Ocuklarda Obezite Hipertansiyona Neden Olabilir | Güven Hastanesi

Ocuklarda Obezite Hipertansiyona Neden Olabilir | Güven Hastanesi

Çocuklarda Obezite Hipertansiyona Neden Olabilir

Çocuklarda hipertansiyon, doğuştan böbrek ve kalp hastalığı bazı kronik hastalıklar, bazı ilaçların kullanılması gibi birçok nedenden ortaya çıkabiliyor. Ancak uzmanlar, son yıllarda çocuklarda hipertansiyona yol açan önemli faktörlerden birinin obezite olduğunu vurguluyor.

Bu durumun toplum sağlını ilgilendiren önemli bir sorun olduğunu söyleyen Güven Çayyolu Cerrahi Tıp Merkezi Çocuk Nefroloji Bölümü’nden Prof. Dr. Mesiha Ekim, çocuklarda hipertansiyon hakkında bilgi verdi.

İçindekiler Çocuklarda normal kan basıncı değeri kaç olmalıdır? Çocuklarda hipertansiyon görülür mü? Çocuklarda hipertansiyon belirtileri nelerdir? Çocuklarda hipertansiyona neden olan risk faktörleri nelerdir? Hipertansiyonun genellikle kilolu çocuklarda görülmesinin nedeni nedir? Çocuklarda hipertansiyonun zararlı etkileri nelerdir? Aileler ne zaman doktora başvurmalıdır? Çocuklarda hipertansiyon tanısı nasıl konulur? Çocuklarda hipertansiyon tedavisi nasıl yapılır? Tedavi yöntemleri nelerdir? Aileler çocuklarda yüksek tansiyonla ilgili nelere dikkat etmelidir? Çocuklarda normal kan basıncı değeri kaç olmalıdır?

Çocuklarda kan basıncı yaş, cinsiyet ve boy göz önüne alınarak hazırlanmış özel tablolarla değerlendirilir. Buradan anlaşılacağı üzere erişkinlerde olduğu gibi çocuklarda da ortak olan sabit bir değer yoktur. Her çocuk için normal kan basıncı değeri farklıdır.

Çocuklarda hipertansiyon görülür mü?

Çocuklarda her yaşta hipertansiyon görülebilir. Doğuştan ya da sonradan gelişen böbrek, kalp, damar, hormon hastalıklarında hipertansiyon görülebilir. Hastalıklarla birlikte görülen bu tip hipertansiyon, “ikincil hipertansiyon” olarak adlandırılır ve her yaşta ortaya çıkabilir.

Bebek ve küçük çocuklarda daha çok doğuştan olan hastalıklar nedeniyle hipertansiyon görülürken, daha büyük çocuklarda sonradan gelişen hastalıklara bağlı hipertansiyon daha sık görülür. Bu gurupta kalıtım ve çeşitli çevresel faktörler etkili olmaktadır.

Başka bir hastalık olmaksızın ortaya çıkan hipertansiyon ise “birincil hipertansiyon” olarak isimlendirilir. Genellikle obez büyük okul çocukları ve ergenlerde görülür. Bu tipteki hipertansiyonun engellenebilmesi nedeniyle önemle üzerinde durulmaktadır.

Son yıllarda tüm dünyada obezite oranının artmasına paralel olarak hipertansiyon oranı da giderek artmıştır. İlkokul 2’nci sınıf öğrencilerinde yapılmış olan “Türkiye Çocukluk Çağı Şişmanlık Araştırması - COSİ TUR 2013” çalışmasında, fazla kilolu çocuk oranı yüzde 14.2, şişman çocuk oranı yüzde 8.3 bulunmuştur. “COSİ TUR 2016” çalışmasında ise bu oranların yüzde 14.6 ve yüzde 9.9 olarak arttığı belirlenmiştir.

Çocuklarda hipertansiyon belirtileri nelerdir?

Çocuklarda hipertansiyon belirtileri, hipertansiyona neden olan bir hastalık olup olmamasına ve hipertansiyonun derecesine bağlı olarak değişmektedir.

İkincil hipertansiyonda altta yatan hastalığın belirtilerine ek olarak farklı şiddette baş ağrısı, bulantı, kusma, baş dönmesi, burun kanaması, halsizlik, bulanık görme olabilir. Bu belirtiler bazen acil servise başvuracak kadar şiddetli olabilir. Bu guruptaki hastalar şiddetli bulgular nedeniyle daha erken tanı alırlar.

Şişmanlıkla ilişkili hipertansiyon ise sinsi seyreder.

Halsizlik, Zaman zaman çok şiddetli olmayan baş ağrısı, Bulantı, Kusma, Burun kanaması olabilir.

Obezitenin metabolik değişikliklerine bağlı olarak çabuk acıkma, halsizlik ve uyuklama görülebilir. Bu belirtiler sıklıkla çocuğu rahatsız eden ancak doktora gitmeyi geciktirebilecek ölçüdedir. Bu guruptaki hastalarda bazen rastlantıyla sıklıkla da spor veya herhangi bir aktivite için sağlık raporu almak için başvurulduğunda yapılan ölçümlerle hipertansiyon fark edilir.

Çocuklarda hipertansiyona neden olan risk faktörleri nelerdir? Doğuştan bazı böbrek ve kalp hastalıkları, Bazı kronik hastalıklar, Uzun süreli kullanılan bazı ilaçlar, Şişmanlık, çocuklarda hipertansiyon gelişimi için risk faktörleridir.

Şişmanlık önemle üzerinde durulan bir risk faktörüdür. Bu çocuklarda hipertansiyonun sinsi seyretmesi nedeniyle tanı gecikebilir ve buna bağlı olarak hedef organ hasarı daha erken dönemde gelişebilir.

Hipertansiyonun genellikle kilolu çocuklarda görülmesinin nedeni nedir?

Aşırı beslenmeye bağlı şişmanlık, vücudun gereksiniminden fazla ve yanlış beslenme sonucu, harcanandan daha fazla kalori alınmasıyla gelişir.

Şişman bireylerde fazla alınan maddelerden biri de tuzdur. Başlıca besin kaynaklarından ekmek ve diğer unlu besinlerin yapımında, et ürünlerinin ve hazır besinlerin işlenmesinde tuz kullanılmaktadır. Bu nedenle hazır besinlerden kontrolün dışında tuz alınmaktadır. Ev yapımı besinlerin hazırlanmasında alışkanlıklar ve kültürel farklılıklar kullanılan tuz miktarını etkilemektedir. Bilimsel olarak diyetle alınması gereken günlük tuz miktarı, her yaş için belirlenmiştir. Bununla birlikte çeşitli coğrafik ve kültürel bölgelerde yapılan araştırmalar bu önerilere uyumun yetersiz olduğunu göstermiştir. Çalışmalarda Türkiye’de diyetle fazla miktarda tuz alındığı saptanmıştır. Diyetle alınan fazla tuzun, kan basıncını yükselttiği bilinmektedir. Çocuklarda ve erişkinlerde günlük alınan tuz miktarı ile obezite ve hipertansiyon ilişkili bulunmuştur. Günlük diyetle alınan her gram tuzun, hipertansiyon riskini artırdığı belirlenmiştir.

Obez çocuklarda diyetteki tuz alımına ek olarak insülin artışı, bazı hormonların etkisi gibi başka karmaşık mekanizmaların hipertansiyon gelişmesinde etkili olduğu bildirilmiştir.

Çocuklarda hipertansiyonun zararlı etkileri nelerdir?

Hipertansiyon tüm vücuda zarar vermektedir. Hedef organlardaki istenmeyen olumsuz etkiler, erişkin yaşta daha sık görülmektedir. Ancak hipertansiyon kontrol altına alınmazsa geç çocukluk çağında başlayabilir ve erişkin yaşta devam eder. Damarlar, böbrek, kalp, göz, beyin zarar gören başlıca organlardır.

Şişmanlık ve hipertansiyon, tek başına böbrekte hasar oluşturan durumlardır ancak birlikte olduklarında bu hasar daha çok ilerleyebilir. Hipertansiyonun zamanında ve uygun tedavi edilmemesi, böbrek, kalp, göz, beyin gibi organlarda geri dönüşümü olmayan ve hatta organ yetmezliklerine kadar ilerleyen hasarlara neden olabilir.

Aileler ne zaman doktora başvurmalıdır?

Fazla kilo ve şişmanlık çocuklarda hipertansiyon gelişiminde tek başına risk faktörüdür ve sinsi seyreder. Bu nedenle fazla kilolu ve şişman çocuklar ilk fırsatta konunun uzmanları tarafından değerlendirilmelidir.

Tekrarlayan baş ağrısı, baş dönmesi, burun kanaması, bulantı, kusma, halsizlik doktora başvurulmasını gerektiren durumlardır. Bu yakınmaların şiddetli olması halinde, bulanık görme, çift görme gibi şikayetler olduğunda zaman kaybedilmeden hastaneye başvurulmalıdır.

Çocuklarda hipertansiyona yol açan hastalıklar sıklıkla böbrek ve böbrek damarlarıyla ilişkilidir. Yanı sıra, hangi nedenle olursa olsun böbrek, hipertansiyonun zarar verdiği hedef organlardan biridir. Bu nedenle çocuklarda hipertansiyon, çocuk nefroloji uzmanları tarafından değerlendirilir ve tanı konur.

Hipertansiyon tanısı alan çocuklar, uzman tarafından yapılan düzenli muayenelerle kan basıncı değerleri ve hedef organ bulguları açısından kontrol edilerek ve gerektiğinde kardiyoloji, göz gibi farklı branşlardan görüş alınarak izlenmelidir. Bu izlemin amacı, hipertansiyonu kontrol altına almak, çocuklukta ve erişkinlikte yaşam kalitesini sağlayabilmek ve organ hasarını önlemektir.

Çocuklukta başlayan obezite ve hipertansiyon tedavi edilmez ve önlem alınmazsa erişkin yaşta da devam eder. Kontrol altına alınmamış hipertansiyon erken yaşta hedef organ hasarı oluşmasına ve organ yetmezliklerine kadar gidebilen sonuçlara yol açabilir.

Çocuklarda hipertansiyon tanısı nasıl konulur?

Çocuklarda kan basıncı ölçümü ve değerlendirilmesi önemli özellikler içermektedir. Doğru değerlendirme için öncelikle doğru ölçüm gereklidir. Bu nedenle bu konuda eğitimli ve deneyimli sağlık personelinin ölçümü tercih edilmektedir.

Uygun tansiyon aleti ve uygun yöntemlerle yapılan ölçümde saptanan kan basıncı, yaş, cinsiyet ve boya göre belirlenmiş referans tablolarıyla değerlendirilerek hipertansiyon tanısı konulur. Her çocukta hipertansiyon kabul edilen değerin farklı olması nedeniyle ölçülen kan basıncı dikkatle değerlendirilmelidir.

Çocukların heyecanlanması, hastane ve doktor korkusu gibi kan basıncını yükselten faktörler göz önüne alınmalıdır. Doğru sonuca ulaşabilmek için yaş grubu uygun çocuklarda, özel bir yöntem olan 24 saatlik kan basıncı ölçümü yapılmaktadır. Sonuçların değerlendirilmesinde çocuklara özel referans tabloları kullanılmaktadır.

Çocuklarda hipertansiyon tedavisi nasıl yapılır? Tedavi yöntemleri nelerdir?

İkincil hipertansiyonda, neden olan hastalık ve hipertansiyon tedavisi birlikte yapılır. Şişmanlığa bağlı hipertansiyon tedavisi çok yönlü olmalıdır. Obezitenin giderilmesi ve hipertansiyon kontrolü birlikte ele alınmalıdır. Bu amaçla yaşam tarzının değiştirilmesi önem kazanmaktadır.

Hareketsiz yaşam, obezite ve hipertansiyonu ayrı ayrı olumsuz etkiler. Bu nedenle uygun egzersiz programları oluşturulmalıdır. Egzersiz, aile ve çocuğun olanak ve istekleri doğrultusunda ancak doğru şekilde planlanmalıdır. Çocuğun güvenli ortamlarda yürüyerek okula gitmesi, beden eğitimi derslerine mutlaka katılması, düzenli olarak yürüyüş, yüzme, basketbol, voleybol gibi hareketli sporlar, halk oyunları, dans, ip atlama gibi etkinlikler önerilebilir. Çocuğun sevdiği ve ilgi duyduğu aktiviteyi yapması tedaviye uyumu kolaylaştırır. Her gün 45-60 dakika egzersiz yapılmalıdır. Hipertansiyon tedavisinde vücut geliştirme, ağırlık kaldırma gibi sporlar farklı etki mekanizmaları nedeniyle önerilmemektedir. Hipertansiyon saptanan çocuk, kan basıncı kontrol altına alınmadan yarışmalı sporlara katılmamalıdır.

Çağımızın önemli bir sorunu olan ekran başında geçirilen süre kısıtlanmalı, günde iki saatten fazla olmamalıdır.

