Migren belirtileri nelerdir,Migren nasıl tedavi edilir? | Bulut Klinik

Migren belirtileri nelerdir,Migren nasıl tedavi edilir? | Bulut Klinik

Çağımızın Başağrısı: Migren!

Baş ağrısı, insanlık tarihi kadar eski bir yakınmadır. Polikliniklere başvurulan en sık nedenlerden biridir. Çocuklarda, ergenlerde, erişkinlerde ve yaşlılarda yani her yaşta görülebilen bu rahatsızlığın çok çeşitli nedenleri bulunur. Erken ve geç yaşlarda ortaya çıkması, kişiler için ayrıca dikkat edilmesi gereken bir durumdur.

Doc. Dr. RECEP ALP Yayınlanma Tarihi 10 Ağustos 2021 Okunma Süresi Güncellenme Tarihi 10 Ağustos 2021 Kategoriler Tüm Kategoriler Sağlık Bilgilendirme 53 Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları 57 Cildiye 65 Kadın Sağlığı ve Hastalıkları 119 Diş Sağlığı ve Hastalıkları 33 Psikiyatri 34 Ortopedi 36 Beslenme ve Diyet 98 Göz Hastalıkları 34 Kulak Burun Boğaz Hastalıkları 40 Kardiyoloji 24 Plastik ve Estetik Cerrahi 33 İç Hastalıkları 82 Fizik Tedavi ve Rehabilitasyon 43 Gastroenteroloji 27 Genel Cerrahi 35 Nöroloji 35 Üroloji 30 Onkoloji 26 Kalp ve Damar Cerrahisi 12 Tıbbi Biyokimya 4 Endokrinoloji 17 Getat 17 Acil Tıp 19 Çocuk ve Ergen Psikiyatrisi 9 Beyin ve Sinir Cerrahisi (Nöroşirürji) 22 Enfeksiyon Hastalıkları ve Mikrobiyoloji 25 Covid 8 Psikoloji 52 Göğüs Hastalıkları 19 Romatoloji 5 Çocuk Nefroloji 4 Nefroloji 10 Hematoloji 12 Radyoloji 3 Daha Fazla Gör İçindekiler Migren Nedir?

Migren, başta ağrı ile meydana gelen kronik ve tekrarlayıcı olmasından dolayı kişinin hayatını olumsuz yönde etkileyen önemli bir hastalıktır. Ataklar halinde oluşan migrenin ana semptomu baş ağrısıdır. Migren baş ağrıları tüm baş ağrılarının %30-35’ini oluşturur. Hormonların faal olduğu genç kadınlarda görülme olasılığı erkeklere göre üç katı fazladır.

Migren Belirtileri Nelerdir?

Migren atakları genellikle zonklayıcı tarzdadır, aktivitelerle şiddetlenebilir. Baş ağrısının yanı sıra, bulantı, kusma, ışık, ses ve kokudan rahatsız olma gibi semptomlar da oluşabilir. Hastaların çoğunda başın bir yarımı ağrır ve taraf zaman zaman değiştirebilir, genel de bir yarıma diğer yarımdan daha fazla ağrı eğilimi vardır. Ağrı yoğunlukla şakaklarda, bazen de göz veya gözün arkasında oluşur. Migren baş ağrısının en çok görüldüğü bölgeler, alın, başın arka tarafı ve kulağın hemen arkasıdır.

Migren Ağrısı Nedenleri Nelerdir?

Migrenin ana sebebi tam olarak net değildir. Fakat kronik enflamasyon en güçlü hipotezdir. Beyinde elektriksel iletim düzensizliği ve sinir hücrelerinin aşırı uyarılması ise diğer etkenlerdendir. Migreni tetikleyen belli başlı faktörler bulunur. Ancak tüm migrenliler için bu etkenler geçerli olmayabilir. Migren ağrısını tetikleyen bazı faktörler şu şekilde sıralanabilir:

Stres Aşırı heyecan Uyku düzeninde değişiklikler Yorucu aktiviteler Açlık Sigara dumanı Ağır ve keskin kokular Çikolata Küflü peynir Kabuklu kuru yemişler Alkollü içecekler Adet dönemi Ani hava değişimleri Migren Atağı Çeşitleri Nelerdir?

Migren atakları auralı ve aurasız olarak ikiye ayrılabilir. Ağrı öncesinde oluşan bazı nörolojik belirtilere “Aura” denir. Bu belirtiler, titreyen parıldayan ışıklar, baş dönmesi, aşırı koku alma, kol ve bacaklarda uyuşukluk şeklinde, ağrının başlamasından önce veya ağrının başlarında olabilir. Kişi bu belirtileri hissedince migren krizi geçireceğini anlar. Aurasız migrende ise bu belirtiler görülmez.

Migren Tanısı Nasıl Konulur?

Hastanın migren şikayetleri doktor tarafından dinlenerek değerlendirilir ve klinik tanı konulur. Diğer baş ağrılarını ekarte etmek için ise, beyin görüntüleme, EEG veya kan tetkikleri istenebilir.

Migren Tedavisi Nasıl Yapılır?

Migren tedavisinde ilk olarak, tetikleyici faktörleri iyi bilmek ve bunların önlenebilenlerinden kaçınmak gerekir. Yalnızca bu hamle bile atak sayısını ciddi ölçüde azaltabilir. Ayrıca, hastaya uygun tedavi yapılarak da hasta migrenden kurtulabilir.

Migren teşhisinden sonra ağrılar aralıklı ise, ağrı ataklarını azaltmak için kriz tedavisi planlanır. Haftada 1-2 kere ya da daha fazla atak olursa, koruyucu tedavi yapılmalıdır. Bazı vakalarda sadece migreni tetikleyen faktörlerin, açlık, uykusuzluk, hormon kullanımı gibi, ortadan kaldırılmasıyla bile ağrı atakları yok olabilir veya sıklığı ve şiddeti hafifletilebilir. Bunun yanı sıra, hastalara uygulanan girişimsel nörolojik tedaviler, migren iyileşmesine katkı sağlanabilir. Kronik enflamasyonu ortadan kaldıran yaklaşımlarla tedavi desteklenir. Migren için tedavi bütüncül bir yaklaşım ile uygulandığında ağrılardan kurtulmak mümkündür. Bu hastalık yaşam kalitesinin olumsuz etkilemesi ve günlük faaliyetlerdeki verimi düşürmesinden dolayı mutlaka tedavi edilmelidir.

Ocuklarda migren ve belirtileri

Ocuklarda migren ve belirtileri

Çocuklarda migren ve belirtileri

Okul çağındaki çocukların çoğu migren ile baş ediyor ve yaşam kalitesi büyük ölçüde etkileniyor.

İşte çocuğunuzun başı ağrıyorsa dikkat etmeniz gerekenler.

Çocuklarda migren oldukça yaygın

Ergenlik öncesi erkek çocuklarında daha çok görülür, ergenlikten sonra ise kız çocuklarında daha sık rastlanıyor.

Genetik olabilir

Eğer ebeveynlerden birinde migren varsa, çocukta da olma ihtimali yüksek. Uzmanlar migren ağrısı çeken insanların yüzde 90’ının sorununun irsi olduğunu belirtiyor.

Baş ağrısı olmayabilir

Çocuklarda ağrı yerine ışığa hassasiyet, kusma, bulantı, baş dönmesi gibi semptomlar görülebilir. Bu ortak belirtiler diğer çocukluk hastalıkları ile karıştırılabilir.

Çocuğun davranışları değişebilir

Çocuğunuzun alışılmıştan daha pasif, daha sinirli, aşırı uykulu ya da daha önce karşılaşmadığınız ruh halleri olabilir. Çok iştahlı ya da hiç iştahsız olabilir. Işık, koku veya sesler için yüksek bir duyarlılık gösterip göstermediğine dikkat etmelisiniz. Tüm bunlar migrenin yolda olduğunun göstergesi olabilir.

Migren atakları

Yaygın migren tetikleyicileri arasında düzensiz uyku, öğün atlamak, dehidratasyon, stres, parlak ışıklar, yüksek sesler ve güçlü kokular vardır. Hava değişiklikleri, egzersiz ve hormonal dalgalanmalar da migreni tetikleyebilir.

Erken müdahale

Etkin ve mümkün olduğunca erken bir müdahale, çocuğunuzun migreninin daha kötüleşmesini engeller.

"
Migren - Dr. Banu Taşcı Fresko

Migren - Dr. Banu Taşcı Fresko

Migren

Ailevi geçiş gösterir, migrenlilerin %75’inin ailesinde migreni olan kişiler yer alır. Bu anne baba olabildiği gibi kuzen veya büyük hala gibi üçüncü derece akrabalar da olabilir.

Migren ağrıları

Genellikle tek taraflı Zonklayıcı Belirli aralıklarla tekrarlayan Işığa, sese, kokuya hassasiyet Sıklıkla bulantı bazen kusma ile seyreden Baş hareketleri ve ıkınma ile artan Gündelik yaşamı olumsuz etkileyen ağrılardır.

Migren ağrılarının seyri 4 evreden oluşur, prodrom, aura, ağrı ve ağrı sonrası.

Prodrom

Ağrılardan önce bazı hastalarda önce prodrom dönemi (hastalık erken belirtisi) görülebilir. Ağrı öncesinde en sık görülen yakınma yorgunluk ve buna bağlı uyuma isteği ve esnemedir. Ses ve kokuya duyarlılık, duygu durum değişiklikleri, anksiyete, sinirlilik, neşelilik hali, yemek yeme isteği, baş dönmesi, ishal, kabızlık, artmış idrara çıkma gibi yakınmalar görülebilir. Çoğu hastada boyun kaslarında tutulma ve sertleşme olabilir.

Aura

Prodrom ile eş zamanlı veya sonrasında hastaların üçte birinde aura görülebilir. Auralar nadiren ağrı olmadan tek başına da görülebilir (sessiz migren). Auralar, damar yatağında meydana gelen değişikliklerin, beynin kan akımını etkilemesi sonucu, beyin dokusunda, hücresel düzeyde elektrik iletimindeki aksama nedeniyle ortaya çıkan geçici nörolojik defisitlerdir (bulgulardır). Bir hastada ilk olarak olarak görüldüklerinde hastanın felç veya benzeri nörolojik bir hastalık geçirmekte olduğu düşünülebilir.

