Meme Kanseri Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

Meme Kanseri Nedir? Belirtileri, Tedavi Yöntemleri

Meme Kanseri

Meme kanseri, memeyi oluşturan süt bezleri ve meme başına uzanan süt kanallarını oluşturan hücrelerin kontrolsüz çoğalmasıyla gelişen bir tümöral oluşumdur. Vücutta başka yerlere, başka organlara yayılabilme özelliğine sahiptir.

Meme kanseri ulaştığı yerde ana tümöre benzeyen ve kontrolsüz büyüyen kitleler oluşturabilirler. Bu yazımda meme kanseri nedir?, meme kanseri belirtileri nelerdir, tanısı nasıl yapılmaktadır ve meme kanseri tedavi yöntemleri konularından bahsedeceğim.

Meme Kanseri Nedir?

Meme kanseri kadınlarda en sık görülen kanser türüdür.

Tüm kansere bağlı ölümlerde meme kanseri 2. sırada yer alır. 2021 yılına kadar tüm dünyada en sık görülen kanser akciğer kanseri iken, 2021 yılında tüm dünyada en sık görülen kanser meme kanseri olmuştur. Görülme sıklığındaki artışa rağmen, gelişen tedavi seçenekleri ve meme kanserinde erken tanı sayesinde “ölüm oranında” giderek görülen azalma dikkat çekicidir.

Dünya Sağlık Örgütü (DSÖ) verilerine göre, 2018 yılında dünyada yeni tanı konulan meme kanseri hasta sayısının 2 milyonu aştığı, meme kanserinden ölüm sayısının ise 627 bin olduğu belirtilmektedir.

Geliştirilen yeni tedavi yöntemleriyle, hastalığın ileri aşamalarında da yaşam süresi uzamakta ve yaşam kalitesi artmaktadır.

Yaşamı boyunca her 8 kadından birinde meme kanseri görülür.

Yaşam boyu risk, %25-30 menopoz (adet döngüsünün sona ermesi) öncesi (premenopozal) dönemdedir.

%70-75 menopoz sonrası (postmenopozal) dönemdedir.

Tüm meme kanserlerinin %99’ u kadınlarda görülür. Kadın cinsiyete sahip olmak ana risk faktörüdür.

Meme kanserlerinin %1’ i de erkeklerde görülür. Nadir olmasına rağmen erkeklerde de meme kanseri görülür ve tedavisi kadınlara göre değişkenlikler gösterir.

Sağlık Bakanlığı verilerine göre, 2018 yılı için ülkemizde kadınlarda meme kanseri sıklığı 45.6/100.000 kadardır. Batı Anadolu’ da meme kanseri sıklığı 50/100.000 ve Doğu Anadolu Bölgesi’ nde 20/100.000 olarak bildirilmektedir. Bölgeler arasındaki fark, yaşam tarzı değişikliği ile açıklanmaktadır. Sıklık Doğu Anadolu Bölgesi’nde daha düşük olmasına rağmen, meme kanserinin yakalanma evresi daha geçtir.

Meme kanseri sıklığının düşük olduğu bölgelerde, kadınların meme kanseri farkındalığının ve bilgi düzeyinin düşük olması, erken teşhis ve tarama programlarına erişimlerinin yetersiz olması, ölüm oranının ve geç saptanma oranlarının yüksek olmasını açıklamaktadır.

Meme Kanseri Nedenleri

Tüm organ ve sistemlerin kanserlerinde olduğu gibi meme kanserinin de oluşmasında tek bir faktör yoktur.

Stres, çevresel faktörler, radyasyon, genetik özellikler, kimyasallara maruz kalma, beslenme alışkanlıkları, yüksek hormon maruziyeti, sigara ve alkol gibi pek çok faktör meme kanseri gelişiminde etkilidir. Bu faktörlerden bazıları tek başına meme kanserine yol açabileceği gibi, bezen birkaç faktör birlikte meme kanserinin sebebi olabilir.

Meme Kanseri İçin Risk Faktörleri

Her meme cerrahi, meme muayenesi öncesi öykü alırken, hastaya ait olabilecek risk faktörlerini sorgulamalıdır. Hasta için tanı yöntemlerini, izlem şeklini ve izlem aralıklarını planlarken hastaya göre kişiselleştirmelidir. Koruyucu yaklaşım ve riskli hastada erken tanı ancak dikkatli ve meme kanseri konusunda bilgili bir meme cerrahı ile sağlanır.

Yaş: Meme kanseri görülme sıklığı yaşla artar. Tüm dünyada meme kanserinin en sık görülme yaşı 45-55 yaş aralığında, menopoz çevresi dönemdedir. Ancak Türkiye’ de meme kanseri 35-45 yaş aralığında da sık görülmektedir. Yani ülkemizde meme kanseri, iki farklı yaş grubunda yükseklik gösterir.

Cinsiyet: Tüm meme kanserlerinin %99’u kadınlarda, %1’ i erkeklerde görülür. Temel olarak kadın cinsiyetin hastalığı olmasına rağmen, erkeklerde de görülebileceği akılda tutulmalıdır.

Irk: Türk toplumu beyaz ırkta yer almaktadır. Beyaz ırkta, meme kanseri riski sarı ve siyah ırka göre daha fazladır. Siyah ırkta meme kanseri daha kötü seyirli ve hastalık daha kötü özelliklere sahip olarak ortaya çıkar. Sarı ırk ve kızılderililerde meme kanseri riski ve ölüm oranları beyaz ırktan daha düşüktür.

Genetik Faktörler: Tüm meme kanserlerinin %70-80’i sporadiktir. Yani sadece görüldüğü kişide ortaya çıkar ve kalıtsal özellik göstermez. Meme kanserlerinin %15 aileseldir. Yani kan bağı olan akrabalarda meme kanseri veya meme kanserine yatkınlık sağlayabilecek başka kanserler vardır. Meme kanserlerinin %5-10 oranında ise genetiktir. Yani genetik olarak kanser çıktığı kişinin kromozomlarıyla sonraki kuşaklara aktarılır ve kuşak atlamadan ortaya çıkar.

Ailede Meme Kanseri Öyküsü: Meme kanserinin genetik geçişinde meme kanserine yol açan pek çok yatkınlık geni vardır. Bu genleri taşımak %15 ailesel kaynaklı meme kanseri riskini gösterir. Özellikle anne ve babası akraba olan bireylerde bu risk artar.

Kişisel Meme Kanseri Öyküsü: Kendisi meme kanseri geçiren kişilerde karşı memede meme kanseri gelişme riski tüm patolojik özelliklerden bağımsız olarak %0,1’ dir. Ancak karşı meme içinde risk artışına yol açacak patolojiye sahip hastalarda risk o hasta için kişiselleştirilerek değerlendirilmelidir.

Meme Kanseri Dışında Kanser Öyküsü: Meme kanseri dışında herhangi bir kanseri olan kişilerde bazı kanser genlerinin hücre içinde aynı yolakları kullanması nedeniyle kansere yatkınlıkları artabilir. Ya da kişilerin daha önceki kanserleri için gördükleri tedavi örneğin meme, göğüs duvarı bölgesine radyoterapi almak meme kanseri riskini artırabilir.

Meme Yapısının Yoğunluğu: Meme dokusu, temelde yağ ve meme dokusundan oluşur. İkisi arasındaki oran kişiden kişiye fark gösterir. Meme bez dokusu yoğun olan kişilerin meme kanseri riskleri daha yüksektir.

İyi Huylu (Benign) Meme Hastalıkları: Kişinin kendi memesinde iyi huylu olarak tanımlanabilecek birtakım hastalıklar (proliferatif lezyonlar),meme dokusunda üreme ve çoğalma potansiyelleri nedeniyle meme kanseri riskini artırırlar. Her hastalık tipi kişisel riski değişik derecelerde etkileyebilir.

“Lobüler Karsinoma İn-Situ (LKIS)” (bazı tipleri hariç) kendisi bir kanser değildir. Ancak önemli bir kanser belirtecidir. Kişiye bağlı faktörlerle LKIS patolojisine sahip bir kişide 0-20 yıla kadar bir süre de meme kanseri gelişeceğini gösterir. LKIS saptanan kişiler risk azaltıcı tedavi yöntemleri konusunda bilgilendirilmeli ve uygun olan yöntemle tedavi edilmelidirler.

Erken Menarş / Geç Menapoz / Hormon Kullanımı: Erken adet görmek (menarş),geç menopoza girmek, yani kişinin hormonlara uzun süre maruz kalması meme kanseri riskini artırır. Doğum kontrol hapları (oral kontraseptifler) menopoz şikayetleri için kullanılan hormon ilaçları, bebek sahibi olmak için görülen hormon tedavileri de meme kanseri için risk artırıcıdır.

Doğum Yaşı, Emzirme: Hiç doğum yapmamak, ilk doğum yaşının 35 yaştan büyük olması meme kanseri için risk yaratır. 35 yaştan sonra doğuranlarla, hiç doğum yapmayanların karşılaştırıldığı çalışmalarda geç doğum yapanlarda risk hiç doğurmayanlardan daha yüksek bulunmuştur. Otuz yaş öncesi emzirmek meme sağlığı açısından iyi katkı sağlar. Hiç emzirmemek, 4 aydan az süre emzirmek, 30 yaşa kadar emzirmeyip sonra emzirmek meme kanseri için risk artırıcıdır.

Hormonlar: Estrojen ve progesteron ve bazı steroid yapısındaki hormonlar meme kanseri üzerinde etkilidir. Uzun süre kullanılan doğum kontrol hapları, bebek sahibi olmak için görülen hormon tedavileri meme kanseri riskini artırırlar.

Obezite: Kilolu olmak, vücut yağ oranının yüksekliği meme kanseri için risk faktörüdür. Vücut kitle indeksinin (VKİ) 28’ den büyük olması meme kanseri riskini artırır.

Alkol, Sigara Kullanımı: Düzenli alkol ve sigara kullanımı meme kanseri riskini artırır.

Radyasyon: Çocukluk çağında göğüs duvarına alınan radyoterapiler (ışın tedavisi),çevresel radyasyona maruz kalmak meme kanseri riskini artırır.

Stres, Çevresel Faktörler, Kimyasallar: Meme kanseri riskini artırırlar. Etkileri ölçülemez sübjektif verilerdir, ancak yoğun stres yaşayanlarda, şehirlerde yaşayanlarda, yüksek sanayi toplumlarında meme kanseri riski daha yüksektir.

Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Meme kanseri olan hastanın memesinde, aşağıdaki belirtilerden biri veya bazen birkaçı birlikte bulunabilir,

Memede yapı ve şekil bozukluğu, Memede kitle ele gelmesi, Meme başında çekinti olması, Memede deriden kabarık sertlikler bulunması, Meme başında kabuklu iyileşmeyen yara olması, Meme başından akıntı gelmesi, Meme derisinde çekinti görülmesi, Meme derisinde portakal kabuğu görünümü oluşması, Meme derisinde kızarıklık olması, Memede açık yara, Koltuk altında beze ele gelmesi.

Meme kanserli kadınların %70’ine yakınında ilk bulgu KİTLE varlığıdır. Meme kitlelerinin üçte birini kadınlar kendileri saptayarak doktora gelirler.

Memede Kanser Olan Kitlenin Özellikleri Sert olması, Hareketsiz, çevre dokuya göğüs duvarına veya cilde yapışık kitle, Çevre dokuyla hareketli, Sınırları belirsiz olması, Yüzeyi düzensiz veya pürtüklü yapıda olması, Üzerindeki deride çekinti yapması. Meme Kanseri Ağrı Yapar mı?

Memede kanser nedeniyle oluşan kitleler genel olarak ağrı yapmazlar. Kanserin tipine ve hastanın memesinde bulunan diğer değişikliklere bağlı olarak kansere ağrı eşlik edebilir. Ağrı meme kanserine tanı koyduran bir bulgu değildir.

Meme Kanserine Tanıyı Kim Koyar?

Meme kanserinin tanısı, multidisipliner (birçok doktorun birlikte çalışarak karar verdiği) bir yaklaşım gerektirir. Meme kanserinin tanısı bu konuda çalışan doktorların ortak kararı ile tanı konur. Meme kanserinin klinik tanısını meme cerrahi, radyolojik tanısını meme radyoloğu, doku tanısını ise meme patoloğu koyar.

Hastanın Kendisi: Meme kitlelerinin 1/3’ ü hastanın kendisi tarafından fark edilir.

Genel Cerrahi Uzmanı (Meme Cerrahi): Genel cerrahi uzmanları meme konusunda eğitimlidirler ve memede bulunan bir kitlenin iyi ya da kötü huylu olduğuna karar verecek kişiler genel cerrahlardır. Özellikle meme hastalıkları ve cerrahisiyle uğraşan genel cerrahi altında bir grup doktor meme hastalıkları ve kanseri konusunda daha deneyimlidirler. Meme cerrahları, meme kanser cerrahisinin tüm aşamalarını gerçekleştirirler.

Radyoloji Uzmanı: Radyolojik yöntemlerle hastanın yaşına uygun olarak, mammografi (meme filmi),meme ultrasonografisi ve meme MR görüntüleme ile memede saptanan kitlenin özelliklerine göre meme cerrahına bilgi sağlarlar. Görüntüleme eşliğinde kitleden kesici iğne biyopsisi yapar ve uygun şartlarda patolojiye gönderirler.

Patoloji Uzmanı: Kendilerine gelen materyale uyguladıkları birtakım işlemler sonrasında, özel boyanmış parçayı mikroskop altında incelerler. Hücresel özelliklerine göre meme kanseri tanısını koyarlar.

Tedaviyi planlarken tüm bu doktorlara, medikal onkolog, radyasyon onkoloğu, moleküler biyoloji ve genetik uzmanı da eklenir.

Her meme kanseri hastasının tedavi kararında, meme cerrahı pekçok faktörü, hastalığın ve hastanın özelliklerini birlikte değerlendirir!

Meme kanserinin memedeki yerleşim yeri, Meme kanser kitlesinin memedeki yaygınlığı, Meme kanserinin tipi, hücresel özellikleri, Meme kanserinin evresi, Hastanın yaşı ve diğer sağlık sorunları, Hastanın istekleri, alışkanlıkları ve tedaviye uyumu.

gibi pekçok faktör meme kanseri tedavisi kararında etkilidir.

Meme Kanseri Tanısı

Meme kanserinin tedavisinde erken tanı çok önemlidir. Meme kanseri tanısı,

Kendi kendini muayene, Tarama programlarıdır.

Her kadın, Menarş (ilk adet görme) sonrası başlayarak, her ay kendi kendini muayene etmelidir. Ailede en erken meme kanseri çıkan kişinin meme kanseri olduğu yaştan 10 yıl önce doktor kontrolüne başlamak gereklidir. Meme cerrahı riskli kadını takip etmesi gereken kişidir.

30 yaşından sonra, her yıl doktor muayenesi (meme cerrahı tarafından) ve USG ile meme görüntülemesi yapılmalıdır. Gerekli durumlarda bunlara, mammografi, MRI vb ek görüntüleme yöntemleri eklenebilir.

40 yaşında her kadının izlemde temel olacak bir meme filmi (mammografisi) olmalıdır!

40 yaşından sonra, Her yıl doktor muayenesi, mammografi ve USG taraması, rutin olarak yapılmalıdır. (Gerekli durumlarda meme cerrahi ve radyolog önerisi ile daha sık) Gerekli durumlarda bunlara, tomosentez, MRI vb ek görüntüleme yöntemleri eklenebilir.

Meme kanseri ne kadar erken tanınırsa, tedavi başarısı o kadar yüksektir!

Meme Kanseri Tipleri, Türleri Nelerdir?

İnvaziv duktal meme kanseri, İnvaziv lobüler meme kanseri, Mikst meme kanseri, Müsinöz meme kanseri, Medüller meme kanseri, İnflamatuar meme kanseri, Metaplastik meme kanseri. Meme Kanserinin Evreleri Nelerdir?

Meme kanserleri, tümör büyüklüğü, lenf bezine sıçrama durumu ve lenf bezinin yeri, vücutta yayılımına göre klasik olarak 5 evreye ayrılırlar.

Her meme kanseri evresi yukarıda saydığımız bu durumlara göre alt evrelere ayrılabilir.

Evre 0: Meme kanserinin yayılım göstermeyen kanal veya lobül içindeki, in-situ tiplerini ifade eder. (duktal karsinoma in-situ DKİS, lobüler karsinoma in-situ LKİS gibi) Evre 1: Tümör boyutu 2 cm’ den küçüktür. Evre 2: Tümör boyutu 2-5 cm arasındadır ve/veya lenf bezlerine kanser hücreleri sıçramıştır / yayılmıştır. Evre 3: Tümör boyutu 5 cm’ den büyüktür ve/veya Meme Kanser hücreleri lenf bezlerine sıçramıştır / yayılmıştır. Evre 4: Tümör boyutuna bakılmaksızın, meme kanser hücreleri kemik, karaciğer, akciğer, beyin gibi uzak organlara sıçramıştır / yayılmıştır.

Her meme kanseri evresinin alt evreleri (grupları da) de vardır. Meme kanserleri ayrıca biyolojik davranışlarına göre de sınıflanırlar. (Luminal A meme kanseri, Luminal B meme kanseri, üçlü negatif (triple negatif) meme kanseri).

Meme Kanseri Tedavi Yöntemleri

Meme kanseri sistemik bir hastalık olduğu için, meme kanseri tedavisi de multidisipliner bir tedavidir. Meme kanseri tedavisine pek çok branştan doktor birlikte karar verir ve birlikte uygularlar. Temelde meme kanseri tedavisinin yöneticisi ve tedavi sıralamasına karar veren meme cerrahıdır.

Meme kanseri tedavi yöntemleri şunlardır,

Meme kanseri tedavisinde cerrahi, Meme kanseri ilaç tedavisi (kemoterapi / hormonoterapi), Işın tedavisi (radyoterapi).

gibi meme kanseri tedavi seçenekleri, tek başına veya birlikte çeşitli kombinasyonlarla meme kanseri tedavisinde uygulanır.

1. Meme Kanseri Tedavisinde Cerrahi

Meme kanseri tedavisinde cerrahi aslında tedavinin olmazsa olmaz parçasıdır. Memedeki tümörlü bölgenin ve yayılım bölgesinin (koltuk altı /aksilla lenf bezleri) cerrahi yöntemle mutlaka kontrol altına alınması gerekir.

Meme kanseri cerrahi tedavisinde,

Meme tümörünün büyüklüğü, boyutları Meme tümörünün memede kapladığı alan Meme/tümör oranı Meme kanserinin histopatolojik tipi Meme kanserinin biyolojik alt tipi Meme kanserinin koltuk altı/aksilla lenf bezlerine yayılım yapıp yapmadığı Koltuk altı lenf bezlerinden kaçının ne şekilde tümörle tutulduğuna göre pek çok ameliyat seçeneği vardır.

Tabii ki bu ameliyat seçeneklerini, hastanın yaşı, hastanın alışkanlıkları (sigara vb),hastanın vücut yapısı (obezite vb),hastanın memesinin durumu (sarkık, büyük vb.),hastanın yandaş hastalıkları, (diyabet/şeker hastalığı, cilt hastalıkları vb) da etkiler ve değiştirir.

Meme kanserinde ameliyat tipi, tümöre ait tüm özellikler, hastaya, memesine ait özellikler ve hastanın istekleri ya da beklentileri birlikte değerlendirilerek kişiye özel bir cerrahi yöntemi belirlenir, yani meme kanseri tedavisi “kişiselleştirilir”.

Meme kanserinde cerrahi tedavi seçenekleri, temel olarak memenin tümünün alındığı (mastektomi) ya da meme kanseri olan bölgenin alındığı (meme koruyucu cerrahi) ameliyatlar olarak ikiye ayrılır. Bu ameliyatların olmazsa olmazı koltuk altı lenf bezlerinin de değerlendirilmesidir (bkz: “Meme Kanseri Ameliyatı” bölümümüzü inceleyebilirsiniz.

Meme Kanseri cerrahi tedavisinde memenin tümünün alındığı mastektomi ameliyatları da,

Sadece mastektomi Meme cildi korunarak mastektomi + rekonstrüksiyon (Yeniden meme yapımı) Meme başı ve meme cildi korunarak mastektomi + rekonstrüksiyon

• Rekonstrüksiyonun mastektomiyle aynı seansta yapılması
• Rekonstrüksiyonun sonradan yapılması (geç rekonstrüksiyon)
• İki aşamalı rekonstrüksiyon (doku genişletici + implant)
• İmplantla (silikon protezle) meme rekonstrüksiyonu
• Otolog fleplerle (hastanın kendi vücut dokuları korunarak) rekonstrüksiyon gibi alt başlıklara ayrılabilir.

Tüm yöntemler teknik olarak farklıdır ve ileri düzeyde bilgi, tecrübe ve teknik beceri gerektirir.

Meme kanseri cerrahisi yapan hekimin, meme cerrahisi konusundaki tüm yöntemlerden haberdar olması, ayrıntıları ve komplikasyonları bilmesi, yönetmesi ve hastayı doğru yönlendirmesi son derece önemlidir.

2. Meme Kanserinde İlaç Tedavisi / Kemoterapi

Meme kanseri sistemik bir hastalıktır. O nedenle de tek bir yöntemle tedavisi mümkün değildir. Meme kanserinin,

Meme kanserinin hücresel tipine, Meme kanserinin köken aldığı hücrenin özelliklerine, Meme kanser hücresinin çekirdeğinin derecesine, Meme kanser hücresinin reseptörlerine (üzerinde taşıdığı kapılara), Meme kanser hücresinin çoğalma potansiyeline, Meme kanser hücresinin tümörün çevresindeki meme dokusunda oluşturduğu değişikliklere, Hastanın kişisel özelliklerine (yaş, kilo, boy, yandaş hastalıklar vb).,

göre, kanser hücresi/hücrelerini ortadan kaldırmak, baskılamak, azaltmak amacıyla kullanılan ilaç veya ilaç gruplarının meme kanseri hastasına uygulanmasına “kemoterapi” denir.

Yukarda bahsedilen kriterlerden de anlaşılacağı gibi, kişiye özel planlanır. Sayılan tüm bu özelliklere göre, ilaç kombinasyonları, kemoterapi kür sayısı, kemoterapi kür aralıkları değişkenlik gösterir. Bu tedaviyi yapan, planlayan, ilaçları seçen kişi “Medikal Onkoloji Uzmanı” dır.

Meme kanserinde kemoterapi (Meme Kanserinde İlaç Tedavisi) meme kanseri hastasının evresine, kanser tipine ve özelliklerine göre meme kanseri cerrahisi/ameliyatı öncesi (Neoadjuvant Kemoterapi) veya meme kanseri cerrahisi/ameliyatı sonrası (Adjuvant Kemoterapi) uygulanabilir.