Beslenme alışkanlıkları düzenlenmelidir. Bu konuda ev içi beslenmede ön planda yer alan birey ve çocuk birlikte eğitilmelidir. Hipertansiyon kontrolünde tuz kısıtlaması önemli bir yer tutmaktadır. Bu amaçla evde pişirilen yemeklere az tuz konulması, hazır besinlerden kaçınılması gereklidir. Tuz kısıtlaması yanında bol potasyum içeren diyet yararlı olur. Bu da bol taze sebze ve meyve tüketilmesiyle sağlanabilir. Diyette az yağlı süt ürünleri, doymuş ve total yağ oranı düşük besinler yer almalıdır. Yaşa uygun gereksinimler dikkate alınarak diyet planlanmalıdır.

Yukardaki uygulamalarla kan basıncı kontrol altına alınamıyorsa, klinik olarak önemli belirti ve bulgu varsa veya hipertansiyon şiddetli ise ilaç tedavisi yapılmalıdır.

Aileler çocuklarda yüksek tansiyonla ilgili nelere dikkat etmelidir?

Obezitenin önlenmesi, giderilmesi ve hipertansiyon kontrolünde ailenin tutumu ve desteği çok önemlidir. Hipertansiyon saptanan çocuğun düzenli aralıklarla uzman tarafından muayenesi yapılarak kan basıncı değeri, ilaç etkisi/yan etkisi/doz düzenlenmesi, organ hasarı bulguları ve tedaviye uyum açısından değerlendirilmesi gereklidir. Aileler bu bilinçle hareket etmeli ve çocuk ihmal edilmemelidir.

Diyet içeriğinin hazırlanması, egzersiz programının düzenli yapılması ve stresle mücadelede aile desteği önemlidir. İlaçların doğru kullanımı için aileden birinin desteği gerekebilir. Ayrıca çocuktaki belirti ve bulguların izlenmesinde aileye önemli görevler düşmektedir.

Aileler beslenmeye bağlı şişmanlıkta gelişen hipertansiyonun hasta uyumu ve düzenli izlemle tedavi edilebileceğini ve organ hasarlarının önlenebileceğini unutmamalıdır. Hipertansiyon gelişmesi engellenebildiğinden çocukların fazla kilolu ve şişman olması önlenmeli, obezite geliştiyse kan basıncı ölçümleri ile hipertansiyonun erken tanı ve tedavisi sağlanmalıdır.

Sonuç olarak obezite ilişkili hipertansiyon önlenebilir bir hastalıktır. Çocukluk ve erişkinlikte yaşam kalitesini artırmak, hipertansiyon gelişmesini engellemek, şişmanlık ve hipertansiyon nedeniyle tehlikeli boyutlara ilerleyebilen organ hasarını önlemek için çocukların vücut ağırlığı dikkatle izlenmelidir. Sağlıklı yaşam için çok tuz tüketiminden kaçınmak, bol su içmek, sebze ve meyvelerden zengin, yağ oranı düşük, bol lifli besinlerle beslenmek, düzenli egzersiz yapmak gerekmektedir.

Sağlık Rehberi

Sağlık rehberimizden içerikler görüntüleyin.

"
Ocuklarda portal hipertansiyon ciddi sonuçlara neden olabilir! | Merkez Sağlık Grubu

Ocuklarda portal hipertansiyon ciddi sonuçlara neden olabilir! | Merkez Sağlık Grubu

Çocuklarda portal hipertansiyon ciddi sonuçlara neden olabilir! Çocuklarda portal hipertansiyon nedir?

Çocuklarda portal hipertansiyon sindirim sistemi hipertansiyonu olarak da adlandırılabilir. Dalaktan gelen toplar damar, kalın bağırsaktan gelen toplar damar ve ince bağırsaktan gelen toplar damar birleşerek portal damarı oluşturur, bu damar da karaciğerin içine geçer.

Portal damarda bir tıkanıklık meydana geldiğinde dalakta, ince ve kalın bağırsak damarında basınç artışına neden olur, karaciğere akamayan kan kendine farklı yollar bulmaya çalışır. Bu nedenle özellikle yemek borusu alt ucunda ve midede damarlarda balonlaşmalar ile görülen varisler oluşur, bu varisler de yırtılıp kanama riski taşıdığından hayatı tehdit eden ciddi sonuçlara neden olabilir.

Çocuklarda portal hipertansiyon nedenleri nelerdir?

Prematüre doğumlarda yenidoğan yoğun bakımda göbekten yerleştirilen katater ve burdan uygulanan ilaç, beslenme veya kan alımı sonrası damarın zarar görmesi ve tıkanması sonucu meydana gelebilir. Ayrıca pıhtılaşma eğilimi yaratan bir takım faktörlerin eksikliği ve genetik faktörler de portal hipertansiyona neden olabilir. Bazen de tam olarak nedeni anlaşılmayabilir.

Çocuklarda portal hipertansiyon tanısı nasıl konulur?

Dalaktan, ince ve kalın bağırsaktan gelen damarların birleşerek oluşturduğu portal venin karaciğere giderken yolda tıkanması ve sindirim sistemi basıncında artışa yol açması sonucu varislerde kanama meydana gelir. Başta hiçbir belirti vermeyebilir, çoğu zaman rutin çocuk muayeneleri sırasında dalağın aşırı büyümesi ve sertleşmesi çocuk hekimi tarafından tespit edilebilir, hematolojik hastalıklar araştırılırken de yapılan ultrasonda portal damarın tıkalı olması ile tespit edilebilir. Bu aşamadan itibaren çocuk cerrahisi birimi ile ortak bir takip sürdürülmelidir. Kan tahlilleri, bilgisayarlı tomografi gibi tanı ve tetkik yöntemleri ile de damar anotomisi incelenerek kesin tanısı konulur.

Çocuklarda portal hipertansiyon tedavisi nasıldır?

Tanı kesinleştikten sonra cerrahi planlaması yapılmalıdır. Her hastaya göre cerrahi zamanlama değişkendir, çok erken yaşlarda olabileceği gibi ileri yaşlarda da cerrahiler tercih edilebilir. Yemek borusu altındaki varislerin kanama eğilimlerinin belirlenmesi ve dalağın büyüklüğünün değerlendirilmesi cerrahinin zamanlamasının planlanmasında önemlidir. Hastanın yakın takiple 6 ayda 1 izlenerek doktor değerlendirmesi ile uygun zamanda cerrahisinin gerçekleştirilmesi gerekir. Cerrahide portal hipertansiyona neden olan faktörün ortadan kaldırılması genellikle mümkün değildir, ancak bypass cerrahiler ya da damarların yönünün değiştirilmesi ile kan akımı değiştirilerek varisler içerisindeki basınç azaltılabilir. Böylece çocuk hayatını tehdit edebilecek kanamalardan korunur.

Çocuk Sağlığı ve Hastalıkları Çocuk gastroenterolojinin en sık karşılaştığı hastalıklar Bebeğiniz katı gıdaya geçiş için hazır mı? Çocuklarda iştahsızlık nedenleri nelerdir? Çocuklarda reflünün nedenleri ve tedavisi Çocuklarda ülser belirtileri nelerdir? Tedavisi nasıldır? Çocuklarda karın ağrısı önemli hastalıkların habercisi olabilir Çocuklarda Sindirim Sistemi Kanamaları Gizli Olabilir Çocuklarda inflamatuar bağırsak hastalıkları önemsenmeli! Çocuklarda çölyak hastalığı belirtileri ve tedavisi nelerdir? Çocuklarda karaciğer yağlanmasına dikkat! Sarılık nedir? Sarılığın belirtileri ve tedavisi Çocuklarda portal hipertansiyon ciddi sonuçlara neden olabilir! Çocuklarda karaciğer yetmezliği nedir? Nedenleri nelerdir? Çocuklarda pankreas iltihabı belirtileri ve tedavi yöntemleri Yenidoğan takibi nasıl olmalıdır? Çocuklarda hangi aşı ne zaman yapılır? Çocuklarda alerji hastalıkları tanı ve tedavi yöntemleri Çocuk nefroloji nedir? Tedavi alanları nelerdir? "
Hipertansiyon Ne Demek ve Neden Olur? Özel Yüzyıl Gebze Hastanesi

Hipertansiyon Ne Demek ve Neden Olur? Özel Yüzyıl Gebze Hastanesi

Hipertansiyon: Tanı, Belirti ve Tedavisi

KAN BASINCI NEDİR? NASIL MEYDANA GELİR?
Kan pompalandığında oluşan atardamar duvarındaki en yüksek basınç sistolik kan basıncını (büyük tansiyon), istirahat halinde oluşan en düşük basınç ise diyastolik kan basıncını (küçük tansiyon) meydana getirir.

HİPERTANSİYON (YÜKSEK TANSİYON ) NEDİR?
Kan basıncı için normal değerler büyük tansiyonun 120 mmHg’nın, küçük tansiyonun ise 80 mm Hg’nın altında olmasıdır.Farklı iki günde en az iki kez yapılan ölçümlerde 18 yaşını geçmiş erişkin bir bireyde büyük tansiyonun 140 mm Hg (civa basıncı) ve üzerinde ya da küçük tansiyonun 90 mm Hg ve üzerinde olmasına hipertansiyon (yüksek tansiyon) adı verilmektedir

YÜKSEK TANSİYONUN TOPLUMDA GÖRÜLME SIKLIĞI NEDİR?
Yüksek tansiyon toplumda oldukça sık görülen bir durumdur. Türkiye'de her üç erişkinden birinde hipertansiyon vardır.

YÜKSEK TANSİYON DAHA ÇOK KİMLERDE GÖRÜLÜR ?
Yüksek tansiyon riskini arttıran birçok faktör söz konusudur:

1. Yaş: Yüksek tansiyon görülme oranı ilerleyen yaşla birlikte artar. Buna karşın tansiyon yüksekliği genellikle ilk olarak 35-50 yaşlarında saptanır.
2. Cinsiyet: 50 yaşın altındaki grup ele alındığında erkeklerde daha sık görülür. 50-55 yaş grubunda görülme sıklığı eşitlenir. 55 yaşından sonra ise kadınlarda görülme sıklığı daha fazladır.
3. Kalıtım: Yüksek tansiyonlu kişilerin yaklaşık % 60'ında ailede de tansiyon yüksekliği söz konusudur.
4. Şişmanlık: Şişmanların yaklaşık % 40'ında yüksek tansiyon görülmektedir.
5. Şeker hastalığı: Şeker hastalarında yüksek tansiyona çok sık rastlanır.
6. Aşırı tuz tüketimi: Yüksek tansiyona yol açan nedenlerden biridir.
7. Fiziksel aktivitelerin azlığı: Yüksek tansiyon görülme olasılığı arttırır.
8. Alkol tüketimi: Alkol kullananlarda yüksek tansiyon görülme sıklığı artar.
9. Stres: Yüksek tansiyonun ortaya çıkmasını kolaylaştırabilir.

KAN BASINCINDAKİ YÜKSELME NELERE NEDEN OLUR?
Tansiyon yüksekliği kalbin iş yükünü artırır ve atar damarlarda zarara yol açar. Zaman içerisinde özellikle kalp, böbrek, göz ve beyine kan götüren atar damarlarda harabiyet oluşur. Kalp, böbrek, göz ve beyin damarları bu yüksek basınca uzun yıllar boyunca sessizce direnebilir. Bu nedenle kan basıncındaki yükselme yıllarca, belirti vermeden, tamamen sessiz, sinsi, ilerleyebilir. Ancak bu hastalara zarar vermediği anlamına gelmez. Yüksek tansiyon inme, kalp krizi ve böbrek yetersizliğinin önemli kilit nedenlerinden biridir.

YÜKSEK TANSİYONUN NEDENLERİ NELERDİR?
Hastaların % 90-95’inde yüksek tansiyona neden olabilece k altta yatan başka bir hastalık yoktur. Bunlara primer (birincil) hipertansiyon denir. Geri kalan % 5-10 hastada yüksek tansiyon bir nedene ya da hastalığa ikincil olarak ortaya çıkmıştır. Buna da sekonder (ikincil) hipertansiyon adı verilir.

En sık rastlanan ikincil hipertansiyon nedenleri şunlardır:

• Çok tuzlu gıdaların tüketilmesi (özellikle tuza hassas kişilerde)
• Böbrek hastalıkları
• Böbrek üstü (adrenal) bezlerinin hastalıkları
• Böbrek damarlarının daralması
• Doğuştan büyük atar damarın (aortun) bir bölümünün dar olması (aort koarktasyonu)
• Tiroid bezi hastalıkları (Hipertiroidi, hipotiroidi)

Bu problemlerin çoğu girişimsel yöntemlerle veya ilaç tedavisi ile çözümlenebilir.Bu nedenle, özellikle kan basıncı yüksekliği ilk olarak tesbit edildiğinde hekimler detaylı bir öykü ve fizik muayene sonrasında bazı laboratuvar tetkikleri isterler. Bazen de özel testlere gerek duyabilirler.