Pek çok farklı aura bulgusu vardır:

Renkli, ışıltılı, zikzaklı görme Yarım-çeyrek-tam görme alanı kayıpları Bulanık görme Konuşma ve kelime bulma güçlüğü Konsantrasyon kaybı, beyin sisi Baş dönmesi Göz kapaklarında düşme Çift görme, çatallı görme Ellerde-kollarda-bacaklarda-tüm vücutta uyuşmalar

Bu bulgular 10 ila 40 dakika içerisinde geriler ve sonrasında ağrı başlar. Bir aura 60 dakikadan fazla sürmez.

Aurasız migren hastalarında prodrom sonrası veya prodrom yaşanmadan direkt olarak migren ağrısı başlayabilir.

Ağrı

Ağrı genellikle tek taraflıdır, sağ ya da soldan başlar, yarım olarak kalabilir veya tüm başa yayılabilir. Bazı hastalarda ağrılar taraf seçmeksizin enseden veya alın bölgesinden başlayıp, tüm başı etkileyebilir. Ağrı ile birlikte gözlerde kızarma, burun akması, ishal gibi otonom sinir sistemi tutulumu bulguları görülebilir. Ağrı şiddetinde, özellikle merdiven çıkarken, eğilip kalkarken veya ıkınırken artma olabilir. Karanlık ve serin bir odada 10-15 dakika uyumak veya dinlenmek ağrıya iyi gelir. Ağrılar 2-72 saat sürebilir.

Ağrı sonrası

Ağrı geçtikten sonra halsizlik, bitkinlik, kafa derisinde yanma gibi yakınmalar olabilir.

Migren tetikleyicileri (ağrının artmasına veya ortaya çıkmasına neden olan etmenler)

Stres Uykusuzluk Açlık, kan şekeri düşüklüğü Susuzluk (dehidratasyon) Magnezyum eksikliği Parlak ışık (güneş, kar beyazı, floresan lamba ışığı) Bilgisayar ekranları Deterjanlar, temizlik maddeleri Aşırı insülin salgılanması ve/veya insülin direnci Kilo alma/ obezite Sigara tüketimi, sigara kokusu, sigara dumanı Adet öncesi ve sonrası, menopoz öncesi ve sonrası ve hamileliğin ilk üç ayında görülen hormonal dalgalanmalar Doğum kontrol hapları (özellikle yüksek östrojen içerikli) Bozuk postür Havada basınç değişiklikleri, özellikle lodos Uçak yolculukları (özellikle uykusuzluk ve stres ile birleşince) İkinci kalitedeki veya güçlü parfümler, oda spreyleri/kokuları, bazı çiçekler Hasta bina sendromu (yeni yapılmış ve/veya havalandırması kötü binalar, havalandırmada patojen bakteri ve virüs varlığı, kullanılan kimyasallar, duvardan duvara halı veya döşeme, kötü aydınlatma, nem, küf, ozon ve karbon monoksit birikimi) İşyeri ortamı, çalışma arkadaşları, yöneticiler Saçları çok sıkı toplamak Yiyecekler ve içecekler Şeker ve şekerli yiyecekler Gluten içeren unlu ürünler, ekmekler, hamur işleri, bisküviler Süt ve süt ürünleri, özellikle inek sütüyle yapılmış ürünler ve olgun peynirler İşlenmiş ürünler, özellikle şarküteri ve işlenmiş etler Alkollü ürünler, özellikle bira ve kırmızı şarap Fazla miktarda kahve Çikolata Narenciye Soya fasulyesi ve soyalı ürünler Monosodyum glutamat (MSG), kıvam arttırıcı ve/veya yemek boyası gibi yapay gıda katkıları içeren yiyecekler Aspartam ve diğer yapay tatlandırıcılar Sülfit Tiramin (peynirler) Histamin içeren yiyecekler ( beyaz/kırmızı şarap, fermente işlenmiş etler, bazı balıklar (hamsi, sardalya), bazı meyvalar ( muz, üzüm, narenciye, ananas, çilek), yeşil çay, turşular, ıspanak) Histamin salgılanmasını arttıran yiyecekler (yumurta beyazı, kakao/çikolata, domates, kuruyemiş, kabuklu deniz ürünleri, meyan kökü).

Migrenle beraber görülen hastalıklar:

Fibromyalji Depresyon Çocukluk çağı travması öyküsü Uyku bozuklukları Gerilim tipi baş ağrısı Çene eklemi rahatsızlıkları Metabolik sendrom Astım Alerji İrritabl bağırsak sendromu Artmış bağırsak geçirgenliği Disbiyozis Tiroid hastalıkları Patent foramen ovale Mitral valv prolapsusu Obstrüktif uyku apne sendromu Huzursuz bacaklar sendromu

Migren, beyindeki damar ve sinir hücrelerindeki değişiklikler sonucu oluşan nörovasküler bir baş ağrısıdır. Genetik alt yapısı uygun kimselerde, beynin merkezinde, hayati fonksiyonları kontrol eden hipotalamus bezi kaynaklı uyaranların, beyin sapındaki ağrı merkezlerini tetiklemesiyle ağrıların oluştuğu düşünülmektedir. Ağrı merkezlerinin uyarılması ile, yüzün ve beyin zarlarının hissini sağlayan trigeminal sinirden enflamatuar nöropeptidler (beyinde kimyasal değişikliklere neden olan madde) salgılanması sonucu beynin bazı bölgelerinde kanlanma artışı/azalması meydana gelir. Salgılanan kimyasal maddeler nedeniyle beyin zarlarında, nadiren de beyinin kendisinde, damarlardan sızan protein, iltihap ve alerji hücreleri (mast hücreleri) toplanır, yangı (enflamasyon) oluşur ve ağrı ortaya çıkar.

Migren ağrıları çoğunlukla ergenlikte başlar. Hormonal değişiklikler, kilo alma ve stresli yaşam, erişkin yaşta migren ağrılarının başlamasına neden olabilir.

Tanı-Tetkik

Tanı, bir nöroloji uzmanının muayenesi sonrasında hastanın hikayesi ile konur. Migrene neden olan ikincil bir sebep yoksa tanı konmasını sağlayan belli bir test yoktur. Muayenede problem saptanması durumunda, hekim gerekli görürse, ileri görüntüleme tetkikleri ve B12 vitamini, folik asit, D vitamini, demir ve biyotin eksikliği, tiroid fonksiyon bozukluğu yönünden ileri tetkik istenebilir.

Migren ve Baş Ağrıları Tedavisi - ZGHolistic Clinic

Migren ve Baş Ağrıları Tedavisi - ZGHolistic Clinic

Migren ve Baş Ağrıları

Baş ağrısı, insanları en çok etkileyen rahatsızlıklardan biridir. Dünya nüfusunun yaklaşık % 90’ında görülen bu problem, kadınlarda daha fazla sık rastlanır. İnsanı halsiz, yorgun ve bitkin düşüren baş ağrısı, bazı durumlarda kişiyi günlük işlerini yapamaz hale getirir.

Sebebi bilinmeyen en yaygın baş ağrısı türlerinden birisi de migrendir. Migren belirtileri önceden iyi bilinmeli, kaliteli bir yaşam için baş ağrısı ve migren tedavisi ihmal edilmemelidir.

Migren ve Baş Ağrısı Nedir?

Baş ağrısı, insan kafasında beliren, zonklama veya sıkıştırma şeklindeki ortaya çıkan bir rahatsızlıktır. Nedeni bir hastalık olmayan baş ağrısı:

Birincil (primer), nedeni bir hastalık olan baş ağrısı, İkincil (sekonder) olarak iki türü vardır. Baş ağrılarının % 90’ı primerdir.

Migren, birincil-primer baş ağrıları arasında yer alan yaygın nörolojik bir hastalıktır. Her baş ağrısı migren değildir. Migren, şiddetli olması, ağrı esnasında mide bulantıları yaşanması, ses, ışık ve kokuya karşı duyarlılığın artmasıyla diğer baş ağrılarından ayrılır.

Migren’den kaynaklanan baş ağrısı, baş bölgesinde tek taraflı olmasıyla dikkat çeker. Belli aralıklarla taraf değiştirebilen bu ağrı, çoğunlukla şakaklarda, alında, kulak ardında, ensede, göz ve göz arkasında görülür.

Migren ağrısı yılda birkaç kez yaşanabildiği gibi, bazı hastalarda ay içinde sıklıkla tekrarlayabilir. Ergenlik döneminde yoğunlaşmakla beraber çoğunlukla otuz yaş öncesinde (%80) görülür. Yaş ilerledikçe görülme ihtimali azalır. Genellikle erkeklerin % 6’sı, kadınlar ise %20’si bu hastalığa yakalandığı ifade edilir.

Migren ve Baş Ağrısı Neden Olur?

Migren ve baş ağrısı oluşturan nedenler, bir hastalığın etkisiyle meydana gelenler (ikincil-sekonder) dışında, henüz tespit edilememiştir. Sekonder baş ağrılarına,

Menenjit, İnme(felç), Beyin damarlarındaki sorunlar, Kafa içindeki basınç, Beyin tümörü, Beyin travmaları, Serotonin eksikliği, Kamburluk, Aşırı ilaç kullanımı, Akut sinüzit, Diş ve kulak rahatsızlıkları, Grip, Glokom (göz tansiyonu), Hipertansiyon gibi bazı rahatsızlıklar neden olabilir.

Migrenin oluşumunda genetik ve çevresel şartların etkin rol oynadığı bilinmektedir. Araştırmalar, yakın akrabalar arasında, migren hastası bulunan bireylerde, migren baş ağrısı oluşma ihtimalinin üç kat arttığını göstermektedir.

Bireysel farklılıklara rağmen migrenin nedenleri genellikle şöyledir:

Stres, İlaç kullanımı, Hormonal değişiklikler, Menstruasyon dönemi, Beslenme, diyet faktörleri, Uyku bozuklukları, İklim değişiklikleri, hava kirliliği, Rakımsal (yükselti) değişiklikler, Kuvvetli kokular(parfüm vs.) Alkol ve sigara kullanımı, Ses ve ışık şiddeti, Migren Belirtileri Nelerdir? Tanısı Nasıl Konur?

