Tınaztepe - Akciğer Kanseri: Tanı, Tedavi ve Önleme

Tınaztepe - Akciğer Kanseri: Tanı, Tedavi ve Önleme

Akciğer Kanseri: Tanı, Tedavi ve Önleme

Akciğer kanseri dünya genelinde en ölümcül kanser türlerinden biri olarak kabul edilmektedir. Bu yazıda, akciğer kanseri hakkında temel bilgileri, risk faktörlerini, belirtileri, tanı ve tedavi yöntemlerini inceleyeceğiz.

Akciğer Kanseri Nedir?

Akciğer kanseri, genellikle akciğer hücrelerinde kontrolsüz bir şekilde büyüyen ve çoğalan kötü huylu hücrelerin oluştuğu bir kanser türüdür. Sigara içimi, pasif içicilik, hava kirliliği ve genetik faktörler gibi çeşitli risk faktörleri, akciğer kanserinin gelişimine katkıda bulunabilir.

Belirtiler

Akciğer kanserinin belirtileri genellikle erken aşamalarda belirgin değildir. Ancak ilerledikçe şu belirtiler ortaya çıkabilir:
- Kronik öksürük
- Nefes darlığı
- Göğüs ağrısı
- Kan tükürme
- İştah kaybı
- Ağırlık kaybı

Risk Faktörleri

Akciğer kanserinin gelişimine etki eden çeşitli risk faktörleri bulunmaktadır:
- **Sigara İçimi:** Sigara içenlerde akciğer kanseri riski daha yüksektir.
- **Pasif İçicilik:** Sigara dumanına maruz kalanlar da risk altındadır.
- **Genetik Faktörler:** Ailede akciğer kanseri öyküsü olanlarda risk artabilir.
- **Çevresel Etkiler:** Hava kirliliği ve maruz kalınan bazı kimyasal maddeler de riski artırabilir.

Tanı ve Teşhis

Akciğer kanseri tanısı için çeşitli yöntemler kullanılabilir:
- **Görüntüleme Testleri:** Bilgisayarlı tomografi (BT) ve manyetik rezonans görüntüleme (MR) gibi testlerle tümörler belirlenebilir.
- **Bronkoskopi:** Akciğerlerin içine bir tüp ile bakılarak biyopsi alınabilir.
- **Akciğer Grafisi:** Akciğerlerin röntgen görüntüleri alınarak anormallikler incelenebilir.

Tedavi

Akciğer kanseri tedavisi, tümörün tipine, evresine ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak belirlenir. Tedavi seçenekleri şunları içerebilir:
- **Cerrahi:** Tümörün çıkarılması amacıyla cerrahi müdahale.
- **Radyoterapi:** Yüksek enerjili ışınlar kullanarak kanser hücrelerini öldürme.
- **Kemoterapi:** İlaçlar aracılığıyla kanser hücrelerini yok etme.

Önleme

Akciğer kanserini önlemek için şu adımları atabilirsiniz:
- **Sigara İçiminden Kaçının:** Sigara içmemek veya bırakmak en etkili önlemlerden biridir.
- **Sağlıklı Yaşam Tarzı:** Dengeli beslenme, düzenli egzersiz ve sağlıklı yaşam tarzı benimsemek.
- **Çevresel Korunma:** Zararlı kimyasallardan kaçınmak ve temiz bir çevrede yaşamak.

Unutmayın ki erken teşhis, akciğer kanseri tedavisinde önemli bir faktördür. Belirtiler gözlemlendiğinde vakit kaybetmeden profesyonel yardım alınması hayati önem taşır. Bu yazıda paylaşılan bilgiler genel bilgilendirme amaçlıdır. Herhangi bir sağlık sorunu için profesyonel bir sağlık uzmanına başvurmanız önemlidir.

Yayınlanma Tarihi: 18.11.2023

Kanser Nedir? Özel Ortadoğu Hastaneleri

Kanser Nedir? Özel Ortadoğu Hastaneleri

Kanser: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Kanser Nedir? Son Güncelleme Tarihi : Kasım 14, 2023

Kanser, hücrelerin anormal ve kontrolsüz bir şekilde büyüyerek vücut dokularını tahrip ettiği bir hastalık olarak bilinir. İyi huylu kanserlerde kanserli hücreler nadiren yayılır ve genellikle tehlike oluşturmazlar, ancak kötü huylu kanser hücreleri büyüyüp gelişerek diğer organlara yayılabilir, bu duruma metastaz denir. Genetik faktörler, çevresel etkenler, kötü beslenme, fiziksel aktivite eksikliği ve stres gibi faktörler kanserin ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Kanser tedavisinde kemoterapi, radyoterapi ve ilaç tedavisi gibi yöntemler kullanılır. Önemli bir nokta ise kanserin erken teşhisinin hayati öneme sahip olmasıdır.

Kanser Nedir?
Kanser Çeşitleri Nelerdir?
Kanser Neden Olur?
Kanser Evreleri Nelerdir?
Kanser Belirtileri Nelerdir?
Kanser Nasıl Teşhis Edilir?
Kanser Tedavisi Nasıl Yapılır?
Kanserden Korunmak İçin Neler Yapılabilir?
Kanser Hakkında Sık Sorulan Sorular

Kanser, anormal hücrelerin hızla çoğalıp diğer dokulara ve organlara yayılarak onları istila ettiği bir geniş hastalık grubunu ifade eder. Bilinen 200’den fazla kanser türü bulunmakta olup, hızla büyüyebilen kanser hücreleri tümörlerin oluşmasına neden olarak vücudun normal işlevini engelleyebilirler. Hücrelerin aşırı büyümesi sonucunda iyi huylu, kötü huylu ve prekanseröz (premalign) tümörler meydana gelebilir.

İyi huylu tümörler, genellikle diğer dokulara yayılmazlar ve çoğunlukla tehlike oluşturmazlar. Ancak kötü huylu tümörler, metastaz olarak adlandırılan diğer vücut dokularına ve organlarına yayılma yeteneğine sahiptirler ve hastanın hayatını tehdit edebilirler. Prekanseröz (veya premalign) durumlar ise kansere dönüşebilecek veya gelişme potansiyeli taşıyan anormal hücreleri içerirler. Yaygın görülen ve potansiyel olarak ölümcül olan kanser türleri arasında akciğer kanseri, lenfoma, lösemi, prostat kanseri, meme kanseri ve kolon kanseri bulunur.

Kanser Çeşitleri Nelerdir?

Kanser, yaklaşık 200 farklı türde ortaya çıkabilen bir hastalıktır ve her kanser türünün görülme sıklığı kişiden kişiye farklılık gösterir. En yaygın görülen kanser türleri arasında akciğer, lenfoma, lösemi, prostat, meme, tiroid, rahim ve kolon kanseri bulunur. Kanser türleri aşağıda sıralanmıştır:

Akciğer Kanseri
Meme Kanseri
Prostat Kanseri
Lenfoma
Lösemi
Beyin Tümörleri
Kolon Kanseri
Tiroid Kanseri
Rahim Ağzı Kanseri
Böbrek Kanseri
Yumurtalık Kanseri
Mide Kanseri
Pankreas Kanseri
Cilt Kanseri
Göz Kanseri
Yemek Borusu Kanseri
Testis Kanseri

Her bir kanser türünün kendine özgü özellikleri, risk faktörleri ve tedavi yöntemleri vardır. Kanser türlerinin erken teşhisi ve tedavisi, hastalığın etkilerini azaltmada büyük önem taşır.

Kanser Neden Olur?

Kanser, hücrelerin içindeki DNA’da meydana gelen mutasyonlar ve anormal büyümeler sonucu gelişen bir hastalıktır. Kansere yol açan faktörler çeşitli yapısal nedenlerden kaynaklanabilir ve genetik faktörler, çevresel etkenler, kötü yaşam tarzı alışkanlıkları ve diğer risklerle ilişkilendirilir. Kanserin başlıca nedenleri şunlar olabilir:

Genetik Faktörler: Aile geçmişi, bireyin kansere yatkınlığını etkileyebilir. Ailesinde kanser öyküsü bulunan kişiler, genetik faktörlere sahip olabilirler.

Çevresel Faktörler: Kişinin yaşadığı çevre, kanser riskini artırabilir. Kanserojen maddelere maruz kalma, çevresel faktörler arasında yer alır.

Sigara ve Alkol Tüketimi: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi, birçok kanser türünün riskini artırabilir.

Güneş Işığı: Aşırı güneşe maruz kalma, cilt kanseri riskini artırabilir.

Kötü Beslenme: Dengesiz ve sağlıksız bir beslenme alışkanlığı, kanser riskini artırabilir.

Stres: Kronik stres, vücudu olumsuz etkileyerek kanser riskini artırabilir.

Hareketsizlik: Fiziksel aktivitenin azlığı, obeziteye yol açabilir ve obezite kanser riskini artırabilir.

Hormonal İlaçlar: Bazı hormonal ilaçlar, kanser riskini artırabilir.

Bağışıklık Sistemini Etkileyen İlaçlar: Bağışıklık sistemini baskılayan ilaçlar, kanser riskini artırabilir.

Hava Kirliliği: Kirli hava soluyan kişiler, kanser riski altında olabilirler.

Kanser gelişiminde etkili olan bu faktörler, kanserin farklı türlerinin ortaya çıkmasına neden olabilir. Bu nedenle kanser riskini azaltmak için sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıkları benimsemek önemlidir.

Kanser Evreleri Nelerdir?

Kanserin evrelemesi, hastalığın ilerleme durumuna göre yapılan bir sınıflandırmadır ve dört temel evreden oluşur. Bu evreler, kanserin yaygınlığı, büyüklüğü ve vücutta nerede bulunduğuna bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Kanserin evreleri aşağıda açıklanmıştır:

Evre 1: Kanser ilk aşama olarak kabul edilir. Bu evrede kanser, başladığı bölgede sınırlıdır ve genellikle lenf düğümlerine veya diğer dokulara henüz yayılmamıştır.

Evre 2: Kanser bu aşamada başlangıç bölgesinden uzaklaşarak büyümüş olabilir. Lenf düğümlerine sıçramış olabilir, ancak diğer dokulara yayılma gözlenmemiştir.

Evre 3: Bu evre, kanserin ilerlemiş bir aşamasını temsil eder. Kanser büyümüş ve lenf düğümleriyle birlikte diğer dokulara yayılmıştır.

Evre 4: Dördüncü evre, kanserin en ilerlemiş aşamasıdır ve metastatik kanser olarak da adlandırılır. Bu aşamada kanser hücreleri vücudun diğer organlarına ve dokularına yayılmıştır. Bu aşamada kişinin hayatı ciddi şekilde tehlikede olabilir.

Kanserin bu dört temel evresinin yanı sıra, sıfırıncı evre olarak kabul edilen bir evre de vardır. Bu evre, kanserin en erken aşamasını temsil eder ve kanserli hücrelerin hala başlangıç bölgesinde sınırlı olduğunu gösterir. Sıfırıncı evre kanserler genellikle kolayca tedavi edilebilir ve ciddi bir tehdit oluşturmazlar. Bu nedenle erken teşhis ve tedavi bu evrelerde büyük bir öneme sahiptir.

Kanser Belirtileri Nelerdir?

Kanserin belirtileri, kişiden kişiye ve kanser türünden kanser türüne değişebilir. Ancak kanser türlerinde sıkça görülen bazı ortak belirtiler bulunmaktadır. Bu belirtiler arasında şunlar yer almaktadır:

İstemsiz kilo kaybı
Kronik halsizlik ve şiddetli yorgunluk
Ciltte veya gözlerde sararma
Kızarıklıklar, yaraların geç iyileşmesi gibi cilt sorunları
Kabızlık, ishal, dışkı şekli değişikliği gibi bağırsak hareketlerinde değişiklik
Zorlayıcı kas ve vücut ağrıları
Lenf bezlerinde şişme sonucu koltuk altı, meme gibi bölgelerde büyüyen kitleler
Tekrar eden öksürük
Nefes almada güçlük
Özellikle geceleri ortaya çıkan yüksek ateş
Diş eti kanaması
Vücutta kanama veya morarmalar
İdrardan kan gelmesi
Mide bulantısı ve kusma
Baş ağrıları ve nöbetler
Yutma güçlüğü
Ses kısıklığı
Yemek yedikten sonra sürekli hazımsızlık
Beslenme bozukluğu ve yoğun kilo kaybı

Kanser hücrelerinin büyümesi, normal hücrelere göre daha fazla enerjiye ihtiyaç duyabilir, bu da kişiyi zayıflatabilir. Ayrıca, büyüyen tümörler sinirlere, kemiklere veya organlara baskı yaparak vücut ağrılarına neden olabilir. Kanserin ilerlemesi genellikle halsizlik ve yorgunluğa yol açabilir. İlerlemiş kanser, kişinin hayatını ciddi şekilde tehdit edebilir.

Yukarıdaki belirtiler kanser hastalığının erken belirtileri olabilir, ancak herhangi bir belirti kanserin kesin bir göstergesi değildir. Bu belirtilerin altında başka sağlık sorunları da yatabilir. Bu nedenle, bu tür belirtiler yaşandığında bir doktora danışmak ve gerekli testleri yaptırmak önemlidir. Erken teşhis, kanserin tedavi edilebilirliği açısından kritik öneme sahiptir.

Kanser Nasıl Teşhis Edilir?

Kanser teşhisinde kullanılan araçlar genellikle laboratuvar testleri, görüntüleme çalışmaları ve diğer invaziv veya non-invaziv prosedürleri içerir. Bu araçlar kanserin türüne, yayılma durumuna ve hastanın sağlık durumuna bağlı olarak farklılık gösterebilir. İşte yaygın olarak kullanılan bazı kanser teşhis yöntemleri:

Fiziksel muayene: Doktor, kansere işaret eden belirtileri değerlendirmek için hastanın vücudunu muayene eder. Yumrular, kitleler, lezyonlar veya cilt rengindeki değişiklikler fiziksel muayene sırasında incelenebilir.

Tam kan sayımı (CBC): Kan değerleri, tedavi sırasında anemi, enfeksiyon veya diğer komplikasyonların gelişimini izlemek için kullanılır. Ayrıca lösemi veya diğer kan hastalıklarını düşündüren anormalliklerin belirlenmesinde yardımcı olabilir.

Tümör belirteç testleri: Bu testler, kanda kanser varsa yükselme eğilimi gösteren maddeleri ölçmek için kullanılır. Örnekler arasında prostat kanserini tespit etmek için kullanılan prostat özgü antijen testi (PSA), meme ve yumurtalık kanseri için BRCA1 ve BRCA2 testleri, CA-125 testi gibi kanser türlerine özgü testler bulunur.

Akış sitometrisi: Akış sitometrisi, sıvı içinde süspanse edilmiş hücreleri değerlendirir ve lösemi veya lenfoma gibi kan veya kemik iliği hastalıklarının teşhisinde yardımcı olabilir.

Biyopsi: Biyopsi, vücuttan doku veya sıvı örneği alınarak mikroskop altında incelenmesini içerir. İnce iğne aspirasyonu (FNA), çekirdek iğne biyopsisi, koni biyopsisi veya cerrahi yöntemlerle elde edilebilir.

Görüntüleme testleri: Görüntüleme testleri, kanseri tanımlamak ve yayılma durumunu belirlemek için kullanılır. Bu testler X-ışınları, bilgisayarlı tomografi (CT), manyetik rezonans görüntüleme (MRI) ve nükleer tıp görüntüleme gibi teknikleri içerebilir.

Genomik test: Genomik testler, bir tümörün genetik özelliklerini inceleyerek kanserin nedenini ve nasıl tedavi edilebileceğini anlamaya yardımcı olabilir.

Kanser tedavisi, kanser hücrelerini hedefleyen bir dizi yöntemi içerebilir. Bu yöntemler hastanın kanser türüne, aşamasına ve genel sağlık durumuna bağlı olarak seçilir. Kanser tedavisi genellikle şunları içerebilir:

Kemoterapi
Radyasyon tedavisi
Ameliyat
Hormon tedavisi
Biyolojik tepki değiştirici tedavi
Kanser için immünoterapi
Kanser için hedefe yönelik tedavi
Kemik iliği nakli

Kanser tedavisi sırasında kişinin üstünde meydana gelen yan etkiler arasında anemi, mide bulantısı, kusma, yorgunluk ve ağrı yer alabilir. Bu yan etkiler, tedavi sürecinde dikkatle yönetilir ve hastanın genel sağlık durumu göz önünde bulundurularak tedavi planı oluşturulur.

Kanserden Korunmak İçin Neler Yapılabilir?

Kanser riskini azaltmak için, genel olarak aşağıdaki önlemleri alabilirsiniz:

Sigara ve alkol tüketimi bırakılmalıdır: Sigara içmek ve aşırı alkol tüketimi kanser riskini artırır. Bu nedenle bu zararlı alışkanlıklardan uzak durmalısınız.

Düzenli egzersiz yapılmalıdır: Fiziksel aktivite kanser riskini azaltabilir. Haftada en az 150 dakika orta şiddette veya 75 dakika yoğun şiddette egzersiz yapmayı hedefleyin.

Sağlıklı ve dengeli beslenilmelidir: İyi bir beslenme düzeni, kanser riskinizi azaltmada önemlidir. Bol miktarda sebze, meyve, tam tahıllı gıdalar ve düşük yağlı protein kaynakları tüketmeye çalışın. Ayrıca işlenmiş gıdalardan, aşırı şeker ve tuzdan kaçının.

Yoğun güneş ışınlarından kaçınılmalıdır: Cilt kanseri riskini azaltmak için güneşten koruyucu önlemler alın. Güneş kremi kullanmak, geniş kenarlı şapka ve koruyucu giysiler giymek önemlidir.

Sağlık kontrolleri aksatılmamalıdır: Düzenli sağlık kontrolleri kanser teşhisinde erken aşamalarda yakalanmanıza yardımcı olabilir. Belirli yaş ve cinsiyet grupları için önerilen tarama testlerini takip edin.

Uyku düzenine dikkat edilmelidir: Yetersiz uyku ve düzensiz uyku alışkanlıkları, kanser riskinizi artırabilir. İyi bir uyku düzenine sahip olmaya çalışın.

Stresten uzak durulmalıdır: Kronik stres, bağışıklık sistemini zayıflatabilir ve kanser riskini artırabilir. Stresle başa çıkmak için rahatlama tekniklerini uygulayın ve sosyal destek arayın.

Bu önlemler kanser riskinizi azaltmaya yardımcı olabilir. Ancak kişisel sağlık durumunuza ve aile geçmişinize bağlı olarak, doktorunuzla konuşarak daha spesifik önlemler almayı düşünebilirsiniz.

Kanser Hakkında Sık Sorulan Sorular

Kanser kaşıntısı nasıl olur?