HANGİ BELİRTİLER YÜKSEK TANSİYONU AKLA GETİRMELİDİR?

Hipertansiyon hiçbir belirti vermeden sadece tesadüfen ölçülen kan basıncı değerinin yüksek bulunması ile ortaya konulabilir. Bununla birlikte en sık belirtiler enseden alın bölgesine doğru yayılan baş ağrısı, baş dönmesi, kulak uğultusu, kulak çınlaması, burun kanaması, çarpıntı, terleme ve sık idrara çıkmadır.

YÜKSEK TANSİYON SAPTANAN HASTALARDA İLAÇ TEDAVİSİ DIŞINDA NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR?

Yüksek tansiyon saptanan hastalarda ilaç tedavisi dışında yapılması gerekenler, kilo kontrolünün sağlanması, özellikle şişman kişilerde kilo verilmesinin teşvik edilmesi, hareketli bir yaşam tarzının benimsenmesi, olanak varsa günlük yarım saatlik tempolu yürüyüşlerin yapılması, tuz alımının azaltılması, günlük tuz alımının 6 gram (1 çay kaşığı) düzeyine indirilmesi, sigara ve alkolün bırakılması ve bol kalorili yağ oranı yüksek gıdaların azaltılması şeklinde sıralanabilir.

YÜKSEK TANSİYON SAPTANAN HASTALARDA İLAÇ TEDAVİSİNDE NELERE DİKKAT EDİLMELİDİR ?

Günümüzde ülkemizde kullanımda olan pek çok yüksek tansiyon ilacı bulunmaktadır. Hepsi farklı mekanizmalarla kan basıncını kontrol ederler. Bunlardan en uygun olan bir ya da birkaç tanesi hekim tarafından hastanın yaşı, cinsiyeti, yüksek tansiyonunun nedeni, tansiyon değerleri ve yandaş hastalıkları göz önüne alınarak hastaya reçete edilir. Hangi saatlerde alınması gerektiği, başka ilaçlar kullanıyorsa bunlarla birlikte tansiyon ilacını nasıl kullanacağı hastaya anlatılır. Hipertansiyon kronik yani süregen bir hastalık olduğu için hayat boyu belirli aralıklarla hekim gözetimi ve ömür boyu tedavi gerektirir. Bu nedenle hekimin yönlendirmesi ve hastanın uyumu daha başarılı bir tedavi için şarttır.

KAN BASINCINI DÜŞÜREN İLAÇLARIN YAN ETKİLERİ VAR MIDIR?
Kan basıncını düşüren ilaçların da yan etkileri vardır. Ancak bu yan etkiler ilacı kullananların tümünde görülmez. Herhangi bir yan etki görüldüğünde bir sonraki dozu almadan veya ilacı tamamen bırakmaya karar vermeden mutlaka hekiminize sormalısınız.

Invamed den dirençli hipertansiyon tedavisinde Delta Modülatör RDN

Invamed den dirençli hipertansiyon tedavisinde Delta Modülatör RDN

Invamed'den dirençli hipertansiyon tedavisi için Delta Modülatör RDN cihazı

İSTANBUL (AA) - Invamed, ilaç tedavisine cevap vermeyen dirençli hipertansiyon hastalığının tedavisinde kullanılmak amacıyla Delta Modülatör Renal Denervasyon (RDN) cihazı üretti.

Invamed'den yapılan açıklamaya göre, hipertansiyonun belirtileri arasında yorgunluk, halsizlik, idrara sık çıkma, baş ağrısı ve kulak çınlaması sık karşılaşılan rahatsızlıklar bulunuyor.

Bu rahatsızlığa sahip yetişkinlerin tahminen yüzde 46'sı hastalığından habersiz olarak yaşıyor. Halk arasında da 'sessiz katil’ olarak bilinen bu hastalık, teşhis edilip kontrol altına alınmadığı takdirde birçok kişinin ölümüne sebebiyet verebiliyor.

Bu yıl itibarıyla 7,8 milyar kişiye ulaşan dünya nüfusunda, 1,2 milyar kişinin hipertansiyon hastalığı ile mücadele ettiği tahmin ediliyor. Yapılan araştırmalar, hipertansiyonla yaşayan yetişkin sayısının son 30 yılda iki katına çıktığını gösteriyor.

Hipertansiyon hastalığının sebepleri arasında genetik yatkınlık, yanlış beslenme alışkanlıkları, aşırı tuz tüketimi, hareketsiz bir yaşam sürdürmek, sigara ve alkol tüketimi yer alıyor. Hipertansiyon hastalığı tedavi edilmediği takdirde kalp, beyin, böbrek, göz ve atardamarlara büyük zararlar veriyor.

- Hastalarda kalıcı, uzun süreli bir kan basıncı kontrolü sağlanıyor

Bazı hipertansiyon vakalarında biri diüretik olmak üzere 3 antihipertansif ilaç, maksimum dozda ve gerekli sıklıkta kullanılmasına rağmen tansiyon hedefi istenilen değerlerin altına düşmüyor. Bu tip hipertansiyon tıpta 'dirençli hpertansiyon’ olarak tanımlanıyor.

Invamed tarafından ilaç tedavisine cevap vermeyen dirençli hipertansiyonu tedavi etmek üzere AR-GE laboratuvarlarında geliştirilen Delta Modülatör RDN cihazının üretimi gerçekleştirildi.

Modülatör RND jeneratörü, işlem sırasında kontrollü radyo frekans enerjisini iletmek için Modülatör RDN kateteri ile birlikte çalışıyor. Yaklaşık 1 saat süren minimal girişimsel operasyonda hasta, hafif anestezi altında uyutuluyor. Kasık atardamarından katater yardımıyla böbreklerin içine girilerek hastanın tansiyonunu yükselten sempatik sinirler zayıflatılıyor.

Delta Modülatör RDN kateteri, elektrotları 360 derecelik ablasyon oluşturacak şekilde konumlandırıyor ve tam denervasyon olasılığını en üst düzeye çıkarmak için sinirlerin arter lümenine yakın olduğu böbrek dallarını tedavi ediyor.

Invamed Delta Modülatör RDN tedavisiyle, düzenli ilaç kullanımına rağmen düşmeyen dirençli tansiyon kontrol altına alınarak, hastalarda kalıcı, uzun süreli bir kan basıncı kontrolü sağlanıyor.

"
İzmir Özel Gazi Hastanesi Resmi İnternet Sitesi

İzmir Özel Gazi Hastanesi Resmi İnternet Sitesi

Hipertansiyon

Merhaba sevgili okuyucular! Bu blog yazısında sizlere hipertansiyon hakkında her şeyi anlatacağım. İlk olarak hipertansiyonun ne olduğunu ve belirtilerini öğreneceğiz. Daha sonra, hipertansiyonu tedavi etmek için kullanılan yöntemlere ve nedenlerine göz atacağız. Hipertansiyon ile ilgili bilmeniz gereken önemli bilgilerin yanı sıra, hipertansiyondan nasıl korunabileceğinizi de paylaşacağım. Haydi, hipertansiyonun gizemli dünyasına doğru bir yolculuğa çıkalım!

Hipertansiyon, kan damarlarındaki yüksek tansiyon durumudur. Tıbbi bir durum olduğu için ayrıca hipertansiyon olarak adlandırılır. Kan basıncı, kalp atışları sırasında kanın arterlere uyguladığı basınçtır. Bu basınç, arterlerdeki kan miktarına ve arterlerin daralma veya genişlemesine bağlı olarak değişebilir. Normal bir tansiyon seviyesi, 120/80 mmHg olarak kabul edilir. Ancak, kan basıncı sürekli olarak 140/90 mmHg veya daha yüksekse, kişi hipertansiyonlu olarak kabul edilir.

Hipertansiyon, genellikle "sessiz katil" olarak adlandırılmaktadır, çünkü herhangi bir belirti veya semptom göstermeden uzun süre boyunca var olabilir. Ancak, hipertansiyon kontrol altına alınmadığında veya tedavi edilmediğinde, kalp hastalığı, böbrek hastalığı veya felç gibi ciddi sağlık sorunlarına yol açabilir. Bu nedenle, erken teşhis ve tedavi çok önemlidir.

Hipertansiyon genellikle başlangıçta herhangi bir belirti veya semptomla ortaya çıkmaz. Yani, bir kişi yüksek tansiyonu olduğunu bilemeyebilir. Bununla birlikte, hipertansiyonun karmaşık bir hastalık olduğunu unutmamak önemlidir. Yüksek tansiyon, kan basıncının organlara ve dokulara zarar vererek etkileyebileceği birçok belirti ve komplikasyonlara neden olabilir. Hipertansiyonun en sık görülen belirtileri arasında baş ağrısı, baş dönmesi, burun kanaması, nefes darlığı ve göğüs ağrısı bulunur.

Hipertansiyonun Belirtileri Nelerdir?

Hipertansiyon, yani yüksek tansiyon, günümüzde giderek daha yaygın hale gelen bir sağlık sorunudur. Pek çok insan hipertansiyonun ciddi sonuçlarından habersizdir ve belirtileri genellikle başka rahatsızlıklara yorulabilir. Bu nedenle, hipertansiyonun belirtilerini bilmek ve erken teşhis için dikkatli olmak son derece önemlidir.

1. Baş ağrısı: Yüksek tansiyon, genellikle baş ağrılarına neden olabilir. Şiddetli ve sürekli baş ağrıları, hipertansiyonun belirtilerinden biridir ve bu durumda bir doktora başvurulmalıdır.

2. Yorgunluk ve halsizlik: Halsizlik ve sürekli yorgun hissetmek, hipertansiyonun diğer bir belirtisi olabilir. Vücuttaki kan basıncının yüksek olması, enerji seviyesini düşürebilir ve günlük aktivitelerde zorlanmaya neden olabilir.

3. Göğüs ağrısı: Hipertansiyon, göğüs ağrısı gibi kalp rahatsızlıklarının bir belirtisi olabilir. Eğer sürekli bir göğüs ağrısı yaşıyorsanız, derhal bir doktora başvurmalısınız.

Bunlar hipertansiyonun diğer belirtilerinden bazılarıdır. Herhangi bir belirtiye rastladığınızda, hemen bir doktora başvurmanız önemlidir. Hipertansiyon erken teşhis edildiğinde, tedaviye başlamak ve sorunu kontrol altına almak daha kolay olur. Unutmayın, sağlıklı bir yaşam tarzı ve düzenli kontrol ile hipertansiyonun olumsuz etkilerinin önüne geçmek mümkündür.

Yüksek tansiyon Kan basıncındaki sürekli yükselme

Baş ağrısı Şiddetli ve sürekli baş ağrıları

Yorgunluk ve halsizlik Sürekli yorgun ve halsiz hissetmek

Hipertansiyon Tedavisi Nasıl Yapılır?

Hipertansiyon, yani yüksek tansiyon, kan damarlarının içindeki kan basıncının normalden daha yüksek olması durumudur. Bu durum, kalp ve damarların sağlığı için ciddi bir risk oluşturabilir. Hipertansiyon, genellikle herhangi bir belirti göstermeden ilerleyebilir, bu yüzden düzenli tansiyon ölçümleri önemlidir.

Hipertansiyonun Belirtileri Nelerdir?

Yüksek tansiyon genellikle belirti göstermez. Ancak, bazı insanlar yüksek tansiyonun bazı belirtilerini yaşayabilir. Baş ağrısı, baş dönmesi, göğüs ağrısı, nefes almada zorluk, çarpıntı ve bulanık görme gibi belirtiler, yüksek tansiyonun olabileceğinin işaretleri olabilir. Ancak, bu belirtiler başka sağlık sorunlarına da bağlı olabilir, bu yüzden doğru teşhis için doktora danışmak önemlidir.

Hipertansiyon tedavisi, genellikle yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaç tedavisi kombinasyonunu içerir. Sağlıklı bir diyet uygulamak, düzenli egzersiz yapmak, kilo vermek, tuz alımını azaltmak, alkol tüketimini sınırlamak ve stresi yönetmek gibi yaşam tarzı değişiklikleri tansiyonu düşürebilir. Doktorunuz, tansiyonunuzun düşürülmesine yardımcı olmak için ilaçların kullanılmasını da önerebilir.

Hipertansiyonun Nedenleri Nelerdir?

Yüksek tansiyonun birçok potansiyel nedeni vardır. Ailede yüksek tansiyon öyküsü, obezite, yetersiz fiziksel aktivite, tuzlu yiyeceklerin aşırı tüketimi, sigara içmek, stres ve yaş gibi faktörler yüksek tansiyon riskini artırabilir. Ayrıca bazı sağlık sorunları, böbrek hastalığı, tiroid problemleri ve diyabet gibi, yüksek tansiyonun altında yatan nedenler olabilir.