Meme kanseri tedavisinde, meme cerrahı ve medikal onkoloji uzmanı işbirliği içinde olmalı ve hastayı birlikte takip etmelidirler.

3. Meme Kanserinde Işın Tedavisi / Radyoterapi

Meme kanseri sistemik bir hastalık olduğu için tek bir yöntemle tedavi edilebilmesi mümkün değildir. Meme kanserinde,

Meme kanserinin hücresel tipine, Meme kanserinin köken aldığı hücrenin özelliklerine, Meme kanser hücresinin çekirdeğinin derecesine, Meme kanserinin koltuk altı/aksiller lenf bezlerine yayılım yapıp yapmamasına Meme kanserinin tedavisi için uygulanan cerrahinin tipine (meme koruyucu cerrahi) Meme kanserinin evresine, Meme kanserinin memede ve koltuk altında yaygınlığına, Meme kanserinin yayılım/sıçrama/metastaz yaptığı dokuların (kemik, akciğer, beyin vb) tedavisi için.

Özel cihazlar ve yöntemler kullanılarak temelde elektronlar ya da X-ışınlarının radyasyon olarak, hastalıklı dokuya belli doz ve sürelerde verilmesine “radyoterapi” denir.

Radyoterapiye (genel geçer bazı kesin kurallar dışında) karar veren, ne dozda, ne kadar süre, hangi bölgelere uygulanacağına karar veren ve uygulayan kişi “Radyasyon Onkolojisi Uzmanı” dır. Bu tedavide kişiye göre planlanan, dozu, yöntemi, özellikleri ve süresi değişebilen bir tedavidir. Yani kişiye özel planlama yapılır.

Meme kanseri ışın/radyoterapi tedavisinde de, meme cerrahı ve radyasyon onkolojisi uzmanı işbirliği içinde olmalı ve hastayı birlikte takip etmelidirler.

Meme Kanseri Tedavisi Kaç Ay Sürer?

Meme kanserinin tedavi süresi hastalığın yakalandığı evreye ve tipine/türüne göre değişiklik gösterir.

Meme kanserinde, meme kanseri ameliyatı gerekiyorsa kemoterapi (hücresel özelliklere göre süresi ve kür sayısı farklılıklar gösterir) gerekiyorsa radyoterapi (ışın tedavisi) (standart olarak 45 gün ancak tümör özelliklerine bağlı daha kısa olabilir) gerekiyorsa hormonoterapi (tümör hücrelerinin yüzeyinde bulunan hormonalar duyarlı kapı (reseptör) içeren tümörlerde 10 yıla varan ağızdan ilaç tedavileri mevcuttur) süreleri kişinin hastalığına bağlı değişiklik gösterir.

Aslında kişiselleştirilmiş tedavi uygulanabiliyor olması, meme kanserinin tedavi başarısını artırmaktadır. Meme kanserinin biyolojik alt tiplerinin özellikleri de meme kanseri tedavisinin şekline ve süresine, kür sayısına karar vermede etkilidir.

Hedefe yönelik meme kanseri tedavileri (akıllı ilaç olarak bilinen) meme kanser hücrelerinin özelliklerine göre meme kanseri tedavi süresini etkilerler.

Meme Kanseri Tedavisi Ankara

Meme kanseri, yakalandığı evreye ve hücresel özelliklerine göre tedavisi mümkün bir hastalıktır. Meme kanserinin hücresel ve moleküler özelliklerine ve evresine göre yineleme, tekrar etme olasılığı olabilir. Her tip için risk ya da olasılık ayrıdır ve kişisel faktörlerle birlikte değerlendirilir. (aile hikayesi, genetik yatkınlık, memede bulunan risk artırıcı diğer lezyonlar v.b.)

Daha fazla bilgi için, doktorunuza danışınız. Randevu ve tedavi hakkında bilgi almak için, 0543 115 1010 bizimle iletişime geçebilirsiniz.

"
Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir? Teşhis ve Tedavi Yöntemleri

Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir? Teşhis ve Tedavi Yöntemleri

Meme Kanseri Belirtileri Nelerdir? Teşhis ve Tedavi Yöntemleri

Meme kanseri belirtileri, dünya genelinde kadınlar arasında en sık yaşanan kanser türleri arasındadır ve kanser kaynaklı ölümlerin en önemli nedenleri arasındadır. Bu kanserin erken evrede teşhis edilmesinde göğüs kanserinin belirtileri iyi gözlemlenmelidir. İşte bu belirtiler:

Göğüs Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Meme kanserinin belirtileri aşağıdaki gibidir:

Her iki memede boyut farklarının oluşması, Meme başında kabuklanma, deri soyulması, Meme başında yaşanan şekil bozukluğu veya içe çekilme, Meme başından açık renkte ya da kanlı akıntı gelmesi, Meme cildinde kızarıklık ya da yara, Meme derisinin kalınlaşması, Meme dokusunda şişlik, ödem, Meme ucunun içe dönmesi, Meme ucunun şekil ya da konum olarak değişmesi, Memede ağrı, Regl döneminde meme, koltuk altı içinde ya da yakınında ele gelen memede kitle veya yumru. Meme Kanseri Tanısı Nasıl Konur?

Meme kanseri tanısı çeşitli yöntemlerle elde edilir. Bunlar elle muayene, meme ultrasonu, mamografi ve bazı durumlarda MR görüntülemesidir. Kişiye uygulanan muayenede anormal kitleler saptanabilir ya da normal bulgular olan kişilerde ise yalnızca görüntüleme yöntemleri ile saptanabilen kanser teşhis edilebilir. Ele gelemeyecek kanserlerin büyük bir çoğunluğu erken evrede teşhis edilen meme kanseridir. Tanıda en çok kullanılan görüntüleme yöntemlerinden biri olan mamografi, meme dokusunun radyasyon yolu ile görüntülenmesidir. Meme ultrasonu ise hamileler, radyasyon alması uygun olmayan kişiler ve her yaştan kadın için kullanılan bir görüntüleme yöntemidir. Gerekli görüldüğünde ileri tetkik için MR görüntüleme de kullanılır.

Meme Kanserinde Erken Tanı Yapılması Gereken Kontroller Nelerdir?

Meme kanseri, erken evrede tanılandığında tedavide başarılı sonuçlar elde edilebilir. Erken tanı için kadınların yapılması gerekenler ise şöyledir:

20 yaşından itibaren kendi kendine uygulanan meme muayenesi, 30 yaşından itibaren hekim muayenesi ve ultrasonografi değerlendirmesi, 40 yaşından itibaren yıllık meme ultrason ve mamografi takibi.

Aile öyküsü bakımından yüksek risk içeren kadınlarda takipler daha erken yaşlarda başlatılabilir. Bu gruptaki hastalar meme MRG ile değerlendirilebilir ve ek olarak gen tarama testleri de önerilebilir.

Meme Kanseri Nasıl Tedavi Edilir?

Meme kanseri tedavisi için cerrahi, radyasyon onkolojisi ve medikal onkoloji olarak 3 temel bilim dalı bulunur. Ayrıca destekleyici tedavi olarak da psikiyatri/psikoloji, rehabilitasyon ve fizik tedavi bilim dalları da tedaviye dahil edilebilir. Memede kanseri evreleri tedavide belirleyicidir. Erken evrede ilk olarak cerrahi tedavi planlanır ya da özel durumlarda cerrahi öncesi dönemde kemoterapi uygulanabilir. Tedavide meme kanseri risk faktörleri doğru bir biçimde saptanarak hastaya en uygun tedavi süreci planlanır.

Bilgi talep formunu doldurarak Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından uygulanan meme kanseri tedavisi ile ilgili merak ettiklerinizi öğrenebilirsiniz.

Web ve Tıbbi Yayın Kurulu Güncellenme Tarihi: 05.12.2022 00:00 Yayınlanma Tarihi: 05.12.2022 00:00 Yorum Ekle

Alerjik öksürük çeşitli alerjenlerin etkisiyle oluşan bir öksürük t&u. 03 Şubat 2024

Yaygın olarak boğaz ağrısı olarak bilinen farenjit, farenks iltihabıdır ve boğaz ağrısına neden o. 01 Şubat 2024

Mide kanaması üst gastrointestinal sistem kanamalarının en yaygın türüdür ve tü. 01 Şubat 2024 KATEGORİLER Hastalıklar Tedavi Yöntemleri Sağlık Rehberi Tanı ve Testler Haberler Hafta Hafta Gebelik Sosyal Sorumluluk Projeleri TÜMÜ Bilgi Talep Formu

Bilgi almak için formu doldurun!

× Kişisel Verilerin Korunması Hakkında Aydınlatma Metni

Bu aydınlatma metni 6698 sayılı Kişisel Verilerin Korunması Kanunu’na (“KVKK”), Kişisel Sağlık Verileri Hakkında Yönetmelik, Aydınlatma Yükümlülüğünün Yerine Getirilmesinde Uyulacak Usul Ve Esaslar Hakkında Tebliğ ve ilgili mevzuata uygun bir biçimde veri sorumlusu sıfatıyla Özel Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından hazırlanmıştır.

KİŞİSEL VERİLERİNİZ NASIL İŞLENMEKTEDİR?

I. HASTA KAYIT

Özel Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri’nde misafir olarak giriş yaptığınızda aşağıdaki verileriniz Hastane Bilgi Yönetim Sistemine (“HBYS”) kaydolmanız amacıyla misafir hizmetleri personelimiz tarafından “bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması” ve “veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması” hukuki sebebine dayanarak işlenmektedir:

· T.C. Kimlik Numarası

· Türk vatandaşı olmayanlar için pasaport numarası veya geçici T.C. Kimlik Numarası

· Doğum Yeri ve Tarihi

· Özel sağlık sigortası veya Sosyal Güvenlik Kurumu verileri

· Kimlik Kartı Taraması

Bu işlemler neticesinde tüm misafirlerimize birer “Hasta Numarası” ve “Protokol Numarası” atanmaktadır.

Tüm bu verilerin işlendiği HBYS üzerinden Sosyal Güvenlik Kurumuna (“SGK”) ait Medula sistemine anlık olarak aktarım yapılmaktadır.

Ayrıca hasta kayıt işlemi esnasında misafirlerimizin HBYS kaydının sistem üzerinde tamamlanabilmesi ve aydınlatma metninin içeriğine istedikleri an ulaşabilmeleri adına hasta kayıt işlemi yaptıran ilgili kişi alıcılara SMS gönderilir. Gönderilen SMS içeriğinde KVKK ve 6563 sayılı Elektronik Ticaretin Düzenlenmesi Hakkında Kanun (“ETK”) kapsamında onay vermek isteyen misafirlerimiz için ayrı ayrı 1 adet tek kullanımlık onay kodu yer almaktadır. Onay kodlarının misafirlerimiz tarafından hasta kayıt işlemini gerçekleştiren misafir hizmetleri personelimize geri bildirimi halinde, KVKK ve ETK için gerekli açık rıza ve onayların verildiğine dair ilgili kişi alıcıya ait HBYS üzerinde kayıt oluşturulur. Verilen açık rıza ve onaylar, reddetme hakkı kullanılarak geri alınıncaya kadar geçerli olacaktır.

II. SAĞLIK HİZMETİ

Kayıt işlemi tamamlanan misafirlerimizin aşağıdaki verileri talep ettikleri sağlık hizmetin sunulması sırasında ve bu hizmetin doğası gereğince, sır saklama yükümlülüğü altında bulunan sağlık personeli ve hekimlerimiz tarafından “tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi” hukuki sebebi başta olmak üzere 2219 sayılı Hususi Hastaneler Kanunu ile 3359 sayılı Sağlık Hizmetleri Temel Kanunu'nda açıkça öngörülen haller ile 663 sayılı Sağlık Bakanlığı ve Bağlı Kuruluşlarının Teşkilat ve Görevleri Hakkında Kanun Hükmünde Kararname, Özel Hastaneler Yönetmeliği, Sağlık Uygulama Tebliği ve Hasta Hakları Yönetmeliği ve 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’na dayanarak işlenecek ve HBYS’ye kaydedilecektir:

· Sağlık Verileri (Tıbbi teşhis, tedavi ve bakım hizmetleri sonucu elde edilen ve bunlarla sınırlı olmamak üzere)Tüm bu veriler T.C. Sağlık Bakanlığına (“Bakanlık”) bağlı E-Nabız sistemine anlık olarak aktarılmaktadır.

III. HASTA ÇIKIŞ

Misafirlerimizin tıbbi hizmetleri tamamlandıktan sonra ilgili sigortalılık durumuna göre misafirlerimizden tıbbi hizmet bedelinin alınması ve fatura düzenlenmesi amacıyla ve “bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması” ve “veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması” hukuki sebebine dayanarak aşağıdaki verileri işlenmektedir:

· Banka Hesap Bilgileri

· Kredi Kartı Numarası

IV. DİĞER HİZMETLER

a. ÇAĞRI MERKEZİ VE SANTRAL

Özel Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri çağrı merkezlerini randevu taleplerinizin oluşturulması, bilgi taleplerinizin cevaplanması ve/veya herhangi bir başka talebinizin alınması amacıyla aşağıdaki kişisel verileriniz “bir sözleşmenin kurulması veya ifasıyla doğrudan doğruya ilgili olması kaydıyla, sözleşmenin taraflarına ait kişisel verilerin işlenmesinin gerekli olması” ve “ilgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması” hukuki sebebine dayanarak işlenir:

· T.C. Kimlik Numarası

· Telefon Görüşmesi Ses Kaydı

b. HASTA HAKLARI MERKEZİ

Özel Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri bünyesindeki hastanelerimizin herhangi birinde misafirimiz olarak Hasta Hakları Yönetmeliği kapsamındaki haklarınızdan herhangi birini kullanmak isterseniz aşağıdaki kişisel verileriniz, ilgili birimimiz tarafından talep ve şikayetlerinizin sonuçlandırması amacıyla “veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması” hukuki sebebine dayanarak işlenecektir:

· T.C. Kimlik Numarası

c. MİSAFİR MEMNUNİYETİ

Hasta çıkış işlemleri sırasında ve sadece ilgili kişinin KVKK ve ETK kapsamında onayı bulunması halinde, sunulan sağlık hizmetlerini kalitesinin arttırılması ve misafir deneyiminin ölçülmesi müşteri memnuniyeti anketi link halinde misafirlerimizin HBYS kaydına esas cep telefonu numaralarına SMS yoluyla iletilir. Bu anket linki açıldığında çıkan misafir memnuniyeti anketinde memnuniyeti ölçmek adına sorular bulunmaktadır. Burada verilen yanıtlar Hasta Hakları birimine otomatik olarak aktarılır, birim sadece KVKK ve ETK kapsamında onayları bulunan misafirlerimizi geri arayarak iletişime geçilir. Bu sürecin haricinde, hastanın, kurum web siteleri üzerinden, çeşitli sosyal mecralardan, ya da şikâyet web sitelerinden şikâyet kaydı açması durumunda, şikayetin çözümlenebilmesi ya da cevap verilebilmesi için iletişime geçilir.

d. HASTANE KAPALI DEVRE (CCTV) KAMERA SİSTEMİ VE AMELİYATHANE VR KAMERA SİSTEMİ

Özel Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri’nde kapalı devre kamera sistemi ile izleme ve kayıt yapılmaktadır. Bu süreçte hastaneleri ziyaret eden tüm ziyaretçilerimizin fiziksel mekân güvenliği ile görsel ve işitsel kayıtları veri sorumlusu operasyonlarının güvenliğinin temini ile ziyaretçi kayıtlarının oluşturulması ve takibi amacıyla “İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması” hukuki sebebine dayanarak otomatik olarak işlenecektir.

Ayrıca, Özel Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri bünyesindeki hastanelerde bulunan ameliyathaneler içerisinde gerçekleştirilen ameliyatlara ilişkin görüntü kayıtları sağlık çalışanlarının güvenliğinin sağlanması amacıyla Bakanlık tarafından yayınlanmış 14.05.2012 tarih ve 2012/23 sayılı Genelge kapsamında “veri sorumlusunun hukuki yükümlülüğünü yerine getirebilmesi için zorunlu olması” hukuki sebebine dayanarak işlenecektir.

e. OTOPARK VE VALE HİZMETLERİ

Özel Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri’ nde otopark ve vale hizmetleri bulunmaktadır. Hastanelerimizi otomobil ile ziyaret eden ziyaretçilerimizin bu hizmetlerden yararlanmak istemesi halinde araç marka/model ve araç plakası verileri veri sorumlusu operasyonlarının güvenliğinin temini ile ziyaretçi kayıtlarının oluşturulması ve takibi amacıyla “İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması” hukuki sebebine dayanarak işlenecektir.

f. İNTERNET SİTELERİ VE MOBİL UYGULAMALAR

Özel Samsun Büyük Anadolu Hastaneleri için ziyarete açık olan internet sitesinde e-randevu alınması imkânı bulunmaktadır. Bu internet siteleri üzerinden e-randevu alabilmek için ilk adımda Muayene olunmak istenilen Hastanemiz seçilmeli , ardından yine muayene olunmak istenilen bölüm ve hekim seçilmeli ikinci aşamada ilgili kişinin Adını soyadını, cep telefonu bilgisini ve e posta adresini girmesi gerekmektedir. Ardından randevu talebiniz alınmış olunacaktır. Alınan e-randevunun ardından çağrı merkezimiz tarafından aranılacak ve randevunuz teyit edilecektir.

İlgili kişiler internet sitelerinden görüntülü görüşme randevusu da alabilirler. Randevu alma süreci e-randevu ile aynı olup, görüntülü görüşme randevusunun gerçekleşmesi sırasında görsel ve işitsel verileriniz, görüntülü danışmanlık hizmetinin uçtan uca şifrelenmiş şekilde platform hizmeti sunma teknik altyapısına sahip yurtiçi ve/veya yurtdışındaki veri işleyen hizmet sağlayıcılar vasıtasıyla, sadece ilgili kişilerin açık rızasının alınması suretiyle işlenmektedir.

İnternet sitelerinde “E ŞİKAYET” başlıklı misafir talep ve şikayetlerinin alındığı sayfada, isim soyisminiz,email adresi, içeriği sizin tarafınızdan belirlenecek mesajınız ile şikâyet, öneri ve teşekkürlerinizi kurumumuza iletebilirsiniz. Bu verileriniz hasta hakları merkezi ve misafir memnuniyeti süreçlerinde işlenecektir.

g. BİLGİLENDİRME FAALİYETLERİ

Sadece KVKK ve ETK kapsamında onay vermiş olan misafirlerimiz ile ve Özel Hastaneler Yönetmeliği gereğince sadece bilgilendirme ve tanıtım faaliyetleri ile sınırlı olmak üzere SMS, e-posta vb. ticari elektronik iletiler şeklinde sağlığı koruyucu ve geliştirici nitelikteki bilgilendirme ve tanıtımlar yapılmaktadır. Alıcılar, iletileri almak istemedikleri durumda ileti içeriğindeki reddetme haklarını kullanabilirler. Onay, reddetme hakkı kullanılıncaya kadar geçerlidir.

Bazı misafirlerimizin ise fotoğraf ve/veya video gibi görsel ve işitsel kayıtları Büyük Anadolu hastanelerimizde tanıtım faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla sadece ilgili kişilerin açık rızasının alınması suretiyle işlenmektedir. İlgili kişiler bu konuda verdikleri açık rızalarını diledikleri zaman geri alabilirler.

KİŞİSEL VERİLERİNİZ NASIL AKTARILMAKTADIR?

-SAĞLIK HİZMETİ

Yukarıda sayılan kişisel verileriniz Bakanlık, İl ve İlçe Sağlık Müdürlükleri, Halk Sağlığı Merkezleri ve Bakanlığa bağlı sair birimler başta olmak ancak bunlarla sınırlı olmamak üzere yetkili makamlar tarafından görevlendirilen kişiler tarafından ya da kurulan Medula, E-Nabız ve benzeri otomatik sistemler kapsamında yetkili kurum ve kuruluşlara bildirim ve/veya raporlama yükümlülüğümüz kapsamında, tıbbi teşhis ve tedavi için iş birliği içerisinde olduğumuz yurtiçi ve yurtdışındaki laboratuvarlar, ambulans, tıbbi cihaz ve sağlık hizmeti sunan kurumlara, tüm hastanelerimiz tarafından kullanılan ortak HBYS üzerinden bağlı ortaklıklarımız ve/veya iştiraklerimiz ve/veya grup şirketlerimize, SGK tabiiyetindeki hastalar için SGK’ya, özel sigortanızı kullanmanız halinde üyesi olduğunuz sigorta şirketinize, faturalandırmanızın çalıştığınız kuruma yapılacak olması durumunda kurumunuza, sevk edilmeniz gerektiğinde ilgili sağlık kuruluşuna, yurtdışında bulunan bir hekimden ikinci görüş talep etmeniz halinde yurtdışındaki ilgili sağlık kuruluşuna, ve yetki vermiş olduğunuz kanuni temsilcilere sağlık hizmetlerinin sunulması amacıyla ve “kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi” hukuki sebebine dayanarak aktarılacaktır.

