, beyin dokusunun görüntülenmesini sağlar ve Parkinson hastalığının belirtilerini tespit etmeye yardımcı olabilir. Örneğin, manyetik rezonans görüntüleme (MRI) veya bilgisayarlı tomografi (BT) gibi testler yapılabilir.

Uygun tedavi seçimi, hastanın yaşı, cinsiyeti, belirtileri ve genel sağlık durumu gibi faktörler de dikkate alınarak yapılır. Parkinson hastalığının tedavisi, genellikle ilaçlar ve fizik tedavi yöntemlerinden oluşur. Bu tedaviler, hastanın belirtilerini azaltmaya ve hayat kalitesini iyileştirmeye yardımcı olabilir. Ayrıca, bazı hastalar için cerrahi seçenekler de düşünülebilir.

Eğer Parkinson hastalığı düşünüyorsanız veya bu hastalığın belirtilerini fark ediyorsanız, lütfen bir doktora başvurun. Doktorunuz, sizi değerlendirerek, en uygun tedavi seçeneğini size önerebilir.

Sıkça Sorulan Sorular Parkinson hastalığı genetik midir?

Parkinson hastalığının bazı formları genetiktir ve bu formların nedeni beynin dopamin üreten hücrelerinin ölmesidir. Ancak Parkinson hastalığının büyük çoğunluğu genetik değildir ve bu formların nedeni tam olarak bilinmemektedir. Parkinson hastalığının genetik formlarının ortaya çıkışında aile öyküsü ve genetik faktörlerin etkisi bulunmaktadır.

Bu nedenle, Parkinson hastalığının genetik formları ailede bu hastalığa sahip birisi olması durumunda daha yüksek bir risk taşır. Ancak Parkinson hastalığının genetik formları sadece bir küçük kısmını oluşturur ve bu formların ortaya çıkışında aile öyküsü ve genetik faktörlerin etkisi bulunmaktadır. Ancak Parkinson hastalığının genetik olmayan formlarının ortaya çıkışında bazı risk faktörleri vardır. Bu risk faktörleri arasında yaş, cinsiyet, aşırı sigara kullanımı ve bazı toksik maddelerin maruz kalma gibi faktörler sayılabilir. Parkinson hastalığının ortaya çıkışını önleyici bir yöntem bulunmamakla birlikte, düzenli egzersiz, sağlıklı bir beslenme ve sigara kullanımını azaltmak gibi önleyici önlemler alınabilir.

Parkinson hastaları spor yapabilir mi?

Parkinson hastaları spor yapabilirler ancak bu konuda doktorlarının ve fizik tedavi uzmanlarının tavsiyelerine uyulması gerekir. Parkinson hastalığı olan kişilerde hareketlerde azalma ve yavaşlama gibi belirtiler görülebilir ve bu belirtilerin etkisini azaltmak için düzenli egzersiz önemlidir. Ancak Parkinson hastalığı olan kişilerde dengesizlik ve yürürken düşme riski de artar, bu nedenle bu kişiler için dikkatli olunması gereken spor dalları olabilir.

Örneğin, yüksek riskli spor dallarından uzak durulması önerilebilir. Doktorları veya fizik tedavi uzmanları Parkinson hastaları için uygun spor dallarını önerebilir ve bu kişilere egzersiz yaparken nelere dikkat etmeleri gerektiği konusunda tavsiyelerde bulunabilir.

Parkinson hastalarına nasıl davranılmalı?

Parkinson hastalarına davranış konusunda genel bir öneri vermek zor olabilir, çünkü her kişinin ihtiyaçları ve istekleri farklıdır. Ancak Parkinson hastalarına davranılırken aşağıdaki önerilere dikkat edilebilir: anlayış gösterin, zaman ayırın, önerilerde bulunun, dikkatli olun ve iletişim kurun. Parkinson hastalarının hareketlerinde azalma ve yavaşlama gibi belirtiler görülebilir ve bu belirtiler kimi zaman zorluklar yaşatabilir. Bu nedenle, Parkinson hastalarına anlayış göstermek ve onların ihtiyaçlarına saygı göstermek önemlidir. Ayrıca, Parkinson hastalarının bazı aktivitelerde zorluk çekebilirler ve bu nedenle daha fazla zaman ayırmak gerekebilir. Önerilerde bulunarak yardımcı olunabilir ancak bu önerileri yaparken kişinin isteklerine ve beklentilerine saygı gösterilmelidir. Parkinson hastalarında dengesizlik ve yürürken düşme riski artar, bu nedenle bu kişilere dikkatli olunmalıdır. İletişim kurarken de dikkatli olunmalıdır ve ses tonunuzu yükseltmemeye, yavaş ve açık bir şekilde konuşmaya ve kişinin anladıklarını doğrulamaya özen gösterin.

Parkinson hastalığının tedavisinde erken tanının sağladığı avantajlar nelerdir?

Erken tanı, Parkinson hastalığının tedavisinde önemli bir faktördür ve erken tanının sağladığı avantajlar şunları içerebilir:

Daha etkili tedavi: Parkinson hastalığının erken tanısı durumunda, hastalık ilerlemeden daha etkili bir tedavi planı oluşturulabilir. Bu nedenle, belirtilerin ilerlemesini yavaşlatma ve hastalık progresyonunu azaltma ihtimali daha yüksektir. Daha iyi yaşam kalitesi: Parkinson hastalığının erken tanısı durumunda, hastalık ilerlemeden daha iyi bir yaşam kalitesine sahip olunabilir. Örneğin, hareketlerde azalma ve yavaşlama gibi belirtilerin erken tanınıp tedavi edilmesi, kişinin günlük aktivitelerini yapmasını ve daha aktif bir yaşam sürdürmesini kolaylaştırabilir. Daha az maliyet: Parkinson hastalığının erken tanısı durumunda, hastalık ilerlemeden daha az maliyete mal olur. Örneğin, erken tanıda hareketlerde azalma ve yavaşlama gibi belirtilerin daha az ağır seyretmesi, hastalık ilerlemesine rağmen ilaç ve fizik tedavi gerektirmeyebilir. Daha az stres: Parkinson hastalığının erken tanısı durumunda, hastalık ilerlemeden daha az stres yaşanabilir. Örneğin, erken tanıda hareketlerde azalma ve yavaşlama gibi belirtilerin daha az ağır seyretmesi, kişinin günlük aktivitelerini yapmasını ve daha aktif bir yaşam sürdürmesini kolaylaştırabilir.

Ancak, Parkinson hastalığının erken tanısı her zaman mümkün olmayabilir ve bazı kişilerde belirtiler ilerlemeden önce ortaya çıkmayabilir. Bu nedenle, Parkinson hastalığının erken tanısı için düzenli doktor muayenelerine katılım önemlidir.

Parkinson ilaçla tedavi edilebilir mi?

Evet, Parkinson hastalığı ilaçla tedavi edilebilir. Parkinson hastalığı, beyinde dopamin adı verilen bir maddeden eksiklik nedeniyle ortaya çıkan bir hastalıktır. Dopamin, beyinde hareketleri düzenleyen bir maddedir ve Parkinson hastalığında dopamin miktarı azalır. Bu nedenle, Parkinson hastalığında kullanılan ilaçlar, dopamin seviyesini artırmak amacıyla kullanılır.

Parkinson ilaçları, belirtileri azaltmaya yardımcı olur ve hastanın yaşam kalitesini artırır. Ancak bu ilaçlar tamamen iyileştirmez ve tedavi süresi boyunca kullanılması gerekir. Parkinson ilaçlarının yan etkileri olabilir ve bu nedenle doktor tarafından tavsiye edilen doz ve sıklıkta kullanılması önemlidir.

Parkinson ilaçları, doktor tarafından ayrıntılı bir şekilde değerlendirilerek ve gerektiğinde uygulanır. Bu ilaçlar, hastalığın belirtilerini azaltmaya yardımcı olur ve hastanın yaşam kalitesini artırır.

"
Parkinson Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi | Kolan Hospital

Parkinson Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi | Kolan Hospital

Parkinson: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Anasayfa Sağlık Rehberi Parkinson Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi Parkinson Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi Güncellenme Tarihi: 10 Ağustos 2021 Kolan Sağlık

İÇİNDEKİLER PARKİNSON HASTALIĞININ SEBEPLERİ NELERDİR? PARKİNSON HASTALIĞININ KLİNİK ÖZELLİKLERİ NELERDİR?
PARKİNSON HASTALIĞI TANISI NASIL KONULUR?
PARKİNSON HASTALIĞININ TEDAVİSİ

Parkinson hastalığı, hareketi etkileyen, sinir sisteminin ilerleyici bir hastalığıdır. Parkinson hastalığındaki motor bulgular, beynin ortasındaki ‘’substantia nigra’’ denilen bölgede bulunan ve dopamin üretip-salgılayan hücrelerin ölmeleri neticesinde ortaya çıkar. Bu hücrelerin neden öldüğü ise günümüzde hala bilinmemektedir.

Parkinson hastalığı 60 yaşın üstündeki bireylerin yaklaşık %1’ini etkileyen, sık görülen bir hastalıktır. Parkinson hastalığının yıl içerisindeki görülme sıklığı 100.000’de 4.5-21’dir. Erkeklerde kadınlara göre 1.5 kat daha fazla görülür.

PARKİNSON HASTALIĞININ SEBEPLERİ NELERDİR?

Parkinson hastalığının büyük bölümünün (idiyopatik Parkinson hastalığı), genetik ve çevresel faktörlerin (böcek ve tarım ilaçları, tarımsal-kırsal bölgede yaşama, kuyu suyu tüketimi, bitki ilaçlarına maruz kalma, endüstriyel bitkiler ve taş ocaklarına yakın olmak, vb.) birlikteliği sonucu ortaya çıktığı ileri sürülmektedir. Günümüzde, Parkinson hastalığı vakalarının %10 kadarının genetikle doğrudan ilişkili olduğu bilinmektedir.

PARKİNSON HASTALIĞININ KLİNİK ÖZELLİKLERİ NELERDİR?

Parkinson hastalığının en sık görülen erken motor belirtileri, tremor, hareketlerde yavaşlama, sertlik ve distoni (kas tonus bozukluğu)’dir.

Parkinson hastalığının başlangıç motor belirtileri arasında en tipik olanı ellerde ve kollarda olan tek taraflı (asimetrik) ve istirahat sırasında ortaya çıkan titremedir. Baş parmak ve işaret parmağında öne-arkaya şeklinde olan titreme hareketi tipiktir ve istirahatte ortaya çıkar. Ancak, bu herkeste görülmeyebilir. Diğer titremeler gibi, bu titremeler de stresle artar ve uykuda kaybolur.

BRADİKİNEZİ (HAREKETLERDE YAVAŞLAMA)

Hareketlerin yavaşlaması demektir. Bulguları değişkendir ve hastalar tarafından farklı şekillerde belirtilebilir. Gerçekte muayene ile tespit edilemeyen güçsüzlük hissi söz konusudur. Bazen hasta tarafından ‘’komutlarım bacaklarıma gitmiyor’’ şeklinde ifade edilebilir.

Yüz mimik kaslarındaki yavaşlama, göz kırpma sıklığında ve yüz ifadelerinde azalmaya (maske yüz) neden olur. Daha ağır hastalarda, konuşma yüzeyselleşir, harfler ve heceler tam olarak vurgulanamaz ve anlaşılması güç hale gelir.

Yutkunmada bozulma nedeniyle ağızdan salya akması hastalığın ilk başlarında görülmese de, ileri dönemlerde (özellikle gece uykuda iken) sıklıkla gözlenir.

Gövde hareketlerinin yavaşlaması, sandalyeden yavaş ya da zorlanarak kalkmaya, yataktayken dönmede, yürümede zorlanmaya neden olur.

Yürüme etkilendiğinde ise, hastalar küçük adımlarla yürürler ve ayaklarını sanki yere yapışmış, donmuş gibi zor hareket ettirirler. Bu ‘’donma’’ durumları hastalığın ileri dönemlerinde sıklıkla görülür.

Rijidite (Sertlik): Bazı hastalar kol ve bacaklarında sertlik tarif ederler. Nadiren de kol veya bacaklarını oynatırken çarkın hareketine benzer takılma tanımlarlar ki bu muayenede ‘’dişli çark’’ belirtisi olarak tespit edilebilir. Distoni: Distoni genç yaşta, 40 yaş öncesi bireylerde, ortaya çıkan Parkinson hastalığının en yaygın görülen bulgularındandır.

Sıklıkla ayakta istemsiz olarak içeri veya açığa doğru kıvrılma, bükülme şeklinde olup çoğu zaman bacakta kramp veya ağrı ile birliktedir.

Ayak başparmağının yukarı doğru kasılması da gözlenebilir.