Hipertansiyondan Korunma Yolları

Yüksek tansiyondan korunmanın en iyi yolu sağlıklı yaşam tarzı alışkanlıklarını benimsemektir. Düzenli fiziksel aktivite yapmak, dengeli bir diyet uygulamak, tuz alımını sınırlamak, alkol tüketimini azaltmak, stresi yönetmek ve sigara içmemek yüksek tansiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Ailede yüksek tansiyon öyküsü olan kişilerin özellikle bu önlemleri alması önemlidir. Erken teşhis ve tedavi de hipertansiyonun yönetilmesinde büyük önem taşır.

Hipertansiyonun Nedenleri Nelerdir?

Hipertansiyon, yani yüksek tansiyon, bir kişinin kan basıncının normalden daha yüksek olması durumudur. Bu durum birçok faktöre bağlı olarak ortaya çıkabilir. İşte hipertansiyonun en yaygın nedenleri:

Ailesel Yatkınlık: Hipertansiyon, ailesinde yüksek tansiyonu olan kişilerde daha sık görülme eğilimindedir. Genetik faktörler, kan basıncını etkileyen mekanizmaları etkileyebilir ve hipertansiyon riskini artırabilir.

Yaş ve Cinsiyet: İlerleyen yaşlarla birlikte hipertansiyon riski artar. Ayrıca erkeklerde, özellikle orta yaş ve sonrasında hipertansiyon daha yaygın olarak görülür.

Obezite: Fazla kilolu veya obez olmak, hipertansiyon riskini artırır. Vücut ağırlığının artması, kan basıncını yükselten hormonların salınımını etkileyebilir.

Diğer hipertansiyon nedenleri arasında yetersiz fiziksel aktivite, yüksek tuz tüketimi, sigara içme, alkol tüketimi ve stres etkili olabilir. Bununla birlikte, bazı insanlarda hipertansiyonun kesin nedeni belirlenemeyebilir.

Hipertansiyondan Korunma Yolları

Hipertansiyon, yaygın olarak yüksek tansiyon olarak bilinen bir sağlık sorunudur. Özellikle kalp hastalığı, böbrek problemleri ve inme gibi ciddi sorunlara yol açabilen bu durum, dikkat edilmediğinde hayati tehlike oluşturabilir. Neyse ki, hipertansiyondan korunma yolları konusunda bazı adımlar atarak, sağlıklı bir yaşam tarzı benimseyebilir ve bu riski azaltabilirsiniz.

Birinci adım olarak, sağlıklı bir diyet benimsemek oldukça önemlidir. Tuz tüketimini sınırlamak, potasyum, magnezyum ve kalsiyum gibi mineralleri içeren besinleri tercih etmek hipertansiyon riskini azaltmaya yardımcı olabilir. Aynı zamanda, doymuş yağ, trans yağ ve kolesterol içeren yiyeceklerin tüketimini azaltmak da önemlidir.

Bununla birlikte, fiziksel aktivite de hipertansiyonun önlenmesinde büyük bir rol oynar. Haftada en az 150 dakika orta şiddette aerobik egzersiz yapmak, kan basıncınızı düşürmeye ve kalp sağlığınızı iyileştirmeye yardımcı olabilir. Yürüyüş, koşu, bisiklet sürme gibi aktiviteleri yaşam tarzınıza dahil etmek önemlidir.

Sağlıklı bir diyet benimseyin

Tuz tüketimini sınırlayın

Potasyum, magnezyum ve kalsiyum içeren besinleri tercih edin

Doymuş yağ, trans yağ ve kolesterol içeren yiyeceklerden kaçının

Düzenli fiziksel aktivite yapın

Risk Faktörleri Korunma Önerileri

Obezite Dengeli bir beslenmeye geçmek ve düzenli fiziksel aktivite yapmak

Stres Stres yönetimi tekniklerini uygulamak, gevşeme egzersizleri yapmak

Sigara içmek Sigara kullanımından kaçınmak

Alkol tüketimi Alkol tüketimini sınırlamak veya tamamen bırakmak

Sık Sorulan Sorular

Hipertansiyon, kan basıncının normalden yüksek olması durumudur. Genellikle 140/90 mmHg veya daha yüksek olarak kabul edilir.

Hipertansiyonun belirtileri nelerdir?

Hipertansiyon genellikle belirti vermez ve sessiz seyreder. Ancak bazı durumlarda baş ağrısı, yorgunluk, nefes darlığı, çarpıntı gibi şikayetler ortaya çıkabilir.

Hipertansiyon tedavisi nasıl yapılır?

Hipertansiyon tedavisinde genellikle yaşam tarzı değişiklikleri, ilaç tedavisi ve düzenli olarak doktor takibi gereklidir. Düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, tuz tüketimini azaltmak gibi önlemler almak da önemlidir.

Hipertansiyonun nedenleri nelerdir?

Hipertansiyonun nedenleri arasında genetik faktörler, yüksek tuz tüketimi, obezite, fiziksel aktivitenin azalması, stres, yaşlanma, böbrek hastalıkları, hormonal bozukluklar ve bazı ilaçlar sayılabilir.

Hipertansiyondan korunma yolları nelerdir?

Hipertansiyondan korunmak için düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek, tuz tüketimini azaltmak, düşük alkol tüketimi, sigara ve stresten uzak durmak önemlidir. Ayrıca düzenli olarak kan basıncını kontrol ettirmek de önemli bir adımdır.

Randevu ve bilgi için hemen ara! 444 1 207 Whatsapp bilgi ve destek 0535 461 52 90 İlgili doktorlar

Dahiliye Uzm.Dr. Şükrü Alper Aygen İlgili branşlar

Özel Gazi Hastanesi olarak hizmet
verdiğimiz tüm branşlar.

Kalp ve Damar Hastalıkları

Kanı, dolaşım sistemimiz içinde sistemli bir şekilde hareket ettirerek dokulara dağıtan ve&nbsp, yoğunlukla kas ve bağ dokusu.

Op.Dr. Alkan Arpaçay

Acil Servis

İzmir'in gözde sağlık merkezi Gazi Hastanesi, sunduğu üstün kaliteli hizmetleriyle sağlık alanında öncü konumda yer alıyor. Ş.

Pratisyen Dr. Tahir Eroğlu

Ağız ve Diş Sağlığı

Ağız ve Diş Sağlığı bölümü, ağız, diş, diş eti ve çene bölgesinde gelişen çeşitli rahatsızlıkların tanı ve tedavisi ile ilgil.

Dt. Fethi Murat Serter

Ağrı ve Tedavi

Birçok hastalığın ilk habercisi ve uyarıcısı olan ağrı şikayeti, kişiyi fiziksel ve ruhsal yönden yıpratan, hayat kalitesini .

Uzm. Dr. Erkan Teyin

Anestezi ve Reanimasyon

Anestezi ve reanimasyon bölümü, gerçekleştirilecek cerrahi operasyonda, hastanın yaşına ve fiziksel durumuna göre uygulanacak.

Uzm.Dr. Esra Duran

Beslenme ve Diyetetik

Sağlıklı bir yaşam için yeterli, dengeli ve sağlıklı beslenme alışkanlığı oldukça önemlidir.Birçok hastalığın önlenmesinde ve.

Diyetisyen Esma Özdemir Kayhan

Beyin ve Sinir Cerrahisi

Beyin ve Sinir Cerrahisi, bir diğer adıyla Nöroşirürji, beyin, omurilik ve merkezi sinir sistemi bölgelerinden kaynaklanan ha.

Op.Dr. İ. Seymen Özdemir

Dermatoloji

Vücudumuzun en büyük organı olan deri, devamlı olarak dış ortam ile temas halindedir. Bu nedenle günlük yaşamda sürekli olara.

Uzm.Dr. Arif Baysan

Kadın Hastalıkları ve Doğum

Jinekoloji ve Obstetrik olarak da bilinen Kadın Hastalıkları ve Doğum Bölümü, uterus, rahim ağzı, fallop tüpleri, yumurtalıkl.

Op.Dr. Ferit Tuna

Üroloji

Üroloji, (eski adıyla bevliye) erkek ve kadınların idrar yolları ve organları ile erkeklerin üreme organlarını kapsayan, bu s.

Op.Dr. Aziz Peker

Kardiyoloji

Kardiyoloji, kalp ve kan damarlarının hastalıklarının tanısı ve tedavisi ile ilgilenen bir tıp dalıdır. Bu, koroner arter has.

Doç.Dr. Ahmet Taştan

Medikal Onkoloji

Medikal Onkoloji, kanserden korunma, tarama, erken tanı süreçlerini kapsayan ve kanser tanısı konan hastaların tedavisi ve te.

Uzm.Dr. Bermet Junushova

Dahiliye

Oldukça geniş bir hastalık grubu yelpazesi bulunan Dahiliye Bölümü, insan vücudunun iç organlarını etkileyen problem ve hasta.

Uzm.Dr. Şükrü Alper Aygen

Ortopedi ve Travmatoloji

Ortopedi ve Travmatoloji Bölümü, kollar, bacaklar, leğen kemiği bölgesi, omurga gibi birçok alanı içerisinde barındıran harek.

Op.Dr. Hakan Özer

Genel Cerrahi

Genel Cerrahi, ilaç ya da diğer tedavi yöntemleri ile iyileştirilemeyen sistemik veya bölgesel hastalıkların çeşitli cerrahi .

Op.Dr. İbrahim Karagülle

Kalp Damar Cerrahisi

Kalp Damar Cerrahisi.

Prof Dr. Alp Alayunt

Estetik ve Plastik Cerrahi

Vücutta doğuştan var olan veya sonradan gerçekleşen estetik, şekil ve fonksiyon bozuklukları kişinin günlük hayatını ve psiko.

Op.Dr. Mustafa Öksüz

Nöroloji

Nöroloji bölümü, beyin, omurilik (spinal kord) ve merkezi sinir sistemi dahil olmak üzere tüm sinir sisteminde gelişen hastal.

Uzm.Dr. Ozan Akyürekli

KBB - Kulak Burun Boğaz

Gazi Hastanesi olarak Kulak, Burun, Boğaz ünitesinde görev yapan deneyimli ve uzman kadromuz ve teknolojik donanımlı cihazlar.

Doc. Dr. M. Sinan Başoğlu

Göz Hastalıkları

En önemli duyu organlarımızdan biri olan gözlerimiz, oldukça hassas ve korunması gereken bir organdır. Bu nedenle yaşam kalit.

Op.Dr. M. Selçuk Dayı

Radyoloji

Radyoloji, hastalıkların teşhis sürecinde röntgen, bilgisayarlı tomografi (BT), manyetik rezonans (MR) gibi ses, radyo dalg.

Uzm.Dr. Cemal Suat Eren

Göğüs Hastalıkları

Göğüs Hastalıkları bölümü, akciğer, bronş, soluk borusu, akciğer zarı, boğazı gibi organları içeren solunum sistemimizde oluş.

Uzm.Dr. Salih Zeki Güçlü

Gastroenteroloji

Gastroenteroloji, sindirim sistemi olarak tanımladığımız yutak, yemek borusu, mide, ince ve kalın bağırsak ve anüs organların.

Uzm.Dr. Ufuk Engin

Çocuk Kardiyolojisi ve Hastalıkları

Gazi Hastanesi Çocuk Kardiyolojisi Bölümü olarak, deneyimli ve alanında uzman doktorumuz ve ileri teknoloji cihazlarımız ile .

Prof. Dr. Vedide Tavlı

Evde Sağlık Hizmetleri

Evde Sağlık Hizmetleri .

Pratisyen Dr. Anastasiya Melnychunk

Tıbbi Biyokimya

Uzm.Dr Cem Aydemir

Tıbbı Mikrobiyoloji

Prof. Dr. Özlem Tünger

Gazi Evde Sağlık

Deneyimli sağlık personelimiz, hastaların konforunu ve iyileşmesini ön planda tutarak özenle hizmet veriyor.

Gazi Saç Ekimi

Deneyimli doktorlarımıza tarafından gerçekleştiren Saç Ekimi işlemleri için hemen iletişime geçin.

Gazi’den haberleri takip edin, tüm gelişmelerden haberdar olun!

Sivilce tedavisi

Sivilce sorunu neredeyse herkesin hayatında en az bir kez karşılaştığı yaygın bir cilt rahatsızlığıdır. Bu blog yazısında, sivilce tedavisinde temel a.

Evde CHECK-UP

Evde sağlık kontrolü yapmak, sağlığınızı takip etmek ve olası sorunları erken teşhis edebilmek için önemli bir adımdır. Bu yazımızda, evde sağlık tara.

Randevu ve bilgi için hemen ara! 444 1 207

Siz değerli hastalarımızın sağlığına verdiğimiz önem ve özenle, Özel Gazi Hastanesi olarak her adımda yanınızda olmaktan mutluluk duyuyoruz. Size en iyi sağlık hizmetini sunmak için varız.

