Kemik Erimesi (Osteoporoz) Belirtileri, Tanı ve Tedavisi | Foto Galeri

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Belirtileri, Tanı ve Tedavisi | Foto Galeri

Foto Galeri Kemik Erimesi (Osteoporoz) Belirtileri, Tanı ve Tedavisi

Hamilelikte Beslenme Nasıl Olmalıdır? Hafta Hafta Gebelik 3 Haftalık Gebelik Günde Kaç Saat Uyumalı? 2 Haftalık Gebelik 1 Haftalık Gebelik Soğuk Algınlığı Nedir, Soğuk Algınlığına Ne İyi Gelir? Demir Eksikliği Nedir? Demir Eksikliği Belirtileri Akdeniz Diyeti Nedir? Akdeniz Diyeti Nasıl Yapılır? Emziren Anne Diyeti: Emziren Anne Ne Yemeli? Ne Yememeli? Dudak Dolgusu Hakkında Bilinmesi Gerekenler Büyük Anadolu Hastaneleri'nden Sağlık Turizminde Dev Hamle Kortizon Nedir? Nasıl Kullanılır? Kortizon Vücudu Nasıl Etkiler? Somon DNA Nedir? Somon DNA Uygulamasının Faydaları Nelerdir? Kalp Ritim Bozukluğu (Aritmi) Nedir? Belirtileri, Nedenleri, Tedavi Yöntemleri Fiziksel ve Kimyasal Güneş Kremi Nedir? Arasındaki Farklar Nelerdir? İnflamasyon Nedir? Vücutta İnflamasyon Belirtileri Nelerdir? Ön Çapraz Bağ Yaralanması Belirtileri Nelerdir? Neden Oluşur? Yaz Döneminde Sünnet Yaz Aylarında Sık Yaşanan Hastalıklar ve Korunma Yolları Kurban Bayramı’nda Sağlıklı Beslenme İçin 10 Öneri Güneş Kremi Seçiminde Dikkat Edilmesi Gerekenler Tümör Neden Olur? Tümörlerin Oluşum Süreci ve Farklı Türleri Akut Pankreatit Nedir? Akut Pankreatit Belirtileri Nelerdir? Mazoşizm Nedir? Mazoşizmin Türleri ve Belirtileri Nelerdir? İnsanlarda Sık Görülen Zoonoz Hastalıklardan Biri: Brusella Nedir? İdrarda Kreatinin Yüksekliği Nedir? Kreatinin Nasıl Düşürülür? Glisemik İndeks Hakkında Bilinmesi Gerekenler İdrar Torbası Sarkması Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Proloterapi Nedir? Proloterapi Uygulaması Nasıl Etki Gösterir? Glisemik İndeks Hakkında Bilinmesi Gerekenler Gastroenterit (Gıda Zehirlenmesi) Nedir? Ateroskleroz Nedir? Damar Sertliği Belirtileri Nelerdir? Atık Yönetimi Huzursuz Bacak Sendromu Darıca İlçe Müftülüğü iş Birliği ile Düzenlenen Kadın Sağlığı Semineri Büyük Anadolu Hastaneleri Diyabet Günü Söyleşi Programı Büyük Anadolu Hastaneleri'nden eğitim camiasına sağlık desteği! Büyük Anadolu Hastaneleri TEKNOFEST Karadeniz'de Karaciğer Yağlanması Nedir? Karaciğer Yağlanmasına Ne İyi Gelir? GAPS Diyeti Ağrı Tipleri ve Ağrının Sınıflandırılması Şaşılık Ameliyatı Fiyatları Nedir? Balgam Nedir? Balgam Nasıl Atılır? Septorinoplasti Ameliyatı Fiyatı Nedir? Nasıl Uygulanır? Ozon Tedavisi Nedir? Hangi Hastalıklarda Uygulanır? HPV Aşısı Nedir? Nasıl Uygulanır? Bebek ve Çocukluk Çağı Aşıları Nelerdir? Kusmaya Ne İyi Gelir? Zona Nasıl Geçer? Ağrı Tedavisi (Algoloji) Nedir? Kemik Erimesi (Osteoporoz) Belirtileri, Tanı ve Tedavisi Migren Botoksu Hakkında Bilinmesi Gerekenler Vücudun Doğal Antioksidan Savaşçısı: Glutatyon Baş Ağrısı Tipleri Nelerdir? Kanser Hastaları İçin Kemoterapi Rehberi: Kemoterapi Nedir? Bahar Alerjisi Nedir? Bahar Alerjisi Belirtileri ve Tedavisi 15 Soruda Gençlik Aşısı Astım Hastalığı Hakkında Bilmeniz Gerekenler A Vitamini Nedir? A Vitamini Nelerde Var? Dejeneratif Skolyoz Hakkında Bilmeniz Gerekenler Yaşam Boyu Devam Eden Hastalık: Çölyak Hastalığı Deliryum Nedir? Bademcik ve Geniz Eti Ameliyatı Nedir? Nasıl Uygulanır? Çocuklarda İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri Çinko Eksikliği Nedir? Çinko Eksikliği Nasıl Anlaşılır? Üst Solunum Yolu Hastalıkları İşitme Kaybı Tükürük Bezi Hastalıkları Nelerdir? Nasıl Tedavi Edilir? Çocuklarda İnvajinasyon (Bağırsak Düğümlenmesi) Nedir? Boğaza Yerleşen Sinsi Virüs: BETA Virüsü Nedir? Belirtisi ve Tedavisi Anoreksiya Nedir ve Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda Karın Ağrısı: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi Romatizmal Ağrılara Ne İyi Gelir? Astigmat Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Karın Ağrısı Nasıl Geçer? Çocuklar Neden Kabız Olur? Amfizem Nedir? Amfizem Belirtileri ve Tedavisi Kanser Türleri Nelerdir? A’dan Z’ye Kanser Türleri Bağırsak Polipleri Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? Ölüm Çocuğa Nasıl Anlatılır? Semptomlar 101: Sinüs ve Burun Tıkanıklığı Kanserde Doğru Beslenme İçin 13 İpucu C Vitamini Nedir? C Vitamini Faydaları Nelerdir? COVID-19 Kas Ağrıları Nasıl Giderilir? Gece Öksürüğünden Hızlı Kurtulmanın 4 Yolu Omega 3 Nedir? Omega 3 Yararları Nelerdir? Tiroid Kanseri Ameliyatı Fiyatı Nedir? Dünyada Popülaritesi Giderek Artan Uygulama: Burun Estetiği ve Burun Estetiği Fiyatları Ejder Meyvesinin Faydaları Nelerdir? Bel Fıtığı Ameliyatı Fiyatı Nedir? Nasıl Uygulanır? Çocuklarda Duruş Bozukluklarının Sebepleri Nelerdir? Çocuklarda İştah Artıran 15 Etkili Öneri Solunum Sistemi Hastalıkları Nelerdir? Güneşle Gelen Sağlık: D Vitamini Nedir? Domuz Gribi Belirtileri Nelerdir? H1N1 (Domuz Gribi) Nedir? Skolyoz Ameliyat Fiyatı Nedir? Nasıl Yapılır? Laparoskopik Mide Fıtığı Ameliyatı Fiyatı Büyüme Hormonunun Aşırı Salgılanması: Akromegali Hastalığı ‎Böbrek Nakli Nedir? Böbrek Nakli Nasıl Yapılır? Bulaşıcılığı Yüksek Covid Varyantı: XBB.1.5 (Kraken) Nedir? En Bilinen Sindirim Sistemi Rahatsızlıkları ve Cerrahisi Omurga Cerrahisi Nedir? Omurga Cerrahisi Neye Bakar? Tüberküloz (Verem) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Human Papilloma Virüs Nedir? HPV Nasıl Bulaşır? B12 Vitamini Nedir? Vücut Kitle Endeksi (VKİ) Nasıl Hesaplanır? Gut Hastalığı: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Epilepsi Nedir? Epilepsi Belirtileri Nelerdir? Hamilelikte Kullanılan Vitaminler Nelerdir? Nasıl Seçilmelidir? Rahim Ağzı Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Mide Yanmasına Ne İyi Gelir? Mesane Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Prostat Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Katarakt Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Nelerdir? Meme Kanseri Tedavi Süreci ve Sonrası Bunlara Dikkat! Kış Aylarında Cilt Bakımı Nasıl Olmalı? Meme Kanserinde Erken Tanı ve Tarama Yöntemleri Hayat Boyu Tekrar Edebilen Virüs: RSV Virüsü Memenin Paget Hastalığı Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi Ertesi Gün Hapı Nedir? Çocuklarda Sık Görülen Kalıtsal Hastalık: Kistik Fibrozis Tansiyon Nasıl Düşer? Strep A Enfeksiyonu Nedir? Belirtileri Nelerdir? Panik Atak Nedir? Panik Atak Belirtileri Nelerdir? Gebelikte Meme Kanseri Regl Nedir? Bağırsak Dostu Bakterilerin (Probiyotiklerin) 7 Faydası Çocuklarda Büyüme Ağrısı KOAH Nedir? KOAH Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri Mide Kanseri Belirtileri Anemi Belirtileri Nelerdir? Zatürre Belirtileri Nelerdir? Zatürre Nasıl Geçer? Kolesterolü Düşüren ve Yükselten Besinler Nelerdir? Bağırsak Kanseri Belirtileri Antibiyotik Nedir? Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Arasındaki Farklar Meme Kanseri ve Lenfödem Öpücük Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Kolesterol Nedir? Çocuklarda İshale Ne İyi Gelir? Tip 2 Diyabet Nedir? Topuk Dikeni: Belirtileri, Nedenleri ve Tedavisi Kış Aylarına Özel Beslenme Önerileri Obeziteden Korunmak İçin Neler Yapmalıyız? Lupus Hastalığı Nedir? 3 Günde Tuvalet Eğitimi Nasıl Verilir? Mide Ağrısına Ne İyi Gelir? Tüp Bebek Nedir? Tüp Bebek Tedavisi Nasıl Yapılır? Reflü Nedir? Reflü Belirtileri ve Tedavisi AIDS Nedir? HIV Nedir? AIDS Nasıl Tedavi Edilir? Anestezi Hakkında Bilinmesi Gerekenler Aft Nedir? Aft Nasıl Geçer? 3. Kocaeli Obezite Çalıştayı Morbid Obez Nedir? İyot İçeren Besinler Nelerdir? Bişektomi Nedir? Bişektomi Nasıl Uygulanır? EMDR Nedir? Akciğer Kanseri Nedir? Akciğer Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Gestasyonel Diyabet (Hamilelikte Diyabet) Nedir? Diyabet Hastaları Nasıl Beslenmeli? Menopoz Nedir? Menopoz Belirtileri Nelerdir? Obezite Hakkında 10 Soru 10 Cevap Okulda Sık Görülen Hastalıklar ve Alınabilecek Önlemler Gebelerde Şeker Yükleme Testi Nedir? Obezite Cerrahisi Sonrası Vücut Toparlama: Post Bariatrik Cerrahi Prediyabet Nedir? Gizli Şeker Hastalığı Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer? Artrit Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Depresyon Belirtileri Nelerdir? Obezite Cerrahisi Öncesi Hangi Testler Yapılır? Çocuklarda Diyabet (Şeker Hastalığı) Belirtileri ve Tedavisi Obezite Cerrahisi Sonrası Beslenme ve Fiziksel Aktivite Alerjik Rinit Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Tansiyon neden yükselir? Lösemi (Kan kanseri) Nedir? Belirti ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Kan Kanserinin Tedavisi Var mı? Akciğer Kanserinin En Sinsi 9 Belirtisi Adet Öncesi Gerginlik Sendromu Bacak Estetiği Nedir? Serebral Palsi Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Kalp Sağlığı İçin Faydalı 11 Sonbahar Sebze ve Meyveleri Yürümenin Sağladığı 11 Fayda Sonbahar Aşı Rehberi: Grip (İnfluenza) Aşısı Nedir? Meme Kanseri Meme Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir? Sonbaharda En Sık Görülen 12 Hastalık Bağışıklık Sistemi Nasıl Güçlenir? Diş Ağrısına Ne İyi Gelir? Atriyal Fibrilasyon Tedavisi Nedir? Hangi Hastalara Uygulanır? Grip (İnfluenza) Belirtileri Nedir? Grip Nasıl Geçer? Kuduz Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi Parkinson Hastalığının 10 Erken Belirtisi Ampütasyon Nedir? Belirtileri ve Süreci D Vitamini Eksikliği: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi Parkinson Hastalığı Nedir? Tedavisi Var mıdır? Soğuk algınlığı ve Grip Mevsiminde Bağışıklık Sisteminizi Güçlendirmenin 10 Yolu Obezite Ameliyatına 8 Adımda Hazırlık WBC Yüksekliği Nedir? WBC Düşüklüğü Nedir? Ameliyatsız Bel Fıtığı Tedavisi Yöntemleri Nelerdir? Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT) Nedir? Yutkunurken Boğaz ve Kulak Ağrısına Ne İyi Gelir? Akıllı Lens Ameliyatı Nedir? Akıllı Lens Ameliyatı Nasıl Yapılır? Lenf Kanseri (Lenfoma) Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Epilepsi Hastaları Gebe Kalabilir mi? Sürekli Yeme İsteği Neden Olur? Sürekli Yeme İsteği Tedavi Süreci Sepsis Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Çocuklarda Besin Alerjileri Okula Uyum Süreci Nasıl Olmalıdır? Antidepresan Nedir? Antidepresan Nasıl Kullanılır? Batı Nil Virüsü Nedir? Belirtileri Nelerdir? Fizyoterapi Nedir? Nasıl Uygulanır? Adet Düzensizliği Neden Olur? Nasıl Tedavi Edilir? Ameliyatsız Yüz Germe (İple Yüz Germe) Nedir? Obezite Vücudu Nasıl Etkiler? Ameliyatsız Estetik Uygulamalar Nelerdir? Okula Hazırlık: Okul Öncesi Yaptırılması Gereken Muayeneler Apandisit Nedir? Apandisitin Belirtileri Nelerdir? 1-30 Eylül Dünya Alzheimer Ayı: Alzheimer Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Diyabet Hakkında Bilmeniz Gereken Her Şey Adenovirüs Enfeksiyonu Nedir? Nasıl Bulaşır? Addison Hastalığı Nedir? Nasıl Tedavi Edilir? Akciğer Kanserinde Robotik Cerrahi Nedir? Açık Nefrektomi Nedir? Hangi Hastalıklar İçin Kullanılır? Geleneksel Tıp Uygulamaları Merkezi Lens ve Gözlüğe Son Verdiren Teknoloji: Contoura Vision Scarlet X Altın İğne Fraksiyonel Radyofrekans Teknolojisi Kök Hücre Nedir? Kök Hücre Tedavisi Nedir? Check-Up Avokadonun Cilt Sağlığına Faydaları Burun Estetiği (Rinoplasti) Hakkında Bilinmesi Gerekenler Çocuklarda Tuvalet Eğitimi Nasıl Olmalıdır? Botoks Nedir? Botoks Nasıl Yapılır? Göz Kapağı Estetiği (Blefaroplasti) İshale Ne İyi Gelir? Aralıklı Oruç Diyeti Nedir? Anksiyete Nedir? Boğaz Ağrısına Ne İyi Gelir? Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer? Çocuk Resimleri Psikolojik Analizi Çocuklarda Dikkat Eksikliği ve Hiperaktivite Bozukluğu (DEHB) Anne Sütü Çocuğunuzun IQ Gelişimini Destekliyor Koronavirüs Belirtileri Hamilelik Belirtileri Gebelik Hesaplama BÜYÜK ANADOLU YENİ KONSEPT HASTANEMİZİN İLK AÇILIŞ ÖNCESİ LANSMANI HOSPİTALPARK - KIZILAY KAN BAĞIŞI KAMPANYASI Büyük Anadolu Hastaneleri Vezirköprü Semineri Hospitalpark ve Kızılay'dan Ortak Seminer Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri'nden Terme'de sağlık konferansı. Büyük Anadolu Asarcık ve Ladik Semineri BİG MAMA BÜYÜK ANADOLU HASTANELERİ'NDE HASTA HAKLARI GÜNÜ KUTLANDI HOSPİTALPARK DARICA HASTANESİ 26 EKİM HASTA HAKLARI GÜNÜ Büyük Anadolu Hastaneleri Kan Bağışı Kampanyası Hospitalpark Hastanesi İftar Yemeği Büyük Anadolu Hastaneleri "
Osteoporoz (Kemik Erimesi) İzmir Özel Can Hastanesi | İzmir in Tercih Ettiği Hastane

