Anksiyete Nedir ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Pasaj Blog

Anksiyete Nedir ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir? Pasaj Blog

Görünmez Bir Duygusal Fırtına: Anksiyete Nedir ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete, günümüzde yaygın bir sorun hâline gelen ve insanların yaşamını olumsuz etkileyen psikolojik bir durumdur. Bu ruhsal bozukluk, yoğun endişe, korku ve kaygı duygularının belirli bir süre boyunca devam etmesiyle karakterize edilir. Bu rahatsızlık, kişinin sosyal ilişkilerini, iş performansını ve genel yaşam kalitesini olumsuz yönde etkileyebilir. Anksiyetenin çeşitli türleri olsa da genellikle temeli aşırı kaygıya dayanır. Yaşanan bu psikolojik rahatsızlıktan kurtulmak ve çok daha sakin bir hayat yaşamak isteyen kişiler, genellikle tedavi yönteminin ne olduğu konusunda bir araştırmaya girerler. Bu noktada rahatsızlığın tetiklenmesine neden olan etmenlerin ne olduğunu belirlemek ve buna göre bir yol çizmek, doktorlar açısından da son derece önemlidir.

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, insanların günlük yaşamında kimi zaman karşılaştıkları stresli ya da tehditkâr durumlar karşısında hissettikleri psikolojik bir durumdur ve genellikle doğal bir tepki olarak kendisini gösterir. Normal durumlarda anksiyete, çevreden gelebilecek tehlikelere karşı tetikte olmamızı sağlar. Ancak anksiyete belirtileri, aşırı derecede şiddetli, uzun süreli ve kontrol edilemez bir hâle geldiğinde bu durum, normal kabul edilmez. Anksiyete bozuklukları olarak adlandırılan bu durum, farklı birçok şekilde kendisini gösterebilir.

Kimler Daha Fazla Baş Etmek Zorunda Kalır?

Anksiyete, toplumun farklı kesimlerinde görülebilen son derece yaygın bir psikolojik rahatsızlıktır. Özellikle genç yetişkinler ve kadınlar, anksiyete krizleri gibi atakları daha sık yaşayabilirler. Genetik yatkınlığı bulunanlar, travmatik bir yaşantıya sahip olanlar, çocukluk döneminde gereğinden fazla korumacı tavra maruz kalanların bu rahatsızlığı yaşama ihtimali çok daha fazladır. Üstelik geçmişte olmasa da günümüzde stresli bir yaşam sürenlerin gelecek hakkında yapmaya çalıştıkları planlama sırasında da yaygın anksiyete bozukluğu kendisini gösterebilir.

Anksiyete Çeşitleri Nelerdir?

Anksiyete çeşitleri çok farklı şekillerde görülebilir. Genel olarak kişinin ortada bunu gerektirecek bir durum olmasa dahi endişe ve bunaltı hissetmesi durumu anksiyete olarak yorumlanabilir. Farklı türlerde görülebilen çeşitleriyle pek çok kişinin maruz kaldığı yaygın çeşitleriyse şu şekilde sıralanabilir:

Yaygın Anksiyete Bozukluğu: Sıradan olaylar karşısında dahi yoğun kaygı hissinin olduğu bir durumdur. Kişilerin olaylar özelinde verdikleri tepki genellikle aşırıya kaçar. Anksiyete ve depresyon belirtileri birlikte görünebilir ve kişide bu rahatsızlıklar her ikisi de bulunabilir. Sosyal Anksiyete: Topluluk içinde olma korkusuyla karakterizedir. Bireyler başkaları tarafından eleştirilmek ya da utandırılmak endişesiyle sosyal etkileşimden kaçınabilirler. Panik Bozukluğu: Aniden ortaya çıkan şiddetli korku ve kaygı nöbetleri belirgindir. Kalp çarpıntısı, terleme, titreme gibi durumlar anksiyetenin fiziksel belirtilerindendir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu: Şiddetli travmatik bir olayı takiben tekrarlayan kaygı ve aşırı korku yaşama durumudur. Travma sonrası hatıralar, kabuslar ve yaşanan olayla ilgili olabilecek her olaydan kaçınmayla anksiyete krizi belirtileri görülebilir. Obsesif-Kompulsif Bozukluk: Zihinsel tekrarlamalar ve buna karşı geliştirilen davranışlar ile karakterize bir rahatsızlıktır. Bireyler belirli düşünceleri ve ritüellerini artık kontrol edemezler. Prizleri kontrol etmekten evden çıkamama, elleri sürekli yıkama gibi davranışlar görülebilir. Agorafobi: Kişi, açık alanlarda ya da kalabalık yerlerde bulunmaktan korkar. Bu nedenle kişiler evden dahi çıkmak istemeyebilirler.

Anksiyete çeşitleri, kişinin yaşadığı belirtiler ve bulunduğu duruma bağlı olarak değişiklik gösterebilir. Her bireyin yaşadığı deneyim farklı olabilir. Bu noktada rahatsızlık hisseden bireylerin doğru tanı ve tedavi yöntemi için bir uzmana danışmaları şarttır.

Anksiyetenin Sırlarını Açığa Çıkarmak: Nedenler ve Tetikleyiciler Nelerdir?

Günümüzdeki stresli yaşam koşulları, herkesi hayatının bir döneminde anksiyete ile başa çıkmasına neden olmuştur. Son derece yaygın olan bu psikolojik rahatsızlığın temelinde yer alan sebepler birbirinden farklı biçimde görülebilir. Genetik yatkınlık, çevresel stres, travmatik deneyimler, hormonal değişimler ya da kronik rahatsızlıklar gibi durumların her biri kişide bu rahatsızlığa sebep olabilir.

Genetik Faktörler

Genetik faktörler, bu rahatsızlığın meydana gelmesinde büyük bir rol oynar. Bilimsel araştırmalarla aile geçmişinde bu rahatsızlığı olan kişilerin belirli beyin kimyasallarının düzenlenmesinde farklılıklar olduğu saptanmıştır ve bu durum sinir sistemi aktivitesindeki değişikliklerle ilişkilendirilir. Genetik yatkınlık önemli bir neden olsa da çevresel faktörler bu durumun tetikleyicisi konumunda olabilir. Bu karmaşık etkileşim, rahatsızlığın tedavisi sırasında oldukça önem arz eden bir durumdur.

İş ve Günlük Stres Faktörleri

Bilimsel araştırmalar yoğun tempo, rekabet, performans baskısı gibi iş yerindeki stres faktörlerinin duygu durum bozukluklarının gelişimini tetikleyebileceğini göstermiştir. Aynı şekilde günlük yaşantıda karşılaşılan finansal sıkıntılar, aile ya da ikili ilişkilerdeki sorunlar, sosyal baskılar ve yaşam değişiklikleri, bu sorunun meydana gelme riskini artıran faktörlerdendir.

Anksiyetenin İzini Sürmek: Belirtileri Nelerdir?

Stresörler karşısında duyulan ve geçici olarak hissedilen kaygılar normal olarak kabul edilir. Önemli bir iş görüşmesi öncesinde ya da büyük bir sınavdan hemen önceki gecede yaşanan duygu değişimlerinden ziyade kontrol edilemez kaygı duygusu bunun tedavi gerektiren bir durum olduğunu gösterir. Bu rahatsızlığın belirtileri, kişiler arasında farklılık gösterebilir ancak genel olarak aşağıdaki durumlar anksiyete göstergesi olabilir:

Sürekli ve aşırı endişe duyma hâli Huzursuzluk ve rahat edememe hissi Yoğun korku ve panik ataklar: Kalp çarpıntısı, terleme, nefes darlığı gibi fiziksel belirtilerle görülebilir. Uyku sorunları: Anksiyete uykuya dalamama gibi net belirtilerle kendisini gösterebilir. Üstelik anksiyete, uykuda sıçrama şeklinde de varlığını hissettirebilir. Konsantre olmada güçlük Sürekli yorgunluk Sinirli hissetme ve ani öfke patlamaları yaşama Kas gerginliği ve ağrılar: Bu durum kimi zaman seğirme hâlini de alabilir. Anksiyete, kas seğirmesiyle sıklıkla ilişkilendirilir. İshal, kabızlık ya da mide sorunları: Özellikle anksiyete, mide bulantısı şeklinde kendisini hissettirebilir. Yoğun kaygı, kişinin midesine ya da bağırsaklarına yansıyabilir.

Anksiyete belirtiler, bireyler arasında farklılık gösterebilir ya da görülen semptomlar birbiriyle örtüşebilir. Doğru teşhis için anksiyete testine girerek uzmandan destek almak çok önemlidir. Çünkü bu rahatsızlık kişinin direkt olarak yaşamını olumsuz etkiler ve tedavi edilmediği sürece artarak şiddetlenir.

Yetişkinlerde ve Ergenlerde Anksiyete Bozukluğu Nasıl Teşhis Edilir?

Yetişkinlerde ve ergenlerde bu bozukluk, ‘Beck Anksiyete Ölçeği’ gibi özgün değerlendirme araçları kullanılarak teşhis edilir. Bu testler, rahatsızlık düzeyini ölçerek belirtileri değerlendirir ve doğru tanı için kritik öneme sahiptir. Uzmanlar, kişinin yaşadığı belirtileri ve günlük yaşamını inceleyerek uygun teşhisi koyar. Yapılan anksiyete bozukluğu testi neticesinde ise tedavi planını oluşturur.

Anksiyete Tedavi Seçenekleri Nelerdir?

Anksiyete tedavi seçenekleri oldukça çeşitlidir. Örneğin anksiyete nefes egzersizi, derin ve ritmik nefes alıp verme yöntemleriyle rahatlama sağlar. Öte yandan anksiyete ilaçları, antidepresanlar ve anksiyolitikler, semptomların hafifletilmesine yardımcı olabilir. Tedavide terapi, bilişsel-davranışçı yöntem ve danışmanlık da etkili olabilir. Kişiye özgü tedavi yaklaşımı bu noktada son derece önemlidir.

Anksiyetenin Hafifletilmesi: Terapi ve Danışmanlık Yöntemleri

Rahatsızlığı hafifletmek için terapi ve danışmanlık yöntemleri etkili olabilir. Bilişsel-davranışçı terapi, olumsuz düşünce kalıplarını değiştirmeye ve yeni başa çıkma stratejileri geliştirmeye odaklanır. Danışmanlık ise kişinin bu süreçte duygusal destek almasına yardımcı olur. Uzman rehberliği sayesinde bu psikolojik rahatsızlıkla başa çıkmak mümkündür.

İlaçlar ve Doğal Tedavi Seçenekleri

Anksiyete tedavisinde ilaçlar tıbbın geldiği nokta itibarıyla oldukça etkilidir. Fakat bunun yanında uzmanlar kişilere doğal yöntemler de önerebilirler. Fiziksel aktivitenin yoğunluğu, kişinin kaygı düzeyini düşürmek konusunda etkilidir. Bu noktada uzmanlar, evde yapılabilecek fitness hareketlerini anksiyeteyle baş edenlere sıklıkla önerir. Bunun dışında zihinsel olarak meşgul olmak da doğal tedavi seçeneklerinden biridir. Örneğin puzzle yapmak zihninizin stresten farklı bir noktaya odaklanmasını sağlar ve tedavinin olumlu şekilde etkilenmesine yardımcı olur.

"
YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU | Fethiye Psikiyatri

YAYGIN ANKSİYETE BOZUKLUĞU | Fethiye Psikiyatri

Anksiyete: Tanı, Belirti ve Tedavisi

En az bir ay süren, kronik, yaygın anksiyete söz konusudur. Bu hastalar, sürekli kötü bir şey olacak duygu ve korkusunu yaşarlar. Karşılaştığı bir arkadaşı, “dur sana bir şey söyleyeceğim” dese, kötü bir haber verecek endişesiyle yürekleri cız eder. Sürekli sıkıntı içindedirler. Anksiyetenin tüm bedensel ve ruhsal belirtilerini yaşarlar. Yaşam boyu yaygınlık, % 3-8’dir. Kadınlarda, erkeklerin iki katı görülür. Başlangıç yaşı değişmekle birlikte, erken erişkinlik’te ortaya çıkar. Hastanın yakın akrabalarında görülme riski yaklaşık % 25’tir.

Etyopatogenez

Artmış sempatik tonusa karşılık aşırı otonom reaksiyon Artmış katekolamin salınımı, noradrenalin metabolitleri Uykuda REM’in kısalması GABA azalmasıyla, MSS hiperaktivitesi Serotonin, dopaminerjik aktivitede artış Temporal serebral kortekste hiperaktif alan NA nöronların merkezi locus cereleusda hiperkatif alan Sex, agresyon gibi bilinç dışı dürtülerin bilinç üstüne çıkıp, anksiyete yaratma tehditi. Anksiyeteden kurtulmak için savunma mekanizmalarının kullanılması Sembollerin bilinç altında yer değiştirmesi fobiye yol açar.

C) Öğrenme Teorisi

Anksiyete strese karşı bir tepkidir. Bir kere yaşanılınca, diğer daha hafif, daha az stresli olaylara da yanıt olarak çıkar. Ebeveynlerden öğrenilen bir tepki olabilir.