Kanser kaşıntısı, genellikle tümörün salgıladığı maddelerden veya vücudun tümöre tepki vermesinden kaynaklanan bir sorundur. Bu kaşıntı, vücudun farklı bölgelerinde ortaya çıkabilir, ancak bacaklar ve göğüs gibi bölgelerde daha yaygın olarak görülür. Kanser tedavisi başladığında, bu kaşıntılar genellikle azalabilir veya kontrol altına alınabilir.

Kanserin son evresinde neler olur?

Kanserin dördüncü ve son evresi olarak bilinen evre, metastazın en yoğun olduğu bir dönemi ifade eder. Bu aşamada kanser hücreleri diğer organlara ve dokulara oldukça yayılmış durumdadır.

En tehlikeli kanser hangisi?

En yaygın ve ölüm oranı yüksek kanser türü akciğer kanseri olarak kabul edilir.

Stres kansere sebep olur mu?

Yoğun stresin kansere sebep olduğu düşünülse de, stresin kansere neden olduğu konusunda kesin bir cevap henüz verilememiştir. Ancak stres, birçok hastalığın nedeni olarak kabul edilmektedir.

En sinsi kanser hangisi?

Pankreas kanseri, belirgin bir şekilde kendini göstermeyen ve genellikle net bir şekilde tespit edilemeyen sinsi bir kanser türüdür.

Kanser en çok kimlerde görülür?

Kanser sıklığı yaş gruplarına ve cinsiyete göre farklılık gösterebilir. Örneğin, çocuklar ve ergenler arasında kan kanseri daha yaygınken yetişkin erkeklerde akciğer kanseri, kadınlarda ise meme kanseri daha sık görülebilir.

Tıbbi Birimlerimiz


Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Beslenme ve Diyet Beyin ve Sinir Cerrahisi Biyokimya Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Dahiliye Dermatoloji Evde Bakım Hizmetleri Fiziksel Tıp ve Rehabilitasyon Gastroentereloji Genel Cerrahi Genel Yoğun Bakım Ünitesi Göğüs Cerrahisi Göğüs Hastalıkları Göz Sağlığı Kadın Hastalıkları ve Doğum Kardiyoloji Klinik Pilates Kulak Burun Boğaz Nöroloji Odyoloji Ortopedi ve Travmatoloji Plastik, Rekonstrüktif ve Estetik Cerrahi Psikiyatri Psikoloji Radyoloji Üroloji Yenidoğan Yoğun Bakım "
Endometriyal Kanser Nedir? Belirtileri ve Tedavisi | Özel Başarı Hastanesi

Endometriyal Kanser Nedir? Belirtileri ve Tedavisi | Özel Başarı Hastanesi

ENDOMETRİYAL KANSER NEDİR? BELİRTİLERİ VE TEDAVİSİ

Endometrial kanser, rahimde başlayan bir kanser türüdür. Rahim, fetüsün gelişiminin gerçekleştiği içi boş, armut biçimli bir organdır.

Endometrial Kanser Nedir? Endometrial Kanser Neden Olur? Önlenebilir Mi? Risk Faktörleri Endometrial Kanser Belirtileri Endometrial Kanser Tanısı Endometrial Kanser Tedavisi

Endometrial kanser, uterusun astarını (endometrium) oluşturan hücre tabakasında başlar. Endometrial kanser bazen rahim kanseri olarak adlandırılır. Rahim sarkomu da dahil olmak üzere rahimde başka kanser türleri oluşabilir, ancak bunlar endometrial kanserden çok daha az yaygındır.

Endometrial kanser sıklıkla anormal vajinal kanamaya neden olduğu için erken bir aşamada tespit edilir. Endometrial kanser erken keşfedilirse, rahmin cerrahi olarak çıkarılması sıklıkla endometrial kanseri tedavi eder.

Endometrial Kanser Neden Olur?

Endometrial kansere neyin sebep olduğu bilinmemektedir. Bilinen şey, endometriumdaki hücrelerin DNA'sında değişiklikler (mutasyonlar) yaratan bir olayın meydana geldiğidir.

Mutasyon normal, sağlıklı hücreleri anormal hücrelere dönüştürebilir. Sağlıklı hücreler belirli bir hızda büyür ve çoğalır, ve yaşlandıklarında ölür. Anormal hücreler kontrolsüz bir şekilde büyür, çoğalır ve belirli bir zamanda ölmezler. Biriken anormal hücreler bir kitle (tümör) oluşturur. Kanser hücreleri yakındaki dokuları istila ederek ve başlangıçtaki tümörden ayrılarak vücudun başka yerlerine yayılabilir (metastaz).

Endometrial Kanser Önlenebilir Mi?

Endometrial kanser riskinizi azaltmak için şunları yapabilirsiniz:

Menopozdan sonra kullanılan hormon tedavisinin riskleri hakkında doktorunuzla konuşun. Menopoz semptomlarını kontrol altına almak için hormon replasman tedavisi düşünüyorsanız, riskler ve faydalar hakkında doktorunuzla konuşun. Histerektomi geçirmediyseniz, menopozdan sonra tek başına östrojenin değiştirilmesi endometrial kanser riskinizi artırabilir. Östrojen ve progestin kombinasyonu almak bu riski azaltabilir. Hormon tedavisi başka riskler de taşır, bu nedenle faydaları ve riskleri doktorunuzla birlikte değerlendirin. Doğum kontrol hapları almayı düşünün. En az bir yıl oral kontraseptif kullanmak endometrial kanser riskini azaltabilir. Azalmış riskin, oral kontraseptif almayı bıraktıktan sonra birkaç yıl daha sürdüğü düşünülmektedir. Oral kontraseptiflerin yan etkileri olsa da, faydaları ve riskleri hakkında doktorunuzla görüşün. Sağlıklı bir kiloyu koruyun. Obezitenin endometrium riskini artırdığı bilinmektedir. Bu sebeple sağlıklı kilonuzu korumaya dikkat edin. Endometrial Kanseri Riskini Arttıran Faktörler

Endometrium kanseri riskini artıran faktörler şunlardır:

Vücuttaki kadınsal hormonlarının dengesindeki değişiklikler. Yumurtalıklar östrojen ve progesteron olmak üzere iki ana kadınsal hormonu üretir. Bu hormonların dengesindeki dalgalanmalar endometriumda değişikliklere neden olur. Vücudunuzdaki östrojen miktarını artıran ancak progesteron düzeyini artırmayan bir hastalık veya durum, endometrial kanser riskinizi artırabilir. Örnekler, polikistik over sendromu, obezite ve diyabette meydana gelebilecek düzensiz yumurtlama kalıplarını içerir. Menopozdan sonra östrojen içeren ancak progesteron içermeyen hormonların alınması endometrial kanser riskini artırır. Östrojen salgılayan nadir bir yumurtalık tümörü türü de endometrial kanser riskini artırabilir. Daha uzun yıllar adet görme. 12 yaşından önce menstrüasyona erken yaşta başlamak veya menopoza geç başlamak endometrial kanser riskini artırır. Adet dönemi sayısının artması endometriumun daha fazla östrojene maruz kalması demektir. Hiç hamile kalmamış olmak. Hiç hamile kalmadıysanız, en az bir hamileliği olan birine göre endometrial kanser geliştirme riskiniz daha yüksektir. Yaşlılık. Yaşlandıkça, endometrial kanser geliştirme riskiniz artar. Endometrium kanseri en sık menopozdan sonra ortaya çıkar. Obezite. Obez olmak endometrial kanser riskinizi artırır. Bu, aşırı vücut yağının vücudunuzun hormon dengesini değiştirmesinden kaynaklanabilir. Meme kanseri için hormon tedavisi. Meme kanseri için hormon tedavisi ilacı tamoksifen almak, endometrial kanser geliştirme riskini artırabilir. Tamoksifen alıyorsanız, bu riski doktorunuzla görüşün. Kalıtsal bir kolon kanseri sendromunun varlığı. Lynch sendromu, kolon kanseri ve endometrial kanser dahil diğer kanserlerin oluşma riskini artıran bir sendromdur. Lynch sendromuna ebeveynlerden çocuklara geçen bir gen mutasyonu neden olur. Bir aile üyenize Lynch sendromu teşhisi konduysa, genetik sendrom riskinizi doktorunuzla tartışın. Size Lynch sendromu teşhisi konduysa, doktorunuza hangi kanser tarama testlerinden geçmeniz gerektiğini sorun. Endometrial Kanser Belirtileri

Endometrial kanserin belirti ve semptomları şunları içerebilir:

Menopozdan sonra vajinal kanama Adet dönemleri arasında kanama Pelvik ağrı Ne zaman doktora görünmeli?

Sizi endişelendiren herhangi bir kalıcı belirti veya semptom yaşarsanız, doktorunuzdan randevu alın.

Endometrial Kanser Tanısı

Endometrial kanseri teşhis etmek için kullanılan testler ve prosedürler şunları içerir:

Pelvik Muayene. Pelvik muayene sırasında doktorunuz cinsel organınızın (vulva) dış kısmını dikkatlice inceler ve ardından bir elin iki parmağını vajinanıza sokar ve aynı anda rahminizi ve yumurtalıklarınızı hissetmek için diğer elini karnınıza bastırır. Ayrıca vajinanıza spekulum adı verilen bir cihaz yerleştirir. Spekulum vajinanızı açar, böylece doktorunuz vajinanızı ve rahim ağzınızdaki anormallikleri görebilir. Rahminizin görüntüsünü oluşturmak için ses dalgalarını kullanmak. Doktorunuz endometriumun kalınlığına, dokusuna bakmak ve diğer koşulları ekarte etmeye yardımcı olmak için transvajinal ultrason önerebilir. Bu prosedürde vajinanıza değnek benzeri bir cihaz yerleştirilir. Dönüştürücü, rahminizin görüntüsünü oluşturmak için ses dalgalarını kullanır. Bu test, doktorunuzun uterus astarınızdaki anormallikleri aramasına yardımcı olur. Endometriumunuzu incelemek için histeroskop kullanımı. Histereskopi sırasında doktorunuz ince, esnek, ışıklı bir tüp (histeroskop) vajinanızdan ve serviksten rahminize yerleştirir. Histeroskop üzerindeki bir lens, doktorunuzun rahminizin içini ve endometriumu incelemesini sağlar. Test için bir doku örneğinin alınması (biyopsi). Rahminizin içinden bir hücre örneği almak için endometrial biyopsi gerçekleştirilir. Bu prosedür laboratuvar analizi için uterus astarınızdan dokunun çıkarılmasını içerir. Ameliyat ile biyopsi. Biyopsi sırasında yeterli doku alınamazsa veya biyopsi sonuçları net değilse, büyük olasılıkla dilatasyon ve küretaj adı verilen bir prosedür gerekecektir. Bu işlem sırasında doku rahminizin astarından kazınır ve kanser hücreleri varlığı açısından mikroskop altında incelenir.

Endometrial kanser bulunursa, kadın üreme sistemini içeren kanserlerin tedavisinde uzmanlaşmış bir doktor olan jinekolojik onkolog uzmanına sevk edileceksiniz.

Endometrial Kanserde Evreleme

Kanser teşhis edildikten sonra doktorunuz kanserinizin evresini belirlemek için testler gerçekleştirir. Kanserinizin evresini belirlemek için kullanılan testler arasında göğüs röntgeni, bilgisayarlı tomografi (BT) taraması, pozitron emisyon tomografisi (PET) taraması ve kan testleri yer alabilir.

Doktorunuz, kanserin evresini belirlemek için bu testlerden ve prosedürlerden elde edilen bilgileri kullanır. Endometrial kanserin evreleri, I'den IV'e kadar değişen Romen rakamları kullanılarak belirtilir ve en düşük evre kanserin rahmin ötesine geçmediğini gösterir. Evre IV'te kanser, mesane gibi yakındaki organları içerecek şekilde büyümüştür veya vücudun uzak bölgelerine yayılmıştır.

Endometrial Kanser Tedavisi

Endometrial kanser tedavisi genellikle rahim, fallop tüpleri ve yumurtalıkların çıkarılması için yapılan ameliyatla gerçekleştirilir. Başka bir seçenek de radyasyon tedavisidir. Endometrial kanser için ilaç tedavileri, güçlü ilaçlarla kemoterapiyi ve kanser hücrelerinin dayandığı hormonları bloke etmek için hormon tedavisini içerir.

Ameliyat

Endometrial kanser tedavisi genellikle rahmin alınması (histerektomi) ve ayrıca fallop tüplerinin ve yumurtalıkların alınması (salpingo-ooferektomi) operasyonunu içerir. Histerektomi, gelecekte hamile kalmanızı imkansız hale getirir. Ayrıca, yumurtalıklarınız alındıktan sonra, eğer menopoza girmediyseniz menopoz başlayacaktır.

Ameliyat sırasında, cerrahınız kanserin yayılıp yayılmadığına dair işaretler aramak için rahminizin etrafındaki alanları da inceleyecektir. Cerrahınız ayrıca test için lenf düğümlerini de çıkarabilir. Bu yaklaşım, kanserin evresini belirlemeye yardımcı olur.

Radyasyon tedavisi

Radyasyon tedavisi, kanser hücrelerini öldürmek için X-ışınları ve protonlar gibi güçlü enerji ışınları kullanır. Bazı durumlarda doktorunuz ameliyattan sonra kanserin tekrarlama riskini azaltmak için radyasyon önerebilir. Bazı durumlarda, bir tümörü küçültmek ve ameliyat ile çıkarmayı kolaylaştırmak için ameliyattan önce radyasyon tedavisi de önerilebilir.

Ameliyat olacak kadar sağlıklı değilseniz, yalnızca radyasyon tedavisini tercih edebilirsiniz.

Kemoterapi

Kemoterapi, kanser hücrelerini öldürmek için kimyasallar kullanır. Sadece bir kemoterapi ilacı alabilirsiniz veya iki veya daha fazla ilaç kombinasyon halinde kullanılabilir. Kemoterapi ilaçlarını ağızdan veya damardan alabilirsiniz. Bu ilaçlar kan dolaşımınıza girer ve daha sonra vücudunuzda dolaşarak kanser hücrelerini öldürür.

Kemoterapi bazen kanserin tekrarlama riskinin artması durumunda ameliyattan sonra önerilir. Ayrıca kanseri küçültmek için ameliyattan önce de kullanılabilir, böylece ameliyat sırasında kanserin tamamen çıkarılması daha olası hale gelir.

Rahim dışına yayılmış ileri veya tekrarlayan endometrial kanserin tedavisi için kemoterapi önerilebilir.

Hormon tedavisi

Hormon tedavisi, vücuttaki hormon seviyelerini düşürmek için ilaç almayı içerir. Bu tedavi ile büyümek için hormonların yardımına ihtiyaç duyan kanser hücreleri ölebilir. Rahim dışına yayılmış ileri seviye endometrial kanseriniz varsa hormon tedavisi bir seçenek olabilir.

Destekleyici (palyatif) bakım

Palyatif bakım, ciddi bir hastalığın ağrı ve diğer semptomlarından kurtulmaya odaklanan özel tıbbi bakımdır. Palyatif bakım uzmanları, devam eden bakımınızı tamamlayan ekstra bir destek katmanı sağlamak için sizinle, ailenizle ve diğer doktorlarınızla birlikte çalışır. Palyatif bakım, cerrahi, kemoterapi veya radyasyon tedavisi gibi diğer agresif tedaviler sırasında kullanılabilir.

Palyatif bakım diğer tüm uygun tedavilerle birlikte kullanıldığında kanserli kişiler daha iyi hissedebilir ve daha uzun yaşayabilir.

Palyatif bakım, doktorlar, hemşireler ve diğer özel eğitimli profesyonellerden oluşan bir ekip tarafından sağlanmaktadır. Palyatif bakım ekipleri, kanser hastaları ve ailelerinin yaşam kalitesini artırmayı hedeflemektedir.

Kemik İliği Kanseri Nedir? Belirti ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kemik İliği Kanseri Nedir? Belirti ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kemik İliği Kanseri Nedir? Belirti ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Kemik iliği kanseri, kemik iliğinin kan oluşturan kök hücrelerde oluşan kanser türüdür. Büyük kemiklerin ortasında bulunan bu ilik, kan hücrelerini üreterek dolaşıma salan süngerimsi bir dokudur. Kemik iliği kanseri ise lösemileri ve multipl miyelomu içerir. En sık görülen türü multipl myelomadır. Bu kansere neyin neden olduğu henüz tam olarak bilinmemektedir.

Vücutta birçok tipte farklı hücre bulunur. Vücudun ihtiyacı olduğunda kan hücreleri olan lökositler, eritrositler, trombositler üretilir. Bu hücreler kontrolsüzce, çok hızlı ve anormal olarak çoğaldığında kemik iliği kanseri ortaya çıkar.

Trombositler: Kanda pıhtı oluşturan, kanamayı durduran veya önleyen küçük, renksiz hücre parçalarıdır. Kan pulcuğu olarak da bilinir.

Eritrositler: Alyuvarlar, kırmızı kan hücreleri olarak da adlandırılan kırmızı kan hücreleri, en yaygın kan hücresi türüdür. Vücut dokularına oksijeni dolaşım sistemi yoluyla kan akışı yoluyla iletmeyi sağlar.

Lökositler: Lökositler olarak da bilinen beyaz kan hücreleri, vücudu enfeksiyondan korumaktan sorumludur. Bağışıklık sisteminin bir parçası olarak, beyaz kan hücreleri kanda dolaşarak yaralanmalara ve hastalanmalara müdahale eder.

Kemik İliği Kanseri Türleri Nelerdir?

Bu kanser, kan oluşturan kök hücrelerde oluşan kanser türüdür. Birçok kemik iliği kanseri türü vardır. Bunlar, multipl miyelom, akut ve kronik lösemiler olarak ayrılır.

Multipl Miyelom Nedir?

Plazma hücresi adı verilen beyaz kan hücresinde oluşan kanser türüdür. Sağlıklı plazma hücreleri, mikropları tanıyan ve onlara saldıran antikorlar üreterek enfeksiyonlarla mücadele etmeye yardımcı olur. Multipl miyelom söz konusu olduğunda, kanserli plazma hücrelerinin kemik iliğinde biriktiğini söyleyebiliriz. Ayrıca biriken bu hücreler, sağlıklı kan hücrelerini de dışarıda bırakır. Genellikle omurga, kafatası, pelvis ve kaburgalar gibi vücudun çeşitli bölgelerini etkilediği için multipl miyelom olarak adlandırılır.