Migren belirtileri, genellikle ağrının yaşandığı dönem dikkate alınarak değerlendirilir. Fakat kişide daha önceden ağrının habercisi olan migren belirtileri ortaya çıkar. Bu belirtiler:

Ataklar halinde gelen ve kafada tek taraflı görülen ağrılar, 4-72 saat süren orta veya şiddetli zonklamalar (nabız atması gibi), Işık, ses, kokuya karşı hassasiyet, tat almada yaşanan değişiklikler, Mide bulantısı ve kusma isteği, Kabızlık, suya duyulan ihtiyaç ve idrara çıkmada görülen artış, Kaslarda sertleşme, ani hareketler, boyun tutulmaları, bedende görülen uyuşma, karıncalanma, iğnelenme, Uyku problemleri, sürekli esneme isteği, Aşırı iştahlılık hali, Anlamsız mutluluklar ve sürekli değişen ruhsal durumlar, Dikkatte dağınıklık, konuşma ve okumada zorluk, Geçici körlük, değişik şekiller, ışık parlamaları biçiminde görülen halüsinasyonlardır.

Migren daha çok hastanın anlattıklarıyla tanılanır. Migren tanısı konmadan önce, hasta nöroloji doktoru tarafından dinlenir. Hastanın kafa bölgesinde başka bir hastalığın olup olmadığını anlamak için hastaya MR çekilir. Ayrıca kan tahlilleri yapılır. Tanı koyma işlemine yardımcı olması adına ID-Migren testi yapılır.

Bu testte, hastanın ağrılarının migren belirtileri taşıyıp taşımadığını anlamak için, son üç ay içinde:

Mide rahatsızlığı ve mide bulantısı yaşayıp yaşamadığı, Işık ve sese karşı duyarlığındaki değişim, Baş ağrısı nedeniyle hastanın en az bir gün boyunca işlerini yapıp yapamadığı,

şeklinde üç soru sorulur. Hastanın iki soruya “evet” demesi migren olasılığının % 90 olduğunu gösterir. Hastada tüm değerler normalse ve başka da bir hastalık bulunmamışsa doktor hastalığa tanı koyar.

Migren ve Baş Ağrısı Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Migren’den kaynaklanan baş ağrısı ile normal baş ağrısı tedavisi için farklı yaklaşımlar uygulanır.

Baş Ağrısı Tedavisi

Baş ağrısı tedavisi kapsamında nöroloji uzmanının tavsiye ettiği bazı ağrı kesiciler, kas gevşeticiler, rahatlatıcı antidepresanlar, psikolojik terapiler, kaygı giderme ve gevşemeye yönelik güncel yöntemler kullanılır.

Ayrıca son dönemlerdeki araştırmalarda başa verilen elektriksel uyarımın da etkili bir yöntem olduğu kanıtlanmıştır. Gerek görülmesi halinde sinir sıkışmasının neden olduğu ağrılar için cerrahi operasyonlar da yapılır.

Migren Tedavisi

Migren tedavisi, ilaç tedavisi ve koruyucu tedavi olmak üzere iki şekilde yapılır. İlaçla tedavide ağrı kesici özellikte triptan adlı ilaçlar kullanılır. Koruyucu tedavide ise bazı depresyon, kalp ve epilepsi hastalığında kullanılan ilaçlardan yararlanılır. Kişiye göre değişmekle birlikte tedavi süresi 3-4 ayı bulur.

Migrenden Korunma Yöntemleri Nelerdir? Migrenden korunmak için öncelikle beslenmeye dikkat etmek ve stresten uzak durmak gerekir. Hayatı bazen kâbusa çeviren migren ile baş edebilmek için ayrıca: Doktor tavsiyeli ağrı kesicileri kullanmak, Migrene hangi besinlerin neden olduğunu anlamak için migren günlüğü tutmak, Düzenli beslenmek, Uyku düzeni sağlamak, Güçlü ışıklardan uzak durmak, aydınlatmada sarı ışık kullanmamak, karanlıkta televizyon izlememek, Yoğun östrojen içeren ilaçlar kullanmamak, Keskin kokulardan uzak durmak (çamaşır suyu, tiner, parfüm, sigara dumanı gibi.) Günlük hafif egzersizler yapmak, Yüksek yerlerden ve lodoslu havalarda dışarı çıkmaktan kaçınmak gibi önlemler alınmalıdır.

Migren ağrılarını hafifletmek için kereviz, kivi, elma, armut, ıspanak, badem, muz, nane, yoğurt ve çeşitli sebze çorbalarının tüketilmesi tavsiye edilir. Ayrıca ıhlamur, rezene, papatya, zencefil ve ısırgan otu ile yapılan çaylar da içilebilir. Vücuda nane, papatya ve lavanta yağlarıyla masaj yaptırılması da migren ağrısı için uygulanan diğer yöntemlerdir.

Migren ve baş ağrısı randevusu almak ve diğer hizmetlerimizden faydalanmak için hemen ZGHolistic Clinic ile iletişime geçebilirsiniz.

"
Migren ve Gerilim Tipi Baş Ağrısı | Prof. Dr. Serdar Dağ

Migren ve Gerilim Tipi Baş Ağrısı | Prof. Dr. Serdar Dağ

Migren ve Gerilim Tipi Baş Ağrısı

En çok görülen iki ağrı türü, migren ve gerilim tipi baş ağrısıdır. Ağrı ve depresyon çok sık görülen evrensel bir yakınmadır. İnsanoğlunun acı ve ızdırap çektiğinin ifadesidir. İkisinde de ruhsal, bedensel ve sosyal süreçler iç içedir. Kısaca depresyon sinir sisteminin nezlesidir diyebiliriz fakat ruh hastalığı kesinlikle değildir. Ruh hali ile ağrı iç içedir ve sinir sistemi bozukluğunda ağrı çok sık görülür.

Baş ağrısı bu belirtiler içinden en sık görülenidir. Bu ağrı genellikle enseden başlar ve tüm başa yayılan, sıkıştırma tarzında bir ağrı olup, çift taraflıdır. Ağrı, enseden başladığı gibi başın önünü de tutabilir ve hastalar tarafından başda gerilme ya da kafa üzerinde bir ağırlık hissi olarak tanımlanır. Bulantı ağrıya eşlik edebilir, ağrı kesiciye yanıt vermez, tüm gün boyu sürdüğü gibi stresin arttığı saatlerde daha da artar, hayat kalitesini bozar ve iş verimini de azaltır.

Tanıda somut bir laboratuar ve BT, MR bulgusu yoktur. Genellikle bu tür hastalara migren teşhisi konur, sinirsel denip geçiştirilir. Bu hastalıkta tanı ve tedavi çok önemlidir.

Nasıl insanların diğer organlarında zaman zaman rahatsızlıklar meydana gelmesi herkes tarafından normal karşılanıyorsa insan anatomisinde var olan sinir sisteminin rahatsızlığı da herkes tarafından normal karşılanmalıdır. Bir örnek verecek olursak, soğuk bir havada ince kıyafetle dışarıya çıkan bir kişinin hasta olma riski nasıl yüksekse, sıkıntıya maruz kalan, stresli işlerde çalışan, aşırı üzülen ve aşırı sevinen insanların da depresyona girme olasılığı diğerlerine göre daha fazladır. Çünkü bu durumdaki insanların sinir sisteminin biyokimyası değişir ve diğer hastalıklar gibi muhakkak tedavi olmaları şarttır.

Toplumda çok sık görülen bir baş ağrısı türü olan migren ile gerilim tipi baş arısı iç içe geçmiş durumdadır. Migren, çoğunlukla ataklar halinde gelen bir baş ağrısı tipidir. Ataklar 4 saatten 72 saate kadar değişen uzunluklarda olabilir. Kişi ataklar arasında kendini tamamiyle normal hisseder.

Eskiden “sadece bir baş ağrısı tipi” olarak görülen migren, artık başlı başına bir nörolojik hastalık olarak kabul edilmektedir. Migren ağrısı genellikle orta şiddette ya da şiddetlidir ve kişinin normal aktivitelerini engelleyebilir. Baş ağrısı zonklayıcı, matkapla deler gibi ya da nabızla birlikte atan şekilde hissedilebilir. Bulantı, kusma, ışığa veya sese karşı aşırı hassasiyet baş ağrısına eşlik edebilir. Migren, kadınlarda erkeklerden daha sık görülür. Birçok kişide ağrı ve diğer semptomlar o kadar şiddetlidir ki, sadece karanlık bir odada yatıp uyumak isterler.

Günümüzde migrenin tedavisi başarı ile yapılmaktadır. kronik ve sık tekrarlayan migren hastalarına botox uygulanmaktadır. Yurt dışında ve ülkemizde migren cerrahisi gerekli hastalara başarı ile uygulanmaktadır.

"
Migrenden kurtulmak mümkün - Son Dakika Haberleri

Migrenden kurtulmak mümkün - Son Dakika Haberleri

Migren tedavi edilebilen bir hastalık Şiddetli ve tekrarlayan baş ağrılarıyla seyreden migrenin Türkiye’de görülme oranı yüzde 16,4. Kadınlarda, erkeklerden üç kat fazla migrene rastlanıyor… Doğru tanı ve düzenli tedavi sayesinde migren kabus olmaktan çıkıyor. Mine Yagıcı Çiftci

[Getty Images]

Dinmek bilmeyen baş ağrısı pek çok kişinin sorunu… Hayat kalitesini düşürmesi bir yana kişiyi gün içinde iş yapamaz duruma dahi getiriyor. Gerilim tipi, nevraljik, küme tipi ya da migren baş ağrılarının pek çok türü bulunuyor. Migren kuşkusuz baş ağrılarının içinde en fazla bilineni.

Yapılan araştırmalara göre Türkiye’de migren görülme sıklığı, 18-65 yaş arasındaki nüfusta yüzde 16,4. Kadınlarda, erkeklere nazaran daha sık migrene rastlanıyor. Öyle ki erkeklerde görülme sıklığı yüzde 8, kadınlarda ise yüzde 24’e ulaşıyor. Bir başka ifadeyle kadınlarda, erkeklerden üç kat daha fazla migren görülüyor.

Migrenin nedenleri ve bu hastalıktan muzdarip olanların nelere dikkat etmeleri gerektiğini Nöroloji Uzmanı Prof. Dr. Mustafa Ertaş, TRT Haber’e anlattı.