Hizmet verdiğimiz branşlar. Kalp ve Damar Hastalıkları Acil Servis Ağız ve Diş Sağlığı Ağrı ve Tedavi Anestezi ve Reanimasyon Beslenme ve Diyetetik Beyin ve Sinir Cerrahisi Dermatoloji Kadın Hastalıkları ve Doğum Üroloji Kardiyoloji Medikal Onkoloji Dahiliye Ortopedi ve Travmatoloji Genel Cerrahi Kalp Damar Cerrahisi Estetik ve Plastik Cerrahi Nöroloji KBB - Kulak Burun Boğaz Göz Hastalıkları Radyoloji Göğüs Hastalıkları Gastroenteroloji Çocuk Kardiyolojisi ve Hastalıkları Evde Sağlık Hizmetleri Tıbbi Biyokimya Tıbbı Mikrobiyoloji Saç Ekimi Sakal Ekimi Safir Fue Saç Ekimi Hakkımızda Kalite Belgeleri İnsan Kaynakları Anlaşmalı Kurumlar Şikayet, Öneri ve İstek

Tüm hakları İzmir Özel Gazi Hastanesi'ne aittir. Sitemizde kullanılan görsel ve metinlerin telih hakları tarafımıza aittir.

KVKK

There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.

There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.

There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.

There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.

There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.

There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.

There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.

There are many variations of passages of Lorem Ipsum available, but the majority have suffered alteration in some form, by injected humour, or randomised words which don't look even slightly believable. If you are going to use a passage of Lorem Ipsum, you need to be sure there isn't anything embarrassing hidden in the middle of text. All the Lorem Ipsum generators on the Internet tend to repeat predefined chunks as necessary, making this the first true generator on the Internet. It uses a dictionary of over 200 Latin words, combined with a handful of model sentence structures, to generate Lorem Ipsum which looks reasonable. The generated Lorem Ipsum is therefore always free from repetition, injected humour, or non-characteristic words etc.

"
Bu hastalık dünya reçete şampiyonu - Prof. Dr. Timur Timurkaynak

Bu hastalık dünya reçete şampiyonu - Prof. Dr. Timur Timurkaynak

Bu hastalık dünya reçete şampiyonu

Yüksek tansiyon dünyada en çok görülen ama tedavi edilebilen hasta sayısı oldukça düşük bir hastalık. Tedavide sarımsağın bilimsel olarak kanıtlanmış bir yararı yok. Dil altı ilaçlardan uzak durulması gerekiyor.

Hipertansiyon (yüksek tansiyon) hastalığının görülme sıklığı nedir?

Yüksek tansiyonu günümüzde dünyada en sık görülen hastalıktır. 1 milyarın üzerinde insan yüksek tansiyon hastasıdır. Dünyada en çok reçete hipertansiyon için yazılmaktadır. Türkiye’de 6 milyon hipertansiyon hastası bulunmaktadır. 18 yaşın üzerindeki insanların üçte biri hipertansifdir. Yaş ilerledikçe bu oran artar. 50 yaşından sonra neredeyse toplumun yarısında yüksek tansiyon görülmektedir. Bu kadar sık görülmesine rağmen tedavi edilebilen hasta sayısı oldukça düşüktür.

Hipertansiyon hastalık mıdır?

Hipertansiyonun klasik tanımı kan basıncının 140/90 mmHg’den yüksek olmasıdır. Hipertansiyon bir hastalık değil çok daha geniş hastalıklar yelpazesinin bir bulgusu olarak kabul edilmektedir. İlerleyici kalp ve damar hastalıkları grubunun belirtisidir. Tansiyonun yükselmesi, damar yapısının sertleştiği ve damarın normal gevşeme fonksiyonlarını gösteremediği anlamına geliyor. Damarlar, içindeki yüksek basıncı tüm organlara taşır. Kalbe taşıdığı yüksek tansiyon kalp damarlarını ve kalp kasının kasılmasını bozar. Kalp, yüksek basınç altında çalışmak zorunda kaldığından giderek kalınlaşır.

TEDAVİ AKSARSA İÇ ORGANLAR ZARAR GÖRÜR

Kişi, ömür boyu hipertansiyon ile yaşamak zorunda mı kalıyor?

Hipertansiyon kronik, yani yaşam boyu süren ve ilerleyici bir hastalıktır. ‘İki kutu ilaç içtim tansiyonum normale döndü’ diye bir şey söz konusu değildir. Tanı konulduktan sonra ömür boyu tedavi gerektirir. Tedavi kesildiğinde tansiyon yine yükselerek tüm organlara hasar vermeye devam eder. Hasta ömür boyu ilaç kullanmalı ve sağlıklı yaşam tarzını benimsemeli ve uygulamalıdır.

Kimler hipertansiyon adayıdır?

Hipertansiyonun tek bir nedeni yoktur. Birçok faktör bir araya gelerek kan basıncını yükseltir. Bunlar arasında genetik, tuz tüketimi, hazır gıdalarla beslemek, egzersiz yapmamak, kilo almak, uyku apnesi sayılabilir. Tüm bu nedenlerin aslında yaptığı şey tekdir. Damarlar kasılarak tansiyonu yükseltir. Yukarıda sayılan nedenlerle oluşan hipertansiyona birincil veya esansiyel yüksek tansiyon denir. Bunların yanı sıra ikincil nedenlerle oluşan hipertansiyon da vardır. Ancak bunun görülme sıklığı yüzde 1’den daha düşüktür. Tiroid, böbrek üstü bezi, beyindeki hipofiz bezi, kortizol hormonlarındaki bozukluklar, böbrek damar darlıkları gibi nedenlerle de tansiyon yükselir.

İkincil yüksek tansiyonun tedavisi var mıdır?

Öncelikle tansiyon tanısını koyarken bu bozukluklarda göz önüne alınmalıdır. İkincil yüksek tansiyon tanısı konduğunda altta yatan hormonal bozukluk düzeltilerek tansiyon tedavi edilebilir.

Belirtiler, başka hastalıkların belirtileriyle karıştırılabiliyor mu?

Baş dönmesi belirtisi vertigo hastalığı ile, burun kanması varsa burunla ilgili hastalıklarla karıştırılabilir. Ancak muayene sırasında tansiyonu ölçülmesi tanıyı kolaylaştıracaktır. Ancak unutulamaması gereken nokta baş ağrısı ya da burun kanmasının tansiyondan olabileceği gibi bulguların varlığı da tansiyonu yükseltebilir. Bu ikisinin ayrımı önemlidir.

SARIMSAK VE DİL ALTI İLAÇ KULLANMAYIN

Belirtiler karşısında hastaların en sık yaptığı yanlışlar nelerdir?

Hastalar her türlü şikâyetlerinde önce tansiyonlarını ölçmektedirler. Eğer tansiyon yüksek ise sarımsak, limon suyu gibi şeylerle tansiyonlarını düşürmeye çalışmaktadırlar. Ancak bu yöntemlerin bilimsel bir yanı yoktur ve tansiyonu düşürmez. Yine sıklıkla yapılan yanlışlardan biri dil altı tansiyon ilaçları kullanmaktır. Dil altına alınan ilaç çok hızlı emileceğinden tansiyonu da çok hızlı düşürür ve bu da hem beyin hem de kalp için oldukça sakıncalıdır. Tansiyon kesinlikle hızlı düşürülmemelidir. İlla ilaç alınacaksa bu dil altı olarak değil içerek alınmalıdır. Eğer tansiyon yüksek ise 10-15 dakika dinlenip sakinleşerek tekrar tansiyon ölçülmeli ve yine yüksek ise bir sağlık kuruluşuna başvurulmalıdır.

Yüksek tansiyon hangi yaş aralığında ortaya çıkıyor?

Hipertansiyon 18 – 50 yaş aralığında görülür. Genç yaşlarda ortaya çıkan tansiyon yüksekliği bir takım hormonal bozukluklara bağlı olabilir. Özellikle de çok yüksek değerler görülüyorsa mutlaka altta yatan bir neden araştırılmalıdır. Hipertansiyon eğer kontrol edilmez ise yıllar içinde tüm organ sistemlerinde hasara yol açar. Bu nedenle ilk kontrol 18 yaşında yapılarak erken teşhis edilmelidir.

BU DEĞERLER GELECEKTEKİ ADAYLARI BELİRLİYOR

İdeal tansiyon değerleri nelerdir?

İdeal tansiyon 120/80 ve altındaki tansiyon değerleridir. Eğer tansiyon, tekrarlayan ölçümlerde 140/90’un üzerinde çıkıyorsa hastaya hipertansiyon tanısı koyarız. 120-140/80-90 mmHg değerlerinin arasındaki hastalar da pre-hipertansiyon grubu denir. Pre-hipertansiyon gelecekte hipertansiyon hastası olacak grubu ifade etmektedir. Bu grup için ilaç tedavisi gerekmez ancak yaşam tarzı değişikliği yapmak önemlidir.

TANI İÇİN 24 SAATLİK ÖLÇÜM ÖNEMLİ

Yüksek tansiyon teşhisi nasıl konulur, 1 kez ölçmek yeterli mi?

Hastaların çoğu muayene sırasında heyecanlanırlar ve tansiyonları yüksek çıkar. Ancak hasta evde kendisi tansiyon ölçtüğünde tansiyonlar normal sınırlarda çıkarsa buna beyaz önlük ya da doktor tansiyonu adı verilir. Beyaz önlük yüksek tansiyonunun tedaviye ihtiyacı yoktur. Ancak bu hastalar ilerde hipertansif olmaya adaydırlar. Bu nedenle tek bir ölçümle ölçümle hipertansiyon tansı konamaz. Birçok kez ve uzun süreçte yapılacak tansiyon ölçümleri tanıyı doğrulamak için gereklidir. Günümüzde artık kesin tanı için hastalara otomatik tansiyon cihazı takılarak 24 saat boyunca tansiyon ölçümleri yapılıyor. Sonra bu ölçümler bilgisayarda analiz edilerek 24 saatlik tansiyon dağılımı analiz edilir. Tansiyon cihazı ile takip etmenin mümkün olmadığı durumlarda 1 hafta süresince sabah akşam iki kez tansiyon ölçülerek de tanı konabilmektedir.

Tanı konulurken ileri tetkikler gerekiyor mu?

Ancak tanı konulurken çok sık yapılan bir yanlış, her hipertansiyon hastasında gereksiz yere ileri araştırmalar yapılmasıdır. Hasta ilk değerlendirildiğinde yapılan basit testler ve muayene sonucunda ikincil hipertansiyondan şüphelenilirse ileri tetkikleri yapmak doğru olur.

İkincil hipertansiyon nasıl ortaya çıkıyor?

İkincil hipertansiyon nedenleri arasındaki tiroid bezi, böbrek üstü bezi, beyindeki hipofiz bezi gibi organlar salgıladıkları hormonlar nedeni ile vücutta tuz ve su tutarlar. Aynı zamanda damarlarda kasılmaya yol açarak tansiyonu yükseltirler.

KALP KRİZİ GEÇİRİNCE DOKTORA BAŞVURUYORLAR

Hasta genellikle yüksek tansiyon hangi aşamadayken doktora başvuruyor?

Hastalar genellikle hastalıklarının farkında olmadıkları için çok geç doktora başvururlar. Başvuru nedenleri de daha çok tansiyonun yol açtığı burun kanması, kalp yetmezliği, kalp krizi, felç gibi sorunlarla ilgilidir.

SADECE İLAÇ TEDAVİSİ YETERLİ DEĞİL

Hipertansiyon hastaları nasıl beslenmeli?

Hastalar tuz miktarını azaltmalı, aşırı alkolden kaçınmalı. Hazır ve işlenmiş gıda tüketmemeli, sebze ve meyve alımını artırmalı ancak kilo almamalıdırlar. İdeal kiloya inmek çok önemlidir.

Tedavide ilaç tedavisi yeterli mi?

Hipertansiyon tedavisinde sadece ilaç ve diyet yeterli olmaz. Sağlıklı yaşam tarzını benimsemek de çok önemlidir. Sağlıklı yaşam tarzında düzenli egzersiz yapmak, sigara ve alkolden kaçınmak gereklidir.

"
Hipertansiyon - Prof. Dr. Hakan Güllü | Kardiyoloji | Ankara

Hipertansiyon - Prof. Dr. Hakan Güllü | Kardiyoloji | Ankara

Hipertansiyon

Kalbin her vuruşta vücuda kan pompalaması sırasında kan damarları içerisinde oluşan basınçtır.

Hipertansiyon nedir?

Kalp vuruşuyla kan damarları içinde oluşan basıncın normalden yüksek olmasıdır.

Tansiyon neden yükselir?

Hastaların % 95’inde hipertansiyonun nedeni bulunamaz ki bu durum, nedeni bilinmeyen hipertansiyon ya da esansiyel hipertansiyon olarak adlandırılır. Nedeni bilinmeyen hipertansiyon ailesel yani genetik geçişli olabilir, ilerleyen yaşla birlikte ortaya çıkabilir. Hareketsiz yaşam, kötü beslenme, fazla kilolu olmak, alkol kullanmak, sigara içmek hipertansiyon nedeni olabilir. Hastaların % 5 kadarında hipertansiyonun bulunabilir bir nedeni vardır, ancak biz hekimler asla böyle bir neden bulmak istemeyiz çünkü çoğunlukla kötü hastalıklardır.