Klinik Belirti ve Bulgular

Anksiyete bozukluklarında görülen belirti ve bulgular:

Endişe, gerginlik Konsantre olamama Aşırı uyanıklık İnsomnia Libido azalması Sersemlik hissi Titreme Karında rahatsızlık Baş ağrısı, sırt ağrıları Dispne, taşipne Otonomik hiperaktiviteler: Flashing, solgunluk, taşıkardi, çarpıntı, terleme, ürperme, soğuk eller, diare, ağız kuruluğu, sık idrara çıkma Parestezi Yutma güçlüğü Boğulma, tıkanma hissi Soğuk, sıcak basması Depersonalizasyon Derealizasyon Ölüm korkusu Çıldırma, kontrolünü kaybetme korkusu

En az 6 ay boyunca, günlerin çoğunda beliren kronik, yaygınlaşmış anksiyete. Endişe, bunaltı ve gerginlik baskındır. Anksiyete birçok olaya karşıdır. Bitkinlik, sersemlik hali, konsantrasyon güçlüğü, irritabilite, kas gerginliği ve uyku bozukluklarından 3 ya da daha fazlası bulunmalıdır.

Ayırıcı Tanı

Depresif bozukluklar Şizofreni Bipolar I bozukluğu Atipik psikoz Anksiyeteli uyum bozukluğu Medikal ve nörolojik hastalıklar Madde bağımlılığına bağlı yoksunluk sendromları "
Anksiyete Nedir? Belirtileri Nelerdir? A life Sağlık Grubu

Anksiyete Nedir? Belirtileri Nelerdir? A life Sağlık Grubu

Anksiyete Nedir? Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete, vücudun doğal bir tepkisi olan ve insanların stresli veya tehlikeli durumlara karşı hazırlıklı olmalarını sağlayan bir duygusal tepkidir. Anksiyete, bir tehdit veya endişe kaynağı ortaya çıktığında ortaya çıkar ve kişinin bu durumla başa çıkmasına yardımcı olabilir. Ancak bazı durumlarda anksiyete aşırı veya kontrolsüz hale gelebilir ve kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyebilir. Bu durumda, anksiyete bozukluğu olarak adlandırılır.

Anksiyete bozuklukları, kişinin günlük yaşamını, işlevselliğini ve genel yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir. Bu bozukluklar genellikle aşağıdaki belirtilerle karakterizedir:

Sürekli endişe ve gerginlik hali. Fiziksel belirtiler, örneğin kalp çarpıntısı, terleme, titreme. Zihinsel belirtiler, örneğin zihninde sürekli endişeli düşünceler. Kaçınma davranışları, yani kaygıya neden olan durumlardan kaçınma veya kaçınmaya çalışma.

Anksiyete bozuklukları çeşitli alt tiplere sahip olabilir, örneğin genel anksiyete bozukluğu (GAD), panik bozukluk, sosyal anksiyete bozukluğu ve özgül fobi gibi. Bu bozukluklar, kişinin yaşamında farklı şekillerde etki edebilir ve tedavi edilebilirler.

Anksiyete bozukluklarının tedavisi, terapi (psikoterapi), ilaçlar veya bu iki yöntemin bir kombinasyonunu içerebilir. Tedavi, kişinin belirtilerini hafifletmeye ve anksiyeteyi yönetmeye yardımcı olabilir. Bu nedenle, anksiyete belirtileri yaşayan bir kişiyseniz, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Tedavi, kişinin ihtiyaçlarına ve belirtilerine göre uyarlanacaktır.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Anksiyete bozukluklarının belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve hangi tür anksiyete bozukluğu yaşandığına bağlı olarak değişebilir. Ancak genel olarak anksiyete bozukluklarının belirtileri aşağıda sıralananları içerebilir:

Sürekli Endişe: Anksiyete belirtilerinden biri, sürekli bir endişe ve gerginlik durumudur. Kişi, gerçekte bir tehlike veya tehdit olmasa bile sürekli olarak bir şeylerin kötüye gideceğinden veya bir felaketin yaklaştığından endişe eder. Fiziksel Belirtiler: Anksiyete aynı zamanda bir dizi fiziksel belirtiye neden olabilir. Bu belirtiler arasında kalp çarpıntısı, terleme, titreme, mide bulantısı, baş ağrısı, kas gerginliği, solunum sıkışması, karın ağrısı ve baş dönmesi bulunabilir. Zihinsel Belirtiler: Anksiyete, zihinsel olarak da belirtiler gösterebilir. Kişi, sürekli olarak endişeli düşüncelere kapılabilir, odaklanma sorunları yaşayabilir, düşünce karmaşası yaşayabilir veya konsantrasyon güçlüğü çekebilir. Uykusuzluk: Anksiyete bozukluğu olan birçok kişi, uykuya dalmakta zorlanabilir veya uykusuzluk yaşayabilir. Aynı zamanda gece terlemeleri veya kabuslar gibi uyku sorunları da sık görülebilir. Sosyal İzolasyon: Sosyal anksiyete bozukluğu olan kişiler, sosyal etkileşimlerden kaçınabilir ve insanlarla ilişki kurmaktan kaçınma eğiliminde olabilirler. Panik Ataklar: Panik bozukluğu olan kişiler, aniden ortaya çıkan yoğun korku veya panik hissi yaşayabilirler. Bu durum sık sık panik ataklar olarak adlandırılır ve nefes darlığı, göğüs ağrısı, terleme ve titreme gibi fiziksel belirtilerle birlikte görülebilir. Kaçınma Davranışları: Anksiyete bozukluğu olan kişiler, kaygıya neden olan durumlardan veya yerlerden kaçınma eğiliminde olabilirler. Bu kaçınma davranışları, yaşamın normal akışını engelleyebilir.

Anksiyete bozuklukları, belirtiler kişinin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyene kadar devam edebilir. Bu nedenle, bu belirtileri deneyimliyorsanız veya bir yakınınız bu belirtileri yaşıyorsa, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir. Profesyonel yardım, anksiyeteyi yönetmeye ve tedavi etmeye yardımcı olabilir.

Anksiyete Neden Olur?

Anksiyete, birden çok karmaşık faktörün etkileşimi sonucu ortaya çıkabilir. Anksiyete bozukluklarının nedenleri kişiden kişiye farklılık gösterebilir ve genellikle birden çok etken bir araya gelerek anksiyete bozukluğunu tetikler. İşte anksiyetenin oluşumunda rol oynayabilecek bazı temel faktörler:

Genetik Faktörler: Aile geçmişi, anksiyete bozukluğu riskini artırabilir. Eğer aile üyelerinde anksiyete bozukluğu öyküsü varsa, bireyde bu tür bir bozukluğun ortaya çıkma olasılığı daha yüksek olabilir. Beyin Kimyası: Kimyasal dengesizlikler ve nörotransmitterlerin düzensizliği, anksiyete bozukluğuna yol açabilir. Özellikle serotonin, norepinefrin ve gamma-aminobütirik asit (GABA) gibi nörotransmitterlerin seviyelerindeki değişiklikler anksiyete ile ilişkilendirilebilir. Kişisel Deneyimler: Özellikle travmatik yaşantılar, ciddi stres durumları veya çocukluk dönemi kötü deneyimleri gibi psikolojik ve duygusal deneyimler anksiyete bozukluklarını tetikleyebilir. Biyolojik Faktörler: Fiziksel sağlık sorunları, hormonal değişiklikler ve nörolojik hastalıklar gibi biyolojik faktörler de anksiyete riskini artırabilir. Çevresel Stres: Stresli yaşam olayları, iş kaybı, ilişki sorunları veya maddi zorluklar gibi dışsal faktörler anksiyeteyi tetikleyebilir veya şiddetlendirebilir. Kişilik Faktörleri: Bazı kişilik özellikleri, özellikle mükemmeliyetçilik, obsesif-kompulsif özellikler veya düşük özsaygı gibi özellikler anksiyete bozukluklarına yatkınlığı artırabilir. Kimyasal Bağımlılık: Alkol, uyuşturucu madde veya kafein gibi madde kötüye kullanımı veya bağımlılığı, anksiyete semptomlarını kötüleştirebilir veya tetikleyebilir.

Unutmayın ki anksiyete bozukluklarının gelişimi karmaşık bir süreçtir ve her bireyin durumu farklıdır. Bu nedenle, anksiyete yaşayan bir kişiye yaklaşım, kişinin özgün deneyimlerine ve gereksinimlerine dayanmalıdır. Anksiyete bozukluklarının tedavisi, bu faktörleri dikkate alarak kişiselleştirilmiş bir yaklaşım gerektirir ve psikiyatristler, psikologlar ve diğer uzmanlar bu konuda yardımcı olabilir.

Anksiyete Türleri Nelerdir?

Anksiyete bozuklukları, belirli semptomlar ve tetikleyici faktörlere göre farklı türlerde gelir. İşte yaygın anksiyete bozukluklarından bazıları:

Genel Anksiyete Bozukluğu (GAD): Genel anksiyete bozukluğu, kişinin sürekli ve belirgin bir şekilde aşırı endişeli ve gergin hissettiği bir durumdur. Bu durum, günlük yaşamı etkileyebilir ve kişi endişe duyduğu konular üzerinde aşırı düşünme ve takıntılı düşünceye sahip olabilir. Panik Bozukluk: Panik bozukluğu, beklenmedik ve yoğun panik atakların tekrarlanmasıyla karakterizedir. Panik ataklar, ani bir korku veya endişe hissi, nefes darlığı, kalp çarpıntısı, terleme, titreme ve göğüs ağrısı gibi şiddetli fiziksel semptomlarla birlikte gelir. Sosyal Anksiyete Bozukluğu: Sosyal anksiyete bozukluğu veya sosyal fobi, sosyal etkileşimler sırasında aşırı endişe ve korku yaşamakla karakterizedir. Bu durum, insanlarla konuşma, topluluk önünde konuşma veya sosyal etkinliklere katılma gibi sosyal durumları içerebilir. Spesifik Fobi: Spesifik fobi, belirli bir nesne, durum veya aktiviteye karşı aşırı ve mantıksız bir korku geliştirme durumudur. Örnekler arasında uçuş korkusu (aviyofobi), yükseklik korkusu (akrofobi) ve örümcek korkusu (araknofobi) bulunabilir. Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): Obsesif-kompulsif bozukluk, kişinin tekrarlayan obsesyonlar (zorlayıcı düşünceler) ve bu düşünceleri bastırmak veya kontrol etmek için yaptığı tekrarlayan kompulsif davranışlar (zorlayıcı ritüeller) ile karakterizedir. Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB): Travma sonrası stres bozukluğu, travmatik bir olayın sonrasında yaşanan şiddetli stres ve anksiyete semptomlarıyla belirginleşir. Bu semptomlar arasında kabuslar, korku, uyarılmışlık ve travma ile ilişkilendirilen olayları hatırlama gibi bulunabilir. Ayırma Anksiyete Bozukluğu: Bu bozukluk, ayrılık durumlarında (örneğin, aile üyeleri veya bakıcılarından ayrılma) aşırı endişe yaşayan çocuklarda görülür. Genellikle çocukların okula gitme veya bakıcılarından uzaklaşma gibi ayrılma durumlarında kendini gösterir.

Her anksiyete türü, farklı semptomlar, tetikleyiciler ve tedavi yaklaşımları gerektirebilir. Bir kişi anksiyete belirtileri yaşadığında, profesyonel bir sağlık uzmanı tarafından değerlendirilmesi ve uygun tedavi seçeneklerinin belirlenmesi önemlidir. Bu, kişinin daha iyi bir yaşam kalitesi elde etmesine yardımcı olabilir.

Anksiyete Risk Faktörleri Nelerdir?

Anksiyete bozukluklarının gelişiminde etkili olan bir dizi risk faktörü bulunmaktadır. Bu risk faktörleri, bireyin anksiyete bozukluğu geliştirme olasılığını artırabilir. İşte anksiyete risk faktörlerinden bazıları:

Genetik Faktörler: Aile geçmişi, anksiyete bozukluklarının riskini artırabilir. Eğer bir veya birden fazla aile üyesi anksiyete bozukluğu geçmişi taşıyorsa, kişinin bu tür bir bozukluğu geliştirme olasılığı daha yüksek olabilir. Kimyasal Dengesizlikler: Beyindeki nörotransmitterlerin (serotonin, norepinefrin, GABA gibi) düzensizliği anksiyete ile ilişkilendirilmiştir. Bu kimyasal dengesizlikler, anksiyete belirtilerinin ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Çocukluk Dönemi Deneyimleri: Travmatik veya stresli çocukluk dönemi deneyimleri, ilerleyen yaşlarda anksiyete bozukluğu riskini artırabilir. Özellikle aile içi istismar, ayrılıklar veya kayıplar gibi olumsuz deneyimler bu riski artırabilir. Kişilik Özellikleri: Belirli kişilik özellikleri, özellikle mükemmeliyetçilik, düşük özsaygı ve obsesif-kompulsif özellikler anksiyete bozukluklarına yatkınlığı artırabilir. Diğer Zihinsel Sağlık Sorunları: Depresyon, bipolar bozukluk veya diğer zihinsel sağlık sorunları ile birlikte anksiyete bozukluğu riski artabilir. Cinsiyet: Kadınlar genellikle erkeklere göre anksiyete bozukluklarına daha yatkındır. Hormonal değişiklikler (örneğin, adet dönemi, hamilelik ve menopoz) bu riski artırabilir. Stresli Yaşam Olayları: İş kaybı, ilişki sorunları, maddi zorluklar veya doğal afetler gibi stresli yaşam olayları anksiyete semptomlarının ortaya çıkmasına katkıda bulunabilir. Madde Kötüye Kullanımı: Alkol, uyuşturucu maddeler veya kafein gibi maddelerin kötüye kullanımı veya bağımlılığı, anksiyete belirtilerini şiddetlendirebilir veya tetikleyebilir. Sağlık Sorunları: Kronik sağlık sorunları veya fiziksel rahatsızlıklar, anksiyete riskini artırabilir. Sosyal Faktörler: Sosyal izolasyon, yalnızlık veya sürekli stresli iş koşulları gibi sosyal faktörler de anksiyete riskini artırabilir.