Anormal plazma bozukluklarına sahip ancak gerekli kriterleri karşılamadığından aktif multipl miyelom olarak adlandırılamayacak plazma hücre bozuklukları da bulunur. Bunların tanısı, takibi ve tedavileri farklıdır. Ancak belli bir süre sonra multipl miyeloma dönüşme riski bulunur. Bu anormal plazma bozuklukları şunlardır:

Soliter plazmasitom Smoldering multipl miyelom (SMM) Monoklonal gammopati (MGUS) Monoklonal gammopati (MGCS) Lösemiler

Beyaz kan hücrelerinin kanseri, lösemi olarak adlandırılır. Kemik iliği, vücutta bulunan çeşitli kan hücrelerinin yapımında yer alır. Bazen bu kanser, başka kan hücrelerinden de başlayabilir. Lösemiler, akut ve kronik lösemiler olarak iki başlık altında toplanır. Kronik lösemide yavaş ilerleme gözlenirken akut lösemide hızlı ilerleme gözlemlenir.

Akut Lösemiler

Kemik iliği gibi kan oluşturan dokularda başlar. Çok sayıda beyaz kan hücresinin üretilerek kan dolaşımına girmesine neden olan, hızla ilerleyen bir kanser türüdür. Bu lösemi türü, acil tedavi gerektirir.

Akut lösemiyi kategorize ederken, etkilenen beyaz kan hücrelerinin tipine bağlı olacak şekilde sınıflandırma yapılır. 2 ana beyaz kan hücresi türünü ise şu şekilde sınıflandırabiliriz:

Myeloid kök hücrelerden gelen monositler ve granülositler Lenfoid kök hücrelerden gelen lenfositler

Diğer yandan, akut lösemiyi de şu şekilde ikiye ayırabiliriz:

1. Akut Miyeloid Lösemi (AML): Bu lösemi türü, tedavi edilmediği takdirde çok hızlı bir şekilde yayılır ve ölümcül hale gelir. “Akut miyelositik lösemi”, “akut miyelojenöz lösemi”, “akut granülositik lösemi” ve “akut lenfositik olmayan lösemi” gibi isimlerle de anılır. Kemik iliğinin çok sayıda anormal kan hücresi ürettiği bir kanser türüdür. Bazı vakalarda başka kan oluşturan hücrelerden de oluşabilir. Kemik iliğinde başlasa da çoğunlukla kana geçer. Yetişkinlerde en sık görülen lösemi türüdür.

2. Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL): Bu lösemi türü, bir kemik iliği hücresinin genetik materyalinde veya DNA'sında mutasyonlar geliştiğinde ortaya çıkar. Bir hücrenin DNA'sında bir hücreye ne yapması gerektiğini söyleyen talimatlar bulunur. Normal koşullar altında DNA, hücreye belli bir hızda büyümesi ve yine belli bir zamanda ölmesi gerektiğini direktif eder. Akut lenfositik lösemide, mutasyonlar kemik iliği hücresine büyümeye ve bölünmeye devam etmesine neden olur.

Kronik Lösemiler

Kronik lösemi daha olgun kan hücrelerini içerir. Bu kan hücreleri daha yavaş çoğalır, birikir ve bir süre normal şekilde işlev görebilir. Kronik löseminin bazı türleri başlangıçta hiçbir erken belirti göstermez ve yıllarca fark edilmeden veya teşhis edilmeden kalabilir.

Kronik Myelomonositik Lösemi (KMML): KMML'de kanda çok fazla monosit vardır. Monositler bir tür beyaz kan hücresidir. Dünya Sağlık Örgütü (WHO), KMML'yi miyeloproliferatif ve miyelodisplastik bozukluklar olarak adlandırılan bir grup kan kanserine dahil etmiştir. KMML, farklı tedavi seçenekleri olan ayrı bir durumdur çünkü KMML'li kişiler hem miyeloproliferatif bozuklukların (MPN) hem de miyelodisplastik bozuklukların (MDS) özelliklerine sahip olabilir.

Kronik Lenfositik Lösemi (KLL): Kronik lenfositik lösemi (KLL olarak da adlandırılır), genellikle yavaş kötüleşen bir kan ve kemik iliği kanseridir. KLL, yetişkinlerde en sık görülen lösemi türlerinden biridir. Genellikle orta yaşta veya sonrasında ortaya çıkar, çocuklarda nadiren görülür.

Kronik miyeloid lösemi olarak da bilinen kronik miyeloid lösemi (KML), kemik iliğini ve kanı etkileyen bir kanser türüdür. Bu iliğin kan yapıcı hücrelerinde başlar ve zamanla kana yayılır. Daha sonra hastalık vücudun diğer bölgelerine yayılır. Kronik olarak sınıflandırılması, bu löseminin yavaş yayıldığına ve büyüdüğüne işaret eder. Ancak KML vücuttaki hemen hemen her organa yayılabilen, hızla büyüyen, akut bir lösemi formuna da dönüşebilir.

Kemik İliği Kanseri Kimlerde Görülür?

Bu kanser türü, genellikle yaşlılarda görülür. En sık görüldüğü yaş aralığı 60-70 yaş arasıdır. Kırk yaşın altındaki bireylerde görünmesi seyrek bir durumdur. Ancak son yıllarda ülkemizde genç yaş gruplarında da görülmeye başlanmıştır. Bu kanser kalıtsal ya da bulaşıcı bir hastalık değildir. En yaygın türlerinden biri olan Akut Miyeloid Lösemi (AML) ve Akut Lenfoblastik Lösemi (ALL) hem çocuklarda hem gençlerde hem de yaşlılarda görülür.

Kemik İliği Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Bu kanserin belirtileri, kanserin vücudun hangi bölgesinde başladığına, agresifliğine, yayılma hızına, hangi türde olduğuna göre değişiklikler gösterebilir.

Multipl miyelomun belirtileri genelde şu şekildedir:

Yorgunluk ve halsizlik Sık enfeksiyon oluşumu Mide bulantısı ve kusma Kilo kaybı Genellikle sırtta, kaburgalarda veya kalçalarda görülen kalıcı bir kemik ağrısı Nefes darlığı Aşırı susama Mide ağrısı Sık idrara çıkma ihtiyacı Kabızlık Kafa karışıklığı Lösemi belirtileri şu şekilde sıralanabilir: Ateş veya titreme Kalıcı yorgunluk, halsizlik Sık veya şiddetli enfeksiyonlar Kilo kaybı Şişmiş lenf düğümleri, genişlemiş karaciğer veya dalak Kolay kanama veya morarma Tekrarlayan burun kanamaları Ciltte küçük kırmızı noktalar Kemik İliği Kanserinin İlk Belirtileri

Kanserde erken teşhis çok önemlidir. Erken tedavi, hastalığın daha hızlı yayılmasına engel olarak hayat kurtarabilir. Bu yüzden ilk belirtilere dikkat etmek gerekir. Bu belirtilerden bazıları şunlardır:

Kemik ağrısı. Ağrıyan bölgenin yakınında şişlik ve hassasiyet görülebilir. Zayıflamış kemik, kırılmaya yol açar. Kollarda ve bacaklarda zayıflık ve/veya uyuşma hissi İdrar sıklığı Tekrarlayan enfeksiyon şikayeti Şişmiş lenf düğümleri Kolayca morarma Gece terlemeleri Kemik İliği Kanseri Neden Olur?

Bu kansere neyin neden olduğu henüz bilinmemektedir. Ortaya çıkmasına neden olan faktörleri ise şu şekilde sıralayabiliriz:

Zehirli kimyasallara maruz kalma Zayıf bağışıklık sistemi veya plazma bozukluğu Belli başlı virüsler (Bunlara örnek olarak, hepatit, HIV, bazı retrovirüsler ve herpes virüsleri verilebilir.) Sigara ve alkol tüketimi Sağlıksız beslenme Kemik İliği Kanseri Risk Faktörleri Nelerdir?

Kemik iliği kanserinde risk faktörlerini şu şekilde sıralayabiliriz:

Risk faktörleri arasında radyasyon başta gelir. Erkeklerde kadınlara oranla daha fazla görülmektedir. Her ne kadar genetik bir hastalık olmasa da ailede kanser geçmişi olması, risk faktörünü artırabilir. Çözücüler, yakıtlar, motor egzozu, belirli temizlik ürünleri veya tarım ürünlerindeki zehirli kimyasallara uzun süre düzenli olarak maruz kalmak. Kemik İliği Kanseri Evreleri Nelerdir?

Evreleme, tümörün boyutuna ve konumuna ve kanserin diğer alanlara yayılıp yayılmadığına göre belirlenir. Akut lösemilerde kanser evresi yoktur. Multipl miyelom hastalarında ise laboratuvar değerlerine bakılarak evre belirlenmektedir.

Kronik miyeloid löseminin üç evresi bulunur. Bu löseminin evreleri, dalak boyutu, hastanın yaşı, lösemi hücrelerinin oranı ve kan tetkiklerine göre belirlenir. İlk evresi stabil fazdır. İkinci evresi hızlanmış evre olarak bilinen akselere fazdır. Blastik evre olarak bilinen üçüncü evrede ise hastalık akut lösemiye dönüşür.

Kronik lenfositik lösemide ise beş evre bulunur.

Evre 0: Lenfosit ve beyaz küre yüksekliği gözlemlenir. Düşük risk vardır. Evre 1: Yüksekliklere ek olarak patolojik lenf bezleri bulunur. Evre 2: Dalak büyüklüğü gözlemlenir. Evre 3: Hastalığa bağlı kansızlık gözlemlenir. Evre 4: Trombosit sayısı hastalık nedeniyle 100 binin altına düşer. Kemik İliği Kanseri Tanısı Nasıl Konulur?

Protein seviyelerini kontrol etmek ve böbrek fonksiyonunu değerlendirmek için idrar testleri yapılır. Kanserli hücrelerin varlığını kontrol etmek için kemik iliği veya genişlemiş bir lenf düğümü biyopsisi istenir. Tümörlerin kanıtlarını aramak için BT taramaları, MRI'lar, PET taramaları ve X-ışınları gibi görüntüleme testleri yürütülür.

Kemik İliği Kanseri Tedavisi Nasıl Yapılır?

Tedavi yöntemleri hastadan hastaya ve kanser türüne göre değişiklik gösterir. Hastanın medikal geçmişi, durumu, yaşı gibi birçok faktör izlenecek tedavi yolunu belirlemede etkilidir. Tedavinin amacı, hastayı rahat ettirmek, kanser yayılmasını engellemek ve iyileştirmektir. Kemik iliği kanserlerinin tedavileri şöyle sıralanabilir:

Kemoterapi: İlaçların kanser hücrelerini öldürmek için kullanıldığı bir kanser tedavisidir. Birçok farklı kemoterapi ilacı türü vardır ancak hepsi benzer şekilde çalışır. Kanser hücrelerinin üremesini durdurmaya yararlar. Bu da kanserin vücutta büyümesini ve yayılmasını engeller.

Kök Hücre Nakli: Kök hücre veya kemik iliği nakli, hasarlı kan hücrelerini sağlıklı olanlarla değiştirir. Lösemi ve lenfoma gibi kan hücrelerini etkileyen durumların tedavisinde kullanılabilir. Kök hücreler, kemik iliği tarafından üretilen ve farklı kan hücrelerine dönüşebilen özel hücrelerdir. Sağlıksız kan hücrelerinin yok edilmesini ve bunların kandan veya kemik iliğinden çıkarılan kök hücrelerle değiştirilmesini amaçlar.

Hedefe Yönelik Tedavi (Akıllı Moleküller): Kanser hücrelerinin büyümesinde ve yayılmasında yer alan belirli molekülleri hedef alan ilaçları veya diğer maddeleri kullanan bir tedavi türüdür. Bu molekülleri engellemek kanser hücrelerini öldürebilir, büyümesini veya yayılmasını engelleyebilir.

Kemik İliği Kanseri Hastaları Nasıl Beslenmelidir?

Hastaların beslenmeleri, bulundukları duruma göre değişiklikler gösterir. Kemoterapi sırasında hastada nötropeni gözlemlenebilir. Nötropeni, lökositlerin bir alt tipi olan nötrofillerin sayısının azalmasıdır. Bu durum enfeksiyon riskini artırdığından hastaların beslenmede hijyene çok dikkat etmesi gerekir. Bunların haricinde,

Çiğ tüketim önerilmemektedir. Yiyecekler çok iyi yıkanmalı ve pişirilmelidir. Protein yönünden zengin bir diyet uygulanmalıdır ve bol su tüketilmelidir. İshal gibi rahatsızlıklar gözlemlenebildiğinden bol su tüketimi ve lifli gıdaların tüketilmesi önerilir. İştah azalması gözlemleniyorsa sık ve az öğünlerle beslenmekte fayda vardır.. Kemik İliği Kanseri Hakkında Sıkça Sorulan Sorular Kemik iliği kanseri nasıl belli olur?

Belirtilerin görülmesinden yola çıkılarak tanısı konulabilir. Bununla birlikte rutin kan testleri sırasında rastlantısal olarak da fark edilebilir.

Kemik iliği kanseri olan ne kadar yaşar?

100 kişiden neredeyse 75'i kanserden 1 yıl veya daha uzun süre kurtulur. 100 kişiden 50'den fazlası (%50'den fazlası) kanserden 5 yıl veya daha uzun süre kurtulur.

Kemik iliği kanseri iyileşir mi?

Erken teşhis ve doğru tedavi ile bu kanserin iyileşme şansı vardır.

Kemik iliği yetmezliği kanser midir?

Kemik iliği yetmezliği olan hastalar, lösemi veya MDS gibi kan kanserleri ve diğer kanser türleri için risk altındadır.

Kemik iliği kanseri lösemi midir?

Kemik iliği kanseri, lösemileri ve multipl miyelomu kapsar.

Kemik iliği kanseri kanda çıkar mı?

Kandaki bazı parametrelerin düşüklüğü veya yüksekliği bu kanser türüne işaret edebilir. Ancak bu durum farklı hastalıklardan kaynaklanabildiği için, sadece kana bakarak kesin bir cevap almak pek mümkün değildir.

Bizimle İletişime Geçin İlgili İçerikler

Hamilelikte Bel Boyun Ağrısı

Penisilin Alerjisi Nedir? Neden Olur?

Kalça Protezi Nedir?

Minimal İnvaziv (Küçük Kesi) İle Kalp Ameliyatı

Hidrosefali Nedir? Tedavi Edilebilir Mi?

Mikrosefali Nedir?

Geçmeyen Öksürük Nedir? Nedenleri Nelerdir?

Bel ve Boyun Fıtığı için Ozon Tedavisi

Çocuklarda Öksürüğe Ne İyi Gelir?

Aort Anevrizması Nedir?

Çocuklarda İshal ve Tedavisi

Kelebek Hastalığı (Lupus) Nedir?

Beyin Anevrizması Nedir? Beyin Anevrizması Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Pirola Varyantı Nedir?

Beyin Anjiyosu (BeyinAnjiyografi) Nedir? Beyin Anjiyosu Nasıl Yapılır?

Sıcak Havalar Astımı Nasıl Etkiler?

Hipertermi (Sıcak Çarpması) Nedir?

Erken Doğum (Prematüre) Nedir?

El Titremesi Nedir?

El Bileğinden Anjiyo (Radial Anjiyo) Nedir?

Kalp Romatizması (Kardiyak Romatizma) Nedir?

Menopoz Döneminde Kalp Krizi Riski

Nasır Nedir? Nasır Tedavisi Nasıl Olur?

Histerektomi nedir? Neden yapılır ?

Nadir Hastalık Nedir ?

Uyuz Hastalığı Nedir? Uyuz Belirtileri ve Tedavisi

Mide Yanması Neden Olur, Nasıl Geçer?

Mide Bulantısı Neden Olur, Nasıl Geçer?

Maymun Çiçeği Virüsü Nedir?

Gastrointestinal Enfeksiyon ( Gastroenterit ) Nedir ?

Yağsız Vücut Kitlesi (FFMI) Hesaplama

İdeal Kilo Hesaplama

Vücut Yağ Oranı Hesaplama

Bazal Metabolizma Hızı Hesaplama

Vücut Kitle İndeksi Hesaplama - Boy Kilo Endeksi

Peter Pan Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Hipokondriyazis (Hastalık Hastalığı) Nedir?

Diyabet (Şeker Hastalığı) Nedir?

Kalça Ağrısı Neden Olur? Kalça Ağrısı Nasıl Geçer?

Bebeklerde Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?

Bamya Tohumu Faydaları Nelerdir? Hangi Hastalıklara İyi Gelir?

Mutluluk Çubuğu (Penis Protezi) Nedir?

Palyatif Bakım Nedir, Nasıl Alınır, Şartları Nelerdir?

Annelik Estetiği (Mommy Makeover) Nedir?

Kolera Nedir? Nasıl Bulaşır?

Tip 1 ve Tip 2 Diyabet Hakkında Her Şey

Serotonin (Mutluluk Hormonu) Nedir? Ne İşe Yarar?

Kalp Sağlığı ve Beslenme

Kahvenin Faydaları ve Zararları Nelerdir?

Göz Yorgunluğu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Kabak Çekirdeğinin Faydaları Nelerdir?

İdrar Kaçırma (Üriner İnkontinans) Nedir?

Huzursuz (İrritabl) Bağırsak Sendromu Nedir?

Potasyum Nedir? Potasyum Yüksekliği ve Düşüklüğü

Bağışıklık Güçlendirici Besinler ve Takviyeler

Gebelik ve Doğum Öncesi Bakım

Doğum Öncesi ve Sonrası Beslenme

Çölyak Hastalığı Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Uçuk Nedir? Neden Çıkar ve Nasıl Geçer?

Böbrek Yetmezliği Nedir, Belirtileri Nelerdir?

Menopoz Nedir? Menopoz Belirtileri Nelerdir?

Burun Estetiği (Rinoplasti) Nedir?

Pankreas Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Sinüzit Nedir? Sinüzit Belirtileri Nelerdir?

Hamilelik (Gebelik) Belirtileri Nelerdir?

Kalp Yetmezliği Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Akılcı İlaç Nedir ?

B12 Vitamini Nedir? B12 Vitamini Eksikliği Belirtileri Nelerdir?

Keten Tohumunun Faydaları Nelerdir?

Ailevi Akdeniz Ateşi Hastalığı (FMF) Nedir?

Papatya Çayının Faydaları Nelerdir?

Kantaron Yağı Faydaları Nelerdir? Nasıl Kullanılır?

Kekik Çayı Nasıl Yapılır, Faydaları Nelerdir?

Histeroskopi Ameliyatı

Bypass Nedir? Bypass Ameliyatı

Varis Nedir?

Laparoskopi Nedir? Laparoskopi Neden Yapılır?

Andropoz Nedir? Andropoz Belirtileri Nelerdir?

Balgam Nedir? Balgam Nasıl Atılır?

Aft Nedir ve Nasıl Geçer?

AIDS (HIV) Nedir? HIV Belirtileri ve Tedavisi

Vajinal Akıntı Neden Olur? Vajinal Akıntı Nasıl Geçer?

Mide Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Güneş Yanığına Ne İyi Gelir? Güneş Yanıkları Nasıl Geçer?

Down Sendromu Belirtileri, Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Astigmat Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Diş Ağrısına Ne İyi Gelir? Diş Ağrısı Nasıl Geçer?