-ÜÇÜNCÜ KİŞİLERDEN ALINAN HİZMETLER

Taşeronlarımız, iş ortaklarımız, çalışmakta olduğumuz avukatlar, danışmanlar, denetçiler de dâhil olmak üzere danışmanlık aldığımız, yetki verdiğimiz kanuni temsilciler ve üçüncü kişilere, faaliyetlerimizi yürütmek üzere sözleşmesel olarak hizmet aldığımız, işbirliği yaptığımız, yurt içi/yurt dışı kuruluşlar ve diğer üçüncü kişiler ve kanuni temsilcileri ile sadece alınan hizmet ile bağlantılı, sınırlı ve ölçülü olarak ve hizmet süresince KVKK’nın gereği olan tüm teknik ve idari tedbirleri alacaklarına dair taahhütnamelerin alınması ön koşuluyla aktarılacaktır.

c. TAMAMLAYICI SİGORTA HİZMETİ

Büyük Anadolu Hastaneleri nde SGK kapsamında bulunan misafirlere sunulan özel sağlık hizmetleri ile ilgili olarak ve bu kapsamında, tamamlayıcı sağlık sigortasından yararlanma amacıyla buna ilişkin alınan sözlü rızalarına dayanarak, ilgili kişiye ait isim soyisim ve cep telefonu numarası bilgisi tıbbi teşhis ve tedavinin sunulması için işlenmiş tüm kişisel sağlık verileri sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi amaç ve hukuki sebebine dayanarak, iş birliği sözleşmesi yapılmış danışman ve sigorta brokerlik şirketine aktarılır. Aktarım sonrası süreç ilgili danışman ve sigorta şirketi tarafından bizzat yürütülmektedir.

d. ÇAĞRI MERKEZİ HİZMETİ

Büyük Anadolu Hastaneleri tarafından üçüncü kişilerden veri işleyen hizmet sağlayıcısı sıfatıyla çağrı merkezi, ses trafiği hizmeti alınmaktadır. Bu hizmetin sunulması öncesinde, sadece KVKK ve ETK kapsamında onay (açık rıza) vermiş olan misafirlerimize ait iletişim bilgileri ile sınırlı olmak üzere, ilgili çağrı merkezinin erişimine imkân tanınmaktadır.

e. İŞBİRLİĞİ İÇERİSİNDE OLDUĞUMUZ EĞİTİM/ÖĞRETİM KURUMLARI

Büyük Anadolu hastanemiz ile işbirliği içinde olan eğitim/öğretim kurumlarına eğitim ve araştırma faaliyetlerinin gerçekleştirilmesi amacıyla “İlgili kişinin temel hak ve özgürlüklerine zarar vermemek kaydıyla, veri sorumlusunun meşru menfaatleri için veri işlenmesinin zorunlu olması” ve “kişisel verileriniz kamu sağlığının korunması, koruyucu hekimlik, tıbbî teşhis, tedavi ve bakım hizmetlerinin yürütülmesi, sağlık hizmetleri ile finansmanının planlanması ve yönetimi” hukuki sebebine dayanarak kişisel verileriniz aktarılmaktadır.

İLGİLİ KİŞİ OLARAK HAKLARINIZ NELERDİR?

KVKK’nın ilgili kişinin haklarını düzenleyen 11’inci maddesi kapsamındaki,

1-Kişisel verilerinin işlenip işlenmediğini öğrenme,

2-Kişisel verileri işlenmişse buna ilişkin bilgi talep etme,

3-Kişisel verilerinin işlenme amacını ve bunların amacına uygun kullanılıp kullanılmadığını öğrenme,

4-Yurt içinde veya yurt dışında kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişileri bilme,

5-Kişisel verilerin eksik veya yanlış işlenmiş olması hâlinde bunların düzeltilmesini isteme,

6-Kişisel verilerin silinmesini veya yok edilmesini isteme,

7-Kişisel verilerin düzeltilmesi, silinmesi veya yok edilmesine ilişkin işlemlerin kişisel verilerin aktarıldığı üçüncü kişilere bildirilmesini isteme,

8-İşlenen verilerin münhasıran otomatik sistemler vasıtasıyla analiz edilmesi suretiyle kişinin kendisi aleyhine bir sonucun ortaya çıkmasına itiraz etme,

9-Kişisel verilerin kanuna aykırı olarak işlenmesi sebebiyle zarara uğraması hâlinde zararın giderilmesini talep etme,

Bu aydınlatma metni 12.03.2021 tarihinde güncellenmiş olup, Büyük Anadolu hastanemize tarafından internet siteleri ve diğer sair yöntemlerle ilgili kişilerin erişimine sunulmuştur.

"
Kemik Kanseri Nedir? Tanı Ve Tedavileri Nelerdir? Ortopedik Onkoloji

Kemik Kanseri Nedir? Tanı Ve Tedavileri Nelerdir? Ortopedik Onkoloji

Kemik Kanseri Nedir? Tanı Ve Tedavileri Nelerdir?

Kemiklerde görülen kemik kanseri türü kötü huylu bir tümör olup oldukça nadir görülen bir rahatsızlıktır. Yaygın olarak leğen kemiği, kol kemikleri ve bacaklardaki uzun kemikleri etkilerken vücudun tüm kemiklerinde görülme olasılığı bulunur. Kanser tedavilerinde erken tanı önemli olmasından dolayı mutlaka rutin muayene olunması gereklidir.

İçindekiler Kemik Kanseri Nedir? Kemik Kanseri Belirtileri Nelerdir? Kemik Kanseri Tanı Yöntemleri Nedir? Kemik Kanseri Tedavileri Nelerdir?

İyi huylu kanser türleri kötü huylu olanlardan daha yaygın bir şekilde görülebilir. Bu nedenle mutlaka kanserlerin iyi ya da kötü huylu olması teşhis edilmelidir. Çocuklarda ve yetişkinlerde görülerek kemik yapısını olumsuz etkileyen bu kanser türü tehlikeli ve hızlı yayılarak akciğer ve komşu yapıları da tehlikeye atabilir. Ağrı oluşmasıyla kendini gösteren kanser olasılığı mutlaka erken dönemde tanısı konarak tedavi edilmelidir.

Kemik Kanseri Nedir?

Kötü huylu tümörlerden olan kemik kanseri rahatsızlıkları iskelet sisteminde gelişerek tüm vücudu olumsuz yönde etkileyen kötü huylu bir kanserdir. Farklı çeşitleri olup sadece kemik üzerinde ya da başka organlara yayılmasıyla bilinen kanser türleri mutlaka erken dönemde tedavi edilmelidir. Kemik yoğunlukları insan vücutları için önemli olup iskelet sistemi açısından oldukça büyük önem taşır. İyi huylu olabileceği gibi kötü huylu olanları da mevcuttur ve tek tedavi yöntemi cerrahidir.

Başlangıç evrelerinde kemiklerde görülen rahatsızlık genel olarak ağrı ile kendini belli eder ve mutlaka bir uzman hekim tarafından gerekli tetkikler yapılarak teşhis edilmelidir. Başlangıç evresinde olan kanserler kişilerde ağrıya neden olmayacağından röntgen çekilmesi sonrasında uzman hekimler tarafından belirlenebilir. Kol ve bacaklarda görülen kemik kanseri omuz ya da çene gibi farklı kemik yoğunluklarında da görülebilir. En sağlıklı olan yöntemi ise muayene edilerek teşhisin doğru bir şekilde uzman hekimler tarafından konmalıdır.

Kemik Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Kötü huylu kanser türleri genel olarak başlangıç evrelerinde herhangi bir belirti göstermez ve bu nedenle teşhis konabilmesi oldukça zordur. Birçok farklı nedene bağlı olarak oluşabilen kemiklerde görülen kanser türü genel olarak ağrı ve şişlik yaratarak kendini gösterir. Çocuklarda görülebilen bacak ve kemiklerdeki ağrı belirtileri geceleri ortaya çıkarsa büyümeden kaynaklı olup sürekli devam ediyorsa eğer mutlaka muayene edilerek teşhis konulması gereken bir kanser şüphesinden kaynaklıdır.

Kemik kanseri belirtileri başında genellikle ağrı ve şişlik kendini gösterirken ilerleme halinde hareket kısıtlanması, kemik üzerinde yumruların oluşması, yorgunluk, kilo kaybı ve kemik zayıflığından kaynaklı kırılmalar görülebilir. Belirti göstermesi ya da gün içinde sürekli kemik ağrısı çeken kişilerin mutlaka erken dönemde röntgen çekimi yaptırarak uzman hekimler tarafından teşhis konmasını sağlamak gereklidir.

Kemik Kanseri Tanı Yöntemleri Nedir?

Hastaların şikâyetleri üzerine tanı konabilmesi için mutlaka tetkik ve değerlendirmelerin doğru zamanda yapılması gereklidir. Erken dönemde konabilen tanılar yaşam kurtararak tedavinin başarılı bir şekilde ilerlemesine yardımcı olur. Kemik kanseri tanılarında öncelikle hastanın tıbbi öyküsünün bilinmesi, kullanmış olduğu ilaçlara kadar tüm geçmişinin uzman hekimler tarafından bilinmesi gereklidir. Görüntüleme tanı yönteminden önce mutlaka uzman hekimler tarafından fiziki muayene yapılarak teşhis konabilmesi için tüm tetkikler değerlendirilmelidir.

Fiziki muayene sonrasında kişilere röntgen tekniklerinden faydalanılarak görüntüleme aracılığıyla teşhis konması sağlanmalıdır. Laboratuvar teknikleri ve diğer tüm görüntüleme sonuçları değerlendirilerek birlikte tanı doğru bir şekilde konabilir. Röntgen görüntülemesinin yanı sıra istenen tomografi teknikleri sayesinde kolay bir şekilde tanı konabilir.

Fiziki görüntüleme sonrasında tahlil ve biyopsi de istenebilir. Hastalardan alınan biyopsi örnekleri boyama teknikleri kullanılarak değerlendirmesi yapılmalıdır. Bu sayede erken dönemde tanı konması mümkün olup başlangıç evresinde tedavi edilerek kemiklerde oluşan kanserlerin önüne geçilmesinde fayda sağlanmış olur.

Kemik Kanseri Tedavileri Nelerdir?

Kanser tanısı konmasından sonra tedavi yöntemleri farklı nedenlere bağlı olarak değişiklik gösterir. Bu nedenle tedavi aşamasına geçilmeden önce mutlaka türü, kanserin bulunduğu bölge, yayılıp yayılmadığı ve agresifliği belirlenmelidir. Kanser türleri ve oluşma nedenlerinin iyi bilinmesi en doğru tedavi yönteminin uygulanmasına yardımcı olur. Bu nedenle mutlaka uzman hekimler tarafından muayene edilerek teşhis konulması önem taşırken kişilerin rutin kontrollerinde de tanı konması amacıyla muayene edilmesi gereklidir.

Cerrahi yapılan tedavilerde genel olarak kanserli olan kemik dokusunun çıkarılması amaçlanır. Kemik kanseri için yaygın olarak uygulanan tedavi yöntemleri genellikle cerrahi yöntemlerdir. Cerrahi tedavi sonrasında kalan kısımlar büyüme yapabileceğinden dolayı mutlaka kemoterapi gibi ek tedavilerin gerekli olması söz konusudur. Günümüzde kanserli uzuvların kesilmesi gelişen teknoloji sayesinde gerekli olmayıp en uygun yöntemler tercih edilir. Radyoterapi cerrahi yöntemler sonrasında yaygın olarak kullanılan kanser tedavilerindendir. Kanser hücreleri hedeflenerek cerrahi yönteme gerek olmadan kısa sürede kombine tedavi edilebilme imkânı tanır.

Kemoterapi bir tedavi yöntemi kanser hücrelerini gidermek için güçlü ilaçların verilmesini kapsayan bir tedavi şeklidir. Kemoterapi kombin olarak radyoterapi ile birlikte de uygulanabilir. Hastanın kanser evresine bağlı olarak immunoterapi tedavi yöntemi de tercih edilir. İlaçların kullanıldığı ve herhangi bir cerrahi uygulama yapılmadan tedavi yöntemleri kanser türüne bağlı olarak değişiklik gösterir.

"
Endometrial Kanser Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri - Perinatoloji ve Genetik Uzmanı

Endometrial Kanser Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri - Perinatoloji ve Genetik Uzmanı

Endometrial Kanser Nedir? Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Endometrial kanser, rahim içindeki endometrial hücrelerin kontrolsüz büyümesi sonucu ortaya çıkan bir kanser türüdür. Endometrial kanser, kadınlarda en sık görülen kanserlerden biridir ve genellikle menopoz sonrası kadınları etkiler. Erken teşhis edilmesi ve tedavi edilmesi önemlidir, çünkü ileri evrelerde tedavi seçenekleri sınırlı olabilir.

Belirtiler Endometrial kanserin belirtileri arasında şunlar yer alabilir:

Menopoz sonrası vajinal kanama veya lekelenme Adet dönemleri arasında kanama İdrar yaparken veya cinsel ilişki sırasında ağrı Pelvik ağrı veya basınç hissi Vajinal akıntı

Bu belirtiler başka durumlardan da kaynaklanabileceği için, endometrial kanser şüphesi olan kadınlar doktorlarına başvurmalı ve bir tanı testi yaptırmalıdır.

Tedavi Yöntemleri Endometrial kanser tedavisi, kanserin evresine, genel sağlık durumuna, yaşa ve diğer faktörlere bağlı olarak değişebilir. Tedavi seçenekleri arasında şunlar yer alabilir:

Cerrahi: Rahim, yumurtalıklar ve diğer yakındaki dokuların çıkarılması Radyoterapi: Yüksek enerjili ışınlar kullanılarak kanser hücrelerinin öldürülmesi Kemoterapi: İlaçlar kullanılarak kanser hücrelerinin öldürülmesi Hormon tedavisi: Hormon ilaçları kullanılarak kanser hücrelerinin büyümesi engellenir
Kanser Nedir, Kanser Belirtileri ve Çeşitleri Nelerdir? ZGHolistic Clinic

Kanser Nedir, Kanser Belirtileri ve Çeşitleri Nelerdir? ZGHolistic Clinic

Kanser Nedir? Kanser Belirtileri Nelerdir?

Kanser, vücudun herhangi bir bölümünü etkileyebilen geniş bir yelpazede hastalık grubu için kullanılan genel bir terimdir. Kullanılan diğer terimler, kötü huylu tümör ve neoplazmalardır. Kanser, vücuttaki bazı hücrelerin kontrolsüz bir şekilde büyüdüğü ve daha sonra vücudun bitişik kısımlarını istila edebildiği ve vücudun diğer bölgelerine yayıldığı bir hastalıktır. Bu anormal hücrelere kanser hücreleri, kötü huylu hücreler veya tümör hücreleri denir. Kanser, genellikle vücuda yayılma özelliğine sahiptir.

Kanser, dünyada ölüm nedenleri arasında ikinci sıradadır. Kanser, 2020 yılı verilerine göre dünyadaki ölümlerin yaklaşık 10 milyonundan sorumludur. Aynı verilere göre 2020 yılında yeni kanser vakaları açısından en yaygın olanların ilk ikisi meme kanseri ve akciğer kanseridir. Ancak en çok ölüm sebepleri açısından ilk 2 sırayı akciğer, kolon kanseri ve rektum kanserleri almaktadır.

Birçok kanser türü vardır. Kanser vücudun herhangi bir yerinde gelişebilir ve adını vücutta başladığı yerden alır. Örneğin mideden başlayan kanser, mide kanseri olarak adlandırılır, sonrasında vücudun diğer bölgelerine yayılsa (metastaz yapsa) da mide kanseri olarak adlandırılır. Kanser taraması, kanser tedavisi ve önlenmesindeki gelişmeler sayesinde birçok kanser türü için hayatta kalma oranları yüksektir. Birçok insan için kanser başarıyla tedavi edilebilir.

Erkeklerde, kadınlarda ve çocuklarda en sık görülen üç kanser türü şunlardır: Erkekler: Akciğer, prostat ve kolorektal (Kalın Bağırsak Kanseri) Kadınlar: Meme, akciğer ve kolorektal (Kalın Bağırsak Kanseri) Çocuklar: Lösemi (Kan Kanseri), beyin tümörleri ve lenfoma (Lenf Kanseri) Kanser Belirtileri Nelerdir?

Kanser belirtileri, kanserin türüne, kanser hastalığının hangi seviyede olduğuna bağlı olarak değişlkenlik gösterebilir. Bununla beraber bilinmelidir ki birçok kişide çok ileri seviyeye ulaşana kadar kanser belirtileri veya semptomlarını görmek pek mümkün değildir.

Kanserle mücadelede yapılacak en önemli iki adım düzenli doktor kontrolüne gitmek ve anormal olan bulgu ve şikayet durumlarına karşı dikkatli olmaktır. Kanser tedavisi için erken teşhis oldukça önemlidir.

Kanser belirtileri genel hatları ile şaağıda sıralandığı gibidir. Bu belirtiler kesin olarak kanser olunduğu anlamına gelmez. Fakat sıralanan belirtiler söz konusu ise bir kanser tedavi kliniği veya merkezine giderek doktor kontrolünde gerekli tahlilleri yapmak yerinde olacaktır.

Yaygın kanser belirtileri sıralandığı gibidir, Vücudun farklı bölgelerinde veya kemiklerde önceden tecrübe edinilmemiş ve devamlılığı olmayan ağrı durumu, Anormal derecede iştahsızlık ve kilo kaybı, Sürekli devam eden bir yorgunluk hali, yutmada güçlük, hazımsızlık ve mide bulantısı, Kalıcı veya ara sıra olan düşük dereceli ateş durumu, Geçmeyen boğaz ağrısı Tekrar eden enfeksiyon durumu, Makat veya boğaz bölgesinde beklenmeyen kanama veya geçmeyen ağrı, Öksürük durumu veya ses kısıklığı, Boşaltım sistemi rutininde kabızlık, ishal ve kanlı idrar gibi değişiklikler, Adet dönemlerş arasında kanama veya yaşanan farklı bir anormal durum, Gögüste veya testislerde veya vücudun başka bölgelerinde kalınlaşma ve yumru durumu, Menopozu takip eden dönemde kanamalar. Kanser Çeşitleri Nelerdir?

Şimdiye kadar bilinen 200’den fazla kanser çeşiti tespit edilmiştir. Bazı kanser türleri aynı organda başlasa bile farklı hücre tiplerinden kaynaklanıyorsa farklı olarak isimlendirilir. Bu durum kanserin tedavisini ve sağ kalım sürelerini etkilemektedir. Örneğin Akciğer kanseri, küçük hücreli dışı ve küçük hücreli olmak üzere iki ana başlık altında toplanır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserleri de kendi aralarında, adenokarsinom, skuamoz hücreli karsinom ve büyük hücreli karsinom olarak alt gruplara ayrılır.

Karsinom

Korsinom, deride veya iç organları kaplayan dokularda başlayan kanser türüdür. Deri, akciğer, kolon, pankreas, yumurtalık kanserleri. Epitelyal, skuamöz ve bazal hücreli karsinomlar, melanomlar, papillomlar ve adenomlar gibi.

Sarkom

Sarkom, kemik, kıkırdak, yağ, kas, kan damarlarında veya diğer bağ veya destekleyici dokuda başlayan kanser çeşiti ve türüdür. Osteosarkom , sinovyal sarkom, liposarkom, anjiyosarkom, rabdosarkom ve fibrosarkom gibi.

Lösemi

Lösemi, kemik iliği gibi kan oluşturan dokuda başlayan ve çok sayıda anormal kan hücresinin üretilmesine ve dolaşıma geçmesine neden olan kanser türüdür. Lenfoblastik lösemiler (ALL ve KLL), miyeloid lösemiler (AML ve KML), T hücreli lösemi ve tüylü hücreli lösemi gibi.

Lenfoma ve Miyelom

Lenfoma ve miyelom, bağışıklık sistemi hücrelerinde başlayan kanser türü grubuna girer. T ve B hücreli lenfomalar, Hodgkin lenfoması, Non-Hodgkin lenfoması ve lenfoproliferatif lenfomalar gibi.

Merkezi Sinir Sistemi (MSS) Kanserleri

Merkezi Sinir Sistemi kanserleri, beyin ve omurilik dokularında başlayan kanser çeşiti grubuna girer. Gliomlar, meningiomlar, hipofiz adenomları, vestibüler schwannomalar, primer MSS lenfomaları ve nöroektodermal tümörler gibi.

Metastatik Kanserler

Metastatik kanser hücrelerinin en önemli özelliği bulunduğu dokudaki hücrelerden farklı yapıdadırlar. Bu hücreler, kanser hücrelerinin başlangıçta gelişmediği bir dokuda mevcut olmasıdır. Hücre yapısından primer (ilk kanser dokusu) doku bulunur. Örneğin: Primer odak prostat kanseri olup kemiğe yayılabilir (metastaz). Bu, kemik hücrelerinden başlayan kanser olan "kemik kanseri" değildir.

Kanser Evreleri Nelerdir?

Bir kanser bulunduğunda, kanserin ne kadar büyük olduğunu ve başladığı yerden yayılıp yayılmadığını görmek için ultrason, tomografi, MR ve PET gibi testler yapılır. Bunlara göre kanser evresi belirlenir.

1. veya 2. aşama gibi kanser evreleri, kanserleri hücrelerin henüz diğer bölgelere fazla yayılmadığı durumu ifade ederken, 3 veya 4. aşama kanser evreleri ise kanserli hücrelerin diğer bölgelere de yayıldığı durumu ifade eder. Aşama 4 en yüksek aşamadır. Tedavinin belirlenmesinde kanserin evresi çok önemlidir.

Kanser Risk Faktörleri Nelerdir? Kanser risk faktörleri şu şekilde sıralanabilir, Aile Öyküsü (Aile geçmişi)

Kanserlerin sadece küçük bir kısmı kalıtsal bir durumdan kaynaklanır. Ailede kanser varsa, mutasyonların sonraki nesillere geçmesi olasıdır. Örneğin ailesinde meme kanseri olan bir kadında meme kanseri olma olasılığı yüksek olabilir. Ancak kalıtsal bir genetik mutasyona sahip olmanız mutlaka kansere yakalanacağınız anlamına gelmez.

Kişisel Alışkanlıklar

Bazı yaşam tarzı seçimlerinin kanser riskinizi artırdığı bilinmektedir. Beslenme alışkanlıkları (tuzlanmış, tütsülenmiş, konserve edilmiş ve/veya kurutulmuş et tüketimi), sigara içmek, alkol kullanmak, güneşe aşırı maruz kalmak veya güneş yanıkları, obezite ve güvensiz cinsel ilişki kansere katkıda bulunabilir.

Sağlık Durumu

Ülseratif kolit, hepatit gibi bazı kronik sağlık durumları, belirli kanserlere yakalanma riskinizi önemli ölçüde artırabilir.

Çevresel Faktörler

Bulunduğunuz çevre kanser riskinizi artırabilecek zararlı kimyasallar içerebilir. Sigara içmiyor olsanız bile, insanların sigara içtiği yerlere giderseniz veya sigara içen biriyle yaşıyorsanız, pasif içici olarak etkilenebilirsiniz. Evinizdeki veya iş yerinizdeki asbest ve benzen gibi kimyasallar da kanser riskini artırabilir.

Kanser Riskini Azaltmak Mümkün Mü?

Bazı alışkanlıkları değiştirmek kanser riskini azaltmaya yardımcı olabilir.