Bu risk faktörleri, anksiyete bozukluğu gelişme olasılığını artırabilir, ancak herkes aynı derecede etkilenmez. Birden çok faktörün bir araya gelmesi, anksiyete bozukluklarının gelişimine yol açabilir. Unutmayın ki anksiyete bozuklukları tedavi edilebilir ve kişiye uygun bir tedavi planı ile semptomlar yönetilebilir. Eğer anksiyete belirtileri yaşıyorsanız, bir sağlık profesyoneli ile görüşmek önemlidir.

Anksiyete Nasıl Teşhis Edilir?

Anksiyete bozukluğu teşhisi, genellikle bir sağlık profesyoneli tarafından yapılır. Bu profesyoneller arasında psikiyatristler, psikologlar, aile hekimleri ve diğer uzmanlar yer alabilir. Anksiyete bozukluğu teşhisi, aşağıdaki adımlar ve değerlendirmeler kullanılarak yapılır:

Klinik Değerlendirme: İlk adım, bir sağlık profesyonelinin kişi ile klinik bir görüşme yapmasıdır. Bu görüşme sırasında, kişiye anksiyete semptomları hakkında sorular sorulur. Semptomların türü, süresi, sıklığı ve şiddeti gibi bilgiler toplanır. Ayrıca kişinin genel sağlık geçmişi, aile geçmişi ve yaşam stili gibi faktörler de değerlendirilir. Fiziksel Muayene: Anksiyete semptomları fiziksel sağlık sorunları ile ilişkilendirilebileceği için, sağlık profesyoneli fiziksel bir muayene yapabilir. Bu muayene, fiziksel nedenlerin anksiyete semptomlarına yol açmadığını belirlemeye yardımcı olabilir. Laboratuvar Testleri: Bazı durumlarda, kan testleri veya diğer laboratuvar testleri, anksiyete semptomlarının altında yatan başka bir tıbbi durumun varlığını belirlemek için yapılabilir. Psikolojik Değerlendirme: Psikologlar veya psikiyatristler, anksiyete bozukluğunu daha ayrıntılı bir şekilde değerlendirmek için psikolojik değerlendirme yöntemleri kullanabilirler. Bu, anksiyete semptomlarının türünü ve şiddetini daha iyi anlamalarına yardımcı olabilir. Tanı Kriterleri: Anksiyete bozukluğu teşhisi, Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından yayınlanan “Ruhsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı (DSM-5)” veya Uluslararası Hastalıklar Sınıflandırması (ICD-10) gibi tanı kriterlerine dayanır. Bu kriterler, semptomların türü, süresi ve şiddeti gibi belirli ölçütleri içerir. Diğer Olası Nedenlerin Elemesi: Sağlık profesyoneli, anksiyete semptomlarının başka bir tıbbi veya psikolojik durumun bir sonucu olup olmadığını elemek için çalışabilir. Bu, yanlış bir teşhisin önlenmesine yardımcı olabilir.

Anksiyete bozukluğu teşhisi, semptomların süresi ve şiddeti gibi faktörlere dayanır. Teşhis konulduğunda, kişiye uygun bir tedavi planı oluşturulabilir. Bu plan, terapi, ilaç tedavisi veya her ikisinin bir kombinasyonunu içerebilir ve kişinin semptomlarını yönetmesine yardımcı olabilir. Tedavi, kişiselleştirilmiş ve uzmanlar tarafından sağlanmalıdır.

Anksiyete Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete tedavisi, kişinin semptomlarını hafifletmeyi ve anksiyete bozukluğunu yönetmeyi amaçlar. Tedavi, kişinin semptomlarının türüne, şiddetine ve yaşam durumuna bağlı olarak farklılık gösterebilir. İşte yaygın anksiyete tedavi yöntemlerinden bazıları:

Psikoterapi (Terapi): Bilişsel Davranışçı Terapi (BDT): BDT, anksiyete bozukluklarının tedavisinde sıkça kullanılan bir terapi türüdür. Kişinin düşünce kalıplarını ve davranışlarını değiştirmesine yardımcı olur. BDT, anksiyete semptomlarına neden olan düşünce ve inançları tanımlamayı, sorgulamayı ve değiştirmeyi hedefler. Kabul ve Kararlılık Terapisi (ACT): ACT, kişinin yaşamındaki olumsuz duygusal deneyimlerle başa çıkmasına yardımcı olur. Bu terapi, duygusal olarak esnek olma ve değerlerine dayalı bir yaşam sürme becerilerini geliştirmeye odaklanır. Maruziyet ve Tepki Önleme (ERP): Özellikle obsesif-kompulsif bozukluğu tedavi etmek için kullanılır. Kişiyi korktuğu veya rahatsız olduğu şeylere maruz bırakır ve bu şeylere verdiği anksiyetik tepkileri azaltmaya çalışır. Diğer Terapiler: Duygusal Odaklı Terapi (EFT), Duygusal Zekâ (EQ) tabanlı terapiler ve aile terapileri gibi diğer terapi türleri de anksiyete tedavisinde kullanılabilir. İlaç Tedavisi: Antidepresanlar: Birçok anksiyete bozukluğu tedavisinde antidepresanlar kullanılır. Özellikle selektif serotonin geri alım inhibitörleri (SSRI’lar) ve serotonin-norepinefrin geri alım inhibitörleri (SNRI’lar) sıklıkla reçete edilen ilaçlar arasındadır. Benzodiazepinler: Bu ilaçlar kısa vadeli anksiyete semptomlarını hafifletmek için kullanılabilir, ancak uzun süreli kullanımları genellikle önerilmez, çünkü bağımlılık ve yan etkilere neden olabilir. Beta Blokerler: Özellikle sosyal anksiyete bozukluğu tedavisinde kullanılır. Fiziksel semptomları, özellikle titreme ve kalp çarpıntısını kontrol etmeye yardımcı olabilirler. Kendi Kendine Yardım Yöntemleri: Yoga, meditasyon ve derin nefes egzersizleri gibi rahatlama teknikleri, anksiyete semptomlarını hafifletebilir. Sağlıklı bir yaşam tarzı benimsemek, düzenli egzersiz yapmak, sağlıklı beslenmek ve yeterli uyku almak anksiyete ile başa çıkmada yardımcı olabilir. Alkol, kafein ve diğer uyarıcı maddelerin kullanımını sınırlamak veya bırakmak, anksiyete semptomlarını azaltabilir.

Tedavi, kişiye özgü bir yaklaşım gerektirir ve bir uzman tarafından değerlendirilmelidir. Çoğu durumda, psikoterapi ve ilaç tedavisi bir arada kullanılabilir ve kişinin semptomlarını daha iyi yönetmesine yardımcı olabilir. Tedavi süreci boyunca kişinin ilerlemesi izlenir ve gerektiğinde tedavi planı ayarlanır.

Anksiyete Krizlerinde Ne Yapılması Gerekir?

Anksiyete krizi (panik atak) yaşandığında, kişi çok yoğun korku ve endişe hisseder ve fiziksel semptomlar yaşar. Ancak, bu tür durumlarda yapabileceğiniz bazı adımlar var:

Sakin Kalın: Anksiyete krizi sırasında sakin kalmaya çalışın. Paniklemek, semptomların şiddetini artırabilir. Kendinize, bu krizin geçici olduğunu hatırlatın. Nefes Egzersizleri Yapın: Derin ve yavaş nefes almak, anksiyete semptomlarını hafifletebilir. Yavaşça burnunuzdan nefes alın ve ağzınızdan yavaşça nefes verin. Bu sakinleştirici bir etki yaratabilir. Kendinize Olumlu Mesajlar Verin: Kendinize olumlu ve destekleyici mesajlar vermek, anksiyete krizi sırasında kendinizi daha iyi hissetmenize yardımcı olabilir. Kendinize “Bu geçici, kontrol edilebilir bir durum” gibi pozitif ifadeler kullanın. Çevrenizi Kontrol Edin: Panik atak sırasında çevrenizde güvende olduğunuzu teyit edin. Kendinize, fiziksel olarak zarar görme riskinizin olmadığını hatırlatın. Bir Arkadaş veya Aile Üyesine Ulaşın: Bir yakınınıza veya güvendiğiniz bir kişiye ulaşmak, destek almanıza yardımcı olabilir. Konuşmak ve duygularınızı paylaşmak, sizi sakinleştirebilir. Panik Atağın Geçmesini Bekleyin: Panik ataklar genellikle birkaç dakika içinde başlar ve birkaç dakika içinde geçer. Sabırlı olun ve semptomların doğal olarak azalmasını bekleyin. Kaçmayın veya Kaçınmayın: Panik atak sırasında kaçmaktan veya kaçınmaktan kaçının. Bu, anksiyeteyi daha da kötüleştirebilir. Panik atağa maruz kalmak, atakların sıklığını ve şiddetini azaltabilir. Profesyonel Yardım Alın: Eğer sık sık panik ataklar yaşıyorsanız veya semptomlar kontrol edilemez hale geliyorsa, bir sağlık profesyoneline başvurun. Profesyonel yardım, anksiyete bozukluğunu yönetmenize yardımcı olabilir.

Anksiyete krizleri bazen tedavi gerektiren bir anksiyete bozukluğunun bir belirtisi olabilir. Bu nedenle, sık sık panik ataklar yaşıyorsanız veya semptomlar yaşamınızı olumsuz etkiliyorsa, bir uzmandan yardım almak önemlidir. Profesyonel yardım, anksiyete semptomlarını tedavi etmek ve yönetmek için etkili bir yol olabilir.

Anksiyete Şikayeti İçin Hangi Bölüme Başvurmak Gerekir?

Anksiyete şikayetleri için başvurmanız gereken bölüm genellikle bir psikiyatri veya psikoloji uzmanının çalıştığı bölümdür. Anksiyete bozuklukları psikolojik rahatsızlıklar olduğu için bu tür şikayetlerin değerlendirilmesi, teşhisi ve tedavisi için psikoloji ve psikiyatri uzmanlarına başvurulması önerilir. İşte hangi uzmanlara başvurabileceğinizin birkaç örneği:

Psikiyatrist: Psikiyatristler, mental sağlık sorunlarını teşhis etmek ve tedavi etmek konusunda uzmanlaşmış tıp doktorlarıdır. Anksiyete bozukluğu tedavisi için ilaçları reçete edebilirler ve psikoterapiyi yönlendirebilirler. Klinik Psikolog: Klinik psikologlar, anksiyete bozukluklarını değerlendirmek ve psikoterapi (terapi) tedavisi sağlamak konusunda uzmandır. Psikoterapi, anksiyete semptomlarını yönetmek ve tedavi etmek için etkili bir yol olabilir. Ruh Sağlığı Hemşiresi: Ruh sağlığı hemşireleri, anksiyete ve diğer ruh sağlığı sorunlarını değerlendirebilirler. Tedavi süreçlerine destek sağlayabilirler. Aile Hekimi: Aile hekimleri, genel sağlık sorunlarına odaklanmalarına rağmen, anksiyete belirtileri yaşayan kişileri değerlendirebilir ve gerektiğinde bir psikiyatrist veya psikologa yönlendirebilirler. Klinik Sosyal Hizmet Uzmanı: Klinik sosyal hizmet uzmanları, anksiyete bozukluğu gibi ruh sağlığı sorunlarına yönelik değerlendirme ve tedavi sağlayabilirler. Ayrıca, kaynaklara erişim ve destek konularında da yardımcı olabilirler.

Anksiyete şikayetleri yaşadığınızda, bir sağlık profesyoneline başvurmak önemlidir. Uzmanlar, semptomlarınızı değerlendirerek uygun bir teşhis koyma ve tedavi planı oluşturma konusunda size yardımcı olabilirler. Unutmayın ki anksiyete bozuklukları tedavi edilebilir ve tedavi, yaşam kalitenizi artırabilir.

"
Anksiyete: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Anksiyete: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Anksiyete: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Acrobat Distiller 10.0.0 (Windows)

Acrobat Distiller 10.0.0 (Windows)

uuid:441aff31-bec3-4c3c-8773-745d31befe1e uuid:ac500147-7035-4e57-9e24-dd6b151eb19e endstream endobj 534 0 obj >stream h�D�� �0%�&�nڠH)\�9,>5 B��iv�+��K~�,�_�H�9J�dFj��:G���P56�_d�h�����9����Cp�d��ݯ6��$���]�`�4 endstream endobj 535 0 obj >/Filter/FlateDecode/ID[ ]/Index[346 1 512 1 534 2]/Info 512 0 R/Length 31/Prev 116/Root 514 0 R/Size 536/Type/XRef/W[1 3 0]>>stream h�bb��Z����G�qN&�_4�I endstream endobj startxref 793113 %%EOF

Anksiyete Nedir? Tanı ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete Nedir? Tanı ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir?