Normal tansiyon kaç olmalıdır?

Aile bireylerinde, hipertansiyon, kalp hastalığı, şeker hastalığı olanlarda Hamilelerde Doğum kontrol hapı kullanan kadınlarda 35 yaş üzeri insanlarda Fazla kilolularda Spor yapmayan, hareketsiz ve hantal insanlarda Alkol alanlarda Sigara içenlerde Tuzlu ve yağlı beslenen insanlarda

Tansiyon nasıl ve ne zaman ölçülür? Evde tansiyon ölçmek için en uygun cihazlar, koldan ölçen dijital (otomatik) tansiyon aletleridir. Tansiyon sürekli aynı seviye olmaz, sağlıklı bir insanın tansiyonu gün içerisinde, heyecanlanınca, sinirlenince, koşunca, yorulunca yükselir, istirahat edince, uyuyunca düşer. Evde tansiyon ölçümü için en uygun zaman sabah uyanınca daha yataktan çıkmadan tansiyon ölçmektir.

Büyük tansiyon (sistolik): Kalbin kasılması ve ve içindeki kanı damarlara pompalaması sırasında oluşan damar içindeki en yüksek kan basıncıdır. Hipertansiyonun zararlarından daha ziyade büyük tansiyon sorumludur ve büyük tansiyon yüksekliği daha tehlikelidir. Küçük tansiyon (diyastolik): İki kalp vurusu arasında kalbin gevşemesi sırasında oluşan damar içindeki en düşük kan basıncıdır. Ev ölçümlerinde üzerinde fazla durulmaması doğru olur. Damarlar: Tansiyon yüksekliği damarların sürekli yüksek kan basıncına maruz kalmalarına ve damar duvarında kolesterol birikmesi sonucu ateroskleroz veya damar sertliği gelişimine neden olur. Damar sertliğinin en kötü sonuçları kalp krizi geçirmek ve felç geçirmektir. Kalp: Hipertansiyon kalp büyümesi ve kalp duvarlarının kalınlaşmasına, kalbin gevşeme fonksiyonunun bozulmasına ve kalp yetmezliğine, kalp damarlarının daralmasına, tıkanmasına ve kalp krizine neden olabilir. Böbrekler: Hipertansiyon hem böbrek damarlarını hem de böbreklerde kanı temizleme görevi olan kılcal damarlar ve filtreleri bozarak böbrek yetmezliğine neden olur. Beyin: Hipertansiyon hem beyni besleyen kan damarlarının aterosklerozuna, daralmasına ve tıkanmasına ve hastanın felç geçirmesine, hemde yüksek kan basıncına bağlı beyin damarlarının genişlemesine, balonlaşması ve patlaması sonucu beyin kanamasına neden olabilir. Göz: Retinadaki kılcal damarların yüksek basınca bağlı hasarlanması sonucu görme kaybına neden olabilir.

Hipertansiyonun belirtileri nelerdir? Tansiyon çok yüksek olduğunda, baş ağrısı, göğüs ağrısı, nefes darlığı, çabuk yorulma, kalp atışlarını hissetme gibi yakınmalar olabilir. Genellikle tansiyon yüksekliği rahatsızlık vermez ve hasta tansiyonunun yüksek olduğunun farkında olmaz. Ancak tedavi edilmeyen tansiyon yüksekliğinin ilk belirtisi, kalp krizi, inme veya kalp yetmezliği olabilir.

İlaç kullanmasam olmaz mı? Hipertansiyon tedavisinde ilk yapılması gereken hayat tarzı değişikliğidir. Tansiyonun ne kadar yüksek olduğuna bağlı olarak hemen ilaç tedavisi başlanabilir yada hayat tarzı değişikliği ile tansiyonun düzelmesi için 2 ay kadar beklenebilir. Tedavinin şekline hekim karar vermelidir.
Az tuzlu yemek, günlük tüketilen tuz miktarını azaltmak tansiyonu düşürür.
Sigarayı ve alkolü bırakmak tansiyonu düşürür.
Etli, yağlı, hamurlu gıdalar yerine daha çok sebze meyve ağırlıklı beslenmek tansiyonu düşürür.
Kilo vermek tansiyonu düşürür.
Düzenli egzersiz yapmak tansiyonu düşürür.

Hipertansiyon Diyeti

Ne kadar sık doktora gitmeliyim?

Hipertansiyon tek reçete ile tedavi edilebilen bir hastalık değildir. Hipertansiyon teşhis edildikten sonra tansiyon yüksekliğinin nedenine yönelik kısa ve genel bir araştırma yapılır ve tedavi başlanır, takip eden kontrollerde tedavinin etkinliği ve yeterliliği kontrol edilir ve eğer gerekli görülürse nedene yönelik daha derin araştırmalar yapılır. Tanıdan itibaren sık aralıklarla yapılan 4-5 kontrol sonucunda tansiyon düşer, nedene yönelik araştırma tamamlanır ve hastanın sürekli kullanacağı ilaçlar belirlenmiş olur. Sonrasında yılda bir kez doktoru görmek genellikle yeterlidir. İlaçlar düzenli alındığı halde tansiyon yükselmeleri oluyorsa ya da ilaçlarla ilgili olabilecek bir yan etki ortaya çıktığında doktorunuza danışın. Doktorunuza danışmadan ilaçlarınızı bırakmayın ya da değiştirmeyin.

Tansiyon yüksekliği yapabilen ilaçlar

Başka nedenlerle kullanılan ilaçlar da tansiyon yüksekliği yapabilir. Bunlar, soğuk algınlığı ilaçları, astım ilaçları, kortikosteroidler, hormonlar, doğum kontrol hapları, migren ilaçları, amfetaminler, ritalin, siklosporinler, eritropoetin, iştah azaltıcı ilaçlar tansiyon yüksekliği nedeni olabilirler.

HİPERTANSİYON: ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI - Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi

HİPERTANSİYON: ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI - Dokuz Eylül Üniversitesi Araştırma Uygulama Hastanesi

HİPERTANSİYON: ÇAĞIMIZIN HASTALIĞI

Vücudumuzda dolaşmakta olan kan damar duvarlarına belirli bir basınç uygulamaktadır. Peki bu basınç nasıl ölçülür ve hangi değerler normaldir? Ülkemizde hemen herkesin bildiği gibi kan basıncımız, diğer bir değişle tansiyonumuz kolumuza takılan bir manşonla ölçülmektedir ve normalde bu değer 120/80 mmHg’yı geçmemelidir. Bunun üstündeki değerler normal dışı kabul edilerek mutlaka hekim kontrolü gerektirir. Tansiyonumuzun 140/90 mmHg’nin üstünde olması ise kesin hipertansiyon olarak kabul edilmektedir. Hipertansiyon tanısının doğru ortaya koyulabilmesi için tansiyon ölçümlerinin sadece bir kere yapılmaması, hekimlerin önerilerine göre takip edilerek birden çok ölçüm esas alınması gerektiği unutulmamalıdır.

Hipertansiyon değimi, kanın vücudumuzda dolaşırken damar duvarlarına yüksek basınç uygulamasıdır. Kanın damarlarda sürekli yüksek basınçta dolaşması ne gibi sorunlara yol açmaktadır? Hipertansiyonu bu kadar önemli bir toplum sağlığı sorunu olmasının nedeni, ölüme sebebiyet veren hastalıklar içinde hipertansiyonun tek başına en sık görülen hastalık olmasından kaynaklanmaktadır. Bir kişide sürekli olarak hipertansiyon bulunması kalp ve damar hastalıkları başta olmak üzere böbrek yetersizliği ve diyaliz, beyin kanaması ve felç gibi ciddi hastalıklara zemin oluşturmakta başka bir değişle davetiye çıkarmaktadır. Günümüzde insan ömrünün uzaması ile birlikte kronik hastalıklar ve bu hastalıkların etkin tedavisi giderek daha önemli bir sorundur. Bu kronik hastalıkların başında da hipertansiyon yer almaktadır. Hipertansiyonun Türkiye’de görülme sıklığı son derece yüksek olup son yayınlarda 140/90 mmHg değeri temel alınan çalışmalarda erişkin nüfusun yaklaşık %31-32 sinde hipertansiyon hastalığı mevcuttur. Yaşla beraber görülme sıklığının artması nedeniyle 70 yaşından sonra 3 kişiden 2’sinde hipertansiyon görüldüğü bilinmelidir.

Yüksek tansiyon baş ağrısı, burun kanaması, nefes darlığı gibi belirtiler vermekle birlikte çoğunlukla hiç bir belirti vermeden sinsi bir biçimde ilerlemektedir. Bu nedenle birçok hastada sinsi seyreden hastalık ancak vücudun çeşitli organlarına zarar verdiği zaman ortaya çıkmış gibi algılanmaktadır. Türkiye’de hastaların ortalama ancak %55’i hipertansiyonu olduğunu bilmektedir. Tanı konulamayan hastalar ise maalesef tedavisiz kalmaktadır. Bu gerçek ışında hipertansiyonu olan hastaların olabildiğince tamamı saptanarak tedavi edilmeleri gerekmektedir. Bu ne kadar çok hastada mümkün olursa toplumda hipertansiyona bağlı gelişebilecek birçok hastalığın önlenmesinde de o kadar başarılı olunacaktır.

Hipertansiyon gelişimini önlemek için düzenli ve sağlıklı beslenmenin yanında aktif bir yaşam tarzı benimsenmelidir. Hipertansiyonu olan bireylerin ise fazla kilolarından kurtulması, tuz tüketiminin azaltması, sigara ve alkol kullanımını bırakması ve düzenli fiziksel egzersiz yapması başlıca yaşam şekli değişiklikleridir. Bu yaşam şekli değişiklikleri bile birçok hastada hipertansiyonu kontrol altına almakta yeterli olabilir. Yeterli olmadığı durumlarda ise doktor gözetiminde kişiye özgü ilaç başlanarak hastaların takip edilmesi uygun olacaktır.

"
Hipertansiyon Tanı ve Tedavisine Güncel Yaklaşım - NOBEL Kitabevi

Hipertansiyon Tanı ve Tedavisine Güncel Yaklaşım - NOBEL Kitabevi

Hipertansiyon Tanı ve Tedavisine Güncel Yaklaşım

Hipertansiyon toplumda en s ı k görülen kardiyovasküler hastal ı kt ı r ve ço ğ unlukla sinsi bir seyir göstererek hedef organ hasar ı na sebep olur. Hipertansiyonun toplumdaki morbidite ve mortalite yükü üzerine az ı msanmayacak bir etkisi vard ı r . Hipertansiyon, ya ş am tarz ı de ğ i ş iklikleri ve medikal tedavi ile pek çok hastada kontrol edilebilmektedir ve nadiren giri ş imsel tedavilere ihtiyaç duyulmaktad ı r . Ço ğ unlukla asemptomatik seyretmesi nedeniyle hastalar ı n çok az ı tan ı al ı r ve tedavi uyumsuzlu ğ u nedeniyle tan ı alanlar ı n çok az ı uygun bir ş ekilde tedavi edilir. Sa ğ l ı k alan ı nda çal ış anlar ı n neredeyse tümü çal ış ma hayatlar ı n ı n belirli bir döneminde bu hasta grubuyla kar şı kar şı ya kalmakta ve bu hastalar ı n yönetiminde aktif rol oynamak durumunda kalmaktad ı r. Bütün bu sebepler bu kitab ı yazmaya karar vermemizde itici güç oldu. Al ışı lagelmi ş dü ş üncenin aksine hipertansiyon sadece kardiyologlar ı ve iç hastal ı klar ı uzmanlar ı n ı de ğ il bütün disiplinleri ilgilendiren bir hastal ı kt ı r ve bu nedenle de biz Türkiye › nin dört bir yan ı ndan çe ş itli uzmanl ı k alanlar ı ndan birçok seçkin yazar ı bir araya getirmeyi planlad ı k. Hipertansiyonun tan ı s ı ndan, giri ş imsel tedavilerine varana kadar hipertansiyon yönetimi enine boyuna tart ışı ld ı . Ortaya çok güzel bir eser ç ı kt ı . Emek veren bütün yazarlar ı m ı za ve Akademisyen yay ı nevinin emektar çal ış anlar ı na sonsuz te ş ekkürler .