Zatürre (Pnömoni) Nedir? Zatürre Belirtileri Nelerdir?

Vajinismus Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Tüberküloz (Verem Hastalığı) Nedir?

Skolyoz (Omurga Eğriliği) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Konjoktivit Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Obsesif Kompülsif Bozukluk (OKB) Nedir?

MS Hastalığı (Multipl Skleroz) Nedir?

Cilt (Deri) Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Öksürüğe Ne İyi Gelir? Öksürük Nasıl Geçer?

Boğaz Ağrısı Neden Olur? Boğaz Ağrısı Nasıl Geçer?

Mide Ağrısına Ne İyi Gelir? Mide Ağrısı Nasıl Geçer?

Guatr Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Lösemi Nedir? Lösemi Belirtileri ve Tedavisi

Spina Bifida Nedir? Bebeklerde Spina Bifida

Lenf Kanseri (Lenfoma) Nedir?

Gut Hastalığı Nedir? Gut Hastalığına Ne İyi Gelir?

Demir Eksikliği Belirtileri Nelerdir? Demir Eksikliğine Ne İyi Gelir?

Sınav Kaygısı Nedir? Sınav Kaygısı ile Başa Çıkmanın Yolları

Yeşil Çayın Faydaları Nelerdir? Yeşil Çay Ödem Atar Mı?

Afazi Nedir? Afazi Tipleri ve Tedavisi

Bebeğin Gazı Nasıl Çıkarılır?

Çocuklarda İdrar Kaçırma ve İşeme Problemleri

Bebeklerde Kusma Neden Olur? Bebek Kusmasına Ne İyi Gelir?

Çocuklarda Alerjik Hastalıklar

Kalp Hastaları Oruç Tutabilir Mi?

Ramazan Ayında Beslenme

HPV Nedir? Belirtileri Nelerdir? HPV Aşısı Nedir?

Diz Kireçlenmesi ve Dizde Kireçlenme Belirtileri

Akciğer Kanseri Nedir? Akciğer Kanseri Belirtileri

Ağrılı Cinsel İlişki (Disparoni) Nedir? Nedenleri ve Tedavisi

Hepatit B Nedir? Belirtileri Nelerdir? Hepatit B Nasıl Bulaşır?

Cinsel Yolla Bulaşan Hastalıklar Nelerdir? Belirtileri ve Tedavileri

Gebelik Hesaplama

Karaciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Hepatit C Nedir? Nasıl Bulaşır? Belirtileri Nelerdir?

Endoskopik Boyun Fıtığı Ameliyatı Nedir?

Cevizin Faydaları Nelerdir? Hindistan Cevizi Yağı Faydaları

Kefir Nedir? Kefirin Faydaları Nelerdir?

Bağırsak İltihabı (Kolit) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Baker Kist (Diz Arkası Ağrısı) Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Ağız Kuruluğu (Kserostomi) Nedir? Ağız Kuruluğu Neden Olur?

Omega 3 Nedir? Omega 3’ün Faydaları Nelerdir?

Yüz Estetiğinde Altın Oran Nedir? Nasıl Hesaplanır?

Beyin Damar Tıkanıklığı Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Muzun Faydaları Nelerdir? Muz Kabuğu Faydaları Nelerdir?

Klostrofobi (Kapalı Alan Korkusu) Nedir? Klostrofobi Belirtileri

Romatoid Artrit (İltihaplı Romatizma) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Yumurtalık (Over) Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Menenjit Nedir? Belirtileri Nelerdir? Menenjit Aşısı

Siroz Nedir, Siroz Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Çocuklarda Dijital Bağımlılık Nasıl Oluşur ?

Sepsis (Kan Zehirlenmesi) Nedir? Sepsis Belirtileri ve Tedavisi

Sağlık Raporu Nedir ? Sağlık Raporu Neden Alınır ?

SMA Hastalığı Nedir? Neden Olur? Belirtileri ve Tedavisi

Meyve Suyu Çocuklar İçin Zararlı Mıdır?

Hamilelik Reflüsü Nedir? Hamilelik Reflüsü Belirtileri Nelerdir?

Çocuklarda Ateş Neden Olur? Evde Ateş Nasıl Düşürülür?

Kronik Yorgunluk Sendromu Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Hipertansiyon Nedir? Yüksek Tansiyon Belirtileri Nelerdir?

Anemi (Kansızlık) Nedir? Kansızlık Belirtileri Nelerdir?

Kulak Çınlaması (Tinnitus) Neden Olur? Nasıl Geçer?

Gebelikte Şeker Yüklemesi Nedir? Ne Zaman ve Nasıl Yapılır?

Gebelikte Ayrıntılı Ultrason Şart Mı? Kaçıncı Haftada Yapılır?

Burun Akıntısı Nasıl Geçer? Burun Akıntısı Covid Belirtisi Mi?

Omicron Varyantı Nedir? Omicron Belirtileri Nelerdir?

İnfluenza (Grip) Nedir? İnfluenza Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Gastrit Nedir? Gastrit Belirtileri Nelerdir?

Kolon ve Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Panik Atak Nedir? Panik Atak Belirtileri Nelerdir?

Larenjit (Gırtlak İltihabı) Nedir? Larenjit Belirtileri ve Tedavisi

Gül Hastalığı (Rozasea) Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Kurdeşen (Ürtiker) Nedir? Neden Olur? Kurdeşene Ne İyi Gelir?

Perinatoloji ve Yüksek Riskli Gebelikler

Soğuk Algınlığı Belirtileri Nelerdir? Soğuk Algınlığına Ne İyi Gelir?

Behçet Hastalığı Nedir? Behçet Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Gebelikte Tarama Testleri Nelerdir? Ne Zaman Yapılır?

Geniz Akıntısı Nedir? Neden Olur? Nasıl Geçer?

Lazer Epilasyon Nedir? Nasıl Yapılır? Hangi Bölgelere Yapılır?

Hıçkırık Neden Olur? Hıçkırık Nasıl Geçer?

Çocuklarda İşitme Kaybı Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Halluks Valgus Nedir? Halluks Valgus Ameliyatı

Halluks Rigidus (Sert Ayak Başparmağı) Nedir?

Entübe Nedir? Entübasyon Nasıl Yapılır?

Propolis Nedir? Nasıl Kullanılır? Propolis Faydaları Nelerdir?

Myastenia Gravis Nedir? Myastenia Gravis Belirtileri ve Tedavisi

Nöropatik Ağrı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Nöropatik Ağrı Tedavisi

Chia Tohumu Nedir? Chia Tohumu Faydaları Nelerdir?

Saç Dökülmesi Neden Olur? Saç Dökülmesi Nasıl Önlenir?

Ataksi Nedir? Ataksi Belirtileri, Nedenleri ve Tedavi Yöntemleri

Nefes Darlığı Neden Olur? Nefes Darlığına Ne İyi Gelir?

Kalp Pili Nedir? Kalp Pili Nasıl Takılır?

Endometriozis (Çikolata Kisti) Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Gıdı Estetiği Nedir? Nasıl Yapılır? Ameliyatsız Gıdı Estetiği

Rahim Ağzı (Serviks) Kanseri Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

PCR Testi Nedir? Nasıl Yapılır? PCR Sonucu Ne Zaman Çıkar?

Bruksizm (Diş Sıkma) Nedir? Bruksizm Belirtileri ve Tedavisi

Beyin Ölümü Nedir? Beyin Ölümü Hangi Durumlarda Görülür?

Organ Bağışı Nedir? Organ Bağışı Nasıl Yapılır?

Bel Soğukluğu (Gonore) Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Ödem Nedir? Neden Olur? Ödem Nasıl Atılır?

Velashape Nedir? Velashape ile Bölgesel Zayıflama

Narsistik Kişilik Bozukluğu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Parkinson Nedir? Neden Olur? Parkinson Belirtileri ve Tedavisi

Delta Virüsü Belirtileri Nelerdir? Delta Plus Varyantı Nedir?

Yeme Bozukluğu Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Folik Asit Nedir? Folik Asit Ne İşe Yarar? Folik Asit Eksikliği

Egzama Nedir? Egzama Neden Olur? Egzama Tedavisi

Doğum Lekesi Nedir? Neden Olur? Doğum Lekesi Nasıl Geçer?

İshal Neden Olur? İshale Ne İyi Gelir? İshal Nasıl Geçer?

Kıl Dönmesi Nedir? Belirtileri Nelerdir? Kıl Dönmesi Ameliyatı

İnme (Felç) Nedir? İnme Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Genital Siğil Nedir? Belirtileri Nelerdir? Genital Siğil Tedavisi

Perianal Fistül ve Anal Apse Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

İşitme Kaybı Nedir? İşitme Kaybı Dereceleri ve Tedavisi

Kabakulak Nedir? Kabakulak Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Ferritin Nedir? Ferritin Düşüklüğü ve Ferritin Yüksekliği

Ayak Mantarı Nedir? Nasıl Geçer? Ayak Mantarına Ne İyi Gelir?

Polikistik Over Nedir? Polikistik Over Belirtileri ve Tedavisi

Mide Kanaması Nedir? Mide Kanaması Belirtileri Nelerdir?

İdrar Yolu Enfeksiyonu Nedir? İdrar Yolu Enfeksiyonu Belirtileri

Lipödem Nedir? Belirtileri Nelerdir? Lipödem Tedavisi

Kol Germe Estetiği (Brakioplasti) Nedir? Kol Germe Ameliyatı

Meme Estetiği (Meme Büyütme, Meme Küçültme ve Dikleştirme)

Doğum Kontrol Hapı Nedir? Ne İşe Yarar? Nasıl Kullanılır?

Adet Gecikmesi Nedir? Adet Gecikmesi Neden Olur?

Sünnet Nedir? Sünnet Neden ve Nasıl Yapılır?

Sezaryen Doğum Nedir? Normal Doğum ve Sezeryan Doğum

Böbrek Nedir? İşlevi Nedir? Böbrek Sağlığını Korumanın Yolları

Spiral Nedir? Spiral Ne Zaman ve Nasıl Takılır?

Covid-19 Kalp Hastalarını Nasıl Etkiler?

Anne Sütü ve Emzirmenin Faydaları

Mide Balonu Nedir? Mide Balonu ile Ne Kadar Zayıflanır?

Sinir Sıkışması Nedir? Sinir Sıkışması Belirtileri Nelerdir?

Sedef Hastalığı Nedir? Sedef Hastalığı Belirtileri ve Tedavisi

Pap Smear Testi Nedir? Nasıl Yapılır?

Miyom Nedir? Miyom Belirtileri Nelerdir? Miyom Ameliyatı

Aşırı Terleme (Hiperhidroz) Nedir? Aşırı Terleme Neden Olur?

Tükenmişlik Sendromu Nedir? Evreleri, Belirtileri ve Tedavisi

Haşimato Hastalığı Nedir? Haşimato Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Göz Kapağı Estetiği Nedir? Göz Kapağı Estetiği Ameliyatı

Kepçe Kulak Nedir? Kepçe Kulak Ameliyatı

Zona Nedir? Zona Belirtileri Nelerdir? Zona Neden Olur?

Kabızlık Nedir? Kabızlığa Ne İyi Gelir? Kabızlık Nasıl Geçer?

Huzursuz Bacak Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Gıda Zehirlenmesi Nedir? Gıda Zehirlenmesi Belirtileri Nelerdir?

Endoskopi Nedir? Endoskopi Nasıl Yapılır? Endoskopi Sonrası

Akdeniz Anemisi Nedir? Akdeniz Anemisi Belirtileri ve Tedavisi

Kolonoskopi Nedir? Kolonoskopi Nasıl Yapılır?

Baş Ağrısı Neden Olur? Baş Ağrısı Nasıl Geçer?

Bipolar Bozukluk Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Hemoroid (Basur) Nedir? Lazerle Hemoroid Tedavisi

Migren Nedir? Migren Belirtileri Nelerdir? Migrene Ne İyi Gelir?

Kesi Yeri Fıtığı Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Göbek Fıtığı Nedir? Belirtileri Nelerdir? Göbek Fıtığı Ameliyatı

Mide Fıtığı Nedir? Mide Fıtığı Belirtileri ve Tedavisi

Alerji Testleri Nelerdir? Alerji Testleri Ne İşe Yarar?

D Vitamini Eksikliği: Nedenleri, Belirtileri ve Tedavisi

Ses Teli Bozuklukları Nelerdir? Nodül ve Polipler

Kulak Hastalıkları Nelerdir? Nedenleri ve Belirtileri

Sırt Ağrısı Neden Olur? Sırt Ağrısı Nasıl Geçer?

Bel Kayması Nedir? Bel Kayması Belirtileri ve Tedavisi

Burun Tıkanıklığı Neden Olur? Burun Tıkanıklığına Ne İyi Gelir?

Omurilik Tümörü Belirtileri Nelerdir? Omurilik Tümörü Ameliyatı

Kemik Kanseri (Tümörü) Nedir? Kemik Kanseri Belirtileri

Faranjit Nedir? Faranjit Belirtileri ve Tedavisi

Koronavirüs (COVID-19) Belirtileri Nelerdir? Çocuklarda COVID-19

Kas ve İskelet Sistemi Hastalıkları

İnsülin Direnci Nedir? İnsülin Direnci Belirtileri ve Tedavisi

Alzheimer Nedir? Alzheimer Belirtileri ve Tedavisi

Kalp Hastaları Nasıl Beslenmelidir? Kalp Ameliyatı Sonrası Beslenme

Ablasyon Nedir? Ablasyon Tedavisi ve Sonrası

Meme Kanseri Nasıl Anlaşılır? Meme Kanseri Belirtileri ve Tedavisi

Karpal Tünel Sendromu Nedir? Belirtileri ve Tedavisi

Endoskopik Hipofiz Cerrahisi Nedir? Endoskopik Hipofiz Ameliyatı

Omuz Artroskopisi Nedir? Omuz Artroskopisi Sonrası İyileşme

Morbid Obezite Nedir? Kimlere Morbid Obez Denir?

COVID-19 Dönemi ve Sonrasında Beslenmenin Önemi

Artroskopi Nedir? Diz Artroskopisi Nasıl Yapılır?

Mesane Kanseri (Tümörü) Nedir? Mesane Kanseri Belirtileri

Tırnak Batması (Batık Tırnak) Nedir? Nedenleri ve Tedavisi

Mide Botoksu Nedir? Nasıl Yapılır ve Kimlere Uygulanır?

Ayak ve Ayak Bileği Cerrahisi Nedir?

Donuk Omuz Nedir? Donuk Omuz Belirtileri ve Tedavisi

Hilterapi Nedir? Yüksek Yoğunluklu Lazer Tedavisi

ESWL Nedir? ESWL Taş Kırma Tedavisi

Aralıklı Oruç Nedir? Aralıklı Oruç Diyeti (IF Diyeti) Nasıl Yapılır?

Tendon Nedir? Tendon Yaralanmaları ve Tedavi Yöntemleri

Epilepsi Nedir? Epilepsi Belirtileri Nelerdir? Epilepsi Tedavisi

Sporcu Sağlığı ve Sporcu Yaralanmaları Nedir?

Ülser Nedir? Ülser Belirtileri Nelerdir? Ülser Tedavisi ve Ülser Diyeti

Fransız Askısı Nedir? Nasıl Uygulanır? İşlemin Avantajları Nelerdir?

Masseter Botoksu (Çene Botoksu) Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır?

Varikosel Nedir? Varikosel Belirtileri Nelerdir? Varikosel Ameliyatı

Göz Altı Işık Dolgusu Nedir? Göz Altı Işık Dolgusu Öncesi Sonrası

Jawline (Çene) Dolgu Nedir? Nasıl Yapılır? Faydaları Nelerdir?

Kalça Estetiği Nedir? Neden, Nasıl ve Kimlere Uygulanır?

Gençlik Aşısı Nedir? Neden ve Nasıl Uygulanır? Faydası Nedir?

Dudak Dolgusu Nedir? Neden Uygulanır? Dudak Dolgusu Sonrası

Ozon Tedavisi Nedir? Ozon Tedavisi Faydaları Nelerdir?

Lipomatik Nedir? Lipomatik ile Liposuction (Yağ Aldırma)

Trigliserid Nedir? Trigliserid Yüksekliği Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Jinekomasti Nedir? Jinekomasti Belirtileri Nelerdir?

Karın Germe Ameliyatı Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır?

Hollywood Yanağı (Bişektomi) Nedir? Neden ve Nasıl Yapılır?

Tenisçi Dirseği Nedir? Belirtileri, Egzersizleri ve Tedavisi

Topuk Dİkeni Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

ESWT (Şok Dalga Tedavisi) Nedir? Nasıl, Kimler İçin Yapılır?

Kinezyo Bant Nedir? Ne İşe Yarar?

Kardiyak Rehabilitasyon Nedir? Nasıl Uygulanır? Yararı Nedir?

Pediatrik Rehabilitasyon Nedir? Pediatrik Tedavi ve Uygulamaları

Ortopedik Rehabilitasyon Nedir? Neden ve Nasıl Uygulanır?

Nörolojik Rehabilitasyon ve Uygulamaları

Demans Nedir? Demans Hastalığı Belirtileri Nelerdir?

Manuel Tedavi Nedir? Nasıl, Kimler İçin Yapılır?

PRP Saç Nedir? Nasıl Uygulanır? Faydaları Nelerdir?

Tetik Parmak Hastalığı Nedir? Nedeni, Belirtileri, Tedavisi

Rotator Cuff Kasları Nedir? Rotator Kuf Sendromu Nedir?

Kalp Hastalıkları ve Korunma Yolları Nelerdir?

Check Up Nedir? Ne Zaman, Nasıl Yapılır?

Anjiyo Nedir? Nasıl, Hangi Durumlarda Yapılmalıdır?

Kuru İğne Tedavisi Nedir? Nasıl Uygulanır? Kimler için Uygundur?

Lenfödem Nedir? Tedavisi, Belirtileri Nelerdir?

Safra Kesesi Nedir? Safra Kesesi Taşı Belirtileri Nelerdir?

Kolesterol Nedir? Kolesterol Belirtileri, Kolesterol Tedavisi

COVID-19 Antijen Testi Nedir? Neden Yapılır?

Bademcik Nedir? Ne İşe Yarar? Bademcik Ameliyatı

Badem Göz Ameliyatı Nedir? Nasıl Yapılır?

Antikor Testi Nedir? Kimlere Yapılır? Antikor Testi ve COVID-19

Alerjik Rinit Nedir? Nedenleri, Belirtileri ve Tedavi Yöntemi

Uyku Apnesi Nedir? Belirtileri, Nedenleri ve Tanı Yöntemleri

Kadınlarda İdrar Kaçırma Nedir?

Akciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Akciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Akciğer Kanseri Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Akciğer dokusunu oluşturan hücrelerden kaynaklanan kanserlerin genel adıdır. Akciğer kanserinin türleri köken aldığı dokuya göre belirlenir ve isimlendirilir.