Anksiyete Nedir ? Anksiyete Belirtileri ve Tedavi Yöntemleri Nelerdir ?

Günlük yaşantımızda karşılaştığımız çeşitli durumlarda kaygılandığımızı hissedebiliriz. Aslında sınavlar, iş görüşmeleri, çeşitli tehlike anları vb. önemli durumlarda belli bir düzeyde kaygı hissetmek normal ve işlevseldir ve o durum için hızlı ve motivasyonlu bir şekilde karar almamızı, hazırlanmamızı, çalışmamızı ve önlemler almamızı sağlayarak olumlu sonuçlar elde etmemizi veya dışarıdaki tehditlerden korunmamızı sağlar.

Fakat kaygı düzeyimiz çok yükselip panik ve korku durumuna geliyorsa ve yapmamız gereken eylemlerden bizi alıkoyuyorsa, kaygı duyulan durum sona erdiğinde bile yoğun kaygı hali devam ediyorsa, sonuç olarak kaygı düzeyimiz günlük yaşamımızı önemli derecede olumsuz yönde etkiliyorsa bir kaygı bozukluğu söz konusu olabilir.

Kaygı bozuklukları hem yetişkinlerde hem de çocuk ve ergenlerde sıkça görülen bir rahatsızlıktır. Toplumun yaklaşık %30’unun yaşamının herhangi bir döneminde anksiyete bozukluğu yaşadığı bilinmektedir. Birçok psikolojik rahatsızlıkta olduğu gibi kaygı bozuklukları da biyolojik, psikolojik ve sosyal birçok etmenin bileşimi sonucunda meydana gelebilir. Bireyin hayatı boyunca karşılaştığı stresli ve zorlayıcı yaşam olayları kaygı bozukluklarının ortaya çıkmasını tetikleyebilirken sürmesine veya artmasına da neden olabilir.

Kaygı bozukluğu yaşayan bireyler yoğun endişe ve korkunun yanı sıra uyku ve iştah bozuklukları, kalp atışlarında hızlanma, hızlı nefes alıp verme veya nefes almada zorlanma, aşırı terleme, vücudun belirli bölgelerinde karıncalanma, kas ağrıları, gerginlik ve halsizlik, ağız kuruması gibi fiziksel belirtiler de yaşayabilirler.

Kaygı bozuklukları tedavi edilebilir rahatsızlıklardır. Psikoterapi, ilaç tedavisi ve çeşitli diğer girişimler belirtilerin iyileştirilmesinde oldukça yarar sağlar.

Kaygı bozukluklarının sıkça görülen türleri arasında Yaygın anksiyete Bozukluğu, Panik Bozukluk , Sosyal Anksiyete Bozukluğu, Fobiler, Seçici Konuşmazlık, Ayrılma Anksiyetesi Bozukluğu ve Agorafobi sayılabilir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ( Genel Kaygı Bozukluğu ) - Çiğdem Cura Yaygın

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ( Genel Kaygı Bozukluğu ) - Çiğdem Cura Yaygın

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ( Genel Kaygı Bozukluğu )

Kaygı, üzüntü, zaman zaman insanın kendisini mutsuz hissetmesi normal duygulardır. Herkesin yaşamında kendisini endişeli hissedeceği farklı durumlar olabilir. Birçok kişi için bir iş görüşmesi, sınavlar, sağlık sorunları, ekonomik sorunlar, ülke ve dünya gündemindeki önemli olaylar kaygı oluşturabilir. Evrimsel olarak baktığımızda korkmak, kaygılanmak kişiyi tehlikelerden korumak için ya da olası tehlikeye karşı hazırlıklı hale getirmek için kullanılan yararlı savunmalardır. Bu düzeydeki bir kaygı, kişinin işine yarayabileceği gibi ayrıca baş edebileceği düzeydedir. Bu kaygı ne zaman anormal olarak kabul edilir ve kaygısı olan bir kişiye ne zaman hastalık tanısı verir hale geleceğiz ? Yaygın anksiyete ( kaygı ) bozukluğu tanısını koymak için diğer psikiyatrik hastalıklarda olduğu gibi DSM 5 tanı kriterlerini kullanıyoruz. Kriterler şöyle:

En az 6 ay süreyle hemen hemen her gün ortaya çıkan, birçok olay ya da etkinlik hakkında (işte ya da okulda başarı gibi) aşırı anksiyete ve üzüntü duyma (durumla uygun olmayan abartılı kaygı, endişeli beklentiler) Kişi, kaygı ve üzüntüsünü kontrol etmekte zorlanır. Anksiyete (kaygı) ve üzüntü, aşağıdaki altı belirtiden üç ya da daha fazlasına eşlik eder ve son 6 ay boyunca belirtilerin olduğu gün sayısı, belirtisiz gün sayısından daha fazladır.


C1. Huzursuzluk, aşırı heyecan duyma ya da endişe ( her şeyin kötü olacağını düşünürler ve bu düşünceyi kontrol edemezler)
C2. Kolay yorulma
C3. Düşüncelerini yoğunlaştırmada zorluk çekme ya da zihnin durmuş gibi olması
C4. İrritabilite
C5. Kas gerginliği
C6. Uyku bozukluğu (uykuya dalmakta ya da sürdürmekte güçlük çekme ya da huzursuz ve dinlendirmeyen uyku gibi)

Anksiyete, üzüntü ya da fizik yakınmalar klinik açıdan belirgin bir strese yol açar ya da toplumsal, mesleki alanlarda ya da işlevselliğin önemli diğer alanlarında bozulmaya neden olur. (Kişinin günlük yaşamını olumsuz etkileyecek düzeye gelir. ) Bu bozukluk bir maddenin (örn. Kötüye kullanılabilen bir ilaç, tedavi için kullanılan bir ilaç) ya da genel tıbbi bir durumun (örn. hipertiroidizm) doğrudan fizyolojik etkilerine bağlı değildir. Anksiyete ya da üzüntü, diğer bir ruhsal bozuklukla daha iyi açıklanmamalıdır.

Yaygın anksiyete (kaygı ) bozukluğu kadınlarda daha sık görülen bir psikiyatrik bozukluktur. Görülme sıklığı %5-6 oranındadır. Yaygın anksiyete (kaygı) bozukluğundaki endişeyle ilişkili olan içerikler (yani ekonomik kaygılar, sağlık sorunları ile ilgili kaygılar gibi) mantıklı olasılıklar olsa bile kaygı duyulan düzey gerçekle bağlantısı olmayacak kadar aşırı olabilir. Bu durum kişinin ve birlikte yaşadığı kimselerin de yaşam kalitesini olumsuz etkiler. Aşırı kaygılı olma hali tedavi edilmedikçe endişe ve kaygıya yorgunluk, irkilme, uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma, dikkatini toplamada güçlük, fiziksel belirtiler gibi belirtiler eklenerek tam bir yaygın anksiyete (kaygı) bozukluğu tablosu yerleşir.

Yaygın anksiyete (kaygı) bozukluğu tedavisi olan bir psikiyatrik bozukluktur. Tedavide ilk yapılması gereken bütün bu yaşanan aşırı kaygı halinin, evhamlılık değil bir psikiyatrik rahatsızlık olabileceğini fark edip psikiyatri uzmanına başvurmaktır. Tedaviye başlamadan önce fiziksel belirtilere ve kaygıya neden olabilecek endokrin, dahili veya kardiyolojik tetkikler istenmesi gerekebilir. Tedavide antidepresan ve anksiyolitik ilaçlardan yararlanılır. İlaç tedavisine eklenen psikoterapi uygulaması yararlıdır. Bazen kısa süreli yeşil reçeteli ilaçlar tedaviye eklenebilir. Antidepresan ilaç tedavisi etkin doza ulaştıktan sonra sağlanan faydaya göre ilacın devamına karar verilir ve tam düzelme sağlandıktan sonra da bir yıl daha ilaç tedavisine devam edilmesi önerilir.

"
Anksiyete Nedir? Kimlerde Görülür? Özel Yüzyıl Gebze Hastanesi

Anksiyete Nedir? Kimlerde Görülür? Özel Yüzyıl Gebze Hastanesi

Anksiyete: Tanı, Belirti ve Tedavisi

ANKSİYETE NEDİR?

Anksiyete, bir kişinin gelecekteki belirsizlik veya endişe verici bir durumla başa çıkma konusunda hissettiği yoğun bir duygusal tepkidir. Anksiyete, normal bir insan tepkisi olmakla birlikte, yoğun ve uzun süreli olduğunda kişinin günlük yaşamını etkileyebilir.

Anksiyete, kişinin zihinsel, duygusal ve fiziksel sağlığına zarar verebilir ve hatta sosyal ve mesleki işlevselliği olumsuz etkileyebilir. Anksiyete belirtileri arasında sürekli endişe veya korku hissi, kas gerginliği, huzursuzluk, yorgunluk, konsantrasyon güçlüğü, uyku sorunları, kalp çarpıntısı, terleme, titreme ve mide bulantısı bulunabilir.

Anksiyete bozuklukları farklı türlerde olabilir, örneğin, genel anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, panik bozukluğu, obsesif-kompulsif bozukluk ve travma sonrası stres bozukluğu gibi. Tedavisi, bireysel olarak değişebilir ancak genellikle terapi, ilaç tedavisi ve yaşam tarzı değişikliklerini içerir.

ANKSİYETE KİMLERDE DAHA FAZLA GÖRÜLÜR?

Anksiyete bozukluğu, herhangi bir yaşta, cinsiyette veya sosyoekonomik grupta görülebilir. Ancak bazı faktörler, anksiyete bozukluğu geliştirme riskini artırabilir. Bu faktörler arasında ailede anksiyete bozukluğu öyküsü, çocukluk döneminde travmatik bir olay yaşamak, kronik sağlık sorunları, stresli yaşam olayları, düşük sosyoekonomik statü ve genetik yatkınlık yer alabilir.

Ayrıca kadınlarda erkeklere göre daha sık görülür. Bunun nedeni tam olarak bilinmemekle birlikte, kadınlarda hormonel değişiklikler, daha yüksek stres düzeyleri ve sosyal rollerle ilgili baskılar gibi faktörlerin etkisi olabilir.

Ayrıca genel anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu ve panik bozukluğu gibi belirli anksiyete türleri bazı insanlarda daha yaygın olabilir.

ANKSİYETE NEDENLERİ NELERDİR?

Anksiyete bozukluğunun nedenleri, çok çeşitli faktörlerin karmaşık etkileşimi sonucu ortaya çıkabilir. Bunlar arasında biyolojik, psikolojik ve çevresel faktörler yer alabilir.

Biyolojik faktörler arasında genetik yatkınlık, beyin kimyasındaki dengesizlikler, hormon düzeyleri, beyin yapısı ve işlevi gibi nedenler sayılabilir.

Psikolojik faktörler arasında çocuklukta veya yetişkinlikte yaşanan travmatik olaylar, düşük özsaygı, özgüven eksikliği, kaygıya yönelik düşünceler ve düzenli olarak zihin yorgunluğu yaşamak yer alabilir.

Çevresel faktörler arasında stresli yaşam olayları, çevresel koşullar (örneğin iş veya okul stresi, ilişki problemleri), aile problemleri ve olumsuz yaşam olayları (örneğin hastalık veya finansal sorunlar) sayılabilir.

Bununla birlikte, her anksiyete bozukluğunun nedeni aynı değildir ve farklı kişilerde farklı faktörler etkili olabilir. Tedavi edilebilir bir durum olan anksiyete bozukluğu, tedavi edilmediği takdirde ciddi sorunlara neden olabilir. Bu nedenle, anksiyete belirtileri yaşayan kişilerin bir sağlık profesyoneline başvurması önerilir.

Anksiyete Nedir? | Anksiyeteyi Nasıl Yenerim? | 2023 Rehberi

Anksiyete Nedir? | Anksiyeteyi Nasıl Yenerim? | 2023 Rehberi

Anksiyete Nedir? | Anksiyeteyi Nasıl Yenerim? | 2023 Rehberi

Yoğun sınav haftası veya işte yaşanan birtakım sorunlar kaygının tetikleyicisi olabilir. Bununla birlikte spesifik bir neden yokken daldığın düşünceler ve huzursuzluk sana anksiyete nedir sorusunu sordurabilir ve kendini bu yazıyı okurken bulabilirsin.

Anksiyete Nedir?

Anksiyete, kişinin düşüncelerini yönetmekte zorlandığında olaylara sürekli kaygı ile yaklaşmasına neden olan, genellikle günlük yaşamını etkileyen kaygı bozukluğudur.

Günlük yaşamda karşılaşılan pek çok olay kaygıya sebep olabilir. Temelde kaygı, tedbir alınmasını kolaylaştıran bir histir. Kaygı duyulan zamanlarda bilişsel yetiler daha hızlı çalışır, beyne oksijen gider ve kan dolaşımı hızlanır. Sorunlar karşısında etkin ve hızlı çözümler üretmeye yardımcı olan bu duygu iyi yönetilmediğinde kişi kontrolünü kaybedebilir.