Osteoporoz (Kemik Erimesi) İzmir Özel Can Hastanesi | İzmir in Tercih Ettiği Hastane

Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Osteoporoz kemiklerin zayıf ve kırılgan olmasına neden olur. Eğilme veya öksürme gibi hafif stresler bile kırılmaya neden olabilir. Osteoporoz ile ilişkili kırıklar en çok kalça, bilek veya omurgada görülür.

Kemik canlı bir dokudur. Sürekli yıkılıp yenisi yapılır. Yıkım miktarı fazla olduğunda osteoporoz ortaya çıkar. Kadınları erkeklerden daha çok etkiler

Belirtiler

Kırık veya çökmüş bir omurun neden olduğu sırt ağrısı Zaman için yükseklik kaybı, boy kısalması Eğik duruş-kamburluk

Nedenler

Osteoporoz gelişme olasılığı gençliğinizde ne kadar kemik kütlesine ulaştığınıza bağlıdır. Pik kemik kütlesi biraz kalıtsaldır genellikle 30-35'li yaşlarda tamamlanır.

Risk faktörleri nelerdir :

Kadın cinsiyet İleri yaş Aile öyküsü Zayıflık Erken menopoz Erkeklerde prostat kanseri tedavisi görüyor olmak Kadınlarda meme kanseri tedavisi görüyor olmak Zehirli guatr Tip1 diyabet Bazı iç salgı bezlerinin hızlı çalışması Düşük kalsiyum alımı Yeme bozuklukları Obezite cerrahisi geçirmiş olmak Kortizon kullanımı ve bazı ilaçlar Çölyak hastalığı İltihabı barsak hastalıkları Romatizmal hastalıkları Bazı kanser tipleri Organ nakli öyküsü Kronik bronşit(KOAH) Hareketsiz yaşantı veya başka nedenlerle uzun süre hareket kısıtlılığı Alkol ve sigara tüketimi

Komplikasyonlar

Kemik kırıkları, özellikle kalça ve omurgadaki kırıklar kalıcı sakatlığa hatta ölüme sebep olabilir. Kalça kırıkları genellikle düşme sonrası meydana gelir. Düşme olmasa dahi öksürme, aksırma sırasında omurga kırıkları görülebilmektedir.

Önleme

Günlük kalsiyum alım miktarının 1000-1200 mg/gün olması önerilir. Bu değer diyet ve ilaçlarla beraber 2000 mg/günden fazla olmamalıdır.

D vitamini, insanlar d vitamininin bir kısmını güneş ışığından alabilirler. Kemik sağlığı için 50 yaş üzerindeki yetişkinler günde 600-800 ünite D vitamini takviyesi almalıdır. Bu değer günde 4000 üniteye kadar güvenli kabul edilir.

Egzersiz kemik kaybının engellenmesinde en etkili yöntemlerden biridir. Yürüme, koşma, ağırlık kaldırma gibi egzersizler kemik sağlığı üzerine oldukça etkilidir. Ancak yüzme bisiklete binme gibi yerçekimine karşı yapılmayan egzersizlerin osteoporoz üzerine pek etkisi yoktur.

Teşhis ve Tedavi

Gerekli kan tetkikleri ve kemik kütlesinin ölçümü (Kemik dansitometri) sonrası hastaya tedavi planı yapılır. Yeterli kalsiyum ve D vitamini desteğiyle birlikle bifosfonat grubu (alendronat-zolendronat) ilaçlar, denosumab, teriparatid tedavi amaçlı kullanılabilir.

İzmir Kemik Erimesi Tedavisi - Egepol Hastaneleri

İzmir Kemik Erimesi Tedavisi - Egepol Hastaneleri

Kemik Erimesi Tedavisi

Kemik erimesi, tıbbi adıyla osteoporoz, kadın ve erkeklerde memeyle prostat kanserinden daha fazla rastlanılan ciddi bir hastalık türüdür. Osteoporoz tanısı konulan hastalarda genelde koruyucu tedaviye başvurulmaktadır. Risk grubunda bulunan kişilerin yaşam tarzında düzenlemelere gidilerek kemik erimesi nedeniyle oluşabilecek kırıkların ve sakatlanmaların önüne geçilebilir.

Kemik Erimesi Nedir?

Kemik, içerisinde kalsiyum bulunan ve iskelet sistemini oluşturan bir yapıdır. Kalsiyum miktarının azalması, kemiğin kırılma olasılığını artırır ve sonuç olarak osteoporoz hastalığı ortaya çıkar. Dünya genelinde sıklıkla rastlanan osteoporoz, Amerika Birleşik Devletleri’nde her yıl 1 milyondan fazla kırığa neden olmaktadır. Kemik erimesi, ciddi sonuçlar doğurabildiğinden hastalık belirtilerine dikkat edilmeli ve vakit kaybetmeden tanı konulmalı, tedaviye başlanılmalıdır.

Kemik Erimesi Belirtileri Nelerdir?

Kemik dokusu, içerisinde çok sayıda mikro kırık barındırmaktadır. Ancak vücut tarafından üretilen yeni dokular sayesinde bu kırıklar henüz fark edilmeden önce onarılmaktadır. Osteoporoz hastalarında onarım süreci duraklamaya girer. Mikro kırıklar onarılamadığı için zaman içerisinde büyüyerek makro boyutlara ulaşırlar. Büyüyen kırıklar, hastada kendini farklı şikayetlerle hissettirir. Bu şikâyet ve belirtilerin bazıları aşağıdaki gibidir:

Sırt bölgesi ve omurga çizgisinde hissedilen ağrı Tekrar eden bel ağrısı Boy ölçüsünün kısalması Duruş bozukluğu ve kamburlaşma Kalça, kaburga ve omurga kırıkları Omuzların yuvarla görüntü El bileği kırıkları Kemik Erimesi Teşhisi

Kemik erimesi teşhisi için DEXA kullanılmaktadır. Dua Enerji X Ray Absorbsiyometri ile kemik içerisindeki mineral değeri ölçülmektedir. Ölçüm sonuçlarıyla osteoporoz tanısı dışında olası kemik kırıkları hakkında bilgi edinilmekte ve hastalığın genel seyri takip edilebilmektedir. Tanı konulduktan sonra genelde koruyucu tedavi uygulanır.