Parkinson hastalığında gözlene-bilecek diğer klinik bulgular şunlardır:

Ses kısıklığı Uyku bozuklukları Koku duyusunda azalma Otonomik bozukluğa bağlı kabızlık, anormal terleme, cinsel işlev bozukluğu ve seboreik dermatit gibi bulgular. Genel güçsüzlük hissi, keyifsizlik veya bitkinlik. Depresyon veya hayattan zevk alamama. Düşünmede yavaşlama. PARKİNSON HASTALIĞI TANISI NASIL KONULUR?

Parkinson hastalığının tanısı klinik olarak konulur. Tanı için özel bir laboratuvar testi ya da biyolojik belirteç yoktur. Beynin manyetik rezonans görüntüleme (MR) veya tomografi ile görüntülenmesi tanı koydurucu değildir.

Koku testi Parkinson hastalığının tanısını doğrulamada kullanılabilse de bu tür çalışmalara tanı için genellikle ihtiyaç duyulmamaktadır. Eğer bir kişide şunlar varsa Parkinson hastalığı olasıdır.

Titreme, hareketlerde yavaşlama ve kas sertliği şikayetlerinden en az ikisi varsa. Şikayetler vücudun sadece bir yarısında başlamışsa.

Özellikle istirahatte ortaya çıkan titreme. (Örneğin eller dizin üzerinde istirahat halinde iken) Bir Parkinson ilacı olan ‘’Levodopa’’ ile şikayetlerde belirgin düzelme söz konusu ise.

PARKİNSON HASTALIĞININ TEDAVİSİ

Parkinson hastalığının tedavisinde hedef, hastalığın belirti ve bulgularını mümkün olduğunca kontrol altına almak ve bunu yan etkileri mümkün olduğunca en aza indirgeyerek uzun süre devam ettirebilmektir. İlaçlar sayesinde yürüme, hareket ve titreme şikayetleri, beyindeki dopamin miktarını artmasına bağlı olarak düzelecektir.

Egzersiz genel sağlık için önemlidir ancak Parkinson hastalarında bu safha da önem kazanmaktadır. Hareketliliği, hareket alanının genişlemesini ve kas tonusunun düzenlenmesini sağlamada fizik tedavi önemli yere sahiptir.

Fizik tedavi ayrıca, yürüyüş dengesinin sağlanmasına da yardımcı olur. Derin beyin uyarımı, Parkinson hastalığının tedavisinde uygulanan bir cerrahi yöntemdir. Bu yöntemle, beynin hareketlerimizi kontrol eden derin bölgeleri uzun elektrotlar monte edilerek elektriksel olarak uyarılır.

"
Parkinson Hastalığı Nedir? Liv Hospital

Parkinson Hastalığı Nedir? Liv Hospital

Parkinson Hastalığı Nedir?

Parkinson nedir ve parkinson neden olur soruları hastalık ile ilgili en çok merak edilen soruların başında yer almaktadır. Parkinson hastalığı, temel olarak dopamin üreten hücrelerin azalması sonucunda ortaya çıkan bir hastalıktır. Hücreler birçok nedenden dolayı azalabilir. Yazımızda bu nedenler ve parkinson hastalığı ile ilgili merak edilen her şey tek tek ele alınarak detaylı bir şekilde açıklanmıştır.

İçindekiler Parkinson Nedir? Parkinson Hastalığının Belirtileri Parkinson Hastalığı Neden Olur? Parkinson Hastalığının Tedavisi Parkinson Hastalığının Evreleri Sıkça Sorulan Sorular Parkinson Nedir?

Beyin sapında bulunan substansiya nigra bölümünün hasarı sonucunda dopamin salgılayan hücrelerin kaybı ile ortaya çıkan bir hastalıktır. Belirtiler substansiya nigra bünyesindeki hücrelerin en az %60-80’inin kaybolması ile ortaya çıkar. Parkinson hastalığı, erkeklerde kadınlardan daha sık rastlanan bir rahatsızlık türüdür.

Parkinson Ne Demek?

Parkinson ne demek sorusunun cevabı şu şekilde verilebilir, Parkinson hastalığı 1817 yılında James Parkinson tarafından tanımlanmıştır ve hastalığın kendi adı ile anılmasını istemiştir.

Parkinson Hastalığının Belirtileri

Parkinson belirtileri ortaya çıkışı, zamanı, türleri ve şiddeti hastalar arasında farklılık göstermektedir. Parkinson hastalığı belirtileri şu şekilde sıralanabilir:

Hareketlerde yavaşlama: Tanı için en önemli parametrelerden birisidir. Bu durum zamanla ilerleyerek hastanın günlük işlerini yapmasına engel olmakta ve bir süre sonra kişinin başkasına bağımlı bir şekilde yaşamasına sebep olmaktadır. Hareket yavaşlığı yaşayan hasta düğme ilikleme, ayakkabı ve kravat bağlama, çatal bıçak kullanma, yazı yazma, yemekleri çiğneme, bir yere oturma ve oradan kalkma, yataktan doğrulma, arabaya binme ve inme gibi konularda oldukça güçlük çekebilir. Yüz ifadesinde donukluk: Hipomimi, yüz kaslarının doğal hareketlerinin ve göz kırpma gibi refleks davranışların azalması ile ortaya çıkmaktadır. Mikrografi: Bazı hastaların ilk şikayetleri kalem kullanırken yaşanılan tutukluk hissiyatıdır. Hareket yavaşlığı şikayeti olan hastaların el yazıları incelendiğinde, başlangıçta harfler gayet okunaklı olsada yazı boyutu gitgide küçülerek okunmaz hale gelmektedir. Titreme (Tremor): Parkinson hastalığı belirtileri arasında en dikkat çekici olandır. Hastaların doktora başvurma sebeplerinin başında yer almaktadır. Titreme bazı hastalarda tek bir parmakta ya da elde başlayıp kola, ayağa ve hatta karşı uzuvlara da sıçrayabilir. El ve ayak uzuvlarıyla sınırlı kalabileceği gibi dil, dudak ve çenede de gözlenebilir. Titremeler genellikle düzenli ve belli bir hızda gerçekleşmektedir. Uzuv kaslarının sertliği (Rijidite): Normal şartlar altında kaslar dinlenme halinde hafif gerginlikte olurlar. Ancak kaslar parkinson hastalarında dinlenme halindeyken bile fazlasıyla gergin ve elle muayenede hissedilebilen bir sertliktedir. Duruş bozuklukları: Bazı parkinson hastalarının duruşları öne doğru hafif bir eğilim halindedir. Bu durum özellikle hareket halindeyken dikkat çekmektedir. Sürekli öne eğik durmak duruş bozuklukları ile beraber sırt ve bel ağrılarına sebep olabilmektedir. Yürüme bozukluğu, Konuşma bozuklukları, Yutma zorlukları, Tansiyon düşmesi, Ağızda salya birikmesi, Kabızlık, Cinsel işlev bozuklukları, İdrar yapma kusurları, Ter salgısında artış, Depresyon, Unutkanlık (Demans), Duygusal yakınmalar, Uykusuzluk, Koku duyusu kaybı, REM uykusunda davranış bozuklukları, Gözlerde kızarıklık (konjonktivit), Görme sorunları. Genç Yaşta Parkinson Belirtileri

Parkinson hastalığının belirtilerinde tanı konulan yaşa bakılmaz. Her yaş grubunda olduğu gibi genç yaşta parkinson belirtileri de birden ortaya çıkmaz ve semptomlar kişiden kişiye farklılık gösterir. Hastalığın temel belirtilerinden olan harekette yavaşlama gençlerde daha nadir gözükebilir.

Parkinson Ölüm Belirtileri

Hastalar tarafından parkinson ölüm belirtileri sorusunun cevabı oldukça sık araştırılmaktadır. Ancak parkinson ölümcül bir hastalık değildir, kronik bir hastalıktır. Hastalar tanı sonrası 15-25 yıl kadar yaşayabilmektedir.

Parkinson Hastalığı Neden Olur?

“Parkinson neden olur?” sorusu yaşam tarzı, çevresel maruziyetler, sık tütün ürünü ve kahve tüketimi, genetik yatkınlık, stres, kafa travmaları, yetersiz su tüketimi gibi sebepler ile ilişkilendirilmektedir.

Parkinson Hastalığının Tedavisi

Günümüzde Parkinson hastalığı tedavisi kesin olarak bulunamamıştır fakat hastalık belirtileri ilaçlar ile önemli ölçüde azaltılmaktadır. Kullanılan ilaçlar, ömür boyu ve düzenli kullanılması gereken ilaçlardır. Bu ilaçlar doktor kontrolünde olmadan bırakılırsa parkinson belirtileri mutlaka yeniden başlar ve tedavi sürecinde yaşanan kesiklik hayati risklere sebep olabilir.

Parkinson tedavisi tamamen bireye özgüdür. Bir hastaya iyi gelen ilaç başka bir hastaya etkisiz gelebilir. Kontrol altına alınamayan vakalarda cerrahi yöntemlere de başvurulmaktadır.

Parkinson Hastalığının Evreleri

Hastalarda farklı semptomlar farklı zamanlarda ortaya çıkabilir. Bu semptomların tipik ilerleme evreleri vardır. Parkinson evreleri şu şekilde sıralanabilir:

Birinci Evre: Tanı çoğu zaman bu evrede konulur. Hastalık belirtileri oldukça hafiftir ve semptomlar çok az görülür. Hastanın vücudunda bir bölgede meydana gelen titreme ve hareket yavaşlığı belirtileri görülebilir. Bu evrede hastalık kişinin yaşamını etkileyecek boyutta değildir. İlaca ihtiyaç duyulmayabilir ya da düşük dozda ilaç tedavisi ile semptomlar giderilebilir.

İkinci Evre: Semptomlar ilk evreye göre daha belirgindir. Titreme gibi semptomlar çevre tarafından fark edilebilir. Yürüme ve hareketlerde güçlük yaşanabilir fakat sürekli değildir. Duruş bozuklukları ve vücut katılığı gözlemlenebilir. Kişinin yardıma ihtiyacı yoktur. Semptomlar bir bölge ile sınırlı kalmayabilir.

Üçüncü Evre: Hasta yardımsız yaşayabilir fakat yeme-içme, giyinme benzeri günlük işlerini yapmakta oldukça zorlanır. Duruş bozuklukları ve hareket güçlüğü oldukça belirgin bir hal alır. Reflekslerde yavaşlama gözlenir. Yürürken ayak sürtmesi, kitlenme ve düşme yaşanabilir.

Dördüncü Evre: Hastalar artık yalnız yaşayamazlar. Hastaların el yazılarında ve adımlarında küçülme gözlemlenir. Hareketler artık son derece yavaşlamıştır. Konuşmada güçlük ve hatta karışıklık yaşanabilir. İlaçlar önceki evrelerdeki kadar güçlü bir etki sağlayamazlar ve dozlar yüksek olduğu için yan etkilerin gözükme olasılığı oldukça yüksektir.

Beşinci Evre: Son evredir. Kişi artık tamamen başka birinin yardımına muhtaçtır. Yardımsız ayakta duramaz, yürüyemezler. Vücut katılığı ileri düzeydedir. Günlük ihtiyaçlar giderilemez. İlaçların yan etkileri doza bağlı olarak oldukça fazladır. Hastalık ve ilaçların yan etkisi nedeniyle uyku problemleri ve halüsinasyonlar görülebilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Parkinson hastaları ve hasta yakınları tarafından merak edilen birçok soru vardır. Bu sorular ve cevapları şu şekildedir:

Parkinson Genetik mi?

“Parkinson genetik mi?” sorusunun cevabı evet olacaktır. Aile içinde hastalık öyküsü bulunan bireylerde hastalığın görülme olasılığı diğer bireylere kıyasla daha yüksektir. Genetik öyküsü bulunan bireylerde hastalık semptomları daha erken yaşlarda görülür.

Parkinson Hastaları Ne Kadar Yaşar?

Parkinson hastaları doğru tanı ve tedavi ile birlikte oldukça uzun süre yaşayabilir. Hastalığın süresi kişiden kişiye farklılık gösterse bile genel olarak 20 yıl veya daha uzun sürebilir. Yani “parkinson hastaları ne kadar yaşar?” sorusunun cevabı hastadan hastaya değişmektedir.

Parkinson Hastaları Ne Yememeli?