Kaygının, korkunun yüksek düzeydeki seyri yalnızca ruhsal değil bedensel hastalıklara da sebep olabilir. Genellikle gözlemlenen fiziksel şikayetler şunlardır: Nefes darlığı, terleme, hazımsızlık ve ellerde titreme.

Panik Atak Nedir?

Anksiyete nedir sorusunu sorduğumuz bu içerikte panik atak nedir sorusuna da değinmemiz gerektiğini düşünüyoruz. Panik atak, anksiyete bozukluğu yaşayan herkesin deneyimlediği bir durum olmasa da anksiyete nedir sorusu ile yakın ilişkilidir. Panik atak, açık bir tehlike veya risk olmaksızın aniden ortaya çıkan ve genellikle 10 ila 20 dakika içinde zirveye çıkan yoğun bir kaygı hissidir. Bu problem ile mücadele eden kişiler, panik atakları ile ilişkilendirdikleri durum ve yerlerden kaçarak tetiklenmeyi engellemeye çalışırlar.

Panik ataklar esnasında görülebilecek yaygın semptomlar şunlardır:

Göğüs ağrısı Boğulma hissi Kontrolü kaybetme korkusu Terleme, titreme El, ayak veya yüz bölgesinde karıncalanma hissi Mide bulantısı Nefes darlığı

Panik atak ile mücadele edenler, yukarıda sayılan belirtileri oldukça şiddetli yaşayabilirler. Bu nedenle kişinin kalp krizi veya onun gibi ciddi bir rahatsızlık geçirdiğini düşünmesi olasıdır. Ortalama 20-24 yaşında başlayabilir, depresyon ya da travma sonrası stres bozukluğu ile ortaya çıkabilir.

Anksiyete Belirtileri Nelerdir?

Kaygı, anksiyete hastalığını tanımlayan en temel duygu durumudur. Bu olumsuz duygu, anksiyete bozukluğu yaşayan pek çok insanda gözlemlense de hastalığın belirtileri kişiden kişiye farklılık gösterir. Bununla birlikte, kişilerde görülen yaygın anksiyete belirtileri aşağıdaki gibidir:

Nedensiz korku ve endişe Nefes darlığı, terleme, ağız kuruluğu Kalp atışlarında hızlanma ve panik atak Odaklanamama ve dikkat dağınıklığı Hazımsızlık problemleri Umutsuzluk ve üzüntülü durumlara yoğunlaşmak

Anksiyete bozukluğu nedir sorusunun cevabını araştırıyorsan, anksiyeteye karşı kırılgan olman olasıdır. Bu noktada aşırı endişe ile başa çıkma yollarını araştırabilir, süreci daha iyi yönetmek için bir profesyonele danışabilirsin.

Nedenleri ve Kaygıyı Tetikleyebilecek Faktörler

Pek çok insan anksiyetenin en büyük tetikleyicisinin travmatik olaylar olduğu kanısındadır. Oysa ki kaygı bozukluğunu tetikleyen pek çok durum söz konusudur. Nedenleri her ne kadar açıklığa kavuşturulamasa da anksiyete nedir sorusu ile ilişkilendirilen kavramlar aşağıdaki gibidir:

Genetik

Araştırmacılar, anksiyete nedir sorusunun cevabını gen aktarımında arayabiliyor. Yapılan bir çalışmada, anksiyete teşhisi konan kişilerin %25’inin birinci derece akrabasında da anksiyete tanısı olduğu belirtiliyor.

Olumsuz çevresel faktörler

İçinde bulunduğumuz sosyal çevre, duygusal ve ruhsal gelişimimizde büyük rol oynar. Çocukluktan erişkinliğe kadar olan dönemde deneyimlediğin herhangi bir sarsıntı anksiyete oluşumuna olumsuz yönde etki edebilir. Örneğin, cinsel istismara uğramak, fiziksel ve duygusal şiddete maruz kalmak, akran zorbalığı, aile içinde ihmal edilmek, bir yakınının kaybı gibi durumlar kaygı bozukluğunu tetikleyebilir.

Bedensel hastalıklar

Özellikle tiroit, ciğer ve kalp hastalıkları kaygı bozukluğuna neden olabilir ya da yaşanan kaygı bozukluğu belirtilerini ve şiddetini artırabilirler.

Anksiyete Bozukluğu Çeşitleri

Kişilerin mücadele etmekte zorlandığı şeyler, yüzleşmekten kaçtıkları korkular farklılık arz eder. Bu nedenle anksiyete nedir sorusunu cevaplarken, anksiyete bozukluklarının kişilerdeki farklı görünümleri de ele almak gerekecektir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu (YAB)

Bazı kişiler, panik duygusunu tetikleyecek somut bir olay, risk yaşanmasa da yoğun olarak kaygılı hissedebilir ve endişeye kapılabilirler. Bu durum genellikle yaygın anksiyete bozukluğu olan bireylerde görülür.

Travma Sonrası Stres Bozukluğu (TSSB)

Yaşanan travmatik olaylar sonrası hayata tekrar adapte olamama halidir. Günlük yaşamdaki işlevselliği düşürecek patolojik sorunlara sebep olur.

Selektif Mutizm (Seçici Konuşmazlık)

Zorbalık, baskı ve şiddet gören çocuklarda sıkça görülen Selektif Mutizm, oluşan olumsuz durum sonrası konuşma becerilerinin kaybedilmesi halidir.

Ayrılma Anksiyetesi

Anne ve bebek arasında görülen stres bozukluğunun adıdır. Eğer anne ve bebek 18 aydan sonra ayrı kalamıyorsa, bağımlı yaşıyorsa ve ayrı kaldıklarında yoğun bir endişe, korku durumu meydana geliyorsa bu durum ayrılma anksiyetesi olarak adlandırılır.

Fobiler

Fobi nedir sorusu, nesnelere ve canlılara yüklenilen yoğun korku duygusu, huzursuzluk hissi şeklinde cevaplanabilir. Fobilerin nedenlerinden biri de travmatik olaylar olabilir. Özellikle böcek, kedi, köpek gibi hayvanlara karşı geliştirilen bu duygu, anksiyetenin en sık rastlanan türlerinden biridir.

Panik bozukluğu olan kimselerde ağırlıkta görülen fobilere verilebilecek bir başka örnek de agorafobidir. Tanımı, kapalı alanlarda duyulan güvensizlik duygusu şeklindedir. Bu kişiler AVM, otopark, hastane gibi kalabalık ortamlarda kendilerini güvende hissetmezler.

Ev dışında olduklarında hissettikleri huzursuzluk duygusunun artması halinde, evlerinden çıkmaktan kaçınabilirler. Günümüzde bu kişiler, online agorafobi terapisi sayesinde evlerinden çıkmak zorunda kalmadan korkuları ile mücadele edebilirler.

Tedavi Yöntemleri

Gündelik hayatta yaşanılan olaylarda kaygı duymak normaldir. Örneğin, yeni bir yere taşınmadan ya da yeni bir ortama girmeden önce endişeli hissediyor olmak olağandır.

Her ne kadar yaşanırken pek keyifli hissettirmese de bu seviyede bir endişe, çoğu koşula karşı çok daha hazırlıklı olmayı sağlayabilir. Kişi bu korkunun o eyleme ya da aktiviteye bağlı ve psikolojik olduğunu bilir, kısacası onun için gelip geçicidir. Bu aşamada, kaygı bozukluğunu gündelik hayatın içerisindeki ufak çaplı endişelerden ayıran en önemli nokta, hissedilen durumun sıklığı ve şiddetidir.

Günlük aktiviteleri gerçekleştirirken çok kısa bir sürede doruk noktasına ulaşan ani yoğun kaygı duygularına kapılıyorsan, profesyonel bir destek alman hayat kaliteni artıracaktır. Anksiyete bozukluğu, tek bir testin sonucunda konulabilecek bir tanı değildir. Danışan ile danışman arasında çözülen zihinsel sağlık testleri, psikolojik anketler ve belli bir sürece yayılan terapi seansları sonucunda bir kişiye anksiyete tanısı konulabilir.

Nasıl Başa Çıkabilirsin?

“Anksiyete nedir?” sorusunun cevabını aradığımız bu içeriğin bu bölümünde ise onunla nasıl başa çıkabileceğin hakkında bilgi vereceğiz.

Yaşadığın kaygılı dönemde online anksiyete tedavisi, en büyük destekçin olacaktır. Terappin, alanında uzman psikologlar ile görüşme olanağı sağlayarak anksiyete veya panik atak gibi birçok problem ile baş etmene yardımcı olur. İnternet erişiminin olduğu her yere kolaylıkla yürütebileceğin bu süreç sayesinde psikolojik olarak daha güvende hissedebilirsin. Uzmanlarımız, anksiyete bozukluklarının tetikleyicilerini ve ortaya çıkış biçimlerini analiz ettikten sonra danışanlarla konuşarak en uygun olan tedavi metodunu uygularlar.

Kaygı bozukluğunun tedavisinde 3 temel metot tercih edilir:

Davranışsal Terapi Psikoterapi İlaç Tedavisi

Tedavinin sağlıklı bir şekilde yürütülebilmesi için bu metotların doğru uygulanması ve düzenli takip edilmesi gerekir. 200’den fazla uzman psikologla çalışan Terappin uygulaması ile güvendesin!

Online Anksiyete Terapisinde Uygulanan Tedavi Metotları

Online terapilerin güvenilirliği pek çok danışanın endişe duyduğu bir konudur. Uzman psikologlarımız kaygı bozukluğunu önlemede genel olarak aşağıda açıklayacağımız tedavi yöntemlerini uygulamaktadır.

Bilişsel Davranışçı Terapi

Bu tedavi yönteminin temel hedefi, kişilere duygu yönetimini öğreterek uygulanabilir beceriler kazandırmaktır. Bilişsel davranışçı terapi, panik atakların önüne geçmede ve rasyonel olmayan düşünce kalıplarını değiştirmede büyük rol oynar. Bu tedavi yönteminde uzman psikologlarımız danışana tedavinin mantığını açık bir şekilde aktarır. Böylece hastaların kaygı verici durumlarla karşılaştıklarında kaçmak yerine çözüm üretmeleri hedeflenir.

Psikoterapi

Psikoterapinin amacı, kişinin kendi duygularını tek başına etkin bir şekilde yönetebilecek hale gelmesidir. Bu sebeple bireyler kendi davranış kalıplarını anlamalı ve stresle başa çıkma yolları geliştirmelidir. Uzun soluklu bu tedavi biçimi, kaygı bozukluğunun en etkili iyileştirme metotlarından birisidir.

Tedaviye başlamadan önce aşağıda belirtilen başlıklar aydınlatılır ve sonrasında uzmanlarımız danışana özel tedavi sistemini belirler:

Hastanın yaşadığı anksiyetenin boyutu Diğer ruhsal ve fiziksel bozukluklarla bir arada olup olmadığı Hangi davranış biçimlerinin bu süreçte aktif rol oynadığı İlaç Tedavisi

Anskiyete bozukluğunun tedavisinde üç ilaç kategorisi sıkça kullanılır:

Sakinleştirici etkisi olamayan davranış düzenleyiciler Antidepresanlar Beta Blokerlar (kalp ritminin düzenlenmesine yardım eder)

Tüm bunlara tedavi metotlarına ek olarak, günümüzde tamamlayıcı sağlık teknikleri de fazlasıyla tercih edilmektedir. Farkındalık çalışmaları, özşefkat, yoga gibi alternatif yöntemler de kaygı düzeyini normal seviyelere taşıyabilecek alternatif tedavi yöntemleridir.

Gündelik Hayatınızı Değiştirerek Rahatlayabilirsin!

İçeriğimizin önceki bölümlerinde anksiyete nedir, belirtileri nelerdir, tedavide hangi metotlar kullanılır başlıklarını detaylı bir şekilde açıklamaya çalıştık. Yazının bu bölümünde ise tek başına gerçekleştirebileceğin ve seni psikolojik olarak rahatlatacak yöntemlere değineceğiz.

Sosyalleş

İnsanlarla konuşup fikir alışverişlerinde bulunmak kaygılarını azaltmana yardımcı olacaktır. Farklı gözler, farklı düşünceler, içinde bulunduğun durumu farklı perspektiften değerlendirmeni ve yeni şeyler fark etmeni sağlayabilir. Böylece neden-sonuç ilişkilerini daha hızlı kurup olaylara daha çözüm odaklı yaklaşabilirsin. Sosyalleşmek bu konuda iyi bir fikir olsa da, anksiyeteye eğilimli birinin aynı zamanda sosyal anksiyete nedir sorusunu araştırması olasıdır. Sosyal anksiyeten varsa bu, iş görüşmesinden markette kurulan kısa konuşmalara kadar iletişimi zorlaştırabilir. Eğer sosyal fobin olduğuna inanıyorsan bunu bir profesyonelle görüşmeye çalışman, yaşadığın durumu ve olumsuz etkilerini yönetmene yardımcı olacaktır.

Egzersiz yap

Sporun iyileştirici gücü herkes tarafından bilinir. Düzenli spor yapmak bedenimize yararlı olduğu gibi psikolojik açıdan da daha iyi hissetmeni sağlar. Nefes egzersizleri, hafif tempolu yürüyüşler ve esneme hareketleri ile zihnini boşaltıp kontrolü ele alabilirsin.

