Hepatit Hastalarının Çoğu Hastalıklarından Habersiz!

Hepatit Hastalarının Çoğu Hastalıklarından Habersiz!

Hepatit Hastalarının Çoğu Hastalıklarından Habersiz!

“Bugün Dünyada yaşayan, 350 milyondan fazla insan kronik Hepatit B enfeksiyonuna sahipken, Hepatit C hastası sayısı ise 100 milyon civarlarındadır. Bu hepatit B ve C hastalarının yüzde 80 kadarının, hastalıklarından habersiz olduğu kabul edilmektedir” diyen İstanbul Okan Üniversitesi Hastanesi Enfeksiyon Hastalıkları ve Klinik Mikrobiyoloji Uzmanı Prof. Dr. Nail Özgüneş, hepatit virüsleriyle alakalı önemli bilgiler verdi.

Alkole, ilaçlara veya vücudun iç-çatışmasına bağlı olabilen hepatit (karaciğer iltihabı) yanında, hepatit virüslerinin önemi çok büyüktür. Viral hepatitler A, B, C, D, E… olarak isimlendirilmekte, bunlardan, B, C ve D Hepatitleri “kronikleşebilmekte” ve ne yazık ki yıllar sonra da olsa siroz ve karaciğer kanserine sebep olabilmektedirler. Günümüzden 450 yıl önce çiçek hastalığına yakalandığı zannedilen bir çocuğun aslında, Hepatit B virüsüne yakalandığı anlaşılsa da, bu virüs ilk olarak tıp dünyasında 1967 yılında Avusturalyalı bir hastada kesin olarak tanımlanmıştır. 1979 yıllarında Hepatit D, 1989’da ise C virüsleri saptanmıştır. Hastalığın, büyük oranda geç dönemde belirti vermesi ve hastaların büyük çoğunluğunun hastalıklarının farkında olmamaları nedeniyle, 28 Temmuz, “Dünya Hepatit Günü” olarak belirlenmiştir.

Nedir Bu Virüsler?

Hepatit B ve C, etkinliğin odak noktasını oluşturmalıdır çünkü, insan hayatıyla birlikte, hastaların kullandıkları ilaçların maliyeti ve tedavisiz kalındığında oluşabilecek siroz veya karaciğer kanserlerinin tedavi giderlerinden dolayı ülkelerin ekonomilerini de ilgilendiren sağlık sorunlarıdır. Hepatit D Virüsü, ancak B virüsü varken tam virüs olabildiği için, Hepatit B virüsü ile mücadele yeterlidir. Hepatit B’nin yokluğunda enfeksiyon yapamaz. Hepatit D‘nin bulaşma yolları ise aynı Hepatit B’ninki gibidir. Hepatit A virüsü ve Hepatit E virüsü benzer klinik seyir gösterir. Hepatit A, virüsün bulaştığı su ve besinlerle bulaşır ve salgınlara yol açabilir. Ülkemizde hijyen sağlanması, temiz su kaynaklarına ulaşım, sosyo-ekonomik iyileşme ve 2012’de başlayan hepatit A aşı uygulamaları sonucunda, görülme sıklığı çok azalmıştır. Hepatit E ise, zaten nadir görülmekte, özellikle gebe kadınlarda ciddi seyreden akut viral hepatit şeklinde karşımıza çıkmaktadır.

Hepatit B Nasıl Bulaşır?

• Kontrol edilmemiş kan ve kan ürünlerinin transfüzyonuyla

• Sterilize edilmemiş cerrahi malzemelerin kullanıldığı tıbbi ya da diş müdahaleleriyle

• Kullanılmış enjektör paylaşımıyla

• Tıraş bıçağı, diş fırçası gibi eşyaların paylaşımıyla, dövme, akupunktur, piercing-hızma

• Hepatit B taşıyıcılarının aile içi temasıyla ve anneden bebeğe doğum sırasında

• Güvenli olmayan cinsel ilişkiyle bulaşabilir.

Hepatit C için ise ortak enjektör kullanımı, kan transfüzyonu, diş tedavisi bulaşmada ön plandadır. Aile içi ve cinsel temasla bulaşması yok denecek kadar az olup, sağlık çalışanları arasında görülme sıklığı, toplumdan farklı değildir.

Korunmada En Etkili Yol Aşı!

Hepatit B hastalığından korunmanın en etkili yolu, aşılanmadır. Hepatit B, 1998 yılında rutin çocukluk çağı aşı takvimine eklenmiştir. 2005-2009 yılları arasında okullarda yapılan destek aşılamaları, risk grubu aşılamaları, “Genişletilmiş Bağışıklama Programı” içinde yer alan Hepatit B Kontrol Programı ile akut hepatit B hastalığı görülme sıklığı, hem erişkinlerde hem de çocuklarda azalmıştır. Buna karşılık, kronik hepatit B olguları toplumda görülmeye devam etmektedir. Hepatit C virüsüne karşı aşı henüz yoktur ancak, yeni ilaçlarla tedavide yüzde 95 üzerinde iyileşme sağlanmaktadır ve bu, hepatit C’nin yok edilebileceği anlamına gelmektedir. Onun için gizli hastalığın olabildiğince erken tanınması, önem taşımaktadır. Gözlemlenen şudur ki, çoğu kişi “tedavisi var mı ki?” sorusunu sormaktadır. Evet vardır ve bu iki önemli hastalık, günde bir tablet ile kolayca kontrol altına alınmakta ve tedavi edilebilmektedir.

Benzer Yazılar

1 Aralık Dünya AIDS Günü

"
Hepatit C

Hepatit C

Hepatit C: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Karaciğer, besinleri işlemden geçiren, kanı süzen ve enfeksiyonlara karşı savaşta rol oynayan hayati bir organdır. Hepatit" terimi ise karaciğerin iltihaplanması anlamına gelir. Karaciğer iltihaplandığında veya hasar gördüğünde fonksiyonları etkilenir. Yoğun alkol kullanımı, toksinler, bazı ilaçlar ve virüsler hepatite yol açabilir. Amerika Birleşik Devletleri’nde, en yaygın olan viral hepatit tipleri Hepatit A, Hepatit B ve Hepatit C’dir.

Bütün viral hepatit tipleri benzer belirtilere yol açmakla birlikte, bunlar değişik yollarla yayılırlar, değişik tedavilere sahiptir ve bazıları diğerlerine göre daha ciddidir.

Hepatit C hastalığı, Hepatit C virüsünün neden olduğu bir karaciğer hastalığıdır. Enfeksiyon belirtisiz atlatılabileceği gibi hastaneye yatırılmayı gerektiren ciddi bir hastalık şeklinde de bulgu verebilir. Bilinmeyen nedenler yüzünden, hepatit C’ ye yakalanan insanların yaklaşık yarısı enfeksiyondan sonraki ilk 6 ay içinde tedavi olmaksızın vücudundaki virüsü temizleyebilir. Virüsü temizleyemeyen kişiler kronik veya yaşam boyu süren bir enfeksiyon geliştirir. Tedavi edilmediğinde, kronik Hepatit C, karaciğer hastalığı, hasarı, karaciğer yetmezliği, karaciğer kanseri ve hatta ölümü içeren ciddi sağlık problemlerine yol açabilir. Hepatit C virüsü, çoğunlukla enfekte bir kişinin kanı ile temas edilmesi sonucunda insandan insana bulaşmaktadır.

Hepatit C Nasıl Bulaşır? İlaç ve enjeksiyon ekipmanını paylaşma. Bugün, çoğu insan, ilaçları hazırlamak ve enjekte etmek üzere kullanılan iğneleri, şırıngaları ve diğer ekipmanı paylaşmak suretiyle enfekte olmaktadır. Enfekte annelerden doğan bebeklerin yaklaşık % 6’sı, hepatit C’ye yakalanmaktadır. Sağlık hizmetleri verilmesi sırasında virüse maruziyet. Yaygın olmamakla birlikte, sağlık çalışanları kan yoluyla bulaşan enfeksiyonları engellemek için gerekli olan uygun önlemleri izlemediği zaman enfekte olabilirler. Enfekte bir kişi ile seks. Yaygın olmamakla birlikte, hepatit C seks sırasında bulaşabildiği halde bu durum çoğunlukla erkeklerle seks yapan erkekler arasında rapor edilmektedir. Kaçak dövmeler veya vücut piercingleri. Hepatit C, ruhsatsız tesislerde, gayri resmi ortamlarda veya steril olmayan enstrümanlarla dövme veya vücut piercingleri yaptırırken bulaşabilmektedir. Kişisel eşyaların paylaşılması. İnsanlar, görülemeyecek kadar küçük miktarlarda bile olsa enfekte kan ile temas etmiş olabilecek şeker ölçüm cihazları, tıraş bıçakları, tırnak makasları, diş fırçaları ve diğer eşyaların paylaşılmasından enfekte olabilmektedir. Acil koşullarda test yapmadan yapılan kan transfüzyonları


Her ne kadar hepatit C’yi önlemeye yönelik bir aşı bulunmasa da, enfekte olma riskini azaltmaya yönelik yollar bulunmaktadır.

Hepatit C’den Nasıl Korunuruz? İlaçları, steroidleri, hormonları veya diğer maddeleri hazırlamak ve enjekte etmek üzere kullanılan iğnelerin, şırıngaların veya diğer ekipmanın paylaşılmasını ya da yeniden kullanılmasını engelleyin. Görülemeyecek kadar küçük miktarlarda bile olsa enfekte olan bir kişinin kanı ile temas etmiş olabilecek şeker ölçüm cihazları, tıraş bıçakları, tırnak makasları veya diş fırçaları gibi kişisel eşyaları kullanmayın. Ruhsatsız tesiste veya gayri resmi bir ortamda dövmeler ya da vücut piercingleri yaptırmayın. Hepatit C Belirtileri Nelerdir?

Hepatit C’li çoğu insanın belirtisi yoktur ve enfekte olduklarını bilmezler. Eğer belirtiler oluşursa, bunlar,

Ciltte veya gözlerde sarılık İştahsızlık Bulantı-kusma Mide ağrısı Ateş İdrar renginde koyulaşma Soluk renkte dışkı Eklem ağrısı Yorgunluk hissi.

Yeni bir enfeksiyon ile belirtilerin oluşması durumunda, bu belirtiler genellikle 2 ile 12 hafta içinde ortaya çıkar ancak gelişmesi 6 aya kadar uzayabilir.

Kronik hepatit C’li insanlar, belirti olmaksızın veya kendini hasta olarak hissetmeksizin yıllarca yaşayabilir. Kronik hepatit C ile ilişkili belirtiler ortaya çıktığında, bu belirtiler sıklıkla ilerlemiş karaciğer hastalığının bir belirtisidir.

Hepatit C’li insanlar, belirti olmaksızın veya kendini hasta olarak hissetmeksizin yıllarca yaşayabilir. Hepatit C’ye sahip olup olmadığınızı bilmenin tek yolu test yaptırmaktır. Hepatit C antikor testi denilen bir kan testi, gerek son zamanlarda gerekse geçmişte hepatit C virüs ile enfekte olup olmadığınızı söyleyebilir. Testiniz pozitif çıkarsa, halen enfekte olup olmadığınızı, geçmişte enfekte olup olmadığınızı ve virüsü kendi başınıza vücudunuzdan temizleyip temizlemediğinizi göstermek üzere başka bir kan testi gerekir.

Aşağıdakilere özelliklere sahipseniz test yaptırmanız gerekmektedir: 18 yaş ve üzerindeyseniz ve aktif cinsel yaşamınız varsa Hamileyseniz (her hamilelikte test yaptırın) Halen ilaçları enjekte ediyorsanız (düzenli olarak test yaptırın) Yalnızca bir kez veya yıllar önce olsa bile, daha önceden hiç ilaç enjekte ettiyseniz HIV virüsü taşıyorsanız Anormal karaciğer testleri veya karaciğer hastalığınız varsa Hemodiyaliz alıyorsanız Temmuz 1992’den önce kan nakli yaptırdıysanız veya organ nakli yaptırdıysanız 1987’den önce pıhtılaşma faktörü konsantresi aldıysanız Hepatit C’li bir kişiden alınan kana maruz kalmışsanız Hepatit C’li bir anneden doğduysanız

Enfekte olup olmadığınızı ve yaşam kurtarıcı tedavi alıp almadığınızı anlamak için hepatit C için test yaptırmanız önemlidir.

Bu yazımız da ilginizi çekebilir !

Genital Herpes 3 Yorum Admin

Genital herpes, iki tip virüs tarafından yol açılan cinsel yolla bulaşan bir hastalıktır. Virüsler, herpes simpleks virüs tip 1 (HSV-1) ve herpes simpleks virüs tip 2 (HSV-2) şeklinde adlandırılmaktadır.

"
Karaciğer Sirozuna Neler Etkendir? Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi | Özel Başarı Hastanesi

Karaciğer Sirozuna Neler Etkendir? Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi | Özel Başarı Hastanesi

KARACİĞER SİROZUNA NELER ETKENDİR? BELİRTİLERİ, TANISI VE TEDAVİSİ

Siroz, karaciğer yara dokusuna(fibrozis) bağlı olarak karaciğerde oluşan uzun süreli hasarı içeren hastalıktır. Oluşan yara dokusu karaciğerin düzenli çalışmasını engellemektedir. Siroz, bazı durumlarda geç dönem karaciğer hastalığı olarak adlandırılabilir. Bunun sebebi hepatit benzeri karaciğeri etkileyen durumlardan kaynaklanan hasarlı durumların sonrasında ortaya çıkmasıdır. Siroz varlığı itibarıyla karaciğerin işlemesini tamamen durdurmaz fakat siroz ileri evrelerde karaciğer yetmezliğine neden olabilir. Eğer gerekli önlem alınmazsa, bunun sonucunda yaşamı tehdit edici uzun süreli ciddi komplikasyonlar yaşanabilir.

Siroz Nedir? Siroz Nasıl Ortaya Çıkar? Ne Kadar Yaygındır? Sirozun Oluşum Nedenleri Siroz Belirtileri Siroza Tanı Nasıl Konur? Siroz Evreleri Tedavisi Alternatif Çözümler Karaciğer Sirozu Nasıl Ortaya Çıkar?

Karaciğerin dokusunun hasarı sebebiyle oluşan yara dokusu kan akışını engellemektedir. Hasarlı karaciğer, besinler, hormonlar, ilaçlar ve doğal toksinleri(zehir) işleme yeteneğini verimli şekilde yürütemez. Bununla birlikte karaciğer tarafından üretilen protein ve diğer maddelerin miktarı azalır ve karaciğerin düzgün çalışamayacağı bir yol çizer. Geç evrede yaşanan siroz hastalığı yaşamı tehlikeye atmaktadır.

Siroz Ne Kadar Yaygındır?

Bilim insanları, 2017 yılında dünya genelinde 10,6 milyon yaygın siroz vakası ve 112 milyon yaygın kompanse siroz vakası olduğunu belirtiyor. Veriler 1990 ve 2017 yılları arasında yaş bazlı uygulanan dekompanse siroz oranında önemli bir artış olduğunu ve bunun hepatit B ile çok önemli oranda bağlantılı olduğunu gösteriyor.

Siroz Hastalığının Nedenleri ve Risk Grupları

Şu durumlarda siroza yakalanma riskiniz daha fazladır:

Alkolün uzun yıllar kötüye kullanımı Viral hepatit B/C Şeker hastalığı Obezite Karaciğer hastalığı geçmişi Korunmasız seks Siroz Belirtileri Erken seviye siroz belirtileri: Yorgunluk Mide bulantısı İştah kaybı Avuç içi ve cildinizde oluşan kırmızı lekeler(örümcek anjiyomları) Kilo ve kas kütlesi kaybetmek İleri evre siroz belirtileri: Aşırı yorgunluk Ciltte, tende ve göz beyazlarında sararma (sarılık) Kan kusma Cilt kaşınmaları Koyu renkte idrar ve gaitanın katılaşması Kolayca zedelenme ve morarma Bacak bölgesinde şişlik (ödem) veya karın bölgesinde sıvı birikimi (assit) Cinsel dürtü kaybı (libido) Kadınlarda menopoza bağlı olmayan adet görmeme veya adet kaybı Uyuşukluk ve geveleyerek konuşma (hepatik ensefalopati) Siroz Tanısı Nasıl Konur?

Fizik muayane: Doktorunuz sirozun belirtilerini net bir şekilde keşfedebilmek için belirli belirtileri arayacaktır. Cildinizde kırmızılık, örümcek benzeri kan damarları, cildinizin sararması gibi belirtilere göre süreciniz, hangi evrede olduğunuz ve hangi testleri olacağınız sonrasında kararlaştırılır.

Kan testleri: Fiziki muayene sonrası gerekliyse doktorunuz siroz şüphesinden dolayı, karaciğer hasarınızı inceleyecektir

Görüntüleme testleri: Görüntüleme testleri karaciğerinizin boyutunu, şeklini ve dokusunu gösterir. Ayrıca yara izi miktarını, karaciğerinizdeki yağ ve sıvı indeksini de gösterir. Bu görüntüleme işlemi bilgisayarlı tomografi(BT) taraması, karın ultrasonu ve manyetik rezonans görüntüleme(MRI) kullanılabilir. Bunun dışında iki tip endoskopi istenebilir: safra kanalı problemlerini saptamak için endoskopik retrograd kolanjiyopankreatografi ve genişlemiş damarları (varisler) veya yemek borusu, mide veya bağırsaklarınızdaki kanamayı saptamak için üst endoskopi.

Karaciğer biyopsisi: Karaciğerinizden hücre örneği alınması işlemidir. İnce bir iğne alınan örnek mikroskop altında incelenebilir elverişliliğe getirilmesidir. Biyopsi siroz tanısını doğrulayabilir, karaciğer hasarının veya büyümesinin nedenlerini ve kapsamını belirleyebilir. Testlerin sonuçları sirozunuzu doğruluyorsa uzman bir doktor(hepatolog) ile iletişime geçebilirsiniz.

Siroz Evreleri

Hastalık teşhisiniz konuldu ise erken evreyi aştığınız söylenebilir. Dekompanse ve kompanse siroz, doktorların hastalığı sınıflandırma sistemine ait terimlerdir. Kompanse siroz, sirozun belirli ve keskin belirtileri (asemptomatik) henüz içermediğini belirtmek için kullanılır. Bu noktada laboratuvar çalışması ve görüntüleme bulgularınız anormal gözükmese de, karaciğer biyopsinizde daha net sonuçlara rastlanabilir. Kompanse sirozlu hastalarda ortalama yaşam yaklaşık 9-12 yıl arasında değişmektedir. Dekompanse siroz ise, gözle görülür belirtileriniz olduğu ve kötüleşen bir tabloyu işaret eder. Doktorunuz durumunuzu geçmişinize, fiziksel ve laboratuvar bulgularınıza göre belirleyecektir. Bu tip hastalarda sağkalım yaklaşık olarak 2 yıl olarak saptanmıştır.

Siroz(Karaciğer Sirozu) Nasıl Tedavi Edilir?

Alkol bağımlılığı tedavisi: Uzun süreli ağır alkol tüketimi kaynaklı siroz olunmuşsa, hastanın içmeyi bırakması gereklidir. Doktorunuz alkol bağımlılığı var ise buna uygun bir tedavi programı önerecektir.

İlaçlar: Hepatit B ve C’ nin neden olduğu karaciğer hücre hasarlarında, genellikle reçeteli ilaçlar kullanılır.