“Parkinson hastaları ne yememeli?” sorusunun net bir cevabı yoktur çünkü hastalara genellikle bir diyet programı uygulanmaz, belirtileri çoğaltan hastalığın seyrini kötüleştiren bir yiyecek bulunmamaktadır. Ancak yine de dengeli ve düzenli beslenmeye ve aşırı kilo alımından kaçınmaya dikkat edilmelidir. Kabızlık gibi belirtiler görülebileceğinden lifli gıdaların tüketilmesi bu semptomun giderilmesi için oldukça önemlidir. Düşme risklerine karşılık D vitamini değerlerinin takibi ve eksikliği halinde uygun bir diyete başlatılması gerekebilir. Su tüketimi hastalığın seyri açısından oldukça önem arz eder.

Parkinson Hastasına Nasıl Davranılmalı?

Parkinson hastasına nasıl davranılmalı sorusunun cevabı hasta yakınları tarafından önem arz etmektedir. Hastalara karşı oldukça sabırlı, anlayışlı ve nazik bir tutum sergilenmelidir. Hastalık sebebiyle hareketlerde ve konuşmada yavaşlama görülür, sabırlı olarak kişiye uyum sağlamak gerekir. Hasta ileri evrelerde fiziksel ve psikolojik açıdan oldukça desteğe ihtiyaç duyacaktır, bu durum da hastanın göreceği destek kişinin yaşam kalitesini oldukça arttırabilir, depresyon, kaygı ve benzeri ruhsal bozuklukların giderilmesine yardımcı olabilir.

Parkinson Hastalığından Kurtulanlar

Tedavi protokolü hastalığın seyrini yavaşlatmaya ve belirtileri gidermeye yöneliktir.

Parkinson hastalığından şüpheleniyorsanız mutlaka bir hekime danışınız. Unutmayın ki erken tanı, hastalığın seyrini yavaşlatmak için oldukça önemlidir.

"
Parkinson Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yöntemi Var mıdır? | Prof. Dr. Alev Leventoğlu

Parkinson Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yöntemi Var mıdır? | Prof. Dr. Alev Leventoğlu

Tedavi Alanları Parkinson Hastalığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Tedavi Yöntemi Var mıdır?

Parkinson hastalığı, beyindeki nöronların işlev bozukluğu sonucu ortaya çıkan kronik ve ilerleyici giden hareket bozukluğuna neden olan bir hastalıktır. Etkilenen nöronların bazıları, beyninizin hareket ve koordinasyonu kontrol eden kısımlarına mesaj gönderen bir kimyasal olan dopamini üretir. Beyindeki dopamin miktarı Parkinson'un ilerlemesiyle azalır ve hastaları hareketi kontrol edemez hale getirir.

Parkinson Hastalığı Nedir?

Beyindeki dopamin miktarının azalması sonucu hastaların hareketi başlatması ve hareketi kontrol etme mekanizması bozulur

Parkinson hastalığı yavaş yavaş geliştiğinden, başlangıçta çoğu zaman tek taraflı bir elde istirahatte ortaya çıkan tremor veya yüz ifadesinde yani mimiklerde kayıp ile başlar. Zaman içinde tremor yani tireme diğer kolda yada bacaklarda da ortaya çıkar. Parkinson hastalığının kesin tedavi olmasada hastalardaki semptomları azaltan ve yaşam kalitesini önemli ölçüde artırabilecek çeşitli ilaçlar ve tedaviler kullanılmaktadır. Bazı hastalarda, özellikle tremorun çok baskın olduğu bireylerde pil tedavisi uygulanabilmektedir. Bu nedenle hastaların düzenli bir takip altında olmaları, ilaçlarının kişiye göre ve hastalığın gidişatına göre ayarlanması gerekmektedir. Bu noktada hasta hekim ilişkisi çok önemli rol oynamaktadır.

Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Parkinson belirtileri kişiden kişiye değişiklik gösterse de, aşağıdakiler dahil dört önemli motor belirtisi vardır:

Ellerde, kollarda, bacaklarda veya çenede titreme Kol, bacak veya gövdede kas katılığı, rijidite Bradikinezi denilen hareketlerde yavaşlama ve bradimimi yani yüz mimiklerinin kaybı Postural instabilite (refleks kaybı) veya bozulmuş denge ve koordinasyon

Parkinson hastalığı olan hastalarda aşağıdakiler gibi başka semptomdan olabilir:

Şiddetli yorgunluk veya uyku bozuklukları Kronik ağrı Korku, kaygı ya da depresyon Demans veya kafa karışıklığı Kabızlık veya idrar sorunları Parkinson Hastalığına Ne Sebep Olur?

Birçok farklı nörolojik hastalıkta olduğu gibi, Parkinson hastalığınında kesin nedeni henüz tam olarak bilinmemektedir. Bununla birlikte, araştırmacıların bildiği şey, gelişiminde çeşitli faktörlerin rol oynadığıdır.

Genetik

Parkinson hastalığı doğrudan genetik geçişli olmasa popülasyonun küçük bir kısmanda hastalığa yol açabilecek çeşitli genleri keşfedilmiştir. Bununla birlikte, genel olarak, Parkinson hastalığı olan bir ebeveynin olması, hastalığın gelişme olasılığını bir miktar arttırır. Bazı ailesel geçişli formlarında parkinson belirtileri çok erken yaşlarda ortaya çıkmaktadır.

Çevresel Tetikleyiciler

Risk küçük olsa da, belirli toksinlere veya çevresel faktörlere erken maruz kalmanın Parkinson hastalığının gelişme şansını artırabilmesi olasıdır.

Parkinson Hastalığı Nasıl Tedavi Edilir?

Parkinson hastalığının kesin tedavisi olmasada hastalarda kullanılan ilaçlar, yaşam tarzı değişiklikleri ve fizik tedavi ile semptomlar kontrol altına alınabilir. Parkinson ilaçları, titremeyi yönetmeye, hareket kontrolünü iyileştirmeye ve hastaların normal yürümesine yardımcı olan dopamini arttırır.

Zaman geçtikçe, bu ilaçların etkileri azalabilir. Bu olduğunda, derin beyin stimülasyonu veya başka bir cerrahi seçenek, semptomları hafifletmenin en iyi yolu olabilir.

BLOG

Migren mi Yoksa Sadece Baş Ağrısı mı?

Migren ve diğer baş ağrıları arasındaki farkları bilmek, tanımak önemlidir. Bu farklar, başağısı semptomlarının şiddeti ve süresinden tetikleyicilere, hatta tedavi yöntemlerine kadar uzanır.

Beslenme Alışkanlıkları Epilepsi Nöbetlerini Tetikliyor Olabilir mi?

Epilepsi, dünya genelinde milyonlarca insanı etkileyen, beyindeki anormal elektriksel aktivite nedeniyle meydana gelen kronik nörolojik bir bozukluktur. Bu anormal aktivite, geçici ama tekrarlayan nöbetlere yol açar. Nöbetler, hastanın farkındalığı, harek

Alzheimer Yaşam Kalitesini Nasıl Etkiliyor ?

Alzheimer hastalığı, beyin fonksiyonlarının ilerleyici kaybıyla karakterize edilen, hafıza ve bilişsel yeteneklerin azalması ile sonuçlanan bir hastalıktır. Alzheimer hastalarında sosyal etkileşim ve ilişkilerin önemi, son yıllarda yapılan bilimsel araştı

Migren Ağrıları Regl Döneminde Artar mı?

Migren genellikle beyindeki kan damarlarının genişlemesi ve sinir uçlarının aşırı hassasiyeti sonucunda ortaya çıkan bir baş ağrısı tipidir. Regl dönemi sırasında östrojen ve progesteron gibi hormonlarda yaşanan değişiklikler, migren atağını tetikleyebili

Demans Hastalarının Yaşam Kalitesini Nasıl Artırabiliriz ?

Demans, bilişsel yeteneklerin azalmasıyla karakterize edilen bir grup hastalık nedeniyle ortaya çıkan bir durumdur. Demansın birçok farklı tipi vardır ve her tipin farklı nedenleri olabilir.

Demansı Taklit Eden Psikolojik Durum Psödodemans

Bunama, bilişsel yetilerde ilerleyici bir bozulmayı ifade eden bir durumdur. Bunamaya sahip bireylerde hafıza kaybı, düşünce bozuklukları ve günlük işlevlerin zorluğu gibi belirtiler görülebilir. Ancak, bazen bu belirtiler, gerçek bir nörolojik hasar veya

Migren Atağınızı İzlemek İçin Kişisel Migren Takvimi Oluşturun

Migren, birçok insanın yaşadığı şiddetli baş ağrısıyla belirtilen bir durumdur. Migren atağının sıklığı, şiddeti ve tetikleyici faktörleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir. Baş ağrılarınızı izlemek ve anlamak için etkili bir araç olan kişisel migren

MS Hastalarında Hamilelik

Multiple Skleroz (MS), bağışıklık sisteminin sinir hücrelerine zarar veren bir hastalıktır. Hastalık çoğunlukla kadınlarda görülmektedir. Hastalığın seyri, tedavi planı, doğurganlık, gebelik, doğum hatta emzirme süreçleri üzerinde etkili olabildiğinden MS

Sağlıklı Beyin vs. Alzheimer Hastalığı Olan Beyin

Alzheimer hastalığı beynin küçülmesine ve beyin hücrelerinin ölmesine neden olan ilerleyici bir nörolojik bozukluktur. Kişinin bağımsız olarak işlev görme yeteneğini etkileyen düşünme, davranışsal ve sosyal becerilerde sürekli bir düşüş yaşaması olarak ad

Anksiyete Alzheimer Riskini Arttırıyor

Hafif bilişsel bozukluğu olan kişilerin uzun ve devamlı stres ve kaygı yaşamaları durumunda, Alzheimer hastalığına yakalanma olasılıkları daha yüksektir. Yeni bir çalışma, hafif bilişsel bozukluğu ve yüksek düzeyde stresi olan kişilerin, stresli olmayanla

Tümör Hep Kötü Huylu Olmayabilir

Beyin tümörleri kanserli (kötü huylu) veya kanserli olmayan (iyi huylu) olabilir. Kötü huylu (kanserli) veya iyi huylu beyin tümörleri özellikle bası belirtileri ve fokal nörolojik bulgulara neden olur. İyi huylu veya kötü huylu tümörler büyüdüğünde, kafa

Sirkadiyen Ritim Uyku Bozuklukları

Sirkadiyen ritim, günün 24 saatte bir tekrarlanan doğal uyku-uyanıklık döngüsüdür. Bu döngünün bozulması, sirkadiyen ritim uyku bozukluğudur. Sirkadiyen ritim bozukluğu, gündüz uykululuğundan depresyona kadar değişen semptomlara neden olabilir.

© Copyright 2018 - Bu sitede kullanılan tüm içeriklerin telif hakları "Prof. Dr. Alev Leventoğlu" na aittir.
Desing by İdemania Reklam Ajansı

"
Parkinson Hastalığının 10 Erken Belirtisi - Büyük Anadolu Hastanesi

Parkinson Hastalığının 10 Erken Belirtisi - Büyük Anadolu Hastanesi

Parkinson Hastalığının 10 Erken Belirtisi

Sizin veya sevdiğiniz birinin parkinson hastalığı olup olmadığını söylemek zor olabilir. Aşağıda parkinson belirtileri listelenmiştir. Bu belirtiler endişelenmeniz gerektiği anlamına gelmez ancak birden fazla belirtiniz varsa doktorunuzla konuşmak için randevu almayı düşünmelisiniz. İşte “Parkinson belirtileri nelerdir?” sorusunun yanıtı:

Titreme

Parmağınızda, baş parmağınızda, elinizde veya çenenizde hafif bir titreme fark ettiniz mi? Titreme parkinson hastalığının yaygın bir erken belirtisidir.

El Yazısının Küçülmesi

El yazınız geçmişe göre çok mu küçük? Harf boyutlarının küçülmesi ve kelimelerin kalabalıklaşması gibi kelimeleri yazma şeklinizin değiştiğini fark edebilirsiniz. El yazısındaki bu değişiklik mikrografi adı verilen Parkinson hastalığının bir işareti olabilir.

Koku Kaybı

Parkinson hastalığının belirtileri arasında koku kaybı da bulunur. Koku alma duyunuz soğuk algınlığı, grip veya burun tıkanıklığı ile değişebilir, ancak daha iyi olduğunuzda geri gelmelidir.

Bazı yiyecekleri artık çok iyi koklamadığınızı fark ettiniz mi? Muz, dereotu veya meyankökü gibi yiyeceklerin kokularını almakta zorlanıyorsanız doktorunuza Parkinson hakkında danışmalısınız.

Uyku Sorunu

“Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?” sorusunun yanıtlarından biri de uyku sorunudur.

Derin uykudayken yatakta dönüp duruyor musunuz yoksa rüyalar mı görüyorsunuz? Uyku sırasında ani hareketler Parkinson hastalığının belirtisi olabilir.