Yaz

Yazmak hatırlamaktır. Günlük duygu durumunun kaydını tutabilir, böylece ruhunda hatta bedeninde yaşadığın olumlu ve olumsuz tüm gelişmeleri rahatça takip edebilirsin. Bunları bir uzmanla paylaşarak karşılıklı çözümler üretebilirsiniz. İyileştiğin noktaları gözlemlemek ise seni motive ederken kendine, doktoruna, tedavine duyduğun güveni artıracaktır.

Düzenli beslen

Yediğimiz her şey vücudumuza olumlu ve olumsuz birçok katkıda bulunur. Anksiyete, panik atak geldiği anda şekerli gıdalar tüketmekten sakınmalısın. Protein ağırlıklı beslenmek ve bol su içmek, ataklarını hafif atlatmaya ve sindirime yardımcı olacaktır. Ayrıca, yapılan bazı araştırmalara göre beyne yararlı etkisi olabileceği düşünülen besinler ve vitaminler şu şekildedir:

Keten tohumu ve chia tohumu Uskumru ve somon gibi yağlı balıklar Zerdeçal D vitamini Magnezyum

Beslenme düzenini iyileştirirken, alkol, sigara ve kafein gibi alışkanlıklardan uzak durmaya özen göstermelisin. Bu tip alışkanlıklar, gündelik hayatta alınan verimi düşürebilir. Bu alışkanlıkları hayatından çıkarttığın senaryoda kaygı düzeyinde de azalma gözlemleyebilirsin.

Uykunu al

Hayatın koşuşturmacasında birçok kişi, yeterli uyku için zaman yaratamayabilir. Yetiştirilmesi gereken işlerin arasında uykuyu “gereksiz” olarak nitelendirilebilse de bu doğru değildir. Her gece ortalama 8 saatlik bir uyku, bir günden alınan verimi fazlasıyla artıracaktır. Dinlenmiş bir vücutla güne başlamak: “Bugünün görevlerinin de üstesinden gelebilirim.” düşüncesini kuvvetlendirebilir. Güne özgüvenli bir başlangıç yapmaksa gün boyunca yaşayacağın kaygı miktarında azalma sağlayabilir.

Stresi azalt

Psikolojik olarak bizi zorlayan birçok şey, bu faktör ile alakalıdır. Bu nedenle kendine “Beni tetikleyen anksiyete belirtileri nelerdir?” diye sorman iyi bir ilk adımdır. Bunun sonucunda onları uzaklaştırman veya uzaklaştıramadıklarında stres yönetimi nedir, nasıl yapılır hakkında bilinçlenerek, kontrolü ele almana yardımcı olur.

"
Anksiyete: Tanı, Belirti ve Tedavisi

Anksiyete: Tanı, Belirti ve Tedavisi

ANKSİYETE

Anksiyete diğer bir deyişle ‘kaygı, endişe, bunaltı’ oldukça sık hissettiğimiz bir duygudur. Kişinin korku verici veya tehdit edici bir duruma karşı vermiş olduğu ruhsal ve bedensel tepkilerdir. Normal ve genellikle sağlıklı bir duygudur. Belli düzeyde yaşanan kaygı bizi potansiyel tehlikelere, olumsuz ihtimallere karşı uyarıp stres tepkimizi düzenleyerek, o duruma karşı uyum sürecimizi destekler. Bununla birlikte, bir kişi sürekli olarak orantısız düzeyde anksiyete hissettiğinde, günlük işlevselliği etkilendiğinde, tıbbi bir bozukluk haline gelebilir.

Sürekli yaşanan kaygı hissi sonucunda duygusal, davranışsal ve fiziksel belirtiler görülür. Sıklıkla gergin, huzursuz, panik halinde, korkulu, keyifsiz hissetme buna bağlı yerinde duramama, acele etme ya da kaçınma davranışları görülür. En sık görülen fiziksel tepkiler, çarpıntı, terleme, titreme, nefes alamama, kas gerginliği, ağız kuruluğu ve uyku sorunlarıdır. Bu süreçte daha gergin ilişkiler görülür özellikle yakın çevreyle çatışmalar sık yaşanır ve sosyal ilişkiler bozulabilir. Bu süreçte bazen kaygının çok yoğun yaşandığı ‘panik atak’ hali görülebilir. Bu bazen bir sebebe bağlı olmadan aniden başlayıp kısa süre içinde artan yoğun endişe, korku hali ve çarpıntı, terleme, nefes darlığı, bayılacak, ölecek gibi hissetme halidir.

Kaygıya bağlı bir çok psikiyatrik hastalık görülmektedir. Bunlar yaygın anksiyete bozukluğu, sosyal anksiyete bozukluğu, panik bozukluk, agorofobi, özgül fobilerilerdir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu

Kişinin hayatında belirgin bir neden yokken, yaşadığı her durumun olumsuz yanlarını düşünmesi ve başına kötü bir şey geleceğini düşünerek sürekli endişeli hissetmesi halidir. Bu kaygılar normalin üstündedir ve kişi bunu bilse de engel olamaz. Genelde yaşanan kaygılar sağlık, aile-ilişki sorunları, maddi sorunlar gibi günlük hayat sorunlarıdır. Kişi günlük zihinsel süreçlerinin çoğunu kaygılı düşüncelerle geçirdiği için işlevselliği bozulur. Yorgunluk, dikkat sorunları, uykusuzluk, kas ağrıları, mide-bağırsak problemleri sıklıkla eşlik eder. Her yaşta ve cinsiyette sık görülen bir bozukluktur.

Sosyal Anksiyete Bozukluğu

Bu durumda herhangi bir sosyal ortamda yoğun endişe ya da korku hali vardır. Başkasının bizi değerlendireceği durumlarda bir hata yapacağı, eleştirileceği, alay edileceği ya da küçük düşeceği yönünde düşünceleri yoğundur. Özellikle yeni bir ortama girerken, yeni birisiyle tanışırken, bir topluluk önünde konuşurken, önemli toplantılara katılırken yaşanır. O anlarda çarpıntı, terleme, titreme, kızarma , ağız kuruluğu gibi yakınmalar eşlik edebilir. Kişi bu süreçte aslında katılmak isterken yoğun kaygıları nedeniyle birçok sosyal ortamdan kaçınır ve günlük hayatı etkilenir.

Anksiyete Bozukluklarının Tanısı Nasıl Konulur?

Kaygı bozukluklarında birçok fiziksel belirti görüldüğü için tanı sürecinde öncelikle ayrıntılı fiziksel muayene gerekirse tiroit fonksiyon testleri ve kardiolojik değerlendirmeler gibi ayrıntılı incelemeler yapılması önemlidir. Ayrıntılı psikiyatrik değerlendirmede hangi kaygı bozukluğu olduğu, durumun şiddeti, ortaya çıkış biçimi ve tetikleyiciler gibi özellikler saptanır. Panik atak ve agorofobi gibi yakınmaların olması tedaviyi etkilemektedir.

Tedavide Neler Yapılır?

Anksiyete bozuklukları günümüzde etkin tedavisi yapılabilen psikiyatrik hastalıklardandır. Günümüzde bu bozukluklar için etkinliği bilimsel olarak kanıtlanmış iki tedavi yöntemi vardır. Bunlar, ilaç tedavisi ve psikoterapidir.

1. İlaç Tedavisi

Anksiyete bozukluklarının tedavisinde birçok farklı ilaç grubu kullanılmaktadır. Bu ilaçlar hastalık nedeniyle bozulan beyin sinir hücrelerindeki döngüyü tekrar düzenlemektedir. Kişinin semptomlarına göre uygun ilaçlar seçilir ve uygun sürede kullanılmalıdır. Farklı ilaç türleri farklı sürelerde kullanılır. Antidepresan grubundaki ilaçlar uzun sürekli kullanılırken, anksiyolitik ilaçlar semptomlara göre kısa süreli eklenir. Ortalama tedavi süresi 1 yıldır ancak genelde semptomları gerileyen hastalar kendi kendilerine ilaçları bırakmakta ve kişilerde çekilme belirtileri ve sık hastalık tekrarları görülmektedir. Bu yüzden tüm tedavi sürecinde hastaların düzenli psikiyatrik takiplerinin yapılması, tedavinin uygun zamanda sonlandırılması önemlidir.

Birçok farklı terapi ekolü bu hastalıklar için kullanılabilmektedir ancak en etkin görüleni ‘Bilişsel Davranışçı Terapi’dir. Bu terapide temel olarak kişi düşüncelerinin duygularını ve davranışlarını nasıl etkilediğini anlar ve bu süreç kişinin kaygıyla ve ataklarla ilgili yanlış bilgi ve inanışlarının düzenlenmesinde, başa çıkma yollarının güçlendirilmesinde ve kaçınma belirtilerinin düzeltilmesinde etkin rol oynar. Panik bozukluk, fobiler, yaygın anksiyete bozukluğu ve sosyal anksiyete bozukluğunda oldukça etkindir.

EMDR olarak bilinen göz hareketleri ile duyarsızlaştırma ve yeniden işleme terapisi özellikle travma ile ilişkili bozukluklarda etkindir. Kişinin travmatik anılarını farklı bir şekilde ele almasına ve yoğun duygusal yanıtın azalmasını sağlar.

Yapılan çalışmalarda en etkin bulunan tedavi yöntemi, ilaç tedavisi ve bilişsel davranışçı terapinin birlikte uygulanması olduğu saptanmıştır.

Ayrıca kaygıyla ve gündelik hayatta yaşadığımız stresörlerle baş etmek için kişinin kendisinin de yapacağı bazı uygulamalar vardır. Bunlar, stresi azaltmak için yürüyüş, spor gibi düzenli fiziksel egzersizler, meditasyon, nefes-gevşeme egzersizlerini öğrenip uygulamak, atakları arttırabileceği için şekerli yiyecek, kafein ve sigaradan kaçınmaktır. Zaman ve duygu yönetimi tekniklerini öğrenmek, uygulamak, yaşadığı sorunları yakın çevresi ile paylaşmak, gerekirse destek almak, olabildiğince sosyalleşme ve günlük rutin aktivitelerine devam etmesi stresle başa çıkmasında yardımcı olmaktadır. Herhangi bir doktor önermediği sürece kaygıyı azaltmak için kalp, çarpıntı ilaçları, sakinleştirici ilaç ya da vitamin kullanılmamalıdır.

Katkıların geliştirilmesine yardımcı olun

Katkıların makale ile ilgili veya değerli olmadığını düşünüyorsanız, katkıları faydasız olarak işaretleyin. Bu geri bildirim size özeldir ve genele açık olarak paylaşılmayacaktır.

Bu geri bildirim herkese açık olarak paylaşılmaz, bunu herkese daha iyi katkılar göstermek için kullanacağız.

"
Psikiyatri - Lokman Hekim Sağlık Grubu

Psikiyatri - Lokman Hekim Sağlık Grubu

Psikiyatri Nedir? Hangi Hastalıklara Bakar?

Psikiyatri Nedir? Hangi Hastalıklara Bakar?
Psikiyatri, zihinsel ve duygusal sağlığı inceleyen, tanı koyan, tedavi eden ve önleyen bir tıp dalıdır. Bu tıp dalı, insanların ruh hali, düşünce süreçleri, davranışları ve duygusal durumlarını anlamak ve iyileştirmek amacıyla çalışır. Psikiyatristler, psikiyatrik hastalıkları teşhis etmek, tedavi etmek ve yönetmek için eğitilmiş profesyonellerdir.

Psikiyatrinin Temel İşlevleri:
1. Teşhis Koymak: Psikiyatristler, hastaların zihinsel sağlıklarını değerlendirmek için klinik görüşmeler yapar ve psikiyatrik bozukluklara tanı koyar. Bu teşhisler, belirli semptomların varlığına ve süresine dayanır.
2. Tedavi Sağlamak: Psikiyatristler, hastaların psikiyatrik sorunlarını tedavi etmek için ilaçlar, terapiler ve diğer müdahaleler gibi çeşitli yöntemleri kullanır. Tedavi planları, hastanın özel ihtiyaçlarına göre kişi özelleştirilir.
3. Tedaviyi İzlemek: Psikiyatristler, hastaların tedaviye yanıtını düzenli olarak izlerler. Tedavinin etkili olup olmadığını değerlendirir ve gerektiğinde değişiklikler yaparlar.
4. Önleme ve Danışmanlık: Psikiyatristler, psikiyatrik sorunları önlemek ve zihinsel sağlığı iyileştirmek için hastalara ve ailelerine danışmanlık yaparlar. Stres yönetimi, ilişki sorunları ve travma sonrası stres bozukluğu gibi konularda rehberlik edebilirler.