Dolayısıyla risk faktörü taşıyan kimselerin hastalığı önleme konusunda bilinçli davranması gerekmektedir. Düşük östrojen ve testosteron değerine sahip kadın ve erkekler kemik erimesi hastalığı açısından risk altındadır. Aile öyküsünde osteoporoz bulunan ve kortizon kullanan kişilerde de osteoporoz oluşma ihtimali yüksektir. Hastalığı önlemek için alınabilecek bazı önlemler aşağıda yer almaktadır.

Gün içerisinde alınan kalsiyum miktarına dikkat etmek. Süt ve süt ürünlerinin tüketimini artırmak. D vitamini almak ve güneş ışığına maruz kalmak. Düzenli egzersiz ve sporu yaşamın bir parçası haline getirmek. Hareketsizlikten kaçınmak. Kemik Erimesi İlk Nerede Başlar?

Kemik erimesi, kemikleri etkileyerek zayıf ve kırılgan olmalarına neden olan tıbbi bir durumdur. Özellikle omurga, kalça ve el bileğinde kırıklara yol açabilen ilerleyici bir hastalıktır. Kemik erimesi, vücut yerine koyabileceğinden daha fazla kemik dokusu kaybettiğinde başlar. Bu kemik kaybı, yaşlanma, hormonal değişiklikler, bazı tıbbi durumlar veya yaşam tarzı faktörleri gibi çeşitli nedenlerle ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, osteoporozun kesin nedeni hala bilinmemektedir.

Kemik kütlesi genellikle 20’li yaşların sonunda veya 30’lu yaşların başında zirveye ulaşır ve ardından yavaş yavaş azalır. Kadınlar tipik olarak östrojen üretimindeki azalma nedeniyle menopoz sırasında daha hızlı kemik kaybı yaşarlar. Bununla birlikte, erkekler de yaşlandıkça osteoporoz geliştirebilir.

Kemik erimesi erken evrelerinde herhangi bir belirgin semptom görülmeyebilir. Ancak omurga ve sırt bölgesinde agrı görülebilir. Durum ilerledikçe kemikler zayıflayabilir ve kırılmaya daha yatkın hale gelebilir. Dengeli beslenmek, düzenli egzersiz yapmak, sigara ve aşırı alkol tüketiminden kaçınmak gibi tedbirlerin alınması önemlidir.

Osteoporoz, vücut yerine koyabileceğinden daha fazla kemik dokusu kaybettiğinde başlar ve bu da kemiklerin zayıflamasına neden olur.

Kemik Erimesi Nasıl Tedavi Edilir?

Osteoporoz, henüz kırığa neden olmadıysa koruyu tedavi ilaçlarından destek alınarak tedavi edilmektedir. Bu sırada hastanın kas ve iskelet sisteminin sağlamlaşmasına yardım etmektir. Bu nedenle kişi daha aktif yaşamaya ve egzersiz yapmaya yönlendirilir. Egzersizlerin doğal bir sonucu olarak kaslar güçlenir, böylece kemiklere gelen fazla yükün önüne geçilir.

Kırık oluşma olasılığı da düşürülmüş olur. Bu dönemde hastaya reçete edilen ilaçlar, kemiklerde görülen deformasyonu azaltmaya destek vermektedir. İlaç reçetesi hastanın yaş ve cinsiyet gibi özellikleri göz önüne yazılarak verilir. Ancak osteoporoz tedavisinde ilaçlar tek başına yeterli olmaz. Tedavinin mutlaka uygun egzersizlerle desteklenmesi gerekmektedir.

Hastalık nedeniyle kırıklar oluşmaya başlamışsa, koruyucu ilaçlar genelde hasta şikayetlerini azaltmaya yaramaz. Bu durumda kırık ağrılarını azaltmaya yönelik farklı ilaçlardan da destek alınır. İlaçlara ek olarak hastaya korse kullanımı tavsiye edilir. İlerleyen evrelerdeyse kemik çimentosu ve benzeri organik içeriklerle kemik dokusunun doldurulması hedeflenir.

Osteoporoz, tedavi edilmesi güç bir hastalıktır. Dolayısıyla hastalık açısından riskli grupta bulunanların günlük alışkanlıklarını bu duruma göre düzenlemesi gerekir. Kemik erimesini önlemeye yönelik tedbir almak, hastalığın tedavi sürecinde yer almaktan çok daha kolaydır. Kırılan bir kemiğin yerine konması ve eski halini alması hem uzun hem de pahalı bir süreçtir.

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Takip ve Tedavisi - Prof. Dr. Uğur Günel

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Takip ve Tedavisi - Prof. Dr. Uğur Günel

Kemik Erimesi (Osteoporoz) Takip ve Tedavisi

Osteoporoz, vücudumuzdaki kemiklerin sertliklerinin azalıp, kalitelerinin bozulması daha zayıf ve kırılabilir hale gelmeleri ile ortaya çıkan ve tüm iskeletimizi etkileyen sistemik bir hastalıktır. Halk arasında kemik erimesi olarak bilinen osteoporoz her ne kadar yaşlı hastalığı olarak bilinse de her yaş ve cinsiyette görülebilir. Kemiğin birim hacmine düşen kemik kütlesinde dolayısıyla kemik kalitesi ve gücünde azalma sonucu kemiğin kırılgan hale gelmesidir.

Kemik Erimesi Belirtileri Nelerdir?

Kemik erimesi, erken dönemde herhangi bir belirtiye neden olmazken, kemik yoğunluğunun azalmasına karşın kemikte herhangi bir kırılma veya çatlama ortaya çıkmadığı veya kemik yoğunluğu testleri yapılmadığı müddetçe hastalığın tespit edilebilmesi de zorlaşır. Osteoporozun ilerlemesi durumunda hastalar vücutlarında birtakım belirtiler hissedebilir. Bunlardan bazıları şu şekilde belirtilerdir,

Omurgada kırık veya çökmüş bir omurun neden olduğu bel ağrıları Kamburlaşma ve çarpık duruş

Kemiklerin eğrilmesine bağlı olarak boyun kısalması Basit hareketlerle ortaya çıkabilen kırılma ve çatlamalar

Hastalıklar bu aşamaya geldikten sonra kemiklerde oluşan hasarın geri döndürülebilmesi mümkün

olmayabilir. Erkeklerde düşük testosteron, Kadınlarda düşük östrojen düzeyleri, birinci derece yakında osteoporoz tanısı ve kortizonlu ilaç kullanan kişiler riskli gruplar arasına girebilir.

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Tedavisi Nasıl Yapılır?

Kemik erimesinde uygulanacak tedavi hastalığın ilerlemişlik düzeyi, son 10 yıl içerisindeki kemik sağlığına ilişkin yaşanılan problemler, kemik yoğunluğu ölçümlerinizin sonuçları gibi faktörler bir arada değerlendirilerek hekim tarafından planlanır. Kemiklerinde kırık meydana gelme ihtimali düşük olan kişilerde vitamin ve mineral destekleri ile birlikte sağlıklı bir beslenme planının oluşturulması şeklinde tedavi uygulanabilir. Bifosfonatlar kemiklerinde kırık gelişme riskinin yüksek olduğu tespit edilen hastalarda en yaygın şekilde kullanılan osteoporoz ilaçlarıdır. Bu ilaçların yaygın yan etkileri arasında karın ağrısı, mide bulantısı ve mide ekşimesi gibi sorunlar yer alır. Bu tarz sorunları yaşayan hastalarda ilacın intravenöz (damar yolu ile uygulanan) türevleri tercih edilmelidir.

"
Osteoporoz - İrfan Tarhan

Osteoporoz - İrfan Tarhan

Osteoporoz

Osteoporoz kemiklerin zayıf ve kırılgan olması durumudur. O kadar kırılgan olur ki hafif düşme, eğilme hatta öksürmeyle bile kırık oluşabilir. Osteoporoza bağlı kırıklar en çok kalça, bilek ve omurlarda olur.

Kemik canlı dokudur. Kemik dokusu sürekli kırılıp yeniden oluşur. Osteoporoz eski kemik kaybının yeni kemik oluşumundan fazla olduğu durumlarda gelişir.

Osteoporoz hem kadınlarda hem de erkeklerde görülmesine rağmen menopoz sonrası kadınlarda çok daha fazla görülür. İlaçlar, sağlıklı beslenme ve spor kemik kaybını azaltıp kemiklerin güçlenmesine yardımcı olur.

Osteoporoz ağrılı bir durum değildir. Çoğunlukla ilk bulgu kemik kırığı olmasına rağmen bazı kişilerde karakteristik (öne doğru eğilme) duruş bozukluğu ilk bulgu olabilir.

Osteopeni osteoporoz öncesi oluşan kemik kaybıdır. Osteopenide yaşa göre kemik yoğunluğu azalmakla birlikte osteoporoz kadar çok değildir.

Osteoporoz Belirtileri

Kemik kaybının erken dönemde hiçbir bulgusu yoktur. Kemikler zayıfladıktan sonra şikâyet ve belirtiler başlar:

Kırılmış ve çökmüş omurlar nedeniyle sırt ağrıları Zamanla gelişen kilo kaybı Duruş bozukluğu Beklenenden daha kolay kırılan kemikler

Erken menopoz, uzun süreli kortikosteroid alınması gereken durumlarda mutlaka doktor kontrolü gerekir.

Osteoporoz Nedenleri

Vücutta kemik yapımı ve kaybı sürekli olan bir olaydır. Genç yaşlarda yeni kemik oluşumu kemik kaybından fazladır. Yeni kemik yapımı 20’li yaşlardan itibaren azalmaya başlar. Çoğu kimsede 30 yaşına geldiğinde en fazla kemik miktarına ulaşır. Bu yaştan itibaren kemik miktarı ve yoğunluğu azalmaya başlar.

Osteoporoz gelişimi ne kadar kemik kaybedildiği ile ilgilidir. Kemik kaybına neden olan birçok sebep vardır. Bunlar:

Değiştirilemeyen Riskler Cinsiyet, kadınlarda daha sık Yaş, yaş arttıkça osteoporoz fazlalaşır Irk, beyazlarda daha fazla Aile hikâyesi, osteoporozu fazla ebeveyni olanlar Vücut ölçüleri, minyon tiplerde risk artar Hormon Seviyeleri Seks hormonları, seviye düştükçe risk artar Tiroid hormonları, arttıkça kemik kaybı artar Diğer hormonlar, paratiroid ve adrenal hormonlarının artması riski arttırır Diyet Düşük kalsiyum alımı, kalsiyum kemik yapımında çok önemlidir. Hayat boyuaz tüketilmesi kemik yoğunluğunu azalıp kemik kırılmasının artmasına neden olur Yeme bozuklukları, düşük kilolu olmak kemiklerde zayıflığa neden olur Sindirim sistemi ile ilgili ameliyat, mide küçültme ve barsaklarda bir bölümünün alınması kalsiyum emilimini azaltacağı için kemik kaybına neden olur Steroid ve Diğer İlaçlar

Uzun süreli prednizon, kortizon gibi steroid kullanımı yeni kemik oluşumunu azaltır. Osteoporoza neden olan ilaç grupları:

Streoidler Reflü tedavisi Kanser ilaçları Organ nakli (transplant) ilaçları Yaşam Tarzı

Bazı alışkanlılar kemik kaybı oranını arttırır. Bunlara örnek verecek olursak:

Durağan hayat, uzun süre oturan kişilerde hareketli olanlara göre osteoporoz daha fazla görülür. Ağırlık kaldıranlarda kemiklere binen yük arttığı için yürüme, koşma, dans ve benzer hareketlere göre kemik oluşumunu çokdaha fazla arttırır. Alkol, düzenli alkol tüketilmesi kemik oluşumunu azaltır Sigara, nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte fazla sigara içenlerde osteoporoz daha çok görülmekte Osteoporoz Komplikasyonları

Omur ve kalça kırıkları osteoporozun en ciddi komplikasyonlarıdır. Kalça kırıkları çoğunlukla düşme nedeniyle olup ölüme sebep olabilecek kadar sorun oluşturabilir.