Sigara içiyorsanız bırakın. Sigara içmiyorsanız başlamayın. Alkol almayın. Ancak kullanırsanız, bunu ölçülü yapın. Aşırı güneşe maruz kalmaktan kaçının. Sağlıklı beslenin. Meyve ve sebzelerden zengin bir diyet seçin. Tam tahılları ve yağsız proteinleri seçin. İşlenmiş et alımınızı sınırlayın. Düzenli egzersiz, daha düşük kanser riski ile bağlantılıdır. Haftanın çoğu günü en az 30 dakika egzersiz yapın. Fazla kilolu veya obez olmak kanser riskinizi artırabilir. Sağlıklı bir diyet ve düzenli egzersiz ile sağlıklı bir kiloya ulaşmak ve bunu koruyun. Stres ve kaygıdan uzak bir yaşam oluşturmaya çalışın, hayatınızın mutlu, sağlıklı ve huzurlu olduğuna dair düşünce ve inançlarınızı güçlendirin. Kanser taraması yaptırın. Kanser risk faktörleri ve yaşınıza bağlı olarak kanser tarama testleri (smear, meme ultrasonu, mamografi, akciğer grafisi, karın ultrasonu, kolonoskopi, endoskopi vb.) yaptırmayı unutmayın. Aşılar. Karaciğer kanseri riskini artıran hepatit B ve rahim ağzı kanseri riskini artıran insan papilloma virüsü (HPV) dahil olmak üzere bu virüslerin önlenmesine yardımcı olabilir. Bu virüslere karşı aşılamanın sizin için uygun olup olmadığını doktorunuza danışın. Kanser hastalığına yakalanmış olsanız bile erken tanı ile evresi ilerlememiş bir hastalığın tedavi edilmesi çok daha kolay olacağı için bu konuda dikkatli ve gözlemci olarak gerekli kontrollerin yaptırılması çok önemlidir. "
Karaciğer Kanseri Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi | Prof. Dr. Çetin Karaca

Karaciğer Kanseri Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi | Prof. Dr. Çetin Karaca

Karaciğer Kanseri Belirtileri, Tanısı ve Tedavisi

Karaciğer kanseri, primer (karaciğerden kaynaklanan kanserler) ve metastatik (başka bir organdaki tümörün karaciğer sıçraması sonucunda ortaya çıkan tümörler) olmak üzere iki ana guruba ayrılır.

1 Hepatoselüler Karsinom (Hepatocellular carcinoma) (HCC) 2 HCC Oluşumuna Yol Açan Nedenler Nelerdir? 2.1 HCC'un Belirtileri Nelerdir? 2.2 Karaciğer Kanseri Nasıl Teşhis Edilir? 2.3 Görüntüleme Yöntemleri 2.4 HCC da evrelme 2.5 Karaciğer Kanseri Tedavisi 2.6 Bir Cevap Yazın Yorumu Sil

Karaciğerin metastazik tümörleri genellikle birden çok sayıda olup %80 i sindirim sisteminden kaynaklanan tümörlere bağlıdır. Primer karaciğer tümörleri ise genelllikle hepatoselüler karsinomlar olup kolanjiokarsinom, hepatoblastom ve anjiosarkom daha nadir görülen türlerdir.Primer karaciğer kanserinde tedavinin başarısı erken teşhise bağlı olup cerrahi rezeksiyon yapılabilen hastalarda 5 yıllık yaşam oranı %30 civarındadır.

Hepatoselüler Karsinom (Hepatocellular carcinoma) (HCC)

Hepatoselüler karsinom (HCC) giderek artan sıklıkta görülmeye başlayan ve genellikle ileri evrede tanı koyulan bir kanser türüdür. Tüm kanserler içinde 6.sırada yer alır ve dünyada her yıl yaklaşık 600.000 kişi bu kanser nedeniyle yaşamını yitrirmektedir.

Avrupa ve ABD’de yıllık yeni hasta sayısı 2-4/ 100.000 dür. Erkeklerde kadınlara göre 2 kat daha sık görülür. Asya ve Güney Afrika’da görülme sıklığı artmakta ve 100/100000 e ulaşmaktadır.

Karaciğer Kanseri’nin yeryüzündeki dağılımı, Hepatit B epidemiyolojisi ile paralellik göstermektedir. Hastalık batı ülkelerinde genellikle 50-60 yaş civarında görülürken hastalığın daha sık görüldüğü Asya ve Afrika’da daha genç yaşlarda (25-35) ortaya çıkmaktadır.

HCC Oluşumuna Yol Açan Nedenler Nelerdir?

Karaciğer sirozlu hastalarda yıllık HCC karsinom gelişme oranı %5 civarındadır ve bu hastaların 1/3 inde HCC gelişir. Bu nedenle hepatit B ve hepati C virüsü ile enfekte olan hastaların ve diğer nedenlere bağlı kronik karaciğer hastalığı bulunan hastaların yılda 2 kez ultrasonografik inceleme ve kanda alfafetoprotein (AFP) ölçümü ile HCC gelişimi bakımından izlenmeleri gerekir.

Hepatit B Virüsü Hepatit C Virüsü Alkolik Siroz Hepatik Adenom Aflatoksinler Wilson Hastalığı Bitkisel alkaloidler Oral Kontraseptifler Androjenik Steroidler Vinyl Chloride Kontrast Maddeler (Thorotrast) HCC'un Belirtileri Nelerdir?

Kilo kaybı, halsizlik, iştahsızlık, karın sağ üst kadranda ağrı ve ateş hastalığın başlıca bulgularıdır. Karında sıvı toplanması (ascites) ve karaciğerde büyüme olabilir. Özellikle karaciğer sirozu olan bir hastada ani kilo kaybı ve sarılığın ortaya çıkması HCC gelişimini akla getirmelidir.

Karaciğer Kanseri Nasıl Teşhis Edilir?

Karaciğer kanseri olan hastaların büyük bir çoğunluğunda serumda bir tümör belirteci olan alfa-fetoprotein (AFP) seviyesi yükselmiştir. Kanda ölçülen AFP seviyesinin 10 un üzerinde bulunması halinde hasta HCC yönünden incelenmelidir. Karaciğer fonksiyon testlerinde ( Alkalen fosfataz, GGT, bilüribinler, LDH) değişik oranlarda artışlar olabilir (Bkz. Karaciğer fonksiyon testleri ). Kronik karaciğer hastalığı olan bir hastada LDH ve alkalen fosfataz seviyesindeki ani yükselmeler HCC u düşündürmeli ve karaciğer görüntülemesi ile birlikte kanda AFP seviyesi kontrol edilmelidir.

Görüntüleme Yöntemleri

Karaciğerdeki lezyonu görüntülemek için, Ultrasonografi (US),Bilgisayarlı Tomografi (BT) ve Manyetik Rezonans (MR) görüntüleme yöntemleri kullanılır. US özellikle yüksek riskli gruplarda bir tarama testi olarak kullanılır. US ile karaciğerdeki tümör ve tümörün karaciğerdeki büyük damarlara (vena porta ve vena hepatika) yayılımı gösterilebilir. Ayrıca tanı için US altında ince iğne biyopsisi de yapılabilir ancak günümüzde görüntüleme yöntemlerinin gelişmiş olması ve biyopsi yoluna ekim riski nedeniyle bu yöntem giderek daha az kullanılmaktadır. MR tümörün karaciğer içindeki diğer yapılara yayılımını gösteren en iyi yöntemdir. Şüpheli durumlarda ve anatomik varyasyonların saptanması amacıyla hepatik Anjiografi den faydalanılır.

HCC da evrelme

HCC’un evrelenmesinde aşağıda görülen değişik evreleme sistemleri kullanılır. Evreleme, hastaya uygulanacak tedavinin seçimine karar verilmesini sağlar.

Karaciğer Kanseri Tedavisi

Tümörün cerrahi olarak çıkarılması (Karaciğer Rezeksiyonu):
HCC da hastalar genellikle ileri evrede başvurduğundan cerrahi tedavi (rezeksiyon) hastaların ancak %10-20 sinde mümkün olmaktadır.

Tümör çapı 5cm den küçük olan hastaların cerrahi tedavi açısından değerlendirilmesi tavsiye edilirse de genelde kabul edilen görüş rezeksiyon için tümör çapının 2cm ve altında olmasıdır.

Rezeksiyon için tümör karaciğere sınırlı olmalı, uzak metastaz bulunmamalı, portal veya hepatik venlerde tromboz gelişmemiş olmalı ve karaciğer kapasitesi yeterli olmalıdır. Çoğu HCC’lu hastada altta yatan siroz ve rezeksiyon sonrası kalan karaciğerde yetersizlik gelişmesi (dekompansasyon) riski nedeniyle ameliyat öncesinde rezeksiyon için dikkatli bir değerlendirme gerekir.

Rezeksiyon sonrasında kalması gereken minimal karaciğer boyutu normal karaciğer varlığında karaciğerin %25’i, sirozlu karaciğerde ise %50’si olmalıdır. Neyazıkki sirozlu hastalarda rezeksiyon sonrasında tümör nüksü (rekürrens) sıklığı 5 yıl içinde %50-70 civarındadır.

Bu da çoğunlukla primer tümörün karaciğer içinde yayılımına ( %70-80), az bir kısmı da yeni oluşan tümörlere (de novo tümör) bağlıdır (%30-40). Rezeksiyon sonrasında hastaların ancak %30 u 5 yıl hayatta kalabilmektedir.

Share this…

"
Kanser Nedir? Tanı ve Tedavi Yöntemleri | Anadolu Sağlık Merkezi

Kanser Nedir? Tanı ve Tedavi Yöntemleri | Anadolu Sağlık Merkezi

Kanser Nedir? Tanı ve Tedavi Yöntemleri

Kanser, vücudun herhangi organ ya da dokusundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması ve büyümesi sonucu ortaya çıkan bir hastalık tablosudur. Kanser oluştuğu dokuya göre adlandırılır. 200'den fazla tipi tespit edilmiştir. En sık görülen ve ölüme yol açan kanser türleri akciğer, mide, karaciğer, kolon ve meme kanseridir. Kanser oluştuğu bölgeden başka organ ve dokulara yayılırsa, buna metastaz denir.

Kanser hücresi durmadan çoğalmaya devam edebilir. Normalde bağışıklık sistemi anormal hücreleri yakalar ve yok eder. Ancak kanser hücreleri bağışıklık sisteminden kaçabilirler. Normal vücut hücrelerinde olağan olan hücre ölümü kanser hücrelerinde görülmez.

Kanser neden olur? Yaş Kansere neden olan maddeler (Aflatoksin, arsenik, asbest, benzen, berilyum, kadmiyum, kömür katranı, solunabilir silika, formaldehit, krom, kömür dumanı soluma, nikel, radon, pasif sigara dumanı, kurum, sülfürik asit) Kronik iltihap Kötü beslenme Hormonlar Bağışıklık sisteminin zayıf olması Şişmanlık Radyasyon Tütün

Kanser nasıl oluşur?

Yukarıda kanser nedenleri olarak saydığımız faktörler her insanda kanser oluşturmaz. Bunun nedeni kanser gelişimine genetik yatkınlıktır. Doğuştan veya edinsel faktörler DNA hasarı yaparak doku ve organlarda anormal hücre çoğalmasına neden olurlar. Hücreler kansere neden olabilen etkenlerle uzun süre karşılaşınca, hücrelerde bazı mutasyonlar gelişebilir. Bu kronik maruziyetler bir dizi mutasyonlarla hücrelerde kanseröz değişiklikleri meydana getirebilir. Bu tip anormal hücreler herkeste gelişebilir, ancak yeterli bir immün sistem bu hücreleri tanır ve ortadan kaldırır veya tamir eder. Organizmanın immün sisteminde de bir zafiyet olması sonucu, yapısı bozulan hücrelerde kontrolsüz çoğalma artar ve kanser kitleleri oluşur. Yine biyolojik yapısında başka değişikliklerin de gelişmesi ile metastaz özelliği kazanır ve uzak organlara yayılmaya başlar.

Kanser çeşitleri Karsinom: En yaygın kanser türüdür. Vücudun iç ve dışını kaplayan epitel hücrelerinden kaynaklanırlar. Başlıcaları adenokarsinom, bazal hücreli karsinom, skuamöz hücreli karsinom, transisyonel hücreli karsinomdur. Sarkom: Sarkomlar, kas, yağ, kan damarları, lenf damarları ve lifli doku (tendonlar ve bağlar gibi), kemik ve yumuşak dokularda oluşan kanserlerdir. Osteosarkom en sık görülen kemik kanseridir. Yumuşak dokudan kanserlere örnek leimiyosarkom ve kaposi sarkomdur. Lösemi: Kemik iliğinden kaynaklanan ve kan hücrelerinin anormal çoğalmasından kaynaklanan kanser türüdür. Değişik kan elemanlarından kaynaklanabilir. Akut veya kronik olabilir. Lenfoma: Bağışıklık sistemimizde T ve B lenfositleri vardır. Bu hücrelerden kaynaklanan kanser türüne lenfoma denir. Lenfomada lenf bezleri ve lenf kanallarında kanser dokuşu gelişir. Hodgin lenfoma ve nonhodgin lenfoma olarak ikiye ayrılır. Bu iki lenfoma türünün tedavisi ve gidişatı farklıdır. Multipl myeloma: Bir bağışıklık sistem hücresi olan plazma hücrelerinden kaynaklanan bir kanser türüdür. Kemik iliğinde başlar ve vücuttaki değişik kemikleri tutar. Melanom: Melanosit denilen deri hücrelerinden kaynaklanan bir kanser türüdür. Germ hücreli tümörler: Erkek ve kadın üreme hücrelerinden kaynaklanan tümörler. Nöroendokrin tümörler: Bunlar hormon salgılayan hücrelerden oluşur ve kontrolsüz hormon salgılarlar. Karsinoid tümörler: Özellikle sindirim sisteminden kaynaklanırlar. Serotonin salınımına yol açarak karsinoid sendrom yaparlar. Akciğer kanseri Rahim ağzı kanseri Nazofarenks kanseri Böbrek kanseri Beyin tümörleri Deri kanserleri Kolon kanseri Kemik tümörleri Karaciğer kanseri Larenks-Gırtlak kanseri Lösemiler Lenfoma Mesane kanseri Meme kanseri Mide kanseri Multipl myelom Omurilik ve omurga tümörleri Prostat kanseri Rahim ağzı kanseri Baş- boyun kanserleri Tiroid kanseri Testis kanseri Yumurtalık-over kanseri Kanserin muhtemel belirtileri nelerdir? Anormal kilo kaybı İdrardan ya da dışkıdan kan gelmesi Memede kitle Vücudun herhangi bir yerinde kitle Öksürük, göğüs ağrısı, nefes darlığı Kan tükürme Nedensiz, geçmeyen ishal veya kabızlık Mide veya makat ağrısı Öksürükte kan Benlerin renginde değişme, kabuklanma, büyüme Anormal vajinal veya rektal kanamalar Karın ağrısı Uzun süren ve nedeni açıklanamayan ateş Kemik ağrıları Solukluk Halsizlik Kanser tanı ve tedavisi Kan tahlili İdrar tahlili Dışkıda kan Tümör belirteçleri Hormonlar Komputerize tomografi Magnetik rezonans görüntüleme Nükleer taramalar Kemik sintigrafisi PET CT Ultrasonografi Direkt grafi Biyopsi Gastroskopi Kolonoskopi Bronkoskopi Histeroskopi Mamografi Kanser evrelemesi nasıl yapılır? Ana tümörün yeri Tümörün boyutu Lenf bezi tutulumu Metastaz varlığı ve sayısı Kansere iyi gelen bitkiler ve yiyecekler nelerdir?

İnternette kansere iyi geldiği iddia edilen pek çok gıda ve bitkisel karışımlara rastlayabilirsiniz. Bilimsel olarak kansere iyi geldiği ispat edilmiş bir yiyecek ya da bitki bulunmamaktadır. Hekimler kanser hastalarına dengeli ve sağlıklı beslenmelerini, stresten uzak durmalarını, iyi uyumalarını, açık hava etkinliklerine katılmalarını ve sosyal destek almalarını önermektedir.

Sıkça sorulan sorular: Kansere neler sebep olur? Kansere neden olduğu belirlenmiş pek çok faktör vardır. Radyasyon, kötü beslenme, bazı bakteri ve virüsler, toksik maddeler ve tütün bunlardan bazılarıdır. Ancak bir kanserojene maruz kalan her bireyde kanser ortaya çıkmamaktadır. Burada genetik yapı ve bağışıklık sistemi belirleyici rol oynamaktadır. Kanser nasıl anlaşılır? Vücudunuzda olağan olmayan bir değişiklik var ve geçmiyorsa hekime gitmelisiniz. Bu belirtilerden bazıları nedensiz hızlı kilo kaybı, halsizlik, iştahsızlık, karın ve göğüs ağrısı, dışkıdan, idrardan ve vajinadan kan gelmesi, balgamda kan, sarılık, solukluk, vücudun herhangi bir yerinde büyüyen yumru, kemik ağrısı, karın ağrısı, baş ağrısı, kabızlık, mide ağrısı olarak sıralanabilir. Kanser taraması nasıl yapılır? Bazı kanser türleri taramalar esnasında tesadüfen yakalanır. Örneğin kadınlarda 40 yaş üstü senede bir defa mamografi ve meme ultrasonu tarama amaçlı kullanılır. 50 yaş sonrası kolonoskopi ve gastroskopi taraması önerilir. Aralıklı olarak kanda tümör belirteçlerine bakmak faydalı olabilir. Özellikle ailesinde kanser görülen bireyler taramalarını düzenli yaptırmalıdır. Stres kansere yol açar mı? Stres bir takım fiziksel sağlık sorunlarına yol açabilir. Ancak kanserle ilişkisi kanıtlanmamıştır. Aşırı stres nedeniyle yapılan eylemler örneğin sigara içmek ve alkol tüketmek kansere neden olabilir. Kanser hangi evrede öldürür? Her kanserin sağ kalım süresi farklıdır. Bazı kanser türleri erken evrede yakalansa bile çok hızlı yayılır ve ölüm oranı yüksektir. Kanserden ölüm oranını belirleyen faktör kanserin tipi kadar ne kadar hızlı metastaz yapıp yapmamasıdır. Genellikle 4. evre en ileri dönemdir. Kanser kemiğe sıçrarsa ne kadar yaşar? Yapılan araştırmalarda meme kanseri dışındaki kanser türlerinde kemik metastazı kötü gidişatı göstermektedir. Her tümör kanser riski midir? Her tümör kanser riski taşımaz. İyi huylu tümörler sadece kitle etkisi yaparlar ve yayılım göstermezler. Ayrıca kanserin hücre tipine göre iyi huylu, kötü huylu ayırımı yapılır. Metastaz nedir? Metastaz tümörün başlangıç organından başka organ ve lenf bezlerine sıçramasıdır. EBV hangi kansere yol açar? EBV virüsü lenfomaya neden olabilir. Nazofaringeal kanserlerde de rolü vardır. EBV virüsü kanser yapar mı? EBV virüsü çocuklarda çok sık rastlanır ve bulgu vermeyebilir. Erişkinlerde ateşli hastalık yapar ve öpücük hastalığı olarak bilinir. Çoğu EBV hastası kanser olmaz. Kimin kanser olacağı önceden bilinemez. EBV virüsü tekrarlar mı? Kronik EBV taşıyıcılarında tekrarlayan alevlenmeler olabilir ve genellikle ağır seyreder. EBV virüsü bulaşıcı mı? EBV virüsü tükürükte bulunur. Sarılma, öpme ortak eşyalar ile bulaşabilir. Çocuklar sessiz taşıyıcı olabilirler.

Son güncellenme tarihi: 01 Haziran 2020

Yayınlanma tarihi: 04 Mayıs 2017

"
Meme Kanseri Belirtileri - Antalya Meme Kanseri Tanı ve Tedavisi

Meme Kanseri Belirtileri - Antalya Meme Kanseri Tanı ve Tedavisi

Kanser: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Meme kanseri belirtileri nelerdir? Meme başından kanlı veya şeffaf akıntı Memede veya koltukaltında ağrılı ya da ağrısız ele gelen kitle Meme başının içeri doğru çekilmesi, çökmesi veya şekil bozukluğu Meme başı derisinde soyulma, kabuklaşma Meme cildinde yara, kızarıklık veya içeri doğru meme çekilmesi Meme cildinde portakal kabuğu görünümü benzeri ödem, şişlik ve içe doğru çekintiler olması Memede büyüme, şekil bozukluğu veya asimetri ya da renginde değişiklik

Bazen meme kanserinin ilk belirtisi, hastalığın uzak organlara yayılmasından kaynaklanan bulgular ile olur. Meme kanseri sıklıkla kemik, akciğer, karaciğere yayılım yapar. Buralara yayılım sonucunda kemik ağrısı, nefes darlığı ve sarılık gibi bulgularla polikliniğe başvurur.

"
Meme Kanseri Belirtileri, Teşhisi ve Tedavi Yöntemleri | Özel Başarı Hastanesi

Meme Kanseri Belirtileri, Teşhisi ve Tedavi Yöntemleri | Özel Başarı Hastanesi

MEME KANSERİ BELİRTİLERİ, TEŞHİSİ VE TEDAVİ YÖNTEMLERİ

Meme, çok yağlı dokulardan çok sert ve yoğun dokuya kadar değişen farklı tipte dokulardan oluşur. Bu dokuların içinde bir lob ağı bulunur. Her lob, süt bezleri içeren lobül adı verilen küçük, tüp benzeri yapılardan oluşur. Küçük kanallar bezleri, lobülleri ve lobları birbirine bağlar ve loblardan meme ucuna süt taşır. Meme başı, meme ucunu çevreleyen daha koyu bir alan olan areolanın ortasında bulunur. Kan ve lenf damarları da meme boyunca uzanır ve kan memedeki hücreleri besler. Lenf sistemi vücut atık ürünlerini tahliye eder. Lenf damarları, enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olan fasulye şeklindeki küçük organlar olan lenf düğümlerine bağlanır. Lenf düğümleri grupları boyun, kasık ve karın gibi vücudun farklı bölgelerinde bulunur. Memenin bölgesel lenf düğümleri, kol altındaki lenf düğümleri gibi memeye yakın olanlardır.

Meme Kanseri Nedir? Meme Kanseri Neden Olur? Risk Faktörleri Meme Kanseri Belirtileri Meme Kanseri Tanısı Meme Kanseri Evreleri Meme Kanseri Tedavisi Meme Kanseri Önleme Yolları Ne Zaman Doktora Görünmelisiniz?

Meme kanseri, memedeki bazı hücrelerin kötü huylu hale gelerek bir tümör oluşturmasıdır. Meme yağ, lobüllere bölünmüş glandüler dokular, süt kanalları ve bağ dokusu içeren bir organdır. Genellikle neredeyse her kadında bir meme diğerinden daha küçüktür. Farklı dönemlerde memenizde değişiklikler gerçekleştiğini hissedebilirsiniz. Örneğin adet dönemlerinden önce memede şişlik hissi yaygın olarak görülür. Adet döneminin bitmesiyle yağ glandüler dokuların yerine geçerek memenin daha az yoğun olmasını sağlar. Genç kadınların memelerinde glandüler dokuların miktarı yağ miktarına göre daha fazladır. Meme yapısı hamilelik döneminde de değişebilir. Bu dönemde meme daha büyük ve daha hassas olabilir.