Psikiyatri Hangi Hastalıklara Bakar?
Psikiyatri, zihinsel sağlık ve duygusal iyilik hali ile ilgili birçok farklı hastalık ve duruma odaklanan bir tıp dalıdır. Bu tıp dalı, bireylerin zihinsel sağlıklarını değerlendirmek, tanı koymak ve tedavi etmek için uzmanlaşmıştır. İşte psikiyatrinin başlıca ilgilendiği hastalık ve durumlar:
• Depresif bozukluklar
• Anksiyete bozuklukları (Kaygı bozukluğu)
• İki Uçlu Duygudurum Bozukluğu (Bipolar bozukluk)
• Obsessif kompulsif bozukluk
• Şizofreni spektrumu ve diğer psikotik bozukluklar
• Travma ve stresörle ilişkili bozukluklar
• Cinsel İşlev Bozuklukları
• Dikkat eksikliği Hiperaktivite bozukluğu
• Nörogelişimsel bozukluklar
• Kişilik bozuklukları
• Madde Bağımlılıği
• Dürtü kontrol bozuklukları
• Histeri-konversiyon
• Uzun süren yas
• Yeme Bozuklukları
• Uyku Bozuklukları

Eğer siz veya sevdikleriniz psikiyatrik bir sorunla karşı karşıyaysanız, bir psikiyatristten yardım almak önemlidir. Psikiyatri, kişisel ve toplumsal yaşam kalitesini artırmak için önemli bir rol oynar.

Yaygın Psikiyatrik Hastalıklar
Psikiyatrik hastalıklar, kişinin düşünce, duygu, davranış ve ruh halini etkileyen çeşitli zihinsel sağlık sorunlarını kapsayan bir tıbbi alanı ifade eder. Bu hastalıklar, bireyin yaşam kalitesini ciddi şekilde etkileyebilir ve profesyonel yardım gerektirebilir. Psikiyatri alanında sıkça karşılaşılan bazı hastalıklar şunlardır:
1. Depresyon: Depresyon, çoğunlukla üzgün hissetme, ilgi kaybı, enerji eksikliği, uyku problemleri ve umutsuzluk gibi semptomlarla karakterizedir. Majör depresyon, distimi (kronik düşük düzeyli depresyon) ve mevsimsel duygusal bozukluk gibi farklı tipleri vardır.
2. Anksiyete Bozuklukları: Anksiyete bozuklukları, aşırı endişe, korku ve gerilim hisleri ile ilişkilendirilir. Panik bozukluk, sosyal anksiyete bozukluğu ve gibi alt tipleri bulunur.
3. Şizofreni: Şizofreni, gerçeklikten kopma, düşünce bozuklukları ve duygu durumunun dengesizleşmesi ile karakterizedir. İşitsel veya görsel halüsinasyonlar ve paranoid düşünceler gibi semptomlar görülebilir.
4. Bipolar Bozukluk: Bipolar bozukluk, mani atakları (yüksek enerjili, aşırı mutlu dönemler) ve depresyon dönemleri arasında dalgalanan bir ruh hali bozukluğudur. Bipolar I ve Bipolar II gibi alt tipleri bulunur.
5. Yeme Bozuklukları: Yeme bozuklukları, kişinin yeme alışkanlıklarını ve beden algısını etkileyen sorunları içerir. Anoreksiya nervoza (aşırı açlık), bulimiya nervoza (aşırı yeme ve kusma) ve binge yeme bozukluğu gibi yaygın örnekler vardır.
6. Madde Bağımlılığı: Alkol, uyuşturucu madde ve diğer bağımlılıklar, zihinsel sağlık ve fiziksel sağlık üzerinde ciddi etkilere neden olabilir. Bağımlılıklar, zihinsel ve fiziksel sağlığı olumsuz etkileyen ciddi sorunlar arasında yer alır. Madde bağımlılığı, genellikle profesyonel tedavi gerektirir.
7. Obsesif-Kompulsif Bozukluk (OKB): OKB, kişinin sürekli tekrarlayan düşünceleri (obsesyonlar) ve bu düşünceleri engellemek için yaptığı tekrarlayıcı davranışları (kompulsiyonlar) içeren bir bozukluktur.
8. Kişilik Bozuklukları: Kişilik bozuklukları, kalıcı ve esnek olmayan düşünce, duygu ve davranış kalıplarını tanımlayan bozukluklardır. Borderline kişilik bozukluğu, narsistik kişilik bozukluğu ve antisosyal kişilik bozukluğu gibi örnekleri vardır.
Bu, psikiyatri hastalıklarının sadece birkaç örneğidir. Her hastanın deneyimi farklıdır ve psikiyatrik hastalıkların belirtileri ve şiddeti kişiden kişiye değişebilir. Tedavi, tanıya ve semptomlara bağlı olarak kişiselleştirilir ve psikiyatristler, hastaların ihtiyaçlarına uygun bir tedavi planı oluştururlar.

Psikiyatri Hangi Tedavi Yöntemlerini Uygular?
Psikiyatri, zihinsel sağlık sorunlarına odaklanan bir tıp dalıdır ve bu alanda birçok farklı tedavi yöntemi kullanır. Tedavi yöntemleri, hastanın tanısı, semptomları ve ihtiyaçlarına göre kişiselleştirilir. Psikiyatri tarafından uygulanan başlıca tedavi yöntemleri şunlardır:
1. İlaç Tedavisi (Farmakoterapi): Psikiyatrik hastalıkların tedavisinde sıklıkla ilaçlar kullanılır. Antidepresanlar, antipsikotikler, anksiyolitikler ve duygudurum düzenleyiciler gibi ilaçlar, semptomları hafifletmek veya kontrol altına almak için kullanılabilir. Psikiyatristler, ilaçların yan etkilerini izler ve dozları ayarlar.
2. Terapi (Psikoterapi): Terapi, konuşma yoluyla psikolojik sorunları ele alır. Kognitif davranış terapisi (KDT), psikanaliz, aile terapisi ve bilişsel terapi gibi farklı terapi türleri mevcuttur. Terapi, hastaların düşünce kalıplarını ve duygusal tepkilerini anlamalarına yardımcı olur.
3. Elektrokonvülsif Terapi (ECT): ECT, ciddi depresyon, bipolar bozukluk ve şizofreni gibi durumların tedavisinde kullanılan bir yöntemdir. Bu tedavi, kontrollü elektrik akımının kullanılmasıyla beyin aktivitesini geçici olarak değiştirir.
4. Hastane Yatışı: Tehlikeli durumlar veya şiddetli psikiyatrik krizler durumunda, hastanın güvenliği ve tedavisi için hastane yatışı gerekebilir. Hastane yatışı, hastanın yakından izlenmesini ve gerektiğinde acil müdahale yapılmasını sağlar.
5. Grup Terapisi: Psikiyatrik hastalıklarla başa çıkmak için grup terapisi kullanılır. Bu terapi türü, hastaların benzer sorunlarla karşılaşan diğer insanlarla deneyimlerini paylaşmalarını ve destek almalarını sağlar.
6. Kendi Kendine Yardım (Self-Help): Psikiyatrik hastalıkların tedavisinde, hastaların kendi kendilerine yardım etmeleri önemlidir. Bu, düzenli egzersiz, sağlıklı beslenme, stres yönetimi ve uyku düzenlemesi gibi yaşam tarzı değişikliklerini içerebilir.
7. Alternatif ve Tamamlayıcı Tedaviler: Bazı hastalar, yoga, meditasyon, akupunktur veya aromaterapi gibi alternatif ve tamamlayıcı tedavi yöntemlerini tercih edebilirler. Ancak, bu tür tedavilerin etkisi konusunda daha fazla araştırma gereklidir.
8. Rehabilitasyon Programları: Madde bağımlılığı veya şiddetli zihinsel bozukluklarla mücadele eden hastalar için rehabilitasyon programları sunulur. Bu programlar, hastaların günlük yaşama uyum sağlamalarına yardımcı olur.
Her hasta farklıdır ve tedavi ihtiyaçları farklılık gösterebilir. Bu nedenle, bir psikiyatrist, hasta ile işbirliği yaparak en uygun tedavi planını oluşturur. Tedavi, zaman içinde revize edilebilir ve sürekli destek gerektirebilir.

Psikiyatri Hangi Testleri Uygular?
Psikiyatri, zihinsel sağlık sorunlarını değerlendirmek ve doğru bir teşhis koymak için çeşitli psikolojik ve nörolojik testleri kullanır. Bu testler, hastaların semptomlarını anlamak ve uygun tedavi planlarını oluşturmak için oldukça önemlidir. Psikiyatristlerin sıklıkla uyguladığı bazı testler şunlardır:
1, Ruh halinin değerlendirilmesinde kullanılan klinik ölçekler. (örn: Beck depreson Envanteri, Hamilton Anksiyete ölçeği, BEİER Cümle tamamalama Ölçeği, Yale-Brown Obsessif-Kompulsif skalası,Cinsel İşlev bozukluğu değerlendirme ölçeği, Uyku kalitesi değerlendirme Ölçeği)
2. Zihinsel Durum Muayenesi (Mini-Mental Durum Muayenesi - MMSE): MMSE, bilişsel işlevleri değerlendirmek için kullanılır. Alzheimer gibi nörodejeneratif hastalıkların erken teşhisinde yardımcı olabilir.
3. Elektroensefalografi (EEG): EEG, beyin aktivitesini ölçmek için kullanılır. Epilepsi ve diğer nörolojik bozuklukların tanısında ve takibinde yardımcı olabilir.
4. Psikometrik Testler: Psikometrik testler, hastaların bilişsel ve duygusal işlevlerini değerlendirmek için kullanılır. Bunlar, bilişsel yetenekler, hafıza, dikkat ve öğrenme gibi alanları ölçen testler içerebilir.
5. DSM-5 Tanı Kriterleri: Amerikan Psikiyatri Birliği tarafından geliştirilen DSM-5 (Duygusal ve Davranışsal Bozuklukların Tanısal ve İstatistiksel El Kitabı), psikiyatristlerin psikiyatrik bozuklukları tanımak ve teşhis etmek için kullandığı bir rehberdir.
6. Laboratuvar tahlilleri: Kan testleri ve diğer laboratuvar testleri, fiziksel sağlık sorunlarının zihinsel sağlık semptomlarına neden olup olmadığını belirlemek için kullanılabilir. Örneğin, tiroid fonksiyon testleri, hormonal sorunları tespit etmek için yapılır.
7. Röntgen ve Görüntüleme yöntemi: Bazı durumlarda, beyin hasarı veya tümörler gibi yapısal sorunları belirlemek için röntgen veya görüntüleme testleri gerekebilir.
8. Nöropsikolojik Değerlendirme: Nöropsikolojik testler, beyin işlevlerini ve bilişsel yetenekleri değerlendirmek için kullanılır. Bunlar, travmatik beyin hasarı veya demans gibi durumların tanısında önemlidir.

Bu yöntemler, psikiyatristlerin hastaların semptomlarını anlamalarına ve doğru teşhis koymalarına yardımcı olur. Ancak, her hasta farklıdır ve testlerin kullanımı, semptomlara, hastanın öyküsüne ve ihtiyaçlarına göre değişebilir. Psikiyatristler, bu testleri doğru bir şekilde yorumlayarak hastaların tedavi planlarını oluştururlar.
Not: Bu makale genel bilgilendirme amacı taşır ve tıbbi tavsiye yerine geçmez. Herhangi bir sağlık sorununda, uzman bir sağlık profesyoneline danışmanız önerilir..

Psikiyatri Nedir? Hangi Hastalıklara Bakar?

Lokman Hekim İstanbul Hastanesi Lokman Hekim Akay Hospital Lokman Hekim Üniversitesi Ankara Hastanesi Lokman Hekim Demet Tıp Merkezi "
Kaygı Bozukluğu

Kaygı Bozukluğu

Kaygı Bozukluğu

Kaygı, telaş ve korkular yaşamaya başladığınızda hayatınızı engellemeye başlar ise problem haline gelmektedir. Güzel bir haber ise çözüm sürecinin düşündüğünüz gibi çok uzakta olmamasıdır. Kaygılarınızı kontrol altına alabilmek için elinizde olan yapabileceğiniz birçok şey vardır.

Kaygılanmak Normal Midir?

Kaygı hayatın bir parçasıdır. Günlük hayatın koşuşturması içerisinde değişik birçok konu ile ilgili kaygı duyabilir. İş, sınav, para, çocuk ve aile ile ilgili sorunlar birçok insanı kaygılandırabilir. Kaygı, günlük hayatta baş edebilmek için hazırlıklı olunmasını, herhangi bir sorun karşısında hızlı karar verip hareket edilmesini sağlar. Bunlar, baş edilebilir düzeyde olan kaygılardır.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri Nelerdir?

Gerçek bir neden yokken ya da nedeni olsa bile durumla uygunsuz olan, aşırı olan denetlenemeyen nitelikteki endişe hastalığın temel belirtisidir. Çoğu zaman kişi endişelerinin aşırı olduğunun farkındadır, ancak endişelenmelerini denetleyemezler ve bir türlü sakinleşemezler. Çevrelerinde “aşırı evhamlı” olarak tanınırlar. Yorgunluk, dikkat bozukluğu ve konsantrasyon güçlüğü, en ufak sesle kolayca irkilme, uykuya dalamama ve gece sık sık uyanma diğer önemli belirtilerdir.

Anksiyete Bozukluğunun Duygusal Belirtileri:

Endişeli olma durumu Kötüye odaklanma Gergin hissetme Sinirli olma Huzursuzluk Tehlike işaretlerini gözleme

Anksiyete Bozukluğunun Fiziksel Belirtileri:

Kaygı, birçok fiziksel belirtiyi içermektedir.