Portal vende basıncın kontrol edilmesi: Portal ven (toplardamar),kanın karaciğere gidişini sağlayan damarlardır. Bu damarlar ve yüksek tansiyona neden olabilir. İlaç kullanımı da, genelde diğer kan damarlarında artan basıncı kontrol etmek için kullanılır ve şiddetli bir kanama olmasına karşın önlem alınır. Kanamanın belirtileri Endeskopi yöntemiyle araştırılabilir.

Kanlı dışkı veya kusma olduğu durumlarda yemek borusunda varislerin olduğu düşünülür. Acil tıbbi müdahale gereklidir. Aşağıdaki prosedürler yardımcı olabilir:

Bantlama: Kanamayı kontrol altına almak için varis tabanının etrafına küçük bir bant yerleştirilir.

Enjeksiyon skleroterapisi: Endeskopi çekildikten sonra, varis olan bölgelere, kan pıhtısı ve yara dokusunun oluşmasını tetikleyen bir madde enjekte edilir. Bu kanamayı durdurmaya yardımcı olur.

Balonlu bir Sengstaken-Blakemore tüpü: Endoskopinin yeterli olmadığı durumlarda bu yöntem kullanılır. Kanamanın durdurulması için, tüp hastanın boğazından midesine iner ve balon şişirilir. Tüpün ucuna yerleştirilen balonlar varislere baskı yaparak kanamayı durdurur.

Transjuguler intrahepatik portosistemik stent şantı (TIPSS): Yukarıda bahsedilen tedaviler kanamayı durdurmazsa, portal ve hepatik venleri birleştirmek için karaciğerden metal bir tüp geçirilir ve kanın akmasını sağlayacak yol yaratılır. Oluşturulan yol varislere neden olan basıncı önler.

Diğer komplikasyonlar farklı şekillerde ele alınır:

Enfeksiyonlar: Antibiyotik tedavisiyle enfeksiyonun önlenmesi sürecidir.

Karaciğer kanseri taraması: Siroz, karaciğer kanseri gelişme riskini arttırabilmektedir. Bundan dolayı sirozlu hastalarda, düzenli kan testleri ve görüntüleme taramaları yapılması önemlidir.

Hepatik ensefalopati veya yüksek kan toksin seviyeleri: Kanda toksin seviyelerinin tedavisine yardımcı olmak amacıyla ilaçlar kullanılabilir.

İleri evre durumlarda, sirozun neden olduğu hasarlar karaciğerin bütününü kaplar ve geri dönüştürülemez. Bu tür vakalarda kişinin yeni bir karaciğere ihtiyacı olacaktır. Uygun bir donör bulunmalıdır ve bu süreç son çare olarak tavsiye edilmektedir.

Alternatif Çözümler Alkol kullamınızı sınırlandırın. Hepatitten kendinizi koruyun. Hepatit B ve C, karaciğerde bir virüs tarafından oluşan enfeksiyonlardır. Genellikle kan yoluyla veya sıvı yoluyla yayılım gösterirler. Cinsel ilişkilerinizde korunmak, diş fırçanızı paylaşmamak veya enjektede kullanılmış iğnenin tekrar kullanılmaması alınacak önlemlerdendir. Sağlıklı ve düzenli beslenin. Egzersizlerinize ve kilo kas endeksinize dikkat edin.
Hepatit B Nedir? Belirtileri Nelerdir? Hepatit B Nasıl Bulaşır?

Hepatit B Nedir? Belirtileri Nelerdir? Hepatit B Nasıl Bulaşır?

Hepatit B Nedir? Belirtileri Nelerdir? Hepatit B Nasıl Bulaşır?

Hepatit B, aynı isimle bilinen virüs nedeniyle karaciğerde gelişen durum olarak tanımlanabilir. Hepatit B hastalığı, dünyanın her yerinde sıklıkla görülen bir karaciğer iltihabıdır. Hepatit B, özellikle Güney Avrupa, Doğu ve Uzak Doğu bölgelerinde sıkça karşılaşılan bir sorundur. Hepatit B, bu bölgelere kıyasla Batı’da daha az görülmektedir. Türkiye ise Hepatit B açısından orta derecede riskli bir bölgedir.

Hepatit B Belirtileri Nelerdir?

Hepatit B genellikle kendini belli etmeden ilerler. İlk enfeksiyonda hastaların %20’sinde sarılık görülürken kalan %80’lik kısımda belirti görülmez. Belirti vermeden hastalık ilerledikten sonra kronik viral enfeksiyon 10-50 yıl aralığından sonra kendini siroz ya da kanser olarak gösterir. Bu tablolar ancak hastalık çok ilerledikten sonra görülmektedir. Ölüm, en çok siroza bağlı karaciğer yetersizliği ve karaciğer kanseri yüzünden meydana gelir. Bu durumda çözüm ancak karaciğer naklidir.

Hepatit B Nasıl Bulaşır?

Hepatit B virüsü insana çeşitli yollardan bulaşmaktadır. Bulaş, kan, kan ürünleri ve enfekte olmuş olan vücut sıvılarının vücuda girmesiyle olur. Diğer geçiş yollarının korunmasız seks, uyuşturucu kullanımı, sterilize edilmemiş iğneler ve gebelikte anneden bebeğe geçiş olduğu bilinmektedir. Yaygın inanışın aksine Hepatit B, aynı kaptan yemek yemek, öpüşmek ve öksürmek gibi yollarla bulaşmaz.

Ayrıca hastalık iş ve okul hayatı açısından da risk oluşturmaz. Ortak alanların kullanımı Hepatit B virüsünün bulaşması için yeterli değildir. Hastalığın seyri akut ya da kronik olabilmektedir. Ancak bazı kişiler hastalığa yakalansa bile belirti vermeden sessiz taşıyıcılar olabilirler.

Hepatit B Kimlerde Görülür?

Özellikle sağlık çalışanları hepatit B’ye karşı büyük risk altındadır. Bunun nedeni sağlık çalışanlarının gün içerisinde sık sık kan ile temas etmeleridir. Kan alırken iğne batması durumunda hastalık sağlık çalışanına bulaşabilmektedir. Hepatit B taşıyan annelerin bebekleri de risk altındadır. Doğum sırasında bulaş anneden çocuğa gerçekleşebilmektedir. Ayrıca korumasız cinsel ilişkiye girenler de risk altındadır.

Hepatit B konusunda riskli grupta yer alan kişileri aşağıdaki gibi sıralamak mümkündür:

Ortak enjektör kullanan uyuşturucu madde bağımlıları Kan transfüzyonu yapılanlar ve ameliyat olanlar Cerrahi ameliyat ve tıbbi tedavi alanlar Hamile kadınların bebekleri (Anne Hepatit B taşıyıcısı ise) Sağlık personeli/eğitimciler Hemodiyaliz hastaları, hematoloji hastaları Virüsü taşıyan kişinin aile üyeleri Korunmasız ve çok eşli cinsel hayat Erkek homoseksüeller Seks işçileri Vücut deldirme işlemi yaptıranlar Alkol bağımlıları Hepatit B Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Hepatit B tanısı koymak için kan testlerine ihtiyaç vardır. Kan testleri ile virüse ait antijene ve kişideki antikorlara bakılmaktadır. Hastalığın olmaması için ikisinin de negatif sonuç vermesi gerekmektedir. Antikor pozitif çıkıyorsa kişi hastalığı geçirmiş ve tamamen iyileşmiştir. Bu kişiler Hepatit B’ye karşı ömür boyu bağışıklık kazanmış olurlar. Ancak antijen pozitif çıkıyorsa bu kişinin vücudunda hala virüs bulunduğu anlamına gelir.

Eğer antijen 6 aydan uzun süre pozitif kalıyorsa bu kronik enfeksiyon anlamına gelebilir. Kişinin HBsAg değeri pozitif ise kişinin vücudunda Hepatit B virüsü bulunmaktadır. Pozitif değer kişinin Hepatit B aşısına başarılı tepki gösterdiğini, kronik olmayan bir hepatit B enfeksiyonundan iyileştiğini ve bunun yanında ileride hepatit B enfeksiyonuna bağışıklık kazandığını gösterir. HBcAb’nin pozitif olması ise önceden geçirilen hepatit B enfeksiyonuna işaret eder.

Hepatit B Tedavisi Mümkün müdür?

Hepatit B, en uzun tedavi süresi olan hastalıklardan birisidir. Tedaviler bazı kişilerde ömür boyu sürebilmektedir. Hastalığı tamamen geçiren bir ilaç ise bulunamamıştır. İlaç tedavisinin kesildiği durumlarda hastalık şiddetini artırabilmektedir. Özellikle taşıyıcı kişiler yılda 1-2 kez mutlaka sağlık kontrollerini yaptırmalıdırlar.

Bu bakımdan sirozlu ve ciddi kronik hepatitli kişiler doktor danışmadan asla kullandıkları ilaçları bırakmamalıdırlar. Kronik Hepatit B hastalarının senede 1 veya 2 kere ultrason takipleri yapılmalıdır. Bu önemlerin uyulmaması durumunda hastalık şiddetini arttırabilir ve karaciğer yetmezliğine neden olabilir. Bu durumda ise karaciğer nakli tek çözümdür.

Hepatit B Tedavisi Nasıl Yapılır?

Uzun süredir Hepatit B tedavisi için yeni antiviral ilaçlar kullanılmaktadır. Bunun yanında yeni ilaçlar için de çalışmalar hala devam etmektedir. Ancak ilgili tedaviler uygulansa bile hastalıktan tamamen kurtulmak mümkün değildir. Yapılan tedaviler hastalığı yavaşlatmaya ve virüs aktivitesini azaltmaya yönelik olarak yapılmaktadır.

Hepatit B Aşısı Nedir?

Hepatit B aşısı, Hepatit B ile daha önce karşılaşmamış kişilere yapılmaktadır. Özellikle bazı meslek grupları Hepatit B açısından büyük risk altındadır. Bu kişileri aşılama ile korumak mümkündür. Örneğin, sağlık çalışanlarının hepsi önemli risk altında çalıştığı için mutlaka aşılanmaları gerekmektedir.

Bu kişiler, başkalarının vücut sıvıları ile en çok temasta olan meslek gruplarındandır. Bakımevi çalışanları ve öğretmenlerin de diğer insanlarla teması çok olduğundan aşılanmaları önemlidir. Böylece bu kişiler hastalıkla karşılaşsa bile herhangi bir sağlık sorunu ortaya çıkmayacaktır.

Hepatit B Aşısı Nasıl Uygulanır?

Hepatit B aşısı ilk olarak bebeklik çağında uygulanmaktadır. Bebeklerde birinci doz aşısı ilk 72 saat içerisinde uygulanmaktadır. İkinci doz ise bebek 1.ayını doldurduktan sonra uygulanır. Son doz olan üçüncü doz ise 6. ay tamamlandıktan sonra uygulanmaktadır. Ancak anne Hepatit B taşıyıcısı ise ilk dozu bebeğin doğumundan 12 saat içerisinde yapılmalıdır. Sonrasında bu süreç yine 1. ay ve 6. ay sonunda tekrarlanmalıdır.

Yetişkin kişilerin hastalıktan tam olarak korunması için toplam 3 doz aşı olmaları önerilmektedir. Hepatit B’nin aşı takvimi ise Sağlık Bakanlığı tarafından belirlenmiştir. Ayrıca Hepatit B aşısına ulaşmak oldukça kolaydır. Hepatit B aşısına hastanelerden, sağlık kurumlarından ve aile hekimliklerinden ulaşmak mümkündür. Hastalık taşıyıp taşımadığınızı öğrenmek için Hepatit B testi olmak da önemlidir. Hepatit B testini de aynı şekilde hastanelerde, sağlık kurumlarında ve aile hekimliklerinde yaptırabilmek mümkündür.

Hepatit B Hastaları Nelere Dikkat Etmelidir?

Hepatit B hastaları ilaç tedavilerinin yanı sıra beslenmelerine de dikkat etmelilerdir. Bu kişiler alkol almamalı ve bitkisel çözümlere yönelmemelidirler. Özellikle fazla tuzlu yemekler tercih edilmemelidir. Kişide kilo sorunu varsa düzenli egzersiz ve uygun bir beslenme düzeni gerekmektedir. Ancak unutulmamalıdır ki hiçbir sebze ve meyve hastalığı geçirmeye yaramayacaktır. Özellikle enginar, karaciğere fazla tüketildiğinde zarar verebilir. Karaciğer hastalıklarında filtre kahvenin karaciğere iyi geldiği bilinmektedir.

Bağışıklık sistemini baskılayıcı ilaç kullanan hastalarda Hepatit B alevlenebilir ve önemli ölçüde karaciğer hasarına yol açabilir. Organ nakli yapılmış kişiler, kanser ve lösemi hastaları da bu bakımdan risk altındadır. Ayrıca kronik romatizmal hastalığı ve kronik bağırsak hastalığı olan kişilerde de Hepatit B yıkıcı sonuçlara neden olabilmektedir. Bu kişilerde izlenecek olan tedavi diğer hastaların tedavisinden farklı olarak yapılabilir. Tedaviler uzun süreli ve koruyucudur.

Hepatit B Hakkında Sıkça Sorulan Sorular

Hepatit B Taşıyıcısı Kime Denir?

Erişkin hastaların ortalama %10’unda kandaki virüs temizlenemez. Çocuk hastalarda ise bu oran %90 civarındadır. Bu durumda bu kişiler virüsü taşırlar ve başkalarına bulaştırırlar. Bu kişilere Hepatit B taşıyıcısı denmektedir. Görünüşte hiçbir sağlık sorunu belirtisi vermeyen kişiler vücut sıvılarıyla hastalığı diğer insanlara bulaştırırlar. Hepatit B taşıyıcılarından bazılarında kronik hastalık gelişmektedir ve bunun sonucunda siroz ve karaciğer kanseri görülebilmektedir.

Hepatit B Kronik Hastalık Varsa Ne Yapmak Gerekir?

Bu durumda virüs kişinin vücuduna çoktan girmiştir ancak kişide bağışıklık gelişmemiştir. Bu kişiler uzun seneler boyunca gerekli önlemleri alarak normal hayatlarına devam edebilirler. Ancak bu durumda doktor kontrolünde bulunmaları şarttır. Zaman zaman yapılacak olan bazı tetkikler ile durum kontrol altına alınabilir. Ancak bu kişiler hastalığı başkalarına bulaştırma riskleri olduğunu hiçbir zaman unutmamalıdır.

Hepatit B Hastaları Spor Yapabilir mi?

Hepatit B hastalarının spor aktivitelerine katılmalarının hiçbir sakıncası yoktur. Bu kişiler spor gibi aktivitelerde diğerleri için risk oluşturmazlar. Ayrıca okul ve iş hayatlarında da risk söz konusu değildir.

Hepatit B Aşısı Koruyucu mudur?

Hepatit B aşısı hastalıktan korunmak için en etkili yöntemdir. Aşı takvimine göre uygulanmış olan 3’er dozun ardından kişiler oluşan antikorlar sayesinde hastalığa karşı ömür boyu korunacaklardır.

Hepatit B Ölümcül müdür?

Sağlıklı taşıyıcıların senede 1 veya 2 kere kontrollerini yaptırmaları şarttır. Bunun yanında ilaç tedavisi gören kişiler ilaçlarını kullanmayı doktorları söylemediği sürece bırakmamalıdırlar. Bu durumda siroz ya da karaciğer kanseri gelişebilir. Siroz da karaciğer kanseri de ölümcül hastalıklardandır.

Güzellik Merkezlerinden Hepatit B Bulaşır mı?

Hepatit B hastalığı, kişiden kişiye vücut sıvıları ile bulaşmaktadır. Ortak kullanılan manikür ve pedikür aletleri Hepatit B’nin yanında viral enfeksiyonlar ve mantar hastalıkları açısından da risk teşkil etmektedir. Güzellik merkezlerinde kullanılan aletler kesik ve sıyrıklara neden olabilir.

Başka kişiler için de bu aletlerin kullanılması durumunda hastalık diğer insanların kan dolaşımına girebilir. Bu yüzden manikür ve pedikür setleri kişiye özel olması gereken eşyalardır. Güzellik merkezlerinde tek seferlik manikür ve pedikür setleri tercih edilirsiniz ya da kendi setinizi yanınızda götürebilirsiniz.

Bizimle İletişime Geçin Bölüm Hekimlerimiz

Uzm. Dr. Dündar GÜNGÖR İç Hastalıkları Dahiliye

Uzm. Dr. Mesut KALDIR İç Hastalıkları Dahiliye
İlgili İçerikler

Hamilelikte Bel Boyun Ağrısı

Penisilin Alerjisi Nedir? Neden Olur?

Kalça Protezi Nedir?

Minimal İnvaziv (Küçük Kesi) İle Kalp Ameliyatı

Hidrosefali Nedir? Tedavi Edilebilir Mi?

Mikrosefali Nedir?

Geçmeyen Öksürük Nedir? Nedenleri Nelerdir?

Bel ve Boyun Fıtığı için Ozon Tedavisi

Çocuklarda Öksürüğe Ne İyi Gelir?

Aort Anevrizması Nedir?

Çocuklarda İshal ve Tedavisi

Kelebek Hastalığı (Lupus) Nedir?

Beyin Anevrizması Nedir? Beyin Anevrizması Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Pirola Varyantı Nedir?

Beyin Anjiyosu (BeyinAnjiyografi) Nedir? Beyin Anjiyosu Nasıl Yapılır?

Sıcak Havalar Astımı Nasıl Etkiler?

Hipertermi (Sıcak Çarpması) Nedir?

Erken Doğum (Prematüre) Nedir?

El Titremesi Nedir?

El Bileğinden Anjiyo (Radial Anjiyo) Nedir?

Kalp Romatizması (Kardiyak Romatizma) Nedir?

Menopoz Döneminde Kalp Krizi Riski

Nasır Nedir? Nasır Tedavisi Nasıl Olur?

Histerektomi nedir? Neden yapılır ?

Nadir Hastalık Nedir ?

Uyuz Hastalığı Nedir? Uyuz Belirtileri ve Tedavisi

Mide Yanması Neden Olur, Nasıl Geçer?

Mide Bulantısı Neden Olur, Nasıl Geçer?

Maymun Çiçeği Virüsü Nedir?

Gastrointestinal Enfeksiyon ( Gastroenterit ) Nedir ?

Yağsız Vücut Kitlesi (FFMI) Hesaplama

İdeal Kilo Hesaplama

Vücut Yağ Oranı Hesaplama

Bazal Metabolizma Hızı Hesaplama

Vücut Kitle İndeksi Hesaplama - Boy Kilo Endeksi

Peter Pan Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Hipokondriyazis (Hastalık Hastalığı) Nedir?

Diyabet (Şeker Hastalığı) Nedir?

Kemik İliği Kanseri Nedir? Belirti ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kalça Ağrısı Neden Olur? Kalça Ağrısı Nasıl Geçer?

Bebeklerde Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?

Bamya Tohumu Faydaları Nelerdir? Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Mutluluk Çubuğu (Penis Protezi) Nedir?

Palyatif Bakım Nedir, Nasıl Alınır, Şartları Nelerdir?

Annelik Estetiği (Mommy Makeover) Nedir?

Kolera Nedir? Nasıl Bulaşır?

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Hakkında Her Şey

Serotonin (Mutluluk Hormonu) Nedir? Ne İşe Yarar?