Hareket Etmede veya Yürümede Sorun

Vücudunuzda, kollarınızda veya bacaklarınızda sertlik hissediyor musunuz? Yürürken kollarınızın eskisi gibi sallanmadığını başkaları fark etti mi? Bazen sertlik siz hareket ettikçe kaybolur. Ancak bu gerçekleşmediğinde parkinson hastalığının bir belirtisi olabilir.

Kabızlık

Bağırsaklarınızı her gün hareket ettirmekte zorlanıyor musunuz? Bağırsaklarınızı hareket ettirmek için zorlanmak parkinson hastalığının erken bir belirtisi olabilir ve doktorunuzla konuşmalısınız. Diyetinizde yeterince su veya lif yoksa banyoda sorunlara neden olabilir. Ayrıca bazı ilaçlar, özellikle ağrı için kullanılanlar kabızlığa neden olur. Diyet veya ilaç gibi bağırsaklarınızı hareket ettirmekte zorlanmanıza neden olacak başka bir neden yoksa doktorunuzla konuşmalısınız.

Yumuşak veya Düşük Bir Ses

Parkinson hastalık belirtileri arasında seste yaşanan değişimler de bulunur.

Başkaları size sesinizin çok yumuşak olduğunu veya nefes nefese ve/veya boğuk geldiğini söyledi mi? Sesinizde bir değişiklik olduysa bunun parkinson hastalığı olup olmadığı konusunda doktorunuzu görmelisiniz. Göğüs nezlesi veya başka bir virüs sesinizin farklı çıkmasına neden olabilir ancak öksürüğünüz veya nezlenizin üstesinden geldiğinizde aynı sese geri dönmelisiniz.

Yüz İfadesi

Parkinson belirtileri ve bulguları arasında kötü bir ruh halinde olmasa bile kişinin gergin veya kızgın bir ifadeye sahip olması da var.

Kötü bir ruh halinde olmasanız bile yüzünüzde ciddi, depresif veya kızgın bir ifadeye sahip olduğunuz söylendi mi? Buna genellikle yüz maskeleme denir. Eğer öyleyse doktorunuza parkinson hastalığı hakkında soru sormalısınız.

Baş Dönmesi veya Bayılma

Bir sandalyeden kalkarken sık sık başınız döndüğünü fark ettiniz mi? Baş dönmesi veya bayılma hissi düşük tansiyon belirtisi olabilir ve parkinson hastalığı ile bağlantılı olabilir. Herkesin ayağa kalktığı ve başının döndüğü bir dönem olmuştur ancak bu düzenli olarak oluyorsa doktorunuzu görmelisiniz.

Eğilmek veya Kambur Durmak

Eskisi gibi dik durmuyor musun? Siz veya aileniz veya arkadaşlarınız ayaktayken çömeldiğinizi, eğildiğinizi veya kambur durduğunuzu fark ederseniz bu Parkinson hastalığının bir belirtisi olabilir.

Parkinson Hastalığınız Varsa Ne Yapabilirsiniz?

Parkinson belirtileri genç yaşta da ortaya çıkabilir. Önemli olan belirtileri erkenden fark etmek ve düzenli bir tedaviyi sürdürmektir. Parkinson belirtileri ve tedavisi doğru bir süreçte yürütüldüğünde kişinin yaşam kalitesi sabit kalabilir. Bu nedenle mutlaka bir uzman desteği almalısınız. Bu süreci başlattığınızda beyinde uzmanlaşmış bir doktor olan bir nöroloğa sevk, bir meslek terapisti, fizyoterapist veya konuşma terapistinden bakım gibi multidisipliner bir yaklaşımla tedavi süreciniz başlatılır. Daha fazla semptomu geciktirmek için düzenli bir egzersiz programı da başlatmalısınız.

"
Parkinson: Nedir, Belirtileri, Teşhisi ve Tedavisi | Anadolu Sağlık Merkezi

Parkinson: Nedir, Belirtileri, Teşhisi ve Tedavisi | Anadolu Sağlık Merkezi

Parkinson: Nedir, Belirtileri, Teşhisi ve Tedavisi

En sık görülen nörodejeneratif hastalıklardan biridir.

En sık görülen nörodejeneratif hastalıklardan biridir. Vücutta hareketin kontrolünde önemli bir rolü olan dopamin isimli kimyasal bir madde vardır. Bu maddenin üretim yeri olan “substansiya nigra” isimli bölgede, dopamin üreten hücrelerde etkilenmeler ve kayıplar ortaya çıkar. Belli bir oranda hücre kaybı olunca da hastalarda bulgu ve belirtiler görülmeye başlar. Hastalık yaptığı belirtilerle insanların yaşam kalitesini etkilemektedir. Genellikle ileri yaşlarda daha fazla görülmektedir. Bu nedenle insanların yaşam süreleri uzadıkça daha yüksek oranlarda görülmektedir.

Parkinson hastalığına benzer tablolar yapan birçok neden vardır. Bunlara “Parkinsonizm” veya “Parkinson sendromları” adı verilir. Değişik nedenlere bağlı ortaya çıkabildikleri için normal Parkinson tedavisinde verdiğimiz ilaçlara yanıtsız olabilirler. Bunların bir kısmı Parkinson bulguları ile diğer sistem bulgularının birlikte olduğu Parkinson-artı sendromlar ve ikincil (sekonder) parkinsonizm dediğimiz hastalıklardır. Sekonder parkinsonizm, damar hastalıklarına, enfeksiyonlara, tümörlere, ilaçlara ve bazı toksik olaylara bağlı olabilir. Bu nedenle öncelikle bunların ayırıcı tanılarının yapılması ve tedavinin buna göre planlanması çok önemlidir.

Parkinson Nedir?

Parkinson, ilerleyici nörolojik bir hastalıktır ve ilk işaret olarak hareketle ilgili problemler doğurur. Sağlıklı bir vücut, beyindeki dopamin adı verilen bir madde ile düzgün ve koordineli kas hareketleri sağlar. Dopamin maddesi de beyinde "Substantia Nigra" adı verilen bölümünde üretilir. Parkinson hastalığında "Substantia Nigra" bölümündeki hücreler ölmeye başlar ve dopamin seviyesi düşer. Bu durumda da Parkinson hastalığı ortaya çıkar.

1817 yılında titrek felç olarak literatüre geçen Parkinson, sıklıkla 40 ila 70 yaş aralığındaki kişilerde ortaya çıkar. Fakat 20 ila 40 yaş aralığında görülme sıklığı yaklaşık 55 oranındadır.

Parkinson Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Parkinson hastalığı hareketlerin yavaşlaması (bradikinezi), özellikle istirahat halinde ortaya çıkan tiremeler (tremor), kaslarda katılık ve sertlik (rijidite), postür reflekslerinde azalma gibi 4 ana belirtisi vardır. Bunların yanında birçok diğer sistem bulgusunun da olabildiği yavaş ilerleyici bir beyin hastalığıdır.

Hastalarda bulgular büyük oranda tek taraflı başlamaktadır ve yıllar içinde vücudun diğer tarafına da geçebilmektedir. Bu belirtilerden en önemlisi hareketlerin yavaşlamasıdır. Bununla ilişkili olarak hastanın yürümesi de etkilenir. Küçük adımlarla yürürler, hastalığın ağır olduğu taraftaki kolu sallamada azlık ve yavaş yürüme görülür. Aynı bulgular yüzde olduğunda mimik hareketlerin ve ifadelerin azaldığı donuk yüz görünümü ortaya çıkar.

Titremeler özellikle hasta istirahat durumunda iken ortaya çıkar. En sık ellerde, daha az oranlarda ise ayaklarda, çene ve dudaklarda görülür. Çok önemli bir belirti olmasına karşın Parkinson hastalarının hepsinde titreme görülmeyebilir.

Hastalık ilerledikçe “fleksiyon postürü” dediğimiz, vücudun öne ve yanlara doğru eğilmesi, “donma” diye isimlendirdiğimiz harekete başlamada zorluk, unutkanlık, psikiyatrik bulgular, kabızlık gibi sindirim sistemi bulguları, ürolojik belirtiler, uyku bozuklukları gibi diğer sistem etkilenmeleri de ortaya çıkmaktadır. Uyku bozuklukları hastaların çoğunda görülmektedir.

Ancak Parkinson olmadan hastalarda “premotor” denen, ileride Parkinson’un gelişebileceğini düşündüren bulguların olduğu evre vardır. Bu evrede kabızlık, “REM uykusu davranış bozukluğu” dediğimiz uyku bozukluğu, uykuda bağırma, korku, kol ve bacaklarda hareket de Parkinson belirtisi olabilir. Ayrıca koku alma bozukluğu da hastalığın ön belirtisi olabilir. Parkinson hastalarının geçmişine baktığımızda çoğunda bu tarz belirtiler olduğunu görüyoruz. Bu kişilerde Parkinson gelişme riski daha yüksek olmaktadır ve bu bozukluklar Parkinson hastalığı başlamadan yıllar önce ortaya çıkmış olabilir.

Parkinson Hastalığı Tanısı Nasıl Konulur?

Hastalığın tanısı nörolojik muayene ile konulmaktadır. Hastalığa özel herhangi bir laboratuvar tetkik bulunmamaktadır. Bazı tetkikler destekleyici ya da başka hastalıkları dışlayıcı olarak yapılabilmektedir.

Parkinson Hastalığının Tedavisi Var mıdır?

Hastalığın ilerleyişini tamamen durduracak bir tedavi yöntemi yoktur. Hastalık insanların yaşam süresini kısaltmaz, mevcut bulguların tedavisi ile de hastalar yıllarca yaşam kalitesini belirli seviyede tutarak tedavi edilebilirler.

Tanı doğru konulmuş ise Parkinson hastalığı tedaviye çok iyi cevap vermektedir. %90’ların üzerinde iyi yanıt alınmaktadır. Tedaviyi, ilaç tedavisi, cerrahi tedavi ve diğer yöntemler olarak sınıflandırabiliriz. Tüm bu tedavi planlarının bu konuda deneyimli bir Nörolog tarafından yapılması önemlidir. Çünkü elimizde çok çeşitli ve etkili ilaçlarımız vardır.

Tıbbi tedavide verdiğimiz ilaçlar dopamin eksikliğini azaltmaya yönelik olan dopaminin beyinde yıkımını engelleyen, beyinde uzun süre kalmasını sağlayan, dopamin gibi etki gösteren ilaçlar ya da dopaminin kendisini verebiliyoruz. Etken maddesi levodopa olan ve beyne kolay geçebilen ilaç en etkili ilacımızdır.

Yıllarca düzenli kontrollerle bu tedaviler sayesinde hastalarımızın günlük yaşantılarını belirli bir seviyede tutabilmekteyiz. Ancak ilerleyen yıllarda hem hastalığın ilerlemesi hem de ilaçların yan etkileri ile başka sorunlarla karşılaşabiliyoruz.

İleri evre hastalarda yürümede donma, ilaç etki süresinin kısalması, istemsiz hareketler, uyku bozuklukları, otonomik bozukluklar (TA düşmesi), bazı psikiyatrik bulgular, unutkanlık gibi değişik bulgular eklenebilir.

İleri evrede bazı hastalarda bulguları düzelmeye yönelik olarak apomorfin enjeksiyonları (özellikle kısa süreli etkisi), ya da ilacın doğrudan bağırsaktan verilmesini sağlayan pompa şeklinde cihazla ilaç infüzyonu, ilaç tedavisi ile yeterli yanıt alınamaz ise veya ilaçlara bağlı istemsiz hareketler gelişmiş ise cerrahi tedavi yapılabilir.

Cerrahi tedavi günümüzde daha çok beyinde özel bazı çekirdeklere elektrot yerleştirerek, buralara stimulus (uyarı) gönderme (talamik stimülasyon, pallidal stimülasyon ve subtalamik stimülasyon gibi) şeklindedir. Özellikle bazı Parkinson hastalarında iyi bir tedavi seçeneği olarak kullanılmaktadır, ancak ameliyatın kime ve nasıl yapılacağı kararını vermek çok önemlidir.

Son güncellenme tarihi: 02 Mart 2021

Yayınlanma tarihi: 02 Mart 2021

"
Parkinson Hastalığı Nedir? Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir? | Güven Hastanesi

Parkinson Hastalığı Nedir? Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir? | Güven Hastanesi

Parkinson Hastalığı Nedir? Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

İlk kez 1817 yılında James Parkinson tarafından tanımlanan Parkinson hastalığı, beyin hücrelerinde kayıpla seyreden ve yavaş ilerleyen bir rahatsızlıktır. Genellikle sinsice başlayan Parkinson hastalığının belirtileri zamanla artmaktadır.