Bazı durumlarda düşme olmadan bile omur kırıkları olabilir. Omurlarda oluşan kayıplar çökme ve kırıklara bunun sonucunda da sırt ağrısı, boy kaybı ve duruş bozukluğu gelişir.

Osteoporoz Tanısı

Osteoporozun tanısı kemik dansitometre ölçümü ile yapılır. Ölçüm 10-20 dakika sürer ve ağrısızdır. Kemik yoğunluğu genç yetişkin kemik yoğunluğu ile karşılaştırılır. Yaşa göre tablo çıkarılarak normal, osteopeni veya osteoporoz tanısı konur. Değer:

Normal: -1 SD üzeri Osteopeni: -1 ile – 2.5 arası Osteoporoz: -2,5’den büyük

Kemik canlı dokudur. Kemik dokusu sürekli kırılıp yeniden oluşur. Osteoporoz eski kemik kaybının yeni kemik oluşumundan fazla olduğu durumlarda gelişir.

Osteoporoz ve Korunma

Dengeli beslenme ve düzenli egzersiz kemiklerin ömür boyu sağlıklı olması için en önemli etkenlerdir.

Kalsiyum: Günlük kalsiyum ihtiyacı günlük 1000 mg, kadılarda 50 yaşından, erkeklerde 70 yaşından sonra günlük 1200 mg.

Kalsiyumu fazla olan yiyecekler:

Düşük yağ içeren besinler Koyu yeşil yapraklı sebzeler Somon ve sardalya Soya fasülyesi ve ürünleri Kalsiyumca zenginleştirilmiş tahıl ve portakal suyu Süt ve süt ürünleri

Besinler ile yeteri kadar kalsiyum alınamıyorsa kalsiyum içeren ilaçlar kullanılabilir. Gerekenden fazla kalsiyum alımı böbrek taşlarına neden olabilir.

D Vitamini: Günlük 600 ünite D vitamini yeterli olmakla beraber 70 yaşından sonra günlük doz 800 üniteye ulaşmalı. D vitamini hem kalsiyum emilimini arttırır hemde kemik yapısını güçlendirir. Güneş iyi bir D vitamini kaynağı olmakla beraber yüksek irtifada uzun süreli güneş ışığına maruz kalmanında cilt kanseri riskini arttıracağını unutmamak gerekir.

Balıkyağı, somon, alabalık ve sütün D vitamini kaynağı olarak tüketilmesi gerekir.

Egzersiz: Egzersiz ile hem daha güçlü kemik yapısına sahip oluruz hem de kemik yıkımı azalır. Ne zaman olursa olsun egzersize başlarsak kemik üzerindeki olumlu etkilerini görürüz.

Kuvvet bindiren ve direnç ile karşılaşılan egzersiz bereber yapılırsa kemik oluşumunu daha fazla arttırır.

Osteoporoz ve Tedavi

Gerekli durumlarda ilaç tedavisine başlanır. Yapılan tetkikler ve kişinin sağlık durumuna göre ilaç gruplarından biri ya da birkaçı kullanılabilir. Bu ilaçlar:

Bifosfonatlar SERMs (Selektif Östrojen Reseptör Modülatörleri) Paratiroit hormon Kalsiyum ve D vitamini Hormon Replasman tedavisi

Kemik kırığı oluşmuşsa Cerrahi tedavi gerekir.

"
Osteoporoz (kemik erimesi) nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? Özel Pendik Tıp Merkezi

Osteoporoz (kemik erimesi) nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? Özel Pendik Tıp Merkezi

Osteoporoz (kemik erimesi) nedir? Belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Osteoporoz, kemik erimesi olarak da bilinen, hayat boyu devam eden bir hastalıktır. Osteoporoz, tüm ülkelerin güçlükle başa çıkmaya çalıştığı önemli bir sağlık sorunudur. Bu makalede, Osteoporozun ne olduğu, hastalığın belirtileri ve tedavi yöntemleri üzerine detaylı bir bakış atılacaktır. Osteoporozla ilişkili diyet ve içtimai yararlar da ayrıca önerilmiş olacaktır.

Osteoporozun Tanımı

Osteoporoz, kemik mineral yoğunluğunun küçük bir süre için çok düşük olmasıyla tanımlanan, kemiklerin dayanıksız hale gelmesiyle sonuçlanan kronik bir hastalıktır. Osteoporoz, kemik yoğunluğundaki düşüşlerin dengeyi bozarak, vücut için çeşitli problemlere yol açabilecek bir hastalık olarak kabul edilmektedir.

Osteoporozun geniş bir semptom varyantı yaygın olarak kabul edilmektedir. Bu varyasyonlar, ağrı, aşırı hastalık potansiyelinin yanı sıra görsel kimlikle birlikte kemiklerdeki kırılma olasılığı arttırılmaları şeklinde kendini göstermektedir. Ağrık varisen, eklem deformasyonu veya omurga boşlukları gibi semptomlar da olabilir.

Kemik Mineral Yoğunluğu: Osteoporoz tanımı için temel kriter, kemik mineral yoğunluğunun çok düşük olduğu hakkında uzmanların tespit etmesidir. Kronik Hastalık: Osteoporoz kronik bir hastalıktır ve ömür boyu devam edebilir. Tekrar eden fiziksel etkinlikler ve diyet düzenlemesi kemik hastalıklarının şiddetini kontrol etmek için kritiktir. Osteoporoz Belirtileri

Osteoporoz, kemik yoğunluğundaki anormal düşüşün saptandığı ve çoğunlukla yaşlanma sırasında görülen bir metabolik hastalıktır. Bazı farklı belirtiler, osteoporozun varlığının infere edilmesine yardımcı olacaktır. Bu belirtiler, daha önce sonuçlanmış kırıklar dahil olmak üzere şunları içerir:

Belirgin kemik kırıkları Uzun süren incinmeler Kemik ağrısı Pegütasyon (sık veya uzun ömürlü kas ağrısı) Küçük boyut ve miktarda kırıklar

Diğer birçok belirti, genellikle artan yumuşama ile ilişkilendirilebilir. Son derece düşük kemik yoğunluğu kaybı ile odaklanan osteoporoz, özel olarak aşağıdaki belirtilerin göstergesi olabilir:

İndirgeme (nefes darlığı ya da solunum sıkıntısı) Gırtlak veya kaslar arasındaki sıkıştırma Göğüs kafesinde deformasyon Lenf nodlarının ağrısı Kemiklerin derinliklerinde ağrı

Bu belirtiler, diğer olumsuz etkilerdir ve çoğu zaman ek olarak görülebilir. Diğer belirtiler, iç organ enflamasyonu veya bağ dokusu hastalıklarına odaklanan bulgular arasında hatırlanmalıdır.

Osteoporozun Tedavi Yöntemleri

Osteoporoz tedavisinde genel olarak iki temel yaklaşım bulunmaktadır. Kemoterapötik İlaçlar ve Fiziko-Tübbi destek tedavisi.

Kemoterapötik İlaçlar:

Bisfosfonatlar: Özellikle A vitamini’nden alınan alendronat, risendronat gibi ilaçlar osteoporoz tedavisinde kullanılan kemoterapötik ilaç türlerindendir. Bu ilaçlar kalsiyum emilimini artırarak kemik yoğunluğunu arttırmaya yardımcı olabilirler. Kalsitonin: Ağızdan alınan bir hormondur. Kalsiyumun kemiğe geçişini düzenleyerek, kemik kaybının azaltılmasında destek olmak için kullanılır.

Fiziko-Tüpmi Destek Tedavisi: Bunun için öncelikle, kişinin yaşı ve ilişkili hastalıklarının fiziksel aktivitede bir kısıtlama oluşturup oluşturmadığına bakılmalıdır. Daha sonra, temel günlük faaliyetlerin desnifresi ile beraber günlük olmayan skeçsel egzersizler uygulanır.

Kemik yoğunluğuna bağlı olarak, diğer tedavi seçenekleri arasında denge ve istikrarlı erken hareket egzersizleri, kuvvet egzersizleri, hesaplı maruz kalma egzersizi, uygun beslenme ve kemik kaybının azaltılması için destek nitelikte vitamin ve mineral kullanımı da yer almaktadır. Kaynaklara dayanarak, bu yöntemlerin kombinasyonuyla osteoporoz hastalarının kemik kaybını azaltmaya ve bağ dokusunu güçlendirmeye destek olabilir.

Osteoporozun Öngörülebilirliği

Osteoporoza bağlı olası sağlık problemlerinin öngörülebilirliğinin bilinmesi önemlidir. Bir yetişkinin osteoporoza duyarlılık düzeyi, risk faktörlerinin kapsamına, kemik mineral yoğunluğunun ölçülmesine ve bireyin özelliklerine bağlıdır. Öngörülebilirlik aşağıdaki faktörlere dayanır:

Kemik mineral yoğunluğu: Kemik hasarının önlemesi veya osteoporozun kontrolü için kemik mineral yoğunluklarının ölçülmesi önemlidir. İdeal olan, kemik mineral yoğunluk değerlerinin T-skor değerleri olmasıdır. Vücut kitle indeksi: Vücut kitle indeksi (BMI), vücut ağırlığının boyun boya karşılık gelen uygun seviyede tutulmasını sağlar. Yüksekya da düşük olan vücut kitle indeksi, kemik metabolizmasında değişmişin anlamına gelebilir. Yaşam tarzı ve diyet: Yaşam tarzı ve diyet, kemik sağlığını etkilemede önemli rol oynar. Kalp sağlığının geliştirilmesi için önerilen tüm diyetler diyet, kemik sağlığını da olumlu yönde etkiler.

Yetişkinlerin osteoporoz riskini öngörebilmek için, bazı özel risk testleri kullanılabilir. Bu testler, bireylerin yaş, bölge, cinsiyet, vücut kitle indeksi, omurga ve ayak bileği kemik mineral yoğunlukları, kemik metabolizmasındaki değişikliklerin miktarı veya kaybı gibi bilgileri kapsar. Bu testler, ayrıca, hastalardaki mevcut ilaçları, vitaminleri, mineralleri ve diğer olası risk faktörleri de kapsar. Bu faktörler, osteoporozun öngörülmesini kolaylaştırmak için yardımcı olur.

Son olarak, Osteoporoz’un belirtilerini ve tedavi yöntemlerini anladığımıza göre, öncelikle riskli durumlardan uzak durmamız ve sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını geliştirmemiz gerektiğini söylemek gerekir. Sağlık profesyonellerinin önerilerine uyarak ve diyetinizden yeterli çinko içeren gıdalar tüketmeyi unutmayarak, doktorunuzun veya beslenme uzmanınızın tavsiyeleri ile ilerlemeyi hedefleyin.

Osteoporoz Nedir? Belirtileri ve Tedavisi |

Osteoporoz Nedir? Belirtileri ve Tedavisi |

Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir

İnsan vücudunda kemikler içinde mineraller bulunmaktadır. Bu mineraller kemiğin sağlıklı olmasını sağlamaktadır. Yaşlanma ile kemik mineral yoğunluğu azalmaktadır. Bunlardan kemik için önemli olan kalsiyum mineralinin azalmasıdır. Kemik içindeki kalsiyum azalır ve kemik gözenekli bir hal alır. Bu durum kemiğin güçsüz, sağlıksız ve kırılgan olmasına sebep olur. Bu şekilde gerçekleşen hastalık durumuna osteoporoz (kemik erimesi) denir.