Soluk borusundaki salgı bezlerinden kaynaklanan kanserlere akciğer adenokarsinomu, soluk borusunu döşeyen hücrelerden kaynaklanan kanserlere akciğer yassı hücreli karsinomu (skuamoz hücreli karsinom), özellikli salgı hücrelerinden kaynaklanan kanserlere Küçük hücreli akciğer kanseri denir.

Skuamoz hücreli karsinom

Tüm bu kanserlerin çok sayıda alt hücre tipleri bulunmaktadır. Akciğer kanserleri genelde küçük hücreli ve küçük hücreli dışı kanserler olarak sınıflandırılır.

Küçük hücreli akciğer kanseri

Akciğer Kanserinin Nedenleri

Akciğer kanserinin en önemli nedeni sigaradır. Sigara günümüzde görülen kanserlerin %90’ının ana nedenidir. Günde bir paket sigara içen bir kişinin yaşamı boyunca akciğer kanserine yakalanma ihtimali %15’e yakındır. Sigara bırakılsa dahi akciğer kanseri riski hiç içmeyenlere göre iki kat olarak devam etmektedir. Sigaranın türü de akciğer kanseri tipini belirlemektedir. Yabancı sigaralar genellikle adenokarsinom gelişmesine neden olmaktadır. Sigara ile beraber diğer tüm tütün ürünleri (puro, nargile vs) de akciğer kanserine neden olmaktadır.

Diğer sebepler arasında eşin sigara kullanması, duman ve toz maruziyeti (meslekten kaynaklanan), asbest, arsenik, radon ve genetik yatkınlık bulunmaktadır.

Akciğer Kanserinin Belirtileri

Akciğer kanserinin birçok belirtisi olabilir. En sık belirti öksürük ve öksürükte kan gelmesidir. Bununla beraber erken aşamada yakalanan akciğer kanseri genellikle hiçbir belirti vermez. Akciğer kanseri tesadüfen çektirilen akciğer filminde/röntgende belli olabilir veya bilgisayarlı tomografide ortaya çıkabilir. Akciğer kanseri üç veya dördüncü aşamaya geldiğinde başka belirtiler ile ortaya çıkabilir. Eğer kanser soluk borusu içinde yer alırsa öksürükte kan gelebilir. İki akciğer arasındaki lenf bezlerine sıçramışsa nefes darlığı, öksürükte şiddetlenme, halsizlik, kilo kaybı görülebilir.

Sigara içen kişilerden sabah balgamının kıvam ve miktarının değişmesi ilk belirtilerden biri olabilir. Sol akciğerin üst lobunda yerleşen akciğer kanserlerinde ise ilk belirti ses kısıklığı olabilir.

Akciğer problemlerinin önemli belirtilerinden birisi de parmaklarda çomaklaşmadır. Tırnak diplerinin belirginleşmesi şeklinde ortaya çıkar.

Akciğer kanserlerinin yarısı ileri aşamada ortaya çıkar. Bu ise akciğer kanserinin 4.evresi yani son aşaması demektir. Akciğer kanseri 4.evrede en sık beyne, böbrek üstü bezlerine, kemiklere, karaciğere, hatta cilde dahi metastaz yapabilir. Akciğer kanserinde beyin metastazının belirtileri bilinç bulanıklığı, hafıza kaybı, bayılma, baş ağrısı veya sara nöbeti şeklinde olabilir. Böbrek üstü metastazları belirti vermeyebilirken, kemik metastazlarında ağrı ön plandadır.

Akciğer kanseri hücrelerinin özellikle adenokarsinom ve küçük hücreli karsinom tiplerinde, salgılanan bazı maddeler nedeniyle kemik ağrısı, diz eklemlerinde ağrı ve ateş ilk belirtilerden olabilir.

Akciğer kanseri bölgesel yakınlık nedeniyle akciğer zarına da sıçrayabilir ve göğüs boşluğu içinde su/sıvı birikebilir. Bu durumda öksürük, göğüste batma ve yan ağrısı şikâyetleri ön plana çıkar.

Akciğer Kanserinin Aşamaları

Kanserlerin aşamalarını belirlemek için dünyada kullanılan iki önemli derecelendirme sistemi vardır ve TNM sistemi olarak adlandırılır.

Bu sistemlerde ana tümörün büyüklüğü, göğüs boşluğu içindeki yaygınlığı (T), lenf bezlerine (N) ve diğer uzak organlara sıçramasına (M) göre bir evre belirlenir.

1 cm’den küçük tümörler T1a, 1-2 cm arası tümörler T1b, 2-3 cm arası tümörler T1c olarak sınıflandırılır. Bu kadar ayrıntılı olmasının nedeni, akciğer kanserinin büyüklüğü ile tedavi şansı arasında doğrudan ilişki bulunmasıdır. Akciğer kanseri ne kadar küçük ise kurtulma şansı o kadar yüksektir.

Akciğer Kanserine Nasıl Teşhis Konulur?

Akciğer kanserine tedavi uygulayabilmek için önce teşhis konulması gerekir. Soluk borusuna yerleşmiş kanserlerde en sık uygulanan yöntem bronkoskopidir.

Bronkoskopi ile soluk borusunun içindeki problemler net bir şekilde görülür ve küçük parçalar alınarak (biyopsi) mikroskopta incelenir ve teşhis konulur.


Bir diğer yöntem ise akciğerin çevresinde yer alan kanser şüphesi olan nodüllerden dışarıdan batırılan iğne ile parça alınmasıdır

Bu yöntemin tıbbi adı transtorasik iğne biyopsisidir.
Akciğer kanserine erken teşhis koymak için günümüzde düşük dozlu bilgisayarlı tomografi yapılır. Senelik olarak bu teknik ile tarama yapıldığında akciğer kanserlerinin %90’ı ilk evrede yakalanmaktadır. 55 yaş üstünde, en az 30 paket yıl (yıl ile günde içilen paket sayısının çarpımı, yani 15 yıl – 2 paket/gün veya 30 yıl – 1 paket/gün) sigara içmiş kişilerde senelik düşük doz bilgisayarlı tomografi ile tarama kabul edilmiş bir yöntemdir.
Akciğer kanserini erken teşhis edebilmek için hâlihazırda bir kan testi veya genetik test mevcut değildir. Nefes testleri üzerine yoğun çalışmalar yapılmakla beraber bu testlerin hasta kişileri belirleme yüzdeleri halen yeterli değildir ve erken evre akciğer kanserinin yakalanmasında güvenli değildir.

Akciğer Kanseri Araştırmasında Yapılan Tetkikler

Akciğer kanseri teşhisi konulduktan sonra bazı araştırmalar yapılması gerekir. Hastaların hemen tamamında akciğer filminde bir nodül görüldüğünde bilgisayarlı toraks tomografisi çekilir.

Nodül akciğer dokusunda 3 cmden küçük sertleşme alanı demektedir. Bu nodüller bazen sert karakterde bazen ise zatürre görüntüsünde olabilir

Hastanın yaşı ve nodülün büyüklüğüne göre hemen PET bilgisayarlı tomografi çekilebilir. PET BT vücutta fazla şeker tüketilen yeri gösterir ve akciğer kanseri hücreleri çok enerjiye ihtiyaç duyduğu için bunu artmış aktivite olarak görebilmekteyiz.

Şüphe durumunda akciğer kanserinin beyne sıçrama durumunu araştırmak için beyin-kraniyal manyetik rezonans (MR) ideal tetkiktir. Ayrıca böbrek üstü-adrenal bezlerine sıçramayı araştırmak için de MR ideal tetkiktir.

Ayrıca solunum fonksiyon testi yapılır ve akciğer kapasitesinin durumu ölçülür.

Bu yöntem genellikle ameliyat olacak hastalarda test edilmekle beraber, kemoterapi alacak hastalarda da genel akciğer durumunu araştırmak için yapılır.

Bunların dışında hastaya kan sayımı ve ayrıntılı kan tetkikleri yapılır.

"
Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Rektum kanseri kişilerin günlük yaşamlarını direk olarak olumsuz etkileyen ve erkenden tedavi edilmesi gereken bir hastalıktır. Özellikle dışkılama zorluğu çeken kişilerin ne kadar ciddi sıkıntılar ile karşı karşıya geldikleri herkesçe bilinen bir gerçektir. Bu sebeple dışkılama zorluğu çeken kişiler geç kalmadan uzman bir hekim ile iletişime geçerek yardım almalıdır.

Rektum Kanseri Nedir?

Rektum kanseri kişilerin dışkılama yaparken zorlanmalarına neden olan ciddi bir hastalıktır. İlerleyen zamanlarda bağırsakları tamamen sarabilir ve tedavisi mümkün olmayan bir duruma gelebilir. Rektum denilen bölge bağırsakların son kısmında yer alır. Tam olarak dışkılama görevini yürüten makat kaslarının üzerinde yer alan 15 cm’lik bölümdür.

Rektum Kanseri Neden Olur?

Rektum kanseri genellikle ileri yaşlarda olan kişilerde ortaya çıkmaktadır. Bu hastalığa neden olan en önemli etkenlerin başında alkol ve sigara kullanımı gelmektedir. Bunun yanında sürekli olarak yağlı besinler tüketmek veya geçmişte kolorektal kanser veya benzer hastalıklara sahip olmakta rektum kanseri olmaya neden olabilir. Bu sebeple kendilerini rektum kanserinden korumak isteyen kişiler mutlaka kontrollerini düzenli olarak yaptırmalı ve aynı zamanda doğru bir beslenme alışkanlığına sahip olmalıdırlar.

Rektum Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Rektum kanseri belirtileri hakkında bilgi sahibi olan kişiler bu durumu erkenden teşhis etme şansı da bulabilirler. Zamanında müdahale edilmediği takdirde durum insanlar için çok daha ciddi boyutlara ulaşabilir. En çok görülen rektum kanseri belirtileri şunlardır,

Dışkılama alışkanlıklarından görülen ishal veya kabızlık gibi ciddi değişimler Dışkılama sırasında makattan kan gelmesi Uzun süreli kabızlık Dışkılama sırasında ciddi güçlük çekmek Dışkılama yaparken dışkı üzerinde kan lekeleri olması Dışkının tamamen boşaltılamaması Dışkının ciddi derecede incelmesi Şiddetli karın ağrısı Rektum Kanseri Tanısı Nasıl Konur?

Rektum kanseri tanısı koymak için öncelikle kişilerin dışkılama kontrollerini kendileri yapmalıdırlar. Eğer gerekli belirtiler varsa o zaman en hızlı şekilde uzman hekimlerin kapılarını çalmak gerekir. Hekimler bu konuda kesin olarak teşhis koyabilmek için kolonoskopi uygulamalarından yardım alırlar. Yapılan işlemlerde anestezi altında olan hastaların bağırsakları makat yolundan özel kameralar ile kontrol edilirler ve böylece tanı koymak mümkün olabilir.

Rektum Kanseri Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Rektum kanseri nedir ve nasıl tedavi edilir sorusu hakkında yanıt arayan kişilerin karşılarına genellikle şu 3 seçenek çıkar,

Cerrahi operasyonlar (ameliyat) Radyoterapi (ışın tedavisi) Kemoterapi (ilaç tedavisi)

Tüm tedavi tekniklerinde başarı elde etme şansı farklı olabildiği gibi en önemli konu erken teşhistir. Bu sorunu yaşamak istemeyen kişilerin tıbbi kontrollerini düzenli olarak yaptırmaları önerilir. Çünkü erken teşhis edilen rektum kanseri tamamen yok edilebildiği gibi aynı zamanda tekrar etme ihtimali de aynı şekilde düşük olacaktır.

Nöroendokrin tümör nedir? Belirtileri nelerdir? Tanı ve tedavisi nasıl yapılır?

Nöroendokrin tümör nedir? Belirtileri nelerdir? Tanı ve tedavisi nasıl yapılır?

Nöroendokrin Tümörler

Nöroendokrin tümörler, nöroendokrin hücreler olarak adlandırılan özelleşmiş hücrelerde oluşan kanserlerdir. Nöroendokrin hücreler, sinir hücreleri ve hormon üreten hücreler ile benzer özellikler gösterirler.

Nöroendokrin tümörlere nadir rastlanır ve vücudun herhangi bir yerinde oluşabilirler. Çoğunlukla akciğerler, appendiks, ince bağırsak, rektum ve pankreastadırlar.

Nöroendokrin tümörlerin birçok türü vardır. Bazıları yavaş büyürken bazıları hızla büyür. Bazıları çok miktarda hormon üretir (fonksiyonel nöroendokrin tümörler), bazıları ise hormon üretmez veya belirti oluşturacak miktarda hormon salınımı yapmazlar (fonksiyonel olmayan nöroendokrin tümörler).

Nöroendokrin tümörlerin tanı ve tedavisi, tümörün türüne, konumuna, hormon üretip üretmediğine, agresiflik derecesine ve vücudun diğer kısımlarına yayılıp yayılmadığına göre değişiklik gösterir.

Nöroendokrin tümör türleri nelerdir?

Merkel Hücreli Karsinom

Pankreatik Nöroendokrin Tümörler

Nöroendokrin Tümör belirtileri nelerdir?

Nöroendokrin tümörler her zaman ilk anda belirti vermezler. Yaşayacağınız belirtiler, tümörün konumuna ve hormon üretip üretmediğine bağlı olarak değişir.

Genel olarak nöroendokrin tümörlerde görülen belirti ve bulgular şunlardır:

Büyüyen tümörden kaynaklanan ağrı Deri altında ele gelen şişlik Alışık olmadığınız bir yorgunluk hissi İstemsiz kilo kaybı

Hormon üreten nöroendokrin tümörlerin neden olabileceği belirtiler şunlardır:

Deride kızarıklık Diyare Sık idrara çıkma Susama hissinde artış Göz kararması, baygınlık hissi Güçsüzlük, titreme Deri döküntüleri

NE ZAMAN DOKTORA GÖRÜNMELİ

Sizi endişelendiren uzun süreli herhangi bir belirti veya bulgunuz olması durumunda doktora başvurun.

Nöroendokrin tümör sebepleri nelerdir?

Nöroendokrin tümörlerin kesin nedeni henüz bilinmemektedir. Bu kanserler, sinir hücreleri ve hormon üreten hücrelere benzerlik gösteren nöroendokrin hücrelerde oluşurlar. Nöroendokrin hücreler vücudun farklı kısımlarında bulunurlar.

Nöroendokrin tümörler, nöroendokrin hücrelerin DNA’larında mutasyon olması sonucu gelişirler. Hücre içindeki DNA, o hücreye ne yapması gerektiğini anlatan bilgiyi içerir. Mutasyonlar nöroendokrin hücrelerin hızla çoğalmasına ve tümör şeklini almasına neden olur.

Bazı nöroendokrin tümörler oldukça yavaş büyürler. Bazıları ise agresif kanserlerdir ve normal dokuya ilerleyip onu hasarlar veya vücudun diğer bölümlerine yayılırlar (metastaz).

Nöroendokrin tümör risk faktörleri nelerdir?

Nöroendokrin tümör riski bazı genetik sendromların varlığında artar, örnekleri şunlardır:

Multiple Endokrin Neoplazi (MEN), Tip1 Multiple Endokrin Neoplazi (MEN), Tip2 Von Hippel- Lindau Sendromu Tüberoz Skleroz Nörofibromatozis Nöroendokrin tümör tanısı nasıl yapılır?

Nöroendokrin tümör tanısında uygulanacak test ve yöntemler, tümörün konumuna göre değişiklik gösterecektir. Genellikle şu yöntemler kullanılır:

Fizik Muayene. Doktorunuz belirti ve bulguları daha iyi anlamak adına sizi muayene edebilir. Lenf düğümlerindeki büyümeleri hissedebilir veya hormon üreten tümörlere ait bulguları arayabilir. Hormonların artışına yönelik testler. Doktorunuz kan ve idrar testlerini inceleyerek nöroendokrin tümörler tarafından üretilen hormonlara ait bulgular arayabilir. Görüntüleme yöntemleri. Tümörün görüntülerinin oluşturulması için ultrason, BT, MRG gibi tetkikler uygulanabilir. Nöroendokrin tümörlerde bazen, damar içine bir radyoaktif madde verilerek pozitron emisyon tomografisi (PET) ile görüntü alınabilir. Test amaçlı doku örneği alınmasını içeren yöntemler (biyopsi). Doktorunuz hücre toplamak için akciğerlere (bronkoskopi), yemek borusuna (endoskopi) veya rektuma (kolonoskopi), ucunda ışık ve kamera bulunan uzun, ince bir tüp ilerletebilir. Bazen doku örneği almak cerrahi işlem gerektirebilir.

Eğer nöroendokrin tümörün vücudun başka bir yerine yayılmasına dair risk varsa, kanserin evresine karar vermek adına ek testlere ihtiyaç duyulabilir.

Nöroendokrin tümör tedavisi nasıl yapılır?

Nöroendokrin tümörlerde tedavi seçenekleri tümörün türüne, konumuna, hormonal semptomlarınız olup olmamasına göre değişiklik gösterir.

Genellikle nöroendokrin tümörlerin tedavi seçenekleri şunlardır:

Cerrahi. Cerrahi, tümörün çıkarılması için kullanılır. Cerrah mümkün olduğunca tümörün tamamını ve onu çevreleyen sağlıklı dokunun bir kısmını çıkarmaya çalışır. Eğer tümör tamamen çıkarılamazsa, mümkün olan en yüksek miktarı çıkarmak yardımcı olabilir. Kemoterapi. Kemoterapi, tümör hücrelerini öldürmek için kuvvetli ilaçlar kullanır. Koldan bir damar içine verilebilir veya hap formunda alınabilir. Cerrahi sonrası nöroendokrin tümörün tekrarlama riskinin olduğu durumlarda kemoterapi önerilebilir. Ayrıca cerrahi ile tedavi edilemeyecek ileri evre kanserlerde de kemoterapi uygulanabilir. Hedeflenmiş ilaç tedavisi. Hedeflenmiş ilaç tedavileri tümör hücrelerinin özel anormalliklerine odaklanır. Bu anormalliklerin etkilenmesi ile tümör hücrelerinin ölümüne sebep olunabilir. İleri evre nöroendokrin tümörlerde, hedeflenmiş ilaç tedavisi sıklıkla kemoterapi ile kombine edilerek kullanılır. Peptid reseptör radyonüklid tedavisi (PRRT). PRRT, kanser hücrelerini hedef alan bir ilaç ile küçük bir miktar radyoaktif maddenin birleşiminden oluşur. Radyasyonun doğrudan kanser hücrelerine ulaşmasına imkan tanır. Bir PRRT ilacı olan Lu-177 dotatate (Lutathera), ileri evre nöroendokrin tümörlerin tedavisinde kullanılır. Artan hormon salgısının kontrolünde kullanılan ilaçlar. Eğer nöroendokrin tümör aşırı hormon salgısı yapıyorsa, doktorunuz belirti ve bulgularınızı kontrol altına almak adına ilaçlar önerebilir. Radyoterapi. Radyoterapi kanser hücrelerini öldürmek için X-Ray veya proton gibi yüksek enerjili ışınları kullanır. Bazı nöroendokrin tümör türleri radyoterapiye yanıt verebilir. Cerrahi seçeneği olmayan durumlarda önerilebilir.