Titreme, hareketlerde yavaşlama, kol ve bacak hareketlerinde tutukluk Parkinson hastalığının ilk belirtileri arasında gösterilmektedir. Ayrıca Parkinson hastalarında salya akması, konuşma bozukluğu, uzuv ağrıları, sıkıntı hissi, huzursuz bacak sendromu gibi semptomlar da ortaya çıkabilmektedir.

İçindekiler Parkinson hastalığı nedir? Parkinson hastalığı ne zaman ortaya çıkar? Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir? Parkinson hastalığının nedenleri nelerdir? Parkinson hastalığı tanısı nasıl konur? Parkinson hastalığı nasıl tedavi edilir? Parkinson hastalığının ameliyat ile tedavisi Parkinson hastalığında egzersizin önemi Parkinson hastalığı nedir?

Parkinson, beyin hücrelerinde kayıp (nörodejenerasyon) ile seyreden, yavaş ilerleyen bir beyin hastalığıdır. Parkinson hastalığı ilk kez James Parkinson tarafından 1817’de tanımlanmıştır.

Parkinson hastalığı ne zaman ortaya çıkar?

Parkinson hastalığı, 40-70 yaşlarında başlamakla birlikte genellikle 65 yaşından sonra ortaya çıkmaktadır. İleri yaş hastalık için bir risk faktörüdür. Toplumda 65 yaş üzerinde her 100 kişiden birinin Parkinson hastası olduğu kabul edilmektedir.

Parkinson belirtileri, hastaların sadece yüzde 5’inde 20-40 yaş arasında başlamaktadır. Bu hastalarda genetik geçiş söz konusudur. Parkinson hastalığı, erkeklerde daha sık görülmektedir.

Parkinson hastalığının belirtileri nelerdir?

Hastaların yaklaşık yüzde 70’inde dinlenme halinde ortaya çıkan,

El parmaklarında El ya da kolda Bazen de ayakta titreme

Hastaların yüzde 30’unda ise,

Hareketlerde yavaşlama Kol-bacak hareketlerinde tutukluk Parkinson hastalığının ilk belirtilerindendir.

Parkinson hastalığı genellikle sinsi başlar ve belirtileri yıllar içinde yavaş ama giderek artan biçimde ilerler. Hastalar çoğu zaman Parkinson hastalığının başlangıç tarihini kesin olarak belirtemeyebilir.

Ayrıca hasta yakınları, hastanın, hareketlerinde yavaşlama ve öne eğilme gibi bazı belirtileri yaşlılığa özgü doğal özellikler olarak algılayabilir.

Parkinson hastalığı belirtileri hareketle ilgili olan motor belirtiler ve motor olmayan belirtiler olmak üzere iki gruba ayrılır.

Parkinson hastalığının hareketle ilgili olan temel belirtileri şunlardır:

Titreme (İstirahat tremoru) Hareket yavaşlığı (Bradikinezi) Rijidite (Kasların sertleşmesi) Yürüyüş bozuklukları Yürürken kilitlenme ve düşmeler Postural instabilite (Denge bozukluğu) El yazısının küçülmesi (Mikrografi)

Bu belirtiler, hastaların hemen hepsinde tek bir beden yarısında ortaya çıkar ve zamanla daha hafif olmak üzere karşı beden yarısında kendini gösterir. Hastalığın ilerleme hızıyla belirtilerin türü ve şiddeti hastadan hastaya değişiklik göstermektedir.

Parkinson hastalığında titreme (tremor)

Titreme, Parkinson hastalığının temel belirtilerindendir ve genellikle hastanın doktora en sık başvurma nedenidir. Parkinson hastalarının yaklaşık yüzde 70’inde ortaya çıkmaktadır.

Parkinson titremesinin tipik özelliği, dinlenme halindeyken, yani uzuv hareketsizken ortaya çıkmasıdır. Titreme sıklıkla bir elde, bazen de bir ayakta ortaya çıkar. Bazen dili, dudakları veya çeneyi etkileyebilir. Ancak Parkinson hastalığı baş veya ses titremesine yol açmaz.

Titreme, uyku sırasında ve istemli bir hareket sırasında kaybolur.

Sinirlilik Yürüme Stres Heyecan Aşırı zihinsel faaliyetler titremeyi artırır. Bu nedenle hastalar toplum içinde sıkıntıya girebilir ve sosyal ortamda bulunmaktan kaçınabilir.

Parkinson hastalığında hareket yavaşlığı (bradikinezi)

Parkinson hastalığı tanısı için önce hareket yavaşlığı yani “bradikinezi” saptanmalıdır. Hastada titreme belirtisi olmasa dahi hareket yavaşlığının olması durumunda Parkinson hastalığı tanısı konulabilir. Hareket yavaşlığı, hastalığın belki de engelilik yaratan en temel belirtisidir.

Hastaların basit günlük işlerde özellikle düğme ilikleme, kravat ve ayakkabı bağlama, yazı yazma ve çatal-bıçak kullanma gibi incelik isteyen işlerde başlangıçta hafif derecede hissettikleri güçlük giderek artar. Hastalar zamanla alçak bir koltuktan doğrulurken, otomobile binerken ve inerken, yatakta bir taraftan diğer tarafa dönerken zorlanırlar. Bu istemli hareketlerin yavaşlamasının yanı sıra göz kırpılması ve yürürken kolların sallanması gibi farkında olmadan otomatik olarak yapılan hareketler de azalır veya kaybolur. Böylece hastaların gözlerinde sabit bir bakışı, ayaklarını sürüyerek yürürken kolların iki yanda hareketsiz kalması dikkat çeker. Hastanın bu yöndeki yakınması genel bir yorgunluk halidir.

Parkinson hastalığında kol-bacak kaslarının sertliği (rijidite)

Bazı hastalar uzuvlarını gevşetmekte sertlik hissinden yakınır. Parkinson hastalığında kaslarda sertleşme en sık,

Dirsek, el bileği Diz Ayak bileği gibi eklemlerin muayenesinde saptanır.

Parkinson hastaları kas sertliğini yorgunluk, ağırlık, ağrı veya kramp şeklinde hissedebilirler. Ayrıca omuz ağrısı gelişebilir.

Parkinson hastalığında duruş bozuklukları

Birçok Parkinson hastası öne doğru hafifçe eğik durma eğilimindedir. Yürürken ve ayakta dururken bu durum daha belirgin olur.

Yüz ifadesinde donukluk (hipomimi)

Parkinson hastalarında sabit bir bakışın eşlik ettiği donuk bir yüz ifadesi gelişir.

Parkinson hastalığının motor olmayan belirtiler:

Parkinson hastalığında görülen diğer belirtiler arasında,

Konuşma bozukluğu Yorgunluk Sıkıntı hissi Ruhsal çöküntü hali Uzuv ağrıları Salya akması Kabızlık Mide boşalmasının gecikmesi Uyku ve cinsel işlev bozuklukları Ciltte yağlanma Terleme artışı Koku alma duyusunun azalması Sık idrara çıkma Tansiyon düşmesi REM uykusu (Göz hareketlerinin aktif olduğu uyku) Davranış bozukluğu Huzursuz bacak sendromu Unutkanlık ve zamanla da demans sayılabilir. Parkinson hastalığının nedenleri nelerdir?

Parkinson hastalığı belirtilerine yol açan sinir hücresi kaybının sebebi hala bilinmemektedir. Normal olarak insan beyninde belli bölgelerde dopamin adı verilen kimyasal mesajcıyı üreten beyin hücreleri (nöronlar) bulunur. Dopamin, insanların akıcı ve koordine hareketler yapmalarını sağlar. Dopaminerjik hücreler, beynin “substansiya nigra” adı verilen bölgesinde yoğunlaşmış halde bulunurlar. Sinir hücrelerinin kaybı yavaş ilerleyen bir süreçtir. Dopamin üreten hücrelerin yüzde 60 ila yüzde 80’i kayba uğradığında beyindeki dopamin miktarı azalır. Bu durum da, beynin kontrol mekanizmasının düzgün çalışamayacağı, hareketlerin yavaş ve anormal hale geleceği anlamına gelmektedir. Sonuçta Parkinson hastalığının motor belirtileri ortaya çıkar. Beyin hücrelerindeki bu yetersizlik süreci nörodejenerasyon olarak adlandırılır.

Parkinson hastalığını ortaya çıkaran nörodejenerasyona, genetik değişiklikler ve çevresel faktörlerin bir kombinasyonunun neden olabileceği düşünülmektedir.

Parkinson hastalığının genetiği üzerine yapılan çalışmalarda hastaların yüzde 90’nın yalnızca genetik faktörlerle açıklanamayacağı görülmüştür. Zehirli kimyasallara maruz kalınabilecek tarım, kaynak, endüstriyel işlerde çalışmak gibi çevresel risk faktörleri de Parkinson hastalığının nedenleri arasında sayılabilir.

Parkinson hastalığı tanısı nasıl konur?

Parkinson tanısı belirti ve bulguların nörolojik muayene ile saptanması, gereken tetiklerin yapılması ile konulur.

Parkinson hastalığı nasıl tedavi edilir?

Parkinson hastalığı tanısı konulduğunda dopamin eksikliğini giderici veya takviye edici tedavilere başlanması önerilmektedir. Parkinson tedavisine ağızdan verilen ilaçlar ile başlanır.

Parkinson hastalığı ilaç tedavisinde,

İlaçların, hasta ve yakınları tarafından isimlerinin ve dozlarının bilinmesi, İlaçların mutlaka uzman hekim tarafından önerilen doz ve saatlerde alınması, Beklenen etki ve olası yan etkilerinin bilinerek yakından takip edilmesi, Düzenli doktor kontrolleri ile dozların gözden geçirilmesi, gerekirse ayarlanması, Yan etkilere karşı etkin tedbirlerin zamanında devreye konulması önemli kurallardır.

Parkinson hastalığı ilerledikçe ağızdan alınan ilaçlar giderek yetersiz kalabilir. Bu durumda cerrahi yöntemler düşünülür. Cerrahi öncesi veya cerrahiye uygun olmayan hastalarda,

İlacın cilt altına konulan küçük bir iğne ve buna bağlı bir pompa aracılığıyla sürekli verilmesi, Karından açılan küçük bir delikten bağırsağa uzatılan küçük bir hortum ve bir pompa aracılığıyla ilacın sürekli uygulanması kullanılabilecek diğer iki yöntemdir. Parkinson hastalığının ameliyat ile tedavisi

Parkinson hastalığında ameliyata başvurulması uygun hastalarda yararlı olabilir. Ancak yakma (ablasyon) ve beyin pili (derin beyin stimülasyonu) olarak bilinen bu yöntemler her hasta için uygun değildir. Ayrıca hiçbir cerrahi yöntem, hastalığı tamamen ortadan kaldırmaz. Hastaların hemen hepsi ameliyattan sonra ilaçlarını kullanmaya devam eder.

Parkinson hastalığında egzersizin önemi

Parkinson tedavisine ek olarak mutlaka egzersiz yapılmalıdır. Parkinsonlu hastalar için egzersizde amaç,

Yürüme ve denge bozukluklarının, titremenin azalması Esneklik ve kavrama gücünün korunması Motor koordinasyon ve duruş bozukluklarının düzeltilmesi Kaslarda spazmın azalması Hastaların motor fonksiyonlarının devamlılığını sağlamaktır.

Ayrıca egzersiz, hastaların zihinsel gelişimi için de oldukça önemlidir.

Sağlık Rehberi

Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.

"
Parkinson Hastalığının 9 Erken Dönem Belirtisi | Doç. Dr. Ali Yılmaz

Parkinson Hastalığının 9 Erken Dönem Belirtisi | Doç. Dr. Ali Yılmaz

Parkinson Hastalığının 9 Erken Dönem Belirtisi

Parkinson hastalığı ülkemizde binlerce kişiyi etkileyen nörolojik bir rahatsızlıktır. Hastalığın bazı erken dönem belirtileri el yazısındaki değişim, titreme, özellikle parmak, el veya ayakta uyku sırasında kontrol edilemeyen hareketler, uzuv sertliği veya yavaş hareket, ses değişiklikleri, sert yüz ifadesi, eğik duruş olarak kendini gösterir. Parkinson beynimizde hareketi kontrol eden nöronların dejenerasyonuyla başlar. Bu nöronlar dopamin adı verilen bir madde üretmektedir. Dopamin eksikliğinin, hareket problemlerine neden olduğu düşünülmektedir. Parkinson hastalığının erken belirtileri, özellikle belirtiler düzensizse, yani bazen ortaya çıkıyor bazen kayboluyorsa gözden kaçabilir. Eğer aşağıda sayacağımız aralıklı da olsa devam eden belirtiler fark ediyorsanız parkinson yönünden incelenmeniz yararlı olabilir.