Memedeki kanser sebebiyle oluşan tümörler genellikle süt üreten lobüllerde veya meme ucuna giden süt kanallarında görülür. Kanser ölümlerinde akciğer kanserinden sonra ikinci sırada yer alan meme kanseri, kadınlar arasında ise en yaygın gözlenen kanser türüdür. Erkeklerde meme kanseri nadirdir, tüm meme kanserlerinin %1 ini oluşturur, erken bulunursa ve hemen tedavi edilirse kontrol altına alınabilir.

Meme kanseri her geçen gün tıptaki gelişmeler sayesinde daha erken tespit edilebilmekte ve hızlı tedavi ile meme kanserli kadınlarda tedaviler başarılı sonuçlar vermektedir. Her 8 kadından birinin meme kanseri geliştireceği gibi söylemler doğruyu yansıtmamaktadır. Bu söylem 95 yaşına kadar olan bireyleri kapsayan ortalama bir sonuçtur. 40 yaşındaki bir bireyin önümüzdeki 10 yıl içinde meme kanseri geliştirme riski 70 de 1 olarak raporlanmıştır. Yaş arttıkça meme kanseri riski de artar.

Meme Kanserinde Lenf Düğümleri

Memeye yakın bölgede bir lenf bezleri ağı (lenf düğümleri olarak da adlandırılır) vardır. Bu ağ vücut boyunca çalışan lenfatik sistemin bir parçasıdırlar. Lenf düğümleri ve lenf damarları, lenfatik sistemden akan lenf adı verilen sarı bir sıvı içerir. Bu sıvı atık ürünleri toplar ve atıkların uzaklaştırılması için damarlara gönderir.

Meme dokusundan kopan kanserli hücreler, lenf sıvısı tarafından yakındaki lenf düğümlerine taşınabilir. Meme kanseri varlığında lenf bezlerinizin hiçbirinde kanser hücresi yoksa, meme kanserinin başka bölgelere yayılma olasılığı daha düşüktür.

Koltuk altındaki (aksilla) lenf bezlerine aksiller lenf bezleri denir. Ayrıca göğüs kemiğine yakın, göğsün ortasından yukarı doğru uzanan bir lenf düğümleri zinciri vardır. Buna iç meme zinciri denir.

Meme Kanseri Neden Olur?

Meme kanseri hücrelerinizin genetik materyali olan DNA daki değişikliklerin sonucunda oluşur. Bu değişikliklerin neden gerçekleştiği çoğu vakada bilinmemektedir. Bu genetik değişiklikler bazen ebeveynlerinizden size aktarılmış olabilir. Ailenizden kalıtılan genler nedeniyle oluşan meme kanserine kalıtılmış meme kanseri denir. Özellikle BRCA1 ve BRCA2 genlerindeki genetik değişiklikler meme kanseri ile birlikte over kanseri ve diğer kanserler açısından da riski arttırır. Bu genler hücrelerinin kontrolsüz büyümesini ve kansere dönüşmesini engellemekle görevli hücrelerdir. Bu genlerde meydana gelen mutasyonlar kontrolsüz büyüyen hücrelerin önünü açar.

Bu genetik değişiklikler sebebiyle memedeki bazı hücreler farklılaşmaya ve kontrolsüz bir şekilde büyümeye başlayarak tümör adı verilen bir kitle oluşturur ve meme kanseri ortaya çıkar. Bu hücreler sağlıklı hücrelere göre daha hızlı bölünür ve büyümeye devam ederek bir kitle oluşturur. Tümör kanserli veya iyi huylu (kanserli olmayan) olabilir. Kanserli tümörler memenizden lenf düğümlerinize veya vücudunuzun diğer bölgelerine yayılabilir (metastaz yapabilir).

Araştırmacılar, meme kanseri riskinizi artırabilecek hormonal, yaşam tarzı ve çevresel faktörleri belirlemiştir. Ancak risk faktörü olmayan bazı kişilerin neden kanser geliştirdiği, ancak risk faktörü olan diğer kişilerin neden kanser geliştirmediği konusu hala açık değildir. Meme kanserinin genetik yapınız ve çevrenizin karmaşık bir etkileşiminden kaynaklanması muhtemeldir.

Meme Kanseri Riskini Arttıran Faktörler

Meme kanseri risk faktörleri, meme kanserine yakalanma olasılığınızı artıran etkenlerdir. Ancak bir veya birden fazla meme kanseri risk faktörüne sahip olmak, mutlaka meme kanseri geliştireceğiniz anlamına gelmez. Meme kanseri geliştiren birçok kadının, sadece kadın olmaktan başka bilinen bir risk faktörü yoktur.

Meme kanseri riskinizi değerlendirirken, meme kanserine yakalanan kadınların büyük çoğunluğunun belirgin bir risk faktörü olmadığını ve ailede meme kanseri öyküsü olmadığını unutmamak önemlidir. Çoklu risk faktörleri meme kanseri gelişimini etkiler. Bu, tüm kadınların göğüslerindeki değişikliklerden haberdar olması gerektiği anlamına gelir. Ayrıca mamogramların yanı sıra bir doktor tarafından düzenli meme muayenesi yaptırma konusunda doktorlarıyla konuşmaları gerekir. Bir mamogram, hissedilemeyecek kadar küçük bir tümörü sıklıkla tespit edebilen memenin bir röntgenidir.

Artmış meme kanseri riskiyle ilişkili faktörler şunları içerir:

Kadın olmak. Kadınların meme kanserine yakalanma olasılığı erkeklerden çok daha fazladır. İleri yaş. Bir kadın yaşlandıkça meme kanserine yakalanma riski artar ve çoğu kanser 50 yaşından büyük kadınlarda gelişir. Memede diğer bozuklukların varlığı. Lobüler karsinom in situ (LCIS) veya memede atipik hiperplazi gibi bozukluklar meme kanseri riskini arttırır. Geçmişte meme kanseri geçirmiş olmak. Bir memede kanser varsa, diğer memede de kanserin görülme riski artar. Ailede meme kanseri öyküsü. Ailenizde 45 yaşından daha genç bir meme kanseri hastası olduysa, 50 yaşından küçük ve meme kanseri ile birlikte diğer kanserlere de yatkın bir akrabanız varsa, ailenizde bir erkek birey meme kanseri tanısı aldıysa kalıtsal meme kanseri riskiniz artabilir. Annenize, kız kardeşinize veya kızınıza özellikle genç yaşta meme kanseri teşhisi konduysa, meme kanseri riskiniz artar. Bununla birlikte, meme kanseri teşhisi konan kişilerin çoğunda aile öyküsü bulunmamaktadır. Kanser riskini artıran kalıtsal genler. Meme kanseri riskini artıran bazı gen mutasyonları ebeveynlerden çocuklara geçebilir. En iyi bilinen gen mutasyonları BRCA1 ve BRCA2 olarak adlandırılır. Bu genler, meme kanseri ve diğer kanserler riskinizi büyük ölçüde artırabilir, ancak yüzde yüz kanser oluşumuna sebep olmaz. Radyasyona maruz kalma. Çocukluk veya genç yetişkinlik döneminizde göğsünüze radyasyon tedavisi aldıysanız, meme kanseri geliştirme riskiniz artar. Obezite. Obez kişilerde meme kanseri riski yüksektir. Erken yaşta başlayan adet dönemleri. 12 yaşından önce adet döneminizin başlaması meme kanseri riskini arttırmaktadır. İleri yaşta başlayan menopoz. Menopoz dönemi ileri yaşta başlarsa, meme kanseri geliştirme olasılığınız daha yüksektir. İleri yaşta yapılan ilk doğum. 30 yaşından sonra ilk çocuklarını dünyaya getiren kadınlarda meme kanseri riski artabilir. Hiç hamile kalmamış olmak. Hiç hamile kalmamış kadınların meme kanseri riski, bir veya daha fazla hamileliği olan kadınlara göre daha yüksektir. Menopoz sonrası alınan hormon tedavisi. Menopoz belirtilerini ve semptomlarını tedavi etmek için östrojen ve progesteronu birleştiren hormon tedavisi ilaçları alan kadınlar, meme kanseri riskinde artışa sahiptir. Kadınlar bu ilaçları almayı bıraktıklarında meme kanseri riski azalır. Alkol tüketimi. Alkol tüketimi meme kanseri riskini artırır. Kalıtsal meme kanseri

Doktorlar, meme kanserlerinin yaklaşık yüzde 5 ila 10'unun bireyin ailesinden geçen gen mutasyonlarıyla bağlantılı olduğunu tahmin etmektedir.

Meme kanseri oluşumu olasılığını artırabilen bir dizi kalıtsal mutasyona uğramış gen tanımlanmıştır. Bu genlerden en iyi bilinenleri meme kanseri geni 1 (BRCA1) ve meme kanseri geni 2 (BRCA2) olup, her ikisi de hem meme hem de yumurtalık kanseri riskini önemli ölçüde artırır.

Ailenizde meme kanseri veya diğer kanser öyküsü olan bireyler varsa, doktorunuz BRCA'daki veya ailenizden geçen diğer genlerdeki belirli mutasyonları tanımlamaya yardımcı olmak için size bir kan testi önerebilir.

Meme Kanseri Belirtileri

Meme kanserinin belirti ve semptomları şunları içerebilir:

Memede ele gelen kitle, yumru veya kalınlaşma Memenin büyüklüğünde, şeklinde veya görünümünde değişiklik Meme ucunda yeni oluşan şekil bozuklukları Meme ucunu çevreleyen (areola) veya meme derisini çevreleyen pigmentli cilt bölgesinde soyulma, ölçeklenme, kabuklanma veya pullanma Meme cildinde kızarıklık, çukurlaşma veya gamzeleşme Meme ucundan akıntı gelmesi Meme dokusunda ağrı hissi Halsizlik Yorgunluk Kilo Kaybı Meme Kanseri Tarama Testleri

Kanser taramaları, herhangi bir semptom veya belirtiniz oluşmadan önce kanser varlığının vucutta araştırılması için kullanılır. Belirli kanser türleri için tarama testler geliştirilmeye devam ediliyor. Kanser taramasının genel hedefleri şunlardır:

Hastalığı geliştiren insan sayısını azalması Hastalıktan ölen insan sayısının azalması Genetik mutasyonlar veya hastalıklar nedeniyle daha sık taramaya ihtiyaç duyabilecek belirli bir kanser türü geliştirme riski daha yüksek olan kişilerin belirlenmesi Meme Kanseri Tarama Metodları Mamografi

Mamografi, hastalıktan ölümleri azalttığı gösterildiğinden, doktorların sağlıklı kadınlarda meme kanseri taraması için kullandığı en iyi araçtır.

Dijital mamografi, özellikle yoğun memeleri olan kadınlarda meme kanserlerini daha iyi ortaya çıkarabilir. Daha yeni bir mamogram türü, tomosentez veya 3D mamografi olarak adlandırılır. Küçük kanserleri bulma yeteneğini geliştirebilir ve yanlış pozitifler nedeniyle testleri tekrarlama ihtiyacını azaltabilir. Bununla birlikte, memede, aksi takdirde fark edilmeyecek ve herhangi bir olumsuz sonuca yol açmayacak problemler teşhis etme riski de vardır. Buna aşırı teşhis" denir ve zarar verme potansiyeli olan aşırı tedaviye yol açabilir.

Diğer meme kanseri tarama yöntemleri

Göğüsleri incelemek için ultrason ve/veya manyetik rezonans görüntüleme (MRI) taraması gibi diğer yöntemler, ortalama risk altındaki birçok kadında meme kanseri taraması için düzenli olarak kullanılmaz. Ancak bu testler meme kanseri riski çok yüksek olan kadınlarda, meme dokusu yoğun olanlarda veya meme muayenesi sırasında bir kitle saptandığında yardımcı olabilir. Ultrason taramasının kullanımı tartışmalıdır çünkü yanlış pozitiflik oranı yüksektir. Bu, testin sıklıkla potansiyel kanserleri yanlış tanımladığı anlamına gelir. Rutin taramada MR kullanımı da tartışmalıdır.

BRCA gen mutasyonları olan, ailesinde çok güçlü meme kanseri öyküsü olan veya daha önce göğsüne radyasyon tedavisi görmüş olan kadınlar her yıl mamografi ve MR yaptırmalıdır.

Biyopside kanser öncesi değişiklikler saptanan kadınlar gibi orta derecede meme kanseri riski taşıyan kadınlar, MR taramasının yararlı olup olmayacağı konusunu doktorlarıyla konuşabilirler.

MR, özellikle meme dokusu çok yoğun olan kadınlarda memede küçük bir kitle bulmada mamografi ve ultrasondan daha iyi olabilir. Bununla birlikte, bir MR, daha yüksek oranda yanlış pozitif test sonuçlarına sahiptir, bu, daha fazla biyopsi, ameliyat ve aşırı teşhise yol açabilecek diğer testler anlamına gelebilir. Ek olarak, bir MR, bir mamogramda bulunabilen kalsifikasyon adı verilen küçük kalsiyum lekeleri göstermez. Kalsifikasyonlar, invaziv olmayan meme kanserinin (DCIS) bir işareti olabilir. Bununla birlikte, DCIS'yi tespit etmek için MRI hala kullanılabilir.

Fizik muayene veya mamografide şüpheli meme bulgusu olan kadınlarda ultrason veya MR da kullanılabilir. Fizik muayene sırasında bir yumru veya kitle bulunursa, ultrason veya mamografi ile daha ileri testler gerekebilir.

Kadınlar, kendileri için önerilen tarama yöntemi ve ne sıklıkta tarama yapılması gerektiği konusunda doktorlarıyla konuşmaya teşvik edilir.

Tarama önerileri

Farklı kuruluşlar, mamografinin kanıtlarına, risklerine ve yararlarına bakmış ve farklı tarama önerileri geliştirmiştir. Meme kanseri taramasına ilişkin kararlar giderek daha bireysel hale geliyor. Her kadının ne sıklıkta tarama yaptırmaları gerektiği ve hangi testlerin en uygun olduğu konusunda doktorlarıyla konuşmaları önemlidir.

Amerikan Radyoloji Koleji ve Meme Görüntüleme Derneği de dahil olmak üzere diğer gruplar da taramayla ilgili önerilerde bulunur. Her ikisi de 40 yaşından itibaren yıllık mamografi yapılmasını önermektedir.

Meme Kanserinin Tanısı

Olası bir meme kanserini değerlendirmek için gereken testler dizisi genellikle doktor memede bir yumru veya nodül keşfettiğinde, bir tarama mamogramında bir kitle veya anormal kalsifikasyonlar keşfedildiğinde başlar. Daha az yaygın olarak, bir kadın kırmızı veya şişmiş bir meme veya kol altında bir kitle veya nodül fark edebilir.

Aşağıdaki testler meme kanseri tanısı ve takip için kullanılabilir.

Meme Kanseri Tanısında Görüntüleme Testleri

Görüntüleme testleri vücudun içinin görüntülerini oluşturur. Tarama sırasında memede bulunan şüpheli bir alan hakkında daha fazla bilgi edinmek için memede aşağıdaki görüntüleme testleri yapılabilir.

Tanısal mamografi. Tanı amaçlı mamografi, memenin daha fazla görüntüsünün oluşturulması dışında tarama mamografisine benzer. Genellikle bir kadın yeni bir yumru veya meme başı akıntısı gibi belirtiler yaşadığında kullanılır. Bir tarama mamogramında şüpheli bir şey bulunursa, tanısal mamografi de kullanılabilir. Ultrason. Ultrason, meme dokusunun bir görüntüsünü oluşturmak için ses dalgalarını kullanır. Ultrason, kanser olabilen katı bir kitle ile genellikle kanser olmayan sıvı dolu bir kist arasında ayrım yapabilir. MR. Bir MRI, vücudun ayrıntılı görüntülerini üretmek için x-ışınlarını değil manyetik alanları kullanır. Olası kanserin net bir resmini oluşturmaya yardımcı olmak için taramadan önce kontrast madde adı verilen özel bir boya verilir. Bu boya hastanın damarına enjekte edilir. Bir kadına kanser teşhisi konduktan sonra, hastalığın meme boyunca ne kadar büyüdüğünü bulmak veya diğer memede kanser olup olmadığını kontrol etmek için bir meme MR kullanılabilir. Meme MR, meme kanseri geliştirme riski çok yüksek olan bazı kadınlar ve meme kanseri öyküsü olan bazı kadınlar için mamografi ile birlikte bir diğer tarama seçeneğidir. MR ayrıca lokal olarak ilerlemiş meme kanseri teşhisi konulursa veya önce kemoterapi, endokrin tedavisi veriliyorsa, ardından cerrahi planlama için tekrarlanan bir MR uygulanıyorsa kullanılabilir. Son olarak, MR, meme kanseri tanı ve tedavisi sonrası bir takip yöntemi olarak da kullanılabilir. Meme Kanseri Tanısında Biyopsi

Meme biyopsisi, mikroskop altında incelenmek üzere az miktarda meme dokusunun çıkarılmasıdır. Diğer tanı testleri de kanserin var olduğunu gösterebilir, ancak yalnızca biyopsi kesin tanı koyabilir. Biyopsi sonrası bir patolog alınan meme dokusu örneğini analiz eder. Patolog, laboratuvar testlerini yorumlamada ve hastalıkları teşhis etmek için hücreleri, dokuları ve organları değerlendirmede uzmanlaşmış bir doktordur. Doku örneğini toplamak için kullanılan tekniğe ve/veya iğne boyutuna göre farklı biyopsi türleri vardır.

İnce iğne aspirasyon biyopsisi. Bu biyopsi türü, küçük bir hücre örneğini çıkarmak için ince bir iğne kullanır. Çekirdek iğne biyopsisi. Bu biyopsi türü, daha büyük bir doku örneğini çıkarmak için daha geniş bir iğne kullanır. Bu genellikle fizik muayene veya görüntüleme testindeki bir anormalliğin invaziv kanser olup olmadığını ve öyleyse hormon reseptör durumu (ER, PR) ve HER2 durumu gibi kanser biyobelirteçlerinin neler olduğunu bulmak için tercih edilen biyopsi tekniğidir. Bazen tümör belirteçleri olarak da adlandırılan biyobelirteçler, bir kişinin kanında, idrarında veya diğer vücut sıvılarında bulunan ve ayrıca tümörün içinde veya üzerinde bulunabilen maddelerdir. Kansere yanıt olarak tümör veya vücut tarafından üretilirler. Bu bilgi bir tedavi planı geliştirmeye yardımcı olacaktır. Ağrıyı bloke eden bir ilaç olan lokal anestezi, işlem sırasında hastanın rahatsızlığını azaltmak için kullanılır. Cerrahi biyopsi. Bu tip biyopsi, en büyük miktarda dokuyu çıkarır. Çoğu zaman, çıkarılan doku miktarını sınırlamak için meme kanserini teşhis etmek için cerrahi olmayan çekirdek iğne biyopsileri önerilir. Meme biyopsisi yapılması önerilen birçok kişiye biyopsi sonucunda kanser teşhisi konulmadığından, teşhis için iğne biyopsisi kullanılması gereksiz yere ameliyat olan kişi sayısını azaltmaktadır. Görüntü kılavuzluğunda biyopsi. Bu işlem sırasında mamografi, ultrason veya MR gibi bir görüntüleme tekniği yardımıyla kitle veya kireçlenmelerin bulunduğu yere bir iğne yönlendirilir. Stereotaktik biyopsi, iğneyi yönlendirmeye yardımcı olmak için mamografi kullanılarak yapılan bir tür görüntü kılavuzluğunda biyopsidir. Doktorunuz durumunuza en uygun biyopsi türünü size bildirecektir. Dokunun kanserli olması ve daha fazla ameliyat gerekmesi durumunda biyopsi örneğinin alındığı yeri işaretlemek için biyopsi sırasında genellikle memeye küçük bir metal klips konur. Bu klip genellikle titanyumdur, bu nedenle gelecekteki görüntüleme testlerinde sorun yaratmaz. Sentinel lenf nodu biyopsisi. Kanser lenfatik sistem yoluyla yayıldığında, kanserin ilk ulaştığı lenf düğümü veya lenf düğümleri grubuna “sentinel lenf nodu” denir. Meme kanserinde bunlar genellikle koltuk altı lenf düğümleri adı verilen koltuk altı lenf düğümleridir. Sentinel lenf nodu biyopsi prosedürü, memeye yakın lenf düğümlerinde kanser olup olmadığını öğrenmenin bir yoludur. Meme Kanseri Tanısında Biyopsi Örneğinin Analizi

Biyopsi sırasında alınan numunelerin analiz edilmesi, doktorunuzun tedavi seçeneklerinizi belirlemeye yardımcı olacak kanserin belirli özellikleri hakkında bilgi edinmesine yardımcı olabilir.