Kalp Sağlığı ve Beslenme

Kahvenin Faydaları ve Zararları Nelerdir?

Göz Yorgunluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Kabak Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir?

İdrar Kaçırma (Üriner İnkontinans) Nedir?

Huzursuz (İrritabl) Bağırsak Sendromu Nedir?

Potasyum Nedir? Potasyum Yüksekliği ve Düşüklüğü

Bağışıklık Güçlendirici Besinler ve Takviyeler

Gebelik ve Doğum Öncesi Bakım

Doğum Öncesi ve Sonrası Beslenme

Çölyak Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Uçuk Nedir? Neden Çıkar ve Nasıl Geçer?

Böbrek Yetmezliği Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Menopoz Nedir? Menopoz Belirtileri Nelerdir?

Burun Estetiği (Rinoplasti) Nedir?

Pankreas Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Sinüzit Nedir? Sinüzit Belirtileri Nelerdir?

Hamilelik (Gebelik) Belirtileri Nelerdir?

Kalp Yetmezliği Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Akılcı İlaç Nedir ?

B12 Vitamini Nedir? B12 Vitamini Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Keten Tohumunun Faydaları Nelerdir?

Ailevi Akdeniz Ateşi Hastalığı (FMF) Nedir?

Papatya Çayının Faydaları Nelerdir?

Kantaron Yağı Faydaları Nelerdir? Nasıl Kullanılır?

Kekik Çayı Nasıl Yapılır, Faydaları Nelerdir?

Histeroskopi Ameliyatı

Bypass Nedir? Bypass Ameliyatı

Varis Nedir?

Laparoskopi Nedir? Laparoskopi Neden Yapılır?

Andropoz Nedir? Andropoz Belirtileri Nelerdir?

Balgam Nedir? Balgam Nasıl Atılır?

Aft Nedir ve Nasıl Geçer?

AIDS (HIV) Nedir? HIV Belirtileri ve Tedavisi

Vajinal Akıntı Neden Olur? Vajinal Akıntı Nasıl Geçer?

Mide Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Güneş Yanığına Ne İyi Gelir? Güneş Yanıkları Nasıl Geçer?

Down Sendromu Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Astigmat Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Diş Ağrısına Ne İyi Gelir? Diş Ağrısı Nasıl Geçer?

Zatürre (Pnömoni) Nedir? Zatürre Belirtileri Nelerdir?

Vajinismus Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir?

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Konjoktivit Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Nedir?

MS Hastalığı (Multipl Skleroz) Nedir?

Cilt (Deri) Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Öksürüğe Ne İyi Gelir? Öksürük Nasıl Geçer?

Boğaz Ağrısı Neden Olur? Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer?

Mide Ağrısına Ne İyi Gelir? Mide Ağrısı Nasıl Geçer?

Guatr Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Lösemi Nedir? Lösemi Belirtileri ve Tedavisi

Spina Bifida Nedir? Bebeklerde Spina Bifida

Lenf Kanseri (Lenfoma) Nedir?

Gut Hastalığı Nedir? Gut Hastalığına Ne İyi Gelir?

Demir Eksikliği Belirtileri Nelerdir? Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir?

Sınav Kaygısı Nedir? Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmanın Yolları

Yeşil Çayın Faydaları Nelerdir? Yeşil Çay Ödem Atar Mı?

Afazi Nedir? Afazi Tipleri ve Tedavisi

Bebeğin Gazı Nasıl Çıkarılır?

Çocuklarda İdrar Kaçırma ve İşeme Problemleri

Bebeklerde Kusma Neden Olur? Bebek Kusmasına Ne İyi Gelir?

Çocuklarda Alerjik Hastalıklar

Kalp Hastaları Oruç Tutabilir Mi?

Ramazan Ayında Beslenme

HPV Nedir? Belirtileri Nelerdir? HPV Aşısı Nedir?

Diz Kireçlenmesi ve Dizde Kireçlenme Belirtileri

Akciğer Kanseri Nedir? Akciğer Kanseri Belirtileri

Ağrılı Cinsel İlişki (Disparoni) Nedir? Nedenleri ve Tedavisi

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Nelerdir? Belirtileri ve Tedavileri

Gebelik Hesaplama

Karaciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Hepatit C Nedir? Nasıl Bulaşır? Belirtileri Nelerdir?

Endoskopik Boyun Fıtığı Ameliyatı Nedir?

Cevizin Faydaları Nelerdir? Hindistan Cevizi Yağı Faydaları

Kefir Nedir? Kefirin Faydaları Nelerdir?

Bağırsak İltihabı (Kolit) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Baker Kist (Diz Arkası Ağrısı) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Ağız Kuruluğu (Kserostomi) Nedir? Ağız Kuruluğu Neden Olur?

Omega 3 Nedir? Omega 3’ün Faydaları Nelerdir?

Yüz Estetiğinde Altın Oran Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Beyin Damar Tıkanıklığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Muzun Faydaları Nelerdir? Muz Kabuğu Faydaları Nelerdir?

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir? Klostrofobi Belirtileri

Romatoid Artrit (İltihaplı Romatizma) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Yumurtalık (Over) Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Menenjit Nedir? Belirtileri Nelerdir? Menenjit Aşısı

Siroz Nedir, Siroz Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Çocuklarda Dijital Bağımlılık Nasıl Oluşur ?

Sepsis (Kan Zehirlenmesi) Nedir? Sepsis Belirtileri ve Tedavisi

Sağlık Raporu Nedir ? Sağlık Raporu Neden Alınır ?

SMA Hastalığı Nedir? Neden Olur? Belirtileri ve Tedavisi

Meyve Suyu Çocuklar İçin Zararlı Mıdır?

Hamilelik Reflüsü Nedir? Hamilelik Reflüsü Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda Ateş Neden Olur? Evde Ateş Nasıl Düşürülür?

Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Hipertansiyon Nedir? Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir?

Anemi (Kansızlık) Nedir? Kansızlık Belirtileri Nelerdir?

Kulak Çınlaması (Tinnitus) Neden Olur? Nasıl Geçer?

Gebelikte Şeker Yüklemesi Nedir? Ne Zaman ve Nasıl Yapılır?

Gebelikte Ayrıntılı Ultrason Şart Mı? Kaçıncı Haftada Yapılır?

Burun Akıntısı Nasıl Geçer? Burun Akıntısı Covid Belirtisi Mi?

Omicron Varyantı Nedir? Omicron Belirtileri Nelerdir?

İnfluenza (Grip) Nedir? İnfluenza Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Gastrit Nedir? Gastrit Belirtileri Nelerdir?

Kolon ve Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Panik Atak Nedir? Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Larenjit (Gırtlak İltihabı) Nedir? Larenjit Belirtileri ve Tedavisi

Gül Hastalığı (Rozasea) Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Kurdeşen (Ürtiker) Nedir? Neden Olur? Kurdeşene Ne İyi Gelir?

Perinatoloji ve Yüksek Riskli Gebelikler

Soğuk Algınlığı Belirtileri Nelerdir? Soğuk Algınlığına Ne İyi Gelir?

Behçet Hastalığı Nedir? Behçet Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Gebelikte Tarama Testleri Nelerdir? Ne Zaman Yapılır?

Geniz Akıntısı Nedir? Neden Olur? Nasıl Geçer?

Lazer Epilasyon Nedir? Nasıl Yapılır? Hangi Bölgelere Yapılır?

Hıçkırık Neden Olur? Hıçkırık Nasıl Geçer?

Çocuklarda İşitme Kaybı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Halluks Valgus Nedir? Halluks Valgus Ameliyatı

Halluks Rigidus (Sert Ayak Başparmağı) Nedir?

Entübe Nedir? Entübasyon Nasıl Yapılır?

Propolis Nedir? Nasıl Kullanılır? Propolis Faydaları Nelerdir?

Myastenia Gravis Nedir? Myastenia Gravis Belirtileri ve Tedavisi

Nöropatik Ağrı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nöropatik Ağrı Tedavisi

Chia Tohumu Nedir? Chia Tohumu Faydaları Nelerdir?

Saç Dökülmesi Neden Olur? Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?

Ataksi Nedir? Ataksi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Nefes Darlığı Neden Olur? Nefes Darlığına Ne İyi Gelir?

Kalp Pili Nedir? Kalp Pili Nasıl Takılır?

Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Gıdı Estetiği Nedir? Nasıl Yapılır? Ameliyatsız Gıdı Estetiği

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

PCR Testi Nedir? Nasıl Yapılır? PCR Sonucu Ne Zaman Çıkar?

Bruksizm (Diş Sıkma) Nedir? Bruksizm Belirtileri ve Tedavisi

Beyin Ölümü Nedir? Beyin Ölümü Hangi Durumlarda Görülür?

Organ Bağışı Nedir? Organ Bağışı Nasıl Yapılır?

Bel Soğukluğu (Gonore) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Ödem Nedir? Neden Olur? Ödem Nasıl Atılır?

Velashape Nedir? Velashape ile Bölgesel Zayıflama

Narsistik Kişilik Bozukluğu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Parkinson Nedir? Neden Olur? Parkinson Belirtileri ve Tedavisi

Delta Virüsü Belirtileri Nelerdir? Delta Plus Varyantı Nedir?

Yeme Bozukluğu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Folik Asit Nedir? Folik Asit Ne İşe Yarar? Folik Asit Eksikliği

Egzama Nedir? Egzama Neden Olur? Egzama Tedavisi

Doğum Lekesi Nedir? Neden Olur? Doğum Lekesi Nasıl Geçer?

İshal Neden Olur? İshale Ne İyi Gelir? İshal Nasıl Geçer?

Kıl Dönmesi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Kıl Dönmesi Ameliyatı

İnme (Felç) Nedir? İnme Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Genital Siğil Nedir? Belirtileri Nelerdir? Genital Siğil Tedavisi

Perianal Fistül ve Anal Apse Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

İşitme Kaybı Nedir? İşitme Kaybı Dereceleri ve Tedavisi

Kabakulak Nedir? Kabakulak Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Ferritin Nedir? Ferritin Düşüklüğü ve Ferritin Yüksekliği

Ayak Mantarı Nedir? Nasıl Geçer? Ayak Mantarına Ne İyi Gelir?

Polikistik Over Nedir? Polikistik Over Belirtileri ve Tedavisi

Mide Kanaması Nedir? Mide Kanaması Belirtileri Nelerdir?

İdrar Yolu Enfeksiyonu Nedir? İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri

Lipödem Nedir? Belirtileri Nelerdir? Lipödem Tedavisi

Kol Germe Estetiği (Brakioplasti) Nedir? Kol Germe Ameliyatı

Meme Estetiği (Meme Büyütme, Meme Küçültme ve Dikleştirme)

Doğum Kontrol Hapı Nedir? Ne İşe Yarar? Nasıl Kullanılır?

Adet Gecikmesi Nedir? Adet Gecikmesi Neden Olur?

Sünnet Nedir? Sünnet Neden ve Nasıl Yapılır?

Sezaryen Doğum Nedir? Normal Doğum ve Sezeryan Doğum

Böbrek Nedir? İşlevi Nedir? Böbrek Sağlığını Korumanın Yolları

Spiral Nedir? Spiral Ne Zaman ve Nasıl Takılır?

Covid-19 Kalp Hastalarını Nasıl Etkiler?

Anne Sütü ve Emzirmenin Faydaları

Mide Balonu Nedir? Mide Balonu ile Ne Kadar Zayıflanır?

Sinir Sıkışması Nedir? Sinir Sıkışması Belirtileri Nelerdir?

Sedef Hastalığı Nedir? Sedef Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi

Pap Smear Testi Nedir? Nasıl Yapılır?

Miyom Nedir? Miyom Belirtileri Nelerdir? Miyom Ameliyatı

Aşırı Terleme (Hiperhidroz) Nedir? Aşırı Terleme Neden Olur?

Tükenmişlik Sendromu Nedir? Evreleri, Belirtileri ve Tedavisi

Haşimato Hastalığı Nedir? Haşimato Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Göz Kapağı Estetiği Nedir? Göz Kapağı Estetiği Ameliyatı

Kepçe Kulak Nedir? Kepçe Kulak Ameliyatı

Zona Nedir? Zona Belirtileri Nelerdir? Zona Neden Olur?

Kabızlık Nedir? Kabızlığa Ne İyi Gelir? Kabızlık Nasıl Geçer?

Huzursuz Bacak Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Gıda Zehirlenmesi Nedir? Gıda Zehirlenmesi Belirtileri Nelerdir?

Endoskopi Nedir? Endoskopi Nasıl Yapılır? Endoskopi Sonrası

Akdeniz Anemisi Nedir? Akdeniz Anemisi Belirtileri ve Tedavisi

Kolonoskopi Nedir? Kolonoskopi Nasıl Yapılır?

Baş Ağrısı Neden Olur? Baş Ağrısı Nasıl Geçer?

Bipolar Bozukluk Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Hemoroid (Basur) Nedir? Lazerle Hemoroid Tedavisi

Migren Nedir? Migren Belirtileri Nelerdir? Migrene Ne İyi Gelir?

Kesi Yeri Fıtığı Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Göbek Fıtığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Göbek Fıtığı Ameliyatı

Mide Fıtığı Nedir? Mide Fıtığı Belirtileri ve Tedavisi

Alerji Testleri Nelerdir? Alerji Testleri Ne İşe Yarar?

D Vitamini Eksikliği: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Ses Teli Bozuklukları Nelerdir? Nodül ve Polipler

Kulak Hastalıkları Nelerdir? Nedenleri ve Belirtileri

Sırt Ağrısı Neden Olur? Sırt Ağrısı Nasıl Geçer?

Bel Kayması Nedir? Bel Kayması Belirtileri ve Tedavisi

Burun Tıkanıklığı Neden Olur? Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?

Omurilik Tümörü Belirtileri Nelerdir? Omurilik Tümörü Ameliyatı

Kemik Kanseri (Tümörü) Nedir? Kemik Kanseri Belirtileri

Faranjit Nedir? Faranjit Belirtileri ve Tedavisi

Koronavirüs (COVID-19) Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda COVID-19

Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları

İnsülin Direnci Nedir? İnsülin Direnci Belirtileri ve Tedavisi

Alzheimer Nedir? Alzheimer Belirtileri ve Tedavisi

Kalp Hastaları Nasıl Beslenmelidir? Kalp Ameliyatı Sonrası Beslenme

Ablasyon Nedir? Ablasyon Tedavisi ve Sonrası

Meme Kanseri Nasıl Anlaşılır? Meme Kanseri Belirtileri ve Tedavisi

Karpal Tünel Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Endoskopik Hipofiz Cerrahisi Nedir? Endoskopik Hipofiz Ameliyatı

Omuz Artroskopisi Nedir? Omuz Artroskopisi Sonrası İyileşme

Morbid Obezite Nedir? Kimlere Morbid Obez Denir?

COVID-19 Dönemi ve Sonrasında Beslenmenin Önemi

Artroskopi Nedir? Diz Artroskopisi Nasıl Yapılır?

Mesane Kanseri (Tümörü) Nedir? Mesane Kanseri Belirtileri

Tırnak Batması (Batık Tırnak) Nedir? Nedenleri ve Tedavisi

Mide Botoksu Nedir? Nasıl Yapılır ve Kimlere Uygulanır?

Ayak ve Ayak Bileği Cerrahisi Nedir?

Donuk Omuz Nedir? Donuk Omuz Belirtileri ve Tedavisi

Hilterapi Nedir? Yüksek Yoğunluklu Lazer Tedavisi

ESWL Nedir? ESWL Taş Kırma Tedavisi

Aralıklı Oruç Nedir? Aralıklı Oruç Diyeti (IF Diyeti) Nasıl Yapılır?

Tendon Nedir? Tendon Yaralanmaları ve Tedavi Yöntemleri

Epilepsi Nedir? Epilepsi Belirtileri Nelerdir? Epilepsi Tedavisi

Sporcu Sağlığı ve Sporcu Yaralanmaları Nedir?

Ülser Nedir? Ülser Belirtileri Nelerdir? Ülser Tedavisi ve Ülser Diyeti

Fransız Askısı Nedir? Nasıl Uygulanır? İşlemin Avantajları Nelerdir?

Masseter Botoksu (Çene Botoksu) Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır?

Varikosel Nedir? Varikosel Belirtileri Nelerdir? Varikosel Ameliyatı

Göz Altı Işık Dolgusu Nedir? Göz Altı Işık Dolgusu Öncesi Sonrası

Jawline (Çene) Dolgu Nedir? Nasıl Yapılır? Faydaları Nelerdir?

Kalça Estetiği Nedir? Neden, Nasıl ve Kimlere Uygulanır?

Gençlik Aşısı Nedir? Neden ve Nasıl Uygulanır? Faydası Nedir?

Dudak Dolgusu Nedir? Neden Uygulanır? Dudak Dolgusu Sonrası

Ozon Tedavisi Nedir? Ozon Tedavisi Faydaları Nelerdir?

Lipomatik Nedir? Lipomatik ile Liposuction (Yağ Aldırma)

Trigliserid Nedir? Trigliserid Yüksekliği Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Jinekomasti Nedir? Jinekomasti Belirtileri Nelerdir?

Karın Germe Ameliyatı Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır?

Hollywood Yanağı (Bişektomi) Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır?

Tenisçi Dirseği Nedir? Belirtileri, Egzersizleri ve Tedavisi

Topuk Dİkeni Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

ESWT (Şok Dalga Tedavisi) Nedir? Nasıl, Kimler İçin Yapılır?

Kinezyo Bant Nedir? Ne İşe Yarar?

Kardiyak Rehabilitasyon Nedir? Nasıl Uygulanır? Yararı Nedir?

Pediatrik Rehabilitasyon Nedir? Pediatrik Tedavi ve Uygulamaları

Ortopedik Rehabilitasyon Nedir? Neden ve Nasıl Uygulanır?

Nörolojik Rehabilitasyon ve Uygulamaları

Demans Nedir? Demans Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Manuel Tedavi Nedir? Nasıl, Kimler İçin Yapılır?

PRP Saç Nedir? Nasıl Uygulanır? Faydaları Nelerdir?

Tetik Parmak Hastalığı Nedir? Nedeni, Belirtileri, Tedavisi

Rotator Cuff Kasları Nedir? Rotator Kuf Sendromu Nedir?

Kalp Hastalıkları ve Korunma Yolları Nelerdir?

Check Up Nedir? Ne Zaman, Nasıl Yapılır?

Anjiyo Nedir? Nasıl, Hangi Durumlarda Yapılmalıdır?

Kuru İğne Tedavisi Nedir? Nasıl Uygulanır? Kimler için Uygundur?

Lenfödem Nedir? Tedavisi, Belirtileri Nelerdir?

Safra Kesesi Nedir? Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir?

Kolesterol Nedir? Kolesterol Belirtileri, Kolesterol Tedavisi

COVID-19 Antijen Testi Nedir? Neden Yapılır?

Bademcik Nedir? Ne İşe Yarar? Bademcik Ameliyatı

Badem Göz Ameliyatı Nedir? Nasıl Yapılır?

Antikor Testi Nedir? Kimlere Yapılır? Antikor Testi ve COVID-19

Alerjik Rinit Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemi

Uyku Apnesi Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tanı Yöntemleri

Kadınlarda İdrar Kaçırma Nedir?

Reflü Nedir? Belirtileri ve Tanı Yöntemleri Nelerdir?