ÜNİTE 1

HİPERTANSİYON TANIMI VE TANISI

Bölüm 1 Hipertansiyon Tanımı ve Sınıflandırılması

Bölüm 2 Ambulatuar Kan Basıncı Monitorizasyonu

Bölüm 3 Hipertansiyon Hastasında Prognostik Biyokimyasal Belirteçler

Bölüm 4 Hipertansiyon Tanısında Radyolojik Görüntüleme

ÜNİTE 2

HİPERTANSİYONUN MEDİKAL TEDAVİSİ

Bölüm 5 RAAS Blokörleri

Bölüm 6 Kalsiyum Kanal Blokerleri

Bölüm 7 Hipertansiyon Tedavisinde Diüretikler

Bölüm 8 Beta Blokerler

Bölüm 9 Alfa Blokerler

Bölüm 10 Santral Adrenerjik Blokerler

ÜNİTE 3

HİPERTANSİYONUN GİRİŞİMSEL TEDAVİSİ

Bölüm 11 Dirençli Hipertansiyon Hastalarında Renal Sempatik Denervasyon Tedavisi

Bölüm 12 Dirençli Hipertansiyonda Renal Denervasyon Dışı Cihaz Tedavi Yöntemleri

ÜNİTE 4

SPESİFİK HASTA POPULASYONLARINDA HİPERTANSİYON YÖNETİMİ

Bölüm 13 Diyabetik Hastalarda Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 14 Kronik Böbrek Hastalığında Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 15 Renal Transplant Hastalarında Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 16 Koroner Arter Hastalığı ve Hipertansiyon

Bölüm 17 Kalp Yetmezliği Hastasında Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 18 Kalp Kapak Hastalıklarında Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 19 Hipertrofik Kardiyomyopati Hastasında Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 20 Periferik Arter Hastasında Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 21 Atrial Fibrilasyon HT Tedavisi

Bölüm 22 Pulmoner Hipertansiyon Hastalarında Esansiyel Hipertansiyon Tedavisine Yaklaşım

Bölüm 23 Konjenital Kalp Hastalıklarında Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 24 Kardiyak Transplantlı Hastalarda Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 25 Kronik Obstrüktif Akciğer Hastalığında Hipertansiyonun Tedavisi

Bölüm 26 OSAS ve Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 27 Gebelikte Hipertansiyon ve Tedavisi

Bölüm 28 Ovaryan Hiperstimülasyon Sendromu ve HT Tedavisi

Bölüm 29 Kanser Tedavisi İlişkili Hipertansiyon ve Tedavisi

Bölüm 30 Paraneoplastik Hipertansiyon

Bölüm 31 Geriatrik Hastada Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 32 Kronik Karaciğer Yetmezliğinde Antihipertansif Tedavi

Bölüm 33 HIV ve Hipertansiyon

Bölüm 34 SVO Hastasında Akut ve Kronik Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 35 Transgender Bireylerde Hipertansiyon

Bölüm 36 Gut ve Hipertansiyon

Bölüm 37 Büyük Damar Vaskülitleri ve Hipertansiyon

Bölüm 38 Benign Prostat Hiperplazisinde Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 39 Erektil Disfonksiyonu Olan Hastada Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 40 Psikiyatrik Hastalıklar ve Hipertansiyon

Bölüm 41 Glokom Hastasında Hipertansiyon Tedavisi

Bölüm 42 Psoriasiste Hipertansiyon Yönetimi

Bölüm 43 Anestezi İndüksiyonu ve Kan Basıncı Yüksekliği

Bölüm 44 Alerjik Hastalarda Hipertansiyon Tedavisine Yaklaşım

Bölüm 45 COVID-19 Hastalarında Hipertansiyon Yönetimi

ÜNİTE 5

HİPERTANSİYONUN SPESİFİK FORMLARI VE SEKONDER HİPERTANSİYON

Bölüm 46 İzole Sistolik Hipertansiyonlu Hastaya Yaklaşım

Bölüm 47 Nokturnal Hipertansiyon ve Tedavisi

Bölüm 48 Psödohipertansiyon

Bölüm 49 Dirençli Hipertansiyon Tanımı ve Yönetimi

Bölüm 50 Sekonder Hipertansiyon ve Tedavisi

Bölüm 51 Renal Arter Stenozu ve Hipertansiyon

Bölüm 52 İlaç İlişkili Hipertansiyon ve Tedavisi

Bölüm 53 Feokromasitoma/Paraganglioma ve Hipertansiyon

Bölüm 54 Primer Hiperaldosteronizm

Bölüm 55 Aort Koarktasyonu ve Hipertansiyon

Bölüm 56 Genetik Hipertansiyon Sendromları

Bölüm 57 Hipertansif Krizler

ÜNİTE 6

HİPERTANSİYON HASTASINDA PREOPERATİF DEĞERLENDİRME

Bölüm 58 Hipertansiyon Hastasında Preoperatif Değerlendirme

ISBN9786257496025Basım Yılı2021Sayfa Sayısı626Kitap DiliTürkçeEditör(ler)Yusuf Ziya ŞENER,Metin OKŞUL"
Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Tedavisi Ankara - Amasyalı

Hipertansiyon (Yüksek Tansiyon) Tedavisi Ankara - Amasyalı

Hipertansiyon

Hipertansiyon, tüm dünyada yaygın olarak görülen, kronik bir hastalıktır. Tansiyonun normalden yüksek olması olarak tanımlayabileceğimiz hipertansiyon, başta kalp – damar hastalıkları olmak üzere birçok rahatsızlığa zemin hazırlamaktadır. Medikal tedavi yöntemleri ve yaşam tarzı değişiklikleri ile kontrol altına alınabilir. Ancak tedavi edilmediğinde ya da yaşam tarzına dikkat edilmediğinde daha ciddi bir hâl alabilir ve kişinin yaşam kalitesini düşürebilir. Yazımızın devamında hipertansiyon hakkında daha detaylı bilgi bulabilirsiniz. Kalp ve damar hastalıkları hakkında tüm merak ettikleriniz için ise Prof. Dr. Basri Amasyalı’nın Ankara’daki kliniği ile iletişime geçebilirsiniz.

Hipertansiyon Nedir?

Hipertansiyon tanımı yapmadan önce tansiyonun ne olduğuna değinelim:

Tansiyon, kalbin vücutta dolaşırken damarlara uyguladığı basınçtır. Kişinin fiziksel olarak dinç ve sağlıklı hissedebilmesi için uygulanan bu basıncın normal seviyelerde seyretmesi gerekir. Tansiyonun aşırı yükselmesi ya da normalden düşük seyretmesi, ciddi kalp rahatsızlıklarına zemin hazırlayabilmektedir.

Tansiyonun normal değeri ise herkeste farklıdır. Yaşam tarzı, kilo, yaş ve cinsiyet gibi değişkenler normal tansiyon değerlerini belirler. Damarlardaki kan basıncı sistolik ve diastolik olarak ikiye ayrılır. Biz bunları “küçük tansiyon” ve “büyük tansiyon” olarak da biliyoruz. Sistolik kan basıncı yani büyük tansiyon, kanın damarlara uyguladığı kan basıncıdır. Erişkin bir bireyde en fazla 140 mmHg olmalıdır. Diastolik kan basıncı ise kalp gevşeyip, rahatladığında devam eden kan basıncıdır. Diastolik kan basıncı, erişkin bireylerde en fazla 80 mmHg olmalıdır.

Eğer küçük ve büyük tansiyon değerleri 140 mmHg ve 80 mmHg (yani 14 ve 8 de diyebiliriz) üzerine çıkarsa bu duruma hipertansiyon adı verilir.

Hipertansiyon Neden Olur?

Hipertansiyon hastalarının büyük bir çoğunluğu, yaklaşık %95’i, primer hipertansiyondur. Primer hipertansiyon, kan basıncının bilinen herhangi bir sebebi olmadan yükselmesidir. Yaşam tarzı ve beslenme alışkanlıkları başta olmak üzere birçok faktör, hipertansiyonun ortaya çıkmasında etkili olmaktadır. Özellikle genetik aktarımın, bu noktada büyük rol oynadığı bilinmektedir. Eğer bir kişinin ailesinde hipertansiyon öyküsü varsa, bu kişide hipertansiyon gelişme olasılığı, diğer bireylere göre oldukça yüksektir. Genetik faktörler dışında,

Aşırı tuzlu ve yağlı beslenme Aort damarlarındaki darlıklar Crohn hastalığı ve böbrek üstü bezlerinden salgılanan hormonlar ile ilgili dengesizlikler Böbrekteki tümör yapıları Akut ya da kronik böbrek hastalıkları Tiroid bezi hastalıkları Şeker ve kolesterol hastalığı Gebelik Steroid ya da ağrı kesiciler gibi bazı ilaçların uzun süreli kullanımı Obezite, alkol ve sigara kullanımı hipertansiyona neden olabilir. Hipertansiyon Belirtileri Nelerdir?

Hipertansiyon, her hastada, hemen belirti vermeyebilir. Tansiyon hastalarının neredeyse yarısı yıllarca tanı konulmadan dolaşırlar. Çoğu kontroller sırasında ölçülen tansiyon değerleri ile fark edilirler. Hipertansiyon hastalarında en sık görülen belirtiler:

Baş dönmesi ve tekrar eden baş ağrıları Sık idrara çıkma (özellikle gece uykudan sık sık uyanarak tuvalete gitme) Görme bozuklukları, bulanık görme Bacaklarda ödem Nefes darlığı, hâlsizlik ve yorgunluk Kulak çınlaması Burun kanaması Kalp atışında düzensizlikler Hipertansiyona Ne İyi Gelir? Hergün düzenli egzersiz yapmak: ortalama günde 5-6 km ya da 1 saat boyunca tempolu yürümek en iyi egzersizdir. Bu durum hem kilo almanızı engelleyecek hem de tansiyonunuzu kontrol etmeye yardımcı olacaktır. Tuzlu yemekler tansiyonu yükseltir. Bu nedenle hipertansiyon hastalarının mümkün olduğunca tuzdan uzak durması gerekir. Stresten uzak yaşamak: hobiler edinmek bu konuda yardımcı olabilir. Meyve ve sebze ağırlıklı beslenme, posalı beslenme düzeni hipertansiyonun düşürülmesinde oldukça etkilidir. Margarin ve katı yağlar yerine sıvı yağları tercih etmek, alkol ve sigaradan uzak durmak da hipertansiyonu kontrol altına almanın etkili bir yoludur. Limonlu su, sarımsak tansiyonun düşürülmesine yardımcıdır ve bol bol tüketilmelidir. Hipertansiyon Tedavisi Nasıl Olur?

Multidisipliner bir yaklaşım ile yapılır. Yani tansiyon hastasının tedavisi kişinin kendi gayreti ile gerçekleşecek olan yaşam tarzının değiştirilmesi ile başlar. Bu nedenle ilaç tedavisine başlamadan önce hastadan ilk olarak yaşam tarzını değiştirmesi istenir. Eğer kişi aşırı tuzlu ve hazır gıdalar tüketmeyi bırakır, meyve ve sebze ağırlıklı bir beslenme alışkanlığı kazanır ve spora başlarsa hipertansiyon büyük oranda kontrol altına alınabilir. Kilolu olan bireylerin ideal kiloya dönmeleri için özel diyetler verilmeli. Medikal ilaçlar tüm bu çabalar sonrası hipertansiyon kontrol altına alınamaz ise gündeme gelir. Ancak hipertansiyon kronik yani ömür boyu süren bir hastalıktır. Bu nedenle düzenli aralıklarla kontrol edilmesi gerekir. Doktor tarafından verilen ilaç dozları, hastalığın seyrine göre arttırılabilir ya da azaltılabilir. Bu noktada hasta, doktorun yönlendirmesini eksiksiz uygulamalı ve ilaçlarını aksatmadan kullanmaya özen göstermelidir.

Sessiz Tehdit ‘Tansiyon Hastalığı’

Sessiz Tehdit ‘Tansiyon Hastalığı’

Sessiz Tehdit ‘Tansiyon Hastalığı’

Hipertansiyon, ülkemizde her üç kişiden birinde görülen önemli bir sağlık sorunudur. Önemi, hedef organlar olan kalp, damarlar, beyin, böbrek ve gözlerin etkilenmesi sonucunda inme, kalp krizi, periferik damar hastalıkları, kronik böbrek hastalığı ve görme kayıpları gibi pek çok organ hasarına yol açabilmesinden kaynaklanır. Riski arttıran düzey her bireyde farklı olabilirse de, genel toplum ele alındığında, Sistolik Kan Basıncının 140 mmHg / Diyastolik Kan Basıncının 90 mmHg ve üzerinde olması, ayrıca kişinin anti-hipertansif ilaç kullanıyor olması hipertansiyon olarak tanımlanmaktadır. Hipertansiyonun nedeni kesin olarak bilinmemekle birlikte, pek çok risk faktörü tanımlanmıştır. Bunlar, ileri yaş, yüksek tuzlu diyet (>3 g / gün), obezite, aile öyküsü, aşırı alkol tüketimi, fiziksel inaktivite, diyabet, kolesterol yüksekliği ve bazı ilaçlardır. Hipertansiyon vakalarının %90-95’i primer – esansiyel hipertansiyon sınıfı içerisinde yer almaktadır. Geri kalan %5-10 vakada hipertansiyon altta yatan ve tanımlanabilen bir nedene ikincil olarak gelişir ve bu durum sekonder hipertansiyon olarak adlandırılır. En sık rastlanan ikincil hipertansiyon nedenleri, böbrek hastalıkları, böbreküstü bezinden fazla hormon salgılanması, böbrek dokusu ve atardamarlarını tutan hastalıklar, tiroid ve paratiroid bezi hastalıkları, aortun kalpten çıktığı bölgedeki darlık ve ilaçlardır. Bu problemlerin çoğu girişimsel yöntemlerle veya ilaç tedavisi ile çözümlenebilir.