Özel durumunuza ve nöroendokrin tümörün türüne bağlı olarak farklı tedaviler de mevcut olabilir.

Blog | Akciğer Kanseri Belirtileri, Teşhis ve Tedavisi

Blog | Akciğer Kanseri Belirtileri, Teşhis ve Tedavisi

Akciğer Kanseri Belirtileri, Teşhis ve Tedavisi

Akciğerde duyu lifleri bulunmadığı için kanserin ilk evrelerinde genellikle belirti görülmemektedir. Ancak kitlenin bronşlara veya akciğer zarına yakınlığından dolayı ilerleyen evrelerde aşağıdaki şikayetler söz konusu olabilmektedir:

Geçmeyen öksürük, Kanlı öksürük, Sürekli nefes darlığı, Sebepsiz yorgunluk ve kilo kaybı, Nefes alırken ya da öksürürken ağrı veya acı,

Eğer bu belirtileri fark ederseniz, en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.

Akciğer Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Akciğer kanserinin erken evrelerinde genellikle hiçbir belirti ya da semptom görülmez. Semptomlar hastalık ilerledikçe ortaya çıkar.

Akciğer kanserinin ana semptomları şunlardır:

3 hafta geçmeyen öksürük, Giderek artan uzun süreli öksürük, Sık tekrarlayan göğüs enfeksiyonları, Kanlı balgam (homoptizi), Nefes alırken veya öksürürken hissedilen acı ya da ağrı, Nefes darlığı, Sebepsiz yorgunluk ve halsizlik, İştah kaybı ya da sebepsiz kilo kaybı,

Akciğer kanserinin daha az görülen semptomları şunlardır:

Parmaklarınızın görünümündeki değişiklikler. Örneğin, parmakların daha kıvrık olup şişmesi (çomak parmak), Yutma güçlüğü (disfaji) ya da yutarken hissedilen acı, Hırıltılı soluma, Ses kısıklığı, Yüz ya da boyunda şişme, Geçmeyen göğüs ya da omuz ağrısı.

Eğer sizde de akciğer kanserinin ana ya da nadir semptomlarından herhangi biri varsa en yakın sağlık kuruluşuna başvurmalısınız.

Akciğer Kanseri Türleri

Akciğerlerde başlayan kansere primer (birincil) akciğer kanseri denir. Vücudun başka bir yerinden akciğerlere sıçrayan kansere de sekonder (ikincil) akciğer kanseri denir. Bu yazıda, birincil akciğer kanseri irdelenecektir.

Akciğer tümörlerinin % 90-95'i karsinomlardır. Bu nedenle “akciğer kanseri terimi” öncelikle karsinomu ifade eder. Birincil akciğer kanserinin histopatolojik olarak iki ana formu vardır. Bu formlar, kanserin içerisinde gelişmeye başlayan hücrelerin türüne göre sınıflandırılır. Bunlar:

Küçük Hücreli Olmayan Akciğer Kanseri: En yaygın türdür. Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinin de kendi içerisinde üç ana türü vardır. Bunlar: Skuamöz hücreli karsinom, adenokarsinom ve büyük hücreli karsinomdur. Küçük Hücreli Akciğer Kanseri: Küçük hücreli olmayan akciğer kanserinden daha az yaygındır ve daha hızlı yayılan türdür.

Akciğer kanserinin türü, uygulanacak tedaviyi de belirlemektedir.

Kimler Akciğer Kanseri Riski Altındadır?

Akciğer kanseri yaşlı nüfus da daha sık görülmektedir. Çevre kirliliği, genetik geçiş, akciğer enfeksiyonları ve sigara akciğer kanserinin en yaygın sebeplerindendir. Fakat diğerlerinden farklı olarak özellikle sigara kullanımı ile çok sayıda toksik madde düzenli olarak solunmaktadır. Akciğer kanseri vakalarının yaklaşık %70’inden fazlasında ana etken sigaradır.

50 yaş üzeri 20 paket/yıl (her gün 1 paket sigara 20 yıl, her gün 2 paket sigara 10 yıla takabül etmektedir) öyküsü bulunan hastalara akciğer kanseri tarama programı önerilmektedir. Bununla birlikte hiç sigara içmemiş kişiler de akciğer kanserine yakalanabilir.

Sigaranın zararları balşıklı yazımıza ulaşmak için buraya tıklayın.

Akciğer Kanserinin Tedavisi

Uygulanacak tedavi, kanserin mutasyon türüne, ne kadar yayıldığına ve genel sağlık durumuyla bağışıklık sisteminin ne kadar iyi olduğuna göre değişir.

Her kanser türünde olduğu gibi, akciğer kanserinde de erken teşhis çok önemlidir. Akciğer kanserinin erken evrede tedavisi cerrahidir. İleri evrelerde de kemoterapi, immünoterapi ve radyoterapi sonrası da cerrahi yapılabilmektedir.

Kanserin evrelemesine göre kemoterapi ve radyoterapi tedavi seçenekleri arasındadır. Her iki tedavi yönteminin de eş zamanlı uygulandığı vakalar da mevcuttur.

Yukarıdaki tedavi seçeneklerine ilaveten, akıllı ilaç ya da hedef odaklı terapi olarak bilinen çok sayıda ilaç mevcuttur. Bunlar kanserli hücrenin içerisinde ya da etrafında spesifik bir değişikliği hedefler.

Akciğer Kanserinde Yaşam Süresi Nedir?

Akciğer kanseri, yukarıda da belirtildiği üzere sinsi ilerleyen bir hastalıktır. Akciğerlere ve vücudun diğer kısımlarına yayılana kadar belirti göstermeyebilir.

Akciğer kanserinde yaşam süresi doğal olarak hastadan hastaya farklılık arz etmektedir. Kanserin ne kadar yayıldığı, tümörün lokasyonu, cerrahi müdahalenin mümkün olup olmadığı, hastanın yaşı ve genel sağlık durumu, ilave hastalıkların varlığı gibi farklı parametreler, kişinin yaşam süresini belirlemede rol sahibidir. Yukarıda da belirtildiği üzere erken teşhis bu anlamda oldukça önemlidir.

Akciğer kanserine dair detaylı bilgilendirmenin yapıldığı videomuzu aşağıdan izleyebilirsiniz:

"
Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? | Adana Ortadoğu Hastanesi

Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? | Adana Ortadoğu Hastanesi

Rektum Kanseri Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Temel görevi vücuttan atılacak dışkıyı tutmak olan rektum, kalın bağırsağı anüse bağlayan son kısma verilen isimdir. Kolonun son bölümünde başlayıp anüse ulaşan kısa ve dar geçide ulaştığında biten rektum, kalın bağırsağın yaklaşık son 12-15 cm’lik kısmını oluşturur. Üç tabaka şeklindeki rektumun iç yüzeyini, dışkının geçişini kolaylaştırmak için mukus salgılayan bezlerden meydana gelen mukoza kaplar. ‘Muskularis propria’ diye bilinen rektum duvarının orta tabakasındaki katman, büzüşmeyi sağlayan kaslardan oluşur. Son kısım ise yağ tabakasıdır. Bu üç bölümün yanı sıra rektumu, bağışıklık sisteminin bir parçası olan lenf bezleri çevreler.

Rektum Kanseri Nedir?

‘Kolorektal kanser (KRK)’ olarak adlandırılan rektum ve kolan kanserleri daha çok söz konusu bölgede gelişir. Rektum kanseri, rektum astarında çoğunlukla bilinmeyen nedenlere bağlı olarak ortaya çıkan tümörlerden (polipler) kaynaklanır. Dünyada her yıl bir milyon civarında bireye kolorektal kanser tanısı konulur. Hastalık, en çok yaşam kaybına sebep olan kanser çeşitleri arasında yer alır. KRK riski erkeklerde daha yüksektir. Araştırmalara göre, bu hastalık erkeklerde yüzde 4.5, kadınlarda yüzde 3.2 oranında görülmektedir. KRK’ye ilişkin Türkiye’de her yıl yaklaşık 30 bin tanı konulur.

Rektum Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Rektum kanseri semptomları değişik şekillerde dışa yansıyabilir. Ancak çok kez hiçbir işaret vermeden ilerleyebilir. Tanı için ‘rutin tarama’ temel bir koşuldur. Bu yüzden düzenli tarama tetkikleri ihmal edilmemelidir. Rektum kanseri için şu belirtilere dikkat edilmelidir:

Makatta kanama veya dışkıda kan görülmesi, Dışkılamada güçlük çekme, Dışkıda mukus (kaygan, sümüksü koruyucu sıvı) Aşırı miktarda gaz, kabızlık, İshal, iştahsızlık, halsizlik, Bağırsağın boş olması hissi, Bağırsaklarda ağrı, Dışkıda fark edilmeyen kanama, Aşırı kanama anemiye (demir eksikliği) yol açabilir, Anemiye ilişkin nefes darlığı, hızlı kalp atışı baş dönmesi, Tümör büyümesiyle bağırsak tıkanıklığı şiddetli ağrı ve kramplar, Dışkı boyutunda değişimler, İstemsizce kilo kayıpları, Rektum Kanserinin Nedenleri Nelerdir?

Rektum kanserinin kesin nedenleri bilinmiyor. Ancak kişide kanser gelişmesini artıran bir takım risk faktöründen söz edilebilir. Kanser gelişimini artıran faktörler ise şunlardır:

Yaşın ilerlemesi, Alkol ve sigara tüketimi, Bağırsakta poliplerin varlığı, Aile kolorektal kanser öyküsü, Hayvansal kaynaklı yüksek yağlı beslenme, Bazı genetik bozukluklar, Ülseratif kolit ya da crohn gibi iltihabi bağırsak rahatsızlıkları, Hareketsiz yaşam tarzı ve aşırı kilo, Şeker hastalığı (diyabet), Meme, yumurtalık ve rahim kanseri öyküsü, Radyasyon maruz kalma Rektum Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

Diğer kanser türlerinde olduğu gibi rektumda da erken teşhis ve tedavi önemlidir. Her hangi bir risk faktörü olmasa bile 50 yaşından itibaren düzenli tarama yapmak hayati bir konudur. Tarama testleri bulgulara göre daha erken yaşlarda da yapılabilir. Kontrollerde makatta kanama veya demir eksikliği belirtileri ile rektum kanseri tanısı konulur. Tarama testlerinde en sık kolonoskopi tetkik yöntemine başvurulur. Kolonoskopi yardımıyla kalın bağırsak iç duvarında bir sorun olup olmadığı incelenir. Kolonoskopi işleminde bağırsakta kuşkulu bir durum görüldüğünde oradan küçük bir parça alınarak (biyopsi) laboratuvara gönderilir. Şüpheli lezyonun kanser olup olmadığı araştırılır. Ayrıca bilgisayarlı tomografi, rektoskopi, pelvik MR (diffüzyon), dijital rektal muayene, karaciğer ve dışkıda DNA testleri gibi yöntemlerde da rektum kanseri tarama ve tanıları yapılabiliyor.

Rektum Kanserinin Tedavisi

Rektum kanserinin tedavi planı hastalığın evrelerine göre belirlenir. Tedavi öncesinde, hastanın yaşı, genel sağlık durumu, kanserin derecesi, tümörün rektumdaki yeri ve boyutuna bakılarak tedavi süreci planlanır. Tedavide genel olarak ameliyat yöntemi önerilir. Uygulanan cerrahi ile vücuttaki tümörlü dokular temizlenir. Bir diğer tedavi yöntemi ise kemoterapi ve radyoterapidir. Kemoterapi yapılırken iki veya daha fazla ilaçla kanser hücrelerinin yok edilmesi hedeflenir. Kemoterapi ve radyoterapi ameliyattan önce veya sonrasında düşünülebilir.

Uzman görüşleri sadece tavsiye niteliğindedir gerekli görüldüğünde ilgili uzmana başvurmanız önerilir.

"
Pankreas kanseri nedir? Pankreas kanseri belirtileri ve tedavisi

Pankreas kanseri nedir? Pankreas kanseri belirtileri ve tedavisi

Pankreas kanseri nedir? Pankreas kanseri belirtileri ve tedavisi

Pankreas, salgıladığı sıvı (günde yaklaşık 800-1000 ml kadar) ve enzimlerle gıdaların sindirilmesinde önemli bir yere sahiptir. Bunun yanında salgıladığı hormonlarla da vücutta çeşitli metabolik olayları düzenler. Pankreasın hormon salgılayan hücreleri tüm ağırlığının %1-3 ‘ü kadardır.

Pankreas kanseri en sık görülen kanserler arasında ilk ona giremez ama en sık ölüme yol açan kanserler arasında dördüncüdür. Tüm kanserler arasında beş yıl sonunda hayatta kalma olasılığı en düşük kanserdir. Çoğu pankreras kanseri sindirim sıvıları salgılayan hücrelerden köken alan adenokanser şeklindedir. Hormon salgılayan hücrelerden köken alanlar ise pankreasın nöroendokrin tümörü olarak adlandırılır.

Pankreas kanseri risk faktörleri nelerdir?

Yetmiş yaşı civarı erkekler en sık görüldüğü gruptur. Sigara önemli bir risk faktörüdür. Diyabetiklerde, obezlerde, alkole bağlı kronik pankreatitit olanlarda, pankreasta kistik tümörü olanlarda daha sıktır.

Pankreas kanseri belirtileri nelerdir?

Genellikle pankreas kanseri belirtileri geç ortaya çıkar ve belirsizdir. Hastadaki belirtiler hangi pankreas kanserinin olduğuna bağlıdır.

Adenokanserler, komşu organ ve dokuları invaze ederek veya uzak organlara atlayarak (metastaz yaparak) belirti veririr. Nöroendokrin tümörleri kanserin hangi hormonu, ne miktarda salgıladığı ile ilgili olarak belirti verir. Pankreasın baş kısmındaki kanserler boyun, gövde ve kuyruk kesimindekilere göre daha erken belirti verir. Bunun sebebi komşuluk ilişkileridir. Pankreas başı safra yollarına yakın olduğundan kanser burayı tıkayınca kendini sarılıkla gösterir. Hastanın teni sararır, idrar rengi koyulaşır, dışkı rengi açılır. Kanser komşu bağırsakları tıkarsa hastada bulantı, kusma, gaz veya dışkı çıkaramama gibi şikayetler görülür. Pankreas boyun, gövde ve kuyruk bölgesi kanserleri uzun süre bir belirti vermeden büyür. Bu nedenle çoğu tanı anında metastaz yapmış olur. Bazı hastalar da metastaza bağlı şikayetlerle ya da şans eseri saptanan metastazın primeri kaynağı araştırılırken bulunurlar. Bazen pankreas kanalını tıkayan bir tümör pankreatite (panreas iltihabına) yol açabilir. Pankreatitte ani başlayan karın ağrısı olur. Ağrı sırta vurabilir, kuşak gibi tüm beli sarabilir. Ancak tablo ağırlaştıkça karın muayeneye bulguları çıkabilir, bulantı ve kusma eklenebilir. Pankreasın boyun ve gövdesinde yer olan tümörler, komşu sinirleri tuttuğunda tedaviye oldukça dirençli karın, sırt ağrıları olabilir. Pankreas kanserinde iştah ve kilo kaybı olabilir. İleri yaşta yeni ortaya çıkan şeker hastalığı veya bilinen şeker hastalığının ileri yaşta aniden kontrolden çıkması pankreas kanseri için tipik belirtidir. İnsülin salgılayan pankreas adacık hücre tümörlerinde (insülinoma) düşük kan şekerine bağlı olarak halsizlik, yorgunluk, baygınlık hissi, baş ağrısı, bilinç bulanıklığı, daha önce olmadığı gibi davranmak, açlık, terleme, titreme ve çarpıntı olabilir. Mide asidini düzenleyen gastrin hormonunu salgılayan pankreas endokrin tümörlerinde (gastrinoma) ülsere bağlı karın ağrısı yaşanabilir, ülser kanaması geçirilebilir. Reflü şikayetleri olabilir, ishal, bulantı ve kilo kaybı olabilir. Glukagon salgılayanların çoğunda kalça, bel, anal ve genital bölgede sık olmak üzere kurdeşen benzeri kaşıntılı döküntüler olur. Kilo kaybı yaşanır, şeker hastalığı ortaya çıkar, ağızda ülserler görülür. İshal yaşanır. Ruh hali değişir, kansızlık ortaya çıkar. VIPoma’da ise şiddetli ishal, susuzluğa bağlı belirtiler, kilo kaybı kanda potasyum düşüklüğü görülür. Hastalar yorgundur, baş ağrısı ve sersemlik vardır.
Pankreas kanseri tanısı

Pankreas kanseri tanısı ya şikayetler değerlendirilirken ya da başka bir sorun incelenirken şans eseri saptanır. Tanı genellikle radyolojik olarak konur. Ultrasonografi, bilgisayarlı tomografi, manyetik rezonans görüntüleme (MR ve MRKP), PET, endoskopik yöntemler (ERCP, EUS) ile hastalığın tanısı, cerrahinin yapılıp yapılamayacağı ve cerrahiden fayda görülür mü saptanır. Pankreas kanserlerinin çoğu adenokanser olduğundan, bunların çoğunda kitleden biyopsi almadan karar verilebilebilir. Pankreas kitlelerinde biyopsi gereği nadiren doğar ve hekimler çeşitli nedenlere bağlı olarak doğru tanı konma olasılığının düşük olduğunu bilerek karar verir.

Pankreas kanserli hasta doğrudan ameliyat edilecekse herhangi bir biyopsi endikasyonu yoktur. Ancak diğer tedavi alternatiflerinin hepsi için biyopsi ihtiyacı ortaya çıkar. Ultrasonografi ve bilgisayarlı tomografi kılavuzluğu kullanılarak hastalardan biyopsi alınabilir. Eğer kitle sadece pankreasta ise ince iğne aspirasyon biyopsisi veya kalın iğne parça biyopsisi yapılabilir. İnce iğne aspirasyon biyopsisi 21-22 numara iğnelerle yapılır. Kalın iğne biyopsisinin ise mümkün olduğu kadar daha düşük kalınlıktaki iğnelerle yapılması tercih edilir. Her iki teknik ile de doğru sonuç alma oranı %90’ların üstündedir.