Kısırlık (İnfertilite) Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Tiroit Nedir? Tiroit Belirtileri, Tanısı, Tiroit Hastalıkları ve Tedavisi

Diz Protezi Nedir? Diz Protezi Çeşitleri ve Ameliyatı

Depresyon Nedir? Çeşitleri, Belirtileri, Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kalça Protezi Nedir? Kalça Protez Ameliyatı Nasıl Yapılır?

Boyun Fıtığı Nedir? Belirtileri, Nedenleri, Tanı ve Tedavisi Nelerdir?

Geniz Eti Nedir? Neden Büyür? Geniz Eti Ameliyatı

Hemoroid Nedir? Nedenleri, Belirtileri, Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Böbrek Taşı Nedir? Belirtileri, Nedenleri, Tanı ve Tedavisi

Boyun Düzleşmesi Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi

Kronik Hepatit B Nedir? Belirtileri ve Tedavisi | Prof. Dr. Çetin Karaca

Kronik Hepatit B Nedir? Belirtileri ve Tedavisi | Prof. Dr. Çetin Karaca

Kronik Hepatit B Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Hepatit B virüsü (HBV) en sık enfeksiyon oluşturan mikroorganizmalardan biridir. Dünyada 400 milyon kişide HBV enfeksiyonu olduğu ve yılda 750.000 den fazla kişinin HBV enfeksiyonuna bağlı komplikasyonlar nedeniyle kaybedildiği tahmin edilmektedir.

1 HBV Nasıl Bulaşır ve Yayılması Nasıl Önlenebilir? 2 HBV Enfeksiyonunun Seyri 2.1 Kronik Hepatit B 2.2 Kronik Hepatit B Hastalığının Belirtileri Nelerdir? 2.3 Hepatit B’li Anne Adayı Doğum Yapabilir Mi? 2.4 Hepatit B Taşıyan Anne Bebeğini Emzirebilir Mi? 2.5 Hepatit B Hastalığı Nasıl Bulaşır? 2.6 Bir Cevap Yazın Yorumu Sil

Kronik HBV enfeksiyonu kronik karaciğer yetersizliği ve siroz oluşturması yanında karaciğer kanseri (HCC- Hepatosellüler karsinom) gelişme riskini 100 kat artırmaktadır. Bu nedenle hastalığın erken teşhisi ve tedavisi önem arzeder.HBV, insanda AIDS (Acquired Immuno Deficiency Syndrome) hastalığını oluşturan HIV (Human Immuno Deficiency Virus) virüsünden 100 kez daha bulaşıcıdır. Hepatit B Dünyada yaygın olarak görülmekle birlikte HBV virüs taşıyıcılığının sıklığı bölgelere göre değişiklik gösterir,
Hepatit B virüsünün yüzey antijeninin (HBsAg) antijenik yapısına göre belirlenen 4 serotipi (adr,adw,ayr ve ayw) ve nükleotid yapısına göre belirlenen 8 genotipi (A-H) bulunur.

HBV Nasıl Bulaşır ve Yayılması Nasıl Önlenebilir?

HBV, bu virüsle enfekte olmuş olan kişilerin kanları ve vücut sıvıları aracılığıyla bulaşır. HBV insan vücudu dışında da kuru ortamlarda 7-10 gün kadar canlı kalabilmektedir. Bulaşım şekli bölgelere göre değişim gösterir. Örneğin Çin, Güneydoğu Asya , Orta Doğu ve Afrika ve Güney Amerika’ nın bazı kısımlarında bulaşma daha çok anneden bebeğe geçiş şeklinde olurken (Vertical transmission), Batı Avrupa, Kuzey Amerika, Avustralya ve Güney Amerikanın bazı kısımlarında parenteral yolla ( Bulaşmış iğne ve diğer tıbbi malzemelerle yapılan enjeksiyonlar ve diğer müdahaleler, kan transfüzyonu, korunmasız cinsel ilişki vb.) bulaşma daha sık görülür (Horizontal transmission).

HBV, bulaşıcılığı yüksek bir virüs olduğundan yayılımının önlenmesi için bazı özel önlemlerin alınması gerekir. HBV ne karşı geliştirilen aşı halen kullanımdadır ve belirli aralıklarla tekrarlanması durumunda ömür boyu koruma sağlamaktadır. Bebekler, çocuklar ve aşılanmamış gençlerin ve yukarıda belirtilen risk gurubundaki insanların aşılanması uygun bir yaklaşımdır. Günümüzde Hepatit B aşısı yeni doğanlara rutin olarak yapılmaktadır.

HBV ile karşılaşan aşılanmamış kişilere ilk iki hafta içinde hepatit B immun globulin enjeksiyonu yapılabilir (pasif immünizasyon). Bu uygulama 3-6 ay kadar sürebilen bir koruma sağlar. Hamile kadınların doğum öncesinde HBV yönünden gerekli testleri yaptırmaları gerekir.

Bulaşımın ve yayılımın önlenmesi için HBV ile enfekte olmuş kişilerin güvenli bir cinsel yaşam sürdürmeleri (prezervatif kullanmak gibi), kan, organ, sperm, yumurta gibi organ bağışı yapmamaları, günlük yaşamlarında da diş fırçası ve traş jileti gibi eşyalarını başkaları ile paylaşmamaları gerekir. Tabak, kaşık, çatal vb. eşyaların, iyi temizlenmek şartıyla, ayrı kullanılması gereksizdir. Pratik olarak 1/10 oranında sulandırılmış çamaşır suyu HBV ile bulaştığı düşünülen yüzey ve malzemelerin temizliği için kullanılabilir.

HBV Enfeksiyonunun Seyri

HBV herhangi bir yolla vücuda girdikten sonra karaciğere ulaşarak burada yerleşir ve karaciğer hücreleri içinde çoğalmaya başlar. HBV ne vücudun cevabı virüsün alınma yaşına göre değişiklik gösterir. Erişkinlerde hastalık bulguları genellikle virüsün alınmasından 2-6 ay sonra ortaya çıkar. HBV ile enfekte erişkinlerin %60 ında hastalık bir belirti oluşturmadan sessiz seyreder veya genellikle hafif bir gripal enfeksiyon veya yorgunluk, halsizlik dönemi şeklinde geçiştirilir. Hastaların diğer bir bömlümünde ise 1-2 hafta kadar süren, yatak istirahati gerektirebilen ve sarılıkla giden bir hastalık şeklinde kendisini gösterebilir.

Bu sırada bakılan karaciğer enzimleri (AST / ALT) yüksek bulunur. Hastalığın bulguları çocuklarda erişkinlere göre daha az belirgindir ve bebeklik döneminde hemen her zaman hiç bir zaman bir belirti görülmez. Hastaların çok küçük bir kısmında (%1) hastalık fulminant hepatit olarak adlandırılan ciddi bir tablo halinde ortaya çıkabilir ve bu hastaların %80 i kaybedilir. HBV ile enfekte olan erişkinlerin büyük bir kısmında (%90-95) bağışıklık sistemi sayesinde virüs vücuttan temizlenerek iyileşme sağlanır ve erişkinlerde kronikleşme oranı %5-10 civarındadır. Kronik B hepatiti saptanan hastaların büyük bir çoğunluğunda hastalık sessiz seyreder ve daha önceden sarılık geçirme öyküsü yoktur. Buna rağmen yenidoğan ve çocukluk çağında (

Kronik Hepatit B

HBV ile enfekte olan kişilerde HBV nün 6 ay içinde vücuttan temizlenememesi durumunda kronik HBV enfeksiyonundan bahsedilir. Çoğunlukla bu evrede hastalık sessizdir ve hastaların hemen hepsi farkında olmadan bu döneme geçiş gösterirler. Karaciğerdeki hasarlanma arttığında ve karaciğer fonksiyonları bozulmaya başladığında halsizlik, eklem ve kas ağrıları, bulantı, göz aklarında ve ciltte sararma, ayaklarda ve karında şişme gibi bulgular ortaya çıktığında bir hekime başvurmaları veya başka bir nedenle yapılan kan testi sonucunda HBV ile enfekte oldukları anlaşılır. Kronik HBV enfeksiyonu asemptomatik HBV taşıyıcılığı, karaciğer sirozu ile sonlanabilecek kronik aktif hepatit veya karaciğer kanseri gelişimi gibi farklı klinik tablolarla seyredebilir. Kronik karaciğer hastalığı olan hastaların %15-25 inde ölüm sebebi hepatit B virüsü ile ilişkili karaciğer hastalıklarıdır (Bkz.karaciğer sirozu).

HBV vücuda girip karaciğere yerleştiğinde kendisi direkt olarak karaciğerde bir hasar oluşturmaz. Vücudun virüse karşı oluşturduğu immun yanıt (bağışıklık sisteminin virüse karşı gösterdiği cevap) sonucunda karaciğer hücreleri zarar görür. Virüs karaciğer hücresi içinde çoğaldıkça daha fazla immun yanıt oluşur ve bu da daha fazla karaciğer hücresinin zarar görmesi demektir. Zamanla zarar gören hücrelerin yerinde bağ dokusu oluşmaya başlar (fibrozis) ve karaciğerde yaygın bağ dokusu oluşumunun sonucu karaciğer sirozudur. Karaciğerde virüsün aktif olarak çoğalması karaciğer hasarı için önemli bir risk faktörüdür. Kanda yüksek oranda virüs bulunan hastalarda karaciğer hasarı daha ciddi boyutlardadır.

Bazen HBV karaciğerdeki çoğalma döneminde bir takım genetik değişiklikler geçirerek daha farklı bir yapı kazanabilir (Viral mutasyon). Bu değişiklik kronik HBV enfeksiyonunun doğal seyri sırasında olabileceği gibi tedavi amacıyla bazı ilaçların kullanılması sonrasında da ortaya çıkabilir. Bu, karaciğerdeki hastalığın gidişini değiştirebileceği gibi tedaviye alınacak yanıtı da güçleştiren bir durumdur. Sık görülen mutasyonlardan biri HBeAg (Hepatitis B early antigen- Hepatit B e antijeni) mutasyonudur. Mutasyon olmayan hastalarda HBeAg yapımı virüsün aktif olarak çoğalması ile birliktedir. Vücutta HBeAg ye karşı antikor oluşması (HBeAb veya anti-HBe) (Hepatitis B e antibody) virüsün çoğalmasının durduğu ve vücudun HBV ne karşı bağışıklık kazanmaya başladığının bir göstergesi olarak kabul edilir ve bu olay ‘serokonversiyon’ olarak adlandırılır. Bu durumda kanda HBV-DNA düzeyi düşüktür. Mutasyon geçiren HBV enfeksiyonu varlığında ise kanda HBeAg saptanamadığı ve HBeAb bulunduğu halde aktif virüs çoğalması devam eder ve kandaki HBV-DNA düzeyi yüksektir. Bu durum güneydoğu Avrupa ve Asya da görülen kronik HBV enfeksiyonlarının %30 ila %80 inde görülmektedir ve genellikle çocukluk çağında alınan HBV enfeksiyonu ile birliktedir.

Pratikte sık olarak, HBeAg negatif kronik HBV lü kastalar yanlışlıkla serokonversiyon sağlamış (HBeAg ne karşı antikor oluşturmuş) sanılabilmektedir. Serokonversiyon saptanmış hastalar genellikle inaktif taşıyıcı olarak adlandırılırlar ve bu hastalarda karaciğerdeki iltihabın yavaşladığı veya durduğu kabul edilir. Aksine HBeAg negatif (ve HBeAb pozitif) mutant kronik HBV enfeksiyonu olan hastalarda düşük seviyede de olsa viral çoğalma devam etmekte ve karaciğerdeki kronik iltihap ilerlemektedir. Bu hastalar HBV nün karaciğerde oluşturabileceği her türlü hasarlanmaya aday olarak yaşamlarını sürdürürler.

Asya da yaşayan kronik HBV enfeksiyonlu hastaların 2/3 sinde HBeAb oluştuktan sonraki dönemde karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri gibi ciddi komplikasyonlar ortaya çıkmaktadır. HBeAg negatif ve HBeAb oluşmuş hastalarda kanda HBV-DNA seviyesinin ölçülmesi ile olayın aktif bir mutant virüs enfeksiyonu veya serokonversiyon oluşmuş inaktif hastalık olup olmadığı bir ölçüde anlaşılabilir.

Yüksek HBV-DNA seviyeleri genellikle mutant HBV enfeksiyonunun göstergesi olmakla birlikte bu kural her zaman geçerli olmayabilir. HBeAg negatif mutant HBV enfeksiyonlu hastalarda yıllarca hastalıkla ilgili herhangi bir belirti ortaya çıkmaz ve bu hastalarda karaciğer sirozu bulgularının ortaya çıkması için geçen süre ortalama 40 yıl civarındadır.

Siroz bulgularının ortaya çıkmasından sonra hastaların %25 i 10 yıl içinde son evre karaciğer hastalığı dönemine girmektedir.

Kronik Hepatit B Hastalığının Belirtileri Nelerdir?

Ani gelişen yani akut hepatit b de hastalar genellikle gribal bir enfeksiyon gibi başvuruyor bize. Hastaların yaygın vücut ağrısı, halsizlik, yorgunluk, eklem ağrısı vardır.

Sigara kullanan hastalarda sigaraya bir tiksinti vardır. Bu mikrop sarılık mikrobu olmasına rağmen hastaların çok az bir kısmında 3 de 1 i̇nde göz altlarında sarılık vardır.

Bu dönemi atlatan hastalarda daha sonra kronik döneme geçtiğinde yani ilk 6 aydan sonra vücudun bağışıklık sisteminin hala hepatit b yi vücuttan atamadığı dönemde hastaların hiçbir şikayeti yoktur.

Taki hastalar bize siroz karaciğer kanseri gibi ileri bir dönemde gelinceye kadar bu mikrobun varlığının farkında bile değildirler.

Hepatit B’li Anne Adayı Doğum Yapabilir Mi?

Hepatit b li annenin doğum yapmasında hiçbir sakınca yoktur. Maalesef hepatit b nin aşısı koruyucu aşısı olmasına rağmen toplumumuz bu bilinçte olmadığı için bu aşıyı yaptırmamakta.

O yüzden hamile anne doğum yapacak hiç endişe etmeyin. Koruyucu serum ve aşıyla gönül rahatlığı ile doğum yapıp çocuğunuza hiç bulaştırmayabilirsiniz.

Burada bir parantez açıp kronik hepatit b nedeniyle ilaç tedavisi alan anneler doğum yapabilir mi? evet bu annelerde doktor kontrolünde doğum yapmalarında gebe kalmalarında hiçbir sakınca yoktur.

Hepatit B Taşıyan Anne Bebeğini Emzirebilir Mi?

Günümüzdeki doğumların büyük bir çoğunluğu hastane ortamında yapılmaktadır ve doktor kontrolünde. Doktor kontrolünde olan gebeliklerin tümünde takipte hepatit b testi mutlaka yapılmakta.

Eğer hepatit b li bir anne doğum yapıyorsa doğumdan sonraki 48 – 72 saat içinde bu bebekler mutlaka serum ve aşı tedavisi altına alınıyorlar. Eğer çocuğunuza serum tedavisi ve aşı programına aldıysa emzirmenizde hiçbir şekilde sakınca yoktur.

Yine de doğup emzirme esnasında annelerin göğüslerinin ucunda çatlak yara apse gibi problemler olduğunda bu dönemde bu sütü çocuklara vermemeleri çocuğu korumak açısından daha sağlıklı olabilir.

Bu dönemde anne çok kıymetli olan anne sütünden çocuğunu mahrum bırakmadan çocuğunu gönül rahatlığıyla bu şartlar altında emzirmesinde hiçbir sakınca yoktur.

Hepatit B Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Hepatit B sarılık mikroplarından bir tanesidir. Bu bir virüstür ve karaciğer iltihabına neden olur. Klasik olarak 4 tane bulaşıcı yolu vardır. Birinci bulaşıcı yolu gebe anneden bebeğe bulaşır.

Annede hepatit B var ise doğum esnasında fark edilmezse çocuğa bulaşabilir. İkinci bulaşma yolu ise kan yoluyla bulaşma.

Kan yoluyla dediğimiz zaman cerrahi olarak daha önceden hepatit B li bir hastalıkta kullanılmış bir malzemenin iyi sterilize edilmeden daha sonraki hastada kullanılmasından tutun hepatit B li bir hastanın kanının bilinmeden diğer bir hastaya transizyon naklide kan ile bulaşma yoluna girebilir.

Üçüncü bulaşıcı yolu ise cinsel temasta bulaşır. Eğer çiftlerden birinde var ise cinsel temasla zaman içinde diğerine bulaşabilir. Dördüncü ve son bulaşma yolu ise ev içi temas.

Ev içi temas derken özellikle kan ile temas eden kan ile bulaşan cihazların ortak kullanımı bunlar neler tırnak makası, diş fırçası, tıraş bıçağı, epilasyon cihazı gibi cihazların ortak kullanımıyla da hepatit B bulaşabilir.

Share this…

"
Hepatit C Aşısı Fiyatları 2024 | Safirlab

Hepatit C Aşısı Fiyatları 2024 | Safirlab

Hepatit C

Hepatit testi hastalığı, bir virüs hastalığı olmakla birlikte aynı zamanda enfeksiyon evresine geldiğinde özellikle karaciğerde hasar oluşturan bir hastalıktır. Hastalığın ilerleme evreleri ise zaman içerisinde değişkenlik gösterebilir. İlk evrelerde daha yavaş şekilde ilerleyen bu hastalık, eğer erken dönemde teşhis edilmez ve tedavi edilmez ise ileriki evrelerde insan sağlığı üzerinde ciddi bir risk unsuru oluşturabilir. Birincil bulaş yolu kan yoludur. Bulaş sonrasında ise insanlarda akut ya da kronik olarak gelişme gösterir.

Dünya genelinde yaygın bir hastalık olmakla birlikte sonuçları itibari ile de ciddiye alınması gereken bir hastalıktır. hastalıklarda da olduğu gibi hepatit testi hastalığına yönelik uzman hekimler araştırmalar yapar, tanı ve tedavi yöntemleri uygularlar.

Safir Lab merkezimizde hepatit testi hastalığına dair tüm incelemeler ve testler yapılırken aynı zamanda merkezimizde hepatit c aşısı da yapılabilir. Bununla birlikte hastalığın tedavi sürecini tanı aşaması yönlendirir. Hastalığın akut ya da kronik olması aynı şekilde tedavi sürecini de şekillendiren en önemli etkendir.

Hepatit C Virüsü Nedir?

Hepatit C, insan vücudunda sessiz ve sinsi bir şekilde ilerleyerek vücut sağlığını içeriden çökerten bir hastalıktır. Girdiği bünyeye göre değişkenlik gösterse de genellikle vücutta yayılırken hiçbir belirti vermez. Ortalama olarak kuluçka süresi olarak bilinen süre 2 hafta ya da 6 ay aralığındadır. Bu süre zarfında hastalık vücutta çoğalır, yayılır ve iç organlar üzerinde olumsuz etkiler oluşturmaya başlar. İleri evrelerde ise akut ya da kronik hepatit c olarak ortaya çıkan bir hastalıktır.