Tekrarlayan baş ağrıları

Migrenin bir beyin hastalığı olduğunu ifade eden Prof. Dr. Mustafa Ertaş, “Genetik bir hastalık. O gene sahip kimse migren oluyor. Anne veya baba aktarıyor. Ailelerinde birinde varsa -ki bu üçte iki çoğunlukla annede olmakta- çocuk migren geniyle doğuruyor. Ancak bu, çocuğun illaki migreni olacağı anlamına gelmiyor. İleride belli koşullar oluşursa migren ağrıları başlayabilir” diyor.

Migren zaman zaman tekrarlayan baş ağrılarıyla karakterize olsa da başka belirtileri de bulunuyor. Prof. Dr. Ertaş görülebilecek diğer belirtileri şöyle açıklıyor:

“Bir kısmında nörolojik dediğimiz sinir sistemi belirtileri de oluyor. Mesela hastaların yaklaşık 20’de 1’inde ağrı gelmeden önce körlük veya gözde ışık çarpması, çizgiler görme olabiliyor. Bu 5 dakikayla 1 saat arası sürüyor. Peşinden baş ağrısı gelebiliyor. Çok daha az bir kısmında ağrı gelmeden önce felç görülüyor örneğin. Yani bir kolu, bacağı tutmuyor, yüzü kayıyor. Sonra o düzeliyor ve baş ağrısı oluyor.”

[Fotoğraf: Getty Images]

“Toplumda engelleyiciliği en fazla olan baş ağrısı”

Migren doğuştan itibaren görülebiliyor. Öyle ki Prof. Dr. Ertaş, 3-5 yaşında hastaları bile olduğunu söylüyor. Ancak en fazla 30-35 yaş aralığındaki kadınlarda görüldüğünün altını çiziyor.

Gelelim migrenin en fazla rahatsızlık veren kısmına, yani baş ağrılarına… Prof. Dr. Ertaş, hem kadın hem de erkeklerin ayda ortalama altı günden fazla migren ağrısı yaşadığını belirterek şöyle devam ediyor:

“Ancak bu kişilerin yüzde 11 kadarı ayda 15 günden fazla, 15 ila 30 gün arası ağrı yaşıyorlar. Ama hastaların yarıdan çoğu ağrılarını genellikle şiddetli yaşıyor. Yani iş göremez hale geliyorlar. Dolayısıyla migren basit bir baş ağrısı hastalığı değil. Toplumda engelleyiciliği en fazla olan baş ağrısı. Dünya Baş Ağrısı Derneği’nin engelleyicilik sınıflamasındaki hastalıklar arasında da ikinci. Çünkü ağrı çok sık ve geldiğinde de şiddetli oluyor.”

Lodos, aç kalmak, fazla uyumak, aşırı güneş ışığı, yorgunluk, stres, heyecan, alkol ve kişiden kişiye değişen bazı gıdalar migreni tetikleyebiliyor. Yine kadınlarda adet dönemi öncesi ve sonrasında da migren ağrıları görülüyor.

Tedavisi olmayan bir hastalık değil

Migren toplumda genel olarak çözümsüz bir hastalık sanılıyor. Oysaki bu gerçeği yansıtmıyor. Çünkü doğru teşhis ve düzenli tedavi sayesinde migren önlenebiliyor. Migren hakkındaki bu yanlış değerlendirmenin sebebini Prof. Dr. Ertaş’tan öğreniyoruz.

“Türkiye’deki migrenli hastalarla ilgili sonuçlarımıza baktığımızda yüzde 65 kadarı tedaviyi gerektirecek sıklık ve şiddette ağrıyı yaşayanlar. Halbuki migren ortadan kalksın diye verilen ilaç tedavisine baktığımızda kullanım oranı yüzde 5. Yani yüzde 65’i ihtiyaç duyarken sadece yüzde 5’i kullanıyor. Dolayısıyla hastalar, ‘Migren tedavisi olmayan bir hastalıktır’ diye bildiği için hastaların yarıya yakını doktora gitmemiş oluyor. Gittiğinde yanlış tanı alabiliyor. Öyle olunca da 'Migren tedavisiz bir hastalık' şeklinde algı oluşuyor toplumda.”

[Fotoğraf: Getty Images]

Gelişigüzel ağrı kesici kullanılmamalı

Günümüzde pek çok tedavi yöntemiyle migren kontrol altına alınabiliyor. Tedavi için ilaçtan iğneye bir dizi seçenek bulunuyor. Hekimler her hastanın migren tipine göre tedavi veriyor. Dolayısıyla migrenin tipinin belirlenerek tedavide ona uygun bir yol izlenmesi gerekiyor.

Hastaların tedavilerini kesinlikle ihmal etmemeleri öneriliyor. Üstelik gelişigüzel alınan ağrı kesici ilaçlar başka sorunlara yol açabiliyor. Prof. Dr. Ertaş bu konuda, “Migrenli insanlar başka bir nedenle bile olsa ayda beş günden fazla ağrı kesici alırlarsa ağrılar sıklaşıyor. Artık ağrı kesici bağımlılığı oluşuyor. Ve her gün migrenleri gelmeye başlıyor. O yüzden başka bir nedenle bile olsa ağrı kesici ilaçlardan uzak durmalılar ki migrenleri tetiklenmesin” uyarısı yapıyor.

"
Migren tedavisi - Migren belirtileri - Op. Dr. Abdülkadir Göksel

Migren tedavisi - Migren belirtileri - Op. Dr. Abdülkadir Göksel

Migren tedavisi

Standart medikal ve ilaç tedavilerine yanıt alınamayan, migren başağrısı olan hastalara Rino İstanbul’da çeşitli tedavi alternatifleri sunulmaktadır. Klasik tedavilere dirençli baş ağrılarına sahip uygun hastalara farklı cerrahi tedavi yöntemleri önerilebilmektedir.

Migrenin cerrahi tedavisi

Cerrahi teknikle gerçekleştirilen tedavide migreni tetikleyen bazı kas grupları , burun içerisindeki deviasyon ve sinüzit gibi problemler ortadan kaldırılmaktadır. Ameliyat genel anestezi altında yapılmakta ve hasta aynı gün evine taburcu edilebilmektedir.

Cerrahi tedavi hangi durumda uygulanır?

Botox enjeksiyonundan fayda gören hastalar cerrahi tedavi için iyi birer adaydırlar.

Hangi kaslar baş ağrısının tetikleyicisi olabilir?

Migren başağrısının tetikleyicisi olan kaslar genellikle kaşlarımızı çatmamıza yarayan alın kasları, şakaklardaki çiğnememizi sağlayan kasımız ve ense kaslarıdır.

Cerrahi operasyon sırasında neler yapılmaktadır?

Saçlı bölgedeki küçük bir alandan girilerek alındaki ağrıya yol açan kas grubu çıkarılmaktadır. Bunun sonucunda daha genç bir görünüm de ortaya çıkmaktadır. Operasyon sırasında şakaklarda ki çiğneme kasımız tamamen çıkarılmamakta, sadece içerisinden geçen ve ağrıyı tetikleyen sinir bulunup rahatlatılmaktadır. Ense kısmında ise sinir çevresindeki kas grubu çıkartılmaktadır. Uygulanan cerrahi tedavi sonrasında ağrı azalır ancak tam olarak geçmeyebilir. Bu gibi durumlarda burun içerisindeki kemik ve kıkırdak eğrilikleri incelenmeli, hava akımını bozacak ve ciddi baş ağrısına neden olabilecek bir bozukluk varsa düzeltilmektedir.

Cerrahi tedavinin en sık görülen yan etkileri nelerdir?

Cerrahi tedaviden sonra bir çok hasta için avantaj sayılabilecek yüzde daha genç bir görünüm ortaya çıkmaktadır. Nadir de olsa cerrahi bölgece şişlik, duyarlılık, enfeksiyon, kanama, tromboflebit gibi komplikasyonlar görülebilir. Çok nadiren şakaklarda lokalize saç kaybı, burun cerrahisi sonrası kuruluk hissi görülebilir. Bu cerrahi prosedür migren ağrılarınızın geçeceğini garanti etmemekte ve nadiren migren ağrıları devam edebilmektedir.

Botox enjeksiyonları ile migren tedavisi

Baş ağrısı olan bir hastada tedavinin ilk basamağı ağrının tipini belirlemektir. Ağrının migren, gerilim, cluster, tansiyon ya da diğer nedenlerden kaynaklanıp, kaynaklanmadığını belirleyebilmemiz için kliniğimizde sizi ön değerlendirmeye alırız.

Botox nedir ve nasıl etki eder?

Botox, küçük doz Boulinum toxini içermektedir. Bu toxin kasları geçici bir süreyle gevşeterek hareketsiz bırakır. Botox, alın, şakaklar ve enseye uygulanır. Bu uygulamadan sonra hastalar daha genç görünürler.

Botox baş ağrısını nasıl geçirir?

Her ne kadar botoxun baş ağrısını nasıl tedavi ettiğinin mekanizması tam olarak bilinmese de kasların arasından geçen sinirler üzerindeki baskının kaldırılması ile bu etkinin gerçekleştiği en olası tahmindir.

Botoxun etkisi ne kadar sürer?

Enjeksiyondan sonra oluşan kas gevşemesi 3 ay ile 6 ay arasında devam eder. Migren ağrısındaki etkisi ise 1 ila 3 ay arasındadır.

Başın hangi bölgelerine enjeksiyon uygulanır?

Ağrınızı tetikleyen bölgelere bir ya da daha fazla enjeksiyon yapılabilir. Tetikleyici bölge genellikle sağ ya da sol alın, şakak ya da ensedir. Enjeksiyon yapıldıktan 2 ila 7 gün sonra etki görülmeye başlar. Bir ay sonra yapacağımız muayene ve testler ile tedavinin etkisini gözlemleriz.

Botox enjeksiyonunun en sık görülen yan etkileri nelerdir?

Botox enjeksiyonundan sonra yüz görünümünde oluşan gençleşme, hastalarımızın en memnun kaldığı yan etkidir. Botox enjeksiyonları çok nadiren yan etki gösterir. Enjeksiyon bölgesinde nadiren şişlik, kızarıklık ve hassasiyet gözlenebilir. Uygulama sırasında uygulanan buz kompresi şişlik ve ağrı oluşmasını engelleyecektir. Geçici olarak üst göz kapağında güçsüzlük de görülebilen bir yan etkidir.