Osteoporoz Nedenleri

Osteoporoz için birçok risk faktörü vardır. Bu faktörleri osteoporoz riskini arttırmaktadır.

-Yaşlanma ile kemik mineral yoğunluğu azalması

-Kadınlarda menopoz sonrası östrojen hormonunun azalması

-Beslenme bozukluğu ve sedanter yaşam

-Kronik hastalıklar gibi faktörler osteoporoz nedeni olarak gösterilir.

Osteoporoz Belirtileri

Osteoporozda en belirgin belirti ağrıdır. Bu ağrı sıklıkla bel, sırt, boyun, ön kol ve ellerde görülür. Bu ağrının sebebi kemik yoğunluğunun azalmasından kaynaklanır. Bel ve omurgadaki ağrıya kifoz(kambur) eşlik eder. Kamburluk ile postür bozulmaya başlar. Kemiklerde yoğunluk azalması ile çatlaklar ve kırıklar oluşmaya başlar. Bu belirtilere son olarak kemik erimesi ile boyda kısalma ve ilerleyen dönemlerde ciddi kırıklar eklenir.

Osteoporoz Teşhisi

Hasta hikayesi ile risk faktörleri hekim tarafından değerlendirilir. Bu bilgiler tanı için yeterli olmaz. Bu nedenle bilgilere ek olarak günümüzde en sık kullanılan DEXA cihazı kullanılır. DEXA cihazı kemik mineral yoğunluğunu ölçer ve kesin bir sonuç verir. Bu yöntem ile teşhis konulur.

Osteoporoz Tedavisi

Osteoporoz tedavisinde hastalığın ilerleyişini engellemek ve kişinin yaşam standartlarını arttırmak amaçlanır. Bu sebeple öncelikle hekim tarafından verilmiş koruyucu ilaçlar ve fizyoterapist eşliğinde egzersiz yapılmaktadır. Egzersiz ile kemiğin kuvvetini sağlamak ve kırık riskini azaltmak amaçlanır. Fizik tedavide ağrıya yönelik elektroterapi veya sıcak-soğuk ajanlar kullanılır. Fizyoterapist egzersiz programı düzenler. Bu egzersiz programında yürüyüş, hafif tempolu koşu, bisiklet gibi aerobik egzersizler ve hafif kuvvette kemiğe yük veren egzersizler tercih edilir. Fizyoterapist ile yapılan egzersizlerin bir kısmı ev içinde uyarlanarak ev ödevi olarak verilir. Tedavi bu şekilde bitirilip düzenli olarak kontrol edilir.

Tedavide risk faktörlerini de göz önünde bulundurmak gerekir. Örneğin beslenme sebebiyle bir risk söz konusuysa hekim, fizyoterapist ve diyetisyen birlikte çalışmaldır.

"
Kemik erimesi (osteoporoz) nedir? Kaş Tıp Merkezi

Kemik erimesi (osteoporoz) nedir? Kaş Tıp Merkezi

Kemik erimesi (osteoporoz) nedir?

Kemikler iskelet sistemini oluşturan kalsiyum ve minerallerden oluşan yapılardır. Bebeklik döneminden itibaren kemik yapısında hızlı bir gelişme görülür. Yirmili yaşların sonlarında yavaşlayan kemik yapımı, yıkım süreci ile eşitlenir. Bu yaşlardan itibaren kalsiyum içeren gıdaların alınması ve kemik kütlesinin korunması gerekmektedir. Dengesiz beslenme ve yaş ilerlemesi birleştiğinde kemik erimesi olarak adlandırılan osteoporoz hastalığı ortaya çıkar. Bu yazımızda kemik erimesi nedir, kemik erimesi belirtileri nelerdir, kemik erimesi neden olur, kemik erimesi nasıl teşhis edilir sorularına cevaplar vereceğiz.

Kemik erimesi (osteoporoz) nedir?

Kemikler kalsiyum, kollajen lifleri ve diğer minerallerde oluşan bir yapıdır. Yaşlanma ile birlikte bu yapının güç kaybederek dayanıksız hale gelmesi normal karşılanmaktadır. Ancak kemik erimesi ile kemik yapısının yoğunluğunda ciddi düşüş meydana gelerek çok kırılgan kemikler ortaya çıkmaktadır. Kemik erimesi çoğunlukla kendini bir çatlak veya kırık olduğu durumlarda gösterir. Kemik erimesine bağlı kırıkların en çok görüldüğü kemikler, bilek, kalça ve omurga kemikleridir. Düzenli kemik tarama testi ile de tespiti mümkündür. Kemik erimesi teşhisi konulmasa bile kırk yaş üzeri kişilere en fazla beş yılda bir düzenli kemik yoğunluğu ölçümü yapılması önerilmektedir. Kemik tarama testinin ne olduğu hakkında bilgi almak için kemik tarama testi nedir yazımızı okuyabilirsiniz.

Kemik erimesi belirtileri nelerdir?

Kemik erimesi gelişmeye başladığı ilk safhalarda genellikle bir belirti vermez. Kemik yoğunluğunun azalması ile birlikte boy kısalması, kamburlaşma, bel ağrısı gibi belirtiler görülebilir. En önemli belirtisi basit düşme ve hareketlerde bile ortaya çıkabilen çatlak ve kırıklardır. İlerleyen yaşlarla birlikte kemik erimesinin belirti vermesine ihtiyaç duymadan, kişiler fizik tedavi ve rehabilitasyon doktorlarına görünerek kemik yoğunluğu ölçümü yaptırmalıdır.

Kemik erimesi neden olur?

Kemik dokusu yirmili yaşlara kadar maksimum büyüme ve gelişme gösterse de bu yaşlardan itibaren de sürekli bir gelişim içerisindedir. Kemik dokusunun yenilenmesi, kemik yıkımından az olduğu ilerleyen yaşlarda dengeli beslenme ile kemik kütlesinin korunması gerekmektedir. Kemik erimesinin sebepleri arasında, kalsiyum açısından yetersiz beslenme, ilerleyen yaş, genetik yatkınlık, hormon eksiklikleri, alkol ve sigara kullanımı bulunmaktadır.

Kemik erimesi teşhisi nasıl konulur?

Kemik erimesinin kendini ortaya çıkardığı en önemli belirti çatlak ve kırıklardır. Çatlak veya kırık şikâyeti ile ortopedi servislerine başvuran orta ve ileri yaştaki hastalarda kemik erimesi hastalığından şüphe edilerek kemik tarama testi olarak da bilinen kemik yoğunluğu ölçümü yapılarak osteoporoz teşhisi konulur.

Kemik erimesi tespit edildikten sonra tedavisi yapılabilen ve kontrol altında tutulabilen bir hastalıktır. Ciddi kırıklar yaşanmadan tespit edilerek tedavisine başlanması önemlidir. İstanbul Bağcılar’daki hastanemizde alanında uzman hekimler ile kemik erimesi tedavisi imkânı sunuyoruz. Kemik erimesi, kemik erimesi tedavisi, kemik yoğunluğu ölçümü, kemik tarama testi ve kemik tarama testi fiyatları hakkında ayrıntılı bilgiyi hastanemiz fizik tedavi ve rehabilitasyon servisinde bulabilirsiniz.

Bunlarda ilginizi çekebilir: Kemik yoğunluğu ölçümü nedir? Kemik taraması testi nedir? Kemik yoğunluğu ölçümü hakkında en çok merak edilenler nelerdir? Kemik ölçümü ne zaman yapılmalıdır? Mr nedir? Larenks tomografisi nedir? Manyetik Rezonans Görüntüleme (MR) fiyatları ne kadar? Ekstremite BT (Kas – İskelet Sistemi Tomografisi) nedir? Lomber tomografisi nedir?
Kemik Erimesi (Osteoporozis) ve Tedavisi – ROMMER International Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi

Kemik Erimesi (Osteoporozis) ve Tedavisi – ROMMER International Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon Tıp Merkezi

Kemik Erimesi (Osteoporozis) ve Tedavisi

Kemik erimesi sinsi başlayan ağrı, kemik kırıkları, şekil bozuklukları, boyda kısalma, sırtta kamburlaşma, bel ve sırt ağrıları ile kendini gösteren bir rahatsızlıktır. Yaşlanmaya bağlı olarak ortaya çıkan ve fizyolojik bir hastalık olarak kabul edilen osteoporoz, genetik nedenlerle genç yaşlarda da görülebilmektedir.

Yaş ilerledikçe ‘’keşke kendime daha iyi baksaydım’’ diyerek pişmanlık duymanıza neden olabilecek nadir hastalıklardan birisi olan osteoporoz, sinsi ilerleyen ve genellikle kemik kırıkları oluşana dek belirti vermeyen bir hastalıktır.

Vücudumuzdaki tüm kemikler osteoporozdan etkilenmektedir. Özellikle omurgada oluşan sessiz kırıklar omurlarda çökmeye neden olmakta, bunun sonucu olarak da boy kısalmalarına yol açabilmektedir. Özellikle menopoz sonrası başlayan osteoporozda gerçekleşen kemik kayıpları en fazla ilk birkaç yıl içinde meydana gelmektedir.

Kemik Erimesi Neden Olur?

Normal sağlıklı bir insanda kemik dokusu doğumdan itibaren artmaya başlayarak 35 yaş civarlarında en üst seviyelerine ulaşır. Bundan sonra ise yoğunluk ve kütlesel olarak bir kayıp yaşanmaya başlar ve bu kayıp giderek devam eder.

Kemiklerde sürekli bir yapım ve yıkım süreci mevcuttur. Kemik yapımında hormonal, endokrin, metabolik ve çevresel birçok faktör rol oynamaktadır. Bunun yanı sıra beslenme, fizik aktivite, genetik özellikler vb. gibi bazı nedenlerde bu sürecin içinde yer almaktadır.

Kemiklerde, binen yüke bağlı olarak sürekli mikroskobik düzeyde kırıklar meydana gelmektedir. Normal şartlarda hemen vücut tarafından onarma süreci başlamakta olup, hasarlı alan kısa süre içerisinde tamir edilmeye çalışılmaktadır.

Yetersiz kalsiyum, fosfor ve D vitamini alınması, Kadın olmak, menopoz sonrası olmak, Genetik yatkınlık, ileri yaş, Tiroid hormonuna ilişkin bozukluklar, diyabet Cinsiyet hormonlarında meydana gelen azalmalar, Hareketsiz yaşam, Sigara kullanımı Aşırı fizik aktivite Genç kadın atletler, balerinlerde amenore (adet yokluğu) gelişebilir. Bu da osteoporoz riskini artıracaktır.

Kemik Erimesinin Belirtileri Nelerdir?

Kırık oluşmadıkça sessiz seyreden bir hastalıktır. Genellikle erken dönemlerde herhangi bir belirti görülmez. Meydana gelebilecek kırıklar hastada belirti vermeyebilir. Dolayısıyla kemik erimesi ileri safhaya ulaşana kadar, herhangi bir tarama için müracaat edilmediği sürece, tanı konması oldukça güçtür. Kemik dansitometri testi, (kemik tarama testi) kemik erimesini saptamaya yarayan oldukça faydalı bir araştırma yöntemidir.

Belirti veren hastalarda görülen en sık şikayet omurga ve sırt bölgesinde oluşan ağrılardır. Bu ağrıların nedeninin zayıflayan kemiklerde oluşan mikrokırıklar olduğu düşünülmektedir.