Tümör özellikleri. Tümörün mikroskop altında incelenmesi, invaziv veya non-invaziv (in situ) olup olmadığını belirlemek için kullanılır. Tümörün sınırları veya kenarları da incelenir ve tümörden çıkarılan dokunun kenarına kadar olan mesafe ölçülür, buna sınır genişliği denir. ER ve PR. ER ve PR testi, hem hastanın nüks riskini (kanserin nüksetme riski) hem de nüks riskini düşürme olasılığı en yüksek olan tedavi türünü belirlemeye yardımcı olur. Genel olarak, endokrin tedavisi olarak da adlandırılan hormonal tedavi, ER-pozitif ve/veya PR-pozitif kanserlerin tekrarlama şansını azaltır. Kılavuzlar, yeni invaziv meme kanseri veya meme kanseri nüksü teşhisi konan herkes için ER ve PR durumunun meme tümörü ve/veya yayılma alanları üzerinde test edilmesini önermektedir. DCIS'li olanlar için, hormon tedavisinin gelecekteki meme kanseri riskini azaltıp azaltamayacağını öğrenmek için ER durumu için test yapılması önerilir. HER2. Kanserin HER2 durumu, trastuzumab ve pertuzumab gibi HER2 reseptörünü hedefleyen ilaçların kanserin tedavisine yardımcı olup olmayacağını belirlemeye yardımcı olur. Bu test sadece invaziv kanserlerde yapılır. Kılavuzlar, ilk invaziv meme kanseri teşhisi konduğunuzda HER2 testinin yapılmasını önerir. Ayrıca kanser vücudunuzun başka bir bölgesine yayılmışsa veya tedaviden sonra tekrarlıyorsa, yeni tümör veya kanserin yayıldığı bölgelerde tekrar test yapılmalıdır. HER2 testleri genellikle açıkça pozitif veya negatiftir, yani kanserinizde yüksek veya düşük HER2 seviyesi vardır. Test sonuçlarınız açıkça pozitif veya negatif değilse, farklı bir tümör numunesinde veya farklı bir testle ek testler yapılması gerekebilir. Bazen, tekrarlanan testlerde bile sonuçlar kesin olmayabilir, bu nedenle doktorunuzla en iyi tedavi seçeneğini tartışmanız gerekir. Kanser HER2 pozitifse, HER2 hedefli tedavi sizin için önerilen bir tedavi seçeneği olabilir. Kanser HER2 negatifse, HER2 hedefli tedavi sizin için bir tedavi seçeneği değildir ve doktorunuz meme kanserini tedavi etmek için size başka seçenekler sunacaktır. Evreleme. Tümör evrelemesi de biyopsi ile belirlenir. Tümörün evresi, kanser hücrelerinin sağlıklı hücrelerden ne kadar farklı göründüğünü ve daha yavaş mı yoksa daha hızlı mı büyüdüğünü gösterir. Kanser sağlıklı dokuya benziyorsa ve farklı hücre gruplamalarına sahipse "iyi diferansiye" veya "düşük dereceli tümör" olarak adlandırılır. Kanserli doku sağlıklı dokudan çok farklı görünüyorsa, buna "kötü diferansiye" veya "yüksek dereceli tümör" denir. 3 derece vardır: 1. derece (iyi farklılaşmış), 2. derece (orta derecede farklılaşmış) ve 3. derece (zayıf farklılaşmış). Meme Kanseri Tanısında Kan Testleri

Doktorunuzun ayrıca birkaç kan testi yapması gerekebilir. Bu testler ameliyattan önce veya sonra yapılabilir.

Tam kan sayımı. Bir kişinin kan örneğindeki kırmızı kan hücreleri ve beyaz kan hücreleri gibi farklı hücre türlerinin sayısını ölçmek için tam kan sayımı (CBC) kullanılır. Kemik iliğinizin iyi çalıştığından emin olmak için yapılır. Biyokimya. Bu test, karaciğerinizin ve böbreklerinizin ne kadar iyi çalıştığını değerlendirir. Hepatit testleri. Bu testler önceden hepatit B ve/veya hepatit C'ye maruz kalındığına dair kanıtları kontrol etmek için kullanılmaktadır. Aktif bir hepatit B enfeksiyonuna dair kanıtınız varsa, kemoterapi almadan önce virüsü baskılamak için özel bir ilaç almanız gerekebilir. Bu ilaç olmadan kemoterapi, virüsün büyümesine ve karaciğere zarar vermesine neden olabilir.

Tanı testleri tamamlandıktan sonra doktorunuz tüm sonuçları sizinle birlikte gözden geçirecektir. Tanı kanser ise, bu sonuçlar doktorun kanseri tanımlamasına da yardımcı olur. Buna evreleme denir. Kanserin evresine ve tümör biyobelirteçlerine bağlı olarak ek görüntüleme testleri önerilebilir. Memenin ve yakındaki lenf bezlerinin dışında bulunan şüpheli yeni bir bölge keşfedilirse, bu bölgenin de kanser olup olmadığını anlamak için vücudun diğer bölümlerinden biyopsi alınması gerekebilir.

Meme Kanserinin Evrelendirilmesi

Doktorunuz meme kanserinin varlığını teşhis ettikten sonra, kanserinizin kapsamını (evresini) belirlemek için araştırmalar gerçekleştirir. Kanserinizin evresi, hastalığın ilerleyiş şeklinin tahmini ve en iyi tedavi seçeneklerini belirlemeye yardımcı olur.

Meme kanserini evrelemek için kullanılan testler ve tetkikler şunları içerebilir:

Tam kan sayımı gibi kan testleri Meme MR Pozitron emisyon tomografisi (PET) taraması Kemik taraması (kemik sintigrafisi) Bilgisayarlı tomografi (BT) taraması

Doktorunuz, özel durumunuza göre ve yaşıyor olabileceğiniz yeni belirtileri dikkate alarak uygun testleri seçecektir.

Evreleme, tümörün boyutu, lenf düğümlerine yayılıp yayılmadığı, vücudun uzak bölgelerine yayılıp yayılmadığı ve biyobelirteçlerinin neler olduğu dahil olmak üzere meme kanserinin ne kadar yaygın olduğunu tanımlamanın bir yoludur.

Evreleme, bir hasta ameliyat geçirmeden önce veya sonra yapılabilir. Doktorlar kanserin evresini bulmak için tanı testleri kullanır, bu nedenle tüm testler bitene kadar evreleme tamamlanmayabilir. Evreyi bilmek, doktorun ne tür bir tedavinin en iyi olduğuna karar vermesine yardımcı olur ve hastanın iyileşme şansı olan prognozunu tahmin etmesine yardımcı olabilir. Farklı kanser türleri için farklı aşama tanımları vardır.

Meme Kanserinde TNM evreleme sistemi

Doktorların evreyi tanımlamak için kullandıkları en yaygın araç TNM sistemidir. Doktorlar, şu soruları yanıtlamak için teşhis testleri ve taramalardan elde edilen sonuçları kullanır:

Tümör (T): Memedeki birincil tümör ne kadar büyük? Biyobelirteçleri neler? Düğüm (N): Tümör lenf düğümlerine yayıldı mı? Eğer öyleyse, nerede, hangi boyutta ve kaç tane? Metastaz (M): Kanser vücudun diğer bölgelerine yayıldı mı?

Meme kanserinin 5 aşaması vardır: invaziv olmayan duktal karsinoma in situ (DCIS) olan evre 0 (sıfır) ve invaziv meme kanseri için kullanılan evre I ila IV (1 ila 4). Aşama, kanseri tanımlamanın ortak bir yolunu sağlar, böylece doktorlar en iyi tedavileri planlamak için birlikte çalışabilir.

Evreleme klinik veya patolojik olabilir. Klinik evreleme, fizik muayene, mamogram, ultrason ve MRI taramalarını içerebilen ameliyattan önce yapılan testlerin sonuçlarına dayanır. Patolojik evreleme, meme dokusunu ve lenf düğümlerini çıkarmak için ameliyat sırasında bulunanlara dayanır. Sonuçlar genellikle ameliyattan birkaç gün sonra alınabilir. Genel olarak patolojik evreleme, bir hastanın prognozunu belirlemek için en fazla bilgiyi sağlar.

Meme kanseri için TNM sisteminin her bir parçası hakkında daha fazla ayrıntı:

Tümör (T)

TNM sistemini kullanarak, tümörün boyutunu ve yerini tanımlamak için "T" artı bir harf veya sayı (0 ila 4) kullanılır. Tümör boyutu santimetre (cm) olarak ölçülür.

Evre, tümörü daha ayrıntılı olarak tanımlamaya yardımcı olan daha küçük gruplara da ayrılabilir. Aşağıda spesifik tümör evresi bilgileri listelenmektedir.

TX: Primer tümör değerlendirilemiyor..

T0 (T artı sıfır): Memede kanser olduğuna dair bir kanıt yok.

Tis: Karsinoma in situ anlamına gelir. Kanser, meme dokusunun kanalları içinde sınırlıdır ve memenin çevresindeki dokuya yayılmamıştır. 2 alt tip meme kanseri vardır:

Tis (DCIS): DCIS, invaziv olmayan bir kanserdir, ancak çıkarılmazsa daha sonra invaziv bir meme kanserine dönüşebilir. DCIS, kanser hücrelerinin meme kanallarında bulunduğu ve başladıkları doku tabakasını geçmediği anlamına gelir. Tis (Paget's): Meme ucunun Paget hastalığı, sadece meme ucunun deri hücrelerinde bulunan erken, invaziv olmayan kanserin nadir bir şeklidir. Bazen Paget hastalığı invaziv meme kanseri ile ilişkilidir. İnvaziv meme kanseri varsa invaziv tümörün evresine göre sınıflandırılır.

T1: Memedeki tümör en geniş yerinde 20 milimetre (mm) veya daha küçüktür. Bu aşama daha sonra tümörün boyutuna bağlı olarak 4 alt aşamaya ayrılır:

T1mi, 1 mm veya daha küçük bir tümördür. T1a, 1 mm'den büyük ancak 5 mm veya daha küçük bir tümördür. T1b, 5 mm'den büyük ancak 10 mm veya daha küçük bir tümördür. T1c, 10 mm'den büyük ancak 20 mm veya daha küçük bir tümördür.

T2: Tümör 20 mm'den büyük ama 50 mm'den büyük değil.

T3: Tümör 50 mm'den büyük.

T4: Tümör aşağıdaki gruplardan birine girer:

T4a, tümörün göğüs duvarında büyüdüğü anlamına gelir. T4b, tümörün cilde büyüdüğü anlamına gelir. T4c, göğüs duvarına ve cilde yayılmış kanserdir. T4d inflamatuar meme kanseridir. Düğüm (N)

TNM evreleme sistemindeki "N", lenf düğümlerini ifade eder. Bu küçük, fasulye şeklindeki organlar enfeksiyonla savaşmaya yardımcı olur. Kanserin başladığı yerin yakınındaki lenf düğümlerine bölgesel lenf düğümleri denir. Bölgesel lenf düğümleri şunları içerir:

Koltuk altında bulunan, aksiller lenf düğümleri olarak adlandırılan lenf düğümleri Köprücük kemiğinin üstünde ve altında bulunan lenf düğümleri Göğüs kemiğinin altında bulunan, iç meme lenf düğümleri olarak adlandırılan lenf düğümleri

Vücudun diğer bölgelerindeki lenf düğümlerine uzak lenf düğümleri denir. Aşağıdaki bilgiler evrelemeyi açıklamaktadır.

NX: Lenf düğümleri değerlendirilmedi.

N0: Lenf düğümlerinde kanser bulunamadı.

N1: Kanser 1 ila 3 aksiller lenf düğümüne ve/veya iç meme lenf düğümlerine yayılmış. Lenf düğümündeki kanser 0,2 mm'den büyük ancak 2 mm veya daha küçük ise "mikrometastatik" (N1mi) olarak adlandırılır.

N2: Kanser 4 ila 9 aksilleye yayıldı. Veya iç meme lenf bezlerine yayılmıştır ancak koltuk altı lenf bezlerine yayılmamıştır.

N3: Kanser 10 veya daha fazla aksiller lenf noduna, klavikula altında bulunan lenf nodlarına veya köprücük kemiğine yayılmıştır. Ayrıca iç meme lenf düğümlerine de yayılmış olabilir. Supraklaviküler lenf düğümleri adı verilen klavikula üzerindeki lenf düğümlerine yayılan kanser de N3 olarak tanımlanır.

Lenf düğümlerinde kanser varsa, kaç lenf düğümünün tutulduğunu ve nerede olduklarını bilmek doktorların tedavi planlamasına yardımcı olur. Patolog, ameliyat sırasında çıkarıldıktan sonra kanser içeren aksiller lenf düğümlerinin sayısını öğrenebilir. Ameliyat sırasında supraklaviküler veya iç meme lenf düğümlerinin çıkarılması yaygın değildir. Bu lenf düğümlerinde kanser varsa genellikle ameliyat dışında radyasyon tedavisi, kemoterapi, hormon tedavisi gibi tedaviler kullanılır.

Metastaz (M)

TNM sistemindeki “M”, kanserin uzak metastaz adı verilen vücudun diğer bölgelerine yayılıp yayılmadığını tanımlar.

MX: Uzak yayılma değerlendirilemiyor.

M0: Uzak metastaz kanıtı yok.

M0 (i+): Uzak metastazların klinik veya radyografik kanıtı yoktur. Bununla birlikte, kanda, kemik iliğinde veya 0,2 mm'den büyük olmayan diğer lenf düğümlerinde tümör hücrelerinin mikroskobik kanıtı vardır.

M1: Vücudun başka bir bölümüne metastaz olduğuna dair kanıt var, yani diğer organlarda büyüyen meme kanseri hücreleri var.

Kanser evresi gruplaması

Doktorlar, T, N ve M sınıflandırmalarını, tümör derecesini ve ER/PR ve HER2 testinin sonuçlarını birleştirerek kanserin evresini belirler. Bu bilgi, hastalığın nasıl ilerleyeceğinin tahminine yardımcı olmak için kullanılır. Meme kanserinin evresini açıklamaya yönelik daha basit yaklaşım, T, N ve M sınıflandırmalarını kullanmaktır. Bu, farklı aşamaları tanımlamak için aşağıda kullanılan yaklaşımdır.

Hastaların çoğu kanserin tam evresini öğrenmek konusunda endişelidir. Kanseriniz için ilk tedavi olarak ameliyat oluyorsanız, doktorunuz genellikle ameliyattan sonraki testler tamamlandığında, genellikle ameliyattan yaklaşık 5 ila 7 gün sonra kanserin evresini doğrulayacaktır. Tipik olarak ilaçlarla yapılan ve neoadjuvan tedavi olarak adlandırılan cerrahi öncesi sistemik tedavi verildiğinde, kanserin evresi öncelikle klinik olarak belirlenir. Doktorlar evre I ila evre IIA kanserini "erken evre" ve evre IIB ila evre III'ü "lokal ileri evre" olarak adlandırabilir.

Evre 0: Evre sıfır (0), sadece meme dokusunun kanallarında bulunan ve meme çevresindeki dokuya yayılmamış hastalığı tanımlar. Ayrıca non-invaziv veya in situ kanser (Tis, N0, M0) olarak da adlandırılır.

Evre IA: Tümör küçük, invazivdir ve lenf düğümlerine (T1, N0, M0) yayılmamıştır.

Evre IB: Kanser lenf düğümlerine yayılmıştır ve lenf düğümündeki kanser 0,2 mm'den büyük ancak 2 mm'den küçüktür. Memede tümör olduğuna dair bir kanıt yoktur veya memedeki tümör 20 mm veya daha küçüktür (T0 veya T1, N1mi, M0).

Evre IIA: Bu koşullardan herhangi biri:

Memede tümör olduğuna dair bir kanıt yoktur, ancak kanser 1 ila 3 aksiller lenf düğümüne yayılmıştır. Vücudun uzak bölgelerine yayılmamıştır. (T0, N1, M0). Tümör 20 mm veya daha küçüktür ve 1 ila 3 aksiller lenf noduna (T1, N1, M0) yayılmıştır. Tümör 20 mm'den büyük ancak 50 mm'den büyük değil ve aksiller lenf düğümlerine (T2, N0, M0) yayılmadı.

Evre IIB: Bu koşullardan herhangi biri:

Tümör 20 mm'den büyük ama 50 mm'den büyük değil ve 1 ila 3 aksiller lenf noduna (T2, N1, M0) yayılmış. Tümör 50 mm'den büyüktür ancak aksiller lenf düğümlerine (T3, N0, M0) yayılmamıştır.

Evre IIIA: Herhangi bir boyuttaki kanser, 4 ila 9 aksiller lenf düğümüne veya iç meme lenf düğümlerine yayılmıştır. Vücudun diğer bölgelerine yayılmamıştır (T0, T1, T2 veya T3, N2, M0). Evre IIIA, 1 ila 3 aksiller lenf noduna (T3, N1, M0) yayılmış 50 mm'den büyük bir tümör de olabilir.

Evre IIIB: Tümör göğüs duvarına yayılmıştır, memede şişlik ülserasyona neden olmuştur veya inflamatuar meme kanseri teşhisi konmuştur. 9 adede kadar aksiller veya internal meme lenf noduna yayılmış olabilir veya olmayabilir. Vücudun diğer bölgelerine yayılmamıştır (T4, N0, N1 veya N2, M0).

Evre IIIC: 10 veya daha fazla aksiller lenf noduna, iç meme lenf nodlarına ve/veya köprücük kemiği altındaki lenf nodlarına yayılmış herhangi bir boyuttaki bir tümör. Vücudun diğer bölgelerine yayılmamıştır (herhangi bir T, N3, M0).

Evre IV (metastatik): Tümör herhangi bir boyutta olabilir ve kemikler, akciğerler, beyin, karaciğer, uzak lenf düğümleri veya göğüs duvarı (herhangi bir T, herhangi bir N, M1) gibi diğer organlara yayılmıştır. Vakaların %6 sında kanser ilk teşhis edildiğinde sırada metastatik haldedir.

Meme Kanseri Tedavisi

Doktorunuz, meme kanseri tedavi seçeneklerinizi meme kanseri türüne, evresine, derecesine, boyutuna ve kanser hücrelerinin hormonlara duyarlı olup olmadığına göre belirler. Doktorunuz ayrıca genel sağlığınızı ve sizin tercihlerinizi de dikkate alır.

Kadınların çoğu meme kanseri için ameliyat olur ve çoğu da ameliyattan sonra kemoterapi, hormon tedavisi veya radyasyon gibi ek tedavi alır. Kemoterapi, belirli durumlarda ameliyattan önce de kullanılabilir (neoadjuvan kemoterapi).

Meme kanseri tedavisinde kullanılabilen birçok seçenek vardır ve tedaviniz hakkında karmaşık kararlar verirken bunalmış hissedebilirsiniz. Doktorunuzla detaylı bir biçimde konuyu tartışın.

Meme kanseri ameliyatı

Meme kanserini tedavi etmek için kullanılan cerrahi yöntemler şunları içerir:

Kanserli dokunun çıkarılması (lumpektomi). Konservatif cerrahi veya geniş lokal eksizyon olarak adlandırılabilecek lumpektomi ameliyatı sırasında cerrah, tümörü ve çevreleyen sağlıklı dokunun küçük bir bölümünü çıkarır. Daha küçük boyuttaki tümörleri çıkarmak için lumpektomi önerilebilir. Daha büyük tümörü olan bazı kişiler, tümörü küçültmek ve lumpektomi prosedürü ile tamamen çıkarılmasını mümkün kılmak için ameliyattan önce kemoterapi alabilir (neoadjuvan kemoterapi). Tüm memenin alınması (mastektomi). Mastektomi, tüm meme dokunuzu çıkarmak için yapılan bir operasyondur. Çoğu mastektomi ameliyatı, tüm meme dokusunu (meme başı ve areola dahil olmak üzere) çıkarır. Memenin görünümünü iyileştirmek için seçilmiş olgularda farklı cerrahi teknikler bir seçenek olabilir. Deri koruyucu mastektomi ve meme ucunu koruyan mastektomi, meme kanseri için giderek yaygınlaşan operasyonlardır. Bu ameliyatlar ile birlikte meme dokusu altına silikon komularak veya kendi öz dokunuz (sıklıkla karın bölgesi) kullanılarak yeniden şekillendirilir. Sınırlı sayıda lenf düğümünün çıkarılması (sentinel düğüm biyopsisi). Cerrahınız, kanserin lenf düğümlerinize yayılıp yayılmadığını belirlemek için, tümörünüzden lenf drenajını ilk alan lenf düğümlerini çıkarma seçeneğini sizinle görüşecektir. Bu işlem hemen hemen her meme kanseri ameliyatının standart bir parçasıdır. Bu lenf düğümlerinde kanser bulunmazsa, kalan lenf düğümlerinin herhangi birinde kanser bulma şansı azdır ve başka lenf düğümlerin çıkarılmasına gerek yoktur. Birkaç lenf düğümünün çıkarılması (aksiller lenf nodu diseksiyonu). Sentinel lenf düğümlerinde kanser bulunursa, cerrahınız koltuk altınızdaki ek lenf düğümlerinin çıkarılması seçeneğini sizinle görüşecektir veya ameliyat sırasında tespit edilirse ameliyatta buna karar verilecektir. Her iki memenin alınması. Meme kanseri olan bir kadında genetik yatkınlık veya güçlü aile öyküsü nedeniyle diğer memede kanser riski çok yüksekse, diğer (sağlıklı) memenin alınması (kontralateral profilaktik mastektomi) düşünülebilir. Bu prosedürün yararları ve risklerinin yanı sıra meme kanseri riskinizi doktorunuzla tartışın.

Meme kanseri cerrahisinin komplikasyonları, seçtiğiniz prosedürlere bağlıdır. Meme kanseri ameliyatı, ağrı, kanama, enfeksiyon ve kolda şişme (lenfödem) riski taşır.

Ameliyattan sonra meme rekonstrüksiyonu yaptırmayı tercih edebilirsiniz. Seçeneklerinizi ve tercihlerinizi cerrahınızla tartışın.

Radyasyon Tedavisi ( Radyoterapi )

Radyasyon tedavisi (radyoterapi), kanser hücrelerini öldürmek için X ışınları ve protonlar gibi yüksek güçlü enerji ışınları kullanır. Radyasyon tedavisi tipik olarak, enerji ışınlarını vücudunuza gönderen (harici ışın radyasyonu) büyük bir makine kullanılarak yapılır. Bununla birlikte radyoterapi vücudunuzun içine radyoaktif madde yerleştirilerek de yapılabilir (brakiterapi).

Tüm memenin radyoterapisi genellikle bir lumpektomiden sonra kullanılır.

Doktorlar ayrıca daha büyük meme kanserleri veya lenf düğümlerine yayılan kanserler için mastektomiden sonra meme duvarına radyasyon tedavisi önerebilir.

Meme kanseri radyoterapisi, tedaviye bağlı olarak ortalama 4 hafta sürer. Kanseri tedavi etmek için radyasyon kullanan bir doktor (radyasyon onkoloğu), durumunuza, kanser türünüze ve tümörünüzün konumuna göre sizin için en iyi tedaviyi belirler.

Radyasyon tedavisinin yan etkileri arasında yorgunluk ve radyasyonun hedeflendiği yerde kırmızı, güneş yanığı benzeri bir döküntü bulunur. Meme dokusu şişmiş veya daha sert görünebilir.

Kemoterapi

Kemoterapi, kanser hücreleri gibi hızlı büyüyen hücreleri yok etmek için kullanılan ilaçlardır. Kanserinizin vücudunuzun başka bir yerine yayılma riski yüksekse, doktorunuz kanserin tekrarlama olasılığını azaltmak ve yaşam süresini uzatmak için ameliyattan sonra kemoterapi önerebilir.

Kemoterapi bazen daha büyük meme tümörü olan kişilere ameliyattan önce verilir. Amaç, tümörü ameliyatla çıkarmayı kolaylaştıracak bir boyuta küçültmektir.

Kemoterapi, kanseri halihazırda vücudun diğer bölgelerine yayılmış olan bireylerde de kullanılır. Kanseri kontrol altına almak ve kanserin neden olduğu semptomları azaltmak için kemoterapi önerilebilir.