Botox ile baş ağrıları azalır mı?

Yapılan araştırmalar sonucu botox enjeksiyonu uygulanan hastaların %80’inde kayda değer bir iyileşme görülmüştür. Ancak botoxun etkisi geçicidir. Botox enjeksiyonuna iyi yanıt veren hastalar cerrahi tedaviden fayda görebilecekleri için şanslı hastalardır. Çünkü cerrahi teknikler ile bu etki kalıcı hale getirilmektedir.

"
Hemiplejik Migren nedir?

Hemiplejik Migren nedir?

Hemiplejik Migren nedir?

Hemiplejik migren oldukça nadir görülen bir migren tipidir. Genellikle diğer migren tipleri gibi, yoğun ve zonklayıcı baş ağrısı, mide bulantısı, ışık ve ses duyarlılığı gibi etkiler gösterir.

Hemiplejik migren, diğer migren tiplerinden farklı olarak vücudun bir tarafında halsizlik, uyuşma, hissizlik, karıncalanma ve felce neden olabilir. Tüm bu belirtiler baş ağrısından önce görülmeye başlar. Hemipleji felç demektir, gösterdiği bu belirtiler nedeniyle bu tip migrene Hemiplejik migren denir.

Hemiplejik Migren Kimlerde Görülür?

Hemiplejik migren, auralı migreni olan kişileri etkiler. Aura, migrenden önce veya migren sırasında meydana gelen ışık çakmaları ve zikzak desenler görmek gibi bazı yakınmaları içerir. Ayrıca diğer duyusal sorunlar ve konuşma güçlükleri de aura ile ilişkilendirilir.

Hemiplejik migreni olan kişilerde güçsüzlük veya felç, auranın bir parçası olarak ortaya çıkar. Yakınmalar inmeye benzer, kafa karışıklığı ve konuşma güçlüğü olabilir. Doğru tanı ve tedavi için mutlaka bir doktora başvurulmalıdır.

Hemiplejik Migrenin Türleri

2 çeşit hemiplejik migren vardır

Ailevi hemiplejik migren (FHM), aynı ailedeki en az iki yakın akrabayı etkiler. FHM’niz varsa, her çocuklarınıza aktarma olasılığınız %50’dir. Sporadik hemiplejik migren (SHM), ailesinde kimsede hemiplejik migren olmadığı halde kendisinde bu tip migren görülen hastaların migren tipine sporadik hemiplejik migren denir. Hemiplejik Migrenin Nedenleri

Hemiplejik migren gen mutasyonları sonucu oluşan bir migren çeşididir. Bu gen mutasyonları nörotransmitter dediğimiz beyin kimyasallarının salınımını etkiler ve sinir hücreleri arasındaki iletişimin kesilmesine neden olur. Bu kesintiler de baş ağrısı ve görme bozukluğu gibi birçok problem ve fonksiyon bozukluklarına yol açabilir.

Hemiplejik Migren Tetikleyicileri Stres Parlak Işık Yoğun duygular Çok az veya çok fazla uyku Hemiplejik Migren Belirtileri

Hemiplejik migren belirtileri birkaç saatte sürebilir, birkaç günde fakat hafıza kaybı oluşmuşsa bu durum birkaç ay sürebilir.

Vücudun bir tarafında yüzünüz, kolunuz ve bacağınızda uyuşma, zayıflık, hissizlik ve karıncalanma. Işık çakmaları, çift görme ve diğer görme bozuklukları (Aura belirtileri) Konuşamama veya konuşma bozuklukları Uyuşukluk Baş dönmesi Koordinasyon kaybı Nadiren görülse de hafıza kaybı Bilinç bulanıklığı Hareketlerde kontrolsüzlük Hemiplejik Migren Nasıl Teşhis Edilir?

Hemiplejik migren hastanın anlattığı yakınmalarla teşhis edilir. Halsizlik, görme, konuşma bozuklukları, vücutta hissizlik, uyuşma gibi yakınmaları içeren ve ağrı geçtiğinde tüm belirtileri de ortadan kalkan en az iki migren atağı geçiren hastalara hemiplejik migren teşhis konulur.

Hemiplejik migrenin teşhisinde en zor kısım inmeden ayırt edebilmektir. Hatta bazı yakınmaları MS veya Epilepsi yakınmaları ile de karıştırılabilir. Gerekli durumlarda beyin MR, Elektroensefalogram, Ekokardiyografi gibi testler uygulanmalı ve belirtilerin asıl sebebi net bir şekilde belirlenmelidir.

Hemiplejik migren atakları genellikle çocukluk döneminde başlar, Eğer ailenizde hemiplejik migren hastaları varsa sizde de olma olasılığı oldukça yüksektir. Eğer ailenizde Hemiplejik migren hastaları var ise sizde bir genetik test ile hastalığa yatkın olup olmadığınızı öğrenebilirsiniz.

Hemiplejik Migren Tedavisi

Migren tedavisinde düzenli olarak kullanılan ilaçların hemen hemen hepsi hemiplejik migren için de kullanılır. Ağrının başlamasını önleyebilecek birkaç farklı ilaç da kullanılabilir örneğin,

Tansiyon ilaçları, migren atak sayılarınızı ve baş ağrısı şiddetlerinizi ciddi oranda azaltabilirler. Bazı nöbet önleyici ilaçlar da baş ağrılarının tedavisinde yardımcı olabilir.

Triptan denilen ilaçlar migren tedavisinde kullanılan tedavilerdendir. Fakat hemiplejik migreni olanlarda tavsiye edilen bir tedavi değildir. Öyle ki bu ilaçlar hemiplejik migren yakınmalarını daha da kötüleştirebilir veya kalıcı hasara neden olabilirler.

"
Migren Tedavisi | Aktif International Hospital

Migren Tedavisi | Aktif International Hospital

Migren Tedavisi

Migren, yoğun veya şiddetli baş ağrısı ile kendini gösteren nörolojik bir rahatsızlıktır.

Bundan muzdarip insanlar için son derece engelleyici bir hastalık haline gelebilir.

Kafatasının ön kısmını veya tüm alanını etkiler ve krizler veya ataklar şeklinde oluşur. Diğer semptomlarda buna eşlik edebilir.

Migren Krizleri

Bu krizleri şu şekillerde ayırabiliriz:

Epizodik

Ağrı ayda 9 güne kadar ortaya çıktığında, nadiren epizodik krizlerden bahsedebiliriz. Ayda 10 ila 14 arasında ağrı varsa çok sık epizodik kriz olarak adlandırırız.

Kronik

Ayda 15 veya daha fazla kriz günü olduğunda bu durum artık kronik olarak adlandırılır.

Migren Türleri Aurasız migren

Normal aktiviteye müdahale eden şiddetli ağrıya neden olur ve ana semptomları şunlardır:

Başın bir tarafında ağrı, bazı durumlarda başın tamamına yayılabilir. Bazı durumlarda zonklayıcı bir ağrıdır (kalp atışı hissedilir). Daha az yaygın olarak, ağrı boyunda veya çenede olabilir. Ağrı kendiliğinden ortaya çıkar ve genellikle 4 saatten fazla ve 3 günden az sürer. Çocuklarda ve ergenlerde ataklar 4 saatten az sürebilirler. Fiziksel aktivite ve başın hareketi ağrıyı daha da kötüleştirir. Işığa (fotofobi), seslere (fonofobi) ve kokulara (ozmofobi) karşı tahammülsüzlüğe neden olabilir. Ayrıca mide bulantısı ve kusma görülebilir.

Aurasız migren, migrenin en yaygın şeklidir.

Auralı migren

Görme, dokunma ve/veya dil gibi farklı duyuları etkileyebilen diğer semptomların (aura) ortaya çıkmasıyla aurasız migrenden ayrılır.

Bu semptomlar genellikle ağrıdan önce gelir ve daha az sıklıkla ağrı sırasında veya sonrasında ortaya çıkabilir.

Aura Türleri: Görme aurası

Görüş alanının ortasında zikzak şeklinde bir tarafa hareket eden ışık flaşları belirir.

En sık görülen türdür.

Hassas aura

Genellikle bir elin parmak uçlarında karıncalanma ile başlar, omuza kadar yükselir ve sonunda ağız ve dilin köşesinde kendini gösterir.

En sık görülen ikinci durumdur.

Dili etkileyen aura

Dili anlamada ve/veya kelimeleri telaffuz etmede zorluğa neden olur. Genellikle görsel veya duyusal semptomlarla birlikte ortaya çıkar. Nadirdir.

Diğer daha az sıklıkta aura türleri

Retina aurası: Görsel auraya eşittir, ancak yalnızca bir göz etkilenir.

Beyin sapı aurası: Görsel, duyusal veya dil semptomları ile karakterizedir.

Motor aura: Vücudun bir tarafında geçici kısmi veya tam felce ve bilinç değişikliğine neden olur. 24 saat sürer. Diğer aura türleri ile birlikte ortaya çıkabilir.

Auralı migren, migreni olan kişilerin %15 ila %30’unu etkiler. Adet (Regl) migreni

Genellikle menstrüasyondan hemen önce meydana gelen östrojen seviyelerindeki ani düşüşle ilgilidir. İlk adet ile başlar, ancak hamilelik veya menopoz sırasında iyileşebilir veya kaybolabilir. Bununla birlikte, tedaviler, hormonal ilaçlar (doğum kontrol hapı/hormon ikameleri) durumu daha da kötüleştirebilir.

İki tür adet migreni vardır:

Saf menstrüel migren: ± 2 gün kanamanın 1. gününde meydana gelen migren atakları.

İlgili migren: Adet döngüsünün diğer zamanlarında migren atakları ile birlikte var olabilen saf adet migreni.

Migren Belirtileri Keskin, derin ve titreşen, sanki kafaya vuruyormuş gibi acı.

Sadece başın yarısını etkiler. Bazı durumlarda ön kısımda veya tüm kraniyal bölgede ortaya çıkabilir. Kademeli, hafif başladığı ve saatler geçtikçe arttığı için ışık, gürültü ve hareket genellikle ağrıyı daha da kötüleştirir.

Aynı ağrı, saatler ile 2 veya 3 gün arasında sürebilir.