El yazısındaki değişim

El yazınızın boyutundaki ani bir değişiklik parkinson hastalığının erken bir göstergesi olabilir. Parkinson hastaları motor hareketlerini kontrol etmekte zorlanırlar. Yazmak gibi ince motor becerileri bu nedenle daha zor hale gelir. Parkinson hastalarının çoğu zaman sıkışık görünen el yazıları vardır. Tek tek harfler normalden daha küçük olma eğilimindedir ve sözcükler birbirine daha yakındır. Parkinson hastaları normal el yazısıyla bir mektup yazmaya başlayabilir, ancak yazı ilerledikçe küçülme ve sıkışma eğilimindedir.

Titreme

Parkinson hastalığının belki de en tanınmış belirtisidir. Bir parmak, el veya ayağın hafif seğirmesi veya titremesi yaygındır. Titremeyi yaşayan hasta muhtemelen parkinsonun erken aşamalarında titremeyi fark eden tek kişidir. Bununla birlikte, durum ilerledikçe titreme kötüleşecek ve başkaları tarafından farkedilebilir hale gelecektir. Parkinson titremeleri genellikle istirahat titremeleridir. Yani eller serbestken, belirli bir harekete yönlendirilmemişken yaşanan titremelerdir.

Uyku sorunları

Herkes zaman zaman uyumakta zorlanır. Ancak parkinson hastaları için artık bu zorluğun yeni bir anlamı vardır. Hastalar uykuya dalmada ve uykularını almada sorun yaşarlar. Uyku sırasında tekmeleme, çarpma, kollarını savurma, yataktan düşme parkinson belirtisi olabilir.

Sertlik ve yavaş hareket

Parkinson hastalığı genel olarak 60 yaşından büyük yetişkinleri etkiler. Hayatınızın bu aşamasında sabahları yavaş ve vücudunuzu hantal hissedebilirsiniz. Bu, birçok sağlıklı insanda tamamen normal bir gelişmedir. Parkinson ile farkı hastalığın neden olduğu sertlik ve yavaşlığın siz ayağa kalkıp güne başladığınızda kaybolmamasıdır. Uzuvların tutukluğu ve hareketteki yavaşlama parkinson ile erken dönemde ortaya çıkar. Adımlar küçülür ve adım atmak oldukça uzun sürer.

Ses değişiklikleri

Parkinson hastalığı konuşma tarzını da farklı şekillerde etkileyebilir. İleri düzey parkinson hastaları mırıldanarak, geveleyerek konuşabilirler. Ancak hastalığın erken dönemlerinde ses değişiklikleri bu kadar belirgin değildir. Bu dönemde konuşma nettir. Ancak hasta istemsiz olarak daha sessiz konuşabilir.

Donuk yüz ifadesi

Hastalık kaba motor becerilerine ek olarak yüz ifadelerini de etkileyebilir. İnsanlar genellikle parkinson rahatsızlığı olan kişilerin bakışlarında donukluk olduğunu söyler. Hastalık yüzdeki küçük kasların hareketini ve kontrolünü zorlaştırabilir. Canlı olduğunda, hastayı heyecanlandıran bir konuşmada bile hastalar yüzlerinde ciddi bir bakışa sahip olabilirler.

Duruş Bozukluğu

Parkinson hastalığının istenmeyen sonuçları bir gecede gerçekleşmez. Eğik duruş, parkinsonun erken bir göstergesidir. Bu duruş bedeni etkileyen koordinasyon ve denge kaybıyla ilgilidir. Sırt yaralanmaları da eğilmeye neden olabilir, ancak sırt yaralanması olan hastalar bir iyileşme döneminden sonra sonunda tekrar iyileşebilirler. Parkinson hastaları genellikle bu beceriyi geri kazanamazlar.

Kabızlık

Kabızlık parkinson hastalığının erken bir belirtisi olabilir. Normal olan diyetinizde yeterince su veya lif alıyorsanız, kabızlığa neden olabilecek ilaçlar kullanmıyorsanız, en önemlisi tuvalet alışkanlığınız normalden farklıysa kabızlık parkinson dahil altta yatan hastalıkların belirtisi olabilir.

Koku Kaybı

Son yıllarda yapılan araştırmalarda koku kaybının bazı parkinson hastaları için erken bir belirti olduğu ortaya çıkmıştır. Eğer yakın zamanda başka bir hastalıkla bağlantısı olmayan koku kaybı yaşamışsanız parkinsonla bağlantılı olabiir.

Parkinson hastalığı ciddi ve kronik bir durumdur. Parkinson tedavisi, hastalık en erken evrelerinde yakalandığında önemli ölçüde daha başarılıdır. Erken belirtilerin çoğu diğer sağlık durumundakilere benzer olduğu için teşhis zordur.

Parkinsonun ilerleyen yıllarında kullanılan ilaçlar yan etkilere neden olduklarında ya da beklenen faydayı sağlamadığında beyin pili tedavisi düşünülebilir. Beyin pili tedavisi hastalığın motor semptomlarını gidermede oldukça başarılı olan kendini kanıtlamış bir tedavidir.

"
Parkinson Hastalığı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Parkinson Hastalığı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Parkinson Hastalığı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Yürüyüşünüz yavaşlıyorsa, yazdığınız yazılar giderek küçülüyorsa, içe dönük ve duygusal yönden çöküntü yaşıyorsanız dikkat! Alzheimer hastalığından sonra en sık görülen ve merkezi sinir sistemini etkileyen bir hastalık olan Parkinson’un başlangıç evresinde olabilirsiniz. Beyinde eksilen dopaminin neden olduğu Parkinson hastalığının tedavisinde öncelik dopamin etkisi yaratacak ilaçlar ya da cerrahi. Tedavi sürecine ek olarak fizik tedavi uygulamaları ile bireysel egzersizler de hastaların günlük yaşam kalitesini yükseltiyor. Özellikle sanal gerçeklik oyunları ya da bireysel sporlar, hastanın tedavi sürecini olumlu etkiliyor.

Parkinson hastalığı nedir?
Parkinson sendromu, hareketlerin azalması, güçleşmesi, yavaşlaması ve eşlik eden kas tonusundaki artış ile kademeli olarak ilerleyen bir merkez sinir sistemi hastalığıdır. Nörodejeneratif hastalıklar arasında Alzheimer hastalığından sonra en sık rastlanılan ikinci hastalıktır. Genel nüfusta binde 2-3, 55 yaş üzerinde ise %1 civarındadır. Seksenli yaşlarda sıklığı %3-4’e kadar çıkabilir. Hastalığın başlangıç yaşı ortalama 50-60 yaş aralığında olmakla birlikte genç yaşlarda da başlayabilir. Tüm hastaların %5'inde hastalık 40 yaşından önce başlar. Bu durumda genç başlangıçlı, 20 yaşın altında başlayan hastalarda ise jüvenil Parkinson hastalığından söz edilir.

Parkinson belirtileri nelerdir?
Parkinson sendromunu oluşturan semptomlar, hareketin başlamasında güçlük, hareketin yavaşlaması ya da hiç yapamama hali, kaslarda hareket esnasında oluşan sertleşme esneklik kaybı, bazen eşlik eden postüral dengesizliktir. Donmalar yani hareketin ya da konuşmanın durması da belirtiler arasındadır ve tipik olarak yürümenin durmasına yol açacak şekilde alt ekstremiteler de görülür. Bazı hastalarda ses kısılması ve konuşmanın durması da olasıdır.

Parkinson hastalığı teşhisi koyabilmek için bu bulgulardan mutlaka hareketlerde yavaşlamanın yani bradikinezinin olması gerekir. Buna ek olarak istirahat tremoru veya kaslarda sertleşmenin bulunması Parkinson hastalığının tanısını koydurur. Hastalık hemen her zaman asimetrik olarak, vücudun bir yarısında başlar. İlk belirtiler sıklıkla bir ekstremitede istirahat tremoru, bir elin özellikle ince hareketlerde beceriksizleşmesi, tutuklaşması, yavaşlaması ya da tüm hareketlerin, özellikle yürümenin yavaşlaması, vücudun öne doğru eğilmesi şeklindedir.

Bu belirtiler kural olarak sinsi başlayıp yavaş ilerlerler, zamanla hastalık vücudun diğer yarısına da geçer. Hastalar spontan olarak ya da sorulduğunda yazılarının değişip küçüldüğünü, düğme iliklemek ya da açmak gibi ince işlerde zorluk çektiklerini, gece yatakta dönmenin, yerlerinden kalkmanın güçleştiğini, hareketlerinin ve yürümelerinin yavaşladığını, ayaklarını sürterek yürüdüklerini, harekete başlamada güçlük çektiklerini buna karşın kaba kas kuvveti gerektiren işlerde güçsüzlük fark etmediklerini söylerler.

Terleme, tükürük salınımı ve derinin yağlanması artabilir, hastalığın başlangıcında omuz, sırt, ekstremite ağrıları olabilir. Omuz ağrısı başlangıç bulgusu olarak oldukça sıktır, bu tip hastaların teşhisi ağrıya odaklanıldığı için gecikebilir. Hasta yakınları yüzün donuklaştığını, sesin hafif çıktığını ve konuşmanın anlaşılmasının güçleştiğini bildirebilirler. Bazı hastaların ilk belirtileri arasında derin uykuda bağırma ya da tekme atma gibi hareketlerdir. Kabızlık, bağırsak hareketlerinin yavaşlamasına bağlı olarak oluşur. Yutkunmada zorluklar görülebilir. Hastalığa bağlı olarak kişinin duygu durumunda dalgalanmalar oluşabilir. Depresyon görülebilir.

Parkinson tedavisi
Parkinson hastalığının semptomatik tedavisindeki ana yaklaşım azalmış dopaminerjik geçişi arttırmaya yönelik bir yerine koyma tedavisidir. Bazı ilaçlar beyin tarafından dopamine dönüştürülmekte, bazıları ise dopamin benzeri etki yaratmaktadır. Bu ilaçlar Parkinson hastalığının yol açtığı sorunları geciktirmekte, özellikle başlangıç aşamasındaki hastalığın neden olduğu problemleri hafifletmektedir. Bu tedavinin kullanılmaya başlamasıyla hastaların prognozu anlamlı olarak düzelmiş ve ortalama yaşam beklentileri uzamıştır.

Son yıllarda Parkinson hastalığının cerrahi tedavisi de tekrar güncellik kazanmıştır. Beynin belirli bölgelerinin yüksek frekanslı ses dalgalarıyla yakılması ya da hedef bölgelere yerleştirilen derin elektrotlar vasıtasıyla uygulanan yüksek frekanslı elektrik uyarılarıyla (derin beyin stimülasyonu) bu bölgedeki anormal aktivitenin değiştirilmesi hedeflenmektedir.

Parkinson tedavisinde fizik tedavi ve rehabilitasyon
Parkinson tedavisinde rehabilitasyon egzersizleri, ilaç ve cerrahi tedavilerin tamamlayıcı bileşenidir. Bu egzersizlerin hedefi fonksiyonel beceriyi arttırmak ve hastalığa bağlı ikincil komplikasyonlardan korumaktır. İnsanlar tarafından algılanan esenlik duygusu olarak tanımlanan yaşam kalitesi, Parkinson hastalığı gibi kronik hastalıklarda önem kazanan bir tanımlamadır. Hastanın güç koordinasyon, denge dayanıklılık ve günlük yaşam aktivitelerindeki becerisini korumak ve artırmak üzere kişiye özel planlanan fizyoterapi programları, genel anlamda hastaların yaşam kalitesini artırır.

Uzun yıllar Parkinson hastalığında fizyoterapinin şüpheli ve kısa süreli bir etkisi olduğu düşünülmüştür. Yakın zamanda egzersize bağlı beyindeki sinir dokularında plastik değişimler oluştuğu saptanmış ve egzersiz tedavilerinin önemi artmıştır. Egzersizler beyinde hem bağlantıları güçlendirir, hem sinir iletisini arttırır. Böylece egzersizin, hastaların kullanması gereken dopaminerjik ilaç dozlarının bile daha düşük kalmasını sağlayabileceği konuşulmaktadır.

Egzersiz, Parkinson hastalarında sık görülen kaygı ve depresyonun tedavisinde de oldukça etkilidir. Parkinson hastalarında klasik fizyatrik tedavi, aerobik egzersizler, esneklik, kas güçlendirme, koordinasyon ve denge, postur egzersizleri, atlama, yürüme bandı egzersizleri, uğraşı terapisi, dans ve ritim tedavisi gibi egzersizler içerir.