Osteoporozun belirtileri arasında bel ve sırt ağrıları, boyda kısalma, kamburlaşmada artma, çarpık duruş, şekil bozuklukları yer almaktadır. Gençlik yıllarına göre boyda oluşabilecek 4-6 cm.lik kısalıklar, osteoporoz konusunda şüphe uyandırmalıdır. Osteoporozun en ciddi tehlikesi kalça eklem kırıklarıdır.

Kemik Erimesi Nasıl Önlenebilir?

Osteoporozlu kemik, kaslar tarafından desteklendiği sürece hasta yaşlanmış veya osteoporozlu olsa dahi kırık riski ve kırıklar en aza indirilebilir. Kemiğin kırılmalara karşı direnebilmesi için o kemiği koruyan, hareketlendiren sağlıklı bir kas dokusuna ve sinir sistemine ihtiyaç vardır. Tüm bunlar için kemik depolarında yeterli miktarlarda kalsiyumun olması gerekir. Kalsiyumun bol olduğu beyaz peynir, süt ve yoğurt gibi hayvansal kaynaklı gıdalar ile koyu yeşil sebzeler gibi bol kalsiyum içeren gıdaların düzenli tüketilmesi gerekmektedir. Gerekirse hekim kontrolünde alınacak ek kalsiyum destekleri ile kemikler korunabilecektir. Kemiklere kalsiyumun yerleşmesi için D vitamini gereklidir. Burada en önemli unsur olan egzersiz ve spor unutulmamalıdır. En basit egzersiz düzenli yürüyüştür.

Kemik Erimesi İçin Kimler Risk Altındadır?

İnce kemikli, renkli gözlü, açık tenli kadınlar daha çok risk altındadırlar. Yine erken menapoza girenler veya ailelerinde erken menapoz hikayesi olanlar osteoporoz için riskli grupta bulunurlar.

Osteoporoz gelişmesi ve kırıkların önlenebilmesi için değiştirilebilecek bazı risk faktörleri mevcuttur. Bu faktörler arasında,

Gün içindeki fiziksel aktivite arttırılmalıdır (hareketsiz ve sedanter yaşam başlı başına bir risk faktörüdür). Sigara kullanımı terk edilmelidir. Beslenme sorun ve problemleri düzeltilmelidir. Aşırı zayıflık (kasların yetersizliği) engellenmelidir. Kalsiyum alımı normal düzeylerde olmalıdır. Bazı ilaçların kullanımına dikkat edilmelidir. (kortizon, epilepsi ilaçları vs. gibi) Gazoz, kola gibi gazlı içeceklerden uzak durulmalı, kahve azaltılmalıdır.

Yukarıdaki maddeler dışında yaş, cinsiyet, ailede osteoporoz öyküsü, geçirilmiş histerektomi operasyonu, menopoz, uzun süredir kortikosteroid kullanımı, troid hastalıkları vb. gibi faktörlerde değiştirilemeyen risk faktörleridir . Risk altında olanların öncelikle hekime başvurması gerekir.

Kemik Erimesi Nasıl Teşhis Edilir?

Osteoporoz tanısı, Dual enerji X-ray absorbsiyometri (DEXA) adı verilen yöntem sayesinde konmaktadır. DEXA ile yapılan kemik mineral yoğunluğu ölçümü ile, tanıya yardımcı olma, oluşabilecek kırıklar için bilgi edinme, hastalığın doğal seyrini izleme konularında bilgi edinilebilmektedir.

Kemik Erimesi Nasıl Tedavi Edilir?

Hastalığın ilerlemişlik düzeyi Son 10 yıl içinde kemik sağlığı ile ilgili yaşanan problemler Kemik yoğunluğu ölçüm sonuçlarına göre hekim tarafından planlanmalıdır.

Belirgin bir makro kemik kırığı oluşmamış hastalarda, tedaviye koruyucu önlemlerle başlanmalıdır. Koruyucu tedavide ana çıkış noktası hastayı aktif hale getirmek ve egzersiz yapmasını sağlamaktır. Tempolu yürüyüşlerin oldukça faydası olacaktır. İlave olarak hastanın yaşına ve genel durumuna göre kas kuvvetlendirici aerobik egzersizler de eklenebilmektedir.

Koruyucu ilaçlar kemik yıkımını azaltabilir, dengeleyebilir. Bu tür tedaviler hastanın yaş grubuna göre kullanılmalıdır. Ancak egzersiz ile desteklenmediği takdirde, bu tedaviler tek başına yeterli olmayacaktır.

İlerlemiş ve kemik erimesine bağlı omurga kırığı başlayan hastalarda, oluşan ağrıları azaltmak için düzenli egzersiz yanında bel korsesi tedavisi de önerilebilmektedir. Oluşabilecek ağrılar için, hekim gözetiminde ağrı kesiciler kullanılmalıdır.

Sinsi bir hastalık olan osteoporozda erken tanı büyük önem taşımaktadır. Risk grubundaki hastalarda 1-2 yılda bir kemik mineral değişimi izlenmeli, kan ve idrar tahlilleriyle de kemik yıkımının düzeyi kontrol edilmelidir.

Osteoporoz | Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği

Osteoporoz | Türkiye Romatizma Araştırma ve Savaş Derneği

Osteoporoz: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Ana Sayfa Dernek Hakkında Amaçlar Yönetim Kurulu Denetim Kurulu Tüzük Üyelik Başvurusu ve İşlemler 70. Yıl Sunumları

Hazırlayan: Prof. Dr. Sami Hizmetli, Doç. Dr. Ece Kaptanoğlu

Osteoporoz nedir?

Osteoporoz kemik kütlesinde azalma ve kemik yapısının zayıflaması sonucunda, kemik kırılganlığında ve kırık ihtimalinde artış kendini gösteren bir iskelet hastalığıdır.

Osteoporozu anlatmak için sıklıkla kullandığımız "kemik erimesi" terimi aslında korkulduğunun aksine kemiklerin eriyip, akıp gitmesini değil, kemiklerin yoğunluğunun azalmasını ifade etmektedir. Üstteki resimde normal bir kemik dokusu görülmektedir. Alttaki resimde ise osteoporoz olan, dolgu maddesi azalmış, gözenekleri büyümüş daha güçsüz ve kolay kırılabilir bir kemik dokusu görülmektedir.

Osteoporozun belirtileri nelerdir?

Osteoporoz aslında sinsi bir hastalıktır ve kırık oluşana kadar belirti vermeyebilir.

Ancak en sık görülen yakınmalardan biri sırt ağrısıdır, bu osteoporozun sırt omurlarında yol açtığı küçük kırıklar yüzündendir. Bu kırıkların sayısının artışı ile de omurlarda çökme meydana gelir, hastanın sırtında kamburluk oluşur ve boy kısalır. Sırtta kamburluğun artması ile beraber göğüs ve karın boşluğunda daralma olur. Karın öne doğru çıkabilir ve hasta kilo aldığını zannedebilir. Ağır aktivitelerde nefes darlığı ortaya çıkabilir. Osteoporozda omur kemiklerinin yanı sıra, kalça ve önkolda da kırık görülme olasılığı yüksektir.

Osteoporoz riski kimlerde yüksektir?

Akrabalarında osteoporoz olan, zayıf, açık renk tene sahip olan, hareketsiz yaşam süren ve erken menopoza giren kişilerde osteoporoz daha sıktır. Osteoporoz gelişmesi açısından diğer risk faktörleri, düşük kalsiyum alımı, sigara, aşırı alkol ve kafein tüketimi, kortizon ve tiroid hormonları gibi bazı ilaçların kullanılmasıdır.

Osteoporoz nasıl teşhis edilir?

Osteoporoz tanısı için kemik yoğunluğunun ölçülmesi gereklidir. Bunun için farklı yöntemler olmakla beraber günümüzde en sık güvenilen ve başvurulan ölçüm yöntemi DEXA'dır. DEXA ölçümü ağrı verici ya da rahatsızlık uyandıran bir yöntem değildir ve hasta ciddi bir radyasyona maruz kalmaz. Bel omurları, kalça ve el bileğinden ölçüm yapılır.

Osteoporoz özellikle erken dönemlerde hiçbir belirti vermeden de mevcut olabilir. Dolayısı ile osteoporoz gelişme riski yüksek olan kişilerin, menopoza girmiş hanımların ve 50 yaşının üzerindeki beylerin herhangi bir şikayeti olmasa da hekime başvurmalarında fayda vardır.

Osteoporozdan korunmak için ne yapmalıyız?

Çocukluktan başlamak üzere kalsiyumdan zengin bir diyet, yeterli vitamin tüketimi, günlük yaşamda omurganın korunması, düzenli egzersiz yapılması ve güneş banyosu önemli oranda korunma sağlar.

Ayrıca sigara, alkol, kafein, şeker, tuz ve aşırı protein alımı azaltılmalı, ideal vücut ağırlığı korunmalı ve osteoporoza yol açan ilaçlardan uzak durulmalıdır.

Osteoporozun tedavisi nasıl yapılır?

1. Hasta eğitimi yapılmalıdır.
2. Osteoporozda ağrılı dönemde ağrı kesiciler kullanılabilir. Kemik yıkımını azaltan ve yapımını arttıran ilaçlar da kullanılmaktadır. Kalsiyum ve D vitamini bu ilaçlar içinde en yaygın kullanılanlarıdır.
3. Ağrılı dönemde yatak istirahatı uygundur.
4. Fizik tedavi ağrı giderici özelliğinden dolayı yapılır.
5. Duruş eğitimi ve güçlendirici egzersizler (öne eğilerek yapılan egzersizlerden kaçınmak gereklidir) hayati öneme sahiptir. Yürüyüşler, ağırlık çalışmaları, aerobik egzersizler, tenis, merdiven çıkma gibi aktiviteler osteoporoz için çok iyidir.
6. Korse kullanımı önerilebilir.
7. Ayrıca osteoporoz gelişmiş olan hastalarda kırıkların önlenmesi için uyku verecek ilaçların kullanımından uzak durulmalıdır. Görme kusuru varsa bunun tedavisi ve iyi bir aydınlatma gereklidir. Yerde, ayağın takılmasına ya da kaymasına yol açacak kilim, çocuk oyuncağı gibi şeyler bulunmamalıdır. Merdivenlere, koridorlara tutunmak için trabzanlar yapılabilir.

"
Osteoporoz Nedir? Liv Hospital

Osteoporoz Nedir? Liv Hospital

Osteoporoz Nedir?

Osteoporoz, kemik yapılarının zayıflaması, incelmesi ve kırılganlıklarının artması ile sonuçlanan kemik erimesidir. Kemikler canlı dokulardır ve sürekli olarak yenilenebilir. Kemik kütlesinin oluşması yaşamın ilk dönemlerinde başlar ve 20`li yaşlarda maksimum düzeye gelebilir. Kadınlar yaşam boyunca kemik kütlelerinin yaklaşık %30-40`ını kaybederken bu oran erkeklerde yaklaşık %20-30 `dur. Genetik, hormonlar, beslenme ve egzersiz gibi etkenler kemik kütlesine etki edebilir.

Osteoporoz gelişmesinde kemik kütlesi ve kemik kaybı hızlı gerçekleşebilir. Kemik kütlesi kaybı ile kemikler zayıflamaya başlayabilir ve kırılma riski artabilir. Bazı durumlarda bu kırılganlık öksürme, düşme veya eğilme nedeniyle oluşabilecek seviyede olabilir. Tüm yaş gruplarında olmak üzere kadınlarda erkeklere kıyasla daha fazla görülebilir. Özellikle menopoz dönemine geçmiş kadınlarda yüksek risk bulunabilir. Çoğunlukla kırıklar kalça, el bilekleri ve omurgada meydana gelebilir.