Kokulara karşı aşırı duyarlılık, Burun tıkanıklığı ve/veya akıntı, mide bulantısı ya da kusma, Işık intoleransı (fotofobi), Yüksek ses fobisi (fonofobi) şeklinde de kendini gösterebilir. Migrenin Nedenleri

Migrenin kökeni, çevresel ve genetik faktörlerin bir kombinasyonudur. Bazı aileler buna özellikle yatkındır ve genetik, insanları etkileyen migren tipini etkiler.

Ortak genetik varyantlar

Bilimsel çalışmalar, aynı ailede migrenlerin çoğalmasında çok önemli olan farklı genetik varyantları belirlemiştir. Örneğin, hemiplejik migren (ağır bir migren formu) ve daha da önemlisi poligenik kalıtım ile ilişkili üç Mendel geni bu hastalığın tezahüründe etkilidir.

Genetik faktörlerin yanı sıra şu faktörler de krize yol açabilir:

Psikolojik: Stres, kaygı ve depresyon.

Kötü uyku alışkanlıkları: Çok fazla veya çok az uyumak.

Dehidrasyon: Dehidrasyon migren ataklarını tetikleyebileceğinden, susuz kalmamak için yeterince su içmek önemlidir.

Hormonal: Adet veya yumurtlama dönemi sebepli.

Diyet: Aşırı alkol veya kafein gibi kötü beslenme alışkanlıkları, nitrit, aspartam ve monosodyum glutamat içeren yiyecekler nedeniyle.

Öğün atlamak, aç hissetmek, düşük kan şekeri seviyesine sahip olmak vb.

Farmakolojik: Nitrogliserin, östrojenler, analjezikler…

Fiziksel aktivitede ani değişiklikler.

Başka bir kökene sahip baş ağrısı veya boyun ağrısı.

Çevredeki değişiklikler: Mevsimsel veya hava durumu değişiklikleri, atmosfer basıncındaki değişiklikler.

Duyusal uyaranlar:

Güneş ışığı, bilgisayar ekranına uzun süre maruz kalma veya diğer yoğun veya aralıklı ışıklardan kaynaklanan görsel stres. Parfüm, tütsü, temizlik ürünleri, tütün dumanı veya kirlilik gibi güçlü kokular. Yüksek ve/veya sabit sesler. Migren Teşhisi

Bu patolojiyi teşhis etmek için özel bir test yoktur. Migreniniz olup olmadığını doğrulamak için, doktorunuz klinik geçmişinizi analiz edecektir.

Ağrı bölgesi ve türü Bulantı veya kusma, ışıktan rahatsızlık, ses, koku vb. gibi diğer semptomların varlığı. Ağrının başlangıcı, sıklığı ve süresi Ailede migren öyküsü

Diğer hastalıkları ekarte etmek için genel bir fizik muayene ve nörolojik muayene yapabilir.

Görsel veya retinal auralı migren tanısı için oftalmolojik bir değerlendirme yapılması gerekebilir.

Menstrüel migren teşhisi için arka arkaya 3 adet siklus için ağrı kaydı takviminin doldurulması tavsiye edilir. (Adetin başlangıç ​​ve bitiş günlerini ve o dönemde ağrılı günleri yazmalısınız.)

Klinik geçmişinize bağlı olarak tamamlayıcı tanı testleri gerekli olabilir.

Migren Tedavisi

Migren, yaşamınız boyunca farklı zamanlarda size eşlik edecek kronik bir hastalıktır. Ölüm riski taşımasa da bazı durumlarda sakatlığa neden olabilir.

Migren tedavi edilebilir bir hastalıktır. Doktorunuz hastalığı kontrol altına almanın ve yaşam kalitenizi artırmanın en uygun yolunu size söyleyecektir.

Bir tedavinin başarısı, ağrının sıklığı veya şiddetindeki azalma ile ölçülür.

İki tür tedavi vardır:

Akut ağrı ataklarında, doktorunuz semptomları durdurmak için aşağıdaki gibi ilaçlarla analjezik tedavi uygulayacaktır.

Analjezikler:

Erişkinlerde etkisi çok sınırlıdır, sadece çocuklarda ve ergenlerde önerilir.

Hafif veya orta derecede migren ataklarını tedavi etmek için steroid olmayan antienflamatuar ilaçlar (NSAID’ler) kullanılır.

Triptanlar:

Esas olarak orta ve şiddetli migren tedavisinde ve hafif atak geçiren ve NSAID’leri tolere edemeyen veya bunlara yanıt vermeyen hastalarda kullanılır.

Antiemetikler:

Migrenlerle ilişkili bulantı ve kusmayı kontrol etmek için kullanılırlar. Ağrının yoğunluğunu azaltmak için doktorunuz önleyici bir tedaviye başlamanızı önerecektir.

Migren ataklarının çok sık ve yoğun olduğu ve analjezik tedavinin etkisinin olmadığı durumlarda aşağıdakilerde endikedir:

Beta blokerler:

Hipertansiyon ve hamileliğin neden olduğu auralı migren için endikedir.

Kalsiyum antagonistleri:

Auralı veya aurasız migreni önlemek ve beta blokerleri reddeden kişiler içindir.

Antidepresanlar:

Depresyon ve/veya anksiyete olduğunda önerilir.

Antihipertansifler:

Arteriyel hipertansiyon nedeniyle ve hasta beta blokerleri tolere etmediğinde migreni tedavi etmek için kullanılır.

Nöromodülatörler:

Migrenin aşırı kilolu olma ve epilepsi ile ilgili olduğu durumlarda kullanılırlar. Ayrıca aurasız ve auralı migreni ve kronik migreni tedavi etmek için yardımcıdır.

"
10 Soruda Migren

10 Soruda Migren

10 Soruda Migren

Birçok kişinin, migrenin tedavisinin olmadığını sanması nörologları hep şaşırtır. Oysa migren için basit ve ucuz tedavi seçenekleri vardır. Yani MİGRENİN TEDAVİSİ VARDIR!

Migren krizi ne kadar sürer?

Kişinin hissettiği ağrı ve sonrasındaki bulantı, halsizlik, duygusal değişimler, saçlı deride yanma gibi eşlik eden belirtiler, 4 ila 72 saat kadar sürebilir. Ancak nadiren bazı hastalarda kriz bir haftayı geçebilir. O zaman bu duruma “uzamış migren krizi” ya da “migren fırtınası” denir ki, tedavisi cidden zorlu bir süreçtir.

Migren nasıl tedavi edilir?

Migren, iki aşamada izlenir. Birincisi, ağrı kesicilerin kullanıldığı kriz tedavisi. İkincisi, ortalama altı ay süre ile hastanın her gün alması gereken haplarla yapılan koruma tedavisi. En güçlü ve en sık kullanılan koruma tedavisi ilaçları, anti-epileptik denen valproat ya da topiramat gibi epilepsi ilaçlarıdır. Daha düşük sıklıkla bazı anti-depresanlar da kullanılabilir.

Bu ana tedavi seçeneklerine ek olarak yan etkisi olmayan ve yararlı ek ilaçlar neler olabilir?

Düzenli kullanılan magnezyum tabletleri ya da B2 vitamini, migren koruma tedavisinde yararlıdır. Yan etki yoktur. Gebeler bile kullanabilir.

Egzersiz (yürüyüş, koşu, bisiklet), migren belirtilerini hafifletebilir mi?

Hayır, egzersiz migren yakınmalarını azaltmaz. Hatta şiddetlendirebilir.

Uçak yolculuklarına has bir migren türü var mı?

Uçakların iniş ve kalkışları sırasında bazı insanlarda alın ya da bir gözün arkasında şiddetli ağrı olduğu bildirilmektedir. Bir migren krizinden ayrılmaları zordur. Yaygın görülen bu durumun sinonazal travmadan kaynaklandığı sanılmaktadır. Sinonazal travma, kafa içindeki sinüs boşlukları ile kafa dışındaki basınçlar arasında ani farklılıkların ortaya çıkması ve bu durumun bu boşlıukları kaplayan ağrıya hassas mukozayı etkilemesinden oluşmaktadır. Endişe edici bir durum değildir. Uçak ya da tren yolculukları, ciddi migren tetikleyicileridir.

Seyahat bir migren tetikleyicisi midir?

Kesinlikle. Seyahata hazırlık döneminin yarattığı stres, bavulu ve ortalığı toplama çabaları, ağır çantaları taşımak, uzun saatler havaalanlarında beklemeler, işlenmiş havayolu yemekleri, atlanan öğünler, jet-lag ve ani iklim değişikliğine maruz kalma ciddi migren tetikleyicileridir.

Yaz tatillerinde sık görülen migren tetikleyicileri nelerdir?

Susuz kalma, aşırı sıcak ve nemli hava, parlak güneş ışığı (mutlaka şapka ve güneş gözlüğü kullanın), sinek kovucu losyonlar ya da güneş yağı kremleri. Sıcak hava dalgası dönemleri, migreni olmayan kişilerde bile migren krizlerine yol açabilmektedir.

Hava kirliliği bir migren tetikleyicisi midir?

Bu yönde giderek artan kanıtlar var. Hava kirliliği migren krizlerini tetikleyebilir.

Yağmurlu havalar özellikle yıldırım düşmeleri ile migren krizleri arası bir ilişki var mıdır?

Böyle havalarda migren krizi sıklığı artmaktadır. Yıldırım düşmelerinin 25 km. ilerdeki bir migrenlide bile krize yol açabileceği bildirilmiştir. Muhtemel neden, havadaki aşırı elektrik yükünün beyin basıncı dengelerini bozucu değişikliklerine yol açmasıdır.

Migrenlilerin yediklerine dikkat etmesi ne anlama geliyor, ağrı ile savaşta bir işe yarar mı?

Kırmızı şarap, meşhur bir migren tetikleyicisidir. Kadınlarda adet görme de öyle. Bir migren hastası kadın, adet dışında tükettiği kırmızı şarabın ağrıya yol açmadığını ama adetin hemen öncesi dönemde içeceği bir kadeh şarabın şiddetli migren krizine yol açtığını fark etmiştir. Bu buluşu, adetin erken döneminde kırmızı şarap içmeyerek krizlerden kurtulma imkanını vermiştir.

Benzer Yazılar

Beyni sağlıklı ve genç tutabilmenin çeşitli yolları vardır. Peki, bu konuda neler yapabiliriz?