Terleme Kalpte çarpıntı Sersemlik hissi Sık sık idrar yapma isteği ya da ishal Nefes almada zorluk Titreme Kaslarda gerginlik Baş ağrısı Halsizlik Uykusuzluk

Anksiyete Ataklarının Tedavisi

Anksiyete atakları tedavi edilebilir. 5-8 seans içerisinde kaygınızı dayanılmaz halden kurtarıp, dayanabilir düzeye çekmek mümkündür.

Kaygı Bozuklukları için Tedavi Seçenekleri

Kaygı bozuklukları tedavi sürecine kısa zamanda yanıt vermektedir. Belirlenen tedavi kaygı bozukluğunun şiddetine ve türüne göre değişmektedir. Kaygı bozuklukları genellikle ilaçlar, terapi veya ikisinin birleşimi ile tedavi edilebilmektedir.

Kaygı Giderici İlaçlar

Anti- depresanları içeren çok fazla ilaç türü tedavide kullanılmaktadır. İlaçlar en çok etkiyi terapiyle birlikte devam ettirildiğinde göstermektedir.

Benzer Yazılar

Tatil Sonrası Adaptasyon Güçlüğünün Yaşanmasında 10 Önemli Faktör

Alışveriş bağımlılığı (onyomani), kişinin ihtiyacı olsun olmasın, bu durumun kendisini maddi anlamda zorlamasına rağmen satın alma dürtüsünü kontrol edememesidir.

Boşanma Sonrası Kadınlar Neler Yaşar?

Yeni başlayan romantik ilişkilerde, kişiler, yeni tanıştıkları partnerlerinin profillerini incelemeye epey zaman sarf edebiliyor.

Vajinusmustan Kurtulmak Sandığınız Kadar Zor Değil!

12 Adımda Çocuklarınızı Yeni Dönemde Okula Hazırlayın!

Belli bir yerde kısılmış hissetme veya kaçamama gibi irrasyonel ve yoğun korkunun eşlik ettiği önemli bir anksiyete bozukluğu çeşididir.

Kadınlarda Orgazm Bozuklukları Nedir?

Depresyon kişinin ruh ve beden sağlığını doğrudan etkiler.

Ülkemizde psikoterapi yaygınlığı ve buna duyulan talep 15 yıldır giderek artmaktadır.

"
Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Tedavisi | IIENSTITU

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Tedavisi | IIENSTITU

Yaygın Anksiyete Bozukluğu ve Tedavisi

İnsan psikolojisi söz konusu olduğunda bir araya gelen sorun, duygu ve düşünceler rahatsızlık yaratacak düzeyde kişinin hayatını etkilemeye başlar. Bununla birlikte modernizmin yarattığı ve postmodernizm sürdürdüğü sorunlar, eksiklikler, değişebilen koşullar insan hayatını ve düzenini etkileyebilecek ölçüde mühim konulardır. İşsizlik, geçim sıkıntısı, iş , aile, travma ve stres yaratan öğrenilmiş korkular psikoloji literatüründe kaygıya sebep veren durumları oluşturur. Günlük hayatımızda meşgul olduğumuz iş ya da olaylar dışında düşünceler, duygular ve öğrendiğimiz her bilgi bizde strese neden olabilecek etkenleri barındırabilir.

Makul düzeydeki stresin, insanın evrim sürecinde"kaç ya da öl" komutunu devam ettirmesinden ötürü yararları vardır. Stres ve kaygı, insanın tehlikelere karşı uyarılma düzeylerini yükseltir ve kaçarak kurtulmasını sağlar. Ne zaman bu düzey kontrolden çıkıp artarsa o zaman tehlikenin tehlikesi düşüncesinden korkmaya ve kaygılanmaya başlanır.

Aklı meşgul eden düşünceler ve varsayımlara dayalı tasarılar, kişiyi kendi yarattığı ya da yaratılmış kaygılara sürükler. Kaygı, kendisini tekrar tekrar aynı durum ya da olaylarda gösterir ve kişiyi içinden çıkamayacağını sandığı bir hücreye hapseder. Kontrolden çıkan ve insanı kısıtlayan kaygılar, psikoloji alanında anksiyete bozukluğu olarak tanımlanır. Anksiyete bozukluğu, farklı çeşitleri olan genel bir rahatsızlıktır. Fobilerle de ilişkili olarak öğrenilmiş kaygılar, kişiyi uzun süre rahatsız eder.

Anksiyete bozukluğunda da tekrar eden ve kişiyi çaresiz bırakan rahatsızlık, yaygın anksiyete çeşididir. Yaygın anksiyete bozukluğu, kaygının ileri düzeydeki adıdır ve belirtileriyle kişiyi sosyal hayatından dahi uzaklaştıracak etkilere sahiptir. Bu tür bir rahatsızlık etkilerini içsel ve dışsal olarak gösterdiğinden farkında olunması ve önlem alınması gerekilen bir durum söz konusudur. Yazımızda da anksiyetenin belirtileri ve tedavisi hakkında bilgileri ve fikirleri paylaşacağız. Şunu da söylemeden geçmemek lazım ki anksiyete rahatsızlığı tanısı ve tedavisi hakkında ayrıntılı ve tutarlı bilgileri, psikoloji alanında hizmet verenlerden edinmek doğru olan yoldur.

Anksiyete Ne Demek?

Anksiyete sözcüğü kökenini, Latince "angere" fiilinden almıştır. Angere, "boğmak, daraltmak, tıkanmak" anlamlarını içermektedir. Anksiyete, anlamlarını gösterecek ölçüde kişiyi bunaltan bir duruma getirir. Bilinen ve sık kullanılan adıyla kaygı, nedenlerin yarattığı korku ve endişelerin kişiyi zihinsel ya da bedensel olarak rahatsız etmesidir. Yaşadığımız çağın gelişim evresi ve yeniliklere yol açacak koşulları oluşturması, toplum ve birey üzerinde de etkisini göstermektedir. Çağımız, birçok gelişimi ve yeniliği yaşatırken insana özgü sorunları da ortaya çıkaracak altyapıyı oluşturmaktadır. Böylece bireyin yaşadığı kişisel- psikolojik sorunlar, sosyal sorunlarla birleşerek kendini bir rahatsızlık olarak sunar. Anksiyete bozukluğu da kişinin deneyimleri üzerinden ilerleyerek kendini ortaya çıkaracak alanı yaratır.

Çocukluk ve ergenlik dönemindeki travma ve stres yaratan olayların, yetişkinlik devresinde sorun teşkil ettiği birçok araştırma sonucu ortaya çıkmıştır. Tabii burada bahsi geçen travma ve stres, aşılamadığı taktirde yetişkinlik döneminde rahatsızlık yaratır. Yaygın anksiyete bozukluğu, anksiyeteden farklı olarak kişiyi uzun süre rahatsız eder ve belirtiler zihinsel- bedensel olarak hissedilir.

Yaygın anksiyete, travma ve stresin zaman içinde kişinin yaşadığı boşluktan da faydalanarak kontrolsüz kaygı yaratmasıdır. Kaygı ve stres, tehlikelere ve kötü olaylara yönelik uyarılmayı sağlarken maksimum düzeye ulaşan kaygı kişiyi kendi kontrolü altına alır. Bu tür bir kaygı durumunda kişi, kontrolü dışında yaşanan durumu denetim altına almaya çalışır. Kaygı yaratan durumlardan ve mekânlardan uzaklaşır, sosyal hayatındaki koşulları değiştirmeye çalışır.

Yaygın anksiyete bozukluğunda düşünceler ve tasarılar, rahatsızlığın düzeyini yükselten etkenlerdir. Kişi, kendi yarattığı ya da öğrenilmiş korkularından, kaygılarından muzdariptir. Ayrıca bu korku ve kaygıların mantık dışı ve tasarlanmış düşüncelerden oluştuğunu kişi bilmesine rağmen rahatsızlığın önüne geçememektedir. Çünkü bu durum kişiyi, uzun süre derin ve ciddi anlamda etkileyerek "gerçekmiş gibi" bir hissiyatı yaratır. Kişi bu hâl içinde çevresini saran düşünceler ve kaygılarla kendi içinde bir savaş verir.

Zihinsel ve fiziksel belirtiler de eklenince rahatsızlık, döngüsel bir şekilde kişiye devamlı sıkıntı yaşatır. Yaygın anksiyete bozukluğunda tanı koymak için belirtilerin tutarlı olması ve devamlılık arz etmesi gerekir. Belirtileri doğru yorumlamak, hem hastaya hem de ilgili alanda çalışanlara düşmektedir.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Belirtileri

Psikoloji alanı bize gösterdi ki hastalık ve rahatsızlık belirtileri, fiziksel olabileceği kadar zihinsel belirtilerle de kendisini gösterebilmektedir. Psikolojik ve nörolojik kökenli rahatsızlık ve hastalıklar, beden ile zihnin sistemini etkileyecek belirtileri sergiler. Psikoloji alanındaki çalışmalar, rahatsızlıkların nedenleri ve sonuçlarının zihnin düşünce yapısından etkilendiği açıklamaktadır.

Yaygın anksiyete bozukluğunda da belirtiler önce zihinde daha sonra da bedende görülür. Zihinde görülür, çünkü zihin her şeydir. Düşünceler, tasarılar, geçmiş, gelecek ve bugün zihinde işlenir ve kaygıyı oluşturacak şekilde kişiyi etkiler. Anksiyete bozukluğunun fiziksel bir hastalık olmadığını sadece fiziksel belirtiler de gösterebilen bir rahatsızlık olduğunu da söylemek gerek.

Yaygın anksiyete bozukluğu, zihinde savaş veren kişinin endişeli bir hal içinde olmasına yol açar. Sürekli kaygılı düşünceleri beslemekten yorulan zihin kişiyi ruhen ve bedenen etkiler. Anksiyete bozukluğuna sahip kişiler, endişe verici düşünceler sebebiyle genellikle huzursuz ve tedirgin hissederler. Zihinde yer alan deneyimler ve düşünceler artık bir rahatsızlığa sebep olarak bedene de sirayet eder. Rahatsızlığa sahip kişilerin ortak tecrübelerine dayalı olarak belirtileri aşağıdaki gibi sıralamak mümkün.

Endişe ve Gerginlik Aşırı heyecana bağlı titreme, terleme Kas seğirmesi ve ağrısı Yorgunluk ve hoşnutsuzluk Baş ve sırt ağrısı Heyecan ve kaygıdan dolayı uyuyamama Birbirini etkileyen döngüsel düşünceler Sese karşı aşırı duyarlılık Kalp atışlarının hızlanması ve göğüs ağrısı

Belirtileri değerlendirirken hangi şiddette sizi etkilediğini de bilmeniz gerek. Bazı belirtiler her insana özgü görülebilirken bazıları da başka bir hastalığın sebebi olabilir. Günümüzde, sağlık sorunlarına tanı koymak internet ortamında yaygınlaşmakta ve bu durum bazı tutarsız değerlendirme ve tespitlere yol açmaktadır.

İnternetten sağlığınıza yönelik tanı koymak, her tür bilgiyi ve görüşü saklayan bir ortamda sizi doğru sonuca ulaştırmaz. Doğru ve tutarlı bir sonuç için önce kendinizi gözden geçirmeli, belirtileri öğrenmeli, daha sonra ise alanda çalışan ilgili kişilere danışarak tedavi yollarını öğrenmelisiniz.

Yaygın Anksiyete Bozukluğu Tedavisi

Anksiyete bozukluğu belirtilerini taşıyan kişinin en kısa sürede tedavi olması kendi yararına olacaktır. İçsel kaynaklı olarak kişinin sosyal hayatını da etkileyen bir rahatsızlık, tedavi yollarını araştırmayı gerektiriyor. Zihninizi meşgul eden düşünceler ve kendinizi denetim altına alarak hayatınızı kısıtlamanız bir süre sonra kendinizi yalnızca bu rahatsızlıktan ibaret olarak görmenize yol açabilir. Anksiyete bozukluğu tedavisi, psikolog, psikoterapist ve psikiyatristlerin üstlendiği bir alandır. Bundan dolayı bu alanın dışında kişi ya da gruplardan alınacak desteğin ve hizmetin tamamıyla fayda sağlayacağı söylenemez.

Anksiyete bozukluğu tedavisinde kişinin yapması gereken bazı uygulamalar da bulunmaktadır. Örneğin, sosyal aktivitelere katılmak, kendinizi düşüncelerle dolu bir yere kapanmaktan ziyade ilginizi çeken işlerle meşgul etmek yapılabilecek uygulamalardır. Yaygın anksiyete belirtilerinde sık tekrarlanan durum ve duygulara karşı psikolog ve psikiyatristlerden destek alınabilir. Anksiyete ve fobiler için etkili bir tedavi yöntemi olan bilinçsel davranışçı terapi, kalıplaşmış olumsuz inanç ve düşüncelere karşı kişiyi rahatlatan düşünce ve duyguların zihinde yer almasını sağlar.

Bu tedavi yöntemi ve diğer psikoterapi yöntemleri, kişinin rahatsızlık deneyimine göre kısa ya da uzun seanslarla uygulanır. Ayrıca rahatsızlığa karşı psikiyatristlerden tarafından verilen gerekli ilaçları da belirlenen aralıklarla almanız gerekebilir. Tekrar hatırlanmakta fayda var ki anksiyete bozukluğu ve diğer psikolojik kökenli rahatsızlıkların tedavi yöntemleri için alanda çalışanlarının bilgi ve görüşlerine öncelik vermek gerekir.

"