Pankreas kanserinde tedavi

Mümkün olan her durumda cerrahi altın standarttır. Ancak cerrahi %20-25 hastada mümkündür. Cerrahi ile pankreas kanserinin tamamen iyileştirilme olasılığı yoksa ameliyat sadece kanama veya tıkanma gibi durumlarda girişimsel radyoloji başarısız kaldığı takdirde uygulanır. Nadiren tanı anında cerrahiye uygun olmayan bazı hastalar kemoterapi, radyoterapi ya da özel girişimsel radyoloji uygulamalarından sonra ameliyatlık hale geçebilirler. Ameliyatlık olmayan hastalarda sarılık ve ağrı için girişimsel radyolojik yöntemler çok faydalıdır.

Pankreas kanseri ameliyatı nasıl yapılır?

Ameliyatın şeklini kanserin tipi, yeri ve büyüklüğü (komşuluk ilişkileri) belirler. Bazı küçük hormon salgılayan tümörler çevresindeki sağlam birkaç milimetrelik doku ile doğrutulurken, çoğunda genel cerrahi pratiğinin en kapsamlı ameliyatlarından biri gerekecektir. Ameliyat kararında hastanın genel sağlık durumu da belirleyici olacaktır. Seçilecek cerrahi stratejide en önemli faktörlerden bir de cerrahi ekibin bu konudaki deneyimidir. Birileri için imkansız görünen kararlar başkaları için sıradan olabilir.

Pankreasın başı-oniki parmak bağırsağı-safra kesesi ve safra yollarının çıkarıldığı baş kısmını ilgilendiren ameliyatlar, Gövde ve kuyruktaki kitleleri çıkartmak için yapılan distal pankreatektomiler, Tüm pankreasın çıkarılmak zorunda kalındığı total pankreatektomiler, Seçilmiş az sayıdaki vakada uygulanabilen orta segment rezeksiyonları Küçük nöroendokrin tümörlerde uygulanan doğurtma (enükleasyon) ameliyatlarıdır.

Günümüzde bu ameliyatların bazılarını kısmen veya tamamen laparaskopik veya robotik yöntemlerle gerçekleştirmek mümkündür.

Pankreas kanserinde girişimsel radyolojinin rolü

Girişimsel radyoloji, pankreas kanserinin palyasyonunda önemli bir yere sahiptir:

Pankreas kanserine bağlı olmak üzere hastalarda ortaya çıkan sarılık tablosu ciddi bir problemdir. Çünkü sarılık ile enfeksiyon arasında doğrudan ilişki söz konusudur. Bu hastalarda perkütan transhepatik bilier drenaj işlemi yapılır. Safra enfeksiyonu ve sarılık ile bu yolla mücadele edilir. Bir sonraki aşamada ise safra yollarına stent yerleştirme işlemi gerçekleştirilebilir. Pankreas kanserine bağlı oniki parmak bağırsağında bir tıkanıklık söz konusu ise bu bölgeye metalik stent yerleştirilerek palyasyon sağlanır. Pankreas kanserli hastalarda çok şiddetli ağrılar olur. Bu şiddetli ağrılarla mücadele etmek için yapılan çölyak ganglion blokajı, bilgisayarlı tomografi kılavuzluğunda gerçekleştirilen bir palyasyon işlemidir. Bu yolla hastaların hissettiği ağrı önemli ölçüde azaltılır ya da tamamen ortadan kaldırılır.


Cerrahi sonrası ortaya çıkan bazı komplikasyonlar da perkütan tekniklerle tedavi edilir:

Cerrahiye bağlı ortaya çıkan koleksiyonlar ya da apseler perkütan yolla drene edilir. Cerrahi sonrası bazı kanamalar söz konusu olabilir. Perkütan teknikler kullanılarak intraarterial yoldan embolizasyon işlemleri gerçekleştirilir. Pankreas fistülleri de perkütan yolla tedavi edilir.
Pankreas kanserinde tümör ablasyonu

Pankreas adenokarsinomlarında, lokal ileri evre III söz konusu olduğunda, yani tümörün pankreasta ameliyat edilemeyecek bir durumda olduğu ancak metastaz yapmadığı hasta grubunda lokal tedavi yapılabilir. Günümüzde en etkili kabul edilen lokal tedavi alternatifi Irreversible Electroporation'dır. Bu tedavide, yüksek enerji verilerek yerleştirilen problar arasındaki dokunun ölümüne yol açan bir teknoloji söz konusudur. Bu teknoloji ile damar duvarına yapışan tümör hücreleri öldürülür. Ancak damar içerisinden geçen akım teorik olarak bozulmaz. Pankreastaki kitle 2 cm’nin altında ise bilgisayarlı tomografi veya ultrasonografi kılavuzluğunda perkütan yolla bu işlem gerçekleştirilebilir. Daha büyük kitleler genellikle ameliyathanede, hastanın batını açıldıktan sonra uygulanır. Bu teknoloji ile hastalarda daha uzun bir sağ kalım sağlandığı gösterilmiştir. Ancak %10’un altında lokal rekürrens ve damarlarda tıkanıklık söz konusu olabilir. Bu nedenle de hastaların çok yakın takip edilmesi ve uygun tedavi planlamasının yapılması gerekir.

(Irreversible Electroporation (IRE), diğer adı ile geri dönüşümsüz elektroporasyon hakkında detaylı bilgi için içeriğimizi ziyaret edebilirsiniz: "Pankreas Kanserlerinde Yeni Umut: IRE Yöntemi")

Ayrıca literatürde radyofrekans ablasyon, mikrodalga ablasyon gibi termal ablasyon tekniklerinin kullanıldığı vaka serileri de mevcuttur. Ancak bunlarda komplikasyon oranları yüksektir. Bu nedenle de artık kullanımları çok tercih edilmemektedir. Karaciğer metastazları olan pankreas kanserli hastalarda, metastazların sayısı özellikle beş ve daha altı ise ablasyon ya da transarterial radyoembolizasyon gibi tedavi seçenekleri de söz konusudur.

"
Karaciğer Kanseri: Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri - Ankara Magnet Hastanesi

Karaciğer Kanseri: Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri - Ankara Magnet Hastanesi

Karaciğer Kanseri: Belirtiler ve Tedavi Yöntemleri

Karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinde başlayan anormal bir büyüme ve çoğalma durumudur. Karaciğer, vücutta birçok önemli görevi olan bir organdır ve kanın temizlenmesi, besinlerin sindirilmesi ve enerji üretimi gibi işlevleri vardır. Ancak, bazen karaciğere zarar veren faktörler nedeniyle hücrelerde sağlıksız bir büyüme başlar ve kanser oluşabilir.

Bu yazıda

Karaciğer kanserinin belirtileri çoğunlukla ileri evrelerde ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında karın ağrısı, kilo kaybı, iştahsızlık, halsizlik ve sarılık bulunabilir. Ancak, erken evrelerde karaciğer kanseri genellikle belirti vermez veya belirtiler genel olarak karaciğer hastalıklarıyla ilişkilendirilebilir. Bu nedenle, karaciğer kanseri teşhisi için düzenli kontroller ve taramalar önemlidir.

Karaciğer kanseri teşhisi konulurken birkaç farklı tanı yöntemi kullanılabilir. Bu yöntemler arasında kan testleri, görüntüleme testleri ve biyopsi yer alır. Kan testleri, karaciğer fonksiyonlarının değerlendirilmesine yardımcı olurken, görüntüleme testleri (ultrason, CT, MRI vb.) kanserin varlığını ve yayılımını belirlemeye yardımcı olur. Biyopsi ise kanser hücrelerinin kesin teşhisini sağlamak için yapılır.

Karaciğer Kanserinin Belirtileri Nelerdir?

Karaciğer kanseri, karaciğerdeki hücrelerin anormal bir şekilde büyümesine ve çoğalmasına neden olan bir tür kanserdir. Karaciğer, vücudumuzdaki birçok önemli fonksiyonu yerine getiren ve metabolizmayı düzenleyen bir organdır. Bu nedenle, karaciğer kanseri erken teşhis edilmezse, ciddi komplikasyonlara yol açabilir ve hayati organın fonksiyonlarının bozulmasına neden olabilir.

Karaciğer kanserinin belirtileri, hastalığın ilerleme aşamasına ve kanserin yayılma derecesine bağlı olarak değişebilir. Erken dönemde karaciğer kanseri genellikle semptomsuz olabilir ve bulgular sadece ilerleyen aşamalarda ortaya çıkabilir. Bununla birlikte, bazı yaygın belirtiler arasında karın ağrısı, kilo kaybı, iştahsızlık, bulantı ve kusma, sarılık, yorgunluk, halsizlik ve kaşıntı yer alabilir.

Bunun yanı sıra, karaciğer kanseri hastalarında bazı spesifik belirtiler de görülebilir. Örneğin, karaciğer kanseri tümörlerinin büyümesi sonucu karın bölgesinde şişlik, karaciğerin üzerinde hassasiyet ve baskı hissi gibi belirtiler ortaya çıkabilir. Ayrıca, ileri aşamalarda karaciğer kanseri, karaciğerin büyük damarlarına baskı yapabilir ve sonuç olarak göğüs ve boyun bölgesinde şişlik ve ağrıya neden olabilir. Bu belirtilerin yanı sıra, karaciğer kanseri hastalarında bazı laboratuvar bulguları da saptanabilir. Örneğin, kan testlerinde karaciğer enzimlerinde yüksek seviyeler, haptoglobül seviyelerinde düşüş, AFP (alfa-fetoprotein) seviyelerinde artış gibi değişiklikler gözlenebilir. Bu nedenle, karaciğer kanseri şüphesi olan hastaların, doktorları tarafından detaylı bir fizik muayene, kan testleri ve görüntüleme yöntemleri ile değerlendirilmesi önemlidir.


BelirtiFrekansKarın ağrısı%70Bulantı ve kusma%50Kilo kaybı%40İştahsızlık%35Kaşıntı%30 Karaciğer Kanseri Teşhisi Nasıl Konulur?

Karaciğer kanseri, dünya genelinde oldukça yaygın bir kanser türüdür ve çoğu zaman erken evrede teşhis edilmediği için tedavi seçenekleri sınırlı olabilir. Karaciğer kanseri belirtileri genellikle ileri evrelerde ortaya çıkar ve bu nedenle erken teşhis önemlidir. Bu blog yazısında, karaciğer kanseri teşhisi konulurken kullanılan yöntemler ve testler hakkında daha fazla bilgi edineceksiniz.

Birçok durumda, karaciğer kanseri teşhisi öncelikle fiziksel muayene ve medikal geçmişin detaylı bir şekilde incelenmesiyle başlar. Doktor, hastanın semptomları hakkında bilgi alır ve olası risk faktörlerini değerlendirir. Bununla birlikte, net bir teşhis koymak için ek testler gerekebilir.

Bu testlerden biri, kan testleridir. Kan testleri, karaciğer fonksiyonlarını değerlendiren belirli enzimlerin seviyesini ölçer. Örneğin, yüksek seviyelerde AFP (Alfa-fetoprotein) veya CEA (Karsinoembriyonik Antijen) gibi belirteçler, karaciğer kanseri olasılığını daha da artırabilir. Bunun yanı sıra, kan testleri, karaciğerin diğer fonksiyonlarını takip ederek, kanserin diğer organlara yayılıp yayılmadığının belirlenmesine yardımcı olabilir. Bir diğer yaygın teşhis yöntemi, görüntüleme testleridir. Karaciğer kanseri teşhisi için sıklıkla kullanılan görüntüleme testleri arasında bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans görüntüleme (MR) ve ultrason (USG) bulunur. Bu testler, karaciğerde herhangi bir anormal büyümeyi veya tümörleri tespit etmek için kullanılır.


Görüntüleme TestleriAvantajlarıDezavantajlarıBilgisayarlı tomografi (BT)Yüksek çözünürlük, ayrıntılı görüntülemeRadyasyon maruziyetiManyetik rezonans görüntüleme (MR)Yüksek kontrast, organları ayrıntılı şekilde göstermeMahremiyet sorunları (metal implantlar nedeniyle)Ultrason (USG)Kolay erişilebilirlik, düşük maliyetOperatör bağımlı, ayrıntı eksikliği Karaciğer kanserinin evreleri nelerdir?

Karaciğer kanseri, dünya genelinde en yaygın kanser türlerinden biridir. Karaciğer kanseri evreleri, hastalığın yayılımının ne kadar ileri olduğunu belirlemek için kullanılan bir sınıflandırma sistemidir. Evrelendirme, hastalığın tedavi planını belirlemekte ve prognoz hakkında bilgi sağlamakta önemli bir rol oynamaktadır.

Karaciğer kanserinin evrelemesi, kanserin büyüklüğüne, çevresindeki dokulara olan yayılımına ve lenf düğümlerine olan yayılımına dayanır. Evreleme işlemi genellikle bir dizi test kullanılarak gerçekleştirilir ve kanserin evresinin doğru bir şekilde belirlenmesi için titizlikle değerlendirilmesi gerekmektedir.

Karaciğer kanserinin evreleri genellikle aşağıdaki gibi sınıflandırılır: Evre 1: Kanser, karaciğerin tek bir lobuna sınırlıdır ve yakındaki lenf düğümlerine yayılmamıştır. Evre 2: Kanser, karaciğerin tek bir lobuna sınırlıdır ancak yakındaki lenf düğümlerine yayılmıştır. Evre 3: Kanser, karaciğerin her iki lobunu da tutmuş ve/veya yakındaki lenf düğümlerine yayılmıştır. Evre 4: Kanser, karaciğer dışındaki organlara ve dokulara yayılmıştır.


EvreBüyüklük ve YayılımLenf DüğümleriUzak Organ Yayılımı1Tek lob sınırlıYokYok2Tek lob sınırlıVarYok3Her iki lob ve/veya lenf düğümleriVarYok4Uzak organlara ve dokulara yayılımVarVar Karaciğer kanserinden kurtulma şansı var mı?

Karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinde başlayan bir kanser türüdür. Bu hastalık, karaciğer dokusunda anormal hücrelerin oluşmasıyla ortaya çıkar. Karaciğer kanseri genellikle diğer bölgelere yayıldığında daha zor tedavi edilebilir hale gelir. Ancak erken teşhis ve uygun tedavi ile karaciğer kanserinden kurtulma şansı bulunmaktadır.

Karaciğer kanserinin belirtileri çoğunlukla ileri evrelerde ortaya çıkar. Bu belirtiler arasında karın ağrısı, kilo kaybı, iştahsızlık, bulantı, sarılık ve yorgunluk bulunur. Ancak bu belirtiler diğer sağlık sorunlarıyla da ilişkili olabileceğinden, karaciğer kanserinin kesin teşhisi için doktor tarafından çeşitli tıbbi testler yapılması gerekmektedir.

Karaciğer kanseri teşhisi konulması için genellikle kan testleri, görüntüleme testleri ve biyopsi gibi yöntemler kullanılır. Kan testleri, karaciğer fonksiyonunun kontrol edilmesine ve kanserle ilişkili belirteçlerin belirlenmesine yardımcı olur. Görüntüleme testleri ise karaciğerde oluşan tümörlerin boyutunu ve yayılımını gösterebilir. Biyopsi ise kanser hücrelerinin doğrudan incelenmesini sağlar. Evre 1: Tümör küçük ve sadece karaciğerde bulunur. Evre 2: Tümör karaciğerde büyümüştür, ancak henüz diğer organlara yayılmamıştır. Evre 3: Tümör, karaciğer dışındaki yakın lenf düğümlerine veya dokulara yayılmıştır. Evre 4: Tümör, karaciğer dışında uzak organlara da yayılmıştır.

Karaciğer kanserinin evreleri, hastalığın tedavi seçenekleri ve prognozu hakkında bilgi sağlar. Erken evrelerde teşhis edilen karaciğer kanseri, düşük evreli tümörlerin cerrahi olarak çıkarılmasıyla tedavi edilebilir. Ancak ileri evrelerde hastalık, kemoterapi, radyoterapi veya ablasyon teknikleri gibi tedavilerle kontrol altına alınmaya çalışılır.

Karaciğer kanserinden tamamen kurtulma şansı, hastalığın evresine, tedaviye cevaba ve hastanın genel sağlık durumuna bağlıdır. Erken teşhis edilen ve uygun tedavi alan hastaların kurtulma şansı daha yüksektir. Bununla birlikte, ileri evrelerde teşhis edilen hastaların tedavi ile yaşam sürelerini uzatma olasılığı vardır.


EvreTedavi SeçenekleriEvre 1Cerrahi müdahaleEvre 2Cerrahi müdahale, kemoterapi veya radyoterapiEvre 3Kemoterapi, radyoterapi veya ablasyon teknikleriEvre 4Kemoterapi, radyoterapi veya palyatif tedaviler Cerrahi Müdahale ile Karaciğer Kanseri Tedavisi

İyi huylu veya kötü huylu tümörlerin karaciğerde gelişmesi sonucu ortaya çıkan bir kanser türü olan karaciğer kanseri, dünya genelinde önemli bir sağlık sorunudur. Karaciğer kanserinin belirtileri başlangıçta genellikle hafif olabilir ve hastalığın ilerlemesiyle daha belirgin hale gelebilir. Bu belirtiler arasında karın ağrısı, iştahsızlık, kilo kaybı, yorgunluk, sarılık ve karında şişme bulunabilir. Karaciğer kanseri teşhisi için genellikle fizik muayene, kan testleri, radyolojik görüntüleme ve biyopsi gibi yöntemler kullanılır. Karaciğer kanserinin evreleri, hastalığın ilerleyişinin aşamalarını belirleyen bir sınıflandırmadır. Evrelendirmenin doğru bir şekilde yapılması, tedavi planlamasında önemli bir rol oynar. Sonuç olarak, cerrahi müdahale karaciğer kanseri tedavisinde önemli bir seçenektir. Cerrahi ile tümörün uzaklaştırılması, kanserin kontrol altına alınmasında etkili bir yol olabilir. Radyoterapi ve kemoterapi gibi diğer tedavi yöntemleri de cerrahi müdahalenin yanı sıra kullanılabilmektedir. Bu nedenle, karaciğer kanseri tedavisinde cerrahi müdahale önemli bir rol oynar.

Radyoterapi ve Kemoterapi ile Karaciğer Kanseri Tedavisi

Radyoterapi ve kemoterapi, karaciğer kanseri tedavisinde sıklıkla kullanılan yöntemlerdir. Radyoterapi, yüksek enerjili ışınlar kullanarak kanser hücrelerini öldürmeyi hedefleyen bir tıbbi tedavi yöntemidir. Bu yöntem, kanser hücrelerinin çoğalmasını engelleyerek tümörün küçülmesine yardımcı olur. Kemoterapi ise, kanser hücrelerini öldüren ya da büyümelerini durduran ilaçlarla tedavi yöntemidir. Karaciğer kanseri için kemoterapide farklı ilaç kombinasyonları kullanılmaktadır.