Son derece sinsi ve bir o kadar da tehlikeli bir hastalık olan hepatit C hastalığı, tedavi edilmediği takdirde karaciğer kanseri ve siroz gibi ölümcül hastalıklara kapı aralar. Bu nedenle de erken teşhis ve tedavi süreci bu hastalıkta da birçok hastalıkta olduğu gibi hayati derecede önem taşır. Aynı zamanda günümüzde bu hastalığın nasıl yayıldığı, nasıl tedavi edildiği ve hangi tedavi yöntemlerinin uygulandığı gibi konular özellikle bu hastalık ile karşı karşıya kalan hastaların en çok merak ettiği konulardır.

Hepatit C Hastalığı Nasıl İlerler?

Doğrudan karaciğere etki eden ve karaciğerin sağlığını bozan hepatit testi hastalığı, tedavi edilmediğinde doğrudan ilk olarak karaciğer yetmezliğine neden olan bir hastalıktır. Dolayısıyla da hastalığın ilerlemesini durdurmak ve karaciğerde kalıcı hasarların oluşmasını önlemek adına erken teşhis son derece önemlidir. Teşhis sonrasında uzman hekimin oluşturduğu tedavi programına ve ilaç kullanımı tavsiyesine eksiksiz uymak ise hastalığın daha kolay ve hızlı tedavi edilmesini sağlar.

İlk olarak geçmek bilmeyen yorgunluk, mide bulantısı, karın ağrısı ve yüksek ateş gibi bulgular ile kendisini gösterir. İlerleyen evrelerde ise siroz hastalığına ortam hazırlar ve hastalık daha da ilerlediğinde sonuçlar karaciğer yetmezliğine kadar varabilir.

Vücutta görülen hepatit testi hastalığı akut şeklinde görülmüş ise eğer doğru zamanda teşhis ve tedavi yapılmaz ise kronik hepatit testi enfeksiyonuna dönüşür ve daha ciddi bir hal alır. Öyle ki, kronik bir enfeksiyon olan hepatit testi, hastayla ömür boyu yaşayacak bir hastalık haline gelebilir.

Hastalığın son evreleri karaciğer kanseri ve siroz hastalığına kapı aralar ve hatta bu hastalık ölümle dahi sonuçlanabilir.

Hepatit C Nasıl Bulaşır?

Türkiye’de olduğu gibi dünya genelinde de yaygın olan hepatit testi hastalığının görülme oranı %1 oranındadır. Kan yolu ile kolaylıkla bulaş ortamı bulabilen bu hastalığa karşılık özellikle sağlık çalışanları son derece savunmasızdır. Bu nedenle de hastalığa yakalanmamak adına bilinçli ve dikkatli olmak gereklidir. Hastalığın bulaşma şekilleri şöyledir,

Kan verilmesi sırasında kanda hepatit testi enfeksiyonunun bulunması, Hepatit testi virüsü taşıyan kişilerin kullandığı tıraş makinesi ve diş fırçası gibi özel eşyaların kullanılması, Sterilizasyonu yapılmamış araç ve gereçler ile diş tedavisi yapılması, Hemodiyaliz makinelerinde gerekli hijyen tedbirlerinin alınmaması, Hijyenik olmayan ortamda dövme ve piercing yaptırmak, Vücudunda hepatit testi virüsü olan kişilerin başka kişilere organ naklinde bulunması, Enjeksiyon ve kan alma gibi işlemler sonrasında kullanılan iğnenin birden fazla kişide kullanılması gibi durumlarda hepatit testi virüsü son derece kolay şekilde bulaş ortamı bulabilir. Akut Hepatit C

Tıp dilinde HCV olarak da adlandırılan hepatit testi virüsü, ciddi bir hastalık olmakla birlikte karaciğerin iflas etmesine neden olabilen bir hastalıktır. Virüs vücuda girdikten 2 hafta sonra hızla ilerlemeye başlar ve bu ilerleme ortalama 26 hafta kadar sürer. Bu süre zarfında karaciğer üzerinde değişmeler ve tahribatlar oluşmaya başlar ve karaciğer hasarlı hale gelir. Böylece görevlerini yerine getiremez.

Hepatit testi virüsüne sahip bir kişi ile temasta bulunan bir kişi, virüsü kaptığından şüphe eder ise kuluçka süresi teması takiben ortalama 9 hafta ile 6 ay arasındadır. Vücudun direnci gibi vücut özelliklerine bağlı olarak hastalık akut ya da kronik olarak şekillenir. Eğer vücutta hepatit testi virüsü var ise ve teşhis ve tedavi süreci gecikmiş ise akut hepatit testi ileri düzeyde kronik hepatit testi hastalığına dönüşecektir. Bu nedenle de hastalığın erken teşhisi ve doğru tedavi planı son derece önemlidir.

Kronik Hepatit Testi

Akut yani vücutta bulunan hepatit testi virüsünün ilk hali, eğer tedavi edilmez ise hastalık ilerleyerek ileri bir evreye yani kronik haline gelecektir. Hepatit testi virüsü, vücuda girdikten sonra doğrudan karaciğerler üzerinde etki etmeye başlar ve en az 6 ay boyunca karaciğerlere zarar vererek karaciğerlerin iltihaplanmasına neden olur. Bu safhada hastalık kronik hepatit testi olarak şekillenir.

Kronik hepatit testi , akut hepatit testi hastalığına göre görülme oranı daha az olan bir hastalıktır. Ancak buna karşılık kronik hepatit testi, daha uzun süreli bir hastalıktır. Öyle ki, yaşam boyu sürebilen kronik hepatit testi hastalığı, belirtilerini hemen göstermemekle birlikte sinsi şekilde karaciğere zarar vererek karaciğerin tahrip olmasına neden olabilir. Diğer yandan bazı vücutlarda vücutta sinsi şekilde bulunsa da karaciğere ciddi zararlar da vermeyebilir.

Karaciğerlerde meydana gelen iltihap ne kadar yüksekse karaciğerin hasar oranı da o kadar yüksektir. Bu iltihaplanma ilerledikçe de karaciğer yetmezliği ve siroz hastalığına neden olur. Araştırmalara göre hepatit c hastası olan kişilerin %75’i hastalığı kronik olarak geçer.

Hepatit C Belirtileri Nelerdir?

Hepatit testi hastalığı, bir karaciğer hastalığıdır. Karaciğer üzerinde iltihaplanmaya neden olan bu hastalığın belirtileri de hastalığın akut ya da kronik olmasına göre değişiklik gösterir. Dolayısıyla da belirtiler doğrultusunda konuşabilmek için öncelikle hastalığın akut mu yoksa kronik mi olduğunu saptamak gerekir.

Akut hepatit testi hastalığının en net belirtilerinin başında mide bulantısı, koyu sarı renkte idrar, karın ağrısı ve kısmen sarılık şikâyetleridir. Bu belirtilere ek olarak geçmeyen yorgunluk, yüksek ateş, iştahsızlık durumu ve kas ağrısı gibi şikâyetler de belirtiler arasında yer alır.

Akut hepatit testi hastalığı, genellikle vücutta 6 aydan daha kısa bir süre kalır. 6 ay sonrasında ise iyileşme mümkündür. Ancak tedavi edilmediği durumlarda hastalık 6 ay içerisinde geçmez ise kronik hale dönüşür. Bu gibi durumlarda belirtiler de daha yoğun şekilde görülür. Hastalığın son aşaması ise karaciğer yetmezliğidir. Bu evrede hastalığa hızlı müdahale edilmez ise ölümcül sonuçlara neden olabilmektedir.

Hepatit C Öldürür Mü?

Doğrudan karaciğer üzerinde etkili olan ve karaciğerin önce iltihaplanarak daha sonrasında tahrip olmasına neden olan hepatit testi virüsü, ciddi bir hastalıktır. Bu virüsü taşıyan 100 hastanın 85’inde kronikleşerek uzun süre varlığını devam ettirir. Bu hastaların en az 60’ı ise kronik karaciğer yetmezliği hastalığı ile karşı karşıya kalır.

Vücuttaki hepatit c virüsünün gelişmesine ve ilerlemesine bağlı olarak görülebilecek sonuçlardan birisi de siroz ve karaciğer yetmezliği oluşumudur. Hatta bu hastaların birçoğu siroz ve karaciğer kanseri neden ile yaşamını yitirebilir.

Karaciğer kanseri, karaciğer yetmezliği ve siroz gibi hastalık evresine gelmeden ve ölümlere sebebiyet vermemek için hepatit testi hastalığının zamanında tedavi edilmesi hayati önem taşır. Günümüzde özellikle teknolojik gelişmeler ile birlikte artık tıpta hepatit testi hastalığının tedavisi mümkündür. Safir Lab sağlık merkezimizde alanında uzman ve tecrübeli olan uzmanlarımız ile sizlere hepatit c hastalığına yönelik geniş bir test ve tedavi süreci hizmetleri sunuyoruz.

Hepatit C Taşıyıcısı Nedir?

Vücudunda hepatit testi virüsünün olduğunu bilen hastalar, öncelikle başka sağlıklı insanlara bu virüsü bulaştırmamak adına son derece dikkatli olmalıdır. Hepatit testi taşıyıcısı, kanında bu virüs olan kişilerdir. Dolayısıyla da bu kişilerin taşıyıcı oldukları bilincinde olması ve bu bilinç ile dikkatli davranmalıdırlar.

Hepatit testi taşıyıcısı olan kişilerin öncelikle düzenli olarak doktor takiplerine gitmeleri gerekmekle birlikte aynı zamanda bu kişiler yılda en az iki kez karaciğer fonksiyon testlerini yenilemelidirler. Böylece karaciğer fonksiyonları sürekli kontrol altında olacaktır. Bu testleri merkezimizde güvenli şekilde yaptırarak hastalığınızın seyrini de güvenilir şekilde takip edebilirsiniz.

Hepatit testi taşıyıcısı olan kişiler, herhangi bir nedenden dolayı ilaç kullanacakları zaman öncelikle kontrollerini yapan uzman hekimlerinin onay olmadan ilaç kullanmamalıdırlar. Özellikle sigara ve alkol gibi zararlı alışkanlıklar bu süreçte bu kişiler için daha büyük risk oluşturmakla birlikte hastalığın ilerleyişini hızlandıracaktır.

HCV RNA PCR Hepatit Testi

Hepatit testi yani HCV virüsü, karaciğerlerde iltihaplanmaya neden olan bir hastalıktır. Bu hastalığın vücutta olup olmadığını saptayabilmek için ise yapılan testin adı HCV RNA PCR testidir. Bu test merkezimizin üst düzey teknolojik ekipmanları olan laboratuarlarımızda güvenilir şekilde yapılır. Eğer yapılan test sonucunda HCV virüsüne rastlanır ise tüm bu değerlendirmeler ve sayısal veriler raporlanarak sizlere sunulur.

Hepatit testi hastalığı, genellikle bazı belirtiler ile kendisini gösterse de hastalığın evresi ve ilerleyişi hakkında bilgi sahibi olabilmek için bazı testler yapılmalıdır. Bu testlerden birisi de HCV RNA PCR testidir. Bu testler, hastalığın kontrol altına alınması ve tedavi sürecinin hızlanması için büyük önem teşkil eder.

Hepatit C Aşısı Fiyatları 2024

Son evrede siroz ve karaciğer kanseri gibi ölümcül hastalıklara neden olabilen hepatit c hastalığı, tedavi edilmesi mümkün hastalıktır. Manikür, pedikür, tıraş ve korunmasız cinsel ilişki gibi durumlar hepatit testi hastalığının bulaşmasında en büyük etkenlerdir. Günümüzde gelişen tıp teknolojisi sayesinde bilim adamları hepatit c hastalığının tedavisinde koruyucu yöntem olarak kullanılmak üzere aşı geliştirmiştir. Merkezimizde de sizlere hepatit c aşısı uygulanabilmektedir.

Ancak aşı fiyatları, bizim merkezimizde ve diğer sağlık merkezlerinde farklılık arz eder. Aşı fiyatlarının farklılık arz etmesinde birçok değişken etkilidir. Safir Lab merkezimizde Sağlık Bakanlığı tarafından onaylanmış güvenilir hepatit C aşısı uygulanır. Hepatit c aşısı fiyatları 2024 hakkında bilgi almak için bizlere hemen ulaşabilirsiniz.

"
Hepatit B ve Hepatit C - Jineped

Hepatit B ve Hepatit C - Jineped

Hepatit B ve Hepatit C

Hepatit hastalığı bazı virüslerin karaciğere yerleşerek bu dokusu tahrip etmesi ile gelişen durumdur. Hem hepatit-B hem de hepatit-C, kan ve tüm vücut sıvıları (tükürük, ter, idrar, semen, vajinal salgı gibi) ile bulaşmaktadır. Hepatit-B taşıyıcılığı toplumda yaklaşık %5-10 oranında görülmektedir, bu hastalar hastalıktan etkilenmemelerine rağmen etraflarına hastalığı yaymaktadırlar. Hepatit-B taşıyıcısı olan hastalarda kanda HBsAg testi pozitiftir.

Hepatit B ve Hepatit C Bulaşma

Her iki hepatit virüsü de sıklıkla şu şekilde bulaşmaktadır:

Enfekte kan ve kan ürünlerinin veya enjektörlerin kullanımı Prezervatif (Kondom, kılıf) kullanımı olmaksızın cinsel temas Taşıyıcı anneden doğum yoluyla bebeğe geçişi Kuaförlerde iyi sterilize edilmemiş manikür - pedikür setleri , tıraş bıçakları Derideki bir çatlak veya açık yara ile temas eden enfekte vücut sıvısı İyi sterilize edilmemiş aletlerle kulak delme, dövme (tatoo), piercing, diş çektirme, sünnet yapılması Makas ve diş fırçalarının ortak kullanılması Hepatit B ve Hepatit C Klinik ve Tanı yöntemi

Hepatit-B virüsü ile temas eden her kişide hastalık belirtileri oluşmayabilir. Hastaların bir kısmında bağışıklık sistemince geliştirilen antikorlar virüsleri yok eder ve hastalık iyileşmiş olur. Bu hastalar artık hayat boyu bu virüslere karşı bağışıklık kazanmışlardır. Virüsle temas eden yaklaşık her on kişiden birinde bağışıklık sistemi virüsü yenemez ve virüs bir biçimde çoğalarak"kronik hastalık" oluşur. Hepatit-B hastalarında zaman içinde karaciğer yetmezliği, siroz ve karaciğer kanseri gibi durumların gelişme riski vardır. Hepatit-C virüsü daha seyrek görülür, ama daha sık kronik hastalığa neden olur. Karaciğer kanserlerinin altında yatan en sık nedenler hepatit virüsleridir.

Hepatit-B hastalığın veya taşıyıcılık durumunun etkili bir tedavisi yoktur. Hastalıktan korunmanın en etkili yolu AŞILANMAKTIR. Hepatit-C virüsü için henüz bir aşı geliştirilememiştir.

"
Hepatit C Testi Fiyatları 2024 | İstanbul Laboratuvarları

Hepatit C Testi Fiyatları 2024 | İstanbul Laboratuvarları

Hepatit C

Hepatit C isimli bir RNA virüsü karaciğerde enfeksiyon ve buna bağlı iltihaplanmaya yol açar. Hepatit C virüsünün yol açtığı bu hastalığa Hepatit C hastalığı denir. Bu hastalık bulaşıcı bir enfeksiyon hastalığıdır ve tedavi edilmediği zaman yıllar içinde karaciğere zarar vererek siroz ve karaciğer kanserine neden olmaktadır.

Hepatit C hastalığı ilk başlarda ( akut dönemde ) ya belirtisizdir yada birçok hastalıkta görülebilecek yorgunluk, halsizlik, hazımsızlık gibi önemsiz belirtiler gösterir. Bu nedenle hastalığa başlangıç döneminde tanı koymak çok zordur.

Hepatit C hastalığı nasıl ilerler ?

Hepatit C virüsü vücuda girdiği andan itibaren akut dönem olarak adlandırılır, bu dönem 6 ay kadar sürer ve çoğunlukla belirti göstermez. Hastaların %75-85 akut hepatit c enfeksiyonu kronik hale dönüşür. Kronik Hepatit C hayat boyu devam edebilen, ilerleyen yıllarda siroz, karaciğer kanseri hatta sinsice ilerleyerek ölüme yol açabilen bir hastalıktır.

Akut Hepatit C

Hepatit C hastalığının 6 ay veya daha kısa sürmesi durumunda Akut Hepatit C olarak adlandırılır. Akut Hepatit C zamanında müdahale edilmezse kroniğe çevirebilir.

Akut Hepatit C hastalarının yaklaşık %15-25 ‘inde tedavi olmadan enfeksiyonu atlatabilmektedir. Bu insanlar kronik hepatit C ‘ye yakalanmadan hatta hasta olduklarını bile bilmeden bu virüse yakalanıp kurtulabilirler.

Kronik hepatit C

Hepatit C hastalığının 6 aydan daha fazla sürmesi durumunda Akut Hepatit C olarak adlandırılır. Kronik hepatit yıllar boyu sürebilir, çünkü vücudun bu virüsten kurtulması çok zordur.

Hepatit C hastası kişilerin yaklaşık % 20 ‘si tiroid, bağırsak, gözler, eklemler, kan, dalak, böbrekler ve cilt ile ilgili problemler yaşar. Hepatit C virüsü kapmış olan hastaların yaklaşık % 85 ‘inin virüsten kurtulamadığı ve bunun sonucunda kronik hepatit C olarak adlandırılan uzun vadeli bir karaciğer enfeksiyonuna yakalandığı tespit edilmiştir.

Kronik Hepatit C hastalığı siroza neden olabilir. Siroz, değişik etkenlerin neden olduğu karaciğer hasarının son evresidir. Kronik hepatit C hastalarının yaklaşık %20 ‘sinde zamanla karaciğer hasar görüp 15-20 yıl içinde karaciğer sirozu meydana gelebilmektedir.

İlginizi Çekebilir Kasık Biti ( Yengeç )

Siroz hastalığında karaciğer o kadar tahrip olur ki artık kendini yenileyemez duruma gelir. Bu durum karında sıvı birikmesi ve özofagustaki damardan kanamalar da dahil olmak üzere çeşitli sağlık sorunlarına yol açabilir.

Karaciğer toksinleri filtreleyemeyeceğinde, toksinler, zehirli atıklar kan dolaşımında birikip beyindeki fonksiyonlara zarar verebilir. Karaciğer sirozu olan kişilerde karaciğer kanserine yakalanma riski artar. Alkol tüketen insanlarda sirozla daha sık karşılaşılır.

Hepatit C Belirtileri Nelerdir?

Hepatit C hastalığı karaciğere zarar verene kadar belirti göstermez. Sessiz ilerleyen sinsi bir hastalıktır hastaların çoğunda hiç bir bir belirti yaşamaz.

Hepatit C hastalarının en sık karşılaştıkları belirtiler şunlardır,

Aşırı halsizlik İştahsızlık Sarılık. Ciltte ve göz akında sararma Ciltte kaşıntı Karın bölgesinde sıvı birikimi ile karında şişlik Bacaklarda şişme Ciltte kolay kanama İstemsiz kilo kaybı Cildin kolay morarması Karaciğerin işlev bozukluğu İshal Koyu renk idrar Açık renkli dışkı Karaciğer bölgesindeki ağrı ve hassasiyet Düşük dereceli ateş Örümcek anjiomları, deride gelişen örümcek benzeri kan damarları Eklem ağrıları Mide bulantısı, kusma Karın ağrısı Hepatit C Nasıl Bulaşır?