İçindekiler Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir? Osteoporozun Belirtileri Osteoporozun Nedenleri Osteoporozun Teşhisi Osteoporoz Tedavisi Sıkça Sorulan Sorular Osteoporoz (Kemik Erimesi) Nedir?

Osteoporoz olarak bilinen kemik erimesi, kemiklerin olması gerektiğinden daha zayıf ve daha az yoğun yapıda olmasıdır. Kemikler zayıfladığından dolayı kemiklerde kırıkların gelişme riski yüksek olabilir. Kemik kırıklarının yaygın olarak görüldüğü kemikler kalça, bilekler ve omurgada bulunur. Normal kemikler vücut ağırlığını taşıyabilir ve destekleyebilir. Yoğun ve güçlü olan kemikler çoğunlukla darbeyi emebilir ve etkiyi hafifletebilir. Yaşlanma ile kemiklerin yenilenme yetenekleri ve güçleri azalma eğilimindedir. Bu nedenle yaşlandıkça kemikler normalden daha kırılgan hale gelebilir. Osteoporoz genellikle sessiz ilerleyen bir sağlık sorunudur. Çoğunlukla vücutta kemik kırılmaları görülmedikçe osteoporozdan şüphelenilmez. Bu nedenle osteoporozun erken evrelerinde teşhis önemlidir ve kemik kırıkları riskinin azaltılmasını sağlayabilir.

Kemik Yapısının Önemi ve Yaşla Değişimi

Kemikler yaşam boyu değişme ve yenilenme sürecine sahiptir. Yetişkinlik döneminde yaklaşık her 7-10 yılda bir hasar alan kemikler uzaklaştırılır ve yeni kemik dokusu oluşturulur. Bu kemiğin yeniden şekillenmesi olarak bilinir. 30`lu yaşlardan önce erken yetişkinlik döneminde sağlıklı beslenme düzeni ve ağırlık egzersizleri ile kemiklerin güçlü ve kalın olması sağlanabilir. Bu dönemde eski kemik dokusunun uzaklaştırılması ile yeni kemik dokusunun oluşturulması denge içinde gerçekleşir. 30-40 yaşları ve sonrasında kemiklerin yapılandırılmasında dengesizlikler oluşmaya başlayabilir. Eski kemik dokusunun uzaklaştırılması ve yeni kemiklerin yapılanması arasında dengesizlik olduğundan kemik kaybı gerçekleşebilir. Bu nedenle yaşlanma ile kemiklerin yapısı değişir ve kemik kalitesi azalır.

Erkeklerde osteoporoz, yaşlanma ve hormon üretiminde azalmalar ile yavaş yavaş gelişebilir. Kadınlarda osteoporoz östrojen hormonunun kaybı ile menopoz dönemi ve sonrasında görülebilir. Ayrıca kadınlar erkeklere kıyasla daha ince ve küçük kemiklere sahiptir. Bu nedenle osteoporoz kadınlarda daha yaygın görülebilir.

Osteoporozun Tanımı ve Etkileri

Osteoporoz, kemiklerin mikro yapılarının bozulması, kemik mineral yoğunluğunun azalması, kırık riskinin artışı ile karakterize sessiz bir hastalıktır. Kemiklerde kırılma gibi herhangi bir değişiklik görülmeyene kadar ilerlediğinden dolayı “sessiz hastalık” olarak tanımlanabilir. Kemik dokusunun içi bal peteği benzeri bir görünümdedir. Bu bal peteği dokusunun küçülmesi, zayıflaması sonucu kemik hücreleri arasındaki boşluklar büyümeye başlar. Bununla birlikte kemiğin dış yapısı da bozulmaya başlar ve kemik erimesi gerçekleşir.

Osteoporoza sahip bireylerde kemik kırılganlığı artabilir, darbe ve düşme sonucunda kırıklar meydana gelebilir. Osteoporoz vakalarında kırılan kemiklerin yeniden onarılması ve iyileşmesi zor olabilir. Bununla birlikte kronik ağrılara sebebiyet verebilir. Özellikle omurga ve kalça kemiklerinin kırılması ciddi olabilir çünkü hareketlerin kısıtlanması ve bağımsızlığın kaybedilmesi riski yüksektir.

Osteoporozun Belirtileri

Osteoporoz sanılanın aksine ateş, baş ağrısı vb. belirtiler ile kendini göstermez. Diğer hastalıklara kıyasla semptom göstermeden geliştiğinden dolayı sessiz hastalık olarak nitelendirilir. Osteoporoz gelişimi sürecinde çoğunlukla vücutta semptom hissedilmez veya fark edilmez. Yavaş yavaş ve gizli ilerleyen osteoporoz küçük travma durumlarında oluşan ani kırıklar ile işaret verebilir. Osteoporoz ilerlerken birtakım durumların görülmesi kemik erimesi hakkında ön bilgi verebilir. Bunlar:

Boyun kısalması, Bel ve sırt ağrıları, Kamburluk oluşması, Nefes darlığı şeklinde olabilir. Erken Dönemde Osteoporoz Belirtileri

Kemik erimesi genellikle erken evrelerde belirti göstermeyebilir. Bu durumun ortaya çıkması kemik kırıklarının görülmesiyle fark edilebilir. Bu nedenle kemik erimesinin erken teşhisi zor olabilir ancak bazı semptomlar teşhisin konulmasında yardımcı olabilir. Bu semptomlar şunları içerebilir:

Düşük kavrama ve hareket kabiliyeti kemiklerde azalan mineral yoğunluğu ile ilişkili olabilir. Düşük kavrama yeteneği kişilerde düşme riskini arttırabilir. Kırılgan ve zayıf yapılı tırnaklar, kemik sağlığı hakkında bilgi verebilir. Bununla birlikte uzun süre suda kalmak, soğuk hava koşulları, oje ve oje çıkarıcı kullanmak gibi faktörleri hariç tutmak gerekir. Çene kemiğinde kayıplar gerçekleştiğinde diş eti çekilmesi görülebilir.

Ek olarak kemik erimesinde ağrılar oluşabilir. Akut olarak başlayan ağrılar keskin olabilir.

İleri Dönemde Osteoporoz Belirtileri

İleri dönem kemik erimesi vücutta birtakım tehlikeli sorunların oluşmasına neden olabilir. Kırılgan ve düşük mineral yoğunluklu kemikler dış etkenlere karşı daha az dayanıklı hale gelebilir. İleri dönemde osteoporoz belirtileri şunları kapsayabilir:

İleri dönem kemik erimesinin en yaygın belirtilerinden biri boy kısalmasıdır. Omurga kemiklerinin kaybı ile boy kısalığı gerçekleşebilir. Düşme, öksürme veya hapşırma gibi küçük stresler sonucunda kemik kırılması tetiklenebilir. İleri dönem kemik erimesinde kırık oluşması yaygın olarak görülür. Omurgadaki kemik yoğunluğunun azalması ve çökmeler sonucu sinir sıkışmaları oluşabilir, boyun ve sırt ağrıları şiddetle kendini gösterebilir. Duruş bozukluğu veya kambur oluşması özellikle sırttaki omurga kemiklerinin kaybı ile gerçekleşebilir. Kemik kaybı sonucu boyun ve sırt kıvrılabilir ve ağrılar ortaya çıkabilir. Osteoporozun Nedenleri

Osteoporozun ana nedeni kemik mineral yoğunluğu ve kütlesinin azalmasıdır. Bu nedenle kemikler gücünü kaybedebilir, kırılması kolay duruma gelebilir. Kemik kütlesinin azalması birtakım nedenlere bağlı olarak oluşabilir. Ailede osteoporoz ve kemik kırıkları öyküsünün olması osteoporoz neden olur sorusuna bir cevap olabilir. Bununla birlikte yaşlanma süreci osteoporoz gelişmesine katkıda bulunabilir. Yaşlanma ile birlikte herkeste kemiklerin zayıflaması görülebilir ancak bu durum bazı kişilerde daha hızlı olabilir. Postmenopozal osteoporoz nedir sorusuna basit olarak kadınların menopoz başlangıcıyla birlikte hızlı bir kemik erimesi sürecine girmeleri şeklinde cevap verilebilir. Yaşlandıkça vücutta doku onarımı düştüğünden kemiklerde yapısal zayıflık ortaya çıkabilir. Osteoporozun bir diğer nedeni cinsiyet hormonları olan östrojen ve testosteronun azalması olabilir. Bu hormonlar kemik yapılarının korunmasına destek olduğundan yetersizlik durumunda menopoz riski artabilir.

Kemik Yenilenmesi ve Osteoporoz

Yaşam boyunca kemikler yenilenme süreci geçirir, eski doku uzaklaştırılır ve yeni doku oluşturulur. 20`li yaşlara kadar eski dokunun parçalanması ve yeni kemiklerin yapılması süreci hızlıdır. Bu dönemde kemik kütlesi artar, 20`li yaşlardan sonra bu süreç giderek yavaşlayabilir. Çoğunlukla maksimum kemik kütlesi 30`lu yaşlarda oluşabilir. Ancak yaşlanma ile birlikte bu üretim hızı düşeceğinden kemik kütleleri normalden daha hızlı kaybolabilir. Maksimum kemik kütlesi genetik ve etnik kökene bağlı olarak oluşabilir. Osteoporoz gelişmesi oluşturulan maksimum kemik kütlesi ile ilişkili olabilir. Bu kemik kütlesi ne kadar yüksek olursa osteoporoz gelişme riski o kadar düşük olabilir.

Osteoporozu Tetikleyen Risk Faktörleri

Kemik erimesini tetikleyen bazı risk faktörleri bulunabilir. Ailede osteoporoz ve kalça kırığı geçmişi bulunması başlıca risk faktörleridir. Osteoporoz risk faktörleri olarak kabul edilen diğer seçenekler şunlar olabilir:

Yaşlanma, Kadın olmak, Sedanter yaşam (hareketsizlik), Erken menopoz ve östrojen eksikliği, Uzun süreli antiepileptik, protein pompa inhibitörü ve kortikosteroid tedavisi, Endokrin ve kronik hastalıkların varlığı, Kalsiyum ve D vitamininden yetersiz beslenme, Düşük beden kütle indeksi ve ince yapılı olmak, Sigara ve alkol kullanımı, Kanser tedavileri.

Ek olarak beyaz ve Asya kökenli ırklarda osteoporoz gelişmesi yaygın olarak görülebilir.

Osteoporozun Teşhisi

Kemik erimesinin teşhisinde aile öyküsü, fizik muayene ve kemik yoğunluğu ölçümü alınabilir. Ek olarak kan ve idrar testleri de kemik kaybının tanısında kullanılan diğer testlerdir. Bu sayede erken dönem kemik erimesi teşhis edilebilir ve olası kırıkların önlenmesi sağlanabilir. Osteoporoz ile karıştırılabilen osteopeni varlığının dışlanması gerekebilir. Osteopeni osteoporoz farkı kemik kütlesindeki kayıplar ile tespit edilebilir. Osteopeni kemik yoğunluğundaki kayıpların osteoporoz kadar şiddetli olmayan halidir. Bu nedenle osteopeni, osteoporozdan önceki aşama olarak düşünülebilir. Osteopeni hali devamlılık gösterdiğinde osteoporoza yol açabilir.