Son zamanlarda MIRT tekniğinden yani aerobik, motor-bilişsel ve yoğun bir rehabilitasyon tedavisinden ve duyu bütünlüğü terapilerinden, sanal gerçeklik oyunları ve bio-feedback, robotik fizik tedavi programları ve konvansiyonel olmayan tedaviler (örn: dans, dövüş sanatları) gibi yenilikçi teknikler ile hastalarda daha işlevsel sonuçlar alındığı saptanmıştır. Bu programlar pratik ve öğrenme hedefli olmalı, hastanın durumuna özel yoğunluk, özgünlük ve karmaşıklıkta seçilmelidir.

Parkinson hastaları için bireysel hastaların, bireysel özelliklerine uygun egzersizlerden seçilerek çizilen bir tedavi planlaması, hastaların ilaç kullanım miktarı ve günlük yaşam kalitesi üzerinde olumlu etkilere sahiptir.

Parkinson Hastalığı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi | Acıbadem

Parkinson Hastalığı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi | Acıbadem

Parkinson Hastalığı

Parkinson hastalığı, beyinde dopamin adı verilen, beyin hücrelerinin birbirleriyle haberleşmesini sağlayan maddeyi üreten hücrelerin bozulması sonucu ortaya çıkar. Beyinde dopamini üreten hücreler hareketlerin kontrolünden, uyumundan ve akıcılığından sorumludur.

Hareketlerde yavaşlık, dinlenme halindeyken titreme, psikiyatrik rahatsızlıklarla kendini belli eden hastalık, çoğunlukla 60 yaş sonrası kişilerde görülür. Ancak genetik nedenlerle 40’lı yaşlarda da rastlanabilir. Tedavide ilk seçenek ilaçlardır. Ancak bazı kişilerde ilaç tedavisi yetersiz kaldığında ya da yoğun yan etkiler gelişirse “beyin pili” yöntemi tercih edilebilir.

Atipik Parkinson veya Parkinson plus hastalıklar erken dönemlerde Parkinson hastalığını taklit edebilirler. Klasik Parkinson diyebilmek için ana bulgulara ek olarak kısa dönem bile olsa hastanın Levodopa’ya yanıtı iyi olmalıdır.

Atipik Parkinson hastalığı denildiğinde multiple sistem atrofisi, ilerleyici supranukleer palsi ve kortikobazal dejenerasyon dediğimiz hastalıkları sayabiliriz. İkincil parkinsonizm nondejeneratif olarak tanımlanabilen farklı nedenlerin sonucunda görülür, bunlar ilaç kullanımı, toksine maruz kalma, beyinde su toplama ya da beyin tümörü olabilir.

Nedenleri Parkinson Hastalığının Nedenleri Nelerdir?

Parkinson hastalığı beyinde dopamin üreten bölgedeki hücre kaybı nedeniyle bu maddenin az salınımı sonucu oluşur. Bu hücre kaybına zirai ilaçlar gibi kimi kimyasallar neden olabilmekle beraber, genetik faktörler de sebep olabilmektedir.

Belirtiler Parkinson Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Parkinson hastalığı beyin sapında dopamin üreten bölgedeki hücre kaybı nedeniyle bu maddenin az salınımı sonucu oluşur. Hastaların hareketleriyle ilişkili olan bu bulguların yanında birçok farklı şikayeti de olabilir. Yorgunluk, bilişsel fonksiyonlarda azalma, depresyon, anksiyete, davranış bozuklukları, görme ile ilgili bozulmalar, kilo kaybı, uyku anormallikleri ve ağrı gibi.

Klasik bulguları (tremor) titreme, (rijidite) katılık, (bradikinezi) hareketlerde yavaşlama ve (postural instabilite) ayakta duruş bozukluğudur. Parkinson hastalığı sıklıkla yavaş yavaş ortaya çıkar ve vücuttaki bulguları sıklıkla asimetriktir. Kademeli olarak hastalığın durumunda ilerleme görülür. Dopaminerjik ilaçlara yanıt vardır.

Parkinson Hastalığı Günlük Hayatı Nasıl Etkiler?

Parkinson hastalığının ana bulgularını tek tek ele alırsak,

Titreme, el titremesi, Başparmağın kontrolsüz hareket etmesi, çene ve dudakta oluşan titremeler, bazen bacak kaslarında olan seğirmeler eşlik edebilir. Unutmamak gerekir ki her el titremesi Parkinson hastalığı anlamına gelmez.
Parkinson hastalığındaki titreme eller istirahat halindeyken olur. Stresli ve heyecanlıyken olan, kahve ya da ilaç tüketimi sonrası gelişen, ya da esansiyel tremor denilen ailevi geçişli tremor hastalığı ile görülen titremelerden ayırt etmek gerekir.
Hareketlerde Yavaşlama (Bradikinezi), Parkinson Hastalığında harekete başlama ve hareketi devam ettirmede zorlanma sık görülen bulgularıdır. Hastalar sıklıkla kısa adımlarla yürürler ve kaslarda sertleşme nedeniyle vücut ağrıları olur.
Konuşmada Değişimler: Konuşma hızında artış veya alçak ses tonuyla konuşma, konuşurken yüz mimiklerinin azalması ve konuşmanın monotonlaşması parkinson bulguları arasında yer alır.
El Yazısının bozulup küçülmesi, Ani gelişen el yazısındaki kötüleşmeler, kelimelerde küçülmeler veya kelimelerin yakın yazılması parkinson hastalığını akla getirmelidir.
Diğer Görülen Bulgular Şunlardır,

Bağırsak hareketlerinin azalması ile kabızlık şikâyeti özellikle erken dönem belirtilerindendir. Depresyon, idrara çıkma da zorluklar, ayakta duruş pozisyonunda bozulmalar ve tansiyon düşüklüğü görülebilir. Mimikler azalır ve yüzde ciddi bir ifade bulunur. İleri evrelerde yutkunma güçlüğü görülebilir.

Nasıl Uygulanır? Beyin Pili Nedir? Beyin Pili Nasıl Uygulanır?

Hastanın ilk olarak Beyin MRI çekilir. Hastanın bulgularına göre belirlenmiş olan beyin pilinin koyulacağı hedef MR üzerinde belirlenir. Ameliyat sabahı lokal anestezi ile hastanın kafasına çerçeve yerleştirilip, hastanın beyin tomografisi çekilir. Beyin tomografisi ile MR görüntüsü birleştirilerek hedefin koordinatları düzenlenir. Ardından hasta ameliyathaneye alınır ve 2 aşamalı olan bu operasyonun ilk aşaması başlar. Hasta uyutulmadan, lokal anestezi altında, belirlenen koordinatlara göre uzun çubuklar (elektrot) hedefe yönlendirilir. Bu aşamada hasta ile konuşularak ilerlenir.

Beyindeki hücrelerin sesleri mikroelektrod kayıt ile takip edilerek hedefin doğruluğu teyit edilir. Hastanın bulgularında düzelme görüldüğü alana kalıcı olarak 2 tane elektronik çubuk (elektrot) yerleştirilir. Ardından hastanın kafasındaki çerçeve çıkarılır. Hasta tamamen uyutulur ve ameliyatın 2. aşamasına geçilir. Yerleştirilmiş olan elektronik çubuklar cilt altından köprücük kemiğinin altına yerleştirilen pil ile uzatma kablosu yardımı ile birleştirilir.

Beyin Pili Ameliyatının Riskleri Nelerdir?

Beyin cerrahisinin uyguladığı birçok ameliyata göre daha az riski mevcuttur. Beyin kanaması, enfeksiyon, damar tıkanıklığı, kol ve bacaklarda güçsüzlük, görmede bozulma, depresyon vb. şeklinde %1-2 oranında gözlenebilir.

Beyin Pilinin Parkinson Hastalığına Nasıl Faydası Olur?

İlaç alımına bağlı görülen, istemsiz kasılmalar (diskinezi) gibi yan etkilerde düzelme görülür. İlaç alımları arasında vücutta ilacın azalmasına bağlı gelişen şiddetli dalgalanmalar azalır. Cerrahi hedefe göre değişmekle birlikte ilaç dozlarında azalma olur. Hastaların artan bağımsızlığı ile günlük yaşama katılım oranı yükselir.

Beyin Pili Başka Hangi Hastalıklarda Kullanılır? Ailevi titreme bozukluğu (esansiyel tremor), Vücudun belli bölgelerinin kasılma hastalığı (distoni), Tik rahatsızlığı (Tourette sendromu), Takıntı(Obsesif kompulsif bozukluk), Depresyon, Kronik Ağrı, Epilepsi alanında kullanılmaktadır. Bunların yanında obezite, alzheimer, ilaç bağımlılığı, baş ağrısı gibi hastalıkların tedavisinde beyin pili ile ilgili yapılan çalışmalar dünya çapında devam etmektedir. Beyin Pili Hastaları Nasıl Takip Edilir?

Ameliyatın ardından nöroloji hekimleri tarafından takip edilerek beyne yerleştirilen elektrotların uzaktan kumanda benzeri bir aletle ayarlaması yapılır.

Tanı Yöntemleri Parkinson Hastalığının Tanısı

Parkinson tanısı, hekim tarafından hastanın şikayetleri ve hastalık geçmişinin dinlenmesinin ardından yapılacak nörolojik muayene ile konulur. Ancak, farklı hastalıklardan da şüphelenilen kimi hastalarda MR, kan tetkikleri, lomber ponksiyon (bel bölgesinden bir iğneyle omurga kanalına girilerek beyin-omurilik sıvısı alınması işlemi) gibi ek tetkikler uygulanabilir.

Tedavi Yöntemleri Parkinson Hastalığının Tedavisi

Parkinson tedavisinde öncelik ilaçtır. İlaç tedavisi ile beyindeki dopamin maddesinin üretim açığı kapatılıyor. İlaçlar mevcut şikayetlerin azalmasını sağlasa da hastalığın ilerlemesini önleyemiyor. Dolasıyla günümüzde Parkinson’un kesin tedavisi bulunmuyor. Tedavide hastanın yaşı, hastalığın belirtileri ve evresine bağlı olarak tedavi yöntemi belirleniyor.

İlaç tedavisi ile şikayetlerin ortadan kalkması sağlanıyor ve hastalığın ilerlemesi yavaşlatılıyor. Ancak hastalık düzelmiyorsa ya da ilaç kullanımı ile ilişkili yan etkiler ortaya çıkmışsa, cerrahi tedavilere de başvurulabiliyor.

Cerrahi tedavide, beyin pili (derin beyin stimulasyonu) ve beyne lezyon cerrahisi (ablatif yöntemler) olmak üzere iki seçenek bulunuyor. Beyin pili yöntemi ile parkinson’un etkinleri önemli ölçüde azaltılıyor ve kişinin hem günlük hayatını hem de konforunu kısıtlayan eylemlerde düzelme görülüyor.

Parkinson Tedavisinde Beyin Pili Yöntemi

Bu yöntemde beyinde özellikli bölgelere elektrod (elektronik çubuklar) tam doğrulukla yerleştirilerek, bozulmuş olan elektriksel aktivitenin düzenlenmesi amaçlanıyor. Pilin, beyinde yerleştirileceği hedef bölge kişinin mevcut şikayetine ve ek problemlerine göre ameliyat öncesinde belirleniyor.

Ameliyatta lokal anestezi altında kişinin başına çerçeve yerleştirilip beyin tomografisi ile MR görüntüsü birleştirilerek hedefin koordinatları çok hassas bir şekilde düzenleniyor. Beyinde çekirdek denilen noktasal hedeflere saç kılı kalınlığında elektrot konuluyor. En iyi etkinin gözlendiği beyin bölgesine kalıcı 2 adet elektrot yerleştiriliyor.

Sonrasında çerçeve çıkarılıyor ve hasta uyutularak beyne yerleştirilen elektrotlar uzatma kablosuyla cilt altından köprücük kemiğinin altına kalp pilinde olduğu gibi jeneratör mekanizmasıyla birleştiriliyor.

Parkinson Etkileri Önemli Ölçüde Azalıyor

Ameliyatın ardından titreme, yavaş hareket etme ve ilacın yan etkisi olan istemsiz kasılmalar azalıyor. Kişiler ayakkabı bağlamak, gömleği iliklemek ve çay içmek gibi günlük ihtiyaçlarını kendileri karşılayabilir hale geliyor.

Bazı kişilerin yazma becerisinde de düzelme olabiliyor. Günlük yaşama katılan kişiler böylelikle bir başkasına bağımlı yaşamaktan kurtulmuş oluyor, hayat kaliteleri yükselebiliyor.

Egzersiz Yapmak

Hastalığın önlenmesi günümüzde henüz mümkün değil. Parkinson hastalığı ile mücadelede erken teşhis, uygun ilaçlarla doğru tedavi seçimi, fizyoterapi ve egzersiz çok önemli.