Hepatit C virüsünü taşıyan kişiden yani kan nakli yoluyla
Hepatit C hastası ile korunmasız cinsel ilişki ile
Hepatit C hastası olan kişiyle tıraş bıçağı vb kişisel bakım aletlerinin ortak kullanımı
Hepatit C virüsü ile kirlenmiş iğnenin batması
Ortak şırınga kullanımı
Hepatit C virüsü hamile olan anneden bebeğe geçebilir
Hepatit C anne sütü ile bulaşmaz. Ancak anne memesi emzirmekten dolayı çatlamış ve kanamışsa kan yoluyla bebeğe geçebilir.
Organ nakli de Hepatit C virüsünün bulaşmasına neden olabilmektedir.
Dövme yaptırma, piercing kullanma, akupunktur iğne tedavisi de Hepatit C hastalığının bulaşmasına yol açabilir.
Hepatit C öksürme, hapşırma gibi yollarla geçmez.

Hepatit C öldürür mü?

Hepatit C hastalığının kronikleşmesi durumunda önce kronik hepatit, daha sonra yıllar içerisinde karaciğer sirozu ve karaciğer kanseri gelişme riski mevcut olup Hepatit C ‘nin ölümcül bir hastalık olduğu bilinmelidir.

İlginizi Çekebilir Trikomonas - Trichomonas Vaginalis Hepatit C taşıyıcısı nedir?

Hepatit C virüsünü vücudunda bulunduran ancak hiç bir belirti vermediği için tedavi olmayan ve virüsü başkalarına bulaştırma ihtimali olan kişilere denir. Bu hastalığın taşıyıcısı olan kişiler düzenli doktor takibinde kalmalı, yılda 2 kere karaciğer fonksiyon testleri yaptırmalıdır.

HCV RNA PCR Hepatit C Testi

HCV pozitif tarama sonuçlarının doğrulanmasında kullanılan testtir. Anti-HCV tarama testi pozitif ise yapılmalıdır. Kronik hastalığın takibinde de kullanılır.

Anti-HCV pozitifliği tespit edildiğinde ileri testler yapılmaktadır. Pozitifliğin doğrulanması için WB temelli LIA (Line-immunoblot testler) ve HCV RNA PCR ile taranmalıdır. LIA ile pozitiflik durumunda HCV RNA PCR ile test edilmelidir. HCV RNA PCR pozitif olarak saptanırsa hastanın akut HCV ile enfekte olduğunu, HCV RNA PCR negatif ise hastanın etkenle maruziyeti olduğu ancak kronik olarak enfekte olduğunu göstermektedir

Hepatit C hastalığı basit bir kan testi ile tespit edilebilir. Bu testte kandaki anti-HCV antikorları sayısı belirtilenir. Bu teste ikinci nesil enzim immunoassay denir (EIA-2). Tanıyı doğrulamak için PCR metoduyla bir test daha yapılır. PCR metoduyla yapılan testinin diğer adı HCV RNA PCR testidir. HCV RNA testinin pozitif çıkması Hepatit C hastası olduğunuz, negatif çıkması ise Hepatit C hastası olmadığınıza işaret eder.

Hepatit C Aşısı

Hepatit C hastalığından korunmak için bir aşı mevcut değildir. Ancak bilim adamları Hepatit C aşısı yapmakla ilgili çalışmalarına devam etmektedir. Hepatit C hastalarına doktorlar genellikle Hepatit A ve Hepatit B aşılarını yaptırmayı tavsiye etmektedir.

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Şankroid – Chancre ( Çıban ) Şankr Klamidya – Chlamydia Bel Soğukluğu – Gonore Hepatit B Hepatit C Uçuk – Herpes Testi Kasık Biti ( Yengeç ) Frengi – Sifilis Trikomonas – Trichomonas Vaginalis Cinsel Sağlık Testi SMA Taşıyıcı Testi "
Bulaşıcı ve Öldürücü Sarılığın Etkeni Olan Virüsler - Lokman Hekim Hastaneleri

Bulaşıcı ve Öldürücü Sarılığın Etkeni Olan Virüsler - Lokman Hekim Hastaneleri

Bulaşıcı ve Öldürücü Sarılığın Etkeni Olan Virüsler

Bulaşıcı ve Öldürücü Sarılığın Etkeni Olan Virüsler

Bilim ve teknolojideki onca gelişmeye karşın, hepatit-B (HBV), hepatit-C (HCV) ve HIV virüsleri Türkiye’de ve dünyada büyük boyutlu toplumsal sorunlar olarak önemlerini günümüzde de korumaktadırlar. Bunun nedeni, genel olarak, tüm dünyada kronik karaciğer hastalığının ve bununla ilintili olarak karaciğer sirozu ve karaciğer kanserinin en önemli etkeninin viral hepatitler olduğu, bunlar içinde de en önemlilerinin hepatit B ve hepatit C virüslerinin olduğunun saptanmış olmasıdır.

Hepatit B, Hepatit C ve HIV virüslerinin Yaygınlığı

Bugün dünya nüfusunun yarısının HBV ile karşılaşmış olduğu tahmin edilmektedir. Dünyada 350 milyon, Türkiye’de ise 2018 verilerine göre yaklaşık 3 milyon kişinin hepatit B, 750 bin kişinin de Hepatit C virüsü taşıyıcısı olduğu tahmin edilmektedir. Hepatit B taşıyıcılarının % 40'ı ileri dönemlerde siroz ve karaciğer kanserine yakalanır. Dünyada yılda iki milyon insan Hepatit B virüsünden ölmektedir. Türkiye’de ise karaciğer sirozu olan hastaların % 50'sinden, karaciğer kanser hastalarının %40'ından Hepatit B virüsünün sorumlu olduğu belirtilmiştir. Hepatit B’nin dünyada yaygınlığı hepatit C’nin iki katı, HIV’in yedi katı olarak kaydedilmiştir.

HCV virüsünün akut hepatit enfeksiyonlarının % 20’sinin, kronik hepatitlerin ise % 60’nın nedeni olduğu bildirilmiştir. HCV ile karşılaşanların yaklaşık % 40 kadarı tamamen iyileşir, %60'ında ise kronik enfeksiyon gelişir ve bunlarda klinik belirtiler ortaya çıkabildiği gibi hiç belirti olmaksızın da kronikleşme olabilir.

Kronikleşen HCV enfeksiyonlarının yaklaşık % 20’sinde karaciğer sirozu gelişir ve sirozluların %20'i kadarında da karaciğer kanseri gelişir. Karaciğer sirozu ve hepatoselüler kanserin temel nedenlerinden biri HCV enfeksiyonu olduğundan, hepatit C tüm dünyada toplum sağlığı sorunudur. Dünya Sağlık Örgütüne göre (DSÖ), dünyada 70 milyonun üzerinde hepatit C vakası bulunuyor ve her yıl bu virüs nedeniyle 400 bin kişi hayatını kaybediyor. Gelecek birkaç yıl içinde HCV’nin neden olduğu karaciğer yetmezliği ve karaciğer kanserinin yol açtığı ölüm oranlarının AIDS sonucu ölümlerden daha yüksek olacağı da ileri sürülmüştür.

Türkiye’de ilk HIV/A IDS olgusu 1985 yılında görüldü . Ülkemizde son yıllarda adeta HIV/AIDS patlaması yaşandığı, resmi rakamlara göre 2018 yılı toplam hasta sayısının 16 bin 644, bu hastaların 13 bin 127’sinin erkek olduğu ve bu rakamın 2022 yılında 39 bini aşacağı çeşitli alışmalarda ileri sürülmüştür.

Hepatit B, Hepatit C ve HIV virüslerinin bulaşma yolları

Hepatiti-B, Hepatit-C ve HIV virüslerinin bulaşma yolları bir toplumun sosyo-ekonomik-kültürel yönden gelişmişliği ile yakından ilişkilidir. Örneğin, Avrupa Hastalık Kontrol ve Önleme Merkezi (European Centre for Disease Prevention and Control, ECDC) hepatit B’nin son on yılda Avrupa ülkelerinde azaldığını, ancak geri kalmış ülkelerden göçmen olarak gelenler arasında yoğun olarak görülmeye devam ettiğini rapor etmiştir.

Hepatiti-B, Hepatit-C ve HIV virüsleri -bazı ayrıntılar olmakla birlikte- aynı yollarla bulaşırlar, taşıyıcı bir kimsenin kan, tükürük, burun akıntısı (sümük), sperm (meni), idrar, ter, yara akıntısı(cerahat: iltihap, irin) veya gaita (dışkı)sının sağlıklı bir kimsenin kanına karışmasıyla ya da taşıyıcı kimsenin sağlıklı insanla cinsel ilişkiye girmesi ile bulaşır. Sosyo-ekonomik bakımdan geri kalmış ülkelerde bu üç virüsün de sağlıklı insanlara bulaşmasının başlıca horizontal yolla olduğu ileri sürülmektedir. Horizontal bulaşmanın önemli araçları berberler, kuaförler, dişçiler, sünnetçiler, iğneciler, kalabalık ailelerdeki taşıyıcılar ile olayın ciddiyetini kavrayamamış hemşire, ebe, sağlık memuru, sterilizasyon görevlisi gibi sağlık görevlileridir.

Hepatiti-B, Hepatit-C ve HIV virüslerinin bulaş yolları genelde aynı olmakla birlikte, bazı farklılıklar da vardır. Örneğin, HBV ce HCV gebelik sürecinde plasentadan geçemediği için anneden bebeğe bulaşmaz, ancak doğum sırasında geçebilir, doğum sırasında bebeğin derisinde sıyrıklar oluşur, annenin kanı, dolayısıyla HBV ve HCV bu sıyrıklardan bebeğin kanına bulaşır, bu risk yaklaşık % 4 tür. Bununla birlikte, Hepatit C virüsünün hamilelik sürecinde plasentadan geçerek bebeğe bulaşabildiği de rapor edilmiştir. Bu iddiaya göre, Hepatit C virüsü miktarını gösteren HCV RNA PCR testi bu konuda bir fikir verir.

HCV RNA PCR testi kanda bulunan virüs miktarını gösteren bir testtir ve değeri (kopya sayısı) 1 mL kanda 1 milyon olmuş ise virüs %18 -20 olasılıkla bebeğe de bulaşır. Eğer HCV RNA PCR değeri düşükse bulaşma ihtimalide düşer. Cinsel yol ile HCV'nin bulaşma riskinin düşük olduğu belirtilmektedir. Ancak, çok sayıda eşle cinsel ilişki(poligami), cinsel yolla bulaşan başka bir hastalığın olması veya HIV taşıyıcılığının olması durumunda artmaktadır.

HIV taşıyıcısı olanlarda HBV ve HCV’nin bulaş riski daha yüksektir. HIV virüsü gebelik sürecinde anneden fetüse plasenta yoluyla geçebileceği gibi doğum sırasında da anne kanının bebeğin derisinde oluşan sıyrıklardan bebeğin kanına karışmasıyla da bulaşabilir. HIV ile enfekte anneden fetüsa virüsün geçiş oranı %15-30 arasında bildirilmiştir.

HIV(Human immunodeficiency virüs)'ın neden olduğu hastalığa AIDS denir. AIDS sözcüğü “ Acquired immunodeficiency syndrome” cümlesindeki her kelimenin başındaki harflerin birleştirilmesi ile oluşturulmuş bulaşıcı ve öldürücü bir virüs hastalığının kısaltılmış adıdır. “Acquired immunodeficiency syndrome” cümlesi Türkçeye “Edinilmiş Bağışıklık Yetmezliği Sendrom” olarak çevrilmiştir. HIV virüsü, vücuda girdikten hemen sonra AIDS hastalığı görülmez, AIDS hastalığı belirtileri kişinin yaşam koşullarına ve vücut direncine göre, 5-15 yıl, hatta bazen daha uzun bir süre sonra ortaya çıkar. Ancak, bu zamana kadar kişi, virüsü başkalarına bulaştırabilir. Bu zaman süresince HIV Pozitif bir kişi hasta olmayabilir ve AIDS'e dönüşmeden yıllarca sağlıklı olarak yaşayabilir. Ancak, bu süreçte hastalıklara karşı vücudumuzun savunmasını yapan bağışıklık sistemimizi çökertir. Böylece, başka hastalıklara yakalanmamız çok kolaylaşır ve en basit bir soğuk algınlığına bile vücudumuz direnç gösteremez.

Hepatit B, Hepatit C ve AIDS Tanısında Laboratuvar Testleri

HBsAg bulaştıktan 1-1.5 ay sonra kanda saptanabilir. Bu nedenle, kuşkulu bir durumdan (transfüzyon, cinsel ilişki, vb) hemen test yaptırmanın bir anlamı yoktur, en az 1 ay sonra HbsAg testi yaptırmalıdır. HCV bulaşından sonra en az 1.5 ay sonra Anti-HCV testi yaptırmalı, negatif çıkması halinde 3 ay sonra tekrarlanmalıdır. Çünkü, yukarıda sözü edilen yollardan herhangi biri ile insan vücuduna giren ve kana karışan HBV veya HCV virüsü kan dolaşımıyla karaciğere yerleşir. Karaciğer hücrelerinde Hepatit-B ( 1 Ay- 6 Ay, Hepatit-C 15 Gün-5 Ay kuluçka dönemi geçirdikten sonra hastalık belirtileri görülmeye başlar. Kanda HbsAg ve Anti-HCV 6 ayda negatifleşmezse 'kronik hepatit' ortaya çıkar. Aynı durum HIV virüsü için de geçerlidir, bulaş sonrası vücudun virüse karşı Anti-HIV antikorlarını sentezlemesi için yani Anti-HIV testinin pozitif olması 1-3 ay süre gereklidir. Bununla birlikte, kuşkulu kan/kan ürünleri transfüzyonu veya kuşkulu cinsel ilişki gibi bir durumda en erken test, bulaştan 10-21. gün sonra serumda görülen HIV proteini olan p24 ‘ün saptanmasıdır, p24 testinin pozitif olması HIV’ın bulaştığını gösterir, ancak doğrulama testi yapılması gerekir.

HBV virüsünün yüzey antijenine karşı vücudun oluşturduğu Anti-HBs antikoru hepatit B virüsünü nötralize eder, yani öldürür. Buna karşın, HCV’ye karşı oluşan anti-HCV antikoru HCV’yi, HIV’e karşı oluşan anti-HIV antikoru da HIV virüsünü nötralize edemezler. Serumda anti-HCV’nin varlığı HCV enfeksiyonunun sürdüğünü gösterir. Aynı durum Anti-HIV için de geçerlidir, serumda Anti-HIV pozitifliği HIV enfeksiyonun varlığını ve er geç AIDS hastalığına neden olacağını gösterir. Bu nedenle, Anti-HCV testi pozitif çıkan hastalara HCV enfeksiyonu tedavisi, Anti-HIV testi pozitif çıkan hastalara da HIV enfeksiyonu tedavisi uygulanmaktadır.

Hepatit –B (HBV) ve HEPATİT-C (HCV) Virüsleri ile AIDS Hastalığının Etkeni Olan HIV virüsünün yaygınlığı

Bu çalışma geriye dönük (retrospektif) bir dosya taramasıdır. Van Lokman Hekim Hastanesi ile Van Lokman Hekim Hayat Hastanesi'nde tedavi, kontrol veya takip amacıyla kendilerinden HbsAg, Anti-Hbs, Anti-HCV ve Anti-HIV testleri istenen hasta popülasyonunda HBV, HCV ve HIV virüslerinin yaygınlığı ile HBV'ye karşı bağışıklık yanıtının (Anti-Hbs) oranını saptamak amacıyla 1 Kasım 2019-1 Kasım 2020 tarihleri arasını kapsayan son 1 yıllık süreçteki dosyalar tarandı. 1 Kasım 2019-1 Kasım 2020 arasında 1 yıllık çalışmada toplam 11580 hastada HbsAg, 9507 hastada Anti-HCV, 7328 hastada Anti-HIV ve 6104 hastada da Anti-HBs çalışılmış, 139' hastada HbsAg pozitif (+), 3351 hastada Anti-Hbs pozitif(+), 18 hastada Anti-HCV pozitif (+) bulunmuş, buna karşın Anti-HIV pozitifliği görülmemiştir. HbsAg yaygınlığının %1.2, Anti-Hbs % 55 , HCV % 0.18 ve HIV yaygınlığını da % 0 olduğu görülmüştür (Tablo-1). HbsAg pozitif toplam 139 hasta doğum yerlerine göre değerlendirildiğinde 86'sı Van ve ilçelerinde, 35' i Van'a komşu illerde/ilçelerde, diğerlerinin de Türkiye'nin farklı illerinde/ilçelerinde doğdukları görüldü. HCV pozitif 18 hastanın hepsi Van ve komşu illerde doğmuşlardı.

HbsAg testi pozitif bulunan 139 hastanın 4'ü Türkiye'de hepatit-B aşısının çocukluk çağı aşılarına katıldığı Temmuz 1998'den sonra doğmuşlardı. Bunlardan 2'si Van 1'i Hakkari, 1'i de İzmir doğumluydu.(Tablo-2)

HBV virüsünün yüzey antijenine karşı vücudun oluşturduğu Anti-HBs antikoru hepatit B virüsünü nötralize eder, yani öldürür. Buna karşın, HCV’ye karşı oluşan Anti-HCV antikoru HCV’yi, HIV’e karşı oluşan Anti-HIV antikoru da HIV virüsünü nötralize edemezler. Serumda Anti-HCV’nin varlığı HCV enfeksiyonunun sürdüğünü gösterir. Aynı durum Anti-HIV için de geçerlidir, serumda Anti-HIV pozitifliği HIV enfeksiyonun varlığını gösterir. Bu yüzden, Anti-HCV ve Anti-HIV testlerinin çalışılmasının istenmesi aslında vücutta HCV ve HIV varlığının olup olmadığını saptamak içindir.

Van Lokman Hekim Hastaneleri'inde HbsAg, Anti-Hbs, Anti-HCV ve Anti-HIV testleri istenilen hastalar arasında yabancı uyrukluların (Azerbaycan, İran, Irak, Suriye ve Afganistan) da olduğu görüldü. Bunlarda HbsAg, Anti-Hbs, Anti-HCV ve Anti-HIV yaygınlığı T.C vatandaşlarından ayrı değerlendirildi.(Tablo-3)

Van Lokman Hekim Hastaneleri'inde HbsAg, Anti-Hbs, Anti-HCV ve Anti-HIV testleri istenilen hastalar arasında yabancı uyrukluların (Azerbaycan, İran, Irak, Suriye ve Afganistan) da olduğu görüldü. Bunlarda HbsAg, Anti-Hbs, Anti-HCV ve Anti-HIV yaygınlığı T.C vatandaşlarından ayrı değerlendirildi.(Tablo-3)

Metat ve Materyal

Van Lokman Hekim Hastanesi ve Van Lokman Hekim Hayat Hastanesi laboratuvarlarında son bir yıllık süreçte (1 Kasım 2019-1 Kasım 2020) çalışılan HBV, Anti-HBs, Anti-HCV ve Anti-HIV testlerinin sonuçları BIZMED Hastane Otomasyon Sisteminde kayıtlı hasta dosyalarından bulundu. Bu parametreler her iki hastanenin laboratuvarlarında kurulu ROCHE firmasına ait, Electro-chemiluminescence immunoassay (ECLIA) prensibine göre analiz yapan Cobas e 411 analizöründe çalışılmıştır. Yukarıda vurgulandığı gibi, Anti-HCV pozitifliği karaciğerde HCV'nin, Anti-HIV pozitifliği de HIV virüsünün vücutta olduğunu gösterir. Bu makalede Anti-HCV yerine çoğu kez HCV, Anti-HIV yerine de HIV kullanılmıştır.