HİPERTANSİYON BELİRTİLERİ NELERDİR? :

Kan basıncı 180/110 mmHg gibi çok yüksek değerlerde olmadığı sürece normalde herhangi bir belirti vermez. Ancak kan basıncının çok yükselmesi halinde görülen belirtiler arasında baş dönmesi, baş ağrısı, göğüs ağrısı, kulak çınlaması, nefes darlığı, çift veya bulanık görme, burun kanamaları ve düzensiz kalp atışları sayılabilir.

KİMLER HİPERTANSİYON AÇISINDAN TARANMALIDIR?

18 yaş ve üzerindeki tüm bireyler hipertansiyon açısından değerlendirilmelidir. İzlem en azından şu sıklıklarda yapılmalıdır,

40 yaş ve üzeri bireylerde yıllık 18-39 yaş arasındaki bireyler ise obezite gibi hipertansiyon için risk oluşturan bir durum söz konusu ise, ya da daha önce kan basınçları 130-139/85-89 mmHg gibi sınır değerlerde ölçüldü ise yıllık 18-39 yaş arasındaki bireyler eğer risk faktörleri yok ise ve son yapılan kan basıncı ölçümü

HİPERTANSİYON TANISI KOYMAK İÇİN KAN BASINCI KAÇ KEZ ÖLÇÜLMELİ?

Hedef organ hasarı kanıtları olmadıkça tek bir ölçüm ile hipertansiyon tanısı konulmamalıdır. Kan basıncı yüksek ölçülen bireylerde bir ay içinde tekrarlayan en az 3 ölçüm ile tanı mutlaka doğrulanmalıdır. İlk hasta vizitinde, damar hastalığına bağlı kan basıncı değişikliklerini dışlamak için her iki koldan da ölçüm yapılmalıdır.

HİPERTANSİYON TANISI KOYMAK İÇİN KAN BASINCI HANGİ YÖNTEM KULLANILARAK ÖLÇÜLMELİ?

1. Klinikte ölçüm: Kan basıncının hekim tarafından sistemik fizik muayene yapılırken ofis ortamında ölçülmesidir.

2. Evde kan basıncı izlemi: Hastanın kan basıncının kendisi tarafından evde ölçülmesi olarak tanımlanır.

3.Ayaktan kan basıncı izlemi: 15-30 dakikada bir ölçümle kan basıncının günlük değişimini bildirir.

HİPERTANSİYON TANISINDA DİKKAT EDİLECEK DİĞER NOKTALAR NELERDİR?

Kan bacıncı ölçümü dışında hastanın öyküsü ayrıntılı şekilde sorgulanmalıdır. Vücut yağ dağılımı, göz dibi muayenesi, boyunda tiroid ve karotislerin değerlendirilmesi, kalp, akciğer ve karın muayenesi, ödem ve nabız muayenesi ve ayrıca kişinin nörolojik durumunun değerlendirilmesi muayenenin diğer önemli bileşenleridir. Ayrıca böbrek fonksiyon testleri ve kan elektrolitleri (sodyum, potasyum, kalsiyum), açlık kan şekeri, idrar analizi, lipid profili (Total koleterol, HDL, LDL, trigliserid) ve EKG mutlaka değerlendirilmelidir.

HİPERTANSİF HASTANIN EĞİTİMİ :Hipertansiyon ömür boyu sürecek olan bir rahatsızlıktır. Hayat boyu kan basıncı kontrolünün sağlanması için yaşam tarzı değişiklikleri ve ilaçlar ile tedavi gerekmektedir.

HİPERTANSİYONDA İLAÇ DIŞI TEDAVİLER:

DİYET DEĞİŞİKLİĞİ:

1.Diyette tuz ve yağ tüketiminin azaltılması

2.Diyetle yeterli potasyum, kalsiyum ve magnezyum alımı

3.Balık yağı ve balık tüketimi

3.Alkol tüketiminin sınırlandırılması

4.Sigara kullanımından kaçınılması

*Ayrıca Koenzim Q10, sarımsak, C vitamini, bitter çikolata ve limon tüketiminin kan basıncını düşürdüğüne dair veriler olmakla birlikte elimizde sadece diyetsel yaklaşımların anti-hipertansif ilaçların yerini alabileceğine dair bir kanıt yoktur.

KİLO KAYBI VE EGZERSİZ

1.Obezitenin önlenmesi ve tedavisi

2.Yeterli fiziksel aktivitenin sağlanması. Örneğin, haftada 5 gün, 30 dakika tempolu yürüyüş, daha yoğun fiziksel aktiviteler haftada 3-4 gün 20-30 dakikalık sürelerle yapılabilir.

SONUÇ: Hipertansiyon tüm dünyada olduğu gibi, ülkemizde de bir halk sağlığı sorunudur. Tanı için öncelikle kan basıncı doğru bir şekilde ve tekrar tekrar ölçümlenmelidir. Kan basıncı düzeyleri ısrarla ≥140/90 mmHg olan hastalar hipertansiyonun nedeni, eşlik eden risk faktörleri ve hedef organ hasarı kanıtları açısından ayrıntılı şekilde incelenmelidir.

Benzer Yazılar

Diyabet bulaşıcı bir hastalık değildir ancak son yıllarda, Dünyada bir salgın hastalık kadar yaygın görülmektedir.

Şeker hastalığı, pankreasın istenilen kadar insülin direnci üretememesi

Toplumumuzda sıkça ve her yaşta görülebilen böbrek iltihabı nedir? Nedenleri ve belirtileri nelerdir? Tedavisi nedir, önleyebilir mi? Böbrek enfeksiyonuna dair merak ettiğiniz tüm soruları sizler için yanıtladık.

Gaz çıkarma, aşırı havanın vücuttan çıkarılmasına denilmektedir. Herkeste olabilen doğal bir vücut tepkisidir. Ancak gaz çıkarma, toplum içerisinde kaba bir davranış kabul edildiği için kişileri zor durumda bırakabilir veya kişiyi alay konusu yapabilir.

17 Nisan Dünya Hemofili Hakkında sık sorulan Soruları İç Hastalıkları Uzmanı Yard. Doç. Dr. Irmak Sayın Alan Cevapladı: Hemofili nedir?

Tansiyon hastalarını bekleyen sıcak havalarda tansiyon hastaların beyin kanaması geçirme riski yüksek. Uzmanlar, yaz mevsiminde beyin sağlığı için özellikle tansiyon hastalarının sıcaklara dikkat etmesini tavsiye ediyor.

Beyinde yer alan epifiz bezinden genellikle akşamları yani karanlık olduğunda salgılanan hormona melatonin hormonu denir.

Akromegali, beynin tabanında yer alan hipofiz bezinin ön lobundan çok miktarda büyüme hormonun salgılanmasına bağlı olarak gelişir. Nadir bir hastalık olup, tedavi edilmemesi durumunda, iç organlarda ciddi sorunlara yol açabilecek etkilere neden olabilir.

İdrardan kan gelmesi olarak bilinen hematüri, pek çok nedenden kaynaklanıyor olabilir. Çok ciddi sorunların işaretçisi olabileceğinden dolayı bir kez görülmesi durumunda bile uzman hekime başvurulmalıdır.

"
Hipertansiyon - Pendik Yüzyıl Hastanesi

Hipertansiyon - Pendik Yüzyıl Hastanesi

Hipertansiyon

Hipertansiyon, uzun süreli yüksek kan basıncı anlamına gelir. Normal değerlerin üzerindeki kan basıncı, kalp, damarlar, böbrekler ve diğer organlar üzerinde olumsuz etkilere yol açabilir. Sessiz bir sağlık sorunu olarak bilinir, çünkü belirtileri genellikle belirgin değildir. Erken teşhis ve düzenli tedavi, komplikasyon riskini azaltabilir.

Hipertansiyon Nedir?

Hipertansiyon, kan damarlarının içindeki kan basıncının normalden daha yüksek olması durumudur. Kan basıncı, kalp tarafından pompalanan kanın damarlara uyguladığı kuvveti ifade eder. Hipertansiyon genellikle uzun süre boyunca yüksek kan basıncına maruz kalmaya bağlı olarak gelişir ve "sessiz bir katil" olarak bilinir, çünkü genellikle belirgin semptomlara neden olmaz.

Kan basıncı, genellikle iki ölçü ile ifade edilir: sistolik basınç (kalp kası kasılırken atardamarlara uygulanan maksimum basınç) ve diastolik basınç (kalp kasılırken atardamarlarda dinlenme durumundaki minimum basınç). Normal kan basıncı genellikle 120/80 mm Hg (milimetre cıva) olarak kabul edilir. Ancak, sürekli olarak 130/80 mm Hg'nin üzerinde olan basınç hipertansiyon olarak değerlendirilir.

Hipertansiyon, kalp hastalığı, inme, böbrek hastalığı ve diğer ciddi sağlık sorunları gibi komplikasyonlara yol açabilir. Tedavi genellikle yaşam tarzı değişiklikleri (örneğin, sağlıklı beslenme, düzenli egzersiz, tuz alımının azaltılması) ve ilaçları içerir. Hipertansiyon, düzenli tıbbi kontrol ve tedaviyle kontrol altına alınabilir, bu nedenle erken teşhis ve tedavi önemlidir.

Hipertansiyon Neden Olur?

Hipertansiyonun tam nedeni genellikle belirlenememekle birlikte, birçok faktör hipertansiyon riskini artırabilir. Bu faktörler arasında:

Genetik Faktörler: Aile öyküsünde hipertansiyonun bulunması, bireyde hipertansiyon gelişme riskini artırabilir. Yaş: Yaş ilerledikçe, arterlerde sertleşme eğilimi artar ve kan basıncı yükselme eğilimindedir. Cinsiyet: Erkeklerde genellikle daha yüksek bir hipertansiyon riski vardır, ancak menopoz sonrası kadınlarda bu risk artar. Rasgele Faktörler: Bazı insanlar nedeni bilinmeyen bir şekilde hipertansiyon geliştirebilir. Yüksek Tuz Tüketimi: Aşırı tuz alımı, vücuttaki sodyum seviyelerini artırabilir ve bu da kan basıncını yükseltebilir. Düşük Potasyum İçeren Diyet: Potasyumun yeterli alınmaması da hipertansiyon riskini artırabilir. Fiziksel Aktivite Eksikliği: Düzenli egzersiz yapmamak, vücut ağırlığının kontrol altında tutulmaması hipertansiyon riskini artırabilir. Obezite: Fazla kilolu olmak, kalp-damar sistemi üzerinde ekstra bir yük oluşturabilir ve hipertansiyon riskini artırabilir. Alkol Tüketimi: Aşırı alkol tüketimi, kan basıncını artırabilir. Sigara İçmek: Sigara içmek, damar duvarlarına zarar verebilir ve kan basıncını yükseltebilir. Stres: Kronik stres, hormonal değişikliklere neden olarak kan basıncını artırabilir.

Hipertansiyon genellikle bu faktörlerin bir kombinasyonuyla ilişkilidir. Bu nedenle, sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli tıbbi kontrol ve gerekirse ilaç tedavisi, hipertansiyonun kontrol altında tutulmasına yardımcı olabilir. Ancak, her bireyde hipertansiyonun nedeni farklı olabilir.

Hipertansiyon Belirtileri Nelerdir ? Baş Ağrısı: Sık sık tekrarlayan baş ağrıları, özellikle sabahları, yüksek kan basıncının bir belirtisi olabilir. Baş Dönmesi veya Başı Dönme Hissi: Yüksek kan basıncı, baş dönmesi veya hafif başı dönme hissine neden olabilir. Göğüs Ağrısı: Yüksek kan basıncı, kalp yetmezliği veya koroner arter hastalığı gibi durumlarla ilişkili olarak göğüs ağrısına neden olabilir. Nefes Darlığı: Yüksek kan basıncı, kalp ve akciğer fonksiyonları üzerinde olumsuz etkiler yaparak nefes darlığına neden olabilir. Çift Görme veya Bulanık Görme: Yüksek kan basıncı retinada damar hasarına neden olabilir, bu da görme sorunlarına yol açabilir. Nefes Darlığı: Yüksek kan basıncı, kalp yetmezliği veya akciğer sorunları ile ilişkili olarak nefes darlığına neden olabilir. Hipertansiyon Tedavisi Nedir ?

Hipertansiyon tedavisi oldukça büyük önem taşır. Erken evrede tespit edilip tedaviye başlanmaz ise hastanın kalp krizi, inme, organ hasarı oluşabilir. İlaç tedavisi ve yaşam tarzında değişiklikler ile hastalık kontrol altına alınabilir. Tansiyonu tetikleyen obezite gibi rahatsızlıklar söz konusu olduğunda onlar için de ayrı bir tedavi uygulanır.

Hızlı Randevu Al Tıbbi Birimler Doktorlarımız İletişim "