Kemoterapi yan etkileri, aldığınız ilaçlara bağlıdır. Sıklıkla görülen yan etkiler arasında saç dökülmesi, bulantı, kusma, yorgunluk ve enfeksiyon geliştirme riskinde artış bulunur.

Hormon Tedavisi

Hormon tedavisi hormonlara duyarlı meme kanserlerini tedavi etmek için kullanılır. Doktorlar bu kanserleri östrojen reseptörü pozitif (ER pozitif) ve/veya progesteron reseptörü pozitif (PR pozitif) kanserler olarak adlandırır.

Hormon tedavisi, kanserinizin tekrarlama şansını azaltmak için ameliyattan veya diğer tedavilerden önce veya sonra kullanılabilir. Kanser zaten yayılmışsa, hormon tedavisi ile tümör küçültülüp kontrol edebilir hale getirilebilir.

Hormon tedavisinde kullanılabilecek tedaviler şunları içerir:

Hormonların kanser hücrelerine yapışmasını engelleyen ilaçlar (seçici östrojen reseptör modülatörleri) Menopozdan sonra vücudun östrojen üretmesini engelleyen ilaçlar (aromataz inhibitörleri) Yumurtalıklarda hormon üretimini durdurmak amacıyla ameliyat veya ilaçlar

Hormon tedavisinin yan etkileri, gerçekleştirilecek tedaviye bağlıdır, ancak sıcak basmaları, gece terlemeleri ve vajinal kuruluk yaygındır.

Hedefe Yönelik Tedavi İlaçları

Hedefe yönelik ilaç tedavileri, kanser hücrelerindeki belirli anormalliklere saldırır. Örnek olarak, birkaç hedefli tedavi ilacı, bazı meme kanseri hücrelerinin aşırı ürettiği, insan epidermal büyüme faktörü reseptörü 2 (HER2) adı verilen bir proteine odaklanır. Protein, meme kanseri hücrelerinin büyümesine ve hayatta kalmasına yardımcı olur. Çok fazla HER2 üreten hücreleri hedefleyerek, ilaçlar sağlıklı hücreleri korurken kanser hücrelerine zarar verebilir.

Kanser hücrelerindeki diğer anormalliklere odaklanan hedefe yönelik tedavi ilaçları da mevcuttur. Hedefe yönelik tedavi, kanser araştırmalarının aktif bir alanıdır.

Hedefe yönelik tedavi ilaçlarından yararlanıp yararlanamayacağınızı görmek için kanser hücreleriniz test edilebilir. Ameliyattan sonra kanserin geri dönme riskini azaltmak için bazı ilaçlar kullanılır. Diğerleri, tümörün büyümesini yavaşlatmak için ilerlemiş meme kanseri vakalarında kullanılır.

İmmünoterapi

İmmünoterapi, kanserle savaşmak için bağışıklık sisteminizi kullanır. Vücudunuzda hastalıklarla savaşan bağışıklık sistemi kanserinize saldırmayabilir çünkü kanser hücreleri bağışıklık sistemi hücrelerini kör eden proteinler üretir. İmmünoterapi, bu sürece müdahale ederek çalışır.

Üçlü negatif meme kanseriniz varsa (bu, kanser hücrelerinin östrojen, progesteron veya HER2 için reseptörlere sahip olmadığı anlamına gelir) immünoterapi bir seçenek olabilir. Üçlü negatif meme kanseri için, vücudun diğer bölgelerine yayılan ilerlemiş kanseri tedavi etmek için immünoterapi kemoterapi ile birleştirilir.

Destekleyici (Palyatif) Bakım

Palyatif bakım, ağrıdan ve ciddi bir hastalığın diğer semptomlarından kurtulmaya odaklanan özel tıbbi bakımdır. Palyatif bakım uzmanları, devam eden bakımınızı tamamlayan ekstra bir destek katmanı sağlamak için sizinle, ailenizle ve diğer doktorlarınızla birlikte çalışır. Palyatif bakım, ameliyat, kemoterapi veya radyasyon tedavisi gibi diğer agresif tedaviler sırasında kullanılabilir.

Palyatif bakım diğer tüm uygun tedavilerle birlikte kullanıldığında kanserli kişiler daha iyi hissedebilir ve daha uzun yaşayabilir.

Palyatif bakım, doktorlar, hemşireler ve diğer özel eğitimli profesyonellerden oluşan bir ekip tarafından sağlanır. Palyatif bakım ekipleri, kanserli insanlar ve aileleri için yaşam kalitesini iyileştirmeyi amaçlamaktadır. Bu bakım şekli, alabileceğiniz iyileştirici veya diğer tedavilerin yanında sunulur.

Meme Kanseri Önlenebilir Mi? Ortalama risk grubundaki kadınlarda meme kanseri riskinin azaltılması

Günlük yaşamınızda gerçekleştirebileceğiniz basit değişiklikler, meme kanseri riskinizi azaltmanıza yardımcı olabilir.

Meme Kanseri Taramaları. Doktorunuza klinik meme muayeneleri ve mamografi gibi meme kanseri tarama muayenelerine ve testlerine ne zaman başlayacağınızı sorun. Taramanın yararları ve riskleri hakkında doktorunuzla konuşun. Birlikte, hangi meme kanseri tarama stratejilerinin sizin için doğru olduğuna karar verebilirsiniz. Kendi memenizi muayene edin. Memenizdeki yeni bir değişiklik, yumru veya diğer alışılmadık belirtiler varsa, derhal doktorunuzla konuşun. Memenizdeki değişiklikleri farketmeniz meme kanserini önleyemez, ancak memenizdeki normal değişiklikleri daha iyi anlamanıza ve herhangi bir olağandışı belirti ve semptomu belirlemenize yardımcı olabilir. Alkol tüketimini sınırlandırın. Mümkünse tüketmeyin. Ancak içmeyi seçerseniz, içtiğiniz alkol miktarını günde bir içki olarak sınırlandırın. Egzersiz yapın. Haftanın çoğu günü en az 30 dakika egzersiz yapmayı hedefleyin. Son zamanlarda aktif bir hayatınız yoksa ve egzersiz yapmadıysanız yavaş yavaş başlayın. Postmenopozal hormon tedavisini sınırlayın. Kombinasyon hormon tedavisi meme kanseri riskini artırabilir. Hormon tedavisinin yararları ve riskleri hakkında doktorunuzla konuşun. Bazı kadınlar menopoz sırasında rahatsız edici belirti ve semptomlar yaşarlar ve bu kadınlar için, menopoz belirtilerini ve semptomlarını hafifletmek için meme kanseri riskinin artması kabul edilebilir olabilir. Meme kanseri riskini azaltmak için, mümkün olan en kısa süre için mümkün olan en düşük hormon tedavisi dozunu kullanın. Sağlıklı kilonuzu koruyun. Kilonuz sağlıklıysa, o kiloyu korumaya çalışın. Kilo vermeniz gerekiyorsa, bunu başarmak için doktorunuza sağlıklı stratejiler hakkında sorular sorun. Her gün tükettiğiniz kalori miktarını azaltın ve egzersiz miktarını yavaşça artırın. Sağlıklı beslenin. Sızma zeytinyağı ve karışık kuruyemişlerle desteklenen bir Akdeniz diyeti yiyen kadınlarda meme kanseri riski azalabilir. Akdeniz diyeti çoğunlukla meyve ve sebzeler, kepekli tahıllar, baklagiller ve fındık gibi bitki bazlı yiyeceklere odaklanır. Yüksek risk grubundaki kadınlarda meme kanseri riskinin azaltılması

Doktorunuz aile geçmişinizi değerlendirdiyse ve kanser öncesi meme rahatsızlığı gibi meme kanseri riskinizi artıran başka faktörlere sahip olduğunuzu belirlediyse, kanser oluşumu riskini azaltabilecek seçeneklerden bahsedebilir. Bunlardan bazıları:

Önleyici ilaçlar (kemoprevansiyon). Seçici östrojen reseptör modülatörleri ve aromataz inhibitörleri gibi östrojen bloke edici ilaçlar, hastalık riski yüksek olan kadınlarda meme kanseri riskini azaltır. Bu ilaçlar yan etki riski taşır, bu nedenle doktorlar bu ilaçları meme kanseri riski çok yüksek olan bireylerde kullanmaktadır. Faydaları ve riskleri doktorunuzla tartışın. Önleyici cerrahi. Meme kanseri riski çok yüksek olan kadınlar, sağlıklı memenin de cerrahi olarak alınmasını seçebilirler (profilaktik mastektomi). Ayrıca hem meme kanseri hem de yumurtalık kanseri riskini azaltmak için sağlıklı yumurtalıklarının alınmasını (profilaktik ooferektomi) da seçebilirler. Ne zaman bir doktora görünmelisiniz?

Memenizde size farklı gelen her durumda mutlaka doktorunuza başvurunuz.Özellikle bir yumru veya başka bir değişiklik keşfederseniz - yakın zamanda yapılmış bir normal sonuçlu bir mamografiniz olsa bile - derhal değerlendirme için doktorunuzdan randevu alın.

"
Kanser Tedavisi Nedir? Kanser Tedavisi Nasıl Yapılır? | Anadolu Sağlık Merkezi

Kanser Tedavisi Nedir? Kanser Tedavisi Nasıl Yapılır? | Anadolu Sağlık Merkezi

Kanser Tedavisi Nedir? Kanser Tedavisi Nasıl Yapılır?

Vücuttaki tüm doku ve organlar farklı hücre türlerinden oluşur. Zaman içinde ölen hücrelerin yerine, sağlıklı hücrelerin bölünmesiyle oluşan yeni hücreler gelir. Böylece kişinin yaşamı boyunca hücre yenilemesi devam eder. Hücrelerin ne zaman çoğalması gerektiği DNA tarafından kontrol edilir. DNA hasarlanmasına bağlı olarak hücreler gerek olmadığı hâlde bölünmeye başlayabilir. Günümüzün ciddi hastalıklarından biri olan kanser, vücudun kendi hücrelerinin kontrolsüz şekilde çoğalmasıyla ortaya çıkan bir rahatsızlıktır.

Kontrol edilemez bir şekilde gerçekleşen bu bölünme ve çoğalmaya bağlı olarak hücre yığınları oluşur. Oluşan hücre yığınları ise tümör olarak adlandırılır. Normal olmayan bu hücreler ya da farklı bir deyişle kanser hücresi diğer hücrelerden daha uzun yaşar. Uzun ömür ve sürekli gerçekleşen kontrolsüz çoğalmaya bağlı olarak gelişen tümörler, iyi huylu (benign) olabileceği gibi kötü huylu (malign) da olabilir. İyi huylu tümörler oluştukları doku üzerinden kolayca ayrılabilir ve kanser olarak tanımlanmaz. İyi huylu tümörler cerrahi yollarla alındıklarında tekrar oluşma olasılığı son derece düşüktür. Çok ender vakalarda hayati risk oluşturur. Kötü huylu tümörler ise normal dokuları sıkıştırabilir, dokuların içine sızabilir ya da kan dolaşımı aracılığıyla vücudun diğer bölgelerine sıçrayabilir. Gittikleri bölgede de yine kontrolsüz bir şekilde çoğalarak tümör oluşumuna yol açar. Kansere yol açabilecek bazı risk faktörleri vardır: Bazı kronik viral hastalıklar (Hepatit B, C, HPV taşıyıcılığı), kanserojen maddelere maruz kalma (sigara, kimyasal toksinler, radyoaktif maddeler vb), kalıtımsal genetik mutasyonlar vb. Bu risk faktörlerini azaltmak, bazı viral enfeksiyonlar gelişmesi engellemek için koruyucu aşı yapılması (Hepatit B aşısı, HPV aşısı) ya da kalıtımsal riskleri olanlarda koruyucu girişimler yapmak kanserden korunmanın en etkili yoludur.

Kanser Tedavisi Nedir?

Kanser hastalığının pek çok farklı türü bulunur ve kanser türlerinin belirtileri gibi tanı ve tedavi yöntemleri de hastalığın türüne göre farklılık gösterir. Kanser hastalığı belirtileri görülen kişilerin hekime başvurması durumunda hekim, öncelikle kişinin ayrıntılı hikayesini dinler. Kişinin yakınmaları, genetik geçmişi ve yaşam alışkanlıkları değerlendirilir. Ardından ek laboratuvar testleri ve radyolojik görüntülemeler yapılarak kanser türü belirlenir. Tümör varlığında biyopsi yapılır. Kanser varlığının netleştirilmesinin ardından halk arasında kanser taraması olarak da bilinen işlem yapılarak kanserin odağı ve metastaz yapıp yapmadığı kontrol edilir. Kanserin türü, yayılımı ve evresine göre kanser tedavi yöntemleri belirlenir. Bu tedavilerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:

Cerrahi: Kansere bağlı olarak oluşan tümör, cerrahi yöntemlerle vücuttaki dokulara mümkün olduğunca zarar verilmeden çıkarılır.

Kemoterapi: Sitotoksik ya da farklı bir deyişle ilaçla tedavi yöntemidir. Tümörün ilaçla tedavi edilmesi olarak da tanımlanan bu yöntem sayesinde kanserli hücrelerin çoğalması ve büyümesi önlenir. Tümörün boyutu küçültülebilir. Farklı kanser türleri, farklı etkinliğe sahip kemoterapi ilaçları ile tedavi edilebilir.

Akıllı ilaçlar (Moleküler ya da hedefe yönelik tedaviler): Tümörlerde saptanan özel genetik değişikliklere yönelik geliştirilen ilaçlardır, hap şeklinde yada damar yolu ile uygulanan çeşitleri vardır. Kemoterapilere ek olarak ya da tek başına kullanılabilir.

İmmünoterapi: Günümüzde birçok kanserde dramatik iyileşme sağlayan ve kullanımı gittikçe yaygınlaşan ilaçlardır. Bu özel molekülerler bağışıklık sistemindeki doğal fren mekanizmasını ortadan kaldırarak, kanserli hücreyi tanıyan ve saldıran bağışıklık sistemi hücrelerinin daha etkin olmasını ve bu şekilde kanserli hücreyi tanıyıp yok etmesini sağlar.

Radyoterapi: Halk arasında ışın tedavisi olarak da bilinen radyoterapi uygulamalarında tümör hedef gözetilerek kişinin vücuduna ışın gönderilir. Çevre organların korunduğu bu yöntem, bazı kanser türleri için tek tedavi seçeneğidir.

Kanser Belirtileri Nelerdir?

Kanser belirtileri, var olan kanser türüne göre farklılık gösterir. Bazı kanser çeşitleri, hastalık ilerleyene kadar hiç semptoma yol açmazken bazıları şu gibi belirtilere yol açabilir:

Kilo Kaybı: Kişinin normal şekilde beslenmesine rağmen sürekli kilo kaybetmesi, pek çok farklı kanser türüne ait ortak semptomlardan biridir. Yüksek Ateş: Herhangi bir enfeksiyon olmaksızın vücut sıcaklığının yüksek olması, kanser belirtilerinden biridir. Hâlsizlik: Kişi fiziksel olarak yorulmamış ve uykusunu iyi almış olmasına rağmen kendisini yorgun ve hâlsiz hisseder. Kitle Varlığı: Meme, koltuk altı ve diğer farklı bölgelerde, elle hissedilen yumruların varlığı tümör belirtisi olabilir. Kanama: Makattan ve rahimden gelen akıntı ve kanamalar kanser belirtilerinden biridir. Ses Kısıklığı: Uzun süre ile geçmeyen ses kısıklığı ve öksürük gibi yakınmalar kanser hastalığına bağlı olarak gelişebilir. İdrar ve Dışkılamada Farklılık: Dışkıda ya da idrarda kan olması, dışkılama problemleri, idrar yapma sıklığının değişmesi gibi belirtiler, kanser hastalığı ile ilişkili olabilir.

Kanser hastalığı pek çok farklı semptoma yol açsa da bu belirtilerin varlığı diğer bazı rahatsızlıklarla da açıklanabilir. Bu belirtilerin varlığında kesin tanı ve tedavi için hekime görünerek muayene olmak gerekir. Erken tanının son derece önemli olduğu kanser türlerinde, bilimsel etkinliği kanıtlanmayan kanser otu gibi farklı bitkisel tedaviler ile vakit kaybedilmemelidir. Unutulmamalıdır ki, erken dönemde saptandığında kanser tedavisi ve kanser ilaçları çok daha etkilidir. Kanser hastalarının son günlerinin belirtileri de yine kanser türüne göre farklılık gösterir. Sıkça sorulan "Kanser belirtileri nelerdir?" sorusu bu şekilde cevaplanabilir.

Kanser Çeşitleri ve Türleri Nelerdir?

Kanser hastalığının 100 kadar farklı çeşidi bulunur. Sık görülen kanser türlerinin bir kısmı şunlardır:

Meme Kanseri: Erkeklere oranla kadınlarda çok daha sık görülür. Meme dokusundaki hücrelerden kaynaklanır. Akciğer Kanseri: Akciğer hücrelerinin kontrolsüz bir şekilde çoğalmasıyla oluşur. Hastalığın en büyük etkeni sigara kullanımıdır. Beyin Tümörü: Beyin dokusunda bulunan hücrelerden kaynaklanan beyin tümörleri, farklı kanser türlerinin beyne metastaz yapmasıyla da gelişebilir. Rahim Ağzı Kanseri: İnsan papilloma virüsü (HPV), rahim ağzı kanserinin başlıca nedenidir. Kolon Kanseri: 50 yaş ve üzerindeki kişilerde daha sık görülen kolon kanseri, halk arasında bağırsak kanseri olarak da bilinir. Kanser Terimleri Nelerdir?

Kanser hastalığında sıklıkla kullanılan terimlerin bir kısmı şu şekilde sıralanabilir:

Tümör: Kitle, yumru ya da şişlik. Benign: İyi huylu, selim. Malign: Kötü huylu, habis. Metastaz: Kanser hücrelerini farklı bir bölgeye sıçraması. Marker: Tümör belirteci. Lökopeni: Beyaz kan hücrelerinin kan düzeyinde düşük olması. Nodül: Küçük kitle. Kanser Neden Olur?

Kanser, vücutta yer alan doku ve organlardaki hücrelerin kontrolsüz bir şekilde bölünerek çoğalması ve yığınlar oluşturması olarak tanımlanabilir. Farklı bir deyişle tüm kanser türleri, vücudun temel yapılarından biri olan hücrelerde gelişir. "Kanser neden olur?" sorusunun yanıtını daha iyi anlayabilmek için sağlıklı hücrelerin nasıl kanserli hücrelere dönüştüğünü anlamak gerekir. Vücutta yer alan kas ve sinir hücreleri hariç tüm hücreler bölünerek çoğalır. Ölen hücrelerin yenilenmesi için gerekli olan bu eylem, yaşamın ilk yıllarında son derece hızlı gerçekleşirken yaşın ilerlemesiyle birlikte yavaşlar. Ayrıca hücrelerin bölünme yeteneklerinin de bir sınırı vardır. Farklı bir deyişle hücre, sonsuza dek bölünerek çoğalamaz. Sağlıklı her hücre ne zaman bölünmesi gerektiği ve ölmesi gerektiğini bilir. Kişinin yaşamsal fonksiyonlarının devamı için gerekli olan hücre bölünmesi bir düzen içinde gerçekleşir. Fakat bazı durumlarda hücreler, gerek olmadığı hâlde bölünerek çoğalmaya başlar. Bu durum, DNA'da oluşan hasarlanmadan kaynaklanır. Virüsler, tütün kullanımı, aşırı güneş ışına maruz kalmak, radyasyon ve kimyasallar, DNA'da hasarlanmaya yol açan kanser nedenleri ya da farklı bir ifadeyle kanser etkenlerinin bir kısmıdır. Normalde hasarlanan DNA, hücre içinde tamir yolları ile onarılmaktadır ancak kanserli hücrelere bu DNA onarımı mekanizmaları bozulmuştur. Bu durumda kanserli hücreler hızla çoğalır. Kanser hücreleri, normal hücrelerden daha uzun ömürlüdür. Dolayısıyla zamanla hücreler, yığınlar haline gelir. Hücrelerin yığınlar hâlinde birikinti oluşturması ise tümör olarak tanımlanır. Sıklıkla merak edilen "Kanser nedir?" ve "Kanser nasıl oluşur?" soruları bu şekilde yanıtlanabilir.

Kanser Evreleri Nelerdir?

Kanser türlerinin farklı evreleri bulunur. Kanser evresi, hastalığın ne kadar ilerlediğinin bir göstergesidir. Kanser evresi, odak tümörün konumu, boyutu, lenf bezi tutulumu, metastaz varlığı ve sayısı gibi etkenlere bağlı olarak belirlenir. Kanser evreleri, tedaviyle geriletilebilir.

Kanser, erken dönemde saptandığında çok daha iyi seyirli ilerler ve bazı kanser türleri tamamen tedavi edilebilir. Bu noktada kanser tedavisi ile erken tanı arasında önemli bir bağlantı vardır. Kanser hastalığına karşı halkın bilinçlenmesi ve korunma yollarına ait farkındalığın artırılması için her yıl 1 - 7 Nisan tarihleri kanser haftası olarak belirlenmiştir.

Son güncellenme tarihi: 19 Ekim 2020

Yayınlanma tarihi: 19 Ekim 2020

"
Kanserin tekrarlaması (nüks etmesi) nedir? Nasıl başa çıkılır?

Kanserin tekrarlaması (nüks etmesi) nedir? Nasıl başa çıkılır?

Kanser: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Kanser tekrarladığında (nüks ettiğinde) hissettiğiniz korku ve kızgınlık ile yüzleşirken size güven ve güç sağlaması adına ilk tedavinizden aldığınız dersleri kullanın.

Kanser geri döndü ve bu sebeple ilk teşhisinizde hissettiğiniz şaşkınlık ve korku da yeniden sizinle. Belirsizlikler de geri döndü ve kanser tedavisi ve geleceğiniz ile ilgili meraktasınız.

Hissettiğiniz sıkıntılar normal, bazı insanlar ikinci tanının birinciden daha stresli olduğunu söylüyor.

Kanser rekürrensi nedir?

Kanser gerileme döneminden sonra tekrarladığında, rekürrens olarak kabul edilir. Kanserin yinelemesi, kurtulmak için elinizden gelen en iyi çabalara rağmen, bazı kanser hücrelerinin kalması nedeniyle gerçekleşir.

Hücreler ilk kanserinizin kaynaklandığı yerde olabileceği gibi vücudun farklı bir kısmında da olabilir. Bu hücreler bir süre uyku halinde barınabilir ancak sonucunda çoğalmaya devam eder ve kanserin tekrarlama sebebini oluştururlar.