Bulgular

Sonuçlar aşağıdaki tablolarda görülmektedir.

Tablo-1: T.C. Vatandaşları: HbsAg, Anti-Hbs, HCV ve HIV yaygınlığı

Toplam hasta sayısı

Pozitif (+) hasta sayısı

HbsAg pozitif 139 hastadan 4'ü Temmuz 1998'den sonra, yani hepatit-B aşısının Türkiye'de çocuklara uygulamaya başlanılmasından sonra doğmuşlardı. Bunlardan 2'si Van 1'i Hakkari, 1'i de İzmir doğumluydu.(Tablo-2)

Tablo-2: Temmuz 1998'den sonra doğan HbsAg pozitif(+) hastalar

Hasta dosya No

Doğum tarihi

Doğduğu il

Son bir yıllık süreçte başka ülke uyruğundaki 392 hastadan HBsAg testi istenilmiş ve bunlardan 12'i pozitif (% 3) bulunmuştur. Yine, yabancı uyruklu 280 hastadan 1'inde HCV pozitif (%0.35) bulunmuştur. Anti-HBs testi çalışılan 314 hastanın 92'sinde pozitiflik (% 29) saptanmıştır.

Tablo-3: Yabancı Uyruklu Hastalar

Tolam hasta sayısı

TARTIŞMA
Aslında, amacımız Van sınırları içinde Hepatit B, Hepatit C ve HIV virüslerinin yaygınlığı ile hepatit B bağışıklığının (anti-HBs) oranını belirlemekti. Ancak, HbsAg ve HCV pozitif hastaların dosyalarından doğum tarihlerine baktığımızda sadece Van ili sınırları içinde doğanlar değil, Türkiye'nin başka illerinde doğanlar ile başka ülkelerin vatandaşlarının da olduğunu gördük. (Tablo-2, Tablo-4, Tablo-5). Başka iller veya ilçelerde doğan HbsAg ve Anti-HCV pozitif hastaların doğdukları yerde mi, yoksa Van'da mı enfekte olduklarını dosyalarından saptamak olanaksızdır. Test sonuçları negatif bulunan yaklaşık 12 bin civarında olan T.C vatandaşlarının tek tek dosyalarını inceleyerek doğum yerlerini saptamak mümkün olamadı. Ayrıca, bu taşıyıcılardan kaçının doğdukları yerde, ya da Van'a gelmeden önceki yaşadıkları yerlerde, kaçının da Van'da kontamine olduklarını belirlemek imkansız gibi bir durumdur. Bununla birlikte, HbsAg pozitif 139 hastanın 121'i, HCV pozitif 18 hastanın hepsi Van ve komşu illerde doğmuşlardı. Bu nedenlerden dolayı, bu dosya taramasının sonuçlarının Van ili ile birlikte komşu illeri de yansıttığı düşünülebilinir.
Dosya taramalarımızdaki sonuçlarda da görüleceği gibi, T. C. Yurttaşlarında HbsAg yaygınlığı %1.2, Anti-Hbs yaygınlığı, yani hepatit B virüsüne karşı bağışıklık oranı ise % 55 olarak saptanmıştır(Tablo-1). Yani, Van ve çevre illerde HbsAg yaygınlığında büyük oranda bir azalma, buna karşın Anti-Hbs pozitifliğinde çok büyük bir artış vardır. Aynı bulgular Siirt ili ve çevresi için yaptığımız dosya taramasında da görülmüştü. https://www.medyasiirt.com/saglik/dr-sadik-topun-kaleminden-bulasici-ve-oldurucu-sariligin-h11849.html Kuşkusuz, bunun en temel nedeni Türkiye'de 1998 yılının Temmuz ayından itibaren hepatit B aşısının (Genhevac B , HBVAXPRO , vb) çocukluk çağı aşılarına katılıp uygulanmasıdır. 1998 yılının Temmuz ayından itibaren Türkiye'de HBV aşısı çocukluk çağı aşılarına katıldı. Sağlık Bakanlığı’na bağlı Sağlık Ocakları, Ana Çocuk Sağlığı Merkezleri gibi birimlerde ücretsiz uygulanmaktadır. Hepatit B aşısının çocukluk çağında yapılmasından başka erişkin nüfusa da başta sağlık sisteminde çalışanlar olmak üzere riskli işlerde çalışanlara İl Sağlık Müdürlükleri'ne bağlı sağlık ocaklarında ücretsiz HBV aşısı yapıldı/yapılmaktadır.

Hepatit B aşısı uygulamasından önce Türkiye'nin değişik bölgelerinde ve değişik meslek gruplarında yapılan HbsAg ve Anti-Hbs taramalarında HbsAg yaygınlığı % 7-20 arasında rapor ediliyordu. Hepatiti-B enfeksiyonu geçirip iyileşenlerle, yani Anti-Hbs pozitifleşenlerle birlikte Hepatit B enfeksiyonuna yakalananların oranı bazı bölgelerde ve cerrah ve diş hekimliği gibi bazı mesleklerde % 30-40 arasında olabiliyordu.

Türkiye toplumunda hepatit B enfeksiyonunun büyük oranda azalmasının temel nedeni Hepatit B aşısı uygulanması olmakla birlikte, özel ve resmi sağlık kurumlarında bütün girişimsel etkinliklerde(cerrahi operasyon, kan alma, vücut sıvılarının alınması, diş tedavisi, sünnet, vb) bir defa kullanılıp atılan(disposable) steril aletler/malzemelerin kullanılmasının da HbsAg yaygınlığının dramatik azalmasında önemli bir payının olduğu bilinmektedir. Ayrıca, gerek sağlık kuruluşlarının(Sağlık müdürlükleri, sağlık ocakları, aile hekimlikleri, iş yeri hekimlikleri, vb) seminer, panel, konferanslar düzenleyerek horizontal bulaşmanın en önemli basamağını oluşturan berber, kuaför, manikür, akupunktur gibi serbest meslek çalışanlarının bilinçlendirmesi ve bu iş yerlerinin ilgili sağlık kurumlarınca denetlenmesi ve gerekse bu mesleklerin kendi örğütlerinde (dernek, oda, kulüp, vb) meslek içi eğitimlerle ve genel olarak halkın basın (TV, gazete, internet) aracılığıyla bilinçlendirilmesi sonucunda HbsAg yaygınlığı yeni nesillerde hızla azalmaktadır. Bu durum Van ile Van’a Türkiye'nin başka illerinden gelenlerde yukarıda sunduğumuz tablolarda açık şekilde (%1.2) görülmektedir.

Bununla birlikte, dosya taramamızdaki % 55 oranındaki Anti-Hbs pozitif olanların ne kadarına aşı yapıldığı, ne kadarının da hastalığı geçirip iyileştiğini dosyadan saptamak imkansızdır. Çünkü, Anti-Hbs antikorunun pozitif olduğu bir kişide aşılı olup olmadığı serumunda Anti-Hbc-IgG antikorunun pozitifi olup olmadığına göre belirlenir. HBV enfeksiyonu geçirip iyileşen veya kronikleşen tüm olguların serumlarında Anti-Hbc-IgG antikoru hayat boyu pozitif kalır, buna karşın hepatit B aşısı yapılanlarda Anti-HBC-IgG antikoru oluşmaz. Anti-HBC-IgG testi çok spesifik bir testtir ve genellikle kronik karaciğer hastalıklarında çalışılması istenir, tarama amacıyla kullanılan bir test değildir. Ayrıca, Van dışından gelen Anti-Hbs pozitif(+) olanların doğdukları yerde mi, yoksa Van'da mı hepatiti B aşısı yaptırdıkları, ya da doğdukları yerde mi, yoksa Van'da mı HBV enfeksiyonunu geçirip bağışıklık kazandıklarını saptamak da respospektif dosya taramasında imkansızdır. Çünkü, bunlar kamu ya da özel kurumlarda çalışanları olabildiği gibi, olmayabilirler de ve Van'dan önce başka ilerde, ilçelerde de bulunmuş olabilirler. Ya da, evlenmeler nedeniyle Van'a yerleşmiş olabilirler.

HbsAg testi istenen toplam 11580 hastadan 139 hastada HbsAg testi pozitif (+)bulunmuştur (%1.2). Ne yazık ki, bu hastalardan 4'ü Türkiye'de çocukların hepatit B'ye karşı aşılanmasına başlanmasından sonraki yıllarda doğmuşlardır. Bunlardan 2'si Van 1'i Hakkari, 1'i de İzmir doğumluydu. (Bu HbsAg taşıyıcılarının dosya No'ları ve doğum tarihleri bulgular bölümünde tablo halinde verildi. Tablo-3) Bunlarda HbsAg'nin pozitif olmasının nedeni HbsAg pozitif anneden doğmuş olmaları mı ( HBV gebelik sürecinde plasentadan geçemediği için anneden bebeğe bulaşmaz, ancak doğum sırasında geçebilir, doğum sırasında bebeğin derisinde sıyrıklar oluşur, annenin kanı, dolayısıyla HBV bu sıyrıklardan bebeğin kanına bulaşır), yoksa çocukluk döneminde 3 doz hepatit B aşısı yaptırılmayanlar mı, ya da hepatit B aşısı yaptırıldığı halde anti-HBs'nin oluşmaması mı ve bunun sonucu olarak yaşamlarının bir safhasında HBV ile kirlenmiş veya iyi sterilize edilmemiş malzemelerle cerrahi operasyon, sünnet, diş çekimi, berber, kuaför, vb bir etkinliğin sonucunda mı olduğu belirsizdir.

Anti-HCV testi istenen 9507 hastanın 18'inde pozitiflik (%0.18) saptanmıştır. Ülkemizin değişik bölgelerinde ve farklı örneklemelerde yapılan çalışmalarda, eşcinseller, ilaç bağımlıları, diyaliz hastaları gibi risk grupları dışındaki genel popülasyonda HCV taşıyıcılığı oranı %1'in altındadır. Risk gruplarında bu oran çok artmaktadır, örneğin hemodiyaliz hastaları arasında HCV pozitifliği %10-20 arasındadır. Bu oranlar Batı Avrupa ülkelerindeki oranlarla hemen hemen aynıdır. HCV’ye karşı oluşan anti-HCV antikoru HCV’yi nötralize edemez. Ayrıca, HCV virüsü kan dolaşımında bulunmaz, karaciğer hücrelerine yerleşmiştir. Serumda anti-HCV’nin varlığı hastanın karaciğerinde HCV'nin bulunduğunu ve HCV enfeksiyonunun sürdüğünü gösterir. Bu nedenle, bulgular bölümündeki tablolarda kafa karışıklığını önlemek için laboratuvarda çalışılan Anti-HCV testi yerine HCV yazılmıştır. Aynı durum HIV ve Anti-HIV için de geçerlidir. Anti-HIV testi istenen 7328 hastanın hiç birinde pozitiflik görülmemiştir(Tablo-1)

Yüksek Düşünceye Saygı

Dünyanın en yaygın bulaşıcı hastalıklarından olan Hepatit B'yi tanımlayan, tanı testini geliştiren ve bu virüse karşı geliştirdiği “Rekombinant DNA“ tekniğiyle bulduğu aşıyla Nobel Ödülü'ne layık görülen Dr . Baruch Blumberg(1925-2015) de aşı tarihine ismini altın harflerle yazdıran bilim insanlarından biridir. Blumberg'in bulduğu aşı 1976 yılında, Amerikan Sağlık Bakanlığı'ndan FDA onayı aldı. O günden beri de dünyada yaygın olarak kullanılıyor. Aşı sayesinde artık enfeksiyon kontrolünde önemli bir adım atılmıştır.

Uzm. Dr. Sadık Top
Klinik Biyokimya Uzmanı
Lokman Hekim Hayat Hastanesi

"
Hepatit B nedir, tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir? Sağlık Haberleri

Hepatit B nedir, tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir? Sağlık Haberleri

Hepatit B nedir, tanı ve tedavi yöntemleri nelerdir? Hepatit, A, B ve C virüs türleri olan ciddi bir bulaşıcı hastalıktır. Hepatit B, hafif bir hastalıktan ömür boyu süren, siroz ve karaciğer kanserine yol açabilen farklı sonuçları olabilen bir karaciğer hastalığıdır. Peki Hepatit B virüsü nedir, belirtileri nelerdir? Son Güncelleme : 31.08.2021 - 14:05

Gelişmelerden zamanında haberdar olmak istiyor musunuz? Google News’te NTV'ye abone olun.

Dünya Hepatit Günü (Hepatit nedir? Nasıl bulaşır?)

'Hepatit B' tüm dünyada yaygın olarak görülen karaciğer iltihabıdır.

Bu hastalığın en önemli etkeni Hepatit B virüsüdür.

Hepatit B virüsü, insandan insana kan, kan ürünleri ve enfekte vücut sıvıları yoluyla bulaşır.

Uyuşturucu ilaç kullanımı, steril olmayan iğneler, tıbbi cihazlar ve gebelikte bebeğe bulaştırma diğer geçiş yollarıdır.

Hepatit B, ortak kaptan yemek, içmek, havuza girmek, öpüşmek, öksürmek, aynı tuvaleti kullanmak gibi yollarla bulaşmaz. Hastalık akut veya kronik seyirli olabilir. Hiç belirti vermeyen sessiz taşıyıcılar olabilir.

Hastalık sessiz taşıyıcılıktan, siroz ve karaciğer kanserine kadar değişen geniş bir yelpazede seyreder.

HEPATİT B BELİRTİLERİ NELERDİR?

Virüs vücuda girdikten sonra yaşanan belirtiler grip belirtilerine benzer. Yorgunluk, ateş, baş ağrısı, iştahsızlık, sarılık, koyu renkli idrar, soluk dışkı, ishal gibi belirtiler gösterebilir.

Hepatit B virüsü ile enfekte olan kişilerin belirli bir yüzdesinde herhangi bir belirti görülmez. Öte yandan, semptomları yaşayanlar kadar diğer bireylere de bulaşma olasılıkları vardır.

HEPATİT B TANISI

Hepatit B virüsü tanısı kan testleri yapılarak tanınır.

Testlerin sonucunda kronik ya da akut enfeksiyon, geçirilmiş enfeksiyon, taşıyıcılık, bulaştırıcılık gibi durumlar da tanınabilir.

HEPATİT B TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Akut Hepatit B genel olarak tedavi gerektirmemektedir. Pek çok insan akut enfeksiyonu evde dinlenip, sağlıklı beslenerek, alkolden, uyuşturucudan uzak durup, bol su içerek atlatabilir.

Bunun dışında hasta, hekiminden ne çeşit ilaçlardan ve bitkisel ürünlerden kaçınması gerektiği hakkında bilgi verebilir. Çünkü bazısı Hepatit B'nin sebep olduğu karaciğer hasarını daha kötü hale getirebilir.

VİRÜS (KKKA) SADECE KENEDEN BULAŞMIYOR

"
Hepatit C: HCV nin belirtileri, nedenleri ve tedavisi

Hepatit C: HCV nin belirtileri, nedenleri ve tedavisi

Hepatit C, karaciğerde iltihaplanmaya neden olan ve bazen bu organda ciddi hasarı tetikleyen viral bir enfeksiyondur.

Yakın zamana kadar, hepatit C'nin tedavisi, haftalık enjeksiyonlar ve ağızdan ilaç tedavisi gerektiriyordu ve birçok hasta, diğer sağlık sorunları veya ciddi yan etkiler nedeniyle bunu alamıyordu.

Ancak günümüzde tedavi seçenekleri gelişmiştir. Bununla birlikte, HCV'li tüm insanların yaklaşık yarısının, esas olarak semptomları olmadığı için enfekte olduklarını bilmedikleri bilinmelidir.

Bu nedenle 18 ile 79 yaş arasındaki yetişkinlerin hepatit C taramasından geçirilmesi önerilir.

En fazla risk altındaki grup, diğer yıllarda doğanlara göre enfekte olma olasılığı çok daha yüksek olan bir nüfus olan 1980'ler-90'lardan önce doğanların tümünü içerir.

HCV nedir?

Hepatit C, karaciğeri etkileyen ve bir virüs olan HCV virüsünün neden olduğu bulaşıcı bir hastalıktır.

Karaciğerde akut veya kronik bir enflamasyona ve karaciğer hücrelerinin az ya da çok kapsamlı bir şekilde tahrip olmasına neden olur.

Küresel olarak, HCV, genotipler olarak bilinen birkaç farklı formda bulunur.

Bugüne kadar yedi farklı HCV genotipi ve 67'den fazla alt tip tanımlanmıştır.

Genel olarak hepatit C, her zaman kronikleşmeyen akut bir formda (başlangıç ​​aşaması) başlar.

Bazı insanlar akut aşamadan sonra HCV'yi vücutlarından atmayı başarır: bu durumda spontan viral eliminasyondan bahsediyoruz.

Bununla birlikte, vakaların %75-85'inde akut hepatit, kronik hepatite, yani virüsün altı aydan uzun süre devam ettiği kalıcı bir forma dönüşür.

Hepatit C belirtileri

Çoğu durumda, akut enfeksiyon belirgin semptomlara neden olmaz.

Mevcut olduğunda belirti ve semptomlar şunları içerebilir: sarılık (gözün ve derinin beyaz kısmının sarı renk alması), yorgunluk, mide bulantısı, ateş ve kas ağrıları, koyu renkli idrar, açık renkli dışkı, sağ tarafta yayılan ağrı geriye doğru.

Akut semptomlar virüse maruz kaldıktan bir ila üç ay sonra ortaya çıkar ve iki hafta ila üç ay sürer.

Hastalık asemptomatik olsa bile, bu onun zararsız olduğu anlamına gelmez: enfeksiyondan kısa bir süre sonra (iki ile sekiz hafta arasında) karaciğer hücrelerinde ilk hasar oluşmaya başlar.

Kronik form

Kronik form bile, virüs karaciğere ciddi şekilde zarar verene ve aşağıdakileri içerebilecek belirti ve semptomların ortaya çıkmasına neden olana kadar yıllarca sessiz kalır:

kolay kanama yorgun ve bitkin hissetmek, morarmaya karşı artan hassasiyet, iştahsızlık, ciltte ve gözlerde sarı renklenme (sarılık), koyu renkli idrar, kaşınan cilt, karında sıvı birikmesi (asit), bacakların şişmesi, kilo kaybı, karışıklık, uyuşukluk, örümcek anjiyomları: kılcal damarlarla çevrili küçük parlak kırmızı noktalar. Hepatit C'nin bulaşması

Hepatit C virüsünün tek bir bulaşma yolu vardır: enfekte kan yoluyla.

Geçmişte, bulaşma esas olarak terapötik amaçlar için kanın (veya kan türevlerinin) verilmesi ve tıbbi ilaçların kullanılması yoluyla meydana geliyordu. ekipman uygun şekilde sterilize edilmemiş (şırıngalar gibi).

Ancak 1990'lardan bu yana bu uygulamalar çok daha güvenli hale geldi: Transfüzyon için kullanılan kan kontrollü ve tamamen güvenli hale geldi ve tek kullanımlık plastik malzeme kullanımı ve uygun sterilizasyon uygulamaları getirildi.