Birçok hastalığa davetiye çıkaran sıcak havalar, beynimiz için daha da riskli.

Her birey, sağlıklı ve verimli bir gün geçirebilmek için, farklı miktarlarda uykuya ihtiyaç duyar. Yani ideal uyku süresi diye bir kavram bulunmamaktadır.

Dikkat dağınıklığı şehir hayatının vazgeçilmez bir parçası oldu. Herkes unutkanlıktan yakınarak “alzheimer oldum!” endişesi ile nörologlara koşuyor.

Unutkanlık, yalnızca yaşlıların değil, günümüzde gençlerin de hayatını etkileyen ciddi bir sağlık sorunudur.

Kas kaybı ve zayıflığa neden olan, ender rastlanan bir hastalıktır. Vücuttaki pek çok kası tutar ve hareket kabiliyetine etki eder. Bu nedenle görüldüğü kişilerin yaşam kalitesini ciddi derecede düşürür.

Küme tipi baş ağrısı, birkaç haftalık kümeler olarak hissedilir ve gece uykudan uyandıracak kadar şiddetlidir. Çoğu zaman tek yanlıdır ve göz çevresinde oyucu bir ağrı olur.

Beyin tümörlerinde, doktora en sık başvuru sebebi baş ağrısıdır.

Pik hastalığı yavaş seyretmekle beraber, geri dönüşü olmayan nadir bir bunama türüdür. Beynin belli bir bölgesini etkiler ve genellikle 40 ila 60 yaş arasındaki bireylerde meydana gelir.

"
Migren Nedir? Migren Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri | E-Psikiyatri

Migren Nedir? Migren Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri | E-Psikiyatri

Migren Nedir? Migren Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri

Ataklar halinde gelen baş ağrılarının yaşanmasına neden olan migren nörolojik bir hastalıktır. Migren nedir, sorusu elbette bu kadar basit cevaplayabileceğimiz bir soru değil.

Uluslar arası Baş Ağrısı Derneği baş ağrılarını 14 gurup halinde sınıflandırmıştır. Migren primer baş ağrıları sınıfına girmektedir. Primer baş ağrıları başka bir hastalıkla ilişkisi olmayan baş ağrılarıdır.
Baş ağrısı sorunlarının %90’ı primer baş ağrıları olarak ortaya çıkmaktadır. Migren atakları yaşam kalitesini düşüren, iş performansını etkileyen ataklardır. Tüm dünyada 20 erkekten birinde ve beş kadından birinde migren sorunu vardır. Migren çoğu zaman diğer baş ağrılarıyla karıştırılabilir. Migreni tanımak için migren belirtileri nelerdir bilmek gerekir.

Migren Belirtileri Nelerdir

Migren kişiden kişiye farklı belirtiler gösterebilir. Migrenin en belirgin belirtisi ani ortaya çıkan şiddetli baş ağrılarıdır.

Migren belirtileri göz ve görme sorunlarıyla da ortaya çıkabilir. Gözler ışığa karşı hassas olur. Migrenin belirtilerini şu şekilde sıralayabiliriz:

• Tek taraflı şiddetli baş ağrısı,
• Aşırı duyarlılık,
• Dikkatte azalma,
• Aşırı ve gereksiz neşelenme ya da durgunluk,
• Konuşurken takılma,
• Kelime bulma zorluğu,
• Artan ışık-ses-koku duyarlılığı,
• Uyuma isteği,
• Tatlı yeme isteği,
• İştahsızlık ya da iştah artışı,
• Karında şişlik hissi,
• Aşırı su içme,
• Kabızlık ya da ishal hali,
• Halsizlik,
• Çarpıntı, şeklindedir.

Migren yaşayan insanlarda genellikle baş ağrısı olsa da ağrısız migren belirtileri de olabilir. Baş ağrısı olmadan ani durgunluk, halsizlik, gözlerin hassaslaşması gibi durumlar yaşanabilir.

Migren Çeşitleri Nelerdir

Migren auralı migren ve aurasız migren olarak iki gurupta incelenmektedir. Bunlar dışında daha az rastlanan komplike migren, oftalmik migren ve hemiplejik migren gibi migren çeşitleri de vardır.

Auralı Migren: Auralı migren, baş ağrısı ortaya çıkmadan bazı başka belirtilerle ortaya çıkar. Bu migren türünde genetik faktörler baskındır. Auralı migreni olan kişilerde parlak ışıklar görme, sağ ya da sol gözde görme sıkıntıları, karanlık noktaların belirdiğini görme gibi belirtiler görülür.
Bu migren türü %15 oranında görülen bir migren türüdür. İlk belirtiler 15-20 dakika görüldükten sonra baş ağrısı ortaya çıkmaktadır. Migren atağı en çok auralı migrende yaşanıyor. Migren atağı ne demek, diye soruyorsanız yukarıda saydığımız belirtilerin aniden ortaya çıkması olarak düşünebilirsiniz.

Aurasız Migren: En fazla görülen migren türüdür. Baş ağrısıyla başlar ve baş ağrısıyla devam eder. Aurasız migrende görülen belirtiler bu migrende görülmez. Risk taşımayan bir migren türü olarak bu migrene oldukça sık rastlanır. Yarım migren belirtileri olarak düşünebileceğimiz bu belirtiler baş ağrısı odaklıdır.

Hemiplejik Migren: Felç ya da komaya yol açabilen riskli bir migren türüdür. Çok nadir görülen bu migren türünde görme bozukluğu, konuşma bozukluğu ve uyuşukluk gibi belirtiler görülür.
Baziler Migren: Neredeyse yok denecek kadar az görülen bir migren türüdür. Bulantı, baş dönmesi, çift görme gibi belirtilerle ortaya çıkar. Özel tedavi gerektirir.

Abdominal Migren: Baş ağrısı olmadan mide bulantısı ile ortaya çıkan migren türüdür. Üç gün sürebilen karın ağrılarıyla devam edebilir.

Retinal Migren: Geçici körlükle ortaya çıkan migren türüdür. Hasta migren başladığında bir gözündeki görme yetisini kaybeder.

Kronik Migren Ne Demek

Bir ay içersinde on beş günden fazla süren migren kronik migren olarak tanımlanır. Genellikle orta yaşlarda daha çok görülen kronik migren toplumun %2’sinde görülür.
Migrenli hastaların da %10’u kronik migren yaşamaktadır. Kronik migren ne demek, sorusuna en iyi cevap tekrar eden ve bir ayda 15 günden fazla yaşanan migren olacaktır. Kronik migrenin gelişmesinde fazla ilaç kullanımının etkisi olduğu bilinir.
Çok sık kullanılan baş ağrısı ilaçları migrenin kronik hale gelmesinde etkili olur. Kronik migren belirtileri diğer tür migren belirtileriyle aynıdır. Şiddetli baş ağrılarıyla ortaya çıkar. Göz ve şakaklara yayılan baş ağrısı dayanılmaz olabilir. Zonklama, oyulma gibi hisler yaşanabilir.

Migren Tedavisi Nasıl Yapılır

Migrenin tedavi edilebilmesi için öncelikle klinik tanı konması gerekir. Hasta şikâyetlerinin başka hastalıklardan kaynaklanıp kaynaklanmadığı araştırılır. Beyin tomografi herhangi bir beyin rahatsızlığı olup olmadığını anlamak için uygulanır.

Tekrar eden ağrıların türüne göre ve belirtilerin neler olduğuna bakılarak migren tedavisi planlanır. Migreni tetikleyen faktörlerin bilinmesi tedavi açısından önemlidir. Migreni tetikleyen faktörler değişken olabilir:

• Bazı yiyecekle( çikolata ve peynir gibi),
• Öğün atlamak ya da öğünü geciktirmek,
• Yeterli su içmemek,
• Uyku düzenin bozulması,
• Stres ve yorgunluk,
• Çok kalabalık ve gürültülü ortamlarda bulunmak,
• Uzun süreli yolculuk yapmak,
• Parlak yanıp sönen ışıklar,
• Aşırı keskin kokular,
• İklim değişiklikleri gibi durumlar migreni tetikleyebilir.

Migren tedavisinde migreni tetikleyen faktörlerin ortadan kaldırılması oldukça etkilidir. Bununla birlikte migren belirtileri ve tedavisi arasında çok yakından bir ilişki vardır. Hastada migrenin hangi belirtilerle ortaya çıktığı migren türünü ve buna göre tedavi yöntemlerini belirlemekte yardımcı olmaktadır.

Migren Belirtileri Testi

Migren belirtilerinin siz de olup olmadığını migren belirtileri testi ile anlayabilirsiniz. Aşağıdaki sorulara evet yanıtını veriyorsanız migren belirtileriniz olduğundan şüphe edebilirsiniz.

• Sık sık ani ve şiddetli baş ağrıları yaşıyor musunuz?
• Baş ağrıları sırasında bulantı oluyor mu?
• Işıktan rahatsız olduğunuz çok zaman oluyor mu?
• Baş ağrısı sırasında gözleriniz de hassaslaşıyor mu?
• Baş ağrılarınız tekrar ediyor mu?
• Baş ağrısı nedeniyle işlerinizden geri kaldığınız oluyor mu?

Migren İlaçları Migreni Geçirir Mi

Her migren ilacı her hasta için uygun değildir. Migren ilaçları uzman doktor kontrolünde kullanılmalıdır. Atak belirtileri ortaya çıktığında alınabilen ve işe yarayan ilaçlar vardır. Ancak bu ilaçlar ancak uzman doktor tarafından tavsiye edilebilir.
Eğer ilaç kullanıyorsanız ilacınızı her zaman yanınızda bulundurmalısınız. Atak belirtilerini tanıyarak, atak yaşamadan önce ilacınızı alabilirsiniz.

Migreni Önlemek İçin Neler Yapılabilir?

• Baş ağrısı için bir takvim ve bir günlük tutmak,
• Uyku düzenine dikkat etmek,
• Işık ve sesin rahatsız edici olduğu ortamlardan uzak durmak,
• Alkol ve sigaradan uzak durmak,
• Yürüyüş ve egzersiz yapmak,
• Beslenme düzenine dikkat etmek,
• Stresle başa çıkmayı öğrenmek,
• Migren belirtilerini tanımak ve atakları önlemek,
• Migreni tetikleyen faktörlerden kaçınmak,
• Sağlıklı kiloda olmak için çalışmak,

Gereksiz baş ağrısı ilacı kullanmamak, yapılacak belli başlı önlem tedbirleridir.