Kemik Yoğunluğu Ölçümü

Kemik yoğunluğu ölçümü kemik erimesini erken teşhis etmede, olası kırıkların önüne geçilmesinde ve gelecekte oluşabilecek kemik kayıplarını önlemede kullanılan önemli bir testtir. Bu test ile belirli bölgelerdeki kemiklerin cm2 başına gram cinsinden miktarı ölçülür. Dünya Sağlık Örgütü osteporoz teşhisinde kemik yoğunluğu ölçümünde altın standart olarak DEXA/ DXA ölçümlerini önerir. DEXA (Dual Enerji X-ışını Absorpsiometrisi) testi, osteoporoz tanısının konulmasında, kemik kırık riskinin belirlenmesinde kullanılabilir. Ölçüm için genellikle bel omurgaları ve kalça kemikleri kullanılır. Bununla birlikte çevresel kemiklerin ölçümü de mümkündür.

Osteoporoz Tedavisi

Osteoporoz tedavisi kemik kırıklarının önlenmesini kapsar. Bu kapsamda kemik kaybının azaltılması ve kemik dokuyu destekleyici kombine tedaviler uygulanabilir. İlaçlar, egzersiz, hormon tedavileri, beslenme ve gıda takviyeleri bu kombine tedaviler içindedir. Kemik kütlesini korumaya yardımcı ve kaybı azaltan ilaçlar, kemik ve bağ dokusunu güçlendiren egzersizler, hormonların yerine konulması tedavisi uygulanabilir. Kemik, kas ve tendonları güçlendiren ağırlık egzersizleri önerilebilir. Yoga ve pilates gibi denge egzersizleri kemiklerdeki baskının azaltılmasına yardımcı olabilir. Kemik kütlesinin korunmasında D vitamini ve kalsiyum takviyelerinin kullanılması gerekebilir.

Osteoporoz Tedavisinde Kullanılan İlaçlar

Osteoporoz tedavisinde kullanılan ilaçlar kemik dokunun güçlendirilmesine yardımcı olabilir. Kemik erimesinin önlenmesinde uygulanan bazı ilaç tedavileri şunlardır:

Bifosfonatlar: Hap ve enjeksiyon yöntemiyle damardan alınabilen ilaçlardır. Kemik kaybının azaltılması ve yüksek kırılma riskinin düşürülmesi amacıyla uygulanabilir. Mide bulantısı, karın ağrısı, ateş, baş ağrısı ve mide yanması gibi birtakım yan etkiler gösterebilir. Denosumab: Her 6 ayda bir deri altına uygulanan bir enjeksiyon ilacıdır. Kırık oluşma olasılığını azaltarak osteoporoz gelişimini yavaşlatabilir.

İlaçlar nadiren komplikasyonlara sebebiyet verebilir. Bunlar uyluk kemiğinde çatlak ve kırıklar olarak kendini gösterebilir veya çene kemiğinde gecikmiş iyileşmeler şeklinde olabilir.

Hormon İlişkili Tedaviler ve Riskleri

Menopoz başlangıcı ile birlikte östrojen seviyelerinde düşme ve kemik erimesi riski yükseldiğinden dolayı hormon tedavisi uygulanabilir. Östrojen hormonu tedavisinde kan pıhtılaşması ve meme kanseri riski bulunduğundan doktor kontrolünde sürdürülmelidir. Östrojen hormonunun taklit edilmesiyle uygulanan tedaviler birtakım risklerin yönetilmesinde daha başarılı olabilir. Hormon tedavilerinin yan etkileri olabilir ve pıhtılaşma riskinin göz önünde bulundurulması önemlidir.

Erkeklerde kemik erimesi yaşa bağlı olarak testosteron seviyelerinde düşme ile ilişkili olabilir. Testosteron hormonu tedavisinde düşük hormon seviyelerinin desteklenmesi sağlanabilir. Ancak kemik erimesi vakalarında tek başına testosteron tedavisi hakkında kapsamlı bilgiler mevcut olmadığından osteoporoz ilaçları ile birlikte uygulanması önerilebilir. Bununla birlikte tedaviler sonuç vermediğinde paratiroid hormonu replasmanı uygulanabilir.

Sıkça Sorulan Sorular

Kemik erimesi sessiz ilerleyen ve bazı durumlarda ciddi olabilen bir sağlık sorunudur. Kemik erimesi riski ile karşı karşıya kalanlar “Osteoporoz nedir?”, “Osteoporoz tedavisinde etkili yöntemler nelerdir?”, “Osteoporoz ne demek?” gibi birtakım sorulara sahip olabilir. Kemik erimesi ile ilgili en çok merak edilen soruları görmek için yazının devamını okuyabilirsiniz.

Osteoporoz ve yaş arasındaki ilişki nedir?

Yaşın ilerlemesi ile doğru orantılı olarak kemik gücü ve dayanıklılığı azalmaya başlayabilir. Kemik kütlesinde azalma yaşlanma ile birlikte herkeste görülebilir ancak bazı risk faktörleri bu süreci hızlandırabilir. Sonuç olarak ileri yaş kemik kaybının artmasında başlıca nedenlerden birisidir. Kaybedilen kemik kütlesi yeterli hızda yerine konulamaz ve kemik erimesi görülebilir.

Osteoporoz tedavisinde en etkili yöntemler nelerdir?

Kemik erimesi tedavisi birden fazla uygulama ile sağlanabilir. Yaşam tarzı değişkenlikleri (sigara ve alkol tüketimi), kalsiyum ve D vitamini takviyeleri, ağırlık ve denge egzersizleri yapmak, hormon replasman tedavileri ve ilaçlar, yeterli ve dengeli beslenme osteoporoz tedavisinde en etkili yöntemlerdir.

Kemik sağlığı duruşun sağlanması, iç organların korunması ve darbelere karşı emici görev görmesi nedeniyle önemlidir. Kemik sağlığınız için kontrollerinizi ihmal etmeyiniz. Liv Hospital`da osteoporoz tanı ve tedavisine yönelik hizmetler verilmektedir.

"
Osteoporoz (Kemik Erimesi) - Hisar Hospital Intercontinental

Osteoporoz (Kemik Erimesi) - Hisar Hospital Intercontinental

Osteoporoz (Kemik Erimesi)

Osteoporoz, kemik kitlesinde azalma ve buna bağlı olarak kemik dokunun daha kırılgan hale gelmesi ile karakterize bir kemik hastalığıdır. Osteoporoz kronik ve ilerleyici bir iskelet sistemi hastalığı olup, her iki cinste vertebra, kalça ve diğer bölgelerde kırık riskinin artmasına yol açar. Kemik yapımı ve yıkımı sürekli olarak kendini yenileyen dinamik bir süreçtir. Kemik yapılanmasındaki bu hassas denge sayesinde iskelet kütlesi korunur. Osteoporozda bu denge yıkım lehine bozularak kemikte hem mineral, hem de matriks kaybı olur.

Osteoporoz sadece kadınlarda görülmüyor!

Osteoporoz tüm dünyada, yaşam süresinin uzamasına paralel olarak giderek artan yaşlı popülasyon nedeniyle önemli bir sağlık sorunu hale gelmiştir. Bugün için en sık görülen, önlenebilir ve tedavi edilebilen kemik hastalığıdır. Dünyada, 50 yaş üstü üç kadından birinde osteoporoz bulunmaktadır. Elli yaş üzerindeki kadınlarda en az bir vertebrada kırık olma riski % 30, en az bir kalça kırığı oluşma riski ise yaklaşık % 20’dir. Osteoporoz sadece kadınlara özgü bir hastalık değildir. 50–84 yaş arasında yaklaşık % 21 kadında ve % 6 erkekte osteoporoz görülmektedir.

Osteoporozdan korunmak tedaviden daha önemlidir

Osteoporoz insanların, sağlık durumları yanında bağımsız iş yapabilme yetilerini ve yaşam kalitelerini olumsuz yönde etkilemektedir. Bu nedenle osteoporozdan korunma, tedaviden daha önemlidir. Yeterli kemik kütlesine ulaşılabilmek için dengeli beslenme, kalsiyum ve D vitamini desteği, yanında uygun fiziksel aktivite, düzenli egzersiz ve bayanlarda normal menstural siklus gereklidir.

Osteoporotik kırık nedeniyle cerrahi olarak tedavi edilen hastalarda tedavinin başarısının yeterli bir kemik kalitesine bağlı olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Osteoporotik kırıklarda cerrahi sonrasında mutlaka medikal olarak osteoporoz tedavisine başlanılmalıdır.

Menopoz sonrası kadınların kemik yapısında deformasyon gelişebilir

Osteoporozlu olgularda düşme sonucu en çok kalça, el bileği ve vertebra kırıkları oluşur. Genelde hastaların ilk şikayeti vertebra kırıkları nedeniyle oluşan sırt ağrısı ve kamburluktur. Kırılan bir vertebranın tekrar normal anatomisine dönüşü olanaksızdır. Kırılan vertebra tekrar kırılabileceği gibi buna diğer vertebra kırıkları da eklenir. Bayanlarda menopoz sonrası ilerleyen yaşlarda vertebra kırıklarının sayısı artarak dorsal kifoz ve beraberinde lomber lordozda artış olur. Boy kısalması ile birlikte kişinin fiziksel yapısında deformasyon gelişir. Hastalarda düşük enerjili travmalar veya ev içi düşmeler sonucu patolojik kırıklar görülür.

Osteoporoza sekonder kırıkların en önemlisi hiç kuşkusuz vertebra kırıklarıdır. Son yıllarda bu kırıklarda vertebroplasti ve kifoplasti yeni bir tedavi yöntemi olarak uygulamaya geçmiştir. Bu yöntemlerde floroskopi eşliğinde perkutan olarak uygulanan kanüller vasıtası ile çoğunlukla polimetilmetakrilat kemik çimentosu ile vertebra korpusunun doldurulması ile ağrıyı gidermek, daha fazla kompresyon oluşumunu engellemek ve iyileşme süresini hızlandırmak için uygulanmaktadır. Kifoplastinin vertebroplastiden farkı, vertebra korpusunda şişirilen bir balon aracılığı ile burada bir boşluk oluşturup daha düşük basınçta çimentonun uygulanabilmesini sağlamak esasına dayanır. Bu yöntemin bir diğer teorik amacı da çökmüş vertebra korpusunun yüksekliğinin kısmen kazanılmasıdır. Her iki uygulama da lokal anestezi eşliğinde gerçekleştirilebilir. Floroskopi eşliğinde gerçekleştirilen bu işlemler esnasında radyoopak çimentonun vertebra korpusu dışına, özellikle de spinal kanala kaçmamasına özen gösterilmelidir. Bu hastalarda 24. saatte her iki yöntemle de ağrıda belirgin azalma olduğu görülmüştür.
Unutulmamalıdır ki,

Osteoporoz bugün de, gelecekte de en büyük toplumsal sorun olmaya devam edecek gibi görünmektedir. Osteoporoz sadece kadınlara özgü bir hastalık değildir. Kırıkların ya da olası komplikasyonların önlenebilmesi için erken tanı konulması önemlidir. Osteoporotik kırık nedeniyle cerrahi olarak tedavi edilen hastalarda tedavinin başarısının yeterli bir kemik kalitesine bağlı olduğu gerçeği unutulmamalıdır. Osteoporotik kırıklarda cerrahi sonrasında mutlaka medikal osteoporoz tedavisine başlanılmalıdır. Osteoporoz tedavisi mutlaka hekim kontrolünde ve takibinde yapılmalıdır. "