Günümüzde yeni hastalık vakaları esas olarak uyuşturucu bağımlıları arasında iğne ve şırınga değiş tokuşundan ve kirli yerlerde ve yabancılarla yapılan dövme, piercing, manikür, pedikür gibi enfekte kan alışverişini içerebilen diğer uygulamalardan kaynaklanmaktadır. tek kullanımlık malzeme

Virüs bulaşmış kişiler tarafından kullanılan kişisel hijyen malzemelerinin (jilet, şırınga, makas, tırnak makası, diş fırçası gibi) kullanılması da riskli bir davranıştır.

Cinsel yolla bulaşma çok yaygın değildir, ancak özellikle birden fazla cinsel partneri olanlarda imkansız da değildir.

Anneden çocuğa bulaşma da sık değildir, ancak meydana gelebilir.

Hepatit C risk faktörleri

Hepatit C enfeksiyonu riski daha fazladır

Enfekte kanla temas etmiş sağlık çalışanlarında, Uyuşturucu kullanan kişilerde, HIV ile enfekte olanlarda, Temel hijyen koşullarına uyulmayan ve steril ekipman kullanılmayan ortamlarda piercing veya dövme yaptırmak için işlem yaptırmış kişilerde, 1990'lardan önce kan nakli veya organ nakli yapılanlarda Uzun süre hemodiyaliz tedavisi görmüş kişilerde, hepatit C enfeksiyonu olan bir kadından doğan çocuklarda, erkeklerde: hastalık erkeklerde kadınlara göre daha sık görülür. Hepatit C'ye sahip olmak ne anlama geliyor?

Kronik hepatit C enfeksiyonu, aşağıdakiler gibi önemli komplikasyonlara neden olabilir:

siroz, karaciğer yapısının yaygın bir değişikliği, hücresel enflamasyonla bağlantılı olan veya olmayan nodüller ve fibroz (skarlaşma) varlığı ile karakterize edilir, karaciğer kanseri: hepatit C enfeksiyonu olan az sayıda insanda karaciğer kanseri gelişebilir, karaciğer yetmezliği: ilerlemiş siroz, karaciğerin çalışmasını durdurabilir ve karaciğer yetmezliğine yol açabilir. Hepatit C teşhisi

Teşhis genellikle tesadüfen konur.

Yani başka nedenlerle yapılan kan tahlilleri veya ultrason taramaları sonucunda hastalık keşfedilir.

Çoğu vakada teşhis, enfeksiyonun başlamasından yıllar sonra, hepatitin çoktan kronik hale gelmesinden ve karaciğerin önemli ölçüde hasar görmüş olmasından sonra konur.

Hastalığın varlığının tespiti için kan tahlillerinin yapılması, transaminaz değerlerinin kontrol edilmesi ve virüse karşı üretilen antikorların aranması yeterlidir.

Bununla birlikte, doktor, karaciğerin ultrason taraması gibi durumu daha iyi değerlendirmek için başka araştırmalar talep edebilir.

İlgili Mesajlar Jan 29, 2024 Jan 29, 2024 Jan 24, 2024 Jan 23, 2024 Hepatit C, tedavi

Enfeksiyon, virüsü vücuttan yok edebilen antiviral ilaçlarla tedavi edilir.

Araştırmacılar son zamanlarda virüsün hayatta kalması ve çoğalması için ihtiyaç duyduğu proteinleri veya enzimleri hedef alan yeni 'doğrudan etkili' antiviral ilaçlar geliştirerek hepatit C'nin tedavisinde önemli ilerleme kaydetti.

Bazen geleneksel olanlarla (pegile interferon ve ribavirin) kombinasyon halinde kullanılırlar.

Yeni tedaviler sayesinde insanlar daha iyi sonuçlar, daha az yan etki ve bazıları sekiz hafta kadar kısa olan daha kısa tedavi süreleri deneyimliyor.

İlaç seçimi ve tedavi süresi, hepatit C'nin genotipine, mevcut karaciğer hasarının varlığına, diğer tıbbi durumlara ve önceki tedavilere bağlıdır.

Nakil gerektiğinde

Kronik hepatit C enfeksiyonundan ciddi komplikasyonlar gelişen kişilerde karaciğer nakli gerekli olabilir.

Karaciğer nakli sırasında, cerrah hasarlı karaciğeri çıkarır ve yerine sağlıklı bir karaciğer koyar.

Nakledilen karaciğerlerin çoğu, ölen donörlerden gelir, ancak küçük bir kısmı karaciğerlerinin bir kısmını bağışlayan canlı donörlerden gelir.

Çoğu durumda, tek başına bir karaciğer nakli hastalığı tedavi etmez.

Enfeksiyon muhtemelen geri dönecek ve nakledilen karaciğerin zarar görmesini önlemek için antiviral ilaçlarla tedavi gerektirecektir.

Birkaç çalışma, doğrudan etkili antiviral ilaçların daha yeni rejimlerinin nakil öncesi ve sonrası hepatit C'nin tedavisinde etkili olduğunu göstermiştir.

aşılar

Bugüne kadar, hepatit C için bir aşı yoktur.

Ancak doktorunuz hepatit A ve B virüslerine karşı aşı önerebilir.

Bunlar daha fazla karaciğer hasarına neden olabilen ve kronik formun seyrini zorlaştırabilen virüslerdir.

Ayrıca Oku Kaynak paylaş Facebook Twitter WhatsApp Telegram Pinterest Linkedin E-Posta Bunları da beğenebilirsin Acil Durum Canlı Dijital Sürümü

Bültenimize katılın Şubat 1, 2024 Jan 30, 2024 Jan 29, 2024 Jan 22, 2024 Jan 19, 2024 Şubat 2, 2024 Şubat 2, 2024 Şubat 1, 2024 Jan 29, 2024 Jan 29, 2024 YouTube Kanalı

Acil Durum Canlı Daha Öyküler Şubat 2, 2024 Şubat 1, 2024 Şubat 1, 2024 Jan 31, 2024 Jan 31, 2024 Jan 30, 2024 Hakkımızda

Acil Durum Canlı kurtarma ve acil durumdaki insanlara adanmış tek dilli dergi. Bu nedenle, ticaret şirketlerinin çok sayıda hedef kullanıcıya ulaşması için hız ve maliyet açısından ideal ortamdır, Örneğin, tüm şirketler, özel ulaşım araçlarının sağlanmasında bir şekilde yer alır. Araç üreticilerinden, bu araçları donatmakla uğraşan şirketlere, can kurtarma ve kurtarma ekipmanı ve yardımcılarının herhangi bir tedarikçisine.

Bize Ulaşın

Acil Durum Canlı
Piazzale Badalocchio 9/b, 43126 Parma (PR) – İtalya
Telefon: + 39 340 2246247
KDV Numarası: IT02277610347
Bize yazın: posta formu

Bu web sitesi tıbbi tavsiye sağlamak amacıyla tasarlanmamıştır. Tüm bilgi, içerik ve materyaller bilgilendirme ve eğitim amaçlıdır ve kalifiye bir doktor veya sağlık hizmeti sağlayıcısının konsültasyon, teşhis ve/veya tıbbi tedavisinin yerini alması amaçlanmamıştır.
Bu web sitesindeki tüm içerikler EMS, Kurtarma ve Tıp uzmanlarına yöneliktir. Sonraki sayfalarda yer alan tüm bilgiler sağlık sektörü, tıbbi cihazlar, eczacılık ürünleri veya bu kategorilerdeki ürünlere odaklanmakta olup, sağlık sektörü profesyonelinin kullanılmasını talep etmektedir.
Çeviriler otomatik bir sistem üzerinden gerçekleştirilir, herhangi bir yanlışlık için özür dileriz.

"
Kronik Hepatit C ~ Endoskopi Merkezi

Kronik Hepatit C ~ Endoskopi Merkezi

Hepatit C: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Akademi Gastroenteroloji Merkezi İstanbul Fatih te 2006 yılında kurulmuş olup , o tarihten günümüze kesintisiz olarak gastrointestinal ha.

Akademi Gastroenteroloji Merkezi İstanbul Fatih te 2006 yılında kurulmuş olup , o tarihten günümüze kesintisiz olarak gastrointestinal ha.

Akademi Gastroenteroloji Merkezi İstanbul Fatih te 2006 yılında kurulmuş olup , o tarihten günümüze kesintisiz olarak gastrointestinal ha.

ANA SAYFA HAKKIMIZDA Biz Kimiz Doktorlarımız Hasta Hakları Anlaşmalı Kurumlar Sindirim Sistemi Hastalıkları Ağız Kokusu Gastroözofageal Reflü Akalazya Yemek Borusu Darlıkları Yemek Borusu Kanseri Eoznofilik Özofajit Dispepsi Gastrit Helikobakter Pilori Mide Ülseri Mide Kanseri Gluten (Çölyak) Hastalığı Kronik İshal Kabızlık Anal Fissür Crohn Hastalığı Ülseratif Kolit Kolon Polipleri Kolon Kanseri Hemoroid (Basur) Irritable Bağırsak Sendromu Karaciğer Yağlanması Kronik Hepatit B Kronik Hepatit C Primer Biliyer Kolanjit Primer Sklerozan Kolanjit Wilson Karaciğer Kanseri Siroz Safra Yolu Kanseri Karaciğer Kistleri Alkole Bağlı Karaciğer Hastalıkları Asit (Karında Sıvı Birikmesi) Safra Yolu Darlıkları ve Endoskopik Tedavisi Safra Yolu Taşları ve Endoskopik tedavisi Akut ve Kronik Pankreatit Otoimmün Pankreatit Pankreas Kanseri Pankreas Kistleri Pankreas Kanalı Darlıkları Gluten Gaz İBS İshal Kabızlık Gastrit (Ülser) Reflü Tanı Amaçlı Endoskopik İşlemler Gastroskopi Kolonoskopi ERCP Endosonografi Kapsül Endoskopi pH Metri Polip Çıkartılması (Polipektomi) Yabancı Cisim Çıkartılması Safra Yolu Taşlarının Çıkartılması Zayıflatıcı Mide Balonu Uygulaması Zayıflatıcı Mide Botoksu Uygulaması Yemek Borusu Darlıklarının Tedavisi Safra Yolu Darlıklarının Tedavisi Hemoroidlere Bant Ligasyonu Uygulaması Yemek Borusu Varislerine Bant Ligasyonu Uygulaması Gis Kanamalarında Enjeksiyon Tedavisi Ve Klips Uygulaması 10 Soruda Mide Botoksu Zayıflatıcı Mide Botoks Uygulaması Kapsül Endoskopi Kolonoskopi Kolon Polipleri Gastroskopi

Bilgilendirme

Son günlerde yazılı basında ve medyadaki haberlere konu olan Propofol ( Dormofol ) adlı ilaç kliniğimizde kullanılmamaktadır. ( 14 yıldır hiç kullanılmamıştır ) Endoskopik işlemlerimizde klasik Dormicum - Aldolan - Anexate kullanılmaktadır. ( 14.01.2020 )

Kronik Hepatit C

Hepatit C, hepatit C virüsü (HCV) ile oluşan karaciğer iltihabıdır. Hepatit A vakalarının hemen hepsi ve hepatit B vakalarının büyük bir kısmı akut bir infeksiyon oluşturduktan sonra tamamen iyileşir ve vücutta antikor olarak adlandırılan koruyucu maddeler oluşmasına yol açarak aynı virüsle tekrar hastalanmanın önüne geçilir. Hepatit C ise vücuda girdikten sonra yapısal özelliklerini sık olarak değiştirdiğinden dolayı vücudun bağışıklık sistemi tarafından tanınması ve ortadan kaldırılması daha güçtür. Hepatit C virüsüne karşı kanda oluşan antikorlar A ve B hepatitinde olduğunun aksine hastalığı tedavi edici veya koruyucu özellikte değildirler. Bu nedenle HCV ile enfekte kişilerin büyük bir çoğunluğunda (%85) kronik C hepatiti gelişir. Hepatit C nin karaciğerde oluşturduğu hasarlanma yavaş ilerlediğinden karaciğer sirozunun oluşması için geçen süre 20-30 yılı bulabilir. Bu nedenle HCV ile enfekte olmuş hastaların büyük bir kısmı virüsü kanda taşıdıkları halde uzun yıllar hiç bir belirti ortaya çıkmadan yaşamlarını sürdürüler. Hepatit C virüsünün kabaca 6 ayrı tipi (genotip) bulunmaktadır. Genotip 1(a ve b), 2 ve 3 en sık görülen tiplerdir. Hastalığın gidişi ve tedaviye alınacak yanıt virüs tipine göre farklılık gösterdiğinden teşhiste ve tedaviden önce genotip tayini yapılmalıdır. Genotip 2 ve genotip 3 virüs tipleri, genotip 1 virüs tipine göre tedaviye daha iyi cevap verir. Genotip 1 de mevcut tedavilere yanıt oranları %40 lar civarındayken diğer genotiplerde bu oran %90 a yükeslmektedir.
Bu gün dünyada 150 milyon insanın HCV ile enfekte olduğu bilinmektedir. Batı ülkelerinde toplumda HCV sıklığı %1.6 civarındadır. 2007 yılı itibariyle HCV tedavisi için harcanan paranın 4 milyar dolara ulaşması beklenmektedir. HCV, bu virüsle enfekte kişilerin kanları ve bunlardan yapılan kan ürünleri ve enfekte iğne vb. tıbbi cihazlarla temas edilmesi ile bulaşır. 1980 li yıllardan önce kan ve kan ürünleri HCV varlığı bakımından araştırılmadığı için kan transfüzyonu yapılan hastalar HCV bulaşımı yönünden daha yüksek bir riske sahipken günümüzde kan merkezlerinde alınan kanlar rutin olarak HCV yönünden test edildiğinden bu olasılık hemen yok denecek kadar azalmış ve virüsün kan veya kan ürünlerinin transfüzyonu ile yayılımı büyük ölçüde ortadan kalkmıştır. Bununla birlikte düzenli olarak kan veya kan ürünü verilmesi gereken bir hastalığı olanlar (Hemofili gibi.), hemodiyaliz hastaları, damar yolu ile uyuşturucu ilaç kullananlar (ortak iğne kullanımı), korunmasız ve değişik partnerle seks yapma alışkanlığı olanlar ve sağlık çalışanları bekleneceği gibi HCV virüsü bulaşımı yönünden normal topluma göre artmış bir riske sahiptirler. Hepatit C nin özellikle güney Asya toplumlarında daha sık görüldüğü bilinmektedir. Yukarıda bahsedilen değişik bulaş yollarına rağmen Hepatit C hastalarının yaklaşık %40 ında hastanın virüsü nasıl aldığını anlamak mümkün olmamaktadır. Bu gözlem virüsün toplu yaşam sırasında muhtemelen başka yollarla da bulaşabileceğini düşündürmektedir.

Hepatit C nin belirtileri nelerdir?

Hepatit C li hastaların büyük bir kısmında virüsün alınmasından sonra ve hastalığın erken dönemlerinde hastalığa ait bir belirti bulunmaz. Bazı hastalarda virüsün vücuda girmesinden 15 gün ila 6 ay arasında değişebilecek bir süre sonra soğuk algınlığına benzer ve 1-2 hafta kadar sürebilen bir tablo, eklem ağrıları, halsizlik, iştahsızlık, ve bulantı görülebilir. Bu arada kronik hepatit C enfeksiyonunun karaciğer hasarı dışında vücutta deri, böbrekler, tükürük bezleri, göz sorunları ve bazı romatizmal sorunlara yol açabileceği de unutulmamalıdır. Esansiyel mikst krioglobulinemi [serumda RF (roma faktör) oluşumu, deri döküntüleri, vaskülit, periferel nöropati ve glomerulonefrit gibi değişik belirtiler oluşturabilen bir immun kompleks hastalığı], fokal lemfositik siyaladenit, otoimmun tiroidit, profiria cutanea tarda, lichen planus ve kornea ülseri (Mooren ülseri) kronik hepatit C virüs enfeksiyonu seyrinde görülebilecek karaciğer dışı komplikasyonlardır.
Rutin kan testlerinde ALT ve AST olarak adlandırılan karaciğer enzim seviyelerinde yükselme saptanır (bkz karaciğer fonksiyon testleri). Daha sonra yapılacak testlerle kanda HCV olup olmadığı anlaşılır. Bu amaçla yapılan testler kanda HCV ne karşı gelişen antikorların saptanması (Anti-HCV antikorlar) ve HCV RNA miktarının ölçülmesidir. HCV pozitif bulunan vakalarda mutlaka genotip tayini yapılmalıdır. Anti- HCV antikorlar virüsün vücuda girmesinden ancak 3-6 ay sonra pozitifleşeceğinden hastalığın erken döneminde bu testle sonuç alınamayabilir. HCV-RNA ölçümü ise virüsün kandaki miktarının anlaşılmasınıda sağlayan daha duyarlı bir test olup virüsün alınmasından sonra bazen 15 gün kadar kısa olabilen bir süre içinde pozitifleşebilir ve erken tanıda yardımcı olur. HCV-RNA miktarı tedaviden önce ve sonra ölçülerek tedaviye alınan yanıt değerlendirilir.

Kronik Hepatit C

Hepatit C nin ciddiye alınmasındaki en önemi sebeplerden biri virüsü alanların büyük bir çoğunluğunda (>%80) kronik C hepatitinin gelişmesi, hastaların büyük bir kısmında olayın başlangıcının sessiz olması ve bu nedenle de hastalığın erken dönemde teşhis edilememesidir. Virüsün erişkin yaşta alınması, kronik alkol kullanımı, aşırı kilo ve HIV pozitifliği kronikleşme riskini artırır. Hastalığın geç döneminde halsizlik ve çabuk yorulma en sık görülen belirti olup karaciğer sirozu geliştiğinde başka ilave bulgular ortaya çıkar (Bkz. Karaciğer sirozu). Karaciğer enzim seviyelerindeki (ALT, AST) yükselmenin derecesi ile karaciğerdeki iltihabın şiddeti arasında herzaman doğru bir ilişki olmayabilir, yani karaciğer enzim seviyeleri normal veya hafif yüksek olan bir hastada karaciğerdeki iltihap şiddetli olabilir ( Bunu akside mümkündür, karaciğer enzim seviyeleri yüksek düzeylerde olan bazı hastalarda karaciğerdeki iltihap hafif derecede olabilir). Bu nedenle HCV ile infekte hastalarda karaciğerdeki hasarlanmanın şiddetinin anlaşılması için genellikle karaciğer iğne biyopsisi yapılmasına ihtiyaç duyulur. Karaciğer iğne biyopsisinde lokal anestezi altında karaciğerden ince bir iğne ile doku örneği alınır. Alınan doku örneğinin histopatolojik incelenmesi ile karaciğerdeki iltihabın derecesi ve siroz gelişip gelişmediği anlaşılır. Kronik C hepatitli hastaların % 20 kadarında zamanla (Ortalama 25-30 yıl içinde) karaciğer sirozu gelişmekte ve bunlarında küçük bir kısmında karaciğer kanseri oluşmaktadır (Yıllık %3-5). Alkol kullanımı ve karaciğer sirozu oluşması kronik hepatit C de karaciğer kanseri gelişime riskini artırır.
HCV enfeksiyonunda siroza gidiş hepatit B virüsüne göre daha yavaş olmakta, bu süre 10 ila 30 yıl arasında değişebilmektedir.

"