Kanser rekürrensi, atlatılan kanserin aynısının bir süre sonra geri dönmesi olarak tanımlanır. İlk kanser ile tamamen ilgisiz olan yeni bir kanser teşhisi alanlar nadir vakalardır. Bu durum ikinci birincil kanser olarak isimlendirilir.

Kanser nerede tekrarlar?

Kanser eski kanseriniz ile aynı kökenden oluşabilir veya vücudun diğer kısımlarına göç edebilir. Rekürrens üç kategoriye ayrılır:

Lokal rekürrens. Kanserin bir önceki kanser ile aynı yerde veya çok yakınında yenilemesi anlamına gelir. Lenf düğümlerine veya vücudun diğer kısımlarına yayılım yoktur. Bölgesel rekürrens. Bir önceki kanserin çevre dokusunda veya lenf düğümlerinde meydana gelen kanseri ifade eder. Uzak rekürrens. Kanserin ilk konumlandığı yerden daha uzak bölgelerde yayılarak (metastaz) oluşturduğu kanserdir.

Kanserin tekrarlayacağı yer, ilk kanserin türüne ve evresine göre değişir. Bazı kanser türleri sıklıkla belirli bölgelerde tekrarlar.

Kanser rekürrensi tanısı nasıl konur?

Kanser rekürrensi diğer kanserler ile aynı şekilde tanı alır. Doktorunuz belli testlere veya sizin belirti ve bulgularınıza dayanarak kanser rekürrensinden şüphelenebilir.

Son tedavinizin sonrasında muhtemelen doktorunuz size kanser rekürrensini kontrol etmek amacıyla bir takip çizelgesi vermiştir. Kanser rekürrensinin habercisi olabilecek belirti ve bulgular hakkında konuşulmuş olacaktır.

Kanser tekrarlaması izlenmesi ilk kanserin görüntülenmesinden oldukça farklıdır. Ayrıca iki işlemin hedefleri de farklıdır.

Birçok kanser türünde lokal kanser nüks tedavisi mümkündür, bu sebeple erken teşhisi çok önemlidir. Kanserin nüks bölgesinin ilk noktadan uzaklaşması iyileşme şansının iyi olmadığını gösterir.

Tüm kanserler farklıdır, bu sebeple doktorunuz ile sahip olduğunuz kanserin türü ve uzak bir bölgede tekrarlaması durumunda neler yapılacağı konusunda konuşun. Bu, ilk tedaviniz sonrası yaptıracağınız rutin kontrollerde hangi testlerin yapılacağını belirleyebilir.

Kanser tekrarlaması (nüks etmesi) tedavi edilebilir mi?

Çoğu vakada lokal ve bölgesel nüks iyileşir. İyileşme mümkün olmasa dahi tedavi kanserin gelişimini yavaşlatmak üzere kanseri küçültebilir. Bu, ağrı ve diğer belirtilerin hafiflemesine ve yaşam sürenizin uzamasına yardımcı olabilir.

Hangi tedaviyi seçeceğiniz, ilk kanserinizin tedavisine karar verirken göz önünde bulundurduğunuz faktörlerin aynılarına dayanır. Neler başarmayı umduğunuzu ve hangi yan etkilere maruz kalacağınızı düşünün. Ayrıca doktorunuz, daha önce aldığınız tedavileri ve bu tedavilere vücudunuzun verdiği cevabı da dikkate alacaktır.

Bunların yanında, en son tedavilere ve deneysel ilaçlara ulaşabileceğiniz klinik denemelere katılmayı düşünebilirsiniz. Sizin için uygun olan klinik denemeler hakkında doktorunuz ile görüşün.

Kanser tekrarlaması ile nasıl baş edilir?

Kanser tekrarlaması , ilk kanserinizin tanısını aldığızda hissettiğiniz duyguların aynılarını geri getirir. Genel duygular şunlardır:

Sıkıntı/stres. İlk kanserinizin tedavisi bittiğinde, kanserin gittiğini düşünerek hayatınızı devam ettirmeye başlarsınız. Haftalar, aylar veya yıllar geçtikçe kanser hayatınızda gittikçe azalan bir yer kaplar.

Kanserin siz bittiğini düşünürken geri gelmesinin şoku, bazen ilk tanı aldığınıza göre daha fazla sıkıntıya neden olabilir.

Kendinizden şüphe duymanız. Geçmiş tedavi kararlarınızın mantıklılığına veya önceki kanser deneyiminizden beri oluşan hayat tarzınıza şüphe ile yaklaşabilirsiniz. Geçmişe bakmamaya çalışın. Bunu yerine, şu anki durumunuza ve ileri gitmek için yapmanız gerekenlere odaklanın. Öfke. Kanser tekrarlamasına öfke duymak çok yaygın ve haklı bir durumdur.

İlk seferde kanseri durduramadığı için doktorunuza dahi öfke duyabilirsiniz ya da önceki tedavinin yan etkilerine neden katlandığınızı merak edebilirsiniz. Ancak siz ve doktorunuz, o an mevcut olan bilgilere dayanarak tedavi seçimleri yaptınız.

İkinci bir görüş almak size seçenekleri anlamanızda yardımcı olabilir.

Kanserle yeniden baş edemeyeceğinizi hissetmeniz normaldir. Tedavinin ürktüğünüz yan etkileri olsa veya kanser olduğunuzu ailenize ve arkadaşlarınıza söylemeniz gerekse de, bunu daha önce yapmıştınız.

Kendinizden şüphe edecekseniz bile ilk seferde başarmış olmanızdan cesaret alın.

Bu hislerin tümü normaldir ve ilk kanserinizde kullandığınız başa çıkma mekanizmaları muhtemelen bu kez de işe yarayacaktır. Bir arkadaş, aile bireyi veya destek grubunun iyi duygusal destek sağlayacağını biliyorsunuz.

Bu kez başka avantajlarınız da var. Başa çıkmanıza yardımcı olması için bunlara güvenin. Örneğin:

Daha bilgilisiniz. Kanser ve tedavi seçenekleri hakkında daha fazla bilgiye sahip olmak kaygılarınızı azaltabilir. İlk tanı aldığınızda kanser hakkında ne kadar bilginiz olduğunu düşünün. Bunu, hangi tedaviler olduğu ve yan etkilerin neler olduğu gibi şimdi bildikleriniz ile karşılaştırın. İlişkiler kurdunuz. Doktorunuz ile yakın çalıştınız ve hastanede veya klinikteki yolu biliyorsunuz. Bu daha rahat hissetmenizi sağlayabilir. Daha önce başardınız. İlk kanser deneyiminize dayanarak süreç boyunca sizin için neyin en iyisi olduğunu biliyorsunuz. Yanınızda birini isteseniz de yalnız kalmayı tercih etseniz de önceden plan yaparken tecrübelerinizi kullanabilirsiniz.

Bu tecrübeleri yararınıza kullanın. Bu, tedaviniz hakkında karar verirken daha kontrolde hissetmenize yardımcı olabilir.

Duygularınızı doktorunuza ifade edin. Sohbetler, durumunuzu daha iyi anlatabilir ve tedavi kararlarında yardımcı olabilir.

Akciğer Kanseri Nedir? Akciğer Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Akciğer Kanseri Nedir? Akciğer Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Akciğer Kanseri Nedir? Akciğer Kanseri Belirtileri Nelerdir?

Kanser kaynaklı ölümlerin yüzde 25’inin sorumlusu olan akciğer kanseri önemli bir halk sağlığı problemi. 2020 yılında, dünya genelinde 2.7 milyon kişi akciğer kanseri tanısı alırken, 1 milyon 76 bin kişi aynı sebepten hayatını kaybetti.

Akciğerler vücuda oksijen almasını ve zararlı olan karbondioksitin atılmasını sağlayan yaşamsal öneme sahip bir organdır. Akciğer kanseri ise akciğer dokusundaki hücrelerin kontrolsüz çoğalması sonucunda oluşur. Bu kontrolsüz çoğalma, akciğerlerin bir bölümünü kaplar, kitle oluşturur ve uzak organlara da yayılabilir (metastaz). Yapılan araştırmalarda sigarayla akciğer arasında kuvvetli bir bağ kurulmuş olsa da vakaların %15’lik kısmını sigara içmeyenler oluşturuyor. En sık görüldüğü yaşlar 50-70 yaş aralığıdır.

Akciğer kanserinin belirtileri nelerdir?

Akciğer kanseri hastalarının %90’ı hekime başvurduğunda semptomatiktir. Belirtiler kanserin bölgesel, metastatik veya yaygın olmasına göre değişir. Akciğer ve bronş sisteminin ağrı duyusundan yoksun olması ve genellikle ilk semptom olan öksürüğün sigara içen hastalar tarafından bir belirti olarak değerlendirilememesi sonucu akciğer kanseri tanısı çoğunlukla ileri evrelerde konulmaktadır. Akciğer kanserinde görülen başlıca belirtiler ve nedenleri şunlardır:

Öksürük: Vakaların %75’inden fazlasında vardır. Hava yolunda tıkanma, enfeksiyon ve akciğer dokusu üzerinde bası etkisinden dolayı gelişir. Özellikle 3 haftayı geçen ve şekil değiştiren öksürük, hemen göğüs hastalıkları uzmanı kontrolü gerektirir. Kilo kaybı: %68 oranında görülen bu belirti, ilerlemiş kanser ve karaciğer metastazı durumunda görülür. Solunum sıkıntısı: % 60 oranında görülen bu belirti büyük hava yollarının tümör ile tıkanması, plevra denilen akciğer zarlarının arasında sıvı birikmesi ve diyafram kasının felç olması sonucu oluşabilir. Göğüs ağrısı: % 50 oranında görülür. Kanser göğüs duvarına yayılmış ya da sinirler tutulmuş olabilir. Kan tükürme (hemoptizi): Bu belirtiler hastaların yaklaşık %25’inde görülür. Hava yolu tümör tarafından tutulur ve nekroze olursa ortaya çıkar. Baş ve kemik ağrısı: %25 oranında ve kemik metastazı olduğunda ortaya çıkar. Çomak parmak: Oksijenlenmenin azalması ve kemik reaksiyonları nedeniyle oluşur. Ses kısıklığı: Ses tellerinin tutulumu nedeniyle olabilir. Yutma güçlüğü: Yemek borusuna bası sonucu oluşur. Nefes darlığı Hırıltılı solunum İştah kaybı Ateş Yüz ve boyunda şişme Omuz, kol ağrısı Sırt ağrısı Yorgunluk, halsizlik
Akciğer kanserinin nedenleri nelerdir? Sigara:Akciğer kanseri hastalarının % 80-90’ında sigara öyküsü vardır ve akciğer kanseri riskini artıran faktörlerin başında yer almaktadır. Kanser gelişme riskini, sigaraya başlma yaşı, sigara içme süresi, içilen sigaranın tipi ve günlük tüketilen sigara miktarı etkilemektedir. Sigara içmeyenlere kıyasla kanser riskini 10-30 kat artırmaktadır. Özellikle 20 paket/yıl’dan sonra bu risk belirgin artmaktadır. Sigara içimi kadınlarda %90, erkeklerde %79 oranda akciğer kanseri ile direkt ilişkili bulunmuştur. Çevre:Endüstriyel ve çevresel faktörler akciğer kanseri gelişimi açısından önem arz eder. Radon gazı, asbest, hava kirliliği, radyoizotoplar, ağır metaller ve hardal gazı gibi maddelere maruz kalmak ile akciğer kanseri arasında ilişki kurulmuştur. Genetik: Kalıtsal etkenlerin akciğer kanseri gelişiminde etkili olduğu öne sürülmektedir. Ailede akciğer kanseri olan birey varsa yakalanma riski 2,4 kat artmaktadır. Virüsler:HIV enfeksiyonu olan kişilerde akciğer kanseri daha yüksek olasılıkla ortaya çıkmaktadır. Radyasyon:Herhangi bir kaynaktan gelen radyasyon akciğer dokusuna zarar vererek bronş hücrelerin yapısında bozulmalara ve karsinogeneze neden olabilmektedir.
Akciğer kanseri genetik midir?

Solunum yollarındaki hücreler kanser yapıcı etkenlerle uzun süre akciğer bronş hücrelerinde bazı mutasyonlar gelişebilir. Bu kronik maruziyetler bir dizi mutasyonlarla hücrelerde kanseröz değişiklikleri meydana getirebilir. Bu tip anormal hücreler herkeste gelişebilir. Ailesinde akciğer kanseri olan hastalarda bu tip anormal hücreler daha sıklıkla gelişir. Ancak yeterli bir immün sistem bu hücreleri tanır ve ortadan kaldırır veya tamir eder. Organizmanın immün sisteminde bir zaafiyet olması sonucu veya aileden gelen yapısı bozulan bu hücrelerde kontrolsüz çoğalma artar ve kanser kitleleri oluşur. Yine biyolojik yapısında başka değişikliklerin de gelişmesi ile metastaz özellliği kazanır ve uzak organlara yayılmaya başlar. Bütün çalışmalar da göstermiştir ki ailede akciğer kanseri olan birey varsa yakalanma riski 2,4 kat artmaktadır.

Akciğer kanserinde erken tanı

Son birkaç yıldır akciğer kanseri tanısı almış kişilerde yapılan reseptör ve genetik mutasyon taramaları ile tedavide aşama kaydedildilmiş ve sağ kalımda başarı sağlanmıştır. Tüm kanser türlerinde olduğu gibi akciğer kanserinde de erken tanı koymak, daha yüksek tedavi başarısı olasılığı veriyor. Hayatta kalma oranları kanserin türü ve tanı anında ne kadar yayıldığına bağlı olarak büyük ölçüde değişiyor. Akciğer kanseri tanısı almış her 3 kişiden biri en az 1 yıl yaşarken, 20 kişiden biri 10 yıl yaşıyor.

Bazı kanser türlerinde önceden fark edilen belirtiler erken tanıya götürebiliyor. Ancak akciğer kanserinde durum her zaman bu şekilde gerçekleşmiyor. Akciğer kanseri semptomlarının ve belirtilerinin oluşumu birkaç yıl sürebiliyor ve bazen hiç belirti vermeden sinsice ilerleyebiliyor. Çoğunlukla akciğer kanseri, doktora başvuracak kadar şikayet ve belirti verdiğinde geç kalınmış ya da ileri evre akciğer kanseri ile karşı karşıya kalmış oluyoruz. Hastalığın bu seyri, hastalık oranı ve ölüm oranının da neden bu kadar yüksek olduğunu açıklıyor. Bu yüzden tüm dünyada erken teşhis için akciğer kanseri taramaları yapılıyor. Erken evrede tanı konulan hastalar, cerrahi şansını yakalayarak hastalıkta kür sağlanabiliyor.

Bu nedenle akciğer kanseri taramalarını 40 yaş üstü herkesin, tüm risk faktörlerinden bağımsız olarak yaptırması gerekiyor. Sigara içmeyenler, yılda bir kez akciğer röntgeni çektirmeli ve şüpheli lezyon görülmesi durumunda akciğer tomografisi ile taranmalıdır. Sigara içenler ise her yıl bir kez direkt düşük doz akciğer tomografisi çekilerek yıllık taramalarını yaptırmak üzere göğüs hastalıkları kliniğine başvurmalıdır. Akciğer tomografisi erken tanıda en önemli tanı yöntemidir.

Küçük hücreli ve büyük hücreli akciğer kanseri nedir?

Akciğer kanserlerinin iki ana türü vardır. Bunlar küçük hücreli ve küçük hücreli olmayan (büyük hücreli, adenokarsinom, yassı hücreli) akciğer kanseridir. Her iki kanser de akciğerleri etkilemekle birlikte tedavi edilme şekli ve hastalığın seyri de dahil olmak üzere birkaç önemli farklılığa sahiptir.

Küçük hücreli akciğer kanseri, mikroskobik incelemede hücreleri yuvarlak ve küçük olduğu için bu ismi almaktadır. Büyük hücreli ismi de benzer şekilde hücre yapısının görüntüsünden bu ismi almaktadır. Küçük hücreli akciğer kanseri tüm akciğer kanserlerinin %15’ini oluşturur. Büyük hücreli kanser türü daha az orandadır. Benzer belirtiler verebilirler. Tanısal yöntemler de benzerdir.

Küçük hücreli akciğer kanserinde evreleme, büyük hücreli akciğer (küçük hücreli dışı) kanserinden farklıdır. Daha agresif seyreder, hücreler daha hızlı bölündüğü ve farklılaştığı için lenf nodu veya uzak organ metastazı yapma ihtimali daha yüksektir. Bu yüzden küçük hücreli akciğer kanseri sınırlı (sadece göğüs duvarında lokalize) ve yaygın evre (uzak metastaz yapmış) olarak evrelendirilir. Hastanın sınırlı evrede cerrahi şansı olurken, yaygın evrede cerrahi tedavi uygulanamaz.

Büyük hücreli akciğer kanserinin evrelemesi ise tipik küçük hücreli dışı akciğer kanseri evrelendirilmesi yapılır. TNM dediğimiz tümörün boyutu, lenf nodu tutulumu ve uzak organ metastazına göre yapılır. 4 evresi vardır, ilk 3 evrede cerrahi şansı olurken, evre 4'te cerrahi uygulanamaz.

Her ikisinin tedavi farklıkları olmakla beraber benzer yanları da vardır. Küçük hücreli akciğer kanserinde daha az olmakla beraber her ikisinde de cerrahi tedavi vardır. Radyoterapinin, kemoterapinin, palyatif bakımın her iki akciğer kanserinin tedavisinde yeri vardır. Bununla birlikte immunoterapiler ve genetik değişimleri hedefleyen moleküler tedaviler sadece küçük hücreli dışı akciğer kanserinde etkindir.

Küçük hücreli akciğer kanseri, büyük hücreli akciğer kanserine göre kemoterapiye daha duyarlı olma eğilimindedir. Tümörün evresine göre cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, immunoterapi veya kombinasyonları uygulanabilir. Küçük hücreli akciğer kanserinin beyne metastaz yapma ihtimali yüksektir.Bu nedenle, beyinde henüz hastalık bulgusu olmasa bile, beyin koruyucu amaçla ışınlanabilir (radyoterapi). Bu uygulamaya profilaktik radyoterapi denir.

Akciğer kanserinin evreleri

Akciğer kanseri evre olarak dörde ayrılır.

Evre 1: Tümör sadece tek taraflı akciğer içindedir. Evre 2:Kanser tek taraflı akciğer içinde ve aynı taraftaki lenf bezlere yayılmıştır. Evre 3:Tümör tek taraflı akciğer içinde ve plevra veya iki akciğer arasındaki (mediasten) lenf nodlarına yayılmıştır. Evre 4:Hastalık uzak organlara yayılmıştır (kemik, böbreküstü bezi, karaciğer, beyin vs.)



Akciğer zarı kanseri (mezotelyoma) nedir?

Dünyada görülme sıklığı 1 milyonda 1-2 iken, ülkemizde yılda ortalama 500 kişiye tanı konulmaktadır. Hastalığın temel nedeni halk arasında beyaz toprak olarak bilinen asbest maruziyetinden kaynaklanmaktadır. Hastalık, asbest maruziyetinden 20-50 yıl sonra ortaya çıkmaktadır. Mezotelyoma genellikle göğüs boşluğuna (akciğer zarı arasına) sıvı birikmesiyle bulgu veren bir hastalık olupi en sık yakınmaları şiddetli ağrı ve ilerleyici nefes darlığıdır. Bunun yanı sıra hastalarda öksürük, ağızdan kan gelmesi, kilo kaybı, iştahsızlık, yorgunluk, halsizlik gibi bulgular da görülür. Tanı, torasentez dediğimiz yöntemle alınan sıvının sitolojik incelenmesi veya akciğer zarı biyopsi sonucuyla konur. 3 tipi vardır, epitelyal, sarkomatoid ve mixt. Sadece epitelyalde cerrahi şansı varken, diğer tiplerinde kemoterapi ve radyoterapi uygulanır.

Mezotelyomalar 4 evreye ayrılır. Evre 1 ve evre 2'de cerrahi şansı varken, diğer evrelerde kemoterapi ve radyoterapi uygulanır. Kemoterapi ve radyoterapi başarısı genellikle sınırlı kalmakta ve akciğer zarında toplanan sıvı, plörodezis işlemi ile azaltılmaya çalışılır ve ilerleyici nefes darlığının düzeltilmesi amaçlanır. Cerrahi tedavide ise akciğer zarlarının tamamen soyulmasına (dekortikasyon) dayanan bir yöntem ile yapılır.

Akciğer kanseri tedavisi

Tedavi planlanırken tümörün hücre tipi ve diğer organlara yayılımı dikkate alınarak evrelendirme yapılır. Temel olarak akciğerde 4 evre vardır ve hastalık ne kadar erken evredeyse tedavi olma şansı o kadar yüksektir. Erken dönemde tanı konulan hastalar cerrahi ile uzun yıllar yaşayabilmektedir. Hastalığın tedavisinde evre durumuna ve hücre tipine göre cerrahi, kemoterapi, radyoterapi, immunoterapi moleküler, hedefe yönelik tedaviler veya değişik kombinasyonları uygulanabilir. Uzun süren kemoterapi, hedefe yönelik tedaviler veya immunoterapiler bu evrelerde hastalığı uzun kontroller sağlayabilmektedir. Ancak tedavilere direnç gelişme ve ilerleme riski nedeniyle belirli aralarla radyolojik kontroller gerekmektedir. Sonuç olarak erken evrede yakalanan ve cerrahi olarak çıkarılabilen kanserlerde sağ kalım daha fazladır.

Akciğer kanserinde yaşam süresi

Çok merkezli tüm çalışmaların sonucu, erken evre akciğer kanseri tanısı koymak tedavi ve yaşam süresi (sağkalım) şansını artırmaktadır. Küçük hücreli dışı akciğer kanserinde bu süre daha uzundur. Bütün gelişmeler ışığında akciğer kanseri tedavisinde hala alacak çok yol var. İmmunoterapi ve akıllı molekül tedavisi akciğer kanseri tedavisinde yeni bir umut olabilir. Ne kadar erken evrede tanı konursa, o kadar cerrahi şansı ve sağkalım şansı yükselmektedir. Hastalığa erken tanı koymak için risk gruplarını belirleyip tarama testleri yapılması, hastaları belirlemek ve tedavi etmek amaç olmalıdır.

Akciğer kanserinde sağkalım oranları: EVRE 1 yıllık sağkalım 2 yıllık sağkalım 5 yıllık sağkalım Evre I+II %68 %56 %6 Evre IIIa %58 %23 %5.8 Evre IIIb %39 %15 %3.1 Evre IV %21 %1 - Sınırlı Hastalık %38 %9 - Yaygın Hastalık %19 %1 - "