Egzersiz sayesinde yürüyüş, denge ve duruş düzelebiliyor. Ayrıca hastalığın depresyon, durgunluk, yorgunluk ve kabızlık gibi başka psikolojik ve fizyolojik tepkileri de olumlu yönde etkileniyor.

Acıbadem Web ve Yayın Kurulu tarafından hazırlanmıştır. Güncellenme Tarihi: 29 Eylül 2021 Çarşamba Yayımlanma Tarihi: 18 Şubat 2019 Pazartesi

Tıbbi Birimler Lütfen Bekleyiniz Beyin ve Sinir Cerrahisi Demans, Alzheimer, Parkinson ve Yaşlanma Hareket Bozuklukları Tedavisi Nöroloji Medikal Teknolojiler Lütfen Bekleyiniz Parkinson Hastalığı biriminde yer alan tüm medikal teknolojik cihazlarımızı görüntülemektesiniz.

KİŞİSEL VERİLERİN ELDE EDİLMESİ VE İŞLENMESİ İLE İLGİLİ BİLGİLENDİRME FORMU

Acıbadem Sağlık Hizmetleri ve Ticaret A.Ş. (“Acıbadem”) ve Acıbadem’in hakim ve bağlı şirketleri (hepsi birlikte “Acıbadem Grubu” olarak anılacaktır.) tarafından, 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu (“Kanun”) ve ilgili mevzuat kapsamında Veri Sorumlusu sıfatıyla, kişisel verileriniz, aşağıda açıklanan çerçevede ve 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği ve Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuata uygun olarak işlenebilecektir.

1. Kişisel Verilerin elde Edilmesi, İşlenmesi ve İşleme Amaçları

Kişisel verileriniz Acıbadem Grubu tarafından sağlanmakta olan kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaçlarıyla ve Acıbadem Grubu şirketlerinin faaliyet konularına uygun düşecek şekilde, sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, çağrı merkezi, internet sitesi, sözlü, yazılı ve benzeri kanallar aracılığıyla elde edilmektedir. Sağlık verileriniz başta olmak üzere özel nitelikli kişisel verileriniz ve genel nitelikli kişisel verileriniz, Grup tarafından aşağıda yer alanlar dâhil ve bunlarla sınırlı olmaksızın bu maddede belirtilen amaçlar ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü şekilde işlenebilmektedir:

Kimlik bilgileriniz: Adınız, soyadınız, T.C. Kimlik numaranız, pasaport numaranız veya geçici TC Kimlik numaranız, doğum yeri ve tarihiniz, medeni haliniz, cinsiyetiniz, sigorta veya hasta protokol numaranız ve sizi tanımlayabileceğimiz diğer kimlik verileriniz. İletişim Bilgileriniz: Adresiniz, telefon numaranız, elektronik posta adresiniz ve sair iletişim verileriniz, müşteri temsilcileri ya da hasta hizmetleri tarafından çağrı merkezi standartları gereği tutulan sesli görüşme kayıtlarınız ile elektronik posta, mektup veya sair vasıtalar aracılığı ile tarafımızla iletişime geçtiğinizde elde edilen kişisel verileriniz. Muhasebesel Bilgileriniz: Banka hesap numaranız, IBAN numaranız, kredi kartı bilginiz, faturalama bilgileriniz gibi finansal verileriniz. Sağlık hizmetlerinin finansmanı ve planlaması amacıyla özel sağlık sigortasına ilişkin verileriniz ve Sosyal Güvenlik Kurumu verileriniz. Hastane veya tıp merkezlerimizi ziyaret etmeniz halinde güvenlik ve denetim amaçlı tutulmakta olan kamera kayıtları görüntüleriniz. Otoparkı kullanmanız halinde araç plaka veriniz. Sağlık Bilgileriniz: Laboratuvar sonuçlarınız, test sonuçlarınız, muayene verileriniz, randevu bilgileriniz, check-up bilgileriniz, reçete bilgileriniz dahil ancak bunlarla sınırlı olmaksızın tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi sırasında veya bunların bir sonucu olarak elde edilen her türlü sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel verileriniz. www.acibadem.com.tr sitesine veya www.acibadem.com.tr/AcibademOnline/TR/MainPage adresine gönderdiğiniz veya girdiğiniz sağlık verileriniz ve sair kişisel verileriniz. Acıbadem’e veya Acıbadem Grup şirketlerinden herhangi birine iş başvurusunda bulunmanız halinde bu hususta temin edilen özgeçmiş dâhil sair kişisel verileriniz ile Acıbadem Grubu çalışanı ya da ilişkili çalışan olmanız halinde hizmet akdiniz ve işe yatkınlığınız ile ilgili her türlü kişisel verileriniz.

Acıbadem Grubu tarafından elde edilen her türlü kişisel veriniz (Özel nitelikli kişisel veriler de dahil fakat bunlarla sınırlı olmamak kaydıyla) aşağıdaki amaçlar ile işlenebilecektir:

Kimliğinizi teyit etme, Kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi. İlgili mevzuat uyarınca Sağlık Bakanlığı ve diğer kamu kurum ve kuruluşları ile talep edilen bilgilerin paylaşılması. Hastane ve Tıp Merkezlerimizin iç işleyişi ile günlük operasyonların planlanması ve yönetilmesi. Hastane Yönetimi, Hasta Hakları, Hasta Deneyimi bölümleri tarafından hasta memnuniyetinin ölçülmesi, arttırılması ve araştırılması. İlaç temini. Randevu almanız halinde randevu hakkında sizi haberdar edebilme. Risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi. Sağlık hizmetlerini geliştirme amacıyla analiz yapma. Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından sağlık hizmetlerinizin finansmanı, tetkik, teşhis ve tedavi giderlerinizin karşılanması, müstehaklık sorgusu kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgilerin paylaşılması. Araştırma yapılması. Yasal ve düzenleyici gereksinimlerin yerine getirilmesi. Sağlık hizmetlerinin finansmanı kapsamında özel sigorta şirketler ile talep edilen bilgileri paylaşma. Kalite, Hasta Deneyimi, Bilgi Sistemleri bölümleri tarafından risk yönetimi ve kalite geliştirme aktivitelerinin yerine getirilmesi. Hasta Hizmetleri, Mali İşler, Pazarlama bölümleri tarafından hizmetlerimiz karşılığında faturalandırma yapılması ve anlaşmalı olan kurumlarla ilişkinizin teyit edilmesi. Pazarlama, Medya ve İletişim, Çağrı Merkezi bölümleri tarafından kampanyalara katılım ve kampanya bilgisi verilmesi, Web ve mobil kanallarda özel içeriklerin, somut ve soyut faydaların tasarlanması ve iletilebilmesi.

İlgili mevzuat uyarınca elde edilen ve işlenen Kişisel Verileriniz, Acıbadem veya Acıbadem Grubu’na ait fiziki arşivler ve/veya bilişim sistemlerine nakledilerek, hem dijital ortamda hem de fiziki ortamda muhafaza altında tutulabilecektir.

2. Kişisel Verilerin Aktarılması

Kişisel verileriniz, Kanun ve sair mevzuat kapsamında ve yukarıda yer verilen amaçlarla Acıbadem ve Acıbadem Grubu tarafından Acıbadem Grubu’na dahil olan şirketler ile, Özel sigorta şirketleri, Sağlık bakanlığı ve bağlı alt birimleri, Sosyal Güvenlik Kurumu, Emniyet Genel Müdürlüğü ve sair kolluk kuvvetleri, Nüfus Genel Müdürlüğü, Türkiye Eczacılar Birliği, Mahkemeler ve her türlü yargı makamı, merkezi ve sair üçüncü kişiler, yetki vermiş olduğunuz temsilcileriniz, avukatlar, vergi ve finans danışmanları ve denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız üçüncü kişiler, düzenleyici ve denetleyici kurumlar, resmi merciler dâhil sağlık hizmetlerini yukarıda belirtilen amaçlarla geliştirmek veya yürütmek üzere işbirliği yaptığımız iş ortaklarımız ve diğer üçüncü kişiler ile paylaşılabilecektir.

3. Kişisel Veri Elde Etmenin Yöntemi ve Hukuki Sebebi

Kişisel verileriniz, her türlü sözlü, yazılı, görsel ya da elektronik ortamda, yukarıda yer verilen amaçlar ve Acıbadem’in faaliyet konusuna dahil her türlü işin yasal çerçevede yürütülebilmesi ve bu kapsamda Acıbadem’in akdi ve kanuni yükümlülüklerini tam ve gereği gibi ifa edebilmesi için toplanmakta ve işlenmektedir. İşbu kişiler verilerinizin toplanmasının hukuki sebebi,

6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu, 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu, 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği, Kişisel Sağlık Verilerinin İşlenmesi ve Mahremiyetinin Korunması Yönetmeliği, Sağlık Bakanlığı düzenlemeleri ve sair mevzuat hükümleridir.

Ayrıca, Kanun’un 6. maddesi 3. fıkrasında da belirtildiği üzere sağlık ve cinsel hayata ilişkin kişisel veriler ise ancak kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbı teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amacıyla, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan kişiler veya yetkili kurum ve kuruluşlar tarafından ilgilinin açık rızası aranmaksızın işlenebilir.

4. Kişisel Verilerin Korunmasına Yönelik Haklarınız

Kanun ve ilgili mevzuatlar uyarınca,

Kişisel veri işlenip işlenmediğini öğrenme, Kişisel veriler işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme, Kişisel sağlık verilerine erişim ve bu verileri isteme, Kişisel verilerin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme, Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme, Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme, Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme, Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesine ve/veya kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesine ilişkin işlemlerin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme, İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme hakkını haizsiniz.

Mezkûr haklarınızdan birini ya da birkaçını kullanmanız halinde ilgili bilgi tarafınıza, açık ve anlaşılabilir bir şekilde yazılı olarak ya da elektronik ortamda, tarafınızca sağlanan iletişim bilgileri yoluyla, bildirilir.

5. Veri Güvenliği

Acıbadem, kişisel verilerinizi bilgi güvenliği standartları ve prosedürleri gereğince alınması gereken tüm teknik ve idari güvenlik kontrollerine tam uygunlukla korumaktadır. Söz konusu güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak muhtemel riske uygun bir düzeyde sağlanmaktadır.

6. Şikayet ve İletişim

Kişisel verileriniz teknik ve idari imkânlar dâhilinde titizlikle korunmakta ve gerekli güvenlik tedbirleri, teknolojik imkânlar da göz önünde bulundurularak olası risklere uygun bir düzeyde sağlanmaktadır. Kanun kapsamındaki taleplerinizi, “https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html” web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak,

(i) ATATÜRK MAH.FEZA SK.NO:3/8 ATAŞEHİR, Istanbul, Türkiye adresine kargo ile ıslak imzanızı taşıyan bir dilekçe ile “Kurumsal Sekretarya” departmanı dikkatine Zarfına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Kapsamında Bilgi Talebi” yazılarak gönderebilirsiniz, (ii) Noter kanalıyla gönderebilir, (iii) acibademsaglik@hs02.kep.tr adresine güvenli elektronik ya da mobil imzalı olarak, kayıtlı elektronik posta adresi veya sistemimizde kayıtlı elektronik e-posta adresiniz aracılığıyla ve/veya (iv) Acıbadem’e hitaben yazdığınız “word veya pdf.” formatındaki bir dosyayı güvenli eimza ile imzalayarak kisiselveri@acibadem.com ‘a e-posta’nın konu kısmına “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Bilgi Talebi” yazarak iletebilirsiniz.

Kanun kapsamındaki taleplerinizi, https://www.acibadem.com.tr/acibademonline/hastaverilerinkorunmasi.html web adresindeki “Kişisel Verilerin Korunması Kanunu Uyarınca Başvuru Formu” nu doldurarak ve formda belirtilen usullerle tarafımıza iletmenizi rica ederiz.

SIK ZİYARET EDİLENLER Akciğer kanseri Bağırsak kanseri Böbrek nakli Cilt kanseri Gırtlak kanseri Hemoroid Kalp krizi belirtileri Kan kanseri (Lösemi) Karaciğer nakli Kemik iliği nakli Kolon kanseri Koronavirüs Belirtileri Lenf kanseri Lenfödem Meme kanseri Mide kanseri Pankreas kanseri Prostat kanseri Rahim kanseri Vücut kitle endeksi hesaplama


Ana Sayfa Hastaneler Doktorlar Medikal Teknolojiler Kurumsal Bilgiler Sponsorluklar Bilgilendirilmiş Onamlar Kişisel Verilerin Korunması İletişim

Web sitemizde bulunan tüm görsellerin, işitsel veya içerik bilgilerinin izinsiz kullanılması yasaktır. Durumun tespit edilmesi halinde hukuki yollara başvurulacaktır.

"