Radyoterapinin, karaciğer kanseri tedavisinde çeşitli şekilleri bulunmaktadır. Dış ışın radyoterapisi, karaciğerin dışından odaklanmış yüksek enerjili ışınların tümöre uygulanmasıdır. Yönlendirilmiş iç radyoterapi, tümöre yakın bir yere yerleştirilen radyoaktif kaynaklarla tedavi sağlar. Radyoembolizasyon ise, tümörü besleyen kan damarlarına radyoaktif maddelerin enjekte edilmesidir.

Kemoterapinin karaciğer kanseri tedavisindeki rolü de oldukça önemlidir. Kemoterapi, kanser hücrelerini yok eden ya da büyümelerini kontrol altında tutan ilaçların kullanılmasıdır. Bu ilaçlar, kanser hücrelerinin bölünmesini engellemekte veya hücrelerin DNA’sını bozarak ölümünü sağlamaktadır. Karaciğer kanseri için kullanılan kemoterapi ilaçları hastanın durumuna göre farklılık gösterebilir.

Radyoterapi ve kemoterapi, karaciğer kanseri tedavisinde yan etkilere neden olabilir. Bu yan etkiler arasında saç dökülmesi, mide bulantısı, kusma, yorgunluk ve bağışıklık sistemi zayıflığı gibi durumlar bulunur. Radyoterapi ve kemoterapi, çoğu zaman birbirleriyle kombinasyon halinde kullanılabilir. Bu şekilde tedavi, kanser hücrelerine farklı mekanizmalar üzerinden etki ederek daha etkili sonuçlar sağlayabilir. Ablasyon Teknikleri Ile Karaciğer Kanseri Tedavisi

Her yıl dünya genelinde birçok insan karaciğer kanseri teşhisi almakta ve bu durum yaşamlarını ciddi şekilde etkilemektedir. Karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinde anormal büyüme ve böylece kanser oluşumunu ifade eden bir durumdur. Bu hastalık, erken evrelerde genellikle belirti vermezken ilerleyen safhalarda çeşitli semptomlar gösterebilir. Bu nedenle, karaciğer kanserinin teşhis ve tedavisi konularında sürekli olarak araştırma ve gelişmeler yaşanmaktadır.

Karaciğer kanserinin ablasyon teknikleri, hastalığın tedavisinde sıkça kullanılan yöntemlerden biridir. Ablasyon, kanserli hücreleri yok etmek veya büyümelerini durdurmaktır. Bu teknik, kanserli hücrelere doğrudan enerji uygulanarak gerçekleştirilir. Radyofrekans ablasyonu (RFA) ve mikrodalga ablasyonu (MWA) gibi farklı ablasyon yöntemleri kullanılarak karaciğer kanseri hücreleri termal enerji ile öldürülür. Bu işlem genellikle bir görüntüleme cihazı kullanılarak gerçekleştirilir ve hastanın genel anestezi altında yapılır.

Ablasyon teknikleri, küçük boyutlu kanserli tümörlerin tedavisinde özellikle etkilidir. Hastalar genellikle bu yöntemi tercih etmekte ve cerrahi müdahale gerektirmemesi nedeniyle avantajlı bulmaktadır. Bununla birlikte, ablasyonun etkinliği tümör boyutu, konumu ve genel sağlık durumu gibi faktörlere bağlı olarak değişebilir. Ayrıca, ablasyon sonrası hastalar düzenli takip ve kontrollerle sağlık durumlarını izlemelidir. Karaciğer kanseri tedavisinde ablasyon yöntemlerinin yanı sıra cerrahi müdahale, radyoterapi ve kemoterapi gibi farklı tedavi yöntemleri de kullanılmaktadır. Her hasta için en uygun tedavi yöntemi, hastanın genel sağlık durumu, kanserin evresi, tümör büyüklüğü ve yerleşimi gibi faktörlere göre belirlenir.


Tedavi YöntemiAçıklamaCerrahi MüdahaleKanserli tümörlerin tamamen çıkarılması amacıyla yapılan operasyonların tıbbi adıdır. Karaciğer nakli de cerrahi müdahale kapsamında değerlendirilebilir.RadyoterapiRadyasyon kullanarak kanser hücrelerinin öldürülmesi veya büyümelerinin durdurulması amaçlanır. Harici ışınlama veya iç hastalık yöntemleri uygulanabilir.KemoterapiKanserli hücreleri yok etmek veya kontrol altına almak için ilaçların kullanılmasıdır. İlaçlar genellikle ağız yoluyla veya damar içi olarak verilebilir. Karaciğer Nakli Ve Karaciğer Kanseri Tedavisi

Karaciğer nakli, karaciğerin bir kişiden alınarak başka bir kişiye nakledilmesidir. Karaciğer naklinin en yaygın sebeplerinden biri karaciğer kanseridir. Karaciğer kanseri, karaciğerin hücrelerinde başlayan ve zamanla yayılan bir kanser türüdür. Karaciğer kanseri, erken teşhis ve uygun tedavi ile tedavi edilebilir bir hastalıktır.

Karaciğer kanserinin erken belirtileri arasında karın ağrısı, kilo kaybı, iştahsızlık ve halsizlik sayılabilir. Bu belirtiler, karaciğer kanserinin ilerlediği durumlarda ortaya çıkar. Karaciğer kanserinin ilerlemesi durumunda, sarılık, karaciğer büyümesi ve karında sıvı birikimi gibi daha ciddi belirtiler ortaya çıkabilir.

Karaciğer kanserinin teşhisi için çeşitli yöntemler kullanılabilir. Bunlar arasında ultrason, manyetik rezonans görüntüleme (MRG), bilgisayarlı tomografi (BT) taramaları ve biyopsi sayılabilir. Bu testler, karaciğer kanserinin varlığını teşhis etmek ve evresini belirlemek için kullanılır. karaciğer kanseri karaciğer kanseri belirtileri karaciğer kanseri teşhisi


EvreTanımEvre 1Karaciğer kanseri sadece karaciğerde bulunur ve çevre dokulara yayılmamıştır.Evre 2Karaciğer kanseri çevre dokulara yayılmıştır, ancak lenf düğümlerine yayılmamıştır.Evre 3Karaciğer kanseri çevre dokulara ve lenf düğümlerine yayılmıştır.Evre 4Karaciğer kanseri vücudun diğer bölgelerine yayılmıştır.

Karaciğer kanserinde erken teşhis önemlidir, çünkü erken evrede yakalanan kanserler daha kolay tedavi edilebilir. Karaciğer kanserinin evreleri, tedavi seçeneklerini belirlemek için kullanılır. Erken evrelerde, cerrahi müdahale, radyoterapi, kemoterapi ve ablasyon teknikleri gibi yöntemler kullanılabilir. Ancak ileri evrede, karaciğer nakli düşünülebilir.

Karaciğer nakli, karaciğer kanseri için bir tedavi seçeneğidir. Bu işlem, bir kişiden alınan sağlıklı bir karaciğerin kanserli kişiye nakledilmesini içerir. Karaciğer nakli, kanserli dokuyu tamamen ortadan kaldırarak kanseri tedavi etme potansiyeline sahiptir. Ancak bu yöntem nadiren kullanılır ve uygun adayların bulunması zor olabilir.

Karaciğer nakli sonrası, kişi düzenli olarak takip edilmeli ve immünosupresif ilaçlarla tedavi edilmelidir. Bu, vücudun nakledilen karaciğeri reddetmemesi için gereklidir. Doğru tedavi ve takip ile karaciğer kanserinden kurtulma şansı vardır.

Sık Sorulan Sorular Karaciğer kanseri nedir?

Karaciğer kanseri, karaciğer hücrelerinde anormal bir şekilde kontrolsüz büyüme ve çoğalma sonucu oluşan bir tümördür.

Karaciğer kanserinin belirtileri nelerdir?

Karaciğer kanserinin belirtileri arasında karın ağrısı, kilo kaybı, iştahsızlık, bulantı ve kusma, karında şişlik, sarılık ve ciltte kaşıntı yer alabilir.

Karaciğer kanseri teşhisi nasıl konulur?

Karaciğer kanseri teşhisi için genellikle fizik muayene, kan testleri, görüntüleme yöntemleri ve biyopsi gibi işlemler kullanılır.

Karaciğer kanserinin evreleri nelerdir?

Karaciğer kanserinin evreleri, tümörün boyutu, yayılımı ve diğer vücut bölgelerine olan etkisine bağlı olarak belirlenir. Evreleme, kanserin tedavi ve prognozunu belirlemede önemli bir rol oynar.

Karaciğer kanserinden kurtulma şansı var mı?

Karaciğer kanserine bağlı olarak tedavi ve hastanın genel sağlık durumu göz önüne alındığında, karaciğer kanserinden kurtulma şansı vardır. Erken teşhis ve uygun tedavi ile daha iyi sonuçlar elde etmek mümkündür.

Cerrahi müdahale ile karaciğer kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Cerrahi müdahale, karaciğer kanserinde en sık kullanılan tedavi yöntemlerinden biridir. Tümörün boyutuna, yayılımına ve hastanın genel sağlık durumuna bağlı olarak cerrahi olarak tümörün çıkarılması veya karaciğer nakli gibi işlemler uygulanabilir.

Radyoterapi ve kemoterapi ile karaciğer kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Radyoterapi ve kemoterapi, karaciğer kanserine yayılmış veya cerrahi müdahalenin uygun olmadığı durumlarda kullanılan tedavi yöntemleridir. Radyoterapi, kanser hücrelerinin radyasyonla yok edilmesini hedeflerken, kemoterapi ise ilaçlar aracılığıyla kanser hücrelerini hedef alır.

Ablasyon teknikleri ile karaciğer kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Ablasyon teknikleri, karaciğer kanserine yönelik minimal invaziv yöntemlerdir. Radyofrekans ablasyonu, mikrodalga ablasyonu veya kriyoablasyon gibi teknikler kullanılarak tümör dokusu yakılır veya dondurulur, böylece kanser hücreleri ölür.

Karaciğer nakli ve karaciğer kanseri tedavisi nasıl yapılır?

Karaciğer nakli, karaciğer kanseri tedavisinde uygun hastalarda kullanılan bir seçenektir. Hastanın uygun bir verici bulunması durumunda, kanserli bölgelerin çıkarılmasıyla birlikte sağlıklı bir karaciğer nakledilerek tedavi gerçekleştirilir.

"
Rahim kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? Rahim kanseri nasıl teşhis edilir? Sağlık Haberleri

Rahim kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? Rahim kanseri nasıl teşhis edilir? Sağlık Haberleri

Rahim kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir? Rahim kanseri nasıl teşhis edilir? Rahim içinde düzenli şekilde kalınlaşıp zamanı geldiğinde adet olarak dökülen hücreler bazen değişikliğe uğrar ve anormal bir şekilde bölünerek çoğalabilirler. Bu durumda ortaya çıkan ve kadınlarda en sık görülen kanser türlerinden biri olan rahim kanseri, erken dönemde tespit edilebilen bir hastalıktır. Tedaviye erken dönemde başlandığında ise başarı şansı yüksektir. Peki rahim kanseri belirtileri ve tedavi yöntemleri nelerdir?

Kadınlarda en sık görülen kanserlerden biri olan rahim kanseri, birden fazla isimle biliniyor. Bunlar, endometrium kanseri, uterus kanseri, endometrial kanser. Rahim (uterus) kanseri, rahmin içini döşeyen tabakanın hücrelerinden kaynaklanıyor.

Sağlıklı hücreler, vücudun normal fonksiyon görmesi için belli bir düzende büyüyor, bölünüyor ve ölüyorlar. Ancak bazen hücreler değişikliklere uğruyor ve büyümesi kontrol dışına çıkabiliyor. Bu hücreler yeni hücre gerekmediği halde bile bölünmeye devam ediyorlar.

Bu anormal bölünme komşu dokuları istila ederek tahrip etmeye başlıyor. Bu hücreler vücudun diğer bölgelerine yayılıp yolculuğunu sürdürüyorlar. İşte rahim kanserlerinde, buna benzer bir gelişim söz konusu. Kanser hücreleri uterusun içini döşeyen tabakada gelişiyor.

Sonrasında vücudun diğer organlarına doğru yolculuğa başlıyorlar. Bu kanser hücrelerinin neden geliştikleri tam olarak bilinmiyor. Ancak östrojen hormonunun rahim kanseri gelişiminde rol oynadığı düşünülüyor. Ayrıca rahim hücrelerinde kanser geliştiren gen değişikleri üzerinde de araştırmaların devam ettiği biliniyor.

RAHİM KANSERİNDEN KORUNMA YOLLARI

-Sigara ve alkol gibi kanser yapıcı maddelerden uzak durmak

-Doğum kontrol ilaçlarının kullanımı kanseri riskini azaltmaya yardımcı olmaktadır,

-Cinsel ilişki sırasında prezervatif koruyucu önlemler arasında ilk sıralarda yer almaktadır.

-Düzenli smear testi yaptırmak,

-HPV aşısı yaptırmak.

RAHİM KANSERİ KİMLERDE GÖRÜLÜR?

Rahim kanseri genel olarak menopoz dönemi kanserleridir. 55 yaş üstünde daha sık görülür. Ancak genç yaşta da görülebilir.

RAHİM KANSERİ BELİRTİLERİ NELERDİR?

Rahim kanserinin ilk belirtileri vajinal kanamalardır. Özelikle menopoz döneminde vajinal kanama yaşanması aksi ispat edilene kadar rahim kanseri olarak değerlendirilmelidir. Adet gören kadınlarda ise düzensiz ara kanamalar ve aşırı kanama meydana gelmesi rahim kanserinin ilk belirtileri olabilir.

Vajinal kanama ve akıntıların haricinde rahim kanserini ilerlediği durumlarda farklı belirtiler de yaşanabilmektedir.

-Sık idrara çıkma

-İdrar yaparken ağrı

-Menopoz sonrası dönemde kanama

Bu şikayetler farklı sorunlardan meydana da gelebilmektedir. Ancak rahim kanseri belirtilerinin bir veya daha fazlası yaşayanların erken teşhis bakımından kadın hastalıkları ve doğum doktoruna başvurması önemlidir.

RAHİM KANSERİ TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Endometrium kanseri erken tanı konduğunda tamamen tedavi edilebilen bir hastalık. Tedavide en sık cerrahi olmak üzere, radyoterapi ve kemoterapi de uygulanabiliyor.

Cerrahi Tedavi

En sık kullanılan tedavi metodudur. Uygulanan cerrahi tedavide, uterus, overler ve tüpler çıkartılıyor. Ayrıca bölgesel lenf nodlarının çıkartılması ve çevre dokulardan örneklerin alınması gerekiyor.

Hastanın ilk cerrahisi, en önemli olan tedavisi olarak kabul ediliyor ve mutlaka bir jinekolog onkolog tarafından yapılması öneriliyor. Ancak hastalığın yaygınlığına göre cerrahi tedavi bazen yeterli olmadığından ek tedavilere ihtiyaç duyulabiliyor.

Radyoterapi

Eğer cerrahi sonrası eldeki bulgular kanserin tekrarlama riskini gösteriyorsa histerektomi (rahmin alınması) sonrası radyasyon tedavisi veriliyor.

Hormon Tedavisi

Eğer kanser vücudun diğer bölümlerine yayılmış ise tümörün büyümesini durdurmak için yüksek dozlarda progesteron, verilebiliyor.

Kemoterapi

Kemoterapi kanser hücrelerini öldürmek için yapılan ilaç tedavisidir. Bu ilaçlar genellikle kombinasyonlar halinde kullanılıyor. Eğer kanser ileri evrelere ulaşmış ve başka organlara yayılmış ise kemoterapi, kan yoluyla bu bölgelerdeki kanser hücrelerine ulaşıp bunları öldürmesi için veriliyor.

Tedavi sonrası hastalar düzenli aralıklarla takip ediliyor ve bu takipler sırasında, fizik muayene, pelvik muayene, AC grafisi ve laboratuvar testleri yapılıyor.

RAHİM KANSERİ TANISI NASIL KONULUR?

Rahim kanserlerinde kesin tanı koyabilmek için rahim içerisinden kürtaj yolu ile doku parçası alınması ve bu parçanın bir patoloji uzmanı tarafından klinik ortamda değerlendirilmesi gerekir.

Kesin kanser tanısı konulduktan sonra bu dokudaki kanser hücrelerinin davranışları incelenerek rahim kanseri evrelendirilir. Evreleme aşamasından sonra ise kanserin yayılma potansiyelini, davranışlarını ve risk altında olan diğer dokuları saptayabilmek adına ek tetkikler yapılabilir.

RAHİM KANSERİ EVRELERİ NELERDİR?

Rahim kanseri tedavisinin doğru planlayabilmek için kanserin evresinin bilinmesi önemlidir. Rahim kanseri evresi, tümör alanının genişliği, rahim kanserin lenf bezlerine yayılımı ve rahim kanserin metastaz yapıp yapmadığına göre belirlenir. Rahim kanseri genel olarak 4 evrede ele alınır.

Rahim kanseri 1. Evre: Kanser sadece rahimdedir. Çevre dokuları veya vücudun uzak yerlerine yayılım yoktur. 1. Evre, kanser hücrelerinin rahim kas dokularına (miyometriyum) me kadar yayıldığına göre 2 ayrı başlıkta ele alınabilir.

Rahim Kanseri 2. Evre: Kanser, rahim ve servikste görülmektedir. Yani kanser rahim gövdesinden yayılmış, rahim ağzının destek bağ dokularına kadar ilerlemiştir. Lenf bezleri ve vücudun uzak bölgelerinde metastaz yaşanmamıştır.

Rahim Kanseri 3. Evre: Kanser rahim dışına yayılmıştır. Ancak yayılım rektum veya mesaneye kadar ulaşmamıştır. Fallop tüpleri, yumurtalıklar, rahmin yakınındaki lenflere yayılıma göre evre 3. Rahim kanseri alt başlıklara ayrılabilir.

Rahim kanseri 4. Evre: Rahim kanserinde son evredir. Kanser rektum, mesane veya vücutta daha uzak organlara yayılmıştır. 2 alt başlıkta incelenir. Rahim kanseri evre 4A: Kanser rektum veya mesanenin mukozasına yayıldı. Rahim kanseri evre 4B: Kanser kasık bölgesindeki lenflere, kemikler veya akciğerler gibi uzak organlara yayıldı.

Rahim kanseri evreleri belirlenirken aynı zamanda kanser hücrelerinin mikroskop altındaki görünümü de önemlidir. Kanserli hücreler sağlıklı dokuya benziyorsa ve farklı hücre gruplarına sahipse, buna "farklılaşmış" veya "düşük dereceli tümör" denir. Kanserli doku sağlıklı dokudan çok farklı görünüyorsa buna "kötü diferansiye" veya "yüksek dereceli tümör" denir. Tümörün derecesi rahim kanserin ne kadar hızlı yayılacağı konusunda fikir verebilmektedir.

"