Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Tedavisi | IIENSTITU
Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Tedavisi
İnsan psikolojisi söz konusu olduğunda bir araya gelen sorun, duygu ve düşünceler rahatsızlık yaratacak düzeyde kişinin hayatını etkilemeye başlar. Bununla birlikte modernizmin yarattığı ve postmodernizm sürdürdüğü sorunlar, eksiklikler, değişebilen koşullar insan hayatını ve düzenini etkileyebilecek ölçüde mühim konulardır. İşsizlik, geçim sıkıntısı, iş , aile, travma ve stres yaratan öğrenilmiş korkular psikoloji literatüründe kaygıya sebep veren durumları oluşturur. Günlük hayatımızda meşgul olduğumuz iş ya da olaylar dışında düşünceler, duygular ve öğrendiğimiz her bilgi bizde strese neden olabilecek etkenleri barındırabilir.
Makul düzeydeki stresin, insanın evrim sürecinde"kaç ya da öl" komutunu devam ettirmesinden ötürü yararları vardır. Stres ve kaygı, insanın tehlikelere karşı uyarılma düzeylerini yükseltir ve kaçarak kurtulmasını sağlar. Ne zaman bu düzey kontrolden çıkıp artarsa o zaman tehlikenin tehlikesi düşüncesinden korkmaya ve kaygılanmaya başlanır.
Aklı meşgul eden düşünceler ve varsayımlara dayalı tasarılar, kişiyi kendi yarattığı ya da yaratılmış kaygılara sürükler. Kaygı, kendisini tekrar tekrar aynı durum ya da olaylarda gösterir ve kişiyi içinden çıkamayacağını sandığı bir hücreye hapseder. Kontrolden çıkan ve insanı kısıtlayan kaygılar, psikoloji alanında anksiyete bozukluğu olarak tanımlanır. Anksiyete bozukluğu, farklı çeşitleri olan genel bir rahatsızlıktır. Fobilerle de ilişkili olarak öğrenilmiş kaygılar, kişiyi uzun süre rahatsız eder.
Anksiyete bozukluğunda da tekrar eden ve kişiyi çaresiz bırakan rahatsızlık, yaygın anksiyete çeşididir. Yaygın anksiyete bozukluğu, kaygının ileri düzeydeki adıdır ve belirtileriyle kişiyi sosyal hayatından dahi uzaklaştıracak etkilere sahiptir. Bu tür bir rahatsızlık etkilerini içsel ve dışsal olarak gösterdiğinden farkında olunması ve önlem alınması gerekilen bir durum söz konusudur. Yazımızda da anksiyetenin belirtileri ve tedavisi hakkında bilgileri ve fikirleri paylaşacağız. Şunu da söylemeden geçmemek lazım ki anksiyete rahatsızlığı tanısı ve tedavisi hakkında ayrıntılı ve tutarlı bilgileri, psikoloji alanında hizmet verenlerden edinmek doğru olan yoldur.
Anksiyete Ne Demek?
Anksiyete sözcüğü kökenini, Latince "angere" fiilinden almıştır. Angere, "boğmak, daraltmak, tıkanmak" anlamlarını içermektedir. Anksiyete, anlamlarını gösterecek ölçüde kişiyi bunaltan bir duruma getirir. Bilinen ve sık kullanılan adıyla kaygı, nedenlerin yarattığı korku ve endişelerin kişiyi zihinsel ya da bedensel olarak rahatsız etmesidir. Yaşadığımız çağın gelişim evresi ve yeniliklere yol açacak koşulları oluşturması, toplum ve birey üzerinde de etkisini göstermektedir. Çağımız, birçok gelişimi ve yeniliği yaşatırken insana özgü sorunları da ortaya çıkaracak altyapıyı oluşturmaktadır. Böylece bireyin yaşadığı kişisel- psikolojik sorunlar, sosyal sorunlarla birleşerek kendini bir rahatsızlık olarak sunar. Anksiyete bozukluğu da kişinin deneyimleri üzerinden ilerleyerek kendini ortaya çıkaracak alanı yaratır.
Çocukluk ve ergenlik dönemindeki travma ve stres yaratan olayların, yetişkinlik devresinde sorun teşkil ettiği birçok araştırma sonucu ortaya çıkmıştır. Tabii burada bahsi geçen travma ve stres, aşılamadığı taktirde yetişkinlik döneminde rahatsızlık yaratır. Yaygın anksiyete bozukluğu, anksiyeteden farklı olarak kişiyi uzun süre rahatsız eder ve belirtiler zihinsel- bedensel olarak hissedilir.
Yaygın anksiyete, travma ve stresin zaman içinde kişinin yaşadığı boşluktan da faydalanarak kontrolsüz kaygı yaratmasıdır. Kaygı ve stres, tehlikelere ve kötü olaylara yönelik uyarılmayı sağlarken maksimum düzeye ulaşan kaygı kişiyi kendi kontrolü altına alır. Bu tür bir kaygı durumunda kişi, kontrolü dışında yaşanan durumu denetim altına almaya çalışır. Kaygı yaratan durumlardan ve mekânlardan uzaklaşır, sosyal hayatındaki koşulları değiştirmeye çalışır.
Yaygın anksiyete bozukluğunda düşünceler ve tasarılar, rahatsızlığın düzeyini yükselten etkenlerdir. Kişi, kendi yarattığı ya da öğrenilmiş korkularından, kaygılarından muzdariptir. Ayrıca bu korku ve kaygıların mantık dışı ve tasarlanmış düşüncelerden oluştuğunu kişi bilmesine rağmen rahatsızlığın önüne geçememektedir. Çünkü bu durum kişiyi, uzun süre derin ve ciddi anlamda etkileyerek "gerçekmiş gibi" bir hissiyatı yaratır. Kişi bu hâl içinde çevresini saran düşünceler ve kaygılarla kendi içinde bir savaş verir.