"
Migren Nedir? Neden Olur? Botoks ile Migren Tedavisi | Dr. Erdem Güven

Migren Nedir? Neden Olur? Botoks ile Migren Tedavisi | Dr. Erdem Güven

Migren Nedir? Neden Olur? Botoks ile Migren Tedavisi

Birçok kişinin yaşadığı şiddetli ve tek taraflı baş ağrısı olarak da tanımlanan migren farklı belirtilere de sahiptir. Migren belirtileri nelerdir sorusunda şiddetli ve tek taraflı ağrının yanı sıra farklı durumlarda gözlemlenmektedir. Işık ve sese karşı aşırı duyarlılık, zonklayan ağrı, baş ve boynun hareketi sonrasında ağrının artması, ağrının şiddetine göre bulantı ve kusma yaşanabilmektedir.

Kriz atakları genel olarak 4 illa 72 saat arasında süre gelir. Migren ağrısı günlük hayat için olumsuz etkilerin edinilmesini sağlayarak kişinin işlerini yürütebilmesine mani olur.

İçindekiler

Bu belirtilerin yanı sıra ani görme kaybı da migren çeşidine göre yaşanabilen belirtiler içinde yer alır. Zig zag şekilde ışık oluşumu ya da şimşek çakması gibi durumlar da migren ağrısı ile beraber görülen belirtiler içinde bulunmaktadır.

Migren ağrısının günlük yaşantıyı son derece olumsuz etkilemesi sebebi ile tedavi edilmesi gereken bir durumdur. Migren tedavisi uygulamasında yer açıklan botulinum toksin ise ağrının giderilmesinde etkili olan bir yöntemdir.

Migren Nedir?

Migren ağrısının tedavisi ve oluşum nedenleri öncesinde migrenin ne olduğunu bilmek daha doğru olur. Migren nedir sorusunda tekrarlayan ve kişinin günlük yaşamını tamamen etkisi altına alan ağrı demek doğrudur. Toplum içinde tanısı konmuş ve konmamış olan çok sayıda migren vakası vardır. Primer baş ağrısı grubunda olan migren herhangi bir hastalığın nedenini bağlı olarak gelişmez. Migrenin oluşum sebebinde herhangi bir tanı henüz belirlenmemekte olup genetik yatkınlık ise en çok karşılaşılan durumdur.

Her yaşta kişide görülebilen migren ağrısının kadınlarda görülme oranı erkeklere nazaran biraz daha fazladır. Genel olarak bilinen bir başka veri ise migren tanısının başlangıcının genel ortalama verilerine göre ergenlik çağında daha sık görülmesidir.

En sık ergenlik çağında karşılaşılmasına nazaran çocuklarda görülmez diye bir kanı bulunmamaktadır. Migren çocuklarda da karşılaşılabilen bir durumdur.

Migren ağrısı ile ilgili yapılan araştırma verilerinde 30 yaşına kadar migren tanısının konma oranın son derece yüksek olduğudur. 30 yaş ve sonrasında ise migren ataklarının görülme oranı düşüş yaşar.

Migren Neden Olur?

Migren hastalığının kesin olarak neden olduğuna dair kesin kanıtlar bulunmamaktadır.

Migren ataklarının yaşanmasında günümüzde kişide bulunan genetik yatkınlığa bakılmaktadır.

Genetik yatkınlık olmamasına karşı kişiye migren tanısı da konulabiliyor.

Uyku düzensizliği, sağlıksız beslenme, çevresel etkenler, sık ve uzun yolculuklar, hormonal değişimler ya da bozukluklar gibi pek çok farklı sebep ile de migren atakları başlayabilmektedir.

Tam olarak belirli bir nedene bağlanamayan migren aynı zamanda bir hastalığın sonucunda da yaşanmaz.

Migren ağrısının tanısı konması hekim tarafından gerekli tetkik ve muayenelerin yapılması ile gerçekleşir. Günümüzde tanısı konmuş ve migren olmasına karşın henüz tanısı konmamış ya da hekim kontrolüne gitmemiş olan da çok sayıda hasta bulunmaktadır.

Migren Çeşitleri Nelerdir?

Toplum içinde sıklıkla karşılaşılan migren tekrarlayan şiddetli baş ağrısı olarak ifade edilmek ile beraber iki çeşidi bulunur. Auralı ve aurasız olarak belirtilen migren çeşitlerinde ağrı şiddeti açısından herhangi bir farklılık bulunmamaktadır.

Her iki çeşit migrende de ağrı şiddeti aynı olmak ile beraber sadece kişideki oluşum belirtilerinde farklılık gözlemlenir. Aynı zamanda kronik migren tanısı da migren çeşitleri içinde bulunmaktadır.

Kronik migren atakların daha fazla ve daha uzun sürmesi ile belirlenir. Kişinin ilaç kullanımı son derece sık olup ilaç almadan duramaz hale gelir. Kronik migrenin tedavi edilmemesi durumunda kişinin iş ve eğitim hayatın olması da mümkün olmaz.

Sosyal yaşam içinde katılamayan kişi sürekli atak yaşama ile karşı karşıya kalır. Teknolojinin ilerlemesi ve gelişen uygulama teknikleri ile beraber migren ağrısının giderilmesinde de bazı yöntemler yer almaya başladı. Uygulama yöntemlerinden faydalanılırken ise mutlaka konusunda uzman kişi ya da kişilerden destek alınması tavsiye edilir.

Migreni Tetikleyen Sebepler Nelerdir?

Migren ataklarının tetiklenmesinde farklı birçok sebep rol oynamaktadır. Kişilere göre farklılık göstermek ile beraber hormonal değişimler, çevresel faktörler, tüketilen gıdalar, ağır ve yorucu egzersizler gibi pek çok sebep migren atağının tetiklenmesinde etkili olabilmektedir.

Kadınlarda daha sık görülen migrende hormon değişimlerinin etkin olduğu düşünülmektedir. Bunun temelinde ise atakların adet dönemlerinde ve adet değişimlerinde, menopoz döneminde atması, gebelik ilk zamanları ve sonrasında artışın olması sayılabilir.

İklim değişiklikleri, aç kalma, susuzluk, sağlıksız gıda tüketimleri, uyku düzensizliği, gerçekleştirilen sık seyahatler, öfke, aşısı neşe, aşırı ve yorucu egzersizlerin yapılması gibi sebepler ile migren ataklarının artması da gözlemlenen durumlar arasında bulunmaktadır.

Migreni tetikleyen sebepler kişiler göre ve migren çeşidine bağlı olarak da değişim göstermektedir. Migren ağrısının tetiklenmesi ve sebeplerinin bulunmasının yanı sıra ağrının giderilmesinde etkin çözümlere ulaşılması kişinin sosyal yaşantısını yaşayabilmesi için önemlidir.

Bu sebep ile özellikle kronik migren ağrılarının kısa sürede gerekli tedavi uygulamalarından yararlanılarak tedavi edilmesi gerekmektedir.

Migren Tedavisinde Botulinum Toksin Uygulaması Nedir?

Migren kişinin sosyal yaşamını son derece olumsuz etkilemekte olan şiddetli baş ağrısıdır. Kişinin hayatını olumsuz etkilemek ile beraber atak sıklıkları ve tetikleyen etkenlerde farklılık gösterebilmektedir.

Ağrının giderilmesinde kullanılan ağrı kesici ilaçlar ise hastanın farklı sağlık sorunları ile karşılaşma riskine de uzun vadede sebep olabilmektedir. Yaşanan şiddetli ağrıların giderilmesinde birçok farklı tedavi uygulaması sunulmaktadır.

Migren ağrısının giderilmesinde kullanılan Botulinum toksin uygulaması ise yüksek başarı oranına sahip olması açısından son derece önem taşıyan tedavi şeklidir. Migren tedavisinde Botulinum toksin uygulamasına yer verirken mutlaka uzman hekim desteğinden yararlanılması ise son derece önemlidir. Uygulama herhangi bir kozmetik işlem değildir.

Tamamen migren ağrısının tedavisinde ya da yaşanan migren benzeri ağrıların tedavisinde uygulanmaktadır.

Migren tedavisinde tercih edilen uygulama nöroloji uzmanı tarafından yapılmaktadır. Uzman hekimin gerekli görmesi durumunda gerçekleştirilecek olan işlem iki seans olarak yer alır. Çalışmanın yapılmasında ve kontrolünde hekim destek sunar.

Botulinum toksin uygulamasında hastaya uygulamada hekim tarafından gerekli görülen doz ve işlem aralığı ile yapılmaktadır. Bu sebep ile konusunda uzmanlığı bulunmayan kişi ya a kişiler tarafından işlemin gerçekleştirilmemesi önem ile tavsiye edilir.

Migren Tedavisinde Botulinum Toksin Uygulaması Kimlere Yapılabilir?

Migren günlük yaşantının olumsuz etkilenmesine sebep olan baş ağrısı olmak ile beraber kişinin düzenli olarak ağrı kesici kullanmasına da etki edebilir. Farklı migren çeşitleri olmak ile beraber hastanın karşı karşıya kaldığı ağrı ortalama aynıdır.

Migren ağrısının giderilmesi ve kişinin sağlıklı bir şekilde sosyal yaşamına geri dönebilmesinde botulinum toksin tedavi yönteminden yararlanılmaktadır.

Botulinum toksin uygulaması sayesinde kişiler günlük yaşantılarına dönmenin avantajını elde ederken aynı zamanda süreli kullanmak durumunda kaldıkları ağrı kesicilere de veda edebilmektedir.

Botulinum toksin migren tedavi uygulaması konusunda uzman ve deneyimli hekim tarafından yapılmalıdır. Uygulamanın herhangi bir yan etkisi olmamasın karşın hamileler üzerinde olumsuz etki araştırması yapılmamış olması sebebi ile gebelik döneminde önerilmektedir. Bunun yanı sıra migren tedavisinde uygulanan botulinum toksin uygulaması 16 yaş ve altı kişiler içinde önerilmemektedir.

Migren tedavisinde kullanılan uygulamadan ayın en az yarısında baş ağrısı ile mücadele eden tüm hastaların faydalanması önerilir.

"