Zihinsel ve fiziksel belirtiler de eklenince rahatsızlık, döngüsel bir şekilde kişiye devamlı sıkıntı yaşatır. Yaygın anksiyete bozukluğunda tanı koymak için belirtilerin tutarlı olması ve devamlılık arz etmesi gerekir. Belirtileri doğru yorumlamak, hem hastaya hem de ilgili alanda çalışanlara düşmektedir.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri
Psikoloji alanı bize gösterdi ki hastalık ve rahatsızlık belirtileri, fiziksel olabileceği kadar zihinsel belirtilerle de kendisini gösterebilmektedir. Psikolojik ve nörolojik kökenli rahatsızlık ve hastalıklar, beden ile zihnin sistemini etkileyecek belirtileri sergiler. Psikoloji alanındaki çalışmalar, rahatsızlıkların nedenleri ve sonuçlarının zihnin düşünce yapısından etkilendiği açıklamaktadır.
Yaygın anksiyete bozukluğunda da belirtiler önce zihinde daha sonra da bedende görülür. Zihinde görülür, çünkü zihin her şeydir. Düşünceler, tasarılar, geçmiş, gelecek ve bugün zihinde işlenir ve kaygıyı oluşturacak şekilde kişiyi etkiler. Anksiyete bozukluğunun fiziksel bir hastalık olmadığını sadece fiziksel belirtiler de gösterebilen bir rahatsızlık olduğunu da söylemek gerek.
Yaygın anksiyete bozukluğu, zihinde savaş veren kişinin endişeli bir hal içinde olmasına yol açar. Sürekli kaygılı düşünceleri beslemekten yorulan zihin kişiyi ruhen ve bedenen etkiler. Anksiyete bozukluğuna sahip kişiler, endişe verici düşünceler sebebiyle genellikle huzursuz ve tedirgin hissederler. Zihinde yer alan deneyimler ve düşünceler artık bir rahatsızlığa sebep olarak bedene de sirayet eder. Rahatsızlığa sahip kişilerin ortak tecrübelerine dayalı olarak belirtileri aşağıdaki gibi sıralamak mümkün.
- Endişe ve Gerginlik
- Aşırı heyecana bağlı titreme, terleme
- Kas seğirmesi ve ağrısı
- Yorgunluk ve hoşnutsuzluk
- Baş ve sırt ağrısı
- Heyecan ve kaygıdan dolayı uyuyamama
- Birbirini etkileyen döngüsel düşünceler
- Sese karşı aşırı duyarlılık
- Kalp atışlarının hızlanması ve göğüs ağrısı
Belirtileri değerlendirirken hangi şiddette sizi etkilediğini de bilmeniz gerek. Bazı belirtiler her insana özgü görülebilirken bazıları da başka bir hastalığın sebebi olabilir. Günümüzde, sağlık sorunlarına tanı koymak internet ortamında yaygınlaşmakta ve bu durum bazı tutarsız değerlendirme ve tespitlere yol açmaktadır.
İnternetten sağlığınıza yönelik tanı koymak, her tür bilgiyi ve görüşü saklayan bir ortamda sizi doğru sonuca ulaştırmaz. Doğru ve tutarlı bir sonuç için önce kendinizi gözden geçirmeli, belirtileri öğrenmeli, daha sonra ise alanda çalışan ilgili kişilere danışarak tedavi yollarını öğrenmelisiniz.
Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavisi
Anksiyete bozukluğu belirtilerini taşıyan kişinin en kısa sürede tedavi olması kendi yararına olacaktır. İçsel kaynaklı olarak kişinin sosyal hayatını da etkileyen bir rahatsızlık, tedavi yollarını araştırmayı gerektiriyor. Zihninizi meşgul eden düşünceler ve kendinizi denetim altına alarak hayatınızı kısıtlamanız bir süre sonra kendinizi yalnızca bu rahatsızlıktan ibaret olarak görmenize yol açabilir. Anksiyete bozukluğu tedavisi, psikolog, psikoterapist ve psikiyatristlerin üstlendiği bir alandır. Bundan dolayı bu alanın dışında kişi ya da gruplardan alınacak desteğin ve hizmetin tamamıyla fayda sağlayacağı söylenemez.
Anksiyete bozukluğu tedavisinde kişinin yapması gereken bazı uygulamalar da bulunmaktadır. Örneğin, sosyal aktivitelere katılmak, kendinizi düşüncelerle dolu bir yere kapanmaktan ziyade ilginizi çeken işlerle meşgul etmek yapılabilecek uygulamalardır. Yaygın anksiyete belirtilerinde sık tekrarlanan durum ve duygulara karşı psikolog ve psikiyatristlerden destek alınabilir. Anksiyete ve fobiler için etkili bir tedavi yöntemi olan bilinçsel davranışçı terapi, kalıplaşmış olumsuz inanç ve düşüncelere karşı kişiyi rahatlatan düşünce ve duyguların zihinde yer almasını sağlar.
Bu tedavi yöntemi ve diğer psikoterapi yöntemleri, kişinin rahatsızlık deneyimine göre kısa ya da uzun seanslarla uygulanır. Ayrıca rahatsızlığa karşı psikiyatristlerden tarafından verilen gerekli ilaçları da belirlenen aralıklarla almanız gerekebilir. Tekrar hatırlanmakta fayda var ki anksiyete bozukluğu ve diğer psikolojik kökenli rahatsızlıkların tedavi yöntemleri için alanda çalışanlarının bilgi ve görüşlerine öncelik vermek gerekir.
"